ANONİM VE LİMİTED ORTAKLIKLARDA YENİ PAY ALMA HAKKININ ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE KISITLANMASI SORUNU
ANONİM VE LİMİTED ORTAKLIKLARDA YENİ PAY ALMA HAKKININ ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE KISITLANMASI SORUNU
Ar. Gör. Xxxxxxx XXXXXX
ANONİM VE LİMİTED ORTAKLIKLARDA YENİ PAY ALMA HAKKININ ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE KISITLANMASI SORUNU*
Ar. Gör. Xxxxxxx XXXXXX**
ÖZET
Anonim ve limited ortaklıklarda her ortağın yeni pay alma (rüçhan) hakkı vardır (TTK m. 461 ve 591). Bu sayede ortaklar, ihraç edilen yeni payları sermaye paylarıyla orantılı olarak öncelikle alabilirler. Ancak belirli koşullar altında hakkın kısıtlanması (sınırlandırılması veya kaldırılması) olanaklıdır.
Kısıtlamanın üç farklı kaynağı olabilir: Kısıtlama kural olarak, genel kurulun ya da kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulunun, sermaye artırımına bağlı olarak aldığı bir kararla yapılabilir. Bundan başka hakkın kullanılmasının bizzat kanun tarafından yasaklandığı bazı hâller bulunmaktadır. Örneğin anonim ortaklığın kendi paylarını iktisap etmesi hâlinde bu paylardan xxxxx xxxxxx, yeni pay alma hakkı da dâhil olmak üzere, kullanılamaz (TTK m. 389). Kısıtlamanın üçüncü kaynağı ise şirket sözleşmesi olabilir. Anonim ortaklıklarda hakkın şirket sözleşmesiyle kısıtlanması kural olarak hukuka aykırıdır. Ancak istisnaen yeni pay alma hakkında imtiyazlı pay ya da yeni pay alma hakkı veren intifa senedi ihraç edilmesi durumunda, kısıtlama dolaylı olarak gerçekleşmektedir. Limited ortaklıklarda ise Kanun, şirket sözleşmesiyle kısıtlama yapılmasına lafzen izin vermektedir (TTK m. 591).
Çalışma yeni pay alma hakkının şirket sözleşmesiyle kısıtlanması konusuna özgülenmiştir. Makalede öncelikle anonim ortaklıklardaki yasağın gerekçesi açıklanmaktadır. Daha sonra limited ortaklıklardaki farklılığın yerindeliği incelenmektedir. Son olarak hakkın dolaylı olarak ve şirket sözleşmesiyle kısıtlanmasına yol açan istisnaî hâllerde uyulması gereken kurallar önerilmektedir.
Xxxxxxx Xxxxxxxxx: Yeni Pay Alma Hakkı, Rüçhan Hakkı, Kısıtlama, Şirket Sözleşmesi, Xxxx Sözleşme.
(*) Bu “araştırma makalesi” Dergi Editörlüğüne 16.5.2021 tarihinde gönderilmiş olup 28.6.2021 tarihinde yayımlanması kabul edilmiştir.
(**) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi (xxxxxxx@xxxxxx.xxx.xx, ORCID: 0000-0003-0198-1683).
Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi 2021, C. XXXVII, S. 2 s. 147-176
ABSTRACT
Whenever a joint stock company or a limited partnership increases their capital by issuing new shares, existing shareholders have priority to participate in new shares. This right is expressed in the Turkish Commercial Code (TCC) as the right of pre- emption (Art. 461, 591). According to the Code, it is possible to restrict or withdraw the right.
The sources of restriction are several: Firstly, and principally, the right may be restricted by decision of the authorized body. Secondly, the right may be prohibited by the law itself. For example, TCC 389. The last source of the restriction is articles of association. This type of restriction, as a rule, is void in joint stock companies. However, such restriction can occur indirectly, in case of issuing new privileged shares or beneficial interest certificates. On the other hand, in limited partnerships, TCC 591 allows restrictions by articles of association.
We have three objectives in this article. The first one is figuring out, why restricting by articles of association is prohibited. Secondly, we examine the incompatibility created by the Code for limited partnerships. The last aim is determining the rules to be obeyed in exceptional cases, which cause an indirectly restriction by articles of association.
Keywords: Pre-emptive Right, Right of Pre-emption, Restriction, Withdraw, Articles of Association.
I. KURAL: ANONİM ORTAKLIKLARDA YENİ PAY ALMA HAKKI ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE (ESAS SÖZLEŞMEYLE) KISITLANAMAZ
1. Düzenleme
TTK m. 461.2, c. 1’e göre “[g]enel kurulun, sermayenin artırımına iliş- kin kararı ile pay sahibinin rüçhan hakkı ancak haklı sebepler bulunduğu takdirde ve en az esas sermayenin yüzde altmışının olumlu oyu ile sınırlan- dırılabilir veya kaldırılabilir”. TTK’nın bu düzenlemesinde “sermaye artırım kararı” ile “yeni pay alma haklarının kısıtlanması tedbiri” arasındaki sıkı iliş- kiye işaret edilmektedir. Böylece Kanun, yeni pay alma hakkının kısıtlanması konusunun, genel kurulda ve sermaye artırımına karar verildiği aşamada gö- rüşülmesini esas almaktadır1.
(1) Gerçekten de yeni pay alma hakkı konusunda tasarrufta bulunabilmek için, niteliği
TTK’da olduğu gibi Alman ve İsviçre hukukundaki hükümlerde de sermaye artırım kararı ve kısıtlama arasındaki sıkı bağlantıya değinilmekte- dir. Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu (APOK; Aktiengesetz) §186.3’e göre, yeni pay alma hakları “sadece genel kurulun sermayenin artırılmasına iliş- kin kararının içinde” kısıtlanabilir. Buna göre yeni pay alma haklarının kı- sıtlanması yönündeki tedbir, aslında sermaye artırım kararından bağımsız ya da ondan sonra alınacak ayrı bir karar değildir, daha ziyade bizzat onunla birleşmiş bir karardır; kararın metninin nasıl kaleme alındığı da önem taşıma- maktadır2. Aynı şekilde İsviçre Borçlar Kanunu (İsvBK; Obligationenrecht)
m. 652b.2’deki düzenlemeye göre de “sermayenin artırılmasına ilişkin karar” pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını kısıtlayabilir. O hâlde kısıtlama ted- biri, kural olarak genel kurulun sermaye artırım konusundaki kararının içinde yer almalı, onun ayrılmaz bir parçası (koşulu) olmalıdır3. Bu bağlantı zaman yönünden de geçerlidir. Diğer bir deyişle kısıtlama tedbirinin, zaman olarak sermaye artırım kararıyla birlikte görüşülmesi gerekmektedir. Yoksa sermaye artırım kararı alındıktan sonra, örneğin başka bir toplantı yapılarak yeni pay alma haklarının kısıtlanması olanaklı değildir4. Kısıtlamanın sermaye artırım kararıyla birleştirilerek tek bir maddede oylamaya sunulması en uygun olan yöntemdir. Sonuç olarak kısıtlama, genel kurulun bağımsız bir kararı değildir. O sadece sermayenin artırılmasına ilişkin kararın içinde yer alan bir koşul/ tedbir niteliğindedir5.
gereği sermaye artırımına da karar verilmesi ve böylece “yeni payların” ihraç edilmesi zorunludur (Xxx, E. E.: Das Bezugsrecht der Aktionäre, Bern 1962, s. 3 vd., 51 vd.; Xxxxx, F.: Anonim Şirketler Hukuku, 2. Bası, İstanbul 1998, s. 350; Yıldız, Ş.: Anonim Ortaklıkta Yeni Pay Alma Hakkı, İstanbul 1996, s. 349).
(2) Bkz. Xxxxxxx, X.: Kölner Kommentar zum Aktiengesetz (Editörler: Ekkanga, J./
Xxxxxxxx, D.), Band 4/1: §179-191 AktG, 3. Auflage, Köln 2020, §186, Rn. 127.
(3) Yeni pay alma haklarının kısıtlanması yönündeki tedbirin, sermaye artırım kararının ayrılamaz bir unsuru olduğu yabancı öğretide kabul edilmekte; artırım kararı alınmadıkça ya da ondan ayrı olarak kısıtlama kararının alınamayacağı ifade edilmektedir. Bkz. Xxxxxx, X.: Bezugsrechte in der Aktiengesellschaft, Zürich 1984, s. 253; Liebert, U.: Der Bezugsrechtsausschluss bei Kapitalerhöhungen der Aktiengesellschaften, Baden-Baden 2003 s. 48-49; Xxxx, J. (Xxxxxx, U.): Aktiengesetz, 14. Auflage, München 2020, §186, Rn. 20; Xxxx, R.: Aktiengesetz Kommentar (Editörler: Xxxxxxx, K./Xxxxxx, M.), II Band, §§150-410 SpruchG, 3. Auflage, Köln 2015, §186, Rn. 22; Xxxxxxxxxxx, J.: Münchener Kommentar zum Aktiengesetz (Editörler: Xxxxxx, W./Xxxxxxxxx, M./Xxxxx, S.), 4. Auflage, München 2016, §186, Rn. 74.
(4) Yıldız, Yeni Pay Alma Hakkı, s. 313-314.
(5) Tekil, s. 350.
Yeni pay alma hakkının bunun dışında, esas sözleşmeyle de kısıtlanıp kısıtlanamayacağı ise tartışmalıdır. Hakkın esas sözleşmeyle kısıtlanmasından kastedilen, “(A) grubu pay sahipleri yeni pay alma haklarını kullanamazlar6”, “pay sahiplerinin yeni pay alma hakkı yoktur; bu hak sadece genel kurul tak- dir ederse her bir sermaye artırımında onlara tanınabilir7”, “yeni pay alma hakları devredilemez”, “pay sahipleri yeni pay alma haklarını ancak yüzde elli oranında kullanılabilir” gibi herhangi bir kısıtlama türünün (nitelik ya da nicelik yönünden yapılan kısıtlamaların), şirket sözleşmesine konulacak bir hükümle, sermaye artırım kararından önce, ileriye dönük ve genel şekilde ka- bul edilmesidir.
TTK m. 461’in gerekçesindeki açıklamalar ve öğretideki hâkim görüş, anonim şirketlerde yeni pay alma haklarının esas sözleşmeyle kısıtlanması- nın hukuka aykırı olduğu yönündedir. Gerçekten de kısıtlamanın hukuka uy- gunluğu somut olayın özelliklerinin dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır; somut olayın koşulları ise ancak sermaye artırımının yapılacağı zaman kesin- leşmektedir. Bu nedenle henüz artırımının gerçekleşmediği bir aşamada, esas sözleşmeyle, yeni pay alma haklarının ileriye dönük olarak ve genel şekilde kısıtlanması bize göre de hukuka aykırıdır. Ancak konuyla ilgili farklı görüş-
Bu örnekte, aslında ortaklıktaki C grubu paylar aleyhine esas sözleşmeyle yapılan bir kısıtlama söz konusudur. Çalışmanın devamında açıklanacağı üzere esas sözleşmede yapılan kısıtlamalar kural olarak hukuka aykırıdır. Somut olaydaki C grubu paylar da emredici hüküm olan TTK m. 461.1 uyarınca kanunî yeni pay alma hakkını haiz olmalıdır. Ancak devlete ait payların yeni pay alma hakkı vermemesi, pay sahipliğinden beklenen hakların “sulanması” yönünden bir sorun oluşturmayabilir. Zira Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı’nın devletle olan ilişkisinde, önemli olan devletin yönetim kuruluna aday gösterme imtiyazıdır. Bu imtiyaz ise yeni pay alma hakkı kullanılmasa dahi devam etmektedir. Bu nedenle somut olayda hakkın kısıtlanması için gerçekten de haklı bir sebep var olabilir. Ancak bunun için TTK m. 461.2’deki kurallara uyularak, her sermaye artırımında devlete ait payların yeni pay alma hakları kısıtlanmalıdır. Yoksa esas sözleşmedeki genel bir hükümle yetinilmemelidir.
(7) Bu örnek için bkz. Tekinalp, Ü. (Xxxxx, X./Xxxxxxx, X.): Ortaklıklar Hukuku II, 13. Bası, İstanbul 2017, N. 1360.
lere de rastlanmaktadır. Hemen aşağıda konu hakkında ileri sürülen görüşler ortaya konulmakta ve konu değerlendirilmektedir.
