İSTANBUL BAROSU
İSTANBUL BAROSU
KADIN HAKLARI MERKEZi
8 Mart 2021 Özel Yayını
KADINA YÖNELIK
ŞIDDET ve AILE IÇI
ŞIDDETIN ÖNLENMESI ve BUNLARLA MÜCADELEYE DAIR AVRUPA KONSEYI SÖZLEŞMESI - ISTANBUL SÖZLEŞMESI
6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI ve KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN
İstanbul Barosu
Adli Yardım
Büroları
Merkez Büromuz
Xxxxxxxx Xxx. Xxxxx Xxxx Xxxxxxx Xxx. Xx: 0 Xxx: 0-0 Xxxxxxx / Xxxxxxxx
Tel: (0000) 000 00 00 Faks: (0000) 000 00 00
Bakırköy Şubemiz
Xxxxxxxx X. Xxxxx Xx. Xx:00/00 Xxxxxxxx/Xxxxxxxx Tel: (0000) 000 00 00 Faks: (0000) 000 00 00
Xxxxxxxxxxxxx Xxxxxxx
Xxxxxx Xxx. Xxxx Xxxx Xxxx Xxx. Xx:0 Xxxxxxxxxxxxx/Xxxxxxxx
Tel: (0000) 000 00 00 Faks: (0000) 000 00 00
Kartal (Anadolu Yakası) Şubemiz
Cevizli Mahallesi Kemalpaşa Cad. Gümüşhane Sokak No:1 Kat: 2 Daire: 5 Adalet İş Merkezi (Çağ Kebap Yanı), Kartal/İstanbul
Tel: (0000) 000 00 00 Faks: (0000) 000 00 00
Büyükçekmece Şubemiz
Xxxxxxx Xxx. Xxxxx Xxxxx Xxxxxxxxx Xx. Xx:00 X:0 Xxxxxxxxxxxx/Xxxxxxxx
Tel: (0000) 000 00 00 Faks: (0000) 000 00 00
Çağlayan Kadın Hakları Merkezi Şiddeti Önleme Bürosu
(Adli Yardıma bağlı)
Çağlayan Adalet Sarayı Çağlayan/İstanbul Tel: (0000) 000 00 00 Faks: (0000) 000 00 00
Ümraniye (Anadolu Yakası) Şubemiz Xxxxx Xxx. Xxxxxxx Xxx. 000 / X X.0 Xxxxxxxx/Xxxxxxxx
Tel: (0000) 000 00 00 Faks:(0000) 000 00 00
ALO ŞİDDET HATTI 0212 656 96 96
0549 656 96 96
ŞÖNİM
(Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) 0212 465 21 96 – 97
ALO 183
POLİS: 155 / JANDARMA: 156
KADIN HAKLARI MERKEZİ
Hazırlayanlar
Av. Xxxxx XXXXXXX Av. Xxxxxx XXXXXX
Editör
Av. Yasemin ARPA
Baskı
Ege Reklam ve Basım Sanatları San. Tic. Ltd. Şti. Xxxxxxxx Xxx. Xxxxxxxx Xxx. Xx: 0/0 000000 Xxxxxxxx-Xxx. Tel: (0000) 000 00 00 xxx.xxxxxxxx.xxx.xx Ser. No:45604
xxxxxxxx.xxx/xxxxxxxxxxxxxxxxxxx kadinhaklarmerk
İÇİNDEKİLER
Kadının İnsan Hakları, Eşitlik ve
Demokrasi Mücadelesi Sürüyor 2
Av. Xxxxxx XXXXXXXXX
İstanbul Barosu Başkanı
8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” 6
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ 8
Av. Nazan MOROŤLU
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun 14
Prof. Dr. Ayşe NUHOŤLU
İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
6284 sayılı Yasa Kapsamında Verilen
ELEKTRONİK KELEPÇE Tedbiri 23
Av. Birsen Baş TOPALOŤLU
Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı
BÜTÜNCÜL POLİTİKALAR
Kapsamlı ve Koordineli Politikalar, Eşgüdümlü
ve Çok Kuruluşlu Yaklaşım, İşbirliği 28
Av. Xxxxx XXXXX
Kadın Hakları Merkezi Üyesi
Adli Yardım Bürosuna Başvurularda
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun Uyarınca Alınan
TEDBİR KARARLARI RAPORU 34
İstanbul Sözleşmesi’nin Uygulanmayan
Xxxxxxxxxxx Xxxxxxx Tespitlerimiz 44
Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ 59
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 81
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna
İlişkin Uygulama Yönetmeliği 91
ZORUNLU AİLE ARABULUCULUĞA HAYIR!
“ÇOCUK” GELİN OLMASIN!
4 8 XXXX ’ 00
XXXXXXXX XXXXXX XXXXX XXXXXXX XXXXXXX
XXXXXXXX SÖZLEŞMESİ ve 6284 SAYILI YASA UYGULANSIN !
Kadın Hakları İnsan Haklarıdır
Kadına Yönelik Şiddet İnsan Hakları İhlalidir
6 8 MART ’ 21
Kadinin İnsan Haklari, Eşitlik ve
Demokrasi Mücadelesi Sürüyor
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk Sözleşmedir.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal her tür şiddetle mücadele konusunda “Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikaları” başlıkları altında dört temel hareket noktası olan ilk Sözleşmedir.
Türkiye, Sözleşmeyi ilk imzalayan ve ilk onaylayan devlettir.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, 8 Mart 1995 tarihinde kuruluşundan beri, kadınları yasal hakları konusunda bilgilendirmek, başta aile içi şiddet de dahil olmak üzere kadınların karşılaştıkları sorunlara hukuki çözüm üretmek ve yargı sürecinde destek vermek amacıyla özveriyle çalışmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasanın tam anlamıyla uygulanması için İstanbul Barosu ve Kadın Hakları Merkezimiz mücadeleye devam edecektir.
8 Mart 2021
Av. XXXXXX XXXXXXXXX
İstanbul Barosu Başkanı
8
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Mart 1857 tarihinde kadın tekstil işçile- rinin “Eşit İşe Eşit Ücret’’ talebiyle baş- lattıkları grevde, fabrikada çıkan yan- gın sonucu hayatlarını kaybetmelerinin
üzerinden 164 yıl geçti. Bu kadar uzun zamana karşın Dünyada ve ülkemizde kadınlar açısından değişen çok fazla bir şey yok. 2020 yılında 269 kadının cinayete kurban gittiği, 152 kadının da şüpheli şekilde öldüğü açıklandı. Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor ve kadınlar en faz- la eşlerinden şiddet görüyorlar. Yasalar kadınları yeterince korumadığı gibi, birçok şiddet, taciz ve tecavüz vakalarında da faile ceza verilmiyor.
Ülkemizde halen;
• 1 milyon 872 bin 537 kadın okuma yazma bil- miyor.
• Kadınların iş gücüne katılım oranı % 34.2 ve %
42.1 oranında. Kadınlar hiçbir güvencesi olma- dan kayıt dışı çalışıyor.
• 550 milletvekilinin sadece 81’i kadın. Türkiye kadın milletvekili oranında 192 ülke arasında
119. sırada yer alıyor.
• 1389 belediyenin sadece 43’ünde kadın beledi- ye başkanı var.
Kadın Barış ve Güvenlik Endeksi Araştırması- na göre yaşam kalitesinin en yüksek olduğu 167 ülke arasında Türkiye 114. Sırada.
Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı 2020 küresel cinsiyet eşitliği raporunda ise 153 ülke arasında 130. sıradayız.
Bu rakamlar ülkemizde kadınların sosyal, eko- nomik ve siyasi alanda yer alamadıklarını, koşul- larının iyileştirilmediğini, destek verilmediğini ve eğitimden de erkeklerle eşit şekilde yararlanama- dıklarını ortaya koymaktadır.
T.C. Devleti birçok uluslararası sözleşmeyi im- zalayarak, sözleşmelerde yer alan hükümleri ye- rine getirmeyi taahhüt etmiştir. Ancak uygulama, Devletin kadın konusunda yeterince duyarlı, is- tikrarlı ve destekleyici davranmadığını, bir kadın politikasının olmadığını, kadının statüsünü yük- seltecek düzenlemeler yapmadığını ve imzaladığı sözleşmelerde yer alan hükümlere uymadığını or- taya koymaktadır.
Devlet ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşme- si’nde “şiddet varsa uzlaştırma ve arabuluculuk yasaklandığı” halde, 2016 yılında çıkarılan bir KHK ile “kadına karşı basit yaralama, tehdit ve hakaret” suçları uzlaştırma kapsamına alınmış- tır. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Son yıllarda da aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların
8 8 MART ’21
İSTANBUL BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ
arabuluculuk kapsamına alınması konuşulmakta- dır. Bu konuda merkezimizin ve kadın örgütleri- nin uyarıları ve talepleri nazara alınmamakta, bir gecede çıkarılan genelgelerle düzenlemeler yapıl- maktadır.
