ANAYASAL TARİHÇE 06
ANAYASAL TARİHÇE 06
1982 ANAYASASI GENEL ESASLAR 15
YASAMA 21
YÜRÜTME 35
YARGI 40
ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLMESİ 50
HÜKÜMET SİSTEMLERİ 51
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ VE TOPLU SÖZLEŞME HAKKI 52
DİLEKÇE, BİLGİ EDİNME VE KAMU DENETÇİSİNE BAŞVURMA HAKKI 53
YETER SAYILARI 54
TBMM’NİN YÜRÜTTÜĞÜ İŞLEMLERİN NİTELİĞİ 55
TEMEL HAKLARIN TASNİFİ 56
SORULAR 58
Anayasal Tarihçe
É Başbakan ve Bakanlar Cumhurbaşkanı tarafından onaylanacaktır.
É Değiştirilemeyecek hükümler esası ilk kez benimsen- miştir (Devletin şekli Cumhuriyettir maddesi değişti- rilemez)
É Anayasanın üstünlüğü ilkesi getirilmiştir.
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
É Kuvvetler birliği ve görevler ayrılığı sistemi öngörül- müştür.
É “Yasama Yorumu” sadece bu anayasada öngörül- müştür.
É Seçimler 4 yılda bir yapılacaktır, milletvekili seçilme yaşı 30’dur.
É Başkent Ankara hükmü kabul edilmiştir.
É Temel hak ve özgürlükler genel hatlarıyla anlatılmış ayrıntıya yer verilmemiştir.
1924 Anayasası’na İlişkin Değişiklikler
É “Devletin dini İslam’dır” ibaresi ve milletvekillerinin andındaki “vallahi” kelimesi anayasadan çıkarılmıştır (1928)
É Kadınlara yerel seçimlerde seçme (1930) ve genel seçimlerde seçme-seçilme hakkı verilmiştir. (1934)
É Seçmen yaşı 18’den 22’ye çıkarılmıştır. (1934)
É 6 ilke anayasaya girmiştir. (1937)
É Kamulaştırma anayasamıza girmiştir.(1937)
É Anayasanın dili Türkçeleştirilmiştir (1945) ve “Anaya- sa” adını almıştır.
14
É Çok partili hayata geçilmiştir. (1946)
VII. 1961 ANAYASASI
Hükümet Sistemi
Parlamenter Sistem, Kabine Sistemi
É Başlangıç metnine ilk kez yer verilmiştir.
É Çoğulcu demokrasi anlayışa yer verilmiştir.
É “sosyal devlet”, “hukuk devleti”, “insan haklarına dayanan devlet”, ”demokratik devlet” anlayışı ilk kez getirilmiştir
É 37’de anayasaya giren ilkelerden devletçilik, halkçı- lık ve inkılapçılık bu anayasada yer almamıştır.
É Türk milliyetçiliği / Milli devlet ilkeleri benimsen- miştir.
É ”Ulus, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır” hükmünü benim- semiştir.
É Çift meclis sistemi öngörülmüştür.
É Siyasi partiler hakkında düzenlemelere ilk kez yer verilmiştir.
É Yerel yönetimler güçlendirilmiş, ”Mahalli idarelerin karar organları seçimle gelir, seçimle gelen organ- ların organlık sıfatını kazanıp kaybetmelerine ilişkin denetim yargı merciilerince yapılır.” hükmü benim- senmiştir.
É Anayasa üstünlüğü esası vurgulanmıştır.
É Anayasa Mahkemesi, Yüksek Hakimler Kurulu, MGK, Diyanet İşleri Başkanlığı oluşturulmuştur.
É Kuvvetlerin yumuşak ayrılığı esası benimsenmiştir.
É Yüksek mahkemeler (Yargıtay, Danıştay, Askeri Yar- gıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi) teker teker düzenlen- miştir.
É Yargı bağımsızlığı bütün güvenceleri ile gerçekleş- tirilmiştir.
É Temel hak ve özgürlüklere ayrıntılı yer verilmiştir (Sosyal hak ve ödevlerle ilgili ilk defa sistematik ola- rak düzenleme yapılmıştır. Temel ve hak ve hürriyet- lerinin kullanılmasına ilişkin en ayrıntılı düzenleme yapılmıştır – En demokratik anayasa)
Yasama
É Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
É Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
É Ceza Sorumluluğu şahsidir.
É Genel müsadere ve ölüm cezası verilemez.
É Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil ola- rak kullanılamaz.
É Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlü- lüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
É İdare kişi hürriyetini kısıtlayacak yaptırım uygula- yamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
É Vatandaş ULUSLARARASI CEZA DİVANI’na taraf ol- manın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
YASAMA
Yasamanın Genelliği (Sınırsızlığı) İlkesi
É Kural olarak yasama organları anayasaya aykırı olma- mak şartıyla dilediği konuda dilediği kadar ayrıntılı biçimde düzenleme yapabilir.
Yasamanın Asliliği (İlkeliliği) İlkesi
Yasama yetkisi asli iken yürütme yetkisi tali ve türevdir. Yani ikincil niteliktedir.
Ancak yürütmenin de asli olduğu istisnai bir durum mevcuttur.
Yürütmenin asli düzenleme alanı Cumhur- başkanlığı Kararnamesidir. (Yürütme bu işlemlerde düzenleme yetkisini doğrudan anayasadan almaktadır).
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
NOT
Yasama organı bir konuyu doğrudan doğruya, araya başka bir organın işlemi girmeksizin düzenleyebilir.
1961 Anayasası yürütmeyi sadece görev olarak tanımlamışken 1982 Anayasası hem görev hem de yetki olarak tanımlamıştır.
1982 Anayasasına göre yürütmenin aynı zamanda yetki oluşunun kanıtı:
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
DİKKAT
Yasamanın Devredilmezliği
Kural olarak yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM’ye ait- tir ve yasama organının yaptığı işlemler başka bir mercie devredilemez.
21
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Yürütme
İlk kez 1982 Anayasası’yla meclis dışından bir kimsenin Cumhurbaşkanı seçilebileceği düzenlendi.
AÇIKLAMA
É Olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
2. Yönetmelikler
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
É Cumhurbaşkanı, bakanlık ve kamu tüzelkişileri tarafından kendi görev alanlarını ilgilendiren ka- nunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uy- gulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak kaydıyla çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır.
É Kural olarak yönetmelikler cumhurbaşkanı tarafın- dan imzalanmaz.
É Her yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanmaz. Han- gilerinin Resmi Gazete’de yayınlanacağı kanunla be- lirtilir.
É Aksi belirtilmedikçe yayımlandığı gün yürürlüğe gi- rerler.
É Tüm ülke düzeyinde uygulanacak yönetmeliklerin iptali Danıştay’dan istenir. Belli bir bölgede uygula- nacak yönetmeliklerin iptali o bölgedeki idare mah- kemesinden istenir.
Yürütme Organının Yapısı
1982 Anayasası’na göre, yürütme organı tek yapılıdır. Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
1. CUMHURBAŞKANI
Cumhurbaşkanı Seçilme Koşulları
É 40 yaşını doldurmuş olmak
É Yükseköğrenim görmüş olmak
É Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak
Cumhurbaşkanı Xxxxx Xxxxx
É Cumhurbaşkanı xxxx tarafından seçilir.
É Seçim genel, eşit ve gizli oyla, bütün yurtta aynı günde, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.
É Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi se- çimleri beş yılda bir aynı günde yapılır.
É Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Xxxxxx tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.
É Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev sürelerinin dolmasından önceki son Pazar günü oy verme günüdür. Görev süresi, birlikte yapı- lan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.
É Seçimlerin yenilenmesine Cumhurbaşkanınca karar verilmesi halinde, Milletvekilliği Seçim Kanununa göre 90. Günü takip eden ilk Pazar günü, Cumhur- başkanlığı Seçim Kanununa göre 60. Günü takip eden ilk Pazar günü Cumhurbaşkanlığı ve TBMM genel seçimleri birlikte yapılır. Ancak sınavda kanun ismi belirtilmeden doğrudan sorulursa yeni tarihli kanun olan Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu esas alınmalı ve 60. Günü takip eden ilk Pazar günü se- çimlerin yapılacağı kabul edilmelidir.
É Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir neden- le boşalması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimine bir yıl veya daha az süre kalması hâlinde, Cumhurbaşkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimiyle birlikte yapılır.
36
É Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi genel se- çimine bir yıldan fazla süre kalması hâlinde, Cumhur- başkanı seçimi, makamın boşaldığı günden sonra gelen kırkbeş gün içindeki son Pazar günü yapılır. Bu şekilde seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz.