2. Öğretideki Görüşler
Öğreti, esas sözleşmeyle kısıtlama yapılıp yapılamayacağı sorusunu uzun süredir tartışmaktadır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla öğretide konuya üç farklı açıdan yaklaşılmaktadır. Birinci bakış açısı, Alman hukukunda APOK
§186’da, yeni pay alma haklarının esas sözleşmeyle kısıtlanmasını yasaklayan açık düzenlemeye dikkat çekmektedir. Oysa TTK’da hakkın esas sözleşmeyle kısıtlanmasını yasaklayan böyle bir kural getirilmemiştir. Buradan hareketle Türk hukukunda, Alman hukukunun aksine, hakkın esas sözleşmeyle kısıtlan- masının olanaklı olduğu savunulmaktadır8.
Türk hukukunda esas sözleşme ile kısıtlamanın mümkün olmadığını savunan karşı görüş ise, İsviçre Borçlar Kanunu m. 652’de yer alan [1991 yı- lındaki revizyondan önceki ilk hâlinde] ve yeni pay alma hakkının esas sözleş- meyle kısıtlanmasına açıkça izin veren düzenlemeye işaret etmektedir. Hük- xxx Xxxx hukukuna iktibası sırasında esas sözleşmeyle kısıtlamaya izin veren kısmı eTTK’ya alınmadığından, o dönemde Türk kanun koyucusunun esas sözleşmeyle kısıtlamayı kabul etmediği savunulmaktaydı9. Hemen belirtmek gerekir ki İsviçre hukukunda esas sözleşmeyle kısıtlama yapılmasına açıkça izin veren hüküm, 1991 yılındaki revizyonla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle yeni TTK kabul edildiği sırada, İsviçre hukukunda esas sözleşmeyle kısıtlama yapılabileceğine ilişkin düzenleme zaten bulunmuyordu. Gerçi İs- viçre’deki hükmün yeni hâli de (İsvBK m. 652b) -Alman hukukundakinin ak- sine- esas sözleşmeyle kısıtlama yapılmasını açıkça yasaklamamıştır. Ancak İsviçre hukukunda daha önce var olan açık iznin kaldırılması, bu konuda bir
(8) Xxxxx, Z.: Anonim Ortaklıklarda Rüçhan Hakkı, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu II (11-12 Xxxx 1985), Bildiriler-Tartışmalar, Ankara 1985, s. 330; Tekil,
s. 278-279. eTTK döneminde Yargıtay da esas sözleşme ile kısıtlama yapılabileceğini kabul ediyordu. Bkz. Y. 11. HD, 28.10.2014, E. 2003/13782, K. 2004/10454 (Lexpera, 11.01.2020).
(9) Göksoy, Y. C.: Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Yeni Pay Alma Hakkının Kaldırılması, Bilgi Toplumunda Hukuk, Xxxx Xxxxxxxx’e Armağan, İstanbul 2003, s. 389. Alman hukukunda olduğu gibi, eTTK’da da hakkın esas sözleşmeyle kısıtlanmasının mümkün olmadığı yönünde bkz. Akünal, T.: Anonim Ortaklıklarda Pay Sahiplerinin Yeni Pay Alma Hakkı, İstanbul Üniversitesi Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi 1969, C. 3, S. 5, s. 269.
yasak getirildiği şeklinde anlaşılmaya elverişlidir10. Nitekim değişikliğin ge- rekçesinde11, öncelikle yeni pay alma hakkının pay sahipleri yönünden önemi vurgulanmakta; ancak diğer yandan bazı durumlarda ortaklığın ihraç edeceği payları üçüncü kişilere tahsis etmesinin gerekebileceğine işaret edilmektedir. Devamında ise düzenlemenin yeni hâlinin, hakkın kısıtlanmasının sadece ge- nel kurul kararıyla yapılmasını öngördüğü böylece ortaklık ve pay sahipleri arasında makul bir denge sağladığı ifade edilmektedir. Yeni TTK m. 461’in gerekçesi de bu açıklamalara paraleldir12.
Üçüncü görüş ise, yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlaması sonucunu doğuran çeşitli düzenlemelere Xxxxx tarafından bizzat izin verildi- ğine dikkat çekmektedir13. Bu düzenlemeler, yeni pay alma hakkında imtiyaz tanınması (TTK m. 478) ve yeni pay alma hakkı bahşeden intifa senetleri ihraç edilmesidir (TTK m. 503)14. Esas sözleşmede hüküm bulunmasını gerektiren bu hâller, niteliği gereği yeni pay alma haklarının kısıtlanmasına da yol aç-
(10) İsviçre hukukunda kısıtlamanın esas sözleşmeyle yapılmasına açıkça izin veren mülga düzenleme zamanında dahi, uygulamada bu tür kısıtlamalara başvurulmadığı ifade edilmektedir (Böckli, P.: Xxxxxxxxx Aktienrecht, 4. Auflage, Zürich-Basel-Genf 2009, §2, Rn. 263). Bu nedenle yazar, İsviçre kanun koyucusunun çabasını “yel değirmeniyle savaşmak” olarak görmektedir. Ayrıca bkz. Xxxxxx, G./Isler, P. R.: Basler Kommentar (Editörler: Honsell, H./Xxxx, N. P./Xxxxxx, R.), Obligationenrecht II, Art. 530-964 OR, 5. Auflage, Basel 2016, m. 652b, N. 11. Ayrıca o dönemde de olması gereken hukuk açısından, yeni pay alma haklarının esas sözleşmeyle kısıtlaması olanağının kaldırılması gerektiği görüşü bulunmaktaydı (Xxxxxx, s. 214).
(11) Gerekçe İsvBK m. 652b, s. 864 [BBl 1983 II 745 (-997)]. Türk hukukunda bkz. Genel Gerekçe TTK N. 204.4, s. 796.
(12) TTK’nın genel gerekçesi ve madde gerekçeleri için bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324), TBMM, Dönem: 23, Yasama Yılı: 2, Sıra Sayı: 96, s. 7-570.
(13) Xxxxx, s. 330-331; Xxxxxxxxen, A.: Türk Ticaret Kanunu Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, 3. Bası, İstanbul 2016, s. 366.
(14) Bundan başka kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kuruluna “yeni pay alma hakkını kısıtlama yetkisi” de esas sözleşmeyle tanınabilmektedir (TTK m. 461.4; SPKn m. 18.5). Ancak bu yetkilendirme, yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlandığı anlamına gelmemekte; sadece kısıtlama konusunda karar vermeye yetkili organı değiştirmekte, yönetim kurulu kısıtlamaya karar verirken kanunî koşullara tâbi olmaya devam etmektedir (TTK
m. 461.2, c. 4). Bu nedenle yetkilendirme kararı yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanması olarak değerlendirilmemelidir. Karş. Adıgüzel, B.: Anonim Şirketlerde Rüçhan Hakkının Sınırlanması veya Kaldırılması, GÜHFD 2014, C. XVIII, S. 1, s. 32.
maktadır. Acaba Kanun’da açıkça gösterilen hükümler, söz konusu iki durum dışında, başka sebeplerle de yeni pay alma haklarının esas sözleşmeyle kısıt- lanabileceği konusunda bir dayanak oluşturabilir mi? Hâkim görüş bu soruyu olumsuz cevaplamaktadır. Buradaki iki durumun istisnaî nitelikte olduğu ve esas sözleşmeye konulacak genel bir hükümle yeni pay alma hakkının kısıt- lanmasına gerekçe olarak kabul edilemeyeceği haklı olarak belirtilmektedir15. Bu çıkarım benzer kuralların bulunduğu İsviçre öğretisinde de yapılmaktadır. Zira İsviçre hukukunda da esas sözleşmeyle kısıtlama yapılmasına izin veren eski düzenleme İsvBK m. 652.b’ye alınmamıştır. Buna rağmen İsvBK 656.2 ve 657.2 hükümlerinde yeni pay alma hakkında imtiyazlı pay çıkarma ve intifa senedi ihraç etme olanakları devam etmektedir. Aynı şekilde m. 628.3 uyarın- ca kuruluşta kuruculara ya da üçüncü kişilere yeni pay alma hakkında öncelik tanınabileceği ifade edilmektedir. İsviçre öğretisinde de bu hükümler yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanmasına yol açan “özel ve istisnaî” dü- zenlemeler olarak kabul edilmekte; ancak esas sözleşmede doğrudan ve genel bir kısıtlama hükmü konulmasının yasak olduğu ifade edilmektedir16.
3. Değerlendirme
Gerek eTTK m. 394’te gerekse TTK m. 461’de, esas sözleşmeyle kı- sıtlama yapılamayacağı konusunda açık bir yasak getirilmemiştir. Olması ge- reken hukuk açısından yasağın Kanun’da gösterilmesi uygun olur17. Bu yön- de bir hüküm bugün için Türk hukukunda bulunmamaktadır; ancak mevcut kurallar çerçevesinde de kanımızca aynı sonuca (esas sözleşmeyle kısıtlama yapılmasının yasak olduğu sonucuna) varılması zorunludur. Şöyle ki, öncelik- le yeni pay alma haklarının kısıtlanmasını düzenleyen TTK m. 461.2, sadece genel kurul veya yönetim kurulunun alacağı sermaye artırım kararıyla (onun
(15) Xxxxxx, s. 388-189; Xxxxxxxx, s. 31; Xxxxxx, R.: Anonim Şirketlerde Emredici Hükümler İlkesi, 2. Bası, Ankara 2015, s. 177; Tekinalp (Poroy/Xxxxxxx), N. 1378i; Xxxxxx, O.: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Rüçhan Hakkının Kısıtlanması, İstanbul 2017, s. 130, 132.
(16) Xxxxxx, §2, N. 264, 265; Xxxxxx, C.: Xxxxxxx Kommentar (Editör: Xxxxxxxxx, L.), Die Aktiengesellschaft, Allgemeine Bestimmungen, Art. 620-659b OR, 2. Auflage, Zurich 2016, m. 652b, Rn. 16.
(17) Türkmen, E.: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Yeni Pay Alma Hakkına Genel Bir Bakış, DEÜHFD 2017, C. 19, Prof. Dr. Xxxxx XXXXX’x Xxxxxxx Xxxx Sayısı, s. 2338.
ayrılmaz bir parçası olarak) kısıtlama yapılabileceğine işaret etmektedir. Buna rağmen esas sözleşmeyle de kısıtlama yapılabileceğini savunmak, TTK m. 461.2’de öngörülen ve kısıtlamanın şeklî ve maddî koşullarını özel olarak dü- zenleyen kuralların (ve bu kapsamda pay sahiplerinin korunmasının) bertaraf edilmesi anlamına gelir. Bu ise ilgili düzenlemenin anlamını kaybetmesine yol açmaktadır. Üstelik maddenin gerekçesi açıktır. Kanun koyucunun ira- desinin yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanmasını yasaklamak olduğu gerekçeden tereddüde yer vermeyecek şekilde anlaşılmaktadır. Ger- çekten de gerekçede, TTK’ya hâkim olan düşüncenin kısıtlama yoluna ancak istisnaen başvurulması olduğu vurgulanmakta; esas sözleşmeye konulacak genel bir kısıtlama hükmünün bu temel düşünceyle çelişeceği belirtilmekte- dir18. Bu nedenle gerekçede, haklı olarak, genel kurulun veya yönetim kuru- lunun sadece somut olayın özelliklerine göre karar vermesi koşulu aranmakta; ileride haklı sebeplerin var olup olmayacağı yahut yeni pay alma hakkının ne yönde kullanılacağı önceden bilinemeyeceğinden daha başlangıçta hakka esas sözleşmeyle müdahale edilmesi reddedilmektedir. Bize göre de pay sa- hiplerini koruyan haklar arasında TTK sisteminde büyük önem taşıyan19 ve kısıtlanmasının koşulları özel olarak düzenlenen yeni pay alma hakkının, esas sözleşmeyle önceden kaldırılabilmesi, anonim ortaklıklarda menfaatler den- gesinin sağlanmasını güçleştirecek niteliktedir. Kanun koyucunun bu iradesi nedeniyle, hakkın esas sözleşmeyle kısıtlanamayacağını kabul eden görüşe katılmaktayız.