Eşitlik karşıtı zihniyetler tarafından İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa’ya karşı oluşturul- maya çalışılan karşı cephenin söylemlerine dev- let ve devleti yöneten kadrolar sessiz kalmakta ve bu söylemleri sonlandıracak kesin sözler edil- memektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek tartışmaya açılmakta ve Devletin en yetkili kişileri sözleşmeden çekilebileceğimizi dile getirerek bu zihniyeti cesaretlendirmektedir.
Yıllardır “Kadının İnsan Hakları’’ için mücadele eden biz kadın hukukçular bu gelişmelerden ve sözlerden son derece rahatsızız. Biz kadın hukuk- çular olarak;
Kadınlara Karşı ayrımcı söylemlerden vaz- geçilmesini,
Kadınların kazanılmış yasal haklarına doku- nulmamasını,
Devlet tarafından imzalanan Uluslararası sözleşmelerde taahhüt edildiği üzere kadı- nın ekonomik, sosyal ve kültürel alanda güç- lendirilmesi için gereken tüm yasal düzen- lemelerin yapılmasını ve diğer tedbirlerin alınmasını,
Kadın-erkek arasında tam eşitlik sağlanana kadar olumlu ayrımcı düzenlemeler yapıla- rak uygulanmasını,
Siyasette kadın temsiliyetini artırmak için kota sisteminin uygulanmasını ve seçilebilir sıralarda “fermuar sistemi” ile bir kadın, bir erkek aday gösterilmesini,
Devletin ilk imzacısı olduğu İstanbul Söz- leşmesi’nde “şiddet varsa uzlaştırma ve ara- buluculuk yasaklandığı” halde 2016 yılında çıkarılan bir KHK ile uzlaştırma kapsamına alınan “kadına karşı basit yaralama, tehdit ve hakaret” suçlarının uzlaştırma kapsamın- dan çıkarılmasını,
Devlet’in Barolar, Sivil Toplum Kuruluşları ve Kadın örgütleriyle koordineli çalışmalar başlatmasını ve sürdürmesini,
Yoksulluk nafakası konusunda mevcut uy- gulamanın devam ettirilmesini ve nafakanın kaldırılması söylemlerine son verilmesini,
Anayasa’nın 90. maddesi gereği iç hukuk mevzuatı olarak kabul edilen Uluslararası sözleşmelere uyulmasını,
beklediğimizi bir kez daha tekrarlıyor ve hatır- latıyoruz.
Değerli meslektaşlarımız;
ŞİDDETTEN ARINDIRILMIŞ BİR DÜNYADA EŞİT, ÖZGÜR VE METALAŞTIRMADAN SEVMEYİ ÖĞRENEREK, AYDINLIK VE BARIŞ DOLU GÜNLERDE BİRLİKTE OLABİLMEYİ DİLİYOR, KADIN CİNAYETLERİNDE HAYATINI KAYBEDEN TÜM KADINLARIMIZI SAYGIYLA ANARAK BİR 8 MART’TA DAHA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİMİZİ BELİRTİYOR VE TÜM KADINLARI BU MÜCADELEDE YAN YANA OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ...
İstanbul Barosu
Kadın Hakları Merkezi
8 MART ’ 21 9
Sözleşmesi
Istanbul
Av. Xxxxx XXXXXXX
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı
K
adına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle çok yönlü mücadele amacıyla hazırlanmış olan “Kadına Yönelik Şiddetin ve Aile İçi
Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 00 Xxxxx 0000 xxxx- xxxxx Xxxxxxxx’da imzaya açılmıştır. Bu nedenle, uluslararası alanda İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ola- rak anılmaktadır.
Türkiye, sözleşmeyi imzaya açıldığı gün ilk im- zalayan ve 24 Kasım 2011 tarihinde TBMM’de ka- bul ederek, ilk onaylayan ülke olmuştur.
29 Kasım 2011 SALI Resmî Gazete Sayı: 28127
KANUN
KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ
SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUŤUNA DAİR KANUN
Kanun No. 6251 Kabul Tarihi: 24/11/2011
MADDE 1 – (1) 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 29/11/2011
Sözleşme, yürürlük maddesi gereğince 10 ülkenin onaylamasının ardından 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Sözleşmenin Giriş bölümünde şiddetin neden- lerine ve yol açtığı olumsuzluklara değinilmiş ve
• Kadına yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinden kaynaklanan tarihsel bir olgu olduğu ve bu güç ilişkisinin erkekler tarafından kadınlar üze- rinde baskı kurulmasına ve kadınlara yönelik ayrımcılık yapılmasına yol açtığı ve kadınların ilerlemelerini engellediği,
• Kadınlara yönelik aile içi şiddet, cinsel istis- mar, tecavüz, zorla, erken evlendirme, “namus” cinayetleri ve bir insan hakları ihlali olan şid- detin kadın erkek eşitliğini sağlamanın önün- deki en büyük engel olduğu,
• Çocukların aile içindeki şiddete tanık olmak da dâhil aile içi şiddet mağduru oldukları,
• Kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesinin kadına yönelik şiddeti önle- mede önemli bir unsur olduğu vurgulanmıştır.
10 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
İstanbul Sözleşmesi
Sözleşme, uluslararası hukukta
kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet konusunda
* yaptırım gücü olan,
* bağlayıcı ve
* bağımsız bir denetim mekanizması
kurulmasına yer verilen ve
* şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunun vurgulandığı
ilk Sözleşme niteliği taşıyor.
Madde 1 – Sözleşmenin Amacı
Kadınları ve Aile Bireylerini Şiddetten
* Korumak (Protection)
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti
* Kovuşturmak (Prosecution)
* Önlemek (Prevention)
Şiddet mağduruna ve failine
* Destek politikaları oluşturmak
(Policy)
Taraf Devletlerin Yükümlülükleri
◼ toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar, kapsayıcı ve eşgüdümlü politikalar uygulamak
◼ Mali kaynaklar ayırmak
◼ Resmi bir eşgüdüm birimi kurmak
◼ İstatistiksel veri toplamak, incelemek, yayınlamak
◼ Şiddetin önlenmesi için zihniyet değişikliği sağlamak
Sözleşme gereğince, Taraf Devletlerin tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle işbirliği içinde olması, bir koordinasyon biriminin kurulması, şiddetle mücadele ve şiddetin her türünün önlen- mesi için uygulanacak politika, önlem ve program- ların yerine getirilmesinde sivil toplumun da da- hil edilmesi, yeterli düzeyde mali kaynaklar ve insan kaynakları tahsis edilmesi öngörülmüştür.
Sözleşme’nin amacı, kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldır-
mak; kadına yönelik her türlü ayrımcılığın orta- dan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirme yolu da dahil olmak üzere kadınlarla erkekler arasında yasalarda ve yaşamda eşitliği sağlamak; ev içi şiddetin tüm mağdurlarının ve kadına yönelik şiddet mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı çerçeve, politika ve önlemler geliştirmek; kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak; kadına yö- nelik şiddet ve ev içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi mak- sadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimleri- nin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmaları- na destek ve yardım sağlamaktır.
Sözleşme, “toplumsal cinsiyete dayalı” ayrımcı- lık ve şiddeti temel almıştır ve toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslararası belgedir.
Sözleşme’de, ekonomik zarar veya baskı da ka- dına yönelik şiddet biçimlerinden biri (ekonomik şiddet) olarak tanımlanmıştır. Sözleşmeye göre, taraf devletlerin, uygulamada toplumsal cinsiyete duyarlı olması gerekmektedir.
8 MART ’ 21 11
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Toplumsal cinsiyet, 3. maddenin c fıkrasında dü- zenlenmiştir. Buna göre, “toplumsal cinsiyet” belli bir toplumun kadınlar ve erkekler için uygun gör- düğü sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar, etkinlikler ve yaklaşımlar anlamına gelir.
Ayrıca, 6. maddeye göre, Sözleşmeyi onaylaya- rak taahhüt altına giren Taraf devletler bu Söz- leşme hükümlerinin uygulanmasında ve sonuç- larının, etkilerinin değerlendirilmesi sürecinde de toplumsal cinsiyet bakış açısına yer vermekle yükümlüdürler.
Taraf devletler, Sözleşmenin uygulanmasında, şiddet mağdurunun korunmasında, ulusal azınlık, cinsel yönelim, engellilik, medeni hal, cinsel kim- lik, göçmen veya mülteci olma gibi herhangi bir nedenle ayrım gözetmemekle yükümlüdür.