BORÇLAR HUKUKUNA GİRİŞ 06
HUKUKİ İŞLEMLER 12
SÖZLEŞME 14
İRADE BOZUKLUĞU HALLERİ 21
SÖZLEŞMEDE ŞEKİL 24
TEMSİL 32
HAKSIZ FİİLLER 42
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME 56
BORçLARIN İFASI 62
BORCUN İFA EDİLMEMESİ 70
MÜTESELSİL BORÇLULUK 82
ALACAĞIN DEVRİ 88
BORCUN ÜSTLENİLMESİ 90
BORÇ İLİŞKİSİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE ETKİSİ 92
BORÇLARIN SONA ERMESİ 96
BORÇLAR HUKUKU
Borcun Kaynakları / Hukuki İşlemler
Burada şu üç süre hesaba katılır:
1. Önerin kabulcüye varması için gerekecek süre
2. Kabulcünün düşünmesi ve göndermesi için geçecek süre
3. Kabul haberinin önerene varması için geçecek süre
Bu süreler geçtikten sonra önerene ulaşan kabul habe- ri yeni bir öneri sayılır. Ancak kabulcü haberi zamanında göndermiş fakat haber önerene geç ulaşmışsa önerenin derhal önerisiyle artık bağlı kalmak istemediğini kabulcüye bildirmesi gerekir.
BK. 5: “Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan öneri, zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar, önereni bağlar.
Öneren, önerisini zamanında ulaşmış sayabilir.
Zamanında gönderilen kabul, önerene geç ulaşır ve öne- ren onunla bağlı olmak istemezse durumu hemen kabul edene bildirmek zorundadır.”
3. Öneriden Dönme
Öneren, önerisini geri aldığını kabulcüye öneriden önce veya öneriyle aynı anda ulaştırırsa ya da dönme haberi daha sonra ulaşmakla birlikte kabulcü, önerinin geri alındı- ğını öneriden önce öğrenirse artık öneren, önerisiyle bağlı olmaktan kurtulur.
Buna öneriden dönme denir.
Örneğin; öneren, önerisini mektupla yapar, daha mektup kabulcüye ulaşmadan telefonla öneriden döndüğünü bil- dirirse önerisiyle bağlı kalmaz.
16
Öneren, önerisini yaptıktan sonra ölürse veya fiil ehliye- tini kaybederse, öneri mirasçıları için bağlayıcıdır. Ancak bir kişisel edim söz konusu ise mirasçılar bu öneriyle bağlı değildir.
4. İlan Yoluyla Ödül Vaadinin Öneri Özelliği
Gazete, televizyon, radyo, afiş asma ya da hoparlör yol- larıyla umuma ya da belli bir çevredeki insanlara yapılmış olan ilanlarda, bir edimin yerine getirilmesi karşılığında ödül verileceği kararlaştırılmışsa söz konusu olur.
Bu ilan, öneri niteliği arz eder. Edimi yerine getiren de bu öneriyi kabul etmiş sayılır.
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Her ne kadar doktrinde tek taraflı olup olmadığı tartışılsa da hakim görüş bu yolla doğan borçların tek taraflı irade beyanıyla doğduğunu kabul eder. Zira ilandan hiç haberi olmadan edimi yerine getiren kişi, ödülü hak edecektir.
İlan yoluyla ödül vaadinde bulunan kişi, bu ödül vaadini geri aldıysa bunu aynı usulle bildirmek zorundadır.
Aksi takdirde bu ilana güvenerek masraf yapmış iyi niyetli kişilerin masrafını tazmin etmek zorunda kalacaktır.
B) KABUL
Kabul, önerenin yapmış olduğu teklife kabulcünün verdiği olumlu cevaptır.
Kabul beyanı, açık (sarih) olabileceği gibi zımni (örtülü) de olabilir. Açık kabul, kabulcünün iradesinin tereddüde ma- hal bırakmayacak tarzda anlaşılmasıdır.
Zımni kabul, açık bir beyan olmamasına rağmen kabulcü- nün hal ve davranışlarından öneriyi kabul ettiği sonucunun çıkarılmasıdır.
Örneğin; önerenin kabulcüye gönderdiği malların kabulcü tarafından kullanılması, terzinin kendisine gönderilen ku- maşı dikmeye başlaması gibi.
Borçlar Kanunu, özel durumun gerektirdiği şartların, kabul- cünün açık bir kabul beyanını gereksiz kıldığı durumlarda, kabulcünün öneriyi cevapsız bırakmasının (açıkça reddet- memiş olmasının) kabul anlamına geleceğini belirtmiştir.
KONU ANLATIM
Borcun Kaynakları / Hukuki İşlemler
Ancak muvazaa, iki halde üçüncü kişilere karşı ileri sürü- lemez:
• Eğer 3. kişi iyi niyetli ise ve bir ayni hakkı tapu sici- line güvenerek kazanmışsa, önceki işlem muvazaalı dahi olsa hakkı kazanır.
• Eğer 3. kişi iyi niyetli ise ve yazılı borç belgesine gü- venerek bir hak kazanmışsa yazılı borç belgesi mu- vazaalı dahi düzenlenmiş olsa hakkı kazanır.
d) Muvazaa ile Karıştırılan Durum: İnançlı İşlem
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
İnançlı işlemde bir kimse başkasına inanarak hukuksal bir işlem yapmaktadır. Bir hakkı bir kişiden devren iktisap eden bir kişinin gerektiğinde bu hakkı devredenle aralarında yaptıkları anlaşmaya uygun olarak kullanmayı, gerektiğin- de devreden ya da devredenin gösterdiği üçüncü kişiye devretmeyi taahhüt ettiği, devredenin de devralana gü- vendiği işlemlere inançlı işlem denir. Tarafların gizlediği bir hukuki işlem olmadığı gibi iradeleri ile beyanları uyum için- dedir. İşlemde herhangi bir geçersizlik unsuru yoktur. An- cak inançlı işlemle devralan, inançlı işlemin gereğini yerine getirmezse diğerinin istihkak davası değil, mülkiyeti devre zorlama davası açması gerekir. Örneğin; bir borç ilişkisin- de borçlu, borcuna teminat teşkil etmesi için malını rehin olrak verebilir. Ancak rehin vermek yerine borç ödenene kadar malın mülkiyetini devredebilir. Borç ödenince malın mülkiyeti alacaklıya iade edilecektir. Bu durumda muvazaa yoktur, tarafların başkalarını kandırma güdüsü yoktur. Bu nedenle inançlı işlemde herhangi bir hukuka aykırılık söz- konusu değildir. İnançlı işlemin ispatı yazılı delille olur.
E) İRADE BOZUKLUĞU HALLERİ
İrade ile beyan arasında uygunsuzluk kişinin kendi iradesi dışında meydana geliyorsa irade fesadı halleri söz konusu olur. Kanunda sınırlı şekilde sayılan bu haller; yanılma, al- datma ve korkutmadır.
İrade bozukluğu halleri, sözleşme için geçersizlik sebebi değildir. Ancak iradesi bozulan kişi için sözleşmeyi iptal hakkı verir. Temsilcinin irade bozukluğu sebebiyle sakat olan işlemi iptal hakkı, işlemin tarafı olan temsil olunana aittir.
1. Yanılma (Hata)
Kişinin iradesi asıl olarak açıkladığı beyan yönünde olma- masına rağmen, üçüncü kişilerin herhangi bir katkısı olma- dan kendi bilgisizliği veya dikkatsizliği ile oluşan hukuki sakatlık halidir. İrade ile açıklama arasındaki uygunsuzluk, kişinin dikkatsizliğinden kaynaklanmaktadır.
BK. 30: “Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen ta- raf, sözleşme ile bağlı olmaz.”
Yanılgıya düşen tarafın sözleşmeyi iptali için yanılgının esaslı olması gerekir.
a) Açıklamada Yanılma (Beyan Hataları)
• Sözleşmenin Niteliğinde Yanılma
Kişi, asıl yapmak istediği sözleşme yerine başka bir sözleşme yapmışsa söz konusu olur. Örneğin; sat- tığını söylemek isterken bağışladığını söylemişse, gibi. Hukuki sözleşmek yapmak istemezken yanlış- lıkla yapma konusunda irade beyanında bulunan kişi de aynı nedenle sözleşmenin iptalini isteyebilir.
• Sözleşmenin Konusunda Yanılma
Sözleşmede asıl amaçlanan şey yerine başka bir şeyden bahsedilmişse söz konusu olur. Örneğin; A isimli ressamın tablosunu aldığını zannederek, başka bir ressamın tablosunu satın alma ya da katalogda yanlış ürünü işaretleme gibi durumlarda konuda ya- nılma vardır.
• Kişide Yanılma
Sözleşme yapmak isteyen taraf, asıl sözleşme yap- mak istediği kişi yerine yanlışlıkla başka biriyle söz- leşme yapması halinde söz konusu olur. Örneğin; A isimli işçi ile sözleşme yapmak isterken ona çok benzeyen B ile sözleşme yapılması, gibi.
• Karşı Xxxxxxx Özelliğinde Yanılma
Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa kişinin niteliğinde yanılma ne- deniyle sözleşmeyi iptal edebilir. Örneğin; bir iş gö- rüşmesinde işveren mühendis olduğu zannıyla A'yı işe aldığında A ise gerçekte teknisyen ise, işveren A ile yaptığı sözleşmeyi iptal edebilir. Eğer A, mühen- dis olduğu konusunda bilerek işvereni yanıltmışsa bu durumda aldatma (hile) olur.
