GÖRÜLÜŞ USULLERİ
GÖRÜLÜŞ USULLERİ
KAMU HİZMETLERİNDEN ÜCRETSİZ FAYDALANANLARIN DURUMU
İstanbul Büyükşehir Belediyesine Ait deniz otobüsleri sözleşme ile İstanbul Deniz Otobüsleri San. ve Tic. AŞ.’ye kiralanmıştır. Vazife Malulü Olan Kişi Toplu Taşıma Hizmetinin Bir Kısmının Devredildiği İDO A.Ş.’ye Ait Vasıtaları da Ücretsiz Olarak Kullanma Talebinde Bulunmuş Ancak Bu Talebi İDO A.Ş.’nin Belediyeye Ait Bir Birim Olmadığı Gerekçesiyle Reddedilmiştir. Talebin Reddi İşlemi Hukuka Uygun mudur?
DANIŞTAY 10. DAİRE E. 1997/160 K. 1997/2583 T. 25.6.1997
ÖZET : Belediyeye tekel niteliğinde imtiyaz ve hak olarak verilen toplu taşıma hizmetlerinin bütününden ücretsiz yararlananlar bu imtiyazın bir kısmının mülkiyeti veya işletme hakkı devredilse de, ücretsiz yararlanmaya devam ederler.
(…)
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava; vazife malulü olan davacının, 1005 sayılı Yasanın 3761 sayılı Yasayla değişik 2. maddesi uyarınca ... Deniz Otobüsleri San. ve Tic. X.X. tarafından işletilen deniz otobüslerinden ücretsiz faydalandırılması yolundaki başvurusunun; işletmeci şirketin ayrı bir tüzel kişilik olduğu ve Belediye bünyesinde hizmet veren bir birim niteliği taşımadığından bahisle reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali iştemiyle açılmıştır.
İstanbul 1. İdare Mahkemesi; mülkiyeti ... Büyükşehir Belediyesine ait olan deniz otobüslerinin sözleşme ile kiralandığı anonim şirketin belediyeye bağlı olmadığı anlaşılmakla, kanunla belediye vasıtalarından ücretsiz seyahat etme hakkı tanınmış olan davacının ... Deniz Otobüsleri San. ve Tic. X.X.xxx işlettiği deniz otobüslerinden ücretsiz faydalanma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi hukuka uygun görmüş ve davayı reddetmiştir.
Davacı; şirketin belediye tarafından kurulduğu ve deniz otobüslerinin idaresinin bu şirkete devredildiği, işletilen araçların belediyenin malı olduğunun davalı tarafından da kabul edildiği ve yasanın amir hükmü gereği bu toplu taşım araçlarından ücretsiz faydalandırılmasının zorunlu olduğu savlarıyla; anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
1580 sayılı Belediye Kanunu`nun 19/5 maddesinde "Belediye hudutları dahilinde muayyen mıntıkalar arasında yolcu nakil vasıtası olarak otobüs, minibüs otokar, tünel, troley füniküler işletmenin münhasıran belediyenin hakkı olduğu belirtilmiş 3030 sayılı Yasanın 6/A-g maddesinde büyükşehir dahilindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak işletmek veya işlettirmek büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında sayılmış, aynı yasanın 8. maddesinde büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görevli oldukları konularda 1580 sayılı Belediye Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri ile belediyelere tanınan hak, yetki, imtiyaz ve muafiyetlere sahip oldukları hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla belediyelerin, yasayla tanınan hizmetini bizzat yerine getirmeyip toplu taşımada kullanılan araçların mülkiyetini veya işletme hakkını devretmesi, hizmetin hukuki niteliğini değiştirmeyecektir.
Diğer taraftan; 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun`un, bu yasada değişiklik yapılmasına ilişkin 3761 sayılı Yasayla değişik 2. maddesi 1. fıkrasında, belediye vasıtalarında ücretsiz seyahat edecekleri hükme bağlananlar arasında, vazife malulleri ve kendilerine refakat eden eşleri de sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ... Deniz Otobüslerinin toplu taşıma hizmetinde kullanılmak üzere ... Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret X.X. tarafından işletildiği, bu şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş bir şirket olup; kurucu üyelerinden birinin de ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğu anlaşılmaktadır.
Toplu taşıma hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olan belediyenin toplu taşıma ile ilgili görevlerinden bir kısmını yürüten ... Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin de, yürüttüğü kamu hizmetiyle ilgili mevzuata uygun biçimde faaliyette bulunması gerekir.