Sözleşme, şiddetin önlenmesi konusunda ade- ta bir yol haritası çizmiş; taraf devletlerce yapıla- cak uygulamalar ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş- tir. Örneğin:
• Farkındalığı arttırma
• Uzmanların eğitimi
• Önleyici müdahale ve tedavi programları
• Özel sektör ve medyanın katılımı
• Psikolojik ve hukuksal destek hizmetleri
• Erken ve zorla evliliklerinin suç sayılması ve iptali
• Eşgüdümlü, toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar geliştirmesi
• Koordinasyon biriminin kurulması
• Şiddet eylemleri hakkında istatistiki ve düzenli verinin toplanması
• Sığınakların kurulması
• Acil yardım hatlarının açılması
• Çocuk tanıklar için koruma
• Sağlık hizmetleri
• Göçmen ve sığınmacıların korunması
Göç ve sığınma
◼ – Oturma izni: ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan mağdurlara, başvuru üzerine, evliliğin ya da ilişkinin süresini dikkate almaksızın özerk oturma izni verilmesi sağlamak
◼ Cinsiyete dayalı sığınma talebi: toplumsal cinsiyete duyarlı sığınma usullerini geliştirmek
◼ Geri göndermeme: statüsü ve ikametine bakılmaksızın korumaya muhtaç kadına yönelik şiddet mağdurlarının hayatlarının risk altında olabileceği hiçbir ülkeye hiçbir durumda iade etmemek
• Bedensel zarar görenlere tazminat verilmesi,
• Namus, din, gelenek, görenek, kültür adına ya- pılan savunmaların kadına yönelik şiddetin ge- rekçesi olarak kabul edilmeyeceği,
• Şiddet içeren olaylarda, arabuluculuk ve uzlaş- tırma gibi alternatif çözüm yollarının uygulan- maması,
Konularında düzenleme bulunmaktadır.
Ayrıca, Adli yardım hizmetleri konularına ay- rıntılı olarak yer verilmiştir.
Sözleşmede, taraf devletlerin toplumsal cinsi- yet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularının eğitimin her düzeyinde müfredata eklenmesi önemle vurgulanmıştır.
12 8 MART ’19
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Maddi Hukuk Açısından Yapılması Gerekenler
◼ Madde 30 – Tazminat: Ciddi bedensel zarar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail, sigorta ya da Devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan kişilere Devlet tarafından yeterli tazminat sağlanır
◼ Madde 32 – Zorla evlendirmenin hukuki sonuçları: zorla evliliklerin yok sayılabilmesi, feshedilmesi ya da sonlandırılabilmesi …
Bölüm 6 – Soruşturma, kovuşturma, usul hukuku ve koruyucu önlemler
◼ Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili soruşturma ve yargılamaların usule aykırı bir gecikme olmaksızın görülmesini ve ceza davasının tüm aşamalarında mağdurun haklarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
◼ Acil müdahale, önleme ve koruma
◼ Kısıtlama veya koruma kararları
◼ Sorgulamalar ve kanıt
◼ Adli yardım
İstanbul Sözleşmesi’nin diğer bir önemli özelliği şiddetin önlenmesi ve şiddetle mücadele alanında devletin kurumsal mekanizmalar oluşturmasını zorunlu kılmasıdır.
Kadına yönelik ev içi şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için, zihniyet değişikliğinin
sağlanması çalışmalarının kararlılıkla sürdürül- mesine ihtiyaç vardır.
Sözleşmede bu konudaki önemli iki düzenle- me, farkındalığın arttırılmasına ve okul öncesi eği- timden başlayarak öğretimin her aşamasında ve uygulayıcılara yönelik toplumsal cinsiyet eğitimi verilmesine dair hükümlerdir.
İzleme Mekanizması - GREVIO
Bilindiği gibi, Sözleşmenin en önemli yanla- rından biri, getirdiği izleme mekanizmasıdır (md. 66). Buna göre, Sözleşmenin Taraf Devletlerce et- kili bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere, Av- rupa Konseyi bünyesinde, 10 ila 15 uzmanın yer aldığı “Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddete Karşı Mücadelede Uzmanlar Grubu” (GREVIO) adı al- tında bir denetim mekanizması oluşturulmuştur.
GREVIO’nun görevi, taraf devletler hakkında düzenli denetim raporları hazırlamak, raporlar- da üye devletlere kadına yönelik ve ev içi şiddetle mücadelede önerilerde bulunmak, bu önerilerin yerine getirilip getirilmediğini takip etmek, bu ra- porlarla bir yandan Avrupa genelinde kadın-er- kek eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadelede ortak normlar yaratılmasına, bir yandan da taraf devletlerde bu alanlarda ilerleme sağlanmasına ortam yaratmaktır.
Taraf devletler, denetim mekanizması olan Ka- dına Yönelik ve Aile İçi Şiddete Karşı Mücadelede Uzmanlar Grubuna (GREVIO) ayrıştırılmış gün- cel istatistiksel veriler ışığında, şiddet olaylarına, başvurulara ve alınan önlemlere ilişkin bilgiler ile bütüncül politikaların uygulanmasındaki gelişme-
8 MART ’ 21 13
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
lere yer verilen ayrıntılı Rapor düzenlenmekle yü- kümlü kılınmıştır.
GREVIO, Mart 2016’da ülkelerin ilk Raporları- nı hazırlamaları için Rapor formatını ve soruları (Questionnaire on legislative and other measures giving effect to the provisions of the Council of Europe Convention on Preventing and Comba- ting Violence against Women and Domestic Vio- lence -Istanbul Convention). göndermiştir.
Türkiye ilk resmi Raporunu 2017 yılı Temmuz ayında vermiştir. Türkiye’den aynı zamanda kadın kuruluşları tarafından Gölge Raporlar da gönde- rilmiştir.
GREVIO yaptığı incelemelerden sonra Türki- ye’ye ilişkin ilk Değerlendirme Raporunu 15 Ekim 2018 tarihinde açıklamıştır.
XXXXXX’xxx Türkiye Raporunda;
İstanbul Sözleşmesi’nin kabulünün ardından kadınlara yönelik ve ev içi şiddetle mücadele kap- samında atılan olumlu adımlara değinildikten son- ra, uygulamada kadınlara yönelik şiddetle müca- delede eksikliklere ve engellere dikkat çekilmiştir.
GREVIO Değerlendirme Raporunda değini- len “Olumlu Adımlar”
özetle:
- 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadınlara Karşı Şiddetin Önlenmesine dair Ka- nun’un kabul edilmesi,
- Kadınlara yönelik şiddetle mücadelede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki Kadı- nın Statüsü Genel Müdürlüğü’nün bir koordi- nasyon kurumu olarak belirlenmesi,
- 2007-2020 yıllarını kapsayan ve şiddetle mü- cadele amacıyla birbirini izleyen üç Ulusal Ey- lem planı hazırlanması,
- Ulusal Eylem Planlarında yer verilen bir dizi tedbir odağında kadınlara yönelik şiddetin bir tür ayrımcılık olduğuna değinilmesi,
- Yapılan yasal reformlar, Türk Ceza mevzuatı- nın İstanbul Sözleşmesi’yle uyumlu hale getiril- mesi,
- Kadınlara yönelik şiddetle mücadelede top- lumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendi- rilmesi odaklı tedbirlerin alınmış olmasıdır.
GREVIO Raporunda dikkat çekilen “Uygula- madaki Eksiklikler ve Xxxxxxxx” özetle:
- 6284 sayılı yasaya ilişkin idari verilerin ötesin- deki ayrıştırılmış verilerin derlenmemiş ve ilet- memiş olması;
- Türkiye’nin genel politikalarında kadın erkek eşitliğinin esas alınmaması ve bunun kadınlara karşı şiddet üzerindeki potansiyel etkilerinin kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulmama- sı,
- Türkiye’de kadının anne ve bakım sağlayıcı ge- leneksel rollerinin ön planda tutulması; bu eği- limin, kadın ve erkeğin aile ve toplumdaki rol ve sorumluluklarına ilişkin kalıplaşmış ayrımcı önyargılarla mücadelede engel oluşturması,
- Şiddet faillerine yönelik soruşturmalar, kovuş- turmalar ve cezalandırmalara ilişkin adli veri- lerin mevcut olmaması, bu nedenle yasaların kolluk kuvvetleri, savcılıklar ve mahkemeler-
14 8 MART ’19
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
ce uygulanmasını etkili bir biçimde izlenmesi önünde ciddi bir engel oluşturması,
- Devletin mağdurları koruyamamasının, kadın- ların zaman zaman, yeniden mağdur edilme ve/veya çike mağduriyete uğramasına yol aç- ması,
- İstanbul Sözleşmesi’nin ve bu sözleşme ilkele- rinin savunuculuğunu yapan bağımsız kadın kuruluşlarının, ilgili sivil toplum kuruluşlarının giderek kısıtlayıcı koşullarla karşı karşıya kal- maları,
- Mahkemelerin uygulamalarıyla kadına karşı şiddet eylemlerine cezai yaptırımların caydırı- cılığının gerektiği gibi sağlanamaması,
- Koruyucu tedbir kararlarının etkili bir biçimde uygulanabilmesi için, bu kararların yasal ku- rumlarca mağdurun emniyeti ve güçlendirilip kurtarılması ihtiyacına gereken dikkatin göste- rilmemesi,
- Koruma kararlarının kısa süreli verilme eğili- minin olması.