• Miktarda Yanılma
İradesini açıklayan taraf, kendi ediminin veya diğer tarafın ediminin miktarında yanılgıya düşmesi halin- de söz konusu olur. Örneğin; fiyat etiketine yanlış- lıkla 13.500 USD yazacakken 1.350 USD yazılması durumu, gibi. Ancak miktarda yanılma, bir hesap hatasından kaynaklanmışsa bu esaslı bir yanılma olarak değerlendirilemez. Sözleşme geçerli olarak kurulmuştur, yanlış olan hesap düzeltilir.
21
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
BORÇLAR HUKUKU
Borcun Kaynakları / Haksız Fiiller
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HAKSIZ FİİLLER
Borcun kaynaklarının ikinci ana başlığı olan haksız fiil; mev- cut bir hukuki ilişki olmaksızın hukukun izin vermediği bir fiil veya olay neticesinde zarara uğrayan kimsenin zararının, zarar veren tarafından tazmin edilmesi yükümlülüğüdür.
Zarar verenin haksız fiilden sorumlu olabilmesi için kural olarak kusurlu olması gerekir.
Borçlar Kanunu'nda geniş olarak düzenlenen kusursuz so- rumluluk hallerine daha sonra değinilecektir.
§ 1. KUSURA DAYANAN SORUMLULUK
BK. 49: “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Kusura dayanan haksız fiilin unsurları; hukuka aykırı fiil, ku- sur, zarar ve illiyet bağıdır.
A) HUKUKA AYKIRI FİİL
1. Kavram
Kişinin şahıs ve mal varlıklarını koruyan emredici bir davra- nış kuralının ihlal edilmesidir.
Örneğin; kişisel varlığını koruyan bir kurala aykırı davrana- rak birini öldürmek, yaralamak sureti ile gerçekleştirilen fiil hukuka aykırıdır. Aynı şekilde bir kişinin otomobiline zarar vermek, mal varlığı haklarından olan mülkiyet hakkını ihlal eden hukuka aykırı bir fiildir.
Borca aykırı davranışlarda hukuka aykırı bir fiildir. Ancak haksız fiil olarak değerlendirebilmek için mevcut bir hukuki ilişki olmaması gerekir. “Borca aykırılık” şeklindeki hukuka aykırı fiiller ileride ayrı başlık altında incelenecektir.
42
Yine hukuka aykırı fiil olarak tanımlanan bazı davranışlar Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak tanımlanmış olabilir. Ancak suç niteliği arz eden hukuka aykırı davranışlar Ceza Hukuku konusu teşkil edip, dersimizde işlenmeyecektir.
Hukuka aykırı bir davranış aynı zamanda suç olarak da ta- nımlansa da biz sadece BK.49 vd uyarınca tazminat sorum- luluğu açısından inceleyeceğiz.
2. Hukuka Aykırılığı Önleyen Sebepler
BK. 63: “Kanunun verdiği yetkiye dayanan ve bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile, hukuka ay- kırı sayılmaz.
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Zarar görenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar, zarar verenin davranışının haklı savunma niteliği taşı- ması, yetkili kamu makamlarının müdahalesinin zamanında sağlanamayacak olması durumunda kişinin hakkını kendi gücüyle koruması veya zorunluluk hâllerinde de fiil, hukuka aykırı sayılmaz.”
Yukarıda belirtildiği gibi bazı hallerde, fiil zarar verse bile hukuka aykırı sayılmaz.
Ancak unutmamak gerekir ki hukuka aykırılığı önleyen hal- lerin hepsinde orantılılık esastır. Orantıyı aşan kısım için haksız fiil hükümleri uygulanır.
a) Haklı Savunma (Meşru Müdafa)
Hukuka aykırı bir saldırıyı bertaraf etmek amacıyla saldır- gana yönelik karşı saldırı fiiline haklı savunma denir. Saldır- gan bundan zarar görse bile bu bir haksız fiil teşkil etmez. Örneğin; birini silahla karşısındaki kişiye ateş etmek üzere olduğunu gören bir kişi, havaya ateş ederek ya da saldır- gana en az zarar verecek olan bir karşı saldırıyla onun ateş etmesini engellemesi halinde karşı saldırıda bulunan kişi haklı savunma halindedir.
Haklı savunmanın şartları:
• Failin kendisine ya da üçüncü kişiye yönelik bir sal- dırı olmalıdır.
• Saldırı, şahsa ya da mala yönelik olmalıdır.
• Saldırı hukuka aykırı olmalıdır.
• Saldırı devam ediyor ya da başlamak üzere olmalı.
• Savunma, sadece saldırgana yöneltilmiş olmalı.
• Saldırı ile savunma arasında orantılılık olmalı.
• Savunmanın amacı saldırıyı bertaraf etmek olmalı.
İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ KİTAP
TİCARİ İşLETME HUKUKU
1. TİCARET HUKUKUNUN TANIMI 10
1.1. TİCARİ İŞLETMENİN TANIMI VE UNSURLARI
1.2. TİCARİ İŞLETMEDE MERKEZ VE ŞUBE
1.3. TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ
1.4. TİCARİ İŞLETMELERDE TAŞINIR REHNİ
2. TİCARİ İşLER VE TABİ OLDUKLARI HÜKÜMLER 15
2.1. TİCARİ İŞLER
2.2. TİCARİ İŞ OLMAYA BAĞLANAN SONUÇLAR
2.3. TİCARİ UYUŞMAZLIKLARA UYGULANACAK HÜKÜMLER SIRASI
3. TİCARİ YARGI 19
4. TACİR VE TACİR OLMANIN SONUÇLARI 20
4.1. TACİR SIFATININ KAZANILMASI VE KAYBI
4.2. TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI
4.3. İKİ TARAFINDA TACİR OLMASI DURUMUNDA UYGULANACAK ÖZEL HÜKÜMLER
4.4. TACİR VE ESNAFLARA UYGULANAN ORTAK HÜKÜMLER
İÇİNDEKİLER
5. TİCARET ÜNVANI 22
6. İŞLETME ADI 25
7. MARKA 26
8. HAKSIZ REKABET 29
9. TİCARET SİCİLİ 30
10. TİCARİ DEFTERLER 33
11. CARİ HESAP 37
12. TACİR YARDIMCILARI 39
CEVAPLI SORULAR 50
KONU ANLATIM
Ticari İşletme
TİCARİ DAVALAR
3. BÖLÜM
TİCARİ YARGI
2. Özel Kanun Hükümleri Uyarınca Mutlak Ticari Dava Sayılan Davalar
a) Finansal kiralama sözleşmesinden doğan davalar
b) Kooperatif Kanunu’nda düzenlenen hususlardan do- ğan davalar
A. Mutlak Ticari Davalar
1. TTK Md.4/1’de Belirtilen Hususlardan Xxxxx Xxxxxxx
Her iki tarafında ticari işletme ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın;
a) TTK’da düzenlenen hususlardan doğan davalar
b) Rehin karşılığında ödünç para verme işi nedeniyle do- ğan davalar
c) TBK’da düzenlenen bazı işlemlerden doğan davalar
• Bir mal varlığı veya bir işletmenin devralınması ve işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesiyle ilgili davalar,
• Rekabet yasağına ilişkin TBK md.444 ve 447’den doğan davalar,
• Yayın sözleşmesi ile ilgili hususlardan doğan davalar,
• Kredi mektubu ve kredi emri hakkında hususlardan doğan davalar,
• Alım satım komisyonculuğu nedeniyle doğan dava- lar,
• Ticari temsilci ve diğer ticari vekillere ilişkin olarak doğan davalar.
d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuata ilişkin davalar
e) Borsa, sergi, panayır ve Pazar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde belirtilen davalar
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurum- lara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenleme- lerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
c) İflas davası
d) TİTRK’ de düzenlenen hususlardan doğan davalar
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
B. Yarı Mutlak Ticari Davalar
Havale, vedia ve telif hakkından (FSEK’ndan doğan hak- lar) doğan uyuşmazlıkların ticari dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın taraflarından birinin ticari işletmesi ile alakalı olması gerekir.
C. Nisbi Ticari Davalar
Her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan sözleşmelere yönelik davalar nisbi ticari davalardır.
Örneğin, Tacir A işletmesi için B Ltd.Şti’nden bilgisayar sa- tın alırsa ⇒ nisbi ticari dava
Adi kişi L tacir C’den bilgisayar satın alırsa ⇒ ticari dava değil
TİCARİ DAVALARDA GÖREVLİ MAHKEME
Ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülür. As- liye Ticaret Mahkemesi'nin bulunmadığı yerlerde ticari davalara Asliye Hukuk Mahkemesi bakar. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Asliye Ticaret Mahkemesi toplu mahkemedir. (1 başkan + 2 üye) Bazı davalarını tek hakim ile bazı davalarını ise kurul halinde görür.
2019 yılından itibaren ticari davalara zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir.
