TIP FAKÜLTESİ
T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
YATAKLI SAĞLIK KURULUŞLARINDA ÇOCUK İLE İLGİLİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİNE UYGUNLUĞUNUN VE SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN ÇOCUK HAKLARI KONUSUNDAKİ FARKINDALIK VE TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
UZMANLIK TEZİ
Dr. Güzide KURT
TEZ DANIŞMANI
Prof. Dr. Selda Xxxxx XXXXXX
T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
YATAKLI SAĞLIK KURULUŞLARINDA ÇOCUK İLE İLGİLİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİNE UYGUNLUĞUNUN VE SAĞLIK PROFESYONELLERİNİN ÇOCUK HAKLARI KONUSUNDAKİ FARKINDALIK VE TUTUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
UZMANLIK TEZİ
Dr. Güzide KURT
TEZ DANIŞMANI
ii
Prof. Dr. Selda Xxxxx XXXXXX
KABUL VE ONAY
KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI ve HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
Uzmanlık öğrencisinin adı, soyadı: Dr. Güzide KURT
Yataklı Sağlık Kuruluşlarında Çocuk ile İlgili Sağlık Hizmetlerinin çocuk Hakları Sözleşmesine Uygunluğunun ve Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Konusundaki Farkındalık ve Tutumlarının Değerlendirilmesi.
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesinde “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlık Eğitimi” çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıda belirtilen jüri üyeleri tarafından UZMANLIK TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Tez Savunma Tarihi: 24/04/2012
Prof. Dr. F. Xxxxx XXXXXX Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD
Jüri Başkanı
Prof. Dr. Xxxxx XXXXXXXXXXXXX Yrd. Doç. Dr. Xxxxx XXXXX Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD
Üye Üye
TEŞEKKÜR
Asistanlık eğitimimde ve tezimin hazırlanma sürecinde desteğini hiçbir zaman eksik etmeyen, görüşlerinden her zaman yararlandığım, çalışma azmini kendime örnek aldığım hocam Prof. Dr. Xxxxx Xxxxxx’e, bilgileri ve tecrübeleriyle bana yol gösteren, yetişmemde büyük emekleri olan değerli hocalarım sayın Prof. Dr. Xxxxx Xxxxxxxxxxxxx, Prof. Dr. M. Xxxxxx Xxxxxx, Prof. Dr. Xxxxx Xxxxx Xxxxx Xxxxx, Doç. Dr. Xxxxx Xxxxxxxxen, Yrd. Doç. Dr. Xxxxx Xxxxx ve Yrd. Doç. Dr. Xxxxxx Xxxxxxxx`a, buradan ayrılmış olsalar da eğitimimde büyük katkıları olan Doç. Dr. Xxxxx Xxxxxxxxxx ve Doç. Dr. Xxxxx Xxxxxxxxx’xx teşekkür ederim.
Uzmanlık eğitimim boyunca beraber çalışmaktan büyük zevk duyduğum asistan arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Tez çalışmam sırasında yoğun desteğiyle yanımda olan Fen Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü öğretim Üyesi Xxxxx Xxxxxxxxx’a teşekkür ederim.
Her zaman yanımda olan, sevgi ve desteklerini her zaman hissettiren aileme teşekkür ederim. Xxxxxx, Xxxxx ve Xxxxx’x… onlardan çaldığım zamanın telafisi yok ama iyi bir eş, xxxx ve pediatrist olabilmek için elimden geleni yaptığımı bilmelerini isterim.
Dr. Güzide KURT KIRIKKALE 2012
ÖZET
Xxxx X, yataklı sağlık kuruluşlarında çocuk ile ilgili sağlık hizmetlerinin çocuk hakları sözleşmesine uygunluğunun ve sağlık profesyonellerinin çocuk hakları konusundaki farkındalık ve tutumlarının değerlendirilmesi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanlık Tezi, Kırıkkale, 2012.
Çocuk hakları sözleşmesi (ÇHS) çocukların fiziksel, mental, sosyal, ahlaki ve ruhsal gelişimlerine cevap verebilmek amacına yönelik bir sözleşmedir. Araştırma Kırıkkale il merkezinde bulunan yataklı sağlık kuruluşlarında çocuk ile ilgili sağlık hizmetlerinin ÇHS’ne uygunluğunu, sağlık profesyonellerinin çocuk hakları ve ÇHS ile ilgili bilgi düzeylerini, mesleki uygulamaları sırasında çocuk hakları konusundaki farkındalık ve tutumlarının değerlendirilmesi ve sağlık profesyonellerine çocuk hakları ile ilgili eğitim verilmesinin gerekliliğinin ortaya konulması amacı ile planlanmıştır.
Araştırma tanımlayıcı, gözlemsel ve anket tipi bir çalışmadır. Mayıs 2010-Mayıs 2012 tarihleri arasında Kırıkkale il merkezinde yer alan ikinci ve üçüncü basamak tedavi kurumları olan Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (KÜTFH), Kırıkkale Hacı Xxxxxxx Xxxxxxx Devlet Hastanesi (KDH) ve Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde (KYİH) yapılmıştır Araştırma grubu; 10 hastane yöneticisi, 300 sağlık profesyoneli ve 24 KÜTF 6. Sınıf öğrencisi (intern doktor) olmak üzere toplam 335 kişiden oluşmaktadır.
Araştırma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde hastanelerinin ÇHS ve çocuk hakları ile ilgili uygulamaları ve eksiklikleri hastane yöneticileri ile görüşülerek saptanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde sağlık profesyonellerinin ÇHS ile ilgili bilgi ve tutumlarının kendileri tarafından değerlendirilmesi ve “Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’’ ile mesleki uygulamaları sırasında çocuk hakları ile ilgili tutumları belirlenmeye çalışılmış ve bu amaçla uygulanmıştır. ‘’Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’’ Yurtseven’in Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’nden uyarlanarak hazırlanmış, yeni ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik analizleri yapılmıştır. Çalışmanın son aşamasında ise ÇHS ile ilgili eğitimin sağlık profesyonellerinin tutumlarını olumlu etkileyeceğini ve bu alandaki eksikliklerin giderilmesinde eğitimin asıl belirleyici faktör olduğunu ortaya koymak amaçlanmıştır. KÜTF 6. Sınıf 24 öğrenci iki gruba ayrılmış, birinci gruba bu konuda eğitim verilmiş, ikinci gruba ise eğitim verilmeyerek çocuk hasta ile ilgili uygulamaları K.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencileri arasından seçilen gönüllü gözlemciler tarafından kaydedilmiştir.
Araştırmanın ilk bölümünde; Hastane yöneticileri ile yapılan görüşmeler sonrası Kırıkkale il merkezindeki kamu hastanelerinin çocuk dostu hastane şartnamesi koşullarına uygunluk durumları değerlendirilmiş; 39 maddenin 13’ünün hastanelerin hiçbirisi tarafından karşılanmadığı, kalan 26 maddenin de karşılanma durumunun hastaneler arasında değişkenlik gösterdiği saptanmıştır. Hastaneler ayrı ayrı değerlendirildiğinde KÜTFH’de 19, KDH’nde 20, KYİH’nde 22 maddenin karşılanmadığı belirlenmiştir.
Araştırmanın ikinci bölümünde görüşülen 300 sağlık profesyonelinin %35.3’ü erkek,
%64.7’si kadındı ve %53.3’ü üçüncü basamak olarak kabul edilen KÜTFH’de %46.7’si ise ikinci basamak sağlık kuruluşlarında (Kırıkkale Devlet Hastanesi, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi) görev yapmaktaydı. Araştırma grubunun yaş ortalaması 31.63±6,29 yıl idi.
%42’si hekim, %40’ı hemşire ve %18’i ise diğer sağlık çalışanı olup, %57’si çocuk sahibi
iken %43’ünün çocuğu yoktu. Sağlık profesyonellerinin %63’ü ÇHS’ni duyduğunu ifade etmiş, ‘’ülkemiz ÇHS’ni imzaladı mı? sorusuna %41.1’i evet yanıtı vermiştir. Meslek gruplarına göre sözleşmedeki en önemli ilke tanımlaması farklılık göstermektedir. Hekimlerin %36,1’i hayatta kalmayı en önemli hak olarak görürken, hemşirelerin %41’i
zararlı etkiden, istismardan ve sömürüden korunma hakkının daha önemli olduğunu belirtmiş ve diğer sağlık çalışanlarının ise %32,6’sı hiç bir hak diğerinden daha önemli değil diyerek doğru yanıtı vermiştir. Bu dört soruya verilen yanıtlar baz alınarak oluşturulan bilgi puanları ile cinsiyet, yaş, meslek grubu, mesleki deneyim, çocuk sahibi olma durumu değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Çocukluğunda kendisinin ve şimdi çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sırasında hak ihlaline uğradıklarını düşünen sağlık personellerinin bilgi puan düzeylerinin ise istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptanmıştır.
Sağlık profesyonellerinin %81,1’i sağlık çalışanlarının çocuk hakları konusunda aktif rol alması gerektiğini, %71,7’si Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasında sağlık çalışanının katkısı olmalısı gerektiğini düşünmekte olup, %69’u kendi çalışma programını düzenlerken çocuk haklarını gözettiğini ifade etmiştir.
Çalışmanın üçüncü aşamasında Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği (SPÇHTÖ) uygulandı. Çalışma grubunun SPÇHTÖ ‘’Devlet Güvencesi ve Desteği’’, ’’Bakım ve Korunma’’ ve Kendi Kendine Karar Verme’’ alt boyutlarından aldıkları
puanlarının ortalaması sırasıyla; (4,68 ∓ 0,35), (4,34 ∓ 0,354) ve (4,63 ∓ 0,29) idi.
Çocuk hakları savunuculuğunda kendilerini yeterli gören sağlık profesyonellerinin SPÇHTÖ tüm alt boyutlarındaki puanları, yeterli görmeyenlere göre anlamlı olarak yüksek saptandı. ÇHS ile ilgili bilgi düzeyleri iyi olarak saptanan sağlık profesyonellerinin ise kötü olanlara göre SPÇHTÖ ‘’Devlet Güvencesi ve Desteği’’ alt boyutundaki puanları istatistiksel olarak anlamlı yüksek iken diğer alt boyutlarda gruplar arası fark saptanmadı.
Çalışmanın dördüncü aşamasında; araştırmaya dahil edilen 24 intern doktorun 14’üne ÇHS ile ilgili eğitim verilirken 10’una verilmemiştir. Araştırmanın son aşamasından elde edilen sonuçlara göre eğitim almış intern doktorların tümünün eğitim almamış gruba göre muayene ve tedavi uygulamaları sırasında çocuklara daha anlayışlı ve nezaketli davranmakta olduğu, muayene ve girişim öncesi çocuklara kendi yaş, gelişim düzeyi ve anlayışlarına uygun bir şekilde bilgilendirme yapmaya dikkat ettiği ve zaman ayırdığı ve çocuklarında mahremiyet hakkı olduğunun farkında olduğu görülmüştür.
Bu sonuçlar hastaneler bazında değerlendirildiğinde; ilimizdeki kamu hastanelerinin çocuk hakları ile ilgili uygulamalar konusunda yetersiz olduğunu ve daha bu alanda yapılması gereken çok şey olduğunu düşündürmektedir.
Xxxxxxx Xxxxxxxxx: Çocuk, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çocuk Dostu Hastane, Sağlık Profesyoneli, Çocuk Hakları Eğitimi.
ABSTRACT
Xxxx X, The evaluation of the pediatric healthcare according to the children's rights convention and the awareness and attitude of healthcare professionals on children rights in hospitals in Kırıkkale Province, Kirikkale University, Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Kirikkale, 2012 .
The Children's Rights Convention (CRC) aims to account for childrens physical, mental, social, moral and spiritual needs. The study was performed in hospitals in kırıkkale province to check the appropriateness of healthcare according to CRC; evaluate the knowledge level of healthcare specialists and their day-to-day professional attitude and awareness to children's rights. Also, to ascertain if there is any training needed on this matter.
The study is a descriptive, observational and survey type study. It was done between May 2010 and May 2012, in Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (KÜTFH), Kırıkkale Hacı Xxxxxxx Xxxxxxx Hospital (KDH) and Kırıkkale Hospital (KYİH) which are 2nd and 3rd grade healthcare centers. The study group consisted of 335 people, of which 300 were healthcare professionals, 10 were hospital administratives and 24 were 6th grade medicine faculty students (intern doctors).
The study consists of four parts. The first part was to assess the accordance of healthcare to
CRC and check for deficiencies, this part was discussed with hospital administratives. The second part was a survey aiming to evaluate healthcare professionals' level of knowledge on CRC. Healthcare professionals were asked to evaluate their own levels of knowledge and were then scaled on the “Healthcare Professional Childrens Rights Attitude Scale” according to their professional practices. This scale was derived from Xxxxxxxen's “Parent-Child Rights Attitude Scale” and was tested for validity and safety. The last part of the study was commited to the importance of education on CRC, the benefits that would be gained from this education and to underline that education is the most important factor in overcoming problems on this issue. For this goal, 24 intern doctor students were divided in to two groups, one group was instructed in childrens rights while the other group was not. Then, the knowledge of these groups were evaluated by volunteer students from KU Department of Child Development.
In the first part of the study, hospital administrators were interviewed to assess if they were applying to the Child Friendly Hospital Specifications. According to these interviews it was found that 13 of 39 articles stated in the specifications were not met by any hospital. The appliance to the remaining 26 articles were different from each other. When the hospitals were evaluated separately; KUTFH, KDH and KYİH did not meet 19, 20 and 22 articles respectively.
300 health professionals were interviewed in the second part of the study. 35.3% were male, 64.7% were female, %53.3 percent worked in a third tier (KÜTFH), 46.7% worked in a second tier (KDH and KYİH) public health hospital. The mean age of the study group was 31.63+-6.29 years. 42% were doctors, 40% were nurses and 18% was other health professionals. 57% had children while 43% did not. 63% of health professionals stated that they had heard of the CRC, 41.1% said “yes” to the question “Has our country signed the CRC?”. 41% of doctors thought “the right to live” as the most important article, 41% of nurses thought “protection from exploitation and harmful effects” as the most important article, while 32.6% other professionals thought that “none of the articles are above another”, which was the right answer. After analyzing these questions and the answers given, none of the following factors such as age, sex, occupation, occupational experience, having or not having children had any statistical effect on the outcome(p>0.05). However, the knowledge points of participants who thought their health rights or their childrens' health rights had been violated, were statistically and significantly higher.
81.1% of health professionals stated that health professionals should have an active role on children rights, 71.7% thought that health professionals should assist in the practice of children rights and 69% declared that they adhered to childrens rights when arranging their programs.
In the third part of the study, Health Professionals' Children Rights Attitude Scale (HPCRAS) was applied. The mean scores achieved on subheadings “Government Assurance and Support”, “Care
and Protection” and “Decision Making” were (4.68 0.35), (4.34 0.354) and (4.63 0.29) respectively.
The knowledge points of participants who saw themselves adequate on children rights were statistically better than participants who did not see themselves adequate. The health professionals who were found to have better knowledge on child rights achieved statistically significant higher points on “Government Assurance and Support” subheading, there was no difference on the other subheadings.
In the fourth part of the study, the 24 intern doctors were divided in to two groups. Training was given to one of these groups which consisted of 14 participants. The other 10 were not given any kind of training. During this stage of the study, it was observed that all interns who had been given training were more tolerant and polite in their clinical examinations and treatment practices. They; explained what they would be doing to the children -in a language appropriate for their age-, were aware that those children had privacy rights too and respected them.
When the data recorded in this study is examined as a whole, it can be thought that our province is inadequate in terms of children rights and there is a lot to be done on this matter.
Key Words: Child, Convention of Childrens Rights, Child-Friendly Hospitals, Health Professional, Childrens' Rights Trainin
İÇİNDEKİLER
Sayfa
KABUL VE ONAY i
TEŞEKKÜR ii
ÖZET iii
ABSTRACT v
İÇİNDEKİLER vii
SİMGELER VE KISALTMALAR x
ŞEKİLLER xi
TABLOLAR DİZİNİ xiii
1. GİRİŞ ve AMAÇ 1
2. GENEL BİLGİLER 3
2.1. Çocuk Kavramı ve Tarihçe 3
2.1.1. Tanım 3
2.1.2. Çocuk Kavramı Tarihi 4
2.1.3. Çocuk hakları 9
2.2. Çocuklara Yönelik Uluslararası Sözleşmeler ve Belgeler 13
2.3. Çocuk Hakları Sözleşmesi 17
2.3.1. Çocuk Hakları Sözleşmesi Tarihçesi 17
2.3.2. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Yapısı ve Amacı 18
2.4. Türkiye’de Çocuk Hakları Tarihi 23
2.5. Hasta Çocuk Hakları 24
2.6. Çocuklara Verilen İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetlerinin
Tarihsel Gelişimi 24
2.6.1. Çocuk Dostu Hastane Kavramı 25
2.6.2. Çocuklara Verilen İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetlerinin Çocuk Hak Bazlı Değerlendirmesi 28
3. GEREÇ VE YÖNTEM 30
3.1. Araştırmanın Modeli 30
3. 2 Araştırmanın yeri 30
3.3. Araştırmanın Evreni 30
3.4. Araştırmanın Zamanı 30
3.5. Araştırma Grubu ve Yöntem 31
3.5.1. Kırıkkale İl Merkezindeki İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında Çocuk Haklarına Yönelik Düzenleme ve Uygulamalar 31
3.5.2. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları İle İlgili Bilgi Düzeyi
ve Tutumlarının Belirlenmesi 31
3.5.3. Çocuk Hakları ile ilgili eğitim almış ve almamış Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Altıncı Sınıf Öğrencilerinin çocuk yaş
grubuna yaklaşımlarının çocuk hak bazlı değerlendirmesi 35
3.6. İstatistiksel Analiz 36
4. BULGULAR 37
4.1. Kırıkkale İl Merkezinde Bulunan Kamu Hastanelerinin Çocuk Hak
Bazlı Değerlendirmesi 37
4.1.1. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (KÜTFH) 37
4.1.2. Xxxx Xxxxxxx Xxxxxxx Kırıkkale Devlet Hastanesi (KDH) 40
4.1.3. Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi (KYİH) 40
4.2. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeyleri 40
4.2.1. Araştırma Grubunun Demografik Özellikleri 40
4.2.2. Sağlık profesyonellerinin çocuk hakları sözleşmesi (ÇHS) ile
ilgili bilgi düzeyleri 43
4.2.3. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Savunuculuğunda Kendi Konumları ve Yeterlilikleri İle İlgili Görüş ve
Değerlendirmeleri 51
4.2.4. Sağlık çalışanlarının çocuk hakları savunucuğunda kendi konumlarıyla ilgili görüş ve değerlendirmeleri ile bilgi puanlarının karşılaştırılması 61
4.3. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Sağlık Profesyonellerine Uygulanan Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin (SPÇHTÖ) Değerlendirilmesi 63
4.3.1. “Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği”nin oluşturulması 63
4.3.2. Kırıkkale il merkezinde ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında 0-18 yaş grubuna hizmet veren sağlık profesyonellerine uygulanan çocuk hakları tutum ölçeğinden
elde edilen bulgular 65
4.4. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Çocuk Yaş Grubuna Yaklaşımlarının Çocuk Hakları Bazında
Değerlendirilmesi 75
4.4.1. Eğitim Almış ve Eğitim Almamış İntern Gruplarının Çocuklara Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi 75
5. TARTIŞMA 84
5.1. Çocuk Haklarına Yönelik Yapılmış Bilimsel Çalışmaların Literatür Araştırması 89
5.2. Kırıkkale İl Merkezi’ndeki II. ve III. Basamak Sağlık Kuruluşu
Yöneticilerinin Hastanelerini Çocuk Hak Bazlı Değerlendirmeleri 90
5.3. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ve Çocuk Hakları Sözleşmesi ile İlgili Bilgi ve Davranışları 93
5.4. Sağlık Profesyonellerine Uygulanan Çocuk Hakları Tutum Ölçeği 99
5.4.1. Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’nin Oluşturulması 99
5.4.2. Sağlık Profesyonellerine Uygulanan Tutum Ölçeğinin Değerlendirmesi 100
5.5. Çocuk Hakları ve Çocuk Hakları Sözleşmesi ile İlgili Eğitim Almış
ve Eğitim Almamış İntern Doktor’ların Değerlendirilmesi 103
6. SONUÇ VE ÖNERİLER 108
7. KAYNAKLAR 111
8. EKLER 120
SİMGELER VE KISALTMALAR
ÇHS | : Çocuk hakları sözleşmesi |
YY | : Yüzyıl |
EACH | : European Association for children in Hospital |
KÜTFH | : Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi |
KDH | : Kırıkkale Xxxx Xxxxxxx Xxxxxxx Devlet Hastanesi |
KYİH | : Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi |
SPÇHTÖ | : Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Tutum Ölçeği |
UÇM | : Uluslar arası Çocuk Merkezi |
ŞEKİLLER
Sayfa
Şekil 3.1. Tez çalışmasının zaman çizelgesi 33
Şekil 4.2.1. II. ve III. basamak sağlık kuruluşunda çalışan araştırma
grubunun meslek gruplarına göre yaş dağılımları 42
Şekil 4.2.2. Çalışma grubundaki sağlık profesyonellerinin demografik
özelliklerine göre ÇHS’ni duyma durumlarının dağılımı 45
Şekil 4.2.3 “Ülkemiz ÇHS’sini imzaladı mı?” sorusuna çalışma grubundaki sağlık profesyonellerinin verdikleri yanıtların
demografik özelliklerine göre dağılımı 46
Şekil 4.2.4. Sağlık profesyonellerinin demografik özelliklerine göre
ÇHS’ne ilişkin bilgi puanlarının dağılımı 50
Şekil 4.2.5. Sağlık profesyonellerinin “Çocukluk döneminizde sağlık hizmetlerinden yararlanmanız sırasında çocuk hakları ihlaline uğradığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna
verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı 54
Şekil 4.2.6. Sağlık profesyonellerinin ‘’Çocuklarınızın sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sırasında çocuk hakları ihlaline uğradıklarını düşündünüz mü?’’ sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı (Sadece
çocuğu olan sağlık profesyonelleri alınmıştır) 55
Şekil 4.2.7. Sağlık profesyonellerinin “Sağlık çalışanları çocuk hakları konusunda aktif rol almalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtların
demografik özelliklerine göre dağılımı 56
Şekil 4.2.8. Sağlık profesyonellerinin “Sağlık çalışanları Çocuk Hakları Sözleşmesi ile uyumlu devlet politikaları geliştirilmesinde aktif rol almalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtların
demografik özelliklerine göre dağılımı 57
Şekil 4.2.9. Sağlık profesyonellerinin “Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasında sağlık çalışanının katkısı olmalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre
dağılımı 58
Şekil 4.2.10. Sağlık profesyonellerinin “Çocuk Hakları savunuculuğunda kendinizi yeterli görüyor musunuz?” sorusuna verdikleri
yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı 59
Şekil 4.2.11. Sağlık profesyonellerinin “Kendi çalışma programınızı düzenlerken çocuk haklarını gözetir misiniz?” sorusuna
verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı 60
Şekil 4.4.1. Çalışma grubundaki tüm intern doktorların çocuklara
yaklaşımlarının değerlendirilmesi 76
Şekil 4.4.2. Çocuk hakları ile ilgili eğitim almış ve eğitim almamış intern gruplarının çocuklara yaklaşımlarının karşılaştırılması 77
Şekil 4.4.3. Çalışma grubundaki tüm intern doktorların çocuklara ve
ailelerine yaklaşımlarının değerlendirilmesi 78
Şekil 4.4.4 Çocuk hakları ile ilgili eğitim almış ve eğitim almamış intern doktor gruplarının çocuklara ve ailelerine yaklaşımlarının
karşılaştırılması 79
Şekil 4.4.5. İntern doktorların çocuk hakları açısından eğitim alma durumlarına göre muayene, girişimsel uygulama yapılan veya
tedavi uygulanan çocukların tutumlarının karşılaştırılması 82
Şekil 4.4.6. İntern doktorların çocuk hakları açısından eğitim alma durumlarına göre muayene, girişimsel uygulama yapılan veya tedavi uygulanan çocukların ailelerinin tutumlarının
karşılaştırılması 83
Şekil 4.4.7. İntern doktorların çocuk hakları açısından eğitim alma durumları ile muayene, girişimsel uygulama veya tedavi uygulanan çocukların ailelerinin memnuniyetlerinin
karşılaştırması 83
Şekil 5.1. Çocuk Ekolojisi Modeli 84
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa
Tablo 4.1a. Kırıkkale İl Merkezinde Bulunan Kamu Hastanelerinin Hasta Kabul ve Poliklinik Hizmetlerinin Çocuk Hak Bazlı
Değerlendirmesi 38
Tablo 4.1b. Kırıkkale İl Merkezinde Bulunan Kamu Hastanelerinin Yataklı Servis ve Hastane Hizmetlerinin Çocuk Hak Bazlı
Değerlendirmesi 39
Tablo 4.2.1. II. ve III. basamak sağlık kuruluşunda çalışan araştırma
grubunun demografik özellikleri 41
Tablo 4.2.2. II. ve III. basamak sağlık kuruluşunda çalışan araştırma
grubunun mesleklerine göre demografik özellikleri 43
Tablo 4.2.3. Sağlık profesyonellerinin meslek gruplarına göre ÇHS’ne ilişkin bilgi puanını oluşturan sorulara verdikleri yanıtların
dağılımı 48
Tablo 4.2.4. Sağlık profesyonellerinin demografik özelliklerine göre
ÇHS’ne ilişkin bilgi puanlarının dağılımı 49
Tablo 4.2.5. Sağlık Profesyonellerinin ÇHS bilgi düzeyi ile çocuk haklarına yaklaşım tutumları arasındaki ilişki 62
Tablo 4.3.1. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Tutum Ölçeği için
yapılan Xxxxx-Xxxxx Xxxxx ve Xxxxxxxx test sonuçları 64
Tablo 4.3.2. Çocuk Haklarına Yönelik Sağlık Profesyonelleri Tutum
Ölçeği’nin boyutlarındaki içtutarlılık katsayıları 64
Tablo 4.3.3. SPÇHTÖ alt boyutları puan değerleri 66
Tablo 4.3.4 Çocuk hakları tutum ölçeği alt boyutları puanlarının sağlık profesyonellerinin cinsiyetlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans
analizi (anova) sonuçları 66
Tablo 4.3.5. Çocuk hakları tutum ölçeği alt boyutları puanlarının sağlık profesyonellerinin meslek gruplarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans
analizi (anova) sonuçları 67
Tablo 4.3.6. SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının çalışma grubunun
demografik özelliklerine göre karşılaştırılması 68
Tablo 4.3.7a. SPÇHTÖ ‘’Devlet güvencesi ve desteği’’ alt boyutu puanlarının meslek gruplarına göre demografik özellikleri
açısından karşılaştırılması 69
Tablo 4.3.7b. SPÇHTÖ “Bakım ve korunma” alt boyutu puanlarının meslek gruplarına göre demografik özellikleri açısından
karşılaştırılması 70
Tablo 4.3.7c. SPÇHTÖ “kendi kendine karar verme” alt boyutu puanlarının meslek gruplarına göre demografik özellikleri açısından
karşılaştırılması 71
Tablo 4.3.8. Sağlık profesyonellerinin SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının çocuk hakları savunuculuğunda kendi yeterlilikleri ile ilgili
yorumlarına göre değerlendirilmesi 72
Tablo 4.3.9. Sağlık profesyonellerinin SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının
ÇHS bilgi düzeylerine göre değerlendirilmesi 72
Tablo 5.1. İhtiyaçlar ve haklar arasındaki farklar 85
1. GİRİŞ ve AMAÇ
Çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki bakımlardan özgürlük ve saygınlık içinde, sağlıklı ve normal biçimde gelişebilmesi için kurallar ile korunan yararları çocuk hakları olarak tanımlanmaktadır (1). Çocuk hakları her çocuğun gelişip en yüksek potansiyeline ulaşabildiği, şiddet ve yokluktan uzak, sağlıklı olabildiği, oynayıp öğrenebildiği ortamlarda güven içinde, bakılıp büyütüldüğü bir çocukluğu işaret eder (2).
