Bankacılık Mevzuatı Kapsamında Banka ve Müşteri Sırrı
Bankacılar Dergisi, Sayı 63, 2007
Bankacılık Mevzuatı Kapsamında Banka ve Müşteri Sırrı
Xxxx XXXXX*
1. Giriş
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sırların Saklanması” konulu 73. maddesinde dü- zenlenmiştir. Madde metni aynen;
MADDE 73 - Kurul başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon Kurulu başkan ve üye- leri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamazlar. Kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Bu Kanun hükümleri uyarınca Kurumun, yurtdışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgeler birinci fıkradaki sır kapsamında değildir. Kurul düzenleyeceği mutabakat zabıtları veya zabıtlar dışında elde edeceği sırların korunmasını sağlamakla görevlidir. Kurumun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, kuruluş ve faaliyet izni verilmesinde, faaliyetlerin denetiminde, düzenlemele- re uyulup uyulmadığının izlenmesinde ve Kurul kararlarına karşı açılacak idarî davaların görülmesinde kullanılabilir. Kurumun bu fıkra kapsamında elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler hiçbir kişi, kurum ve kuruluşa verilemez. Mahkeme kararına bağlanmış sır kapsamına giren bilgilerin verilmesinden Kurum sorumlu tutulamaz.
Bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bankaların destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da bu hüküm uygulanır. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların destek hizmeti kuruluşları ile aralarında ak- dedecekleri yazılı sözleşmeler çerçevesinde bu kuruluşların müşterilerinin risk durumlarının izlenmesi, değerlendirilmesi, kontrolü ve müşteri hizmetlerinin yerine getirilmesi nedeniyle yapılacak bilgi ve belge alışverişi ile hizmet temini ve ayrıca kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların kendi aralarında doğrudan doğruya veya en az beş banka tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla yapacakları her türlü bilgi ve belge alışverişi bu hükmün dışındadır.
şeklindedir.
Sırların korunmasının temeli Anayasamızın “herkes, yaşama, maddi ve manevi varlı- ğını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” (m.17/1), “herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” (m. 20/I) hükümlerine dayanmaktadır1.
Banka ve müşteri sırlarının korunması önceki banka hukukuna ilişkin temel kanunlar- da da yer almıştır. Ülkemizde 1933 yılında yürürlüğe giren ve üç yıl yürürlükte kalan ilk
Hazırlayanlar: Xxxx Xxxxx, T. Garanti Bankası A.Ş. Hukuk Başmüşaviri - Xxxxx Xxxx T. Garanti Bankası A.Ş Hukuk Müşaviri - Xxxxxx Xxxxxxxx, T. Garanti Bankası A.Ş. Danışman Avukat.
bankalar kanunu olarak nitelendirilebilecek 2243 sayılı Mevduatı Koruma Kanunu’nun 19. maddesinde “bankalar murakıplarının hiç bir suretle bankalardan mevduat sahiplerinin isimlerini havi cetvel isteyemeyecekleri” ve aynı Kanun’un 22. maddesinde de “bilumum banka memurlarından mensup oldukları müesseseye ait sırları ifşa edenler veya müessese- ye müteallik malumatı kendi lehlerine kullananları üç aya kadar hapis veya bin liraya kadar ağır para cezası ile veya bu cezaların her ikisiyle cezalandırılır” hükümleri yer almaktaydı. Benzer hükümler 1936 yılında yürürlüğe giren 2999 sayılı Bankalar Kanunu’nun 40. ve 55. maddelerinde de yer aldı. Ancak müşteri sırrı ifadesi ilk olarak 1958 tarihinde yürürlüğe giren 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 74. maddesinde kullanılmıştır. 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 74. maddesinde “sıfat ve vazifeleri dolayısıyla vakıf oldukları, bankaya veya bankanın müşterilerine ait sırları salahiyetli mercilerden gayrısine ifşa eden banka mensupla- rı ile sair vazifeliler, bir aydan bir seneye kadar hapis cezası ve beş yüz liradan iki bin liraya kadar ağır para cezası” ile cezalandırılacakları belirtilmiştir.
3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 83. maddesinde “bankaların mensupları ve diğer görevlieri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara ve müşterilerine ait sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamaz” hükmüne yer vermiştir. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nda ise banka ve müşteri sırrının saklanması yükümlülüğüne ilişkin hükümler bu Kanunun 22. maddesinde düzenlenmiştir.
2. Müşteri, Müşteri Sırrı, Banka Sırrı Nedir?
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda müşteri sırrı kavramına yer verilmekle birlikte hangi bilgilerin müşteri sırrı olduğu konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Müşteri sırrı kavramını irdelerken öncelikle müşteri kimdir ve müşteri sırı nedir sorularının yanıtlan- ması gerekmektedir.
Müşteri ve müşteri sırrı :
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Müşteri Hakları” başlıklı 76. maddesinde bankalar “müşterilerine verdikleri hizmetlerden kaynaklanan her türlü sorulara cevap verecek bir sistem kurmakla” yükümlü kılınmışlardır. Bankacılık Kanunu’nda müşteri kavramı tanımlan- mamış olsa da yukarıda bahsi geçen 76. madde hükmünden bankaların hizmet verdikleri tüm gerçek ve tüzel kişiliklerin bankanın müşterisi olarak kabul edileceği anlaşılmaktadır. Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX da müşteri sırrının en geniş anlamı ile değerlendirilmesi gerektiğini belirterek bankanın müşteri ile olan ilişkisinde ve bankacılık işlemleri çerçevesinde müşteriyle yaptığı işlemlerden müşteri sırrının doğduğunu, bankada mevduat hesabı bulunan veya banka ile kredi ilişkisi içinde olan kişilerin, bankada kiralık kasası olanların, bankadan menkul kıymetler satın alanların, satanların, teminata verenlerin, şubelere tahsile veya teminata senet verenlerin banka müşterisi olduklarını belirtmektedir.2 Bankaya havale talimatı veren kişi ile banka arasında da müşteri ilişkisi ve müşteri sırrı vardır.3 Bu kapsamda değerlendiril- diğinde, bankada herhangi hesap veya müşteri numarası bulunmasa da dahi anlık işlemler için bir banka şubesinden içeri girip işlemi yapan kişi banka açısından müşteri sıfatını taşıyacaktır. Örneğin herhangi bir fatura ödemesi için ödemeyi kabul eden herhangi bir banka şubesine girip işlemini vezneden yapan kişi o banka açısından müşteri kimliğini kazanacaktır.
Dr. Xxxxx XXXXX, müşteri sırrını tanımlarken Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesinde sayılan bankacılık faaliyetleri kapsamında sunulan her türlü hizmet nedeniyle bankanın öğrendiği müşterilerine ait bilgiler ile müşteriye verilen hizmete ilişkin bilgileri müşteri sırrı kapsamında kabul ederek müşterinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesinde sayılan hizmetlerden yararlanan kişiler olduğunu kabul etmektedir.4 Görüleceği gibi müşteri, bankanın verdiği tüm hizmetlerin muhatabı olan kişidir.
Tasarruf mevduatı sahibi gerçek kişilerden gerçek kişi tacir ve ortaklıklara, kamu tüzel kişilerine, konsolosluklara, uluslararası kuruluşlara, dernek, vakıf ve odalara kadar birçok kişi banka müşterisi olarak sayılabilecektir. Bankalara hizmet gördüren, kredi alan, değerli eşyalarının muhafazasını sağlayan müşteriler bankadaki mevduatları, kullanmış oldukları krediler, yapmış oldukları ödemelere ilişkin bilgilerin haklı olarak paylaşılmasını ve açıklan- masını istemezler. Özellikle ticari işletme ve kuruluşlar rekabet gücünü etkileyebileceği gerekçesiyle finansal ve yönetsel hiçbir bilgisinin üçüncü kişilerce bilinmesini istemeyecektir. Müşteri ile banka arasındaki ilişki ve faaliyetler çerçevesinde öğrenilecek bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşılma olasılığının banka ile müşteri arasındaki güven ilişkisini zedeleyebilecek olmasının yanı sıra müşteri ile banka arasında her defasında sırların saklanması yönünde yazılı bir mutabakat tesis edilmesinin uygulamadaki zorlukları, müşteri sırrının kanun ile korunmasını kaçınılmaz kılmıştır. 5
Böylelikle, kanun koyucu, bankayı ve müşterisini haksız açıklamalara karşı korumak suretiyle menfaatlerinin zarar görmesini önlemek ve böylelikle kamu düzeninin ihlalinin önüne geçmek istemektedir. Genel hatlarıyla ifade edilmek istenirse, müşteri sırrı, bankanın müşteri ile olan ilişkisinden ve bankacılık işlemleri çerçevesinde müşteriyle yaptığı işlemler nedeniyle ortaya çıkan bilgiler olarak tanımlanabilecektir. Bu kapsamda, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4.maddesinde sayılan bankacılık faaliyetleri kapsamında sunulan her türlü hizmet nedeniyle bankanın öğrendiği müşterilerine ait bilgiler ile müşteriye verilen hizmete ilişkin bilgiler müşteri sırrı olarak kabul edilecektir. Bu çerçevede bankaca sunulan hizmetin taraflarını teşkil eden kişilerin hepsi hakkındaki bilgiler müşteri sırrı kapsamındadır. Örneğin havale işleminde hem havale göndericisine hem havale alıcısına (ve havale işlemine) ilişkin bilgiler müşteri sırrıdır. Aynı şekilde senedi tahsile veren, senedi ödeyen ve hatta senede aval veren veya senedi ciro eden kişilere (ve tahsile verilen senede ilişkin) bilgiler müşteri sırrıdır.
