Açıklamalı Sirküler Rapor 2013/6
23.10.2013
Açıklamalı Sirküler Rapor 2013/6
Konu:
SAT VE GERİ KİRALA (SELL & LEASEBACK) İŞLEMİNİN VERGİSEL AVANTAJLARI
1- “Sat ve Xxxx Xxxxla” İşlemi Nedir?
Şirketlerin finansman sağlama yöntemi olarak kullandığı “sat ve geri kirala” işlemi, şirketin üzerine kayıtlı amortismana tabi malların Leasing firmasına satıldıktan sonra tekrar kiralanması işlemi olarak açıklanabilir. Bu işlemde kiralama süresi sonunda satılan mallar tekrar kiracıya devredilmektedir. Gayrimenkul, ikinci eli değerli olabilecek makine ekipman ve iş makineleri sat ve geri kiralama işlemine konu olabilmektedir.
“Sat ve geri kirala” işleminin yasal mevzuatı 6361 sayılı Kanun ile oluşturulmuştur. Bu kanun hakkında daha önce 27.12.2012 tarih ve 2012/251 sayılı ve 25.04.2013 tarih ve 2013/112 sayılı sirkülerlerimiz yayınlanmıştır. Sağlanan vergisel avantajlara yönelik olarak ise 06.08.2013 tarih ve 2013/180 sayılı sirkülerimiz yayınlanmıştır.
2- Finansal Kiralama Mevzuatının Konuya Yaklaşımı
6361 Sayılı “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu” ile “sat ve geri kirala” işlemlerine hukuki alt yapı kazandırılmış bulunmaktadır. Söz konusu kanun uyarınca finansal kiralama sözleşmesi; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmasını öngören sözleşme olarak tanımlanmış ve bu yolla kiralamaya konu olan malın bizzat kiracıdan temin edilmesi imkanı getirilmiştir. Böylelikle uluslararası uygulamada yaygın bir finansman yöntemi olan “sat ve geri kirala” işleminin yapılabilmesine yasal olanak sağlanmıştır.
Kanunun 19. maddesine göre finansal kiralama sözleşmesine taşınır ve taşınmaz mallar konu olabilmektedir. Buna karşın bilgisayar yazılımlarının çoğaltılmış nüshaları hariç olmak üzere patent gibi fikrî ve sınai haklar bu sözleşmeye konu olamayacaktır.
3- Vergisel Avantajlar
3.1- Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi İstisnaları:
6495 sayılı Kanun ile sat ve geri kirala işlemlerine kurumlar vergisi ve katma değer vergisi açısından önemli vergisel avantajlar sağlanmıştır. 6495 sayılı Kanun ile sat ve geri kirala
işlemlerinde kurumlar vergisi ve katma değer vergisi ile ilgili olarak getirilen vergisel teşvikler aşağıdaki gibidir.
6495 Sayılı Kanunla K.D.V.K’na İlave Edilen Bent | 6495 Sayılı Kanunla K.V.K.’nun 5/1-e Maddesinde Yapılan Değişiklik |
MADDE 29 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. “y) 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında; finansal kiralama şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanan taşınmazlara uygulanmak üzere ve kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması koşulu ile kiralanmaya konu taşınmazların kiralayana satılması, satan kişilere kiralanması ve devri.” | MADDE 42 – 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci paragrafındaki parantez içi hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(Taşınmazların; kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ve varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran % 100 olarak uygulanır ve bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz. Ancak söz konusu taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi hâli hariç olmak üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya kiracıdaki varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır.).” |
Söz konusu vergisel avantajların sadece taşınmazlara ilişkin sat ve geri kiralama işlemlerine sağlanacağını buna karşın taşınır mallar için herhangi bir vergisel avantajın olmadığını ifade etmek isteriz.
İlgili maddelerden görüldüğü üzere, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnası sadece “TAŞINMAZ” teslimlerinde geçerlidir. Bu nedenle “taşınmaz” kavramı önem arz etmektedir. 1 Seri Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde K.V.K. Madde 5/1-(e) bendi kapsamında istisna uygulaması açısından “taşınmaz” kavramına yönelik olarak aşağıdaki açıklamalar mevcuttur.
“Taşınmazlar
İstisnaya konu olan taşınmazlar, Türk Medeni Kanunu’nda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır.
Bunlar Türk Medeni Kanunu’nun 704 üncü maddesinde;
- Arazi,
- Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,
- Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak sayılmıştır.
Elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca bu istisna uygulanmayacaktır.
Fiiliyatta cins tashihinin kurum adına tapuya tescilinin yapılmasında çeşitli nedenlerle gecikmeler olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, taşınmazın işletme aktifinde iki yıl süreyle bulunup bulunmadığının, tespitinde, işletmede iki yıldan fazla süreyle sahip olunarak fiilen kullanıldığının, yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından birisi ile tevsik edilebilmesi mümkün olabilecektir.