Çocuk hakları sözleşmesi çocukların fiziksel, mental, sosyal, ahlaki ve ruhsal gelişimlerine cevap verebilmek amacına yönelik bir sözleşmedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilerek 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlülüğe girmiştir. Türkiye’de dahil olmak üzere yaklaşık 142 ülke sözleşmeyi imzalamış ya da onay ve katılma yoluyla taraf devlet durumuna gelmiştir. Sözleşmenin içeriğinde çocukların hakları korunmakta ve sözleşmeyi imzalayan devletlerin bu sözleşmeye kesinlikle uymaları gerektiği belirtilmektedir. Sözleşme, hem sivil hem de politik alanda ekonomik, sosyal ve kültürel haklar açısından Uluslararası İnsan Hakları’nın uygulamalı bir çalışmasıdır. Devletler bu haklara saygı göstereceklerini imza koyarak kabul etmişlerdir. Çocuk hakları sözleşmesi ile çocuğun, yaşama, barınma, eğitim, güvenlik, isim hakkı, vatandaşlık, hak ve özgürlükleri, kimlik, kimliğinin korunması, düşünce, vicdan hakkı, inanç özgürlüğü, dernek kurma, özel yaşam dokunulmazlığı, işkenceden korunma, kötü muamele görmeme, cezalandırılmama vb. hakları koruma altına alınır.
Toplumun geleceğini şekillendirmede etkisi çok büyük olan yeni nesillerin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olmaları, kendi değerlerinin farkında olarak yetişmeleri ve bu değerleri insanlığın yararına kullanabilmeleri, onlara sağlanacak olan koşullarla yakından ilgilidir. Çocukların nitelikli bireyler olarak hayata kazandırılması isteniyorsa çocuk haklarına gereken önemin verilmesi ve hayata geçirilmesi gerekir. Çocuk hakları hayata geçecekse, bu ancak çocuklarla doğrudan ya da dolaylı çalışanların (Öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, avukatlar, savcılar, hakimler, polisler, erken çocukluk gelişimi alanında çalışanlar, doktorlar, hemşireler) bu hakları anlayıp saygı göstermesiyle olur.
Ülkemizde ebeveynler, öğretmenler, okul yöneticileri ve polislerin çocuk hakları ile ilgili tutum ve bilgi düzeyleri hakkında yapılan araştırmalar özellikle öğretmenlerin çocuk haklarının önemini kavradıklarını, fakat uygulamada sıkıntılar yaşandığını ortaya koymaktadır (3). Yaptığımız araştırmalarda çocuk hakları alanında sağlık çalışanlarının bilgi düzeylerini, tutumlarını ve hastanelerde çocuk hakları ile ilgili düzenlemelerin varlığı ve derecesini irdeleyen bir çalışma bulamadık. Sağlık alanında çocuk hakları ve ÇHS’nin anlaşılabilmesi ve ardından hastane hizmetlerinde uygulamaya geçirilmesi öncelikle sağlık çalışanlarına konu ile ilgili kapsamlı bir eğitim verilmesi ile mümkündür. Bu eğitim sonucunda şüphesiz hastanelere başvuran çocuk hasta grubuna verilen hizmetin kalitesi artacaktır.
Çalışmamız yataklı sağlık kuruluşlarında çocuk ile ilgili sağlık hizmetlerinin
ÇHS’ne uygunluğunun ve sağlık profesyonellerinin çocuk hakları konusundaki farkındalık ve tutumlarının değerlendirilmesi amacı ile planlanmış ve bu alandaki veri eksikliğini gidermesi hedeflenmiştir.
Bu çalışma ‘’sağlık çalışanlarının çocuk haklarına ilişkin bilgileri yeterli
değildir ve çocuk ile ilgili sağlık hizmetlerinin uygulanmasında sağlık çalışanları ve sağlık kuruluşları yeterli düzeyde çocuk haklarına uygun tutum içinde değildir’’ hipotezinden yola çıkılarak planlanmıştır.
Bu çalışmanın yakın gelecek için hedefi; Kırıkkale il merkezinde görevli sağlık profesyonellerinin (doktor, ebe, hemşire) çocuk hakları ve ÇHS ile ilgili bilgi düzeylerinin belirlenmesi, Kırıkkale il merkezinde görevli sağlık profesyonellerinin çocuk hakları ile ilgili mesleki uygulamalar içindeki tutumlarının belirlenmesi, sağlık profesyonellerine çocuk hakları ile ilgili eğitim verilmesinin gerekliliğinin ortaya konulması ve Kırıkkale il merkezinde bulunan yataklı tedavi kurumlarındaki, çocuk hak bazlı uygulamaların varlığının saptanmasıdır.
Uzak gelecekte ise; sağlık profesyonellerinin Çocuk Hakları ile ilgili zorunlu ve ülke genelinde standardize edilmiş bir eğitim programından geçmesi ve çocuk hastaların daha kaliteli hizmet alabilmesi için yapılacak çalışmalara zemin oluşturması hedeflenmiştir.
2. GENEL BİLGİLER
2.1. Çocuk Kavramı ve Tarihçe
2.1.1. Tanım
Genel olarak doğumdan 18 yaşına kadar olan evre çocukluk dönemi olarak kabul görür. Çocukluk yaşamın özel bir evresidir. Yaşam doğumdan ölüme kesintisiz bir süreçten çıkarılmış; bir evreden diğerine geçiş olarak kabul edilmiştir (4). Çocuğun bugünkü çağdaş tanımında, çocuğun zayıflığı ve masumiyeti öne çıkarılmıştır. Çocuklar yetişkinlerin dünyasından koparılmış cinsel özgürlüklerine, çalışmalarına sınırlamalar getirilmiş ve eğitilmeleri öne çıkarılmıştır (5). Biyolojik olarak çocuk, ergenlik döneminden önceki bireydir. Ergenlikten önceki bu dönemde, genellikle ailede anne babasına bağımlı birisi olarak kabul edilmektedir.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise çocuk; küçük yaştaki oğlan veya kız, soy bakımından oğul veya kız evlat, bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak, genç erkek şeklinde tanımlanmaktadır. Çocuk kelimesinin sözlük anlamı doğumdan ergen döneme kadar süren hayat dilimine ait olan insan yavrusudur. Fakat çocuk; büyük insanın “küçüğü” demek değildir.
Bir başka çocuk tanımı; ‘’ yetişkinden beklenen olgunluğu gösteremeyen, büyüklere yakışmayacak bir biçimde düşüncesizce davranan, olgunlaşmamış kişi, aklının bir şeye ermediği, saf olduğu düşünülen kimse, hoşgörülülükle karşılanıp, doğal sayılması gereken basit düşünce ve görüşe sahip kimse’’ şeklindedir (3).
Bazı düşünürler çocuğun eksik bir yetişkin olarak ele alınmamasını öngörür. Onların da, kişiliği olan, kendine özgü gereksinmeleri bulunan bir birey olduğunu, çocukluğun gerçek yaşama hazırlanılan bir dönem olmadığını savunurlar (2).
Diğer bir tanım da “yetişkin olmayanlar’’ dır. Birey olarak kabul edilmeyip; bağımsız bir kişiliği olmadığı varsayılır (6). Çocukluk kullanıldığı bilim alanına göre farklı yaşam yıllarını kapsar. Bilim alanları, çocukluğun başlangıcını doğum anı olarak kabul etmekte; ancak bitişi konusunda aynı görüşleri paylaşmamaktadır (7).
ÇHS’’nin 1. maddesine göre, “…çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır’’ (Ek: 6). Tartışmasız çocukluk dönemi hayatın en zayıf, en savunmasız
dönemidir. Bununla beraber çocukluk döneminin fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı bir şekilde geçirilerek yetişkinliğe temel oluşturması birey ve toplum açısından çok önemlidir. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler, birçok ülkede çocuk sağlığına, eğitimine, bakımına olumlu katkılar olarak yansımaktadır (8). Çocuk doğduğu andan itibaren büyüme süreci içerisinde ailesi ve çevresi ile kurduğu etkileşimden çıkardığı sonuçları özümseyerek kişiliğinin ve ruhsal yapısının temellerini oluşturmaktadır. Toplumların geleceği olan çocuk ve gençlerin her yönden sağlıklı yetişmeleri, kişilik gelişimleri için çok önemlidir (9).
2.1.2. Çocuk Kavramı Tarihi
Çocuk kavramı tarih boyunca toplumların yapılarına, kültürlerine, inançlarına, ekonomilerine göre değişen bir kavramdır. Toplum içerisinde farklı tarihsel dönemlerde, farklı sosyo-ekonomik ve kültürel sınıflarda çocukluk çağı dönemi değişik şekillerde tanımlanmıştır. Tartışmasız çocukluk kavramının tarihsel gelişim sürecinin, insanlık tarihi ile paralellik göstermesi gerekmektedir. Fakat, “çocukluğun” kendisine özgü bir döneme yerleştirilmesi toplumsal anlamda çok daha geç bir dönemin ürünüdür. İnsanlık tarihine bakıldığında, farklı kültürlerde, farklı çağlarda, çocuğun bir “mal” gibi algılanıp çeşitli biçimlerde kötüye kullanıldığı görülür. Çocukların doğar doğmaz babaları tarafından öldürülmeleri, köle olarak satılmaları, tanrılara adak olarak sunulmaları, boğaz tokluğuna ufak yaşlarda çok ağır işlerde çalıştırılmaları gibi örnekler çoğaltılabilir. Eski Roma’da babalara çocuklarını öldürme, satma, terk etme gibi haklar kanunlarla tanınırken, Çin, Hindistan, Meksika ve Peru gibi ülkelerde bebeklerin gücünü denemek amacıyla nehirlere bırakılmaları sık uygulanan törelerdendi (10). Antik dönemde çocuklarla ilgili tutumlara ilişkin bilgi çok azdır. Örneğin Eski Yunan'da kullanılan dil açısından bakıldığında, çocuk ve genç için kullanılan sözcüklerin son derece belirsiz olduğu ve bunların bebeklik ile yaşlılık arasında kalan hemen her çağı içerdiği görülmektedir. Diğer yandan, Eski Yunanlıların çocuk resimleri yapmadıkları ve günümüze kadar gelebilen heykellerden hiç birisinin de çocuk heykeli olmadığı bilinmektedir. Buna göre, Eski Yunan'da çocukluk kavramı net değildir ve çocuklarla gençler kabul gören varlıklar değildir diye düşünülebilir.
Çocuklara pozitif ayrımcılığın yapılmadığı ve çocuk kavramının bugünkü anlamda gelişmediği ortaçağdan önceki dönem, çocuklar için oldukça zorlu bir dönemdi. Örneğin bu dönemlerde çocuğun yaşayıp yaşamayacağına baba karar verirdi. Dönemin ünlü düşünürleri Xxxxxx ve Xxxxxx’xx “çocuk öldürme yetkisinin” babaya tanınması gerektiğini savunuyorlardı. Çocuklar yedi, sekiz yaşlarında ev işlerinde çalıştırılırlardı. Çocuklar çalışmalarına karşılık beslenir, giydirilir ve eğitilirlerdi. Yoksul ailelerde çalışma yaşı üçe kadar inmiş olması asıl çocuk sömürücülüğünün, fabrikaların yaygınlaşmasıyla başladığını düşündürmektedir (11).
Rönesans’tan önce çocuklar küçük yetişkinler olarak görülmüştür. Çocukluğa verilen özel statü, çocukluk kavramı, 17. Yüzyıl (yy) başlarında ortaya çıkmıştır. Önceleri sanatçıların çizdiği resimlerde çocuklar birer küçük kadın ve erkek olarak tasvir edilirken; 17.yy’dan itibaren daha masum çocuk tasvirleri görülmeye başlanmıştır. Çocuklar için özel oyuncaklar, oyunlar ve kitaplar hep bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bunların yanında çalışma dünyasından uzaklaştırılmış, eğitime ve okula yönlendirilmişse de, bu çağda hala çocuk ölümleri yüksek oranda olup, 8-9 yaşlarında çocuklar çalışmakta ve 12-13 yaşında askere alınabilmekteydi (12).
Xxxxxxxx’xx Çocuk Hakları başlıklı kitabında belirttiği gibi; 1600-1800 yılları arasında çocuk eğitiminde değişiklikler yaşanmaya başlandı. Önceleri ömür boyu eğitim mevcutken, çocuklarla yetişkinler bir arada eğitim görürken; eğitim çocuklarla sınırlandırıldı. Artık çocuklar zayıf ve masum görülmeye başlandı ve çocuklar yetişkinlere bağımlı ve disiplinine tabi kılındı. Bu değişim eşit yaşanmadı. Cinsiyete ve sosyal sınıfa göre değişiklikler gösterdi. Örneğin kız çocukları çocuk sayılmadı. Yalnızca oğullar bu olanaklardan yararlandı. Kızlar gelecekte yapacakları işleri evde zaten öğreniyorlardı. Ancak erkekler sanayide çalışacaklarından eğitime ihtiyacı vardı. İyi ailelerin kızları için de bu durum geçerliydi (12). İşçi sınıfı çocuklarının da eğitime ihtiyaçları yoktu. Çocuklar sınıf ayrımcılığına tabiiydi. Zamanla kitle eğitimi bu sınıfları da kapsadı, ancak bu durum zaman aldı.
Feodalizmden kapitalizme geçiş yeni bir toplumsal sınıf yarattı; kentleşme ve sanayileşme doğdu. Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği bu yeni toplumda, ticaret ve diğer meslekler için eğitimli personel ihtiyacı doğdu. Okullar kuruldu ve bu okullarda orta sınıfın erkek çocukları eğitildi. Yeni zenginlik elde etmiş olanlar, bunu erkekler yoluyla geleceğe taşımak istediklerinden yalnız erkek çocuklar bu
eğitimlerden yararlandı. Yukarıda verilen örneklerde görüldüğü gibi; çocukluk ve yetişkinlik kavramı sürekli bir değişim yaşamış ve günümüzdeki konumuna gelmiştir.
Ünlü düşünürler de çağlar içinde çocuk kavramı üzerine görüşlerini bildirmişlerdir. Örneğin, Xxxx Xxxx, çocuğun 6 yaşına gelinceye kadar okula gönderilmesini, 14 yaşına kadar eğitim görmesini, eğitim ortamında birbirlerinden iyi ve kötü yanları görerek yetişmelerini önermiştir. Ona göre okul, çocuklara birbirlerinin haklarına saygı gösterme alışkanlığı kazandırır; okul sevgi, hoşgörü ve insan hakları açısından önemli bir kurumdur (13). Xxxxxx’x göre çocukluk yetişkinliğe hazırlama zamanı olmadığı gibi dahası bir meslek edinme zamanı da değildir. Baskıcı olmamak şartıyla, kişilik özelliklerinin işlenmesi gereğini savunur. Xxxxx, çocuğun ruhsal gereksinimlerini çocuğun ne olacağı değil ne olduğuna dayanarak tayin edilmesi gereğini savunmuştur. Yetişkinlerin evde ve okulda şu soruları sorması gereğini savunmuştur. “Çocuk simdi neye gereksinim duymaktadır? Şu anda ne tür sorunları çözmesi gerekmektedir?” Çocuğun bu biçimde sosyal yaşamda verimli bir katılımcı olabileceğine inanmıştır.
Yetişkin çocuk imajı Türk kültüründe de görülmüştür. Göçebe hayatın sonucu olarak tabiat şartlarına dayanmak, akın ve savaşların varlığı nedeniyle, silah, spor, binicilik, avcılık, hayvancılık yetişkinlerce çocuklara aktarılıyordu. Bir çocuk ancak kendisini kanıtlayan bir kahramanlık gösterdikten sonra isim alıyordu. Çocuklara küçük yaşta yetişkin sorumlulukları yükleniyordu. Çocuklardan yetişkin tavırları bekleniyordu (5). Çocukluğun özel bir biyolojik evre olduğu, yetişkinliğe ancak belli hazırlık dönemi sonunda ulaşılacağı, yetiştirilmesinde sorumluluğun yetişkinlerde olduğu görülmekteydi. Bu anlamda ergenlik çağına kadar çocuk yaptıklarından sorumlu değildi. Can, mal, eğitim yönlerinden çocuk koruma altına alınmıştı.
Çocukluk olgusunun tarihsel, felsefi, yasal ve pratikteki uygulamaları bütüncül olarak ele alındığında, birbirini takip eden dört aşamadan geçtiği görülmektedir;
I. “Çocuk küçük insandır” görüşü
Çocukluğun ne olduğunu anlamaya çalışan ilk görüş, “çocuk/küçük insan” diye adlandırılan görüştür. Bu görüşe göre, çocukla yetişkin arasında önemli bir
“büyüklük” farkı vardır. Bu görüş, bugün de çocuk gelişiminin yalnızca bir büyüme süreci olduğu düşünüldüğünde kabullenebilecek bir yaklaşımdır. Toplumların gereksinim duyduğu insan modeli, çocuğun önem ve işlevini etkilemiştir. Örneğin insanlığın yerleşik kültüre geçişi; bir toplumun savaşçı, göçebe ya da ziraatçı oluşu; dağ, step ya da deniz kenarında yaşaması, çocuğu ve genç kuşakları etkilemiştir. Sonuç olarak çocukluk geleneksel kültürlerde sabit ve değişmez bir dönemi ifade etmediği gibi bugünkü anlamda evrensel bir anlama da sahip değildir (14).
II. “Çocuk toplumsal bir varlıktır” görüşü
Bu görüşe göre çocuk, biyolojik varlığı dışında toplumsal bir varlığa da sahiptir. Bu görüşün gelişmesinde semavi dinlerin büyük etkisi olduğu görülmüştür (14).
Hz. Musa dönemi, toplumsal sorumlulukların ön plana alındığı bir dönemdir. Toplumsal düzenin sağlanabilmesinde itaat temel alınmıştır. Çocukların anne ve babaya itaatkâr ve hürmetli olmaları halinde toplumda öngörülen sükûnet ve düzenin sağlanabileceğine inanılır. Aile, hem toplumun hem de devletin güç kaynağı olarak önemli bir birimdir. Erkeğin; kadın, çocuk ve köleler üzerinde mutlak hâkimiyeti söz konusudur. Aile eğitiminde dikkati çeken en önemli yöntem dayaktır. Ailede beklenen davranışları, saygı ve itaati göstermeyen çocuklar acımasızca dövülebilir. Çocuk olmak, günün birinde tarihin ve Tanrı’nın övdüğü yaşlılar olmak anlamına gelir. Bu nedenle çocuk bugünden çok gelecekte böyle bir övgüye aday olarak yetiştirilmelidir (15).
Çocukluk Hıristiyanlıkta bir inanç sistemine, bir kültüre dâhil olmanın ilk önemli basamağını teşkil eder. Çocuk büyümekte olan bir canlıdır. Hıristiyanlık dini ve insani açıdan onu yetiştirmelidir. Çocuklar itaatkâr olmalıdır. Xxxx ve babasına isyan eden çocuk cezalandırılabilir. Çocuğun yetişmesinde dayak yerine cezalandırma yöntemi vardır. Aile açısından çocuk, önce ahlaki sonra da dini değerlere sahip olmalıdır (16).
İslamiyet ile birlikte çocuk ve çocukluk olgusu değişim göstermiştir. Kuran’da insan yavrusunun dünyaya gelişini, ana rahmine düştüğü andan itibaren aşamalar içinde sunulmuştur. Çocuğun biyolojik ve toplumsal gelişimine en uygun bir biçimde gelişmesi noktasında anne ve babalara önerilerde bulunmuştur. Kuran’a
göre xxxx ve babalara çocukları konusunda özel sorumluluklar yüklenmiştir. Çocukluk sonrasındaki yaşam evrelerine de aşağıda gösterildiği gibi vurgu yapılmaktadır; ‘’Doğumdan on beş yaşına kadar olan devre çocukluk devresidir.” “Süt evresi çocuk için önemlidir.” “Çocuğa mutlak isim verilmelidir ve erkek ise sünnet ettirilmelidir’’. “Xxxx ve babalar çocuklarının dünyaya gelmelerine neden olmuşlardır ve onları güçlerinin yettiği oranda beslemek, terbiye etmek, kazanç yoluna sevk etmek görevleri vardır.” İtaat kültürü geleneksel toplumlarda olduğu gibi yine vardır ama Xxxxx xxxx ile birlikte dini anlamlar yüklemiştir. Çünkü çocuk insan yavrusu olarak bu şerefi ve bununla yüklenen sorumlulukları taşımaya aday bir varlıktır ve önemlidir. İnsan yavrusu özen ve dikkatle yetiştirilmelidir (17).
III. ‘’Çocukluk insan yaşamının çok özel ve önemli bir dönemidir’’ görüşü Bu görüş (Modern Çocuk Görüşü) genel olarak 20. yüzyılın ürünü olarak
kabul edilir.
Üç temel varsayıma dayanır:
(1) Çocuklar, yetişkinden farklıdır; çocuklar özel bir biyolojik grup oluştururlar,
(2) Çocukların yetişkinliğe hazırlanması yetiştirilmesi gerekir; yetişkinlik bir
kazanımdır,
(3) Çocukların yetiştirilmesi sorumluluğu yetişkinliğe aittir (18).
VI. “Postmodern çocuk” görüşü
Postmodern aileler, iki ebeveynin çalıştığı aileleri, tek ebeveynli aileleri, boşanmış ve yeniden evlenmiş aileleri kapsamaktadır. Bir zamanlar güçlü bir tabu sayılan farklı din ve ırklar arası evlilikleri de içermektedir. Ebeveyn rolleri kadınlar için eğitim ve iş olanakları açıldıkça değişmektedir. Babalar, geçmişe göre çocuk bakımı ve ev işlerinin yapılmasına daha çok katılmaktadırlar. Postmodern ailede çocuğun algılanması da yeniden yaratılmıştır. Postmodern ailede çocuk yetkin, hazır ve yaşamın tüm olanaklarıyla ve meydan okumalarıyla uğraşabilecek biri olarak görülür (14).