GREVIO yaptığı inceleme sonucu, Türkiye’nin Sözleşmenin uygulanmasındaki yukarıda değini- len başlıca eksikliklere dikkat çekilmiştir.
Sonuç olarak; son yıllarda uygulamada yaşa- nan sorunlar arasında yer alan;
- Kurumsal alt yapının tam anlamıyla kurulma- mış olması,
- Yasayı uygulamakla görevli olanların İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa konusunda ye- terince bilgi sahibi olmamaları,
- Tedbir kararlarının uygulamada bir, iki ay gibi kısa süreli verilmesi,
- Tedbirlerin somut olayın gereksinimi dikkate alınmadan verilmesi,
- Kadına yönelik şiddete yol açan istatistiklerde açık seçik görülen toplumsal cinsiyet eşitsizli- ğinin gözardı edilmesi,
- Şiddetle mücadelede kurumlar arası koordi- nasyonun tam anlamıyla kurulmamış olması gibi durumlar, mağdurun korunmasının ve şid- detin önlenmesinin önünde engel oluşturmaya devam etmektedir.
Bu nedenle, Türkiye’de kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda politika üretecek, sorunlara çözüm getirecek bir Kadın Bakanlığı kurulmasına büyük ihtiyaç vardır. Bi- lindiği gibi, 1990 yılında kurulan Kadından So- rumlu Devlet Bakanlığı 2011 yılında kaldırılmış, yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurul- muştur. 2018 yılında ise yeni Cumhurbaşkanlı- ğı sisteminde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak yapılandırılmış olması, kanımca kadın sorunlarının gözardı edilmesine yol açacak niteliktedir. Bu açıdan uygulamada koordinasyo- nu sağlayacak bir Kadın Bakanlığının kurulması gerekmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nde açıkça belirtildiği gibi, kadınlara yönelik ve ev içi şiddetle mücadele için kadın kuruluşlarının deneyimini dikkate alan ka- rarlı bir devlet politikası oluşturulmasına ve uygu- lanmasına ihtiyaç vardır.
8 MART ’ 21 15
ve 6284 Sayılı Kanun
İstanbul Sözleşmesi
Prof. Dr. Xxxx XXXXXXX
İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
B
u makalede 6284 sayılı Ailenin Ko- runması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile İstan- bul Sözleşmesi’nin gereklerinin yeri-
ne getirilip getirilmediği tartışılmaktadır1.
Şiddet uygulayan tarihin her döneminde, her toplumda cezalandırılmış ve bu suretle şiddet önlenmeye çalışılmıştır. Hiçbir toplumda bırakın insana, hayvana, eşyaya şiddet dahi kabul edil- memektedir. Çünkü şiddete maruz kalmak insan onuruna aykırıdır. Eski devirlerde sadece fiziksel şiddet, şiddet olarak algılanırken günümüzde şid- detin tanımı değişmiş fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet türlerinin her biri şiddet olarak mevzuatta yerini almıştır.
Kadına yönelik şiddet, hemen her toplumda rastlanan toplumsal bir sorundur. Sorunun teme- linde ataerkil yapı, kadın üzerinde kontrol sağla- narak erkek iktidarının korunması bulunmakta-
bir araştırmada 15-59 yaş arası kadınların %14’ü bazı durumlarda kadının şiddeti hakkettiğini be- lirtmişlerdir.
Kadına yönelik şiddetin temel nedeni, cinsiye- te dayalı ayrımcılıktır, kadın erkek arasındaki güç eşitsizliği ve ataerkil aile yapısıdır. Cinsiyete dayalı ayrımcı değerler ve ataerkil aile yapısı kadın erkek arasındaki eşitliğe engel olarak, şiddeti körükle- mektedir. Nitekim uluslararası metinlerde de şid- detin nedeninin kadın erkek arasındaki eşitsizlik olduğu kabul edilmekte ve taraf devletlere gerek hukuki gerekse fiili eşitliği sağlamaya yönelik yü- kümlülükler getirilmektedir. Şiddeti önlemek için toplumsal cinsiyet eşitliği yaygınlaştırılmalıdır.
Gerek 6284 sayılı Kanunun gerekse İstanbul Sözleşmesi’nin aslında dayanağı, Anayasa’da bu- lunmaktadır. İnsan Hakları Evrensel Beyanname- si’nin 16. maddesinde olduğu gibi, Xxxxxxx’xxx birçok hükmü (Anayasa m. 5, 10, 17, 19)2 yanında
dır. Toplumsal ve kültürel olarak şiddetin kabul
görmesi, en azından bir kesim tarafından meşru olduğunun kabul edilmesi de şiddet uygulanması- nın sebeplerindendir. Nitekim 2009 yılında Kadı- nın Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yapılan
1 İstanbul Sözleşmesi ve Cinsel Suçlar başlıklı makalem İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezinin 8 Mart 2019 özel yayınında yayınlandığı için, bu makalede cinsel suçlar konusuna değinilmeyecektir.
2 Anayasa’nın 5. maddesine göre, Devletin temel amaç ve görevleri, … kişile- rin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak … insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Bu madde ile de şiddet yasaklanmıştır.
Anayasa’nın 10. maddesine göre, Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Maddede açık- ça kadın erkek eşitliğinden söz edilmekte, 2010 yılında eklenen fıkra ile bu yönde kadınlara pozitif ayrımcılık yapılabilmesinin yolu açılmıştır.
Anayasa’nın 17/2 ve 3. fıkralara göre, Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bi-
16 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
özellikle 41. madde ile aile korunmaktadır. Ana- yasa’nın ailenin korunması ve çocuk hakları baş- lıklı 41. maddesine göre, “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. / Dev- let, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğre- timi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli ted- birleri alır, teşkilatı kurar. /Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğ- rudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
/ Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı ço- cukları koruyucu tedbirleri alır”.
Aslında Anayasa’nın 41. maddesinde toplumun temeli olan ailenin özellikleri kısmen belirtilmiştir. Buna göre, ailede eşler arasında eşitlik olmalıdır, aile huzur ve refah içinde olmalıdır. Anayasa 41. maddesindeki kriterler dikkate alındığında, şid- det uygulanan bir ortamda toplumun temelini oluşturan nitelikte bir ailenin varlığından, dola- yısıyla korunması gereken bir ailenin varlığından söz edilemeyeceği açıktır.
İstanbul Sözleşmesi, 6284 Sayılı Kanun ve Aile
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanuna yö- nelik olarak her iki düzenlemenin de aileyi par- çaladığı eleştirileri yapılmaktadır. Öncelikle bu eleştirilerin haksız olduğunu belirtmek gerekir.
xxxxxx ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. / Kimseye işkence ve eziyet yapı- lamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. Bu hükümle her türlü şiddetin yasaklandığı anlaşılmaktadır.
Xxxxxxx’xxx 19. maddesine göre, “herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sa- hiptir”. Kadın erkek ayırımı yapılmaksızın kişilerin özgürlüğü güvence altına alınmıştır.
Nitekim İstanbul Sözleşmesi’nin İngilizce met- ninde “aile” kavramına yer verilmemişken, Türkçe tercümesinde “aile içi şiddetten” söz edilmektedir. Oysa orijinal metinde “ev içi şiddet” ibaresi mev- cuttur. Dolayısıyla Sözleşme “ev içi şiddete” ilişkin olup, aile olup olmadığına bakılmaksızın şidde- te karşı tüm bireyleri korumaktadır. Sözleşmede aile, evlilik, ayrılık veya boşanmaya ilişkin hüküm bulunmamakta, dolayısıyla evliliği veya boşanma- yı koruduğu veya körüklediğini söylemek, Sözleş- me ve 6284 sayılı Kanunun içeriği ile bağdaşma- maktadır.
İstanbul Sözleşmesi, ev içi şiddetin önlenmesi amacıyla hükümler getirmiş ve bu hükümlerle ge- tirilen devletin yükümlülüklerini dört ilke bazında düzenlemiştir. Bu ilkeler “önleme, koruma, kovuş- turma ve kapsamlı ve eşgüdümlü politikalar” ilke- leri olup, bütüncül bir yaklaşım göstermektedir. Diğer bir ifade ile Sözleşme hem kadına yönelik şiddeti önlemek, şiddet mağdurunu ya da muhte- mel mağduru korumak ve şiddet uygulayanı ceza- landırmak hem de şiddetle mücadele için olması gereken politikanın ne olduğunu belirlemektedir. İstanbul Sözleşmesine taraf devletler her dört il- keden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine ge- tirmek, bunlara uygun yasal düzenleme yapmak- la yükümlüdür. Bu yükümlülüğün gereği olarak 6284 sayılı Kanun kabul edilmiştir.