Müşteri sırrı kavramında diğer üzerinde durulması gereken konu ise sırrın ne olduğu- dur. Hukukumuzda sır kavramına yer veren başlıca düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin 57/7. maddesinde yer almaktadır. Bu madde hükmünde “hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir şekilde elde ettiği veya öğrendiği imalat veya ticaret sırlarından haksız yere faydalanmak veya onları başkalarına yaymak” haksız rekabet yaratan iyiniyet kuralları- na aykırı davranışlar olarak tanımlanmıştır. Hem 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesinde hem de Türk Ticaret Kanunu’nun 57/7 maddesinde üzerinde durulması gereken ana unsur sır kavramıdır. Sır, kişinin gizli bilgi ve belgelerini ifade etmektedir. Gizlilik ise kişinin kamuya malolmamış bilgilerini ve belgelerinin üçünçü kişilere ifşa edilmemesi zorunluluğunu içermektedir. Sır alenen bilinmemesinde bir kimsenin gereklilik ve çıkarı bulunan bu nedenle açıklanmasını istemediği sınırlı sayıda kimsenin ulaşabildiği her türlü bilgidir. Sır kavramının subjektif unsuru, saklanması konusunda sahibinin iradesinin bulun- ması, objektif unsur ise bu bilgilerin daha önce başkaları tarafından bilinmiyor belirli sayıda kişi tarafından biliniyor olmasıdır.6
Yukarıda açıklanan nedenler ile banka müşterilerinin kamuya açık bilgi ve belgelerinin müşteri sırrı kapsamına girmeyecektir. Örneğin, Türk Ticaret Kanunu’nun 37. maddesi uyarınca ticaret siciline tescil edilen hususlar aleniyet kazanması nedeniyle ticaret siciline tescil edilen bilgilerin aleni olmaları nedeniyle bir ticari işletmenin ticaret siciline tescil edilmiş adres, ortaklık yapısı, bu işletmeyi temsil ve ilzama yetkili kişiler gibi bilgiler müşteri sırrı kapsamına girmeyecektir. Aynı şekilde hisse senetleri halka arz olmuş bir anonim şirketin Sermaye Piyasası Kurulu’nun Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Tebliği (Seri VIII, No.39) hükümleri uyarınca kamuya açıkladıkları bilanço, birleşme, mal devri gibi vesair hususlarda müşteri sırrı kapsamına girmeyecektir. Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX’xx kamuya açık hale gelen müşteri sırrının, sır niteliğini kaybedeceğini belirtmektedir7. Ancak, ister ticari işletme olsun ister halka açık bir anonim şirket olsun gerçek ve tüzel kişilerin banka müşterisi oldukları bilgisi bizzat müşteri sırrı oluşturacaktır.
Öte yandan Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık Etik İlkeleri’nin 10. maddesi, her ne kadar müşteri sırrı başlığını taşısa da, bankaların “bilgi ve belge istemeye kanunen açıkça yetkili kişi ve merciler dışında müşterilere ilişkin her türlü bilgi ve belgeleri gizli tutmak ve özenle saklamak zorunda” oldukları hükmünü içermektedir. Bu düzenleme 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndaki “müşteri sırrı” niteliğinde bilgilerin saklanması yükümlülüğünden daha ağır olarak herhangi bir niteleme yapılmaksızın (saklanacak bilgilerin sır niteliğini taşıyıp taşımadığının ayrımını yapmaksızın, yani kamuya mal olma olgusunu değerlendir- meksizin) tüm müşteri bilgi ve belgelerinin saklanmasını öngörmektedir. Bu nedenle Bankacılık Etik İlkeleri8’nin 10. maddesinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesine uyumlu hale getirilmesi yerinde olacaktır.
Banka sırrı:
Bankanın üçüncü kişilere ait bilgiler dışındaki, kanunlara göre açıklanması ve yayım- lanması zorunlu olmayan, genel ve soyut özellikler taşımayan her türlü rakamları, tabloları, cetvelleri, programları, bütçeleri, projeleri, sözleşmeleri, kararları, yazışmaları gibi belge ve bilgilerdir.9 Bankacılık uygulaması da dikkate alındığında banka sırrı kavramına, bankanın mali ve iktisadi durumu; kredi, mevduat ve diğer bankacılık hizmetlerine ilişkin toplulaştırılmış ve sınıflandırılmış her tür bilgi ve belge; yönetim ve denetim kurulu ile denetim komitesinin ve iç sistemler kapsamındaki birimlerin her türlü faaliyeti hakkında bilgi ve belgeler; bankanın bütçesi; yönetim esasları ve bankanın politikaları ve bunlar kapsamında oluşturulan her türlü karar; bilgi işlem sistemlerinin çalışmasına ilişkin esaslar ve bilgisayar programları; bankanın ilgili denetim mercileri ile ilişkileri ve bu merciler tarafından banka hakkında alınan kararlar; mevcut ürünlerin geliştirilmesine veya yeni ürünlerin oluşturulmasına ilişkin strateji, bilgi ve belgeler dahildir.10
Bankacılık Kanunu bankalar yanında bunların iştirak, bağlı ortaklık ve birlikte kontrol edilen ortaklarına ait sırların da korunmasını öngörmüştür. Bunlara ait sır kapsamına ise bunların banka ile olan ilişkileri; mali, iktisadi, nakit ve kredi durumları; yönetim esasları, faaliyet stratejisi, hammade kaynakları, üretimlerin teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri, gelir ve gider durumları, pazar payları, müşteri potansiyeli gibi gizli kalması icap eden bilgi ve belgeler girecektir.11
3. Sır Saklama Yükümlülüğü ve Yükümlülüğün İhlalinden Doğan Suç
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen sırların, banka mensupları ve diğer görevliler tarafından sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrenilmiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla sır saklama yükümlülüğünün doğması için sırrın öğrenil- mesi ile kanun hükmü uyarınca sır saklama yükümlülüğü altında olanların görev ve sıfatları arasında bir bağlantı bulunması gerekmekte, bağlantının bulunması yeterli olup ilgili kişinin bunu nasıl öğrendiği önem arz etmemektedir12. Kişinin görevini suistimal etmesi suretiyle veya sıfat ve görevinin gerektirdiği çalışma esnasında tesadüfen öğrendiği sırlarda saklan- ması gereken müşteri sırrı kapsamındadır. Burada kanun ile esas olarak korunmak istenen müşteri veya banka sırrı niteliğindeki bilgi olduğundan, suç teşkil eden fiil, Kanun’un 73. maddesinde belirtilen sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranılması diğer bir deyişle, banka veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgenin yetkisiz kişiye açıklanmasıdır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesinde belirtilen sır saklama yüküm- lülüğüne aykırı hareketler aynı Kanun’un 159. maddesinde suç olarak tanımlanarak cezai yaptırıma tabi kılınmıştır. Buna göre Kanunun 73. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adli para cezası hükmolunur. Banka ve müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar uygulanır. İlgili kimseler sırları kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezalar altıda bir oranında artırılır.
Ayrıca, fiilin önemine göre sorumluların bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları, iki yıldan aşağı olmamak üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanır.
Ancak, bankacılık sırrı ile müşteri sırrının yetkisiz kişilere açıklanması yalnızca 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda değil, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 239. maddesi uyarınca da cezaya tabiidir. Müşteri sırrının açıklanması hem Bankacılık Kanunu hem de Türk Ceza Kanunu’nda cezalandırıldığından, bu durumda, Bankacılık Kanunu’nun 161. maddesi uygulanacak; Bankacılık Kanunu’na göre suç teşkil eden hareket ve fiiler başka kanunlara göre de cezayı gerektirdiği takdirde, failleri hakkında en ağır cezayı gerektiren kanun maddesi uygulanacaktır.13 Buna göre, daha ağır cezayı öngören TCK’nın 239. maddesi uygulama alanı bulacaktır. Zira hapis cezası her iki kanunda da aynı süre olarak gösterilmiş- ken (1 yıldan 3 yıla kadar) adli para cezası TCK’da beşbin güne kadar olarak belirtilmiş, Bankacılık Kanunu’nda ise adli para cezasının üst sınırı ikibin gün olarak gösterilmiştir. Bu suçun işlenmesi sonucunda zarar gören kişiler Borçlar Kanunu’nun 41. maddesi ve sonraki maddelerine dayanarak haksız fiil nedeniyle tazminat talep edebileceklerdir.14Banka görevlilerinin ve diğer ilgililerinin müşteriye ait sırları saklama yükümlülüğünü ihlal etmeleri halinde ortaya çıkan zarardan adam çalıştıran sıfatıyla (BK, m. 55 ve m. 100) bankalar da sorumludur.15Bankacılık ve Düzenleme Kurumu (BDDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) personelinin sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde de kamusal sorumluluk çerçevesine (Anayasa m. 129/5) yine bu kurumlar sorumlu olacak ancak kendi çalışanlarına şarları var ise rücu edebileceklerdir.16Aynı şekilde bankalar da müşteri sırrı saklama yükümlülüğünü ihlal eden çalışanlarına bu yüzden uğradıkları zarar için rücu edebilecekler- dir.
4. Sır Saklama Yükümlülüğünün Kapsamında Bulunan Kişiler
Bankacılık Kanunu uyarınca bankaların müşterilerine ait sırları saklamakla yükümlü olan kişiler aşağıdaki gibidir :
1. Kamu Görevlileri: (a) BDDK Başkan ve üyeleri, (b) BDDK personeli, (c) TMSF Kurul Başkan ve üyeleri, (d) TMSF personeli;
2. BDDK’ya dışarıdan destek veren kişi ve kuruluşlar;
3. Bankalar bakımından sır saklamakla yükümlü kişiler: (a) banka ortakları, (b) banka yönetim kurulu üyeleri, (c) banka mensupları, (d) banka ortakları, yönetim kurulu üyeleri ve mensupları adına hareker eden kişiler, (e) bankaların görevlileri.
4. Bankaların diğer görevlileri ;
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun gerekçesinde “4389 sayılı Kanun’un 22. maddesi- nin (9) numaralı fıkrasında yer alan “diğer görevliler” ibaresi doktrinde bankanın mensupları dışında görevlileri bulunmadığından, uygulama alanı bulunmayan ibare olarak nitelendiril- mekteydi. Yapılan değişiklik ile bu ifade metinden çıkarılmış buna karşılık mülga 3182 sayılı Kanunda yer alan ve Merkez Bankası yetkilileri, resmi görevleri sonucu banka ile ilişki kuran Devlet memurları, noter, icra memuru, müfettiş, yeminli denetçiler, bağımsız denetçi, hesap uzmanı, kanunen açıkça yetkili kılınıp da bankadan bu sırları öğrenen diğer mercileri içeren “görevliler” ibaresi aynen muhafaza edilmiştir” açıklaması yer almaktadır. “Görevliler” ifadesi ile kastedilen noterler, icra memurları, denetçiler, bankalara vergi, hukuk gibi konularda danışmanlık veren kişiler ise bunların banka görevlileri değil banka ile kamusal veya sözleşmesel ilişkisi bulunan üçünçü kişiler olmaları ve banka ile işçi-işveren ilişkisinde olmamaları nedeniyle gerekçede bahsedilen doktrindeki eleştirilerin süreceği düşünülmekte- dir.
