TÜRKİYE KAMU-SEN 2020-2021 YILLARINA İLİŞKİN
TÜRKİYE KAMU-SEN 2020-2021 YILLARINA İLİŞKİN
V. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME TALEP METNİ
İÇİNDEKİLER
I. BÖLÜM
KAMU İSTİHDAM POLİTİKALARI VE KAMU PERSONEL REJİMİ
KAMU İSTİHDAM YAPISI 007
Tüm Geçici, Vekil ve Sözleşmeli Personel ile Üniversite Mezunu Kamu İşçileri 007
4/C’li Statüden 4/B’li Sözleşmeli Statüye Geçen Personel 010
Süresiz 4/B’li Sözleşmeli Personel 011
Tüm Güvencesiz Sözleşmeli Personelin Xxxxxxx Xxxxxilmesi İçin Kanun Teklifi 013
PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİ 019
MÜLAKATA DAYALI ATAMALAR 023
KAMU GÖREVLİLERİ LEHİNE ÇIKMIŞ MAHKEME KARARLARI 031
AYRIMCILIK 032
YEREL YÖNETİMLERDE ÇALIŞANLAR 032
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE UYUM AMACIYLA KAMU KURUM VE KURULUŞLARNDA GERÇEKLEŞTİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER 033
Devlet Personel Başkanlığı 037
Danışma Mekanizması 037
Yapılanmada Ortaya Çıkan Belirsizlikler 037
II. BÖLÜM
MAAŞ ZAMLARI, MALİ VE SOSYAL HAKLAR
EKONOMİK GELİŞMELER 038
Ekonomik Gelişmeler ve Memur Maaşları 038
Asgari Geçim Sınırındaki Artış ve Memur Maaşları 040
2020 Xxxx Xxxx Artışı 041
2020 Xxxx Xxxxx Payı 041
2020 Yılı Enflasyon Farkı 042
2021 Xxxx Xxxx Artışı 042
2021 Xxxx Xxxxx Payı 042
2021 Yılı Enflasyon Farkı 042
EK GÖSTERGELER 044
Kamu Görevlilerinin Ek Göstergelerine İlişkin Kanun Teklifi 046
KAMU GÖREVLİLERİNİN EMEKLİLİK HAKLARI 060
Özel Hizmet Tazminatının Emekli Aylıklarına Yansıma Oranlarının
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi 061
Özel Hizmet Tazminatı Yansıtma Oranı Değişiklik Teklifimiz Ne Getiriyor? 061
KIDEM AYLIĞI 062
Kıdem Aylığına İlişkin Kanun Teklifi 063
Kıdem aylığı Değişiklik Teklifimiz Ne Getiriyor? 064
Ek Gösterge ve Özel Hizmet Tazminatı Yansıtma Oranı Değişiklik Tekliflerimiz
Bir Bütün Olarak Ne Getiriyor? 064
Tekliflerimizin Hali Hazırda Ek Gösterge Alamayan Yardımcı Hizmetliler, 2200 Ek Gösterge ile 3600 Ek Gösterge Alanlar Açısından
Emekli Maaşına ve İkramiyesine Etkisi 065
VERGİ DİLİMLERİ 065
ÖZEL HİZMET TAZMİNATI 067
EK ÖDEMELER 067
BAYRAM İKRAMİYESİ 069
DÖNER SERMAYE VE FON GELİRLERİ 069
EK DERS ÜCRETLERİNÖBET, İCAP NÖBETİ VE VEKÂLET ÜCRETLERİ 072
FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ 073
SOSYAL YARDIM ÖDEMELERİ 074
Aile Yardımı ve Çocuk Parası 074
Doğum Yardımı 074
Ölüm Yardımı 074
Giyecek Yardımı 074
Yiyecek Yardımı 075
Yakacak Yardımı 075
Xxxx Xxxxxxx 075
Evlenme Ödeneği 076
Eğitim Ödeneği 076
Servis Hizmeti ve Ulaşım Ödeneği 076
Kreş Hizmeti ve Kreş Ödeneği 076
Tatil Ödeneği 076
Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği 077
TOPLU SÖZLEŞME İKRAMİYESİ 077
HARCIRAH VE GÖREV YOLLUKLARI 077
TAZMİNATLAR 078
ASKERE GİDEN PERSONEL 079
DOĞUM YAPAN PERSONEL 080
III. BÖLÜM
KAMU PERSONELİ MEVZUATI İLE SENDİKAL VE DEMOKRATİK HAKLAR
GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ 081
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliğine İlişkin Kanun Teklifi 083
HİZMET SINIFLARI 084
KADRO VE DERECE YÜKSELMESİ 085
Kadrosuzluk Nedeniyle Derece Yükselmesi Yapamayan Memurlar 085
2016 Yılından Sonra Göreve Başlayan Memurlarla Bu Tarih Öncesinde
Çeşitli Nedenlerle İlave Derece Uygulamasından Faydalanmayanlar 086
KALKINMADA ÖNCELİKLİ YÖRELERDE ÇALIŞAN PERSONEL
VE YER DEĞİŞTİRME SURETİYLE ATAMALAR 086
Kalkınmada Öncelikli Yörelerde ve Eleman İhtiyacı Duyulan
Yerlerde Çalışan Personel 086
Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ve Aile Birliğinin Sağlanması 088
DİSİPLİN UYGULAMALARI, SENDİKAL VE DEMOKRATİK HAKLAR 089
657 Sayılı Kanun’da Öngörülen Disiplin Cezaları ve Yasaklar 089
4688 Sayılı Kanun’da Yapılması Gereken Değişiklikler 093
KAMU GÖREVLİLERİNİN İZİNLERİ 096
İzin Sürelerinin İşgünü Esasına Göre Belirlenmesi ve Yol İzni 096
Radyoaktif Işınlara Maruz Kalan Personelin İzni 096
Analık İzni, Mazeret İzni, Süt İzni ve Engelli Personelin İzinleri 096
Yakınlarına Hastanelerde Günübirlik Refakat Eden Memurlar 096
GEÇİCİ GÖREVLENDİRME 097
SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK HAKKI 098
Sosyal Devlet İlkesi 098
İntibak 098
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ, FİİLİ HİZMET ZAMMI 098
İSTİSNAİ KADROLAR 099
ARAŞTIRMACILAR 100
YURT DIŞINDA GÖREVLENDİRİLEN PERSONEL 100
399 SAYILI KHK UYARINCA ÇALIŞTIRILAN PERSONEL 100
ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDA BULUNAN KURULUŞLARDA
ÇALIŞAN PERSONEL 102
SİVİL MEMURLAR VE KORUMA VE GÜVENLİK PERSONELİ 103
Türk Silahlı Kuvvetlerinde Görev Yapan Sivil Personel 103
Emniyet Teşkilatında Çalışan Sivil Personel 103
Koruma Güvenlik Personelinin Sorunları Çözülmeli 103
IV. BÖLÜM
VERMLİLİK VE ETKİNLİK ARTIRICI KONULAR
KILIK KIYAFET YÖNETMELİĞİ 106
LOJMAN 106
YAŞLILAR İÇİN GÜNDÜZ BAKIM EVLERİ 106
ŞEHİT YAKINLARI, GAZİLER VE TERÖR NEDENİYLE GÖREVİ BAŞINDA
HAYATINI KAYBEDEN PERSONEL 106
PERSONELİN VE AİLESİNİN EĞİTİMİ 107
Kamu Görevlilerinin Eğitimi 107
Çocuğu Eğitim Gören Kamu Görevlileri 107
PERSONELİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ 108
Güvenlik Zafiyeti Nedeniyle Kamu Görevlilerinin Ortaya Çıkan Mağduriyetleri . 108 Memurların Şiddet, İsnat ve İftiralara Karşı Korunması 108
ENGELLİ PERSONEL 109
GÖREV TANIMI 109
KAMU HİZMET ARAÇLARI VE BUNLARDAN FAYDALANAN VATANDAŞLARIN KORUNMASI… 110
DEPREM VE DOĞAL AFET BÖLGESİNDE GÖREV YAPAN PERSONEL 110
KADIN PERSONEL 110
MOBBING 111
V. BÖLÜM
SOSYAL DİYALOG MEKANİZMALARI
KAMU PERSONELİ DANIŞMA KURULU TOPLANTILARI 115
EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY 116
KATILIMCI DEMOKRASİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ 117
VI. BÖLÜM KONFEDERASYONUMUZA BAĞLI SENDİKALARIN
HİZMET KOLLARINA İLİŞKİN TALEPLERİ
TÜRK EĞİTİM-SEN 119
TÜRK SAĞLIK-SEN 167
TÜRK BÜRO-SEN 181
TÜRK YEREL HİZMET-SEN 255
TÜRK DİYANET VAKIF-SEN 273
TÜRK TARIM ORMAN-SEN 283
TÜRK HABER-SEN 295
TÜRK ENERJİ-SEN 313
TÜRK İMAR-SEN 335
TÜRK ULAŞIM-SEN 347
TÜRK KÜLTÜR SANAT-SEN 355
TÜRK EMEKLİ-SEN 370
I. BÖLÜM
KAMU İSTİHDAM POLİTİKALARI VE KAMU PERSONEL REJİMİ
Kamu istihdam yapısı, sade anlaşılır, şeffaf bir yapıya kavuşturulmalı, gü- venceli istihdama dayalı bir sistem içinde liyakat, adalet ve hakkaniyet ilkele- rinin gözetildiği bir personel rejimi benimsenmeli
KAMU İSTİHDAM YAPISI
Kamuda 657 sayılı Kanunun 4-A, 4-B maddeleri ile kadrolu, sözleşmeli, geçici ve vekil gibi adlar altında personel çalıştırılmakta; 5258 sayılı Kanun, 4924 sayılı Kanun, 5393 sayılı Kanun, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararna- me, İdari Hizmet Sözleşmesi kapsamı gibi çok çeşitli statüde personel istih- dam edilmektedir. Aynı kurum içinde aynı işi yapan ancak tabi oldukları yasal mevzuatın farklı olması nedeniyle; maaşları, emeklilik hakları, iş güvenceleri, sosyal ve özlük hakları farklı olan kamu görevlileri bulunmaktadır.
Türkiye Kamu-Sen’in uzun yıllar boyunca sözleşmeli personellerimiz adına sürdürdüğü mücadelenin temelinde; sözleşmeli personel çalıştırılması uygu- lamasının uluslararası sözleşmelerde tanımlanarak, ülkelere tavsiye edilen düzgün iş, “decent work” kavramına uygun olmadığı, kamu istihdamına gü- vencesizliği yerleştirdiği, çok başlı bir uygulamanın önünü açtığı ve karmaşık bir istihdam yapısı doğurduğu gerekçeleri yatmaktadır.
Kamu istihdamında yeknesaklığın ve adaletin sağlanabilmesinin yolu, ka- mudaki çok başlı yapıyı sonlandırmaktan ve tüm çalışanların iş güvencesi, sosyal haklar, toplu sözleşmeli ve grevli sendikal hak ve izin haklarını da içe- ren, insanca yaşayabileceği bir ücret aldığı, asli ve süreklilik arz eden kadrolu statüye kavuşturulmasından geçmektedir.
Tüm Geçici, Vekil ve Sözleşmeli Personel ile Üniversite Mezunu Kamu İşçileri Kadroya Geçirilmeli
Kamuda aynı kurum içinde aynı işi yapan ancak tabi oldukları yasal mev- zuatın farklı olması nedeniyle; maaşları, emeklilik hakları, iş güvenceleri, sos- yal ve özlük hakları farklı olan kamu görevlileri bulunmaktadır.
Türkiye Kamu-Sen’in uzun yıllar boyunca sözleşmeli personellerimiz adına sürdürdüğü mücadelenin temelinde; sözleşmeli personel çalıştırılması uygu-
lamasının uluslararası sözleşmelerde tanımlanarak, ülkelere tavsiye edilen düzgün iş, “decent work” kavramına uygun olmadığı, kamu istihdamına gü- vencesizliği yerleştirdiği, çok başlı bir uygulamanın önünü açtığı ve karmaşık bir istihdam yapısı doğurduğu gerekçeleri yatmaktadır. Dolayısıyla hazırlan- dığı iddia edilen kanun taslağının, taşeron işçileri kadroya almak dışında, kamudaki çok başlı ve karmaşık istihdam yapısını değiştirmeyeceği açıktır.
Kamu istihdamında yeknesaklığın ve adaletin sağlanabilmesinin yolu, ka- mudaki çok başlı yapıyı sonlandırmaktan ve tüm çalışanların iş güvencesi, sosyal haklar, toplu sözleşmeli ve grevli sendikal hak ve izin haklarını da içe- ren, insanca yaşayabileceği bir ücret aldığı, asli ve süreklilik arz eden kadrolu statüye kavuşturulmasından geçmektedir.
4/C’li geçici personelin 4/B’li sözleşmeli statüye geçirilmesi ise talebimi- zi tam olarak karşılamasa da güvenceli istihdama geçiş süreci açısından bir aşama teşkil etmektedir. Bilindiği üzere 4/B’li sözleşmeli istihdamı da izinler, ücretlendirme, harcırah, yer değiştirme, görevde yükselme, iş güvencesi gibi haklar bakımından sorunlu bir modeldir. Bu nedenle bu uygulama 4/C’li per- sonelimizi rahatlatacak ama mevcut sorunları tam olarak çözmeyecektir.
Türkiye Kamu-Sen olarak ana talebimiz, bütün güvencesiz ve esnek istih- dam modellerinin kalıcı bir şekilde kaldırılması ve bu kapsamlardaki geçici, sözleşmeli, idari hizmet sözleşmeli, vekil, ücretli gibi tüm personelin 657 sa- yılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A maddesi kapsamında kadrolu statüye geçirilmesi yolundadır.
Ayrıca özelleştirilen kuruluşlardan gelen 4/C’li çalışanlarımızın pek çoğu özelleştirilen KİT’lerde meslek sahibi, kalifiye personel olarak çalışmaktaydı ancak statüleri gereği 4/C’li geçici personel olarak vasıfsız işlerde çalıştırıl- dılar. Bu çalışanlarımızın 4/B’li statüye geçerken sahip oldukları diplomaları veya sertifikalı meslekleri üzerinden, unvanlı pozisyonlara atanması, perso- nelimizin potansiyelinden ve kabiliyetlerinden faydalanmamız ve mağduri- yetlerin çözülmesi bakımından gereklidir.
Bu kapsamda;
• 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin “B” fıkrası kapsamında istihdam edilen personel ile 5393 sayılı Kanun gibi diğer mevzuat hükümlerine göre sözleşmeli, idari hizmet sözleşmeli, vekil, kamu dışı gibi adlar altında çalışan personelin ve usta öğreticilerin tamamı ilgili kanunun
4. maddesinin “A” fıkrasında çalışan kadrolu memur olarak değerlen- dirilmelidir.
• Bununla birlikte geçici işçiler ile 4. maddenin “D” fıkrası kapsamın- da kamu kurum ve kuruluşlarında üniversite mezunu olan ve gerekli
şartları taşıyan kamu işçileri de talepleri halinde bir defaya mahsus olarak memur kadrolarına atanmak üzere ilgili maddenin “A” fıkrası kapsamında değerlendirilmelidir. Böylelikle kamuda personel statüle- ri memurlar ve kamu işçileri olarak belirlenmeli, güvencesiz ve esnek istihdam modelleri Kanundan çıkarılmalıdır.
• İdari hizmet sözleşmesi ile istihdam edilen personelin tabi olduğu kanuna ait karmaşaya son verilmeli, hukuki statüleri belirlenmeli, sözleşme metninin 101. maddesinde, sözleşmeli personelin işten çıkarılmasını tamamen idarenin keyfine bırakarak iş güvencesini yok eden hüküm çıkarılmalıdır.
• 657 sayılı Kanunun 5. madde metni Kanunun 4. maddesinde yapı- lacak değişikliğe paralel olarak “Bu Kanuna tabi kurumlar, dördün- cü maddede yazılı iki istihdam şekli dışında personel çalıştıramazlar.” şeklinde değiştirilmelidir.
• Kamuda, iş güvencesiz vekil memur çalıştırılmasına imkân sağlayan 657 sayılı Kanunun 86. maddesinin 1. paragrafındaki “veya açıktan” ibaresi ile 3. ve 4. paragrafları madde metninden çıkartılmalı, vekil imam ve benzeri çalışanlar kadroya geçirilerek kamuda iş güvencesi olmayan vekil personel çalıştırılması uygulaması son bulmalıdır.
• 6245 sayılı Kanunda gerekli değişiklikler yapılarak 4/B’li personele de nakil harcırahı verilmelidir.
• Tüm kamu çalışanları için görev tanımı yapılmalı, 657 sayılı Kanunun
45. madde hükümleri çerçevesinde hiçbir memur, hizmet sınıfı dışında ve görev tanımında olmayan işlerde görevlendirilmemeli, Devletin asli ve sürekli görevlerinin yalnızca kadrolu memurlar eliyle gördürülmesi sağlanmalı, taşeronlaşma ve hizmet alımı uygulamasına son verilme- lidir.
• Aynı konu hakkında farklı kurumlar için çıkarılan yönetmeliklerdeki uyumsuzluklar kaldırılarak aynı konudaki bütün yönetmeliklerin aynı şartları taşıması sağlanmalıdır.
4/C’li Statüden 4/B’li Sözleşmeli Statüye Geçen Personelin Sorunları Çözülmeli
657 sayılı Kanunun 4. maddesinin C fıkrası uyarınca çalıştırılan geçici per- sonelin 4/B’li sözleşmeli statüye geçirilmesine ilişkin Karar, 30 Mart 2018 ta- rihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak Xxxxx, geçici personelin sözleşmeli statüye alınmasından çok, sözleşmeli statü içerisinde mali ve özlük hakları farklı bir istihdam modeli getirmektedir.
Xxxxxxx, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’a ek 9. madde eklenerek 4/C’li iken 4/B’li sözleşmeli statüye geçecek personelin, bu mad- de hükümleri çerçevesinde çalıştırılması öngörülmektedir. Dolayısıyla 4/B’ye geçen personelin doğrudan ve tüm hakları ile sözleşmeli personel olmasının önüne geçilmiştir. Buna göre 4/C’den sözleşmeli statüye geçecek personel kendi içinde ayrı bir istihdam modeli olarak bırakılmış, 4/B’li statü içinde eri- tilmemiştir.
Meslek sahibi 4/C’li personel mesleklerine uygun pozisyonlara atanma- mıştır.
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’a ek 8. madde olarak yeni bir madde eklenerek bir yıldan az süreli geçici ve mevsimlik çalışmanın da önü açık tutulmuş, daha önce kamu istihdamında tanımlanmayan parça başı çalışma gibi bir kavram daha getirilmiş ve kamuda var olan esnek istih- dam modelinden de vaz geçmek yerine, model genişletilmiştir.
4/C’li personelin 4/B’li sözleşmeli statüye geçirilmesi sürecinde dile getir- diğimiz meslek sahibi personelin diplomalarına uygun pozisyonlara atanması ve bu yolla kalifiye insan kaynağımızın verimli kullanılması konusu dikkate alınmamıştır.
Karara göre TÜİK’te çalışan personel “anketör”, üniversite mezunları “idari büro görevlisi”, diğer personel ise “idari destek görevlisi” pozisyonla- rına atanacaklardır. Bu personel mevcut durumda yaptıkları işleri aynı şekilde yapmaya devam edecek, yaptıkları işlerde herhangi bir değişikliğe de gidil- meyecektir.
Söz konusu personel emekli olmaya hak kazandıktan sonra çalışamaya- cak, doğrudan emekliye sevk edilecektir.
Hal böyle olunca 4/C’li personelin 4/B’li sözleşmeli statüye geçirilmesi konusu yalnızca kâğıt üzerinde kalan bir uygulama olmuş, Karar, söz konusu personel açısından bir yenilik getirmemiştir.
Bu çerçevede;
• Söz konusu personelin maaşları emsalleriyle eşitlenerek yükseltilme- lidir.
• 4/C’li iken 4/B’li statüye geçen personelin ek ödeme oranları yüksel- tilmelidir.
• 4/C’li iken 4/B’li statüye geçen personel diplomalarına uygun pozis- yonlara atanmalıdır.
• Söz konusu personelin resen emekli edilmesi uygulamasına son veril- melidir.
Süresiz 4/B’li ve Diğer Sözleşmeli Personel İçin De Bir Düzenleme Ya- pılmalı
Sağlık çalışanlarının, sözleşmeli öğretmenlerin ve din görevlilerinin zorun- lu çalışma sürelerinin 4+2 yıldan 3+1’e indirilmesini de içeren kanun teklifi TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Kanun, seçim dönemlerinde verilen bir sözün yerine getirilmesi ve 100 bin dolayındaki sözleşmeli çalışanın çilesinin 6 yıldan 4 yıla düşürülmesi konusunda olumlu olsa da Türkiye Kamu-Sen ola- rak temel talebimiz ve mücadelemiz bütün güvencesiz sözleşmeli çalışanla- rın kadroya geçirilmesidir. Amacımız, harflere ve rakamlara boğulmuş parçalı kamu istihdam yapısına son verilerek tüm çalışanların aile birliğinin sağlan- dığı, yeknesak, adil ve güvenceli bir istihdam politikasının belirlenmesidir.
Kamuda kurumların özel kanunları uyarınca çalıştırılan idari hizmet sözleş- meli personel, 4924 sayılı Kanuna göre çalıştırılan çakılı sözleşmeliler, 209 sayılı Kanuna göre çalıştırılan kamu dışı aile sağlığı personeli, 5393 sayılı Ka- nuna göre çalıştırılan sözleşmeli personel, 657 saylı Kanunun 4/B maddesi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personel, 4/C’den 4/B’ye geçen sözleşmeli personel ve 4+2 yıl zorunlu çalışmaya tabi sözleşmeli personel gibi mevzuatı, hakları ve yükümlülükleri farklı ama çileleri, dertleri ve beklentileri aynı olan yüzbinlerce çalışan bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kanun bir sorunu kapsamlı ve kalıcı bir biçimde çözmekten çok adeta ailelerine kavuşmak için gün sayan sağlık, eğitim ve din görevlilerimiz için bir ceza indirimi niteliği taşımaktadır. Halbuki, süresiz sözleşmeli olarak çalışan yüz binlerce personelimiz de ailele- rine kavuşmak için bir umut aramaktadır.
Hal böyleyken aynı şartlarda çalışanlardan bir kısmına iyileştirme yapıp di- ğer kısmını yok saymak sözleşmeli personel açısından bir yıkım olacak, ken- dilerini dışlanmış ve ötekileştirilmiş sayacaklardır. Bizim bu konudaki nihai talebimiz, bütün güvencesiz sözleşmeli personelin istisnasız olarak güvenceli
ve kadrolu istihdama geçirilmesi ve bu garabete kalıcı olarak bir son veril- mesidir.
Bu temel talebimiz gerçekleşene kadar sözleşmeli kamu çalışanları ile ilgili yapılacak düzenlemelerde kapsayıcılık mutlaka esas olmalıdır. Süresiz olarak sözleşmeli kapsamda çalıştırılan personelimiz de bir iyileştirmeyi fazlasıyla hak etmektedir. Yapılan bu düzenlemenin yeni mağduriyetler oluşturmaması adına acilen tüm sözleşmeli personeli kapsayacak bir düzenleme yapılmalı- dır.
Hakkaniyet, adalet ve Anayasamızın 10. maddesinde ifadesini bulan ka- nun önünde eşitlik ilkesinin gereği budur. Aksi halde var olan haksız uygula- malara bir yenisi eklenmiş olacaktır. Bir tarafta çileleri 6 yıldan 4 yıla düşürül- müş çalışanlar diğer tarafta ise sözleşmeli personel kapsamında olup çalışma hayatı boyunca tayin hakkı bulunmadan görev yapacak on binler kalacaktır.
• Bütün bu gerekçeler ışığında aşağıdaki kanun önerisi TBMM günde- mine getirilerek yasalaşmalıdır.
Yasa çalışmaları sonuçlanıncaya kadar;
• Sözleşmeli personelin de görevde yükselme sınavlarına girebilmeleri sağlanmalıdır.
• Sözleşmeli personelin aile birliğinin sağlanması adına yer değişikliği yapabilmesi mümkün hale getirilmelidir.
• Sözleşmeli personelin yurt dışı eğitimlerine katılabilmeleri sağlanma- lıdır.
• Sözleşmeli personelin de harcırah alabilmesi sağlanmalıdır.
657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN
4 ÜNCÜ MADDESİNİN (B) FIKRASI İLE BAZI MEVZUAT HÜKÜMLE- Rİ UYARINCA SÖZLEŞMELİ PERSONEL POZİSYONLARINDA ÇALI- ŞANLARIN MEMUR KADROLARINA ATANMASI AMACIYLA DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
TEKLİFİ
GENEL GEREKÇE
Ülkemizde kamu kurumlarında 657 sayılı Kanunun 4/A ve 4/B maddeleri uyarınca, 5393 sayılı Kanuna tabi olarak; sözleşmeli, idari hizmet sözleşmesi, kamu dışı sağlık personeli, vekil gibi adlar altında uygulanan çeşitli istihdam modelleri, çok başlı ve karmaşık bir yapının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Aynı kurumda aynı işi yapan ancak tabi oldukları yasal mevzuatın farklı olması nedeniyle maaşları, emeklilik hakları, iş güvenceleri, atama, tayin ve terfi ile sosyal ve özlük hakları farklı olan kamu görevlileri bulunmaktadır. Bu tür uygulamalar sonucunda kamuda görevleri ve nitelikleri aynı olmasına rağmen farklı statülere sahip çalışanlar arasında ücret adaletine ve sosyal eşitliğe ulaşmak imkânsız hale gelmekte, çalışanlarımızın aile birliği sağlanamamaktadır.
T.C. Anayasası’nın 10. maddesi “…hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sını- fa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” hük- münü amirdir. Buradan anlaşılan, eşitlik ilkesinin, sadece idare makamlarına, yani kanunun uygulayıcılarına değil, aynı zamanda kanun koyucuya, yani ya- sama organına da hitap ettiğidir.
Her ne kadar 4 Haziran 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 632 sa- yılı KHK ve 2 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6495 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri uyarınca kamuda sözleşmeli olarak çalışan personel kadroya geçirilmiş olsa da bu tarihten sonra 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi uyarınca personel istihdamı hız kesmeden devam etmiş, bu statüde çalışan sözleşmeli kamu görevlilerinin sayısı yüzbinleri aşmış, daha önce olduğu gibi kamu personeli, yine 0/X’xx xxxxxxx xx 0/X’li sözleşmeli şeklinde bir ayrıma tabi tutulmuştur.
Dolayısıyla kanun koyucu gerek istihdam biçimi yönünden gerekse söz- leşmeli pozisyonlarda görev yapan personel bakımından eşitlik ilkesine uy- mamakta, bazı dönemlerde sözleşmeli pozisyonlarda hizmet veren personeli 657 sayılı Kanununun 4üncü maddesinin (A) fıkrası hükümleri çerçevesinde değerlendirerek sözleşmeli personel arasında atamalarının yapıldığı tarih yö- nünden bir ayrımcılığa gitmektedir. Bu bakımdan başlangıçta hukuki statü-
leri birbiri ile aynı olan sözleşmeli personel arasında ayrımcılık ortaya çıkmak- ta ve benzer şartlar altında istihdam edilen personelden bir kısmının devlet memuru kadrosuna geçirilmesi, bir kısmının ise kapsam dışında tutulması sonucunda, Anayasal eşitlik ilkesi zedelenmektedir.