Gerek İstanbul Sözleşmesi gerekse 6284 sa- yılı Kanunun gerekçesine bakıldığında, her iki düzenlemedeki amacın da şiddetin önlenmesi,
8 MART ’ 21 17
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
genellikle şiddete uğrayan taraf olan kadın ve ço- cukların korunması olduğu anlaşılacaktır. Her iki düzenleme de şiddet barındırmayan bir toplumu ve dolayısıyla aile kurumunu amaçlamaktadır. Bu bakımdan İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Kanunun “ailenin dağılmasına sebebiyet verdiği” iddiaları doğru değildir. Çünkü bir ailede şiddet yoksa, bu aileye ne İstanbul Sözleşmesi ne de 6284 sayılı Kanunun dahli söz konusu olamaz. Her iki düzenlemenin de bir aileye müdahale ede- bilmesi için veya herhangi bir aile bireyi hakkında 6284 sayılı Kanunun uygulanabilmesi için “şidde- tin” varlığı şarttır.
Kadına yönelik şiddet, aile içi, özel bir sorun olmayıp, toplumsal bir sorundur. Zira şiddet uy- gulandığında, şiddetin fiziksel etkilerinin, yara, bere, yanık, kırık, sakatlanma ve hatta ölüm gibi fiziksel sağlığı bozan etkileri olduğu gibi, şiddet mağduru ve bu şiddete tanık olanların psikoloji- sinin bozulduğu herkes tarafından bilinmekte ve kabul edilmektedir. Şiddet mağduru kadınlarda özgüven eksikliği, kendisini değersiz görme, kim- lik sorunu, antisosyal davranışlar, sosyal hayat- tan uzaklaşma ve kendini ifade etmede sorunlar, depresyon, korku, kişilik bozuklukları görünmek- tedir. Bu sorunlara bağlı olarak kronik hastalıklar, kronik ağrılar ve intiharlar meydana gelmektedir. Şiddet ortamında bulunan çocuklarda ise, bu ço- cuklara şiddet uygulanmamış olsa dahi davranış bozuklukları görülmekte, şiddet uygulamaya eği- limi olan kişiler olarak yetişmekte, şiddet uygula- yan ebeveynlerinin davranışlarını model olarak
almaktadırlar3. Bu bakımdan şiddet sorunu aile içinde kalan, toplumu ve devleti ilgilendirmeyen bir sorun olarak görülemez. Bu sorun sadece bi- reysel değil, toplumsal bir sorun olduğundan dev- let müdahalesi gerekir.
Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 09.06.2009 tarihli Opuz/Türkiye kararında4 , aile içi şiddete ilişkin ihtilafın “özel mesele” oldu- ğu şeklindeki görüşün, başvuranın haklarından yararlanmasını garanti altına alınmasını, devletin pozitif yükümlülükleri ile çatıştığını belirtmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Opuz/Tür- kiye kararında, “başvurucu tarafından uğranılan şiddete, yetkililerin eylemsizliği devam ettiğinden son nokta konulmamış olduğunu da derin bir üzüntüyle belirtmektedir” ifadesini kullanarak, as- lında mahkeme kararlarında görülmesi pek de ola- ğan olmayan bir duygu açıklamasında bulunmuş- tur. Zira karara konu olayda başvuran ve annesi yaklaşık yedi yıl boyunca şiddete maruz kalmış ve sonunda başvuranın annesi öldürülmüştür. Yedi yıllık süre zarfında başvuran ve annesinin şikayet ve ihbarları vuku bulmuş, buna rağmen koruna- mamışlardır. Bu nedenle AİHM soruşturma ve ko- vuşturma makamlarının karara konu olaylar kar- şısındaki tutumlarını değerlendirmiş, AİHS’nin 2. maddesindeki yaşama hakkının, 3. maddesindeki işkence yasağının ve 14. maddesindeki ayrımcılık
3 Benzer etkiler için bkz. 6284 sayılı Kanunun Genel Gerekçesi. (TBMM 23. Dönem, S. Sayısı, 181
4 AİHM Opuz Türkiye Kararı, Başvuru no. 33401/02, 3. Daire, 09.06.2009, prg. 173.
18 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
yasağının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Kara- ra konu olayların gerçekleştiği yıllardan bu yana birçok kanun değişikliği olmuştur ve şiddet mağ- durlarının daha etkin bir şekilde korunmalarının yasal olarak yolu açılmıştır.
6284 sayılı Kanun ile İstanbul Sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilip getirilmediği
Kadını şiddetten korumaya yönelik yasal de- ğişikliklerin en önemlilerinden biri 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun5 kabul edilmesidir. 6284 sayılı Kanunun gerekçesinde de İstanbul Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirebilmesi amacıyla da kabul edildiği belirtil- miştir. Gerçekten de İstanbul Sözleşmesi gereğin- ce kabul edilen 6284 sayılı Kanun, aile içi ve ka- dına yönelik şiddet problemine etkin ve ivedi bir çözüm getirmek adına kabul edilmiştir.
6284 sayılı Kanun hükümleri dikkate alındı- ğında İstanbul Sözleşmesinin gereklerinin yerine getirildiği ifade edilebilir. Ancak 6284 sayılı Kanu- nun uygulanmasına bakıldığında, bazı hükümleri- nin hiç uygulanmadığı ve/veya amaca uygun bir şekilde uygulanmadığı görülmektedir.
İstanbul Sözleşmesi ile taraf devletlere bir- çok yükümlülük getirilmiştir. Ancak burada 6284 sayılı Kanun veya uygulamada yerine getiril(e) meyen yükümlülüklerden söz edilecektir. Xxxxx Xxxxxxxxx, kadının aşağılık bir cins olduğu, kadın ve erkek için alışılagelmiş rollerin bulunduğu dü-
5 Kanun tarihi 08.03.2012, TG. 20.03.2012
şüncesine dayanan ön yargıları, örf ve adetleri, her türlü farklı uygulamayı ortadan kaldırmak amacıyla, kadın ve erkeklere ilişkin sosyal ve kül- xxxxx davranış modellerinin değişimini sağlamak için gerekli tedbirleri almak (m. 12) şiddetin ön- lenmesi amacıyla farkındalığı artırma hususunda çalışmalar yürütmek (m. 13), kadın-erkek eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitimler vermek, bu konuları küçük yaştan başlayarak res- mi müfredata dahil etmek, farkındalık çalışmala- rını özel sektör ve medya ile desteklemek (m. 14) yükümlülüğü altındadır. Eğitim konusunda 6284 sayılı kanunun 40 ve 41. maddelerinde6 düzenle- me bulunmasına rağmen, bu düzenlemelerin ge- reği yerine getirilmemektedir.
6 6284 sK m. 40/3 Kurumlararası koordinasyon: (3) Kadınların çalışma yaşa- mına katılımı, özellikle kadın ve çocukla ilgili olmak üzere şiddetle mücadele mekanizmaları ve benzeri politikalar konusunda, Bakanlık tarafından üni- versiteler, ilgili meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının da görüşleri alınarak bilgilendirme materyalleri hazırlanır veya hazırlatılır. Materyaller, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar tarafından ayda en az doksan dakika yayınlanır.
Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17.00-22.00 saatleri arasında olmak üzere 08.00-22.00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim edilir. Bu saatler dışında ya- pılan yayınlar, aylık doksan dakikalık süreye dâhil edilmez. Bu süreler Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından denetlenir.
m. 41 Eğitim: (1) Kanunun etkin bir biçimde uygulanması amacıyla tüm kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, per- sonel ve üyelerinin Bakanlığın hazırlayıp koordine edeceği, kadının insan hakları ile kadın erkek eşitliği konusunda eğitim programlarına katılmasını sağlar.
(2) İlköğretim ve ortaöğretim müfredatına, kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda eğitime yönelik dersler konulur. Müfredata ekle- nen derslerin içeriği Milli Eğitim Bakanlığının ilgili birimi ile Genel Müdürlük tarafından birlikte hazırlanır.
(3) Ortaöğretim öğrencileri ile yükseköğrenim öğrencileri, Bakanlığın görev alanına giren konularda sosyal sorumluluk projeleri oluşturmada ya da mev- cut projelerin içerisinde yer alma konularında teşvik edilir. Bu öğrencilere mezun oldukları tarihte Bakanlık ile Milli Eğitim Bakanlığı ya da Yükseköğre- tim Kurumu tarafından hazırlanan bir sertifika verilir.