Örneğin; organize sanayi bölgeleri tarafından verilen tahsis belgesine istinaden veya çeşitli nedenlerle iki yıldan fazla süreyle fiilen kullanılan ancak, tapuda kurum adına henüz tescil edilmemiş bir taşınmazın tahsis belgesine dayanılarak veya zilyetliğin devri suretiyle satılması durumunda bir taşınmaz satışından bahsedilemeyeceğinden istisna uygulanmayacak, ancak, iki tam yıl kullanıldığı yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde tevsik edilen taşınmazın tapuda kurum adına tescil edildikten sonra satılması halinde, satıştan elde edilen kazançlar bu istisna kapsamında değerlendirilecektir.
Taşınmaz tanımına, taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olan unsurları da girecektir. Bütünleyici parça, Türk Medeni Kanununun 684 üncü maddesinde, “Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Taşınmaz tanımına, taşınmazın eklentisi niteliğinde olan unsurlar girmeyecektir. Eklenti, Türk Medeni Kanununun 686 ncı maddesinde; “Bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar. Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini kaybetmez." şeklinde tanımlanmıştır.
İstisna uygulaması sabit üretim vasıtası niteliğindeki makineler açısından değerlendirildiğinde, makinelerin sökülmesi gerektiği zaman bina tahrip olacak veya zarar görecek ise bu makineler binanın bütünleyici parçası olarak kabul edilecektir. Aynı şekilde, bina ile birlikte bir bütün oluşturan ve birbirinden ayrılmaları halinde istenilen faydayı sağlamayacak durumda olan makineler de binanın bütünleyici parçasıdır. Bunlara örnek olarak transformatörler, kazanlar, zemine raptedilen türbinler sayılabilir.
Taşınmazlarla birlikte satışa konu olan ve o taşınmazın bütünleyici parçası sayılan şeylerin satışından elde edilen kazançlar da istisna kapsamında değerlendirilecektir. Ancak, taşınmazın zeminine veya duvara sabitlenmiş olmakla birlikte münferiden veya toplu olarak sökülüp satılması mümkün olan ve bu takdirde işletmenin sınai olma vasfını değiştirmeyen ve üretimi de aksatmayan makine ve benzeri aletler bütünleyici parça niteliğinde değerlendirilemeyeceğinden bunların satışından doğan kazanç, istisnadan yararlanamayacaktır.
Öte yandan, makinelerin taşınmazdan bağımsız olarak satılması halinde, mütemmim cüz olma vasıfları kalmayacağından, bunların satışı menkul mal satışı olarak kabul edilecektir.”
3.1.1. Sat ve Geri Kirala İşlemlerine Katma Değer Vergisi Uygulaması
K.D.V.K’da yapılan düzenlemeye göre taşınmazların “sat ve geri kirala” yöntemiyle;
- Taşınmazın finansal kiralama şirketine ilk satışı,
- Taşınmazın finansal kiralama şirketinden kiralanması
- Taşınmazın finansal kiralama şirketinden kiracıya geri devir işlemleri K.D.V.’den istisna edilmiştir.
Söz konusu düzenleme uyarınca taşınmazın edinimi ile ilgili herhangi bir süre kısıtlaması bulunmadığını belirtmek isteriz.
Taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşanların ellerinde bu amaçla bulundurdukları taşınmazları “sat ve geri kirala” yöntemi ile finansal kiralamaya konu etmeleri halinde
K.D.V. Kanunu 17/4-y maddesindeki istisnadan yararlanması mümkün bulunmaktadır. Ancak K.D.V.istisnasının uygulanabilmesi için taşınmazın 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında finansal kiralama
şirketlerince bizzat kiracıdan satın alınıp geriye kiralanması, kiralamaya konu taşınmazın mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması ve kiralanmaya konu taşınmazın kiralayana satılması, satan kişilere kiralanması ve devri koşulu aranmaktadır.
K.D.V. Kanunu’nun 30/a maddesinde yer alan hüküm uyarınca (ve bu hükmün aksine yasal bir düzenleme olmadıkça), vergiden istisna edilmiş bu işlemle ilgili olarak, bu taşınmazın alımı veya inşası sırasında yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise indirilen K.D.V. tutarının ilgili dönem beyannamesinde hesaplanan K.D.V.’ne ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekecektir. Dolayısıyla K.D.V. Kanunu 17/4-y maddesinde yer alan K.D.V. istisnasının bir “KISMİ İSTİSNA” mahiyetinde olması nedeniyle söz konusu taşınmaza ilişkin olarak daha önce yüklenilen ve indirim konusu yapılan K.D.V.’nin düzeltilmesi gerekmektedir. Düzeltilen K.D.V.’nin K.D.V. Kanunu’nun 58. Maddesi gereği gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekecektir. Ayrıca; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez. Sonuç olarak gider veya maliyet unsuru olarak kayıtlara alınan K.D.V.’nin kurumlar vergisi hesabında kanunen kabul edilmeyen gider mahiyetinde matraha ilave edilmesi gerekecektir. Ancak bunlar yapıldığı takdirde (K.D.V. düzeltimi yapılması ve bu tutarın Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak dikkate alınması), yasa maddesi ile getirilmiş olan katma değer vergisi istisnası teşvikinin bir anlamının kalmayacağı ve teşvikin ortadan kalkacağı düşüncesindeyiz.
