İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
Giriş 5
KISIM 1. KONUŞURKEN KENDİNİZ VE
DİŤERLERİYLE UYUM İÇİNDE OLUN 11
Bölüm 1: Sözlerimizin bir gücü vardır 15
Bölüm 2: Her şey niyete bağlıdır 24
Bölüm 3: Kendini sevmekten bir başkasını sevmeye 30
Bölüm 4: Yargılamadan konuşmak 40
Bölüm 5: Uygulaması her zaman kolay olmayan bir anlaşma 49
KISIM 2. SİZİ YARALAYAN ŞEYLERDEN KURTULUN 61
Bölüm 1: Herkesin kendine ait bir dünya görüşü vardır 65
Bölüm 2: Bir güç meselesi 74
Bölüm 3: İşin içine inançlar ve duygular da girer 81
Bölüm 4: Boş verme sorumluluğunu alın 88
KISIM 3. GERÇEK OLMAYACAK VARSAYIMLARDA BULUNMAYIN 103
Bölüm 1: Kendimize hikâyeler anlatma ihtiyacı 107
Bölüm 2: Xxx ve ne hakkında varsayımda bulunuyoruz? 123
Bölüm 3: Varsayımlardan kurtulun! 134
KISIM 4. ELİNİZDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPIN 161
Bölüm 1: Neden elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız? 165
Bölüm 2: Elinizden gelenin en iyisini nasıl yapabilirsiniz? 171
Bölüm 3: Elinizden gelenin en iyisinden
daha fazlasını yapmayın 180
Bölüm 4: Elinizden gelen en iyi şekilde davranın 188
Sonuç 201
Teşekkür 204
Yazar Hakkında 205
GİRİŞ
B
atı dünyasının bundan yirmi yıl önce keşfettiği dört Tol- tek anlaşması bugün artık dünya çapında bir üne kavuş- muş bulunuyor. Bu anlaşmalar “oluşumlarından” yüzlerce yıl sonra dahi gücünden hiçbir şey kaybetmemiştir. Daha mutlu ve uyumlu bir hayat yaşamamıza yardımcı olmak için doğru- dan içinde yaşadığımız huzursuz ve endişeli çağa ve üstelik
bugünkü dille hitap eder gibidirler.
Toltek anlaşmaları nedir, diyecek olursanız, sahip olduğu- muz ve bizi sınırlandıran inançlarımızı, yani gerçeği olum- suz bir biçimde çarpıtan bütün inançlarımızı yıkmak amacıy- la kendi kendimizle yapacağımız anlaşmalardır; sürekli ola- rak her şeyden şikâyet etmemize, başkalarını kınamamıza ve her şeyin olduğundan daha farklı olmasını istememize neden olduklarından kendimizi iyi hissetmemize engel olarak acı çekmemize yol açarlar. Oysa asıl sorun da budur, her şey… neyse odur! Geçmiş neyse odur, bitmiştir, gelecek neyse odur, belirsizdir. Şikâyetlerimizin pek çoğunun kaynağında geçmişi devam ettirme veya geleceği kontrol etme arzusu yatmaktadır. Toltek anlaşmaları bize bütün bunları nasıl de- ğiştirebileceğimizi öğretir.
NİÇİN KENDİMİZLE BİR ANLAŞMA İMZALAMALIYIZ?
Bunlara “anlaşma” denmesinin nedeni gerçekten de aslında bize ait olmayan ve bizi mutlu olmaktan alıkoyan inançlara onayımızı veriyor olmamızdır. Onayladıklarımız biz hiç far- kında olmadan bütün enerjimizi tüketen ve bir türlü kurtula- madığımız o küçük tavizler, düşünce veya ifade biçimleridir.
Toltek anlaşmalarının amacı farklı bir düşünce ve davranış bi- çimi geliştirerek bizi engelleyen şeylerden kurtulmamızı sağ- lamak ve böylece daha iyi bir yaşam sürmek adına bizi kendi kendimizle yeni anlaşmalar yapmaya teşvik etmektir.
Bu kitapta yer alan Toltek anlaşmaları bu amacı pek çok açı- dan yerine getirirler:
− Düşünce, davranış ve varoluş biçimlerimizi bizi artık sınırlandırmayacak ve acı çekmeyecek biçimde değiş- tirmek adına güçlü bir levye görevi görürler.
− Düşüncelerimizin ve duygularımızın anarşik bir biçim- de tırmanışa geçmesine engel olurlar.
− Sakinleşmemizi sağlayarak içsel zenginliğimizi geliş- tirmemize yardımcı olurlar.
− Daha doyumlu ve daha uyum içinde bir hayat sürmemiz için yaşamımızı daha iyi kontrol etmemizi sağlarlar.
− Sosyal ilişkilerimizi kolaylaştırırlar: bize zarar veren in- sanların içimizi kirletmesine izin vermeden diğerleriyle daha uyumlu ilişkiler geliştirmemizi sağlarlar.
Tek kelimeyle söylemek gerekirse, Toltek anlaşmalarının amacı bizi daha mutlu kılmaktır.
TOLTEKLER
Toltekler kökenleri hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, İsa’dan sonra 800 yıllarında Orta Amerika’da yaşamış savaşçı bir halktır. 1000 yılı civarında Meksiko’nun seksen kilometre kuze- yinde bulunan Tula’da devletlerinin başkentini inşa etmişler ve iki yüzyıl içinde Meksika’nın bütün merkezine yayılan güçlü bir impa- ratorluk kurmuşlardır.
