Deniz Ticareti Hukuku
Deniz Ticareti Hukuku
Navlun Sözleşmesi
Sözleşme kurulduğu anda malın var olması gerekmez. Örneğin, X firmasının Y ülkesinde 1 yıl sonra üreteceği teknolojik eşyalar gibi.
Deniz yolu taşıması olması gerekir. İç su taşımaları navlun sözleşmesinin konusunu oluşturmaz. Kara, deniz gibi birden çok taşımayı içeren bir sözleşme, navlun sözleşmesi değildir. Bunlar karma taşıma sözleşmeleridir. Bunlara ilgili TTK hükümleri uygulanmalıdır. İç su taşımalarına uygun düştüğü ölçüde TTK hükümleri uygulanır.
Taşıma gemiyle yapılmalıdır.
Taşıyan, zilyetliği devraldığında, bakım ve muhafaza borcu altına girer. Bu konu taşıyanın sorumluluğu bakımından önemlidir. Teslim edilene kadar bakım ve muhafazadan sorumludur.
Tahisis ederek veya etmeyerek, navlun karşılığında, deniz yoluyla ve gemiyle eşya taşıma sözleşmeleri navlun sözleşmesidir.
Taşımayı taahhüt eden taşıyanın donatan ya da gemi işletme müteahhidi olması gerekmez.
Fiili taşıyan; donatan ya da GİM olmayan taşıyanın yük taşıttığı kimsedir. Buna göre, asıl taşıyan fiili taşıyandır. Asıl navlun sözleşmesi budur. Burada iki tane taşıma sözleşmesi vardır. Birincisi, alt taşıtan ile alt taşıyan (donatan ya da GİM olmayan) arasındaki alt navlun sözleşmesidir. İkincisi ilk sözleşmedeki alt taşıyanın (donatan ya da GİM olmayan) taşıtan olduğu asıl navlun sözleşmesidir.
A -> B B-> C
A ile B arasındaki sözleşme alt navlun sözleşmesidir. A alt taşıtandır, B alt taşıyandır. B ile C arasındaki sözleşme asıl navlun sözleşmedir. Bu sözleşmede B taşıtan, C ise taşıyandır.
Yükleten, eşyayı taşıyana teslim eden kimsedir. Navlun sözleşmesinin tarafı olabileceği gibi olmayabilir de.
Navlun sözleşmeleri a) Yolculuk Çarteri Söz. b) Kırkambar Söz.'dir.
Yolculuk Çarteri Sözleşmesi, taşıyanın belli bir navlun karşılığında geminin tamamını, bir kısmını veya bir yerini, bir veya birden çok yolculuk için eşya taşımak üzere taşıtana tahsis ettiği sözleşmedir. Eşya cins olarak ya da ayırt edici olarak belirlenebilir.
Kırkambar Sözleşmesinde tahsis söz konusu değildir.
Yükleme Süresi
Yüklemenin başlayacağı gün belirlenmemişse gemi yükleme yerine geldiğinde bir hazırlık bildiriminde (NOR) bulunulur. “TTK m.1153/1: Yükleme süresi, hazırlık bildiriminin, muhatabına ulaşmasını izleyen ilk takvim günü (00:00'dan itibaren) ve eğer yüklemeye fiilen başlanmışsa, o andan itibaren işlemeye başlar.” Ücretsizdir ancak ücret de kararlaştırılabilir.
Sürastarya Süresi
Taraflar sözleşmede starya süresi tamamlandıktan sonra geminin bir süre daha beklenmesi kararlaştırılabilir. Taşıyana verilen bir ücret karşılığındadır. Bu ücrete sürastarya parası deniyor. Bu yola yükleme tamamlanamayacağı için başvurulur.
1154/2: Sözleşmede sürastaryadan veya sadece sürastarya parasından söz edilmiş olup da sürastarya süresi belirtilmemişse, bu süre on gündür.
Kesin bir sürenin belirlenmesi adaletsizliğe yol açabilmektedir. Yükleme 2 günde bitse bile 10 günlük süre tamamlanmalıdır.
6 yıllık zamanaşımına tabidir.
1155/5: Yükleme limanında doğan sürastarya parası, sürastarya süresinin hesabında esas alınan zaman biriminin sonunda muaccel olur. Kullanılmayan zaman birimi için sürastarya parası istenemez.
Diyelim starya süresi bitti ve 3 gün de sürastarya süresi kararlaştırılmış olsun. 3 günlük sürenin 1 günü kullanıldı. Kullanılan süre ve kararlaştırılan süre oranlanarak ücret belirlenir. Kullanılmayan süre için ücret istenemez. Burada saatler ve dakikalar dahi önem taşımaktadır.
1155/(3): Sözleşmede miktarı kararlaştırılmamışsa, sürastarya parası olarak yükleme süresini aşan bekleme nedeniyle, taşıyanın yaptığı zorunlu ve yararlı giderler istenebilir.
Burada kimin, neyin yararına yapılan giderler olduğu belirtilmemiştir. Gemi ve yük için yapılan zorunlu ve yararlı giderler denilebilir.
İngiliz hukukunda, işletme masrafları (gemi adamlarının ücreti, kumanya ücreti) ve mahrum kalınan navlun istenebiliyor. Eski kanunda da buna benzer bir düzenleme vardı. Orada hakkaniyet esas alınmıştı. Yeni kanunda ise yalnızca zorunlu ve yararlı giderlerden bahsedilmiştir.
Sürastarya süresi, gemideki (olaylar çizelgesi) ve limandaki kayıtlara bakılarak tespit edilir olası uyuşmazlıklarda.
Sözleşmeyle kararlaştırılan sürastarya süresi taşıtanın kullanacağı bir haktır, taşıyanın da ücret alacağı doğar. Yükleme limanında doğan sürastarya parasının borçlusu taşıtandır. Para ödenmeden ya da yeterli teminat gösterilmeden taşıyan yola çıkmak zorunda değildir. Fazladan beklediği süre için uğradığı zararların (işletme zararları, mahrum kalınan navlun) giderilmesini taşıtandan isteyebilir.
3. kişi yükletenin durumu: Diyelim ki 4 gün starya, 4 gün sürastarya süresi var. 3 gün sürastarya süresi kullanıldı. Sürastarya süresinin kullanılmasına sebep olan 3. kişi yükletendir. Burada taşıyan ile 3. kişi yükleten arasında bir sözleşme olmadığından taşıyan taşıtandan ücretini isteyebilir. Sözleşmeyle sürastarya parasının taşıtan ve 3. kişi yükleten arasında bölüştürülmesi mümkündür. Taşıtan 3. kişi yükleten zararının tazmini isteyebilir.