19
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Ticari İşletme
TİCARİ DEFTERLERİN TÜRLERİ
İşletmenin muhasebesiyle ilgili defterler
İşletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler
Yevmiye Defteri (Kapanış tasdiki var)
Defter-i Kebir Envanter
Yönetim Kurulu Karar Defteri (Kapanış tasdiki var)
Ortaklar Pay Defteri
Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Deft.
İşletmenin muhasebesiyle ilgili olsun olmasın yukarıda sayılan tüm defterler, tutulması zorunlu ticari defterlerdir.
İsmen gösterilmeyen zorunlu defterleri Maliye Bakanlığı belirler. Ayrıca tacirin kendisi de istediği defteri serbestçe tutabilir. Yevmiye defteri, günlük işlemlerin kayıt edildiği defterdir. Açılış ve kapanış onayı vardır.
Defter-i kebir, günlük deftere kaydedilen hususların belli tasniflere ayrılarak kaydedildiği defterdir. Açılış onayı vardır. Kapanış onayı yoktur.
Envanter defteri, ticari işletmenin dönem başında ve dönem sonunda, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten defterdir. Açılış onayı vardır. Kapanış onayı yoktur.
Yönetim Kurulu karar defteri, tüzel kişi tacirlerin yönetim organlarının aldığı kararların tutulduğu defterdir. Açılış ve kapanış onayı vardır.
Pay defteri, ortakların belirtildiği defterdir. Açılış onayı vardır. Kapanış onayı yoktur.
Genel Kurul Toplantı ve müzakere defteri, tüzel kişi tacirlerin tüm ortaklarının aldığı kararların ve görüşmelerin kaydedildiği defterdir. Açılış onayı vardır. Kapanış onayı yoktur.
AÇILIŞ VE KAPANIŞ TASDİKLERİ
• Tüm zorunlu ticari defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Ticaret şirketlerinin kuruluşunda açılış onayları Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır.
34
• Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir.
Kıymetli Evraklar
KİTAP 2 KIYMETLİ EVRAK HUKUKU
1. BÖLÜM
KIYMETLİ EVRAK KAVRAMI, TASNİFİ ve TÜRLERİ
TANIMI
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
TTK md.645’e göre; Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürüle- mediği gibi başkalarına da devredilemez.
Kıymetli evrakta, hak ve senet birbirine bağlıdır. Hakkın ileri sürülmesi için senedin ibrazı gerekir.
Hakkın devredilebilmesi için de senedin devredilmesi ge- rekir.
Kıymetli evrakta yer alan hak nakden değerlendirilebile- cek nitelikte olmalıdır.
UNSURLARI
• Kıymetli evrak senettir.
• Senet kıymetli evraktaki maddi olgudur. Nitelikli bir borç senedidir ve borç ikrarını içerir.
• Kıymetli evrakta hak ve senet birbirine bağlanmıştır.
• Senetteki hak, özel hukuk alanına giren ve parasal değeri bulunan bir hak olmalıdır.
Adi senet ibraz edilmeden de ödeme yapı- labilir. Zira adi senette hak ve senet birbiri- ne sıkı sıkıya bağlı değildir.
Not
• Senette yer alan hakkın talebi için mutlaka senedin ibrazı gerekir. Fakat kıymetli evrakın zayi olması du- rumunda hak zayi olmaz. Hak, halen maddi hukukta devam eder. Mahkeme kararıyla senedin iptaline karar verildiği an hak ve senet birbirinden ayrılmış olur. Böylece hak sahibi, senet olmadan da mahke- me kararına dayanarak hakkını talep edebilir.
ÖZELLİKLERİ
• Hak ve senet birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
• Hak, senette yer alır.
• Hak, senetten ayrı ileri sürülmez.
• Hak, özel hukuk alanına ilişkindir.
• Hak, nakden değerlendirilebilir bir haktır.
• Kıymetli evrakın içerdiği hak, başkasına devredile- bilir.
• Kıymetli evrakta soyutluk (mücerretlik) ilkesi geçer- lidir.
• Kıymetli evrak ağırlaştırılmış şekil şartlarına tabidir.
• Kıymetli evrak türleri kanunda tahdidi olarak sayıl- mıştır.
Kıymetli Evrakta Aktörler:
DÜZENLEYEN
(Xxxxxx Xxxx=Keşideci) Senedi düzenleyen kişi.
LEHTAR
Senedin ön yüzünde alacaklı olarak görünen kişi. Hamiline yazılı senetlerde lehtar gösterilmez.
HAMİL
Senedi en son elinde bulunduran kişi.
CİRANTA
Senedi ciro ile devreden kişi. Emre ve nama yazılı senetler- de ilk ciroyu lehtar yapmaktadır.
MUHATAP
Poliçe ve çek de senedin ödenmesinde muhatap alına kişi banka. Çek de muhatap bankadır.
Poliçe de muhatap asıl borçludur.
AVALİST
56
Kambiyo senetlerinde bir borçluya şahsi teminat veren kişi.
İÇİNDEKİLER
BAşLANGIç HÜKÜMLERİ 06
GERçEK KİşİLER 14
HAK EHLİYETİ 16
FİİL EHLİYETİ 16
KİŞİLİK HAKLARI 22
TÜZEL KİŞİLER 25
EŞYA KAVRAMI 38
ZİLYETLİK 39
TAŞINIR DAVASI 45
TAPU SİCİLİ 50
TESCİL 53
BEYANLAR 56
ŞERHLER 56
AYNİ HAKLAR 58
MÜLKİYET 59
PAYLI MÜLKİYET 61
İÇİNDEKİLER
ELBİRLİĞİ MÜLKİYET TAŞINMAZ MÜLKİYETİ TAŞINIR MÜLKİYETİ SINIRLI AYNİ HAKLAR MİRAS HUKUKU MİRASÇILAR
ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLAR MİRASIN GEçMESİ
MİRASIN REDDİ MİRAS DAVALARI AİLE HUKUKU EVLENME BOşANMA HISIMLIK
64
65
70
73
88
88
91
92
93
94
100
101
106
109
VESAYET 112
MEDENİ HUKUK
Kişiler Hukuku
Gaibin mal varlığı, mirasçılara geçtikten sonra, gaip çıkıp gelmişse ve bu arada teminat süresi sona ermişse, gaip, yine de mal varlığını mirasçılardan geri isteyebilir. Miras- çılar, zilyedin geri verme borcu kurallarına göre aldıklarını geri vermek yükümlülüğü altındadırlar. (“Zilyedin geri verme borcu” eşya hukuku bölümünde ayrıca incelene- cektir).
Gaiplik ile ilgili dava Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülür. Medeni Kanun gereği kişilik hakları ile ilgili davalara Asliye Hukuk Mahkemesi bakar, bu nedenle 2010 yılında yürür- lüğe giren HMK öncesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüyordu. Ancak 2010 yılında yürürlüğe giren HMK'da çekişmesiz işlerde o davaya özel bir görevlendirme yoksa Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür dendi. Bu konuda tar- tışmalı görüş ve Mahkeme kararları olduysa da 2013 yılı Yargıtay kararı ile gaiplik davalarında Sulh Hukuk Mahke- mesinin görevli olduğu netleşmiştir.
& 2. HAK EHLİYETİ
M.K. 28/II: “Çocuk, hak ehliyetini sağ ve tam doğmak ko- şuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.”
Hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme yeteneğine hak ehliyeti denir. Dolayısıyla cenin, sağ ve tam doğdu- ğunda cenin halindeyken kazandığı haklara kendiliğinden sahip olacaktır. Cenin halindeyken üçüncü kişiler, cenin lehine tasarrufta bulunabilir. Kişinin, cenin halindeyken kendisine zarar verenlere karşı doğduktan sonra tazminat davası açması mümkündür.
M.K.8: “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.”
Hak ehliyetini düzenleyen Medeni Kanun 8. Maddesi em- redici nitelikte olup kişilere tanınmış bir yetkidir. Yaşı, zihni durumu, bedensel özürleri önemli olmaksızın her gerçek ya da tüzel kişiye tanınmıştır. Din, dil, ırk, cins ayrımı olmaksızın herkese tanınması sebebiyle hak ehliyetinin “Genellik İlke- si” vardır. Hak ehliyeti herkese eşit bir şekilde aynı tarzda sunulmuş olması sebebiyle de hak ehliyetinin “Eşitlik İlkesi” vardır. Ancak bu eşitlik mutlak değil uygun bir eşitliktir. Yaş, Cinsiyet, Evlilik, Yabancılık, Ayırt etme gücüne sahip bulun- mama, Akıl hastalığı, Mahkumiyet gibi nedenlerle sınırlana- bilir. Örneğin; 18 yaşındaki birinin sürücü belgesi alma hakkı vardır ancak 16 yaşındaki birinin sürücü belgesi alma hakkı yoktur. Bu durum, eşitlik ilkesi zedelemez.
