TÜRK MEDENÎ KANUNU
TÜRK MEDENÎ KANUNU
Kanun Numarası : 4721 Kabul Tarihi: 22 Kasım 0000
Xxxxxxxx Tarihi: 01 Xxxx 2002 Yayımlandığı Resmi Gazete:08 Aralık 2001
BAŞLANGIÇ
A. Hukukun uygulanması ve kaynakları
Madde 1.(1 **) - Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır. (TMK Md: 4, 367, 650 ,653 ,661, 675 ,684 ,685, 686, 737 ,751 ,815. )
* 17 .10 .1945 tarihli 23 /12 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :192
Emniyet sandığına tutuya konulan (rehin edilen ) taşınmazların bu sandıkça zorlu yürütme ( icra ) yoluyla satın alınma ve sonradan başkasına satılması işlemi tecimsel ( ticari) niteliktedir.
*17.10..1945 tarihli 2/13 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :206
Xxxxxx Xxxxx Yolları yığımlıklarına (ardiyelerine) konulan ve belli bir süre ,içinde boşaltılmayan nesnenin ardiye ücretine bağlı tutulması gerekir.
*12.11.1947 tarihli 14/22 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :730 Dişçilik tecimsel bir iş olmayıp ,medeni yani olağan bir işlemdir.
*17.11.1948 tarihli 5/8 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa :74
Baro oluşmayan ve üç dava vekili olmayan yerlerde avukat veya dava vekili niteliği bulunmayan vekillere genel hükümler dairesinde bir ücret verilmesi gerekir.
Bu ücret usul hükümlerince yargılama giderleri arasında göz önüne alınmalıdır.
* Yargıtay içtihadı birleştirme kararlarının(Y İ B K) özetleri,Yargıtay’ın 1999 tarihli 26 sayılı yayımından aynen alınmıştır
** Madde numaralarından sonra gelen parantez ( ) içindeki rakamlar, yürürlükten kaldırılan Türk Kanun-u Medenisinin bu maddeye denk düşen (tekabül eden) madde numarasıdır .
.
B. Hukukî ilişkilerin kapsamı
I. Dürüst davranma
Madde 2.(2) - Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. (TMK Md: 3 ,8 ,9, 14, 15 ,00 ,00, 000 , 000, 000,
000 ,000, 566 ,585, 659, 660, 683, 724, 725, 775, 777 ,786, 791 ,988 ,989, 990, 991 ,993, 994, 1023, )
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. (TMK Md: 24, 348, 483, 565, 617, 730, 737, 785, 791, 807, 809, 816 , 817, 916, )
*17.10..1945 tarihli 2/13 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :206
Xxxxxx Xxxxx Yolları yığımlıklarına (ardiyelerine) konulan ve belli bir süre ,içinde boşaltılmayan nesnenin ardiye ücretine bağlı tutulması gerekir.
*25.1.1984 tarihli 3/1 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 6 sayfa :121
İstisna sözleşmesinin bir türü olan inşaat sözleşmelerinde müteahit işi kendi kusuru il muayyen zamanda bitirmeyerek temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde, uyuşmazlığın kural olarak BK : 106 – 108 maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Ancak, olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda ,MK. 2. Maddesi hükmü gözetilerek sözleşmenin feshi ileriye etkili sonuç doğurur.
*30.9.1988 tarihli 2/2 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 6 sayfa :503
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak aşılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. Bununla beraber kat mülkiyeti kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölümü satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde,olayın özelliğine göre hakim. MK. 2. Maddesini gözeterek açılan tescil davasını kabul edebilir.
*8.11.1991 tarihli 4/3 Y İ B K Yargıtay Kararlar Dergisi 1992/2 sayfa :165
Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı iktisap eden kimseye karşı MK.931. maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptal davalarında ;dava açma iradesi, iktisabın kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşır. Kaldı ki öyle olmasa bile buradaki kötü niyet iddiası hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğundan yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebilir.
II. İyiniyet
Madde 3.(3) - Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. (TMK Md:6, 119, 147, 156, 157, 190, 192, 262, 263, 363, 378, 410, 566, 567, 585, 618,
639, 655, 712, 723, 724, 763, 777, 787, 920, 921, 922, 929, 939, 950, 980, 986, 988, 989, 990, 991, 993, 994, 995,1023, 1024,1025 )
Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz. (TMK Md 2 )
*5.07.1944 tarihli 12/26 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 2 sayfa :412
1 – Tapu görevlisi önünde yapılmayan satışlar sonucu mal sahibini ( satıcının) taşınmaz maldan elini çekip alıcıya teslim etmesinde bina yapımı ve ağaç dikimi için onama (muvafakati) vardır.
2 – Tarla vererek bağ ve bahçe yaptırmak sözleşmelerinde ise ağaç dikimi yolundaki uygun görmesi
açıktır.
Bu nedenlerle her iki halde de Medeni Kanun M. 650 uygulanabilir.
*14.2.1951 tarihli 17/1 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 309
Olgu (vakıa ) ve belirtilerden (karinelerden) olayda yasa gereğince iyi niyet savında bulunamayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer yana kanıtlattırılmasına artık neden yoktur. Dava hakkınnın doğumunu sağlayan veya ortadan kaldıran iyi ve kötü niyetin bu durumda yargılıkça kendiliğindem göz önünde tutulması gerekir.
III. Hâkimin takdir yetkisi
Madde 4.(4) - Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir. (TMK Md: 1, 24, 26, 27, 80, 67, 121, 127, 164, 182, 289, 292, 370, 378, 380, 387, 414,
415, 615, 730, 737, 738, 766, 879, )
*11.11.1994 tarihli 4/4 Y İ B K Yargıtay Kararlar Dergisi 1995/2 sayfa :165
C. Genel nitelikli hükümler
Madde 5.(5) - Bu Kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.
*9.10.1946 tarihli 6/12 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :419, 420
Bir kimsenin yasalar uyarınca henüz malik olmadığı ve tapu kütüğünde yazılı olmayan bir taşınmazını başkasına satıp teslim etmesi, ileride, mülkiyet edimine yarayan o mal üzerindeki eylemsel kullanım hakkını, elmenliğini aktarmayı üstlenmesidir. Nesnel bir hak olan elmenliğin her hak gibi aktarılması olanaklı ve geçerli olup resmi biçime bağlı bulunmadığı cihetle bu işlem tapulu taşınmazların dış satışlarına örnekseme yoluyla kendiliğinden hükümsüz sayılmaz.
Böyle bir aktarmaya karşı aldanma, onamda sakatlık vesaire gibi nedenlerle yapılan sataşmalarda (taarruzlarda) öteki yanın, zaman aşımına veya hak düşürücü sürelere dayanarak savunma hakkı vardır.
Dava nedenine bakılarak olaya uyan zamanaşımı veya hak düşürücü süre hükümlerinin uygulanması gerekir. Yerine göre Borçlar Kanununun 125. Maddesinde yazılı zamanaşımı uygulanabilir.
*5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :604 Takma ad davaları dinlenebilir ve yazılı kanıt ile kanıtlanması uygun olur.
D. İspat kuralları
I. İspat yükü
Madde 6.(6) - Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. (TMK Md:7, 29, m30, 33, 179, 184, 208, 213, 258, 287, 294,302,369,512, 800, 808, 882,940, 945, 985, 986, )
*14.2.1951 tarihli 17/1 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 309
Olgu (vakıa ) ve belirtilerden (karinelerden) olayda yasa gereğince iyi niyet savında bulunamayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer yana kanıtlattırılmasına artık neden yoktur. Dava hakkınnın doğumunu sağlayan veya ortadan kaldıran iyi ve kötü niyetin bu durumda yargılıkça kendiliğindem göz önünde tutulması gerekir.
.
II. Resmî belgelerle ispat
Madde 7.(7) - Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur.
Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir. (TMK Md: 30,36, 41, 43, 47, 60. 102, 103, 104, 114,
139, 141, 144, 170, 205, 374, 378, 438, 531, 532, 533, 536, 545, 706, 709, 764, 765, 811, 856, 997, 1027 )
*5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :604 Takma ad davaları dinlenebilir ve yazılı kanıt ile kanıtlanması uygun olur.
BİRİNCİ KİTAP KİŞİLER HUKUKU
BİRİNCİ KISIM GERÇEK KİŞİLER
BİRİNCİ BÖLÜM KİŞİLİK
A. Genel olarak
I. Hak ehliyeti
Madde 8.(8) - Her insanın hak ehliyeti vardır.
Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler. (TMK Md: 28, 48, 581, 582, 643, 649, 650, 669, 678, 797, )
II. Fiil ehliyeti
1. Kapsamı
Madde 9.(9) -Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. (TMK Md: 11, 13, 49, 50, 124, 187, 189, 192,413, 429, 502, 503, 550, )
2. Koşulları
a. Genel olarak
Madde 10.(10) - Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. (TMK Md: 9, 11, 13, 502, 503, )
b. Erginlik
Madde 11.(11) - Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar. (TMK Md: 12, 124, 450, 454, 503 )
c. Ergin kılınma
Madde 12.(12) - Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği (TMK Md: 16 )ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. (TMK Md:336, 348, 463, 470, 502 )
d. Ayırt etme gücü
Madde 13.(13) - Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. (TMK Md: 10, 16, 125, 145, 147, 204, 308, 309, 344, 405,429, 458, 502, 536, 577, )
III. Fiil ehliyetsizliği
1. Genel olarak
Madde 14.(14) - Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur. (TMK Md: 9, 11, 13, 404, 405, 406, 407, 408, 429, 470, 471, 472, )
2. Ayırt etme gücünün bulunmaması
Madde 15.(15) - Kanunda gösterilen ayrık durumlar(TMK Md: 10, 13, 125, 145, 156,369, 502, 559, ) saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.
*16.3.1931 tarihli 18/2 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 1 sayfa :170
Kocanın konutu (yerleşim yeri – ikametgahı ) belli olduğu taktirde karının ( kadının ) açacağı boşanma davalarında yetkili hakim , kocanın konutunun ( yerleşim yerinin ) bulunduğu yer hakimidir.
*11.6.1941 tarihli 4/21 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 1 sayfa :692
Bir tasarruf zamanında temyiz (ayırtım ) gücünden yoksun olduğu anlaşılan kişinin o tasarrufun hüküm taşımayacağı iddiasının kabulü için bunu dava eden vasiye bundan başka diğer tarafın kötü niyetini dahi kanıtlama yükü yüklenemez.
*9.3.1955 tarihli 22/2 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 595
İpotek göstermek suretiyle borç para alan bir kimsenin sözleşme gününde sezgin olmaması (tamyiz kudretinden mahrumiyet ) ipotek silimlendiğide (terkin edildiğinde )alacağın bağlı olduğu zamanaşımı ,ipoteğin silimi hakkında hükmün kesinleştiği günden başlar
3. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar
Madde 16.(16) - Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. (TMK Md: 12, 13, 14, 15, 61,126, 127, 205, 308, 309, 342, 343,344, 357,359,369, 429, 448, 450, 451, 455 )
Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. (TMK Md:23, 24, 25, 118. 120, 121, 122, 126, 127, 167, 308, 295, 364, )
Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerinden sorumludurlar. (TMK Md:369, 452,)
IV. Hısımlık
1. Kan hısımlığı
MADDE 17.(17) - Kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur.
Biri diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de, ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı vardır. (TMK Md 82, 129, 145, 364,392, 399, 400, 414, 416, 495, 536, ):
.
2. Kayın hısımlığı
Madde 18.(18) - Eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur.: (TMK Md 17, 129, 145, 367, 399, 400, 414, 536 )
Xxxxx hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesiyle ortadan kalkmaz. (TMK Md: 129, 145, 156, )
V. Yerleşim yeri
1. Tanım
Madde 19.(19) - Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. (TMK Md20, 21, 32, 51, 164, 168, 197, 291, 293, 294, 396, 403, 410, 411, 412, 430, 462, ):
Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz.
Bu kural ticarî ve sınaî kuruluşlar hakkında uygulanmaz. (TMK Md: 51 )
*16.3.1931 tarihli 18/2 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 1 sayfa :170
Kocanın konutu (yerleşim yeri – ikametgahı ) belli olduğu taktirde karının ( kadının ) açacağı boşanma davalarında yetkili hakim , kocanın konutunun ( yerleşim yerinin ) bulunduğu yer hakimidir.
2. Yerleşim yerinin değiştirilmesi ve oturma yeri
Madde 20.(20) - Bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır. (TMK Md 21, 197, 412, 462 ):
Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı hâlde Türkiye'de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin hâlen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır.
3. Yasal yerleşim yeri
Madde 21.(21) - Velâyet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hâllerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. (TMK Md 168, 186, 339, 348, 359, 411, 462,516 )
Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir. (TMK Md : 411 )
*16.3.1931 tarihli 18/2 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 1 sayfa :170
Kocanın konutu (yerleşim yeri – ikametgahı ) belli olduğu taktirde karının ( kadının ) açacağı boşanma davalarında yetkili hakim , kocanın konutunun ( yerleşim yerinin ) bulunduğu yer hakimidir.
4. Kurumlarda bulunma
Madde 22.(22) - Bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmaz. (TMK Md 19 , 347, 407 ):
B. Kişiliğin korunması
I. Vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı
Madde 23.(23) - Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. (TMK Md 8, 9, 19, 24, 119, 120, 121, 341, 857, 870,893, ):
Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamaz.
Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak, biyolojik madde verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddî ve manevî tazminat isteminde bulunulamaz.
II. Saldırıya karşı
1. İlke
Madde 24.(24) - Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
2. Davalar
Madde 25.(24-A) - Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.
Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. (TMK Md:19 )
III. Ad üzerindeki hak
1. Adın korunması
Madde 26.(25) -Adının kullanılması çekişmeli olan kişi, hakkının tespitini dava edebilir. (TMK Md 158, 173, 187 ):
Adı haksız olarak kullanılan kişi buna son verilmesini; haksız kullanan kusurlu ise ayrıca maddî zararının giderilmesini ve uğradığı haksızlığın niteliği gerektiriyorsa manevî tazminat ödenmesini isteyebilir. (TMK Md: 24, )
2. Adın değiştirilmesi
Madde 27.(26) - Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir.
Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. (TMK Md 36, 173 ):
Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir. (TMK Md:24 )
C. Kişiliğin başlangıcı ve sonu
I. Doğum ve ölüm
Madde 28.(27) - Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. (TMK Md 18, 29, 31, 43, 44, 122, 129, 336, 382, 548, 575, )
Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. (TMK Md: 8, 427, 513, 520, 521, 522, 523, 524,525,526,582,643 )
*4.5.1978 tarihli 4/5 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :761 Davalı, davanın açılmasından önce ölmüşse ,davanın reddi gerekir.
II. Sağ olmanın ve ölümün ispatı
1. İspat yükü
Madde 29.(28) - Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır. (TMK Md: 7, 36, 427, 580, 581, 586, 592 )
Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır. (TMK Md: 575, 580, 581 )
2. İspat araçları
a. Genel olarak
Madde 30.(29/1) - Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. (TMK Md 7 ):
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir. (TMK Md: 7, 28, 36 )
*5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 3 sayfa :604 Takma ad davaları dinlenebilir ve yazılı kanıt ile kanıtlanması uygun olur.
b. Ölüm karinesi
Madde 31.(30) - Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır. (TMK Md: 29, 426 )
III. Gaiplik kararı
1. Genel olarak
Madde 32.(31) - Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. (TMK Md: 33 , 45, 131, 426 , 427, 584, 588, 926 )
Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri (TMK Md 19 ); eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
2. Yargılama usulü
Madde 33.(32) - Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir.
Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırır. ( TMK Md:32 )
Bu süre, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır.
3. İstemin düşmesi
Madde 34.(33) -Gaipliğine karar verilecek kişi, ilân süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi düşer.
4. Hükmü
Madde 35.(34) - İlândan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. (TMK Md: 45, 131, 427, 494, 495, 496, 497, 498,499, 500, 501, 584, 600,605 )
Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur. (TMK Md: 32, 45, 131, 427, 584, 926 )
İKİNCİ BÖLÜM KİŞİSEL DURUM SİCİLİ
A. Genel olarak
I. Sicil
Madde 36.(35) - Kişisel durum, bu amaçla tutulan resmî sicille belirlenir. Bu sicilin tutulmasına ve zorunlu bildirimlerin yapılmasına ilişkin esaslar,
ilgili kanunda gösterilir. (TMK Md 41,43 45, 144,):
II. Görevliler
Madde 37.(36) - Kişisel durum sicili, Devletçe atanan memurlar tarafından tutulur. Sicil kayıtlarını tutmak ve örnek vermek bu memurların görevidir.
Yabancı memleketlerdeki Türkiye temsilcilerine, Dışişleri Bakanlığının önerisi, İçişleri Bakanlığının katılması ve Başbakanlığın onayı ile nüfus memurluğu yetkisi verilebilir.
III. Sorumluluk
Madde 38.(37) - Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Xxxxxxxx xxxxxx edilir. (TMK Md: 466, 468, 1007 )
Tazminat ve rücu davaları, kişisel durum sicilinin tutulduğu yer mahkemesinde açılır.
IV. Düzeltme
1. Genel olarak
Madde 39.(38) - Mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamaz. (TMK Md 27, 33, 42, 144, 154, 295 )
2. Cinsiyet değişikliğinde
Madde 40.(29/2) – Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.
Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.
B. Doğum kütüğü
I. Bildirme
Madde 41.(39) - Doğumlara ilişkin bildirimler ve kimliği bilinmeyen bulunmuş çocuklar hakkındaki işlemler ilgili kanun hükümlerine göre yapılır.
II. Doğum kütüğünde değişiklikler
Madde 42.(40) - Kişisel durumdaki değişiklikler, özellikle evlilik dışı bir çocuğun tanınması (TMK Md 295 ) veya hâkimin babalığa karar vermesi (TMK Md 301,302,) , soybağının düzeltilmesi (TMK Md 292 ) evlât edinme (TMK Md 305 ) ya da bulunmuş bir çocuğun soybağının belli olması (TMK Md 282 ) ilgili kanun hükümlerine göre kütüğe işlenir.
C. Ölüm kütüğü
I. Ölümün bildirilmesi
Madde 43.(41) - Ölümlere ilişkin bildirimler ilgili kanun hükümlerine göre yapılır. (TMK Md 28, 30, 575 )
II. Cesedi bulunamayan kişi
Madde 44.(42) - Bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde ortadan kaybolursa cesedi bulunamamış olsa bile, o yerin en büyük mülkî amirinin emriyle kütüğe ölü kaydı düşürülür.
Bununla birlikte her ilgili, bu kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebilir. (TMK Md 28, 30, 40 , 575 )
III. Gaiplik kararı
Madde 45.(43) - Gaiplik kararı, hâkimin bildirmesi üzerine, ölüm kütüğüne kaydolunur. (TMK Md 32, 33, 34, 35 ,36 )
IV. Değişikliklerin kütüğe geçirilmesi
Madde 46.(44) - Tescile esas olan bir bildirimin doğru olmadığının tespit edilmesi veya kime ait olduğu bilinmeyen cesedin kimliğinin belli olması ya da gaiplik kararının kaldırılması sebepleriyle zorunlu olan değişiklikler, ilgilinin kütükteki kaydının düşünceler sütununa yazılarak yapılır. (TMK Md 7, 34, 35, 39,42 )
İKİNCİ KISIM TÜZEL KİŞİLER
BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER
A. Tüzel kişilik
Madde 47.(45) - Başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar. (TMK Md55, 58, 59, 60, 102)
Amacı hukuka veya ahlâka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz. (TMK Md 89 , 113, 372, 557, 558, )
B. Hak ehliyeti
Madde 48.(46) - Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler. (TMK Md 8, 11, 13,17, 18,21, 51,118,124,129, 145, ,295,296, 305,335 364. 414, 495 ,496, 497, 498, 499, 500, 528, 531,
545, )
C. Fiil ehliyeti
I. Koşulu
Madde 49.(47) - Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. (TMK Md 9, 49, 72,73,74,75,84,107,108, 109 )
II. Kullanılması
Madde 50.(48) - Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. (TMK Md 49, 72, 73, 74, 75, 84, 107, 108, 109 )
Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar.
Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.
D. Yerleşim yeri
Madde 51.(49) - Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. (TMK Md 19 )
E. Kişiliğin sona ermesi
I. Sınırlı devam etme
Madde 52.( ) - Sona eren tüzel kişinin kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam eder.
II. Malvarlığının tasfiyesi
Madde 53.(51) - Tüzel kişinin malvarlığının tasfiyesi, kanunda ve kuruluş belgesinde aksine hüküm bulunmadıkça, terekenin resmî tasfiyesine ilişkin hükümlere göre yapılır.