2.1.3. Çocuk hakları
2.1.3.1. Hak Nedir?
“Hak” kelimesinin birinci anlamında “doğruluk” yani bir şeyin doğru (haklı) olduğundan, doğru (haklı) olan bir eylemden söz edilmektedir, ikinci anlamın da ise “yetki”’den söz edilir. “Yetki” anlamı ile bir kimsenin bir hakka sahip olduğundan bahsedilmektedir (19). Hukuk dilindeki hak kavramı da böyle bir “yetki” veya meşru “talebin” hukuki biçimde ifade edilmesidir (20). İnsan hakları tüm dönemlerinde hukuksallaşmadan önce siyasal ve toplumsal mücadelelerin konusunu oluşturan ve bir hak talebiyle belirlenen bir süreçten geçmiştir.
Günümüzde ise insan hakları, insanın insan olarak doğmasıyla birlikte
elinden alınamaz, özüne dokunulamaz ve xxxxxxx kendisi istese bile başkalarına devredemeyeceği haklar niteliğini kazanmıştır (21). Bu haklar, bireylerin ona göre hareket edebildikleri ve devletlerin yasa çıkardıkları ve yargılama yaptıkları ilkeler durumundadır.
2.1.3.2. Çocuk Hakları
Çocuk hakları, çocukların en çaresiz varlıklar olarak özel durumlarını dikkate alan bir kavramdır. Çocuk haklarıyla ilgili çocukların ilgi ve korunma gerektiren özel gereksinimleri olduğu; bu nedenle de çocukların özel olarak korunması ve özel haklarının olması gerekliliği gibi çeşitli görüşler vardır (22). Çocuk hakları, her çocuğun gelişip maksimum potansiyeline ulaşabildiği, şiddet ve yokluktan uzak, sağlıklı olabildiği, oynayıp öğrenebildiği ortamlarda güven içinde, bakılıp büyütüldüğü bir çocukluğu işaret eder. Çocuk hakları, felsefi ve hukuksal olmak üzere iki yaklaşımla ele alınabilir.
Felsefi yaklaşımla çocuk hakları, refah hakları, korumacı haklar, yetişkin hakları ve ana-babalara karşı haklar olmak üzere dört xxx xxxxxx altında toplanmaktadır. Bu haklar detaylandırılarak sayfa 20-21’de tanımlanmıştır.
Çocuğun ve çocuk haklarının korunması birbirinden farklı kavramlar değildir. Çünkü çocuk hakları, çocukları korumak, onları bağımsız ve sorumlu bir yetişkin yaşamına hazırlamak amacıyla çocuklara hukuk kuralları tarafından tanınan yetkilerdir. Esasen çocuk haklarını konu alan çocuk hukukunun temel işlevi,
güçsüzlüğünden ve deneyimsizliğinden dolayı çocuğa özel bir koruma ve özen sağlamak; yetişkin olduğunda onu kendi başına bağımsız kararlar alabilecek olgunluğa ulaştırmaktır.
Hukuksal anlamda çocuk hakları ise, en geniş biçimiyle 20 Kasım 1989 tarihli Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'de yer almaktadır. Çocuk haklarının hedefi çocukların bireysel haklarının yanında, toplumsal yaşantıyla ilgili kararlara da katılmalarını sağlamak olmalıdır. Çocuklara sosyal, medeni, kültürel haklar tanınırken, politik haklarda çekinceli davranılmaktadır. Çocukları yetişkinlerden ayıran nokta politik haklarının olmamasıdır (23).
Çocuk hakları kavramı tarihte üç dönemde görülmektedir.
• Birinci Dönem Haklar:
İnsan hak ve özgürlüklerinin hukuki metinlerde tanınmasıyla başlayan dönem, insan haklarının birinci dönemini oluşturmaktadır. “Klasik haklar” olarak da adlandırılan birinci dönem haklar, aristokrasi ile burjuvazi arasındaki iktidar mücadelesinin sonucu 17. ve 18. yüzyıl düşünürlerince dile getirilmiş, İngiliz, Amerikan ve Fransız Devrimleri ile uygulamaya geçirilmiştir (24). Bu nedenle, bu dönemdeki insan hakları; devlet iktidarının sınırlandırılması, kişi güvenliğinin sağlanması ve insanların devletçe dokunulmayacak hakları olduğu düşüncesini destekleyen toplum sözleşmesi kuramına dönüşmüştür. Toplum sözleşmesi kuramına göre, herkes doğuştan dokunulamaz haklara sahiptir ve devletin varlık sebebi insanların sahip oldukları bu hakların korunması ve güvence altına alınmasıdır. Kişi özgürlüklerini ve siyasal katılım haklarını içeren bu haklar, yaşam hakkı, kişi güvenliği ve dokunulmazlığı, düşünce ve inanç özgürlüğü, yasal eşitlik, siyasal ve mülkiyet haklarını kapsamaktadır (25).
Onyedinci ve 18. yüzyıllarda, insan haklarının dinsel öğelerden arındırılarak doğal hukuk anlayışına dayandırılması ve toplum sözleşmesi kuramıyla desteklenmesi, çocuğa bakışı da biçimlendirmiştir. İlk günah öğretisi reddedilerek, çocuk “masum”laştırılmıştır (26). Çocukluk, insanın “doğa hali”ne en yakın olduğu dönem olarak kabul edilmiştir (27). Çocuğun savunmasızlığının ve bağımlılığının fark edilmesi; “Doğada herkesin doğum, yaşam şartları ve ebeveyn eğilimlerine bakılmaksızın bakım ve rahat etme hakkı vardır” biçiminde açıklık kazanmıştır.
Böylece çocuğun doğal zayıflığının, çocuğa onu ihmal ya da istismar edebilecek herkese karşı haklar sağlayacağı anlayışı gelişmeye başlamıştır (28).
Fransız Devrimi ardındaki itici sınıf burjuvazi, çocukları yeniden değerlendirmiş; ekonomik yapının değişmesiyle üreticilik işlevini yitiren çocuklar, evde aileleri için önemli varlıklar haline gelmiştir (29). Yeni ekonomik ve toplumsal yapının yurttaşlara duyduğu gereksinim nedeniyle çocuklar gelecek için potansiyel varlıklar olarak görülmeye başlanmıştır (30). Bunun ancak eğitimle mümkün olacağı düşüncesi, halkın eğitilmesi gerektiği fikrini doğurmuştur. Fransız Devrimi ile halkın/çocukların eğitimi görevi devlete yüklenmiştir. Devrimle birlikte, çocuklar Kilise’nin çocukları olmaktan çıkıp “Devletin çocukları” olmuştur.
Ancak klasik haklar listesine bakıldığında, yaşam hakkı dışında tüm hakların yetişkin hakları olduğu görülmektedir. Bu dönemde insan ve yurttaş ayrımı, çocukların tüm yurttaşlık haklarından dolayısıyla insan haklarından dışlanmasını gerektirmiştir. Evrensel insan haklarında özgürlük, güvenlik ve mülkiyet haklarının herkesin hakkı olduğu savunulmuş fakat seçme ve seçilme hakkının mülk sahibi olanlara tanınması mülk edinme becerisi gösteremeyenlerin yurttaş sayılmamasına neden olmuştur (31). Nitekim 18. yy boyunca çocuklarla birlikte kadınlar ve yoksullar da yurttaş sayılmamış, insan haklarının sahipliği ve koruyuculuğu “ailelerinin efendileri olan’’ mal sahibi erkeklerle sınırlanmıştır (32).
• İkinci Dönem Haklar
Onsekiz ve 19. yy’larda klasik haklar, Avrupa’da anayasalarla güvence altına alınmıştır. Yani devlete, bu hakları gerçekleştirmesi için gerekeni yapma ödevi yüklemiştir. Hukuki özgürlüklerden yalnızca belirli insanların yararlandığı gerçeğinin fark edilmesi ve yaşanan toplumsal sefalet, yeni bir sınıf olan işçi sınıfının kendi toplumsal mücadelesini doğurmuştur. Bu mücadelenin özünü ekonomik ve siyasal talepler oluşturmuştur (33). Sanayileşme, sosyalist düşüncenin doğuşu ve demokratikleşme ile başlayan ekonomik, siyasal ve düşünsel oluşumların ürünü olarak 19. yy’ın ikinci yarısında kitle hareketlerinin etkisiyle, insan hakları listesine sosyal, ekonomik ve kültürel hakların girdiği görülmektedir. Bunlar ağırlıklı olarak sosyal haklardır ve aynı zamanda “sosyal devlet” kavramının doğuşu söz konusudur. Çalışma, adil ücret, sosyal güvenlik, sendika ve grev, sağlık ve eğitim
haklarını içeren bu haklar, 20. yy yasalarına, anayasalarına ve hatta uluslar arası belgelere giren ekonomik, sosyal ve kültürel haklardır (34).
Sanayi Devrimi’yle birlikte, ekonomik örgütlenmeler ailenin dışına taşmış, aile ekonomik refahı sağlama ve koruyuculuk işlevini yitirmeye başlamıştır (35). Çocukluk da iki farklı boyut kazanmıştır. Çocuklar, bir taraftan istihdam edilebilen işgücü haline gelirken diğer taraftan çocukların emeklerinden yararlanmak “kutsal bir şeye dokunarak saygısızlık etmek” olarak değerlendirilmiştir (36). İşçi sınıfının çocuklarının iş yaşamına dahil olmaları onların bağımsızlıklarını orta sınıfın çocuklarından evvel ilan etmelerini kolaylaştırmıştır. Sokağın kurallarıyla büyüyen işçi çocuklar, yetişkinlerle ve dışarıdaki yaşamın acımasızlığıyla da daha evvel karşılaşmıştır. İşçi çocukların kurdukları gençlik grupları ve bunların aktiviteleri nedeniyle toplumun diğer kesimleri tarafından “çocuk suçluluğu” terimi kullanılmaya başlanmıştır (29). Aile hakkında açık ve net politikalar belirleyen devletler işçi ailelerine müdahale etmeye başlamıştır. Bu nedenle, ebeveyn otoritesini sarsacağı gerekçesiyle karşı çıkılsa da, çalışan çocuklara yönelik yasalar çıkarılmış ve eğitim zorunlu kılınmıştır (37).
Sosyal haklar, en kapsamlı biçimiyle ilk olarak 1848 Fransız Anayasası ile ele alınmıştır. Devlet, tüm yurttaşların refahını sağlama, onların ailesini, malını, çalışmasını, inançlarını koruma, çocuklara temel eğitim sağlama, terk edilmiş çocuklara, özürlülere ve yaşlılara yardım etme ve olanakları ölçüsünde istihdam yaratma görevini üstlenmiştir (38).
Sosyal hakların yaygın biçimde anayasalarda yer alması I. Xxxxx Xxxxxx, uluslararası alanda sözleşmelere konu olması ise II. Xxxxx Xxxxxx sonrasına rastlamaktadır. Sosyal haklara ilişkin en önemli sözleşme Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi’dir. 1959’da imzalanan bu Sözleşme ile ayrım gözetmeksizin tüm insanların sosyal, ekonomik ve kültürel hakları güvence altına alınmaktadır. Bu sözleşmeyi önemli kılan çocukların sosyal, ekonomik ve kültürel haklarına yer verilmesidir. Çocukların ekonomik sömürüden korunma hakkı, beslenme hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir (39).
• Üçüncü Dönem Haklar
Hem devlete hem de bireylere sorumluluklar yüklendiği dönem, üçüncü dönem hakları oluşturmaktadır. Bu haklar, 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan
ulusların siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel geleceklerini belirleyebilme hakkı, sosyal gelişme, kalkınma hakkı ve doğal kaynaklardan yararlanma hakkı gibi haklardır. Bu haklar arasında xxxxx xxxxx, sağlık ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı gibi bütün insanlığı kapsayan haklar yer almaktadır (40). Dayanışma hakları olarak da adlandırılan üçüncü dönem hakların talep edilmesinde, yaşanan bilimsel ve teknik ilerlemeler önemli etkendir (41). Dayanışma hakları doğrudan yaşama hakkı ile ilişkilidir. Dayanışma haklarının gerek talep edilmesinde gerekse gerçekleştirilme çabalarında vurgulanan “gelecek nesilleri koruma” kaygısı, dayanışma haklarının çocuk haklarının gerçekleştirilmesinde en az sosyal haklar kadar önemli olduğunu göstermektedir (42).
İnsan hakları mücadeleleri, hakkı talep edenler ve hakkı örgütleyenler
(iktidar) olmak üzere iki yanlıdır (43). Ancak, çocuk hakları söz konusu olduğunda böyle bir iki yanlılıktan söz edilemez çünkü hem talep edenler hemde örgütleyenler yetişkinlerdir. Frankin’in (1993) de belirttiği gibi ‘’çocuklar, yaşları nedeniyle insan haklarının çoğu kendilerinden esirgenen, unutulan, dışlanan kesimi’’ oluşturmaktadır. Öyle ki, çocuklar 18. yy’dan itibaren toplumun özel ve savunmasız kesimi olarak kabul edilmelerine karşın 20. yy’da bile çocukların isteklerini dikkate alan bir çocuk hakları süreci başlatılamamıştır (44).
Kısacası ikinci ve üçüncü dönem hakların gerçekleştirilmesi gelecek nesillerin insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri açısından oldukça önemlidir.
2.2. Çocuklara Yönelik Uluslararası Sözleşmeler ve Belgeler
Ulusal ve Uluslararası düzeyde, çocuklarla ilgili çalışmalar 1900’lü yıllarda başlamıştır. Uluslararası platformda çocuk haklarıyla ilgili çalışmaların en önemlisi
20 Kasım 1989 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesidir (45).
Aşağıdaki kronolojik olarak çocuklar için hazırlanmış haklar verilmiştir;
Washington Kararları: Çocuğun korunması hakkı üzerine uluslararası kararların ilki, 1919’da Washington’da toplanan iş konferansında alınmıştır. Bu kararlar (46);
1) 14 yaşından küçük çocuklar işe alınmamalıdır
2) 15 yaşından küçük çocukların geceleri işyerlerinde çalışmaları yasaklanmalıdır
3) Daha büyük çağdaki çocukların çalışmaları günde 8, haftada 48 saatten fazla olmamalı, aksine az olmalıdır.
Çocuk Hakları Cenevre Bildirisi: 1920 yılında kurulan milletlerarası çocuklara yardım teşkilatının temel amaçlarından birisi, savaştan zarar gören ülkelerin çocuklarının acil ihtiyaçlarını gidermekti. Teşkilat bu amacını gerçekleştirme çabalarını sürdürürken, en geniş çapta ve devamlı olarak çocukları korumak için olan programın düzenlenmesine ve programın ilkelerinin araştırılmasına çaba gösteriyordu. İşte bu çabaların sonucunda çocuğun değerine ve eğitim hakkına ilk özenli ilkeler 26 Eylül 1924 tarihinde Milletler Cemiyeti Genel Kurulunda kabul edilmiştir.
Xxxxxxx Xxxxx Xxxxxxx’xx imzasını taşıyan bildirinin ilkeleri (45).;
1. Çocuk, bedenen ve ruhen doğal bir biçimde gelişebileceği elverişli koşullar içinde bulundurulmalıdır
2. Aç çocuk beslenmeli, hasta çocuk iyileştirilmeli, zihinsel engelli çocuk olanaklar ölçüsünde geliştirilmeli, sapkın çocuk yola getirilmeli, öksüz ve kimsesiz çocuk koruma altına alınmalı ve yardım görmelidir
3. Çocuklar felaket zamanında, en önce yardım görmelidir
4. Çocuk kendi hayatını kazanacak duruma getirilmeli ve her türlü sömürüye karşı korunmalıdır
5. Çocuk, en değerli şeyleri, öteki kardeşleriyle paylaşabilecek bilinçte yetiştirilmelidir
Yukarıdaki maddeleri imzalayan ülkelerin temsilcileri; insanlığın, en değerli
şeylerini çocuklara vermeyi zorunlu görmüş, ırk, ulus, din ve diğer her türlü etkiden uzak olarak kabul etmişlerdir.
Çocuk Hakları 2. Cenevre Bildirisi: Cenevre Bildirisi II. Xxxxx Xxxxxx’nın çıkması üzerine yaşama geçirilememiştir. 1946 yılında Birleşmiş Milletlerin kuruluşundan bir yıl sonra Birleşmiş Milletlerin Ekonomik ve Sosyal Haklar Konseyinde “bütün dünya milletlerini 1924’deki kadar birbirine bağlamak amacıyla”
Cenevre Beyannamesi’nin canlandırılması önemlidir. 1948 yılında 2.Çocuk Hakları Bildirisi olarak tanımlanan bildiride heyette yer alan ilkeler şunlardır (46);
1. Çocuk hiçbir fark ve ayrım gözetilmeden tüm insanlık haklarına sahip olmalıdır
2. Çocuğun, toplumsal güvenliğe, tıbbi hizmetlere ve sağlık bakımına hakkı
vardır
3. Çocuk bedensel, zihinsel ve toplumsal yönlerden özgürlük ve onurla gelişecek biçimde korunmalıdır
4. Bedensel, zihinsel ve toplumsal yönden özürlü olan çocuğa eğitim verilmelidir
5. Tüm çocuklar, eğitim ve gelişme yönünden eşit haklara, olanaklara sahip
olmalıdır
6. Çocuk, her türlü ihmal, zulüm ve özellikle genç yaşta işe alınması ile ilgili sömürüye karşı korunmalıdır
7. Her çocuğun sevgi, şefkate gereksinimi vardır
8. Dernek ve yönetsel kuruluşlar, kimsesiz ve muhtaç çocuklara özel ilgi göstermekle yükümlüdürler.
Avrupa Çocuk Hakları Beyannamesi (46)
1. Çocuk cinsiyet, dil, ırk, renk, doğum, sosyal durum, inanç ve fikir ayrımı yapmaksızın ve böyle bir ayrımın tamamen dışında tutulmalıdır.
2. Çocuk normal ve iyi şekilde, hürriyet ve liyakat içinde manevi ve fikri gelişime açık bir halde bulundurulmalıdır.
3. Çocuk sosyal ve ekonomik olanaklardan yararlanmalı, doğum öncesinden itibaren sağlığı korunmalıdır.
4. Çocuğun beslenmeye, giyinmeye, sağlık şartları olan konutta dinlenmeye ve oyun hakkı vardır.
5. Çocuk, kişiliğinin uyumlu bir şekilde gelişeceği ailevi şefkat ve anlayış
havası içinde büyüme imkanına sahip olmalıdır.
6. Çocuğun bakım hakkı vardır.
7. Çocuk topluma faydalı bir unsur olabilmesi için uyumlu bir tarzda ve tam olarak gelişebileceği bir terbiye almalıdır.
Çocuk Haklarına Dair Diğer Çalışmalar (47)
- Kadın ve Çocuk Ticaretinin Kaldırılmasına Dair 30 Eylül 1921 Tarihli Sözleşme ve bu sözleşmeye ilişkin 12 Kasım 1947 tarihli protokol.
- Deniz işlerinde çalıştırılacak çocukların asgari yaş haddini tespit hakkında 58 sayılı ve 24 Ekim 1936 tarihli sözleşme.
- Çocukların ve gençlerin sanayide işe elverişlilikleri yönünden sağlık muayenesine tabi tutulmaları hakkında 77 sayılı 9 Ekim 1946 tarihli sözleşme.
- Çocuklara karşı nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların tanınmasına tenfizine ilişkin 15 Nisan 1958 tarihli sözleşme.
- Çocuklara karşı nafaka mükellefiyetini uygulayacak kanuna dair
yetkinliklerin genişletilmesi hakkında 14 Eylül 1961 tarihli sözleşme.
- Evlilik dışı çocukların tanınmalarını kabule yetkili makamların yetkilerinin, genişletilmesi hakkında 14 Eylül 1961 tarihli sözleşme.
- Küçüklerin korunması konusunda makamların yetkisine ve uygulanacak
kanunlara dair 5 Ekim 1961 tarihli sözleşme.
- Evlilik dışı çocukların ana bakımından nesebinin tesisine dair 12 Eylül 1962 tarihli sözleşme.
- Evlat edinme konusunda makamların yetkisi; uygulanacak hukuk ve kararların tanınması hakkında 15 Kasım 1965 tarihli sözleşme.
- Çocukların evlat edinmesine dair 28 Kasım 1970 tarihli Avrupa
Sözleşmesi.
- Küçüklerin vatana iadelerine dair 28 Mayıs 1970 tarihli Avrupa Sözleşmesi
- Evlenme ile nesebin düzeltilmesi hakkında 10 Eylül 1970 tarihli sözleşme.
- Nafaka yükümlüğüne uygulanacak kanunlara dair 2 Ekim 1973 tarihli sözleşme.
- Nafaka yükümlülüğü konusunda kararların tanınmasına ve tenfizine
ilişkin 2 Ekim 1973 tarihli sözleşme.
- Evlilik dışında doğan çocukların hukuki durumuna dair 15 Ekim 1975 tarihli Avrupa Sözleşmesi.
- Çocukların bakım ve gözetim yükümüne ilişkin kararların tanınması ve
tenfizi ile çocuklara karşı bakım ve gözetim yükümlülüğü düzenlenmesi konusunda 20 Mayıs 1980 tarihli sözleşme.
- Evlilik dışında doğan çocukların tanınmasına dair 5 Eylül 1980 tarihli sözleşme.
- Milletlerarası unsurlu çocuk kaçırma olaylarının özel hukukuna ilişkin ve
göçleri hakkında 20 Ekim 1980 tarihli sözleşme.
2.3. Çocuk Hakları Sözleşmesi
2.3.1. Çocuk Hakları Sözleşmesi Tarihçesi
Birinci Xxxxx Xxxxxx sonrasında 1919 yılında İngiltere’de çocukları korumak üzere Çocukları Koruma Fonu (Save the Children Fund) kurulmuştur. Bu fonda görev yapan Xxxxxxxxx Xxxx 1922 yılında çocuk hakları üzerine bir taslak (Charter of the Right of the Child) hazırlamıştır (48). Birinci Xxxxx Xxxxxx sırasında, Balkan çocukları için yürüttüğü yardım çalışmalarından edindiği deneyimler onu, çocukların refahı için sürekli bir eylemin gerekliliğine inandırmıştı. Hazırlanan bu 7 maddelik taslakta, her ulustan, ırktan ve inançtan çocukların sömürüye karşı korunması, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimlerinin tam olarak sağlanması, yetişkin hayatına hazırlanmaları konusunda çocuklara karşı sorumluluklar dile getirilmiştir. Bu taslak daha sonra, Milletler Birliği tarafından 1924'de Çocuk Hakları Cenevre Bildirgesi (Geneva Decleration of the Rigths of the Child) olarak kabul edilmiştir. Çocuk Hakları Cenevre Bildirgesi, uluslararası alanda çocukların korunmasına yönelik hazırlanmış ilk uluslararası belgedir. Cenevre Bildirgesi’nde; çocukların doğal biçimde gelişmesine olanak sağlanması, aç çocukların beslenmesi, hasta çocukların tedavi edilmesi, terk edilmiş çocukların korunması, felaket anında yardımın öncelikle çocuğa yapılması, çocukların her türlü istismara karşı korunması ve kardeşlik duyguları içinde eğitilmeleri gerektiği belirtilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi her insanın sahip olduğu hak ve özgürlükleri ilan ederken, çocukların da özel birtakım ihtiyaçlarının olduğunun anlaşılması, sonraki bir uluslararası belgenin, 1959'daki Çocuk Hakları Bildirgesi’nin (Decleration of the Right of the Child) kabulüne olanak sağlamıştır. Bu belgeler, insanlığın, çocuklara verebileceği en iyi şeyi vermeye borçlu olduğu ilkesinden hareket etmişler ve çocukların haklarının
gerçekleşmesini sağlamak yetişkinlerin sorumluluğu olarak görülmüştür (49). Bu bildirge Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun bünyesinde oluşturulan bir Çalışma Grubu tarafından güncellenerek “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi” adıyla 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Kurulu tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir. 26 Xxxx 1990 tarihinde imzaya açılan ÇHS, aynı gün 61 devlet tarafından imzalanmıştır.
Türkiye Sözleşmeyi, 29-30 Eylül 1990 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde toplanan “Çocuklar İçin Dünya Xxxxxxx’xxx, 00, 00 xx 00.xxxxxxxxxxx çekince koyarak imzalamıştır. 4058 sayılı yasayla onaylanması uygun bulunan Sözleşme, 27 Xxxx 1995 günü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Çocukların da yetişkinler gibi, medeni, siyasi, toplumsal, kültürel ve ekonomik tüm haklardan yararlanmaları gerektiği inancıyla kaleme alınan bu sözleşme, günümüzde BM üyesi ülkelerin ikisi hariç tamamı yani 191 ülke tarafından kabul edilmiştir (50). Amerika Birleşik Devletleri ve Somali hariç tüm ülkeler olmak üzere en fazla sayıda ülke tarafından onaylanan insan hakları belgesidir (51). ÇHS, uluslararası planda mutabakata varılmış, üzerinde pazarlık yapılması mümkün olmayan standartlar ve yükümlülükleri içermektedir. Belge, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır (50). Bu sözleşme, çocukların haklarına ilişkin evrensel standartları belirleyerek, çocuklar için en uygun güvenlik, sağlık ve eğitim standartlarını kanunlar, hükümet ve devlet politikalarıyla güvence altına alan ve bağlayıcı bir hukuki belge niteliği taşıyan ilk sözleşmedir. Uluslararası sözleşmeler içerisinde bu güne kadar en yaygın ve hızlı kabul gören sözleşme olma özelliğini kazanmıştır (52). Dünya çocuklarının “İnsan Hakları Yasası” olarak nitelendirilmektedir.