Her insanın hak ehliyeti vardır demek sadece insanların hak ehliyeti olduğunu gösterir. Bu bağlamda hayvanların hak ehliyeti yoktur. Varlığına inanıyorsanız cinlerin, melek- lerin ve şeytanın da hak ehliyeti yoktur. Yine her insanın hak ehliyeti vardır demek kimsenin hak ehliyeti olmadığı kabul edilemez demektir. Köleliği kaldıran en önemli ka- nun cümlesi budur. Kölelik olsaydı bu iddialı kanun cümle- sini söyleyemezdik.
& 3. FİİL EHLİYETİ
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Fiil ehliyeti vazgeçilemez bir hak olup, bir kimsenin kendi eylem ve hareketleriyle kendi isteği ile hak kazanması ve bu hakları değiştirmesi veya ortadan kaldırması, borç al- tına girmesi kısaca; kendi fiilleriyle hak kazanabilmesi ve borç altına girebilmesidir. Hak ehliyeti pasif bir ehliyet olup insan olmak yeterli iken, fiil ehliyeti aktif bir ehliyet olup herkese eşit bir şekilde tanınmamıştır, şartları vardır.
A) FİİL EHLİYETİNİN ŞARTLARI
M.K.10: “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.”
Bu madde metnine göre; fiil ehliyetinin şartları ergin olmak (olumlu şart), ayırt etme gücüne sahip olmak (olumlu şart) ve kısıtlı olmamak (olumsuz şart) olmak üzere üç madde- dir..
1. Erginlik (Rüşt)
a) Yasal Erginlik (Normal Rüşt)
18 yaşının tamamlayan herkesin ergin olduğu kabul edilir. Ancak aşağıda belirtilen iki şartta 18 yaşının tamamlanma- sından önce de erginlik kazanılabilir.
b) Evlenme ile Kazanılan Erginlik
16
Kanun gereği, olağan evlenme yaşı 17’dir. Eğer 17 ya- şındaki birisi tam ehliyetli ise kimseden izin veya icazet almasına gerek olmaksızın evlenebilir. Eğer 17 yaşındaki birisi sınırlı ehliyetsiz ise yasal temsilcilerinin izni ile evle- nebilirler. Sınırlı ehliyetsiz evlendiği anda tam ehliyetli olur. Bu durum, boşanma ya da xxxxxx ile evlilik sona erse bile değişmez. 16 yaş ise olağanüstü evlenme yaşıdır. Sınırlı ehliyetsiz 16 yaşında evlenmek istiyorsa yasal temsilcisinin izni yetmez, mahkemenin de karar vermesi gerekir. Mah- keme kararıyla evlenen bu kişi evlenmekle tam ehliyetli olur. Ancak özenle belirtmek gerekir ki 16 yaşındaki birisi herhangi bir sebeple tam ehliyetli olsa bile evlenmesi için yine mahkeme kararı şarttır. Evliliğin daha sonra yokluk yaptırımı dışında herhangi bir nedenle sona ermesi, kaza- nılan erginliği etkilemez.
KONU ANLATIM
Kişiler Hukuku
Temsilci başkası adına ve hesabına işlem yaptığından ve bu nedenle herhangi bir yükümlülük altına girmediğinden, sınırlı ehliyetsiz yasal temsilcinin izni olmaksızın temsilci olarak işlem yapabilir.
Örneğin; A, 50 ton buğday alınması için 17 yaşındaki B’yi temsilci olarak atamışsa ve B, gidip 50 ton buğday alırsa alınan 50 ton buğday temsil olunan A’nın olduğu gibi borç ve yükümlülük de A’nındır. Sınırlı ehliyetsiz temsilci B, hiç- bir yükümlülük altına girmemiştir.
dd) Bazı İrade Açıklamaları
15 yaşını tamamlamış olan kişilerin vasiyetname yapabil- me iktidarı vardır (MK m. 502). Bir de Borçlar Kanunu ge- reğince bazı tüketici haklarını tek başına gerçekleştirebilir. Satıcıya ihbar etme külfeti, sözleşmenin feshi, ayıp oranın- da bedel indirimi, ücretsiz onarım talep etme yetkisi gibi.
Yasak Hukuki İşlemler
Yasak olarak nitelendirilen bu işlemlerin yapılabilmesi için kişinin fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Bunları sınırlı eh- liyetsiz tek başına veya onun adına yasal temsilcisi veya ya- sal temsilcisinin izniyle sınırlı ehliyetsiz yapamaz. Yapılsalar dahi geçersizdir.
aa) Kefil Olmak
Sınırlı ehliyetsizin başka bir kişinin borcu için kefil olması yasaktır. Şahsi teminat olarak nitelendirilen kefalet sözleş- mesinin yapılabilmesi kefil olacak kişinin fiil ehliyetine sa- hip olmasına ve bu konudaki kararını kendisinin vermesine bağlıdır. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi alacağı için kefil kabul edebilir, karşılıksız kazanıma girer.
Not: Kefalet gibi "rehin"de bir teminat sözleşmesi olma- sına rağmen (kanunda sayılmadığı için) yasal temsilcisinin izniyle rehin verebilir. Yasak işlem değildir.
bb) Vakıf Kurmak
Vakıf kurmak ya da mallarını vakfetmek için fiil ehliyetine sahip olmak şarttır. Bu nedenle vakıf kurma iradesini açık- lamak (tek taraflı hukuki işlem) sınırlı ehliyetsizler için yasak işlemlerdendir. Ancak bazen soru çözücü, sınırlı ehliyetsizle ilgili bir soruda “vasiyetname yoluyla vakıf kurma” ifade- sini görse yukarıdaki paragrafla karıştırmamalıdır. Zira ya- sak işlem olan vakıf kurma, sağlararası hukuki işlemler için geçerlidir. Yapılan vasiyetname geçerli ise öldükten sonra yürürlüğe girecek vakıf kurma iradesi de geçerlidir.
cc) Önemli Bağışlamalar
Sınırlı ehliyetsiz, kendisi ve ailesi için önemli sayılabilecek bağışlama işlemleri yapması yasaktır. Yasal temsilcisinin iz- niyle dahi yapamaz. Ancak kendisi ve ailesi için önemsiz sayılabilecek bağışlamaları yasak işlem değildir. Kendisi ve ailesi için önemsiz sayılabilecek bağışlamalar genel kural çerçevesinde (izin-icazet) geçerli olabilecektir.
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Not: Tam ehliyetsizlerde tüm bağışlamalar yasak işlem iken sınırlı ehliyetsizlerde önemli bağışlamalar yasaktır.
dd) Rekabet Yasağı Anlaşması
Borçlar hukukunda incelenek bu sözleşmeyi sadece fiil eh- liyeti tam olanlar yapabilir.
b) Haksız Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti
Ayırt etme gücüne sahip olan sınırlı ehliyetsizler, haksız fil- lerinden kendi mal varlığı ile sorumludur. Zira ayırt etme gücü vardır. Buna göre haksız fiilin şartlarından “kusur” şartı gerçekleşmiş olur.
c) Borca Aykırı Davranışlardan Sorumluluk
Sınırlı ehliyetsizler, yasal temsilcisinin izniyle yaptıkları tüm borca aykırı davranışlardan sorumludurlar. Sınırlı ehliyetsiz olmadan önce de eğer borçlandırıcı bir hukuki işlem yap- mışsa bu borca aykırı davranışlardan da sınırlı ehliyetsizken de sorumludur. Sınırlı ehliyetsize kusur atfedilebildiği için borca aykırılık sebeplerinden kaynaklanan tazminatlardan da sorumlu olacaktır. Örneğin; gecikme tazminatı gibi.
d) Dava Ehliyeti
Sınırlı ehliyetsizlerin hak ehliyeti olması sebebiyle taraf ehliyeti vardır her insan gibi. Ancak davada aktif işlem yapabilmesi için söz gelimi delil listesi sunması için dava ehliyeti olması gerekir. Sınırlı ehliyetsizlerin dava ehliyeti yasal temsilcilerinin izniyle mümkündür.
Ancak sınırlı ehliyetsizler, kendi başlarına yapabilecekleri hukuki işlemler ve haksız fiilleriyle ilgili olmak üzere dava ehliyetine sahiptir. Örneğin, tüketici haklarını tek başına kullanabildiği için davasını da tek başına açabilecektir.
21
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
MEDENİ HUKUK
Eşya Hukuku
Araçların Teslimi
Mal üzerinde iktidarı sağlayan araçların teslimi ile zilyetlik nakledilir. Örneğin; arabanın anahtarının teslimi, arabanın teslimi anlamına gelir.