Bununla birlikte devletin asli görevlerinden bir tanesi de aile birliğinin ko- runması yönündedir. Oysa sözleşmeli personelin eş durumu özrü nedeniyle yer değiştirme hakkının bulunmaması ailelerin parçalanmasına, çocuklarının Anayasanın 41inci maddesinde ifadesini bulan “Her çocuk, korunma ve ba- kımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve baba- sıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme” hakkının idare tarafından kullanılmasının önüne geçilmesine neden olmaktadır. Kamu görevlilerinin eş durumu, aile birliğinin sağlanması ve sağlık özrü nedeniyle tayinlerinin düzenli olarak gerçekleştirilmesi, parçalanmış ailelerin bir araya getirilmesi zorunludur.
Bununla birlikte 24.11.2016 tarih ve 29898 sayılı Resmi Gazetede yayımla- nan Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum Ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Ka- rarnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştiri- lerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun “Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 4. maddesi 6. fıkrasıyla Ek 4. madde tekrar değiştirilerek eklenmiştir. Bu madde hükmüne göre; Millî Eğitim Bakanlığında norm kad- ro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde sözleşmeli öğretmenler istihdam edilmektedir. Bu madde hükmüne göre kanun koyucu sözleşmeli öğretmen atanmasını “Öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması” şar- tına bağlamıştır. Oysa Maliye Bakanlığının öğretmen ihtiyacı kadar öğretmen kadrosu vermemesi neticesinde bu durum ortaya çıkmaktadır.
Devletin üzerine düşen görevi yapmayarak ihtiyaca yeterli kadro ihdas etmemesi, bu nedenle kadrolu öğretmen istihdam edemez duruma düşme- si ve bu açığı karşılamak üzere, yeni sorun ve eşitsizlikler yaratacak şekilde sözleşmeli öğretmenliği asli bir istihdam şekline çevirmesi kabul edilemez. Bugün itibariyle 450 binin üzerinde atanmayan öğretmen mevcuttur. Dola- yısıyla Öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması söz konusu değildir. Devlet isterse öğretmen ihtiyacını kadrolu olarak karşıla- yabilir ve öğretmeni atadığı yerde tutacak tedbirleri alabilir.
Bu nedenle açıkladığımız genel gerekçemize istinaden, bu Kanun Teklifi; Kamu hizmetlerinin daha etkili, verimli ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağ- lamak ve çalışmalarda etkinliği artırmak amacıyla; kamu kurum ve kuruluşla-
rının merkez ve taşra teşkilatı ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile yükseköğretim kurumlarının araştırma-geliştirme projelerinde proje süreleriyle sınırlı olarak çalışanlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası, 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temi- ninde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hak- kında Kanun, 24/11/2004 tarih ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun, 11/10/2011 tarih ve 663 sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzen- lemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 45/A maddesi ile il özel idaresi, belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birliklerinde 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 49uncu maddesinin üçüncü fıkra- sı hükümleri uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışmakta olan personelin memur kadrolarına atanmalarına imkân sağlamak, böylece, kamu kurum ve kuruluşlarında görev, yetki ve sorumlulukları aynı veya benzer olan ve aynı unvanı taşımakla birlikte farklı statülerde istihdam edilen personelin statüsü, mali ve sosyal hakları ile diğer hakları konusunda farklılıklar ortadan kaldırılmaktadır.
Kanun teklifi ile memur kadrolarına atanacak olan personelin kurum içi yer değişikliği ile izin hakları gibi bazı hakları genişletilmekte, bunlara görevde yükselme, kurumlar arası nakil ve yönetici kadrolarına atanma gibi hususlar- da yeni bazı imkânlar getirilmektedir.
XXXXX XXXXXXXXXXX
MADDE 1- (1) Kanun koyucu sözleşmeli öğretmen atanmasını; “Öğret- men ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması” şartına bağ- lamıştır.
Maliye Bakanlığının öğretmen ihtiyacı kadar öğretmen kadrosu verme- mesi neticesinde bu durum ortaya çıkmaktadır. Yeteri kadar öğretmen adayı (450 binden fazla) da ortada durduğuna göre, sorun idarenin ihtiyaç oranın- da öğretmen kadrosu ihdas etmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumu sözleşmeli öğretmenler aleyhine ayrımcılığın haklı nedeni olarak görmek mümkün değildir.
MADDE 2- (1) Kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile yükseköğretim ku- rumlarının araştırma-geliştirme projelerinde proje süreleriyle sınırlı olarak ça- lışanlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası, 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde
Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmün- de Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 24/11/2004 tarih ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun, 11/10/2011 tarih ve 663 sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hük- münde Kararnamenin 45/A maddesi ile il özel idaresi, belediye ve bağlı ku- ruluşları ile mahalli idare birliklerinde 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 49uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uyarınca vizelenmiş veya ihdas edilmiş sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışmakta olan per- sonelin memur kadrolarına atanması ve buna ilişkin usul ve esaslar belirlen- mektedir.
Bu kapsamda maddenin;
- Birinci fıkrasında, memur kadrosuna atanabilecek personelin kapsamı ile başvuru ve atanma süreleri, atanma şartları, atanabilecekleri kadro unvanla- rına ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
- İkinci fıkrasında, kapsama dahil sözleşmeli personelden askerlik, doğum, milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimleri ile ücretsiz izin neden- leriyle görevlerinden ayrılanların bu haktan yararlanma usulü düzenlenmek- tedir.
- Üçüncü fıkrasında, kapsama dâhil sözleşmeli personelden öğretmen, sağlık personeli ve aile hekimliği uygulamasında görev alanların görevlerin- den ayrılmalarına gerek kalmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanacak- ları düzenlenmektedir.
- Dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarda, kapsama dahil sözleşmeli per- sonelin sözleşmeli personel pozisyonlarında geçirdikleri hizmet sürelerinin değerlendirilmesi ile mali ve sosyal haklarının kazanılmasına ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Memur kadrolarına geçirilecek personelden 15/10/2008 tarihinden önce kamu kurum ve kuruluşlarında sözleşmeli personel pozis- yonlarında istihdam edilenlerin bu tarihten önceki hizmetlerinin de memur kadrolarında geçmiş kabul edilmesi sağlanmaktadır.
- Yedinci fıkrasında, memur kadrolarına atananların pozisyonlarının iptali ile atanacakları memur kadrolarının ihdası düzenlenmektedir.
- Sekizinci fıkrasında, maddenin uygulamasında ortaya çıkabilecek tered- dütleri gidermeye Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlı- ğının yetkili kılınması hükme bağlanmaktadır.
MADDE 3- (1) Yürürlük maddesidir.
MADDE 4- (1) Yürütme maddesidir.
657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN
4 ÜNCÜ MADDESİNİN (B) FIKRASI İLE BAZI MEVZUAT HÜKÜM- LERİ UYARINCA SÖZLEŞMELİ PERSONEL POZİSYONLARINDA ÇALIŞANLARIN MEMUR KADROLARINA ATANMASI AMACIYLA DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- (1) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanu- nunun 4. maddesinin (B) fıkrasının üçüncü paragrafındaki; “Milli Eğitim Ba- kanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde öğretmenlerin; …” ibaresi madde metninden çıkartılmıştır.
MADDE 2- (1) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE – (1)Kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışanlar ile yük- seköğretim kurumlarının araştırma-geliştirme projelerinde proje süreleriyle sınırlı olarak çalışanlar da dâhil olmak üzere, 4 üncü maddenin (B) fıkrası ve 86ncı maddesi, 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 24/11/2004 tarih ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun, 11/10/2011 tarih ve 663 sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 45/A maddesi ile il özel idaresi, belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birliklerinde 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 49uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümle- ri uyarınca vizelenmiş veya ihdas edilmiş sözleşmeli ve vekil personel pozis- yonlarında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte çalışmakta olan ve 48 inci maddede belirtilen genel şartları taşıyanlardan otuz gün içinde yazılı olarak başvuranlar, pozisyonlarının vizeli olduğu teşkilat ve birimde, bulunduğu po- zisyon unvanıyla aynı unvanlı Genel Kadro ve Usulüne İlişkin Cumhurbaşkan- lığı Kararnamesine ekli cetvellerde yer alan memur kadrolarına, bulunduğu pozisyon unvanıyla, aynı unvanlı memur kadrosu olmaması halinde, Genel Kadro ve Usulüne İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli cetvellerde yer alan kadro unvanlarıyla sınırlı olmak ve sözleşmeli personel pozisyonla- rına ilişkin vize cetvellerindeki nitelikler dikkate alınmak suretiyle Maliye Ba- kanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığınca müştereken belirlenen memur kadrolarına, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içinde kuramlarınca atanırlar.
(2) Söz konusu mevzuat uyarınca çalışmakta iken bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce askerlik, doğum, milletvekili ve mahalli idareler genel ve ara seçimleri ile ücretsiz izin nedenleriyle görevlerinden ayrılanlardan ilgili mevzuatına göre yeniden hizmete alınma şartlarını kaybetmemiş olanlar hak- kında da bu madde hükümleri uygulanır. Bunlar için birinci fıkrada belirtilen süreler yeniden hizmete alındıkları tarihten itibaren başlar.
(3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 4üncü maddenin (B) fık- rası, 86ncı madde ve 4924 sayılı Kanun uyarınca çalışmakta iken 24/11/2004 tarihli ve 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun hüküm- lerine göre aile hekimliği uygulamasında görev alanlar ile 11/10/2011 tarih ve 663 sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 45/A maddesi çerçevesinde görev yapanlar hakkında görev- lerinden ayrılmalarına gerek kalmaksızın bu madde hükümleri uygulanır.
(4) Bu madde hükümlerine göre memur kadrolarına atananların, sözleş- meli personel pozisyonu ve vekalet ettikleri görevlerde geçirdikleri hizmet süreleri, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlen- dirilir. Bunlar, atandıkları kadronun mali ve sosyal haklarına göreve başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren hak kazanır ve önceki pozisyonlarında aldıkları mali ve sosyal haklar hakkında herhangi bir mahsuplaşma yapılmaz.
(5) Bu madde kapsamında memur kadrolarına atananlara iş sonu tazmina- tı ödenmez. Bu personelin önceden iş sonu tazminatı ödenmiş süreleri ha- riç, iş sonu tazminatına esas olan toplam hizmet süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu uyarınca ödenecek emekli ikramiyesine esas toplam hizmet süresinin hesabında dikkate alınır.
(6) Bu madde hükümlerine göre memur kadrolarına atananlardan, 15/10/2008 tarihinden önce sözleşmeli personel pozisyonlarına ataması ya- pılmış olanların bu pozisyonlarda geçirdikleri hizmet süreleri memur kadro- larında geçmiş kabul edilir ve intibakları 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga ek 18inci maddesi hükümle- rine göre gerçekleştirilir.
(7) Bu madde kapsamındakilerin atanacağı memur kadroları, Genel Kadro ve Usulüne İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli cetvellerde yer alan sınıf, unvan ve derecelerine uygun olmak şartıyla, başka bir işleme gerek kalmaksızın atama işleminin yapıldığı tarih itibarıyla ihdas edilerek kurum- ların Genel Kadro ve Usulüne İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş ve memur kadrolarına atananların pozisyonları başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. İhdas edilen kadrolar ile iptal edilen pozisyonlar; unvanı, sınıfı, adedi, derecesi,
teşkilatı ve birimi belirtilmek suretiyle birinci fıkrada belirtilen altmış günlük sürenin bitiminden itibaren iki ay içinde Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkan- lığı İdari İşler Başkanlığın bildirilir.
(8) Bu maddenin uygulamasında ortaya çıkabilecek tereddütleri giderme- ye Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı yetkilidir.
MADDE 3- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4- (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
KAMUDA PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİ
Kamuda Performans Değerlendirme Sisteminden Vazgeçilmeli, Ve- rimlilik Liyakatli Yöneticilerle Sağlanmalı
Genel olarak ele alındığında verimlilik; bir üretim ya da hizmet sisteminin ürettiği çıktı ile bu çıktıyı yaratmak için kullanılan girdi arasındaki ilişkidir. Bu nedenle verimlilik, çeşitli mal ve hizmetlerin üretimindeki emek, serma- ye, arazi, malzeme, enerji, bilgi gibi kaynakların etkin bir şekilde kullanılması anlamına gelmektedir. Yüksek verimlilik ise aynı miktardaki kaynakla daha çok üretmek ya da aynı girdiyle daha çok çıktı elde etmektir. Performans ise çalışanlar açısından ele alındığında, bir çalışanın verimliliğe olan katkı düzeyi olarak tanımlanabilir.
Dolayısı ile kamu yönetiminde performans ölçümünü gerekli gören anlayış öncelikle kamu hizmetlerinin verimliliğini sorgulamaktadır. Kaldı ki, özellikle siyasetçiler yıllardır kamu hizmetlerinin verimsizliğinden dolayı kamu görev- lilerini sorumlu tutmakta, kamu görevlilerinin sayılarının fazla olduğunu iddia etmekte, birçok kamu görevlisinin ise hiç çalışmadığını ve mal ve hizmet üretimine katkıda bulunmadığını ifade etektedirler. Buna göre performans ölçümünü gerekli gören algının temelinde iki önyargının yattığını söylemek mümkündür:
1- Türkiye’de kamu personeli verimli çalışmamaktadır.
2- Aynı sayıdaki kamu personeli ile daha fazla hizmet üretilebilir.
Türkiye Kamu-Sen olarak biz her iki önyargının da doğru olmadığı inancın- dayız. Çünkü bir çalışan grubunun verimli olmadığı ve etkinliğinin artırılma- sı gerektiği kanısının somut veriler yoluyla ortaya konulması gerekmektedir. Buna karşın ne uluslararası ölçekte bir araştırma yapılarak, Türkiye’deki kamu görevlilerinin ürettiği hizmetlerin kalitesi kıyaslanmış ne de ülke içinde kendi-
ne has bir değerlendirme yapılmıştır. Kamu personelinin performansının zor- lama dışında hangi kıstaslarda artırılacağı belli değildir. Eğer kıstas olarak Av- rupa ya da OECD ülkeleri örnek alınacaksa, bu durumda Türkiye’deki kamu görevlilerinin maaş seviyelerinin ve çalışma şartlarının bu ülkeler seviyesine çekilmesi, daha sonra performans değerlendirmesi yapılması gerekmektedir.
Kamu personelinin performansını değerlendirmek için öncelikli olarak, o personelden beklentilerin ortaya konulması şarttır. Başka bir ifade ile perso- nelin tamamının görev tanımının eksiksiz bir şekilde yapılması gerekir. Etkin bir hizmet sunumu için ise bir işin kaç personelle, ne kadar sürede yapılaca- ğının belirlenmesi gerekir. Oysa Türkiye’de kamu görevlilerinin görev tanım- ları dahi yapılmamıştır. Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye, nüfusa göre en az kamu görevlisinin çalıştığı ülkeler arasında en üst sıralarda yer almak- tadır. Xxxx kendisinden ne beklendiğini dahi bilmeyen bir çalışan gurubunun az sayıda personelle, çok sayıdaki vatandaşa hizmet götürmesi beklenirken bir taraftan da verimsizliği üzerinde görüş beyan ediliyorsa burada bir art niyet aramak gerekmektedir. Personel verimliliğinin artırılması için çalışma ortamından, özlük haklarına, mali haklarından, sendikal haklarına ve iş yerle- rinde uygulanan mobbing ve baskıya kadar geniş bir yelpazede ele alınması gereken sorunları varken, kamudaki bütün aksaklıkların personelden kaynak- landığını varsaymak akılcı ve gerçekçi bir yaklaşım değildir.
Performans sistemi hizmet yerine verimliliği; kamu yararı ilkesi yerine ise kârı ya da müşteri memnuniyetini önceler. Bu şekliyle performans sistemi kamu kurum ve kuruluşlarına özel sektör anlayışını yerleştirmeyi amaçlayan, devlet yönetimini ticari anlayışa dönüştürecek, kamu görevlisini, içinde bu- lunduğu çalışma grubundan soyutlayarak tüm kamu çalışanlarını birbirine rakip haline getirecek ve kamu yararı ilkesini yok edecek bir nitelik taşımak- tadır.
Kaldı ki, performans sistemi, genel olarak süreci değil sonucu değerlen- dirdiği için özellikle kamu hizmeti üretenlerin bir birim hizmet üretmek için ortaya koyduğu çabayı ve bu hizmeti üretirken uymak zorunda olduğu yasal mevzuatı, prosedürü ve titizlik ilkelerini ne denli göz önünde bulundurduğu gerçeğini yok sayar. Başka bir ifade ile performans sistemi, bir kişinin ne kadar çok çalıştığına değil ne kadar çok ürettiğine dayanan bir anlayışı ifade eder.
Performans, işyerindeki herkesi birbirinin rakibi haline getirir, çünkü top- lam kaliteyi değil bireysel değerlendirmeyi esas alır. Dolayısıyla her çalışan, çalıştığı gruptan ayrılarak bireysel performansını yukarılara taşımak ve grup içerisindeki herkesten daha başarılı olmak zorundadır. Bireyselci toplumların bakış açısına göre her birey diğer insanlardan / toplumdan ayrı bir varlıktır. Bu yüzden bu toplumlarda “ben” bilinci baskın olarak gözükür ve karşılaş-
tırmalar birey bazında -yani “ben” “sen” şeklinde- yapılır. İşte performans sisteminin özünde de bu bireyselci anlayış vardır ve her çalışan aynı birimde birlikte hizmet ürettiği bir başkasıyla kıyaslanır. Bu da grup dayanışmasını, ortak hareket etme bilincini ve kurumsal hedeflere ulaşma gayretini yok ede- cek bir durumu ortaya çıkarır.
Performans ölçümü reel sektörde ve klasik üretim yapılan işletmelerde kısmen kabul edilebilecek bir değerlendirme kriteri olarak görülürken, özel- likle hizmet üretilen birimlerde, çıktının metre, kilogram, cm, küp gibi ölçüt- lerinin olmayışı, değerlendirmeyi tam olarak subjektif unsurlara dayanan ve güvenilirliği tartışılan bir yapı haline getirecektir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında siyasallaşmanın bu denli arttığı dönemde, kamuda çalışan geniş kesimler için başarı değerlendirilmesinin yapılmasında siyasi ve kişisel kayırmacılığın ön plana çıkması beklenen gelişmedir.
Kamu yönetimi, özel sektörden iki önemli noktada ayrılır:
1-Kamu yararını ön plana çıkaran kamu politikası ve teşkilatlanması açı- sından,
2-Bürokratik yapılanmayı ön plana çıkaran devlet kültürü açısından.Kamu yararının ön planda olduğu durumlarda, performans ölçümü için gerekli olan kamu kurumlarının hedeflerini kesin bir şekilde tanımlayamazsınız. Çünkü kamu hizmeti ve yararı, kârlılık ve maliyet analizleriyle ölçülemez. Kaldı ki kamu kurumlarının performans değerlendirme sonuçları da güvenilir olma- yabilir. Çünkü kamu yöneticilerinin politik davranışları ve statüleriyle ilgili ge- lecek kaygıları verdikleri kararları, özellikle idari kararları etkiler.
“Kamu hizmetinin” üstün özelliği olan “kamu yararının” karmaşık yapısı ve dikkate almak zorunda olduğumuz nitelikleri açık değildir. Bu durumda kriterleri belli olmayan performansın ölçümü nasıl yapılacaktır? Bu nedenle performans sistemi kamu yönetiminde tuzaklarla ve boşluklarla doludur.
Performans sisteminin bir başka vazgeçilmezi ise çalışanlara hedefler ve- rilmesi ve bu hedeflere ulaşma oranının değerlendirilmesidir. Kamu hizmeti yürütmekte olan memurlara verilecek somut hedefler hangi kriterlerde ve nasıl belirlenecektir? Dış İşleri Bakanlığı’nda görev yapan bir memura, bir şoföre, bir polis memuruna ne hedefi verilecektir? Dolayısıyla, kamudaki her memura somut, elle tutulur bir hedef verilmesi mümkün değildir.
Kamuda, hiçbir memurun görev tanımı tam olarak yapılmamışken, me- murların pek çoğunun üzerinde birden çok görev ve sorumluluk bulunmak- tayken hatta yapacakları işler belirtildikten sonra “amirlerinin verdiği diğer görevleri de yapar” ifadesi ile her türlü işi yapmakla mükellef olan memurla- rın varlığı, kamuda performansın ölçütlerini imkânsız hale getirmektedir.
Görülmektedir ki, yıllardır memurluk güvencesini yok etme çalışmaları performans sistemiyle birlikte yeni bir boyut daha kazanmıştır. Bu yolla kamu görevlilerinin tamamına sürekli performans hedefi verilecek, performanslar subjektif kriterlere bağlı olacak, memurlar üstleriyle birlikte kendi astları, iş arkadaşları ve vatandaşlar tarafından değerlendirilecek, kamuda çalışma ba- rışı yok edilerek bireyselleşme körüklenecek, kamu yararı ve kanuna uygun- luk kriterleri ikinci plana atılacaktır.
Subjektif bir şekilde değerlemeye tabi tutulan kamu görevlisine de görev değişikliği ve sürgün yolu açılarak memurluk güvencesine en büyük darbe vurulmuş olacaktır. Dolayısıyla kamuya performans sistemini getirmeyi amaç- layan bu anlayış, kamu görevlilerinin özel kesim işçi mantığıyla çalıştırıldığı, kamu yararının yok edilerek sonuç odaklı yaklaşımların ön plana çıkarıldığı, tüccar devlet anlayışının hâkim kılındığı bir yapıyı amaçlamaktadır.
Kaldı ki, öğretmen olarak görev yapmakta iken Milli Eğitim Bakanlığı Öğ- retmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ekinde yer alan Değerlendir- me Formuna göre yapılan değerlendirme sonucunda verilen performans de- ğerlendirme puanına yapılan itirazın reddine ilişkin işlemlerin iptali talebiyle açılan davalarda; Manisa 1. İdare Mahkemesi’nin 2016/900 E., 2017/612
K. sayılı ve 30.03.2017 tarihli, Manisa 2. İdare Mahkemesi’nin 2016/883 E., 2017/609 K. sayılı ve 30.03.2017 tarihli ve Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin 2016/1032 E., 2016/1184 K. sayılı ve 20.10.2016 tarihli kararlarında; objektif ölçütler ve somut gerekçeler ile dayanakları ortaya konulmak suretiyle de- ğerlendirme yapılmaksızın tesis edilen işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadı- ğı belirtilerek, dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir
Bütün bu gerekçeler ışığında kamuda performans uygulaması çalışmala- rından vaz geçilmeli, verimlilik liyakat, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçeve- sinde oluşturulmuş bir kamu çalışma hayatı ile sağlanmalıdır.
MÜLAKATA DAYALI ATAMALAR
Sözlü Sınav ile Görevde Yükselme, Memur Alımı ve Stajyerliklerin Sı- nava Bağlı Olarak Kaldırılmasına Son Verilmeli
Mevcut durumda ülkemizde kamu kurum ve kuruluşlarında 2 türlü bir mülakat sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Bunların birincisi ilk atamalarda diğeri ise görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında gerçekleştiril- mektedir. Ülkemizde kamu kurum ve kuruluşlarına yaygınlaşmaya başlayan mülakat sistemi, özel işletmelerde uygulanan stratejik insan kaynakları yöne- timi anlayışının kamuda geçerli hale getirilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Bir anlamda mülakat, kamunun özel sektör anlayışı içinde yönetilmesi amacı çerçevesinde geliştirilen yeni yönetimin bir parçası olarak görülebilir.
İlk Atamalarda Mülakat Uygulamaları
Son günlerde birçok kamu kurum ve kuruluşunun yeni memur alımlarında ya KPSS sınavından yeterli puan alma şartı istemediği ya da KPSS puanını düşük tutarak sözlü sınavla personel aldığı görülmektedir.
Özellikle son yıllarda bazı yönetmeliklerde yapılan değişikliklere baktığı- mızda Türk kamu personel sistemine, zıt denilebilecek iki eğilimin aynı anda gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Bir yandan 3 Mayıs 2002 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkın- da Genel Yönetmelikle, memurluğa girişte merkezi sınavla personel alınması sistemi daha fazla merkezileştirilerek memurluğa girişte liyakate önem ve- rilmiş, diğer taraftan yapılan bazı düzenlemelerle, merkezi sınavla personel alımını sınırlandırmak ya da bu duruma bir istisna getirerek, kamuda sınavsız işe girmeyi sağlamak amaçlanmıştır.
Kamuda A grubu kadrolarda merkezi sınavın yanı sıra mülakat da yapı- lırken B grubu kadrolar merkezi sınavla atanmaktaydı. Ancak son dönemde yapılan düzenlemeler B grubu kadrolara da mülakatla atama yapılmasının önünü açmıştır.
İller Bankası personel yönetmeliğinde, kuruluşun toplam personel sayısı- nın yüzde 2’si kadarının merkezi sınava girmeyenlerden de sağlanabileceği- ne dair getirilen düzenleme bunun en açık örneğidir. Bunun yanında istisnai kadrolar yoluyla ve yerel yönetimlere tanınan merkezi sınav dışı sözleşmeli personel istihdamının kamuda kadrolaşmanın bir yolu olarak kullanıldığı gö- rülmektedir.
Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Danıştay gibi kurumlar alımı yapılan Zabıt Kati- bi, Mübaşir, Memur, Teknisyen, Hizmetli unvanlarında merkezi sınavın yanın- da mülakat da uygulamaya başlamıştır.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı; Bakanlığa alınacak Memur, V.H.K.İ, Gümrük Muhafaza, tercüman kadrolarına alım yaparken mülakat sınavı yapmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğü personel alımlarında mülakata başvuran kurum- lar arasında yer almaktadır. Genel Müdürlük Orman Muhafaza Memuru un- vanları için komisyon kurarak alım yapılacak kadro adedinin KPSS puanına göre sıralanmış 4 katı adayı mülakat sınavına dahil etmektedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sivil memur kad- roların mutlaka mülakat yöntemiyle personel alınmaktadır.
Daha önce Öğretmen atamaları gibi alımlarda merkezi sınavla yapılan alımlar artık mülakatla gerçekleştirilmektedir.
Sağlık Bakanlığı da sözleşmeli personeli mülakat yöntemiyle almaktadır. Son zamanlarda yaşanan gelişmeler neticesinde tüm kamu kurumları mü-
lakat ile memur alımı yapmaya başlamıştır.
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarında Mülakat Uygulamaları
1999 yılında yapılan reformsal nitelikteki değişiklik ile Şube Müdürlüğü, Şef ve daha alt düzeydeki kadrolara yapılacak atamalar için Görevde Yük- selme eğitimine katılma ve bu eğitim sonunda ÖSYM veya MEB Ölçme ve Değerlendirme Merkezince yapılacak sınavdan başarı olma şartı getirilmiştir.
Buna göre; hizmet süresi, sicil, disiplin yönünden değerlendirme yapıl- madan ve görevde yükselme eğitimi almadan hiç kimse bu tür kadrolara atanmaz.
Bu sistemin temel mantığı; kadro sayısının, taleplerden daha az olması nedeniyle yapılacak atamalara objektiflik getirmektir.
Günümüzde kamu personelinin görevde yükselme ve unvan değişikliği ile ilgili birçok sorunu bulunmaktadır. Bu sorunların başında standart dışı uy- gulamalar gelmektedir. Öyle ki, tabip, diş hekimi ve eczacıların unvan de- ğişikliği atamaları Sağlık Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 2. Bölüm 10. Maddesine göre sınavsız ve kura ile yapılmaktadır ancak diğer alanlarda unvan değişikliği için görevde yükselme sınavlarına girme şartı aranmaktadır.
Bunun yanında 657 sayılı Kanun uyarınca çalıştırılan personelden bir üst öğrenimi tamamlayanlar, unvan olarak olmasa da mali ve sosyal haklar ba- kımından sahip oldukları mesleki unvana göre değerlendirilirken, KİT’lerde 399 sayılı KHK kapsamında çalışan personelin sonradan okul bitirerek kazan- dığı unvanın özlük hakları elde etmesi için unvan değişikliği sınavına girmesi şartı aranmaktadır.