Yükleme süresi takvime göre aralıksız hesaplanır. 24 saatlik süre boyunca devam eder. Yükleme Süresinin durması
Faaliyet alanı prensibi: Herhangi bir nedenle yükleme yapılamazsa, nedenin kimin faaliyet safhasında gerçekleştiğine bakılır. Taşıyanın faaliyet alanında gerçekleşen tesadüfi sebepler sürenin hesabında dikkate alınmaz. Taşıtanın faaliyet safhasında tesadüfi sebepler gerçekleşmesi durumunda süre devam eder. Diyelim ki taşıtan eşyayı tırlarla limana getiriyor. Yolda tırlar kaza yapıyor. Bu durumda yükleme süresi başlar ve devam eder. Yükleme, taşıyanın faaliyet alanıdır. Mesela gemideki vinçler arızalandı. Yüklemeye başlanamıyor. Bu durumda yükleme süresi durur; bu geçen süreler hesaba katılmaz.
Sebebiyet prensibi: Her ikisinin faaliyet safhasında olmayan nedenler olabilir. Buz istilası, seferberlik, fırtına gibi durumlarda. Bu durumda bu süreler yükleme süresine eklenir. Bu taşıyanın aleyhinedir. Ancak yükleme süresi içinde olmasına rağmen, taşıtan da sürastarya parası ödemek zorundadır.
Peki, birinin faaliyet alanında gerçekleşip diğerinin neden olduğu durumlarda ne olacaktır? Örneğin, taşıtan sözleşmeyle yükleme ve boşaltmayı üstlenmiş olsun, yüklemeyi de taşıyanın vinçleriyle gerçekleştirecektir. Ancak taşıyanın vinçleri arızalıdır bundan dolayı yükleme gerçekleşememektedir. Bu durumda sebep olanın aleyhine sonuç doğar. Süre durur gibi.
Sebebiyet prensibi ve faaliyet alanı prensibi çatıştığında sebebiyet prensibine öncelik verilir.
Sürastarya açısından ise, taşıyanın sebep olduğu durumlar hariç olmak üzere, süre kesintisiz hesaplanır.
Yüklemenin hiç yapılmaması
MADDE 1159- (1) Yükleme süresi ve kararlaştırılmışsa sürastarya süresi bittiği hâlde yükleme henüz başlamamışsa taşıyan;
a) Sözleşmeyi feshedilmiş sayabilir veya
b) Yüklemenin yapılması için beklemeye devam edebilir.
(2) Taşıyanın, sözleşmenin feshedildiğini kabul edip 1158 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca tazminat isteyebilmesi için beklemekle yükümlü olduğu süre dolduğunda, taşıtana faks mesajı, elektronik mektup veya benzeri teknik araçlarla da mümkün olmak üzere, yazılı bildirimde bulunması zorunludur.
(3) Taşıyan, yüklemenin yapılmasını beklemeye devam ederse, bu fazla bekleme sebebiyle uğradığı zararın tamamını taşıtandan isteyebilir. (Fesih tazminatı isteyemez. Makul bir süreyle sınırlandırmak gerekirdi.)
Yüklemenin hiç veya süresinde yapılmaması
1. Yüklemenin hiç yapılmaması
MADDE 1159- (1) Yükleme süresi ve kararlaştırılmışsa sürastarya süresi bittiği hâlde yükleme henüz başlamamışsa taşıyan;
a) Sözleşmeyi feshedilmiş sayabilir veya
b) Yüklemenin yapılması için beklemeye devam edebilir.
(2) Taşıyanın, sözleşmenin feshedildiğini kabul edip 1158 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca tazminat isteyebilmesi için beklemekle yükümlü olduğu süre dolduğunda, taşıtana faks mesajı, elektronik mektup veya benzeri teknik araçlarla da mümkün olmak üzere, yazılı bildirimde bulunması zorunludur.
(3) Taşıyan, yüklemenin yapılmasını beklemeye devam ederse, bu fazla bekleme sebebiyle uğradığı zararın tamamını taşıtandan isteyebilir.
2. Eksik yükleme
MADDE 1160- (1) Yükleme süresi ve kararlaştırılmış ise sürastarya süresi bittikten sonra, taşıyan, yüklemenin tamamlanması için daha fazla beklemek zorunda değildir. (Yola çıkabilir. Diyelim 3 gün starya süresi ve 2 gün de sürastarya süresi belirlenmiş. 2.000 ton da yük var. Sürastaryanın sonunda 1.500 ton yüklenmiş. Taşıyan beklemeden yola çıkabilir.) Taşıyan, taşıtanın talimatına dayanarak yükleme ve varsa sürastarya süresinden sonra beklemeye devam ederse, bu süre için yaptığı giderlerle bu yüzden uğradığı zarara karşılık tazminat isteyebilir. (İşletme zararları bu kapsamdadır.)
(2) Yükleme süresi ve kararlaştırılmış ise sürastarya süresi bittikten sonra, taşıyan, taşınması kararlaştırılan eşyanın tamamı yüklenmiş olmasa bile, taşıtanın istemi üzerine yola çıkmak zorundadır. (5 günde 1500 ton yük yüklenmiş. Taşıtan yola çık derse taşıtan yola çıkmak zorundadır.) Bu durumda taşıyan;
a) Sözleşmede kararlaştırılmış olan "navlunun tamamını",
(Diyelim 2000 ton için iki ambar ayrıldı. Diyelim yalnız 500 ton yüklendi. 1500 tonluk yer için aynı ücretten başka navlun sözleşmesi yaptı. Bu durumda talepte bulunamaz. Diyelim ancak 500 tonluk bir navlun sözleşmesi yapabildi taşıyan. Bu durumda ise navlunun boşta kalan 1000 tonluk navluna ilişkin talepte bulunabilir.)
b) Doğmuş sürastarya ücretini,
c) Eksik yükleme sebebiyle yapmak zorunda kaldığı giderleri ve uğradığı zararı, (Diyelim bu 2000 ton torbalar halinde buğday olsun. Geminin yola elverişli olması gerekir. Taşıyan o ambar için 2000 tonluk yükü dikkate alarak geminin dengesini sağlamak için hesaplama yapacaktır. Ancak bu yük eksik gelirse yeniden bir düzenleme yapılacaktır. Vinç kullanılabilir, fazladan iş çıkabilir. vinç kullanılırken gemi hasar görebilir. bunların hepsini isteyebilir.)
d) Alacakları, eksik yükleme sebebiyle kısmen veya tamamen teminatsız kalmışsa, kendisine ek teminat gösterilmesini, (Taşıyan açısından gemideki eşya navlun sözleşmesinin teminatıdır, hapis hakkı vardır. Yüklemenin eksiikliği teminatın da eksikliğidir. Banka teminat mektubu isteyebilir mesela, taşıyan.)
isteyebilir. Şu kadar ki, kısmen yüklenmeyen eşyanın yerine başka bir sözleşme uyarınca eşya taşınmışsa, bu eşya için alınacak navlun, (a) bendine göre istenecek navlundan düşülür.