2.3.2. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Yapısı ve Amacı
Bu sözleşme daha önceki yaklaşımların aksine, tek tek her çocuğun içinde bulunduğu durumun geliştirilmesi, toplumun aktif ve sorumlu bir üyesi durumuna gelebilmesi için ayrılan kaynaklardan yararlanma hakkına sahip olması fikrine dayanır (53).
Sözleşme, önsöz ve üç kısımdan oluşmaktadır. Önsözde Birleşmiş Milletler' in temel ilkeleri ile insan hakları sözleşmeleri ve bildirgelerinin bazı özel hükümlerine gönderme yapılmış; savunmasız konumları nedeniyle çocukların özel bir özene ve korunmaya gereksinim duydukları belirtilmiştir. Çocukları koruma sorumluluğunun ilk önce aileye ait olduğu, devletin de aileye bu konuda yardım edeceği vurgulanmıştır. Sözleşme’nin birinci kısmında, 18 yaşından küçük çocukların sahip olduğu haklar ve bunların gerçekleştirilmesi için devlete düşen görevler düzenlenmiştir. İkinci ve üçüncü kısımlarda, Sözleşme’de yer alan hakların taraf devletlerce uygun araçlarla yetişkinlere ve çocuklara yaygın biçimde öğretilmesi yükümlülüğü 42 madde ile belirtildikten sonra, 43. ve devamındaki maddelerde, Sözleşme’nin yürürlüğe girmesini ve Sözleşme’ye uyulmasını düzenleyen kurallara yer verilmiştir. Sözleşme’nin amacı, çocukların korunması için evrensel ilkeler belirlemek, onları her türlü ihmal, istismar ve kötü muameleye karşı korumaktır.
Bunun yanında Sözleşme, çocukların potansiyellerinin ve yeteneklerinin
gelişmesini sağlayacak programlar için bir çerçeve oluşturmak amacına da sahiptir (54). Sözleşme on sekiz yaşın altında olanları çocuk olarak tanımlayarak başlamaktadır. Sözleşme’de özetlenen haklar, nerede olurlarsa olsunlar bütün çocuklar için geçerlidir. Çocuklarla ilgili bütün konularda, çocuğun yüksek yararı gözetilecektir. Devletler, çocukların haklarına eksiksiz biçimde saygı gösterilmesini sağlayacak önlemleri almakla yükümlüdürler (55).
Sözleşme çocukların (1) yaşama hakkı, (2) eksiksiz biçimde gelişme hakkı,
(3) zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı (4) aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma hakları olmak üzere dört temel haklar grubunu içerir (58).
Sözleşme'deki maddeler (1) uygulamanın genel ölçütleri, (2) çocuğun tanımı,
(3) genel ilkeler, (4) sivil hak ve özgürlükler, (5) aile ortamı ve alternatif bakım, (6) sağlık ve beslenme, (7) eğitim, boş zaman ve kültür etkinlikleri ve (8) özel koruma önlemleri olmak üzere 8 xxx xxxxxx altında toplanmaktadır (Ek 6).
Sözleşmenin birinci maddesi, “on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır” diye belirtmiş olsa da, çocukluğun başlangıç anına dair bir düzenleme yoktur. Önsöz’de “çocuğun gerek bedensel gerek zihinsel bakımdan tam erginliğe kadar ulaşmamış olması nedeniyle doğum sonrasında olduğu kadar, doğum öncesinde de
uygun yasal korumayı içeren özel güvence ve koruma gereksiniminin bulunduğu” belirtilmekle yetinilmiştir (56). Birleşmiş Milletler, maddenin bu haliyle gerek kürtaj gerekse doğum öncesi diğer konularda taraf olmaktan kaçınarak, çocukluğun başlangıç anının belirlenmesini taraf devletlerin inisiyatifine bırakmıştır. Sözleşme maddelerinin neredeyse tamamı çocukların doğumdan sonra yararlanabileceği haklardır. Çocuğun yasal olarak tanımlanması özellikle; evlenme, askere alınma, işe girme, tanık veya sanık olma gibi konularda önem taşımaktadır (57).
Sözleşmede düzenlenen bazı haklar çocuk haklarının gerçekleştirilebilmesi ve
çocukların Sözleşme ile belirlenen haklardan yararlanabilmeleri için devletlerin dikkate almak zorunda olduğu ve olağanüstü hallerde bile değiştirilemeyecek temel ilkeler niteliğindedir. Bu ilkeler; (1) ayrım gözetilmeme, (2) çocuğun yüksek yararının gözetilmesi, (3) yaşama ve gelişme ile (4) katılım hakkıdır. Birleşmiş Milletler komitesi, temel ilkelerin uygulanmasının bütçe kaynaklarının yeterliliğine bağlı kılınamayacağını vurgulamaktadır. Dolayısıyla taraf devletler, temel ilkeler doğrultusunda düzenlemeler yapma ve yürürlükteki yasaları bu ilkelerle uyumlu hale getirme yükümlülüğünü üstlenmiştir. Devletler, özellikle belirli kimi hakların edinilmesi ya da koruyucu kimi önlemlerin alınması için asgari yaş sınırını belirlerken temel ilkeleri gözetecektir (58).
Çocuklara tanınan bu haklar yetişkinlerin de sahip olduğu insan haklarıdır. Bu nedenle bu haklar klasik haklar ve sosyal, ekonomik, kültürel haklar biçiminde ayrımlanabilir. Ancak, ÇHS, “özel hak özneli bir insan hakları sözleşmesi” olduğu için xxxx xxxxxx tamamıyla çocuklara özgüdür. “Özel vurgulu haklar” denilebilecek bu haklar, çocuk-aile-devlet ilişkisini düzenlemektedir (59).
Sözleşmeye göre çocuk hakları; (1) refah hakları, (2) korumacı haklar, (3) yetişkin hakları ve (4) anne ve babalara karşı haklar olmak üzere dört xxx xxxxxx altında toplanmaktadır (60). Xxxxxxxx’xx (1993), belirttiği üzere bu dört başlık altındaki haklar şu konuları içermektedir:
- Refah hakları, çocukların beslenme, tıbbi hizmet, psikolojik uyarım,
barınma, eğitim gereksinimlerini içeren haklardır. Bu haklar çocuğun güvenliğinin asgari koşullarını oluşturur. Bu haklar, “çocuklara karşı verilebilecek en önemli haklardır”, çünkü “çocuğun iyiliğinin can damarını oluştururlar”. Ancak refah haklarının kazanılması çocukların yetişkinler karşısındaki toplumsal ya da yasal
konumlarını hiçbir şekilde değiştiremez. Mahkemeler, dünyadan yoksulluğun kaldırılmasına karar veremediklerine göre, hükümetler de her zaman bu tür refah haklarını karşılamamaktadırlar. Anayasa hukuku açısından ekonomik ve sosyal haklar olarak da nitelendirilen bu haklar, anayasalar ve uluslararası sözleşmelerde devletin ekonomik kalkınması ve mali gücü ile sınırlandırılmaktadır. Bu hedefleri karşılamak için toplumun yapacağı şey politik irade ve seçim hakkını kullanmak, yasama değişikliğini sağlamak ve bu temel konularda eşit koşullara en büyük önceliği vermektir.
- Korumacı haklar, çocukları yetersiz ilgiden, ev içindeki ihmal; fiziksel, duygusal kötü muameleden ya da başka herhangi bir tehlikeden koruyan haklardır. Çocuk haklarını felsefi yaklaşımla ele alanlar, korumacı hakların çocukları yetişkinlere bağımlı kıldığını ve özerkliklerini yok ettiğini ileri sürerler. Bu nedenle de, bu hakların tanınması ve uygulanmasında hassas olmak gerektiğini belirtirler. Çocuklar için sağlanması zorunlu görülen korumaların kapsamı çok geniştir ve hala tartışılmaktadır. Hemen herkes çocukların cinsel ya da fiziksel tacize maruz kalmaktan korunmaları gerektiğini kabul etmektedir, ancak çocukları günlük işlerin olası tehlikelerinden koruma ihtiyacı konusunda henüz fikir birliği yoktur. Çünkü bazı insanlar çocukların çalışma dünyasına dahil olmalarının büyük yararlar getireceğini düşünmektedir. Refah hakları gibi korumacı haklar da çocuklar için daha fazla bir bağımsızlık getirmemektedir. Yetişkinler karşısındaki doğal statülerini değiştirmemektedir. Çocukların kötü muameleye maruz kaldığı durumlarda devletin korumacı mekanizmalarına başvurma ihtiyacı “çocuğun çıkarlarının” yetişkinler tarafından algılanışının önemini ortaya koymaktadır. Bu konuda çocuğun çıkarları üzerindeki otorite ve karar alma iktidarı çocukların kendilerine verilmek yerine bir grup yetişkinden (anne-baba) başka bir grup yetişkine (sosyal hizmetler) transfer edilmektedir. O halde korumacı haklar büyük ölçüde paternalizme yol açabilir. Korumacı haklar özerkliği kısıtlamaktadır. Çocuk haklarının bu iki yönü arasında bir gerilim oluşmaktadır.
- Yetişkin hakları ise, yetişkinlerin sahip olduğu hakların çocuklara da tanınması anlamına gelmektedir. Bu görüşü savunanlara göre, "yaş" ayrıcalık vermek ya da vermemek bakımından keyfi bir ölçüttür. Yetişkin haklarını çocuklara da tanımak, onların bu alanlardaki özerkliklerini ve bağımsızlıklarını artırır. Şu anda
çocuklar, yetişkinlerin tam, özgür bir yaşam için vazgeçilmez gördükleri haklardan yoksundurlar. Oy kullanma, çalışma, evlenme, araba kullanma hakları yoktur ve on yıllık zorunlu eğitime tabidirler. Bu “yetişkin” haklarını genç insanlara tanımak, onların bu önemli alanlardaki özerkliklerini ve bağımsızlıklarını arttıracaktır. Yaş sınırlarına ve kısıtlamalara ilişkin keyfilik, insani gelişim ve olgunlaşma sürecinin eşitsizliğinin kaçınılmaz bir sonucudur.
- Xxxx ve babalara karşı haklar, çocukların ergenlikten (rüştten) önce anne ve babaları karşısında bağımsızlıklarını sağlayan haklar olarak nitelendirilmektedir. Xxxx ve babalara karşı bu haklar, ne yenileceği, çocuğun saçlarının ne kadar uzun olacağı, hangi televizyon programını izleyebileceği gibi konulardan, evi terk etmek ya da kürtaj yaptırmak gibi önemli sorunlara kadar birçok konuda çocuklara karar özgürlüğü tanır. “Yetişkin hakları” gibi bu hakların amacı da çocukları korumak değil, kişisel özerkliklerini arttırmaktır. Anne ve babalara karşı hakların iki sınırlılığından söz etmek gerekir. Öncelikle bu tür haklar her zaman karar alma iktidarının basitçe anne ve babalardan çocuklara devredilmesini ifade etmez. Çocuklar seçimleri için mahkemelere başvurmak zorunda olabilirler. İkinci olarak, hepsi bir aile oldukları için anne ve babalar gibi çocuğun da özerkliği sınırlıdır. Topluluk yaşamı her zaman istediğimizi yapamayacağımızı ya da çatışan istek ve niyetlerin sonucu olarak ortaya çıkan her tartışmayı kazanamayacağımızı gösterir; bir topluluk ve işbirliği yaşamı, uzlaşmayı herkes için bir gereklilik haline getirir (61).
Xxxxxxx’xx (2000) da belirttiği üzere, ÇHS salt bir iyi niyet bildirisi değil,
altına imza atan devletleri bağlayıp yükümlülük altına sokan bir hukuksal bağlılıktır. Sözleşme’nin çocuğu xxxx ve babasının, işverenin ve devletin üzerinde dilediği gibi tasarruf edebileceği bir nesne olmaktan çıkarıp, bağımsız kişiliğe sahip, onurlu ve saygın bir özneye dönüştürme sürecine ciddi bir katkıda bulunmaktadır.
Sözleşmeye göre, taraf devletlerin yükümlülüklerini yerine getirme konusunda kaydettikleri ilerlemeyi incelemek amacıyla Çocuk Hakları Komitesi kurulmuştur. Çocuk Hakları Komitesi, çocuk hakları alanında yetenekleri ile tanınan ve yüksek ahlak sahibi olarak tanımlanan, gizli oyla ve dört yıllığına seçilen on uzmandan oluşmaktadır. Taraf devletler, ÇHS ile çocuklara tanınan hakları gerçekleştirmek için aldıkları önlemleri ve hakların yaşama geçirilmesi konusunda kaydettikleri ilerleme raporlarını, Sözleşme’nin kendileri açısından yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren iki yıl içinde, daha sonra beş yılda bir komiteye sunacaklardır. Raporlar, sözleşme ile üstlenilen sorumlulukların yerine getirilmesini önleyen sorunları ile nedenlerini ve ilgili ülkede sözleşme’nin uygulanışı hakkında komiteyi aydınlatacak bilgileri içerecektir. Xxxxx devletler, komite’nin istediği her bilgiyi vermek ve raporlarını kamuya duyurmak zorundadır. Uzmanlaşmış kurumlar, UNICEF ve BM’nin diğer organları, Sözleşme hükümlerinin uygulanmasının denetimi sırasında temsil hakkına sahiptir. Komite, bu kurumları rapor sunmaya davet edip gerek görürse taraf devletlere tavsiyede bulunabilecektir. Sözleşmenin denetim sistemi ülke raporlarının izlenmesi ve denetlenmesinden ibarettir.
2.4. Türkiye’de Çocuk Hakları Tarihi
Milletler Cemiyeti tarafından 1924 yılında kabul edilen ve yayınlanan Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ile çocukların “yaşama, gelişme, beslenme, yardım görme, istismardan korunma” hakları güvence altına alınmak istenmiştir. Bu bildirge, Türkiye tarafından 1931 yılında imzalanmıştır. Bildirge’nin imzalanmasını takiben 1935 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu kurulmuş ve Atatürk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı gün olan 23 Nisan’ı Türk çocuklarına armağan etmiştir. Böylece 23 Nisan günleri “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Türkiye’nin katıldığı çocukların korunmasına ilişkin ilk uluslararası çalışmalar 1936 yılı I. Balkan ve 1938 yılı II. Balkan Kongreleri’dir. Bu Kongreler, uluslararası alanda çocuk hakları konusundaki çalışmalara öncülük etmiştir. Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’nin yeniden gözden geçirilerek “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi” olarak kabul edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1979 yılı “Dünya Çocuk Yılı” olarak kabul edilmiştir. Türkiye 1979 yılından itibaren dünyada ilk ve tek Çocuk Bayramı olarak kutlanan 23 Nisan’ı, dünya çocuk bayramı olarak kabul etmiş ve bütün dünya çocuklarıyla birlikte görkemli bir şekilde kutlamaya başlamıştır. 20 Kasım 1989 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun bünyesinde oluşturulan Çalışma Grubu tarafından 1924 Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ve 1959 Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi güncellenerek “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi”ne dönüştürülmüş ve oybirliği ile kabul edilmiştir. ÇHS, Türkiye adına 14.09.1990 tarihinde imzalanmış, 09.12.1994 tarihinde 4058 sayılı kanunla onaylanması uygun
bulunmuş ve Bakanlar Kurulu tarafından 23.12.1994 tarihinde 94/6423 sayılı kararla onaylanarak 27.01.1995 gün ve 22184 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir (45). Türkiye Sözleşme gereği olarak, çocuklara tanınan hakları gerçekleştirmek için aldığı önlemleri ve hakların yaşama geçirilmesi konusunda kaydedilen ilerleme raporlarını, Sözleşme’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren periyodik olarak beş yılda bir komiteye sunmakta ve Komite’nin tavsiye kararları doğrultusunda uygulamalar yapmaktadır (62).
2.5. Hasta Çocuk Hakları
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 3. maddesinde; ‘’kişilik doğum ile başlayıp, ölüm ile sona erdiğine göre, çocuklarda diğer insanlar gibi en temel insan haklarından birisi olan sağlıklı yaşama hakkından yararlandırılacaktır’’ ibaresi bulunmaktadır. Çocuklar masum, saf, güçsüz, şefkat ve korunmaya muhtaç varlıklardır. Tüm bu özelliklere ek olarak çocuklar birde hasta olduklarında yetişkinler tarafından daha da hassas bir konumda korunmaya ve bakıma muhtaç hale gelerek hem çocuk hukuku, hem de hasta hukukunun koruması altına girerler. Çocuk koruma hukukunda geçerli ‘’Çocuk yararının önceliği ilkesi’’ ile hasta hakları hukukunda geçerli ‘’hastanın yararını gözetme ve zarar vermeme ilkesi’’ üst üste geldiğinde, çocuk hastalar lehine çok güçlü bir pozitif ayrımcılık gereği kendini gösterir. Nitekim yeni Türk ceza kanunu, çocuklar ve savunmasız hastalar üzerinde işlenecek suçları, ağırlaştırıcı sebep olarak öngörmekte, bazen de ayrı bir suç olarak saymaktadır (63). Uluslararası platformda Hasta Çocuk Hakları bir bildiri ile düzenlenmeye çalışılmıştır. European Association for Children in Hospital (EACH) - Avrupa Hastanede Bulunan Çocuklar Birliği, 1988’de, ilk defa çocuk hastaların haklarına Leiden (Hollanda)'da dikkat çekti. 2001 yılında Brüksel'deki 7. Konferansında ise ilk bildirge düzenlendi (Ek 7).
2.6. Çocuklara Verilen İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetlerinin Tarihsel Gelişimi
Ondokuzuncu yy.da ikinci basamak tedavi kurumlarının açılmaya başlanması ile diğer tıp alanlarında olduğu gibi pediatri alanında da önemli gelişmeler olmuştur. Dünyada ve ülkemizde çocuklara verilen ikinci ve üçüncü basamak sağlık
hizmetlerinin tarihine bakıldığında dünyadaki ilk çocuk hastanesi Hopital des Enfants Malades adıyla 1802 yılında Paris’te Xxxxxxxx Xxxxxxxxx tarafından kurulmuştur. Bu hastanenin açılması, Avrupa ve Amerika’nın çeşitli ülkelerinde başka çocuk hastanelerinin kurulmasını tetiklemiştir. Londra’da ilk çocuk hastanesi 1852’de ve ABD’de ise ilk çocuk hastanesi 1854 yılında açılmıştır (64).
Türkiye’deki ilk çocuk hastanesi, 1908’de, II. Xxxxxxxxxx’ in 6 aylık bir kızının ölümü üzerine kurduğu Şişli Etfal hastanesidir. Xxxxxxxx Xxxxxx sırasında 21 mart 1921’de Türkiye’nin ilk Çocuk Hastalıkları Dispanseri açılmış ve yine 1921’de ilk Doğum ve Çocuk bakımevi açılmıştır. 1928’de ihtisas kanunlarının yürürlüğe girmesi ile Pediatri uzmanları yetiştirilmeye başlanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan çocuk hastanelerinin yatak sayısı 1090 iken ilerleyen yıllarda yeni açılan hastanelerde de çocuk servisleri açılarak yatak sayıları arttırılmıştır (65).
2.6.1. Çocuk Dostu Hastane Kavramı
Toplumun her alanında duyarlı profesyoneller tarafından çocuk dostu projeler yürütülmektedir. Sağlıklı, güvenli, çocukların gelişimi için dost, adil, temel hizmetlerin verildiği ayrımcılık gözetmeyen ve dayanışmayı özendiren bir çevre projesi “Çocuk Dostu Kent” olarak tanımlanmakta, benzer şekilde eğitimde fırsat eşitliği gözeten, çağdaş ve etkin eğitim-öğretim yaklaşımları kullanan, cinsiyet ayrımı gözetmeyen, sağlıklı ve koruyucu ortam oluşturan okullarda “Çocuk Dostu Okul” olarak tanımlanmaktadır (66).
Sağlık alanında ise; dünya çapında çocuklara ve ailelere verilen sağlık hizmetinin kalitesini artırmak ve sağlık hizmeti alımı sırasında gereksiz endişe, korku ve acı deneyimini azaltmak amacı ile “Çocuk Dostu Hastane” projesi oluşturulmuştur (67). Bu proje kapsamında ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında “Çocuk Dostu Hastane” özelliğinin karşılanabilmesi için olması gereken fiziki şartlar ve politikalar aşağıda sıralanmıştır;
1. Çocuk Haklarına dair Sözleşme ve bunun uygulanması ile ilgili olarak personele eğitim verilmeli
2. Bir çocuk hakları şartı hazırlanmalı
3. Hastane ortamı çocuklar için dostane (uygun oyuncaklar, dergiler ve
afişler) olmalı
4. Çocuk Haklarını belirten bir liste görünebilir yerlere asılmalı, farklı yaş gruplarına ve yeteneklere hitap eden çocuk dostu bilgiler hazırlanmalı
5. Oturacak yerler çocuklar için ergonomik olmalı
6. Her randevuda olabildiğince çocuklar aynı doktor/danışman tarafından görülebilmeli
7. Çocukların güven içinde oynayabilecekleri alanlar (poliklinik katlarında ve yataklı servislerde oyun odaları) olmalı
8. Servis ve polikliniklerin fiziksel düzenlemesi çocuğa uygun olmalı
9. Hastane içinde ulaşımı kolay bir lokalizasyonda emzirme ve alt değiştirme odası olmalı
10. Çocukların muayene için uzun süre beklemeleri gerekmemeli
11. Muayene ve tedavi sırasında çocukların mahremiyetine dikkat edilmeli
12. Çocukların ağrı hissi muayene kayıtlarına geçirilmeli
13. Tutulan muayene kayıtlarında çocukların tedavi ile ilgili şikayet ve yorumlarını içeren bölüm olmalı
14. Çocukların durumlarını kendilerine tam olarak açıklamak için zaman ayrılmalı
15. Çocuklara soru sormaları için fırsat tanınmalı; kaygıları öğrenilmeli, bunlara eksiksiz ve dürüstçe yaklaşılmalı
16. Çocuklara ne istediklerini tanımlamaları için zaman verilmeli
17. Sağlık profesyonelleri, önerilen herhangi bir tedaviyi çocuğun (ve ona bakanların) ne kadar anladığını araştırmalı, bu konuda görüşlerini almalı ve onay verme (bakım ve tedavi biçimlerine) anlamında bilinçli kararları olup olmadığına bakmalı
18. Çocuklara anlayabilecekleri şekilde (dil ve tarz olarak), çocuğun gelişim halindeki yeteneklerine uygun bilgi verilmeli
19. Sağlık çalışanları, hem çocuklar hem de ebeveynleriyle işbirliği halinde
çalışmalı, tedavi ile ilgili kararlara mümkün olduğunca onları da dahil etmeli
20. Çocuklara önerilen seçenekler üzerinde düşünüp bilinçli bir karara
varabilmeleri için fırsat ve zaman tanınmalı
21. Çocuğun sahip olduğu kapasiteden yararlanabilmesi ve süreç gelişirken soru sorabilmesi için rahat ve destekleyici bir ortam oluşturulmalı
22. Kararların çocuğun özel durumunu (yaş, cinsiyet, kültür, gelişimsel kapasiteler ve yetenekler gibi) nasıl etkilediğini ve bu durumdan nasıl etkilendiğini kavramak için çocuklar ve ana babalarla birlikte çalışılmalı
23. Çocuğun yararının bilinçli olarak gözetilip desteklenmesini sağlamak üzere ana babalar ve çocuklarla birlikte çalışılmalı
24. Hastanedeki çocuklarını desteklemek üzere oraya gelen aile yakınlarına
ilgili sağlık personeli yardımcı olmalı
25. Yatan çocuk hastaların ebeveynlerinin refakatine izin verilmeli, refakatçiden yemek vb. hizmetler için ücret talep edilmemeli
26. Çocuklar serviste kendilerinden kimin sorumlu olduğu ilişkin yeterince bilgilendirilmeli
27. Yataklı tedavi hizmeti sunulurken çocukların kendilerine uygun yaş grupları ile aynı odalarda tedavi almaları sağlanmalı, özellikle ergenler için hastane odalarında cinsiyet ayrımı gözetilmeli
28. Çocuklar hastanede kaldıkları süre içinde eğitimlerini de sürdürebilmeli
29. Verilen yemekler çocukların yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun olmalı, hastanede çıkan yemekler ve diğer hizmetler konusunda çocuklara görüşleri sorulmalı
30. Hastanede yatarak tedavi alan çocuk hastaların ziyaretçileri için yaş
sınırlaması olmamalı
31. Gereksiz hasta yatışlarını azaltmak için aile hekimlikleri ile birlikte hazırladıkları ortak bir protokolleri olmalı
32. Gereksiz yere yatışları önlemeyi ve denetlemeyi hedefleyen hastane
protokolleri olmalı
33. Yatırılarak tedavi edilen çocukların yatış süreleri denetlenmeli
34. Çocukları şiddetin her türlüsünden koruyacak hastane tüzüğü olmalı
35. Çocuğa karşı şiddeti denetleyen bir uzman grubu olmalı
36. Ağrı ve acı çekmeyi önlemek için kabul edilmiş kural ve yöntemler olmalı
37. Ağrı kontrol eğitimi almış personel olmalı
2.6.2. Çocuklara Verilen İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetlerinin Çocuk Hak Bazlı Değerlendirmesi
Çocuklara ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti veren kuruluşlarda poliklinik ve yataklı tedavi hizmeti verilirken hasta çocuk haklarına uygun hareket edilmesi tedaviye uyumu ve beraberinde iyileşme sürecinde ise hızlanmayı getirecektir. Fiziksel iyilik hali amacı ile verilen sağlık hizmetinin uygulanması sırasında hasta çocuk haklarına aykırı her davranış çocuğun ruhunda kapanmaz bir yara açabilir. İkna edilmeden, o yaşın özelliğine uygun davranışın dışında yapılan her muayene ve girişim tedavide başarıdan uzaklaştıracaktır. Hasta çocuğun muayene, takip, tedavi sürecine ebeveynlerin ortak edilmesi ve uygun, anlaşılabilir şekilde bilgi aktarımı kuşkusuz tedavi başarısında artışa neden olacaktır. Hasta çocukların yaşları dikkate alınarak uygun yaş grupları ile aynı odalarda yataklı tedavi almaları, yetişkinlerle aynı odada kalmamaları gerektiği; European Association for children in Hospital'in 1988’de Leiden (Hollanda)'da gerçekleşen birinci konferansında ilan edilip, 2001 yılında Brüksel'deki 7. Konferansında düzenlenen Hasta Çocuklar Bildirgesi ile belirtilmiştir. Ayrıca çocuk yaş grubu hastaların hastanede kalış süreleri asgariye indirilmeli, evde yapılabilecek tedaviler hekim ve ebeveyn pozitif ilişkisi içerisinde ve hekimin yakın takibi altında evde yapılmalı, gereksiz yere hastanede yatışların önüne geçilmeli ve hastanede yatış süresi gereklilik açısından denetlenmelidir. Hasta çocuğa ebeveynlerinin refakat etmesine özel koşullar dışında izin verilmeli, yapılan tedavi ve uygulamalar anlaşılabilir bir dille ebeveyne ve çocuğa anlatılmalıdır. Hasta çocuğun uzun süreli hastanelerde yatışında eğitim hakkından yararlanabilmesi için hastane okulu uygulaması yaygınlaştırılmalıdır. Çocuklara ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti veren kuruluşlarda poliklinik ve yataklı servislerde oyun odası vb. çocukların keyifli vakit geçirecekleri alanlar düzenlenmelidir.