K.V.K. Madde 5/1-(e) maddesindeki istisnanın uygulanması halinde, taşınmazın satışı ile ilgili yapılan diğer giderlerin de tamamı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacağından, bu giderlere ilişkin K.D.V.’lerinin yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde K.K.E.G olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Finansal kiralama şirketleri açısından ise K.D.V. indirimi ile ilgili sorun oluşmayacaktır; çünkü taşınmazların kiracılar tarafından satışı K.D.V.’den istisnadır. Bu nedenle finansal kiralama şirketlerinin K.D.V. yüklenimleri olmayacaktır. Dolayısıyla yüklenilen K.D.V. olmadıkça, bu taşınmazların gerek kiralanması gerekse satıcılara geri satışında uygulanacak söz konusu K.D.V. istisnası açısından K.D.V. Kanunu’nun 30-a bendi hükmü uyarınca yapılacak bir düzeltmeye gerek olmayacaktır.
3.1.2 Sat ve Geri Kirala İşlemlerine Kurumlar Vergisi Uygulaması
Bilindiği K.V.K. Madde 5/1-(e) kapsamında taşınmaz satış kazancı istisna hükümlerinden, dar mükellef kurumlar da dahil olmak üzere, tüm kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabilmektedir. Ancak söz konusu istisnadan yaralanmak için kanunda sayılan şartların aynen yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlardan bir tanesi de taşınmazın en az iki tam yıl süre ile aktifte bulunması şartıdır. İşte bu şart sat ve geri kirala işlemlerinde uygulanacak kurumlar vergisi istisnası için 6495 sayılı kanun ile kaldırılmıştır. Düzenlemeye göre sat ve
geri kirala işlemlerinde Kurumlar Vergisi istisnasının uygulanmasında söz konusu taşınmazın iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı artık aranmamaktadır. Ayrıca yeni düzenleme ile taşınmazın sat ve geri kirala yoluyla satıştan doğan kazanç için % 75 yerine % 100 kurumlar
vergisi istisnası uygulanacaktır. Yani sat ve geri kiralama yöntemi ile taşınmaz satışında elde edilen kazancın bir kısmı değil de tamamı kurumlar vergisinden istisna edilmektedir. Ancak bu satış kazancının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında tutulması şartı K.V.K. Madde 5/1-(e) kapsamında klasik taşınmaz satış kazancı istisnasında olduğu gibi aynen geçerlidir. Fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilavesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilavesi dışında, beş yıl içinde başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun tasfiyesi halinde, istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk etmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
Sat ve geri kirala işlemlerinde elde edilen kazançlara K.V.K. Madde 5/1-(e) kapsamında istisna uygulanabilmesi için bu işlemi yapan kurumlar vergisi mükellefinin taşınmaz ticareti ile uğraşmaması gerekmektedir. Bu çerçevede taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışında tutulmaktadır. Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.
Örnek 1: Bir inşaat şirketinin şirket merkezi olarak kullanılmak üzere inşa etmiş olduğu bir binayı, en az iki tam yıl süre ile kullandıktan sonra satması halinde, bu satıştan doğan kazanç için istisna uygulanabilecektir. Şirketin satmak amacıyla inşa etmiş olduğu veya satın aldığı binaların satışından elde ettiği kazançlar için söz konusu istisna uygulanmayacaktır.
Örnek 2: İnşaat faaliyetinde bulunan bir şirketin satın aldığı arsayı iki tam yıl geçtikten sonra satması halinde ya da faaliyet konusu alış veriş merkezleri inşa etmek veya kiraya vermek olan şirketin bu amaçla inşa ettiği taşınmazları iki tam yıl geçtikten sonra satması halinde, şirketin bu istisnadan yararlanması söz konusu olmayacaktır.
Örnek 3: Bir inşaat şirketinin inşa etmiş olduğu binanın bir kısmını otopark olarak, diğer bir kısmını işyeri olarak kiraya vermesi, kalan kısmını ise şirket faaliyetlerinde kullanması halinde, şirket faaliyetinde kullandığı kısmın satılmasından elde edilen kazanç istisnaya konu olabilecek, diğer kısımlar istisnadan yararlanamayacaktır.