(3) Yükleme süresinin ve kararlaştırılmışsa sürastarya süresinin sonunda, kararlaştırılan eşyanın tamamı yüklenmemiş ve birinci ile ikinci fıkralara göre talimat da verilmemiş ise, taşıyan, taşıtana faks mesajı, elektronik mektup veya benzeri teknik araçlarla da mümkün olmak üzere yazılı bildirimde bulunup, belli süre içinde talimat verilmesini isteyebilir. Sürenin sonuna kadar talimat verilmezse taşıyan, sözleşmeyi feshedilmiş sayarak 1158 inci maddeden doğan haklarını kullanabilir.
MADDE 1158- (1) Taşıtan, yolculuk çarteri sözleşmesini, gemi o sözleşme uyarınca yüklemesini tamamlayıp yolculuğa çıkıncaya kadar feshedebilir.
(2) Fesih tazminatı olarak, taşıyan, sözleşmenin feshedilmesinden dolayı yoksun kaldığı kazanç ve o zamana kadar doğmuş olan alacaklarını isteyebilir. Tereddüt hâlinde, kararlaştırılan toplam navlunun yüzde otuzu, yoksun kalınan kazanç sayılır. Feshedilen sözleşmenin ifası için gereken süre içinde, taşıyanın, yeni navlun sözleşmeleri yapmak suretiyle elde ettiği kazanç, tazminat tutarından indirilir.
(3) Fesih hakkının, gemiye eşya alındıktan sonra kullanılması hâlinde, taşıyan, eşyanın boşaltılması için gereken süreyi beklemek zorundadır. Bu süre, yükleme veya sürastarya süresinden sayılmaz. (Yukarıdaki örnekte 3 gün starya ve 2 gün de sürastarya süresi vardı. Birinci günde yükleme bitse bile bu boşaltma süresi starya veya sürastarya süresinden sayılmaz.) Taşıyan, taşıtanın eşyanın gemiden çıkarılması nedeniyle sebep olduğu bütün giderleri ve zararları talep edebilir; her hâlde bu zarar, kaybedilen süre karşılığı sürastarya ücretinden az olamaz.
(4) Sözleşme uyarınca birden fazla yolculuk yapılacaksa, fesih hakkı, henüz başlamış olmayan yolculuklardan her biri için ayrı ayrı veya hepsi için birlikte kullanılabilir. (İstanbuldan İtalyaya gidecek 20000 ton yük var diyelim. 5 aylık bir süreçte 5 seferde götürülecek. Taşıtan birinci yolculuktan sonra fesih hakkını ikinci ve sonrası yolculukların bir seferde feshedebileceği gibi ayrı ayrı da feshedebilir.)
Gemi ayrılma manevralarına başladığında gemi yolculağa çıkmış demektir. Belgeler liman başkanlığına verildi. Liman başkanlığı yola çıkma izni verdi. Makinayı çalıştırıp halatı çözmüştür vs. İlla da makinanın çalışması gerekemez. Bu noktadan sonra taşıtan sözleşmeyi 1158 uyarınca feshedemez.
Taşıtanın bu serbest fesih hakkı karşısında taşıyana tazminat hakkı tanınmıştır.
Hızlandırma primi
MADDE 1157- (1) Yüklemenin, sözleşmede kararlaştırılan yükleme süresinden önce bitirilmesi hâlinde, taşıyanın, kullanılmayan süre için taşıtana bir para ödemesini öngören anlaşmalar geçerlidir. Bu paraya ilişkin sürenin hesaplanmasında, yükleme süresinin hesabına ilişkin kurallar uygulanır.
(2) Yapılan sözleşme, navlunun belirlenmesine ilişkin olarak yükleme veya boşaltma limanında geçerli olan idari, mali veya cezai hükümleri dolanmak amacına yönelikse, birinci fıkra uygulanmaz.
Genel olarak şu kararlaştırılır. Starya süresinin tamamen kullanılmaması halinde taşıyanın taşıtana para vermesi kararlaştırılır. 3 gün starya kararlaştırdık, 2,5 gün kullanıldı. Yarım günlük ücreti ister taşıtan.
1000 dolardan aşağı navlun sözleşmesi yapılamaz. Ancak vatandaş 5 gün starya süresi olan 1000 dolarlık bir sözleşme yapıyor ve ik günde yüklemeyi bitirip kalan üç gün için hızlandırma ücreti alıyor. İşte bu, 1157/2 uyarınca geçersizdir.
X- Kırkambar sözleşmesi
1. Yükleme anı
MADDE 1163- (1) Kırkambar sözleşmesinde taşıtan, taşıyanın veya yetkili temsilcisinin çağrısı üzerine, gecikmeden eşyayı yüklemek zorundadır. (Xxxxxx etmek demek daha yerinde olur. yüklemeyi her zaman taşıyan yapmaz.)
(2) Taşıtan gecikirse taşıyan, eşyanın teslimini beklemekle yükümlü değildir. Yolculuk, eşya teslim alınmadan başlamış olsa bile, taşıtan tam navlunu ödemekle yükümlüdür; şu kadar ki, taşıyanın teslim edilmiş olmayan eşya yerine yüklediği eşyanın navlunu, tam navlundan indirilir.
(3) Taşıyanın, geciken taşıtandan navlun isteyebilmesi için bunu yola çıkmadan önce taşıtana faks mesajı, elektronik mektup veya benzeri teknik araçlarla da mümkün olmak üzere yazılı şekilde
bildirmesi gerekir; aksi hâlde istem hakkını kaybeder.
Kırkambarın bekleme süresi düzenlenmemiştir. Muayyen bir yük taşınacaktır. Taşıma yapılacak gemi önemli değildir ama belirlenmesi mümkündür.