Bu çıkarım AB hukukundaki düzenlemelerle de uyumludur. Zira 2017/1132 sayılı Şirketler Hukuku Direktifi m. 72.4’te, “Yeni pay alma hak- kı ortaklığın esas sözleşmesi ile sınırlanamaz veya kaldırılamaz. Ancak, ge- nel kurul kararı ile bu yapılabilir…” düzenlemesi yer almaktadır20. Nitekim AB’ye üye Almanya’da da yeni pay alma haklarının sadece sermaye artırım
(18) Gerekçedeki açık ifadelere rağmen, esas sözleşmeyle kısıtlama yapılamayacağına yönelik kural hükmün lafzına taşınmaması öğretide eleştirilmektedir. Bkz. Epçeli, S.: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Yeni Pay Alma Hakkı ile İlgili Olarak Getirdiği Düzenleme, Eleştiriler ve Öneriler, İstanbul Barosu Dergisi 2010, C. 84, S. 6, s. 3603.
(19) Bkz. Genel Gerekçe TTK N. 67, Gerekçe TTK m. 461.
(20) Directive (EU) 2017/1132 of the European Parliament and of the Council of 14 June 2017 relating to certain aspects of company law (codification); (OJ, L. 169, 30.6.2017, s. 46-127).
kararının içinde kısıtlanabileceği gösterilmektedir; böylece esas sözleşmeyle kısıtlama yapılması yasaklanmaktadır (APOK §186.3)21.
Bu kapsamda nasıl ki esas sözleşmede “pay sahipleri tarafından yeni pay alma haklarının kullanılması zorunludur” şeklinde bir emir getirilemiyor- sa, “yeni pay alma hakkı kullanılamaz” şeklinde bir yasak da önceden öngö- rülemez. Bu konu ancak, her sermaye artırım kararının alındığı sırada haklı sebeplerin varlığına göre değerlendirilebilir. O hâlde yeni pay alma hakkının “genel kurulun sermaye artırım kararıyla” kısıtlanabileceğini belirten TTK m. 461.2, bilinçli bir tercihin ürünüdür. Bu husus, hukuk düzeni içerisinde “ya- şadığı” varsayılan bir ortaklığın, zamanın koşullarına göre hareket etme ihti- yacının bir gereğidir22. Esas sözleşmeyle ve önceden yapılacak kısıtlamaların reddedilmesi, pay sahiplerinin kendi haklarını konu alan bir tedbire, yine ken- dilerinin karar vermesini temin etmektedir. Bu korumayı sağlamak için, pay sahiplerinin kısıtlama konusundaki kararlarını başlangıçta değil, sermaye artı- rımı yapıldığı sırada, yönetim kurulunun TTK m. 461.2 uyarınca hazırlayaca- ğı raporu inceledikten sonra vermeleri amaçlanmaktadır. Aksi hâlde rapordan beklenen amaca da (kararın bilgilendirilmiş pay sahiplerince verilmesi ama- cına) ulaşılamaz23. Dolayısıyla yeni pay alma hakkının kısıtlanması tedbiri TTK m. 461.2 anlamında sadece sermaye artırım kararının ayrılmaz bir parça-
(21) Bu konuda bkz. yuk. I, 1.
(22) Xxxxxx, E.: Tartışmalar Bölümü, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu II (11-12 Xxxx 1985), Bildiriler-Tartışmalar, Ankara 1985, s. 344.
(23) Yönetim kurulunun hazırlayacağı rapor birden fazla amaca hizmet etmektedir. Bunlardan en önemlisi, pay sahiplerinin, yeni pay alma haklarının kısıtlanması konusundaki gerekçeleri ve ihraç fiyatına ilişkin bilgiyi önceden değerlendirerek, toplantıdaki kararlarını buna göre vermeleridir. Diğer bir deyişle amaç, pay sahiplerinin toplantıya hazırlanarak gelmelerini ve duruma uygun bir karar vermelerini olanaklı kılmaktır. Yeni pay alma haklarının kısıtlanmasına, konu hakkında bilgilendirilmiş, aydınlatılmış pay sahipleri tarafından karar verilmesi önemlidir. Zira sadece bu sayede, plânlanan kısıtlamanın (ve pay sahipliği haklarında yaşanacak sulandırmanın) üstünkörü değerlendirilmesinin önüne geçilebilir. Böylece haklarına müdahale edilme olasılığı bulunan pay sahipleri korunmaktadır. Bu konuda bkz. Xxxxxx, s. 255; Xxxxx, H.: Bezugsrechtsausschluss und Konzernbildung, Berlin 1986, s. 85-86; Liebert,
s. 51; Xxxx (Xxxxxx/Xxxx), §186, Rn. 23; Xxxxxxxxxxx, Münchener Kommentar, §186, Rn. 80; Ekkenga, Kölner Kommentar, §186, Rn. 169. Alman Federal Mahkemesi’nin bu yöndeki açıklamaları için bkz. BGHZ 83, 319, 326. Türk öğretisinde özellikle bkz. Xxxxxx, X. C.: Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Ortaklıklarda Sermaye Taahhüdü Yoluyla Sermaye Artırımı, İstanbul 2019, s. 367.
sı olarak, artırım kararının alındığı aşamada karara bağlanabilir. Bu bağlamda hakkın esas sözleşmeyle kısıtlanmasının yasak olduğu görüşüne katılıyoruz.
TTK m. 340’ta düzenlenen ve anonim ortaklıklara hâkim olan emredici hükümler ilkesi de, yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanabileceği görüşüne ihtiyatla yaklaşılmasını zorunlu kılmaktadır24. Bununla birlikte esas sözleşme yeni pay alma hakkı konusunda yapılacak düzenlemelere tamamen yabancı değildir. Örneğin esas sözleşmede, genel kurulun ileride yapacağı ar- tırımlarda yeni pay alma hakkını kısıtlamak için dayanabileceği “potansiyel haklı sebeplere” örnekler verilebilir; böylece kanunda genel olarak belirtilen haklı sebep koşulunun (TTK m. 461.2) detaylarının esas sözleşmede açıklan- ması olanaklıdır25. Ancak örnekler esas sermaye sisteminde genel kurul için bağlayıcı olmaz26; sadece o ortaklığın menfaati yönünden haklı sebeplerin neler olabileceğinin yorumlanmasında yol gösterici olabilir27. Esas sözleşme- de belirtilen veya reddedilen bir durumun somut olayda gerçekten haklı sebep oluşturup oluşturmadığı ayrıca incelenmelidir. Diğer bir deyişle genel kurul yeni pay alma haklarını kısıtlayıp kısıtlamayacağı konusunu, yine sermaye artırımı anında, serbestçe değerlendirir. Bununla birlikte kayıtlı sermaye siste- minde kısıtlama yetkisinin yönetim kuruluna devredilmesi durumunda, varsa, yetkilendirme kararında (esas sözleşmede) belirtilen sınırlar, yönetim kurulu için bağlayıcı olur28.
(24) TTK m. 461.1 ve 461.2’nin emredici nitelikte hükümler olduğu, yeni payları öncelikli olarak ve kendiliğinden edinme konusunda pay sahiplerine koşula tâbi olmayan bir hak bahşettiği, bu sebeple esas sözleşmeyle kısıtlanamayacağı yönünde bkz. xxx Xxxxxx, T.: Der Xxxxxx der Aktionäre bei der Kapitalerhöhung, Basel 1992, s. 53, 84-85; Xxxxxx, s. 177; Tekinalp (Poroy/Xxxxxxx), N. 1360, s. 222.
(25) Böckli, §2, Rn. 265.
(26) Yeni pay alma hakları, esas sözleşmede tamamen ya da belirli hâllere özgü olarak kısıtlanamaz. Bunun tersi de olanaklı değildir. Diğer bir deyişle, esas sözleşme, genel kurula yeni pay alma haklarını kısıtlamama konusunda genel bir emir de veremez (Ekkenga, Kölner Kommentar, §186, Rn. 127).
(27) Esas sözleşmede haklı sebebe ilişkin örnekler sayılmasa ya da bu konuda özel bir hüküm bulunmasa dahi, genel anlamda ortaklığın yapısını ve özelliklerini gösterdiğinden, o ortaklık açısından somut olayda haklı sebebin var olup olmadığının değerlendirilmesinde esas sözleşmenin tamamı dikkate alınabilir.
(28) Kayıtlı sermaye sisteminde yeni pay alma haklarını kısıtlama yetkisi, esas sözleşmeyle yönetim kuruluna bırakılabilir (TTK m. 460.5). Yetki devredilmişse, yönetim kurulu hem kanundaki hükümlere hem yetkinin esas sözleşmede gösterilen ihtiyarî sınırlarına
Bundan başka yeni pay alma hakkının kısıtlanmasını tamamen olanak- sız kılmadıkça, kısıtlamanın şeklî koşullarının esas sözleşmeyle ağırlaştırıl- ması (yeter sayıların artırılması vb.) olanaklıdır29. Aynı şekilde örneğin yö- netim kurulu raporunun (TTK m. 461.2) genel kuruldan ne kadar süre önce yayımlanacağı esas sözleşmede netleştirilebilir ya da raporun pay sahiplerine basılı olarak gönderilmesi gibi ek yükümlülükler getirilebilir. Dolayısıyla esas sözleşme, yeni pay alma hakkının kısıtlanması konusunu, kanundaki sınır- lar çerçevesinde “düzenleyen” hükümler içerebilir. Ancak esas sözleşme pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını kural olarak doğrudan ve genel şekilde kısıtlayamaz. Kanun koyucu, kısıtlamanın esas sözleşmeyle yapılmasını ka- bul etmemektedir. Bunun nedeni ise kısıtlamanın özellikle haklı sebep koşulu yönünden, sermaye artırım kararıyla ve zamanıyla sıkı ilişki içinde olmasıdır.
Son olarak belirtmek gerekir ki, TTK’da, yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanamayacağına yönelik bu tespitimizle uyumlu olmayan bazı kurallar bulunmaktadır: Yeni pay alma hakkı üzerinde esas sözleşmeyle imtiyaz tanınabilmesi ve yeni pay alma hakkı bahşeden intifa senetleri ihraç edilebilmesi, bunun örneğidir. Söz konusu iki durum, esas sözleşmeyle kısıt-
uygun hareket etmek zorundadır. Zira TTK m. 460.1’de açıkça “esas sözleşmede öngörülen yetki sınırları içinde” ifadesine de yer verilmektedir. Hükmün gerekçesinde haklı olarak belirtildiği üzere, esas sözleşmeyle getirilecek ihtiyarî sınırlamalar genel olarak anonim ortaklıklar hukukuna, özel olarak kayıtlı sermaye sisteminin yapısına uygun olmalıdır. Bu bağlamda yönetim kuruluna yetki devri yapılırken, yetkinin sınırlarının çizilmesi amacıyla, örneğin haklı sebep oluşturmayacak durumlar sayılabilir. Bu hâllerde yönetim kurulu kısıtlama yetkisini kullanamaz.
(29) Xxxxxx, Xxxxxxx Kommentar, m. 652b, Rn. 16. Aslında yetersayıların artırılması, hakkın kısıtlanması değil, bir anlamda koruma kapsamının genişletilmesidir. Belirtmek gerekir ki kısıtlama için oy birliği koşulu getirilmesi, diğer bir deyişle her bir pay sahibine veto hakkı tanınması, sadece aile ortaklıklarında ya da pay sahibi çevresi dar olan küçük anonim ortaklıklar yönünden işlevsel olabilir. Yoksa bu tür bir ağırlaştırma, genel olarak (tipik) anonim ortaklıklara uygun değildir. Zira anonim ortaklığın temel yapısına aykırılık oluşturmaması için, belirlenecek yeter sayının esas sözleşme değişikliklerini gerçekleştirmeyi fiilen olanaksız kılmayacak düzeyde olması zorunludur. Diğer bir deyişle, kararlaştırılan oran uygulanabilir olmalıdır. Genel kurulda bu orana ulaşılması o ortaklıktan beklenebilmelidir. Bu nedenle oy birliği gibi ağır şeklî koşulları fiilen sağlayamayacak ortaklıklarda -özellikle halka açık ortaklıklarda-, bu tür güçleştirmelerin yapılamasının uygun olmadığı kabul edilmektedir. Bkz. Xxxxxxxxx, P. W.: Materielle Anforderungen an den Bezugsrechtsausschluß -Normative Vorgaben für den gerichtlichen Minderheitenschutz und seine Grenzen-, Köln 2003. s. 121 vd.
lama yapılamayacağına yönelik kuralın varlığını teyit eden istisnaları olup, aşağıda özel olarak incelenmektedir30.