31.08.2013 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren; Kamu kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 1. Maddesinde yer alan; “ilçe idare şube başkan- lıkları ile bunlarla aynı düzeydeki diğer görevlere” ibaresi ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. maddesinin ikinci fıkrası, atama iş- lemlerinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmayacağı kadrolar yönün- den genişletilmiş, kamuda yönetici atamalarında mülakat sisteminin hakim olduğu bir yapı getirilmek istenmiştir.
Bu değişikliklere ilişkin tartışmalar devam ederken tüm kurumların uyması gereken genel çerçeve görevde yükselme yönetmeliği 22 Ekim 2016 tarihi itibariyle değiştirilmiş, daha önceki uygulamada sadece şube müdürü ve müdür düzeyindeki kadrolar için söz konusu olan yazılı sınav sonrasında söz- lü sınav uygulaması, şef ve altındaki unvanlara yapılacak görevde yükselme niteliğindeki atamalar için de geçerli hale getirilmiştir.
657 sayılı Kanun, Devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul ederek sı- nıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanmasını, sınıf- lar içinde ilerleme ve yükselme işlemlerinin yeterlik sistemine dayandırılma- sını öngörmektedir. Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin de hizme- tin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesiyle sağlanabileceği tabiidir.
Mülakat Liyakate Aykırıdır
657 sayılı yasanın 3. maddesinde, temel ilkeler belirlenmiş ve bunlar ara- sında yer alan liyakat ilkesi “devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sı- nıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sis- temine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır” biçiminde tanımlanmıştır.
657 Sayılı kanunun temel ilkesi olarak kabul edilen ve devlet örgütünün ne şekilde hiyerarşik bir yapıda kamuya hizmet vereceği tespit edilen bu
hükümle, kamu görevlilerinin görevde yükselmelerinin hangi esaslara göre gerçekleşeceğinin temelleri net bir şekilde ortaya konulmuştur.
Bu hükme göre görevde yükselme; liyakat ilkesine göre, eşit şartlar sağ- lanarak gerçekleştirilecek ve bunlar gerçekleştirilirken hak kaybına uğrama- mak adına güvenlikleri yine yönetmelik hükümleri ile sağlanacaktır. Kanunun bu hükmüne rağmen bu ilkenin tamamen dışına çıkılmış, sözlü sınav olarak adlandırılan ve iptali artık yargının yerleşik içtihattı haline gelen düzenlemeler, yargı kararlarına rağmen yönetmelik değişikliği ile tekrar hayata geçirilmiştir.
Örneğin; Türkiye Kamu-Sen tarafından görevde yükselme sınavında sözlü sınavı ön gören düzenlemenin iptali için Danıştay 5. Daire nezdinde açılan 2005/191 esas numaralı davada, ilgili dairece; “kamu hizmetinin yürütülmesinde belirleyici olan personel sisteminin kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi, işe girişte olduğu kadar meslek içinde ilerlemede de önem taşımaktadır.” Gerekçesine de yer verilerek sözlü sınava ilişkin hükmün yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş, davalı Başbakanlığın Danıştay Dava Daireleri Kuruluna yapmış olduğu itiraz ise oybirliği ile reddedilmiştir.
Mülakat Subjektif Bir Seçim Yöntemidir
Türkiye Kamu-Sen’in sübjektif değerlendirmelere neden olacağı, eşitlik ilkesine aykırı oldu gerekçesi ile açmış olduğu iptal davasında; Danıştay 12. Dairesi; il özel idareleri ve belediyelere il özel idareleri ve belediyelerin kur- dukları birliklere ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara ait B grubu kadrolara atama yapılmasını ön gören 17.01.2007 tarihli Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılan Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelikte De- ğişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin yürütmesinin durdurulma- sına karar vermiştir.
Danıştay 12. Dairesi 2007/412 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararında; dava konusu yönetmelikle birlikte; il özel idareleri ve belediyelerin bunlara bağlı kuruluşlar ile kurdukları birliklerin ve döner sermayeli kuruluşların B grubu memur kadrolarına atanacaklar için ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınav olan KPSS dışında yazılı ve sözlü olarak gerçekleştirilecek ikinci bir sınavın yapılmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, bu durumun sübjektif değerlen- dirmelere neden yol açacağı gerekçesine yer verilmiş, memur atamalarında objektifliği tartışmasız olan merkezi sınav sonuçlarına göre yapılmasına yö- nelik sistemin geçerli olduğu mevcut dönemde ciddi bir aksama ve sorun ile karşılaşılmadığı ifade edilmiştir.
Kaldı ki, bir mülakat komisyonunun verdiği kararı bir başka komisyonun vermesi ihtimali yok denecek kadar azdır. Bu da mülakat uygulamasının nasıl objektif olmaktan uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Mülakat Kamuda Belli Odakların Yapılanmasına İmkân Verebilecek Bir Uygulamadır
15 Temmuz 2016’da Devletimize, milletimize ve demokrasimize karşı al- çak bir darbe girişiminde bulunulmuş, ülkemiz büyük bir tehlike atlatmıştır. Bu darbe girişiminin ardından yüz elli binin üzerinde kamu görevlisi ihraç edilmiş ya da görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Açığa almalar da ihraçlar ve gözaltılar da aradan geçen 2 yıllık süreye rağmen sürmektedir. Dolayısıyla yıllarca kamuda kadrolaşmış olan bu yapı tam olarak çözülememiştir.
Terör örgütü, sınav sorularını sızdırma, çoğunlukla mülakatlarda tarafgir ve subjektif davranma, liyakat, ehliyet ve adalet ilkelerini hiçe sayan terfiler yoluyla kamuda kendisine yer edinmiş, bu yapı bir süre sonra devletin var- lığını dahi tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Mülakatlardaki adaletsizlikler sonucunda örgüt üyelerinin Devletin üst kademlerinde kendilerine yer bul- dukları, karar alma mekanizmalarını etkiledikleri görülmüştür. Bu dönemde sendikalarımıza üye olan kamu görevlileri sırf sendikal aidiyetlerinden dolayı olmadık muamelelere maruz bırakılmış, türlü haksızlıklarla mağdur edilmiş, terfileri engellenmiş, kamuya terör örgütüyle ilişkili olmayan bir kişinin atan- ması neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
Bu süreçte kamu görevlisi ve memur kavramının devletlerin geleceğini doğrudan etkileyecek mahiyette önem taşıdığı bir kere daha anlaşılmış, eh- liyet, liyakat ve adalete dayanmayan atama ve terfi sisteminin Devletin altı- nı oymaya varan olumsuz sonuçları olduğu görülmüştür. Memurların siyasi düşüncesine, partilere yakınlığına, sendikal tercihine bağlı olarak ve hiçbir objektif kural gözetilmeden yapılan atamalar ve terfiler sonucunda ülkemizin kılcal damarlarına kadar sirayet eden bir terör örgütü gerçeğiyle yüz yüze kalınmıştır.
İş güvencesi aslında devletin bu tür durumlara karşı bir savunma meka- nizması iken, sözleşmeli ve geçici personel istihdamının artması, terör ör- gütünün etkisi altında taşeron işçiliğinin adeta patlaması, iktidar etrafında ranta ve menfaate dayalı bir halka oluşturmuştur. 2002 ile 2010 arasında tam 400 bin güvencesiz sözleşmeli personel işe alınmış, bu dönemde kamudaki taşeron işçi sayısı 20 binden belediyelerle birlikte 1 milyonu aşmıştır. Her ne kadar 2011 ve 2013 yıllarında sözleşmeli personel, 2018 yılında da taşeron işçilerin statü değişikliği ve geçici personelin 4/B’ye geçişi sağlanmış olsa da
sözleşmeli personel istihdamı aynı hızıyla sürmektedir. Üstelik bütün kurum- larda sözleşmeli personel mülakatla atanmaktadır.
Henüz kamudaki benzer yasadışı yapılanmalar tam olarak tasfiye edilme- mişken objektif ve herkesçe kabul edilen sonuç içeren yazılı sınavları etkisiz kılan mülakat sisteminin kamuda birtakım yapılanmalara mahal tanıması ihti- mal dahilindedir.
Mülakat Komisyon Üyelerinin Hatalarına Açık Bir Uygulamadır
Akademik alanda yapılan araştırmalar, mülakat uygulamasının birçok olumsuz taraflarının bulunduğunu ortaya koymuştur. Mülakat sürecinden mülakatın başarısını etkileyebilecek olan birtakım hatalar yapılabilmektedir. Yapılan bu hatalar genel olarak şu şekilde özetlenebilmektedir (Yılmaz 2014, s. 46);
Hale Etkisi: Fiziksel anlamda çekici birtakım kişiler, olumlu bazı başka özelliklere de sahipmiş gibi algılanabilmektedir.
Görüşmecinin Üstünlüğü: Mülakatı gerçekleştiren kişinin mülakat süre- cinde kendisini çok fazla öne çıkarması ve bu şekilde mülakata hâkim olarak aday adayını yeterince incelememesi hata yapılmasına sebep olabilmektedir.
Çok Fazla Konuşma: Mülakatı gerçekleştiren kişi gereğinden fazla konu- şarak, aday ile ilgili yeterli bilgi edinilememesine neden olabilmektedir.
Öne Çıkma İsteği: Özellikle grup mülakatlarında bir adayın diğerlerini gölgede bırakarak öne çıkmaya çalışması, mülakatı gerçekleştiren kişinin di- ğer adaylar ile yeterince ilgilenememesine neden olabilmektedir.
Yetersiz Kapasite: Mülakatı gerçekleştiren kişinin mülakat esnasında adayı rahatlatacak yeteneğe sahip olmaması ve bu sebeple doğal ve tutarlı cevaplar alınmasının zorlaşmasına neden olabilmektedir.
Acelecilik: Mülakatı gerçekleştiren kişinin, adayları değerlendirme husu- sunda aceleci davranması yanlış kararlar alınmasına sebep olabilmektedir.
Ayırt Edememe: Değerlendirme esnasında adayların birçoğunun aynı bi- çimde çok iyi, vasat veya zayıf olarak puanlanması gibi durumlar ortaya çık- makta, bu da mülakat değerlendirmesinin yanlış olmasına neden olmaktadır.
Etkileme: Mülakatı gerçekleştiren kişi, daha önce mülakat gerçekleştirdi- ği adayların kalitesinden etkilenerek diğer adayları buna göre değerlendir- mekte ve objektifliğini kaybetmektedir.
Çabuk Değerlendirme: Mülakatı gerçekleştiren kişi, aday hakkında he- nüz mülakatın ilk dakikalarında hakkında değerlendirme yapmakta ve müla- kat önyargılı bir şekilde gerçekleşebilmektedir.
Tarafsız Olmama: Mülakatı gerçekleştiren kişinin huy, düşünce yapısı ve/ veya davranışsal açıdan kendisine benzemekte olan adaylara ayrımcılık yap- ması, hemşeri olma, aynı takımı tutma, şive gibi nedenlerle tarafsızlığını kay- betmesi ihtimali bulunmaktadır.
Önyargılar: Mülakatı gerçekleştiren kişinin birtakım önyargılar taşıması mülakatın verimliliğini etkileyebilmektedir.
Karıştırma: Komisyon üyesinin aynı iş pozisyonu ile ilgili çok sayıda aday ile mülakat gerçekleştirirken bu adayları birbirleri ile karıştırma problemidir.
Boynuz Etkisi: Tek bir olumsuz özellik ya da izlenim, genellikle görüşme- cinin her şeyi bu olumsuz özellik açısından değerlendirmesine sebep olabil- mektedir.
Hatırlayamama: Mülakatı gerçekleştiren kişinin gerekli notları almayarak kimi hususları unutması ile ilgilidir.
Gereksiz Sorular: Mülakatın genel amacına uygun olmayan soruların so- rulması beklenen cevapların alınamamasına ve de doğru kararların verileme- mesine sebep olmaktadır.
Mülakat Komisyonu Üyeleri Bu İş İçin Eğitim Görmemiştir
Kamuda gerçekleştirilen mülakat uygulamalarına komisyon üyesi olarak katılanların gerekli eğitimleri bulunmamaktadır. Halbuki dünyanın önde ge- len şirketlerinde ve gelişmiş ülkelerinde mülakat uygulaması, işi yalnızca per- sonel seçmek olan profesyonel kişilerce yapılmaktadır.
Mülakat Sınavlarında Adayın Komisyonu Yanlış Yönlendirme İhtimali Vardır
Mülakatlarda aldatma, görev için iyi bir aday olduğu izlenimi vermek için görüşmede sorulan soruları kasıtlı ve bilinçli olarak değiştirme ya da gerçeğe aykırı beyanlarda bulunma şeklinde ya da dürüst olmayan ve aldatıcı izlenim yönetimi şeklinde tanımlanabilir (Levashina ve Campion, 2006: 301). Diğer bir ifadeyle, işe alım görüşmelerinde aldatma davranışı, kişinin, görüşmeden daha yüksek bir puan alabilmesi ve/veya olumlu algılar oluşturabilmesi için, görüşmedeki sorulara bilinçli olarak çarpıtılmış/değiştirilmiş cevaplar verme-
si şeklinde tanımlanmaktadır (Levashina ve Campion, 2007: 1639). Aldatma davranışı bilinçli olarak yapılmakta ve adayların işe alınmalarını sağlamak için görüşme performanslarını arttırma amacına odaklı olmaktadır (Berry ve Sac- kett, 2009: 835).
Yargı kararlarında da defalarca dile getirildiği üzere mülakat, istismara açık, objektiflikten uzak, kişisel değerlendirmelere dayalı bir yöntemdir. Kü- çük işletmelerde, yalnızca daha fazla kâr elde etme amacı taşıyan ve dev- letlerle kıyaslandığında son derece sınırlı personel istihdamının sağlandığı firmalarda, çalışanları işletmenin bir parçası haline getirerek işgücünden maksimum verim almak için ortaya konulan insan kaynakları yönetiminin bir unsuru olarak yaygınlaşan mülakat, ülkemizin içinde bulunduğu siyasal ve sosyal durum dikkate alındığında büyük sorunlar yaratacak bir uygulama- dır. Kamu hizmeti ve kamu yararı kavramlarının göz ardı edilerek Devlet yö- netimine özel sektör anlayışının yerleştirilmesi amacıyla ortaya konulan bu yaklaşımın kabul edilmesi halinde kamu hizmetleri, adalet, liyakat ve ehliyet ilkeleri büyük yara alacaktır. Kaldı ki, her yıl 50-60 bin dolayında yeni istih- dam sağlanan kamu hizmetlerinde mülakat yönteminin sağlıklı bir şekilde uygulanabilirliği de mümkün değildir.
15 Temmuz süreci ile ortaya çıkan birlik, beraberlik ve dayanışma arzusu- nun tamamen sübjektif nitelik taşıyan sözlü sınavlarla kırılması, kamuoyunun beklentileriyle örtüşmemektedir. Kamuoyu, bugüne kadar kopya, adam ka- yırma, iltimas geçme gibi nedenlerle kamuda zedelenmiş olan liyakat ilkesi- nin hem ilk atamalarda hem de görevde yükselme ve unvan değişikliklerinde hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde, tamamen objektif kriterler çerçe- vesinde gerçekleşmesini beklemektedir. Oysa sözlü sınav doğası gereği da- ima içinde kişisel değerlendirmeleri barındırmaktadır.
Bu beklentiye rağmen son dönemde kamu kurum ve kuruluşlarının yeni memur alımlarında ya KPSS’den yeterli puan alma şartı istemediği ya da KPSS puanını düşük tutarak sözlü sınavla personel aldığı görülmektedir. Ger- çekleştirilen yönetmelik değişiklikleriyle kurumlarda hem ilk atamalarda hem de görevde yükselme işlemlerinde mülakat sınavı uygulamasının önü açıl- maktadır. Sözlü sınavın ne derece objektif uygulanacağı tereddütler oluştur- duğu gibi kamu personeli seçme sınavının da önemini ortadan kaldırmakta- dır.
• Bu bakımdan kamuya alınacak personel seçiminde KPSS temel kriter olarak kullanılmalıdır. Kamuda mülakata dayalı atama ve görevde yük- selme uygulamasından bir an önce vazgeçilmeli, atamalarda objektif ölçüm kıstaslarına dayanan KPSS ile, görevde yükselmelerde yazılı sı- nav ve tecrübe dikkate alınmalıdır.
• Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönet- melik’te liyakat ilkesini zedeleyen maddeler iptal edilmeli, bu çerçeve- de özellikle görevde yükselme sınavlarından muaf tutulacak görevleri genişleten, görevde yükselme sınavına katılabilmek için belirli bir süre çalışmış olma şartını kaldıran, bütün kademelerde unvan değişiklikle- rine sözlü sınav şartı getiren hükümler kaldırılmalıdır.
• Kamu kadrolarına yapılan atamalarda mülakat uygulamasının güven- lik gerekçesiyle yapıldığı ifade edilmektedir. Devletin güvenliğinin adaylarla yapılacak sınırlı süreli bir görüşme ile sağlanması mümkün değildir. Dolayısıyla kamuya yazılı sınava dayalı bir atama ve terfi sis- temi getirilmeli, kamu personeli için güvenlik soruşturması yapılarak bu sorun çözülmelidir.
• Bu bakımdan kamuda mülakata dayalı atama ve görevde yükselme işlemlerinden bir an önce vazgeçilmeli, atamalarda objektif ölçüm kıstaslarına dayanan KPSS ile, görevde yükselmelerde yazılı sınav ve tecrübe dikkate alınmalıdır.
• Stajyerliklerin kaldırılmasında sınav uygulamasına son verilmelidir.
KAMU GÖREVLİLERİ LEHİNE ÇIKMIŞ MAHKEME KARARLARI
Kamu Görevlileri Lehine Çıkmış Mahkeme Kararları Uygulanmalı
Bir ülkede huzur ve barışın sağlanması ancak adaletin tesis edilmesi ile mümkündür. Ülkede adalet dağıtan yargı mekanizmasına müdahale etmek- ten kaçınılmalı, yargı kararları aleyhimize dahi olsa uygulanmalıdır.
Ne yazık ki, bugün kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanan türlü adalet- sizlikler nedeniyle mahkeme kapılarında dolaşmakta, haklarındaki olumlu mahkeme kararları ise idare tarafından keyfi bir tutumla uygulanmamaktadır. Özellikle Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuru- luşlarında kamu görevlilerinin mahkeme kararlarının uygulanmaması nede- niyle yaşadığı mağduriyet hat safhaya çıkmış durumdadır.
• Ülkede adaletin tesis edilmesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin sözde kal- maması için kamu görevlilerimiz hakkında alınan olumlu mahkeme ka- rarları derhal uygulanmalıdır.
AYRIMCILIK
Kamu Görevlileri Arasında Ayrımcılık Yapılmamalı
Mevcut iktidar döneminde kamuda 1 milyona yakın atama yapılmıştır an- cak özellikle üst düzey görevlendirmeler, vekâletle yürütülmeye çalışılmak- tadır. Vekâletle yürütülen üst düzey görev sayısı binleri bulmuştur. Zaman zaman yüksek maaş için aynı göreve hem asaleten hem de vekâleten görev- lendirmeler yapılabilmektedir.
Çalışanları ilgilendiren kanun ve düzenlemelerde sendikaların ve ilgili meslek odalarının görüşleri alınmaktan kaçınılmakta, yapılan toplantılar bir formaliteden ibaret kalmaktadır. Kamudaki atama ve terfilerde liyakat ve beceriden çok siyasi görüşü önceleyen bir sistem oluşmaya başlamıştır.
Kariyer ve liyakat ilkelerine uymayan atamalar dolayısı ile kamu hizmetle- rinin aksadığı belirtilmektedir. Atama, nakil, terfi ve tayinlerde iktidar partisi- nin il yöneticilerinin onayına başvurulmakta, kamudaki en basit işlemler dahi siyasi müdahalelere açık hale getirilmektedir.
Memurlara yapılan sendikal baskılar hat safhaya ulaşmış durumdadır. Me- murlar, ikna odalarına alınarak yandaş sendikaya üye olmaya zorlanmaktadır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve Türk Ceza Kanunu hü- kümleri çiğnenerek, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı yüzlerce şube başkanı, işyeri temsilcisi ve şube yönetim kurulu üyesi sürgüne gönderilmiştir.
Konu ILO’ya şikâyet edilmesine rağmen sendika başkanlarımız ve genel merkez yönetim kurulu üyelerimiz hakkında soruşturma açılmış, bazıları gö- revden alınmış ve mahkeme kararıyla görevlerine iade edilmişlerdir.
• Kamuda yaşanan bu ayrımcılığa bir son verilmeli, bütün memurlara ve sivil toplum kuruluşlarına eşit yaklaşım sergilenmelidir.
YEREL YÖNETİMLERDE ÇALIŞANLAR
Yerel Yönetimlerde Çalışan Personelin Sorunları Çözülmeli
• Yerel yönetimlerde çalışan kamu görevlilerinin maaşlarını zamanında ve düzenli alabilmesi için gerekli tedbirler alınmalı, maaşların genel bütçeden karşılanması sağlanmalıdır.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE UYUM AMACIYLA KAMU KURUM VE KURULUŞLARNDA GERÇEKLEŞTİRİLEN
DEĞİŞİKLİKLER
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçilmesiyle birlikte bakanlık yapı- lanmalarında da köklü değişikliklere gidilmiştir. Buna göre bazı bakanlık ve kurumların teşkilat ve görevleri hakkındaki kanunlar yürürlükten kaldırılmış, bazı bakanlıklar da birleştirilmek suretiyle 6 yeni bakanlık oluşturulmuş ve toplam bakanlık sayısı 16’ya düşürülmüştür. Ayrıca bazı kurumlar da kapatıl- mış ya da yapıları değiştirilmiştir.
Bu şekilde gerçekleştirilecek yeniden yapılanma sürecinde özellikle per- sonelin özlük hakları ve görev yeri konusunda son derece hassas olunması bir zorunluluktur. Özellikle söz konusu kurum ve kuruluşlarda görev yapan kamu çalışanlarının aile birliğinin bozulmaması, bu süreçte kamu hizmetleri- nin aksamadan, artan bir kaliteyle sürdürülebilmesi için kilit konudur.
Kamu görevlilerine ilişkin alınacak bu tür kritik kararlarda sosyal diyalog mekanizmasının korunması, karşılıklı görüş alışverişinde bulunmayı ifade eden meşveret kavramının işletilmesi, sendikalar başta olmak üzere sosyal taraflarla irtibat halinde bu dönüşüm sürecinin sancısız bir şekilde atlatılması, ülkemizin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik şartlarda bir zorunluluktur.
Bu çerçevede kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleştirilen başlıca deği- şiklikler şu şekildedir:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş kapsamda bakanlık sayısı 21’den 16’ya düşürülmüştür. Bu kapsamda, Başbakanlık ve teşkilatları kapa- tılmış, Başbakan Yardımcılığına bağlı Hazine Müsteşarlığı yeni yapılanmada Maliye Bakanlığı ile birleştirilmiş, Maliye Bakanlığının adı da “Hazine ve Ma- liye Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı “Sanayi ve Tek- noloji Bakanlığı” adıyla birleştirilmiştir.
Orman ve Su İşleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlıkları “Tarım ve Orman Bakanlığı” çatısı altında birleştirilmiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının birleştirilmesinden oluşan bakanlığa «Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Ba- kanlığı” adı verilmiştir.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının taşra teşkilatında yer alan sosyal hizmet kuruluşlarının Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenecek esaslar çerçevesinde il özel idareleri, belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşla- rına devredilebilmesi kararlaştırılmıştır.
Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı ise Dışişleri Bakanlığı ile birleştirilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile mahalli idareler ve bunların merkezi idare ile ilişkilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca düzenlenmesi hükme bağlanmıştır.
Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü ve Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Çev- re ve Şehircilik Bakanlığına bağlanmıştır. 703 Sayılı Kanun Hükmünde Ka- rarname (KHK) ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanmıştır.
KHK ile genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmazlarının satışına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkili olması kararlaştı- rılmıştır.
Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmıştır.
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır. Kapatılan Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne ait her türlü taşınır, taşıt, araç gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, hak ve yükümlülükler Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına devredilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkındaki 1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Karar- namesi ile Cumhurbaşkanlığına bağlı olup kanunları Cumhurbaşkanlığı Ka- rarnamelerindeki hükümlere tabi olan kurum ve kuruluşlar belirlenmiş, bu çerçevede Devlet Arşivleri Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Türkiye Varlık Fonu, Cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Cumhurbaşkanlığı Ofislerinin kuruluşuna ilişkin bölümüne göre ise verilen görevleri yerine getirmek üzere Cumhurbaşkanlığına bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, İdari ve mali özerkliğe sahip, Dijital Dönüşüm Ofisi, Finans Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi ve Yatırım Ofisi kurulmuştur.
Kararname ile ayrıca Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Ekonomi Po- litikaları Kurulu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, Hukuk Politikaları Kurulu, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Sosyal Politikalar Kurulu, Yerel Yönetim Politikaları Kurulu oluşturulmuştur.
Kurumların üst düzey yönetimlerine yalnızca eğitim şartıyla dışarıdan yö- netici atanabilecek, yani memur olma ya da kamuda belli bir süre çalışma şartı olmayacaktır.
Bakanlar kurulunun bütün yetkileri Cumhurbaşkanına devredilmiştir. Tüm yetkiler Cumhurbaşkanına devredildiği için her konuda bakanlık onayı ve il- gili kurulların görüşü ibareleri kanunlardan çıkarılmış yerine cumhurbaşka- nının isteği şeklinde ibareler gelmiştir. Kapanan veya birleşen kurumlardaki bütün üst düzey görevler sona ermiştir.
Kamu kurum ve kuruluşlarını yeni sisteme uygun hale getirmek amacıy- la yayınlanan 703 sayılı KHK’nın ilgili maddelerinde, yeniden yapılandırma sonucunda kapanan veya bünyesinde bulunduğu bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşu değişen birimlerde görev yapan personelin Cumhurbaş- kanlığı kararnamesi hükümlerine göre aktarılan bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşunda bulunan aynı unvanlı kadrolara, görev yapmakta ol- dukları kadroların merkez, taşra veya yurtdışı teşkilatında bulunması hususu esas alınmak suretiyle halen bulundukları kadro dereceleriyle atanmış sayıla- cakları ifade edilmiştir.
Her ne kadar bu hüküm, yeniden yapılandırılan bakanlık ve kuruluşlar- da görev yapan personelin kadro ve derecelerinin korunacağına işaret etse de birçok personelin görev ve görev yerlerinin değişeceği de açıktır. Hat- ta hangi bakanlığa bağlı olarak çalışacağı henüz belli olmayan personelin akıbetinin de 3 ay içinde Cumhurbaşkanının kararı ile belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Bakanlık Müşavirlerinin görevleri son bulmuş, bunlar ya eski görevlerine ya da öğrenim durumları itibarıyla ihraz etmiş oldukları unvanlara atanmış- lardır. Bu kapsama girmeyen Bakanlık Müşavirlerinin ise Araştırmacı unvanı ile atanacakları hükme bağlanmıştır. Bunların mali hakları 2 yıl boyunca ko- runacak ancak 2 yıl sonunda bulundukları kadroların haklarından faydalana- caklardır. Böyle bir durum söz konusu kamu personeli açısından mağduriyet doğurmaktadır.
Toplu sözleşmeleri yürütecek olan kişi Cumhurbaşkanı tarafından Cum- hurbaşkanı yardımcıları ya da Bakanlar kurulu üyeleri arasından belirlenecek- tir.