III. Malvarlığının özgülenmesi
Madde 54.(50) - Tüzel kişinin malvarlığı, kanunda veya kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça ya da yetkili organı (TMK Md 72, 73, 74,75, 107,
109 ) başka türlü karar vermedikçe, en yakın amacı güden kamu kurum veya kuruluşuna geçer.
Bu malvarlığı olanak ölçüsünde daha önce özgülendiği amaç için kullanılır.
Hukuka veya ahlâka aykırı amaç güttüğü için kişiliği mahkeme kararıyla sona eren tüzel kişinin malvarlığı her hâlde ilgili kamu kuruluşuna geçer. (TMK Md 47,89, 113, 372, )
F. Saklı hükümler
Madde 55.(52) - Kamu tüzel kişileri ile ticaret şirketleri hakkındaki kanun hükümleri saklıdır.
İKİNCİ BÖLÜM DERNEKLER
A. Kuruluşu
I. Tanımı
Madde 56.( ) - Dernekler, en az yedi gerçek kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.
Hukuka veya ahlâka aykırı amaçlarla dernek kurulamaz.
II. Dernek kurma hakkı
Madde 57.( ) - Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.
Dernek kurucularının fiil ehliyetine sahip olması gerekir.
III. Tüzük
Madde 58.(56 ,53) - Her derneğin bir tüzüğü bulunur.
Dernek tüzüğünde derneğin adı, amacı, yerleşim yeri, kurucuları, gelir kaynakları, üyelik koşulları, organları ve örgütü ile geçici yönetim kurulunun gösterilmesi zorunludur.
Dernek tüzüğü, kanunun emredici hükümlerine aykırı olamaz. (TMK Md 72,73, 74, 75, 80, 82, 64, 66, 83, 87, 89, )
Dernek tüzüğünde düzenlenmemiş konularda kanun hükümleri uygulanır.
IV. Tüzel kişiliğin kazanılması
1. Kazanma anı
Madde 59.(53) - Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülkî amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar. (TMK Md 47, 89, )
Kuruluş bildiriminin içeriği ve gerekli belgelerin nelerden ibaret olduğu, yönetmelikte gösterilir.
2. İnceleme
Madde 60.(54) - Kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük xxxxx xxxx tarafından altmış gün içinde dosya üzerinden incelenir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve kurucuların hukukî durumlarında kanuna aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhâl kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük xxxxx xxxx, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir.
Kuruluş bildiriminde, tüzükte ve belgelerde kanuna aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık belirli sürede giderilmiş bulunursa; keyfiyet derhâl derneğe yazıyla bildirilir ve dernek, dernekler kütüğüne kaydedilir.
3. Dernek tüzüğünün ilânı
Madde 61.( ) - Dernek tüzüğü, derneğe yapılan yazılı bildirimden başlayarak onbeş gün içinde yerel bir gazete ile ilân edilir.
Tüzük ve yerleşim yeri değişikliklerinde de aynı usul uygulanır.
4. İlk genel kurul toplantısı
Madde 62.( ) - Dernekler, tüzüklerinin gazetede yayımlandığı günü izleyen altı ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve zorunlu organlarını oluşturmakla yükümlüdürler.
B. Üyelik
I. Kazanılması
1. Kural
Madde 63.( ) - Hiç kimse, bir derneğe üye olmaya ve hiçbir dernek de üye kabul etmeye zorlanamaz.
2. Koşulları
Madde 64.(63) - Fiil ehliyetine sahip bulunan her gerçek kişi, derneklere üye olma hakkına sahiptir.
Yazılı olarak yapılacak üyelik başvurusu, tüzükte başkaca bir düzenleme yoksa, dernek yönetim kurulunca en çok otuz gün içinde karara bağlanır ve sonuç yazıyla başvuru sahibine bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.
II. Sona ermesi
1. Kendiliğinden
Madde 65.( ) - Üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer.
2. Çıkma ile
Madde 66.(63) - Hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye altı ay önceden yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir. (TMK Md 58, 80, 67, )
3. Çıkarılma ile
Madde 67.(65) - Tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir.
Tüzükte çıkarma sebepleri gösterilmişse, çıkarma kararına bu sebeplerin haklı sayılamayacağı iddiasıyla itiraz edilemez.
Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye, ancak haklı sebeple çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir. (TMK Md 80, 68, 70, )
*20.9.1950 tarihli 4/10 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 299
Dernek tüzüğünde çıkarma nedeni gösterilmeyen durumlarda da derneğin bu hakkını kötüye kullandığından söz edilerek çıkarma kararına karşı dava açılabilir.
III. Kapsamı
1. Üyelerin hakları
a. Eşitlik ilkesi
Madde 68.(66) - Dernek üyeleri eşit haklara sahiptirler. Dernek, üyeleri arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, din ve mezhep, aile, zümre ve sınıf farkı gözetemez; eşitliği bozan veya bazı üyelere bu sebeplerle ayrıcalık tanıyan uygulamalar yapamaz.
Her üyenin, derneğin faaliyetlerine ve yönetimine katılma hakkı vardır.
Dernekten çıkan veya çıkarılan üye, dernek malvarlığında hak iddia edemez.
b. Oy hakkı
Madde 69.( ) - Her üyenin genel kurulda bir oy hakkı vardır; üye, oyunu
şahsen kullanmak zorundadır.
Onursal üyelerin oy hakkı yoktur.
2. Üyelerin yükümlülükleri
a. Ödenti verme borcu
Madde 70.(66,64) - Üyelerin ödenti verme borcu tüzükle düzenlenir. Tüzükte düzenleme yoksa üyeler, dernek amacının gerçekleşmesi ve borçlarının karşılanması için zorunlu ödentilere eşit olarak katılırlar. Dernekten çıkan veya çıkarılan üye, üyelikte bulunduğu sürenin ödentisini vermek zorundadır.
Onursal üyeler ödenti vermek zorunda değildir.
b. Diğer yükümlülükler
Madde 71.( ) - Üyeler, dernek düzenine uymak ve derneğe sadakat göstermekle yükümlüdürler.
Her üye, derneğin amacına uygun davranmak, özellikle amacın gerçekleşmesini güçleştirici veya engelleyici davranışlardan kaçınmakla yükümlüdür.
C. Organlar
I. Genel olarak
Madde 72.(57) - Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.
Dernekler zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak, bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.
II. Genel kurul
1. Niteliği ve oluşumu
Madde 73.(57) - Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur.
2. Toplanması
a. Olağan toplantı
Madde 74.(57) - Genel kurul, tüzükte belirtilen zamanda yönetim kurulunun çağrısı üzerine toplanır.
Olağan genel kurul toplantılarının en geç iki yılda bir yapılması zorunludur.
b. Olağanüstü toplantı
Madde 75.(57) - Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hâllerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine, yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır.
Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hâkimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.
c. Toplantısız veya çağrısız alınan kararlar
Madde 76.( ) - Bütün üyelerin bir araya gelmeksizin yazılı katılımıyla alınan kararlar ile dernek üyelerinin tamamının kanunda yazılı çağrı usulüne uymaksızın bir araya gelerek aldığı kararlar geçerlidir.
Bu şekilde karar alınması olağan toplantı yerine geçmez.
3. Toplantıya çağrı
Madde 77.( ) - Genel kurul, yönetim kurulunca, en az onbeş gün önceden toplantıya çağrılır. Bu amaçla toplantının günü, saati, yeri ve gündemi, yerel bir gazete ile ilân edilir ve aynı zamanda üyelere bir yazıyla bildirilir.
Toplantıya çağrı usulü ve toplantının ertelenmesine ilişkin konular, yönetmelikle düzenlenir.
4. Toplantı yeri ve toplantı yeter sayısı
Madde 78.( ) - Genel kurul toplantıları, tüzükte aksine hüküm olmadıkça, dernek merkezinin bulunduğu yerde yapılır.
Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hâllerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz.
Genel kurul toplantısı, bir defadan fazla geri bırakılamaz.
5. Toplantı usulü
Madde 79.( ) - Genel kurul toplantısının açılışından sonra, toplantıyı yönetmek üzere, bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile xxxxxx seçilir.
Genel kurul toplantısında yalnız gündemde yer alan maddeler görüşülür. Ancak, toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda biri tarafından görüşülmesi yazılı olarak istenen konuların gündeme alınması zorunludur.
Genel kurul toplantılarına hükûmet komiseri katılır. Ancak, komiserin toplantıya katılmaması toplantının yapılmasını önlemez.
6. Genel kurulun görev ve yetkileri
Madde 80.(58) - Genel kurul, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verir(TMK Md 64, 66, 67 ); dernek organlarını seçer (TMK Md 84 ) ve derneğin diğer bir organına verilmemiş olan işleri görür.
Genel kurul, derneğin diğer organlarını denetler ve onları haklı sebeplerle her zaman görevden alabilir.
7. Genel kurul kararları
a. Karar yeter sayısı
Madde 81.(59) - Genel kurul kararları, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğuyla alınır(TMK Md 72,73 74,75,67, 88 ) Şu kadar ki, tüzük değişikliği ve derneğin feshi kararları, ancak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir.
b. Oy hakkından yoksunluk
Madde 82.(61) - Hiçbir dernek üyesi, dernek ile kendisi, eşi(TMK Md 141 ), xxxxxxx ve xxxxxxx (TMK Md 17 ) arasındaki bir hukukî işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz.
c. Kararın iptali
Madde 83.(68) - Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her hâlde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir. (TMK Md 58,67, 106 )
Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.
Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır.
III. Yönetim kurulu
1. Oluşumu
Madde 84.(62) - Yönetim kurulu, beş asıl ve beş yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Yönetim kurulu üye sayısı, boşalmalar sebebiyle üye tamsayısının yarısının altına düşerse; genel kurul, kalan yönetim kurulu üyeleri veya denetim kurulu tarafından bir ay içinde toplantıya çağrılır. Çağrı yapılmazsa, üyelerden
birinin istemi üzerine, sulh hâkimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.
2. Görevleri
Madde 85.( ) - Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.
Temsil görevi, yönetim kurulunca, üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebilir.
IV. Denetim kurulu
Madde 86.( ) - Denetim kurulu, üç asıl ve üç yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda üyeden oluşur.
Denetim kurulu, denetleme görevini, dernek tüzüğünde belirtilen esas ve usullere göre yapar; denetleme sonuçlarını bir raporla yönetim kuruluna ve genel kurula sunar.
D. Sona erme
I. Kendiliğinden
Madde 87.(70) - Dernekler, aşağıdaki hâllerde kendiliğinden sona erer:
1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hâle gelmesi veya sürenin sona ermesi,
2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması,
3. Borç ödemede acze düşmüş olması,
4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hâle gelmesi,
5. Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması.
Her ilgili, sulh hâkiminden, derneğin kendiliğinden sonra erdiğinin tespitini isteyebilir. (TMK Md 58, 113, )
II. Genel kurul kararı ile
Madde 88.(69) - Genel kurul, her zaman derneğin feshine karar verebilir.
III. Mahkeme kararı ile
Madde 89.(71) - Derneğin amacı, kanuna veya ahlâka aykırı hâle gelirse; Cumhuriyet savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme, derneğin feshine karar verir(TMK Md 47, 58, 113 ) Mahkeme, dava sırasında faaliyetten alıkoyma dahil gerekli bütün önlemleri alır.
E. Derneklerin faaliyetleri
I. Genel olarak
Madde 90.( ) - Dernekler, amaçlarını gerçekleştirmek üzere, tüzüklerinde belirtilen çalışma konuları ve biçimleri doğrultusunda faaliyette bulunurlar.
Yasaklanan veya izne bağlı faaliyetlerle ilgili kamu hukuku nitelikli özel kanun hükümleri saklıdır.
Dernek faaliyetleri ile ilgili yasak ve sınırlamalara aykırılık hâlinde, Cumhuriyet savcısının istemiyle mahkemece faaliyetten alıkoyma kararı verilebilir.
II. Uluslararası faaliyet
1. Faaliyet serbestliği
Madde 91.( ) - Dernekler, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, uluslararası faaliyette bulunabilirler ve yurt dışında şube açabilirler.
Türkiye’de kurulan dernekler, amaçları doğrultusunda uluslararası alanda işbirliği yapılmasında yarar görülen hâllerde, Bakanlar Kurulunun izniyle yurt dışında kurulmuş dernek veya kuruluşlara üye olarak katılabilirler.
2. Yabancı dernekler
Madde 92.( ) - Yabancı dernekler, uluslararası alanda işbirliği yapılmasında yarar görülen hâllerde ve karşılıklı olmak koşuluyla kültürel, ekonomik ve teknik konularda bilgi veya teknolojilerinden yararlanılmak üzere, Bakanlar Kurulunun izniyle Türkiye’de faaliyette bulunabilirler, şube açabilirler, üst kuruluşlar kurabilirler, kurulmuş üst kuruluşlara katılabilirler.
III. Yabancıların dernek kurma hakkı
Madde 93.( ) - Türkiye’de yerleşme hakkına sahip olan yabancı gerçek kişiler, karşılıklı olmak koşuluyla dernek kurabilirler veya kurulmuş derneklere üye olabilirler.
Onursal üyelik için bu koşul aranmaz.
F. Derneklerin örgütlenmesi
I. Şube açmaları
1. Kuruluşu
Madde 94.( ) - Dernekler, gerekli görülen yerlerde genel kurul kararıyla şube açabilirler. Bu amaçla dernek yönetim kurulunca yetki verilen en az üç kişilik kurucular kurulu, şube açılacak yerin en büyük mülkî amirine şube kuruluş bildirimini ve gerekli belgeleri verir.
Şube kurucularının, şubenin açılacağı yerde en az altı aydan beri oturmakta olmaları zorunludur.
Şube kuruluş bildiriminin içeriği ve gerekli belgeler, yönetmelikte gösterilir.
2. Şubenin organları ve uygulanacak hükümler
Madde 95.( ) - Her şubede genel kurul ve yönetim kurulu ile denetim kurulu veya denetçi bulunması zorunludur.
Bu organların görev ve yetkileri ile şubelere ilişkin diğer hususlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
II. Üst kuruluşlar kurmaları
1. Federasyon
Madde 96.( ) - Federasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az beş derneğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulur.
Her federasyonun bir tüzüğü bulunur.
Federasyon, kuruluş bildirimi, tüzük ve gerekli belgelerin yerleşim yerinin en büyük mülkî amirine verilmesiyle tüzel kişilik kazanır.
2. Konfederasyon
Madde 97.( ) - Konfederasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyonun, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulur.
Her konfederasyonun bir tüzüğü bulunur.
Konfederasyon, kuruluş bildirimi, tüzük ve gerekli belgelerin yerleşim yerinin en büyük mülkî amirine verilmesiyle tüzel kişilik kazanır.
3. Ortak hükümler
Madde 98.( ) - Dernekler, bağlı oldukları federasyonun; federasyonlar da bağlı oldukları konfederasyonun genel kurulunda en az üçer üye ile temsil olunurlar. Temsilci üyeler, ilgili derneklerin ve federasyonların genel kurullarınca seçilirler.
Federasyon ve konfederasyonlara ilişkin diğer hususlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
G. Dernek gelirleri
Madde 99.( ) - Dernek gelirleri, üye ödentisi, dernek faaliyetleri sonucunda veya dernek malvarlığından elde edilen gelirler ile bağış ve yardımlardan oluşur.
H. Saklı hükümler
Madde 100.( ) - Kamuya yararlı dernekler ve özel kanunlarla kurulan dernekler hakkındaki özel hükümler saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VAKIFLAR
A. Kuruluşu
I. Tanımı
Madde 101.(73) - Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. (TMK Md
Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir.
Vakıflarda üyelik olmaz.
Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlâka, millî birliğe ve millî menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz.
II. Kuruluş şekli
Madde 102.(74) - Vakıf kurma iradesi, resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır(TMK Md 47, 372, 449, 526 ) Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Resmî senetle vakıf kurma işleminin temsilci aracılığıyla yapılması, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olmasına ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunmasına bağlıdır.
Mahkemeye başvurma, resmî senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hâkiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce re’sen yapılır.
Başvurulan mahkeme, mal ve hakların korunması için gerekli önlemleri re’sen alır.
III. Temyiz ve iptal
Madde 103.(74/3) - Mahkemenin verdiği karar, tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde, başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilebilir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ilgililer, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı hâlinde iptal davası açabilirler.
IV. Tescil ve ilân
Madde 104.(74/1,74/4) - Tesciline karar verilen vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir; ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğünde tutulan merkezî sicile kaydolunur.
Tescil kararı, başka bir mahkemece verilmiş ise, ilgili belgelerle birlikte tescil için vakfın yerleşim yeri mahkemesine gönderilir.
Yerleşim yeri mahkemesinin yapacağı bildirim üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğünce merkezî sicile kaydolunan vakıf Resmî Gazete ile ilân olunur.
Tescil ve ilân tüzük hükümlerine göre yapılır.
V. Mal ve hakların kazanılması ve sorumluluk
Madde 105.(74/6,74/7) - Özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer. (TMK Md 502, 531, )
Tescile karar veren mahkeme, vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği adına tescil edilmesini tapu idaresine bildirir.
Ölüme bağlı tasarrufla (TMK Md 531) kurulan vakfın mirasbırakanın borçlarından sorumluluğu, özgülenen mal ve haklarla sınırlıdır.
B. Vakıf senedi
I. İçeriği
Madde 106.(75) - Vakıf senedinde vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yeri gösterilir.
II. Noksanlıklar
Madde 107.(77) - Vakıf senedinde vakfın amacı ile bu amaca özgülenen mal ve haklar yeterince belirlenmiş ise, diğer noksanlıklar vakfın tüzel kişilik kazanması için yapılan başvurunun reddini gerektirmez.
Bu tür noksanlıklar, tescil kararı verilmeden önce mahkemece tamamlattırılabileceği gibi; kuruluştan sonra da denetim makamının başvurusu üzerine, olanak varsa vakfedenin görüşü alınarak vakfın yerleşim yeri mahkemesince tamamlattırılır.
Tescili istenen vakfa ölüme bağlı tasarrufla özgülenen mal ve haklar amacın gerçekleşmesine yeterli değilse; vakfeden aksine bir irade açıklamasında bulunmuş olmadıkça bu mal ve haklar, denetim makamının görüşü alınarak hâkim tarafından benzer amaçlı bir vakfa özgülenir.
C. Mirasçıların ve alacaklıların dava hakkı
Madde 108.(76) - Vakfedenin mirasçıları (TMK Md 495,496,497,498,499,500,501,) ile alacaklılarının, bağışlamaya ve ölüme bağlı tasarruflara (TMK Md 531 ) ilişkin hükümler uyarınca dava hakları (TMK Md 557,558, 560, ) saklıdır.
D. Vakfın örgütü
I. Genel olarak
Madde 109.(77/1) - Vakfın bir yönetim organının bulunması zorunludur.
Vakfeden, vakıf senedinde gerekli gördüğü başka organları da gösterebilir.
II. Çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakfı
Madde 110.(77-A,79/2) - Çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıflarının yöneticileri, yararlananlara, vakfın örgütü, işleyişi ve malî durumu hakkında gerekli bilgiyi vermekle yükümlüdürler.
Vakfa ödenti veren çalıştırılanlar ve işçiler en az yapmış oldukları ödeme oranında yönetime katılırlar ve temsilcilerini olabildiğince kendi aralarından seçerler.
Vakfın malvarlığının çalıştırılanların ve işçilerin yapacakları ödemelerle sağlanacak bölümünün işverene karşı vakfın bir alacağından ibaret olması, ancak bu alacak için yeterli güvence sağlanmış olmasına bağlıdır.
Yararlananların, vakfın edimlerinin yerine getirilmesini dava yoluyla isteyebilmeleri, ödenti vermiş olmalarına veya vakfı düzenleyen hükümlerin kendilerine bu hakkı tanımış bulunmasına bağlıdır.
Çalıştırılanlara ve işçilere yardım vakıflarında yararlananların yönetime katılmaları ve vakıftan yararlanma koşulları ile ilgili hükümlerde yapılacak değişiklikler, vakıf senedine göre buna yetkili organın istemi üzerine, denetim makamının yazılı görüşü alındıktan sonra yerleşim yeri mahkemesince karara bağlanır.
E. Denetim
Madde 111.(78) - Vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları Vakıflar Genel Müdürlüğünce ve üst kuruluşlarınca denetlenir. Vakıfların üst kuruluşlarınca denetimi özel kanun hükümlerine tabidir.