Taşıtanın sözleşmeyi feshetmesi
MADDE 1164- (1) Yüklemeden sonra taşıtan, tam navlunu ve 1201 inci madde uyarınca teminat altına alınmış diğer alacakları ödeyerek veya 1202 nci madde uyarınca teminat vererek sözleşmeyi feshedebilir; şu kadar ki, gemiye alınmış olan eşyanın boşaltılması, yolculuğun gecikmesine veya aktarmaya sebep olabilecek ise, diğer bütün taşıtanların onayını almış olmadıkça taşıtan, eşyanın boşaltılmasını isteyemez. Taşıyan, eşyanın gemiden çıkarılması için rotayı değiştirmek veya bir limana uğramak zorunda değildir.
Bin çuval yüküm var. Geminin herhangi bir ambarında taşınacak. Benim yükümün üstüne 2 bin çuval a kişisinin yükü, onun da üstüne b kişisinin bin çuval yükü istifleniyor.. yolculuğun gecikmesine veya aktarmaya sebep olabilecek ise, diğer bütün taşıtanların onayını alınmalıdır.
Yolculuk
Gecikmeksizin yolculuğa çıkılır. Eşyanın gözetim ve muhafazası yapılır ve başka bir gemiye aktarılamaz. Rota değiştirilemez. Yük gönderilene teslim edilmelidir. Boşaltma, yüklemeye paralel olarak düzenlenmiştir.
Boşaltma Süresi
Kural olarak ücretsizdir. Genel olarak sözleşmeyle belirlenir.
Burada gönderilene hazırlık bildirimi yapılır. Muhataba ulaşmakla sonuç doğurur. Takip eden takvim günü işlemeye başlar.
Sürastarya süresi belirlenebilir. Yüklemedeki sürastaryayla paraleldir. Kural olarak bu sürastarya parasının borçlusu taşıtandır. 3. kişi gönderilen teslim talebinde bulunursa (teslim alma hakkı doğduğunda) borç onun üzerinde doğar.
Boşaltma hiç ya da süresinde yapılmazsa, taşıyan gönderilene haber verdikten sonra alacaklı temerrüdüne göre haklarından yararlanabilir. Teslim alınan eşyayı hasar ve giderleri gönderilene ait olmak üzere tevdi edebilir veya malın özelliği veya başka bir sebeple tevdii mümkün değil ya da çok masraflıysa açık artırma yoluyla sattırabilir. Sürastarya ücreti ve daha fazla beklerse doğan zararları talep edebilir gönderilen. Gönderilen eşyayı teslim almaktan kaçınabilir veya bildirime sessiz kalır ya da gönderilen bulunamazsa taşıyan bu durumu taşıtana haber vermek zorundadır. Bundan sonra teslim alınmayan eşya açısından da alacaklı temerrüdü hükümlerine gidilir.
Boşaltmayı kural olarak taşıyan yapar ve giderlerine katlanır.
Denizde Taşıma Senetleri
İki tür senet vardır: 1. Konişmento, 2. Diğer taşıma senetleri (m.1242)
A) Konişmento (m.1228-1241)
Taşıyanın sorumluluğu bakımından önemli sonuçlar doğurur.
1228/1: “Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir.”
Navlun sözleşmesinde taraflar ve ilgililer vardır. İlgililerden biri yükletendir. Taşıtan ya da üçüncü bir kişi olabilir bu kişi.
(Taşıtan)T – A(Taşıyan) arasında bir navlun sözleşmesi olsun. Burada T ya da 3. Kişi yükleten olabilir. Yükletenin talebiyle taşıyan ya da taşıyanın temsilcisi (kaptan ya da acente olabilir) bir konişmento düzenler. Emre, nama ya da hamile yazılır. Sadece emre yazılıysa, yükletenin emrine düzenlenmiştir.
Konişmento; bir navlun sözleşmesi yapıldığı, bir eşyanın taşıyanca teslim alındığını ya da eşyanın gemiye yüklendiğini ispat eder. Tesellim konişmentosu ve yükleme konişmentosu olmak üzere iki türdür. Tesellim konişmentosu, taşıyanın eşyayı teslim aldığında, henüz yüklenmeden, düzenlediği konişmentodur. Bu konişmentonun üzerine yükleme şartı konursa yükleme konişmentosuna döner. Yükleten tesellim konişmentosunu satabilir. Bu konişmentonun teslimiyle mülkiyet devrolunur. Ancak henüz yükleme yapılmadığından eşyanın başına gelecekler açısından sakıncaları olabilir. Bundan
dolayı denizaşırı taşımalarda genelde bu işlemler için yükleme konişmentosu tercih edilir.
İçeriği
MADDE 1229- “(1) Konişmento, aşağıdaki kayıtları içerir:
a) Yükletenin beyanına uygun olarak gemiye yüklenen veya yüklenmek üzere teslim alınan eşyanın genel olarak cinsini, tanınması için zorunlu olan işaretlerini, gerektiğinde tehlikeli eşya niteliğinde olup olmadığı hakkında açık bir bilgiyi, koli veya parça sayısı ile ağırlığını veya başka suretle ifade edilen miktarını. (5000 çuval buğday yükü gibi. Taşıyana ne miktarda eşya teslim edildiğini gösterir. Yükleten beyan eder.)
b) Eşyanın haricen belli olan hâl ve durumunu. (Taşıyan yükletenin beyanıyla bağlı değildir bu konuda. Mesela 1000 çuval yükleniyor, 20 çuval yırtık. Taşıyan bunu kaydeder.)
c) Taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanını ve işletme merkezini.
d) Xxxxxxxx adı ve soyadını.
e) Geminin adını ve tabiiyetini.
f) Yükletenin adı ve soyadını veya ticaret unvanını.
g) Yükleten tarafından bildirilmişse, gönderilenin adı ve soyadını veya ticaret unvanını.
h) Navlun sözleşmesine göre yükleme limanını ve taşıyanın eşyayı yükleme limanında teslim aldığı tarihi.
i) Navlun sözleşmesine göre boşaltma limanını veya buna ilişkin talimat alınacak yeri.
j) Konişmentonun düzenlendiği yer ve tarihi. (Möhuk’a göre, düzenleme yeri m. xxxxxxxxxx.)
k) Taşıyan veya onu temsilen hareket eden kişinin imzasını.
l) Navlunun gönderilen tarafından ödeneceğine dair kayıtları, ödenecekse bunun miktarını. (Kural olarak navlunun borçlusu gönderilen değildir, ancak aksi kararlaştırılmışsa konişmentoda belirtilmelidir.)
m) Navlun sözleşmesinde açıkça kararlaştırılmışsa, eşyanın boşaltma limanında teslim olunacağı tarih ve süreyi.
n) Sorumluluk sınırlarını genişleten her şartı.
o) Taraflarca uygun görülen diğer kayıtları.”