Başbakanlık uzmanları TBMM’ye ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na geçmiş-
tir.
Müsteşarlık unvanı lağvedilmiş, bunların yerine Bakan yardımcılarının
görev yapması kararlaştırılmıştır.
Başbakanlık müfettişleri Devlet Denetleme Kurulu’na müfettiş olarak atanmış, maaşları Sayıştay personeline endekslenmiştir.
Başbakanlık’ta görev yapan müşavirler araştırmacı olarak diğer kurumlara nakledilmiştir.
Başbakanlıkta görev yapan personel kazanılmış haklarında kayıp olmadan Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmiş, personelin aynı unvanlarıyla birlikte yeni kurumlara atamaları yapılmıştır.
Başka illerde görev almak isteyenlerin taleplerinin karşılanacağı ifade edilmiştir.
Devler Arşivleri Genel Müdürlüğü personeli ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Başbakanlık’ta yer alan Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü, Cum- hurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne geçmiştir.
İnsan Kaynakları Ofisi kamu kurumlarında yapılan işlemlerin Cumhurbaşkanlığı makamına sunulmasını sağlayacak, üst düzey atanmaları ve güvenlik soruşturmalarını bu kurum yürütecektir.
Yatırım Ofisi’nde yıllık programlarda öngörülen yatırım izinleri verilecektir.
Tüm kamudaki personel mevzuatı konusunda uygulama birlikteliği Devlet Personel Başkanlığı tarafından yürütülecek. Devlet Personel Başkanlığı’nın bir yıl içinde kapatılması ve personelinin Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’na atanması kararlaştırılmıştır.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Maliye Bakanlığı’nın kadro ve açıktan atama izinleri konusundaki yetkileri ile personel mevzuatı konusundaki yetkisi kaldırılmıştır.
6400 ve üzeri göstergelerde olan üst kademe yöneticilerin, ilgili bakanın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanması hükme bağlanmıştır.
Bakanlar Kurulu Kararı ile atama usulü de kalkmış, genel müdürün altında- ki kadroların ilgili bakan tarafından atanabilmesi sağlanmıştır.
Kaymakamlar, valiler vali yardımcıları il emniyet müdürleri ve il müdür- lerinin ilgili bakanın teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atanması hükme bağlanmıştır.
Devlet Personel Başkanlığı
• Devlet personel Başkanlığı 17/12/1960 tarihinde 160 sayılı Kanunla Başbakanlığa bağlı olarak kurulmuş, son derece köklü ve birikimli bir kuruluştur. Kamu görevlilerine ilişkin olarak önemli görevler ifa etmek- te, toplu sözleşme görüşmelerinin sekretaryasından personel istatis- tiklerine kamu personel rejiminden kamu personeli mevzuatına kadar pek çok alanda görevlerini yıllardır başarıyla yürütmektedir. Böyle bir kurumun kapatılması ya da yapısının değiştirilmesi kamuda var olan aksaklıklara ve belirsizliklere yenilerinin eklenmesine neden olacaktır. Bu bakımdan Devlet Personel Başkanlığı kapatılmadan ya da yapısı değiştirilmeden mevcut hali ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Ba- kanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmelidir.
Danışma Mekanizması
• Kamuda böylesine köklü bir değişikliğe gidilirken muhataplarla is- tişare edilmeden karar alınması eksik bir uygulama olmuş, neticede birçok uygulamadan kısa süre içerisinde vazgeçilmiştir. Bu nedenle kamudaki değişikliklerde sivil toplum kuruluşları ve tarafların görüşü- ne başvurulmalıdır.
Yapılanmada Ortaya Çıkan Belirsizlikler
• Farklı bakanlıklara devredilen kurum ve kuruluşlarda görev yapan per- sonelin özlük haklarının gittikleri kurumlarda görev yapan çalışanlar- dan daha düşük olması durumunda, söz konusu personelin mali ve özlük hakları yeni atandıkları kurum çalışanları ile eşitlenmelidir.
• Hizmet kolu henüz belirlenmemiş kamu görevlilerinin hangi sendika- lara üye olacaklarına ilişkin bir çalışma kısa sürede yapılarak ortaya çıkan belirsizlik giderilmelidir.
• Cumhurbaşkanlığı bünyesine devredilerek örgütlenme kapsamı dışı- na çıkarılan personelin sendika üyesi olabilmeleri sağlanmalıdır.
• Durumları belirsiz olan personelle ilgili belirsizlikler herhangi bir hak kaybına yol açmayacak şekilde giderilmelidir.
• Devlet Arşivleri Daire Başkanlığında olduğu gibi Nüfus ve Vatandaş- lık İşleri Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığı bünyesinde de “Uz- man” ve “Uzman Yardımcısı” kadrolarında 2 ila 10 yıldır görev yapan personelin “Arşiv Uzman Yardımcısı”; 10 yıldan fazla süredir görev yapan personelin “Arşiv Uzmanı” olarak atanabilmesi için gerekli dü- zenlemeler yapılmalıdır.
II. BÖLÜM
MAAŞ ZAMLARI, MALİ VE SOSYAL HAKLAR
Kamu görevlileri ve emeklilerinin geçmiş yıllarda ortaya çıkan zarar- ları telafi edilmeli, memur ve emeklileri kendileri ve ailelerinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde bir ücrete kavuşturulmalı
EKONOMİK GELİŞMELER
Ekonomik Gelişmeler ve Memur Maaşları
2018 ve 2019 yıllarında memur ve memur emeklilerine yapılacak maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri, 2017 yılının ağustos ayında gerçekleştirilmiş ve mutabakatla sonuçlanmıştır. Yetkili konfederas- yon ve kamu işveren temsilcileri arasında imzalanan toplu sözleşme hüküm- lerine göre kamu görevlileri ile emeklilerin maaşlarına 2018 yılının ilk altı ay- lık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 3,5 olmak üzere kümülatif yüzde 7,6; 2019 yılının ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 5 olmak üzere kümülatif yüzde 9,2 artış yapılması ka- rarlaştırılmıştır. Toplu sözleşmeye göre dönemler halinde yapılan maaş zam- larının anılan dönemde gerçekleşen enflasyonun altında kalması durumunda aradaki farkın maaşlara yansıtılması hükme bağlanmıştır.
Ancak 2018 yılı başından itibaren yaşanan ekonomik gelişmeler neticesin- de enflasyonda yüksek oranlı artışlar görülmüş, memur ve emeklilerin maaş- ları reel olarak değer kaybederken alım gücünde büyük düşüşler yaşanmıştır. Öyle ki, 2018’de yıllık enflasyon yüzde 20,3; 2019 yılının enflasyon hedefi ise Yeni Ekonomi Programı’na (YEP)göre yüzde 15,9 olmuştur. Bu süre zarfında xxxx ayında 2017 yılına ilişkin yüzde 1,69 ve temmuz ayında yılın ilk altı ayı- na ilişkin yüzde 5,15’lik enflasyon farkı da eklenerek yapılan hesaplamada memur ve emekli maaşlarının 2018’de yıllık yüzde 14,8 arttığı görülmektedir. Dolayısıyla 2018 yılı içinde kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşları, enf- lasyon karşısında yüzde 5,5 değer kaybına uğramıştır.
Tüketici fiyatlarındaki bu yükseliş yüzde 34’e ulaşan toptan fiyatlardaki artışla birlikte değerlendirildiğinde ekonomide her şey yolunda gitse bile uzunca bir süre daha fiyatların pahalanacağını, alım gücündeki düşüşün süre- ceğini göstermektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda 2019 yılsonu enflasyon hedefi ise yüzde 15,9 olarak belirlenmişken kamu görevlilerine 2019 yılının tamamı için enflasyon yüzde 9,2’lik bir artış öngörülmüştür. Dolayısıyla, 2019 yılında da hedeflenen enf- lasyona ulaşılsa bile, maaşlarda yüzde 6,7’lik bir reel düşüş olacaktır. Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık
bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır.
Bununla birlikte 2002 yılı itibarı ile ortalama memur maaşı ile 22,1 çeyrek altın alınabilirken 2018 yılında bu rakam 9,7’ye gerilemiştir. Bu dönemde ortalama memur maaşı çeyrek altın karşısında yüzde 56,1 değer kaybetmiş- tir. En düşük maaş alan bir memur 2002’de maaşı ile 14,9 adet çeyrek altın alabilirken 2018’de aynı memur, maaşı ile ancak 7,3 çeyrek altın alabilmiştir. En düşük memur maaşının çeyrek altın karşısındaki kaybı ise yüzde 51 ol- muştur. Ortalama maaş alan memur yalnızca geçtiğimiz yıl 2017 yılına göre yaklaşık aylık 2; en düşük maaş alan memur ise aylık yaklaşık 1 çeyrek altın daha kaybetmiştir.
Memur maaşları ortalama Dolar kuru karşısında da erimektedir. Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2002-2010 yılları arasında Dolar bazında değer kazanan memur maaşları özellikle Memur-Sen’in bütün sendikaları ile yetkiyi aldığı 2013 sonrasında hızlı bir erime içine girmiştir. Toplu sözleşme siste- mine geçildiği ve Konfederasyonumuzun 3 yetkili sendika ile pazarlıklarda etkin rol oynadığı 2012 toplu sözleşmesinin ardından bin 49 Dolara kadar yükselen ortalama memur maaşı 2018’de 709 Dolara; 2013’de 812 Dolar olan en düşük memur maaşı ise 533 Dolara kadar gerilemiştir. Bu süreçte erime ortalama memur maaşında yüzde 32,4; en düşük memur maaşında ise yüzde 34 olmuştur.
Asgari Geçim Sınırındaki Artış ve Memur Maaşları
Bu gelişmelere paralel olarak 2017 Aralık ayında 5.468,79 TL olan dört kişilik ailenin aylık zorunlu harcama tutarı, 2018 sonunda tam 1031,94 TL artış göstermiş ve 6.500,73 TL’ye ulaşmışken 2.977,67 TL olan ortalama me- mur maaşı 441,65 TL zamlanmış ve 3.419,32 TL olmuştur. Başka bir ifadeyle enflasyon farkı ödemesi de yapılmasına rağmen maaşlardaki erime ve alım gücündeki kayıp devam etmiş ve ortalama bir memurun alım gücü, bir yıl içinde aylık 590,29 TL azalmıştır.
Aynı dönemde en düşük dereceli memur maaşı ise 332,06 lira artarak 2.238,77 TL’den 2.570,83 TL’ye yükselmiş, buna göre en düşük memurun ailenin harcamaları karşısındaki alım gücü de 699,85 TL düşüş göstermiştir.
Bu gerçekler ışığında;
• Enflasyonun toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler üzerinde görülmektedir. Xxxxx artık memur ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılaya- maz hale gelmiştir. Ülkedeki gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi benimsenen ücret politikalarıdır. Gelişmeler karşısında ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken
maaşların yalnızca enflasyona endeksli olarak düzenlenmesi, gelir da- ğılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır. Bu çerçevede toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyona endeksli maaş artış tekliflerinden vaz ge- çilmesi, gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı, büyüme ve refah pa- yının temel alındığı bir maaş artış sisteminin geliştirilmesi lüzumludur.
• Kamu görevlileri ve emeklilerine yapılacak zamlarda, ülkedeki asgari geçim standardı miktarları da dikkate alınmalıdır.
• Memur maaşlarının enflasyon karşısında erimesini önlemek amacıyla, memur maaşlarına enflasyon farkı verilmesinin söz konusu olduğu dö- nemlerde ortaya çıkan enflasyon farkı, farkın ortaya çıktığı ay itibarı ile ödenmelidir.
2020 Xxxx Xxxx Artışı
Geçmiş dönemde gerek enflasyona endeksli maaş artışları gerekse ailenin zorunlu harcamalarında meydana gelen artışlardan kaynaklı ola- rak oraya çıkan zararın karşılanması amacıyla öncelikli olarak 2020 yılının xxxx ayından geçerli olacak şekilde taban aylığa 600 TL net seyyanen, ardından 2020 yılının birinci ve ikinci altı aylık dilimlerinde kamu görev- lileri ve emekli maaşlarına %10 + %10 oransal artış yapılmalı. Buna ilave olarak gelir dağılımında adaletin sağlanması, kamu görevlileri emekli- lerinin ekonomik büyümeden pay alabilmesi ve maaşlarının reel olarak artması için kamu görevlilerine ayrıca %3 refah payı artışı yapılmalı.
• 2020 yılının xxxx ayı itibarı ile bütün kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşlarına %10 zam yapılmalı, düşük maaş alan ile yüksek maaş alan kamu görevlileri arasındaki makası kapatmak amacıyla ayrıca 2020 Xxxx ayından itibaren taban aylık tutarı net 600 TL artırılmalıdır.
• 1 Temmuz 2020’den itibaren ise kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşlarına %10 daha zam yapılmalıdır.
2020 Xxxx xxxxx Payı
• 1 Xxxx 2020’den itibaren kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşları- na %3 ilave refah payı zammı yapılmalıdır.
2020 Yılı Enflasyon Farkı
• TÜİK tarafından belirlenen Tüketici Fiyatları Endeksi 2019 yılı aralık ayı endeksine göre değişim oranının, 2020 yılının birinci altı aylık dönemi için öngörülen %10 oranını,
• 2020 yılı haziran ayı Tüketici Fiyatları Endeksinin, 2020 yılının ikinci altı aylık dönemi için öngörülen %10 oranını aşması halinde, kamu görev- lilerinin maaş ve tazminatlarını belirlemek için esas alınan bütün katsa- yılar, sözleşme ücreti artış oranları ve ücret tavanları ile ortalama ücret toplamı üst sınırı enflasyon rakamının ilan edildiği ayın 1’inden geçerli olmak üzere aşan kısım kadar artırılmalı, her ay gerçekleşen enflasyon bu rakama ilave edilmelidir. TÜFE’nin gerilediği aylarda herhangi bir mahsuplaşma yapılmamalıdır.
2021 Xxxx Xxxx Artışı
Amaç: 2021 yılının birinci ve ikinci altı aylık dilimlerinde kamu görevlileri ve emekli maaşlarına %8 + %8 oransal artış yapılması, ülkedeki ekonomik büyüme ve refah paylarına istinaden yapılacak %3 ilave zamla gelir dağılımında kamu görevlileri lehine iyileşme sağlanması.
• 2021 yılının xxxx ayı itibarı ile bütün kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşlarına %8 zam yapılmalı, ülkede yaşanan ekonomik büyümeden kamu görevlilerine ve emeklilere de pay verilmek suretiyle kamu gö- revlilerinin refah seviyesinin yükseltilmesi için bu zamlara ilaveten %3 ekonomik büyüme ve refah zammı verilmelidir.
• 1 Temmuz 2021’den itibaren ise kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşlarına %8 daha zam yapılmalıdır.
2021 Xxxx xxxxx Payı
• 1 Xxxx 2021’den itibaren kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşları- na %3 ilave refah payı zammı yapılmalıdır.
2021 Yılı Enflasyon Farkı
• TÜİK tarafından belirlenen Tüketici Fiyatları 2020 yılı aralık ayı endeksine göre değişim oranının, 2021 yılının birinci altı aylık dönemi için öngörülen %8 oranını,
• 2021 yılı haziran ayı Tüketici Fiyatları Endeksinin, 2020 yılının ikinci altı aylık dönemi için öngörülen %8 oranını aşması halinde, kamu görevli- lerinin maaş ve tazminatlarını belirlemek için esas alınan bütün katsa- yılar, sözleşme ücreti artış oranları ve ücret tavanları ile ortalama ücret toplamı üst sınırı enflasyon rakamının ilan edildiği ayın 1’inden geçerli olmak üzere aşan kısım kadar artırılmalı, her ay gerçekleşen enflasyon bu rakama ilave edilmelidir. TÜFE’nin gerilediği aylarda herhangi bir mahsuplaşma yapılmamalıdır.
• KİT’lerde görev yapan ve diğer mevzuat hükümlerine göre sözleşmeli olarak çalışan personelin sözleşme ücretleri de 2020 ve 2021 yıllarında memur maaşlarına yapılan artışlar nispetinde artırılmalıdır.
Bu şekilde 2020 yılının tamamında en düşük dereceli memur maaşına 1.491,13 TL, ortalama memur maaşına 1.736,46 TL artış yapılmış olacaktır. Maaş artış talebimizin karşılanması durumunda, 2020 yılı sonunda en düşük dereceli memur maaşı 4.509,18 TL, ortalama memur maaşı ise 5.750,60 TL olacaktır.
2020 yılının tamamı için geçmiş dönem zararlarının telafisi için talep et- tiğimiz taban aylığa seyyanen net 600 TL artış ve refah payı ile birlikte en düşük dereceli memur maaşına %49,4; ortalama memur maaşına ise %43,26 artış istemekteyiz.
2021 yılında en düşük dereceli memur maaşı 2020 yılına göre 908,11 TL, ortalama memur maaşı ise 1.158,13 TL artacaktır. Taleplerimizin karşı- lanması halinde 4. Toplu Sözleşme Dönemi sonunda 2021 yılı sonu itibarı ile en düşük dereceli memur maaşı 5.417,29 TL, ortalama memur maaşı ise 6.908,73 TL’ye ulaşacaktır.
2021 yılının tamamı için en düşük dereceli memur maaşına ve ortalama memur maaşına refah payı dahil %20,14 artış istemekteyiz.
Türkiye Kamu-Sen’in Mali Talepleri Sonucunda Oluşması Planlanan Katsayı Gösterge ve Maaşlar
EK GÖSTERGELER
Hükümetin Seçim Vaadi Olan Ek Gösterge Konusu, Tüm Kamu Görev- lilerini Kapsayacak ve Aksaklıkları Giderecek Şekilde Genişletilerek Bir An Önce Ele Alınmalı
Memur maaşlarının önemli bir kalemi olan ek gösterge hem görev ücretini hem de emekli maaşını önemli oranda belirlemektedir. Ek gösterge konusu her ne kadar 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte 15/10/2008 tarihinden sonra ilk defa memuriyete atanan kamu görevlileri açısından kıs- men önemini yitirse de 5434 sayılı Kanuna tabi olan memurlar açısından ol- dukça önemlidir.
Bu bağlamda, 24/5/2013 tarihli 6487 sayılı Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Ka- nun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 657 sayılı Kanunun ek gösterge cetvelinde düzenleme yapılmış ve daire başkan- ları ile grup başkanlarının ek göstergesi 3000’den 3600’e çıkarılmıştır. Bu de- ğişiklikle birlikte genel müdür yardımcılarıyla, Başbakanlık ve Bakanlıklarda görev yapan daire başkanlarının ek göstergeleri eşitlenmiş, mahalli idare- lerde görev yapan daire başkanlarının ek göstergeleri ise 3000’de kalmıştır.
Değişiklik sonrası benzer sorunlar üniversitelerde de oluşmuştur. Bu dü- zenlemeden sonra, hiyerarşik olarak üst pozisyonda olan Genel Sekreter Yar-
dımcılarının 3000 olan ek göstergeleri Daire Başkanlarının ek göstergelerinin altında kalmıştır. Ayrıca Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan kadrolarda görev yapmakta iken Genel İdare Hizmetleri Sınıfında bulunan kadrolara yönetici olarak atanan kamu görevlileri ile kadroları Genel İdare Hizmetleri Sınıfında bulunan yöneticilerin ek göstergeleri de kadro ve görev unvanları aynı olma- sına rağmen farklı belirlenmiş, yönetici pozisyonlarındaki müdür, şube mü- dürü, şef gibi kadroların ek göstergeleri düşük kalmıştır. Benzer durumların birçok unvanda olduğu da bilinen gerçekler arasındadır. Yani amir durumun- da olan birçok personelin ek göstergesi emrinde çalışan personelin ek gös- tergesinden daha düşük haldedir. Uzmanlıklarda, taşra ve merkez uzmanları arasında ek gösterge bakımından farklılıklar yaşanmakta, uzman kadrosunda bulunan kamu görevlileri kariyer uzmanlar ve diğer uzmanlar olarak farklı kategorilerde değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
Aynı zamanda ek gösterge uygulamasının belirli bir standardı da bulun- mamakta farklı hizmet sınıflarında farklı ek gösterge çizelgesi uygulanmakta, kadroları Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan personel ek gösterge uygula- masından faydalanamamaktadır.
Bunun yanında 657 sayılı Devlet memurları Kanununun 67nci ve 68inci maddeleri kamu görevlilerinin derece yükselmesini üst derecelerden boş bir kadronun varlığına bağlamıştır. Bu nedenle birçok kamu görevlisi gerekli şartları taşıdığı halde üst derecelerde boş kadro bulunmaması nedeniyle hak ettikleri derecelere yükselememektedir.
Ek gösterge bir taraftan memur maaşlarının bir unsuru olurken diğer ta- raftan yaşlılık aylığı ve emekli ikramiyesi tutarını doğrudan etkilemektedir. Mülga 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli sandığı Kanununun ek göster- ge rakamlarına bağlı olarak getirdiği emeklilik sistemi, özellikle ek gösterge rakamı düşük olan memurların çalışırken aldığı maaşla emekli maaşları ara- sında bir uçurum ortaya çıkmasına, aynı sürelerde çalışan ve aynı brüt maaşa sahip sözleşmeli personel ve işçiler ile memurlar arasında emekli maaşı ve ikramiyesi bakımından memurlar aleyhine %15 ile %40 arasında bir farkın ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak çok detaylı çalışmalara dayanmadan yapılan ek gösterge değişiklikleri birçok yapıyı bozmaktadır ve istenmeyen sonuçlar ortaya çık- maktadır. Dolayısıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek gösterge cetvellerinin unvan bazında değil bir bütün olarak yeniden ele alınması kaçı- nılmaz hale gelmiştir.
Bu çerçevede 657 sayılı Kanunun eki cetveller detaylı bir şekilde ele alın- malı ve mevcut sorunlar giderilerek memurların emekli maaşlarının da ma- kul seviyelere yükseltilmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla öncelikli olarak bütün
hizmet sınıflarında geçerli olacak bir ek gösterge hiyerarşisi benimsenmeli, ek gösterge rakamları tüm hizmet sınıfları için aynı hiyerarşik sıra ile belirlen- melidir.
Öncelikli olarak üst derecelerde boş kadro bulunmaması nedeniyle de- rece yükselmesi yapamayan memurların, boş kadro olup olmadığına bakıl- maksızın öğrenim durumları itibarı ile yükselebilecekleri en üst kadro dere- celerine kadar gidebilmesi sağlanmalıdır. Bu düzenleme ile başta kadroları Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan kamu görevlilerinin üst derecelere yük- selebilmeleri sağlanmalı, diğer hizmet sınıflarında da öğrenim durumları iti- barı ile hak ettikleri kadro derecelerine ulaşamayan memurlar derece yüksel- mesi yapabilmelidir.
Öğretmen, polis, din görevlileri ve hemşirelerin yanında bütün hizmet sınıflarında görev yapan personel için yeni ek gösterge rakamları belirlenmelidir.
Bu amaçla aşağıda sunulmuş olan ek gösterge değişikliğinin hayata geçi- rilmesi sorunların çözülmesi için önemli bir adım olacaktır.
KAMU GÖREVLİLERİNİN EK GÖSTERGELERİNE İLİŞKİN 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN EKİ (I) VE (II) SAYILI CETVELLER- DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 67nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, 68inci mad- desinin (A) fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmıştır:
“Derece yükselmesi:
Madde 67- Devlet memurları, kadro durumuna bakılmaksızın, öğrenim durumları itibarı ile yükselebilecekleri en üst kadro derecelerine kadar yük- seltilir.”
MADDE 2- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun eki (I) Sayılı Ek Gösterge Cetvelinin; “I- GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFI” bölümünün (e), (f), (g) ve (h) fıkraları ile (i) fıkrası başlığı ile birlikte, “VII- EMNİ- YET HİZMETLERİ SINIFI” bölümünün (b), (c), (d) ve (e) fıkraları, “VIII- MÜLKİ İDARE HİZMETLERİ SINIFI” bölümünün (d) fıkrası ile “II-TEKNİK HİZMETLER SINIFI”, “III-SAĞLIK HİZMETLERİ SINIFI”, “IV- EĞİTİM VE ÖĞRETİM HİZ- METLERİ SINIFI”, “V- AVUKATLIK HİZMETLERİ SINIFI”, “VI- DİN HİZMET-
LERİ SINIFI” bölümleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, “I-GENEL İDARE HİZ- METLERİ SINIFI” bölümünün (h) fıkrasına “En az 3 yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren
ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda” ibaresinden sonra gelmek üzere “(veya yüksek öğrenimli olup, özel kanun- ların öngördüğü şartları taşıyanlardan yine bu kanunların öngördüğü usule göre seçilerek)” ibaresi, (i) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki ibareler
(j) fıkrası ve (1) numaralı alt bent olarak eklenmiş, “VIII- MÜLKİ İDARE AMİR- LİĞİ HİZMETLERİ SINIFI” bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki “IX- YARDIMCI HİZMETLER SINIFI” bölümü Cetvele ilave edilmiştir.
MADDE 3- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun eki (II) Sayılı Ek Gösterge Cetvelinin;
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli (II) sayılı Cetvelin; “6. MAHALLİ İDARELER İLE BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLARDA”
bölümünde yer alan “Daire Başkanı” ibaresi metinden çıkarılmış, aynı Cet- velin “3. MAHALLİ İDARELER İLE BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLARDA” bölü-
müne “Genel Müdür Yardımcıları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Daire Başkanı” ibaresi eklenmiştir.
“1- Başbakanlık ve Bakanlıklarda”, “2- Yargı Kuruluşları Bağlı ve İlgili Ku- ruluşlar ile Yükseköğretim Kuruluşlarında, “3- Mahalli İdareler ile Bağlı ve İlgili Kuruluşlar” bölümündeki “3600” ibaresi “4400”, “4- Başbakanlık ve Bakanlıklarda, 5- Yargı Kuruluşları- Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yükseköğretim Kuruluşlarında, 6- Mahalli İdareler ile Bağlı ve İlgili Kuruluşlarda” bölümlerin- deki “3000” ibareleri “3800” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 4- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5- Bu Kanunu Cumhurbaşkanı yürütür.