5. Bankaların destek hizmeti aldıkları kuruluşlar ve bunların çalışanlarıdır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesi hükmünün ilk fıkrası sır saklama yü- kümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin kimler olduğunu düzenlemektedir. Buna göre, BDDK
başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, TMSF Kurulu başkan ve üyeleri ile TMSF personeli görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının yararına kullanamazlar. Böylelikle kanun değişikliği öncesinde 4389 sayılı Kanun’un 22/7. maddesinde sır saklama yükümlülüğü kapsamındaki kamu görevlilerini ifade eden “yasanın uygulanmasında ve uygulanmasının denetiminde görev alanlar” ibaresinin “Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri, BBDK personeli, TMSF ve Fon Kurulu üyeleri ve TMSF personeli şeklinde değiştirilerek daha açıklayıcı bir nitelik kazanmış olduğu görülmektedir.
Bahse konu fıkranın devamında kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuru- luşlar ile bunların çalışanlarının da bu hükme tabi olduğu, anılan kişilerin söz konusu yükümlülüklerinin görevden ayrıldıktan sonra da devam edeceği düzenlenmektedir. Böylelikle sır saklama yükümlülüğü kapsamında bulunan kişilerin kapsamı genişletilerek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna dışarıdan destek hizmeti veren kişi ve kuruluşlar da yasağa tabi hale getirilmişlerdir.
Söze konu maddenin 2. fıkrasında BDDK’nın yurtdışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgelerin birinci fıkradaki sır kapsamında bulunmadığı ifade edilmiştir. Kurul düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde veya zabıtlar dışında elde edeceği sırların korunmasını sağlamakla görevlidir. Kurumun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, kuruluş ve faaliyet izni verilmesinde, faaliyetlerin denetiminde, düzenlemelere uyulup uyulmadığının izlenmesinde ve BDDK Kurul kararlarına karşı açılacak idari davaların görülmesinde kullanılabilir. Kurumun bu fıkra kapsamında elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler hiçbir kişi, kurum ve kuruluşa verilemez. Mahkeme kararına bağlanmış sır kapsamına giren bilgilerin verilmesin- den BDDK sorumlu tutulamaz.
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, 5411 sayılı Kanunun 73. maddesinin 2. fık- rasında yapılan yeni düzenleme ile kurulun, yurtdışındaki muadili denetim mercileri ile akdedeceği ikili veya çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde sır saklama yükümlülüğü konusun- daki ülke mevzuatında yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın bilgi ve belge alışverişine imkan tanımakta olup, ayrıca mutabakat zabıtları veya zabıtlar dışında elde edeceği bilgilerin karşılıklılık ilkesi çerçevesinde üçüncü kişilerle paylaşılmamasını da hüküm altına almaktadır.
Banka mensuplarının banka ve müşteri sırrını saklama yükümlülüklerine ise Ka- nun’un 73. maddesinin 3. fıkrasında yer verilmiştir. Buna göre, bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bankaların destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da bu hüküm uygulanır. Bu yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Bankalar yanında bunların iştirak, bağlı ortaklık ve birlikte kontrol edilen ortaklarına ait sırların saklanmasına ilişkin yükümlülüğünün yalnızca Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesi- nin ilk fıkrasında düzenlenmiş olduğu maddenin devam eden fıkralarında bahse konu yükümlülükten söz edilmemiş olduğu görülmektedir. Bu durumda, yükümlülüğün yalnızca ilk fıkrada sayılan kamu görevlileri ile BDDK’ya dışarıdan destek hizmeti veren kişi ve kuruluşlar için yürürlükte olduğu, bunun dışında, banka ve müşteri sırrını saklamakla yükümlü olan banka ortakları, yönetim kurulu üyeleri, banka mensupları ile banka ortakları, yönetim kurulu üyeleri ve mensupları adına hareket eden kişiler ile bankaların görevlilerin bankaların iştirak, bağlı ortaklık ve birlikte kontrol edilen ortaklarına ait sırları öğrenmiş olmaları ve bunu açıklamalarının Bankacılık Kanunu bakımından suç teşkil edip etmeyeceği tartışılabilecektir.
Görüldüğü üzere 4389 sayılı Kanun ile sır saklama yükümlülüğüne tabi kişiler banka- ların mensupları ve diğer görevlileri (bu tanımın banka yönetim kurulu üyelerini kapsamak- taydı), BDDK üyeleri ve Kurum personeli, TMSF ve Kurum personeli şeklinde belirtilmişken, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile banka ortakları, yönetim kurulu üyeleri ifadesi açıkça kullanılmış ve ilk kez düzenlenen destek hizmeti kuruluşları ile bunların çalışanları da 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile sır saklama yükümlülüğüne tabi kılınmışlardır. Buna göre Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesinde bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları, onlar adına hareket eden kişiler ile görevlilerinin tabi olduğu banka ve müşteri sırrı saklama yükümlülüğü bankaların destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da uygulanacaktır.
BDDK’nın 1 Kasım 2006 tarihli Bankaların Destek Hizmeti Almalarına ve Bu Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesine İlişkin Yönetmelik hükümleri kapsamında bu hususa yer verilmiş olup, yönetmeliğin sözleşmenin unsurlarına ilişkin 9. maddesinde destek hizmeti kuruluşu tarafından sağlanan hizmet kapsamında öğrenilen banka ve müşteriye ait bilgilerin üçüncü kişilere açıklanmasının ve amacı dışında kullanılmasının sözleşmeye aykırılık ve ihlalinin de sözleşmenin haklı nedenle feshine imkan tanıyacak olduğuna dair bir hükme hizmet sözleşmesi içeriğinde yer verilmesi gerektiği düzenlenmektedir.
5411 sayılı Kanun’un 73. maddesinin son fıkrası ile ayrıca kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların kendi aralarında doğrudan doğruya veya en az beş banka tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla yapacakları bilgi alışverişi sır saklama yükümlülüğü kapsamın- dan çıkarılmıştır.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun müşteri sırlarını düzenleyen 22. maddesinin 8. fık- rasında ise “Bankaların mensupları ve diğer görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğren- dikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Kredilerin takip ve kontrolü için, ana faaliyet konuları
para ve sermaye piyasaları ile sigortacılık olan ve bu konularda faaliyet gösteren mali kurumlar ile BDDK tarafından uygun görülecek şirketler arasında müşterileri ile ilgili olarak doğrudan doğruya veya en az on kurum tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla yapılacak bilgi alışverişi bu hükmün dışındadır” hükmü yer almaktaydı. 5411 sayılı Kanun’un 73. maddesi ile kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların kendi aralarında doğrudan doğruya bilgi alışverişinde bulunarak müşteri sırlarını paylaşmalarına izin verilmiştir. Böylece iki banka müşterilerine ait sırları müşterilerinin onayını almaksızın birbirleri ile paylaşabileceklerdir. Kanun koyucunun banka ve finansal kuruluşların tümünün müşteri sırrı saklama yükümlülü- ğüne tabi olmaları nedeniyle finansal sistem içerisinde bilgi alışverişinin müşteri sırlarının haksız ifşası olarak görmediği düşünülmektedir.
Bankaların kendi aralarında bilgi alışverişine ilişkin yapılan ilk düzenleme 3182 sayılı Kanunun 512 sayılı KHK ile değişik 83. maddesinde kredi kuruluşları ile finansal kuruluşların kendi arasındaki bilgi ve belge alışverişi imkanı yalnızca kredilerin takip ve kontrolü için tanınmıştı. Aynı şekilde, 4389 sayılı Kanun bankaların ile ana faaliyet konuları para ve sermaye piyasaları ve sigortacılık olan mali kurumlar ile arasında veya en az on kurum tarafından kurulacak şirketler vasıtasıyla yapılacak bilgi alışverişinin sır saklama yükümlülü- ğünden istisna edilmesinin amacı kredi ve takip kontrolü idi. Bu düzenlemede ana amaç, kredi müşterilerinin birbirinden habersiz çok sayıda banka ve finansal şirketlerin kaynaklarını kullanma riskinin önüne geçmekti. Yapılan değişiklik ile kredilerin takip ve kontrolü amacı kaldırılarak finansal kuruluşlar arasında herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın bilgi ve belge serbestisi sağlanmıştır.
Kredi kuruluşları ile Türkiye’de kurulu mevduat ve katılım bankaları ve bu tür yabancı bankaların Türkiye’de kurulu şubeleri, finansal kuruluşlar ile Türkiye’de kurulu kredi kuruluşla- rı dışında kalan ve sigortacılık, bireysel emeklilik veya sermaye piyasaları faaliyetlerinde
bulunmak ve kanunda yer alan faaliyet konularından en az birini yürütmek üzere Türkiye’de kurulan kuruluşlar ile kalkınma ve yatırım bankaları, finansal holding şirketleri arasındaki her türlü bilgi alışverişi müşteri ve banka sırrı sayılmayacaktır.
Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar ile destek hizmet kuruluşları arasındaki müşte- ri bilgi ve belge alışverişi yazılı sözleşme yapılması kaydıyla mümkün olabilecektir. Kredi ve finansal kuruluşlar ile destek hizmetleri kuruluşları arasında akdedilecek sözleşmeler çerçevesinde müşterilerin risk durumlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve kontrolü, müşteri hizmetlerinin yerine getirilmesi nedeniyle yapılacak bilgi ve belge alışverişi ve hizmet temini sır saklama yükümlülüğü kapsamı dışındadır.
5. Müşteri veya Banka Sırrını Açıklama Yasağının İstisnaları
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 73/3 maddesinde sır saklama yükümlülüğü altın- daki bankaların ortaklarının, yönetim kurulu üyelerinin, mensuplarının, bunlar adına hareket eden kişilerin ve görevlilerin müşteri sırlarını kanunen açıkça yetkili kılınan mercilere açıklayabilecekleri belirtilmektedir.