Sorumluluk sınırlarına ilişkin kayıtlar da yer alabilir konişmentoda. Tahkim kaydı konulabilir. Uygulanacak hukuk belirlenebilir. Konişmentonun her nüshası aynı olmalı ve kaç nüsha düzenlendiği belirtilmelidir. Eşyanın değeri belirtilebilir. Bu da taşıyanın sorumluluğu açısından önemli arz eder. Eğer eşyanın değeri konişmentoda yazılı ise sınırlı sorumluluk hükümleri uygulanmaz, konişmentoda belirtilen değerden sorumluluk söz konusu olur.
Bir senedin kıymetli evrak olabilmesi için hak-senet birlikteliği olmalı. Konişmentoda da hak ve senet birbirinden ayrılamaz. Bundan dolayı kıymetli evraktır. Yükleten ile gönderilen arasında hüküm doğurur.
Nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilir. Konişmento, nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça yükletenin istemi üzerine konişmento gönderilenin emrine veya sadece emre olarak düzenlenir. Bu son hâlde “emre” yükletenin emrine demektir. Konişmento gönderilen sıfatıyla taşıyanın veya kaptanın namına da yazılı olabilir. Konişmentonun teminat fonksiyonu yoktur.
Konişmentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konişmento kendi ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılır. Konişmentoya taşıyan yazılmazsa ne olacak? Yük zararı var, dava açılacak. Kime açılacak? 1238/2: “Konişmentoda taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezinin gösterilmemiş olduğu veya açıkça anlaşılmadığı hâllerde, donatan, taşıyan sayılır; meğerki, konişmento hamilinin açık istemi üzerine, donatan taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanı ile işletme merkezini bildirerek bunu belgelendirmiş olsun.”
1238/3: “Kaptan veya taşıyanın diğer bir temsilcisi tarafından düzenlenen konişmentoda, taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezinin gösterilmemiş olduğu veya açıkça anlaşılmadığı hâllerde, temsilci de ikinci fıkra uyarınca sorumlu tutulan donatan ile birlikte taşıyan sayılır; meğerki, konişmento hamilinin açık istemi üzerine temsilci, taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanı ile işletme merkezini bildirerek bunu belgelendirmiş olsun.”
1238/4: “Taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezinin yanlış veya geç bildirilmiş olması hâlinde, taşıyan, donatan veya taşıyanın temsilcisi, yanlış veya geç bildirimden doğacak zararlardan müteselsilen sorumludurlar; bu takdirde 1188 inci maddede öngörülen hak
düşürücü süre taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezi doğru bildirilene kadar taşıyana yöneltilecek istemler hakkında işlemeye başlamaz.”
Konişmento gönderileni belirler. Konişmentoda açıkça belirtilebilir. Gönderilen meşru hamildir. Taşıyan ile gönderilen arasındaki ilişkide konişmento esas alınır. İstisnası: Konişmentoda navlun sözleşmesine atıf yapılırsa bu durumda navlun uygulanır; ancak bunun için de konişmentoyla birlikte navlun sözleşmesinin örneği de gönderilene verilmelidir. Aynı şekilde konişmento 3. Kişiye devredilirse navlun sözleşmesi örneği de verilmelidir. Taşıyan taşıtan arasındaki ilişkide navlun sözleşmesi esas alınır.
d) Navlunu ispat
MADDE 1240- “(1) 1229 uncu maddenin birinci fıkrasının (l) bendi uyarınca navlunun gönderilen tarafından ödeneceğine veya yükleme limanında gerçekleşip gönderilen tarafından ödenecek olan sürastarya parasına ilişkin bir kaydı içermeyen konişmento, gönderilenin navlun veya sürastarya parası ödemekle yükümlü olmadığına karine oluşturur. Bu karinenin aksi, navlun veya sürastarya parası hakkında böyle bir kayıt içermeyen konişmentoyu, gönderilen de dâhil olmak üzere, devralan üçüncü kişiye karşı ispatlanamaz.
(2) Navlun eşyanın ölçüsüne, sayısına veya tartısına göre kararlaştırılmış ve bunlar da konişmentoda gösterilmiş olursa, konişmentoda aksine bir şart olmadıkça, navlun buna göre belirlenir. 1239 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca yazılan şerh konişmentoda aksine bir şart sayılmaz.
(3) Navlun için taşıma sözleşmesine yollama yapılırsa, bu yollamanın kapsamına boşaltma süresi, sürastarya süresi ve sürastarya parası hakkındaki hükümler girmez.”
Yükleme konişmentosu, gemiye eşyanın yüklendiğini ispat eder. Konişmentoda ne yazıyorsa onun yüklendiği varsayılır. Eşyanın miktarı, cinsi, haricen belli olan durumu ve eşyanın değeri bakımından karine oluşturur. Taşıyan yükletenin beyanları doğrultusunda düzenlemek zorundadır. 1239/1: “Konişmento eşyanın genel olarak cinsi, işaretleri, koli veya parça adedi, ağırlık veya miktarı hakkında beyanları içerip de taşıyan, bu beyanların fiilen teslim alınan veya yükleme konişmentosu düzenlenmiş olması hâlinde, fiilen yüklenen eşyayı doğru ve tam olarak göstermediğini biliyor veya gösterdiğinden haklı sebeplerle şüphe ediyorsa yahut bu beyanları kontrol etmek için yeterli imkâna sahip değilse, konişmentoya bu beyanların gerçeğe uymadığını, şüphesini haklı gösteren sebepleri veya yeterli kontrol imkânının bulunmadığını açıklayan bir çekince koymak zorundadır.” Böylece karinenin işlevi bertaraf edilebilir. Mesela her biri 50 kg olan 5000 çuval yük var. Mutat olan çuval sayısına ilişkin çekince konulmasıdır, bu çekince yeterlidir. Ambarın dolması gerekiyordu dolmadı. Bu şüphe oluşturur. Yükleme zamanı kötü hava koşulları sebebiyle yeterli kontrol yapılmamış olabilir. Gerekçeli olarak çekince konulursa konişmentonun karine özelliği ortadan kalkar.