8 MART ’ 21 19
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Hem İstanbul Sözleşmesi’nde hem de 6284 sa- yılı Kanun’da kadın erkek arasında hukuki ve fi- ili eşitliğin sağlanmasının gerekliliği konusunda hükümler mevcut olmasına rağmen, özellikle fiili alanda, toplumsal yaşamda bu eşitliğin sağlanma- sına yönelik çalışmalar yeterli düzeyde olmamak- tadır.
Şiddete uğrayan ve/veya şiddete uğrama teh- likesi olan kişiler 6284 sayılı Kanun kapsamında- dır. Ancak “şiddete uğrama ihtimali” nedir, nasıl tespit edilir buna ilişkin bir düzenleme mevcut olmadığından, bu kişiler hakkında 6284 saylı Ka- nun uygulanmamaktadır. Burada Kanunda bir açıklık getirilerek, “şiddete uğrama ihtimalinin”, potansiyel şiddet uygulama ihtimali olan kişinin o anki davranışları, karakteri vs. hususlar göz önü- ne alınarak uzman kişi tarafından tespit edileceği- ne ilişkin bir düzenleme yapılabilir.
Bunun gibi İstanbul Sözleşmesi’nin 9. madde- si, sivil toplum kuruluşlarının her düzeyde tanın- masını, teşvik edilmesini, bunlarla iş birliği yapıl- masını salık verir. Yukarıda belirtildiği üzere bu hususa ilişkin 6284 sayılı Kanunun 40/3. fıkrası, uygulanmayan hükümler arasındadır.
Dünya Ekonomik Forumu Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu 2020 Raporuna göre Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer almıştır. Aynı raporda kadın-erkek eşitliğini yasalarla güvence altına alan ülkeler sıralamasında ise 87. sırada bulunmaktadır. Bu Rapor, yasalar tamamen uygu- lansa bile sıralamanın oldukça düşük bir yerde ol-
duğunu göstermektedir. Bu sıralama kadın erkek eşitliği konusunda, dolayısıyla şiddet konusunda Türkiye’nin çok gerilerde olduğunu ve daha üst sı- ralara yükselmek için çabalaması gerektiğini gös- terdiği gibi kadın cinayetlerinin sayısı göz önünde bulundurulduğunda kadına yönelik şiddetin hala ciddi boyutlarda olduğunu ve bunun önlenebil- mesi için daha fazla çaba harcanması gerektiğini göstermektedir.7
İstanbul Sözleşmesi’nin 30. maddesindeki taz- minat yükümlülüğü konusunda 6284 sayılı Ka- nunda düzenleme bulunmamaktadır. Kanunda ayrıca düzenleme yapılmasına gerek olmadığı, Borçlar Kanunu uyarınca tazminat ödenebileceği görüşü savunulabilirse de, 6284 sayılı Kanunda ayrı, özerk bir düzenleme bulunması, en azından şiddetin haksız bir eylem olduğu konusunda top- lum bilincinde daha sağlam yer edecektir.
Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin 48. madde- sinde, taraf devletlerin Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddete ilişkin olarak arabuluculuk ve uzlaştırma dahil olmak üzere, zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm süreçlerini yasaklamak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri alacağı dü- zenlenmiştir. 48. maddeden zorunlu uzlaştırma ve arabuluculuğun yasaklanacağı, ancak ihtiyari olma koşuluyla düzenleme yapılabileceği anlaşıl- maktadır. Bu bakımdan Ceza Muhakemesi Kanu- nun 253/3. fıkrasında cinsel suçlarda uzlaştırma yasaklanmıştır. Uygulamada genellikle aile içi şid-
7 Rapor için bkz. xxxx://xxx0.xxxxxxx.xxx/xxxx/XXX_XXXX_0000.xxx.
20 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
det fiillerinde uzlaştırma yoluna gidilmemektedir. Bunun gibi 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıkların- da Arabuluculuk Kanunu’nun 1/2. fıkrasına göre, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlık- lar arabuluculuğa elverişli değildir. 6284 sayılı Kanunda kadına yönelik şiddet fiillerinde, hangi tür şiddet olursa olsun, uzlaştırma veya arabulu- culuk yönteminin uygulanamayacağına dair açık düzenleme olması gerekir. Sözleşme her ne kadar “zorunlu” olması halini yasaklamışsa da, şiddete uğrayan kadının genellikle iradesinin özgür olma- dığı, baskı altında olduğu göz önünde bulundu- rulursa, Kanunla bu kurumların yasaklanmasının daha yerinde olacağı anlaşılır.
6284 sayılı Kanunun amaç başlıklı 1. madde- sinde, Kanunun şiddete uğrayan veya “şiddete uğrama tehlikesi bulunan” kişileri kapsadığı belir- tilmektedir. Şiddete uğrama tehlikesinin varlığını tespit edecek uzmanlar bulunmamaktadır. Şiddet uygulanacağı veya şiddet uygulamasına devam edileceği gibi, konuları tespit edebilecek, “risk değerlendirmesi” yapabilecek uzmanlara ihtiyaç vardır. Bu uzmanlar sadece şiddet uygulama ih- timalini değil, şiddet uygulamaya devam edip et- meyeceğini de tespit edebilecek ve aynı zamanda şiddet uygulayan hakkında hangi tedbirin uygu- lanmasının daha yararlı olacağı konusunda görüş belirtebilecektir.
6284 sayılı Kanun, şiddeti önlemek amacıyla koruyucu ve önleyici tedbirlere yer vermiştir. Her iki tedbir türü de şiddet mağdurunu korumayı ve
şiddeti önlemeyi amaçlamaktadır. Ancak koru- yucu tedbirler, sadece şiddet mağduruna yöne- lik olarak verilen ve şiddet uygulayan yönünden herhangi bir yükümlülük getirmeyen tedbirlerdir. Buna karşılık önleyici tedbirler ise, şiddet uygula- yana yönelik olarak verilen ve bu kişiye birtakım yükümlülükler getirerek onun özgürlük alanına müdahale niteliğindeki tedbirlerdir.
6284 sayılı Kanunun xxxxx xxxx tarafından ve- rilecek koruyucu tedbir kararları başlıklı 3. mad- desi uyarınca şiddet mağduru hakkında aşağıdaki tedbirler uygulanabilir; “kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması, diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılma- sı, psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, ha- yatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması, gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki ay- lık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari üc- ret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendiril- mek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanma- sı”.
6284 Kanunun 4. maddesinde şiddet mağdu- ru hakkında hâkim tarafından verilecek koruyucu
8 MART ’ 21 21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
tedbir kararları olarak; “işyerinin değiştirilmesi, kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim ye- rinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi, Türk Me- denî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması, korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin ön- lenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağı- nın anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak Tanık Koruma Kanunu hü- kümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belge- lerinin değiştirilmesi”.
6284 sayılı Kanunun 5. maddesinde şiddet uy- gulayan hakkında hakim tarafından verilecek ön- leyici tedbir kararları sayılmıştır. Bunlar, “şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, haka- ret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, müşterek konut- tan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırıl- ması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, korunan kişilere, bu kişilerin bulunduk- ları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması, ço- cuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eş- liğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması, gerekli görülmesi hâlin- de korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulma-
etmemesi, bulundurulması veya taşınmasına ka- nunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi, korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu mad- delerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığı- nın olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, mu- ayene ve tedavisinin sağlanması, bir sağlık kuru- luşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması”.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi tara- fından 2020 yılında yapılan bir araştırmada, 6284 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurulardan 1253 dosya incelenmiştir. İnceleme sonuçlarına göre8, 6284 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca sadece iki kez tedbir hükmedilmiş, genellikle 5. maddedeki tedbirlere hükmedilmiştir. Hükmedi- len tedbir kararlarının %93’ü m. 5/1-a kapsamın- da, “şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet teh- didi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması” oluş- turmaktadır. 5/1-b maddesinde düzenlenen “müş- terek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi” tedbirine ise 313 dosyada
sına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına
yaklaşmaması, korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi, korunan kişi- yi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız
8 Kaynak İstanbul Barosu Adli Yardım Bürolarına Başvurularda Ailenin Ko- runması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun Uyarınca Alınan TEDBİR KARARLARI RAPORU İstanbul Barosu Kadın Hak- ları Merkezi 2020 (xxxxx://xxx.xxxxxxxxxxxxxx.xxx.xx/xxxxx/xxxx/XXX- 6284RAPOREylul2020).