Teslim Yerine Geçen Sözleşme
Zilyetliğin devri, yeni zilyedin malın hakimiyetini ele ge- çirmesi eski zilyedin izin vermesiyle gerçekleştiğinde de teslim yerine geçen sözleşmeden bahsedilir. Buna “malın, yeni zilyedin fiili hakimiyetine bırakılması” da denir. Ör- neğin; tarlasında yığılı samanı satan malik, yaptığı sözleş- mede “tamam sattım, gidip ordan alabilirsin” dediğinde zilyetliği elden ele (malın teslimi) suretiyle teslim etmemiş olsa dahi doğrudan doğruya zilyetliği devretmiş sayılır.
b) Zilyetliğin Teslimsiz Kazanılması (Devredilen Zilyetlik, Dolaylı Zilyetliktir)
Hükmen Teslim
Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki iliş- kiye dayanarak zilyet olmaya devam ederse zilyetlik, tes- lim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur (MK. 979). Örneğin; A, B’den satın almış olduğu kumaş pantolonun, paçalarını yaptırmak için, pantolonu B’de bırakmışa (özel hukuki ilişki
= tadilat anlaşması) pantolonun dolaylı zilyetliği hükmen teslim suretiyle A’ya geçmiştir.
Burada unutulmaması gereken durum, malın eski zilyedin hakimiyetinde kalmaya devam etmesi mutlaka özel bir an- laşmadan kaynaklanmalıdır. Aksi, takdirde hükmen teslim- den bahsedilemez. Örneğin; satıcı teslim etmesi gereken bir malı teslimden kaçınıyorsa hükmen teslim olmadığı gibi, alıcıya zilyetlik de geçmiş değildir.
Taraflar, üçüncü kişilere zarar vermek ya da taşınır rehni kurallarını bertaraf etmek için malı teslim almıyor ve eski zilyedin hakimiyetinde kalması konusunda anlaşmışlarsa hükmen teslimden bahsedilemez.
Zilyetliğin Havalesi (Asli Zilyetliğin Devri)
Bu durumda, eşyaya dolaysız zilyet olan kişi zilyet olma- ya devam eder, ancak eşya üzerinde asli ve dolaylı zilyet durumunda olan kişi, asli zilyet olmaktan çıkar.
42
Eşya el değiştirmediği halde asli ve dolaylı zilyedin yerini bir başka kişi alır. Örneğin; bir tabloyu kiralamış olan mal sahibi kişi, bu tablo kiracının elinde iken bir başkasına sa- tarsa, tablo halen kiracının dolaysız zilyetliğinde olmasına rağmen asli ve dolaylı zilyetliği havale yoluyla değişmiş olacaktır.
Zilyetliğin havale yoluyla geçerli olabilmesi için bu husus- ta tarafların anlaşması yeterlidir. Fiilen malı elinde tutanın izni aranmaz. Anlaşma bir şekle de tâbi değildir. Fakat bu naklin malı elinde tutana karşı hüküm ifade edebilmesi için zilyetliğin havalesinin ona zilyetliği nakleden tarafından bildirilmesi gerekir. Bildirme de ilke itibariyle şekle tâbi değildir.
Temsilci Aracılığıyla Zilyetliği Kazanma
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
M.K 978: “Temsilciye yapılan teslim, temsil edilene yapıl- mış gibi zilyetliği geçirir.”
Temsilci sıfatı ile hareket eden kimse kendisi için zilyet olmaz; fiilen iktidarına girmiş malda sadece başkası için zilyet durumundadır. Mal, temsilciye teslim edildiği anda, temsil olunan dolaylı zilyet olur.
Emtia Senetlerinin Teslimi Yoluyla Zilyetliğin Kazanıl- ması
Bir kimseye tevdi edilen mallara karşılık çıkarılan senetlere emtia senetleri denir. Emtia senetleri Ticaret Kanunu'nda düzenlenen şartlara uygunsa bu evrakların teslimi ile tem- sil ettiği mallarda teslim edilmiş sayılır.
M.K 980: “Bir taşıyıcıya veya umumî mağazaya bırakılmış emtiayı temsil eden kıymetli evrakın teslimi, emtianın tesli- mi gibi sonuç doğurur.”
Ticaret Kanunu'nda düzenlenen bu konuya göre; bir umu- mi mağazaya ya da bir taşıyıcıya teslim edilmiş bir mal (emtia) için, kıymetli evrak düzenlenmişse (makbuz senedi, varant), bu mallar emtia senedinin teslimi ile mülkiyet bir başkasına nakledilebilir. Bu durumda emtia senedini tes- lim alan mal üzerinde dolaylı zilyetlik kazanmış olur. Mak- buz senedi ile malın mülkiyeti devredilirken varant senedi ile mal üzerinde rehin hakkı kurulur.
c) Kısa Elden Teslim
Dolaysız zilyet olan kişinin malik sıfatıyla dolaysız zilyet olmasına kısa elden teslim denir. Örneğin; kiracının kiracı olarak kullandığı arabayı satın alması.
3. Zilyetliğin Tesisen Kazanılması
Mevcut zilyet, kendisi de zilyet kalmak şartıyla bir başka kişiye de zilyetlik tanıması, tesis etmesi tesisen kazanmadır. Örneğin; kalem üzerinde zilyet olan kişi, kalemi bir başka- sına kiralarsa kiracı, feri zilyetliği tesisen kazanmış olur.
06
08
13
15
25
27
32
KOLLUK FAALİYETLERİ KAMU HİZMETİ
İDARENİN MALİ SORUMLULUĞU KAMU GÖREVLİLERİ
İDARİ TEŞKİLAT MAHALLİ İDARELER İDARİ YARGILAMA SORULAR
38
41
44
46
53
68
102
116
Genel Esaslar
E. İDARENİN BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİ
Hiyerarşik Denetim | İdari Vesayet Denetimi (Hukuka Uygunluk Denetimi) | |
(Yerindelik Denetimi + Hukuka UygunlukDenetimi) Hiyerarşik makam, ast makamın her işlemini yapabilirken SADECE YERİNE GEÇİP İŞLEM YAPAMAZ!! | Yapabilir • Onama • Onamama • Erteleme • İptal Etme • Dava açma | Yapamaz • Değiştirme • Geri Alma • Kaldırma • Düzeltme |
• Tek tüzel kişilik içinde uygulanır. • İç denetim • Genel bir yetki • Emir ve talimat söz konusudur. • Hukuka uygunluk denetimi + Yerindelik denetimini içerir. • Kişiler üzerindeki hiyerarşik denetim çok geniştir. Üst astın statüsüne ilişkin bir çok işlemi yapabilmektedir. • Hiyerarşik üstün astın işlemleri üzerindeki yetkileri çok geniştir. Onama, iptal etme, kaldırma, değiştirme, düzeltme, geri alma, uygulamayı erteleme İstisna: İkame yasağı • Ast makam için üst makamın işlemlerine karşılık dava yolu ve itiraz hakkı yok | • İki ayrı tüzel kişilik arasında uygulanır. • Dış denetim • İstisnai bir yetki • Emir ve talimat söz konusu değildir. • Sadece hukuka uygunluk denetimini içerir. • Kişiler üzerindeki vesayet denetimi sadece hakkında soruşturma açılmış olan organ veya üyeyi geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırmaktan ibarettir. Bu yetki içişleri başkanına aittir. • Vesayet makamının, yerinden yönetim kuruluşlarının işlemleri üzerindeki yetkileri, yasalarda gösterilen biçimde sınırlıdır: Onama, iptal, uygulamayı erteleme ve dava açma. Dikkat edilmeli değiştirme yetkisi yok. • Yerinden yönetim kuruluşları için vesayet makamının işlemlerine karşı dava yolu açık |
HİYERARŞİK DENETİM
• Hiyerarşi, kural olarak başkent örgütünün kendi taşra örgütleri üzerindeki denetim şeklidir.
• Tek bir tüzel kişilik içinde ast – üst ilişkisine dayanan denetimde hiyerarşik denetimdir.
İçeriği
• Hukuka uygunluk denetimi
• Yerindelik denetimi
11
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Kolluk Faaliyetleri
KOLLUK TÜRLERİ
ADLİ KOLLUK
(Düzen bozulduktan sonra) (Bastırıcı)
İDARİ KOLLUK
(Düzen bozulmadan önce) (Önleyici)
SİYASİ KOLLUK
MİT
GENEL İDARİ KOLLUK
ÖZEL İDARİ KOLLUK
(Hizmet Kolluğu)
MAKAMLAR PERSONEL
MAHALLİ İDARE
KOLLUĞU
Kara, deniz, hava trafik
hudut güvenlik orman muhafaza... gibi
İçişleri Bakanı D, B
Vali D, B
Kaymakam B
Polis Xxxxxxxx Xxxxx
İL ÖZEL KOLLUĞU
İl Özel İdaresinin kendisine
özgü kolluk teşkilatıda personelide yoktur.
MAKAMLAR
Muhtar B
İhtiyar Heyeti D
KÖY KOLLUĞU
PERSONEL
MAKAMLAR
PERSONEL
BELEDİYE KOLLUĞU
Silahlı Köy Korucusu
Korucular
Gönüllü Güvenlik Korucusu
enlik
Güv Korucusu
Belediye Başkanı B Zabıta
D : Düzenleyici İşlem B : Bireysel İşlem
Belediye Başkan Yardımcısı B
Belediye Meclisi D Belediye Ercümeni D
39
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
İDARE HUKUKU
İdari Teşkilat
B. BAŞKENTTEKİ YARDIMCI KURULUŞLAR
• Ortak Özellikleri;
K Kamu tüzel kişilikleri yoktur.