1239/2: “Taşıyan, eşyanın haricen belli olan hâlini konişmentoda beyan etmeyi ihmal ederse, konişmentoda eşyanın haricen iyi hâlde olduğuna dair beyanda bulunulmuş sayılır.” Yükleten kayıt içermeyen konişmento ister haliyle, gönderilen ve akredite bankaları, kayıt içeren konişmentoyu kabul etmeyeceğinden. Bundan dolayı, yükleten taşıyandan temiz konişmento düzenlemesini ister, doğan zararı da karşılamak şartıyla. Bunlara uygulamada garanti anlaşması deniyor. 1241/2: “Taşıyan veya onun bir temsilcisi tarafından konişmentonun, yükletenin konişmentoya konulmak üzere bildirdiği kayıtlara veya eşyanın haricen belli olan hâl ve niteliğine ilişkin bir çekince eklenmeksizin düzenlenmesi yüzünden taşıyanın uğrayacağı zararı yükletenin tazmin edeceğine dair her taahhüt veya anlaşma, konişmentoyu, gönderilen de dâhil olmak üzere, iyiniyetle iktisap eden bütün üçüncü kişilere karşı geçersizdir.” 1241/3: “Böyle bir taahhüt veya anlaşma, taraflar arasında geçerlidir; meğerki, taşıyan veya onun bir temsilcisi, ikinci fıkrada belirtilen çekinceyi koymamak suretiyle, eşyanın konişmentodaki tanımına güvenerek hareket eden, gönderilen de dâhil, üçüncü kişileri aldatma amacı gütsün. Bu durumda, konişmentoya konulmayan çekince, yükleten tarafından konişmentoya yazılmak üzere bildirilen kayıtlara ilişkinse, taşıyan, 1145 inci madde uyarınca yükletenden tazminat isteyemez.” 1241/4: “Üçüncü fıkrada belirtilen aldatma kastının varlığı hâlinde taşıyan, konişmentodaki kayıtlara güvenerek hareket eden, gönderilen de dâhil, üçüncü kişilere karşı, 1186 ncı maddede öngörülen sorumluluk sınırlarından yararlanmaksızın sorumludur.”
1239/3: “Birinci fıkraya dayanarak konişmentoya hakkında çekince konulan beyanlar saklı kalmak üzere, konişmento, taşıyanın eşyayı konişmentoda beyan edildiği gibi teslim aldığına veya yükleme
konişmentosu düzenlenmiş olduğu takdirde, yüklediğine karine oluşturur. Bu karinenin aksi, konişmentoyu, içerdiği eşya tanımına güvenerek, gönderilen de dâhil olmak üzere, iyiniyetle devralan üçüncü kişiye karşı ispatlanamaz; 1186 ncı maddenin dördüncü fıkrası saklıdır.”
Konişmentoda gösterilen cins ve değerin aksini ispatlayabilir taşıyan.
a) Eşyanın yetkili konişmento hamiline teslimi aa) Genel olarak
MADDE 1230- (1) Konişmentonun meşru hamili, eşyayı teslim almaya yetkilidir.
(2) Konişmento birden çok nüsha olarak düzenlenmişse, eşya, tek nüshanın meşru hamiline teslim edilir.
bb) Birden çok konişmento hamilinin başvurusu
MADDE 1231- (1) Konişmentonun birden çok meşru hamili aynı zamanda başvurursa kaptan, hepsinin istemini reddederek eşyayı umumi ambara veya başka güvenli bir yere tevdi etmek ve bu şekilde hareket etmesinin sebeplerini de göstererek bunu anılan konişmento hamillerine bildirmek zorundadır.
(2) Kaptan hareket tarzına ve sebeplerine ilişkin resmî bir senet düzenletmeye yetkilidir; bu sebeple yapılan giderler hakkında 1201 inci madde uygulanır.
cc) Yükletenin talimatı
MADDE 1232- (1) Emre yazılı bir konişmento düzenlenmişse kaptan, yükletenin eşyanın geri verilmesi veya teslimi hususundaki talimatını ancak kendisine konişmentonun bütün nüshaları geri verildiği takdirde yerine getirir.
(2) Gemi varma limanına ulaşmadan, bir konişmento hamili eşyanın teslimini isterse, aynı hüküm uygulanır.
(3) Kaptan bu hükümlere aykırı hareket ederse, taşıyan, konişmentonun meşru hamiline karşı sorumlu kalmakta devam eder.
(4) Konişmento emre yazılı değilse, yükleten ve konişmentoda adı yazılı gönderilen muvafakat ettikleri takdirde, konişmentonun hiçbir nüshası ibraz edilmese bile, eşya geri verilir veya teslim olunur. Şu kadar ki, konişmentonun bütün nüshaları geri verilmiş değilse, taşıyan bu yüzden doğabilecek zararlar için önce teminat gösterilmesini isteyebilir.
dd) Navlun sözleşmesinin umulmayan hâl yüzünden hükümden düşmesi
MADDE 1233- (1) Navlun sözleşmesinin, geminin varma limanına ulaşmasından önce umulmayan bir hâl yüzünden 1209 ilâ 1227 nci maddeler gereğince kendiliğinden veya feshedilmesi sonucunda hükümden düşmesi hâlinde de 1232 nci madde hükmü uygulanır.
b) Konişmentonun eşyayı temsili aa) Genel olarak
MADDE 1234- (1) Eşya, kaptan veya taşıyanın diğer bir temsilcisi tarafından taşınmak üzere teslim alınınca (taşıyanın zilyetliği devralması durumu) konişmentonun, konişmento gereğince eşyayı teslim almaya yetkili olan kişiye teslimi, 1235 inci madde hükümleri saklı kalmak şartıyla, Türk Medenî Kanununun 957 ve 980 inci maddelerinde yazılı hukuki sonuçları doğurur.
bb) Birden çok konişmento hamili
MADDE 1235- (1) Emre yazılı bir konişmento birden fazla nüsha hâlinde düzenlenmişse, nüshalardan birinin hamili, konişmentonun teslimine 1234 üncü madde gereğince bağlanan sonuçları, kendisi henüz teslim isteminde bulunmadan önce bir diğer nüshaya dayanarak 1230 uncu madde uyarınca kaptandan eşyayı teslim almış olan kişi aleyhine ileri süremez.
(2) Kaptan eşyayı henüz teslim etmeden birden çok konişmento hamili ona başvurup ellerinde bulundurdukları konişmento nüshalarına dayanarak eşya üzerinde birbirine zıt haklar ileri sürerlerse, konişmentonun birden çok nüshalarını çeşitli kişilere devretmiş olan ortak ciranta tarafından eşyayı teslim almaya yetkili kılacak şekilde ilk önce ciro ve teslim edilmiş olan nüshanın hamili diğerlerine tercih olunur. Ciro edilip de başka bir yere gönderilen konişmento nüshası hakkında gönderme tarihi konişmento hamiline teslim tarihi hükmündedir.
cc) Konişmentonun geri verilmesi karşılığında eşyanın teslimi
MADDE 1236- (1) Eşya, ancak konişmento nüshasının, eşyanın teslim alındığına ilişkin şerh düşülerek geri verilmesi karşılığında teslim edilir.