Bu durumda, mevzuatımızda bir kamu hizmeti olarak düzenlenen ve belediye sınırları içinde belediyeye tekel niteliğinde imtiyaz ve hak olarak verilen toplu taşıma hizmetlerinin bütününden; bu imtiyazın bir kısmının mülkiyeti veya işletme hakkı devredilmiş olsa dahi; 1005 sayılı Yasanın 3761 sayılı Yasayla değişik 2. maddesinde sayılanlar arasında bulunan vazife malulleri ve eşlerinin ücretsiz faydalandırılmaları yasanın amir hükmü gereği olup, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 30.11.1994 tarih ve E: 1993/323, K: 1994/2074 sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının yeniden karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 25.6.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
---------
İMTİYAZ SÖZLEŞMESİNİN İDARE TARAFINDAN FESHİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile KEPEZ Elektrik A.Ş. arasında Görev Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi imzalanmıştır.
Sözleşmede, yapılan kamulaştırmalar çerçevesinde şirketin görev bölgesindeki hizmetlerde kullanılan arazilerin Hazine adına tescil edileceğine dair hüküm varken KEPEZ Elektrik A.Ş, kamulaştırılan taşınmazları şirket adına tescil ettirmiştir.
Şirket, hizmetin aksatılmaksızın sağlanması için gerekli yatırımları yapması gerekirken, şirket kaynaklarını grup şirketlerinin finansman açığını kapatmak amacıyla kullanmıştır. Yatırımların düşük seviyelerde kalması sonucu da görev sahasında elektrik üretiminde fazla bir artış olmamıştır ve şirketin sattığı elektriğin büyük bir bölümü de yine Devlet'ten aldığı elektrikle karşılanmaktadır.
Yine KEPEZ Elektrik A.Ş., 3096 sayılı Kanuna ve ilgili mevzuatına uygun olarak kurulan otoprodüktör şirketlerin ürettiği elektrik enerjisini iletim sistemine bağlamamış veya bağlantısını haksız olarak kesmiştir.
BU VERİLER KARŞISINDA SÖZLEŞMENİN İDARECE FESHİNE KARAR VERİLMESİ İLE BU FESHİN HUKUKİ SONUCU OLAN ŞİRKETÇE İŞLETİLEN TESİSLERE VE BU TESİSLERİN MÜTEMMİM CÜZLERİ İLE İŞLETME FAALİYETİ İÇİN GEREKLİ TÜM ARAÇ VE GERECE BAKANLIK TARAFINDAN EL KONULMASI VE BU KONUDA BAKANLAR KURULU'NUN KARARIYLA ŞİRKETİN GÖREVLENDİRİLMESİNİN KALDIRILMASI HUKUKA UYGUN MUDUR?
X.X.XXXXXXXX00. DAİREE. 2005/5919 K. 2005/2879T. 31.5.2005
Anonim şirkete ait elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti yapma görevi veren kararnamenin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının ve imtiyaz sözleşmesinin feshiyle, elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı tesislerine elkonulmasına ilişkin Bakanlık işleminin ve bu işlemin uygulanmasına dair Bakanlık işlemlerinin iptali talebi.
KARAR : Dava, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile KEPEZ Elektrik A.Ş. arasında imzalanan 09.03.1998 tarihli Görev Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesinin feshine, şirketçe işletilen tesislere ve bu tesislerin mütemmim cüzleri ile işletme faaliyeti için gerekli tüm araç ve gerece elkonulmasına ilişkin Bakanlığın 11.6.2003 tarih ve 9176 sayılı, aynı Bakanlığın fesih ve elkoyma kararının resen uygulanmasıyla ilgili olarak tesis ettiği 11.06.2003 tarih ve 1921 sayılı, 12.6.2003 tarih ve 1929-1930-1931 sayılı işlemlerinin; Bakanlar Kurulu'nun 17.06.2003 tarih ve 25141 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2003/5712 sayılı kararının, ... Elektrik A.Ş.'nin 1. Görev Bölgesinde ( Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye İlleri ile Kahramanmaraş ilinin üç köyü ) görevlendirilmesine ilişkin 26.09.1988 tarih ve 88/13314 sayılı Kararname ile işletme haklarının bazı şirketlere verilmesine ilişkin 23.06.1989 tarih ve 89/14305 sayılı Kararnamenin Elektrik A.Ş.'ne ilişkin hükmünün yürürlükten kaldırılması yolundaki kısımlarının iptalleri istemiyle açılmıştır.
…………………………………………………………………………………………………..