I SAYILI CETVEL
YANSIMASI (TL)
HİZMET SINIFLARI İTİBARİYLE UNVAN VEYA AYLIK ALINAN DERE- CELERE GÖRE EK GÖSTERGELER
UNVAN | DERECE | MEVCUT EK GÖSTERGE | TEKLİF EDİLEN EK GÖSTERGE | BRÜT MAAŞA YANSIMASI (TL) | EMEKLİ MAAŞI HESAPLAMASINA |
I- GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFI | |||||
e) Başbakan Müşavirleri, Adalet Bakanlığı Bakanlık Yüksek Müşavirleri, Türkiye İstatistik Kurumu Başkan Yardımcıları, Toplu Konut İdaresi Başkan Yardımcıları | 1 | 5300 | 5500 | 27,69 | - |
f) Bakanlar Kurulu Sekreteri, Başbakanlık Başkanları, Avrupa Birliği Bakanlığı Başkanları, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkan Yardımcıları ile Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi Başkanları, Başbakanlık Özel Kalem Müdürü, Adli Tıp Kurumu Başkanı, Milli Kütüphane Başkanı, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyesi, Yüksek Öğretim Kurulu Genel Sekreteri, Büyük Şehir Belediye Genel Sekreteri, Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi, GAP İdaresi Başkan Yardımcısı, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Başkan Yardımcısı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkan Yardımcısı, Vergi Dairesi Başkanı (Ankara, İstanbul, İzmir) | 1 | 4800 | 5300 | 69,23 | - |
g) En az üç yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda (veya yüksek öğrenimli olup, özel kanunların öngördüğü şartları taşıyanlardan en az sekiz yıl mesleki görev yaptıktan sonra yine bu kanunların öngördüğü usule göre seçilerek) atanan Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Bağımsız Genel Müdürlük ve Büyük Şehir Belediyesiyle Büyük Şehir Belediye sınırları içindeki ilçe Belediyeleri Müfettişleri, Başbakanlık Uzmanları, Adalet Uzmanları, Millî Savunma Uzmanları, İçişleri Uzmanları, Dışişleri Uzmanları, Çalışma Uzmanları, Yurt Dışı İşçi Hizmetleri Uzmanları, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Uzmanları, Kültür ve Turizm Uzmanları, Aile ve Sosyal Politikalar Uzmanları, İnsan Hakları Uzmanları,(47) Sanayi ve Teknoloji Uzmanları, Çevre ve Şehircilik Uzmanları, Gençlik ve Spor Uzmanları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Uzmanları, Gümrük ve Ticaret Uzmanları, İhracatı Geliştirme Uzmanları, Orman ve Su İşleri Uzmanları, Diyanet İşleri Uzmanları, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanları, Devlet Personel Uzmanları, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Uzmanları, Afet ve Acil Durum Yönetimi Uzmanları, Devlet Gelir Uzmanları, Tapu ve Kadastro Uzmanları, Meteoroloji Uzmanları, Basın ve Enformasyon Uzmanları, Yüksek Kurum Uzmanları, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Uzmanları, Savunma Sanayii Uzmanları, Vakıf Uzmanları, Xxxxx Xxxxxxxxx, Patent Uzmanları, TİKA Uzmanları, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Uzmanları, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Uzmanları, Yazma Eser Uzmanları, İstihdam Uzmanları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim Uzmanları, Bakanlık ve Bağlı Kuruluşların Avrupa Birliği Uzmanları, Yükseköğretim Kurulu Uzmanları,Kalkınma Bakanlığı Planlama Uzmanları,Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Uzmanları, Dışişleri Meslek Memurları ile Konsolosluk ve İhtisas Memurları, Maliye Bakanlığı Vergi Müfettişleri ile Hazine Müsteşarlığı Bankalar Yeminli Murakıpları ve Hazine Kontrolörleri, Hazine Uzmanları Sigorta Denetleme Uzmanları ile Aktüerleri, Dış Ticaret Uzmanları, Avrupa Birliği İşleri Uzmanları, Göç Uzmanları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş ve İş Güvenliği Müfettişleri ve Bakanlıkların Merkez Teşkilatına dahil Genel Müdürlükleri Kontrolörleri ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri ile Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişleri, Sosyal Güvenlik Uzmanları, Ulaştırma ve Haberleşme Uzmanları, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Uzmanları, Denizcilik Uzmanları, Sağlık Uzmanları ve Sağlık Denetçileri, Milli Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı Müfettişleri, Türkiye İstatistik Kurumu Uzmanları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Denetçileri ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre atanan İç Denetçiler, Millî Eğitim Uzmanları, Millî Eğitim Denetçileri ve İl Eğitim Denetmenleri, Aile ve Sosyal Politikalar Denetçileri, Maliye Uzmanları | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3600 3000 2200 1600 1300 1150 950 850 | 4400 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 | 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 | - |
h) En az 3 yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda (veya yüksek öğrenimli olup, özel kanunların öngördüğü şartları taşıyanlardan yine bu kanunların öngördüğü usule göre seçilerek) atanan Gelir Uzmanları, İl İstihdam Uzmanları, Mali Hizmetler Uzmanları, Vergi İstihbarat Uzmanları, İçişleri Bakanlığı Planlama Uzmanları, İl Göç Uzmanları (Ek İbare: 19/6/1994-KHK- 543) En az üç yıl süreli Yüksek Öğretim veren Fakülte veya Yüksekokulu bitirerek yapılacak sınav sonucunda denetmen yardımcısı veya uzman yardımcısı kadrolarına atanmış ve en az üç yıl bu kadrolarda çalıştıktan sonra bu süredeki çalışmaları olumlu bulunmak kaydıyla Ürün Denetmenleri, Gümrük ve Ticaret Denetmenleri, Sosyal Güvenlik Denetmenleri, Defterdarlık Uzmanları kadrosuna atanmış olanlar | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 2200 1600 1200 1100 900 800 500 450 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 221,53 193,84 166,15 138,46 145,39 131,53 159,23 152,30 | 789,22 |
i) Müdür, Şube müdürü, Müdür yardımcısı, Uzman, Raportör, Şef kadroları ile bu kadrolarda en az 6 ay görev yaptıktan sonra Araştırmacı kadrolarına atananlar | 1 2 3 4 | 2200 1600 1100 800 | 3800 3000 2400 2100 | 221,53 193,85 180,00 180,00 | 789,22 |
j) Kadroları bu sınıfa dahil olup da yukarıda sayılanlar dışında kalanlardan, 1- En az 3 yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirenler | 1 2 3 4 | 2200 1600 1100 800 | 3000 2400 2100 1950 | 110,77 110,77 138,46 159,18 | - |
2- Diğerleri | 1 2 3 4 | 1500 1100 800 650 | 2400 2100 1950 1750 | 124,57 138,41 159,23 152,30 | 394,62 |
II- TEKNİK HİZMETLER SINIFI | |||||
a) Kadroları bu sınıfa dahil olup, en az 4 yıl süreli yükseköğretim veren fakülte veya yüksekokullardan mezun olarak yürürlükteki hükümlere göre Yüksek Mühendis, Mühendis, Yüksek Mimar ve Mimar ile Şehir Plancısı ve Bölge Plancısı unvanını almış olanlar | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3600 3000 2200 1600 1300 1150 950 850 | 4400 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 | 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 | - |
b) (Değişik: 1.5.2003 tarih ve 4856/ 42 madde) Kadroları bu sınıfa dahil olup, en az 4 yıl süreli yükseköğretim veren fakülte ve yüksekokullardan mezun olarak yürürlükteki hükümlere göre Jeolog, Hidrojeolog, Hidrolog, Jeomorfolog, Jeofizikçi, Fizikçi, Matematikçi, İstatistikçi, Yöneylemci (hareket araştırmacısı), Matematiksel İktisatçı, Ekonomici ve Kimyager unvanını almış olanlarla Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunları, Çözümleyici | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3000 2200 1600 1500 1200 1100 900 800 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 110,77 110,77 110,77 83,07 103,85 90,00 103,85 103,85 | 789,22 |
c) Kadroları bu sınıfa dahil olup da yukarıda sayılanlar dışındaki yüksek öğrenim mezunları ile Yüksek Tekniker ve Tekniker unvanını almış olanlar. | 1 2 3 4 | 2200 1600 1500 1100 | 3000 2400 2100 1950 | 110,77 110,77 83,07 117,69 | - |
d) Kadroları bu sınıfa dahil olup da yukarıda sayılanlar dışında kalanlar, | 1 2 3 4 | 1500 1100 800 650 | 2400 2100 1950 1750 | 124,62 138,46 159,23 152,30 | 394,62 |
III- SAĞLIK HİZMETLERİ SINIFI | |||||
a) Uzman Tabip, Tabip, Diş Hekimi, Uzman Veteriner Hekim, Veteriner Hekim, Eczacı Biyolog, Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde belirtilen dallarda uzmanlık belgesi alanlar veya bu dallarda uzmanlık unvanını doktora aşaması ile kazanmış bulunanlar | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3600 3000 2200 1600 1300 1150 950 850 | 4400 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 | 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 110,77 | - |
b) Diğer sağlık bilimleri lisansiyerleri | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3000 2200 1600 1500 1200 1000 900 800 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 110,77 110,77 110,77 83,07 103,85 103,85 103,85 103,85 | 789,22 |
c) Kadroları bu sınıfa dahil olup da yukarıda sayılanlar dışında kalanlardan; 1. Yüksek öğrenim görenler | 1 2 3 4 | 2200 1600 1100 800 | 3000 2400 2100 1950 | 110,77 110,77 138,46 159,23 | - |
2. Diğerleri | 1 2 3 4 | 1500 1100 800 650 | 2400 2100 1950 1750 | 124,62 138,46 159,23 152,30 | 394,62 |
IV-EĞİTİM VE ÖĞRETİM HİZMETLERİ SINIFI | |||||
a) Öğretmen ve Diğer Personel | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3000 2200 1600 1100 900 800 500 450 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 110,77 110,77 110,77 138,46 145,39 131,53 159,23 152,30 | 789,22 |
V-AVUKATLIK HİZMETLERİ SINIFI | |||||
(Yeniden düzenleme: 17/9/2004-5234/1 md.) Kadroları bu sınıfa dahil olanlardan | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3000 2200 1600 1500 1200 1100 900 800 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 110,77 110,77 110,77 83,07 103,85 90,00 103,85 103,85 | 789,23 |
VI- DİN HİZMETLERİ SINIFI | |||||
Kadroları bu sınıfa dahil olanlardan a)(Değişik:1/7/2010-6002/21 md.) En az dört yıllık dini yüksek öğrenim mezunları | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3000 2200 1600 1100 900 800 500 450 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 110,77 110,77 110,77 138,46 145,39 131,53 159,23 152,30 | 789,23 |
b) Yukarıda belirtilenler dışındaki yükseköğrenim mezunları | 1 2 3 4 | 2200 1600 1100 800 | 3800 3000 2400 2100 | 221,53 193,85 180,00 180,00 | 789,23 |
c) Diğerleri | 1 2 3 4 | 1500 1100 800 650 | 2400 2100 1950 1850 | 124,62 138,46 159,23 166,16 | 394,62 |
VII- EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI | |||||
b)Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı ve Emniyet Genel Müdür Yardımcıları ile Ankara, İstanbul, İzmir Emniyet Müdürleri | 1 | 4300 | 5000 | 96,93 | 263,07 |
c) Daire Başkanları ile Diğer Birinci Sınıf Emniyet Müdürleri | 1 | 3600 | 4600 | 138,46 | - |
d) Kadroları bu sınıfa dahil olup da Emniyet Müdürü sıfatını kazanmış olanlar, | 1 2 3 4 | 3000 2200 1600 1100 | 4400 3800 3000 2400 | 193,89 221,53 193,85 180,00 | 789,23 |
e) Kadroları bu sınıfa dâhil olup da yukarıda sayılanlar dışında kalanlardan; | |||||
aa) Yüksek Öğrenimliler | 1 2 3 4 5 6 7 8 | 3000 2200 1600 1100 900 800 500 450 | 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 1550 | 110,77 110,77 110,77 138,46 145,39 131,53 159,23 152,30 | 789,23 |
VIII- MÜLKİ İDARE AMİRLİĞİ HİZMETLERİ SINIFI | |||||
d) Kadroları bu sınıfa dahil olup da; yukarıda sayılanlar dışında kalanlar (1 inci derecenin kademelerinden aylık alanlar için Genel İdare Hizmetleri Sınıfında aynı görev unvanları için belirlenen ek gösterge rakamlarından düşük olmamak üzere) | ¼ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 | 4800 4000 3600 3000 2300 2200 1600 1500 1300 1150 | 5300 5000 4400 3800 3000 2400 2100 1950 1750 1650 | 69,23 138,46 110,77 110,77 96,93 27,69 69,23 62,30 62,30 69,23 | - |
IX- YARDIMCI HİZMETLER SINIFI | |||||
Kadroları bu sınıfa dâhil olanlardan | 1 2 3 4 5 6 7 8 9 | - - - - - - - - - | 2400 2100 1950 1750 1650 1550 1450 1350 1250 | 332,31 290,76 270,00 242,31 228,46 214,61 200,77 186,92 173,07 | 394,62 |
II SAYILI CETVEL
KADROLARI GENEL İDARE HİZMETLERİ SINIFININ BİRİNCİ DERECESİNDE BULUNANLARIN EK GÖSTERGELERİ
UNVAN | DERECE | MEVCUT EK GÖSTERGE | TEKLİF EDİLEN EK GÖSTERGE | MAAŞA YANSIMASI (TL) | EMEKLİ MAAŞINA YANSIMASI (TL) |
1.BAŞBAKANLIK VE BAKANLIKLARDA | |||||
Başbakanlık Müşaviri, Başbakanlık Başkan Yardımcısı, Bakanlık Müşaviri, Başbakanlık Basın Müşaviri, I. Hukuk Müşaviri, Elçi, Müsteşar, I.Sınıf Başkonsolos, Büyükelçilik I.Müsteşarı, Daire Başkanı (Ana ve Yardımcı Hizmet Birimi), Milli Kütüphane Başkan Yardımcısı, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkan Yardımcısı, Vergi Denetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Genel Müdür Yardımcısı, Maliye Bakanlığı Hukuk Müşaviri, Dış Politika Danışma Kurulu Üyesi, Dışişleri Bakanlığı Eğitim Merkezi Sekreteri, İl İdare Kurulu üyesi Bakanlık İl Müdürleri ile Ankara, İstanbul ve İzmir illerindeki diğer Bakanlık İl Müdürleri , Bakanlık Bölge Müdürü, Yüksek Fen Kurulu Üyesi, Maliye Başkanı, Milli Emlak Dairesi Başkanı, Avrupa Birliği Bakanlığı Daire Başkanları, Serbest Bölge Müdürü, Genel Müdürlük ve Başkanlık Daire Başkanı, Millî Eğitim Bakanlığı Grup Başkanı, Millî Eğitim Bakanlığı Bilgi İşlem Grup Başkanı ile İnşaat ve Emlak Grup Başkanı olanlar | 1 | 3600 | 4400 | 110,77 | - |
2.YARGI KURULUŞLARI, BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLAR İLE YÜKSEKÖĞRETİM KURULUŞLARINDA | |||||
Vakıflar Meclisi Üyesi, Yönetim Kurulu Üyesi, A.O.Ç. Müdürü, Devlet Personel Başkanlığı Başkan Yardımcısı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkan Yardımcısı Türk Patent Enstitüsü Başkan Yardımcısı. Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yard., Özel Çevre Koruma Kurumu Başkan Yardımcısı, Adli Tıp Kurumu Başkan Yardımcısı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Denetleme Kurulu Başkanı ile Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Başkan Yardımcıları, Milli Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkan Yardımcısı, Hazine Müsteşarlığı Daire Başkanı (Ana ve Yardımcı Hizmet Birimi), Türkiye İstatistik Kurumu Daire Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Daire Başkanı ve Genel Sekreter Müşaviri, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Daire Başkanı, Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Daire Başkanı, Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürü, Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Bölge Müdürü, Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Müşaviri, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Daire Başkanı, Xxxxx Xxxxxxx Daire Başkanı, Afet ve Xxxx Xxxxx Yönetimi Başkanlığı Daire Başkanı, Vergi Dairesi Başkanı,Genel Müdür Yardımcısı, Sosyal Güvenlik Kurumu Aktüerya ve Fon Yönetimi Daire Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu İnsan Kaynakları Daire Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu Destek Hizmetleri Daire Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu İnşaat ve Emlak Daire Başkanı, Sosyal Güvenlik İl Müdürü (Ankara, İstanbul, İzmir), Teftiş Kurulu Başkanı, Teftiş ve Kontrol Kurulu Başkanı, Teftiş ve Tetkik Kurulu Başkanı, Vakıflar Genel Müdürlüğü Rehberlik ve Teftiş Başkanı, Yükseköğretim Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı, Üniversitelerarası Kurul Sekreteri, Üniversite Genel Sekreteri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi Başkanı, Müşavir (Müsteşarlıklarda), I. Hukuk Müşaviri, Türkiye İstatistik Kurumu Bölge Müdürü, Daire Başkanı, Gelir İdaresi Grup Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Grup Başkanı, Tapu ve Kadastro Bölge Müdürü, Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşavirleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Daire Başkanı, İl Müftüsü, Diyanet İşleri Başkanlığı Dinî Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Üyesi, Sosyal Güvenlik Kurumu Daire Başkanları (Ana ve Yardımcı Hizmet Birimi), Sayıştay Başkanlığı Birim Başkanı, Sayıştay Başkanlığı Strateji Geliştirme Birim Başkanı | 1 | 3600 | 4400 | 110,77 | - |
3.MAHALLİ İDARELER İLE BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLARDA | |||||
Büyükşehir Belediye Teftiş Kurulu Müdürü, Büyükşehir Belediye Genel Sekreter Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanı | 1 | 3600 | 4400 | 110,77 | - |
4.BAŞBAKANLIK VE BAKANLIKLARDA | |||||
Hukuk Müşaviri, Bakanlık Özel Kalem Müdürü, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Başbakanlık Merkez Teşkilatında Araştırmacı, Dışişleri Bakanlığı Xxxx Xxxxxxxx, Savunma Sekreteri, Bütçe Dairesi Başkanı Saymanlık Müdürü, Bakanlık İl Müdürü, Xxxxxx Xxxxxxxxx, Muhasebe Müdürü, Muvazzaf Uzlaşma Komisyonu Başkanı, Milli Emlak Müdürü, Cezaevi Müdürü, Denetimli Serbestlik Müdürü, Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü, İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürü, (Bayındırlık ve İskân Müdürü, İstanbul Atatürk Kül.Mer. Müdürü, Müze Müdürü (İstanbul Topkapı), Okul Müdürü (Unvanlılar dahil), Maliye Kursu Müdürü, Muhakemat Müdürü, Hastane Müdürü, İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitü Müdürü, Xxxx Xxxxxx Kurulu Başkanı, İst.Validebağ Sanatoryum ve Öğr. Hst. Başk., Sivil Savunma Koleji Müdürü, Defterdar Yardımcısı, Ekonomi Bakanlığı Bölge Müdür Yardımcısı ve Serbest Bölge Müdür Yardımcısı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bölge Müdür Yardımcısı, Mal Müdürü, Emlak Müdürü (Maliye Bakanlığı), Müze Başkanı (Kültür ve Turizm Bakanlığı), | 1 | 3000 | 3800 | 110,77 |
5.YARGI KURULUŞLARI-BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLAR İLE YÜKSEKÖĞRETİM KURULUŞLARINDA | |||||
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Denetleme Kurul Üyesi, Başhukuk Müşaviri, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Başkanlık Müşavirleri ile Basın Müşaviri, Hukuk Müşaviri, İstatistik Müşaviri, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Müşaviri, Hazine Saymanı, Genel Sekreter, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı R.S.Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı, Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, İl Müdürü, Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi Müdürü, Türkiye İstatistik Kurumunda Müdür, Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Diyanet İşleri Başkanlığı Özel Kalem Müdürü, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Merkezi Müdürü, İl Müftü Yardımcısı, İlçe Müftüsü, Sosyal Sigortalar Kurumu Sigorta İl Müdürü, Sosyal Sigortalar Kurumu Sigorta Müdürü, Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşleri İl Müdürü, Sosyal Sigortalar Kurumu Hastane Müdürü, Savunma Sekreteri Tapu ve Kadastro Eğitim Müdürü,Yüksek Fen Kurulu Başkanı, Tetkik Kurulu Başkanı, Fen ve Tetkik Kurulu Başkanı, Araştırma Geliştirme Kurulu Başkanı, Tetkik ve İstişare Kurulu Başkanı, Devlet Opera ve Balesi Müdürü, Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı, A.O.Ç. Müdür Yardımcısı, Araştırma ve Teknik Eğitim Merkezi Başkanı, S.S.K. Sağlık Meslek Lisesi Müdürü, Yurt Müdürü, Tapu Müdürü, Kadastro Müdürü, Kambiyo Müdür, Borsa Komiseri, Üniversite Hastaneleri Başmüdürü, Nükleer Araştırma Eğitim Merkezi Müd, Bölge Başmüdürü, | 1 | 3000 | 3800 | 110,77 | 789,23 |
5.YARGI KURULUŞLARI-BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLAR İLE YÜKSEKÖĞRETİM KURULUŞLARINDA | |||||
(6) Gelir İdaresi Grup Müdürü, Vergi Dairesi Müdürü, Bölge İstihbarat Müdürü, Bölge İnşaat Müdürü, Kandilli Rasathanesi Müdürü, Başmüdür, Güneydoğu Anadolu Fosfatları Grup Bşk, Müessese Müdürü, İşletme Müdürü, Fabrika Müdürü, Kombina Müdürü, Üniversitelerarası Kurul Genel Sekreter Yard. Fakülte Sekreteri, Şirket Müdürü, Enstitü Müdürü, Tesis Müdürü, Kırıkkale Yardımcı Tesisler Müdürü, Çiftlik Müdürü, Kuruluş Müdürü, Banka Şubesi Müdürü, T.C. Ziraat Bankası, T.Emlak Bankası ve T. Halk Bankası Genel Müdürlüklerinde 1 inci derece kadrolu müdürlerden; -Ticari Krediler Müdürü, -Sanayi Kredileri Müdürü, -Teşvik ve Geliştirme Kredileri Müdürü, -Zirai Krediler Müdürü, -Xxxxx Xxxxınma Kredileri Müdürü, -Su Ürünleri Kredileri Müdürü, -Kooperatif Kredileri Müdürü, -Kooperatifler Müdürü, -İpotekli Krediler Müdürü, -Fon Kredileri Müdürü, -Para ve Tahvil Müdürü, -Tahvilat Müdürü, -Tevdiat ve Banka Hizmetleri Müdürü,-Para ve Menkul Kıymetler Müdürü, -Banka Hizmetleri Müdürü, -Dış Muameleler Müdürü, -Dış İlişkiler Müdürü, -İstihbarat Müdürü, -Proje Müdürü, -Genel Muhasebe Müdürü, -Muhasebe Müdürü, -Personel Müdürü, -Malzeme ve Satınalma Müdürü, -İnşaat Müdürü, -Emlak Müdürü, -İnşaat ve Proje Müdürü, -Emlak İşleri Müdürü, -Otomasyon Müdürü, -Bilgi İşlem Merkezi Müdürü, Özel tarımsal Krediler Müdürü, Proje Değerlendirme Müdürü, Sistem Servisleri Müdürü, Bankacılık Hizmetleri Müdürü, Fon Yönetimi Müdürü, Eğitim Müdürü, Haberleşme ve Arşiv Müdürü, Planlama, Bütçe ve Kontrol Müdürü, Sosyal Hizmetler Müdürü, Sağlık Hizmetleri Müdürü, İştirakler Müdürü, Halkla İlişkiler Müdürü, Kurumsal Bankacılık Müdürü, Sermaye Piyasaları Müdürü, X.X.X. Kredileri Müdürü, Krediler Kanuni Takip Müdürü, Bireysel Bankacılık Müdürü, Bankacılık Kartları Müdürü, Elektronik Fon Transferi Müdürü, Matbaa Müdürü, Araştırma ve Geliştirme Müdürü, Kredi ve Risk İzleme Müdürü, İstihbarat ve Kredi Değerlendirme Müdürü, Emlak İşleri Müdürü, Merkez Muhasebe Müdürü, İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürü, Bireysel ve Özel Bankacılık Müdürü, Mevduat ve Banka Hizmetleri Müdürü, İnşaat ve Emlak Müdürü, Araştırma, Geliştirme ve Planlama Müdürü, Kredi Pazarlama Müdürü, Dış İlişkiler Operasyon Müdürü, Dış Muhabir İlişkiler Müdürü, Hukuk İşleri Müdürü, Büro Müdürü ve Disiplin Kurulu Başkanı xxxxxxx, Sosyal Güvenlik İl Müdürü, Xxxxx Xxxx Kütüphanesi Müdürü, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Müdürleri | 1 | 3000 | 3800 | 110,77 | 789,23 |
6.MAHALLİ İDARELER İLE BAĞLI VE İLGİLİ KURULUŞLARDA | |||||
Büyükşehir Belediyesi ile Bağlı Kuruluşlarındaki I. Hukuk Müşaviri, Belediye Başkan Yardımcısı, Boğaziçi İmar Müdürü, İl Afet ve Acil Durum Müdürü, Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürü, Fen ve Tetkik Kurulu Başkanı | 1 | 3000 | 3800 | 110,77 | 789,23 |
KAMU GÖREVLİLERİNİN EMEKLİLİK HAKLARI
Memurlara Yapılan Bütün Ek Ödemeler Emekli Maaşı Hesaplaması- na Esas Alınmalı, Emeklilere de Sosyal Yardım Ödemesi Yapılmalı, Özel Hizmet Tazminatının Emekli Aylığına Yansıtma Oranları Ek Göstergesi 3600’ün altında Olanlar İçin Yükseltilmeli, Emekli Maaşları Artmalı
• Devlet memurlarının emeklilik hakları ve emekli maaşlarının belirlendi- ği 5434 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 80. mad- delerinde değişiklik yapılarak memur maaşını oluşturan bütün kalem- ler ile özel hizmet tazminatı, ek ödeme, ek ders, döner sermaye, fazla çalışma ücreti, ikramiye, sosyal denge tazminatı ve diğer ödemeler de emekli keseneğine dâhil edilmelidir.
• 5434 sayılı Kanunun 41. maddesinde yapılacak değişiklikle memur- ların emekli ikramiyesi için öngörülen kalemlere bütün ek ödeme ve tazminatlar eklenmelidir.
• 5434 sayılı Kanunun ek 70. maddesinde değişiklik yapılarak emekli olan kamu görevlilerinin özel hizmet tazminat oranlarının belirlendiği tablodaki,
“0 – 2200 arası %55 olarak belirlenen oranın %90
2200 – 3600 arası %85 olarak belirlenen oranın %115
Şeklinde yeniden düzenlenmeli ve buna bağlı olarak emekli maaşlarının yükselmesi sağlanmalıdır.
• Devlet memurluğundan istifa ettikten sonra tekrar memuriyete dö- nenlerin boşta geçen sürelerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçla- nılması yoluyla değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
• Emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası ödenmelidir.
• Kamuda işçi olarak çalışırken memur ya da sözleşmeli olarak göreve başlayan ve bu sürelere ilişkin kıdem tazminatı almayan personelin işçilikte geçen süreleri için emekli ikramiyesi ödenmesini sağlayacak
düzenleme yapılmalı, 6270 sayılı Kanundan kaynaklı adaletsizlikler gi- derilmelidir.
• Emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülmelidir.
• 375 sayılı KHK’nın 1. maddesinin (D) fıkrasındaki gösterge rakamı
30.000 olarak değiştirilmeli ve emekli yollukları yükseltilmelidir.
5434 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUN- DA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
Madde 1- 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4’üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga ek 70’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “%40’ına” ibaresi “%90’ına” ve “%70’ine” ibaresi “%115’ine” şeklinde değiştirilmiştir.
Madde 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
Özel Hizmet Tazminatı Yansıtma Oranı Değişiklik Teklifimiz Ne Geti- riyor?