B) Diğer denizde taşıma senetleri
MADDE 1242- “(1) Taşıyanın taşınacak eşyayı teslim aldığını göstermek üzere düzenlediği konişmentodan başka her tür senet, taşıma sözleşmesinin yapılmış ve eşyanın senette yazılı olduğu gibi taşıyan tarafından teslim alınmış olduğuna karine oluşturur; ancak bu karinenin aksi ispatlanabilir.”
Bu senetlerin aynî fonksiyonu yoktur. Denizaşırı satışlardan doğan bir ihtiyaçtır bu da. Buradaki taşıma, taşıma esnasında eşyayı teslim alma hakkını bir başkasına devretme imkanı sunmaz.
TAŞIYANIN SORUMLULUĞU
Taşınan yüklerin kıymetli olması nedeniyle taşıyanlar sözleşmelere sorumsuzluk kaydı koymaya başladılar. Hasar veya zıyaa uğradığında ya da geç teslim ettiğinde sorumsuzluğu söz konusu oluyordu, tazminat istenemiyordu. Bundan dolayı ilk kez Amerika’da sorumsuzluk kaydının sınırlanmasına ilişkin kanunlar çıkmıştır. Daha sonra Lahey kuralları çıkmıştır. 1924’te Brüksel sözleşmesi olarak yerini almıştır. Konteynır taşımacılığı gelişince Lahey kuralları yetersiz kalıyor ve yeni sözleşmeler yapılıyor. Lahey kurallarıyla yeknesak bir düzen kurulmaya çalışılıyor ancak tam olarak sağlanamıyor. Daha sonra Hamburg kuralları geldi. Ancak buna deniz ticareti çok gelişmiş olan ülkeler katılmamıştır.
6102 TTK’da Lahey sistemi ve Hamburg sistemi belli ölçülerde esas alınmıştır. Lahey kurallarında belli sorumluluk sebepleri sayılmıştır, bundan doğan zararlar tazminat kapsamındadır. Hamburg kurallarında ise zarar sebepleri de zararlar da sayılmamıştır, yükün alınmasından teslimine kadar sorumlu olduğu söyleniyor. TTK’da belli sorumluluk sebepleri düzenlenmiştir, bu sebepler gerçekleştiğinde taşıyanın sorumluluğuna gidilir. Başlangıçta denize, yola, yüke elverişsiz olması, mamur mutat rotayı takip etmeme, yükletenin onayı olmaksızın güvertede taşıma, yüke özen gösterme borcunun ihlali gibi. Bir de fiili taşıyanın sorumluluğu düzenlenmiştir. Fiili taşıyan da taşıyan gibi sorumludur. Sayılan sebepler dışında kalan ve ilgilileri ilgilendiren zararlar meydana gelmişse TBK’ya
(112) gidilebilir.
TTK’da iki esas sorumluluk sebebi var: 1) Başlangıçta geminin denize, yola, yüke elverişsiz olmasından doğan 2) Yolculuk esnasında eşyanın hasar veya xxxx uğraması ya da geç teslim edilmesinden doğan.
1) Başlangıçta geminin denize, yola, yüke elverişsiz olmasından doğan
Madde 1241’de. Tedbirli bir taşıyan gibi hareket etmesine rağmen başlangıca değin bu durumları tespit edememişse bu sebepten sorumlu olmaz artık. Diyelim gemi İstanbul’dan İspanya’ya gidecek, İtalya’yı ara durak olarak kullanılacak. Neye göre başlangıçtaki elverişsizlik tespit edilecek? Her yük bakımından ayrı ayrı. İstanbul’daki yük için İstanbuldaki durum, İtalya’daki yük için İtalya’daki durum. İtalya’daki elverişsizlik, İstanbul’dakini etkilemez. Dondurulmuş tavuk belli bir soğuklukta taşınmalı, diyelim ki soğutma sistemi arızalı olsun, donmuş tavukların bir kısmı xxxx veya hasara uğradığı. Tazminatı isteyebilmek için zarar, başlangıçtaki elverişsizlik ve illiyet bağı ispat edebilmelidir. Taşıyan da zarar olmadığını, başlangıçta elverişli olduğunu, tedbirli bir taşıyan gibi hareket ettiğini ispat edebilir. Gemilerin elverişlilik belgeleri vardır, o belgeler olmadan limandan ayrılamaz. Bunlar karine oluşturur. Diyelim bu tavuklar xxxx uğradı. Taşıyan, gemi elverişlilik belgeleri var dedi. Bunun karşılığında yükleten, olumsuz fiili durumu yani karinenin aksini ispat etmelidir. Taşıyan da bunu karşılığında tedbirli bir taşıyan gibi hareket ettiğini ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir.
2) Yolculuk esnasında eşyanın hasar veya xxxx uğraması ya da geç teslim edilmesinden
doğan
1178/1: “Taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden
geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür.”
O yük için geminin özelliklerine göre gerekli tedbirleri alan bir taşıyan gibi hareket etmelidir.
1178/2: “Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, xxxx, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana
gelmiş olması şartıyla sorumludur.”
Burada zarar sonradan meydana gelse bile sebebin taşıyanın hakimiyetinde meydana gelmesi durumunda da taşıyan sorumlu olmalıdır.
1178/3: “Eşya, yükleten veya onun adına veya hesabına hareket eden bir kişiden yahut yükleme limanında uygulanan kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın taşınmak üzere kendilerine teslimi zorunlu makamlardan ya da üçüncü kişilerden taşıyanca teslim alındığı andan;
a) Xxxxxxx tarafından gönderilene teslim edildiği ana veya
b) Gönderilenin eşyayı teslim almaktan kaçındığı hâllerde sözleşme veya kanun hükümlerine yahut boşaltma limanında uygulanan ticari teamüle uygun olarak gönderilenin emrine hazır tutulduğu ana ya da
c) Boşaltma limanında geçerli kanun ve düzenlemeler uyarınca eşyanın kendilerine teslimi zorunlu makamlara veya üçüncü kişilere teslim edildiği ana,
kadar taşıyanın hâkimiyetinde sayılır.”
Xxxx her ne sebeple olursa olsun yükün varma limanında da gönderilene teslim edilemeyecek durumda olmasıdır. Örneğin yanlış birine teslim etmişse, donmuş tavuklar bozulmuşsa, ezilerek zayi olmuşsa vs. Asıl kullanımına tahsis edilmeyecek hale gelmesi de dahildir. Mesela lavabolar paramparça olmuş fakat hurda değeri olsa da zayi olmuştur.