22 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
hükmedilmiştir, bu da kararların yaklaşık %25’ ini oluşturmaktadır. 5/1-c maddesinde düzenlenen “korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konu- ta, okula ve işyerine yaklaşmaması” tedbirine ise 975 dosyada hükmedilmiştir, kararların %78’ini oluşturmaktadır. Yapılan inceleme sonucunda yaklaşmama tedbirinin uzaklaştırma tedbirinden fazla hükmedildiği tespit edilmiştir. 5/1-f uyarın- ca, ‘’korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi’’ tedbirine 910 kez hük- medilmiştir, bu da incelenen kararların %73’ünü teşkil etmektedir. 5/1-ı maddesinde düzenlenen ‘’bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması’’ tedbirine ise 1.253 dosyanın 28’inde hükmedilmiştir. Şiddeti önlemeye yönelik önemli tedbirlerden olan tedavi tedbiri ise en az verilen tedbirlerden olup incele- nen dosyalarda %2 oranındadır.
Kadına yönelik şiddetle mücadele edebilmek için, gerçekten bu mücadele açısından yararlı ola- cak tedbirlerin araştırılması ve seçilerek hükme- dilmesi gerekir. Herhangi bir araştırma yapmadan, sırf hükmedilmiş olması için hükmedilirse bekle- nen faydayı sağlamaz. Uygulamada da yukarıda belirtilen araştırmadan anlaşılan, uygulanması en kolay, Devlete en az yük getiren tedbirlere hükmedilmektedir. Kanun amacına uygun bir şekilde uygulanmadığında da şiddetin ve kadın cinayetlerinin önü kesilememektedir.
Gerekli inceleme, araştırma yapılmadan ted- bire hükmedilmesi hali, tedbirin amacı dışında
sonuçlar doğurmasına yol açmaktadır. Örneğin bazı hallerde şiddet uygulayan hakkında uzaklaş- tırma tedbiri hükmedilmekte, ancak uzaklaştırılan bu tedbir nedeniyle iş yerine de gidememektedir (konut ile iş yerine yakın olması gibi). Bu tarz uy- gulamalar şiddet uygulayanı sakinleştirmek, kor- kutmak, caydırmak yerine daha da hırslanmasına yol açmaktadır.
Bazı kişiler açısından hakaret etmek, küfretmek olağan günlük yaşamın bir parçasıdır. Bu tarz ki- şiler hakkında “şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunma- ma” tedbirine hükmedilmesi sonuçsuz kalacaktır ki, incelenen dosyaların %93’ünde bu tedbir hük- medilmiştir. Bu halde yapılması gereken hakaret etmenin, küfretmenin, aşağılamanın günlük yaşa- mın bir parçası olamayacağı konusunda o kişi de bir bilinç uyandırmaktır. Bu da ancak tedavi, tera- pi yöntemleri ile sağlanabilir. Tedbire hükmettik- ten sonra bu tür şiddet uygulayanın terapi veya tedaviye tabi tutulması da gerekir.
İncelenen tüm dosyaların %25’inde uzaklaş- tırma tedbiri hükmedilmiştir. Görüleceği üzere tedbire hükmedilmesi oranı, sanıldığı kadar yüksek değildir.
Sonuç
6284 sayılı Kanundaki düzenlemeler büyük oranda İstanbul Sözleşmesinin gereklerine uygun düzenlemelerdir. Kadınların ekonomik bakım-
8 MART ’ 21 23
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
dan güçlendirilmesi konusu gibi bazı noktalarda uyumsuzluk görülmektedir. Bu eksikliklere rağ- men 6284 sayılı Kanun amacına uygun bir şe- kilde uygulandığında şiddetin büyük bir kısmını önleyebilecektir. Bunun için de özellikle şiddet uygulayanın çok iyi tanınması, neden şiddet uy- guladığının anlaşılması, tekrar ve/veya daha ağır bir şekilde şiddet uygulama riskinin olup olmadı- ğının tespit edilmesi ve bu tespitler doğrultusun- da tedbir hükmedilmesi gerekir. Diğer bir ifade ile risk değerlendirilmesi yapılması ve bu değer- lendirmeye göre tedbire hükmedilmesi gerekir. Bir çok ülkede risk değerlendirmesi konusunda uzmanlar mevcuttur. Kadın cinayetlerinin bir çoğunda risk değerlendirme raporu olsaydı ve bu rapor doğrultusunda hareket edilseydi, risk yönetilseydi, bu cinayetlerin hiç olmazsa bir kısmı önlenebilirdi.
6284 sayılı Kanunun kurumlararası koordi- nasyon ve eğitim başlıklı 16/6. fıkrası uyarınca İlköğretim ve ortaöğretim müfredatına, kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusun- da eğitime yönelik dersler konulur. Bu derslerin toplumda kadın erkek eşitliği bilincinin oluşması bakımından çok önemli olduğu ifade edilmelidir. Bu derslerle kadın erkek eşitliğini öğretmek değil, toplumda bu konuda bir bilinç oluşturmak amaç- lanmalıdır.
6284 sayılı Kanunun gereği ŞÖNİM’ler ku- rulmuştur. Ancak bunların şiddet mağdurlarının ihtiyaçlarının tamamını giderecek şekilde organi-
zasyonu bulunmamaktadır. Özellikle şiddet mağ- durlarına psikolojik destek sağlanması konusun- da yetersiz kalmaktadır.
Şiddet mağdurlarına hayatlarını kendi kendine idame ettirebilecek, ekonomik bağımsızlığını sağ- layacak mali imkanlar sağlanmalıdır.
Kadına yönelik şiddet konusunda sağlıklı bir şekilde veri toplanmalı ve bu veriler analiz edilme- lidir. Örneğin kasten öldürme suçları içinde kadın cinayetleri ayrılabilmeli, fail ve mağdur hakkında kriminolojik araştırmalar yapılmalıdır.
Son olarak, şiddetin önlenmesi, her şeyden önce insanların toplumsal cinsiyet eşitliği konu- sunda bilinçlendirilmesine bağlıdır.
6284 YAŞATIR !
24 8 MART ’21
6284 sayılı Yasa Kapsamında Verilen
ELEKTRONİK KELEPÇE Tedbiri
Av. Xxxxxx Xxx XXXXXXXXX
Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı
K
anun koyucunun “elektronik izleme” kavramını kullandığı, uygulamada ise “elektronik kelepçe” denilen teknik yöntemlerle takip sistemi, 2013 yılın-
dan beri ülkemizde denetimli serbestlik hizmetle- ri kapsamında uygulanmaktadır.
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetler Yönetmeliğinin 4/i maddesinde de tanımlanan elektronik izleme; Mağdurun ve toplumun ko- runmasını destekleyen kararların infaz edilme- sinde şüpheli, sanık veya hükümlülerin elektronik yöntem ve araçlar ile toplum içinde izlenmesini, gözetim ve denetim altında tutulmasını sağlayan, mağdurun ve toplumun korunmasını destekleyen uygulamalar, şeklinde tanımlanmıştır.
08.03.2015 tarihinde Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ileİçişleri Bakanlı- ğı; “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kapsa- mında Teknik Yöntemlerle Takip Sistemlerinin Kullanılmasına Yönelik Pilot Uygulama İşbirli- ği Protokolü” imzalanmış ve elektronik kelepçe tedbiri, kadına yönelik şiddet vakalarında yüksek can güvenliği riski bulunan ısrarlı takip mağduru kadınların korunması için de uygulanmaya başla- mıştır.
Bu Protokol ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
109. maddesi kapsamında hakkında adli kont- rol kararı ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında hakkında koruyucu ve önleyici ted- bir kararı verilen şiddet uygulayanlara ve şiddet mağdurlarına, Komisyon tarafından yapılan risk değerlendirmesi sonucunda Aile Mahkemelerin- ce uygun görülen vakalarda 6284 sayılı Kanun’un “Teknik yöntemlerle takip” başlıklı 12. maddesine dayanarak Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulu elektronik izleme sistemi altyapısı kullanılarak, şiddet mağ- durları ile şiddet uygulayanların takibi ve tedbir kararlarının ihlâli ya da ihlâli ihtimalinin doğması durumunda kolluğun olaylara müdahale etmesi sağlanarak şiddet mağdurunun korunması amaç- lanmaktadır.
Elektronik kelepçe tedbiri hangi illerde uy- gulanabiliyor ?
Teknik yöntemlerle takip sistemleri pilot uygu- laması ilk olarak Ankara ve İzmir’de polis sorum- luluk bölgelerinde gerçekleştirilmiş, 2016 yılında Antalya, Bursa, Gaziantep ve İstanbul eklenmiş- tir. Söz konusu protokol, 28 Haziran 2019’da yeni- lenerek Xxxxx, Xxxxx, Xxxxxxxxx, Xxxxxxx, Xxxxxxx,
0 XXXX ’ 00 00
Xxxxxxxx Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Mersin, Samsun, Sakarya ve Trabzon’un da pilot illere dahil edilmesiyle elektronik kelepçe uygula- nan il sayısı 15’e çıkarılmıştır.