Müşteri veya banka sırrını açıklama yasağının istisnalarını her ne kadar Kanun’da a- çıkça belirtilmemiş olsa da müşteri sırrı için müşteri muvafakatı banka sırrı içinse banka muvafakatı oluşturmaktadır. Müşterinin veya bankanın kendisine ait bilgilerin açıklanmasına izin vermesi durumunda sır kavramından söz edilemeyecektir. Bu durum maddeye aykırı bir eylem teşkil etmeyeceğinden bir yaptırım da söz konusu olmayacaktır.17
Müşterinin kendisi ile ilgili sırların somut olaylarla sınırlı olmak kaydıyla veya genel ni- telikte olmak üzere açıklanmasına muvafakat etmesi Bankacılık Kanunu madde 73/3’e aykırılık teşkil etmeyecektir.18
Aynı şekilde, banka müşterilerini değil ama tüzel kişilik olarak kendisini ilgilendiren konularda, kendisine ait sır niteliğindeki bilgilerin açıklanmasına muvafakat edebilir ve bu muvafakatı verme yetkisi anonim ortaklık statüsündeki bankayı sevk ve idare yetkisine sahip olan Yönetim Kuruluna aittir. Ancak Yönetim Kurulu bu yetkisini genel müdürlüğe devredebi- lecektir. Banka sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin açıklanmasının banka tüzel kişiliği için bir zarar teşkil edecek olması yahut bankanın itibarını zedeleyecek olması durumunda da TTK
m. 336 kapsamında, banka yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu söz konusu olabilecektir.19
Kanun uyarınca sır saklama yükümlülüğü bulunan banka mensupları ve diğer görevli- ler bu sırları ancak kanun ile yetkili kılınan mercilere açıklayabilecektir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun yanı sıra Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 15 Haziran 2006 tarih ve 1904 sayılı kararı ile yayımlanan “Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık Etik İlkeleri” arasında Müşteri Sırrı başlıklı maddesinde bankaların bilgi ve belge istemeye kanunen açıkça yetkili kişi ve merciler dışında müşterilere ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi gizli tutmak ve özenle saklamakla yükümlü olduğuna değinilmiştir. Burada esas olarak bilgi, sır niteliğini korumakta ancak açıklanması suç olmaktan çıkarılmaktadır.
Kanunen açıkça yetkili kılınan merci tanımına ilişkin yorum farklılıkları uygulamada bilgi talep etmeye yetkili makamların tespiti aşamasında güçlükler yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Şöyle ki; açıkça yetkili kılınmak ifadesi ile mutlaka “bankalardan bilgi isteme” şeklindeki ibarelerin kanunlarda yer alması gerekli görülmediği gibi, kanunların yanı sıra kanun kapsamı içeriğinde yer aldığı ileri sürülebilecek olan “kararname, tüzük ve yönetmelik- lerinde” yer alan hükümlere istinaden bankalardan müşteri ve banka sırrı niteliğinde bilgi talep edilip edilemeyeceği uygulamada en sık yaşanan sorunlar arasında yer almaktadır. Bu konuya ilişkin genel eğilim kanunda yer almayan, genel ifadeli yetki devirlerine dayanarak tüzük ve yönetmeliklerle düzenlenen bilgi taleplerinin Bankacılık Kanunu’ndaki hükme istisna
teşkil eder bir nitelik taşımadığı yönündedir. Bu durumda kanunda açıklıkla ifade edilmeksizin tüzük veya yönetmelik gibi alt düzenlemelere dayanılarak banka veya müşteri sırrı niteliğinde bilginin talep edildiği durumlarda banka veya müşteri sırrının açıklanması suç teşkil edecek- tir. Prof Dr. Xxxx XXXXXXXX da BDDK’nın Türkiye Bankalar Birliği’nin bir başvurusu üzerine “kanunen açıkça yetkili kılınan mercileri” dar yorumladığını, BDDK’nın yönetmelikte bulunan bir hükme dayanılarak bankalardan müşterileri hakkında bilgi istenemeyeceği görüşünde olduğunu, BDDK’nın bu görüşü doğrultusunda yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer düzenle- melere dayanılarak bankalardan bilgi istenemeyeceğini belirtmektedir.20
Bankacılık Kanunu’nun 73. maddesi “kanunen açıkça yetkili kılınanlar” haricinde kim- seye müşteri bilgisi verilemeyeceğini belirttiğinden, örneğin, Sermaye Piyasası Kanunu’nun
45. maddesi hükmü uyarınca Sermaye Piyasası Kurulu bankalardan müşterilerine ait bilgi ve belge talep edebilecektir ancak Menkul Kıymetler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin 62. maddesi uyarınca her ne kadar “borsa üyeleri, borsa faaliyetle- riyle ile ilgili konularda borsa yetkililerince istenecek her türlü bilgileri vermek zorunda” olsalarda, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kanunen yetkili olmadığından borsa üyesi bankalardan banka müşterilerine ait sırları iletmelerini isteyemeyecektir.
Birtakım mercilerin kanun ile belli konularda yetkili kılınmış olması durumunda da, ka- nun ile verilen yetkinin o kanun konusu ile sınırlı olduğu, bu itibarla da bankalardan bilgi talep etmeye yetkili olup olmadıklarının, ilgili kanun maddelerinin verdiği yetkinin içeriği ve kapsamı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği söylenebilecektir.
Uygulamada, bankalardan banka veya müşteri sırrı niteliğinde bilgi talep eden ma- kamın, kanunen açıkça yetkili kılınan merci olup olmadığı konusunda tereddüde düşüldüğü durumlarda, talep edilen bilginin banka veya müşteri sırrı niteliğinde bir bilgi olduğu bu itibarla Bankacılık Kanunu 73. maddesi kapsamında yalnızca kanunen açıkça yetkili kılınan makamlara açıklanabileceği bu itibarla, bilgi taleplerinin yasal dayanağını teşkil eden kanun maddesinin belirtilmesi durumunda talep edilen bilginin verilebileceği bilgi talep edenlere iletilmektedir.
Özel hukuk davası ceza hukuk davası ayrımına gidilmeksizin Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun kapsamında Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, Türkiye’deki tüm mahkemeler ile Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu tahtında Askeri Savcıların incelemekte oldukları davaları ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi talep etmeye yetkili oldukları konusunda şüphe yoktur. Bununla birlikte, Bankacılık Kanunu açısından yabancı bir mahkemenin yetkili merci kabul edilip edilmeyeceği konusun- da uygulama Adalet Bakanlığı görüşü çerçevesinde şekillenmiştir. Bu konu da Adalet Bakanlığı’nın, kanunla açıkça yetkili kılınan mercilerin Türk kanunlarına göre belirlenen merciler olduğu bu itibarla, yabancı bir mahkemenin Türk bankasından banka sırrı veya müşteri sırrı ile ilgili talebinin geri çevrilmesi gerektiği ancak ikili ya da çok taraflı sözleşmeler çerçevesinde istinabe yoluyla Türk adli makamlarına iletilmesi halinde cevaplandırılması gerektiği yönünde bir görüş benimsemiş olduğu görülmektedir.
6. Bankaların Kredi Alacaklarının Üçüncü Kişilere Satışı Halinde Müşteri Sırrı
İhlal Edilmekte midir?
Kredi alacağının satışı hukuki niteliği itibarıyla bankanın kredi borçlusundan olan ala- cağının bu alacakları devralmak isteyen üçüncü kişilere bankaca temlik edilmesidir. Temlik alacaklısı, bankanın temlik edilen alacak konusundaki tüm hak ve teminatlarına halef olacaktır. Bankanın alacağını temlik almak suretiyle devralmak isteyen alıcı adayları, kredi alacağının satışı, dolayısıyla alacağın temliki işleminden önce devralacağı alacağa ve bu alacağın borçlusuna ilişkin detaylı inceleme (due diligence) yapmak isteyeceklerdir.
Bankanın kredi alacağının üçüncü kişilere satışı nedeniyle banka müşterisinin (kredi borçlusunun) bilgi ve belgelerin Bankacılık Kanunu’ndan kaynaklanan müşteri sırrını açıklama yasağını ihlal edecek şekilde üçüncü kişilere verilmiş olup olmadığı tartışması ve bu sorunun yanıtı az önce bahsedilen detaylı inceleme (due diligence) çalışması sırasında kredi borçlusu ile ilgili olarak kredi alacağını satın (temlik) almak isteyen adaylarla bankaca paylaşılan bilgilerin mahiyetine bağlı olacaktır. Paylaşılacak bilgilerin mahiyeti, özellikle kredi borçlusunun kim olduğuna dair bilgilerin mahiyeti satışı sözkonusu olan kredi alacağına göre değişkenlik gösterecektir.
Örneğin bir bankanın kredi kartlarından kaynaklanan ve yasal takibe intikal etmiş ala- caklarını satmak istediği varsayıldığında, alıcı adaylarının satışa çıkaran bankada yapacakla- rı detaylı inceleme (due diligence) çalışmasından kredi kartı borçlularının kart bazında ortalama borç miktarları, ortalama gelir bilgileri, mensup oldukları meslek grupları gibi kategorik bilgiler kişi bazında kimlik bilgisi açıklanmaksızın blok halinde, adete borçluların isimleri zikredilmesin bir istatistiki veri olarak alıcı adayları ile paylaşılabilecektir. Zira kredi kartı alacaklarını satın almak isteyen alıcı adayları aynı anda binlerce kredi kartı borçlusunun diğer kredi türlerine göreceli olarak çok az miktarda kredi borcundan kaynaklanan alacağı devralmak istemekte, devralınacak alacakların borçlularının kişisel bazda kimlik ve özel bilgilerinden ziyade borçlu gruplarının genel ve soyut bilgileri ile yetinebilmektedirler. Bu açıdan bakıldığında kredi kartı alacaklarının ve hatta bireysel kredi alacaklarının satışı halinde alıcı adaylarına kredi borçlusunun kişi bazında özel bilgileri verilmediği sürece, söz konusu bilgilerin alıcı adayları ile paylaşılması ve özellikle bankanın açtığı satış ihalesini herhangi bir sebeple kazanamayan alıcı adayları nezdinde bu bilgilerin kalması durumunda müşteri sırrının ihlal edilmiş olması söz konusu olmayacaktır. Zira müşteri sırrının ihlal edilmiş olup olmadığı noktasındaki en büyük tartışma ihale sürecine katılıp da şu veya bu nedenle ihaleden çekilen veya kazanamayan alıcı adaylarının due diligence çalışması sırasında elde edeceği bilgilerden kaynaklanmaktadır. İhaleyi kazanan kişi açısından ise, o zaten bankanın haklarına halep olacağından ve icra dairesi nezdinde takip edilen bir alacağı icra dosyasının kendisine temliki suretiyle devralmış olacağından müşteri sırrının ihlal edilmiş olması sözkonusu olmayacaktır.