Denetimin nasıl yapılacağı, sonuçları ve bu Kanuna göre kurulmuş olsun veya olmasın bütün vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödeyecekleri denetim giderlerine katılma payı, vakfın safî gelirinin yüzde beşini geçmemek üzere tüzükle belirlenir.
F. Yönetimin, amacın ve malların değiştirilmesi
I. Yönetimin değiştirilmesi
Madde 112.(79) - Haklı sebepler varsa mahkeme, vakfın yönetim organı veya denetim makamının istemi üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra vakfın örgütünü, yönetimini ve işleyişini değiştirebilir.
Mahkeme, denetim makamının başvurusu üzerine, tüzükte gösterilen sebeplerle duruşma yaparak yöneticileri görevden alabilir ve vakıf senedinde başka bir hüküm yoksa yenisini seçebilir.
II. Amacın ve malların değiştirilmesi
Madde 113.(80,80-A) - Durum ve koşullardaki değişmeler yüzünden vakıf senedinde yazılı amaca bağlı kalınması vakfedenin arzusuna açıkça uymayacak hâle gelmiş ise mahkeme, vakfın yönetim organı veya denetim makamının başvurusu üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra vakfın amacını değiştirebilir.
Amacın gerçekleşmesini önemli ölçüde güçleştiren veya engelleyen koşulların ve yükümlülüklerin kaldırılmasında veya değiştirilmesinde de aynı hüküm uygulanır.
Amaca özgülenen mal ve hakların daha yararlı olanları ile değiştirilmesini veya paraya çevrilmesini haklı kılan sebepler varsa mahkeme, vakfın yönetim
organı veya denetim makamının başvurusu üzerine diğerinin yazılı görüşünü aldıktan sonra gerekli değişikliğe izin verebilir.
G. Yıllık rapor
Madde 114.(81) - Yönetim organı her takvim yılının ilk üç ayı içinde vakfın bir önceki yıla ait malvarlığı durumunu ve çalışmalarını bir rapor hâlinde denetim makamına bildirir ve durumun uygun araçlarla yayımlanmasını sağlar.
H . Faaliyetten geçici alıkoyma
Madde 115.( ) - İçişleri Bakanlığı, Anayasada öngörülen hâllerde ve belirlenen usullere uygun olarak, denetim makamının da görüşünü almak suretiyle mahkemece bir karar verilinceye kadar vakfı geçici olarak faaliyetten alıkoyabilir ve derhâl mahkemeye başvurur. Hâkim başvuruyu gecikmeksizin karara bağlar.
İ. Vakfın sona ermesi
Madde 116.(81-A) - Amacın gerçekleşmesi olanaksız hâle geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.
Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır.
J . Diğer hükümler
Madde 117.(81-B) - Vakıfların malları üzerinde zilyetlik yoluyla kazanma hükümleri uygulanmaz.
Derneklerin uluslararası faaliyette bulunmalarına ve üst kuruluş kurmalarına ilişkin hükümler kıyas yoluyla vakıflar hakkında da uygulanır.
Kamuya yararlı veya özel kanunlarla kurulan vakıflar hakkındaki özel hükümler saklıdır.
İKİNCİ KİTAP AİLE HUKUKU
BİRİNCİ KISIM EVLİLİK HUKUKU
BİRİNCİ BÖLÜM EVLENME
BİRİNCİ AYIRIM NİŞANLILIK
A. Nişanlanma
Madde 118.(82) - Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur. (TMK Md 5, 134, 135, 136, )
Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz. (TMK Md 11, 12, 13, 14, 15, 16, 120, 121, 122, 342, 343, 403, 445, 447, 452 )
B. Nişanlılığın hükümleri
I. Dava hakkının bulunmaması
Madde 119.(83) - Nişanlılık, evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez. (TMK Md 24 )
Evlenmeden kaçınma hâli için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı
dava edilemez; ancak yapılan ödemeler de geri istenemez.
II. Nişanın bozulmasının sonuçları
1. Maddî tazminat
Madde 120.(84) - Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür(TMK Md 2, 4, 121 ). Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.
Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler.
2. Manevî tazminat
Madde 121.(85) - Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK Md 4, 24, 25, 26, 158, 174, )
III. Hediyelerin geri verilmesi
Madde 122.(86) - Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler(TMK Md 1, ), verenler tarafından geri istenebilir.
Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
IV. Zamanaşımı
Madde 123.(87) - Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
İKİNCİ AYIRIM EVLENME EHLİYETİ VE ENGELLERİ
A. Ehliyetin koşulları
I. Yaş
Madde 124.(88) - Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir. (TMK Md 11 ,126, 153, 336, 342,343,
448 )
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir.
II. Ayırt etme gücü
Madde 125.(89) - Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. (TMK Md 13, 126, 145, 148, )
III. Yasal temsilcinin izni
1. Xxxxxxxx hakkında
Madde 126.(90) - Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.
(TMK Md 14, 16, 124, 134, 135, 136, 336, 342, 445, 448, )
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir.
2. Kısıtlılar hakkında
Madde 127.(91) - Kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.
(TMK Md 14, 16, 445, 448, 462, )
3. Mahkemeye başvurma
Madde 128.( ) - Hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi (TMK Md 335 , 414 ) dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir.
B. Evlenme engelleri
I. Hısımlık
Madde 129.(92) - Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:
1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, (TMK Md 17 ,)
2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, (TMK Md 17 )
3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında. (TMK Md 17 , 305 )
II. Önceki evlilik
1. Sona erdiğinin ispatı
a. Genel olarak
Madde 130.(93) - Yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır. (TMK Md 28, 43, 44, 131, 145, 147, 161, 161, 163, 164, 166,
167 )
b. Gaiplik durumunda
Madde 131.(94) - Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. (TMK Md 32 , 44,45 )
Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir.
Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir.
2. Kadın için bekleme süresi
Madde 132.(95) - Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. (TMK Md 28, 43, 44, 145, 161 – 167 285 )
Doğurmakla süre biter.
Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
III. Akıl hastalığı
Madde 133.(89/2) - Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler. (TMK Md 14, 15, 137, 138, 139, 145, 148 )
ÜÇÜNCÜ AYIRIM EVLENME BAŞVURUSU VE TÖRENİ
A. Başvuru
I. Başvuru makamı
Madde 134.(97) - Birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar.
Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır.
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir.
II. Şekli
Madde 135.(97/2) - Xxxxxxx, xxxxxxxxxxxx tarafından yazılı veya sözlü olarak yapılır.
III. Belgeler
Madde 136.(97/3) - Erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneğini, önceki evliliği sona ermiş ise(TMK Md 145, 147, 161-166 ) buna ilişkin belgeyi, küçük veya kısıtlı ise ayrıca yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.
IV. Başvurunun incelenmesi ve reddi
Madde 137.(99) - Evlendirme memuru, evlenme başvurusunu ve buna eklenmesi gereken belgeleri inceler. Başvuruda bir noksanlık görürse bunu tamamlar veya tamamlattırır.
Başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığı veya evleneceklerden birinin evlenmeye ehil olmadığı(TMK Md 8, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, ) ya da
evlenmeye yasal bir engel (TMK Md 129, 130, 131, 132, 133 ) bulunduğu anlaşılırsa, evlenme başvurusu reddolunur ve durum evleneceklere yazıyla hemen bildirilir.
V. Redde itiraz ve yargılama usulü
Madde 138.(100,101) - Evleneceklerden her biri evlendirme memurunun ret kararına karşı mahkemeye başvurabilir. İtiraz, evrak üzerinde incelenip kesin karara bağlanır.
Ancak, mutlak butlan sebeplerinden (TMK Md 145, ) birinin bulunduğuna ilişkin ret kararlarına karşı açılan davalar, basit yargılama usulüyle ve Cumhuriyet savcısının hazır bulunmasıyla görülür. (TMK Md 145, 146, )
B. Evlenme töreni ve tescil
I. Koşulları
1. Evlenme izni
Madde 139.(105) - Evlendirme memuru, evlenme koşullarının varlığını tespit ederse veya ret kararı mahkemece kaldırılırsa, evleneceklere evlenme gün ve saatini bildirir veya isterlerse evlenme izni belgesini verir.
Evlenme izni belgesi, verildiği tarihten başlayarak altı ay içinde evleneceklere herhangi bir evlendirme memuru önünde evlenebilme hakkı sağlar.
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir
*13.12.1985 tarihli 4/9 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 6 sayfa :317
Yasa kurallarına uygun hareket edildiği inancı içinde köy muhtarı huzurunda yapılan evlenme akitleri , muhtarın kendi idari görev alanı dışında yapılmış olsa bile geçerlidir.
2. Evlenmenin yapılamaması
Madde 140.(106) - Evlenme koşullarının bulunmadığının anlaşılması veya belgelerin verilmesinden başlayarak altı ayın geçmesi hâlinde, evlendirme memuru evlenme törenini yapamaz.
II. Yapılışı
1. Tören yeri
Madde 141.(108) - Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin (TMK Md 13 ) iki tanığın önünde açık olarak yapılır. Ancak, tören evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilir.
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir
*13.12.1985 tarihli 4/9 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 6 sayfa :317
Yasa kurallarına uygun hareket edildiği inancı içinde köy muhtarı huzurunda yapılan evlenme akitleri , muhtarın kendi idari görev alanı dışında yapılmış olsa bile geçerlidir.
2. Törenin şekli
Madde 142.(109) - Evlendirme memuru , evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşur. Memur, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklar.
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir.
3. Aile cüzdanı ve dinî tören
Madde 143.(110) - Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir.
Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.
C. Yönetmelik
Madde 144.(111) - Evlenme işlemi, evlenme kütüğü, evlenmeye ilişkin yazışma ve evlenme ile ilgili diğer konular yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM BATIL OLAN EVLENMELER
A. Mutlak butlan
I. Sebepleri
Madde 145.(112) - Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:
1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, (TMK Md 141 )
2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, (TMK Md 13, )
3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, (TMK Md 133, )
4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.
(TMK Md 129 )
II. Dava açma görevi ve hakkı
Madde 146.(113) - Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen açılır. (TMK Md 145 )
Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir.
III. Dava hakkının sınırlanması veya kalkması
Madde 147.(114) - Sona ermiş bir evliliğin (TMK Md 28 , 161 – 166 ) mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar(TMK Md 145 ) altına alınmasını isteyebilir.
Ayırt etme gücünün (TMK Md 13 ) sonradan kazanılması veya akıl hastalığının(TMK Md 133) iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını(TMK Md 145 ) yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir. (TMK Md 125, 145 )
Xxxxxxxx yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse (TMK Md 28 ,161-166 ) ve ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli (TMK Md 2, 3 ) ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez.(TMK Md 130, 149, 150 )
B. Nisbî butlan
I. Eşlerin dava hakkı
1. Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk
Madde 148.(116) - Evlenme sırasında (TMK Md 141 ) geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş, evlenmenin iptalini dava edebilir. (TMK Md 13, 14, 15, 141, 145, 405 )
2. Yanılma
Madde 149.(116) - Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Evlenmeyi hiç istemediği veya evlendiği kişiyle evlenmeyi düşünmediği hâlde yanılarak bu evlenmeye razı olmuşsa,
2. Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse.
3. Aldatma
Madde 150.(117) - Aşağıdaki durumlarda eşlerden biri evlenmenin iptalini dava edebilir:
1. Xxxxxx namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa,
2. Davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse.
4. Korkutma
Madde 151.(118) - Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir.
5. Hak düşürücü süre
Madde 152.(119) - İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
II. Yasal temsilcinin dava hakkı
Madde 153.(120) - Küçük veya kısıtlı, yasal temsilcisinin (TMK Md 126 ) izni olmadan evlenirse, izni alınmayan yasal temsilci evlenmenin iptalini dava edebilir.
Bu suretle evlenen kimse sonradan onsekiz yaşını doldurmak suretiyle ergin olur(TMK Md 11, ), kısıtlı olmaktan çıkar (TMK Md 470 ) veya karı gebe kalırsa evlenmenin iptaline karar verilemez.
C. Butlanı gerektirmeyen sebepler
I. Bekleme süresine uymama
Madde 154.(122) - Kadının bekleme süresi (TMK Md 132 ) bitmeden evlenmesi, evlenmenin butlanını gerektirmez.
II. Şekil kurallarına uymama
Madde 155.(123) - Evlendirmeye yetkili memur önünde yapılmış olan bir evliliğin kanunun diğer şekil kurallarına uyulmaması sebebiyle butlanına karar verilemez. (TMK Md 134, 135 , 136, 141 , 142 )
*14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309
Evlenme işleminin geçerli olarak yapılabilmesi için , evlenecek kişilerin görevliler önünde bu amaca uygun irade bildiriminde bulunmaları yeterlidir.
D. Butlan kararı
I. Genel olarak
Madde 156.(124) - Batıl bir evlilik ancak hâkimin kararıyla sona erer. (TMK Md 18, 157, 158 ) Mutlak butlan hâlinde bile evlenme, hâkimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.
II. Sonuçları
1. Çocuklar yönünden
Madde 157.(125) - Mahkemece butlanına karar verilen bir evlilikten doğan çocuklar, ana ve baba iyiniyetli olmasalar bile evlilik içinde doğmuş sayılırlar. (TMK Md 3, 285, 286, 287, 288, 289, 293, 321, 352, 495, 506 )
Çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. (TMK Md 182,183 )
2. Eşler yönünden
Madde 158.(126) - Evlenmenin butlanına karar verilirse, evlenirken iyiniyetli bulunan eş bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu korur.
(TMK Md 3,173 , 181, 182 187 )
Eşler arasındaki mal rejiminin (TMK Md 202-281 )tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler (TMK Md 169, 173, 174, 175 ) uygulanır.
E. Mirasçıların dava hakkı
Madde 159.(127) - Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara (TMK Md 495, 496, 497, 498, 499, 500, 501 ) geçmez. Ancak, mirasçılar açılmış olan davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli (TMK Md 3 ) olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi, daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla (TMK Md 121,514 515, 517 , kendisine sağlanan hakları da kaybeder.
F. Yetki ve yargılama usulü
Madde 160.(128) - Evlenmenin butlanı davasında, yetki ve yargılama usulü bakımından boşanmaya ilişkin hükümler(TMK Md 168, 169, 184 ) uygulanır.
İKİNCİ BÖLÜM BOŞANMA
A. Boşanma sebepleri
I. Zina
Madde 161.(129) - Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254 )
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
Madde 162.(130) - Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254, 578 )
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
Madde 163.(131) - Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254, 578 )
IV. Terk
Madde 164.(132) - Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini (TMK Md 185 – 195 ) yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta (TMK Md 186 ) dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254 ) Diğerini ortak konutu (TMK Md 186 ) terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta (TMK Md 186 ) dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
V. Akıl hastalığı
Madde 165.(133) - Eşlerden biri akıl hastası olup (TMK Md 13, 14, 15, 125, 141, 133 ,145,
405 ) da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın
geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254 )
VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Madde 166.(134) - Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254 )
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması (TMK Md 2 , 3 ) niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü (TMK Md 184 ) uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden(TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 ) herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. (TMK Md 167, 168, 169, 174, 175, 181, 182, 254 )
B. Dava
I. Konusu
Madde 167.(135) - Boşanma davası açmaya hakkı olan(TMK Md 161,162, 163, 164, 165, 166 ) eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık (TMK Md 170, 171 ) isteyebilir.
II. Yetki
Madde 168.(136) - Boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 ) veya ayrılık (TMK Md 170, 171 ) davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri (TMK Md 19 ) veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
*16.3.1931 tarihli 18/2 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 1 sayfa :170
Kocanın konutu (yerleşim yeri – ikametgahı ) belli olduğu taktirde karının ( kadının ) açacağı boşanma davalarında yetkili hakim , kocanın konutunun ( yerleşim yerinin ) bulunduğu yer hakimidir.
III. Geçici önlemler
Madde 169.(137) - Boşanma(TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 veya ayrılık (TMK Md 170,
171 ) davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle
eşlerin barınmasına, (TMK Md 185, 186 , 194 ) geçimine (TMK Md 196, 197, ) eşlerin mallarının yönetimine (TMK Md 202 – 284 ) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK Md 323, 324, 325, 327,
328, 330, 332, 335, 336, 338, 339, 340, 341, 342 345, 347, 352 ,354, 355, 356, 360, 361, ) ilişkin geçici önlemleri
re’sen alır.
*12.12.1966 tarihli 5/11 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :377
Zorunlu askerlik görevini yaparken hiçbir geliri ,paraya çevirilebilcek malı ve serveti bulunmayan koca, nafaka ile yükümlü değildir.
C. Karar
I. Boşanma veya ayrılık
Madde 170.(138) - Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir.
Dava yalnız ayrılığa(TMK Md 170, 171 ) ilişkinse, boşanmaya karar verilemez.
Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
II. Ayrılık süresi
Madde 171.(139) - Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.
III. Ayrılık süresinin bitimi
Madde 172.(140) - Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.
Ortak (TMK Md 185, 186 ) hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde (TMK Md 171) ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.
IV. Boşanan kadının kişisel durumu
Madde 173.(141) - Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur(TMK Md 158, 181, 187, ); ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.
Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.
Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.
V. Boşanmada tazminat ve nafaka
1. Maddî ve manevî tazminat
Madde 174.(143) - Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma (TMK Md 161,162,163,164,165,166) yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar (TMK Md 161, 162,163, 164, 165, 166, 172 ) yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK Md 24, 25, 158, 176 )
*22.1.1988 tarihli 5/1 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 6 sayfa :465
Boşanma hükmünün kesinleşmesinden sora dahi kabahatsiz eş, boşanmaya neden olan olaylara dayanarak MK. 143/2. Maddesi uyarınca manevi tazminat davası açabilir.
2. Yoksulluk nafakası
Madde 175.(144) - Boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 172 ) yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. (TMK Md 4, 175, 176 )
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
*28.11.1956 tarihli 15/15 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 700
Nafakanın artırılması veya eksiltilmesine ilişkin istemlerin kabulünde ,dava tarihinden geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir
*12.12.1966 tarihli 5/11 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :377
Zorunlu askerlik görevini yaparken hiçbir geliri ,paraya çevirilebilcek malı ve serveti bulunmayan koca, nafaka ile yükümlü değildir
*22.1.1988 tarihli 5/1 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 6 sayfa :465
Boşanma hükmünün kesinleşmesinden sora dahi kabahatsiz eş, boşanmaya neden olan olaylara dayanarak MK. 143/2. Maddesi uyarınca manevi tazminat davası açabilir.
.
3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi
Madde 176.(145) - Maddî tazminat (TMK Md 174 ) ve yoksulluk nafakasının (TMK Md 175 ) toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
Manevî tazminatın (TMK Md 174 ) irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi (TMK Md 141 ) ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi (TMK Md 163 ) hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır .
Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin (TMK Md 4 )
gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
*28.11.1956 tarihli 15/15 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 700
Nafakanın artırılması veya eksiltilmesine ilişkin istemlerin kabulünde ,dava tarihinden geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir
*12.12.1966 tarihli 5/11 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :377
Zorunlu askerlik görevini yaparken hiçbir geliri ,paraya çevirilebilcek malı ve serveti bulunmayan koca, nafaka ile yükümlü değildir.
4. Yetki
Madde 177.( ) - Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
5. Zamanaşımı
Madde 178.( ) - Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
VI. Mal rejiminin tasfiyesi
1. Boşanma hâlinde
Madde 179.(146) - Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime
(TMK Md 19 ) ilişkin hükümler uygulanır.
2. Ayrılık hâlinde
Madde 180.(147) - Ayrılığa (TMK Md 170, 171 ) karar verilirse mahkeme, ayrılığın süresine ve eşlerin durumlarına göre aralarında sözleşmeyle kabul edilmiş olan mal rejiminin(TMK Md 202 – 281 ) kaldırılmasına karar verebilir.
VII. Miras hakları
Madde 181.(146/2) - Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla(TMK Md 514 ) kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
Boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 ) davası devam ederken, ölen davacının
mirasçılarından(TMK Md 495, 496, 497, 498, 500 ) birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
VIII . Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları
1. Hâkimin takdir yetkisi
Madde 182.(148) - Mahkeme boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 172 ) veya ayrılığa (TMK Md 170, 171 ) karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise xxxxxxx ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler. (TMK Md 323, 324, 325, 327,328, 330, 332, 335, 336, 338, 339, 340, 341, 342 345, 347, 352, 354 ,355,
356, 360, 361,)
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK Md 327, 355, )
Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
*18.11.1959 tarihli 12/29 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa 187
Velinin isteğine aykırı düşse bile büyükana ve büyükbabanın veliyi davalı göstererek torunları ile kişisel ilişki sağlanmasını isteme ve dava açma hakları vardır.