ÖHT Yansıtma Oranı
Yansıtma Oranı
Emekli Maaşına
Maaşına Yansıması
Maaşı Hesaplamasına
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ek 70. maddesi uyarınca emekli olan kamu görevlilerine ek göstergelerine göre verilecek özel hizmet tazminatı oranları
Mevcut Durumda | Teklifimiz | Teklifimize Göre ÖHT | Mevcut Durumda Yansıyan ÖHT Tutarı | Teklifimizin Emekli | Teklifimizin Emekli Getirdiği Artış | |
Ek | Ek | |||||
göstergesi 8400 ve daha yukarı | %255 | göstergesi 8400 ve daha yukarı | %255 | 3.354,24 TL | 3.354,24 TL | 0 |
olanlar | olanlar | |||||
Ek | Ek | |||||
göstergesi | göstergesi | |||||
7600 (Dâhil)-8400 | %215 | 7600 (Dâhil)-8400 | %215 | 2.828,07 TL | 2.828,07 TL | 0 |
(Hariç) | (Hariç) | |||||
olanlar | olanlar |
Ek göstergesi 6400 (Dahil) -7600 (Hariç) olanlar | %195 | Ek göstergesi 6400 (Dahil) -7600 (Hariç) olanlar | %195 | 2.564,95 TL | 2.564,95 TL | 0 |
Ek göstergesi 4800 (Dahil) -6400 (Hariç) olanlar | %165 | Ek göstergesi 4800 (Dahil) -6400 (Hariç) olanlar | %165 | 2.170,39 TL | 2.170,39 TL | 0 |
Ek göstergesi 3600 (Dahil) -4800 (Hariç) olanlar | %145 | Ek göstergesi 3600 (Dahil) -4800 (Hariç) olanlar | %145 | 1.907,30 TL | 1.907,30 TL | 0 |
Ek göstergesi 2200 (Dahil) -3600 (Hariç) olanlar | %85 | Ek göstergesi 2200 (Dahil) -3600 (Hariç) olanlar | %115 | 1.118,06 TL | 1.512,66 TL | 30 puan (394,60 TL) |
Diğerleri | %55 | Diğerleri | %90 | 723,47 TL | 1.183,85 TL | 35 puan (460,38 TL) |
KIDEM AYLIĞI
5510 sayılı Kanunla birlikte yükselen emeklilik yaşı ve çalışma süresi- ne uygun olarak 657 sayılı Kanunla belirlenen kıdem yılı üst sınırı kaldı- rılmalı, kıdem aylığı miktarı artırılmalı
5510 sayılı Kanunla birlikte yükselen emeklilik yaşı ve çalışma süresine uy- gun olarak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesi ile belirle- nen kıdem yılı üst sınırının kaldırılması ve kıdem aylığı tutarının yükseltilmesi gerekmektedir.
• Memurların maaş unsurları arasında yer alan kıdem yılının 25 olan üst sınırı kaldırılarak her memurun çalıştığı yılla orantılı kıdem aylığı alması sağlanmalıdır.
• 27.06.1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin “A” fıkrasının ikinci paragrafındaki 20 gösterge rakamının 100 olarak değiştirilmesi suretiyle kıdem aylığı yükseltilmelidir.
Kıdem Aylığına İlişkin Hükmün Mevcut Hali (375 sayılı KHK):
Madde 1 – A) Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa göre almakta olan per- sonele 1000 gösterge rakamı üzerinden memuriyet taban aylığı ödenir.
Birinci fıkra kapsamına girenlere her bir hizmet yılı için 15 (20) gösterge rakamı karşılığı kıdem aylığı ödenir. Ancak 25 ve daha fazla hizmet yılını dol- duranlar için gösterge rakamı 375 (500) olarak uygulanır.
Değişiklik Teklifimiz:
“Madde 1- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Ha- kimler ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları ve Diğer Kamu Gö- revlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenme- si Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 1inci maddesinin (A) bendinin ikinci fıkrasındaki “20” ibaresi “100” şeklinde değiştirilmiş, fıkranın son cüm- lesi madde metninden çıkarılmıştır.”
Madde 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. Maddenin Önerdiğimiz Şekli:
Madde 1 –A) Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa göre almakta olan per- sonele 1000 gösterge rakamı üzerinden memuriyet taban aylığı ödenir.
Birinci fıkra kapsamına girenlere her bir hizmet yılı için 100 gösterge raka- mı karşılığı kıdem aylığı ödenir.
Kıdem aylığı Değişiklik Teklifimiz Ne Getiriyor?
• Mevcut durumda 25 yıl olan kıdem aylığı üst sınırı kaldırılarak her me- murun çalıştığı yılla orantılı kıdem aylığı alması sağlanmaktadır.
• 27.06.1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin “A” bendinin ikinci fıkrasındaki 20 gösterge rakamının 100 olarak değiştirilmesi suretiyle kıdem aylığı her yıl için Ağustos 2019 itibarı ile 2,77 TL iken 138,46 TL’ye yükseltilmektedir.
• Böylece 30 yıl kıdemi olan bir memur, bu çalışmasının karşılığı olarak hali hazırda 69,23 TL alırken teklifimizle bu rakam 415,38 TL’ye yük- selmektedir.
• Özellikle eğitim durumları itibarı ile kısa sürede yükselebilecekleri en üst kadro derecesine ulaşan ve daha fazla ilerleme imkânı bulamayan memurların bu derece ve kademelerde bulundukları sürelerde yaşadı- ğı mağduriyetin kıdem aylığı artışı yoluyla giderilmesi amaçlanmıştır. Bu değişiklik teklifi ile memuriyette ehliyet ve liyakatle birlikte kıdeme de önem verilmesi sağlanmaktadır.
Ek Gösterge ve Özel Hizmet Tazminatı Yansıtma Oranı Değişiklik Tek- liflerimiz Bir Bütün Olarak Ne Getiriyor?
Ek gösterge ve ÖHT emekli aylığı yansıtma oranlarındaki değişikliklerin birlikte kabul edilmesi durumunda
Tekliflerimizin Hali Hazırda Ek Gösterge Alamayan Yardımcı Hizmet- liler, 2200 Ek Gösterge İle 3600 Ek Gösterge Alanlar Açısından Emekli Maaşına Ve İkramiyesine Etkisi
VERGİ DİLİMLERİ
Kamu Görevlileri Üzerindeki Vergi Yükü Hafifletilmeli
Çalışanlarımız üzerindeki vergi yükü sürekli artmaktadır. Gelir vergisi oranlarını belirleyen kazanç dilimlerinin yıllar içinde neredeyse hiç artmaması nedeniyle çalışanlar, daha yılın ilk aylarında bir üst kazanç dilimine geçmekte ve ödedikleri gelir vergisi oranı %15’ten %20’ye çıkmaktadır.
Öyle ki, %15 oranında gelir vergisi kesilen brüt kazanç dilimi üst sınırı 2009 yılında 8,7 bin lira iken 2015 yılında bu rakam 12 bin lira, 2016’da 12
bin 600 lira, 2017’de 13 bin, 2018’de 14 bin 800 lira, 2019’da 18 bin TL ol- muştur. İlk dilim gelir vergisi üst sınırının düşük tutulması, bütün ücretlilerin yılın ilk aylarında bir üst vergi dilimine geçmesine ve 5 puan daha fazla vergi ödemesine neden olmaktadır.
Bu durum gelir dağılımında adaletin de sağlanamamasına neden olmakta; toplam gelir vergisi tahsilâtının %53’ü GSMH’nın %6’sını alan çalışanlardan sağlanırken GSMH’nın % 95’ini alan zengin kesimden yapılan vergi tahsilâtı, toplam tahsilâtın yalnızca %47’sinde kalmaktadır
Vergi dilimleri nedeniyle kamu görevlileri üzerinde oluşan vergi yükünün hafifletilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.
• Kamu görevlileri ve KİT personeli ile sözleşmeli personelin gelir ver- gisi kesintilerinden dolayı yaşadığı adaletsizliğin ve mağduriyetin gi- derilmesi adına 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesine bir fıkra eklenerek Devlet memurlarına ödenen taban aylık tutarının Gelir Vergisi’nden muaf tutulması sağlanmalı, diğer sözleşmeli personelin de vergi matrahlarından aynı tutarda indirim yapılmalıdır.
• Veya vergi dilimi oraları çalışanlar için %15’e sabitlenmelidir.
• Personele ödenen döner sermaye, ek ders ve fazla mesailerden Gelir Vergisi kesilmesi uygulamasına son verilmelidir.
ÖZEL HİZMET TAZMİNATI
Özel Hizmet Tazminatı ile İlgili Olarak Ortaya Çıkan Sorunlar Toplu Sözleşme Taleplerimiz Çerçevesinde Çözüme Kavuşturulmalı
• Özel hizmet tazminat oranları kurum farkı gözetilmeksizin unvan bazında artırılarak eşitlenmelidir.
• 657 sayılı Kanunun 152. maddesinde yapılacak düzenleme ile Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfına mensup personelin özel hizmet tazminatları eğitim durumu ve kadro pozisyonu gözetile- rek yükseltilmeli ve en düşük özel hizmet tazminat oranı %65 olarak belirlenmelidir.
• Bütün memurlar için Kanunda tespit edilmiş olan Özel Hizmet Tazmi- natı oranlarının tamamına 21’er puan eklenerek tüm memurların Özel Hizmet Tazminatlarının artırılması sağlanmalıdır.
• Kurumlarda her ne ad altında olursa olsun uzman kadrosunda görev yapan bütün memurlar maddenin II xx.xx “Tazminatlar” başlıklı kısmı- nın “A- Özel Hizmet Tazminatı” fıkrasının “h” bendine eklenmelidir.
• Denetmen kadrolarında görev yapan memurlar, 657 sayılı Kanunun
152. maddesinin “II-Tazminatlar” bölümünün “(A) Özel Hizmet Tazmi- natı” fıkrasının (h) bendinde yer alan özel hizmet tazminatından emsal nitelikteki kadrolarda olduğu gibi yararlandırılmalıdır.
• Ekonomist, Kimyager, Fizikçi, Biyolog, Programcı ve Çözümleyici un- vanlı memurların özel hizmet tazminatı oranları %180 olarak değişti- rilmelidir.
EK ÖDEMELER
Ek Ödemelerdeki Xxxxxxsizlikler Giderilmeli
• Din görevlisi ve hekim dışı sağlık personelinin ek ödeme oranları 50 puan;
• Şef unvanlı personelin ek ödeme oranları 45 puan;
• Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan memurlarla, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli, güvenlik görevlisi, şoförler ile maarif müfet- tişlerinin ek ödeme oranları 25 puan artırılmalıdır.
• 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin 3. Dönem Toplu Sözleşme metninin 32. maddesinde belirtilen ek ödeme artışından müdür yardımcısı, teknik şef, teknik uzman ve çay eksperleri de faydalandırılmalıdır.
• 399 sayılı KHK’ya göre II sayılı cetvel hükümlerine göre çalışmakta ola- na personele yapılan ek ödemelerdeki eşitsizlik, öncelikle aynı unvanlı personelden başlayacak şekilde giderilmeli,
• Uzman ve Baş Repartitörler %82’lik gruba dâhil edilmelidir.
• %42 olarak belirlenen ek ödeme alt sınırı %70’e;
• %67 olarak belirlenen oranlar %90’a;
• %82 olarak belirlenen oranlar ise %100’e çıkarılmalıdır.
• 399 sayılı KHK’ye ekli I sayılı cetvelde yer alan müdür, müdür yardım- cısı, başuzman ve sivil savunma uzmanı pozisyonlarında görev yapan personelin 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiye ve ek tazminat hakları iade edilmelidir.
• Döner sermayesi olmayan kurumlarda görev yapan kurum doktorla- rının ücretleri Sağlık Bakanlığı’ndaki emsal doktorlarla eşitlenmelidir.
• Üniversite hastanelerinde akademik personel döner sermaye ve ek ödeme uygulamasından birlikte faydalanırken, idari personele yapılan ek ödeme ile döner sermaye ödemesi mahsuplaştırılmaktadır; bu adaletsizlik giderilerek, idari personelin de her iki ödemeden birlikte faydalandırılması sağlanmalıdır.
• Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Teknik Hizmetler sınıfında görev ya- pan teknisyen ve teknikerlerin döner sermaye ek ödemelerinde uygu- lanan katsayı Sağlık Müdürlüklerinde 0,40 hastanelerde ise 0,25’tir. Bu sebeple bu oranların eşitlenmesi gerekmektedir.
• Üretimi teşvik primi, fazla mesai gibi ödemelerle ek ödemenin ilişkilendirilmesi, mahsuplaşma yapılması veya bu ödemelerin tamamen kaldırılması uygulamasından vazgeçilmelidir.
• Vakıflar Genel Müdürlüğü personeline kira gelirlerinden pay ayrılarak ödenmekte olan performans ücreti ek ödeme kapsamından çıkartıl- malıdır.
• 666 sayılı KHK’ya ekli I sayılı cetvelin “Ç” bölümünde yer alan kontro- lör unvanından sonra gelmek üzere “demiryolu trafik baş kontrolörü, demiryolu trafik kontrolörü, hava trafik baş kontrolörü ve hava trafik kontrolörü” unvanları eklenmelidir.
• 666 sayılı KHK’nin 5 sıra xx.xx maddesindeki oranlar 20’şer puan artırı- larak Avukatlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan personelin ek ödeme oranları yükseltilmelidir.
BAYRAM İKRAMİYESİ
Emeklilere Ödenen Bayram İkramiyesi Miktarı Artırılmalı, Tüm Me- mur, Sözleşmeli ve Geçici Personele de Dini Bayramlar Öncesinde Bay- ram İkramiyesi Verilmesi Sağlanmalı
• Her ne ad altında olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında işçi sta- tüsü dışında çalışan tüm memur, sözleşmeli ve geçici, vekil gibi per- sonele Ramazan ve Kurban bayramları öncesinde 10 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı tutarında bayram ikrami- yesi verilmelidir. Emeklilere ödenen bayram ikramiyesi de bu tutara yükseltilmelidir.
DÖNER SERMAYE VE FON GELİRLERİ
Döner Sermayeli Kurum ve Kuruluşlarda Çalışan Personelin Döner Sermaye Ödemelerinden Kaynaklı Sorunları Çözülmeli
• Tüm çalışanların döner sermaye katsayıları arttırılmalıdır.
• Döner sermaye ve fon gelirlerinden personeline pay dağıtmayan ku- rumlarda çalışan tüm personele adil bir şekilde dağıtılacak düzenleme yapılmalı, 209 ve 2547 sayılı Kanunda belirlenen oranlar yükseltilerek, merkez ve taşrada ortaya çıkan farklılıklar giderilmeli, herkese aynı katsayı verilmelidir.
• Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Kurumu, Üniversite Hastaneleri Döner Sermaye Yönetmeliğinde yer alan kadro unvan katsayılarının personelin eğitim durumları da göz önüne alınarak yeniden kategorize edilmesi yönünde düzenleme yapılmalıdır.
• Personele döner sermaye gelirlerinden ödenen maaşların genel büt- çeden ödenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, bu kapsama 663 Sayılı KHK’nın 45/A maddesi uyarınca çalışmakta olan personellerin de alınması ge- rekmektedir.
• Yıllık izin, şua izni ve hastalık raporu sürelerinde döner sermaye ve taz- minatlardan kesinti yapılmaması hususunda düzenleme yapılmalıdır.
• 209 sayılı Kanunda sayılmış olan özellik arz eden birimlerde görev yapmayan ancak mesai saatleri veya mesai saatleri dışında özellik arz eden birimlere kısmi ya da tam süreli hizmet veren personelin de özel- likli birim katsayısından faydalanması gerekmektedir.
• Mevzuata ‘risk’ tanımının getirilerek, riskli birimden faydalanma, tahdi- di sayılma yöntemi ile değil, risk tanımına giren birim bazında değer- lendirilmelidir. Özellik arz eden riskli birim kapsamının genişletilerek risk faktörü taşıyan tüm birimlerin bu kapsama dahil edilmesi için 209 sayılı Kanun, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 58 maddesi ve ilgili yönetmelikte düzenleme yapılması, Türkiye Kamu Hastaneleri Kuru- muna Bağlı Sağlık Tesislerinde Görevli Personele Ek Ödeme Yapılma- sına Dair Yönetmeliği’nin 5/1/O Maddesi ile ilgili diğer mevzuatlara da özellik arz eden riskli birimlere kısmı sureli hizmet veren persone- linde riskli birim katsayısından faydalandırılmasına yönelik eklemenin yapılması gerekmektedir.
• Sağlık Bakanlığı bünyesinde vekil ebe/hemşire olarak çalışanların dö- ner sermaye ödemelerinden, kadrolu ebe/hemşirelerin almış olduğu miktarda yararlandırılması sağlanmalıdır.
• Üniversite hastaneleri bünyesinde bulunan döner sermaye komisyonlarında sendika temsilcilerinin ve her mesleki guruptan bir temsilcinin katılımının sağlanması için gerekli düzenleme yapılmalıdır.
EK DERS ÜCRETLERİ
Öğretmen ve Akademisyenlerle Bu Çerçevede Ek Ders Veren Perso- nelin Ek Ders Ücretleri Artırılmalı
• Farklı kamu kurum ve kuruluşlarında -Aile ve Sosyal Politikalar Bakan- lığı, Afet Acil Yönetimi Başkanlığı gibi- fiilen öğretmenlik yapan perso- nele de ek ders ücreti ödenmelidir.
• 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 176. maddesindeki gösterge rakamları yükseltilerek, ek ders ücretleri günün şartlarına uygun hale getirilmeli ve ek ders gösterge rakamları iki katına çıkarılmalıdır. Bu nedenle hafta içi saat 18.00’den önceki ek dersler için 140 olan gös- terge rakamı 280; hafta sonu ve hafta içi saat 18.00’den sonraki ek dersler için 150 olan gösterge rakamı 300 olarak belirlenmeli ve ek ders ücretleri iki katına çıkarılmalıdır.
• Çalışma şartlarına bağlı olarak nöbetçi öğretmenlere, taşıma merkezli
okullardaki öğretmenlere, birleştirilmiş sınıf okutan öğretmenlere, teneffüs yapmayan okul öncesi öğretmenlerine haftalık 6 saat ilave ek ders ücreti ödenmesi için 657 sayılı Kanunun 176. madde metnine bir hüküm eklenmelidir.
• Akademisyenlere ödenen ek ders ücretini belirleyen 2914 sayılı Kanu- nunun 11inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki ‘000’ xxxxxxx ‘000’; ‘000’ xxxxxxx ‘500’; ‘000’ xxxxxxx ‘000’; ‘000’ xxxxxxx ‘320’olarak değiştiril- meli, bu yolla akademisyenlerin ek ders ücretleri bir kat artırılmalıdır.
• Örgün ve yaygın eğitim kurumları ve ikili eğitim yapan okullardaki yö- neticiler arasında oluşan ek ders ücret adaletsizliğinin ortadan kaldı- rılması için en yüksek ek ders ücreti alan yönetici baz alınarak yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
• Yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenlere verilen %5 ve %15 ola- rak belirlenen artırımlı ek ders ücreti oranı %25 ve %40 olarak belirlen- meli, önemli bir buluş yapan öğretmenlere ek ders ücreti %50 artırımlı ödenmelidir.
• Fiilen derse girme şartı kaldırılarak yüksek lisans yapan yönetici ve rehber öğretmenlere de artırımlı ek ders ücreti ödemesi yapılmalıdır.
• Veli toplantılarında görevli öğretmen ve yöneticilere 6 saat ek ders, diğer personele ise aynı tutarda fazla mesai ödenmesi için gerekli dü- zenleme yapılmalıdır.
• Bünyesinde ana sınıfı bulunan ilkokullarının idarecilerine ödenen ek ders ücretleri, anaokulu idarecilerine ödenen ücret seviyesine çıkarıl- malıdır.
• Mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında yapılan seminer, hizmet içi eğitim kursları ve toplantıları isteğe bağlı olmalı, zorunluluk halinde katılan öğretmen, idareci ve diğer personele ek ders ücreti ödenmeli ve mücavir alan dışından gelenlere ayrıca harcırah ödenmelidir.
• 4 Ağustos 2006 Tarih 26249 sayılı Resmî Gazetenin 2006/10730 sayılı kararına binaen yaptırılan her türlü Afet ve Acil Durum personelinin hizmet içi eğitimleri, kuruluşlarının eğitimleri, Milli Eğitime bağlı okul eğitimleri, afete hazır ev-okul-işyeri farkındalık eğitimleri ile işyeri acil durum eğitim çalışmalarına ek ders ücreti verilmesi sağlanmalıdır.
NÖBET, İCAP NÖBETİ VE VEKÂLET ÜCRETLERİ
Nöbet Ücretlerinin Yeniden Belirlenmesi, Nöbet Tutan Tüm Personele Nöbet Ücreti Ödenmesi Sağlanmalı
• Nöbet ve icap nöbeti tuttuğu halde ücretini alamayan personelin bu haklardan faydalandırılması sağlanmalı, icap nöbetlerinin ödenmesin- de yaşanan sorunların bir düzenleme ile ortadan kaldırılması ve icap nöbeti tutan hekim dışı tüm personele 657 Sayılı Kanun’un Ek-33. maddesine göre nöbet ücreti ödenmesi yönünde icap nöbeti tanımı- nın yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu kapsama izin kullandı- rılması durumunda bu iznin nasıl ve ne şekilde kullandırılacağının da eklenmesi gerekmektedir.
• Kamu kurum ve kuruluşlarında tutulan her bir nöbet için ayrı ücret ödenmelidir.
• 657 sayılı Kanunun sağlık kurumlarında nöbet ve icap nöbeti ücretle- rini belirleyen Ek 33. madde kapsamına kamu kurum ve kuruluşların- da nöbet tutan bütün memurlar ve nöbet tuttuğu halde fazla mesai yapmış kabul edilen kamu görevlileri de dâhil edilmeli, bu personele ödenecek saatlik ücret, memurun brüt maaşının bir saate denk gelen tutarından daha az olmamalı, tatil ve bayram günlerinde nöbet ücret- lerinin bir kat fazla ödenmesi sağlanmalıdır.
• Dini bayram tatillerinde verilen %20 artırımlı nöbet ücretlerinin arife günü de verilmesi ve bu günlerde tutulan nöbetlerin karşılığı doğru- dan ücret ödenmesi ve ayrıca resmi bayram tatillerinde nöbet ücretle- rinin %20 artırımlı olarak ödenmelidir.
• %50 artırımlı nöbet ücreti ödenen birimlerdeki kısıtlamanın kaldırıla- rak tüm birimlerin tamamında nöbet tutan personele %50 artırımlı nö- bet ücreti ödenmelidir.
• Sağlık kurumlarında ödenmekte olan nöbet ücretlerini belirleyen gös- terge rakamları bir kat artırılmalı ve saat başı nöbet ücreti gösterge rakamları sırasıyla 200, 180, 160, 120, 100 ve 70 olarak belirlenmelidir.
• Avukatlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan personelin vekâlet ücreti katsayısı 20.000’e yükseltilmelidir.
• 24 saat esasına göre çalışan personelin hafta sonlarına rastlayan çalış- malarına karşılık olarak iki katı ücret ödenmelidir.
FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ
Fazla Çalışma Ücretleri ILO ve Avrupa Sosyal Şartı’nda Belirlenen Standartlara Çıkarılmalı, Fazla Mesai Ücretlerinin Ödenmemesi ya da Belli Bir Oranla Sınırlandırılması Yolundaki Düzenlemeler İptal Edilmeli
• Kamu görevlilerine ve sözleşmeli personele fazla mesai ödenmeyece- ği ya da fazla mesai ücretlerinin belli bir miktarı aşamayacağı yolunda yapılan düzenlemeler iptal edilmelidir.
• Fazla mesai ücretleri çalışanın saat başı ücreti olarak belirlenmeli ve fazla çalışmalar yeniden düzenlenerek, bayram tatili ve bayram günle- rinde yaptırılan zorunlu çalışma karşılığında fazla mesai ve nöbet üc- retinin bir kat fazla ödenmesi sağlanmalıdır. Bu bakımdan 657 sayılı Kanunun “Fazla çalışma ücreti” başlıklı 178. maddesinin son fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmeli ve saat başı fazla çalışma ücretinin alt sınırı, fazla çalışma yapan memurun brüt maaşının bir saatliğine denk gelen tutara getirilmeli, diğer sözleşmeli personele bu şartlarda fazla mesai ücreti ödenmesi sağlanmalıdır:
“Bu çerçevede memurlara saat başına ödenecek fazla çalışma ücreti, me- murun normal çalışma zamanlarında bir saate denk gelen brüt ücretinden daha az olamaz. Xxxxx ve bayram günlerinde yaptırılan çalışma karşılığında fazla çalışma ücreti bir kat fazla ödenir.”
• Bununla birlikte memurlara yaptırılan her sekiz saatlik fazla çalışma karşılığında bir günlük izin verilmesi uygulaması, maddenin “B” fıkra- sında yapılacak değişiklikle isteğe bağlı hale getirilmeli, fazla çalışma karşılığında ücret alma ya da izin kullanma memurun kararına bırakıl- malıdır.
• Kurumlarda normal mesai saati dışında çalışılan süreler %50 zamlı ödenmelidir.
• 657 sayılı Kanun’un Ek-33. Maddesinde sayılan nöbet tutulabilecek yerlerin dışında yapılan fazla çalışmalar karşılığında fazla çalışma üc- reti ödenmelidir.
• Milli ve dini bayramlar nedeniyle Bakanlar Kurulu kararıyla uygulanan idari izinlerde, birçok kamu kurum ve kuruluşu çalışmaktadır. Ancak bu durum, idari izin kullanan kamu görevlilerinin lehine bir durum ya- ratırken, idari izin kullanamayanların aleyhine olmaktadır. Bu nedenle “idari izin” günlerinde çalışan personele fazla mesai ücreti ödenme- lidir.
• Emniyet ve Askeri personel gibi ikinci bir emre kadar sınırsız mesai yapmak durumunda kalabilen sivil memurlar ile AFAD çalışanları ve üniversite ve araştırma hastanelerinde asistan olarak uzmanlık eğitimi gören personelin çalışma saatlerinin 657 sayılı Kanunun 90. madde- sinde belirlenen haftalık 40 saati aşmaması yönünde düzenleme ya- pılmalıdır.
SOSYAL YARDIM ÖDEMELERİ
Bütün Sosyal Yardımlar Yeniden Düzenlenmeli ve Yeni Sosyal Ödeme- lerle Sosyal Devlet İlkesinin Gerçek Anlamda Hayat Bulmasının Sağlan- malı
Aile Yardımı ve Çocuk Parası
• 657 sayılı Kanunun memurlara “Aile yardımı ödeneği” verilmesini ön- gören 202. madde metninde gerekli değişiklikler yapılarak aile yardı- mı gösterge rakamı 3600; çocuk parası için öngörülen göstergeler ise 500 ve 1000 olarak belirlenmelidir.
Doğum Yardımı
• Devlet memurlarından çocuğu dünyaya gelenlere ödenecek doğum yardımı miktarının belirlendiği 657 sayılı Kanunun 207. maddesinde değişiklik yapılarak gösterge rakamı 2500’den 10 bine yükseltilmeli- dir.
Ölüm Yardımı
• 657 sayılı Kanunun 208. maddesinde gerekli değişiklik yapılarak ölüm yardımı tutarı, en yüksek Devlet memuru aylığının iki katından dört katına çıkarılmalıdır.
Giyecek Yardımı
• 657 sayılı Kanunun 211. maddesinde gerekli değişiklikler yapılarak tüm memurlara “Giyecek yardımı” verilmesi sağlanmalı, verilecek miktar aylık 850 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpıl- ması sonucu bulunacak tutar olarak belirlenmelidir.
• Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliğinin 11. maddesinin değiştirilerek nakdi olarak yapılan giyim yardımının miktarının, sendi- ka temsilcilerinin de bulunduğu bir komisyonca belirlenmesi sağlan- malıdır.
Yiyecek Yardımı
• 657 sayılı Kanunun 212. madde metninde gerekli düzenlemeler yapı- larak “Yiyecek Yardımı Yönetmeliği” Uzlaştırma Kurulu’nun konu hak- kında verdiği kararlar da göz önünde bulundurulmak kaydıyla yeniden düzenlenmeli, kamu görevlilerinin 4/C’li personel de dahil olmak üze- re tamamının, işçilerde olduğu gibi bir öğün yemek bedeli 10 TL’den az olmamak üzere düzenleme yapılarak, yemeklerden ücretsiz yarar- lanması sağlanmalı, yemek hizmeti sunulmayan ya da ücretsiz yemek imkânından faydalanamayan işyerlerinde yemek ücreti nakit olarak personele ödenmeli ve KİT’lerde yemek bedellerinden KDV alınması uygulamasına son verilmelidir.
• Üretim birimlerinde, açık havada, gürültülü, yüksek gerilim ve rad- yoaktif ışınlara maruz kalınan işyerlerinde görev yapanlara günde bir defa koruyucu gıda yardımı yapılmalıdır.