II. HAKKIN ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE KISITLANMASI BUTLAN YAPTIRIMINA TÂBİ OLMALIDIR
Pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını kısıtlayan tedbir, TTK m. 461.2, cümle 1’e aykırı olarak sermaye artırım kararıyla birlikte alınmıyorsa; diğer bir deyişle yeni pay alma haklarının kısıtlandığı hususu, sermaye artırım ka- rarının içinde yer almıyorsa, onunla olan bağlantısı kurulamıyorsa, bu tedbir geçer- sizdir. Bu durumda kısıtlamayı öngören kararın hükümsüzlüğüne (butlanına) karar verilmelidir31. Gerçekten de yeni pay alma hakkının, ileriye dönük şekilde ve genel olarak kısıtlanması, örneğin yeni pay alma hakkını kullanma koşullarının pay sahibi aleyhine değiştirilmesi amacıyla şirket sözleşmesine hüküm konulması ya da doğru- dan şirket sözleşmesiyle kısıtlama yapılması butlan yaptırımına tâbi olmalıdır. Çünkü yaratılan sürekli ihlâl, pay sahipliği hakkının özüne müdahale etmekte ve duruma göre gelecekteki pay sahiplerinin de haklarını ihlâl etmektedir; bu hâlde ise ortaklığın temel yapısına aykırılık (TTK m. 447.1.c, 391.1.b) çerçevesinde butlan yaptırımı söz konusu olur32.
III. LİMİTED ORTAKLIKLARDA ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE KISITLAMA YAPILMASINA İZİN VEREN KANUN MADDESİ DEĞİŞTİRİLMELİDİR
Limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı TTK m. 591’de düzenlen- mektedir. Maddenin gerekçesinde, anonim ortaklıklara ilişkin TTK m. 461’in gerekçesinde olduğu gibi, yeni pay alma hakkının güçlü bir ortaklık hakkı ol- duğu vurgulanmakta ve kısıtlanabilmesi için anonim ortaklıklarla aynı yönde kurallar getirildiği ifade edilmektedir. Nitekim yeni pay alma hakkının amacı ve hukukî niteliği, her iki ortaklıkta da aynıdır. Hakkın pay sahipleri yönünden önemi de limited ortaklıklarda anonim ortaklıklara göre daha az değildir. Ak- sine, limited ortaklıklarda pay sahipliği çevresinin önemi ve kişisel özellikle- rin ortaklığa etkisi anonim ortaklıklara nazaran daha yüksek olduğundan, pay
(30) Bkz. IV.
(31) Xxxx (Xxxxxx/Xxxx), §186, Rn. 42; Schürnbrand, Münchener Kommentar, §186, Rn. 147.
(32) Kırca, İ. (Xxxxxxxx Xxxxx, F. H./Xxxxxxxx, Ç.): Anonim Şirketler Hukuku, Cilt 2/2, Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İkinci Bası, Ankara 2017, s. 43, 81.
sahiplerinin yeni pay alma hakkı üzerindeki korunmaya değer menfaatin limi- ted ortaklıklarda daha yüksek olduğu dahi söylenebilir33. Dolayısıyla hakkın esas sözleşmeyle kısıtlanması konusunda bu zamana kadar anonim ortaklıklar için yapılan açıklamalar, limited ortaklıklardaki şirket sözleşmesi içinde de geçerli olmalıdır.
Buna rağmen 591. maddenin birinci fıkrasında, limited ortaklıklar ile anonim ortaklıklar arasında bir farklılık yaratılmıştır. Buna göre limited ortak- lıklarda, “şirket sözleşmesinde veya artırma kararında aksi öngörülmemişse” her ortağın yeni pay alma hakkı vardır. Diğer bir deyişle düzenlemenin lafzına göre, limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı ortaklar kurulunun kararıyla kısıtlanabileceği gibi, şirket sözleşmesiyle de kısıtlanabilmektedir34.
Kanımızca limited ortaklıklardaki farklılık bilinçli olarak getirilme- miştir. Limited ortaklıklara ilişkin TTK m. 591’in gerekçesi bu tespiti doğru- lamaktadır. Zira gerekçedeki ifadeye göre “… Tasarı, rüçhan hakkını güçlü ortaklık hakkı olarak kabul etmekte, özellikle ikinci fıkrasında öngörülen hü- kümlerle, sınırlandırılabilmesi ile kaldırılabilmesini şartlara bağlamaktadır. Önemli yenilik, rüçhan hakkının ancak haklı sebeplerin varlığında sınırlan- dırılabilmesi veya kaldırılabilmesidir. [...] Düzenleme anonim şirketlerdeki düzenlemeye paraleldir. Açıklamalar için işaret olunan hükme ilişkin gerek- çeye bakılmalıdır.” Madde gerekçesinde, düzenlemenin anonim ortaklıklar- la aynı yönde olduğu, bu konuda anonim ortaklıklara ilişkin TTK m. 461’in gerekçesine bakılması gerektiği belirtilmektedir. TTK m. 461’in gerekçesinde ise, yeni pay alma hakkının TTK’ya göre artık şirket sözleşmesiyle kısıtla- namayacağı açıkça vurgulanmaktadır. O hâlde TTK m. 591’in lafzında yer alan “şirket sözleşmesinde … aksi öngörülmemişse” ifadesi eleştiriye açıktır. Çünkü bu cümle, kanun koyucunun gerekçede ortaya koyduğu tercihe uygun bulunmamaktadır.
(33) Xxxxxxxx, X.: Der Minderheitsschutz im Gesellschaftsrecht, Berlin-New York 2011, s. 674.
(34) Yeni pay alma hakkının “şirket sözleşmesiyle” kısıtlanabilmesinin, limited ortaklıklarda pay sahiplerine tanınan mutlak bir yetki olduğu ve kısıtlamanın herhangi bir koşula tâbi tutulmadığı görüşü için bkz. Xxxxx, O. H.: Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, Ankara 2017, s. 220. Yazar İsviçre hukukunda bunun mümkün olmadığını da belirtmektedir.
Bu aksaklığın mülga eTTK m. 516/II’deki düzenlemenin, TTK m. 591.1’e doğrudan aktarılmasından kaynaklandığını düşünmekteyiz35. Zira eTTK m. 516/II’de de limited ortaklıklar için “mukavelede veya artırma kara- rında aksine hüküm olmadıkça” ifadesi bulunmaktaydı36. Ancak madem ka- nun koyucu yeni TTK’da limited ortaklıklar ile anonim ortaklıklara ilişkin hü- kümler arasında paralellik kurmak istemektedir, eTTK’daki hükmün TTK’ya aynen aktarılmaması gerekirdi.
Konunun Türk ve İsviçre hukukundaki tarihsel süreci de bu tercihin bilinçli olmadığını göstermektedir. Şöyle ki, limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkının genel kurul kararı veya şirket sözleşmesiyle kısıtlanmasına izin veren hüküm önceleri mehaz İsviçre Borçlar Kanunu’nun 787. maddesinde de yer almaktaydı. İsviçre hukukundaki bu kural mülga eTTK m. 516’ya doğ- rudan aktarılmıştı. Ancak 2005 yılında İsvBK’nın ortaklıklar hukukuna iliş- kin çeşitli hükümlerinde değişiklikler yapılmış, bu çerçevede 787. madde de değiştirilmiştir. İsvBK’nın yeni hâlinde limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı artık özel olarak düzenlenmemektedir. Anonim ve limited ortaklıklar arasında uyum sağlamak amacıyla, bu konuda İsvBK m. 781.5’te anonim or- taklıklara ilişkin kurallara atıf yapılmaktadır37. Dolayısıyla anonim ve limited ortaklıklar arasında söz konusu farklılık İsviçre hukukunda bulunmamaktadır.
TTK’da limited ortaklıklara ilişkin kurallar hazırlanırken, İsviçre Borç- lar Kanunu’nun limited ortaklıklar hukukunda tartışılan yenilikleri aslında
(35) TTK m. 591’in gerekçesine göre “[h]ükmün birinci fıkrası 6762 sayılı Kanunun 516 ncı maddesinin ikinci fıkrasının tekrarıdır…”.
(36) Anonim ortaklıklara ilişkin eTTK m. 394’te ise esas sözleşmeyle kısıtlama yapılabileceğine dair ifade yer almamakta, sadece “[u]mumi heyetin esas sermayenin artırılmasına mütaallik kararında aksine şart olmadıkça…” denilmekteydi.
(37) İsviçre hukukunda 2005 yılında yapılan değişikliğin gerekçesinde [Botschaft zur Revision des Obligationenrechts (GmbH-Recht sowie Anpassungen im Aktien-, Genossenschafts-, Handelsregister- und Firmenrecht)], amacın anonim ortaklıklara ilişkin kurallara uyum sağlamak olduğu açıklanmaktadır. Ayrıca sermaye artırım kararı için oy birliği gerekmediği, bu bağlamda azınlıkta kalan ortakların yeni pay alma hakkına ilişkin kurallar sayesinde korunduğu ifade edilmektedir. Bu konularda anonim ortaklıklara ilişkin hükümlere atıf yapılarak hem ayrıntılı tekrarlardan kaçınıldığı hem de limited ortaklıklara ilişkin boşluğun doldurulduğu belirtilmektedir. Bkz. Genel Gerekçe N. 1.1., s. 3151, Gerekçe m. 781, s. 3181 [BBl 2002 3148 (-3264)].
dikkate alxxxxxxxx00. Ancak yine de Türk kanun koyucusu, İsviçre hukukunun aksine limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkını düzenleyen hükmü kaldır- mamıştır. Buna karşın daha önce de belirttiğimiz gibi, kanaatimizce bu tercih bilinçli olmayıp, bir dikkatsizliğin sonucudur. TTK tasarısı hazırlanırken, İs- viçre hukukunda 2005 yılında yapılan değişiklik de dikkate alınsaydı, anonim ve limited ortaklıklar arasındaki paralellik kendiliğinden sağlanmış olacak, TTK m. 591’in gerekçesinde belirtilen amaç da gerçekleşecekti. Bu yapılma- dığından, TTK m. 592’in lafzı ve gerekçesi arasında uyumsuzluk doğmuştur.
Sonuç olarak, kanun koyucu TTK’da anonim ortaklıklarda yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanmasını yasaklamaktadır. Limited or- taklıklara ilişkin TTK m. 591’in gerekçesinde de, anonim ortaklıklara benzer bir düzenleme yapmak istendiğini belirtmekte ve TTK m. 461’in gerekçesine atıfta bulunmaktadır. Ancak maddenin lafzı TTK m. 461’in gerekçesiyle açık- ça çeliştiğinden bu amacın gerçekleştiğinden bahsedilemez. Kanımızca ano- nim ortaklıklara ilişkin TTK m. 461’den farklı bir kuralı düzenlemeyen, onu tekrar eden TTK m. 591 kaldırılmalıdır. Bu konuda anonim ortaklıklardaki hükümlere atıf yapılması yeterlidir. Ya da en azından TTK m. 591’deki şirket sözleşmesiyle kısıtlama yapma olanağı hükümden çıkarılmalı ve iki madde arasındaki farklılık pay sahipleri lehine giderilmelidir. Böylece yeni pay alma hakkının şirket sözleşmesiyle kısıtlanmasının yaratabileceği sakıncalar engel- lenebilmekte, mehaz hukukla uyum sağlanmakta ve maddenin lafzı ile kanun koyucunun amacı arasındaki uyumsuzluk sorunu çözülmektedir. Bu değişiklik yapılmadıkça, bir an için TTK m. 591’in açık lafzı karşısında (de lege lata) li- mited ortaklıklarda yeni pay alma haklarının şirket sözleşmesiyle kısıtlanabi- leceği savunulabilir. Ancak olması gereken, hükmün gerekçesindeki amacına uygun yorumlanması, sermaye ortaklıklarının da şirket sözleşmelerinde bu tür düzenlemelerden kaçınmalarıdır. Aksi takdirde bu hükümler, pay sahiplerinin haklarını genel ve sürekli olarak kısıtlayan sözleşme değişikliklerinin butlan yaptırımına tâbi tutulabilmesi yönünden39, farklı uyuşmazlıkların doğmasına neden olabilir.