2. Durumun değişmesi
Madde 183.(149) - Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır. (TMK Md 323, 324, 325, 327, 328, 330, 332, 335, 336,, 338, 339, 340, 341, 342, 345, 347, 352, 354, 355, 356, 360, 361, )
D. Boşanmada yargılama usulü
Madde 184.(150) - Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbidir:
1. Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
2. Hâkim, bu olgular hakkında gerek re’sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz.
4. Hâkim, kanıtları serbestçe takdir eder.
5. Boşanma veya ayrılığın fer'î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz. (TMK Md 160, 174, 175, 182, 205 )
6. Hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ
A. Haklar ve yükümlülükler
I. Genel olarak
Madde 185.(151) - Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. (TMK Md 141, 142 )
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. (TMK Md 185, 186, 187, 188, 190, 191, 192, 195, 198, 206, 327, 339, 340, 346, 350, 355, 364, 674 )
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak
zorundadırlar. (TMK Md 161, 165, 195, 510 )
II. Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma
Madde 186.(152) - Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. (TMK Md 164 )
Birliği eşler beraberce yönetirler.
Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.
III. Kadının soyadı
Madde 187.(153) - Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.
B. Birliğin temsili
I. Eşlerin temsil yetkisi
Madde 188.(154, 155) - Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. (TMK Md 186, 187, 188, 190, 242, 268, )
Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hâllerde
temsil edebilir:
1. Diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa,
2. Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.
II. Sorumluluk
Madde 189.( ) - Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur. Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması hâlinde eşler müteselsilen sorumludurlar.
III. Temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması
Madde 190.(156) - Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini (TMK Md 187, 188 ) kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil
yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.
Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli (TMK Md 3 ) üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hâkimin kararıyla ilân edilmesine bağlıdır.
IV. Temsil yetkisinin geri verilmesi
Madde 191.(157) - Temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ilişkin karar, (TMK Md 190 ) koşullar değiştiğinde eşlerden birinin istemi üzerine hâkim tarafından değiştirilebilir.
İlk karar ilân edilmiş ise, değişikliğe ilişkin karar da ilân olunur.
C. Eşlerin meslek ve işi
Madde 192.(159) - Eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.
D. Eşlerin hukukî işlemleri
I. Genel olarak
Madde 193.( ) - Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.
II. Aile konutu
Madde 194.( ) - Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu (TMK Md 186 ,254) ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu (TMK Md devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu (TMK Md 186,254 ) olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin (TMK Md 1009, 1010, 1011, ) verilmesini isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
E. Birliğin korunması
I. Genel olarak
Madde 195.(161) - Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. (TMK Md 185, 188, 190, 191, 192, 197, 198, 200, 206, 327, 336, 342, 346, 350, 406, 674 )
Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.
Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri (TMK Md 197, 198 ) alır.
*12.12.1966 tarihli 5/11 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :377
Zorunlu askerlik görevini yaparken hiçbir geliri ,paraya çevirilebilcek malı ve serveti bulunmayan koca, nafaka ile yükümlü değildir.
II. Eşler birlikte xxxxxxxx
Madde 196.( ) - Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.
Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.
Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.
III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi
Madde 197.(162) - Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama (TMK Md 185 ) hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya (TMK Md 185 ) ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut (TMK Md 186 , 254 ) ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının (TMK Md 202 –281 ) yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan (TMK Md 10, 11, 12 ) çocukları varsa hâkim, xxx ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.
*28.11.1956 tarihli 15/15 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 700
Nafakanın artırılması veya eksiltilmesine ilişkin istemlerin kabulünde ,dava tarihinden geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir.
IV. Borçlulara ait önlemler
Madde 198.(163) - Eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü (TMK Md 196 ) yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir.
V. Tasarruf yetkisinin sınırlanması
Madde 199.( ) - Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün (TMK Md 196 ) yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re’sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine (TMK Md 1009, 1010, 1011 ) karar verir.
VI. Durumun değişmesi
Madde 200.(164) - Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.
VII. Yetki
Madde 201.( ) - Evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri (TMK Md 19 ) mahkemesidir.
Eşlerin yerleşim yerleri farklı ve her ikisi de önlem alınması isteminde bulunmuş ise, yetkili mahkeme ilk istemde bulunanın yerleşim yeri mahkemesidir.
Önlemlerin değiştirilmesi, tamamlanması veya kaldırılması konusunda yetkili mahkeme, önlem kararını veren mahkemedir. Ancak, her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, (TMK Md 20 ) yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesidir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ
BİRİNCİ AYIRIM GENEL HÜKÜMLER
A. Yasal mal rejimi
Madde 202.(170) - Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle (TMK Md 203, 204, 205 ) kanunda belirlenen diğer rejimlerden (TMK Md 242, 244, 256,) birini kabul edebilirler.
B. Mal rejimi sözleşmesi
I. Sözleşmenin içeriği
Madde 203.(171) - Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden (TMK Md 141 ) önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar (TMK Md 202 - 281 ) içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.
II. Sözleşme ehliyeti
Madde 204.(172) - Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne (TMK Md 13 ) sahip olanlar tarafından yapılabilir.
Küçükler (TMK Md 11) ile kısıtlılar(TMK Md 405, 406, 407,408 ), yasal temsilcilerinin (TMK Md .335, 413, 419, )rızasını almak zorundadırlar.
III. Sözleşmenin şekli
Madde 205.(173) - Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu (TMK Md 134,,135 ) sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.
C. Olağanüstü mal rejimi
I. Eşlerden birinin istemi ile
1. Karar
Madde 206.(275 , 176) - Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Özellikle aşağıdaki hâllerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
3. Diğer eşin ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden(TMK Md 13 ) yoksun olması.
Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.
2. Yetki
Madde 207.( ) - Yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri (TMK Md 19 ) mahkemesidir.
3. Mal ayrılığına geçişten dönme
Madde 208.(179) - Eşler, her zaman yeni bir mal rejimi sözleşmesiyle önceki veya başka bir mal rejimini kabul edebilirler.
Mal ayrılığına geçişi gerektiren sebebin (TMK Md 206 ) ortadan kalkması hâlinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine eski mal rejimine dönülmesine karar verebilir.
II. Cebrî icra hâlinde
1. İflâsta
Madde 209.(174) - Mal ortaklığını kabul etmiş olan eşlerden birinin iflâsına karar verildiği takdirde, ortaklık kendiliğinden mal ayrılığına (TMK Md 242, 243) dönüşür.
2. Hacizde
Madde 210.(177) - Mal ortaklığını (TMK Md 256 ) kabul etmiş eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan alacaklı, haczin uygulanmasında zarara uğrarsa, hâkimden mal ayrılığına (TMK Md 242 ) karar verilmesini isteyebilir.
Alacaklının istemi her iki eşe yöneltilir.
Yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri (TMK Md 19 ) mahkemesidir.
3. Eski rejime dönme
Madde 211.( ) - Alacaklı tatmin edildiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, mal ortaklığının (TMK Md 256 ) yeniden kurulmasına karar verebilir.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle (TMK Md 203, 204, 205 ) edinilmiş mallara katılma
(TMK Md 218 ) rejimini kabul edebilirler.
III. Önceki rejimin tasfiyesi
Madde 212.( ) - Mal ayrılığına (TMK Md 242 ) geçildiği takdirde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşler arasında önceki mal rejiminin tasfiyesi, bu rejime ilişkin hükümlere göre yapılır.
D. Alacaklıların korunması
Madde 213.( 171 , 180 ) - Mal rejiminin kurulması, değiştirilmesi veya önceki rejimin tasfiyesi, eşlerden birinin veya ortaklığın alacaklılarının,
üzerinden haklarını alabilecekleri malları sorumluluk dışında bırakamaz. (TMK Md 205, 213, 462, ),
Kendisine böyle mallar geçmiş olan eş, borçlardan kişisel olarak
sorumludur; ancak, söz konusu malların borcu ödemeye yetmediğini ispat ettiği takdirde, bu ölçüde kendisini sorumluluktan kurtarabilir. (TMK Md 268, 269 )
E. Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki
Madde 214.( ) - Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir:
1. Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri
(TMK Md 19 ) mahkemesi,
2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme,
3. Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri (TMK Md 19 ) mahkemesi.
F. Bir eşin mallarının diğeri tarafından yönetimi
Madde 215.( ) - Eşlerden birinin açık veya örtülü olarak mallarının yönetimini diğer eşe bırakması hâlinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça vekâlet hükümleri uygulanır.
G . Envanter
Madde 216.( ) - Eşlerden her biri, diğerinden her zaman mallarının envanterinin resmî senetle yapılmasını isteyebilir.
Bu envanter, malların getirilmesinden başlayarak bir yıl içinde yapılmışsa, aksi ispatlanmış olmadıkça bu envanterin doğru olduğu kabul edilir.
H. Eşler arasındaki borçlar
Madde 217.( ) - Mal rejimi, eşler arasındaki borçların muaccel olmasını önlemez. Bununla beraber bir borcun yerine getirilmesi, borçlu eşi evlilik birliğini tehlikeye düşürecek derecede önemli güçlüklere sokacaksa, bu eş ödeme için süre isteyebilir. Durum ve koşullar gerektiriyorsa, hâkim istemde bulunan eşi güvence göstermekle yükümlü tutar.
İKİNCİ AYIRIM EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA
A. Mülkiyet
I. Kapsamı
Madde 218.( ) - Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.
II. Edinilmiş mallar
Madde 219.( ) - Xxxxilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel mallarının gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
III. Kişisel mallar
1. Kanuna göre
Madde 220.( ) - Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3. Manevî tazminat alacakları,
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.
2. Sözleşmeye göre
Madde 221.( ) - Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
IV. İspat
Madde 222.( ) - Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde (TMK Md 688 ) sayılır.
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul
edilir.
B. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Madde 223.( ) - Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz.
C. Üçüncü kişilere karşı sorumluluk
Madde 224.( ) - Eşlerden her biri kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.
D. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye
I. Sona erme anı
Madde 225.( ) - Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Mahkemece evliliğin iptal (TMK Md 145, 148, 149, 150,, 151, 153, ) veya boşanma (TMK Md
161, 162, 163, 164, 165, 166 172 ) sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına (TMK Md 242 )
geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.
II. Malların geri alınması ve borçlar
1. Genel olarak
Madde 226.( ) - Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.
Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir
yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir.
Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler.
2. Değer artış payı
Madde 227.( ) - Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.
Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması hâlinde hâkim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler.
Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.
III. Eşlerin paylarının hesaplanması
1. Kişisel malların ve edinilmiş malların ayrılması
Madde 228.( ) - Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır.
Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır.
2. Eklenecek değerler
Madde 229.( ) - Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
3. Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme
Madde 230.( ) - Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.
Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.
4. Artık değer
Madde 231.( ) - Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
Değer eksilmesi göz önüne alınmaz.
IV. Değerin belirlenmesi
1. Sürüm değeri
Madde 232.( ) - Mal rejiminin tasfiyesinde malların sürüm değerleri esas
alınır
2. Gelir değeri
a. Genel olarak
Madde 233.( ) - Bir xxxx xxxxx olarak bizzat işletmeye devam ettiği veya sağ kalan eş ya da altsoyundan birinin kendisine bir bütün olarak özgülenmesini istemeye haklı olduğu bir tarımsal işletme için değer artışından alacağı pay ve katılma alacağı, bunların gelir değeri göz önünde tutularak hesaplanır.
Tarımsal işletmenin maliki veya mirasçıları, diğer eşe karşı ileri sürebilecekleri değer artışı payının veya katılma alacağının, işletmenin sadece sürüm değeri üzerinden hesaplanmasını isteyebilir.
Değerlendirmeye ve işletmenin kazancından mirasçılara pay ödenmesine ilişkin miras hukuku hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
b. Xxxx xxxxxx
Madde 234.( ) - Özel hâller gerektirdiği takdirde hesaplanan değer, uygun bir miktarda artırılabilir.
Özellikle sağ kalan eşin geçim koşulları, tarımsal işletmenin alım değeri, ayrıca tarımsal işletme kendisine ait olan eşin yaptığı yatırımlar veya malî durumu özel hâllerden sayılır.
3. Değerlendirme anı
MADDE 235.( ) - Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.
Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların değeri, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanır.
V. Artık değere katılma
1. Kanuna göre
Madde 236.( ) - Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
2. Sözleşmeye göre
a. Genel olarak
Madde 237.( ) - Artık değere katılmada mal rejimi sözleşmesiyle başka bir esas kabul edilebilir.
Bu tür anlaşmalar, eşlerin ortak olmayan çocuklarının ve onların altsoylarının saklı paylarını zedeleyemez.
b. İptal, boşanma veya mahkeme kararıyla mal ayrılığında
Madde 238.( ) - Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, kanundaki artık değere katılmaya ilişkin düzenlemeden farklı anlaşmalar, ancak mal rejimi sözleşmesinde bunun açıkça öngörülmüş olması hâlinde geçerlidir.
VI. Katılma alacağının ve değer artış payının ödenmesi
1. Ödeme ve ertelenmesi
MADDE 239.( ) - Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir. Aynî ödemede malların sürüm değeri esas alınır; bir mesleğin icrasına ayrılmış birimler ile işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir.
Katılma alacağının ve değer artış payının derhâl ödenmesi kendisi için ciddî güçlükler doğuracaksa, borçlu eş ödemelerinin uygun bir süre ertelenmesini isteyebilir.
Aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür; durum ve koşullar gerektiriyorsa ayrıca borçludan güvence istenebilir.
2. Aile konutu ve ev eşyası
Madde 240.( ) - Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.
Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.
3. Üçüncü kişilere karşı dava
Madde 241.( ) - Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM MAL AYRILIĞI
A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
Madde 242.(186 – 190 ) - Mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
B. Diğer hükümler
Madde 243.( ) - İspat, borçlardan sorumluluk ve paylı mülkün özgülenmesi konularında paylaşmalı mal ayrılığı rejimine ilişkin hükümler uygulanır.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM PAYLAŞMALI MAL AYRILIĞI
A. Yönetim, yararlanma ve tasarruf
I. Genel olarak
Madde 244.( ) - Eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
II. İspat
Madde 245.( ) - Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde (TMK Md 688 ) sayılır.
B. Borçlardan sorumluluk
Madde 246.( ) - Eşlerden her biri, kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.
C. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye
I. Sona erme anı
Madde 247.( ) - Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer.
Mahkemece evliliğin iptal (TMK Md 145 ,148 , 153 ) veya boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 ) sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde de, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.
II. Malların geri alınması ve paylı malın verilmesi
1. Genel olarak
Madde 248.( ) - Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi sona erdiğinde, üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer önlemler yanında, eşine payının ödeme günündeki karşılığını vermek suretiyle paylı mülkiyetteki malın kendisine verilmesini isteyebilir.
2. Katkıdan doğan hak
Madde 249.( ) - Eşlerden biri diğerine ait olup, paylaştırma dışı kalan bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa; mal rejiminin sona ermesi hâlinde, katkısı oranında hakkaniyete uygun bir bedel ödenmesini isteyebilir.
Aynı istem, paylaştırma dışı kalan malın yerine geçen değerler için de geçerlidir.
III. Xxxxxx xxxxlenen mallar
1. Kural
Madde 250.( ) - Eşlerden biri tarafından paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin kurulmasından sonra edinilmiş olup ailenin ortak kullanım ve yararlanmasına özgülenmiş mallar ile ailenin ekonomik geleceğini güvence altına almaya
yönelik yatırımlar veya bunların yerine geçen değerler, mal rejiminin sona ermesi hâlinde eşler arasında eşit olarak paylaşılır. Paylaştırmada işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir.
Manevî tazminat alacakları, miras yoluyla edinilen mallar ile karşılıksız kazandırmada bulunanın açık iradesinden aksi anlaşılmadıkça, sağlararası veya ölüme bağlı tasarruflarla edinilen mallar hakkında bu hüküm uygulanmaz.
2. Paylaşmaya aykırı davranışlar
Madde 251.( ) - Eşlerden biri, diğer eşin payını azaltmak kastıyla paylaşmadan önce bir malı karşılıksız olarak elden çıkardığı takdirde hâkim, diğer eşin alacağı denkleştirme bedelini hakkaniyete uygun olarak belirler.
Mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan olağan hediyeler dışında yapılan karşılıksız kazandırmaların bu eşin payını azaltmak kastıyla yapıldığı varsayılır.
Bu tür kazandırmalara ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırmadan yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
3. Paylaştırma isteminin reddi
Madde 252.( ) - Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma (TMK Md 161 , 162 ) hâlinde hâkim, kusurlu eşin payının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
4. Paylaştırma yöntemi
Madde 253.( ) - Paylaştırmanın ayın olarak yapılması asıldır. Buna olanak yoksa bedel eklemek suretiyle paylar denkleştirilir. Eşlerden birinin diğerine ödeyeceği bedel, malların tasfiye anındaki sürüm değerlerine göre hesaplanır. Bu hesaplamada paylaşım konusu malların edinilmesinden doğan borçlar indirilir.
Denkleştirme bedelinin derhal ödenmesi kendisi için ciddî güçlükler doğuracaksa, borçlu eş ödemelerin uygun bir süre ertelenmesini isteyebilir.
Aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak denkleştirme bedeline faiz yürütülür; durum ve koşullar gerektiriyorsa ayrıca borçludan güvence istenebilir.
IV. Aile konutu ve ev eşyası
1. İptal veya boşanma hâlinde
Madde 254.( ) - Evliliğin iptal (TMK Md 145, 148, 153 ) veya boşanma (TMK Md 161, 162,
163, 164, 165, 166 ) kararıyla sona erdirilmesi hâlinde, ailenin ortak kullanımına özgülenmiş ve eşler arasında eşit olarak paylaşma konusu olan konutta (TMK Md 186 ) kalmaya ve ev eşyasını kullanmaya hangisinin devam edeceği konusunda eşler
anlaşabilirler. Konutta kalma hakkını elde eden eş, bu hakkın tapu kütüğüne şerh edilmesini (TMK Md 1009, 1010, 1111 ) isteyebilir.
Eşlerin aile konutunda (TMK Md 186 ) kimin kalmaya ve ev eşyasını kimin kullanmaya devam edeceği konusunda anlaşamamaları hâlinde, hakkaniyet gerektiriyorsa hâkim, olayın özelliklerini, eşlerin ekonomik ve sosyal durumlarını ve varsa çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak bu hakka hangisinin sahip olacağına iptal (TMK Md 145, 148, 153 ) veya boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166 ) kararıyla birlikte re’sen karar verir; bu kararında kalma ve kullanma süresini belirleyerek tapu kütüğüne şerhi (TMK Md 1009, 1010, 1111 ) için tapu memurluğuna bildirir.
Hâkim aksine karar vermedikçe hak, belirlenen sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer. Ancak, bu süre sona ermeden yararlanan tarafın durumunda değişiklik olması hâlinde, diğer taraf hâkimden, kararın gözden geçirilmesini isteyebilir.
Eşler konutta (TMK Md 186 ) kira ile oturuyorlarsa hâkim, gerektiğinde konutta kiracı sıfatı taşımayan eşin kalmasına karar verebilir. Bu durumda, kiralayanın sözleşmeden doğan haklarını güvenceye almak için gerekli düzenleme yapılmasına iptal veya boşanma kararıyla birlikte re’sen karar verilir.
2. Ölüm hâlinde
Madde 255.( ) - Eşlerden birinin ölümü hâlinde, paylaşma konusu olan mallar arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut (TMK Md 185, 186 ) varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras ve paylaşmadan doğan xxxxxxx xxxxxx edilmek ve yetmezse bir bedel eklenmek suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde sağ kalan eşin veya ölenin diğer yasal mirasçılardan birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa (TMK Md 794 ) veya oturma hakkı (TMK Md 823 ) tanınmasına da karar verilebilir.
Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hükümleri saklıdır.
BEŞİNCİ AYIRIM MAL ORTAKLIĞI
A. Mülkiyet
I. Kapsamı
Madde 256.(211) - Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar.
II. Ortaklık malları
1. Genel mal ortaklığı
Madde 257.( ) Genel mal ortaklığında eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur.
Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar.
Hiçbir eş, ortaklık payı üzerinde tek başına tasarruf hakkına sahip değildir.
2. Sınırlı mal ortaklığı
a. Edinilmiş mallarda ortaklık
Madde 258.(234) - Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık kabul edebilirler.