3096 sayılı Kanunun 8. maddesinde, belli bir süreyi kapsayan sözleşmeler, süre uzatımı talep edilmediği takdirde sürenin bitimi ile son bulacağı, bu takdirde tüm tesisler ile tüm taşınır ve taşınmaz malların her türlü borç ve taahhütlerinden ari olarak Devlet'e bedelsiz olarak geçeceği, sözleşmelerin görevli şirketin acze düşmesi veya sözleşme şartlarını ihlal etmesi halinde süresinden önce feshedilebileceği, sözleşmelerin sona ermesine ilişkin hükümler ile sona ermesinin sonuçlarının sözleşmede düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Anılan kurala göre, taraflar arasında imzalanan İmtiyaz Sözleşmesinin 19. maddesinde, şirket kusuru nedeniyle sözleşmenin feshi hali düzenlenmiştir. Buna göre, ""Şirket, sözleşme hükümlerine aykırı davranır veya kamu güvenliğini bozacak durumlara yol açar veya işletmenin bakım ve onarımında esaslı ihmalleri görülür ve Bakanlıkça uygun süre verilerek bunların önlenmesi istenildiği halde bu isteği yerine getirmez ise, Bakanlık masrafları şirkete ait olmak üzere bunları yaptırmaya ve gerekli önlemleri almaya yetkilidir.
Bakanlığın yukarıda belirtilen yazılı uyarısına ve geçici olarak aldığı önlemlere rağmen, Şirket, işlerini tamamen ihmal eder, umumun emniyet ve selametini bozacak hallerin tekrarına veya devamına meydan verirse, Bakanlık işletmeye elkoymak ve sözleşmeyi iptal etmek yetkisine sahiptir.
Şirket bu durumda Bakanlıktan hiçbir ödeme ve tazminat talebinde bulunamaz."" kuralı taraflar arasında kararlaştırılmıştır.
Belirtilen hükümler uyarınca, idari sözleşmenin tarafı ve hizmetin asıl sahibi ve sorumlusu olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına şartların oluşması halinde sözleşmeyi feshetme ve işletmeye elkoyma yetkisi açık olarak tanınmış bulunmakta olup bu yetki aynı zamanda Bakanlığın görevlendirmeye ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptali için Başbakanlığa teklifte bulunmasını da içermektedir.
…………………………………………………………………………………………………..
Bu itibarla davacı ...Elektrik X.X'xxx, kamulaştırılan taşınmazları şirket adına tescil ettirerek, sözleşme hükmünü açıkça ihlal ettiği ve kusurlu davrandığı sonucuna ulaşılmıştır.
………………………………………………………………………………………………….
Bu tespitler ışığında, şirketin 3096 sayılı Kanunun ve sözleşmenin amacı doğrultusunda görevli olduğu bölgedeki yıllar içinde elektrik üretimi, dağıtımı ve iletimi hizmetinin aksatılmaksızın sağlanması için gerekli yatırımların yapılması gerekirken, şirket kaynaklarının grup şirketlerinin finansman açığını kapatmak amacıyla kullanılması, yıllar içinde yatırımların düşük seviyelerde kalması sonucu görev sahasında elektrik üretiminde fazla bir artış olmaması, şirketin sattığı elektriğin büyük bir bölümünün yine Devlet'ten aldığı elektrikle karşılanması karşısında, şirketin sözleşmenin amacına aykırı bir biçimde davrandığı anlaşılmaktadır.
…………………………………………………………………………………………………..
Bu durumda, davacının otoprodüktör şirketlerin Kanuna aykırı olarak faaliyet gösterdiği iddiası yerinde görülmemekle birlikte, tüm uyarılara rağmen davacının sözleşmenin 21/h maddesine aykırı biçimde 3096 sayılı Kanuna ve ilgili mevzuatına uygun olarak kurulan otoprodüktör şirketlerin ürettiği elektrik enerjisini iletim sistemine bağlamaması veya bağlantısını haksız olarak kesmesi gibi davranışları şirketin kusurunu ortaya koymaktadır. Nitekim, otoprodüktör şirketlerin kurulmasına ve faaliyet göstermesine izin veren Yönetmelik maddelerinin iptali istemiyle Danıştay Onuncu Dairesi'nde açılan davalarda reddedilmiştir ( E: 1999/4016, K: 2001/4978; E: 2000/6066, K: 2002/4417 ).
…………………………………………………………………………………………………..