Ancak, kredi borçlusunun kimliğinin, banka ile olan ilişkilerinin ve özellikle tüzel kişi borçlular açısından bakıldığında kredi borçlusunun finansal yapısı ve yönetim ilkelerinin önem kazandığı ticari ve kurumsal kredi alacaklarının satışı konusunda, kredi kartı ve bireysel kredilerin satışına göre müşteri sırrının açıklanması yasağının ihlal edilmiş olması bakımından daha riskli bir durum ile karşı karşıya kalınma ihtimali sözkonusudur. Zira ticari ve kurumsal kredi alacaklarını devralmak isteyen alıcı adayları, bu kredi alacakları her ne kadar icra müdürlüğünde mevcut olan bir icra dosyası ile takip ediliyor olsa da kredi ilişkisinin niteliği ve tek bir dosya itibarıyla borç tutarının yüksek olması nedeniyle, borçlu hakkındaki her türlü detay ve kimlik bilgisini, tüzel kişiler açısından bu tüzel kişilerin ortaklarının da detay kimlik ve gelir bilgilerini, bilançolarını, yönetim politika ve prosedürlerini, kredi ilişkisinin başlangıcından buyana süregelen ödeme alışkanlıklarını bilmek ona göre kredi alacağına teklif vermek isteyeceklerdir. Yani alacağın mahiyeti alıcı adayının daha çok detaya girmek istemesine neden olabilecektir. Bu nedenle ticari ve kurumsal kredi alacaklarının bankaca satılması ihtimalinde kredi borçlusunun sözkonusu satış öncesinde muvafakatının alınması müşteri sırlarının ihlali suçlamasıyla karşılaşmamak açısından gerekebilecektir.
7. Uygulamada Bankalardan Bilgi İsteyen Bazı Merci ve Kişilerin Yetkilerinin Değerlendirilmesi
1. Başbakanlık Teftiş Kurulu: Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Ka- rarnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 20. maddesi uyarınca Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı Başbakan’ın veya yetkili kılması üzerine Müsteşarın emri veya onayı ile yapacağı teftiş ve denetlemeler kapsamında bankalardan bilgi ve belge talep
edebilecektir. Bu yetki kamu veya özel tüm bankaların denetlenmesini de kapsamaktadır. Denetleme yetkisi denetleme konusuyla ilgili bilgi ve belgeleri isteme yetkisini de içereceğin- den Başbakanlık Teftiş Kurulunun anılan Kanunun 20.maddesi kapsamında verilen görevle sınırlı olmak üzere bankaları denetlemesi, dolayısıyla bu denetleme kapsamında bankalar- dan bilgi ve belge istemesi mümkün bulunmaktadır.21Bununla birlikte Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX’xxx görüşü Teftiş Kurulu tanınan gerektiğinde özel kuruluşları da mali yönden denetleme yetkisinin özel bankaları da denetleyebileceğini göstermekteyse de, bu denetle- mede sadece “bankacılık sırrı” niteliğindeki bilgilerin talep edebileceği, bunun dışında müşteri sırrı niteliğindeki bilginin denetleme dışı kalacağı yönündedir.22
2. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu: Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK), kamu iktisadi teşebbüslerinin ve özel kanunlarında Yüksek Denetleme Kurulu’nun denetimine tabi olduğu belirtilen kurum ve kuruluşların denetimini kapsamaktadır. KHK 21. maddesi uyarınca denetim ve inceleme görevlileri kamu iktisadi teşebbüsü durumundaki bankalardan ve yapılan denetim ve incelemenin gerektirmesi durumunda diğer bankalardan bilgi ve belge istemeye yetkilidir.
3. İcra ve İflas Müdürlükleri: İcra İflas Kanunu 367. maddesi uyarınca, sadece borçlu- nun mevcudu hakkında bilgi isteme konusunda yetkili kılınmışlardır. Ancak, İcra Müdürlükle- rinin talep ettiği kimlik, adres vb. bilgileri vermeyen banka görevlileri hakkında Yargıtay tarafından da onanmış TCK madde 526’da düzenlenen yetkili mercilerin emirlerine itaatsizlik suçunun işlenmiş olduğuna dair ceza kararları bulunduğundan icra müdürlüklerinin talep ettiği bu tür bilgilerde uygulamada ilgili icra müdürlüklerine verilmektedir.
4. Avukatlar ve Barolar: Avukatlık Kanunu 2. maddesine göre; “Yargı organları, emni- yet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri, vakıflar, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür.” Ancak, Bankacılık Kanunu 73. madde uyarınca, “Bankaların mensupları ve diğer görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan merciilerden başkasına açıklayamazlar.” Bu hüküm bir özel kanun hükmü olduğundan, avukatlar da “kanunen açıkça yetkili kılınan merci” sayılamayaca- ğından, avukatın bilgi talep etme yetkisi sınırlandırılmıştır diyebiliriz. Ancak, burada Avukatlık Kanununun avukata yetki verdiği ve avukatın kanunen yetkili kılındığı da ileri sürülebilmekte- dir. Konu sadece avukatın bir merci olup olmadığı noktasında düğümlenmektedir. Konu tartışmaya açıktır. Uygulamada karşılıksız kalan çekler nedeniyle çek hamiline veya avukatına 3167 sayılı Kanun’un 3/III maddesi uyarınca yalnızca keşideciye ait adres bilgilerini verilmektedir. Ancak bu bilgilerin avukat tarafından talep edilebilmesi için, avukatla- rın;
▪ Keşidecinin adresi bilgilerini talep ettiğine dair dilekçe,
▪ Çekin önlü arkalı fotokopisi
▪ Vekaletname
▪ Baro kimlik kartının önlü arkalı fotokopisini ibraz etmesi gerektiği düşünülmektedir.
Müşterinin avukata verdiği genel vekaletname ile, avukatın bankadan müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri talep edip edemeyeceği avukatın banka sırrı ve müşteri sırrı niteliği taşıyan bilgilere erişiminin, ancak vekaletnamesinde bu yönde sır sahibinin rızasını açıkça ifade eden özel bir hükmün bulunması halinde mümkün olabileceği şeklindeki uygulama genel kabul görmüş olup ayrıca BDDK, 8/2/2002 tarihli yazısıyla avukatların bankadan bilgi talep etmesinin ancak müvekkillerinin bu konuda özel yetki içeren vekaletname vermiş olmaları halinde mümkün olduğunu bildirmiştir.
5. Yabancı makamlardan gelen bilgi talepleri: Banka olarak doğrudan yabancı ülke- lerdeki resmi makamlara bilgi ve belge verilmesi mümkün olmayıp, bu ülkelerin kendi Adalet Bakanlıkları aracılığı ile Türkiye Adalet Bakanlığı’na müracaat etmesi ve Türkiye Adalet Bakanlığı’nın Bankalara başvurması gerekmektedir. Bilgilerin doğrudan yabancı ülke resmi makamlarına gönderilmesi, Bankacılık Kanunu çerçevesinde Bankaları sorumlu kılacak ve hapis cezasına varan cezalar gündeme gelebilecektir.
6. Mali Müşavirler: Zaman zaman ihracatçı müşterinin hesabına gelen ihracat bedel- leri için döviz alım belgesinin düzenlendiğine dair teyit istenmektedir. Müşterinin açıkça rızası olmadan yetkisiz üçüncü kişilere bu bilgilerin ifşa edilmemesi gerekecektir.
7. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası: Uygulamada en çok sorun yaşanılan konular- dan birinin başında gelmektedir. Burada en önemli sıkıntı halka açık olan ve hisseleri İMKB’de işlem gören borsa üyesi bir kurumun kanunen yetkili merciler arasında sayılmadığı gerekçesiyle bilgi talep etme yetkisin bulunup bulunmadığının tam olarak tespit edilememe- sinden kaynaklanmaktadır. KHK 91 sayılı Menkul Kıymetler Borsaları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan İMKB’nin bankalardan bilgi talep edebileceğine ilişkin ibareye sözkonusu KHK içeriğinde değil, İMKB Yönetmeliğinin “Üyelerin Yükümlülükleri” başlıklı 9. maddesinde yer verilmiştir. “Kanunen açıkça yetkili kılınan makam” tanımı dar yorumlandığı takdirde, “bankalardan bilgi isteme” şeklindeki ibarelerin kanunlarda yer alması gerektiği kanun dışındaki yönetmelik, tüzük vb.. düzenlemelerle yetkilendirilenlerin kanun ile yetkilendirilmiş makam kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılacak ve İMKB’nin kanunen yetkili kılınan merciler arasında sayılmadığı iddia edilebilecektir. Ancak, bankanın üyesi bir kuruma talep etmiş olduğu bilgileri, yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle vermeyi reddedecek olmasının kurum ile banka arasındaki üyelik ilişkilerini zedelemesi ihtimali bulunmaktadır. Bankalardan bilgi ve belge istenmesi konusu İMKB mevzuatı açısından bir eksiklik ve dolayısıyla bir sorun teşkil etmektedir.
8. Maliye Bakanlığı İstanbul İşletme Bölge Müdürlüğü: Bu makamın müşteri sırrı teşkil eden bilgiyi isteme yetkisi kanunen bulunmamaktadır. Müşterinin yazılı muvafakat vermesi halinde istenen bilgi verilebilecektir.
9. Vergi Denetmenleri: Usulüne uygun olarak talep edildiği takdirde vergi denetimi ile ilgili hususlarda, bu şahısların bankalardan müşteri sırrı teşkil eden bilgileri isteme yetkileri mevcuttur. Vergi Usul Kanunu’nun 148. maddesine göre Maliye Bakanlığı veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, kamu idare ve müesseselerinden, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerden her türlü bilgiyi isteyebilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, Vergi Usul Kanununa göre hesap uzmanları, hesap uzman muavinleri, ilin en büyük mal memuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcı- ları veya vergi dairesi müdürleridir. Ancak bu yetkinin kapsamı Vergi Usul Kanununun amaç ve konusu ile sınırlı olmalıdır. Bu itibarla, VUK 148. maddesi kapsamında bankalardan bilgi talep edilmesi, hakkında bilgi talep edilen mükellefin ve konunun açıkça belirtilmesi gerek- mektedir. Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve 150. maddeleri çerçevesinde talep edilen bilgilerin verilmemesi Kanun’un 355. maddesinde özel usulsüzlük cezasına çarptırılması müeyyidesine bağlanmıştır.