Kişisel malların gelirleri de bu ortaklığa dahildir.
b. Diğer mal ortaklıkları
Madde 259.(233) - Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle belirli malvarlığı değerlerini veya türlerini, özellikle taşınmaz malları, bir eşin kazancını, bir meslek veya sanat icrası için kullandığı malları ortaklık dışında tutabilirler.
Aksi sözleşmede öngörülmedikçe bu malların gelirleri ortaklığa dahil değildir.
III. Kişisel mallar
Madde 260.( ) - Kişisel mallar, mal rejimi sözleşmesi, üçüncü kişinin karşılıksız kazandırması veya kanunla belirlenir.
Eşlerden her birinin sadece kişisel kullanımına ayrılmış olan eşyası ile manevî tazminat alacakları kanundan dolayı kişisel malıdır.
Bir eşin saklı pay olarak isteyebileceği malvarlığı değerleri, mal rejimi sözleşmesiyle ortaklığa dahil edildiği ölçüde, mirasbırakanları tarafından kendisine kişisel mal olarak kazandırılamaz.
IV. İspat
Madde 261.(211/son) - Bir eşin kişisel malı olduğu ispatlanmadıkça tüm malvarlığı değerleri ortaklık malı sayılır.
B. Yönetim ve tasarruf
I. Ortaklık mallarında
1. Olağan yönetim
Madde 262.(213) - Eşler, ortaklık mallarını evlilik birliğinin yararına uygun olarak yönetirler.
Olağan yönetim sınırları içinde her eş, ortaklığı yükümlülük altına sokabilir ve ortak mallarda tasarrufta bulunabilir.
2. Olağanüstü yönetim
Madde 263.(213) - Olağan yönetim dışında kalan konularda eşler, ancak birlikte veya biri diğerinin rızasını almak suretiyle ortaklığı yükümlülük altına sokabilir veya mallarda tasarrufta bulunabilir.
Rızanın bulunmadığını bilmeyen veya bilecek durumda olmayan üçüncü kişiler için bu rıza var sayılır.
Evlilik birliğinin temsiline ilişkin hükümler saklıdır.
3. Ortaklık malları ile meslek veya sanat icrası
Madde 264.( ) - Eşlerden biri, diğerinin rızasıyla ortaklık mallarını kullanarak, tek başına bir meslek veya sanat icra ederse, bu meslek veya sanata ilişkin bütün hukukî işlemleri yapabilir.
4. Mirasın kabulü veya reddi
Madde 265.(214) - Eşlerden biri, diğerinin rızası olmaksızın ortaklık mallarına girecek olan bir mirası reddemeyeceği gibi, tereke borca batıksa mirası kabul de edemez. (TMK Md 605 ,609, )
Diğer eşin rızasının alınmasına olanak bulunamazsa veya bu konudaki istem onun tarafından haklı sebep olmaksızın reddedilirse, istem sahibi eş kendi yerleşim yeri mahkemesine başvurabilir. (TMK Md 19 )
5. Sorumluluk ve yönetim giderleri
Madde 266.( ) - Mal ortaklığının sona ermesi hâlinde, eşlerden her biri ortaklık malıyla ilgili işlemlerden dolayı vekil gibi sorumludur.
Yönetim giderleri ortaklık mallarından karşılanır.
II. Kişisel mallar
Madde 267.( ) - Eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi kişisel mallarını yönetme ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Kişisel mallara giren gelirler varsa, yönetim giderleri bu gelirlerden karşılanır.
C. Üçüncü kişilere karşı sorumluluk
I. Ortaklık borçları
Madde 268.( 215, 216) - Eşlerden her biri, aşağıdaki borçlardan kişisel malları ve ortaklık mallarıyla sorumludur:
1. Evlilik birliğini temsil veya ortaklık mallarını yönetme yetkisine dayanarak yapılan borçlardan,
2. Ortaklık mallarını veya ortaklık mallarına giren gelirleri kullanarak bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle yapılan borçlardan,
3. Diğer eş için de kişisel sorumluluk doğuran borçlardan,
4. Kişisel mal yanında ortaklık mallarının da sorumlu olacağı hususunda eşlerin üçüncü kişilerle anlaşarak yaptığı borçlardan.
II. Kişisel borçlar
Madde 269.(217) - Her eş, diğer bütün borçlardan kendi kişisel mallarıyla ve ortaklık mallarının değerinin yarısı kadarıyla sorumlu tutulur.
Ortaklığın zenginleşmesinden kaynaklanan istemler saklıdır.
D. Eşler arasındaki borçlar
Madde 270.( ) - Mal rejimi eşler arasındaki borçların muaccel olmasını önlemez. Bununla beraber bir borcun yerine getirilmesi borçlu eşi, evlilik birliğini tehlikeye düşürecek derecede önemli güçlüklere sokacaksa, bu eş ödeme için süre isteyebilir. Durum ve koşullar gerektiriyorsa hâkim, istemde bulunan eşi güvence göstermekle yükümlü tutar.
E. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye
I. Sona erme anı
Madde 271.( ) - Mal rejimi eşlerden birinin ölümü, diğer bir mal rejiminin kabul edilmesi veya eşlerden biri hakkında iflâsın açılmasıyla son bulur.
Mahkemece evliliğin iptal (TMK Md 145, 148, 145, 153, ) veya boşanma (TMK Md , 161, 162,
1633, 164, 165, 166 ) sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına (TMK Md 141 )
geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.
Ortaklık mallarıyla kişisel malların kapsamının belirlenmesinde mal ortaklığının sona erdiği tarih esas alınır.
II. Kişisel mala ekleme
Madde 272.( ) - Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır.
III. Kişisel mal ile ortaklık malı arasındaki denkleştirme
Madde 273.( ) - Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları, ortaklık mallarından veya ortaklık mallarına ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise; tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç ortaklık mallarına ilişkin sayılır.
IV.Değer artışı payı
Madde 274.( ) - Bir eşin kişisel malı veya ortaklık malıyla bir başka mal kesimine giren malvarlığı değerinin edinilmesi, iyileştirilmesi veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, edinilmiş mallara katılma rejiminde katkıdan doğan hakka ilişkin hükümler uygulanır.
V. Değer belirlenmesi
Madde 275.( ) - Mal rejimi sona erince, mevcut ortaklık mallarının değerlendirilmesinde tasfiye anı esas alınır.
VI. Paylaşma
1. Ölüm veya diğer bir mal rejiminin kabulü hâlinde
Madde 276.(221, 222) - Eşlerden birinin ölümü veya diğer bir mal rejiminin kabulü sebebiyle mal ortaklığının sona ermesi hâlinde, her eşe veya mirasçılarına ortaklık mallarının yarısı verilir.
Mal rejimi sözleşmesiyle başka bir paylaşma oranı kararlaştırılabilir. Bu tür anlaşmalar altsoyun saklı paylarını zedeleyemez.
2. Diğer hâllerde
Madde 277.( ) - Boşanma (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165, 166, 172, ) veya evliliğin iptali (TMK Md 145, 148, 153 ) sebebiyle ya da kanun veya mahkeme kararı gereğince mal ayrılığına geçiş (TMK Md 242 ) hâllerinde, her eş edinilmiş mallara katılma rejiminde kendi kişisel malı sayılacak olanları ortaklık mallarından geri alır.
Geri kalan ortaklık malları eşler arasında yarı yarıya paylaşılır.
Yasal paylaşmanın değiştirilmesine ilişkin anlaşmalar, ancak mal rejimi sözleşmesinde (TMK Md 203, 204, 205 ) bunun açıkça öngörülmüş olması hâlinde geçerlidir.
VII. Paylaşma usulü
1. Kişisel mallar
Madde 278.(224) - Mal ortaklığının eşlerden birinin ölümüyle sona ermesi hâlinde sağ kalan eş, edinilmiş mallara katılma rejiminde kişisel malı sayılabilecek olanların payına mahsuben kendisine verilmesini isteyebilir.
2. Aile konutu ve ev eşyası
Madde 279.( ) - Eşlerin birlikte yaşadıkları konut (TMK Md 185, 186 ) veya ev eşyası ortaklık mallarına dahil ise, sağ kalan eş, payına mahsuben bunların mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eş veya ölenin diğer yasal mirasçılarının istemiyle bunlar üzerinde mülkiyet yerine intifa (TMK Md 794 ) veya oturma hakkı (TMK Md 823 ) tanınabilir.
Mal ortaklığı rejiminin ölüm dışındaki bir sebeple son bulması hâlinde, eşlerden her biri, üstün bir yararının varlığını ispat etmek suretiyle aynı istemleri ileri sürebilir.
3. Diğer malvarlığı değerleri
Madde 280.( ) - Bir eş, üstün bir yararının varlığını ispat etmek suretiyle diğer malvarlığı değerlerinin de payına mahsuben kendisine verilmesini isteyebilir.
4. Diğer paylaşma kuralları
Madde 281.( ) - Diğer hâllerde paylı mülkiyet (TMK Md 688 ) ve mirasın paylaşılmasına (TMK Md 642 , 643, 644, 645, 646, 647, 649, 650, 651, 652, 653, 656, 657, 658 ) ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
İKİNCİ KISIM HISIMLIK
BİRİNCİ BÖLÜM SOYBAĞININ KURULMASI
BİRİNCİ AYIRIM GENEL HÜKÜMLER
A. Genel olarak soybağının kurulması
Madde 282.( ) - Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur.
Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur.
Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla (TMK Md 314 ,321,) da kurulur.
B. Davada yetki ve yargılama usulü
I. Yetki
Madde 283.( ) - Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri (TMK Md 19 ) mahkemesinde açılır.
II. Yargılama usulü
Madde 284.( ) - Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:
1. Hâkim maddî olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.
İKİNCİ AYIRIM KOCANIN BABALIĞI
A. Babalık karinesi
Madde 285.(241) -— Evlilik devam ederken (TMK Md 141 ) veya evliliğin sona ermesinden (TMK Md 145, 149, 153, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 172, ) başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası xxxxxxx. (TMK Md 286 )
Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. (TMK Md 6, 129, 321 )
Kocanın gaipliğine karar verilmesi (TMK Md 32, 33, 35, ) hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar.
B. Soybağının reddi
I. Dava hakkı
Madde 286.(242) - Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır.
Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.
II. İspat
1. Evlilik içinde ana rahmine düşme
Madde 287.(243) - Çocuk evlilik içinde(TMK Md !41) ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. (TMK Md 291 )
Evlenmeden (TMK Md 141 ) başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden (TMK Md 145, 149, 153, 161,162, 163, 164, 165, 166, 172 ) başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.
2. Evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşme Madde 288.(244) - Çocuk, evlenmeden (TMK Md 145 ) önce veya ayrı yaşama
sırasında (TMK Md 170 ,171 ) ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez.
Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine (TMK Md 285 ) geçerliliğini korur.
III. Hak düşürücü süreler
Madde 289.(242,246) - Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, fakat her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açmak zorundadır.
Çocuk, ergin olduğu (TMK Md 11 ) tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.
Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
C. Karinelerin çakışması
Madde 290.( ) - Çocuk evliliğin sona ermesinden (TMK Md 145, 149, 153, 161,162, 163, 164, 165, 166, 172 ) başlayarak üçyüz gün içinde doğmuş ve xxx da bu arada yeniden evlenmiş (TMK Md 141 ) olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır.
Bu karine çürütülürse ilk evlilikteki koca baba sayılır.
D. Diğer ilgililerin dava hakkı
Madde 291.(245) - Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi (TMK Md 32, 33, 35, ) ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü (TMK Md 13 ) kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve xxxxxxx ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.
Ergin olmayan (TMK Md 11 ) çocuğa atanacak kayyım (TMK Md 293, 294, 422 ) , atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddi davasını açar.
Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
E. Sonradan evlenme
I. Koşulu
Madde 292.(247) - Evlilik (TMK Md 145 ) dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur.
II. Bildirim
Madde 293.(248) - Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında (TMK Md 145 ) veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki (TMK Md
19 ) veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar.
Bildirimin yapılmamış olması, çocuğun evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olmasını engellemez.
Daha önce tanıma (TMK Md 295 ) veya babalığa hükümle (TMK Md 301 ) soybağı kurulmuş çocukların ana ve babası birbiriyle evlenince, nüfus memuru re’sen gerekli işlemi yapar.
III. İtiraz ve iptal
Madde 294.( 251) - Ana ve babanın yasal mirasçıları, (TMK Md. 495, 496, 497, 498, 499, 500, 501 ) çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.
Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü (TMK Md. 13 )
sürekli olarak kaybetmiş olması hâlinde itiraz hakkına sahiptir.
Tanımanın iptaline ilişkin hükümler (TMK Md 297, 298, 299 300 ) kıyas yoluyla uygulanır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM TANIMA VE BABALIK HÜKMÜ
A. Tanıma
I. Koşulları ve şekli
Madde 295.(291/1) - Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde (TMK Md 531) yapacağı beyanla olur.
Tanıma beyanında bulunan kimse küçük (TMK Md 11 ) veya kısıtlı (TMK Md 405, 406, 407, 408 ) ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.
Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk(TMK Md 285, 292, 301, ), bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.
II. Bildirim
Madde 296.(291/2) - Beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkim(TMK Md 595, 596, ), tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir.
Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet altında ise vesayet makamına (TMK Md 397 ) bildirir.
III. İptal davası
1. Tanıyanın dava hakkı
Madde 297.( ) - Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir.
İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır.
2. Xxxxxxxxxxx dava hakkı
a. Genel olarak
Madde 298.(293,294) - Xxx, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde xxxxxxx, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanımanın (TMK Md 295 ) iptalini dava edebilirler.
Dava tanıyana, tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
b. İspat yükü
Madde 299.(293,294) - Davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.
Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar.
3. Hak düşürücü süreler
Madde 300.( ) - Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın (TMK Md 295 ) üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Xxxxxxxxxxx dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın (TMK Md
295 ) üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından (TMK Md 11 ) başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
B. Babalık hükmü
I. Dava hakkı
Madde 301.(295) - Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.
Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.
*2.5.1960 tarihli 5/8 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :216
Evlilik dışı doğan çocuk adına açılacak babalık davasında çocuğun çıkarlarını koruması gereken kayyımın çocuğun doğumundan sonra tayin olunması halinde MK 295 maddesi ile belirlenen bir yıllık babalık davası süresi , kayyımın tayini tarihinden itibaren başlar.
*22.02.1997 tarihli 1/1 Y İ B K Yargıtay Kararlar Dergisi 1997/6 sayfa :853
Tabii babalığına hükmolunan çocuk gayrısahih nesepli olarak M.K.’nun 3678 sayılı kanunla değişik
443. Maddesi uyarınca babasına mirasçı olur.
II. Karine
Madde 302.(301) - Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. (TMK Md 6, 285, 287, 288, )
Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur.
Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine geçerliliğini kaybeder.
III. Hak düşürücü süreler
Madde 303.(296) - Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Xxxxxx dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, (TMK Md 293, 294, 426 ) çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu (TMK Md 11 ) tarihte işlemeye başlar.
Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi (TMK Md 285, 292, 295, 301 )
varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
IV. Ananın malî hakları
Madde 304.(304) - Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
1. Doğum giderleri,
2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.
Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.
DÖRDÜNCÜ AYIRIM EVLÂT EDİNME
A. Küçüklerin evlât edinilmesi
I. Genel koşulları
Madde 305.(253) - Bir küçüğün (TMK Md 11 ) evlât edinilmesi, evlât edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Evlât edinmenin her hâlde küçüğün yararına bulunması ve evlât edinenin diğer çocuklarının (TMK Md 17 ) yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir.
*10.11.1954 tarihli 17/24 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 584
Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki egelik (velayet ) hakkı, bu kimsenin ölümüyle kendiliğinden asıl xxx ve babaya dönmez .ve geçmez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir.
II. Birlikte evlât edinme
Madde 306.( ) - Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli (TMK Md. 141 )
olmayanlar birlikte evlât edinemezler.
Eşlerin en az beş yıldan beri evli (TMK Md 141 ) olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir.
Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli (TMK Md 141 ) olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir.
III. Tek başına evlât edinme
Madde 307.( ) - Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir.
Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden (TMK Md 13 ) sürekli olarak yoksunluğu veya iki xxxx xxxxx süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla (TMK Md 170, 171, 197 ) iki xxxx xxxxx süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına evlât edinebilir.
IV. Küçüğün rızası ve yaşı
MADDE 308.(254) - Evlât edinixxxxx, evlât edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır.
Ayırt etme gücüne sahip olan (TMK Md 13 ) küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez.
Vesayet altındaki küçük, (TMK Md 13 ) ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin (TMK Md 397, 463 ) izniyle evlât edinilebilir.
V. Xxx ve babanın rızası
1. Şekil
Madde 309.(254/2) - Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının (TMK Md 335, )
rızasını gerektirir.
Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir.
Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir.
2. Zamanı
Madde 310.( ) - Xxxx, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez.
Xxxx, xxxxxxxx geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir.
Geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir.
3. Rızanın aranmaması
a. Koşulları
Madde 311.(254-A) - Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan (TMK Md 335 ) birinin rızası aranmaz:
l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun (TMK Md 13 ) bulunuyorsa,
2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü (TMK Md 339, 340, 341, 346, 348,) yeterince yerine getirmiyorsa.
b. Karar
Madde 312.( ) - Küçük, gelecekte evlât edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan (TMK Md 335 ) birinin rızası eksik olursa, evlât edinenin veya evlât edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir.
Diğer hâllerde, bu konudaki karar evlât edinme işlemleri sırasında verilir. Xxx ve babadan birinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü (TMK Md 339, 340, 341,
346, 348 ) yeterince yerine getirmemesi sebebiyle rızasının aranmaması hâlinde, bu konudaki karar kendisine yazılı olarak bildirilir.
B. Erginlerin ve kısıtlıların evlât edinilmesi
Madde 313.( ) - Evlât edinenin altsoyu bulunmaması koşuluyla, ergin
(TMK Md 11 ) veya kısıtlı (TMK Md 405, 406, 407, 408 ) aşağıdaki hâllerde evlât edinilebilir:
1. Bedensel veya zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlât edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmekte ise,
2. Evlât edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise,
3. Diğer haklı sebepler mevcut ve evlât edinilen, en az beş yıldan beri evlât edinen ile aile hâlinde birlikte yaşamakta ise.
Evli (TMK Md 141 ) bir kimse ancak eşinin rızasıyla evlât edinilebilir.
Bunlar dışında küçüklerin evlât edinilmesine ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
C. Hükümleri
Madde 314.( 257) - Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler (TMK Md 335, 336, 337, 339, 340, 341, 342, 344, 345, 346, 347, 348, 350, 351, 352, 353, 354, 355, 356, 359, 360, 361, 362, 363, 364,) evlât
edinene geçer.
Evlâtlık, evlât edinenin mirasçısı olur. (TMK Md 500 , 506 )
Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. (TMK Md 11 ) Evlât edinen isterse çocuğa yeni bir ad (TMK Md 339 ) verebilir. Ergin olan evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan (TMK Md 13 ) küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır.
Evlâtlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlâtlığın naklen geldiği aile kütüğü ile evlât edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur. Ayrıca evlâtlıkla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir.
Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe hiçbir şekilde açıklanamaz.
*10.11.1954 tarihli 17/24 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 584
Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki egelik (velayet ) hakkı, bu kimsenin ölümüyle kendiliğinden asıl xxx ve babaya dönmez .ve geçmez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir
*7.12.1955 tarihli 11/24 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 649
Evlat edinen kişinin ,evlatlık sözleşmesinin bozulması ve evlatlık bağlantısının kaldırılması hakkında açtığı davanın yürüdüğü sırada ölümü halinde ,mirasçılarının davayı izleme ve sonuçlandırmaya yetkileri vardır.
D. Şekil ve usul
I. Genel olarak
Madde 315.( ) - Evlât edinme kararı, evlât edinenin oturma yeri; birlikte evlât edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlâtlık ilişkisi kurulmuş olur.
Evlât edinme başvurusundan sonra evlât edinenin ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi, (TMK Md 13 ) diğer koşullar bundan etkilenmediği takdirde evlât edinmeye engel olmaz.
Başvurudan sonra küçük ergin olursa, koşulları daha önceden yerine getirilmiş olmak kaydıyla küçüklerin evlât edinilmesine ilişkin hükümler uygulanır.
II. Araştırma
Madde 316.( ) - Evlât edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlât edinen ile edinixxxxx dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.
Araştırmada özellikle evlât edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlât edinenin eğitme yeteneği, evlât edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Evlât edinenin altsoyu (TMK Md 17 ) varsa, onların evlât edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir.