Yukarıda belirtilen sözleşme ihlalleri nedeniyle sözleşmenin uygulanmasının ve devamının artık mümkün olmadığının anlaşılması karşısında, Bakanlık ile şirket arasında imzalanmış olan 09.03.1998 tarihli Görev Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesinin, şirketin kusuru nedeniyle sözleşmenin feshini düzenleyen 19. maddesi uyarınca feshine karar verilmesi ile bu feshin hukuki sonucu olan şirketçe işletilen tesislere ve bu tesislerin mütemmim cüzleri ile işletme faaliyeti için gerekli tüm araç ve gerece Bakanlık tarafından elkonulmasında ve bu konuda Bakanlar Kurulu'nun 2003/5712 sayılı kararıyla ...'ın görevlendirilmesinin kaldırılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 31.05.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-----------------
İMTİYAZ SÖZLEŞMESİNİN İDARE TARAFINDAN FESHİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ? Elektrik Üretim İletim Dağıtım ve Tic. A.Ş. arasında "Hazar I ve Hazar II Hidroelektrik Santrallarının (HES) Rehabilitasyonu ve İşletilmesi İçin Görev Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi" ve bu sözleşmenin 21. maddesi uyarınca da DSİ ile yine aynı şirket arasında "Hazar I-II Hidroelektrik Santrallarının Su Kullanımına İlişkin İşletme Esasları Hakkında Anlaşma" imzalanmıştır.
Hazar HES'leri işletmekle görevli şirketin, önerilen üretim programına uymadığı ve fazla üretim amacıyla gölden aşırı su çektiği ve sonuçta çevreye zarar verdiği adli yargıda yapılan tespit ile TÜBİTAK raporuyla sabit bulunmaktadır.
-İMTİYAZ SÖZLEŞMESİNİN İDARE TARAFINDAN TEK TARAFLI FESHİ KOŞULLARI OLUŞMUŞ MUDUR?
Dairesi |
Karar Yılı |
Karar No |
Esas Yılı |
Esas No |
Karar Tarihi |
ONÜÇÜNCÜ DAİRE |
2008 |
3133 |
2007 |
4148 |
11/03/2008 |
KARAR METNİ
"HAZAR I VE HAZAR II HİDROELEKTRİK SANTRALLARININ (HES) REHABİLİTASYONU VE İŞLETİLMESİ İÇİN GÖREV VERİLMESİNE İLİŞKİN İMTİYAZ SÖZLEŞMESİ"NDE GÖREVLİ ŞİRKETİN, HİZMETİN ASIL SAHİBİ BULUNAN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞININ DENETİMİNE TABİ OLDUĞU, ŞİRKETİN REHABİLİTASYON VE ÜRETİM FAALİYETLERİNİ AKSATTIĞININ BAKANLIKÇA TESPİT EDİLMESİ HALİNDE, ŞİRKETİN KUSURLU OLDUĞUNUN KABUL EDİLEREK SÖZLEŞMEDEKİ SÜRELERİN UYGULANACAĞI VE AYKIRILIKLARIN GİDERİLMEDİĞİNİN SAPTANMASI HALİNDE İMTİYAZ SÖZLEŞMESİNİN FESHEDİLECEĞİ ÖNGÖRÜLMESİNE KARŞIN, DAVACI TARAFINDAN İDAREYE SUNULAN TESPİTLERLE GÖREVLİ ŞİRKETİN ÇEVREYE ZARAR VERDİĞİNİN İDDİA EDİLEREK, İMTİYAZ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNE KARAR VERİLMESİNİN İSTENİLMESİ ÜZERİNE, GEREKLİ ARAŞTIRMA VE DENETİM YAPILMADAN, İSTEĞİN ZIMNEN REDDEDİLMESİNDE, HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.<
TÜRK MİLLETİ ADINA
...