10. Emniyet Müdürlükleri: Emniyet birimlerinin bankalardan müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri isteyebileceğine dair kanuni bir düzenleme bulunmadığından, Emniyet Müdürlüklerin- ce talep edilen bilgilerin verilmesi ancak Savcılıktan da bu yönde bir talep gelmesi veya Savcılıktan Emniyet Müdürlüğü yazısı üzerine havale alınması ile mümkün olabilecektir. Savcılıktan konuya ilişkin havale alınması kaydıyla, Emniyet Müdürlüğü’nce talep edilen bilgiler, polis memurunun kimlik fotokopisinin alınması ve cevabi yazı ekinde verilecek belgelerin fotokopileri üzerine elden teslim alındığına dair kayıt düşerek imzalanması kaydıyla teslim edilebilmektedir.23
11. İl ve İlçe Jandarma Komutanlığı: Müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri alma yetkileri yoktur. Jandarma Komutanlığından gönderilen müşteri ve banka sırrı niteliğindeki bilgi talebine ilişkin yazılarda savcılık havalesi almaları önerilmektedir.
12. Yeminli Mali Müşavir: VUK madde 256 müşteri sırrına ilişkin bilgilerin verilmesi konusunda yeterince açık olmadığından, yeminli mali müşavirlere bilgi verilmemekte, bu konuda müşterinin açıkça yazılı muvafakatı aranmaktadır. Alınacak muvafakatname, bilginin verileceği tarafın ünvanını, talep edilen bilgiyi ve bilgi vermeden dolayı Bankanın sorumluluğu doğmayacağını açıkça içermelidir.
13. Kanuni temsilci: Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca kanuni temsilci veya organ durumunda olanlar temsil ettikleri kişi ve kuruluşlara ait bilgi ve belge talep edebileceklerdir. Aynı şekilde mevduat sahibi tarafından yetkilendirilen temsilci veya vekilin de bankadan bilgi ve belge talep etme yetkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte banka uygulamasında vekil veya temsilcinin bilgi talep etmeye yetkili olduğu noter tarafından düzenlenmiş vekaletname veya yetki belgesi içeriğinde bilgi ve belge talep etme yetkisinden açıkça söz etmesi durumunda kabul edilebilecektir.
14. Kefil: Borçlar Kanununun 499. maddesi uyarınca kefil olanlar ile Kanun’un 111. maddesi uyarınca garanti verenler, garanti veya kefalet verdikleri borçlarla doğrudan ilgili konularda bilgi talep etmeye yetkilidir.
15. Mali Suçları Araştırma Kurulu: Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanununun 11. maddesindeki denetimler kapsamında başkanlığın istemi üzerine kurul emrinde görevlendirilecek olan ve bahse konu Kanun’un 2. maddesinde sayılan denetim elemanları maliye müfettişleri, hesap uzmanları, bankalar yeminli murakıpları, gelirler kontrolörleri, hazine kontrolörleri, SPK uzmanları kanunun görevlendirme konularına giren hususlarda bilgi ve belgeye istemeye yetkilidir.
16. Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi: Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 20.maddesine göre soruşturma ve kovuşturma yetkili kişi ve mercilerce istenen bilgiler eksiksizce verilmelidir. Bahse konu Kanunun 9. maddesinde Kamu Görevlileri Etik Kuru- lu’nun görev alanına giren kişiler için mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisi bulundu- ğuna değinmiştir. Bankalar Kurulca (Kamu Görevlileri Etik Kurulu) talep edilen bilgileri en geç 30 işgünü içerisinde kurula vermekle yükümlüdür.
17. Maliye Teftiş Kurulu: Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Maliye Müfettişleri ve yardımcılarının yalnızca kamu bankaları ve onların iştiraklerinden bilgi talep etme yetkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte, maliye müfettişleri ve maliye müfettiş muavinleri VUK madde 135/II uyarınca vergi inceleme yetkisine haizdir. Bu itibarla, maliye müfettişlerinin VUK hükümleri uyarınca bankalardan bilgi talep etmeye yetkili oldukları kabul edilecektir.
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ek madde 1’de de maliye müfettiş- leri ve müfettiş muavinlerinin bilgi ve belge talep etme yetkisi düzenlenmektedir.
18. Cumhuriyet Savcısı: Xxxx Xxxxxxxxxx Kanunu 161 ve 163. maddeler ile Bilgi İs- teme başlıklı 332. madde hükümleri uyarınca cumhuriyet savcısı, sulh hakimi veya xxxxx- xxxxx tarafından talep edilen her türlü bilgin verilmesi zorunludur.
Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklıkla ilgili hükümleri nedeniyle de banka mensup- larının bilgi vermesi sözkonusu olabilecektir. Banka avukatları dışındaki banka mensuplarının tanıklıktan çekinme hakkı Kanun’un 43. vd maddesi uyarınca bulunmamaktadır. Bu nedenle,
bunların soruşturma veya dava konusu olayla ilgili bilgileri tanık sıfatıyla adli makamlara açıklamaları sırların saklanması yükümlülüğünün ihlali değildir.24
19. Sermaye Piyasası Kurulu: Sermaye Piyasası Kanunu 45. maddesinde, kendile- rinden bilgi istenen gerçek ve tüzel kişiler özel kanunlarda yazılı gizlilik ve sır saklama hükümlerini ileri sürerek bilgi vermekten imtina edemeyecekleri ifade edilmiştir. Dolayısıyla, ilgili yasal düzenleme çerçevesinde Bankalar SPK uzman ve yardımcıları tarafından sermaye piyasası faaliyet ve işlemleri ile sınırlı olması kaydıyla talep edilen bilgileri vermek, sorulan soruları, banka sırrı veya müşteri sırrı olsa da cevaplandırmak zorundadır.
20. Türkiye İstatistik Kurumu: Türkiye İstatistik Kanununun bilgilerin toplanması, dağı- tımı ve gizliliğine ilişkin 7.maddesinde, başkanlığın, Kurumun görev alanına giren konularla ilgili sayım ve araştırmalarda, istatistik üretimi için gerekli gördüğü her türlü ortamdaki veri ve bilgiyi, tüm istatistiki birimlerden, Başkanlıkça belirlenen şekil, süre ve standartlarda doğru- dan isteme yetkisine sahip olduğu belirtilerek, Başkanlığın gerektiğinde verilen veri veya bilgilerin doğruluğunu araştırmaya, kontrol etmeye, ilgililerden ek bilgi ve belge istemeye, araştırma ve kontroller sonucu düzenlenecek belgelerle gerçek veri ve bilgiyi belirlemeye yetkili olduğu ifade edilmiştir. Bilgi talep edilebilecek istatistiki birimler Kanun’un 2. maddesi
(h) fıkrasına göre istatistiki birimler yapılan sayım veya örnekleme çalışmalarına konu olan, hakkında veri toplanacak gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar olarak tanımlanmıştır. Ancak 7. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ilgililer kavramı ile istatistiki birimler dışında kalan kurum ve kuruluşların mı ifade edilmek istendiği yoksa ilgililer ile kastedilenin Kanun’da tanımlanan istatistiki birimler mi olduğu açık değildir. Dr. Xxxxx XXXXX’xxx görüşü Xxxxx’xx istatistiki kurumların bankaları da içerecek şekilde tanımlanmış olduğu yönündedir. Xxxxxx XXXXXXXX ise Bankacılık Kanunu Şerhi’nde banka ve müşteri sırrının açıklanmasını düzenleyen kanunlar arasında Türkiye İstatistik Kanununu ve açıklanabileceği merciler arasında Türkiye İstatistik Kurumunu da saymaktadır.
21. Adalet Müfettişleri: Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulunun görev ve yetkilerini belirlerken bilgi isteme yetkisini açıkça düzenlememiş, teftiş kurulu ve müfettişlerin görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerinin tüzükle belirlen- mesini öngörmüştür. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğünün 35. maddesine göre gerek gördükleri kimseleri yeminle dinlemeye, istinabe yoluna başvurmaya, zaruri hallerde arama yapmaya ve her türlü delil toplamaya yetkilidirler. Görüldüğü üzere tüzüğün ilgili maddesinde tüzel kişilerden bilgi istenebileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte Hakimler ve Savcılar Kanunu madde 101’e istinaden, Adalet müfettişlerince yapılacak inceleme, denetim ve soruşturmalarda bankalar talep edilen her türlü bilgi ve belgeyi vermek zorundadır.
22. Askeri Adalet Müfettişleri: Milli Savunma Bakanlığı tarafından görevlendirilen as- keri adalet müfettişleri Askeri Hakimler Kanununun 24/1. maddesine istinaden bankalardan her türlü bilgi talep etmeye yetkilidir.
23. Türk Telekom Mahalli Kontrolörleri: Bu şahıslara müşteri sırrı niteliğindeki bilgile- rin verilmesi hususunda özel bir düzenleme bulunmadığından, müşteri veya banka sırrı niteliğindeki bilgilerin verilmesi uygun olmayacaktır.
24. Merkezi Kayıt Kuruluşu: “Merkezi Kayıt Kuruluşunun Kuruluş, Faaliyet, Çalışma ve Denetim Esasları Hakkında Yönetmelik”in Gözetim ve Denetime ilişkin 22. maddesi uyarınca; kuruluşa gerekli gördüğü hallerde üyelerinde bilgi ve belge isteme yetkisi tanınmış- tır. Ancak burada da, İMKB’de olduğu gibi, yetkinin açıkça kanunla değil yönetmelik ile düzenlenmiş olması nedeniyle Bankalarca bilgi verilmesi mümkün olmamakta ve sıkıntı yaşanmaktadır.
25. Mal Müdürlüğü: Mal müdürlükleri tarafından talep edilen her türlü bilginin verilme- sine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktaysa da, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ek madde 20’de mal müdürünün ilçe Maliye teşkilatının amiri olup işlemlerin mevzuata uygun olarak yürütülmesini sağlamakla yetkili olduğu ifade edilmiştir. Bu çerçevede, mal müdürlüğünce faaliyetleri yerine getirmeleri sırasında ihtiyaç duydukları bilgilerin temin edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
26. Gümrük Muhafaza Müdürlükleri: 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu m:19/3 uyarınca kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla görevli olan Gümrük Müsteşar- lığı personelinin bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili bilgi ve belge talepleri, kamu veya özel, gerçek veya tüzel kişilerce, savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla eksiksiz olarak karşılanmak zorundadır.