Ülkemizde her alanda olduğu gibi sağlık alanında da Çocuk Hakları doğrultusunda ilerlemeler söz konusudur. Örneğin canlı kaynaklardan alınan bilgiye göre (birlikte çalıştığım hocalarım, ve hem bir hekim hem de bir anne olarak gözlemlerim) ülkemizde çocuk sağlığı ve hastalıkları yataklı servislerinin bazılarında refakatçi ile ilgili uygulamaları şu şekilde idi; Servislerde yatan çocuk hastanın ebeveynleri yanına alınmaz, gerekirse çocuk hasta yatağa bağlanır, bu şekilde tıbbi
tedavi sunulurdu. Kuşkusuz bu uygulamanın çocuk ve ebeveynleri üzerinde yarattığı travma göz ardı edilemeyecek ölçüde büyüktü. Günümüzde çocuk hakları çerçevesinde özel durumlar (yoğun bakım hastası vb.) dışında çocuk hastalar ebeveynlerinin refakatinde tedavilerini almaktadır. Bu uygulama ile hem tedaviye ailenin de katılımı sağlanmakta hem de çocuk ve ailesi psikolojik olarak oldukça travmatik olan bir durumdan korunmaktadır.
Tüm Dünya ülkelerinde Çocuk Hakları uygulamalarının yıllar içinde çocuğun yararına ilerleme ve gelişim göstermesine paralel olarak sağlık alanında da pozitif gelişmeler yaşanmaktadır. Sağlıklı olma ve sağlıklı kalma hakkı insanın en temel ve vazgeçilmez haklarından birisidir. Bu hakkın kullanılması topluma sunulan sağlık hizmetleri yolu ile karşılanır. Sağlık hizmetleri sunumunun, toplumun sağlıkla ilgili taleplerini karşılaması ve hasta tatminini sağlaması gerekmektedir. Tartışmasız hasta tatmini, tedavi uyumunun ön şartı sayılmaktadır (68) ve hasta tatmininin sağlanması, hastanın beklentilerinin iyi bir şekilde karşılanmasıyla mümkündür (69).
Ülkemizde son yıllarda sağlık hizmetlerinde önem kazanan kalite çalışmalarında amaç hastaneye başvuranların ve hastane çalışanlarının beklenti ve ihtiyaçlarının karşılanması ve hizmet kalitesinin yükseltilmesidir. Sağlık çalışanlarının temel görevi hastaların gereksinimlerine ve isteklerine cevap verebilmek ve hastaların iyilik halini artırmaktır (69). Sağlık personelinin hizmet sunduğu hedef kitlesinin haklarını önce öğrenmesi, sonrada özümseyerek çalışma prensibi haline getirmesi ile bu temel görev yerine getirilmiş olur.
Sadece sağlık çalışanları değil, tüm yetişkinler yaşamın her alanında çocuk haklarının uygulanmasına gereken önemi ve titizliği göstermekle yükümlüdür. Hasta çocuğa bakım veren sağlık profesyonellerinin ise kuşkusuz çocuk haklarının kabulü ve uygulanmasında önemli rolleri olacaktır.
Bu çalışmaya başlanmadan önce yapılan literatür taraması sırasında ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında hasta çocuk hakları ve uygulamaları ile ilgili çok fazla veri ve çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle, çalışmamız bu alanda mevcut durumu saptamak, yapılacak diğer çalışmalara ışık tutmak ve toplumumuzun geleceği olan çocukların fiziksel ve ruhsal olarak daha sağlıklı bireyler olarak yetiştirilebilmeleri için sağlık profesyonellerinin çocuk hakları ve hasta çocuk hakları konusunda eğitim alması gerekliliğini araştırmak amacıyla planlanmıştır.
3. GEREÇ VE YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Modeli
Araştırmamız tanımlayıcı, gözlemsel ve anket tipi bir çalışmadır.
3. 2 Araştırmanın yeri
Kırıkkale il merkezinde yer alan ikinci ve üçüncü basamak tedavi kurumları olan Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (KÜTFH), Kırıkkale Hacı Xxxxxxx Xxxxxxx Devlet Hastanesi (KDH) ve Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde (KYİH) yapılmıştır.
3.3. Araştırmanın Evreni
Araştırma grubunun evrenini Kırıkkale il merkezinde görevli ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında görev yapan ve çocuk yaş grubuna (0-18 yaş) hizmet veren 1200 sağlık profesyoneli ve Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf öğrencilerinden oluşan 35 intern olmak üzere toplam 1235 sağlık profesyoneli ve KÜTF 6. Sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. (Kırıkkale İl Sağlık Müdürlüğü Personel Şube Müdürlüğü’nden 11.04.2011’de alınan bilgilere göre).
3.4. Araştırmanın Zamanı
Araştırmaya Mayıs 2010 tarihinde araştırma ile ilgili literatür taraması, araştırmanın uygulama planının yapılması ve anket ve gözlem formlarının oluşturulması ile başlandı. Yapılan literatür taraması ışığında oluşturulan ‘’hastanelerde çocuk haklarına yönelik düzenleme ve uygulamalarla ilgili yönetici anket formu’’ (ek 1), ‘’Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeyi anketi ile Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği formu’’ (ek 2-3), ve ‘’İntern Doktor Gözlemci formu’’ (ek 4) Mayıs 2011-Kasım 2011 tarihleri arasında hedef gruplara uygulanarak araştırmanın veri toplama bölümü tamamlanmıştır. Mayıs 2011’de tez yazımına başlanmış, Aralık 2011-Xxxx 2012 tarihleri arasında veri girişi yapılmış, hata kontrolleri ve analizleri yapılarak elde edilen sonuçların yazımı ile araştırma Nisan 2012 tarihinde tamamlanmıştır. Mayıs 2012 tarihinde sunumu yapılmış olan tez çalışmasının Xxxx 2013 tarihine kadar
makale haline getirilmesi ve ardından yayınlanması planlanmaktadır. Şekil 3.1’de tez çalışmasının zaman çizelgesi gösterilmektedir.
3.5. Araştırma Grubu ve Yöntem
Araştırmanın üç farklı bölümde yapılması planlanmıştır.
3.5.1. Kırıkkale İl Merkezindeki İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında Çocuk Haklarına Yönelik Düzenleme ve Uygulamalar
Araştırmanın 1.Bölümünde Kırıkkale il merkezinde bulunan yataklı tedavi kurumu yöneticilerine (başhekim ve/veya başhekim yardımcısı ve/veya başhemşirelere) hastanelerinden hizmet almak üzere başvuran çocuk yaş grubuna verilen hizmetler ve çocuk haklarına yönelik uygulama ve kurallar ile ilgili hazırlanan anket formunun (Ek 1) uygulanması planlanmıştır.
Hastanelerde çocuk haklarına yönelik düzenleme ve uygulamalar ile ilgili anket formunda (Ek 1) hastane şartları ile ilgili 8, çocuk hakları uygulamaları ile ilgili 17, çocuk haklarının uygulanmasının denetlenmesi ile ilgili 10 olmak üzere toplam 35 soru bulunmaktadır.
3.5.2. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları İle İlgili Bilgi Düzeyi ve Tutumlarının Belirlenmesi
Araştırma grubunu, Kırıkkale il merkezinde bulunan ikinci ve üçüncü
basamak sağlık kuruluşunda görevli olup çocuk yaş grubuna (0-18 yaş) hizmet veren ve araştırmaya katılmayı kabul eden uzman doktor, pratisyen hekim, araştırma görevlisi doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının (laboratuar teknisyeni, röntgen teknisyeni, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni, diyetisyen) oluşturması planlanmıştır. Araştırmanın örneklem büyüklüğü;
N* P * (1-P) * Z2
n = α
(N−1) * d2
= 1235*(0,6)*(0, 4)*(1,645)2
(1235 −1)*(0,05)2
= 260
N =Evrendeki Birey Sayısı
Zα =İstenilen yanılma düzeyinde Z tablo değeri P=İncelenecek olayın görülme oranı
d=İncelenecek olayın görülüş oranına göre yapılmak istenen sapma (yapılmak istenen ± sapma, bu değer 0,05 olarak alındı) (70).
Örneklem büyüklüğü 260 olarak saptanmış fakat uygun olmayan anket, form doldurma işlemi vb. kayıplar olabileceği düşünülerek 300 sağlık profesyoneli çalışmaya dahil edilmiştir. Veri toplama işlemi sonucunda incelenen Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeyi anketi ile Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği formlarında uygunsuz bir durum saptanmaması üzerine örneklem sayısı ne kadar büyük olursa istatistiksel sonuçlarında o kadar güvenilir çıkacağı düşünülerek 300 form işleme alınmıştır.
Araştırmamıza katılan 300 sağlık profesyoneline (araştırmacı tarafından önceden hazırlanmış) çocuk hakları ile ilgili genel bilgi düzeylerini ve tutumlarını belirlemeyi hedefleyen ‘’Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeyi anketi ile Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği formu’’ (Ek 2-3) (Xxxx Xxxxxxxxx, Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Xxxx Xxxxxxxxx Çocuk Haklarına Yönelik Tutumlarının Farklı Değişkenler açısından incelenmesi, 2009) uygulanmıştır.
Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeyi Anketi ve Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’nde (Ek 2-3) sağlık çalışanlarının sosyo-demografik özellikleri ile ilgili 12, ÇHS ile ilgili 12, çocuk hakları tutum ölçeği ile ilgili 36 olmak üzere toplam 60 sorudan oluşan form kullanılmıştır. Anket ve tutum ölçeği formları (Ek 2-3) çalışmayı yürüten tez asistanı gözetiminde sağlık profesyonellerinin kendileri tarafından doldurularak veri toplama işlemi yapılmıştır.
Sağlık profesyonellerinin çalışmadan çıkarılma ve hariç tutulma kriteri sadece sağlık profesyonelinin kendisinin çalışmaya dahil olmak istememesidir.
Çalışmanın evreni
Kırıkkale il merkezinde 0 -18 yaş arası çocuklara hizmet veren ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında görevli toplam 1235 sağlık profesyoneli ve KÜTF 6.sınıf öğrencisi
1- Kırıkkale il merkezinde bulunan ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarının yöneticileri (10 yönetici)
2- Çalışmaya katılmayı kabul eden, Kırıkkale il merkezinde 0-18 yaş arası çocuklara hizmet veren ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında görevli 300 sağlık profesyoneli
3-KÜTF 6. Sınıf Pediatri internleri
a-Çocuk Hakları ile ilgili eğitim almış grup (14 öğrenci)
b-Çocuk Hakları ile ilgili eğitim almamış kontrol grubu (10 öğrenci)
Çalışmanın Örneklemi
Veri Toplama
Mayıs 2011 – Kasım 2011
Veri Girişi, Hata Kontrolleri, Analizler
Aralık 2011 – Xxxx 2012
Xxxxx Xxxxxx
Mayıs 2011 – Nisan 2012
Xxxxx Xxxxxx
Mayıs 2012
Tezin Makale Haline Getirilmesi ve Yayımlanması
Mayıs 2012 –Xxxx 2013
Şekil 3.1. Tez çalışmasının zaman çizelgesi
3.5.2.1. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeylerinin puanlanması
Sağlık profesyonellerine ÇHS ile ilgili bilgi düzeylerini belirlemek amacı ile aşağıdaki 4 soru yöneltilmiştir;
- ÇHS’ni duydunuz mu?
- Ülkemiz’ ÇHS’ni imzaladı mı?
- Ülkemiz ÇHS’ni hangi tarihte imzaladı?
- BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki en önemli ilke sizce hangisidir?
Bu sorulardan her bir doğru cevaba 1 puan, yanlış cevaba ise 0 puan verilmiştir. Dört sorudan alınan puanların toplamı bilgi puanı olarak kabul edilmiş olup, 0-1 puan arası olan sağlık profesyonelleri ÇHS ile ilgili bilgi düzeyi kötü olarak, 2 ve üzeri doğru yanıt verenler ise iyi olarak değerlendirilmiştir.
3.5.2.2. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Tutum Ölçeği
Araştırmanın başında yapılan literatür taraması sırasında daha önce hazırlanmış; sağlık çalışanlarının çocuk hakları ile ilgili tutumlarını belirlemede kullanılan herhangi bir ölçeğe rastlanmamış olup bu amaçla kullanılmak üzere Yurtsever’in Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeği (71) sağlık çalışanları için tekrar düzenlenmiştir. Ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Xxxxxxxxx tarafından yapılmış, bizim çalışmamızda sağlık profesyonelleri için uyarlanan ölçek için tekrar geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılmıştır. Ölçek Sağlık profesyonellerinin çocuk haklarına ilişkin tutumlarını “Bakım ve Korunma” ve “Kendi Kendine Karar Verme” olmak üzere iki temel faktör altında değerlendirmektedir. “Bakım ve Korunma” faktörü “Devlet Güvencesi ve Desteği” ve “Bakım ve Koruma” olmak üzere iki faktörden oluşan bir yapıya; “Kendi Kendine Karar Verme” faktörü ise tek faktörden oluşan bir yapıya sahiptir. “Devlet Güvencesi ve Desteği” bölümünde 12 madde, “Bakım ve Koruma” bölümünde 20 madde “Kendi Kendine Karar Verme” bölümünde 4 madde yer almaktadır.
Sağlık profesyoneli çocuk hakları tutum ölçeği 5 dereceli likert tip bir ölçek olup verilen yanıtlar aşağıda gösterildiği şekilde puanlanmıştır;
- Tümüyle katılıyorum=5
- Kısmen katılıyorum=4
- Kararsızım =3
- Kısmen katılıyorum= 2
- Hiçbir zaman katılmıyorum=1
3.5.3. Çocuk Hakları ile ilgili eğitim almış ve almamış Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Altıncı Sınıf Öğrencilerinin çocuk yaş grubuna yaklaşımlarının çocuk hak bazlı değerlendirmesi
Araştırmanın bu bölümünde Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf öğrencilerinden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları stajını yapmak üzere bölümümüze başlayan intern doktorların çocuklara davranışlarının çocuk haklarına uygun olup olmadığı araştırıldı. Bu amaçla seçilmiş olan intern doktorların kendilerini tanımayan farklı bir grup tarafından gözlemlenmesi planlandı. Gözlemci olarak K.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencileri arasından gönüllü olanlar seçildi. Gözlemcilere tez asistanı tarafından gözlem esasları, çocuk hakları, ÇHS ‘nin içeriği ve çocuk hastalara çocuk haklarına uygun yaklaşım nasıl olmalı? başlıkları altında üç saatlik eğitim verildi (ek 5).
Gözlemlenmesi planlanan intern doktorlar iki gruba ayrıldı.
- Birinci grup: Bu gruba Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları stajına başlamadan bir hafta önce tez asistanı tarafından birer saatlik oturumlar şeklinde üç saatlik çocuk hakları, ÇHS’nin içeriği ve çocuk hastaya çocuk haklarına uygun yaklaşım nasıl olmalı? ile ilgili eğitim programı uygulandı (Ek 5). Ardından staja başladıktan bir hafta sonra eğitim almış bağımsız gözlemciler tarafından haberleri olmadan gözlem yapmak yoluyla değerlendirildiler.
- İkinci Grup: Bu gruptaki intern doktorlar yukarıda bahsedilen eğitimi almadan, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları stajınına başladıktan bir hafta sonra eğitim almış intern grubunu gözlemleyen öğrencilerden farklı bağımsız gözlemciler (K.Ü.Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişim Bölümü öğrencileri) tarafından haberleri olmadan gözlemlendiler.
Çalışma sırasında gözlenen internler ile ilgili kişisel bilgilerden sadece cinsiyet gözlemci tarafından kaydedildi ve diğer kişisel bilgiler kimlik gizliliği esası nedeni ile kayda alınmadı. İnternler aynı gözlemci tarafından en az 2 gün gözlemlendi ve ortalama ilişki kurdukları çocuk sayısı intern başına 12 idi.
3.5.3.1. Gözlemin Standardizasyonu
1- Her gözlemciye aynı içerikte ve aynı sürede eğitim verildi.
2- Gözlem sırasında her intern doktorun iki mesai günü ve ortalama 12 çocuk ile temaslarının gözlemlenmesi planlandı.
3- Eğitim almış ve eğitim almamış intern doktorlar farklı bağımsız
gözlemciler tarafından gözlemlendi.
4- Gözlemciler tarafından, gözlem sırasında önceden hazırlanan çocuk hakları ve sağlık profesyonellerinin mesleki uygulamaları ile ilgili İntern Doktor gözlemci formu (Ek 4) dolduruldu. Formlarda cinsiyet dışında herhangi bir kişisel bilgi yer almamakta idi.
5- Gözlem sırasında memnuniyet vb. subjektif değerlendirmelerin
standardizasyonunu sağlamak için anket formunda yüz ifadeleri şekli kullanıldı.
Çalışma için Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul Başkanlığından (karar no:2011/46) onay alınmıştır. Anketler ve tutum ölçeğinin uygulanması için gerekli izin başvurusu 01.03.2011 tarih ve 16 sayılı dilekçe ile Kırıkkale İl Sağlık Müdürlüğü’ne yapılmış ve onay yazısı alınmıştır.
3.6. İstatistiksel Analiz
Bu çalışmadan elde edilen verilerin analizi komputarize Statistical Package for Social Science (SPSS) 16.0 istatistik paket programı kullanılarak yapılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde sayı ve yüzde dağılımları, çeşitli tanımlayıcı değişkenlere yönelik alt grup analizleri, çapraz tablolar yapılmış olup, tanımlayıcı veriler ortalama ± standart sapma olarak verilmiştir. Sürekli değişkenlerle ilgili karşılaştırmalarda parametrik varsayımlar karşılandığında Student t-testi ve parametrik varsayımlar karşılanmadığında Xxxx Xxxxxxx U testi kullanıldı. Nominal değişkenlerle ilgili karşılaştırmalarda Xxxxxxx Ki-kare testi, Xxxxx’ Ki-kare testi veya Xxxxxx’x Exact test çoklu gruplar için anova varyans analizi kullanılmıştır. Sürekli değişkenler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi için xxxxxxx korelasyon analizi kullanılmış ve 0.05’in altındaki p değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
4. BULGULAR
4.1. Kırıkkale İl Merkezinde Bulunan Kamu Hastanelerinin Çocuk Hak Bazlı Değerlendirmesi
Çalışmanın bu bölümünde; Kırıkkale il merkezinde bulunan üçüncü basamak
sağlık kuruluşu olan Kırıkkale Üniversitesi Xxxxxxxx Xxxxxxx Hastanesi (KÜTFH) ve ikinci basamak sağlık kuruluşları olan Hacı Xxxxxxx Xxxxxxx Kırıkkale Devlet Hastanesi (KDH) ve Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi (KYİH) hizmet politikaları ile ayaktan muayene klinikleri (poliklinik) ve yataklı hasta bakım servislerinde verilen sağlık hizmet uygulamalarının çocuk hak bazlı değerlendirilmesi yapılmıştır. Mevcut durum toplam on hastane yöneticisi ile yapılan görüşmelerden elde edilen verilerle saptanmıştır. Her üç hastane başhekimi ile de programları uygun olmadığı gerekçesi ile görüşülememiş, üniversite hastanesinde bir başhekim yardımcısı, başhemşire ve başhemşire yardımcısı, KYİH’nde üç başhekim yardımcısı ve başhemşire ve bir başhemşire yardımcısı, KDH’nde bir başhekim yardımcısı ve başhemşire ile görüşme yapılmıştır.
4.1.1. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (KÜTFH)
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, 3 Xxxx 1995 tarih ve 6413 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuş ve Ekim 1997'de öğretime başlamıştır. Tıp Fakültesi hastanesi ise ilk defa 15 Şubat 1998'de Kızılay Binası'nda öğretim üyelerinin hizmet verdiği poliklinikte hizmete başlamış ve daha sonra İl Kütüphanesi giriş katı da poliklinik hizmetlerine dahil olmuştur. 2000 yılından beri Xxxxxxxx Xxxxxxx Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde 155 yatak kapasitesiyle,106 öğretim görevlisi, 132 araştırma görevlisi, 47 hemşire ve 121 diğer sağlık çalışanı olmak üzere toplam 306 personel ile poliklinik, yataklı servis ve ameliyat hizmetlerini vermeye devam etmektedir. Ayrıca KÜTFH ildeki tek üçüncü basamak tedavi kuruluşudur. Hastane 2011 yılı içinde 171.604 kişiye poliklinik hizmeti ve 10.453 hastaya yataklı tedavi hizmeti sunmuştur. Bu hizmetlerin %20’si çocuk yaş grubuna verilmiştir. Hastane bünyesindeki altı yatak kapasiteli yenidoğan yoğun bakım ünitesi, 30 yatak kapasiteli çocuk servisi, çocuk acil servisi, iki adet genel pediatri polikliniği, ayrıca yenidoğan, beslenme metabolizma-sağlam çocuk ve ergen polikliniği, nefroloji, nöroloji, gastroenteroloji, hematoloji, kardiyoloji ve çocuk cerrahisi poliklinikleri ile çocuk yaş grubuna hizmet sunmaktadır. Ayrıca; kulak
burun boğaz, göz, ortopedi, dermatoloji kliniklerinde de çocuk hastalar görülmektedir.
Tablo 4.1a. Kırıkkale İl Merkezinde Bulunan Kamu Hastanelerinin Hasta Kabul ve Poliklinik Hizmetlerinin Çocuk Hak Bazlı Değerlendirmesi
HİZMET ALANLARI | ÇOCUK HAKLARI İLE İLGİLİ UYGULAMALAR | KÜTFH | KYİH | KDH |
⮚ Özürlü çocukların hastaneden | (-) (-) (-) (-) (+) (+) (+) | (-) (-) (-) (+) (+) (+) (+) | (-) (-) (-) (+) (+) (+) (+) | |
faydalanmaları sırasında onları | ||||
engelleyecek mimari durumlar söz | ||||
konusu mu? | ||||
⮚ Uygun oyuncaklar, dergiler ve | ||||
HASTA KABUL | afişler var mı? ⮚ Oturacak yerler çocuklar için | |||
ergonomik mi? | ||||
⮚ Çocukların güven içinde | ||||
oynayabilecekleri alanlar var mı? | ||||
⮚ Sunulan hizmetlerle ilgili olarak | ||||
yaşa uygun bilgiler veriliyor mu? | ||||
⮚ Emzirme ve alt Değiştirme Odanız | ||||
var mı? | ||||
⮚ Emzirme ve alt Değiştirme Odanız | ||||
varsa ulaşımı kolay bir konumda | ||||
mı? | ||||
⮚ Çocukların muayene için uzun süre | (-) (-) (+) (+) (-) (-) (+) | (-) (+) (+) (+) (-) (-) (+) | (-) (+) (+) (+) (-) (-) (+) | |
beklemeleri gerekiyor mu? | ||||
⮚ Her randevuda çocuklar aynı | ||||
doktor/danışman tarafından | ||||
görülebiliyor mu? | ||||
⮚ Çocuğun kendisini ifade etmesi ve | ||||
POLİKLİNİKLER | merak ettiği konulara danışabilmesi için yeterli zaman ayrılıyor mu? | |||
⮚ Xxxxxxx ve tedavi sırasında | ||||
çocukların mahremiyetine dikkat | ||||
ediliyor mu? | ||||
⮚ Çocukların ağrı hissi muayene | ||||
kayıtlarına geçiriliyor mu? | ||||
⮚ Tutulan muayene kayıtlarında | ||||
çocukların tedavi ile ilgili şikayet | ||||
ve yorumlarını içeren bölüm var | ||||
mı? | ||||
⮚ Aile ile ilişki kurulup ailenin de | ||||
tedavide etkin rol alması sağlanıyor | ||||
mu? |
*(-): Hastane uygulamaları ve/veya şartları önermeyi karşılamamaktadır.