K Kurul halinde faaliyet gösterirler K Belli ölçülerde özerklikleri vardır. K Görüşleri istişari niteliktedir.
K Uzmanlık kuruluşudur.
• Kuruluşlar
K Danıştay K Sayıştay K MGK
K Ekonomik ve sosyal konsey
DANIŞTAY
⇓
İlk kez 1868 yılında Şura-yı Devlet adıyla kuruldu.
⇓
3 tür kararı mevcuttur
1. Danışma, görüş bildirme
2. İnceleme
3. İdari kararlar
⇓
İdari Görevleri
1. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleş- meleri hakkında düşünce bildirme
2. İdari makamlar arasında görev ve yetkiden doğan uyuşmazlıkları inceler.
3. Kanunlarında Danıştay’dan alınacağı yazılı bulunan düşüncelere ilişkin istekleri inceler.
58
4. 6830 sayılı İstimlak Kanununun 30. maddesinin uygu- lanmasından çıkan uyuşmazlıkları inceler.
Yargısal Görevleri
1. Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kaybetmelerine karar vermek.
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxxxxxx.xxx /xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
2. Farklı Bölge İdare Mahkemelerinin görev alanına gi- ren idare ve vergi mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözmek.
Danıştay’ın yürütmeyle ilgili işleri Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla yürütülür.
DİKKAT
2. SAYIŞTAY
• TBMM adına mali denetim görevini yürütür.
• Başkan ve üyelerini TBMM gizli oyla seçer.
• Başkanın görev süresi 5 yıldır. En fazla 2 defa seçi- lebilir.
• Danıştay ve Sayıştay kararları arasında uyuşmazlık çıkması durumunda Danıştay kararları esas alınır.
• Xxxxxxxx’xx sadece saymanların hesap ve inceleme- lerini kesin hükme bağlama görevi yargısal nitelik- tedir, diğer yüklendiği tüm görevler idari nitelikteki görevlerdir.
İdari Görevleri;
• Görüş Bildirme,
• Bütçe Denetimi,
• Genel ve Birleştirici Karar Alma
İÇİNDEKİLER
İCRA HUKUKU GENEL ESASLAR 06
İLAMSIZ İCRA 16
İLAMLI İCRA 42
REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP 44
İHTİYATİ HACİZ 47
İCRA HUKUKU SORULAR 52
İÇİNDEKİLER
İFLAS HUKUKU GENEL ESASLAR 60
İFLAS YOLLARI 63
İFLASIN HUKUKİ SONUÇLARI 67
İFLAS TASFİYESİ 70
KONKORDATO 76
İFLAS HUKUKU SORULAR 88
İTİRAZIN GİDERİLMESİ YOLLARI
İTİRAZIN KALDIRILMASI
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
Borca itiraz halinde
İmzaya itiraz halinde
1 yıl içinde
İTİRAZIN GEÇİCİ
KALDIRILMASI
Genel mahkemelerde açılır.
İTİRAZIN KESİN KALDIRILMASI
Gösterilmesi gereken belgeler
1. İmzası borçlu tarafından ikrar edilmiş adi senet
6 ay içinde
Kabul
• Takip kesinleşir.
• Haciz istenebilir.
• Borçlu 3 gün içinde mal beya-
Ret
• Takip son bulur.
• Borçlunun talebiyle alacaklı
2. İmzası noterlikçe onaylı senet
3. Resmi Dairelerin Verdikleri belgeler
* Borç ödemeden Aciz Belgesi
nında bulunmak zorundadır.
• Alacaklının tale- biyle borçlu en az
en az %20
kötü niyet tazminatı öder.
6 ay içinde
* Rehin Açığı Belgesi
4. Kredi kurumlarınca verilen belgeler
* Cari hesap Sözleşmesi
%20 icra inkar tazminatı öder.
İcra Mahkemesi açılır. İcra Mahkemesi açılır.
Kabul
• Takip kesinleşir.
• Haciz istenebilir.
• Borçlu 3 gün içinde mal beyanında bulunmalı
• Alacaklının talebiyle
Ret
• Takip son bulur.
• Borçlunun talebiyle alacaklı en az
%20 kötüniyet tazminatı öder.
Kabul
• İmza borçluya ait yada haklı neden olmadan borçlu imza örneği vermeye gelmezse
• Alacaklının talebiyle borçlu en az %20 icra inkar tazminatı öder.
Ret
• İmza borçluya ait değilse
• Borçlunun talebiyle alacaklı en az %20 kötü niyet tazminatı öder.
borçlu en az % 20 icra inkar tazminatı öder.
• Mahkeme borçluyu re’sen %10 para cezasına mahkum eder.
23
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
Genel Haciz Yolu | Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu |
• Takip talebi ile başlar. | • Takip talebi ile başlar. |
• Takip talebi borçlunun ikametgahının bulunduğu yer icra dairesine verilir. | • Takip talebi borçlunun ikametgahının bulunduğu yer icra dairesine verilir. |
• Alacaklı takip talebine herhangi bir belge eklemek zorunda değildir. | • Alacaklı takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu sayısından bir fazla tasdikli örneğini eklemek zorunda |
• İcra Müdürü ödeme emri göndermeden önce herhangi bir hususu incelemez. | İcra Müdürü ödeme emri göndermeden önce; • Senet Kambiyo Senedi mi • Alacaklı yetkili hamil mi • Senet aslı teslim edilmiş mi • Vade gelmiş mi hususlarını incelemek zorundadır. |
• İcra Müdürü borçluya 3 gün içinde bir ödeme gönderir. | • İcra Müdürü incelediği hususlarda bir aykırılık görmezse borçluya HEMEN bir ödeme gönderir. |
• Borcu ödeme süresi 7 gündür. | • Borcu ödeme süresi 10 gündür. |
• İtiraz süresi 7 gündür. | • İtiraz süresi 5 gündür. |
• İtiraz İcra Dairesine yapılır. | • İtiraz İcra Mahkemesine yapılır. |
• İtiraz yazılı veyaz sözlü olarak yapılabilir. | • İtiraz mutlaka yazılı yapılır. |
• İtiraz takibi durdurur. | • İtirazın satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz. |
Şikayet süresi • Kanuna aykırılık Durumlarında 7 gün • Hadiseye uygun olmama • Hakkın yerine getirilmemesi Durumlarında • Hakkın sebebsiz olarak sürüncemede bırakılması süresizdir. • Kamu düzenine aykırılık | Şikayet süresi • Kambiyo senedi değil Durumlarında • Alacaklı yetkili hamil değil 5 gün • Senedin aslı teslim edilmemiş Durumlarında • Senedin vadesi gelmemiş 7 gün |
• Şikayet icra mah. yapılır. | • Şikayet icra mah. yapılır. |
• Şikayet takibi durdurmaz. | • Şikayet takibi durdurmaz. |
• Mal beyanı süresi 7 gündür. | • Mal beyanı süresi 10 gündür. |
• İtirazın geçici kaldırılması üzerine borçlu 7 gün içinde borçtan kurtulma açabilir. | • Borçtan kurtulma davası yoktur. |
• Alacak rehinle temin edilmişse borçlu kural olarak önce rehnin paraya çevrilmesine yoluyla takip yapmak zorundadır. | • Önce rehne başvurma zorunluluğu yoktur. |
41
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
İCRA İFLAS HUKUKU
İflas Yolları
TAKİPSİZ (DOĞRUDAN DOĞRUYA) İFLAS
Doğrudan doğruya iflâs yolunda, borçluya karşı icra dairesi aracılığı ile iflâs takibi yapılmadan ve bir ödeme emri gönderilmeden doğruca ticaret mahkemesinde iflâs davası açılabilir. Bundan dolayı bu yola takipsiz veya doğrudan doğruya iflâs yolu denil- mektedir.
Hangi hallerde doğrudan doğruya iflâs yoluna başvurulabileceği Kanunda ayrıca belirtilmiştir. Ancak Kanunda belirtilen bu hallerde doğrudan doğruya iflâs yoluna başvurulabilir.
Doğrudan doğruya iflâs yolu, alacaklının talebi üzerine ve borçlunun kendi talebi üzerine doğrudan doğruya iflâs olmak üzere, iki kısımda incelenebilir.