27. Gümrük Müsteşarlığı Müfettişleri: Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 12/IV maddesi uyarınca bankalardan bilgi ve belge talep etmeye yetkilidir.
28. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişleri: Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 18. maddesi ile TTK madde 274 kapsamında bilgi ve belge talep etmeye yetkilidir. Şöyle ki; TTK madde 274 esas olarak anonim şirketlerin muameleleri- nin bir tüzük ile tayin olunacak şekilde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ticaret müfettişleri tarafından denetleneceğini düzenlemektedir. Bahsi geçen Ortaklıkların Denetimine Dair Tüzük25 TTK hükümlerine göre kurulmuş anonim ortaklıklarla bankaların TTK’ya ilişkin işlemlerinin Bakanlık müfettişlerince denetlenmesini de düzenlemektedir. Yetki esas olarak kanun ile tanınmış olduğundan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin birer anonim şirket olan bankalardan TTK’ya göre ve bu kanunla verilen görevin amacı ve kapsamı ile sınırlı olarak bilgi ve belge isteyebileceği kabul edilebilecektir.
29. Milli Savunma Bakanlığı Askerlik Şubesi Başkanlıkları: Müşteri sırrı teşkil eden bil- giyi isteme yetkileri yoktur. Müşteriden yazılı muvafakat alınması halinde talep edilen bilgiler verilecektir.
30. BDDK ve TMSF: Bankacılık Kanununun 95 ve 96. maddelerine istinaden Banka- cılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, 123. maddesine istinaden TMSF, Kanun kapsamın- daki görevleriyle ilgili olarak bankalardan her türlü bilgi ve belgeyi istemeye yetkilidir.
31. Türkiye Bankalar Birliği - Türkiye Katılım Bankaları Birliği: Kanunda açıkça bilgi ta- lep etmeye yetkili olduklarına dair bir ibare bulunmadığından, birlikler banka ve müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri yetkili makamlar aracılığıyla talep etmekte veya yetkili makamların bu yöndeki taleplerini bankalara iletmeye aracılık etmektedirler.
32. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu: Müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri istemeye yetkili olan kurum ve kuruluşların bu yetkililerin kanunla veya özel kanunla düzenlenmesi gereklidir. Teftiş Kurulu’nun görev ve yetkileri tüzükle belirlenmiş olduğundan, müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin verilmesi uygun olmayacaktır. Bu konuya ilişkin yetki belgesi yahut kanun maddesi ibraz edilmesi gerekmektedir.
33. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun: 32 sayılı Türk Parası Kıyme- tini Koruma Hakkında Kararda bankaların kambiyo denetimine yetkili elemanlar ile kambiyo müdürlüklerine talep edecekleri her türlü bilgi ve belgeyi vermeye yetkilidir. Kanun ek madde 1maliye müfettişleri ile maliye müfettişleri muavinleri, hesap uzman ve yardımcıları, Hazine kontrolörleri ve stajyer Hazine kontrolörleri ve kambiyo murakabe mercileri tarafından yapılan inceleme ve tahkikat kapsamında istenilen bilgilerin bankalarca verilmesi gerekmektedir.
34. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası: Merkez Bankası Kanunu’nun 43. maddesi uyarınca esas amacı fiyat istikrarı sağlamak olan Merkez Bankası, mevzuat kapsamındaki faaliyetlerini yerine getirmesi sırasında ihtiyaç duyduğu her türlü bilgiyi bankalardan ve özel finans kurumlarından talep etmeye yetkilidir. Merkez Bankası mensupları sır saklama bakımından Bankacılık Kanununa tabi değildir. Bu görevliler 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 35. maddesi hükmü ve 68. maddesindeki yaptırıma tabidir.
35. Sigorta Denetleme Uzman ve Uzman yardımcıları ile aktüer ve aktüer yardımcıla- rı: sigorta ve reasürans şirketleri ile bunları iştirakleri sigorta aracıları ve bankalar da dahil olmak üzere gerçek ve tüzel kişilerden Sigorta Murakabe Kanunu hükümleri ile ilgili görecek- leri bütün bilgileri istemeye, defter kayıt ve belgeleri incelemeye yetkilidir.
36. TBMM Araştırma Komisyonu: Meclis İç Tüzüğü’nün 105.maddesi kapsamında Meclis Araştırma Komisyonları ticari sır niteliğinde bilgi talep etmeye yetkili değildir.Müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri ise yalnızca özel kanun ile veya özel kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulmuş bankalardan talep edebilecektir. Bu bankalar dışındaki bankaların müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri Meclis Araştırma Komisyonuna açıklaması sırların saklan- ması yükümlülüğüne aykırılık teşkil edecektir.
37. Rekabet Kurulu: Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 14. maddesi ile 3. maddesi birlikte yorumlandığı takdirde, Rekabet Kurulu, kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirmesi sırasında gerekli gördüğü her türlü bilgiyi bankalardan talep etmeye yetkili olduğu kabul edilecektir.
38. Emekli Sandığı: 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatan- daşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gerektiğinde aylık bağlanacakların veya aylık ödenenlerin gelir, kazanç ve malları hakkında çeşitli soruşturma yaptırmaya, resmi ve özel idare müessese ve ortaklarından ve kişilerden bilgi istemeye yetki vermektedir.
39. Tahsil Daireleri: Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 6. ve 61.maddesi hükümleri çerçevesinde kamu alacağını tahsile yetkili (yerel) tahsil dairesi amme alacaklarının takibinde haczolunacak malların tespiti amacıyla malvarlığı araştırması yapmaya bu kapsamda bankalardan borçlunun nezdlerindeki hak, alacak ve mevduatı olup olmadığına ve varsa tutarlarına ilişkin bilgi talep etmeye yetkilidir.
40. Dernekler Kanunu: Kanunun 19. maddesine istinaden yapılan denetimler çerçe- vesinde ilgili dernek hakkında İçişleri Bakanlığı veya mülki idare amiri tarafından bankalardan bilgi ve belge talep edilebilecektir.
41. Kooperatifler Kanunu: Kanunun 86. maddesi uyarınca denetim kapsamında ilgili kooperatifler hakkında istenilen bilgi ve belgelerin bankalarca temin edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
42. Devlet Denetleme Kurulu : Devlet Denetleme Kurulu Kurulması Hakkında Kanu- nun 7. maddesi kapsamında kurul, Cumhurbaşkanının isteği üzerine yapacağı inceleme ve denetimlerde her türlü bilgi ve belgeyi talep etmeye yetkilidir.
43. Devlet Planlama Teşkilatı: Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hak- kında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bilgi Toplama başlıklı 23. maddesinde teşkilatın kendi görevi ile ilgili olarak talep etmiş olduğu bilgileri bankalar vermekle yükümlüdür.
44. Devlet Personel Başkanlığı: Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. maddesi uyarınca Devlet Personel Başkanlığı
tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri yalnzca K.H.K.’nın 2. maddesi kapsamındaki kamu bankaları vermekle yükümlüdür.
45. Hazine Kontrolörleri Kurulu: Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teş- kilat ve Görevleri Hakkında Kanunu 5/b maddesi uyarınca bankalar talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Hazine Müsteşarlığı bünyesinde Dış Ticaret Kontrolörlüğü Kurulu da bulunduğundan kanunla gösterilen görevleri kapsamında isteyecekleri bilgi ve belgeleri bankalardan talep etme yetkileri bulunduğu kabul edilecektir.
46. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı: İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 15/a maddesi kapsamında yürüttükleri denetim, inceleme ve soruşturma nedeniyle her türlü bilgi ve belge talep etmeye yetkilidir.
47. Vali ve Kaymakamlar: İl İdaresi Kanununun 10 ve 20.maddelerinde sayılan valinin görev ve yetkileri ile Kanun’un 31 ila 35. maddelerinde yer alan kaymakamın görev ve yetkilerinin kamu kurum ve kuruluşlarının idaresine ve kamu düzeni ile asayişin sağlanması- na yönelik olduğu görülmüştür. Bu durumda vali ve kaymakamların bankalardan yalnızca emniyet ve asayişin sağlanması ve iş hayatının düzenlenmesi bakımından bilgi ve belge talep edebileceklerini söyleyebiliriz.26
48. İş Müfettişleri: İş Kanunu 91. maddesi kapsamında yetkili kuruluşlar arasında sa- yılmaktadır.
8. Ticari Sır, Banka Sırrı Ve Müşteri Sırrı Hakkında Kanun Tasarısı
5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında öngörülmüş olan sır saklama faaliyetine ilişkin düzenlemenin yanı sıra 12.07.2005 tarihinde Başbakanlığa sevk edilmiş olup, ancak henüz yasalaşmamış 15 maddeden ibaret “Ticari Sırlar Kanunu Tasarısı”nda da konuya ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olduğu görülmektedir. Tasarının genel gerekçesi, sermaye ve mali piyasalarda faaliyet gösteren aracı kurumların şeffaflığının sağlanması, kayıt dışı ekonominin, haksız mal edinmenin ve karapara aklanmasının önlenmesi, çıkar amaçlı suç örgütleri ve mensuplarının takibine ilişkin tedbir alınmasıdır.
Türkiye Bankalar Birliği, bu kanun tasarısı ile ilgili olarak ilettiği yazılı görüşünde ban- ka ve müşteri sırlarının saklanması konusunda mevcut 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümleri varken ayrıca bir yasal düzenleme yapılmasının doğru olmadığını yetkili mercilere iletmiştir.
Tasarı, iktisadi, ticari sektörler ile mali üretim, tüketim ve hizmet alanlarında faaliyet gösteren ticari işletme ve şirketler, bankalar, sigorta şirketleri ve sermaye piyasası aracı kurumları ile bunlarla ticari ilişkide bulunan müşterilerin; ticari sır, banka sırrı ve müşteri sırrının açıklanması, verilmesi, kullanılması, korunması ve sınırlandırılmasına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.