Buraya kadar yapılan açıklamalarda a) yeni pay alma hakkının pay sa- hiplerini koruma yönünden iki ortaklıkta da aynı işleve sahip olmasından, b)
(38) Genel Gerekçe TTK N. 144.
(39) Bu konuda bkz. yuk. II.
TTK m. 591’in gerekçesinden, c) mehaz İsviçre hukukundaki düzenlemeler- den hareket edilmiştir. Konuya son olarak AB hukuku açısından bakılmasında fayda vardır. Yukarıda değinildiği üzere 2017/1132 sayılı Şirketler Hukuku Direktifi yeni pay alma hakkının şirket sözleşmesiyle kısıtlanmasını yasak- lamaktadır (m. 72.4). Ancak bu kural anonim ortaklıklara özgüdür (m. 44, Annex I); limited ortaklıklar için Direktif’te yeni pay alma hakkıyla ilgili doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. AB’ye üye Almanya’da limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı kanunla düzenlenmemektedir40. Bu nedenle ilgili kurallar Türk hukukunun yorumlanmasında doğrudan kaynak oluştur- mamaktadır.
(40) AB’ye üye Almanya’da yeni pay alma hakkı sadece anonim ortaklıklar için düzenlenmektedir (APOK §186). Limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı konusunda kanunî düzenleme yoktur; konuda boşluk vardır. Alman hukuku, limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı konusunda TTK’nın mehazı değildir. Yine de Alman hukukundaki kurallara bakmakta fayda olduğunu düşünüyoruz. Öğretideki hâkim görüş anonim ortaklıklara ilişkin APOK §186’nın kıyasen limited ortaklıklarda da uygulanması gerektiğini, bu nedenle limited ortaklıklarda da pay sahiplerinin yeni pay alma hakkının bulunduğunu kabul etmektedir. Bu konuda bkz. Xxxxxxxxx, W.: Gesetz betreffend die Gesellschaften mit beschränkter Haftung (GmbHG) (Editörler: Xxxxxxxx, A./Hueck, A.), 22. Auflage, München 2019, §55, Rn. 25. Ancak kıyasen uygulamanın kapsamı tartışmalıdır. Bir görüş APOK §186.1’de yer alan esas sözleşmeyle kısıtlama yapma yasağının sadece anonim ortaklıklara özgü olduğunu, limited ortaklıklarda kısıtlamanın şirket sözleşmesiyle de yapılabileceği kabul etmektedir [Lieder, J.: Münchener Kommentar zum GmbHG (Editörler: Xxxxxxxxx, H./Xxxxxx, W.), 3. Auflage, München 2018, §55, Rn. 104; Xxxxxxxxx (Xxxxxxxx/Hueck), GmbHG §55, Rn. 25]. Çünkü limited ortaklıklarda yeni pay alma hakkı kanunen düzenlenmediği için, esas sözleşmenin çerçevesini belirleyen emredici hükümler ilkesi burada devreye girememektedir [Xxxxxxxxx (Xxxxxxxx/Hueck), GmbHG §55, Rn. 25]. Ancak esas sözleşmeyle kısıtlama yapılması için de hakları kısıtlanan tüm pay sahiplerinin onayının alınmasının ve kısıtlamanın anonim ortaklıklardaki maddî ve şeklî koşullarına kıyasen uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmektedir [Xxxxxxxxx (Xxxxxxxx/Hueck), GmbHG §55, Rn. 25 vd.; Xxxxxxx, X. (Xxxxxx, X./Xxxxxxx, M.): Xxxx’xxxxx Online-Kommentar GmbHG, 48. Edition (01.05.2021), München 2021,
§55, Rn. 79 vd.]. Diğer bir deyişle pay sahiplerine benzer bir koruma sunulmaktadır. Alman hukukundaki sistem kendine özgüdür, bu nedenle TTK’daki kuralların yorumlanmasında doğrudan kullanılmasının uygun olmadığını düşünüyoruz.
IV. YENİ PAY ALMA HAKKININ ŞİRKET SÖZLEŞMESİYLE KISITLANMASI SONUCUNU DOĞURAN İSTİSNAÎ HÂLLER İÇİN ÖZEL KURALLAR ÖNGÖRÜLMELİDİR
Yukarıda açıklandığı üzere; yeni pay alma hakkının pay sahiplerini ko- ruma amacı, TTK m. 461’in gerekçesi, mehaz hukuk ve AB hukukundaki ku- rallar bir arada değerlendirildiğinde, hakkın şirket sözleşmesiyle kısıtlanma- sının hukuka aykırı olduğu görülmektedir41. Bu bağlamda kural olarak şirket sözleşmesiyle yeni pay alma hakkı üzerinde önceden ve ileriye dönük şekilde, genel kısıtlamalar yapılamaz. Bununla birlikte TTK m. 478’de yeni pay alma hakkında imtiyaz tanınması ve TTK m. 503’te yeni pay alma hakkı veren inti- fa senetlerinin ihraç edilmesi olanaklıdır. Bu kuralların uygulanması da şirket sözleşmesinin değişmesini gerektirmekte ve niteliği gereği pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının -imtiyazlı pay sahipleri ya da intifa senedi sahipleri lehine- kısıtlanması sonucunu doğurmaktadır. O hâlde TTK’da, yeni pay alma hakkının dolaylı olarak şirket sözleşmesiyle kısıtlanmasına neden olan bazı özel kurallar yer almaktadır. Bu kurallar yeni pay alma hakkının şirket sözleş- mesiyle kısıtlanamayacağı ilkesinin istisnalarıdır42.
Öğretide kanun koyucunun bu iki maddeyi “gözden kaçırdığı”; zira bu kuralların yeni pay alma hakkının genel kurul kararıyla kısıtlanacağını belir- ten TTK m. 461 ve gerekçesiyle çeliştiği, kanun koyucunun 461. maddedeki tercihine uygun olmadığı ifade edilmektedir43. Buna rağmen mevcut düzen- lemeler çerçevesinde bu istisnalar hukuken geçerli şekilde devam etmek zo- rundadır44. Aşağıda bu iki düzenleme anonim ortaklıklar bağlamında incelen- mekte ve pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının aynı etkinlikte korunabil- mesi için bazı çözüm önerileri sunulmaktadır.
(41) Bkz. yuk. I, 3.
(42) Tekinalp (Poroy/Xxxxxxx), N. 1378i. İsviçre hukukunda da durum benzerdir. İsvBK m. 656.2’de yer alan ve yeni pay alma hakkında imtiyaz öngörülebileceğini düzenleyen hüküm, yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanamayacağına ilişkin kuralın istisnası olarak görülmektedir (Xxxxxx, s. 174).
(43) Yıldız, Yeni Pay Alma Hakkı, s. 18, 279; Xxxxxxx, Anonim Ortaklıklarda Sermaye Artırımı, 4. Bası, İstanbul 2018, s. 151, 167.
(44) Aynı kuralların yer aldığı İsviçre hukukunda bu yönde bkz. Böckli, §2, Rn. 264.
1. Yeni Pay Alma Hakkında İmtiyaz Tanınması
A- İlk Esas Sözleşmede ya da Esas Sermaye Sisteminde Genel Kurul Kararıyla İmtiyaz Tanınması Durumunda
TTK m. 478.2, anonim ortaklıkta yeni pay alma hakkından yararlanma- da önceliğe sahip olan imtiyazlı paylar oluşturulmasına izin vermektedir. Bu durumda pay sahiplerinin yeni pay alma hakları, imtiyaza ilişkin esas sözleş- me hükmünde belirtilen oranda ileriye dönük olarak kısıtlanmış olmaktadır. Yeni pay alma hakkında imtiyazlı pay yaratılması, yeni pay alma hakkının ge- nel kurul kararıyla ve sermaye artırımı yapıldığı anda kısıtlanacağını belirten TTK m. 461 ile uyumlu olmadığından, öğretide konuya ilişkin çeşitli öneriler getirilmektedir.
Önerilerden biri, olması gereken hukuk açısından, TTK m. 478.2’de yer alan “rüçhan” ifadesinin maddeden çıkarılarak, yeni pay alma hakkında imtiyaz tanınabilme olanağının kaldırılmasıdır45. Bir diğer öneri ise, yeni pay alma hakkında imtiyazın sadece kanunî yeni pay alma hakkı kullanıldıktan sonra arta kalan (taahhüt edilmeyen) paylar yönünden kullanılabileceği şek- linde düzenleme getirilmesidir46.
Belirtmek gerekir ki, yeni pay alma hakkını konu alan her imtiyaz pay sahiplerinin kanunî yeni pay alma haklarını ihlal etmeyebilir. Söz gelimi bazı paylara, artırılan sermayenin sadece taahhüt edilmeyen kısmı için önce- lik hakkı tanınması, mevcut pay sahiplerinin kanunî haklarını ihlâl etmeyen
(45) Yıldız, Yeni Pay Alma Hakkı, s. 279. TTK döneminde bkz. Moroğlu, E.: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Değerlendirme ve Öneriler (Başlangıç Hükümleri, Ticari İşletme, Ticaret Şirketleri, Kıymetli Evrak ve Son Hükümler), İstanbul 2016, s. 297; Epçeli, s. 3065; Xxxxxx, Ş.: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda Rüçhan Hakkı Konusunda Getirilen Değişiklikler, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 2012, C. 18, S. 2, s. 814; Değirmencioğlu Aydın, N.: Anonim Şirketlerde Xxxxxx Xxxxx, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli 2020, s. 204 vd.
Yukarıda açıklandığı üzere, İsviçre hukukunda yeni pay alma hakkının esas sözleşmeyle kısıtlanabileceğini düzenleyen eski hüküm 1991 revizyonunda kaldırılmıştır (Bkz. yuk. I, 2). O dönemde İsviçre öğretisinde Xxxxxxxxx tarafından, yeni pay alma hakkında imtiyazı düzenleyen hükmün de bu değişikliğe bağlı olarak güncellenmesi gerektiği ifade edilmekteydi (naklen Xxxxxx, s. 173).
(46) Xxxxxx, s. 113.
bir üstünlük oluşturmaktadır47. Bazı pay gruplarına, yeni pay alma haklarını kullanırken itibarî değerin altına düşmemek kaydıyla daha düşük bedelle pay taahhüt etme hakkı verilmesi de bu kapsamda görülebilir. Bu örneklerdeki üs- tün hakların esas sözleşmede imtiyaz olarak öngörülmesi hâlinde, kanunî yeni pay alma hakları kısıtlanmadığından, TTK m. 461’deki düzene aykırılık bu- lunmamaktadır. Bu nedenle imtiyazlı payları düzenleyen TTK m. 478.2’deki “rüçhan” ifadesi bu durumlar için bir sorun oluşturmaz48.
Bununla birlikte, pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını gerçek an- lamda kısıtlayan imtiyazlar yönünden farklı bir değerlendirme yapılması zo- runludur. Bu tür imtiyazlar, yeni pay alma haklarını nicelik açısından, zaman açısından veya konu itibariyle çeşitli öncelikler getirerek xxxxxxxxxxxxxxx00. Örneğin ihraç edilecek payların tamamının veya bir kısmının (söz gelimi yüzde otuzunun), A grubu payların sahiplerine öncelikli olarak sunulacağının esas sözleşmede belirtilmesi, mevcut pay sahiplerinin yeni pay alma hakla- rını nicelik yönünden kısıtlayan bir imtiyazdır50. Aynı şekilde yeni pay alma
(47) Yeni pay alma hakkındaki imtiyazın, özellikle pay sahipleri tarafından yeni pay alma haklarının kullanılmaması durumunda, arta kalan paylar yönünden uygun olduğu yönünde Tekinalp (Poroy/Çamoğlu), N. 1378i.
(48) Nitekim TTK m. 478’de açıkça belirtilen “rüçhan” ifadesi maddeden çıkarılsa dahi, benzer bir tartışma cümlenin devamında yer alan ve imtiyazın sınırlı sayıda olmadığını gösteren “gibi haklarda” ifadesi nedeniyle yine yaşanabilir.