Dava, 3096 sayılı Kanun'un 3. ve 5. maddeleri ile bu maddelerin uygulanmasına ilişkin 87/11489 sayılı Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ? Elektrik Üretim İletim Dağıtım ve Tic. X.X. arasında 08.08.1996 tarihinde imzalanan "Hazar I ve Hazar II Hidroelektrik Santrallarının (HES) Rehabilitasyonu ve İşletilmesi İçin Görev Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi" ile bu sözleşmenin 21. maddesi uyarınca DSİ ile yine aynı şirket arasında imzalanan "Hazar I-II Hidroelektrik Santrallarının Su Kullanımına İlişkin İşletme Esasları Hakkında Anlaşma"nın tek taraflı olarak feshedilmesi isteğiyle yapılan başvurular üzerine tesis edilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın zımni ret işleminin ve DSİ'nce tesis edilen 17.08.2005 tarih ve 5512 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İmtiyaz sözleşmesinin 22. maddesinde, görevli şirketin her türlü faaliyeti ile tesislerinin Bakanlık ve/veya Bakanlığın tayin edeceği kuruluş tarafından denetime tabi olacağı, denetimler sonucu tespit edilen aksaklıkların giderilmesi için Bakanlık'ça şirkete uygun süre verileceği, şirketin aksaklıkları bu sürede ve gecikmeye meydan vermeden gidermediği takdirde, sözleşmenin 26. maddesi hükümlerinin uygulanacağı, Bakanlığın hizmetin sürekliliğini sağlamak amacı ile, masrafların şirkete ait olmak üzere, gerekli tedbirleri alacağı veya aldıracağı kurala bağlanmış, şirketin kusuru nedeniyle sözleşmenin feshini düzenleyen 26(a) maddesinde de, şirketin taahhüdünü sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmediğinin, sözleşmeye kısmen veya tamamen aykırı davrandığının, rehabilitasyon ve üretim faaliyetlerini aksattığının Bakanlık'ça tespit edilmesi halinde; şirket kusurlu addedilerek, bu durumun düzeltilmesi için 45 gün süre verileceği, bu sürenin şirketin talebi ve Bakanlığın uygun görmesi halinde 45 gün daha uzatılabileceği, bu süre sonuna kadar şirketin gerekli önlemleri almaması veya aykırılığın giderilmemesi halinde, Bakanlığın sözleşmeyi feshedebileceği belirtilmiştir.
Sözleşme kurallarından; 3096 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca görevli şirketin, hizmetin asıl sahibi bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın denetimine tabi olduğu, denetimler sonucu tespit edilen aksaklıkların giderilmesi için Bakanlık'ça şirkete uygun süre verilerek, aksaklıkların giderilmeye çalışılacağı, şirketin taahhüdünü sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmediğinin, sözleşmeye kısmen veya tamamen aykırı davrandığının, rehabilitasyon ve üretim faaliyetlerini aksattığının Bakanlık'ça tespit edilmesi halinde de, şirketin kusurlu olduğunun kabul edilerek, sözleşmenin 26(a) maddesindeki sürelerin uygulanacağı, idarenin aykırılıkların giderilmediğini saptaması halinde de imtiyaz sözleşmesini feshedilebileceği anlaşılmaktadır.
...
Davacılar tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na 02.08.2005 tarihli dilekçeyle yapılan başvuruyla; Hazar Gölü'nün, Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 11.07.1991 tarih ve 856 sayılı kararıyla doğal sit alanı olarak ilan edildiği, Türkiye'nin 30.12.1993 tarihinde Sulak Alanlar (Ramsar) Sözleşmesi'ne taraf olduğu ve daha sonra sözleşmeye uygun yapılan çalışmalar sonucunda Hazar Gölü'nün uluslararası öneme sahip sulak alan (potansiyel Ramsar alanları) listesine alındığı belirtilerek, Hazar HES'leri işletmekle görevli şirketin, önerilen üretim programına uymadığının ve fazla üretim amacıyla gölden aşırı su çektiğinin ve sonuçta çevreye zarar verdiğinin adli yargıda yapılan tespit ile TÜBİTAK raporuyla sabit bulunduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 07.10.2004 tarih ve 34 sayılı kararıyla da; yapılmış olan tespitler ışığında Hazar Gölü'nün korunması için ilgili kurum ve kuruluşların duyarlı davranması gerektiğine de karar verildiği, belirtilen nedenlerle, imtiyaz sözleşmesinin tarafı olan görevli şirketin ağır kusurunun olması nedeniyle idarenin tek taraflı fesh etme yetkisinin bulunduğu, bu durumun idare açısından bir zorunluluk haline de geldiği belirtilerek, Bakanlık ile ? Elektrik Üretim İletim Dağıtım ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan imtiyaz sözleşmesinin feshine karar verilmesi istenilmiş, bu istem Bakanlık tarafından cevap verilmemek suretiyle dava konusu işlemle zımnen reddedilmiştir.