Örnek 4: Esas faaliyeti taşınmaz ticareti ve kiralaması olmayan bir şirketin, atıl olarak durmakta olan bir taşınmazını kiraya verdikten iki tam yıl sonra söz konusu taşınmazı satması halinde taşınmazın elden çıkarılmasından doğan kazancın istisnadan yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Bu çerçevede
Taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşanların ellerinde bu amaçla bulundurdukları taşınmazları “sat ve geri kirala” yöntemi ile finansal kiralamaya konu etmeleri halinde
K.D.V. Kanunu’nun 17/4-y maddesindeki istisnadan yararlanması mümkün iken, K.V.K. Madde 5/1-(e) uyarınca taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşanların söz konusu kurumlar vergisi istisnasından yararlanması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla 6495 Sayılı Kanunla K.D.V.K ile K.V.K.’da “sat ve geri kirala” işlemi için yapılan vergisel düzenlemeler birbirine paralellik taşımamaktadır.
3.2- Damga Vergisi ve Harç İstisnası
6361 sayılı Kanunun 37. maddesine göre, finansal kiralama sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin devrine ve tadiline ilişkin kâğıtlar ile bunların teminatı amacıyla düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden, bu kâğıtlarla ilgili yapılacak işlemler harçtan müstesnadır. Buna göre finansal kiralama sözleşmesi kapsamında gerçekleştirilen satıp geri kiralama işlemleri dolayısıyla düzenlenen kağıtlar da damga vergisinden ve harçtan istisna olacaktır.
3.3- Xxxx Xxxxx
6361 sayılı Kanunun 37. maddesine göre, satıp geri kiralama yöntemi ile yapılan kiralama sözleşmeleri kapsamında kiralanan taşınmazların sözleşme süresi sonunda kiracı adına tapuya tescili tapu harcından müstesnadır. Diğer bir ifadeyle, geri kiralama yöntemiyle gerçekleştirilen finansal kiralama sözleşmesinin sonunda, taşınmazın finansal kiralama şirketi tarafından kiracıya geri satılması sırasında da tapu harcı ödenmeyecektir.
Sadece ilk satışta; taşınmazın kiracı tarafından finansal kiralama şirketine devredilmesi aşamasında binde 4,55 oranında bir harç ödenmesi söz konusu olacaktır. (492 sayılı Harçlar Kanununun Tapu ve Kadastro işlemlerinden alınacak harçlar başlıklı (4) sayılı tarifesinin “I- Tapu işlemleri” bölümünün yirminci fıkrasının (g) bendi gereği.)
Bilindiği gibi gayrimenkul alım – satım işlemlerinde normal tapu harcı oranı binde 20’dir. Bu harç hem alıcıdan hem de satıcıdan alınır. Böylece bir gayrimenkulün değeri üzerinden binde 40 harç ödenmiş olur. Satıp geri kiralama işlemlerinde ise sadece kiracının finansal kiralama şirketine taşınmazı devri aşamasında binde 4,55 oranında bir harç ödemesi söz konusu olacaktır. Ancak, taşınmazın herhangi bir şekilde kiracı tarafından geri alınmamasının tespiti durumunda ilgililerden iki oran (binde 40 ile binde 4,55) arasındaki farka tekabül eden harç tutarı gecikme faizi ile birlikte alınacaktır.
Ancak; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.
Bu nedenle kiracının ödeyeceği tapu harcı vergiye tabi kazancın tespiti sırasında kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Tapu harcı gibi söz konusu gayrimenkulün satışı ile ilgili olarak yapılan diğer giderlerin tamamının da kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacağını ifade etmek isteriz.
6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna paralel olarak 6495 sayılı kanunla yapılan vergisel düzenlemeler neticesinde “sat ve geri kirala” işlemlerinin önümüzdeki dönemlerde artacağını ve şirketlerin finansman ihtiyaçlarına önemli katkılarda bulunacağını tahmin etmekteyiz.
Saygılarımızla,
DENGE DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
(*) Sirkülerlerimizde yer verilen açıklamalar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tereddüt edilen hususlarda kesin işlem tesis etmeden önce konusunda uzman bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiyemiz olup; sadece sirkülerlerimizdeki açıklamalar dayanak gösterilerek yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır.
(**) Sirkülerlerimiz hakkında görüş, eleştiri ve sorularınız için aşağıda bilgileri yer alan uzmanlarımıza yazabilirsiniz.
Xxxxx XXXXXXXX YMM
Mazars/Denge Vergi Departmanı, Ortak
Xxxxx XXXXXXX SMMM
Mazars/Denge Vergi Departmanı, Kıdemli Müdür