(49) Yeni pay alma hakkında imtiyaza ilişkin buradaki ayrım için bkz. Liebi, M.: Vorzugsaktien, Eine Darstellung nach gesellschaftsrechtlichen, bilanzierungsrechtlichen, steuerrechtlichen, rechtsgeschichtlichen, rechtsökonomischen, rechtsvergleichenden und corporate finance- Gesichtspunkten, Zürich 2008, N. 291 vd., s. 218-219. Yeni pay alma hakkında imtiyaz içeren paylar, iki açıdan önem taşımaktadır. Birincisi, ortaklıktaki katılma haklarını (örneğin oy haklarını) mevcut sermaye yapısıyla orantılı olmayan şekilde, sahibi lehine güçlendirme olanağı sunabilmektedir. İkincisi ise, yeni paylar gerçek değerinden daha düşük bir bedelle ihraç edildiğinde bu payları öncelikli olarak almak, hak sahibine ekonomik bir fayda sağlamaktadır (Liebi, N. 290, s. 217).
(50) Örnekteki ikinci durumda, (A) grubu payların sahipleri, yeni pay alma hakkında tanınan imtiyaz sayesinde sahip oldukları sermaye miktarına bağlı olmaksızın artırılan sermayenin yüzde otuzunu öncelikli olarak taahhüt edebilmektedirler. Daha sonra ise taahhüt edilmeyen kısım üzerinden, (A) grubu payların sahipleri de dâhil olmak üzere ortaklıktaki tüm pay sahipleri paylarının sermayedeki oranına göre yeni pay alma haklarını kullanabilmektedirler. Bu durumda (A) grubu pay sahipleri tarafından, hem imtiyaz nedeniyle hem kanunî yeni pay alma hakkı nedeniyle yeni pay alma hakkı mükerrer kullanılmaktadır (Pulaşlı, H.: Şirketler
hakkının sermaye payıyla orantılı olarak değil, pay sayısıyla orantılı olarak kullanılacağının kararlaştırılması da itibari değeri düşük paylar lehine yeni pay alma hakkında nicelik yönünden bir imtiyaz oluşturmaktadır51. Yeni pay alma hakkına tanınan imtiyaz, sadece belirli bir süre içinde veya belirli sayı- daki artırıma (sıradaki ilk sermaye artırımı gibi) özgülenebilir. Bu durumda yeni pay alma hakkında zamana bağlı bir imtiyaz oluşturulmaktadır ve diğer pay sahiplerinin hakları da sadece belirli bir süre için kayba uğramaktadır. İmtiyazın konu itibariyle, sadece belirli grup payların ihraç edilmesi hâlinde kullanılabileceği de öngörülebilmektedir52.
İşte yeni pay alma hakkını konu alan ve mevcut pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını kısıtlayan bu türden imtiyazların oluşturulabilmesi TTK m. 461’deki düzene aykırılık anlamına gelmektedir. Kanımızca, bu tür imtiyaz- ların esas sözleşmeyle yaratılmasında da TTK m. 461’de genel kurul kararı için yer alan koşulların kıyasen uygulanması uygun olur53. Böylece yeni pay alma hakkının kısıtlanmasına neden olan imtiyazlı paylar; bize göre ancak bu payların ihracında da TTK m. 461.2, c. 2 anlamında haklı sebep varsa olanaklı kabul edilmelidir54. İkinci olarak imtiyazın süresi vb. de TTK m. 461.2, c. 3 anlamında yeni pay alma hakkında imtiyaz tanınmasını haklı kılan gerekçeyle
Xxxxxx Xxxxx, Cilt II, Ankara 2015, N. 122, s. 1303-1304). (51) Liebi, N. 292, s. 219-220.
(52) Xxxxx, N. 292, s. 218-219.
(53) İsviçre hukukunda da yeni pay alma hakkında imtiyaz oluşturulabilmesi için, hem İsvBK m. 704’te yer alan imtiyaz oluşturulmasına ilişkin ağırlaştırılmış yeter sayıların hem de İsvBK m. 652b’deki yeni pay alma hakkının kısıtlanmasına ilişkin koşulların sağlanması gerektiği ifade edilmektedir (Liebi, N. 291, s. 218). Türk hukukunda da benzer bir görüş ifade edilmektedir. Bkz. Xxxxxxxxxxxxxx Xxxxx, s. 204, 208-209, 212.
(54) Yeni pay alma hakkında imtiyaz içeren payların ihraç edilmesinin arkasında, çeşitli nedenler olabilmektedir. Söz gelimi, anonim ortaklığın faaliyetine başlaması sürecinde, belirli bir grup pay sahibinin daha büyük risk alması ve diğer pay sahiplerine göre bazı önemli fedakârlıklarda bulunması gerekiyor ise; anonim ortaklığın gelişme potansiyeli özellikle bu grup pay sahiplerinin yararına olabilir. O nedenle kendisine, ilerideki sermaye artırımlarında yeni pay alma hakkında imtiyaz tanınabilmektedir. Benzer şekilde, ortaklığın “özel sermaye yatırımı/girişim sermayesi; private equity” yöntemiyle belirli yatırımcılar tarafından finanse edilebilmesi için, yeni pay alma hakkında imtiyazlı payların verilmesi tercih edilebilmektedir (Liebi, N. 290, s. 217-218). Bu durumlar somut olayın özelliklerine göre kısıtlama için haklı sebep olarak kabul edilebilir. Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları hakkında bkz. Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği (III-48.3); RG, 09.10.2013, S. 28790.
sınırlı olarak (hakların sakınılarak kullanılması ve eşit işlem ilkelerine uy- gun şekilde55) belirlenmelidir56. Aynı şekilde imtiyazlı payların ihraç fiyatının daha yüksek (primli) belirlenmesi sayesinde, kimseye haksız şekilde yarar sağlamama kuralı (TTK m. 461.2, c. 3) gözetilmelidir.
Sonuç olarak yeni pay alma hakkı üzerinde, pay sahiplerinin kanunî haklarını ihlâl edecek şekilde tanınan imtiyazlarda da pay sahiplerine TTK
m. 461.2’dekine benzer bir koruma sağlanmalıdır. Yapılacak açık bir düzenle- me, kanun koyucunun TTK m. 461’deki tercihiyle uyum sağlanmasına hizmet eder ve hükmün dolanılmasını engeller. Olan hukuk açısından, aynı denetimin, dürüstlük kuralı çerçevesinde gerçekleştirilmesi düşünülebilir57. Zira yeni pay alma hakkının kısıtlanmasına ilişkin TTK m. 461’deki koşullar esasen dürüst- lük kuralından türetilmektedir ve bu açık kuralın kabulünden çok daha önce, eTTK döneminde de uygulanmaktadır58.
(55) Bkz. Gerekçe TTK m. 461.2.
(56) Yeni pay alma hakkında imtiyazın süre veya konu yönünden sınırlandırılabileceği; örneğin sadece belirli bir miktarda ya da sadece belirli grup paylar ihraç edildiğinde veya sadece belirli bir süre içinde ihraç edilecek paylarda kullanılabileceğinin öngörülebileceği belirtilmektedir. Aynı şekilde, sadece mevcut pay sahiplerinin kanunî yeni pay alma haklarını kullanmamaları durumunda geçerli olacak, ikinci derecede öncelik hakkı da tanınabilmektedir [Liebi, N. 292, s. 218-219; Bahar, R./Peyer, M.: Xxxxxxx Kommentar (Editör: Handschin, L.), Die Aktiengesellschaft, Allgemeine Bestimmungen, Art. 620-659b OR, 2. Auflage, Zurich 2016, m. 654-656/I-II, N. 29-30, s. 1209].
(57) Yeni pay alma hakkında imtiyazlı payların ihraç edilebilmesi için, mevcut durumun imtiyazların ihracını haklı kılması gerektiği; bu durumda dahi imtiyazların kalıcı şekilde oluşturulamayacağı zira hakkın ileriye dönük, sürekli şekilde kısıtlanmasının anonim ortaklığın yapısıyla bağdaşmayacağı ve ahlâka aykırı kabul edileceği yönünde bkz. Yıldız, Yeni Pay Alma Hakkı, s. 302-303.
(58) Türk ve İsviçre öğretisi, kısıtlama için uyulması gereken ilkeleri (işlemde ortaklık menfaati bulunması, kısıtlamanın gerekli olması, eşit işlem ilkesine uygun davranılması ve hakların sakınılarak kullanılması), öteden beri dürüstlük kuralından türeterek ortaya koymaktadır. İsviçre öğretisinde 1991 revizyonundan önceki dönemle ilgili örnek olarak bkz. Xxx, s. 65 vd., 156 vd.; Xxxxxx, 237 vd.; xxx Xxxxxx, s. 80 vd.; Xxxxxx, §2, Rn. 252 vd.; Türk hukukunda eTTK döneminde bu yöndeki görüşler için bkz. Xxxxx, s. 334; Tekil, 351; Yıldız, Yeni Pay Alma Hakkı, s. 285 vd., 289; Xxxxxx, s. 397 vd.
B- Kayıtlı Sermaye Sisteminde Yönetim Kurulu Kararıyla İmtiyaz Tanınması Durumunda
Kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kuruluna tanınan asıl yetki serma- yenin artırılmasıdır. Yönetim kurulunun sermaye artırım yetkisini kullanırken imtiyazlı pay ihraç edebilmesi için, kendisine bu yöndeki özel yetkinin açıkça ve esas sözleşmeyle verilmiş olması gerekmektedir (TTK m. 460.4; SPKn m. 18.5). Yönetim kurulu, yine kendisine özel olarak yetki verilmesi koşuluy- la, sermaye artırım kararında yeni pay alma haklarını kısıtlayabilmektedir. O hâlde her iki özel yetki de yönetim kuruluna bırakılmış ise, yönetim kurulu yeni pay alma hakkını kısıtlama yetkisini, yeni pay alma hakkında imtiyazlı paylar ihraç etmek yoluyla da kullanabilir.
Yönetim kurulunun imtiyazlı pay ihraç etmesi de esas sözleşme deği- şikliği sonucunu doğurmaktadır. Genel kurul kararıyla yeni pay alma hak- kında imtiyazlı paylar oluşturulması konusunda yukarıdaki değerlendirme- lerimiz, kayıtlı sermaye sisteminin niteliğine uygun düştüğü ölçüde burada da geçerli olmalıdır. Diğer bir deyişle TTK m. 461.2’de yer alan ve temelde dürüstlük kuralından türetilen maddî koşullar, kıyasen burada da aranmalıdır. Yönetim kurulu ayrıca yeni pay alma haklarının kısıtlanması ya da imtiyazlı pay ihracı konusunda, varsa yetkilendirme kararında belirtilen koşullarla da bağlıdır (TTK m. 460.1).
2. Yeni Pay Alma Hakkı Veren İntifa Senedi İhraç Edilmesi
TTK m. 503’e göre anonim ortaklıklarda kâr payını, tasfiye payını veya yeni pay alma hakkını konu alan intifa senetleri ihraç edilebilir (TTK m. 503).
İntifa senetlerinin çeşitli türleri olup katılma intifa senetleri bunlardan biridir59. Katılma intifa senetleri Pay Tebliği (VII-128.1)60 m. 4.1.k’de “[o] rtaklıklar tarafından nakit karşılığı satılmak üzere ihraç edilen, net kardan pay alma, tasfiye sonucunda kalan tutara katılma veya halka açık olmayan ortaklık tarafından yeni çıkarılacak payları alma hakkı tanıyan pay benzeri
(59) İntifa senetlerinin tâbi olduğu ayrımlar ile; özellikle intifa hakları, intifa senetleri ve katılma intifa senetleri hakkında bkz. Xxxxxx, Ö.: Anonim Ortaklıkta İntifa Senetleri, İstanbul 1978, s. 17 vd.; Xxxx, O. K.: Sermaye Piyasası Hukuku ve Mevzuatı, Ankara 2005, s. 147, 152 vd.
(60) RG, 22.06.2013, S. 28685.
menkul kıymetleri, … ifade eder.” şeklinde tanımlanmaktadır. Düzenlemeye göre, halka açık anonim ortaklıklarda yeni pay alma hakkı tanıyan katılma in- tifa senetleri ihraç edilemez. Sadece halka açık olmayan anonim ortaklıklarda bu tür senetlerin ihracı olanaklıdır.