*(+): Hastane uygulamaları ve/veya şartları önermeyi karşılamaktadır.
Tablo 4.1b. Kırıkkale İl Merkezinde Bulunan Kamu Hastanelerinin Yataklı Servis ve Hastane Hizmetlerinin Çocuk Hak Bazlı Değerlendirmesi
HİZMET ALANLARI | ÇOCUK HAKLARI İLE İLGİLİ UYGULAMALAR | KÜTFH | KYİH | KDH |
⮚ Çocuklara servis de kendilerinden kimin sorumlu olduğu ile ilgili yeterli bilgi veriliyor mu? ⮚ Haklarını belirten bir liste görünebilir yerlere asılmış mı? ⮚ Hastanedeki çocuklarını desteklemek üzere oraya gelen aile yakınlarına ilgili sağlık personeli yardımcı oluyor mu? ⮚ Refakatçiye izin veriliyor mu? ⮚ Refakatçiden yemek, yatak ücreti talep ediliyor mu? ⮚ Çocuk hasta ziyaretçileri için yaş sınırlaması var mı? ⮚ Erişkinlerle aynı odada mı kalıyorlar? ⮚ Odalarda cinsiyet ayrımı gözetiliyor mu? ⮚ Yatan çocuk hastalar için özel yemek çıkıyor mu? ⮚ Mama mutfağı var mı? ⮚ Oyun odası var mı? ⮚ Servisin fiziksel düzenlemesi çocuğa uygun mu? ⮚ Gereksiz hasta yatışlarını azaltmak için aile hekimlikleri ile birlikte hazırladıkları ortak bir protokolleri var mı? ⮚ Gereksiz yere yatışları önlemeyi ve denetlemeyi hedefleyen hastane protokolünüz var mı? ⮚ Yatırılarak tedavi edilen çocukların yatış sürelerini denetliyor musunuz? | (+) | (+) | (+) | |
(-) | (-) | (-) | ||
(+) | (+) | (+) | ||
(+) | (+) | (+) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
(-) | (+) | (+) | ||
(-) | (+) | (-) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
(-) | (-) | (+) | ||
(-) | (-) | (+) | ||
(-) | (+) | (+) | ||
YATAKLI | (+) | (+) | (+) | |
SERVISLER | (-) | (-) | (-) | |
(-) | (+) | (+) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
⮚ Çocuklar hastanede kaldıkları süre içinde eğitimlerini de sürdürüyorlar mı? (Hastane okulu, öğretmeni) ⮚ Verilen yemekler çocukların yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun mu? ⮚ Hastanede çıkan yemekler ve diğer hizmetler konusunda çocuklara hiç görüşleri sorulur mu? ⮚ Çocuk Haklarına dair tüzükleri olduğu bir panonuz var mı? ⮚ Çocukları şiddetin her türlüsünden koruyacak hastane tüzüğünüz var mı? ⮚ Çocuğa karşı şiddeti denetleyen bir uzman grubunuz var mı? ⮚ Son bir yıl içinde hastanenizde çocuk hasta haklarına dair bilgilendirme toplantısı yapıldı mı? ⮚ Ağrı ve acı çekmeyi önlemek için kabul edilmiş kural ve yönteminiz var mı? ⮚ Ağrı kontrol eğitimi almış personeliniz var mı? | (-) | (-) | (-) | |
(-) | (-) | (+) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
HASTANE | (-) | (-) | (-) | |
HİZMETLERİ | ||||
(+) | (-) | (-) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
(-) | (-) | (-) | ||
(-) | (-) | (-) |
*(-): Hastane uygulamaları ve/veya şartları önermeyi karşılamamaktadır.
*(+): Hastane uygulamaları ve/veya şartları önermeyi karşılamaktadır.
Tablo 4.1a ve Tablo 4.1b’de hastanede çocuk hakları ile ilgili mevcut uygulama ve politikaları gösterilmektedir. Her hastaneye ait mevcut durum ayrıca bölümler halinde verilmiştir.
4.1.2. Xxxx Xxxxxxx Xxxxxxx Kırıkkale Devlet Hastanesi (KDH)
KDH 1981 yılında Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı olarak hizmete başlamış, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı’na devredilmiş, 2010 yılında Kadın Doğum Çocuk Hastanesi ile birleşmiş ve Xxxx Xxxxxxx Xxxxxxx Kırıkkale Devlet Hastanesi adını almıştır. 318 yatak kapasitesi, 44 uzman Dr, 13 pratisyen hekim, 230 hemşire ve 179 diğer sağlık çalışanı ile poliklinik, servis ve ameliyat hizmetlerini vermeye devam etmektedir. Hastane 2010-2011 yılı içinde 555.080 kişiye poliklinik hizmeti ve 15.408 hastaya yataklı tedavi hizmeti sunmuştur. Bu hizmetlerin %10’u çocuk yaş grubuna verilmiştir. Hastane bünyesinde 3 adet çocuk polikliniği ve yataklı tedavi servisi, 1 adet çocuk cerrahisi polikliniği ve ayrıca kulak burun boğaz, göz, ortopedi, dermatoloji, üroloji poliklinik ve kliniklerinde çocuk yaş grubu hastalara hizmet sunulmaktadır.
4.1.3. Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi (KYİH)
2002 yılında 250 yatak kapasitesi ile hizmet vermeye başlayan KYİH’si şu an 461 yataklı bir tedavi kurumudur. Hastane 60 Uzman Doktor, 26 pratisyen hekim, 165 hemşire ve 349 diğer sağlık çalışanı olmak üzere toplam 600 personel ile yıllık ortalama 600.000 hastaya poliklinik hizmeti, ortalama 15.000 hastaya yataklı tedavi hizmeti vermektedir. Hastaneye yapılan başvuruların sadece %5’ini çocuk yaş grubu oluşturmaktadır. Şu an çocuk polikliniği ve yataklı çocuk servisi hizmeti sunulmamaktadır. Çocuk hastalar kulak burun boğaz, göz, ortopedi, dermatoloji, üroloji poliklinik ve kliniklerinde görülmektedir.
4.2. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları ile İlgili Bilgi Düzeyleri
4.2.1. Araştırma Grubunun Demografik Özellikleri
Araştırmaya katılan 300 sağlık profesyonelinin 106’sı (%35,3) erkek, 194’ü (%64,7) kadındı ve 160’ı üçüncü basamak olarak kabul edilen KÜTFH’de (%53,3), 140’ı ise (%46,7) ikinci basamak sağlık kuruluşlarında (Kırıkkale Devlet Hastanesi, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi) görev yapmaktaydı. Araştırma grubunun yaş
ortalaması 31,63±6,29 (min: 20– max: 58, median: 31) yıl olup, 98’i bekar (%32,7), 186’sı evli (%32) ve 16’sı (%5,3) boşanmış yada eşi vefat etmişti, 171’i (%57) çocuk sahibi iken 129’unun (%43) çocuğu yoktu. Çocuk sahibi olanların 82’sinin (%46,9) en küçük çocuğu erkek, 93’ünün (%53,1) ise kızdı ve en küçük çocuk yaş ortalaması 7,36±5,53 (min:12 gün –max:27, median:7) yıldı (tablo 4.2.1).
Tablo 4.2.1. II. ve III. basamak sağlık kuruluşunda çalışan araştırma grubunun demografik özellikleri
Minimum | Maksimum | Median | Ortalama ∓ SD* | |
Xxx (yıl) | 20 | 58 | 31 | 31,63 ∓ 6,29 |
Meslekte geçen süre (yıl) | 1 | 28 | 5 | 2,75 ∓ 1,17 |
Çocuk sayısı | 1 | 4 | 1 | 1,94 ∓ 0,946 |
En küçük çocuğun yaşı (yıl) | 1 | 27 | 7 | 7,38 ∓ 5,53 |
*SD: Standart sapma
Araştırma grubunun doğup, liseyi bitirene kadar büyüdükleri yer, 19’unun (%6,3) köy, 27’sinin (%9) kasaba, 55’inin (%18,3) ilçe, 199’unun (%66,3) ise il merkezidir, 32’si (%10,7) lise, 268’i (%89,3) ise üniversite ve/veya yüksek lisans düzeyinde eğitim almıştır. Araştırma grubunun mesleklere göre dağılımı şekil 4.2.1’de verilmiş olup 126’sı (%42) hekim, 120’si (%40) hemşire ve 54’ü (%18) diğer sağlık çalışanıydı. Hekimlerin 6’sı (%2) aile hekimi, 88’i (%29,3) araştırma görevlisi doktor, 11’i (%14,6) pratisyen hekim, 22’si (%7,3) ise uzman hekimdi. Araştırma grubunun 142’si (%47,3) rahatça para harcadığını, 143’ü (%47,7) ancak günlük ihtiyaçlarını karşıladığını, 6’sı (%2) sadece zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabildiğini, 9’u ise (%3) günlük ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlandığını belirtti. Kendi ekonomik durumlarını değerlendirmeleri açısından meslekler arasında fark yoktu (p>0,05).
Şekil 4.2.1. II. ve III. basamak sağlık kuruluşunda çalışan araştırma grubunun meslek gruplarına göre yaş dağılımları.
Tablo 4.2.2’de araştırma grubunun demografik özellikleri mesleklerine göre karşılaştırılmış olup; yaş dağılımlarının mesleklere göre farklılık gösterdiği (p=0,001) saptanmıştır. Hekimlerin %64,3’ü 26-35 yaş aralığında iken, hekim dışında kalan sağlık profesyonellerinin çoğunluğu (%66,5) 36 ve üzeri yaş grubundadır. Hekimlerin %45,2’si, hemşirelerin %97,5’i ve diğer sağlık çalışanlarının %37’si bayan olup gruplardan birisini hemşirelerin oluşturması cinsiyetler açısından meslek grupları arasında anlamlı fark yaratmıştır (p=0,001). Araştırma grubunun meslekleri ile medeni durumları karşılaştırıldığında evli olan hemşire ve diğer sağlık profesyonellerinin, hekimlere göre daha fazla olduğu görüldü (p=0,049). Benzer şekilde hekimlerin diğer 2 gruba göre daha az çocuk sahibi olduğu (%56,3'ünün çocuk sahibi olmadığı) saptandı (p=0,001). Sağlık çalışanları mesleki deneyimlerine göre karşılaştırıldığında; hekimlerin %31,7’si 3-5 yıl arası mesleki deneyime sahip, hemşirelerin %61’i ve diğer sağlık profesyonellerinin ise %31’i 11 yıl ve üzeri mesleki deneyime sahip olup meslek grupları ile mesleki deneyim arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p=0,000).
Tablo 4.2.2. II. ve III. basamak sağlık kuruluşunda çalışan araştırma grubunun mesleklerine göre demografik özellikleri
Doktor n %* | Hemşire n %* | n | Diğer %* | Toplam n %* | Önemlilik | ||||
Yaş (yıl) | |||||||||
25 yaş ve altı 26 – 35 | 16 81 | 12,7 64,3 | 34 55 | 28,3 45,8 | 11 21 | 20,4 38,9 | 61 157 | 20,3 52,3 | p=0,001 |
36 ve üstü | 29 | 23,0 | 31 | 25,8 | 22 | 40,7 | 82 | 27,3 | |
Cinsiyet Kadın | 57 | 45,2 | 117 | 97,5 | 20 | 37,0 | 194 | 64,7 | p=0,001 |
Erkek | 69 | 54,8 | 3 | 2,5 | 34 | 63,0 | 106 | 35,3 | |
Medeni Durum | |||||||||
Xxxxx Evli ve Çocuklu | 48 69 | 38,1 54,8 | 36 80 | 30,0 66,7 | 14 37 | 25,9 68,5 | 98 186 | 32,7 62,0 | p=0,049 |
Diğer | 9 | 7,1 | 4 | 3,3 | 3 | 5,6 | 16 | 5,3 | |
Çocuk sahibi | |||||||||
olma durumu Yok Var | 71 55 | 56,3 43,7 | 41 79 | 34,2 65,8 | 17 3 | 31,5 68,5 | 12 17 | 9,43 1,57 | p=0,001 |
Ekonomik durum | |||||||||
Çok iyi/iyi Orta | 62 52 | 49,2 41,3 | 5 6 | 45,8 52,5 | 25 28 | 46,3 51,9 | 142 143 | 47,3 47,7 | p=0,064 |
Kötü/çok kötü | 12 | 9,5 | 2 | 1,6 | 1 | 1,9 | 15 | 5 |
*Sütun yüzdesi verilmiştir
4.2.2. Sağlık profesyonellerinin çocuk hakları sözleşmesi (ÇHS) ile ilgili bilgi düzeyleri
Çalışmamıza katılmayı kabul eden yataklı tedavi kurumlarında görevli ve
çocuk yaş grubuna hizmet sunan sağlık profesyonellerine ÇHS ile ilgili bilgi düzeylerini değerlendirmek amacı ile yöneltilen sorular;
I - Çocuk Hakları Sözleşmesini Duydunuz mu?
Sağlık profesyonellerinin 189’u (%63) duyduğunu, 109’u (%36,3) duymadığını ifade etmiş, 2’si (%0,7) ise yanıt vermemiştir. Sözleşmeyi duymuş olmak ile cinsiyet, yaş, çalışılan yer, çocuk sahibi olma durumu ve meslek grupları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p=0,539). Ancak il merkezinde doğup büyüyen ve mesleki deneyimleri 11 yıldan fazla olanların anlamlı olarak daha çok sözleşmeyi duymuş olduğu saptanmıştır (p>0,05) (şekil 4.2.2). Sözleşmeye yönelik sorulmuş olan 4 soruya verilen yanıtların mesleklere göre dağılımı tablo 4.2.3’te verilmiştir.
II-Ülkemiz Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladı mı?
Araştırma grubunun 117’si (%41,1) evet, 17’si (%6) hayır, 151’i ise (%53) fikrim yok şeklinde yanıt vermiştir. Çalışma grubunda yer alan 35 yaş ve üzerindeki sağlık profesyonellerinin 42’sinin (%56,8) sözleşmeyi duyduğu ve diğer yaş gruplarına göre bu soruya daha yüksek oranda doğru yanıt verebildiği (şekil 4.2.3), yaşa göre ülkemizin ÇHS’ni imzalama durumunu bilme arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p=0,002).
Ülkemizin ÇHS’ni imzalama durumunu bilmek ile çalışılan kurum, cinsiyet,
meslek, mesleki deneyim ve çocuk sahibi olma arasında anlamlı bir ilişki saptanmazken, kasabada doğup büyüyen 26 kişiden 16’sı (%61,5) ÇHS’ni ülkemizin de imzaladığından haberdardı ve il merkezlerinde doğup büyümek ile sözleşmeyi ülkemizin de imzaladığından haberdar olmak arasında pozitif bir ilişki saptandı (p=0,04).
III- Ülkemiz Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hangi tarihte imzaladı?
Araştırmaya katılan 300 sağlık profesyonelinden 252’si (%84) bu soruya yanıt vermezken, yanıt veren 48 kişiden (%16) 29’u (%60,4) doğru olarak 1990 yılı yanıtını vermiştir (Tablo 4.2.3). Bu soruya doğru yanıt verebilme ile araştırma grubunun demografik özellikleri açısından anlamlı ilişki saptanmadı.
Mesleki deneyim ( yıl) |
Çocuğu |
Yetiştiği yer |
Meslek |
11 VE ÜZERİ
6-10
3-5
0-2
YOK VAR ŞEHİR İLÇE
KÖY-KASABA
HEMŞİRE DOKTOR DİĞER
36 VE ÜZERİ
26-35 YAŞ
25 YAŞ ALTI
ERKEK KADIN
0
100
200
EVET
300
HAYIR
62
69
55
58
41
54
35
48
40
26
135
114
123
19
35
98
25
20
85
20
29
80
75
18
71
66
55
44
36
34
33
31
28
26
Cinsiyet
Yaş grubu
Şekil 4.2.2. Çalışma grubundaki sağlık profesyonellerinin demografik özelliklerine göre ÇHS’ni duyma durumlarının dağılımı
11 VE
ÜZERİ
6-10
34
3-5
0-2
YOK
79
VAR
72
ŞEHİR
93
İLÇE
KÖY- KASABA
21
HEMŞİRE
63
DOKTOR
61
DİĞER
27
36 VE
ÜZERİ
31
26 -35 YAŞ
85
25 YAŞ
ALTI
ERKEK
57
KADIN
94
0
50
100
150
200
EVET
HAYIR
FİKRİM YOK
35
36
34
32
51
Cinsiyet
Yaş grubu
Meslek grubu
Yetiştiği yer
Çocuğu
Mesleki deneyim ( yıl)
9
11
5
8
5
5
10
86
1
12
82
81
6
57
56
51
6
2
5
43
8
42
2
19
1
19
36
35
6
12
23
21
21
18
Şekil 4.2.3 “Ülkemiz ÇHS’sini imzaladı mı?” sorusuna çalışma grubundaki sağlık profesyonellerinin verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
IV- Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki en önemli ilke sizce hangisidir?
Araştırma grubunun 64’ü (%21,3) hayatta kalma hakkı, 66’sı (%22) zararlı etkilerden, istismardan ve sömürüden korunma hakkı, 13’ü (%4,3) aile, kültür ve sosyal hayata katılım hakkı, 14’ü (%4,7) en iyi şekilde gelişim hakkı, 66’sı (%22) ise hiçbir hak diğerinden daha önemli değildir şeklinde yanıt vermiştir. Meslek gruplarına göre sözleşmedeki en önemli ilke tanımlaması farklılık göstermektedir. Hekimlerin %36,1’i hayatta kalmayı en önemli hak olarak görürken, hemşirelerin
%41’i zararlı etkiden, istismardan ve sömürüden korunma hakkının daha önemli olduğunu belirtmiş ve diğer sağlık çalışanlarının ise %32,6’sı hiç bir hak diğerinden daha önemli değil diyerek doğru yanıtı vermiştir.
Tablo 4.2.3’te araştırma grubunun bilgi puanını oluşturan 4 soruya verdikleri yanıtların meslek gruplarına göre dağılımı toplu olarak görülmektedir.
- Sağlık profesyonellerinin çocuk hakları sözleşmesine ilişkin bilgi puanlarının değerlendirilmesi
Tablo ve şekil 4.2.4’te araştırma grubunun demografik özelliklerine göre bilgi puanlarının dağılımı verilmiş olup cinsiyet, yaş, meslek grubu, mesleki deneyim, çocuk sahibi olma durumu ile bilgi puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Fakat; il merkezlerinde doğup büyümek ve evli olmak ile bilgi düzeyi arasında pozitif ilişki saptanmıştır (şekil 4.2.4).
Tablo 4.2.3. Sağlık profesyonellerinin meslek gruplarına göre ÇHS’ne ilişkin bilgi puanını oluşturan sorulara verdikleri yanıtların dağılımı
MESLEKLER | ||||||
Bilgi puanını oluşturan sorular | Doktor n %* | Hemşire n % | Diğer n % | Toplam n % | Önemlilik | |
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşme’sini duydunuz mu? | Evet | 85 67,5 | 71 59,7 | 33 62,3 | 189 3,4 | P=0,440 |
Hayır | 41 32,5 | 48 40,3 | 20 37,7 | 109 6,6 | ||
Ülkemiz Birleşmiş Milletler ÇHS’ni imzaladı mı? | Evet | 51 43,6 | 43 37,1 | 23 44,2 | 117 1,1 | P=0,533 |
Hayır | 5 4,3 | 10 8.6 | 2 3,8 | 17 6 | ||
Kararsız | 61 52,1 | 63 54.3 | 27 51.9 | 151 53 | ||
Ülkemiz sözleşmeyi Hangi yıl İmzaladı? | 1990 Diğer | 8 53,3 7 46,7 | 13 61,9 8 48,1 | 8 66,7 4 33,3 | 29 60,4 48 39,6 | P=0,316 |
Milletler ÇHS’ndeki en önemli ilke sizce hangisidir? | Hayatta kalma hakkı | 35 36,1 | 19 22,9 | 10 23,3 | 64 28,7 | P= 0,007 |
Zararlı etkilerden korunma hakkı | 22 22,7 | 34 41 | 10 23,3 | 66 29,6 | ||
Aile, kültür ve sosyal hayata katılım hakkı | 5 5,2 | 6 7,2 | 2 4,7 | 13 5,8 | ||
En iyi şekilde gelişim hakkı | 2 2,1 | 5 6 | 7 16,3 | 14 6,3 | ||
Hiçbir hak diğerinden önemli değildir | 33 34 | 19 22,9 | 14 32,6 | 66 29,6 |
*Sütun yüzdesi verilmiştir
Tablo 4.2.4. Sağlık profesyonellerinin demografik özelliklerine göre ÇHS’ne ilişkin bilgi puanlarının dağılımı
n | İyi | %* | Kötü n % | Toplam n % | Önemlilik | |||
Cinsiyet | Kadın | 84 | 64,1 | 110 | 65,1 | 194 | 64,7 | P=0,862 |
Erkek | 47 | 34,9 | 59 | 34,9 | 106 | 35.3 | ||
Meslek | Doktor | 63 | 37,3 | 63 | 48,1 | 126 | 42,0 | P=0,074 |
Hemşire | 77 | 45,6 | 43 | 32,8 | 120 | 40,0 | ||
Diğerleri | 29 | 17,2 | 25 | 19,1 | 54 | 18,0 | ||
Çocuk sahibi olma durumu | Var | 83 | 63.4 | 88 | 52,1 | 171 | 57 | P=0,0350 |
Yok | 48 | 36.6 | 81 | 47,9 | 129 | 43 | ||
Yetiştiği yer | Köy | 14 | 8,3 | 5 | 3,8 | 19 | 6,3 | P=0,01 |
Kasaba | 10 | 5,9 | 17 | 13 | 27 | 9,0 | ||
İlçe | 42 | 24,9 | 13 | 9,9 | 55 | 18,3 | ||
Şehir | 103 | 60,9 | 96 | 73,3 | 199 | 66,3 | ||
Medeni durum | Bekar | 53 | 31,4 | 22 | 16,8 | 75 | 25 | P=0,015 |
Evli | 92 | 54,4 | 85 | 64,9 | 177 | 59 | ||
Diğer | 24 | 14,2 | 24 | 18,3 | 48 | 16 |
*Sütun yüzdesi verilmiştir
Cinsiyet
Yaş grubu
Meslek grubu
Yetiştiği yer
Çocuk
Mesleki deneyim
Şekil 4.2.4. Sağlık profesyonellerinin demografik özelliklerine göre ÇHS’ne ilişkin bilgi puanlarının dağılımı
4.2.3. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Savunuculuğunda Kendi Konumları ve Yeterlilikleri İle İlgili Görüş ve Değerlendirmeleri
Araştırmanın bu bölümünde araştırmaya katılan sağlık profesyonellerine ülkemizde çocuk hakları ile ilgili uygulamalar ÇHS’ne uygun politikalar geliştirilmesinde sağlık profesyonelinin rolü ile ilgili sorular yöneltildi. Ayrıca sağlık profesyonellerinin mesleki uygulamaları sırasında Çocuk Hakları’na ne derece dikkat ettikleri ve bu konudaki yeterlilikleri ile ilgili kendilerini nasıl değerlendirdikleri araştırıldı. Bu amaçla sağlık profesyonellerine yöneltilen sorular ve alınan yanıtların analizi aşağıda verilmiştir;
I- Çocukluk döneminizde, sağlık hizmetlerinden yararlanmanız sırasında hak
ihlaline uğrayıp haklarınıza saygı gösterilmediğini düşünüyor musunuz?
Sağlık profesyonellerinin 123’ü (%41) saygı gösterilmediğini düşündüğünü, 78’i (%26) saygı gösterildiğini, 93’ü ise (%31) hatırlamadığını belirtmiştir. Demografik özellikler açısından (yaş, cinsiyet, meslek, çocuk sahibi olma durumu) gruplar arası anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05)(Şekil 4.2.5).
II- Çocuklarınız sağlık hizmetlerinden yararlanırken çocuk hakkı ihlaline uğradıklarını düşünmenize yol açan bir durumla karşılaştınız mı?