• Kamuda yemek hizmetinden faydalanan personelin yemek bedelinin tamamının kurumca karşılanması sağlanmalıdır.
• Kurumlarında 12 saat süreyle çalışan personele 2, 24 saat süreyle çalı- şan personele 3 öğün yemek verilmesi kesinlik içeren bir hükme bağ- lanarak konu hakkındaki keyfiyet ortadan kaldırılmalıdır.
Yakacak Yardımı
• 657 sayılı Kanunun mülga 213. maddesi yeniden düzenlenmeli ve me- murlara aylık 500 gösterge rakamının maaş katsayısı ile çarpımı sonu- cunda bulunacak rakam tutarında yakacak yardımı verilmelidir.
Xxxx Xxxxxxx
• Mevzuatta yapılacak yeni bir düzenleme ile lojman hizmetinden fay- dalanmayan tüm kamu görevlilerine, Uzlaştırma Kurulu kararı doğrul- tusunda 100 metrekare lojmanda oturan kamu görevlilerinden alınan aylık lojman kirası kadar kira ödeneği verilmelidir.
Evlenme Ödeneği
• 657 sayılı Kanuna bir madde eklenerek evlenen memurlara bir defaya mahsus olarak 25 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı tutarında evlenme ödeneği verilmelidir.
Eğitim Ödeneği
• Çocuğu ilköğretime giden memurlara aylık 500, ortaöğretime giden memurlara 750, yüksek öğrenim gören memurlara aylık 1000 göster- ge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı ile bulunacak rakam üzerinden eğitim ödeneği verilmelidir.
Servis Hizmeti ve Ulaşım Ödeneği
• Memurlara ulaşım yardımı verilmesi konusunda Uzlaştırma Kurulu ka- rarları doğrultusunda çalışma yapılmalı, tüm kurumlarda servis hizmeti sunulmalı, servisi olmayan kurumlarda görevli personele aylık 1500 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı tutarında ulaşım ödeneği ya da toplu taşım kartı verilmelidir.
Kreş Hizmeti ve Kreş Ödeneği
• Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması hakkın- daki 2010/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi doğrultusunda kreş bulun- mayan veya kreşi kapatılan kamu kurumlarında kreş açılması sağlan- malıdır.
• Kamu kurum ve kuruluşlarının tamamında kreş açma zorunluluğu ge- tirilmeli, 24 saat esasına göre çalışılan kurumlarda kreşlerin de 24 saat hizmet vermesi sağlanmalıdır.
• Kreş açma imkânı bulunmayan yerlerde personele 0-6 yaş çocuk için kamu görevlilerine ödenen çocuk parasının dört katı tutarında kreş ödeneği verilmelidir.
Tatil Ödeneği
• Memurlara her yıl Haziran ayında 10 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı ile bulunacak rakam üzerinden tatil ödeneği verilmelidir.
Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği
• Öğretim yılına hazırlık ödeneğinin uygun ölçeklerle, ayrım yapılmaksızın, MEB ve üniversiteler ile üniversite hastaneleri dahil tüm eğitim çalışanlarına ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda görevli öğretmenler ile belediyeler gibi tüm kamu kurum ve kuruluşlarında eğitim hizmeti veren personele de ödenmesi sağlanmalıdır.
• 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde her türlü ödemeler dikkate alınarak bütün eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ikramiye verilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.
TOPLU SÖZLEŞME İKRAMİYESİ
Sendika Üyesi Kamu Görevlilerine Ödenmekte Olan Toplu Sözleşme İkramiyesinin Tutarı Artırılmalı
• 657 sayılı Kanunun kamu görevlilerine ödenecek aylık, zam ve tazmi- natların sayıldığı 146. maddesinin 3. fıkrasına “Toplu sözleşme ikra- miyesi” tanımı eklenmelidir. Maddenin “Deyimler” kısmında yeni bir fıkra olarak “Toplu sözleşme ikramiyesi” yer almalıdır.
• Sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen Toplu sözleşme ikramiyesi, aylık 2 bin göstergenin memur maaş katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak tutar üzerinden her ay ödenmesi sağlanmalıdır.
HARCIRAH VE GÖREV YOLLUKLARI
Harcırah ve Görev Yollukları ile İlgili Aksaklıklar Giderilmeli
• 657 sayılı Kanunun “Yolluk giderleri ve gündelikleri” başlıklı 177. maddesine bir fıkra eklenerek, “Bu kapsamda ödenecek olan yol gi- derleri ve gündelikleri hiçbir surette günlük 1000 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az olamaz.” hükmü getirilmeli, böylelikle harcırahların memurların bir günlük ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye yükseltilmesi sağlanmalıdır.
• 6245 sayılı Harcırah Kanununun 3. maddesinin “g” fıkrasında yer alan ve memuriyet mahallini belirleyen hükümden “şehir ve kasabaların devamı niteliğinde” ve “yerleşim özellikleri bakımından bütünlük arz eden” ibarelerinin çıkarılarak kamu görevlilerinin başka bir yerde gö- revlendirilmeleri halinde harcırah almaları sağlanmalıdır.
• İlk defa göreve başlayan veya yeniden atanan kamu görevlilerine de harcırah ödenmelidir.
• Konaklamalarda süreye bağlı olarak harcırah ödenmesi uygulaması kaldırılmalı, kişinin isteği dışında bir yılda en fazla 2 ay süreyle görev- lendirme yapılmalı ve bu sürede konaklama giderinin tamamı kamu görevlisine ödenmelidir.
• Karayollarında gişe memuru olarak görev yapmakta iken memur un- vanı alan ancak gişelerde çalışmaya devam eden personele harcırah ödenmelidir.
• Kurumların açmış olduğu görevde yükselme, unvan değişikliği ve di- ğer sınavlara katılan personele harcırah ödenmesi konusunda ortaya çıkan aksaklıklar giderilmelidir.
• 17.04.2006 Tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yü- rürlüğe konulan Devlet Memurlarına ödenecek zam ve tazminatlara ilişkin karara ekli II. Sayılı Xxxx Xxxxxx Tazminatı cetvelinin ‘( E ) ‘ Tek- nik Hizmetler Bölümü 6. Sırasında; Teknik Personel kısmındaki
“Faal durumdaki hizmet binalarının tadilat, bakım ve onarım işleri açık çalışma mahalli kapsamında değerlendirilmez.” ibaresi Karardan çıka- rılmalıdır.
• Spor müsabakalarında görevlendirilen sağlık personellerine verilen harcırah miktarının günümüz şartlarına göre arttırılarak ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenlenen spor müsabakalarında görevlen- dirilen personelin de bu kapsama dâhil edilmesi ve bu görevlendir- melerin gönüllülük esasına göre yapılmalıdır.
TAZMİNATLAR
• Kamu Görevlilerine Değişik Adlar Altında Ödenen Tazminatlarda De- ğişik Uygulamalarla Ortaya Çıkan Mağduriyetler Giderilmeli
• Seyyar görev tazminatının zamanında ödenmesi ve uzun süreli gö- revlendirmelerde avans verilmesi sağlanarak söz konusu tazminat gö- revlendirilen mahal ve coğrafi özellikler göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden düzenlenmeli ve oranı yükseltilmelidir.
• Seyyar görev tazminatı ödenmeyen şoförlere de seyyar görev tazmi- natı ödenmelidir.
• Kurumların ilgili birimlerinde çalışan tüm personele Büyük Proje Zam- mı ödenmelidir.
• Piyasa gözetim, denetim elemanları ile araziye giden mühendisler, teknisyen, teknikerler ile ölçü ve ayar memurlarına ödenmeyen arazi tazminatları verilmelidir.
• AFAD Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatı çalışanlarına AFAD tazmina- tı verilmelidir.
• Havacılık Tazminatı ödemesinin usul ve esaslarını belirleyen 29/06/2012 yıl ve 2012/T-9 Karar numaralı Yüksek Planlama Kurulu kararı geçersiz sayılmalı, özellikle 2. ve 3. Grupta yer alan unvanların tazminat oran- larını kabul edilebilir bir seviyeye çıkarılacağı, çalışanlar arasında daha adil ücretlendirmenin sağlanacağı ve 15.02.2016 tarihinden itibaren geçeli olacak yeni bir YPK oluşturulmalıdır.
• Tüm kamu görevlilerine hiyerarşik düzene göre belirlenecek oranlarda görev tazminatı verilmelidir.
• Yol Kenarı Denetim İstasyonlarında görev yapanlara (tüm branşlara) seyyar görev tazminatı ödenmelidir.
• İtfaiye personeline yangın, su altı kurtarma personeline dalış tazminatı verilmelidir.
ASKERE GİDEN PERSONEL
• Askere Giden Personele Maaşının %50’si Oranında Ücret Ödenmeli, Söz Konusu Personelin Sosyal Güvenlikle İlgili Primlerinin Askerlik Sü- resi Boyunca Kurumlarınca Yatırılması Sağlanmalı
• 657 sayılı Kanunun 83. madde hükmüne uygun olarak muvazzaf asker- liğe ayrılan memurlara, askerlik görevlerini ifa ettikleri süre boyunca almakta oldukları maaşın %50’si tutarında ücret ödenmeli ve bu süre zarfında sosyal güvenlikle ilgili primlerinin tamamı kurumlarınca yatırıl- maya devam edilmelidir. Bu nedenle madde metnine son fıkra olarak “Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlara, askerlik görevleri süresince kurumları tarafından her ay maaşlarının yarısı tutarında ücret ödenir; bu gibiler sosyal güvenlik bakımından görevlerine devam ediyormuş gibi ödenir.” ifadesi eklenmelidir.
• Askere giden personelden öğretmen, doktor, akademisyen gibi hiz- metine ihtiyaç duyulanların askerlik süresi boyunca, eleman temininde güçlük çekilen yerlerde asker akademisyen, asker sağlık çalışanı gibi unvanlarla, kamu görevlisi olarak faydalanılması sağlanmalıdır.
• Geçmişe dönük askerlik borçlanması bulunan memurların sosyal gü- venlik primlerinin, askere alındıkları tarihteki emekli keseneğine esas tutar üzerinden değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
DOĞUM YAPAN PERSONEL
• Doğum Yapan Personelden Ücretsiz Doğum İzni Kullananlara, Maa- şının %50’si Oranında Ücret Ödenmeli, Anne veya Babaya Çocuğu İlköğretim Çağına Gelinceye Kadar Yarım Gün Çalışma Hakkı Getiren Kanun Maddesi Uygulanmalıdır
• Ücretsiz doğum iznine ayrılan personele izin süresi boyunca, sosyal güvenlik katkı payının kurumlarınca karşılanması ve söz konusu personelin izinli olduğu süre boyunca çalışırken aldığı maaşın %50’si oranında ödeme yapılması için 657 sayılı Kanunun 108. maddesine bir fıkra eklenmelidir.
• Geçmişe dönük doğum borçlanması bulunan memurların sosyal gü- venlik primlerinin, doğum yaptıkları tarihteki emekli keseneğine esas tutar üzerinden ödenmesi sağlanmalıdır.
• 10 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6663 sayılı Kanunun memur- lar için de uygulanabilmesi adına Kanundaki “Yarım zamanlı çalışma hakkının kullanımına ilişkin usul ve esaslar ile bu haktan yararlana- mayacak memurları; hizmet sınıfı, kadro unvanı, kurum veya teşkilat bazında birlikte veya ayrı ayrı belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.” hükmüne uygun olarak gerekli mevzuat çıkarılmalıdır.
III. BÖLÜM
KAMU PERSONELİ MEVZUATI İLE SENDİKAL VE DEMOKRATİK HAKLAR
GÖREVDE YÜKSELME VE UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ
Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Adalet ve Hakkaniyet İlkele- rine Göre Düzenli Aralıklarla ve Yazılı Sınava Dayalı Olarak Gerçekleştiril- meli, Mülakat Kaldırılmalı, Kurum İçinden de Kariyer Mesleklere Atana- bilme Sağlanmalı, Kurum Çalışanlarına Kariyer Mesleklere Atanabilmek İçin Özel Sınav Açılarak Söz Konusu Mesleklere Atanma Şartları Kurum Çalışanları İçin Kolaylaştırılmalı, Uzmanlar Arasında Ortaya Çıkarılan Statü ve Özlük Hakkı Farklılıkları Giderilmeli
• Vekalet görevlendirmelerine son verilmeli, görevlerin asaleten yürü- tülmesi esas olmalıdır.
• Öğretmenlerin stajyerliklerinin kaldırılması yeniden düzenlenmeli, yazılı ve sözlü sınav kaldırılmalı, sadece performans değerlendirmesi esas alınmalı ayrıca 1. yıl başarısız olanlara 2. yıl bir hak daha verilmelidir.
• Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönet- melik’te 2013 ve 2016 yıllarında yapılan değişikliklerin, liyakat ilkesini zedeleyen maddeleri iptal edilmeli, bu çerçevede özellikle görevde yükselme sınavlarından muaf tutulacak görevleri genişleten, görevde yükselme sınavına katılabilmek için belirli bir süre çalışmış olma şartı- nı kaldıran, bütün kademlerde unvan değişikliklerine sözlü sınav şartı getiren hükümler kaldırılmalıdır.
• Son günlerde birçok kamu kurum ve kuruluşunun yeni memur alımla- rında ya KPSS’den yeterli puan alma şartı istemediği ya da KPSS pua- nını düşük tutarak sözlü sınavla personel aldığı görülmektedir. Gerçek- leştirilen yönetmelik değişiklikleriyle kurumlarda hem ilk atamalarda hem de görevde yükselme işlemlerinde mülakat sınavı uygulamasının önü açılmaktadır. Sözlü sınavın ne derece objektif uygulanacağı te- reddütler oluşturduğu gibi kamu personeli seçme sınavının da önemi- ni ortadan kaldırmaktadır. Bu bakımdan kamuya alınacak personelin seçiminde sözlü sınav istisna hale getirilmeli, KPSS kamuya girişlerde temel kriter olarak kullanılmalıdır.
• Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yö- netmelik’te yapılan ve 31 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de ya-
yımlanarak yürürlüğe giren değişikliklerin, liyakat ilkesini zedeleyen maddeleri iptal edilmeli, bu çerçevede özellikle görevde yükselme sınavlarından muaf tutulacak görevleri genişleten, görevde yükselme sınavına katılabilmek için belirli bir süre çalışmış olma şartını kaldıran, müdür kadrolarına atanmada yazılı sınavı kaldırarak sözlü sınavdan 70 almış olma şartı getiren hükümler değiştirilmelidir.
• Emeklilik yaşının dikkate alındığında, kurumlarca memurların görevde yükselmelerinde ve unvan değişikliklerinde yaş sınırının konması an- lamsız olmakla beraberinde Anayasaya da aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle görevde yükselme ya da unvan değişikliklerinde kurum- larca konan yaş sınırı kaldırılmalıdır.
• Görevde yükselme sınavlarının ihtiyaç bulunan kurumlarda en geç 2 yıl içinde açılması zorunlu hale getirilmeli, sınavların merkezi olarak yapılması sağlanmalı, bu çerçevede vekâleten görevlendirme yapıl- mamalıdır.
• Belirlenecek kriterlere göre kurumların ihtiyaç duyduğu ve sınıf deği- şikliği gerektiren, eğitim sonucu elde edilen unvan ve meslekle (mü- hendis, avukat, tekniker, teknisyen, hemşire gibi) ilgili kadrolara önce- likle kurum içinden atama yapılması sağlanmalıdır.
• 657 sayılı Kanunun Ek 40. maddesinde yapılacak değişiklikle Kanu- nun 36. maddesinin “Ortak Hükümler Bölümü”nün “A” fıkrasının 11 numaralı bendinde sayılan müfettiş ve uzman yardımcılığı kadrolarına kurum içinden atama yapılmasına da imkân sağlanmalı, bu kadrolara kurum içinden yapılacak atamalarda yaş şartı sınırı olmamalıdır.
• 657 sayılı Kanunun Ek 41. maddesinde düzenleme yapılarak kurum içinden de kariyer unvanlara atama yapılabilmesinin şartları belirlen- meli, bu mesleklere kurumca yapılacak atamalarda kurum çalışanları- na kadro sayısının %30’u kadar kontenjan ayrılmalıdır.
• Kanunun Ek 41. maddesinin 5. paragrafında yapılacak bir değişiklikle uzman yardımcılığından uzmanlığa geçişte, kurum içinden söz konusu kadrolara yapılacak atamalarda uzmanlık tezi ve ihtiyaç duyulmadığı takdirde yabancı dil şartı aranmayacağına dair bir hüküm eklenmelidir.
• Uzmanlıklarda; kariyer uzmanlık ve diğer uzmanlıklar arasındaki statü farklılığı mali ve özlük haklar açısından kaldırılmalı, merkez-taşra ayrı- mına son verilmelidir.
Bu çerçevede aşağıdaki kanun teklifinin yasalaşması için gerekli çalışma- nın yapılması önerimizdir:
14/7/1965 TARİHLİ VE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNU- NA EK MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Ek 41’inci maddesinin yedinci fıkrasından gelmek üzere aşağıdaki fıkra ek- lenmiştir:
“(1) Bu madde çerçevesinde istihdam edilecek uzman ve uzman yardım- cısı kadrolarının yüzde 30’u yaş ve öğrenim alanı şartları hariç Kamu Görevle- rine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik ile bu maddede sayılan diğer şartları taşımaları kaydıyla ilgili kurum veya ku- ruluşların merkez veya taşra teşkilatı kadrolarında görev yapan ve son üç yıl içinde kesinleşmiş herhangi bir disiplin cezası bulunmayan personel arasında yapılacak özel yarışma sınavı ile atanır.
(2) Yapılacak özel yarışma sınavına ilişkin usul ve esaslar çıkarılacak yönet- melikle belirlenir.”
MADDE 2- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na aşağıdaki hüküm Ek 45’inci madde olarak eklenmiştir:
“Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı
Ek Madde 45: (1) Özel kanunlardaki düzenlemeler de dahil olmak kaydıyla, 10/7/2018 tarihli ve 2 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkan- lığı Kararnamesinin eki (I) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağ- lı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin müdür ve daha alt görevlere görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyindeki mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği ma- hiyetindeki asaleten atamaları yazılı olarak gerçekleştirilecek görevde yüksel- me ve unvan değişikliği sınavıyla yapılır.
(2) Kapsam dahilindeki kurum veya kuruluşta söz konusu boş kadro ve pozisyonlara bir takvim yılı içinde asaleten atama yapılmaması halinde ilgili kurum veya kuruluş bir sonraki takvim yılı içinde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı açarak sınav sonucuna göre başarılı olan kamu görevlileri- nin boş kadro ve/veya pozisyonlara asaleten atamalarını gerçekleştirir.
(3) Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı uygular.
HİZMET SINIFLARI
Hizmet Sınıflarında Yer Xxxx Xxxxxxxx Gözden Geçirilmeli, Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki Personel Genel İdare Hizmetleri Sınıfında Değer- lendirilmeli
• Kamu Görevlileri Danışma Kurulu’nda karar altına alınan, 657 sayılı Ka- nunun 36. maddesinin “VIII. Yardımcı Hizmetler Sınıfı” başlığı altında sayılan personelin, “I. Genel İdare Hizmetleri Sınıfı”na dâhil edilmesi için gerekli kanuni düzenleme yapılmalıdır.
• “Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı” kaldırılarak bu sınıfta sayılan perso- nel Sağlık Hizmetleri Sınıfı’na geçirilmelidir.
• 657 sayılı Kanunun 36. maddesinin “Ortak Hükümler” başlığı “A” fık- rası kapsamında belirtilmeyen okullar, madde metnine dâhil edilme- lidir.
• Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan tüm Teknik Eğitim Fakül- tesi ve 4 yıllık teknik okul mezunları, unvanlarına uygun kadrolarda Teknik Hizmetler Sınıfı’nda değerlendirilmelidir.
• Farklı hizmet sınıflarında memur kadrosunda çalışanların teknik lise ve/veya 2 yıllık teknik yüksekokul bitirmeleri halinde, teknik kadroya geçiş haklarının verilmesi için usul ve şartları belirlenmek kaydıyla un- van değişikliği gerçekleştirilmelidir.
• Teknisyen yardımcılarından gerekli öğrenim niteliklerini taşıyanlar Tek- nisyen kadrolarına atanmalıdır.
• AFAD bünyesinde çalışan enformasyon memurları ve itfaiye personeli Teknik Hizmetler Sınıfına alınmalıdır.
• ARFF Memuru unvanı iptal edilmeli ve ARFF Teknikeri unvanı ihdas edilerek, söz konusu personel bu pozisyona alınmalıdır.
• 2013 yılı toplu sözleşmesi ile Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçiril- mesi kararlaştırılan itfaiyeci unvanlı kamu görevlilerinin, konu ile ilgili olarak kurumlarda yaşadığı sorunlar giderilmelidir.
• Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan aşçılar da Teknik Hizmet- ler Sınıfında değerlendirilmelidir.
• Kurum ve kuruluşlarda “Sivil Savunma Uzmanı” olarak görev yapan personel de 657 sayılı Kanunun 36. maddesinin “A” fıkrasının 11 nu- maralı bendi kapsamında değerlendirilmeli, APK uzmanı, eğitim uz- manı, defterdarlık uzmanı, gelir uzmanı, din hizmetleri uzmanı gibi diğer bütün uzman unvanlı kamu görevlileri de bu gruba dâhil edil- melidir.
• 6111 sayılı Kanunla ihdas edilen kadro unvanları, 657 sayılı Kanunun
36. maddesinin “A” fıkrasının 11 numaralı bendine eklenerek 657 sa- yılı Kanun kapsamına alınmalıdır.
KADRO VE DERECE YÜKSELMESİ
Kadrosuzluk Nedeniyle Derece Yükselmesi Yapamayan Memurlara Yükselebilecekleri En Üst Kadro Derecesi Verilmeli, Kadrolarda Yeni Dü- zenlemeler Yapılmalı
• 657 sayılı Kanunun 36. maddesinin “Ortak Hükümler” başlığı altında- ki “A” fıkrasında ve 67. maddesinde değişiklik yapılarak kadrosuzluk sebebiyle derece yükselmesi yapamayanların kadro durumuna bakıl- maksızın, öğrenim durumları itibarı ile yükselebilecekleri en üst kadro derecesine kadar gidebilmeleri sağlanmalıdır.
• Memur kadrosunda görev yapan tüm memurlar, talepleri halinde Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni veya Bilgisayar İşletmeni kadrosuna ge- çirilmelidir.
• Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı ve şef kadroları ihdas edilerek hizmet etkinliği sağlanmalıdır.
• Emniyet teşkilatı, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görev yapan devlet memurlarının atanabileceği ünvanlı yeni kadrolar ihdas edilmelidir.
• Teknik hizmetler sınıfındaki personel için kadro bulunmayan kurum ve kuruluşlarda teknik şeflik ve teknik müdürlük kadroları ihdas edilme- lidir.
• Uzman öğretmenlik ve Başöğretmenlik konusu bir an önce yasal bir çerçeveye kavuşturulmalıdır. Bu konuda kıdem esası da göz önünde bulundurularak, her öğretmenin branşı itibari ile uzman ve başöğret-
men olmasını sağlayacak liyakat ve başarı esasına göre bir sistem ge- tirilmelidir.
• Kur’an Kursu öğreticilerinin, formasyon eğitimlerini tamamlamak kay- dıyla Kur’an Kursu Öğretmeni kadrosu ile Eğitim-Öğretim Hizmetleri Sınıfına alınması için gerekli düzenleme yapılmalıdır.
2016 Yılından Sonra Göreve Başlayan Memurlarla Bu Tarih Öncesinde Çeşitli Nedenlerle İlave Derece Uygulamasından Faydalanmayanlara da İlave Bir Derece Verilmeli
• 2016 yılından önce göreve başladığı halde kanunun yürürlük tarihinde çeşitli nedenlerle bu haktan faydalanamayan personele ilave bir dere- ce verilmesi konusu, yapılacak düzenleme ile hayata geçirilmeli, bü- tün memurların işe giriş derecelerinin 1 derece düşürülerek gelecekte ortaya çıkacak ilave derece talepleri karşılanmalıdır.
KALKINMADA ÖNCELİKLİ YÖRELERDE ÇALIŞAN PERSONEL VE YER DEĞİŞTİRME SURETİYLE ATAMALAR
Kalkınmada Öncelikli Yörelerde ve Eleman İhtiyacı Duyulan Yerlerde Çalışan Personel İçin Teşvik Getirilmeli, Söz Konusu Bölgelerde Görev Yapan Personel İçin Uygulanan İki Yıla İlave Bir Derece Verilmesi Hükmü Genişletilmeli
• 657 Sayılı Kanunun 64. maddesi yeniden düzenlenmeli ve kalkınmada öncelikli illerde görevlendirilen personelin tamamı ve mecburi görev- lendirme olup olmadığına bakılmaksızın anılan personelin bu bölgede görev yapan kamu görevlisi eşinin de kademe ilerlemesi teşvikinden yararlanması sağlanmalı, kademe ilerlemesi için öngörülen 2 yıllık süre 1 yıla indirilmelidir. Maddenin 3. paragrafının son cümlesi madde metninden çıkarılarak yerine “Bir yıldan az süreler, görev yapılan süre nispetince dikkate alınır.” ifadesi eklenmeli böylece, iki yıldan az sü- relerin dikkate alınmayacağı hükmü kaldırılarak belirlenen bölgelerde görev yapılan sürelerin tamamının kademe ilerlemesi teşvikine esas tutulması sağlanmalıdır. Uygulama, kalkınmada öncelikli illerin yanın- da eleman temininde güçlük çekildiği tespit edilen yerlerde çalışan personelin tamamı için de geçerli olacak şekilde düzenlenmelidir.
• 657 sayılı Kanunun “Yer değiştirme suretiyle atama” ve “Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesini düzenleyen 72 ve 76. maddeler değiştirilmeli, öncelikli olarak kamu kurum ve ku- ruluşlarında bütün kadroların görev tanımları tam ve eksiksiz olarak yapılmalıdır.
• 1993 yılında 657 sayılı Kanundan çıkarılan ve mahrumiyet yeri öde- neği, ödeme usulü ve miktarını belirleyen maddeler yeniden düzen- lenmeli ve her yıl eleman temininde güçlük yaşandığı tespit edilen il ve ilçelerde çalışan personele, o il ve ilçenin özelliğine göre bütün sosyal yardım ve ödemeler dâhil damga vergisine tabi maaşının %40’ı ile %100’ü arasında olacak şekilde “Mahrumiyet yeri ödeneği” xxxx- melidir. Kurumlar, her yıl belli bir dönemde kadro ihtiyacını il ve ilçe bazında ilan etmeli, buna bağlı olarak da Türkiye’de memur ihtiyacı duyulan yerler belirlenmelidir. Söz konusu il ve ilçeler, ihtiyaç duru- muna göre 3 ya da 4 ayrı kategoride değerlendirilmeli, bu yerlerde görev yapacak personelin maaşları brüt maaşlarının %40, %60, %80 ve %100 fazlasıyla ödenmelidir.
• Yer değiştirmelerde öncelik karşılıklı yer değiştirme taleplerine veril- melidir. Eleman temininde güçlük çekilen il ve ilçelerde 5 yıldan uzun süredir görev yapmış olan memurların istekleri halinde başka yerlere öncelikle atanmaları sağlanmalıdır. Bu il ve ilçelerde görev yapacak personele her yıl belirlenen kadro ihtiyacı kadar lojman ile kreş ve servis imkânı sağlanmalıdır.
• Karşılıklı olarak yer değiştirmeyi atamaya yetkili amirin onayına bağ- lı kılan 657 sayılı Kanunun 73. maddesinin son cümlesi madde met- ninden çıkarılmalı ve karşılıklı olarak yer değiştirmede atamaya yetkili amirin uygun bulma şartı kaldırılmalıdır.