Bu durumda, DSİ tarafından hazırlanan ve "Hazar Gölü I-II HES Durum Tespit Raporu" ile Hazar Gölü'nün rehabilitasyonu ve yeni su kaynaklarının oluşturulamaması açısından saptandığı belirtilen hususların davalı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 17.08.2004 tarih ve 2839 sayılı işlemiyle görevli şirkete bildirilmesine, bu bildirim işleminde ayrıca raporda belirtilen eksikliklerin giderilmesinin istenilmesine ve imtiyaz sözleşmesinin "Şirket Kusuru Nedeniyle Fesih" hükmünü düzenleyen 26. maddesinin (a) bendi uyarınca da 45 gün süre verilerek görevli şirketin uyarılmasına karşın, dava dosyasına imtiyaz sözleşmesinin 26(a) maddesine dayalı olarak bir işlem tesis edildiğine ilişkin bir bildirim sunulmadığı gibi saptandığı belirtilen eksikliklerin 45 gün içinde görevli şirket tarafından yerine getirilip getirilmediği ve sonunda ne tür bir karar alındığı bilinmemekle birlikte, davacı tarafından idareye sunulan tespitlerle görevli şirketin çevreye zarar verdiği iddiası ve bu iddiaya dayalı olarak imtiyaz sözleşmesinin feshine karar verilmesinin istenilmesi karşısında, idarenin saptandığı belirtilen olumsuzlukların görevli şirketin kusuru nedeniyle yaşanıp yaşanmadığının araştırılması, bu araştırmanın imtiyaz sözleşmesindeki öngörülen denetim ve yaptırım hükümleri uyarınca yerine getirilmesi gerekirken, istemin cevap verilmemek suretiyle reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer yandan, davacılar tarafından aynı gerekçelerle DSİ'ye başvurarak, DSİ ile görevli şirket arasında imzalanan "Hazar I-II Hidroelektrik Santrallarının Su Kullanımına İlişkin İşletme Esasları Hakkında Anlaşma"nın feshedilmesi istenilmiştir. Feshi talep edilen sözleşme, imtiyaz sözleşmesinin 21. maddesi uyarınca imzalandığından, Bakanlık ile görevli şirket arasında imzalanan imtiyaz sözleşmesi yürürlükte kaldığı sürece DSİ ile şirket arasında imzalanan su kullanım anlaşmasının feshedilemeyeceği yönündeki dava konusu DSİ işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir.
-----
AKTAŞ KARARI
TEK ile Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş. arasında İstanbul İli, Anadolu Yakasında, batıda İstanbul Boğazı, kuzeyde Karadeniz, doğuda İstanbul-İzmit İl sınırı, Güneyde Marmara Denizi Sahilleri ve Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, Sedef Adalarının sınırlandırdığı alan içinde kalan bölgede, TEK'na ait bulunan, elektrik dağıtım ve tesisleri ile ticaretine ilişkin işletme haklarının otuz yıl süre ile Aktaş Elektrik Tic. A.Ş.'ne devri yolunda bir sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmeye ilişkin olarak Danıştay görüşü alınması zorunluluğu var mıdır?
|
||||||||||||
|
||||||||||||
İMTİYAZ SÖZLEŞMESİ NİTELİĞİNDE BULUNDUĞU ANLAŞILAN VE TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU İLE AKTAŞ ELEKTRİK TİCARET A.Ş. ARASINDA İMZALANAN İŞLETME XXXXX XXXXX SÖZLEŞMESİNİN, DANIŞTAY'IN İNCELENMESİNDEN GEÇİRİLMEDEN YÜRÜRLÜĞE KONULMASININ MEVZUATA AYKIRI OLDUĞU HK.
3096 sayılı Yasanın yukarıda yazılı maddeleri ve ilgili yönetmelik uyarınca Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş. ile Enerji Bakanlığı arasında "görev verme" sözleşmesi imzalandıktan sonra, Türkiye Elektrik Kurumu ile Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş. arasında da görevli şirket sıfatıyla imzalanan "İşletme Xxxxx Xxxxx Sözleşmesi" ile otuz yıl süresince, İstanbul İli Anadolu yakasında, yukarıda belirtilmiş olan alan içinde kalan bölgede, elektrik enerjisi üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti görevleri, Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş.'ne devredilmiş, şirketçe kurulacak tesislerin ve halen Türkiye Elektrik Kurumu tarafından yapılan dağıtım tesislerinin devrine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş bulunmaktadır. Yukarıda yazılı mevzuatın ve dava konusu sözleşmede mevcut hükümlerin incelenmesinden, 3096 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde yapılan İşletme Xxxxx Xxxxx Sözleşmesinin konusunu kamu hizmetinin oluşturduğu sözleşmenin, kamu hizmeti imtiyaz sözleşmelerinin tüm unsurlarını taşıdığı, imtiyaz sözleşmesi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 155.maddesi 2.fıkrasıyla, "Danıştay, davaları görmek, Başkan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında düşünce bildirmek, tüzük tasarılarını ve imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek, idari uyuşmazlıkları çözümlemek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir." şeklinde getirilen hükümle imtiyaz sözleşme ve şartlaşmalarını incelemek görevinin Xxxxxxxx'x ait olduğu belirlenmiştir. Bu görevin Anayasa ile Danıştay'a verilmiş olması ve Anayasanın bağlayıcılığı temel ilkesi ve Danıştay Kanununun 23/d, 42/c ve 46/b maddeleri karşısında, kamu hizmeti imtiyaz sözleşme ve şartlaşmalarının Danıştay'ın incelemesinden geçirilmesi gerekmektedir. Anayasa hükmüne uyulmadan, Xxxxxxxx'xx incelemesinden geçirilmeden yürürlüğe konulduğu anlaşılan Türkiye Elektrik Kurumu ile Aktaş Elektrik Tic. X.X. arasında imzalanan İşletme Xxxxx Xxxxx Sözleşmesinin iptaline karar verildi.