E. Evlâtlık ilişkisinin kaldırılması
I. Sebepleri
1. Rızanın bulunmaması
Madde 317.( ) - Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa(TMK Md 308, 309 , 313, 463 ), rızası alınması gereken kişiler, (TMK Md 308 ,309, 313 ) küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hâkimden evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler.
*7.12.1955 tarihli 11/24 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 649
Evlat edinen kişinin ,evlatlık sözleşmesinin bozulması ve evlatlık bağlantısının kaldırılması hakkında açtığı davanın yürüdüğü sırada ölümü halinde ,mirasçılarının davayı izleme ve sonuçlandırmaya yetkileri vardır.
2. Diğer noksanlıklar
Madde 318.( ) - Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir.
Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez.
II. Hak düşürücü süre
Madde 319.( ) - Dava hakkı, evlâtlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl ve her hâlde evlât edinme işleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
F. Evlâtlık işlemlerinde aracılık
Madde 320.( ) - Küçüklerin (TMK Md 11 ) evlât edinilmesine ilişkin aracılık faaliyetleri, ancak Bakanlar Kurulunca yetki verilen kurum ve kuruluşlarca yapılır.
Aracılık faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin hususlar tüzükle düzenlenir.
BEŞİNCİ AYIRIM SOYBAĞININ HÜKÜMLERİ
A. Soyadı
Madde 321.(259) - Xxxxx, xxx ve xxxx evli (TMK Md 141 ) ise ailenin(TMK Md 187
); evli değilse xxxxxx soyadını taşır. Ancak, xxx önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.
B. Karşılıklı yükümlülükler
Madde 322.(260) - Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler. (TMK Md 195, 327 , 335, 364, 365, 367, 368 )
C. Çocuk ile kişisel ilişki
I. Xxx ve baba ile
1. Kural
Madde 323.( ) - Xxx ve babadan her biri, velâyeti altında (TMK Md 182, 335, 336, 337, ) bulunmayan veya kendisine bırakılmayan (TMK Md 182 ) çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.
2. Sınırları
Madde 324.( ) - Xxx ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür.
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.
II. Üçüncü kişiler ile
Madde 325.( ) - Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da (TMK Md 17 ) tanınabilir.
Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.
III. Yetki
Madde 326.( ) - Kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
Boşanmaya ve evlilik birliğinin korunmasına ilişkin yetki kuralları (TMK Md 168 ,201) saklıdır.
Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velâyet hakkına sahip veya çocuk kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz.
D. Çocukların bakım ve eğitim giderlerini karşılama
I. Kapsamı
Madde 327.(261) - Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. (TMK Md 335 )
Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler.
II. Süresi
Madde 328.( ) - Xxx ve xxxxxxx bakım borcu, çocuğun ergin olmasına
(TMK Md kadar devam eder.
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
III. Dava hakkı
Madde 329.( )- Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.
Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım (TMK Md 426 ) veya vasi (TMK Md 404 ) tarafından da açılabilir.
Ayırt etme gücüne sahip olan küçük (TMK Md 13 ) de nafaka davası açabilir.
IV. Nafaka miktarının takdiri
Madde 330.( ) - Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.
Nafaka her ay peşin olarak ödenir.
Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
V. Durumun değişmesi
Madde 331.( ) - Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.
VI. Geçici önlemler
1. Genel olarak
Madde 332.( ) - Nafaka davası açılınca hâkim, davacının istemi üzerine dava süresince gerekli olan önlemleri alır.
Soybağı tespit edilirse, davalının, uygun nafaka miktarını depo etmesine veya geçici olarak ödemesine karar verilebilir.
2. Babalığın tespitinden önce
Madde 333.( ) - Babalık davası (TMK Md 301 ) ile birlikte nafaka istenir ve hâkim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir.
VII. Güvence verilmesi
Madde 334.( ) - Ana ve baba nafaka yükümlülüklerini (TMK Md 327, 333 , 339 , 340, 341, 347, 355, 356, 364, ) sürekli olarak ve ısrarla yerine getirmezlerse ya da kaçma hazırlığı içinde bulundukları, mallarını gelişigüzel harcadıkları veya heba ettikleri kabul edilebilirse hâkim, gelecekteki nafaka yükümlülüklerine ilişkin olarak uygun bir güvencenin sağlanmasına veya gerektiğinde diğer önlemlerin alınmasına karar verebilir.
ALTINCI AYIRIM VELÂYET
A. Genel olarak
I. Koşullar
Madde 335.(262) - Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. (TMK Md 11 , 14, 16,, 285, 292, 295, ) Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan
alınamaz. (TMK Md 182,183, 347, 348, )
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan (TMK Md 405, 406, 407, 408, )
ergin çocuklar da xxx ve xxxxxxx velâyeti altında kalırlar.
18.11.1959 tarihli 12/29 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa 187
Velinin isteğine aykırı düşse bile büyükana ve büyükbabanın veliyi davalı göstererek torunları ile kişisel ilişki sağlanmasını isteme ve dava açma hakları vardır.
II. Xxx ve xxxx evli ise
Madde 336.(263) - Evlilik devam ettiği sürece (TMK Md 141 ) ana ve xxxx velâyeti birlikte kullanırlar. (TMK Md 182 )
Ortak hayata son verilmiş (TMK Md 197 ) veya ayrılık hâli gerçekleşmişse (TMK Md 170, 171 ) hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.
Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada (TMK Md 161, 162, 163, 164, 165 166,172, 182 ) ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
III. Xxx ve baba evli değilse
Madde 337.( ) - Xxx ve xxxx evli (TMK Md 141 ) değilse velâyet anaya aittir.
Xxx xxxxx (TMK Md 11 ), kısıtlı (TMK Md 405, 406, 407, 408,) veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa (TMK Md 348,) hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi (TMK Md 413 ) atar veya velâyeti babaya verir.
IV. Üvey çocuklar
Madde 338.( ) - Eşler, ergin olmayan (TMK Md 11 ) üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler.
Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.
B. Velâyetin kapsamı
I. Genel olarak
Madde 339.(264/2,264/3) - Xxx ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür. (TMK Md 347 )
Xxx ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
Xxxxx, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
Çocuğun adını ana ve babası koyar. (TMK Md 26, 27, 314 )
II. Eğitim
Madde 340.(264/2) - Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.
Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel özürlü olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.
aittir.
III. Dinî eğitim
Madde 341.(266) - Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya
Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme
geçersizdir.
Ergin, dinini seçmekte özgürdür.
IV. Çocuğun temsil edilmesi
Madde 342.(268,269/1) - Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler. (TMK Md 126, 345, 351 , )
İyiniyetli (TMK Md 2 , 3 ) üçüncü kişiler, eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığını varsayabilirler.
Vesayet makamlarının iznine bağlı hususlar (TMK Md 462, 463 ) dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümler (TMK Md 448 – 453 ) velâyetteki temsilde de uygulanır.
V. Çocuğun fiil ehliyeti
Madde 343.(269) - Velâyet altındaki çocuğun (TMK Md 335 ) fiil ehliyeti, vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibidir. (TMK Md 13, 16, 359 , 451 )
Çocuk, borçlarından ana ve babanın çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmaksızın kendi malvarlığı ile sorumludur. (TMK Md 13, 16, 352, 354 )
VI. Çocuğun aileyi temsil etmesi
Madde 344.(270) - Velâyet altındaki çocuk (TMK Md 335 ), ayırt etme gücüne sahip ise (TMK Md 13 ) ana ve babanın rızasıyla aile adına hukukî işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer.
VII. Çocuk ile ana ve baba arasındaki hukukî işlemler
Madde 345.(271) - Çocuk ile ana veya baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukukî
işlemle çocuğun borç altına girebilmesi, bir kayyımın (TMK Md 426 ) katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır. (TMK Md 463 )
C. Çocuğun korunması
I. Koruma önlemleri
Madde 346.(272) - Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır. (TMK Md 347, 348 )
* 18.11.1959 tarihli 12/29 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa 187
Velinin isteğine aykırı düşse bile büyükana ve büyükbabanın veliyi davalı göstererek torunları ile kişisel ilişki sağlanmasını isteme ve dava açma hakları vardır.
II. Çocukların yerleştirilmesi
Madde 347.(273) - Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve
babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. (TMK Md 22, 182, 183, 341, 342, 346, 461, 462, )
Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları
beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir. Xxx ve xxxx ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler Devletçe karşılanır.
Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır. (TMK Md 364 ,327, 330, 331, 332, 334, )
III. Velâyetin kaldırılması
1. Genel olarak
Madde 348.(274) - Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
1. Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velâyet görevini gereği gibi yerine getirememesi,
2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması. (TMK Md 335, 339, 340, 350, 361, 404, )
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi (TMK Md 404 )
atanır.
Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.
2. Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde
Madde 349.(275) - Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği (TMK Md 182, 183, 335, 414, 415 ), gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi (TMK Md 404 ) de atanabilir.
3. Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın yükümlülükleri Madde 350.(277) - Velâyetin kaldırılması hâlinde (TMK Md 348 ) xxx ve
babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri (TMK Md 335, 339, 340, 350, 361, 404, ) devam eder.
Xxx ve xxxx ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır. (TMK Md 347 )
Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır. (TMK Md 364 ,327,330, 331, 332, 334, )
IV. Durumun değişmesi
Madde 351.(276) - Durumun değişmesi hâlinde, çocuğun korunmasına ilişkin önlemlerin yeni koşullara uydurulması gerekir.
Velâyetin kaldırılmasını gerektiren sebep (TMK Md 348 ) ortadan kalkmışsa hâkim, re’sen ya da ana veya babanın istemi üzerine velâyeti geri verir.
YEDİNCİ AYIRIM ÇOCUK MALLARI
A. Yönetim
I. Genel olarak
Madde 352.(278) - Ana ve baba, velâyetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler(TMK Md 335, 342, 344,345, 348 );
kural olarak hesap ve güvence vermezler. (TMK Md 342, 360, 361, 401, 354, 464, )
Ana ve babanın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda hâkim müdahale eder. (TMK Md 346 , 360, 361, 396 )
II. Evlilik sona erince
Madde 353.(279) - Evlilik sona erince (TMK Md 145, 149, 153, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 172),
velâyet kendisinde kalan eş, hâkime çocuğun malvarlığının dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu malvarlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşen önemli değişiklikleri bildirmek zorundadır. (TMK Md 339, 340, 349 )
B. Kullanma hakkı
Madde 354.(280) - Xxx ve baba, kusurları sebebiyle velâyetleri kaldırılmadıkça(TMK Md 348 ), çocuğun mallarını kullanabilirler.
C. Gelirlerin sarfı
Madde 355.(281) - Ana ve baba, çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için; hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler. (TMK Md 185, 186, 206, 327, 339, 340, 350 )
Gelir fazlası, çocuk mallarına katılır.
D. Çocuk mallarının kısmen sarfı
Madde 356.( ) - Olağan ihtiyaçlar gerektirdiği ölçüde sermaye biçiminde ödemeler, tazminatlar ve benzeri edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir.
Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk varsa hâkim, ana ve babaya belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisini tanıyabilir.
E. Çocuğun serbest malları
I. Kazandırmalar
Madde 357.(282) - Ana ve baba, faiz getiren yatırım veya tasarruf hesabı açılmak üzere ya da açıkça ana ve babanın kullanmaması koşuluyla çocuğa
yapılan kazandırmaların gelirlerini kendi menfaatlerine sarfedemezler. (TMK Md 514, 515 )
Kazandırmada bulunan kişi, kazandırma sırasında açıkça aksini
öngörmedikçe(TMK Md 515 ), ana ve baba bunlar üzerinde yönetim hakkına sahiptir.
II. Saklı pay
Madde 358.( ) - Ölüme bağlı tasarruf (TMK Md 514, 531 ) yoluyla çocuğun saklı payı ana ve babanın yönetimi dışında bırakılabilir.
Mirasbırakan yönetimi bir üçüncü kişiye bırakmışsa, tasarrufunda bu kişinin belirli zamanlarda sulh hâkimine hesap vermesini öngörebilir.
III. Meslek veya sanat için verilen mal ve kişisel kazanç
Madde 359.(283,284) - Ana ve baba tarafından bir meslek veya sanat ile uğraşması için çocuğa kendi malından verilen kısmın veya kendi kişisel
kazancının yönetimi ve bunlardan yararlanma hakkı çocuğa aittir. (TMK Md 16 , 342, 342, 443, 453, 462, 463 )
Çocuğun evde ana ve babasıyla birlikte yaşaması hâlinde, xxx ve xxxx
ondan kendisinin bakımı için uygun bir katkıda (TMK Md 4 ) bulunmasını isteyebilirler.
F. Çocuk mallarının korunması
I. Önlemler
Madde 360.(285) - Xxx ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hâkim, malların korunması için uygun önlemleri alır. (TMK Md 352, 354, 361 )
Hâkim(TMK Md 19, 397 ), özellikle malların yönetimi konusunda talimat verebilir; belirli zamanlarda verilen bilgi ve hesabı yeterli görmezse, malların tevdi edilmesine veya güvence gösterilmesine karar verebilir.
II. Yönetimin ana ve babadan alınması
Madde 361.(285,286) - Çocuğun mallarının tehlikeye düşmesi başka bir şekilde önlenemiyorsa hâkim(TMK Md 19, 397 ), yönetimin bir kayyıma (TMK Md 426 ) devredilmesine karar verebilir.
Çocuğun, yönetimi ana ve babaya ait olmayan malları tehlikeye düştüğünde hâkim(TMK Md 19, 397 ), aynı önlemlerin (TMK Md 352, 354, 361, 426 ) alınmasını kararlaştırabilir.
Çocuk mallarının gelirlerinin veya bu mallardan ayrılmış belirli miktarların kanuna uygun şekilde sarfedileceğinden kuşku duyulursa hâkim, bunların da yönetimini bir kayyıma bırakabilir.
G . Yönetimin sona ermesi
I. Malların devri
Madde 362.(287) - Xxx ve baba, velâyetleri veya yönetim hakları sona erince(TMK Md 11, 335, 348 ), çocuğun mallarını, hesabıyla birlikte ergin çocuğa(TMK Md 11 , 12), xxxxxxxx(TMK Md 405, 406, 407, 408 ) veya kayyıma (TMK Md 426 ) devrederler.
II. Xxx ve babanın sorumluluğu
Madde 363.(288) - Xxx ve baba, çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumludurlar.
Dürüstlük kuralına uygun olarak başkasına devrettikleri malların yerine sadece aldıkları karşılığı geri vermekle yükümlüdürler.
Kanuna uygun olarak çocuk veya aile için yaptıkları harcamalardan dolayı tazminatla yükümlü tutulmazlar.
İKİNCİ BÖLÜM AİLE
BİRİNCİ AYIRIM
NAFAKA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
A. Nafaka yükümlüleri
Madde 364.(315,316) - Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
(TMK Md 17 )
Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır. (TMK Md 185,
186, 196, 197, 329, 330, 332, 334, 347, )
*28.11.1956 tarihli 15/15 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 700
Nafakanın artırılması veya eksiltilmesine ilişkin istemlerin kabulünde ,dava tarihinden geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir.
*12.12.1966 tarihli 5/11 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :377
Zorunlu askerlik görevini yaparken hiçbir geliri ,paraya çevirilebilcek malı ve serveti bulunmayan koca, nafaka ile yükümlü değildir.
B. Dava hakkı
Madde 365.(316) - Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra (TMK Md 17, 495, 496, 497, 498, 499, 500 ) göz önünde tutularak açılır.
Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.
Nafakanın yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.
Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.
Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri (TMK Md 19 )
mahkemesidir.
C. Korunmaya muhtaç kişiler
Madde 366.( ) - Korunmaya muhtaç kişilerin bakımı, bununla yükümlü kurumlar tarafından sağlanır. Bu kurumlar, yaptıkları masrafları nafaka yükümlüsü hısımlardan isteyebilirler.
İKİNCİ AYIRIM EV DÜZENİ
A. Koşulları
Madde 367.(318) - Aile hâlinde yaşayan birden çok kimsenin oluşturduğu topluluğun kanuna, sözleşmeye veya örfe göre belirlenen bir ev başkanı varsa, evi yönetme yetkisi ona ait olur. (TMK Md 1, 185, 186, 335, )
Evi yönetme yetkisi, kan veya kayın hısımlığı(TMK Md 17 ), işçilik, çıraklık veya benzeri sebeplerle ya da koruma ve gözetme ilişkisi içinde ev halkı olarak bir arada yaşayanların hepsini kapsar.
B. Hükümleri
I. Ev düzeni ve gözetim
Madde 368.(319) - Birlikte yaşayan kimseler evin düzenine tâbidir. Bu düzenin kuruluşunda ev halkından her birinin yararı adil biçimde gözetilir.
Ev halkının her biri, özellikle öğrenimi, eğitimi, dinî inançları, meslek ve sanatı için gerekli özgürlükten yararlanır. (TMK Md 23, 348, 360, 361, )
Ev başkanı, birlikte yaşayanların evdeki eşyasını özenle korumak ve güvenlik altında bulundurmakla yükümlüdür.
II. Sorumluluk
Madde 369.(320) - Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün (TMK Md 11 ), kısıtlının (TMK Md 405, 406, 407, 408 ), akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Zorunluluk hâlinde gerekli önlemlerin(TMK Md 420, 423, 432, 438 – 455 ) alınmasını yetkili makamdan ister.
*27.3.1957 tarihli 1/3 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa 11
BK 55. Maddesine göre adam çalıştıranın ödence ile yükümlü tutulabilmesi için kendisinin kusuru bulunması gerekli olmadığı gibi , çalıştırdığı adamın da kusuru bulunması gerekmez.
III. Altsoyun denkleştirme alacağı
1. Koşulları
Madde 370.(321, 610 ) - Ana ve baba veya büyük ana ve baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini ya da gelirlerini aileye özgüleyen ergin altsoylar, buna karşılık uygun bir bedel isteyebilirler.
Uyuşmazlık hâlinde hâkim, bedelin miktarı, güvence altına alınması ve ödeme şekli hakkında karar verir. (TMK Md 4, )
2. İstenmesi
Madde 371.( ) - Xxxxxx, bu bedeli borçlunun ölümü hâlinde isteyebilir.
Alacaklı, bu alacağını borçlunun sağlığında, birlikte yaşamanın sona ermesi veya işletmenin el değiştirmesi, borçluya karşı icra takibi yapılması veya onun iflâsı hâllerinde de isteyebilir.
Bu alacak zamanaşımına uğramaz. Fakat en geç borçlunun terekesinin taksimi (TMK Md 676,, 696, 698, 699, 703 ) anına kadar istenebilir.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM AİLE MALLARI
A. Aile vakfı
Madde 372.(322) - Aile bireylerinin eğitim ve öğrenimleri, donanım ve desteklenmeleri ve bunlara benzer amaçların gerektirdiği harcamaların yapılması için kişiler hukuku ve miras hukuku hükümleri uyarınca aile vakfı kurulabilir. (TMK Md 101, 113, 449, 526 )
Bir malın veya hakkın başkalarına geçmemek üzere aynı soydan gelenlere kuşaktan kuşağa kalacak şekilde özgülenmesi yasaktır. Böyle bir özgülenme, vakıf kurma yoluyla da yapılamaz. (TMK Md 521, 522, 526, )
B. Aile malları ortaklığı
I. Oluşumu
1. Koşulları
Madde 370.(000) – Xxxxxxxx (XXX Xd 17 ), kendilerine geçen mirasın tamamı veya bir bölümüyle (TMK Md 495, 496, 497, 498, 499, 500 ) ya da ortaya başka mallar koymak suretiyle aralarında bir aile malları ortaklığı kurabilirler. (TMK Md 642, 688, 701, )
2. Şekil
Madde 374.(324) - Aile malları ortaklığı sözleşmesinin resmî şekilde yapılması ve bütün ortakların veya temsilcilerinin imzalarını taşıması gerekir.
(TMK Md 5 )
II. Süre
Madde 375.(325) - Aile malları ortaklığı, belirli veya belirsiz süre için kurulabilir. Süre belirlenmediği takdirde ortaklardan her biri, altı ay önceden bildirmek koşuluyla ortaklıktan çıkabilir.
Bu bildirim, tarımsal işletme ile ilgili bir ortaklıkta, ancak ürünlerin yetiştiği yere göre olağan hasat mevsiminin sonu için geçerlidir. (TMK Md 383 )
III. Hükmü
1. Elbirliği ile işletme
Madde 376.(326) - Aile malları ortaklığı, ortakları elbirliği ile iktisadî faaliyette bulunmak üzere birleştirir.
Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklardan her biri eşit hakka sahiptir.
Ortaklar, ortaklık devam ettiği sürece paylarını isteyemeyecekleri gibi, bu payları üzerinde tasarruf işlemleri de yapamazlar. (TMK Md 640 , 702 )
2. Yönetim ve temsil
a. Genel olarak
Madde 377.(327) - Aile malları ortaklığı, tüm ortakların elbirliği ile yönetilir.
Ortaklardan her biri, olağan yönetim işlerini diğer ortakların katılmasına gerek olmaksızın yapabilir. (TMK Md 690, 691,702,)
b. Yöneticinin yetkisi
Madde 378.(328) - Ortaklar, içlerinden birini ortaklığa yönetici olarak atayabilirler.
Yönetici, ortaklığı yönetir ve ortaklıkla ilgili işlemlerde onu temsil eder.
(TMK Md 384, 385 )
Ortaklığı kimin temsil edeceği ticaret siciline kaydedilmiş olmadıkça diğer ortakların temsil yetkisi bulunmadığı iyiniyetli (TMK Md 3 ) üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.
3. Ortak mallar ve kişisel mallar
Madde 379.(329) - Ortaklar, ortaklığa giren malların elbirliği (TMK Md 701 )
hâlinde malikidirler.
Ortaklar, ortaklığın borçlarından müteselsil olarak sorumludurlar.
Ortakların, ortaklık dışında bıraktıkları mallar ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklığın devamı sırasında miras yoluyla (TMK Md 495, 496, 497, 498, 499, 500 ) veya herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla edindikleri mallar, onların kişisel mallarıdır.
IV. Ortaklığın sona ermesi
1. Sebepleri
Madde 380.(330) - Aşağıdaki hâllerde ortaklık sona erer:
1. Bütün ortakların anlaşması veya feshin bildirilmesiyle, (TMK Md 375,381 )
2. Ortaklık süresi açıkça veya örtülü olarak uzatılmadığı takdirde sürenin bitmesiyle, (TMK Md 375 )
3. Ortaklardan birinin payının haczedilmesi ve satışının istenmesiyle,
4. Ortaklardan birinin iflâsıyla, (TMK Md 381 )
5. Ortaklardan birinin haklı sebebe dayanan istemiyle. (TMK Md 4, 383 )
2. Fesih bildirimi, ödemeden aciz, evlenme
Madde 381.(331) - Ortaklardan biri feshi bildirir veya iflâs ederse (TMK Md 380 , 381 ) ya da bir ortağın haczedilmiş payının satışı istenirse (TMK Md 380 ), öteki ortaklar, ayrılan ortağın veya alacaklılarının haklarını ödeyerek ortaklığı kendi aralarında sürdürebilirler.
Evlenen (TMK Md 141 ) ortak, fesih bildirimine gerek olmaksızın ortaklıktaki hakkının kendisine ödenmesini isteyebilir. (TMK Md 380 )
3. Ölüm
Madde 382.(332) - Ortaklardan birinin ölümü (TMK Md 28 ) hâlinde onun ortaklığa dahil olmayan mirasçıları, ancak ölen ortağa düşen payın karşılığının kendilerine ödenmesini isteyebilirler.
Ölen ortak mirasçı olarak altsoyunu (TMK Md 495 ) bırakmışsa, bunlar öbür ortakların rızası ile onun yerine ortaklığa girebilirler.
4. Paylaşma kuralları
Madde 383.(333) - Ortaklık mallarının paylaşılması veya ayrılan ortağın payının hesaplanması, ortaklık mallarının paylaşma veya ayrılma zamanındaki değerine ve durumuna göre yapılır. (TMK Md 575 ,703 )
Paylaşma ve hesaplaşma uygun olmayan bir zamanda istenemez. (TMK Md 2,
375, )
V. Kazanç paylı aile malları ortaklığı
1. Konusu
Madde 384.(334) - Ortaklar, aralarında yapacakları sözleşmeyle, yıllık kazançtan kendilerine belli bir pay verilmesi kaydıyla ortaklığın temsilini ve ortaklığın mallarının işletilmesini içlerinden birine bırakabilirler. (TMK Md 377, 378, )
Bu pay, anlaşmayla belirlenmemişse, ortaklık mallarının uygun derecede uzun bir dönemdeki kazancın ortalama miktarı ile işleten ortağın çalışması ve yaptığı harcama göz önünde tutularak adil bir biçimde belirlenir.(TMK Md 4, 664, 665, 666 )
2. Özel sona erdirme sebepleri
Madde 385.(335) - İşletme ve temsili üzerine alan ortak (TMK Md 384 ), malları gereği gibi işletmediği veya yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, ortakların ortaklığın feshini isteme hakları vardır.
Ortaklardan birinin, haklı sebeplere dayanarak istemde bulunması üzerine hâkim, mirastaki paylaşma kurallarını (TMK Md 646, 647,649, 650, 651, 652, 653, 656, 657, 658, 659, 660,
661, 663, 664,665, 666, 676, 668, ) göz önüne bulundurarak, bu ortağın işletme ve temsili üzerine alan ortakla birlikte yönetime ve ortaklık mallarından yararlanmaya katılmasına karar verebilir.
Ortakların elbirliği ile işlettikleri ortaklığa ilişkin kurallar, kazanç paylı aile malları ortaklığında da uygulanır. (TMK Md 376 )
C. Aile yurdu
I. Genel olarak
Madde 386.(336,337/1)— Konutlar, tarıma veya sanayiye elverişli taşınmazlar, eklentileriyle birlikte aile yurdu hâline getirilebilir.
II. Kurulması
1. Koşulları
Madde 387.(337) - Aile yurdu hâline getirilecek taşınmazların büyüklüğü, üzerindeki rehin haklarına ve malikin diğer mallarına bakılmaksızın, bir ailenin normal geçimine ve barınmasına yetecek ölçüden fazla olamaz.
Mahkemece haklı sebeplere (TMK Md 4 ) dayanılarak geçici bir istisna kabul edilmiş olmadıkça malikin, taşınmazı veya üzerindeki tesisi kendisinin işletmesi ya da konutta oturması zorunludur.
2. Usul ve şekil
a. İlân
Madde 388.(338) - Alacaklılar ve aile yurdu kurulması yüzünden haklarının zedelenmesi ihtimali bulunan kişiler, kuruluştan önce mahkemece yapılan ilânla itirazlarını iki ay içinde bildirmeye çağırılırlar.
Durum, alacakları taşınmaz rehniyle güvenceye bağlanmış olanlara ve hacizli alacaklılara ayrıca bildirilir. (TMK Md 850 )
b. Üçüncü kişilerin haklarının korunması
Madde 389.(339) - Aile yurdu hâline getirilecek taşınmazda yurt olabilmesi için gerekli koşullar bulunur ve yurdun kurulmasına üçüncü kişiler itiraz etmez veya itirazın haksız olduğu anlaşılırsa, mahkeme kuruluşa izin verir.
(TMK Md 387 )
Süresi içinde itiraz eden (TMK Md 388 ) alacaklıların ilgilerinin kesildiği ispat edilmedikçe veya taşınmaz üzerinde bulunan rehin ve hacizler kaldırılmadıkça, aile yurdu kurulmasına izin verilemez. Borç, itiraz eden veya rehinli alacaklı lehine vadeye bağlı olsa bile, aile yurdu kurmak isteyen borçlu hemen ödemede bulunabilir.
c. Tapu kütüğüne şerh verilmesi
Madde 390.(340) - Bir taşınmazın aile yurdu hâline getirilmesi, ancak izne ilişkin mahkeme kararının o taşınmazın tapu kütüğüne şerh (TMK Md 1009, 1010, 1011 ) verilmesiyle mümkün olur; bu husus mahkemece ilân edilir.
III. Sonuçları
1. Tasarruf hakkının sınırlanması
Madde 391.(341) - Aile yurdu hâline getirilen taşınmazlar devrolunamaz , rehnedilemez (TMK Md 850 ) ve kiraya verilemez .
Aile yurdu ve eklentileri hakkında, mahkeme eliyle yönetim hâli saklı kalmak kaydıyla, cebrî icra yoluna başvurulamaz
2. Kan hısımlarının aile yurduna alınması
Madde 392.(342) - Malikin, yoksulluğu sebebiyle aile yurduna alınmaya muhtaç bulunan ve kabullerine engel olacak durumları olmayan üstsoyunu, altsoyunu ve kardeşlerini yurda kabul etmesine mahkemece karar verilebilir.
3. Xxxxxxx ödemede acze düşmesi
Madde 393.(343) - Malik borçlarını ödemede acze düşerse, aile yurdunu yönetmek üzere mahkemece bir yönetici atanır. (TMK Md 391 )
Yönetici, yurdu amacına ve alacaklıların menfaatlerine uygun biçimde yönetir.
Alacaklılar, haklarını aciz belgelerindeki tarih ve iflâstaki sıraya göre alırlar.
IV. Sona ermesi
1. Xxxxxxx ölümü hâlinde
Madde 394.(344) - Xxxxxxx ölümünden sonra aile yurdunun devam edebilmesi, taşınmazın mirasçılara yurt olarak geçmesine ilişkin bir ölüme bağlı tasarrufun (TMK Md 514 ) yapılmış olmasına bağlıdır.
Böyle bir tasarruf yoksa, malik ölünce tapu kütüğündeki yurda ilişkin şerh silinir. (TMK Md 1009, 1010, 1011, 1014 )
2. Malikin sağlığında
Madde 395.(345) - Xxxxx sağlığında yurda son verebilir.
Bunun için malik, tapu kütüğündeki kaydı sildirmek üzere bir dilekçeyle mahkemeye başvurur; bu istem mahkemece ilân olunur.
İlân tarihinden başlayarak iki ay içinde bir itiraz yapılmaz veya yapılan itirazın haksızlığı anlaşılırsa, mahkeme kütükteki kaydın (TMK Md 1014 ) silinmesine izin verir.
ÜÇÜNCÜ KISIM VESAYET
BİRİNCİ BÖLÜM VESAYET DÜZENİ
BİRİNCİ AYIRIM VESAYET ORGANLARI
A. Genel olarak
Madde 396.(346) - Vesayet organları, vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlardır. (TMK Md 426 )
B. Vesayet daireleri
I. Kamu vesayeti
Madde 397.(347) - Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür.
Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir. (TMK Md 19 , 411)
II. Özel vesayet
1. Koşulları
Madde 398.(348) - Vesayet altındaki kişinin menfaatinin haklı gösterdiği, özellikle bir işletmenin, bir ortaklığın veya benzeri işlerin sürdürülmesi gerektiği takdirde vesayet istisnaî olarak bir aileye verilebilir.
Bu durumda vesayet makamının yetki, görev ve sorumluluğu kurulacak aile meclisine geçer. (TMK Md 413 – 425 , 438- 467 )
2. Kurulması
Madde 399.(349) - Özel vesayet, vesayet altına alınan kişinin fiil ehliyetine sahip iki yakın hısımının veya bir hısımı ile eşinin istemi üzerine denetim makamı tarafından kurulur.
3. Aile meclisi
Madde 400.(350) - Aile meclisi, vesayet altındaki kişinin vasi olmaya ehil, denetim makamınca dört yıl için atanacak en az üç hısımından (TMK Md 17 ,18 ) oluşur.
Vesayet altına alınanın eşi (TMK Md 108 ) de aile meclisine üye olabilir.
4. Güvence
Madde 401.(351) - Aile meclisi üyeleri, görevlerini gereği gibi yerine getireceklerine dair güvence vermek zorundadırlar.
Güvence sağlanmadan özel vesayet kurulamaz (TMK Md 398, 466,).
5. Sona ermesi
Madde 402.(352) - Aile meclisi görevini yapmadığı veya vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirdiği takdirde, denetim makamı (TMK Md 397 ) her zaman aile meclisini değiştirebileceği gibi özel vesayeti de sona erdirebilir.
C. Vasi ve kayyım
Madde 403.(353) - Vasi, vesayet altındaki küçüğün (TMK Md 11 , 404 ) veya kısıtlının (TMK Md 405, 406, 407, 408 ) kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür (TMK Md 439 ,440, 441, 442, 443, 444, 445, 446 ,447, 448, 449, 450, 451 , 452, 453, 454 ).
Kayyım, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanır (TMK
Md 426 )
Bu Kanunun vasi hakkındaki hükümleri (TMK Md 413 – 470 ), aksi belirtilmiş
olmadıkça kayyım hakkında da uygulanır .
İKİNCİ AYIRIM VESAYETİ GEREKTİREN HÂLLER
A. Küçüklük
Madde 404.(354) - Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. (TMK Md 11 )
Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar (TMK Md 19, 411 )
*10.11.1954 tarihli 17/24 sayılı Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 4 sayfa 584
Evlat edinme muamelesinin tamamlanmasıyla evlat edinen kimseye geçen küçük üzerindeki egelik (velayet ) hakkı, bu kimsenin ölümüyle kendiliğinden asıl xxx ve babaya dönmez .ve geçmez. Bu gibi hallerde küçüğe bir vasi tayini gerekir
B. Kısıtlama
I. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı
Madde 405.(355) - Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. (TMK Md 11, 12, 13, 15, 335,
409, 410, 419, 474 )
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar (TMK Md 19, 411 ).
II. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim
Madde 406.(356) - Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve
bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır. (TMK Md 335, 408, 409, 410, 429, 475 )
III. Özgürlüğü bağlayıcı ceza
Madde 407.(357) - Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır. (TMK Md 11, 12, 13, 335 471 )
Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili (TMK Md 19, 411 vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
IV. İstek üzerine
Madde 408.(358) - Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin (TMK Md 11 ) kısıtlanmasını (TMK Md 335, 403, 428, 476 ) isteyebilir.
C. Usul
I. İlgilinin dinlenilmesi ve bilirkişi raporu
Madde 409.(359) - Bir kimse dinlenilmeden savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetimi (TMK Md 406 ) veya isteği (TMK Md 408 ) sebebiyle kısıtlanamaz.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya (TMK Md 405 ) ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir.
II. İlân
Madde 410.(360) - Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri (TMK Md 19 ) ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur.
Kısıtlama, iyiniyetli (TMK Md 3 ) üçüncü kişileri ilândan önce etkilemez.
Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına (TMK Md 13 , 14, 15, 16 ) ilişkin hükümler saklıdır.
*11.6.1941 tarihli 4/21 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 1 sayfa :692
Bir tasarruf zamanında temyiz (ayırtım ) gücünden yoksun olduğu anlaşılan kişinin o tasarrufun hüküm taşımayacağı iddiasının kabulü için bunu dava eden vasiye bundan başka diğer tarafın kötü niyetini dahi kanıtlama yükü yüklenemez.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM YETKİ
A. Vesayet işlerinde yetki
Madde 411.(361) - Vesayet işlerinde yetki küçüğün (TMK Md 11 ) veya kısıtlının (TMK Md 405, 406, 407,408 ) yerleşim yerindeki (TMK Md 19 ) vesayet dairelerine aittir.
B. Yerleşim yerinin değişmesi
Madde 412.(362) - Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini (TMK Md 19, 20 ) değiştiremez.
Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetki, yeni vesayet dairelerine geçer .
Bu takdirde kısıtlama yeni yerleşim yerinde ilân olunur(TMK Md 410 ).
DÖRDÜNCÜ AYIRIM VASİNİN ATANMASI
A. Koşulları
I. Genel olarak
Madde 413.(363) - Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar (TMK Md 11, 12, 13, 414, ) .
Gereken durumlarda, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir.
Rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez.
II. Eşin ve hısımların önceliği
Madde 414.(364) - Haklı sebepler engel olmadıkça, vesayet makamı, vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini (TMK Md 141 ) veya yakın hısımlarından (TMK Md 17, 18,) birini, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atar. Bu atamada yerleşim yerlerinin (TMK Md 19 ) yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulur.
III. İlgililerin isteği
Madde 415.(365) - Haklı sebepler engel olmadıkça, vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin ya da ana veya babasının gösterdiği kimse atanır
IV. Vasiliği kabul yükümlülüğü
Madde 416.(366) - Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde (TMK Md 19 ) oturanlardan vasiliğe atananlar, bu görevi kabul etmekle yükümlüdürler.
Aile meclisince (TMK Md 400 ) atanma hâlinde vasiliği kabul yükümlülüğü yoktur.
V. Vasilikten kaçınma sebepleri
Madde 417.(367) - Aşağıdaki kişiler vasiliği kabul etmeyebilirler:
l. Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
2. Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar(TMK Md 4 ),
3. Dörtten çok çocuğun velisi olanlar(TMK Md 335 ),
4. Üzerinde vasilik görevi olanlar(TMK Md 400, 438 ),,
5. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.
VI. Vasiliğe engel olan sebepler
Madde 418.(368) - Aşağıdaki kişiler vasi olamazlar:
1. Kısıtlılar(TMK Md 404, 405, 406, 407, 408 ),
2. Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
3. Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar(TMK Md 426 ),
4. İlgili vesayet daireleri hâkimleri.
B. Atama usulü
I. Vasinin atanması
Madde 419.(369) - Vesayet makamı, gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür.
Gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur(TMK Md 11 ).
Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet
(TMK Md 335 ) altında bırakılır.
II. Geçici önlemler
Madde 420.(370) - Vesayet işleri zorunlu kıldığı takdirde vesayet makamı, vasinin atanmasından önce de re’sen gerekli önlemleri alır; özellikle, kısıtlanması istenen kişinin fiil ehliyetini geçici olarak kaldırabilir ve ona bir temsilci (TMK Md 426 ) atayabilir.
Vesayet makamının kararı ilân olunur(TMK Md 410 ).
III. Tebliğ ve ilân
Madde 421.(371) - Atama kararı vasiye hemen tebliğ olunur.
Kısıtlamaya ve vasi atanmasına veya kısıtlanan velâyet altında bırakılmışsa buna ilişkin karar, kısıtlının yerleşim yerinde (TMK Md 19 ) ve nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur(TMK Md 410 ).
IV. Kaçınma ve itiraz
1. Usul
Madde 422.(372) - Vasiliğe atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak on gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir(TMK Md 417 , 457,481 ) .
Xxxxxx olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak on gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir(TMK Md 418 ).
Vesayet makamı, vasilikten kaçınma veya itiraz sebebini yerinde görürse yeni bir vasi atar; yerinde görmediği takdirde, bu konudaki görüşü ile birlikte gerekli kararı vermek üzere durumu denetim makamına bildirir.
2. Geçici görev
Madde 423.(373) - Vasiliğe atanan kimse(TMK Md 417 , 418, 421, 422, 457 ), vasilikten kaçınmış veya atanmasına itiraz edilmiş olsa bile, yerine bir başkası atanıncaya kadar vasiye ait görevleri yerine getirmekle yükümlüdür(TMK Md 482, 491 ).
3. Karar
Madde 424.(374) - Denetim makamı, vereceği kararı vasiliğe atanmış olan kimseye (TMK Md 417 , 418, 421, 422, 457 ) ve vesayet makamına (TMK Md 19, 411 ) bildirir.
Vasiliğe atananın görevden alınması hâlinde vesayet makamı(TMK Md 19, 397 398, 399, 400 ), hemen yeni bir vasi atar.
V. Görevin verilmesi
Madde 425.(375) - Atama kararı kesinleşince vesayet makamı xxxxxxx göreve başlaması için gerekli işlemleri yapar(TMK Md 419, 421, 438, 466 ).
BEŞİNCİ AYIRIM KAYYIMLIK VE YASAL DANIŞMANLIK
A. Kayyımlığı gerektiren hâller
I. Temsil
Madde 426.(376) - Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen (TMK Md 345, 360, 361, 303, 420, 810, 880, ) diğer hâllerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı (TMK Md 403 ) atar:
1. Ergin bir kişi (TMK Md 11 ), hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
2. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa (TMK Md 345, 463 ),
3. Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa(TMK Md 420,
423).
II. Yönetim
1. Kanun gereği
Madde 427.(377) - Vesayet makamı (TMK Md 397, 411 ), yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim kayyımı atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep (TMK Md 404, 405, 406, 407, 408 ) bulunmamakla beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa (TMK Md 28, 455, 575, 582 , 643 ),
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa (TMK Md 87 , 88, 113, ),
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa (TMK Md 460, 466, 588 ).
2. İstek üzerine
Madde 428.(378) - İsteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden (TMK Md 408 ) biri varsa, ergin bir kişiye (TMK Md 11, 12, 13, 14, 15, 16 ) kendi isteği üzerine bir kayyım atanabilir.