• Kamuda her statüde istihdam edilen personelin herhangi bir şart aranmaksızın eş durumu, sağlık ve öğrenim özründen dolayı tayin ta- lepleri dikkate alınmalı, tayin ve atamalarda aile bütünlüğünün korun- ması sağlanmalıdır.
• Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurların herhangi bir nedenle eşi, yakınları veya işyerindeki çalışanlar ile yaşadığı şiddetli geçimsizlik veya psikolojik şiddet nedeni ile naklen atanma talebinde bulunması halinde, aralarında kamu görevlileri sendikalarının temsil- cilerinin de yer alacağı ve idarece oluşturulacak inceleme komisyonu tarafından uygun görülmesi halinde, naklen atanmasının yapılabilmesi için gerekli değişiklik yapılmalıdır.
• 15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yapılan düzenleme ile 657 sa- yılı Kanunun 4/B maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli perso- nele getirilen eş durumu nedeni ile nakil ve karşılıklı yer değişikliği hakkının Üniversite Hastaneleri arasında kullanılabilmesi için anılan Bakanlar Kurulu kararında yer alan “kurumlar arası” ibaresi, “farklı ku- ruluş kanunlarına tabi kurumlar” olarak yeniden düzenlenmelidir.
• Çerçeve yönetmeliğin 14. maddesinin “b” bendinde yer alan, eşlerin “ihtiyaç duyulan yerde” bir araya getirilmesi hükmü yerine, “tayin is- tenilen yerde” bir araya getirilmeleri esas olmalıdır.
• KPSS ile sözleşmeli olarak atanan memurların, diğer bir atama dö- neminde başka bir kurumu kazanması durumunda, eski kurumundan istifa etmeden yeni kuruma geçişleri sağlanmalıdır.
Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Adalet ve Liyakat İlkesi Çer- çevesinde Yeniden Düzenlenmeli, Aile Birliğinin Sağlanması Esas Olmalı
• Yer değiştirme suretiyle atamalarda sözleşmelilere ilişkin kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
• Devlet memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin esas ve usullerin belirlenmesinde ilk olarak memurun isteği dikkate alınma- lı, zorunlu yer değiştirmelerde dahi memurun isteği öncelikli olarak değerlendirilmelidir.
• Özür durumundan yer değiştirmelerde özrün bulunduğu yerde boş kontenjan olup olmadığına bakılmaksızın il emrine atama yapılması sağlanmalı, Anayasa›nın 41. maddesindeki ailenin korunması ilkesine aykırı olarak boş norm ve kadro aranması yönündeki uygulamalar hususunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
• Başta Milli Eğitim Bakanlığı personeli olmak üzere becayiş hakkı ol- mayan kurumlarda çalışan tüm personele becayiş hakkı tanınmalıdır.
• Üniversiteler bünyesinde görev alan personele de çerçeve yönetmelikte değişiklik yapılarak ayrı bir yönetmelikle atamalarının düzenlenmesi ve özür durumuna bağlı yer değiştirebilme imkânı sağlanmalıdır.
• Özür durumuna bağlı yer değiştirmeler, öğrenim özrünü de kapsamalıdır.
• Devlet memurlarının özür durumundan yer değişikliklerinde adaylıkla- rının kaldırılmış olması veya zorunlu hizmetlerini tamamlamış olmaları gibi şarta bağlı durumların tamamı kaldırılmalıdır.
• Sağlık özrü sebebi ile yer değiştirecek olanların sağlık özürlerini bel- geleyen sağlık raporlarında eğer hastalık sabit ise ve memurun çalış- tığı yerde tedavi imkânı yoksa başkaca bir kayıt aranmaksızın sağlık özründen yer değiştirmesi yapılmalıdır.
• Zorunlu yer değişikliği uygulamasına son verilmelidir.
• Terör ve doğal afet mağduru kamu çalışanlarının yer değişikliği imkân- larının iyileştirilerek, doğal afet durumlarında söz konusu personele seçim hakkı tanınmalı, çalışanın talebine göre yer değişikliği ya da maaş ve hizmet puanı artışı gibi seçenekler getirilmelidir.
• Xxxx, babası bakıma muhtaç olan her memur isteği halinde xxxx, babasının olduğu yere tayin edilmelidir.
• Sendika başkan ve genel merkez yönetim kurulu üyeleri, sendikaların şube başkanı ve yönetim kurulu üyeleri ile temsilcilerinin tayinlerinin 4688 sayılı Kanunun ilgili maddelerine uygun olarak yapılması için yeni bir düzenleme yapılmalı, söz konusu kamu görevlileri rotasyon kapsamı dışında tutulmalıdır.
• 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22. madde- si gereğince ihtiyaç fazlası personel olarak diğer kamu kurum ve kuru- luşlarına nakledilen personelden sendika ve şube yöneticisi olanların aynı hizmet kolunda bulunan kurumlara atamasının yapılması sağlan- malıdır.
DİSİPLİN UYGULAMALARI, SENDİKAL VE DEMOKRATİK HAKLAR
657 Sayılı Kanun’da Öngörülen Disiplin Cezaları Hafifletilmeli, Disip- lin Cezaları Affedilmeli, Memurların İş Güvencelerini Zayıflatan Hüküm- ler Kanundan Çıkarılmalı, Kurullarda Memur Temsilcilerinin de Yer Al- ması Sağlanmalı, Memura Grev ve Siyaset Serbestîsi Getirilmeli ve ILO Standartlarında Bir Çalışma Yaşamına Ulaşılmalı
• Kamu görevlilerinin gerek iş yoğunluğu gerekse sair sebeplerle an- cak kasıt unsuru taşımaksızın idarenin zarara uğramasına yol açan ey- lemlerinden xxxxx xxxxx zararların memura rücu edilmesine cevaz veren madde metni yeniden düzenlenmeli ve 657 sayılı Kanunun 12. maddesinin 2. paragrafında yer alan “kusur, ihmal veya tedbirsizliği” ibaresi madde metninden çıkarılmalıdır.
• Memurlara farklı mevzuat hükümleri uyarınca yeni sorumluluklar yük- lenmesi uygulamasından vazgeçilmesi için Kanuna bir hüküm eklen- melidir.
• Üniversite hastanelerinde çalışanların disiplin cezalarının değerlendi- rilmesinde gerek kurum bünyesinde gerekse Yüksek Disiplin Kurulu bünyesinde sendikaların temsilci olarak katılımının sağlanması için ge- rekli düzenleme yapılmalıdır.
• 657 sayılı Kanunun Devlet memurlarının mal bildiriminde bulunma- larını zorunlu kılan 14. madde metninde, eşi de kamu görevlisi olan devlet memurlarının sonradan edindikleri mallar için eşlerden birinin bildirimde bulunmasının yeterli olacağına dair gerekli değişiklik yapı- larak aynı mal için iki kişinin mal bildiriminde bulunması zorunluluğu kaldırılmalı, mal bildirimi ile ilgili 1 aylık süre 3 aya uzatılmalıdır.
• Basına bilgi veya demeç vermeyi düzenleyen kanun maddesi, memur- ların görevleri ile ilgili olan konular dışında basına demeç vermelerini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmeli ve 657 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1. paragrafı aşağıdaki gibi değiştirilmelidir:
“Madde 15: Devlet memurları, görevleri ile ilgili olarak haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler. Bu ko- nuda gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli; illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir.”
• 657 sayılı Kanunun memurların, “Müracaat, şikâyet ve dava açma” hakkını düzenleyen 21. maddesinin 2. paragrafındaki memurun şikâyet ve müracaatını en yakın amirden başlayarak silsile yoluyla yapmasını öngören hükmü değiştirilmeli ve 2. paragraf madde metninden çıka- rılmalıdır.
• 657 sayılı Kanunun memurların “Sendika kurma” hakkını düzenleyen
22. madde metnine toplu sözleşme ve grev hakkı da eklenmelidir. Buna göre 657 sayılı Kanunun 22. maddesine 2. paragraf olarak “Dev- let memurları, özel kanununda belirtilen hükümler uyarınca toplu söz- leşme hükümlerinden faydalanır ve üye oldukları sendikaların alacak- ları grev kararlarına uyabilirler.” ifadesi eklenmelidir.
• Memur, sözleşmeli ve değişik adlar altında çalışan kamu görevlilerinin grev hakkını kullanabilmeleri amacıyla toplu eylem ve hareketlerde bulunmalarını düzenleyen 657 sayılı Kanunun 26. maddesinde ve ilgili diğer mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılmalı, madde metninin so- nuna “Memurların üyesi bulundukları sendikaların bu yönde aldıkları kararlara uyanlar bu madde kapsamında değerlendirilmez.” ifadesi eklenmelidir.
• Memurların grev haklarını kullanmalarını yasaklayan 657 sayılı Kanu- nun 27. maddesi, Kanundan çıkarılmalıdır.
• 657 sayılı Kanunun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve özel şartların belirlendiği 48. maddesinin “A) Genel Şartlar” başlığı altındaki 5. fıkra metni, devletin güvenliğine karşı suçlar ile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kay- naklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık dışındaki bir suçtan dolayı ceza almalarına rağmen cezası ertelenen vatandaşların da memur olabilmelerini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
• 657 sayılı Kanunun adaylık devresi içinde göreve son vermeyi düzen- leyen 56. madde metninde değişiklik yapılarak “göreve devamsızlık- ları tespit edilen” aday memurların görevine son verilmesine imkân tanıyan muğlâk ifade, “bir yıl içerisinde mazeretsiz olarak 10 gün gö- reve devam etmediği tespit edilen” şeklinde değiştirilmelidir.
• Adaylık süresi içinde herhangi bir disiplin cezası almış olan aday me- murların görevine son verilmesine imkân tanıyan 657 sayılı Kanunun
57. maddesinde gerekli değişiklik yapılmalı ve “Adaylık süresinde uyarma ve kınama cezası dışında bir disiplin cezası almış olanların” memurlukla ilişiklerinin kesilebileceği hükme bağlanmalı ve aday memurluktan çıkarılma şartları zorlaştırılmalıdır. Ayrıca maddenin 2. paragrafında belirlenen, adaylık devresi içinde veya sonunda me- murlukla ilişiği kesilenlerin 3 yıl boyunca Devlet memurluğuna alınma- yacağına dair hüküm 1 yıla indirilmelidir.
• 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin “Kademe ilerlemesinin durdurul- ması” başlıklı “D” fıkrasının “h” bendinde yer verilen “Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetler- de bulunmak” ile “j” bendinde yer verilen “Belirlenen durum ve süre- lerde mal bildiriminde bulunmamak” ifadesi ilgili kısımdan çıkarılarak “Kınama” başlığı altındaki “B” fıkrasına yeni birer bent olarak eklen- meli; “B” fıkrasının “d” bendinde yer alan “Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmak” ifadesi ile “Devlet memurluğundan çıkarılma” cezasını ge- rektiren fiil ve halleri belirleyen “E” fıkrasının “a” bendi metni içinde yer alan “işi yavaşlatma ve grev” ifadesi, siyasi partilere girmeyi yasak- layan “c” bendi ve “f” bendi içinde sayılan “ ve iş sahiplerine” ifadesi madde metninden çıkarılmalıdır.
• İş sahiplerine fiili tecavüzde bulunma olarak tanımlanan ve Devlet memurluğundan çıkarılmayı öngören madde, bütün memurların nefsi müdafaa hakları da göz önünde bulundurularak 125. maddenin “Ay- lıktan kesme” başlıklı “C” fıkrasında yeni bir fıkra olarak değerlendi- rilmelidir.
• “Kademe ilerlemesinin durdurulması” başlıklı “D” fıkrasına bir bent eklenerek oluşturulacak komisyonlar tarafından işyerinde mobbing uyguladığı tespit edilenlerin cezalandırılması sağlanmalıdır.
• Ayrıca ilgili maddedeki “Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir.” hükmündeki keyfiyeti ortadan kaldırmak için cümledeki “uygulanabilir” ifadesi, “uygulanır” olarak değiştirilmelidir.
• Sendikaların disiplin cezası vermeye yetkili kurullar içinde yer alaca- ğı hükmü 657 sayılı Kanunun 126. madde metnine işlenmeli, Kanuna eklenecek bir madde ile üniversiteler dâhil, kurum bazında memurları ilgilendiren konularda oluşturulacak tüm kurul ve komisyonlarda sen- dikaların da kurul üyesi olarak bulunması zorunlu hale getirilmeli ve hükme bağlanmalıdır.
• Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenlerin 5 yıl, kademe ilerleme- sinin durdurulması cezası ile tecziye edilenlerin 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, dü- zenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamayacaklarına dair hüküm içeren 657 sayı- lı Kanunun 132. maddesinin son fıkrasındaki mezkûr süreler, 3 ve 5 yıl olarak değiştirilmelidir.
• 657 sayılı Kanunun 133. maddesinde gerekli değişiklik yapılarak disip- lin cezalarının özlük dosyasından silinmesi için birinci fıkrada öngörü- len 5 ve 10 yıllık süreler, 3 ve 5 yıla indirilmeli, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının özlük dosyasından çıkarılması için disiplin ku- rulunun mütalaasını öngören son fıkrası madde metninden çıkarılma- lıdır.
• 657 sayılı Kanunun Disiplin cezalarına itirazı düzenleyen 135. madde- sinin ikinci fıkrasında belirlenen itiraz süresi 7 günden 10 güne çıkarıl- malıdır.
• 657 sayılı Kanunda gerekli değişiklikler yapılarak, şartları (yüz kızartıcı fiiller ile devlete karşı işlenmiş suçların istisna tutulması gibi) belirlen- mek kaydıyla kamu görevlilerinin disiplin cezaları bir defaya mahsus olarak affedilmelidir.
• 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 28. maddesine; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve idare mahkemeleri kararlarına göre kasıtlı olarak işlem tesis etmediği veya eylemde bulunmadığı tespit edilen idareciler hakkında 1 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilir ve meydana gelen maddi zararlar ödettirilir” ibaresi eklenmelidir.
• Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’na konulan çalışma hayatına ilişkin çekinceler kaldırılmalıdır.
• Yüksek Planlama Kurulu’na toplu sözleşmelerde yer alan konfederas- yon temsilcilerinin de katılımının sağlanması için gerekli yasal değişik yapılmalıdır.
4688 Sayılı Kanun’da Yapılması Gereken Değişiklikler
• Kamu görevlilerinin grev ve siyasete katılma hakkı ILO standartlarına göre düzenlenmeli, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununda kamu görevlilerinin grev yapabilmelerini sağla- yacak değişiklikler yapılmalıdır.
• Toplu sözleşmenin kapsamını kamu görevlilerinin yalnızca mali ve sos- yal hakları ile sınırlayan 4688 sayılı Kanunun 28. maddesinde gerekli değişiklikler yapılarak kamu görevlilerinin çalışma şartları ile diğer so- runlarının da toplu sözleşme kapsamına alınması sağlanmalıdır.
• 4688 sayılı Kanunun kurgulanış biçimi, daha önce uygulanmakta olan toplu görüşme sistemi ile aynıdır. Kamu görevlilerinin tamamını ilgi- lendiren mali ve sosyal haklarla, hizmet kollarını ilgilendiren konular aynı süreçte pazarlık içerisinde değerlendirilmekte ve farklı statü ve haklara sahip olan yaklaşık 3 milyon çalışanın tüm sorunları, mevcut toplu pazarlık sistemi içinde çok kısa bir süre içerisinde değerlendi- rilmek zorunda bırakılmaktadır. Kanun bu haliyle kamu görevlilerinin sorununu çözmekten uzaktır. Bu nedenle 4688 sayılı Kanunda gerek- li değişiklikler yapılarak, hizmet kolu toplu sözleşme görüşmeleri ile kamu görevlilerinin geneline yönelik toplu sözleşme görüşmelerinin farklı zamanlarda yapılması sağlanmalıdır.
• Hizmet kolu toplu sözleşmeleri de genel toplu sözleşmede olduğu gibi gerçekleştirilmeli, hizmet kolu toplu sözleşme görüşmelerine de en çok üyeye sahip üç sendikanın temsilcilerinin katılımı sağlanmalıdır.
• 4688 sayılı Kanunun 32. maddesinin yeniden düzenlenerek yerel yö- netimler için yerel yöneticilerin keyfiyetine bırakılan sosyal denge söz- leşmesi zorunlu hale getirilmeli ve diğer hizmet kollarında da uygulan- malı, bu yolla hizmet kolu toplu sözleşme görüşmelerinin, ilgili hizmet kolu çalışanlarının sorunlarının tam anlamıyla çözülmesine yönelik ted- birlerin alınmasını sağlayacak şekilde etkinleştirilmelidir.
• 4688 sayılı Kanunun 29. maddesi ile genel ve hizmet kolu toplu söz- leşmesi düzenlenmektedir. Maddede “Toplu sözleşmeyi imzalamaya kamu idaresi adına Kamu İşveren Heyeti Başkanı, kamu görevlileri adına sözleşmenin kamu görevlilerinin geneline yönelik bölümü için
Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı ve hizmet kollarına yöne- lik bölümleri için ilgili sendika temsilcisi yetkilidir.” denmektedir. Bu hüküm, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına önemli ölçü- de kısıtlama getirmektedir. Sorun, toplu sözleşme görüşmelerinin işçi sendikalarının gerçekleştirdiği toplu iş sözleşmesi ile karıştırılmasın- dan kaynaklanmaktadır. 4688 sayılı Kanuna göre gerek genel, gerekse hizmet kolu toplu sözleşmeleri, sendikalı sendikasız bütün kamu gö- revlilerini etkileyen bir hukuki metin olma konumundadır. Bu nedenle kamu görevlilerinin çoğunluğunu temsil etmemekle birlikte, üye sayısı itibariyle diğer konfederasyonlardan daha fazla üyeye sahip olan bir konfederasyona, toplamı kamu görevlilerinin çoğunluğunu oluşturan diğer konfederasyonlara rağmen, bütün kamu görevlileri adına bağ- layıcı karar alma yetkisinin verilmesi, toplu pazarlık görüşmelerinin mantığına ve demokratik ilkelere aykırıdır. Burada üzerinde önemle durulması gereken husus, hangi düzeyde olursa olsun yapılacak top- lu sözleşmenin tüm kamu çalışanlarını bağlayacak olmasıdır. Kanuna göre, bir sendikaya üye olan kamu görevlileri hakkında toplu sözleş- me yapma yetkisi, bir başka sendikaya devredilmektedir ki, böyle bir durum ne örgütlenme özgürlüğü ne de kişilerin tercih haklarına say- gı sınırları içinde değerlendirilemez. Kaldı ki, Kanun toplu sözleşmeyi bağıtlama hakkı elinden alınan sendika ve konfederasyonlara Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuru hakkı da tanımamaktadır. Böyle bir uygulamanın uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu açıktır.
• Bu amaçla; toplu pazarlığın anlaşma ile sonuçlanabilmesi için en az iki konfederasyon temsilcisinin oluru zorunlu hale getirilmeli ya da masa- da bulunan her bir konfederasyonun Kamu Görevlileri Hakem Kuru- lu’na başvurabilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmalıdır.
• 4688 sayılı Kanunun 34. maddesinde gerekli değişiklikler yapılarak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun tarafsızlığı sağlanmalı, Hakem Kurulu Başkanının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesi uygulama- sına son verilerek maddeye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı’nın Ha- kem Kurulu Başkanı olacağına dair bir hüküm eklenmelidir.
• 4688 sayılı Kanunun 34. maddesinde gerekli değişiklik yapılarak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda görev alacak öğretim üyelerinin belirlenmesinde uygulanacak usulde; toplu sözleşme görüşmelerine katılacak konfederasyonların her birinin birer öğretim üyesi teklif et- mesi ve teklif edilen 3 öğretim üyesi arasından 2’sinin Kamu İşveren Heyeti tarafından belirlenmesi sağlanmalıdır.
• Sendikaların genel merkez ve şube yöneticilerinin ve ilçe temsilcilerinin görev yaptığı sürelerin yöneticilikte geçen süreden sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
• Sendika odası bulunmayan kurumlarda sendika odaları tahsis edilme- lidir.
• 4688 sayılı Kanunun 18. maddesi gereği aylıksız izinli olan sendika yönetim kurulu üyelerinden idareci olanların, Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği gerekçe gösterilerek idarecilik görevleri üzer- lerinden alınmaktadır. Yönetmelik maddesi Kanunun ilgili maddesine göre yeniden düzenlemelidir.
• Sendika yönetim kurulu üyelerinin il ve ilçe temsilcileri ile işyeri tem- silcilerinin sendikal faaliyetler kapsamında izin kullandıkları günlerde ek ders, ek ödeme, performans, maktu fazla mesai gibi ödemelerin kesilmesi uygulamasına son verecek düzenlemeler yapılmalıdır.
• Sendika il ve ilçe temsilcilerine haftada bir gün sendikal izin verilme- lidir.
• 4688 sayılı Yasa gereğince aylıksız izne ayrılan sendika merkez yöneti- cilerine, sendika merkezinin bulunduğu yere tayin hakkı verilmeli, bu durumda personelin eşlerinin de talebi halinde özür grubundan yer değiştirmesi yönetmelikle düzenlenmelidir.
• 4688 sayılı Kanunun 21. maddesinde yapılacak değişiklikle Kamu Per- soneli Danışma Kurulu’nda kararlaştırılan konuların hayata geçirilmesi sağlanmalı, Kurul toplantılarının sıklaştırılarak zamana bağlı olmaksızın toplu sözleşme görüşmesi dönemi dışında kamu görevlilerinin hukuki, mali ve özlük haklarında değişiklik içeren her türlü uygulamanın bu Kurul’da tartışılarak hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
• Emeklilerin de sendika kurabilmeleri ve sendikalara üye olabilmeleri sağlanmalıdır.
• Sendikalara üye olma ve üyelikten istifa işlemlerinin kurum yönetici- lerinin baskısıyla yönlendirilmesini engellemek amacıyla bu işlemlerin internet üzerinden doğrudan yapılabilmesi sağlanmalıdır.
• Sendikaların kadın kolları kurumsal bir statüye kavuşturularak söz ko- nusu kurul üyelerinin de sendikal izinlerden faydalanması sağlanma- lıdır.
• Aile hekimlerinin almış oldukları tahlil, tetkik ve kira gibi cari giderlerin eklenmesi suretiyle belirlenen sendika aidatlarının hesaplanmasında, yalnızca kayıtlı hasta başına düşen ücretlerin sendika üyelik aidatla- rının belirlenmesinde dikkate alınmasının sağlanması gerekmektedir.
KAMU GÖREVLİLERİNİN İZİNLERİ
Memurların İzinleri ile İlgili Düzenlemeler Gözden Geçirilmeli, İzin Ko- nusunda Ortaya Çıkan Belirsizlikler Giderilmeli
• Kamu görevlilerinin izinleri yeniden düzenlenmeli, yıllık izinler işgünü esasına göre belirlenmeli, yol izinlerinin kullanılmasında, idareye ta- nınan takdir yetkisi kaldırılarak, uygulama birliği sağlanmalı, 3 güne kadar olan mazeret izinleri işyeri amirlerince verilebilmeli, radyoaktif ışınlara maruz kalan personele verilen izin süresi 45 güne çıkarılmalı, hafta sonu çalıştığı halde izin kullandırılmayan personelin hafta sonu ve bayram tatillerine ilişkin izin sıkıntıları giderilmeli, bakmakla yüküm- lü olunan kişilere hastanelerde günübirlik refakat eden kamu görevli- lerinin refakatçi sayılması için gerekli düzenleme yapılmalı ve engelli kamu görevlilerinin izin süreleri artırılmalıdır.
İzin Sürelerinin İşgünü Esasına Göre Belirlenmesi ve Yol İzni
• 657 sayılı Kanunun 102. maddesinde gerekli değişiklikler yapılarak memurların izin süreleri iş günü üzerinden belirlenmeli, idarenin key- fiyetine bırakılan zorunlu hallerde gidiş ve dönüş için 2’şer günlük ek izin verilmesi konusu da keyfilikten çıkarılarak, madde metni “Memur- ların yıllık izin süresi, bu kanuna tabi kurum ve kuruluşlarda adaylık ve askerlik dahil her türlü statüde çalışılan süreler dikkate alınarak hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi iş günü, on yıldan fazla olanlar için 30 iş günüdür. Bu sürelere gidiş ve dönüş için 2’şer iş günü eklenir.” şeklinde düzenlenmelidir.
Radyoaktif Işınlara Maruz Kalan Personelin İzni
• 657 sayılı Kanunun izinlerin ne şekilde kullanılacağını düzenleyen 103. maddesinin son fıkrasında gerekli değişiklik yapılarak radyoaktif ışın- lara maruz kalan personele verilen izin süresinin 45 güne çıkarılması sağlanmalıdır.
Analık İzni, Mazeret İzni, Süt İzni ve Engelli Personelin İzinleri
• 657 sayılı Kanunun 104. maddesinin “A” fıkrasında yapılacak deği- şiklikle kadın memura verilen analık izni süresi doğumdan önce 16 ve doğumdan sonra 16 olmak üzere toplam 32 haftaya çıkarılmalı, çoğul gebelik halinde doğumdan önceki sürelere eklenen 2 haftalık ek süre, 4 hafta olarak yeniden düzenlenmelidir.
• “C” fıkrasında gerekli değişiklik yapılarak mazeret izni sürelerinin iş günü olarak belirlenmesi ve 3 güne kadar olan mazeret izinlerinin iş- yeri amirlerince verilmesi sağlanmalıdır.
• “D” fıkrasında doğumdan sonraki iki yıllık süre boyunca süt izni veril- mesi için gerekli değişiklik yapılmalı ve madde metni “D- Kadın me- mura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren iki yıl süreyle günde dört saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı husu- sunda kadın memurun tercihi esastır.” şeklinde düzenlenmelidir.
• Maddeye son fıkra olarak “Bu Kanunun 53. maddesi uyarınca istihdam edilen özürlü personelin izinleri, bu maddede belirlenen sürelerin bir kat fazlası nispetinde uygulanır.” ifadesi eklenmeli ve bu yolla özürlü personelin doğum, babalık, mazeret ve süt izinlerini bir kat fazla kul- lanmaları sağlanmalıdır.
• Kanuna bir madde eklenerek hamile memurlara, hamileliğin doktor raporu ile tespit edildikten sonra hamileliği boyunca ve doğumdan iki yıl sonraya kadar, memurun isteği halinde gece nöbeti ve gece vardi- yası görevi verilemeyeceği hükme bağlanmalıdır.
• Çocuğu olan ve evlat edinen kamu görevlilerinin, çocuğun ilköğretim yaşına gelinceye kadar kısmi süreli çalışmalarını düzenleyecek olan yönetmelik bir an önce yayınlanmalıdır.
Yakınlarına Hastanelerde Günübirlik Refakat Eden Memurlar
• 657 sayılı Kanunun 105. madde metnine, bakmakla yükümlü olunan kişilere hastanelerde günübirlik refakat eden kamu görevlilerinin refa- katçi sayıldığına dair bir ifade eklenmelidir.
GEÇİCİ GÖREVLENDİRME
Kurumlarda Kamu Görevlilerini Adeta Bir Cezalandırma İşlevi Görme- ye Başlayan Geçici Görevlendirme Uygulaması, Memurun İsteğine Bağlı Olarak Amacına Uygun Hale Getirilmeli
• “Kurumlar arası geçici görevlendirme”nin esaslarını belirleyen 657 sa- yılı Kanunun Ek 8. maddesinin “f” fıkrasına “memurun” kelimesinden sonra gelmek üzere “yazılı” ifadesi eklenerek, memurun yazılı muva- fakati olmaksızın kurumlar arası geçici görevlendirme yapılamayacağı hükme bağlanmalıdır.