Hasar ise bir eşyanın ekonomik değerinin düşmesi, kötüleşmesidir. Mesela kumaş lekelenmişse.
Geç teslim: 1178/4: “Eşya, navlun sözleşmesinde belirlenen boşaltma limanında açıkça kararlaştırılmış olan süre veya açıkça kararlaştırılmış bir süre yoksa, olayın özelliklerine göre tedbirli bir taşıyandan eşyanın tesliminin makul olarak istenebileceği süre içinde teslim edilmediği takdirde teslimde gecikme olduğu varsayılır.” 1178/5: “Eşyanın zayi olmasına dayanarak tazminat isteminde bulunabilecek kişi, dördüncü fıkra uyarınca teslim süresinin dolmasından itibaren aralıksız altmış gün içinde teslim olunmayan eşyayı zayi olmuş sayabilir.”
00 Xxxxx’xx xxxxxxxx, 00 Xxxxx’ta teslim edilecek. Ağustos’ta varma limanın varırsa; 60 günün geçmesiyle artık eşyayı xxxx olmuş sayabilir.
Sorumluluktan kurtulma hâlleri
1. Taşıyana yüklenemeyecek sebep
MADDE 1179- (1) Taşıyanın veya adamlarının kastından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan taşıyan sorumlu değildir. Taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin bu zarara sebebiyet vermediğini ispat yükü, taşıyana aittir.
(2) “Taşıyanın adamları” terimi, taşımada kullanılan geminin adamlarını, taşıyanın taşıma işletmesinde çalışan veya kendisini temsile yetkili kıldığı kişileri ve taşıma işletmesinde çalışmasa bile navlun sözleşmesinin ifasında kullandığı diğer kişileri kapsar. Fiilî taşıyana ilişkin hükümler saklıdır.
Görevin ifası kapsamında olması zorunlu değil. Kural olarak yük ambarda taşınır. Yükleten izinsiz olarak güvertede taşırsa kusurlu olduğu bir haldir.
Sebeplerin birleşmesi
MADDE 1183- (1) Taşıyanın veya adamlarının kusurunun diğer bir sebeple birlikte xxxx, hasar veya teslimdeki gecikmeye yol açması hâlinde, taşıyan, xxxx, hasar veya teslimdeki gecikmenin sadece belirtilen kusura bağlanabilen kısmından sorumludur. Böyle bir kısmi sorumluluk için bu hâllerin söz konusu kusura bağlanamayacak kısmının taşıyanca ispatı gerekir.
2. Mutlak Sorumsuzluk Teknik kusur ve yangın
MADDE 1180- (1) Zarar, geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ilişkin bir hareketin veya yangının sonucu olduğu takdirde, taşıyan yalnız kendi kusurundan sorumludur. Daha çok yükün menfaati gereği olarak alınan önlemler, geminin teknik yönetimine dâhil sayılmaz.
(2) Tereddüt hâlinde zararın, teknik yönetimin sonucu olmadığı kabul edilir.”
Şahsi kusurundan kaynaklanmayan yangından sorumlu değildir, yangının sebebi ne olursa olsun. Gemi adamının kusuruyla bir yangın çıksa da taşıyan sorumlu olmaz; gemi adamı gidip yükü yaksa ya da çıkan yangına karşı önlem almasa bile.
Geminin sevkine ilişkin kusuru geminin denizdeki hareketleriyle ilgili olarak alınması gereken tedbirlerle ilgili kusurdur. Limana giriş çıkışta deniz trafiğinin giriş-çıkış kurallarına uyulmaması gibi. Ancak bunda şahsi kusuru varsa bundan dolayı da sorumlu olur.
Yükün muhafazasına ilişkin kusur ticari kusur; geminin muhafazasına, sefer halindeyken tedbir alınmasına ve sevke ilişkin kusurlar ise teknik kusurdur. Taşıyan teknik kusurdan sorumlu değildir, ticari kusurdan sorumludur. 1180/1’de “Daha çok yükün menfaati gereği olarak alınan önlemler, geminin teknik yönetimine dâhil sayılmaz.” Denilmiştir. 1180/2’de ise, “Tereddüt hâlinde zararın, teknik yönetimin sonucu olmadığı kabul edilir.” Denilmiştir. Burada ticari kusur olduğu kabul edilir yani taşıyan sorumlu olur.
3.Denizde kurtarma
MADDE 1181- (1) Taşıyan, müşterek avarya hâli hariç, denizde can ve eşya kurtarmadan veya kurtarma teşebbüsünden ileri gelen zararlardan sorumlu değildir. Teşebbüs, sadece eşya kurtarmaya yönelikse, aynı zamanda makul bir hareket tarzı oluşturması gerekir.
4. Konişmentoya İlişkin
Yükleten eşyanın cinsinin ve değerini kasten yanlış bildirirse taşıyan eşyanın uğradığı xxxx ve hasar zararından sorumlu olmaz. Ancak geç teslimden sorumluluğu devam eder.
Taşıyanın kusursuzluk ve uygun illiyet bağı karinelerinden yararlandığı hâller
Aksi ispat edilebilir.
MADDE 1182- (1) Zararın aşağıdaki sebeplerden ileri gelmesi hâlinde taşıyan ve adamları, kusursuz sayılır:
a) Denizin veya geminin işletilmesine elverişli diğer suların tehlike ve kazaları.
b) Harp olayları, karışıklık ve ayaklanmalar, kamu düşmanlarının hareketleri, yetkili makamların emirleri veya karantina sınırlamaları.
c) Mahkemelerin el koyma kararları.
d) Grev, lokavt veya diğer çalışma engelleri.
e) Yükleten, taşıtan ve eşyanın maliki ile bunların temsilcilerinin ve adamlarının fiil veya ihmalleri.
f) Hacim veya tartı itibarıyla kendiliğinden eksilme veya eşyanın gizli ayıpları ya da eşyanın kendisine özgü doğal cins ve niteliği. (Fire olması hali. Mesela dökme yük var, buğday. Yüklerken bir kısmı uçar. Ne var canım bunda.)
g) Ambalajın yetersizliği. (yükletence.)
h) İşaretlerin yetersizliği. (yükletence.)
(2) Birinci fıkradaki sebeplerin ortaya çıkmasına taşıyanın sorumlu olduğu bir olayın yol açtığı ispatlanırsa, taşıyan sorumluluktan kurtulamaz.
(3) Zararın, durumun gereklerine göre birinci fıkrada yazılı sebeplerin birinden ileri gelmesi muhtemel ise, bu sebepten ortaya çıktığı varsayılır; ancak, aksi ispatlanabilir.