Çalışma grubundan bu soruya evet yanıtını veren sağlık profesyoneli sayısı 25 iken (%8,3), 130 sağlık profesyoneli (%43,3) böyle bir sorunla karşılaşmadığını belirtmiştir. Meslek grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05) (Şekil 4.2.6).
III- Sağlık çalışanları çocuk hakları konusunda aktif rol almalı mı?
Sağlık profesyonellerinin 241’i (%81,1) sağlık çalışanlarının çocuk hakları konusunda aktif rol alması gerektiğini düşünmektedir. Bu soruya verilen yanıt cinsiyet, yaş, medeni ve ekonomik durum, meslek grupları, mesleki deneyim, çocuk sahibi olma durumuna göre karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05) (şekil 4.2.7). Çocuk hakları sözleşmesinden ve ülkemizin bu sözleşmeyi imzaladığından haberdar olan ve çocukluk dönemlerinde sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sırasında hak ihlaline uğradıklarını bildiren sağlık profesyonellerinin, bu soruya daha fazla olumlu yanıt verdikleri saptanmıştır (p=0,01).
IV- Sağlık çalışanları ÇHS ile uyumlu devlet politikaları geliştirilmesinde aktif rol almalı mı?
Araştırma grubunun 236’sı (%79,2) sağlık çalışanı sözleşme ile uyumlu devlet politikaları geliştirilmesinde aktif rol almalı şıkkını işaretlemiş olup; yaş gruplarına, mesleki gruplara, cinsiyet, ekonomik ve çocuk sahibi olma durumuna göre gruplar karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05) (şekil 4.2.8). Fakat evli sağlık profesyonellerinin sözleşme ile uyumlu devlet politikaları geliştirilmesinde aktif rol alınmalı şıkkını daha fazla işaretlediği saptandı (p=0,04).
Mesleki deneyimi 11 yıl ve üzeri olan 117 sağlık profesyonelinden 100’ü (%85,4) olumlu görüş bildirmiş ve mesleki deneyim arttıkça bu önerme konusunda olumlu yanıt veren sayısının arttığı saptanmıştır (p=0,04). Ayrıca çocukluk dönemlerinde sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sırasında hak ihlaline uğradıklarını bildiren sağlık profesyonellerinin, diğer sağlık profesyonellerine göre bu tutumu daha fazla kabul ettikleri görülmüştür (p=0,03). ÇHS’nden ve ülkemizin bu sözleşmeyi imzaladığından haberdar olanların da daha fazla olumlu yanıt verdiği saptanmıştır (p=0,03).
V- Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasında sağlık çalışanının katkısı olmalı mı?
Çalışmamıza katılan 300 sağlık profesyonelinden 215’inin (%71,7) bu önermeye katıldığı, olumlu yanıt veren 215 sağlık profesyonelinden 111’inin (%51,6) 26-35 yaş aralığında olduğu ve diğer yaşlara göre aradaki farkın anlamlı olduğu saptanmıştır (p=0,04). Ayrıca yüksek ve orta gelir düzeyinde olanların, kendisi ve/veya çocuklarının hak ihlaline uğradıklarını bildiren sağlık profesyonellerinin diğer gruplarla karşılaştırıldığında bu önermeye daha fazla oranda olumlu yanıt verdiği saptanmıştır.
ÇHS’nden ve ülkemizin bu sözleşmeyi imzaladığından haberdar olan sağlık profesyonelleri de daha fazla onay vermişlerdir. Meslek, cinsiyet, çocuk sahibi olma, medeni durum, doğum yeri ve mesleki deneyim ile bu önerme arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05) (şekil 4.2.9).
VI- Çocuk Hakları savunuculuğunda kendinizi yeterli görüyor musunuz?
Çalışmamıza katılan 151 (%50,3) sağlık profesyoneli kendisini bu konuda yetersiz, 101’i (%33,7) yeterli olarak değerlendirirken, 46’sı (%15,3) kararsız olduğunu ifade etmiştir. Yaş, cinsiyet, doğum yeri, meslek grubu, çocuk sahibi olmak, medeni ve ekonomik durum ve mesleki deneyim açısından karşılaştırmalar yapıldığında gruplar arasında anlamlı fark olmadığı görülmüştür (p>0,05) (şekil 4.2.10).
Çocuk hakları sözleşmesinden ve ülkemizin bu sözleşmeyi imzaladığından
haberdar olan sağlık profesyonellerinin kendilerini sözleşmeden haberdar olmayan gruba göre daha yeterli gördüğü (p=0,03) kendileri veya çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlanması sırasında çocuk hakkı ihlaline uğradıklarını düşünen sağlık profesyonellerinin de diğer gruplara göre daha fazla oranda kendilerini yeterli olarak ifade etmektedir (p=0,00).
VII-Kendi çalışma programınızı düzenlerken çocuk haklarını gözetir misiniz?
Sağlık profesyonellerinin 207’si (%69) kendi çalışma programını düzenlerken çocuk haklarını gözettiğini ifade etmiştir. Cinsiyet, meslek, doğum yeri, çocuk sahibi olma, ekonomik durum ile istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermediği saptanmıştır (p>0,05). Fakat 26-35 yaş aralığındaki sağlık profesyonellerinin kendi çalışma programlarını düzenlerken çocuk haklarını daha fazla oranda gözettiği saptanmıştır (p=0,02) (şekil 4.2.11). Ayrıca mesleki deneyimi 11 yıl ve üzeri olan sağlık profesyonellerinin (şekil 4.2.11) ve çocukluk dönemlerinde kendileri ve/veya çocukları sağlık hizmetlerinden yararlanırken hak ihlaline uğradıklarını bildiren sağlık profesyonellerinin; kendi çalışma programlarını düzenlerken çocuk haklarını daha fazla oranda gözettiği ve diğer gruplarla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p=0,00).
11 VE
ÜZERİ
35
6 -10
18
3-5
20
0-2
20
YOK
48
VAR
45
ŞEHİR
62
İLÇE
19
KÖY-
KASABA
12
HEMŞİRE
40
DOKTOR
34
DİĞER
19
36 VE
ÜZERİ
20
26-35 YAŞ
51
25 YAŞ
ALTI
22
ERKEK
27
KADIN
66
0
50
100
150
200
250
Evet Hayır Hatırlamıyorum
Cinsiyet
Yaş grubu
Meslek grubu
Yetiştiği yer
Çocuğu
Mesleki deneyim (yıl)
49
44
46
40
44
25
23
34
32
19
82
78
77
19
63
22
12
11
16
19
55
13
52
47
46
45
41
24
24
24
21
20
20
19
Şekil 4.2.5. Sağlık profesyonellerinin “Çocukluk döneminizde sağlık hizmetlerinden yararlanmanız sırasında çocuk hakları ihlaline uğradığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
Cinsiyet
Yaş grubu
Meslek grubu
Yetiştiği yer
Mesleki deneyim (yıl)
Şekil 4.2.6. Sağlık profesyonellerinin ‘’Çocuklarınızın sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sırasında çocuk hakları ihlaline uğradıklarını düşündünüz mü?’’ sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı (Sadece çocuğu olan sağlık profesyonelleri alınmıştır).
Meslek grubu
Yetiştiği yer
Çocuğu
Mesleki deneyim (yıl)
Cinsiyet
Yaş grubu
Şekil 4.2.7. Sağlık profesyonellerinin “Sağlık çalışanları çocuk hakları konusunda aktif rol almalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
11 VE
ÜZERİ
8
6-10
12
3 -5
12
0-2
5
YOK
26
VAR
11
ŞEHİR
İLÇE
12
KÖY-
KASABA
4
HEMŞİRE
DOKTOR
14
DİĞER
6
36 VE
ÜZERİ
4
26-35 YAŞ
21
25 YAŞ
ALTI
12
ERKEK
12
KADIN
25
0
50
100
150
200
250
Evet
Hayır
Fikrim yok
17
21
Cinsiyet
Yaş grubu
Meslek
Yetiştiği yer
Çocuğu
Mesleki deneyim (yıl)
11
20
11
12
12
9
9
14
5
165
6
148
147
123
6
100
100
7
92
4
7
89
88
3
5
9
72
52
45
44
41
39
37
34
Şekil 4.2.8. Sağlık profesyonellerinin “Sağlık çalışanları Çocuk Hakları Sözleşmesi ile uyumlu devlet politikaları geliştirilmesinde aktif rol almalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
Cinsiyet
Yaş
Meslek Grubu
Yetiştiği Yer
Çocuğu
Mesleki Deneyim ( yıl)
Şekil 4.2.9. Sağlık profesyonellerinin “Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasında sağlık çalışanının katkısı olmalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
Cinsiyet
Yaş
Meslek Grubu
Yetiştiği Yer
Çocuğu
Mesleki Deneyim (yıl)
Şekil 4.2.10. Sağlık profesyonellerinin “Çocuk Hakları savunuculuğunda kendinizi yeterli görüyor musunuz?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
11 VE
ÜZERİ
11
6 -10
9
3-5
20
0-2
9
YOK
32
VAR
17
ŞEHİR
36
İLÇE
9
KÖY-
KASABA
4
HEMŞİRE
17
DOKTOR
24
DİĞER
8
36 VE
ÜZERİ
10
26-35 YAŞ
28
25 YAŞ
ALTI
11
ERKEK
17
KADIN
32
0
50
100
150
200
250
Evet
Hayır
Fikrim yok
Cinsiyet
Yaş
Meslek Grubu
Yetiştiği Yer
Çocuğu
Mesleki Deneyim (yıl)
20
22
17
16
7
14
16
21
16
141
6
135
136
109
98
7
87
83
8
16
13
10
14
72
5
71
66
45
37
33
33
33
32
31
Şekil 4.2.11. Sağlık profesyonellerinin “Kendi çalışma programınızı düzenlerken çocuk haklarını gözetir misiniz?” sorusuna verdikleri yanıtların demografik özelliklerine göre dağılımı
4.2.4. Sağlık çalışanlarının çocuk hakları savunucuğunda kendi konumlarıyla ilgili görüş ve değerlendirmeleri ile bilgi puanlarının karşılaştırılması
Bilgi puan düzeyine göre ÇHS ile ilgili bilgi düzeyi kötü ve iyi düzeyde olmak üzere iki gruba ayrılan sağlık profesyonellerinin Çocuk Hakları savunucuğunda kendi konumlarıyla ilgili görüş ve değerlendirmeleri ile bilgi puanlarının karşılaştırılmasından elde edilen sonuçlar tablo 4.2.5’te verilmiştir.
Sağlık çalışanlarının Çocuk Hakları ve Sözleşme ile uyumlu devlet
politikaları geliştirilmesi konularında aktif rol alması gerektiğini savunanların bilgi düzeylerinin bu konuda olumsuz yanıt veren ve fikir belirtmeyen gruplara göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p=0,00).
‘’Sözleşmenin uygulanmasında sağlık çalışanının katkısı olmalı önermesine katılıyor musunuz?’’ sorusuna bilgi düzeyi iyi olan gruptan 108 sağlık personeli (%65,1) evet yanıtı vermiş olup bu oran bilgi düzeyi kötü olan gruba göre anlamlı olarak fazla idi (p=0,03).
Sağlık çalışanlarının kendilerini çocuk hakları savunuculuğu konusunda yeterli görüp görmedikleri konusunda bilgi düzeyi iyi ve kötü olan gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,06).
Kendi çalışma programlarını düzenlerken Çocuk Haklarını gözettiğini belirten sağlık profesyonellerinin gözetmeyen gruba göre bilgi puanlarının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p=0,00).
Ayrıca çocukluğunda kendisinin ve şimdi çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sırasında hak ihlaline uğradıklarını düşünen sağlık personellerinin bilgi puan düzeylerinin istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p<0,05).
Tablo 4.2.5. Sağlık Profesyonellerinin ÇHS bilgi düzeyi ile çocuk haklarına yaklaşım tutumları arasındaki ilişki
BİLGİ DÜZEYİ | |||||
Kötü n %* | İyi n % | Toplam n % | Önemlilik | ||
Sağlık Çalışanları Çocuk Hakları Konusunda Aktif Rol Almalı mı? | Evet | 118 71,1 | 123 93,9 | 241 81,1 | P=0,00 |
Hayır | 20 12 | 6 4,6 | 26 8,8 | ||
Fikrim yok | 28 16,9 | 2 1,5 | 30 10,1 | ||
Sözleşme ile Uyumlu Devlet Politikası Geliştirilmesinde Aktif Rol Almalı mı? | Evet | 118 70,7 | 118 90,1 | 236 79,2 | P=0,00 |
Hayır | 18 10,8 | 7 5,3 | 25 8,4 | ||
Fikrim yok | 31 18,6 | 6 4,6 | 37 12,4 | ||
Sözleşmenin Uygulanmasında Sağlık Çalışanının Katkısı Olmalı Yargısına Katılıyor musunuz? | Evet | 108 65,1 | 107 82,3 | 215 71,6 | P=0,03 |
Hayır | 31 18,7 | 15 11,5 | 46 15,5 | ||
Fikrim yok | 27 16,3 | 8 6,2 | 35 11,8 | ||
Kendinizi Çocuk Hakları Savunuculuğunda Yeterli Görüyor musunuz? | Evet | 53 31,7 | 48 36,6 | 101 33,9 | P=0,065 |
Hayır | 81 48,5 | 70 53,4 | 151 50,7 | ||
Fikrim Yok | 33 19,8 | 13 9,9 | 46 15,4 | ||
Kendi Çalışma Programınızı Düzenlerken Çocuk Haklarını Gözetir misiniz? | Evet | 100 60,2 | 107 83,6 | 207 70,4 | P=0,00 |
Hayır | 29 17,5 | 9 7 | 38 12,9 | ||
Fikrim yok | 37 22,3 | 12 9,4 | 49 16,7 |
*sütun yüzdesi verilmiştir.
4.3. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Sağlık Profesyonellerine Uygulanan Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin (SPÇHTÖ) Değerlendirilmesi
4.3.1. “Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeği”nin oluşturulması
Araştırmanın bu bölümü sağlık profesyonellerinin çocuk hakları ile ilgili
tutumlarını ortaya koymak üzere yapılmıştır. Tutumları saptamak için Yurtsever (2009) tarafından geliştirilen üç faktörlü “Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Ebeveyn çocuk hakları tutum ölçeğinde bulunan 63 maddeden 35 tanesi ‘’Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’’ (SPÇHTÖ) olarak uyarlanmış ve “hastanede yatırılarak tedavi alması gerektiği durumlarda çocuk, sağlığı için gerekli minimum süre hastanede tutulmalı, ev ortamından koparılmamaya çalışılmalıdır ” maddesi eklenmiştir.
SPÇHTÖ’nin yapı geçerliliğinin sınanmasında faktör analizi işlemleri uygulanmıştır. Faktör analizinin ilk aşamasında Kaiser-Xxxxx-Xxxxx (KMO) Örneklem Yeterliliği Testi ve Xxxxxxxx Küresellik Testi işlemleri yapılarak örneklem grubundan elde edilen verilerin analize uygunluğu test edilmiştir. Daha sonra Temel Bileşenler ve Varimax Rotated yöntemleri uygulanarak ölçeğin alt boyutları belirlenmiştir.
Tablo 4.3.1’de gösterildiği gibi, Kaiser-Xxxxx-Olkin değerinin (0,791) 0,50’nin üzerinde olması nedeni ile örneklem büyüklüğünün faktör analizi yapmaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Xxxxxxxx’x Testi değerinin de 0,05 önem derecesinde anlamlı olması, ölçülen özelliğin evren parametresinde çok boyutlu bir değişkenden geldiğini göstermektedir (KMO = 0,791; χ2Bartlett test (561) = 3194,196; p = 0,000).
Tablo 4.3.1. Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Tutum Ölçeği için yapılan Kaise-Xxxxx Xxxxx ve Xxxxxxxx test sonuçları
Xxxxx-Xxxxx Xxxxx | 0,791 |
Xxxxxxxx Test | 3194,196 |
Sd | 561 |
P | 0,000 |
Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’nin tamamının İç Tutarlılık Katsayısı Cronbach Alpha 0,956 olarak hesaplanmıştır (Yurtsever 2009). Alpha katsayısına bağlı olarak ölçeğin güvenilirliği şu şekilde yorumlanır;
0, 00 ≤ α < 0, 40 ise ölçek güvenilir değil,
0, 40 ≤ α < 0, 60 ise ölçeğin güvenilirliği düşük,
0, 60 ≤ α < 0,80
0, 80 ≤ α < 1, 00
ise ölçek oldukça güvenilir,
ise ölçek yüksek derecede güvenilir (72).
Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Tutum Ölçeği’nin tamamının iç tutarlılık katsayısı ise Cronbach Alpha 0,858 olarak hesaplanmış ve yüksek derecede güvenilir çıkmıştır.
Çocuk Haklarına Yönelik Sağlık Profesyonelleri Tutum Ölçeği’nin boyutlarındaki içtutarlılık katsayıları, Cronbach Alpha tekniği ile hesaplanmış ve analiz sonuçları tablo 4.3.2’de verilmiştir.
Tablo 4.3.2. Çocuk Haklarına Yönelik Sağlık Profesyonelleri Tutum Ölçeği’nin boyutlarındaki içtutarlılık katsayıları
Faktör Xxxxxilirlik Katsayısı Alpha
Devlet Güvencesi ve Desteği 0,747
Bakım ve Koruma 0,635
Xxxxx Xxxxxxx Xxxxx Verme 0,764
Ölçeğin birinci alt boyutunda (Devlet güvencesi ve desteği) bulunan 12 madde için yapılan analiz sonucu Cronbach Alpha değeri 0,747 olarak bulunmuştur. Bu değer birinci alt boyutun güvenilir olduğunu göstermektedir. Ölçeğin ikinci alt boyutunda (Bakım ve Koruma) bulunan 4 madde için yapılan analiz sonucu Cronbach Alpha değeri 0,635 olarak bulunmuştur. Bu değer ikinci alt boyutun iç güvenirliğe sahip olduğunu göstermiştir. Ölçeğin üçüncü alt boyutunda (Kendi Kendine Karar Verme) 20 madde için yapılan analiz sonucu Cronbach Alpha değeri 0,764 olarak bulunmuştur. Bu değer üçüncü alt boyutun güvenilir olduğunu göstermiştir.
4.3.2. Kırıkkale il merkezinde ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında 0-18 yaş grubuna hizmet veren sağlık profesyonellerine uygulanan çocuk hakları tutum ölçeğinden elde edilen bulgular
Bu bölümde örneklemi oluşturan sağlık profesyonellerinin, Sağlık
Profesyoneli Tutum Ölçeği’nden aldıkları puanların, araştırmanın değişkenlerine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek üzere yapılan fark analizlerinden elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Çalışma grubunun SPÇHTÖ “Devlet Güvencesi
ve Desteği” alt boyutundan aldıkları puanlarının ortalaması 4,68 ∓ 0,35 (min:3,
max:5 puan),’’Bakım ve Korunma’’ alt boyutundan aldıkları puanlarının ortalaması 4,34 ∓ 0,354 (min:2,5, max:4,5 puan) ve ‘’ Kendi Kendine Karar Verme’’ alt boyutundan aldıkları puanlarının ortalaması 4,63 ∓ 0,29 (min:3,2, max:4,5 puan) idi
(tablo 4.3.3). Cinsiyet ve meslek grupları değişkenleri açısından SPÇHTÖ alt boyutları puanlarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (tablo 4.3.4 ve tablo 4.3.5).
Çalışma grubunun SPÇHTÖ alt boyutları puanları sağlık profesyonellerinin yaş grupları, doğup büyüdükleri yer, mesleki deneyim ve çocuk sahibi olma durumlarına göre kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmazken, medeni durumlarına göre bakıldığında ölçeğin tüm alt boyutlarında fark saptanmıştır (tablo 4.3.6). Hangi gruplar arasında fark olduğu yapılan Post-Hoc Scheffe testi sonuçlarına göre değerlendirilmiş; ‘’Devlet Güvencesi ve Desteği’’ ve ’’Bakım ve Korunma’’ alt boyutlarında bekar sağlık profesyonellerinin puanlarının evli ve diğer
kategorisindekilere göre istatistiksel olarak anlamlı olarak düşük olduğu, ‘’Kendi Kendine Karar Verme” boyutları puanlarına bakıldığında ise bekar sağlık profesyonellerinin puanlarının evlilere göre daha düşük olduğu saptanmıştır (tablo 4.3.6).
Tablo 4.3.3. SPÇHTÖ alt boyutları puan değerleri
Minimum | Maksimum | Median | ∓ SD* | |
Devlet Güvencesi ve Desteği | 3 | 5 | 4,83 | 4,68 ∓ 0,35 |
Bakım ve Korunma | 2,5 | 5 | 4,5 | 4,34 ∓ 0,54 |
Xxxxx Xxxxxxx Xxxxx Verme | 3,2 | 5 | 4,7 | 4,63 ∓ 0,29 |
= ortalama SD: Standart sapma
Tablo 4.3.4 Çocuk hakları tutum ölçeği alt boyutları puanlarının sağlık profesyonellerinin cinsiyetlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans analizi (anova) sonuçları
Kadın | SD | Erkek | SD | p | Önemlilik F | |
Devlet Güvencesi ve Desteği | 4,6 | 0,36 | 4,7 | 0,34 | 0,59 | 0,277 |
Bakım ve Korunma | 4,6 | 0,3 | 4,6 | 0,27 | 0,12 | 2,431 |
Xxxxx Xxxxxxx Xxxxx Verme | 4,37 | 0,52 | 4,27 | 0,58 | 0,11 | 2,479 |
Tablo 4.3.5. Çocuk hakları tutum ölçeği alt boyutları puanlarının sağlık profesyonellerinin meslek gruplarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans analizi (anova) sonuçları
Doktor SD | Hemşire SD | Diğer | SD | Önemlilik p F | ||||
Devlet Güvencesi ve Desteği | 4,68 | 0,35 | 4,65 | 0,36 | 4,74 | 0,32 | 0,35 | 1,051 |
Bakım ve Korunma | 4,63 | 0,3 | 4,63 | 0,31 | 4,66 | 0,24 | 0,73 | 0,303 |
Xxxxx Xxxxxxx Xxxxx Verme | 4,32 | 0,62 | 4,35 | 0,49 | 4,35 | 0,47 | 0,9 | 0,083 |
Sağlık profesyonellerinin ayrı ayrı meslek grupları ve demografik özelliklerinin SPÇHTÖ ‘’Devlet Güvencesi ve Desteği’’, ‘’Bakım ve korunma’’ ve ‘’kendi kendine karar verme’’ alt boyutlarının her üçünün puanlarına göre karşılaştırması yapıldığında; hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının kendi meslek grupları içerisinde yaş, doğum yeri, medeni durum, çocuk sahibi olma durumu ve mesleki deneyim değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (tablo 4.3.7a,b,c).