|
-----------------------------
YAP-İŞLET-DEVRET v. İMTİYAZ SÖZLEŞMELERİ
ANAYASA MAHKEMESİ
Esas Sayısı : 1994/71
Karar Sayısı : 1995/23
Xxxxx Xxxxxx : 28.6.1995
R.G. Tarih-Sayı :20.03.1996-22586
İPTAL DAVASININ KONUSU : 8.6.1994 günlü, 3996 sayılı "Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun"un 5. maddesinin Anayasa'nın 2., 5., 8., 9., 11., 125., 129. ve 155. maddelerine aykırılığı savıyla iptaline; bu maddenin iptali Yasa'da öngörülen işlemlerin yapılmasını olanaksız kılacağından, Xxxx'xxx tümüyle iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
....
MADDE 2.- Bu Kanun, köprü, tünel, baraj, sulama, içme ve kullanma suyu, arıtma tesisi, kanalizasyon, haberleşme, enerji üretimi, iletimi, dağıtımı, maden ve işletmeleri, fabrika ve benzeri tesisler, çevre kirliliğini önleyici yatırımlar, otoyol, demiryolu, yeraltı ve yerüstü otoparkı ve sivil kullanıma yönelik deniz ve hava limanları ve benzeri yatırım ve hizmetlerin yaptırılması, işletilmesi ve devredilmesi konularında yap-işlet-devret modeli çerçevesinde sermaye şirketlerinin veya yabancı şirketlerin görevlendirilmesine ilişkin usul ve esasları kapsar.
Birinci fıkrada öngörülen yatırım ve hizmetlerin bu Kanuna göre sermaye şirketleri veya yabancı şirketler eli ile gerçekleştirilmesi bu yatırım ve hizmetlerin, ilgili kamu kurum ve kuruluşları (kamu iktisadî teşebbüsleri dahil) tarafından görülmesine ilişkin kanunların istisnasını teşkil eder.
MADDE 5.- Yüksek Planlama Kurulunca belirlenen idare ile sermaye şirketi veya yabancı şirket arasında imtiyaz teşkil etmeyecek nitelikte bir sözleşme yapılır. Bu sözleşme özel hukuk hükümlerine tabidir.
1- Sözleşmelerin Özel Hukuk Hükümlerine Bağlı Tutulmasının Öngörülmesi Nedeniyle Maddenin Anayasa'nın 2., 11., 37. ve 125. Xxxxxxxxx Yönünden İncelenmesi
Anayasa'nın 2. maddesinde "hukuk devleti" olmak, Cumhuriyet'in nitelikleri arasında sayılmış; 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve öbür kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu vurgulanmış; bu kuralların doğal gereği olarak da 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmiştir. Anayasa'nın 125., 140. ve 155. maddelerinin birlikte incelenmesinden idarî eylem ve işlemlerin yargısal denetiminin idarî yargının görev alanına girdiği anlaşılmaktadır. Xxxxxxx'xxx "Kanunî Hakim Güvencesi" başlığını taşıyan 37. maddesinde ise "Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz" denilmektedir. Bu kurallara uygun yapılmayan yasal düzenlemelerin Anayasa'ya aykırılık oluşturacağı kuşkusuzdur. Bu durum, dava konusu 5. maddenin anılan kurallar yönünden incelenmesini gerektirmektedir.
Öğretide de kabul edildiği gibi, bir sözleşmenin "idarî sözleşme" sayılabilmesi için, sözleşmenin taraflarından birinin kamu idaresi, kurumu ya da kuruluşu olması; sözleşmenin kamu hizmetinin yürütülmesi ile ilgili bulunması ve yönetime özel hukuk yetkilerini aşan yetkiler tanınması gereklidir.
...
Yasa'nın 2. maddesinde belirtilen köprü, tünel, baraj, içme ve kullanma suyu, arıtma tesisi, kanalizasyon, otoyol, demiryolu, deniz ve hava limanları yapımı ve işletilmesi ve benzeri etkinlikler kamu hizmetidir. Çünkü bunlar, toplumun ortak gereksinmelerini karşılamaya yönelik, kamu yararı için yapılan düzenli ve sürekli etkinliklerdir.