B. Yasal danışmanlık
Madde 429.(379) - Kısıtlanması için yeterli sebep (TMK Md 404, 405, 406, 407, 408 ) bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin (TMK Md 14, 15, 16 ) sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye (TMK Md 11, 12,13 ) aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır:
1. Dava açma ve sulh olma,
2. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması (TMK Md 708, 763, 779, 850,) ,
3. Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi,
4. Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri,
5. Ödünç verme ve alma,
6. Anx xarayı alma,
7. Bağışlama,
8. Kambiyo taahhüdü altına girme,
9. Kefil olma.
Aynı koşullar altında bir kimsenin malvarlığını yönetme yetkisi, gelirlerinde dilediği gibi tasarruf hakkı saklı kalmak üzere kaldırılabilir(TMK Md 360, 410, 477 ).
C. Yetki
Madde 430.(380) - Temsil kayyımı, kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri (TMK Md 19, 411 ) vesayet makamı tarafından atanır.
Yönetim kayyımı, malvarlığının büyük bölümünün yönetildiği veya temsil edilen kimsenin payına düşen malların bulunduğu yer vesayet makamı tarafından atanır.
D. Usul
Madde 431.(381) - Vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar (TMK Md 413 ), kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır.
Kayyım veya yasal danışman atanmasına ilişkin karar, ancak vesayet makamının gerekli görmesi hâlinde ilân olunur.
ALTINCI AYIRIM
KORUMA AMACIYLA ÖZGÜRLÜĞÜN KISITLANMASI
A. Koşulları
Madde 432.( ) - Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arzeden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her xxxxx xxxx (TMK Md 11 ), kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması hâlinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilir veya alıkonulabilir. Görevlerini yaparlarken bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlileri, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına (TMK Md 19, 397, 411, 433 ) bildirmek zorundadırlar.
Bu konuda kişinin çevresine getirdiği külfet de göz önünde tutulur.
İlgili kişi durumu elverir elvermez kurumdan çıkarılır.
B. Yetki
Madde 433.( ) - Yerleştirme veya alıkoymaya karar verme yetkisi, ilgilinin yerleşim yeri (TMK Md 19 ,397 ) veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde bulunduğu yer vesayet makamına (TMK Md 397 ) aittir.
Yerleştirme veya alıkoymaya karar veren vesayet makamı, kurumdan çıkarmaya da yetkilidir.
C. Bildirim yükümlülüğü
Madde 434.( ) - Kısıtlı bir kişi (TMK Md 404, 405, 406, 407, 408 ) bir kuruma yerleştirildiği veya alıkonulduğu ya da ergin bir kişi hakkında vesayete ilişkin diğer önlemlerin alınmasına gerek görüldüğü takdirde, kişinin bulunduğu yer
vesayet makamı veya özel kanunlarda öngörülen ilgililer, durumu yerleşim yeri
(TMK Md 19 ) vesayet makamına (TMK Md 397 ) bildirmekle yükümlüdürler.
D. İtiraz
Madde 435.( ) - Kuruma yerleştirilen kişi veya yakınları, verilen karara karşı kendilerine bildirilmesinden başlayarak on gün içinde denetim makamına (TMK Md 19, 397 ) itiraz edebilirler.
Bu hak, kurumdan çıkarılma isteminin reddi hâlinde de kullanılabilir.
E. Usul
I. Genel olarak
Madde 436.( ) - Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tâbidir:
1. Karar verilirken ilgilinin bunun sebepleri hakkında bilgilendirilmesi ve karara karşı denetim makamına (TMK Md 19, 397 ) itiraz edebileceğine yazılı olarak dikkatinin çekilmesi zorunludur.
2. Bir kuruma yerleştirilen kişiye, alıkonulma kararına veya kurumdan çıkarılma isteminin reddine karşı en geç on gün içinde denetim makamına (TMK Md 19, 397 ) itiraz edebileceği derhal yazılı olarak bildirilir.
3. Mahkeme kararını gerektiren her istem, gecikmeksizin yetkili hâkime ulaştırılır.
4. Yerleştirme kararı veren vesayet makamı (TMK Md 397 ) veya hâkim durumun özelliklerine göre bu istemin görüşülmesini erteleyebilir.
5. Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arzeden bulaşıcı hastalığı olanlar hakkında, ancak resmî sağlık kurulu raporu alındıktan sonra karar verilebilir. Vesayet makamının (TMK Md 19, 397, 433 ) daha önceden bilirkişiye başvurmuş olması hâlinde denetim makamı (TMK Md 19, 397 ) bundan vazgeçebilir.
II. Yargılama usulü
Madde 437.( ) Hâkim, basit yargılama usulüne göre karar verir. Gerektiğinde ilgili kişiye adlî yardım sağlanır.
Hâkim, karar verirken ilgili kişiyi dinler.
İKİNCİ BÖLÜM VESAYETİN YÜRÜTÜLMESİ
BİRİNCİ AYIRIM
VASİNİN GÖREVLERİ
A. Göreve başlama
I. Defter tutma
Madde 438.(382) - Vasiliğe atanma kararının kesinleşmesi üzerine vasi ile vesayet makamının görevlendireceği bir kişi tarafından, vakit geçirilmeksizin, yönetilecek malvarlığının defteri tutulur.
Vesayet altındaki kişi ayırt etme gücüne (TMK Md 13 ) sahipse, olanak bulunduğu takdirde defter tutulurken hazır bulundurulur.
Koşullar gerektirdiği takdirde denetim makamı (TMK Md 19, 397 ), vasi ve vesayet makamının (TMK Md 19, 397 ) isteği üzerine vesayet altındaki kişinin malvarlığının resmî defterinin tutulmasına karar verebilir. Bu defter, mirastaki resmî defterin alacaklılara karşı doğurduğu sonuçları doğurur ve oradaki usul uyarınca tutulur (TMK Md 620, 621, 622, 628, 629, 630 ).
II. Değerli şeylerin saklanması
Madde 439.(383) - Kıymetli evrak, değerli eşya, önemli belge ve benzerleri, malvarlığının yönetimi bakımından bir sakınca yoksa, vesayet makamının gözetimi altında güvenli bir yere konulur (TMK Md 397 ).
III. Taşınırların satılması
Madde 440.(384) - Vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirirse değerli şeylerin dışındaki taşınırla(TMK Md 762 ), vesayet makamının vereceği talimat uyarınca, açık artırma ile satılır. Hâkim, özel durumları, taşınırın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir (TMK Md 461, 466, 467, 492, 493 ).
Vesayet altındaki kişinin kendisi veya ailesi için özel bir değer taşıyan
şxxxxx, zorunluluk olmadıkça satılamaz (TMK Md 461, 653 ).
IV. Paraların yatırılması
1. Yatırma zorunluluğu
Madde 441.(385) - Vesayet altındaki kişinin kendisi veya malvarlığının yönetimi için gerekli olmayan paralar, faiz getirmek üzere, vesayet makamı tarafından belirlenen millî bir bankaya yatırılır veya Hazine tarafından çıkarılan menkul kıymetlere çevrilir (TMK Md 461, 466, 492 ).
Paranın yatırılmasını bir aydan fazla geciktiren vasi, faiz kaybını ödemekle yükümlüdür.
2. Yatırımların dönüştürülmesi
Madde 442.(386) - Yeteri kadar güven verici olmayan yatırımlar, güvenli yatırımlara dönüştürülür (TMK Md 466, 492 ).
Dönüştürme işleminin uygun zamanda ve vesayet altındaki kişinin menfaati gözetilerek yapılması gerekir.
V. Ticarî ve sınaî işletmeler
Madde 443.(387) - Vesayet altındaki kişinin malvarlığı içinde ticarî, sınaî veya benzeri bir işletme varsa; vesayet makamı, bunların işletilmesinin devamı veya tasfiyesi için gerekli talimatı verir (TMK Md 466, 492 ).
VI. Taşınmazların satılması
Madde 444.(388) - Taşınmazların (TMK Md 444 461, 462, 463 ), satışı, vesayet makamının (TMK Md 462, 463 ) talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hâllerde mümkündür.
Satış, vesayet makamının bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından vasi de hazır olduğu hâlde açık artırmayla yapılır ve ihale vesayet makamının(TMK Md onamasıyla tamam olur; onamaya ilişkin kararın ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir.
Ancak denetim makamı (TMK Md 444, 463,), istisnaî olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir.
B. Özen ve temsil
I. Kişiye özen
1. Küçüklerde
a. Genel olarak
Madde 445.(389) - Vesayet altındaki kişi küçük (TMK Md 11, 404 ) ise, vasi onun bakımı ve eğitimi için gereken önlemleri almakla yükümlüdür.
Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler (TMK Md 461 – 465 ,346 –350 saklı kalmak kaydıyla, vasi bu konuda ana ve babanın yetkilerine sahiptir (TMK Md 339, 340 342,343, 352 – 363 ).
b. Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması
Madde 446.( ) - Küçüklerin (TMK Md 11 ) koruma amacıyla bir kuruma yerleştirilmesine vasinin başvurusu üzerine vesayet makamı (TMK Md 19, 397 ) veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde bizzat vasi karar verir ve durumu derhâl vesayet makamına bildirir.
Bunun dışında usul ve yetkiyle ilgili konularda kısıtlı olsun veya olmasın erginlerin korunması amacıyla özgürlüklerinin kısıtlanmasına ilişkin hükümler (TMK Md 432 – 437 ) uygulanır.
Onaltı yaşını doldurmamış çocuk bu konuda mahkemeye bizzat başvuramaz.
2. Kısıtlılarda
MADDE 447.(390) - Vasi, kısıtlıyı korumak ve bütün kişisel işlerinde ona yardım etmekle yükümlüdür (TMK Md 432 –437, 462, ).
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde vasi, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin hükümlere (TMK Md 432 – 437 ) göre kısıtlıyı bir kuruma yerleştirebilir veya orada alıkoyabilir ve durumu derhâl vesayet makamına (TMK Md 19, 397 ) bildirir.
II. Temsil
1. Genel olarak
Madde 448.(391) - Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler (TMK Md 397, 461, 462, 463, 464, 465, ) saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün
hukukî işlemlerinde temsil eder (TMK Md 14, 16, 204, 205, 303, 438, 440, 441, 443, 444, 445, 451, 592 ).
2. Yasak işlemler
Madde 449.(392) - Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak
(TMK Md 57 ) ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır.
3. Vesayet altındaki kişinin görüşünün alınması
Madde 450.(393) - Vesayet altındaki kişi görüşlerini oluşturma ve açıklama yeteneğine sahipse (TMK Md 13 ), vasi önemli işlerde karar vermeden önce olanak ölçüsünde, onun görüşünü almakla yükümlüdür.
Vesayet altındaki kişinin işi uygun bulmuş olması vasiyi sorumluluktan kurtarmaz. (TMK Md 466, 468, 492, 493, 494, )
4. Vesayet altındaki kişinin yapabileceği işler
a. Vasinin rızası
Madde 451.(394) - Ayırt etme gücüne (TMK Md 13 ) sahip olan vesayet altındaki kişi (TMK Md 404, 405, 406, 407, 408 ), vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir (TMK Md 16, 342, 343, 502 ).
Yapılan işlem diğer tarafın belirlediği veya başvurusu üzerine hâkimin belirleyeceği uygun bir süre içinde onanmazsa, diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur.
b. Onamamanın sonucu
Madde 452.(395) - Vaxxxxx xnamadığı işlemlerde taraflardan her biri verdiğini geri isteyebilir. Ancak, vesayet altındaki kişi, sadece kendi menfaatine harcanan veya geri isteme zamanında malvarlığında mevcut olan zenginleşme tutarıyla ya da iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmış olduğu miktarla sorumludur.
Vesayet altındaki kişi, fiil ehliyetine sahip olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış ise, onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olur (TMK Md 16 ).
5. Meslek veya sanat
Madde 453.(396) - Vesayet altındaki kişiye vesayet makamı (TMK Md 19, 397 ) tarafından bir meslek veya sanatın yürütülmesi için izin verilmiş (TMK Md 462 ) ise, o kişi bununla ilgili her türlü olağan işlemleri yapmaya yetkilidir ve bu tür işlemlerden dolayı bütün malvarlığı ile sorumludur(TMK Md 455 ).
C. Malvarlığının yönetilmesi
I. Yönetim ve hesap tutma yükümlülüğü
Madde 454.(397) - Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek zorundadır(TMK Md 461, 592 ),.
Vasi, yönetimle ilgili hesap tutmak ve vesayet makamının belirlediği tarihlerde ve her hâlde yılda bir defa hesabı onun incelemesine sunmakla yükümlüdür(TMK Md 456, 464 ).
Vesayet altındaki kişi görüşlerini oluşturma ve açıklama yeteneğine sahip ise, hesabın hâkim tarafından incelenmesi sırasında olanak ölçüsünde hazır bulundurulur(TMK Md 13, 450, 464, 489, 490 ).
II. Serbest mallar
Madde 455.(398) - Vesayet altındaki kişi, kendi tasarrufuna bırakılmış olan mallar ile vasinin izniyle çalışarak kazandığı malları serbestçe yönetir ve kullanır (TMK Md 453 ).
D. Görevin süresi
Madde 456.(399) - Vasi, kural olarak iki yıl için atanır(TMK Md 425 ). Vesayet makamı, bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir.
Dört yıl dolunca vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir(TMK Md 426 ).
E. Vasinin ücreti
Madde 457.(400) - Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığından, olanak bulunmadığı takdirde Hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini isteyebilir. Ödenecek ücret, yönetimin gerektirdiği emek ve yönetilen malvarlığının geliri göz önünde tutulmak suretiyle her hesap dönemi için vesayet makamı tarafından belirlenir(TMK Md 19, 397, 466, 468, 492, 493, 494 ).
İKİNCİ AYIRIM KAYYIMIN GÖREVLERİ
A. Kayyımın konumu
Madde 458.(401) - Bir kimseye kayyım atanması onun fiil ehliyetini etkilemez. Yasal danışmanlığa ilişkin hükümler (TMK Md 429 ) saklıdır.
Kayyımın görev süresi ve ücreti vesayet makamı tarafından belirlenir.
B. Kayyımlığın kapsamı
I. Belli bir iş
Madde 459.(402) - Belli bir iş için görevlendirilmiş (TMK Md 345, 426, 880 ) olan kayyım, vesayet makamının (TMK Md 19, 397 ) talimatına aynen uymak zorundadır.
II. Malvarlığının yönetimi
Madde 460.(403) - Kayyım bir malvarlığının yönetimi ve gözetimi ile görevlendirilmiş (TMK Md 427, 810 ) ,ise, yalnız o malvarlığının yönetim ve korunması için gerekli olan işleri yapabilir.
Kayyımın, bunun dışındaki işleri yapabilmesi, temsil olunanın vereceği özel yetkiye, temsil olunan bu yetkiyi verecek durumda değilse (TMK Md 14, 15 ) vesayet makamının (TMK Md 19, 397 ) iznine bağlıdır.
ÜÇÜNCÜ AYIRIM
VESAYET DAİRELERİNİN GÖREVLERİ
A. Şikâyet ve itiraz
Madde 461.(404) - Ayırt etme gücüne (TMK Md 13 ) sahip olan vesayet altındaki kişi (TMK Md 461, 462, 463, 464, 465 ) ve her ilgili, vasinin eylem ve işlemlerine karşı vesayet makamına şikâyette bulunabilir.
Vesayet makamının (TMK Md 19, 397 ) kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına (TMK Md 19, 397 ) itiraz edilebilir.
B. İzin
I. Vesayet makamından
Madde 462.(405) - Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir:
1. Taşınmazların alımı, satımı (TMK Md 706, 763,, 444 ) , rehnedilmesi (TMK Md 850 ) ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak (TMK Md 779 ) kurulması,
2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi (TMK Md 762, ),
3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
4. Ödünç verme ve alma,
5. Kambiyo taahhüdü altına girme,
6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması (TMK Md 455 ),
8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,
9. Mal rejimi sözleşmeleri (TMK Md 203, 204, 205 ), mirasın paylaştırılması (TMK Md 676, ) ve miras payının devri (TMK Md 612 ) sözleşmeleri yapılması,
10. Borç ödemeden aciz beyanı,
11. Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,
12. Çıraklık sözleşmesi yapılması,
13. Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi (TMK Md 432 –437 , 447 ),
14. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin (TMK Md 19, 20 ) değiştirilmesi.
II. Denetim makamından
Madde 463.(406) - Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izni gereklidir:
1. Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi (TMK Md 305, 313, 317 ),
2. Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması,
3. Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması (TMK Md 444),
4. Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması,
5. Mirasın kabulü, reddi (TMK Md 605, 610 ) veya miras sözleşmesi (TMK Md 545, 546, 547, ) yapılması,
6. Küçüğün ergin kılınması (TMK Md 12, 470 ),
7. Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması (TMK Md 444 ).
C. Rapor ve hesapların incelenmesi
Madde 464.(407) -Vesayet makamı, vasinin belli dönemlerde vereceği rapor ve hesapları inceler; gerekli gördüğü hâllerde bunların tamamlanması veya düzeltilmesini ister (TMK Md 454 ).
Vesayet makamı, rapor ve hesapları kabul veya reddeder; gerektiğinde vesayet altındaki kişinin menfaatini korumak için uygun önlemleri alır (TMK Md 483 – 488 ).
D. İzinin bulunmaması
MADDE 465.(408)- Kanunen gerektiği hâlde vasinin yetkili vesayet dairelerinin iznini almadan yapmış olduğu işlemler (TMK Md 461 , 462 ), vesayet altındaki kişinin vasinin izni olmaksızın yaptığı işlem hükmündedir (TMK Md 451 , 452 )
DÖRDÜNCÜ AYIRIM
VESAYET ORGANLARININ SORUMLULUĞU
A. Özen yükümü
Madde 466.(409) - Vesayet organları (TMK Md 396, 397 398, 399, 400, 403, ) ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler (TMK Md 426, 429,) , bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler.
B. Vasinin sorumluluğu
Madde 467.( ) – Vasi (TMK Md 396 , 413 ), görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur.
Kayyım (TMK Md 426, ) ve yasal danışmanlar (TMK Md 429 ) hakkında da aynı hüküm uygulanır.
C. Devletin sorumluluğu
Madde 468.(410) - Devlet, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan doğrudan doğruya sorumlu olduğu gibi; vasi, kayyım ve yasal danışmanlara tazmin ettirilemeyen zararlardan da sorumludur.
Zararı tazmin eden Devlet, zararın meydana gelmesinde kusurlu olanlara rücu eder.
Zararın doğmasına kusurları ile sebep olanlar, rücu hakkını kullanan Devlete karşı müteselsilen sorumludurlar.
D. Görev ve yetki
Madde 469.( ) - Devletin vesayet dairelerinde görevli kişilere karşı rücu davasına bakmaya, vesayet dairelerinin bulunduğu yere en yakın asliye mahkemesi yetkilidir.
Vesayetle ilgili tazminat ve diğer rücu davaları vesayet dairelerinin bulunduğu yer asliye mahkemesinde görülür.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VESAYETİN SONA ERMESİ
BİRİNCİ AYIRIM
VESAYETİ GEREKTİREN HÂLLERİN SONA ERMESİ
A. Küçüklerde
Madde 470.(414) - Küçük (TMK Md 11, 404 ) üzerindeki vesayet, onun ergin olmasıyla (TMK Md 11,12,13 ) kendiliğinden sona erer.
Erginliğe mahkemece karar verilmiş (TMK Md 12 ) ise, mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını tespit ve ilân eder.
B. Hükümlülerde
Madde 471.(415) - Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
C. Diğer kısıtlılarda
I. Kaldırılması
Madde 472.(416) - Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet, yetkili vesayet makamının (TMK Md 19, 397 ) kararıyla sona erer.
Vesayeti gerektiren sebebin ortadan kalkması üzerine vesayet makamı (TMK Md 19, 397 ) vesayetin sona ermesine karar verir.
Kısıtlı ve ilgililerden her biri, vesayetin kaldırılması isteminde bulunabilir.
II. Usulü
1. İlân
Madde 473.(417) - Kısıtlama ilân edilmişse, kaldırılması da ilân olunur(TMK Md 410 ).
Fiil ehliyetinin yeniden kazanılması, ilânın yapılmasına bağlı değildir (TMK Md 14, 15, 16,)
2. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığında
Madde 474.(418) - Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı yüzünden kısıtlanmış (TMK Md 405 ) olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılmasına, ancak kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi hâlinde karar verilebilir.
3. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimde
Madde 475.(419) - Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin (TMK Md 406 ) vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikâyete meydan vermemiş olmasına bağlıdır.