Tablo 4.3.6. SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının çalışma grubunun demografik özelliklerine göre karşılaştırılması
Devlet Güvencesi ve Desteği | Bakım ve Korunma | Kendi Kendine Karar Verme | ||||
SD | SD | SD | ||||
Yaş (yıl) | ||||||
25 yaş ve altı | 4,62 | 0,45 | 4,61 | 0,38 | 4,23 | 0,53 |
26 – 35 | 4,68 | 0,33 | 4,63 | 0,29 | 4,39 | 0,54 |
36 ve üstü | 4,73 | 0,29 | 4,66 | 0,23 | 4,32 | 0,56 |
Önemlilik | F=0,86 | F=0,26 | F=1,4 | |||
p=0,42 | P=0,86 | P=0,22 | ||||
Yetiştiği yer | ||||||
Köy | 4,71 | 0,33 | 4.72 | 0,3 | 4,57 | 0,4 |
Xxxxxx | 4,73 | 0,22 | 4,63 | 0,2 | 4,38 | 0,4 |
İlçe | 4,63 | 0,34 | 4,62 | 0,2 | 4,23 | 0,6 |
Şehir | 4,69 | 0,37 | 4,63 | 0,3 | 4,34 | 0,5 |
F=0,465 | F=0,633 | F=2,13 | ||||
Önemlilik | P=0,707 | P=0,594 | p=0,096 | |||
Medeni Durum | ||||||
Bekar | 4,57 | 0,45 | 4,55 | 0,39 | 4,18 | 0,61 |
Evli ve Çocuklu | 4,71 | 0,30 | 4,66 | 0,25 | 4,40 | 0,50 |
Diğer | 4,77 | 0,29 | 4,68 | 0,26 | 4,34 | 0,55 |
F=5,494 | F=5,328 | F=4,831 | ||||
Önemlilik | P=0,005 | P=0,005 | P=0,009 | |||
Çocuk sahibi | ||||||
olma durumu | ||||||
Yok | 4,66 | 0,41 | 4,62 | 0,34 | 4,27 | 0,56 |
Var | 4,71 | 0,3 | 4,65 | 0,25 | 4,39 | 0,52 |
F=0,907 | F=1,168 | F=3,26 | ||||
Önemlilik | P=0,342 | P=0,281 | P=0,072 | |||
Mesleki Deneyim | ||||||
0-2 yıl | 4,69 | 0,36 | 4,68 | 0,31 | 4,32 | 0,56 |
3-5 yıl | 4,64 | 0,42 | 4,60 | 0,31 | 4,29 | 0,60 |
6-10 yıl | 4,62 | 0,41 | 4,55 | 0,37 | 4,31 | 0,58 |
11 yıl ve üzeri | 4,73 | 0,21 | 4,67 | 0,22 | 4,39 | 0,48 |
F=1,168 | F=1,125 | F=0,626 | ||||
Önemlilik | P=0,322 | P=0,339 | P=0,599 |
Tablo 4.3.7a. SPÇHTÖ “Devlet güvencesi ve desteği” alt boyutu puanlarının meslek gruplarına göre demografik özellikleri açısından karşılaştırılması
Doktor SD | Hemşire SD | Diğer | SD | Önemlilik F p | ||||
Yaş (yıl) | ||||||||
25 yaş ve altı 26 – 35 | 4,66 4,67 | 0,41 0,36 | 4,56 4,68 | 0,47 0,31 | 4,75 4,71 | 0,45 0,29 | 0,38 | 0,82 |
36 ve üstü | 4,73 | 0,27 | 4,72 | 0,30 | 4,76 | 0,32 | ||
Yetiştiği Yer | ||||||||
Köy | 4,70 | 0,34 | 4,58 | 0,34 | 4,85 | 0,20 | ||
Xxxxxx | 4,76 | 0,24 | 4,80 | 0,13 | 4,66 | 0,24 | 0,67 | 0,67 |
İlçe | 4,65 | 0,35 | 4,53 | 0,36 | 4,76 | 0,20 | ||
Şehir | 4,68 | 0,36 | 4,68 | 0,37 | 4,74 | 0,39 | ||
Medeni Durum | ||||||||
Xxxxx Evli ve Çocuklu | 4,59 4,71 | 0,42 0,29 | 4,50 4,68 | 0,51 0,32 | 4,63 4,75 | 0,44 0,28 | 0,27 | 0,89 |
Diğer | 4,75 | 0,35 | 4,76 | 0,22 | 4,93 | 0,10 | ||
Çocuk sahibi | ||||||||
olma durumu Yok | 4,67 | 0,39 | 4,61 | 0,44 | 4,72 | 0,39 | 0,90 | 0,34 |
Var | 4,70 | 0,28 | 4,68 | 0,32 | 4,75 | 0,28 | ||
Mesleki | ||||||||
Deneyim | ||||||||
0-2 yıl 3-5 yıl | 4,76 4,64 | 0,30 0,34 | 4,63 4,53 | 0,38 0,52 | 4,61 4,90 | 0,47 0,13 | 1,35 | 0,23 |
6-10 yıl | 4,57 | 0,45 | 4,68 | 0,40 | 4,65 | 0,30 | ||
11 yıl ve üzeri | 4,78 | 0,23 | 4,69 | 0,28 | 4,76 | 0,29 |
Tablo 4.3.7b. SPÇHTÖ “Bakım ve korunma” alt boyutu puanlarının meslek gruplarına göre demografik özellikleri açısından karşılaştırılması
Doktor SD | Hemşire SD | Diğer | SD | Önemlilik F p | ||||
Yaş (yıl) | ||||||||
25 yaş ve altı | 4,70 | 0,30 | 4,56 | 0,43 | 4,63 | 0,31 | 0,94 | 0,44 |
26 – 35 | 4,62 | 0,32 | 4,64 | 0,26 | 4,64 | 0,19 | ||
36 ve üstü | 4,61 | 0,22 | 4,68 | 0,22 | 4,70 | 0,24 | ||
Yetiştiği yer | ||||||||
Köy | 4,67 | 0,38 | 4,76 | 0,17 | 4,79 | 0,20 | ||
Xxxxxx | 4,63 | 0,30 | 4,68 | 0,23 | 4,61 | 0,22 | 0,15 | 0,98 |
İlçe | 4,62 | 0,25 | 4,61 | 0,27 | 4,63 | 0,21 | ||
Şehir | 4,63 | 0,30 | 4,62 | 0,33 | 4,67 | 0,26 | ||
Medeni Durum | ||||||||
Bekar | 4,61 | 0,37 | 4,45 | 0,45 | 4,54 | 0,25 | 1,43 | 0,22 |
Xxxx ve Çocuklu | 4,63 | 0,24 | 4,67 | 0,26 | 4,68 | 0,23 | ||
Diğer | 4,67 | 0,30 | 4,67 | 0,23 | 4,82 | 0,11 | ||
Çocuk sahibi olma | ||||||||
durumu Yok | 4,65 | 0,33 | 4,55 | 0,39 | 4,62 | 0,25 | 1,16 | 0,28 |
Var | 4,60 | 0,25 | 4,66 | 0,26 | 4,68 | 0,24 | ||
Mesleki Deneyim | ||||||||
0-2 yıl | 4,76 | 0,23 | 4,60 | 0,39 | 4,57 | 0,31 | ||
3-5 yıl | 4,59 | 0,28 | 4,59 | 0,41 | 4,74 | 0,15 | 1,10 | 0,36 |
6-10 yıl | 4,54 | 0,42 | 4,56 | 0,33 | 4,59 | 0,23 | ||
11 yıl ve üzeri | 4,64 | 0,16 | 4,67 | 0,23 | 4,69 | 0,23 |
Tablo 4.3.7c. SPÇHTÖ “kendi kendine karar verme” alt boyutu puanlarının meslek gruplarına göre demografik özellikleri açısından karşılaştırılması
Doktor SD | Hemşire SD | Diğer | SD | Önemlilik F p | ||||
Yaş (yıl) | ||||||||
25 yaş ve altı | 4,40 | 0,45 | 4,19 | 0,58 | 4,13 | 0,46 | 1,0 | 0,44 |
26 – 35 | 4,33 | 0,65 | 4,45 | 0,31 | 4,41 | 0,41 | ||
36 ve üstü | 4,25 | 0,61 | 4,35 | 0,56 | 4,39 | 0,51 | ||
Yetiştiği yer | ||||||||
Köy | 4,55 | 0,45 | 4,43 | 0,42 | 4,74 | 0,49 | ||
Xxxxxx | 4,35 | 0,56 | 4,41 | 0,54 | 4,40 | 0,35 | 0,53 | 0,77 |
İlçe | 4,26 | 0,72 | 4,32 | 0,44 | 4,02 | 0,23 | ||
Şehir | 4,31 | 0,61 | 4,35 | 0,51 | 4,38 | 0,46 | ||
Medeni Durum | ||||||||
Bekar | 4,28 | 0,61 | 4,04 | 0,58 | 4,12 | 0,48 | 1,72 | 0,14 |
Xxxx ve Çocuklu | 4,33 | 0,50 | 4,47 | 0,37 | 4,39 | 0,48 | ||
Diğer | 4,37 | 0,55 | 4,25 | 0,64 | 4,55 | 0,11 | ||
Çocuk sahibi | ||||||||
olma durumu Yok | 4,34 | 0,58 | 4,16 | 0,57 | 4,25 | 0,45 | 3,2 | 0,7 |
Var | 4,30 | 0,66 | 4,44 | 0,43 | 4,39 | 0,48 | ||
Mesleki | ||||||||
Deneyim | ||||||||
0-2 yıl | 4,45 | 0,52 | 4,19 | 0,57 | 4,22 | 0,63 | 1,45 | 0,19 |
3-5 yıl | 4,26 | 0,68 | 4,27 | 0,51 | 4,50 | 0,25 | ||
6-10 yıl | 4,31 | 0,69 | 4,45 | 0,40 | 4,0 | 0,38 | ||
11 yıl ve üzeri | 4,30 | 0,54 | 4,40 | 0,48 | 4,43 | 0,44 |
Çalışma grubundaki sağlık profesyonellerine yöneltilen ‘’çocuk hakları savunuculuğunda kendinizi yeterli görüyor musunuz?’’ xxxxxxxx kendisini yeterli gördüğü yanıtını veren sağlık profesyonellerinin SPÇHTÖ tüm alt boyutlarındaki puanları yeterliliği ile ilgili fikri olmadığını söyleyen sağlık profesyonellerine göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptandı (tablo 4.3.8). ÇHS ile ilgili bilgi düzeyleri iyi olarak saptanan sağlık profesyonellerinin ise kötü olanlara göre SPÇHTÖ “Devlet Güvencesi ve Desteği” alt boyutundaki puanları istatistiksel olarak anlamlı yüksek iken diğer alt boyutlarda gruplar arası fark saptanmadı (tablo 4.3.9).
Tablo 4.3.8. Sağlık profesyonellerinin SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının çocuk hakları savunuculuğunda kendi yeterlilikleri ile ilgili yorumlarına göre değerlendirilmesi
Sağlık profesyonellerinin “çocuk hakları savunuculuğunda kendinizi yeterli görüyor musunuz ?’’ sorusuna yanıtları | |||||||
Evet | SD | Hayır | SD | Fikrim yok SD | |||
Devlet Güvencesi ve Desteği | 4,70 | 0,32 | 4,71 | 0,31 | 4,52 | 0,48 | |
F=5,56 | p=0,04 | ||||||
Bakım ve Korunma | 4,68 | 0,28 | 4,64 | 0,27 | 4,53 | 0,36 | |
F=5,05 | p=0,007 | ||||||
Xxxxx Xxxxxxx Xxxxx Verme | 4,45 | 0,52 | 4,32 | 0,54 | 4,15 | 0,54 | |
F=9,42 | p=0,002 |
Tablo 4.3.9. Sağlık profesyonellerinin SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının ÇHS bilgi düzeylerine göre değerlendirilmesi
Sağlık profesyonellerinin ÇHS ile ilgili bilgi düzeylerinin değerlendirmesi | ||||||
İyi | SD | Kötü | SD | |||
Devlet Güvencesi ve Desteği | 4,75 | 0,31 | 4,63 | 0,37 | ||
F=9,42 | p=0,002 | |||||
Bakım ve Korunma | 4,64 | 0,28 | 4,63 | 0,30 | ||
F=0,006 | p=0,939 | |||||
Xxxxx Xxxxxxx Xxxxx Verme | 4,33 | 0,53 | 4,34 | 0,55 | ||
F=0,017 | p=0,896 |
4.3.2.1. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Doktorlara Uygulanan Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin Değerlendirilmesi
Bu bölümde doktorların Sağlık Profesyonelleri Çocuk Hakları Tutum Ölçeği alt boyutları puanlarının çalışmadaki bağımsız değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğine bakıldı. Anova sonuçlarına göre Sağlık Profesyonellerinin Çocuk Hakları Tutum Ölçeği “Devlet Güvencesi ve Desteği”, “Bakım ve Koruma” ve “Kendi Kendine Karar Verme” boyutları puanlarında; cinsiyet, doğum yeri, yaş grupları, medeni durum, çalıştığı kurum, ekonomik durum, çocuk sahibi olma durumu, çocuk sahibi olanların çocuklarının cinsiyet ve yaş değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık görülmemektedir (p>0,05). Fakat mesleki deneyim değişkeni için “Devlet Güvencesi ve Desteği” ve “Bakım ve Koruma” boyutları puanlarında
gruplar arası anlamlı farklılık ( FDevlet Güvencesi ve Desteği
=2.341, p< 0,05;
FBakım ve Koruma
=3,152, p<0,05) bulunmaktadır. “Devlet Güvencesi ve Desteği” ile “Bakım ve Koruma” boyutları puanlarında gruplar arası farkın mesleki deneyim süresine göre hangi gruplar arasında olduğunu test etmek için Post-Hoc Scheffe Testi yapılmıştır. Buna göre; 6-10 yıl aralığında mesleki deneyime sahip olan doktorların 0-2 yıl ve 11 yıl ve üzeri mesleki deneyime sahip doktorlara göre “Devlet Güvencesi ve Desteği” boyutundaki puanlarının anlamlı bir farklılık (p< 0,05) gösterdiği ve bu iki gruba göre düşük olduğu, 0-2 yıl aralığında mesleki deneyime sahip olan doktorların 3-5 ve 6-10 aralığında mesleki deneyime sahip doktorlara göre “Bakım ve Koruma” boyutundaki puanlarının anlamlı bir şekilde yüksek olduğu görülmektedir. Doktorların “Kendi Kendine Karar Verme” boyutları puanlarında ise gruplar arası bir farklılık görülmemektedir (p< 0,05).
4.3.2.2. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Hemşirelere Uygulanan Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin Değerlendirilmesi
Bu bölümde hemşirelerin SPÇHTÖ alt boyutları puanlarının çalışmadaki
bağımsız değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğine bakıldı. Tüm alt boyutlarda doğum yeri, çalışılan kurum, mesleki deneyim açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yok iken, yaş gruplarına göre; 25 Yaş ve altı olan hemşirelerin 26-35 yaş arasında olan hemşirelere göre “Kendi Kendine Karar Verme” boyutundaki puanlarının istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğu, çocuk sahibi olma durumu değişkenine göre “Bakım ve Koruma” ve “Kendi Kendine Karar Verme” boyutları puanlarında gruplar arası anlamlı farklılık olduğu ve bu farkın çocuk sahibi olmayan hemşirelerin puanlarının daha düşük olmasından kaynaklandığı saptanmıştır. Bekar olan hemşirelerin evli, çocuklu ve diğer grupta olan hemşirelere göre “Devlet Güvencesi ve desteği” ve “Bakım ve Koruma” boyutlarındaki puanlarının anlamlı bir farklılık (p< 0,05) gösterdiği ve düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca 6 yaş ve altı çocuğa sahip olan hemşirelerin 7-12 yaşında çocuğu olan hemşirelere göre “Bakım ve Koruma” boyutundaki puanlarının istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğu, fakat “Kendi Kendine Karar Verme” boyutunda ise; puanlarının 7 yaş ve üzerinde çocuğa sahip olanlara göre anlamlı düşük olduğu saptandı.
Üniversite mezunu olan hemşirelerin lise mezunu olan hemşirelere göre “Devlet Güvencesi ve desteği” ve “Bakım ve Koruma” boyutundaki puanlarının anlamlı bir farklılık (p< 0,05) gösterdiği ve yüksek olduğu saptanmıştır.
4.3.2.3. Kırıkkale İl Merkezinde İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Kuruluşlarında 0-18 Yaş Grubuna Hizmet Veren Diğer Sağlık Çalışanlarına Uygulanan Sağlık Profesyoneli Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin Değerlendirilmesi
Diğer sağlık çalışanlarına uygulanan SPÇHTÖ alt boyutlarında cinsiyet, yaş grubu, çalıştığı yer, mesleki deneyim, medeni durum değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Çocuk sahibi olmayan diğer sağlık çalışanlarının
“Bakım ve Koruma” ve “Kendi Kendine Karar Verme” alt boyutlarındaki puanlarının çocuk sahibi olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düşük olduğu ve “Bakım ve Koruma” alt boyutunda çocuk sayısı arttıkça bu alt boyuttaki puanların istatistiksel olarak anlamlı yükseldiği saptandı. Ayrıca ilçede doğup büyüyen diğer sağlık çalışanlarının köy, kasaba ve şehirde doğup büyüyenlere göre,“Bakım ve Koruma” boyutundaki puanlarının anlamlı bir farklılık (p< 0,05) gösterdiği ve düşük olduğu saptandı.
4.4. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Çocuk Yaş Grubuna Yaklaşımlarının Çocuk Hakları Bazında Değerlendirilmesi
KÜTF altıncı sınıf öğrencilerinden (intern doktor) Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları rotasyonunu yapmakta olan dört grupta bulunan 24 öğrenciden 14’üne (%58,3) metodoloji bölümünde belirtilen yöntem ve sürede çocuk hakları konularında eğitim verilmiş, 10 (%41,7) intern doktor herhangi bir eğitim almadan çalışmaya dahil edilmiştir.
Araştırmaya dahil edilen internlerin 14’ü kız (%58,3), 10’u (%41,7) erkekti. Eğitim verilmemiş 10 intern doktordan 8’i kız (%80), 2’ si (%20) erkek iken eğitim almış grupta toplam 14 kişiden 6’sı kız (%42,9) ve 8’i (%57,1) erkekti. İntern doktorların 13’ü (%54,2) çocuk polikliniğinde, 6’sı (%25) çocuk yataklı servisinde ve 5’i (%20,8) yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışmakta iken gözlemlendi.
4.4.1. Eğitim Almış ve Eğitim Almamış İntern Gruplarının Çocuklara Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi
Gözlemci tarafından doldurulan gözlem formunda (ek 4) bulunan sorulara
göre internlerin değerlendirmesi yapılmıştır. Bu değerlendirme sonuçları şekil 4.4.1 ve 4.4.3’te tüm intern doktorlar için şekil 4.4.2 ve şekil 4.4.4’te ise çocuk hakları ile ilgili eğitim almış ve almamış intern doktor gruplarının karşılaştırılması şeklinde verilmiştir.
Şekil 4.4.1. Çalışma grubundaki tüm intern doktorların çocuklara yaklaşımlarının değerlendirilmesi
Muayene ve tedavi öncesi çocukları uygun bir dille ikna etmeye çalışıyor mu? | ||
Muayene ve tedavi öncesi çocuklara kendi yaş ve gelişimlerine uygun bilgilendirme yapıyor mu? | ||
Ses tonu çocuğun yaşına göre değişiyor mu? | ||
Muayene ve tedavi sırasında çocuğa kendisini tanıtarak, ismini sorarak iletişim kurmaya çalışıyor mu? | ||
Muayene ve tedavi sırasında nezaketle yaklaşıyor mu? | ||
E: eğitim almış e: eğitim almamış
Şekil 4.4.2. Çocuk hakları ile ilgili eğitim almış ve eğitim almamış intern gruplarının çocuklara yaklaşımlarının karşılaştırılması
Şekil 4.4.3. Çalışma grubundaki tüm intern doktorların çocuklara ve ailelerine yaklaşımlarının değerlendirilmesi.
Çocukların durumu hakkında ailelere bilgi vermek için zaman harcıyor mu?
Muayene ve girişimsel işlemler sırasında çocukların mahremiyetlerine dikkat ediyor mu?
Uygulanacak işlem öncesi aileleri bilgilendiriyor mu?
Çocuklara hastalıkları hakkında anlayabilecekleri bir dille bilgilendirme yapıyor mu?
Xxxxxxx, tedavi ve girişimsel işlemler öncesi çocukların bekleme sürelerini kısaltmaya çalışıyor mu?
E: eğitim almış e: eğitim almamış
Şekil 4.4.4 Çocuk hakları ile ilgili eğitim almış ve eğitim almamış intern doktor gruplarının çocuklara ve ailelerine yaklaşımlarının karşılaştırılması
Muayene ve tedavi girişimi sırasında yapılan gözlem sonuçlarına göre; intern doktorların 18’i (%75) çocuklara nezaketle ve anlayışla yaklaşırken 5’inin (%20,8) bazen, 1’inin (%4,2) ise hiçbir zaman nezaketle ve anlayışla davranmadığı saptandı. Cinsiyet ve çalışılan birimler arasında davranış biçimi açısından fark yoktu (p>0,05). Eğitim alma durumuna göre değerlendirildiğinde eğitim almış grubun tamamının muayene ve girişimsel işlemler sırasında çocuklara anlayış ve nezaketle davrandığı, eğitim almamış grupta dört (%22,2) öğrencinin her zaman, beş (%100) öğrencinin bazen anlayışla ve nezaketle davrandığı, ve bir öğrencinin (%100) ise hiçbir zaman bu şekilde davranmadığı saptanmıştır. Eğitim almış olan intern doktor grubunun, eğitim verilmeyen gruba göre; çocuklara daha anlayışlı ve nezaketli bir tutum sergilediği gözlenmiş olup aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu
gösterilmiştir (p=0,04).
Muayene ve tedavi girişimleri öncesinde intern doktorların 9’u (%37,5) çocuğa kendisini tanıtarak ve onun ismini sorarak iletişim kurmaya çalışırken, 7’sinin (%29,2) bazen, 8’inin (%33,3) ise hiçbir zaman bu çabayı göstermediği saptandı. Cinsiyet, çalışılan birimler ve eğitim alma durumu ile çocuklarla iletişim kurma biçimi açısından gruplar arasında fark saptanmadı (p>0,05).
Gözlemciler; intern doktorların 12’sinin (%50) çocuklarla iletişim kurmaya çalışırken ses tonlarını çocuğun yaşına göre değiştirdiğini, 3’ünün (%12,5) bazen, 9’unun (%37,5) ise hiçbir zaman değiştirmediğini saptadı. Cinsiyet, çalışılan birimler ve eğitim almış ve almamış gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05).
Muayene ve girişimsel işlemler öncesi çocuğun yaşına uygun olarak bilgilendirmeye ve çocukları uygun bir dille ikna etmeye zaman ayırdığı gözlenen intern sayısı 14 iken (%58,3), bazen zaman ayıran 2 (%8,3), hiçbir zaman ayırmayan 8 (%33,3) intern doktor vardı. Cinsiyet ve çalışılan birimler arasında fark saptanmadı (p>0,05). Ancak eğitim almış grubun 12’sinin (%85,7) muayene ve girişimsel işlemler öncesi çocuğa yaşına uygun bir dille bilgi verip ikna etmeye çalıştığı, eğitim verilmeyen grupta ise sadece 2 (%14,3) öğrencinin bu davranışı gösterdiği saptanmış ve çocuk hakları ile ilgili eğitim almak ile çocuklarla uygun bir şekilde iletişim kurmak arasında pozitif ilişki saptanmıştır (p=0,04).
İntern doktorların 16’sı (%66,7) çocuğun hastalığı ya da durumu hakkında aile ve çocuğa onların anlayacağı bir şekilde bilgi verirken ve bunun için zaman ayırırken, 6’sının (%25) hiç zaman ayırmadığı, 2’sinin ise (%8,3) bazen zaman ayırdığı görüldü. Cinsiyet, çalışılan birimler ve eğitim almış ve almamış gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05).
Gözlemciler; intern doktorların 14’ünün (%58,3) muayene ve girişimsel işlem öncesi çocukların mahremiyetlerine özen gösterdiklerini, 6’sının (%25) bazen, 4’ünün (%16,7) ise hiçbir zaman bu konuya özen göstermediğini saptadı. Cinsiyet ile çocukların mahremiyetine özen gösterme arasında anlamlı ilişki bulunmadı (p>0,05). Fakat eğitim almış grupta 11 (%78,6), eğitim verilmeyen grupta ise 3 (%21,4) öğrencinin çocukların mahremiyetlerine saygı gösterdiği gözlemlendi ve Çocuk Hakları ile ilgili eğitim almak ile çocukların mahremiyetine özen gösterme arasında pozitif ilişki saptandı (p=0,01).
Muayene ve girişimsel uygulamalar öncesi, uygulanacak işlemlerle ilgili çocuğun ailesine bilgi vermeye zaman ayırdığı gözlenen intern sayısı 17 iken (%70,8), bazen zaman ayıran 3 (%12,5), hiç zaman ayırmayan 4 (%16,7) intern doktor saptandı. Cinsiyet, çalışılan birimler ve eğitim almış ve almamış gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05).
Muayene, girişimsel işlemler ve tedavi uygulamaları sırasında çocukların bekleme ve hastanede kalış sürelerinin kısaltılmaya çalışılmasına dikkat eden intern doktor sayısı 20 (%83,3) olup cinsiyet, çalışılan birimler ve eğitim almış ve almamış gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05).
Muayene, girişim ve tedavi uygulamalarına direnen çocuklar uyumsuz, bu işlemler sırasında aşırı ağlayarak tepki veren çocuklar huzursuz olarak kabul edilirken, uygulamalar sırasında zorluk çıkarmayan ve verilen komutlara uyan çocuklar uyumlu olarak tanımlandı. Gözlem sırasında; muayene ve girişim yapılan veya tedavi uygulanan çocukların 11’i (%45,8) huzursuz, 10’u (%41,6) uyumlu ve 3’ü (%12,5) uyumsuz olarak değerlendirildi (şekil 4.4.5). Çalışılan birimler, eğitim almış veya almamış gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).
Şekil 4.4.5. İntern doktorların çocuk hakları açısından eğitim alma durumlarına göre muayene, girişimsel uygulama yapılan veya tedavi uygulanan çocukların tutumlarının karşılaştırılması
Ailelerin tutumu değerlendirildiğinde ise; 15 ailenin (%62,5) anlayışlı ve sakin, 7 ailenin (%29,2) aceleci ve 2 ailenin (%8,3) ise sinirli, tepkili olduğu gözlenmiş ve intern doktorun cinsiyeti, çalıştığı birim ve çocuk hakları ile ilgili eğitim alma durumu açısından gruplar arasında istatistiksel bir fark saptanmamıştır (p>0,05) (şekil:4.4.6).
Verilen hizmetten ailelerin %45,8’inin memnun, %16,7’sinin memnuniyetsiz ve %37,5’inin ise kısmen memnun tavırlar sergilediği, poliklinik hizmeti alan ailelerden %66’sının memnun gözüktüğü ve bu oranın diğer birimlerdeki ailelere göre anlamlı olarak daha fazla olduğu saptanmıştır (p=0,019). Cinsiyet, eğitim almış olmak ile ailelerin memnuniyeti arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05) (şekil:4.4.7).