Tasarının amaç ve kapsamına ilişkin ilk iki maddesini takip eden üç maddede ticari, banka ve müşteri sırrına ilişkin düzenlemelere gidilmiştir. 3. maddede tanımlanan ticari sır, bir ticari işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, rakiplerince bilinmemesi ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken işletme ve şirketin ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için büyük önemi bulunan; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, mali, iktisadi, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakla- rı, imalatının teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tabi veya tabi olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin bilgi, belge, elektronik ortamdaki kayıt ve verilerden
oluşur. Ticari sır, bu kanun tasarısı ve diğer kanunlarda öngörülen esas ve sınırlamalara tâbi olmak kaydıyla açıklanamaz, kullanılamaz ve verilemez.
Tasarının 4. maddesinde “Banka Sırrı”; “Bankanın yönetim ve denetim organlarının üyeleri, mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen mali, iktisadi, kredi ve nakit durumu ile ilgili bilgilerle, bankanın müşteri potansiyeli, kredi verme, mevduat toplama, yönetim esasları, diğer bankacılık hizmet ve faaliyetleri, risk pozisyonlarına ilişkin her türlü bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verileri” olarak tanımlanmıştır. Tasarının 5. maddesinde “Müşteri Sırrı” tanımına ayrıca yer verilmiş olduğu görülmektedir.
Buna göre; “Ticari işletme ve şirketlerin, bankaların, sigorta şirketlerinin, sermaye pi- yasasında ve mali piyasalarda faaliyet gösteren aracı kurumların, kendi faaliyet alanlarıyla ilgili olarak müşteri ilişkilerinde, müşterinin şahsi, iktisadi, mali, nakit ve kredi durumuna ilişkin doğrudan ve dolayısıyla edindikleri tüm bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve veriler” müşteri sırrı kapsamında değerlendirilecektir. Banka sırrı, bankanın yetkili organları ve görevlileri tarafından, söz konusu kanun tasarısında ve diğer kanunlarda öngörülen esas ve sınırlama- lara tabi olmak kaydıyla açıklanamaz, kullanılamaz ve verilemez.
Tasarı maddelerinin ele aldığı konular arasında, sırların açıklanmasına ilişkin ortak il- keler, sırların talep edilebileceği haller, sırların verilmesi yükümlülüğü, sır saklama yükümlü- lüğü, koruma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6. maddede açıklanması, kullanılması ve verilmesi kanuna aykırılık teşkil etmeyecek bilgi ve belgeler düzenlenmiş ve taraflar arasındaki sözleşmelerde ticari sır, banka sırrı ve müşteri sırlarının açıklanması, kullanılması ve verilmesine dair hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
▪ Kamuya mal olmuş herkes tarafından bilinen veya kanunlarda hükme bağlanmış açıklık ilkesi uyarınca resmi sicillerde veya bilançolar ile faaliyet raporlarında yer alan,
▪ İlgili sır sahibinin açıkça muvafakati bulunan,
▪ Kanuni yükümlülüğün ifası için gerekli olan,
bilgi ve belgelerin açıklanması, kullanılması ve verilmesi kanuna aykırılık teşkil etmemektedir.
Sırların verilmesini gerektiren durumlara ilişkin düzenlenen 7. maddede ise; sırların hangi durumlarda verilmesi gerektiği düzenlenmiş ve sırların gizliliğine ilişkin karşılıklılık esası öngören uluslararası andlaşma hükümlerinin saklı olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, karşılıklılık esasına dayanarak yapılan uluslararası andlaşmalarla koruma altına alınan yabancılara ait ticari sırlar verilmeyeceği gibi, bu şart kapsamına giren yabancı bankalar, sigorta şirketleri, aracı kurum ve diğer şirketler Türkiye Büyük Millet Meclisi, mahkemeler ve müfettişlerin istediği bilgileri “ticari, banka veya müşteri sırrı” olduğu gerekçesiyle vermeme hakkına sahip olacakları anlaşılmaktadır. Bunlara ek olarak, Türk kamu kurum ve kuruluşları, ticari işletme ve şirketler, bankalar, sigorta şirketleri ve aracı kurumları da yabancı kişi veya şirketlere ait bilgileri, karşılıklılık esasına dayandığı gerekçe- siyle vermeme hakkına sahip olacaktır. Türk şirketleri ve vatandaşlarına, karşılıklılık esasına dayanarak, aynı şartlarda koruma sağlamamış olan ülkelerin şirketleri ise, arada uluslararası antlaşma olsa bile sır korumasından faydalanamayacaktır. Sırların verilmesi gerektiği durumlar kanun tasarısında aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:
▪ Türkiye Büyük Millet Meclisinin gizli olarak yapılması gereken meclis araştırması ve meclis soruşturması oturumları ile meclis araştırması ve meclis soruşturması komisyon- ları toplantılarındaki müzakerelerde,
▪ Adli, idari ve askeri yargıda görülmekte olan hukuk, idari, vergi ve ceza davaları ile idari, mali ve cezai kovuşturma ve soruşturmalarda,
▪ Çıkar amaçlı suç örgütlerinin mal varlığının tespiti ile kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin inceleme, araştırma, soruşturma ve kovuşturmalarda,
▪ Devlet adına gözetim ve denetim görevini yapan denetim elemanları ile bağımsız kurum ve kurulların gözetim, denetim, araştırma ve inceleme faaliyetlerinde,
▪ Uluslararası adli yardım işlemlerinde,
▪ Diğer kanunlarda gösterilen hallerde.
8. maddede, sırların açıklanmasını talep etmeye yetkili resmi makam, kurum ve kurul- lar tek tek sayılarak bunların yazılı talepleri üzerine, özel kanunlarında bu konuda yetkilerinin mevcut olup olmadığına bakılmaksızın, yetkileri varsa bu yetkileri de saklı kalmak ve yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla istenen, sır kapsamında bulunan veya bulunmayan bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerinin açıklanması ve verilmesi zorunlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
• Cumhurbaşkanlığı,
• Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
• Başbakanlık ve bakanlıklar,
• Her derecedeki mahkemeler,
• Cumhuriyet savcılıkları,
• İcra ve iflâs daireleri,
• Resmî makam, kamu kurum, kuruluş ve kurulları, bunların görevlendirdikleri denetim elemanları ile kişi ve kuruluşlara.
yazılı talepleri üzerine, özel kanunlarında bu konuda yetkilerinin mevcut olup olmadığına bakılmaksızın, yetkileri varsa bu yetkileri de saklı kalmak ve yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla istenen, sır kapsamında bulunan veya bulunmayan bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlüdürler.
Bunlara ek olarak, sır sahipleri, özel hukuk ilişki ve işlemlerinde Türk Medenî Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile İcra ve İflâs Kanunu hükümleri uyarınca, açıkça yetkili kılınan kişi ve mercilere yazılı talepleri üzerine yalnızca yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla, gerçek ve tüzel kişilerin ticarî, banka ve müşteri sırlarıyla ilgili belge, bilgi ve elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlüdür. Bu maddeye istinaden oluşturulan 9. madde uyarınca, 8. madde hükmünde açıklanan sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen kamu görevlileri ve diğer kişiler, bu sırları kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamaz, veremez ve kendisi veya başkalarının yararlarına kullanamayacakları ifade edilmiştir. Bahse konu kişilerin bu yükümlülükleri görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam edecektir. Aynı şekilde 10. maddede de, 8’inci madde uyarınca, soruşturma, kovuşturma, yargılama sırasında, icra ve iflâs takiplerinde, bu Kanun tasarısında öngörülen sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen yargı mensupları, icra ve iflâs memurları, diğer görevliler, öğrendikleri sırları, kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamaz, veremez ve kendi veya başkalarının yararlarına kullanamaz. Bu yükümlülükler, görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam eder.
Hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılan kişi tarafından açıklanan sırlar ile yargı- lama sırasında taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin delil ve belge olarak açıklanan ve verilen ve icra ve iflâs takiplerinde elde edilen sırlarla ilgili belge, bilgi, elektronik ortam kayıt ve verilerin korunmasını sağlamak amacıyla, yargı mensupları, icra ve iflâs memurları ve diğer görevliler bu sırların gizliliği için her türlü tedbiri almakla yükümlüdürler.
Tasarının 4. bölümünde yer alan 11, 12 ve 13. maddeler ise sırları öğrenen kişi ve makam sahiplerinin bu sırları açıklaması durumunda bu fiilleri ayrıca suç teşkil edecek olsa dahi ayrıca uygulanacak hapis ve para cezalarına ilişkin hükümleri düzenlemektedir.
Dipnotlar:
1 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.792. Xxxxxx XXXXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.752.
2 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara, 2007, s.993. 3 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara, 2007, s.994. 4 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.792.
5 Xxxxxx XXXXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.752.
6 Xxxxxx XXXXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.752.
7 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx,Cilt II, Ankara, 2007, s.944.
8 BDDK’nın 15/06/2006 tarih ve 1904 sayılı kararı ile yayımlanan TBB Bankacılık Etik İlkeleri.
9 Xxxxxx XXXXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.760. 10 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.791. 11 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.791. 12 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.792.
13 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx,Cilt II, Ankara, 2007, s.988.
14 Xxxxxx XXXXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.753.
15 Doç. Dr. Xxxxx XXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.277.
16 Doç. Dr. Xxxxx XXXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxx, 0000, s.277.
17 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara, 2007, s.997 18 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara, 2007, s.997. 19 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara, 2007, s.1000.
20 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara, 2007, s.1003-1004.
21 Dr.Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.804.
22 Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX, Bankacılık Kanunu Şerhi, Cilt II, Ankara, 2007, s.1016. 23 BDDK’nın TBB’ne gönderdiği 24.11.2001 tarih ve 9982 sayılı yazısı da bu yöndedir. 24 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.806.
25 RG., 7.8.1972, 14269.
26 Dr. Xxxxx XXXXX, Bankacılık Kanunu Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000, s.811.
Kaynakça
Prof. Dr. Xxxx XXXXXXXX (2007), Bankacılık Kanunu Şerhi, Cilt II, Ankara. Doç. Dr. Xxxxx XXXXXX (2006), Bankacılık Xxxxxx Xxxxx, Ankara.
Dr. Xxxxx XXXXX (2007), Bankacılık Kanunu Şerhi, İstanbul. Xxxxxx XXXXXXXX (2006), Bankacılık Kanunu Şerhi, Ankara.