AÇIKLAMA
66
Doğrudan İflas Yolu
Alacaklının istemiyle | Borçlunun istemiyle | |
• Borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması | İsteğe Bağlı | Zorunlu |
• Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması • Borçlunun alacaklılarına karşı hileli işlemlerde bulunması veya bunlara teşebbüs etmesi • Borçlunun haciz yolu ile yapılan takip sırasında malları- nı saklaması | • Borçlunun aciz durumda olması | • Malının en az yarısı elden çıkmış olmalı • Kalan kısmın da 1 yıl içinde muaccel olacak borçları ödemeye yetmemesi durumunda |
• Borçlunun ödemelerini tatil etmiş olması • Borçluya verilen konkordato mühleti kaldırılırsa, kon- kordato tasdik olunmazsa veya konkordato tamamen feshedilirse | • İflasını istemek zorun- dadır yoksa ceza alır. | |
• Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasında da, proje tamamen feshedilirse | ||
• İflâsa tâbi bir borçlu, ilâma bağlı bir para (veya teminat) alacağı, kendisinden icra emri gönderilerek istendiği halde, yedi gün içinde bunu ödemezse alacaklı, böyle bir borçlunun doğrudan doğruya iflâsını isteyebilir. | ||
• Sermaye şirketleri veya kooperatiflerin pasiflerinin aktif- lerinden fazla olması. Sermaye şirketleri (anonim ve limited şirketler) ile kooperatiflerin aktif mal varlığı, borçlarını karşıla- maya yetmiyorsa |
CEZA HUKUKU
CEZA HUKUKUNUN GENEL ESASLARI 06
SUÇ VE SUÇUN UNSURLARI 24
CEZA SORUMLULUĞUNU AZALTAN YA DA KALDIRAN NEDENLER 42
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ 60
YAPTIRIMLAR 72
XXXX XXXXXXXXXX HUKUKU
TEMEL KAVRAMLAR VE İLKELER GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
HAKİMİN DAVAYA BAKAMAMASI VE REDDİ DELİLLER
KORUMA TEDBİRLERİ SORUşTURMA VE KOVUşTURMA KANUN YOLLARI
84
86
92
94
101
116
131
CEZA HUKUKU
Ceza Genel Hükümler
Örn. İşkence, zimmet, rüşvet, irtikap, haksız arama, görevi kötüye kullanma suçlarını ise ancak kamu görevlileri işle- yebilir. (ÖZGÜ SUÇLAR )
Özgü suç iştirak bakımından önemlidir. Zira özgü suçlarda kanun koyucunun öngördüğü sıfatı taşımayan kimseler fail sıfatıyla değil azmettiren veya yardım eden sıfatıyla sorumlu olurlar. ( İştirakte Bağlılık Kuralı )
E. MAĞDUR
Her suçta bir mağdur vardır. Mağdur, işlenen suç ile haksızlığa uğrayan, suçun konusunun sahibi olan kişidir. Mağdur gerçek kişidir. Ancak kanun maddesinde belirtilmiş ise devlet veya bir tüzel kişi de mağdur olabilir.
Bir suçun işlenmesi ile hukuken korunan menfaatleri doğrudan veya dolaylı olarak ihlal olan kimse suçtan zarar gö- rendir. Yaralama suçunda yaralanan kişi hem mağdur hem de zarar görendir. Öldürme suçunda ölen kimse mağdur, yakınları ise suçtan zarar görendir.
Suçtan zarar gören kavramı ile mağdur kavramı aynı anlama gelmez; suçtan zarar gören kavramı, mağdur kavramını da içine alan daha geniş bir kavramdır.
Örn. Öldürme suçunun mağduru, ölen kimsedir. Hırsızlık suçunun mağduru ise malın sahibi olan kimsedir.
Örn. A’nın gerçeğe aykırı olarak B şirketinin muhasebecisini dolandırması eyleminde, dolandırıcılık suçunun mağduru Muhasebeci iken, B şirketi suçtan zarar görendir.
F. KONU
Suç sayılan hareketin yöneldiği kişi ya da şey suçun konusunu oluşturmaktadır. Konusuz bir suç yoktur. Örneğin, kas- ten öldürme suçunda mağdur ölen kimsedir. Suçun konusu ise onun canlı bedenidir.
Örn. Hırsızlık suçunun mağduru taşınır eşyanın sahibi iken, suçun konusu taşınır eşyadır. Hakaret suçunda mağdur, hakaret edilen kişi iken, suçun konusu, kişinin şeref ve saygınlığıdır.
Korunan Hukuki Değer: Suç tipinin ihdas edilmesi ile korunmak istenen değerdir.
Örn. Öldürme suçunda korunan hukuki değer, yaşam hakkıdır.
Örn. Hırsızlık suçunda korunan hukuki değer, mülkiyet hakkı, yaralama suçunda beden dokunulmazlığı hakkıdır
Failin suç sayılan fiili neticesinde suç konusu üzerinde bir tehlike meydana gelmiş ise bu halde TEHLİKE suçu söz konusudur. Eğer suç konusu bir zarara uğramış ise ortada ZARAR suçu vardır.
Örn. Yaralama, öldürme, hırsızlık vs. suçlar ZARAR SUÇLARIDIR.
34
Örn. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, suçu ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçları tehlike suçlarıdır. Ortada henüz bir zarar değil zarar doğma ihtimali vardır.
KONU ANLATIM
Ceza Genel Hükümler
Sınır kast olmaksızın taksirle aşılmışsa ve kanunda bu suçun taksirli hali düzenlenmişse, taksirli suçun cezası indirilerek verilir.
Dağda bir ipte mahsur kalan üç dağcıdan en üstteki ipin iki kişiyi taşıyabileceğini görerek, kendisine bağlı duran bir dağcının ipini keserse zorunluluk halinden faydalanır. Dikkatsiz ve özensiz davranarak iki dağcının da ipini ke- serse, sınırı taksirle aştığı için ve kanunda öldürmenin taksirli hali düzenlendiği için taksirli suçun cezası bir miktar daha indirilerek verilecektir.
Sınırın taksirle aşılması halinde işlenen suçun niteliğine bakılır. Sadece kast bulunduğu takdirde cezalandırılabilen bir suç söz konusu ise faile ceza verilmez, buna karşılık fiil taksirle işlendiği takdirde de cezalandırılıyorsa, maddede öngörülen biçimde cezadan indirim yapılarak taksirli suçun cezası verilecektir.
Yaralıları kurtarmak için eczanenin camını kırarak ilaç alan kişi daha dikkatli ve özenli davransaydı, az ileride bulunan nöbetçi eczaneyi görebilecek olsaydı bile cezalandırılmaz. Çünkü fail sınırı kasten aşmamıştır, ayrıca hır- sızlığın ve mala zarar vermenin taksirli hali kanunda düzenlenmemiştir. Bir başka örnekte; icra memuru kanunun hükmünü yerine getirirken dikkatsizlik sonucu borçlunun evinin dışında bir başkasının evine girerse sınırı kast olmaksızın aştığı için cezalandırılmayacaktır. Çünkü konut dokunulmazlığını ihlal suçunun taksirli hali kanunda düzenlenmemiştir.
Kanunun sadece meşru müdafaaya özgü düzenlediği durumu hatırlamak gerekir: Meşru savunmada sınır, mazur gö- rülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan aşılmışsa faile ceza verilmez.
Hukuka uygunluk nedenlerinde yargılama sonucu BERAAT kararı verilir.
Kusurluluğu kaldıran nedenlerde suç var olduğu için beraat kararı değil; CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞI kararı verilir.
Kusurluluğu azaltan nedenlerde ise (haksız tahrik) suç vardır ve MAHKUMİYET kararı verilir.
59
xxx.xxxxxxxxxxxx.xxx / xxx.xxxxxx.xxx / xxx.xxxxxxxxxxxxxxx.xxx
CEZA HUKUKU
Ceza Muhakemesi Hukuku
Kanuna göre belli durumlarda Xxxxxxx bir iddianameyi iade edemez:
É 1. Mahkeme 15 günden sonra iddianameyi kabul etmiş sayılır ve iade edemez.
É 2. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez
É 3. Suçun hukukî nitelendirilmesinde yapılan hata sebebiyle iddianame iade edilemez.
Örneğin savcının insan öldürmeye teşebbüsten bahisle düzenlediği bir iddianamede Xxxxxxx, daha son- ra gerçekte yaralama suçu olduğuna kanaat getirirse bu nedenle iddianame iade edilemez.
Mahkeme, yaralama suçundan davayı devam ettirir.
II. KOVUŞTURMA
1. Duruşma Hazırlığı
İddianamenin kabulü ve duruşma hazırlığı
İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar. Xxxxxxx, iddianamenin kabulün- den sonra tebliğ tarihinden itibaren 1 haftadan erken olmamak kaydıyla duruşma günü belirler (2015 sorusu) ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır. Tanık beyanı, bilirkişi, keşif vs…..
Sanığın savunma delillerinin toplanması istemi
Sanık, tanık veya bilirkişinin davetini veya savunma delillerinin toplanmasını istediğinde, bunların ilişkin olduğu olayları göstermek suretiyle bu husustaki dilekçesini duruşma gününden en az beş gün önce mahkeme başkanına veya hâkime verir.
Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir.
2. Duruşma
Kural olarak Duruşma herkese açıktır.
120
İhtiyari kapalılık: Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmı- nın veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir. Bu duruma ihtiyari kapalılık denir. İhtiyari ka- palılıkta ilk duruşma ve son karar duruşması açık yapılmak zorundadır. Aradaki duruşmalar açık yapılır. Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.