Halka açık olmayan anonim ortaklıklarda yeni pay alma hakkı veren intifa senetlerinin ihraç edilmesi ise, pay sahiplerinin kanunî yeni pay alma haklarının kısıtlanması sonucuna yol açabilmektedir. Bu ise, hakkın sadece sermaye artırım kararıyla, ağırlaştırılmış yeter sayılara uyarak ve haklı sebep koşuluna bağlı olarak kısıtlanabileceğini belirten TTK m. 461 ile çelişmekte- dir. Öğretide söz konusu uyumsuzluğun giderilebilmesi için, bir intifa sene- dine tanınabilecek hakları sıralayan TTK m. 503’teki “veya yeni çıkarılacak payları alma” ifadesinin kaldırılması önerilmektedir61. Diğer bir deyişle yeni pay alma hakkı tanıyan intifa senedi ihraç edilmesinin yasaklanması gerektiği savunulmaktadır.
Kanımızca yeni pay alma hakkı veren intifa senedi ihracının tamamen yasaklanması gerekli değildir. Çünkü intifa senedi sahiplerine tanınan hakkın, kanunî yeni pay alma hakkından sonra kullanılacağı da kararlaştırılabilmek- tedir62. Bu durumda söz konusu tehlike ortadan kalmaktadır. Ancak intifa se- nedine bağlanan hakkın kanunî yeni pay alma hakkına göre ikincil derecede olduğu açıkça öngörülmedikçe, gerçekten de mevcut pay sahiplerinin yeni pay alma hakları dolaylı olarak kısıtlanmaktadır. Pay sahiplerine benzer bir korumanın sağlanabilmesi için hakkın kısıtlanmasının koşullarını düzenle- yen TTK m. 461.2, kıyasen bu ihtimalde de uygulanmalıdır63. Gerçi TTK m. 461’deki koşullar arasında yer alan ağırlaştırılmış yeter sayıların (sermayenin yüzde altmışı) burada önemi yoktur; zira her çeşit menkul kıymetin ihracı za- ten TTK m. 504.1’in yaptığı atıfla TTK m. 421.3’teki daha ağır yetersayılara tâbidir (sermayenin yüzde yetmiş beşi)64. Ancak TTK m. 461.2’de yer alan
(61) Bu görüşler için bkz. yuk. dn. 44. (62) Xxxxxx, s. 248, 249.
(63) Xxxxxxxxxxxxxx Xxxxx, s. 204, 211.
(64) Bir görüş burada TTK m. 504’ü değerlendirmeksizin, intifa senedi ihracının TTK
m. 421.1’deki adî yeter sayıların uygulanacağı görüşündedirler; ancak buna katılamıyoruz. Aksi yönde bkz. Görmez, s. 115-116; Xxxxxxxxxxxxxx Xxxxx, s. 211. Bir an için halka açık anonim ortaklıklarda SPK m. 29 hükmündeki yeter sayıların da dikkate alınacağı düşünülebilir ancak yeni pay alma hakkı veren katılma intifa senetleri sadece halka kapalı anonim ortaklıklarda
haklı sebep koşulu ile kimseye haksız şekilde yarar sağlamama kuralına uyul- ması, özellikle önem taşımaktadır. Diğer bir deyişle, ihraç edilen intifa senet- lerine kanunî yeni pay alma hakların göre daha öncelikli bir hak tanınabilmesi için, işlemde haklı sebep bulunması ve intifa senedini alan kişilere cazip ihraç koşulları aracılığıyla haksız bir yarar sağlanmaması gerekmektedir. Yönetim kurulu, TTK m. 461.2’deki raporda olduğu gibi, yeni pay alma hakkını konu alan intifa senetlerinin ihraç edilmesinin ortaklık menfaati yönünden neden gerekli olduğunu ortaya koyabilmelidir. Ayrıca bu menfaate pay sahiplerine daha az zarar veren başka bir yolla ulaşılması mümkün olmamalıdır. İntifa senetlerinin ihraç fiyatı ve miktarı da ölçülülük ilkesine uygun olarak belirlen- melidir. Böylece yeni pay alma hakkının kısıtlanmasına ilişkin TTK m 461’in koyduğu düzene uyum sağlanmış olmaktadır.
Bundan başka intifa senedine tanınacak hakkın sınırlarının (hakkın süresi, her intifa senedi karşılığında alınabilecek yeni pay adedi/oranı vb.65, fiyatı) belirlenmesinde de Kanun’daki koruyucu kurallar dikkate alınmalıdır. Bu önceliğin intifa senedi sahiplerine bırakılması ne kadarlık bir süre veya ar- tırım sayısı için haklı görülebiliyorsa, kararda o süre veya sayı aşılmamalıdır. Diğer bir deyişle haklı sebep yanında TTK m. 461.2, c. 3’teki kurala (haksız şekilde kimseye yarar sağlamama ve kimseyi kayba uğratmama kuralı) ve özellikle hakların sakınılarak kullanılması (ölçülülük) ilkesine de uyulmalıdır.
Olması gereken hukuk açısından ayrıca, pay sahiplerine sadece yeni “pay” ihracı durumunda değil, yeni paylar üzerinde tasarruf olanağı veren diğer menkul kıymetlerin (yeni pay alma hakkında imtiyazlı intifa senedi- nin, paya dönüştürülebilir tahvilin vb.) ihracında da kanunî bir öncelik hakkı düzenlenmeli ve hakkın kısıtlanması da açıkça benzer kurallara tâbi tutulma- lıdır66. Mehaz hukuktan farklı olarak, Türk hukukunda bu yönde bir düzen-
ihraç edilebildiği için konumuz yönünden bu olasılık da anlamını yitirmektedir.
(65) Bu konuda bkz. Teoman, s. 249. İntifa senedi sahiplerine tanınan yeni pay alma hakkının sadece tek seferlik kullanılabileceğinin öngörülmesinin, kanunun ruhuna daha uygun olduğu yönünde bkz. Görmez, s. 117.
(66) Nitekim 2017/1132 sayılı Şirketler Hukuku Direktifi m. 72.6’ya göre; yeni pay alma hakkını düzenleyen ve hakkın kısıtlanmasının koşullarını da gösteren ilk beş fıkra, paya dönüştürme hakkı veren tüm menkul kıymetlere de uygulanmaktadır. İsviçre ve Almanya’daki düzenlemeler de bu yöndedir. İsvBK m. 653c’de dönüştürme ve opsiyon hakkı veren senetler üzerinde pay sahiplerinin öncelik hakkı düzenlenmekte; bu hakkın da tıpkı yeni pay alma hakkında olduğu gibi önemli sebeplerle kısıtlanabileceği belirtilmektedir.
lemenin bulunmaması önemli bir eksikliktir67. İlgili düzenleme yapılmadıkça
Alman hukukunda da pay sahiplerinin rüçhan hakları yeni ihraç edilen paylarla sınırlı değildir. APOK §186’da düzenlenen yeni pay alma hakkı yanında; §221.4 uyarınca paya dönüştürme hakkı veren senetlerde ve diğer bazı senet türlerinde de pay sahiplerinin öncelik hakkı vardır ve bu maddeye göre uygun düştüğü ölçüde §186’daki yeni pay alma hakkına ilişkin kurallar bunlara da uygulanmaktadır. Bu nedenle paya dönüştürülebilir tahvil sahipleri lehine yeni paylar ihraç edildiğinde, pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının kısıtlanması için ayrıca maddî bir gerekçelendirilmenin yapılması gerekmez; zira bu denetim zaten §221.4 uyarınca daha önce yapılmaktadır. Bkz. Xxxx (Xxxxxx/Xxxx), §186, Rn. 30; Schürnbrand, Münchener Kommentar, §186, Rn. 116.
(67) Yeni pay alma hakkında öncelik tanıyan intifa senetlerinin ya da paya dönüştürülebilir tahvillerin şarta bağlı sermaye artırımı yöntemiyle ihracında ise söz konusu sorunlar yaşanmamaktadır. Zira şarta bağlı sermaye artırımında pay sahiplerine tanınan önerilmeye muhatap olma hakkı sayesinde, yeni pay alma haklarının kısıtlanmasına ilişkin TTK
m. 461.2’deki denetime paralel bir koruma sağlanmaktadır. Şarta bağlı sermaye artırımında olduğu gibi, TTK m. 461.2’deki kurallara benzer bir düzenleme getirilmedikçe, esas ve kayıtlı sermaye sisteminde yapılacak ihraçlarda sunulacak çözümler kanunda hedeflenen korumayı ve hakkaniyeti tam olarak sağlayamamaktadır. Ancak TTK m. 461.2’deki kuralların burada kıyasen uygulanacağı düşünülebilir.
Konu, paya dönüştürülebilir tahvillerden hareketle şu şekilde açıklanabilir: Halka açık olmayan anonim ortaklıklarda, genel kurul bir menkul kıymetin (örneğin paya dönüştürülebilir tahvilin) ihracına karar verirken, buna ilişkin gerekli bütün hüküm ve koşulları kararında açıklamalıdır (TTK m. 504.1). Halka açık anonim ortaklıklarda ayrıca, İzahname ve İhraç Belgesi Tebliği (II-5.1) m. 7’ye göre de izahnamede yer alacak bilgilerin, ihraca ilişkin bilgileri açıklıkla ortaya koyacak ayrıntıda hazırlanması, tam ve güncel olması, yatırımcılar tarafından kolaylıkla analiz edilebilir, anlaşılabilir ve değerlendirilebilir bir şekilde belirtilmesi zorunludur (RG, 22.06.2013, S. 28685). Bu düzenlemeler çerçevesinde paya dönüştürülebilir tahvil sahiplerine verilecek payların nasıl karşılanacağı da kararda gösterilmelidir. Ortaklık, paya dönüştürülebilir tahvillere karşılık verilecek payların ileride yeni paylar ihraç edilerek ve yeni pay alma hakları kısıtlanarak karşılanacağını izahnamede açıkça göstermiş olabilir. Ancak buna izahnamede işaret edilmesi yeni pay alma haklarının kısıtlanması kararı yerine geçmez, henüz sermaye artırımı yapılmamış ve kısıtlama kararı alınmamıştır. Zira esas ve kayıtlı sermaye sistemlerinde yeni pay alma haklarının kısıtlanması kararı tahvillerin ihracı anında değil, sermaye artırımı yapıldığı zaman alınmaktadır. Tahvil ihracı kendiliğinden yeni pay alma hakkının kısıtlanmasına yol açmamakta; bu tedbirin sermaye artırım anında ayrıca görüşülmesi gerekmektedir. (Xxxxxx, s. 363, 394; Xxxxx, V.: Sermaye Piyasası Hukukunda Hisse Senedine Dönüştürülebilir Tahviller, Prof. Dr. Xxxxxx Xxxxxxxx’a Armağan, İstanbul 2011, s. 891 vd.; Xxxxxx, s. 209). Bununla birlikte sermaye artırımından daha önceki aşamada paya dönüştürülebilir tahvil ihracı kararının kanuna ve dürüstlük kuralına uygunluğunun denetlenmesi olanaklıdır. Bu denetimde ise yine dürüstlük kuralından türetilmiş olan ve yeni
esasen paya dönüştürme hakkı veren ya da yeni pay alma hakkını konu alan menkul kıymetlerin ihracı için sunulacak diğer çözümler, yeni pay alma hak- kının korunmasında yeterince etkin olamamaktadır.
SONUÇ
Yeni pay alma hakkının kısıtlanması, zaman ve şekil yönünden serma- ye artırım kararıyla sıkı ilişki içindedir. Kısıtlama tedbiri, artırım kararının ayrılmaz bir parçasıdır. Sermaye artırım kararından çok önce (şirket sözleş- mesiyle) ya da çok sonra (bağımsız bir kararla) hakkın kısıtlanmasına karar verilemez. Kısıtlama, AB mevzuatı ve mehaz hukuka da uygun olarak sade- ce sermaye artırım kararının içinde ve TTK m. 461 ya da 591’deki kurallara uyularak yapılabilir. Bu bağlamda kural olarak şirket sözleşmesiyle kısıtlama yapılamaz. Aksi hâlde karar butlan yaptırımına tâbi olur.