Öğretide, kamu hizmetini belirlemenin tek geçerli ölçütünün, onu kuranların iradesi olduğu ileri sürülmektedir. Daha açık anlatımla, bir hizmetin kamu hizmeti niteliğine bürünmesinde yasa koyucunun iradesi rol oynamaktadır. Kuşkusuz, Anayasa kurallarına uygun olmak koşulu ile, kamusal gereksinimlerin zorunlu kıldığı durumlarda yasama organı herhangi bir alanı yasal statü içine alarak kamu hizmeti kurabilir. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin anayasal denetim görevini yerine getirmesindeki değerlendirmeleri saklıdır. Çünkü, etkinliği irdeleyip nitelendirmeden Anayasa kurallarına uygunluğunu ya da aykırılığını saptamanın olanağı yoktur.
Bir hizmetin kamu hizmeti olup olmadığı saptanırken, niteliğine bakmak gerekir. Nitelik yönünden kamusal olan bir hizmetin özel kesimce yürütülmesi, onun niteliğini etkilemez. Nitekim, Anayasa'nın 47. maddesinde, "kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler.... devletleştirilebilir" denilirken özel teşebbüslerce yürütülen kamu hizmetinin varlığı kabul edilmiştir.
3996 sayılı Yasa'da, özel hukuk kurallarına bağlı yerli ve yabancı sermaye şirketlerinin, 2. maddede belirtilen kimi yatırım ve hizmetlerin yaptırılması, işletilmesi ve devredilmesi ile görevlendirilmelerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. "Yap-İşlet-Devret Modeli"ni içeren yasalarda, yönetimi üstün kılan kurallar bulunması kaçınılmazdır. 5. maddeye göre düzenlenecek sözleşmeler için sözleşmenin taraflarından biri olan yönetime özel hukuk yetkilerini aşan yetkiler verildiği görülmektedir.
Nitekim, 3996 sayılı Yasa'nın "Yetki" başlığını taşıyan 4. maddesinde, 2. maddede öngörülen yatırım ve hizmetlerin yap-işlet-devret modeli çerçevesinde sermaye şirketi veya yabancı şirketler eli ile gerçekleştirilmesindeki usul ve esaslar, bu şirketlerde aranılacak özellikler, sözleşmelerin kapsamı, yatırım sonucu oluşacak mal ve hizmetlerin ücretinin belirlenmesinde uygulanacak kriterler ve konuya ilişkin diğer ilkelerin, maddede sayılan Bakanlıklar ve kamu kurumlarınca ortaklaşa hazırlanacağı ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacağı belirtilmektedir.
"Ücret" başlıklı 8. maddesine göre de, Yasa'da öngörülen model çerçevesinde gerçekleştirilecek yatırım sonucu üretilecek mal ve/veya hizmetlerin karşılığı olarak ödenecek ücretler, 4. maddeye göre Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak usul ve esaslar uyarınca, (gerekli görülen hallerde idarenin bağlı veya ilgili bulunduğu bakan tarafından) belirlenebilecektir.
Yasa'nın 10. maddesinde, bu yatırım ve hizmetler için gerektiğinde "kamulaştırma" öngörülmüş; 11. maddesinde ise, yap-işlet-devret modeli çerçevesindeki yatırım projeleri için idare adına sermaye şirketlerine veya yabancı şirketlere çeşitli garantiler vermeye Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakan yetkili kılınmıştır.
Bu nedenlerle, 5. madde kapsamında bulunan ve "özel hukuk hükümlerine" bağlı olduğu belirtilen sözleşmelerin "idarî sözleşmeler" olduğu kuşkusuzdur. Dolayısıyla, bu tür sözleşmelerin yargısal denetiminin Anayasa uyarınca idarî yargı tarafından yapılması zorunludur. 5. madde ile, bu sözleşmeler idarî yargının görev alanından çıkarılmakta, böylece maddenin ikinci tümcesi Anayasa'ya aykırı düşmektedir. Çünkü, niteliği gereği idarî olan bu sözleşmelerin yasa kuralıyla özel hukuk hükümlerine bağlı tutulması olanaksızdır.
...
Bu nedenlerle, 3996 sayılı Yasa'da öngörülen kimi yatırım ve hizmetlerin yaptırılması, işletilmesi ve devredilmesi konularında yapılacak idarî nitelikteki sözleşmeleri özel hukuk kurallarına bağlı tutarak idarî yargı denetimi dışına çıkaran 5. maddenin ikinci tümcesi, Anayasa'nın 2., 11., 37. ve 125. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.