1300 yılından itibaren Meksiko vadisine yerleşen Aztekler Toltek kültürünün ve özellikle şamanik esaslara dayalı dinlerinin ana prensiplerini benimsemişlerdir. Aztekler diğer halklara göre üs- tünlüklerini kanıtlamak amacıyla kendilerinin Tolteklerin soyun- dan geldiklerini iddia etmişlerdir: Toltek felsefesini ve öğretilerini, özellikle de özünü dünyaca ünlü anlaşmaların oluşturduğu bilge- liklerini bize aktaran Azteklerdir.
Bu anlaşmaları dünyaya açıklayan ve yayan kişi ise1970 yılında ya- şadığı ölüm ötesi deneyimi ile bütün yaşamı değişmiş olan Don Xxxxxx Xxxx adlı bir beyin cerrahıdır. Xxx Xxxxxx Xxxx yaşadığı bu deneyim sonrası bu anlaşmaları daha büyük kitlelere yaymak amacıyla Toltek atalarının öğretilerinin peşine düşmüştür. 1997 yılında yayınladığı Dört Anlaşma adlı kitabı dünya genelinde dört milyondan fazla satmıştır. Bu eserin bugün hâlâ büyük ilgi görüyor olması Toltek anlaşmalarının çağımızın önemli bir ihtiyacına cevap veriyor olmasındandır: daha iyi ve daha mutlu bir yaşam ihtiyacı.
TOLTEKLER BİZE NE ÖŤRETİYORLAR?
Tolteklerin yolu bir din değildir; daha ziyade bize nasıl mutlu olacağımızı gösteren bir öğretidir:
− gerçekte olduğumuz kişi olarak;
− kendimizi başkalarının beklentilerinden kurtararak;
− bizi, kendimiz ve genel olarak dünya ile ilişkimizde sınır- landıran inançlarımızın farkına varıp onları düzelterek.
Bu dört anlaşmanın bize söyledikleri son derece basit şeyler- dir. Bunlara kısaca bir göz atalım.
“Ağzınızdan çıkan söz mükemmel olsun”
Tıpkı toprağa ektiğimiz tohumlar gibi, düşüncelerimiz ve söz- lerimiz de tatlı veya acı, iyi veya yıkıcı ürünler verirler. O nedenle çevremizde acı yerine iyilik yaratmak için düşüncele- rimize ve sözlerimize dikkat etmekle yükümlüyüz.
“Ne olursa olsun hiçbir şeyi kişisel algılamayın”
Hepimiz olayların bizden kaynaklandığını zannetme hatasına düşeriz: bu durumda gereksiz yere aslında bize ait olmayan sorunları üstlenir veya başkalarının bizim hakkımızda ne dü- şündüklerinin bağımlısı oluruz. Ancak olayları kişisel bir so- run haline getirmekten vazgeçtiğimizde özgürleşebiliriz.
“Varsayımda bulunmayın”
Varsayımlarımız, gördüklerimizi yanlış yorumlamamıza ne- den olan inançlarımızdır. Her şeyi (insanları, olayları, durum- ları, yaşamdaki deneyimleri vs.) oldukları gibi görmeyi öğren- diğimizde hayal gücümüzün, korkularımızın ve öfkelerimizin oyuncağı olmaktan kurtuluruz.
“Daima elinizden gelenin en iyisini yapın”
Mutluluğa giden yolda önümüze çıkan iki engelden biri ce- saretimizi kaybedip vazgeçmek, diğeri ise ulaşılması im- kânsız bir ideal hedeflemektir. Buna karşılık, belirli, ger- çekçi ve ulaşılabilir bir hedef belirlemek ve sonra da o an olduğumuz kişi olarak elimizden gelenin en iyisini yapmak suçluluk duymaktan vazgeçmemizi sağlar ve kendimizi ol- duğumuz gibi kabul etmemekten kaynaklanan mutsuzluğu- muza engel olur.
İşte bu dört anlaşmanın bize söyledikleri bunlardır. Xxxxx ve basit, değil mi? Hatta bunlar son derece açık, belirgin ve ev- rensel kavramlar, ancak, bunları günlük yaşamda uygulamak söz konusu olduğunda bu her zaman o kadar kolay olmuyor!
Bu nedenle, bu dört anlaşmayı detaylı bir biçimde daha ya- kından inceleyip derin anlamlarını kavramayı ve yaşamınızın farklı alanlarında nasıl uygulanabileceklerini öğrenmenizi öneriyorum. Ancak bu yolla günlük hayatınızda daha sağlam bir biçimde kök salacaklardır ve bu sayede öğretilerin bütün faydalarından yararlanıp içsel zenginliğinizi arttırarak huzura erişmeniz mümkün olacaktır.
Xxx Xxxxxx Xxxx’xx de dediği gibi “günlük yaşamda, düzen- li olarak bu dört Toltek anlaşmasını uygulamak […] bir tür Toltek yogasıdır. Bu uygulama zihni terbiye eder, daha heye- can verici bir yaşam kurmak amacıyla zihnimizi kontrol altına almamızı sağlar.” Xxx Xxxxxx Xxxx sözlerini hepimizin çok ihtiyacı olan şu güzel vaatle bitiriyor: “Acılarımızı mutluluğa çevirmemiz mümkündür.”
Bu dört anlaşma mutluluk üzerine yazılmış, düşünce ve varo- luş biçimlerimiz üzerinde uygulanabilecek bir kişisel gelişim
rehberi olarak da ele alınabilir; bu anlaşmalar sürekli birbirle- riyle iletişim halinde olup her biri diğerlerini etkilediği kadar diğerlerinden etkilenir de. Toltek anlaşmaları ilerleyen sayfa- larda keşfedeceğiniz gibi, zamanla hayatımızda erdemli bir dinamizm, bir tür enerji yaratırlar.