Yeni pay alma hakkının anonim ve limited ortaklıklardaki hukukî ni- teliği, amacı ve kısıtlanmasının tâbi olduğu kurallar aynı olmasına rağmen; TTK m. 591.2’de limited ortaklıklarda hakkın şirket sözleşmesiyle de kısıtla- nabileceğinin gösterilmesi yerinde değildir. Bu düzenleme, kanun koyucunun gerekçedeki açıklamalarıyla ve mehaz hukukla uyumsuzdur. Olması gereken hukuk açısından iki çözüm sunulabilir: Ya TTK m. 591.2 tamamen ilga edi- lerek bu konuda anonim ortaklıklara atıf yapılmalıdır ya da hükmün yeni pay alma haklarının şirket sözleşmesiyle kısıtlanabileceğini belirten kısmı, bir ka- nun değişikliğiyle ilgili maddeden çıkarılmalıdır.
pay alma haklarının kısıtlanmasına ilişkin koşulları düzenleyen TTK m. 461.2’nin kıyasen uygulanması uygun olur. Bu maddedeki yeter sayılar (sermayenin yüzde altmışı) tahvil ihracında zaten sağlanmaktadır. Zira paya dönüştürülebilir tahvil ihracı TTK m. 504.1’in atfıyla TTK m. 421.3’teki daha yüksek yeter sayılara tâbidir (sermayenin yüzde yetmiş beşi). O yüzden burada asıl önemli olan, paya dönüştürülebilir tahvil ihraç edilmesi ve bunların pay sahiplerine sunulmaksızın üçüncü kişilere satılması planlanıyorsa, işlemdeki haklı sebebin (ortaklık menfaatinin ve gereklilik ilkesinin) TTK m. 461.2’ye kıyasen ortaya konulabilmesidir. Ayrıca kimseye haksız şekilde menfaat sağlanmamalı ve zarar verilmemelidir (TTK m. 461.2, c. 3). Aksi hâlde pay sahipleri kararın iptalini dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle dava edebilir (TTK m. 445). Ancak bu aşamada sermaye artırımı ve yeni pay alma haklarının kısıtlaması kararı henüz alınmadığından, dava konusu karar da paya dönüştürülebilir tahvil ihraç edilmesi kararıdır. AB ve mehaz hukuk çerçevesinde düşünüldüğünde ise, olması gereken, pay sahiplerine sadece yeni “pay” ihracı durumunda değil, yeni paylar üzerinde tasarruf olanağı veren diğer menkul kıymetlerin (yeni pay alma hakkında öncelik veren intifa senedinin, paya dönüştürülebilir tahvilin vb.) ihracında da kanunî bir rüçhan hakkı tanınmasıdır.
Yeni pay alma hakkının şirket sözleşmesiyle ve dolaylı olarak kısıt- lanmasına yol açan istisnaî hâller de vardır. Bunlardan ilki, kanunî yeni pay alma hakkına göre öncelikli olan imtiyazlı payların yaratılmasıdır. Bize göre, TTK m. 461.2 ve 591.2’deki koşulların (haklı sebep, yönetim kurulu raporu vb.) yeni pay alma hakkında imtiyaz yaratan sözleşme değişikliklerine de ni- teliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanması, bu kurallardan beklenen amaca ulaşılabilmesi için bir gerekliliktir.
Yeni pay alma hakkının şirket sözleşmesiyle ve dolaylı olarak kısıtlan- masına yol açan ikinci durum, yeni pay alma hakkı veren intifa senetleri ih- raç edilmesidir. Hemen belirtmek gerekir ki, TTK m. 461.2’de yeni pay alma hakkı için getirilen koruyucu hükümler, sadece yeni “pay” ihracı durumunda geçerlidir. Oysa yeni pay alma hakkında öncelik tanıyan intifa senetlerinin (ya da paya dönüştürülebilir tahvillerin) ihraç edilmesi durumunda da, tıpkı yeni pay ihracında olduğu gibi, pay sahiplerinin katılma haklarının “sulandırılma- sı” tehlikesi bulunmaktadır. Olması gereken hukuk açısından, pay sahiplerine bu tür menkul kıymetlerin ihracında da kanunî bir öncelik hakkı tanınmalı ve hakkın kısıtlanması, yeni pay alma hakkının kısıtlanmasına benzer kurallara tâbi tutulmalıdır. Bu yönde açık bir düzenleme yapılmadıkça, alternatif bir çözüm olarak, TTK m. 461.2’deki kuralların yeni pay alma hakkında önce- lik tanıyan intifa senetlerinin ihracına da kıyasen uygulanması düşünülebilir. Yeni pay alma hakkının dolaylı olarak ve şirket sözleşmesiyle kısıtlanması sonucunu doğuran kararlar, böylece benzer kurallarla denetlenebilir ve pay sahipleri korunabilir.
KAYNAKÇA
Adıgüzel, B.: Anonim Şirketlerde Rüçhan Hakkının Sınırlanması veya Kaldırılması, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2014, C. 18, S. 1, s. 1-48.
Akünal, T.: Anonim Ortaklıklarda Pay Sahiplerinin Yeni Pay Alma Hakkı, İstanbul Üniversitesi Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi 1969, C. 3, S. 5, s. 257-278.
Aytaç, Z.: Anonim Ortaklıklarda Rüçhan Hakkı, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu II (11-12 Xxxx 1985), Bildiriler-Tartışmalar, Ankara 1985, s.
297-340.
Xxxxxxxx, X./Xxxxx, A. (Editörler): Gesetz betreffend die Gesellschaften mit beschränkter Haftung (GmbHG), 22. Auflage, München 2019 [Anılış: Bölüm Yazarı (Baumbach/Hueck), GmbHG, ...; Ör: Xxxxxxxxx (Xxxxxxxx/Hueck), GmbHG, §55, Rn. ].
Xxxxxx, P.: Xxxxxxxxx Aktienrecht, 4. Auflage, Zürich-Basel-Genf 2009.
Xxxxxxxxxxxxxx Xxxxx, N.: Anonim Şirketlerde Rüçhan Hakkı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli 2020,
s. 204 vd.
Xxxxxxx, X./Xxxxxxxx, D.: Kölner Kommentar zum Aktiengesetz, Band 4/1: §179- 191 AktG, 3. Auflage, Köln 2020 [Anılış: Bölüm Yazarı, Kölner Kommentar,
...; Ör: Ekkenga, Kölner Kommentar, §186, ].
Epçeli, S.: Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın Yeni Pay Alma Hakkı ile İlgili Olarak Getirdiği Düzenleme, Eleştiriler ve Öneriler, İstanbul Barosu Dergisi 2010, C. 84, S. 6, s. 3589-3625.
Xxxxxxxxx, X./Xxxxxx, W. (Editörler): Münchener Kommentar zum GmbHG, 3. Auflage, München 2018 [Anılış: Bölüm Yazarı, Münchener Kommentar zum GbmHG; Ör: Lieder, Münchener Kommentar zum GmbHG, §55, Rn. ].
Xxxxxx, X./Xxxxxxxxx, M./Xxxxx, S. (Editörler): Münchener Kommentar zum Aktiengesetz, 4. Auflage, München 2016 [Anılış: Bölüm Yazarı, Münchener Kommentar, ...; Ör: Schürnbrand, Münchener Kommentar, §186, Rn. ].
Göksoy, Y. C.: Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Yeni Pay Alma Hakkının Kaldırılması, Bilgi Toplumunda Hukuk, Xxxx Xxxxxxxx’e Armağan, İstanbul 2003, s. 363-440.
Görmez, O.: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Rüçhan Hakkının Kısıtlanması, İstanbul 2017.
Xxxxxxxxx, X. (Editör): Xxxxxxx Kommentar, Die Aktiengesellschaft, Allgemeine Bestimmungen, Art. 620-659b OR, 2. Auflage, Zurich 2016 [Anılış: Bölüm Yazarı, Xxxxxxx Kommentar, ...; Ör: Xxxxxx, Xxxxxxx Kommentar, m. 652b,
...].
Xxxxx, H.: Bezugsrechtsausschluss und Konzernbildung, Berlin 1986.
Xxxxxxxx, X.: Der Minderheitsschutz im Gesellschaftsrecht, Berlin-New York 2011.
Xxxxxxx, X./Xxxx, N. P./Xxxxxx, R. (Editörler): Basler Kommentar, Obligationenrecht II, Art. 530-964 OR, 5. Auflage, Basel 2016 [Anılış: Bölüm Yazarı, Basler Kommentar, ...; Ör: Xxxxxx/Isler, Basler Kommentar, m. 652b, ...].
Xxxxxx, U./Xxxx, J.: Aktiengesetz, 14. Auflage, München 2020 [Anılış: Bölüm Yazarı
(Xxxxxx/Xxxx), ; Ör: Xxxx (Xxxxxx/Xxxx), §186, Rn. ].
Kendigelen, A.: Türk Ticaret Kanunu Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, 3.
Bası, İstanbul 2016.
Kırca, İ./Xxxxxxxx Xxxxx, F. H./Xxxxxxxx, Ç.: Anonim Şirketler Hukuku, Cilt 2/2, Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İkinci Bası, Ankara 2017.
Liebert, U.: Der Bezugsrechtsausschluss bei Kapitalerhöhungen der Aktiengesellschaften, Baden-Baden 2003.
Liebi, M.: Vorzugsaktien, Eine Darstellung nach gesellschaftsrechtlichen, bilanzierungsrechtlichen, steuerrechtlichen, rechtsgeschichtlichen, rechtsökonomischen, rechtsvergleichenden und corporate finance- Gesichtspunkten, Zürich 2008.
Xxxxxxx, E.: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Değerlendirme ve Öneriler (Başlangıç Hükümleri, Ticari İşletme, Ticaret Şirketleri, Kıymetli Evrak ve Son Hükümler), İstanbul 2016.
Xxxxxxx, E.: Anonim Ortaklıklarda Sermaye Artırımı, 4. Bası, İstanbul 2018.
Xxx, E. E.: Das Bezugsrecht der Aktionäre, Bern 1962.
von Xxxxxx, T.: Der Xxxxxx der Aktionäre bei der Kapitalerhöhung, Basel 1992. Xxxxx, R./Tekinalp, Ü./Xxxxxxx, E.: Ortaklıklar Hukuku II, 13. Bası, İstanbul 2017. Pulaşlı, H.: Şirketler Hukuku Şerhi, Cilt II, Ankara 2015.
Xxxxxxx, X./Xxxxxx, M. (Editörler): Aktiengesetz Kommentar, II Band, §§150-410 SpruchG, 3. Auflage, Köln 2015 [Anılış: Bölüm Yazarı (Xxxxxxx/Lutter), ...; Ör: Veil (Xxxxxxx/Lutter), §186, Rn. ].
Xxxxxx, X. C.: Türk Ticaret Kanununa Göre Anonim Ortaklıklarda Sermaye Taahhüdü Yoluyla Sermaye Artırımı, İstanbul 2019.
Şener, O. H.: Yargıtay Kararları Işığında Limited Ortaklıklar Hukuku, Ankara 2017.
Tekil, F.: Anonim Şirketler Hukuku, 2. Bası, İstanbul 1998.
Teoman, Ö.: Anonim Ortaklıkta İntifa Senetleri, İstanbul 1978.
Xxxxxxxxx, P. W.: Materielle Anforderungen an den Bezugsrechtsausschluß -Normative Vorgaben für den gerichtlichen Minderheitenschutz und seine Grenzen-, Köln 2003.
Türkmen, E.: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Yeni Pay Alma Hakkına Genel Bir Bakış, DEÜHFD 2017, C. 19, Prof. Dr. Xxxxx XXXXX’a Xxxxxxx Xxxx Sayısı, s. 2315-2344.
Ulusoy, E.: Tartışmalar Bölümü, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu II (11-12 Xxxx 1985), Bildiriler-Tartışmalar, Ankara 1985.
Ünal, O. K.: Sermaye Piyasası Hukuku ve Mevzuatı, Ankara 2005.
Yanlı, V.: Sermaye Piyasası Hukukunda Hisse Senedine Dönüştürülebilir Tahviller, Prof. Dr. Xxxxxx Xxxxxxxx’a Armağan, İstanbul 2011.
Yıldız, Ş.: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda Rüçhan Hakkı Konusunda Getirilen Değişiklikler, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 2012, C. 18, S. 2, s. 809-817.
Yıldız, Ş.: Anonim Ortaklıkta Yeni Pay Alma Hakkı, İstanbul 1996 (Anılış: Yeni Pay Alma Hakkı).
Xxxxxxx, X./Xxxxxx, X./Xxxxxxx, M.: Xxxx’xxxxx Online-Kommentar GmbHG, 48.
Edition (01. 05.2021), München 2021.