Elektronik Kelepçe Tedbiri Başvuru Usulü
İstanbul’da alınan elektronik kelepçe tedbir ka- rarı başvurularında;
Şiddet mağdurunun elektronik kelepçe uygu- laması için Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM) başvurusu üzerine, ŞÖNİM tarafından gerekli araştırma ve incelemeler yapılır, belgeler toplanır. Sosyal Çalışmacı tarafından mağdurla da görüşülerek önce Sosyal İnceleme Raporu ha- zırlanır. Düzenlenen SİR raporunda şiddet geçmi- şi, önceden verilen tedbir kararları, ihlal kararları, emniyet, savcılık mahkeme tutanakları, vakanın risk düzeyi, elektronik kelepçe tedbirine uygun olup olmadığı değerlendirilir. Daha sonra kolluk tarafından şiddet uygulayanın mağdura zarar ver- mesini engelleyecek asgari mesafe belirlenir Bu mesafe, şiddet mağduru ile şiddet uygulayanın ev ve iş adreslerinin birbirine yakınlığı, bulundukları şehrin yüzölçümü ve kolluk birimlerinin etkin mü- dahale süresi gibi kriterler gözetilerek belirlenir ve Asgari Mesafe Belirleme Raporu düzenlenir.
Her iki rapor da ŞÖNİM müdürünün komisyon başkanı olduğu yine ŞÖNİM’de görevli sosyal ça- lışmacı ve kolluk memurunun üye olarak bulun- duğu 3 kişiden oluşan Şönim Teknik Yöntem- lerle Takip Komisyonu’nda toplantı yapılarak değerlendirilir. Yüksek hayati tehlike riski bulun-
ması halinde elektronik kelepçe kararı alınması ile ilgili komisyon tutanağı düzenlenir ve imzalanır.
Bu işlemler bitip Teknik Yöntemlerle Takip Komisyonu’nda elektronik kelepçe uygulanması kararı verilince ŞÖNİM tarafından İstanbul Ba- rosu’na başvurularak Adli Yardımdan bu konuda avukat görevlendirmesi talebinde bulunulur. İs- tanbul Barosu Başkanlığı tarafından kadın hakla- rı mevzuatına hakim ve bu konuda Kadın Hakları Merkezi’mizin düzenlediği sertifikalı adli yardım eğitimini almış bir avukat yetki ve görevlendirilir ve ŞÖNİM’e bildirilir.
ŞÖNİM tarafından Aile Mahkemesine hitaben bir yazı hazırlanır ve yazıda Baro tarafından gö- revlendirilen avukatın şiddet mağduru ile ilgili elektronik kelepçe tedbiri talep etmeye yetkili ol- duğu bildirilir.
Teknik Yöntemlerle Takip Komisyonu Toplantı Tutanağı, Sosyal İnceleme Raporu, Kolluk Mesafe Belirleme Raporu, uygulanan şiddetle ilgili soruş- turma ve varsa kovuşturma dosyalarıyla ilgili bil- gi ve belgeler, daha önce alınmış olan 6284 sayılı yasa kapsamında verilen tedbir kararları ve varsa tedbire aykırılıklarla ilgili karar ve tutanaklardan oluşan bir dosya hazırlanır ve bu dosya Adli yar- dımdan görevlendirilen avukata ŞÖNİM tarafın- dan bir görevliyle fiziken gönderilir.
Dosyanın kendisine ulaşmasından sonra Xxxx Xxxxxxxxx görevlendirilen avukat tarafından elektronik kelepçe uygulanması için tedbir dilek-
26 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
çesi hazırlanır ve ŞÖNİM’den gönderilen belgeler de eklenmek suretiyle tedbir kararının en hızlı, en kolay alınabileceği Aile Mahkemesine başvuru ya- pılır. Bu başvuruda elektronik kelepçe tedbiriyle birlikte 6284 sayılı yasanın 8/6 Maddesine daya- narak gizlilik kararı da talep edilebilir.
Elektronik Kelepçe Mağdur Ünitesi
Tedbir başvurusu üzerine aile mahkemesi haki- mi tarafından talebin kabul veya reddine karar ve- rilir. Bu karar kesin değildir. Bu kararın tebliğinden itibaren 14 gün içinde bir üst mahkemeye itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
Elektronik kelepçe ünitesi 1’i mağdurda, 2 ta- nesi failde olmak üzere 3 parçadan oluşmaktadır.
Mağdurda Bulunan Ünite; Mağdurun üzerin- de taşıması gereken GSM hattı üzerinden mağ- dur ile sesli ya da yazılı haberleşmeyi ve izleme merkezi ile karşılıklı veri aktarımını sağlayan alıcı ünitedir.
Failde Bulunan Ünite; biri failin ayağına ta- kılan kelepçe, diğeri ise failin üzerinde taşıması gereken, GSM hattı üzerinden kişi ile sesli ya da
yazılı haberleşmeyi ve izleme merkezi ile karşılıklı veri aktarımını sağlayan alıcı parçadır.
Takılan elektronik kelepçeler, Ceza ve Tevkifev- leri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı bünyesinde kurulan Elektronik İzleme Merkezi’nden takip edilir.
Bu üniteler ile fail ve mağdurun konumlarının harita üzerinden sürekli takibine imkan sağla- nır ve birbirlerine yaklaşmaları engellenir. Failin mağdura ya da mağdurun faile yaklaşması duru- munda durum merkeze ‘’ihlal’’ olarak bildirilir.
Tedbire aykırılık halinde ;
7 gün 24 saat esasına göre elektronik İzleme Merkezindeki izleme personeli tarafından takip edilen elektronik kelepçelerde ihlal tespit edilme- si halinde, ilk olarak izleme personeli tarafından şiddet uygulayanla irtibata geçilerek gerekli uya- rılar yapılır. İhlalin devamı halinde, şiddet uygu- layan ve şiddet mağdurunun bulunduğu bölgenin koordinat bilgisi kolluk birimleriyle paylaşılır. Eş zamanlı olarak şiddet mağduru ile irtibata geçile- rek, güvenli bir konuma geçmesi amacıyla gerekli yönlendirme yapılır ve mağdurun güvende oldu- ğu teyit edilir.
İlgili kolluk birimi tarafından şiddet uygulaya- na gerekli müdahale yapılarak, konu hakkında cumhuriyet savcısına bilgi verilir. Gerekli işlemler yapılarak “ihlal tespit tutanağı” düzenlenir ve bu tutanak ŞÖNİM ve aile mahkemesine ulaştırılır.
İhlalin Mahkemeye ulaşması üzerine, 6284 sa- yılı yasanın 13. maddesi uyarınca tedbire aykırı- lıktan zorlama hapsi verilmesi gündeme gelir.
8 MART ’ 21 27
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Elektronik kelepçe tedbirinin süresi uzatıla- bilir mi ?
Elektronik kelepçe tedbir kararları 6234 sayı- lı yasada da belirtildiği gibi en fazla 6 aylık süre için verilebilir. Tedbir süresi dolmuş ancak hayati tehlike devam ediyorsa diğer tedbir kararlarında olduğu gibi yasanın 8/2 maddesi gereği süresinin uzatılmasına karar verilmesi mümkündür.
Şiddet mağdurunun tedbir kararının uzatılma- sına yönelik talebiyle Teknik Yöntemlerle Takip Komisyonu’nda bu konuda tekrar karar alınır. Uzatma talep edilebilmesi için Xxxxxxx yeniden avukat görevlendirmesi istenerek ilk kararın alın- masındaki prosedür tekrarlanır ve tedbir kararı veren aile mahkemesine ilgili tedbir dosyasından başvurularak, elektronik kelepçe tedbir kararının yenilenmesi ve süresinin uzatılması talep edilir.
Elektronik kelepçe uygulamasındaki sorunlar
Devlet, yaşam tehdidi altında bulunan kişilerin etkin bir şekilde korunması için gerekli tedbirleri almak görev ve yükümlüğündedir. Elektronik ke- lepçe uygulaması ise kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenmesinde en etkin ko- ruma tedbiridir. Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin hükümleri- nin hayata geçirilmesini sağlayan yasal ve diğer tedbirlere ilişkin GREVIO Raporu’na karşı T.C. Devletinin “Türkiye’nin Nihai Görüşleri” isimli yazılı cevaplarının 9. Sayfasında,“Türkiye kadı- na yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans il- kesini benimsemiştir. Bu ilke çerçevesinde şiddet
mağduru kadınlara eksiksiz, hızlı ve tam olarak hizmet sunulması için çabalarımız kesintisiz sü- recektir. Türkiye tarafından yürütülen elektronik kelepçe uygulaması gibi örnek uygulamaları şid- det mağduru kadınların korunması için etkin ve hızlı tedbirler alınmasının sağlanması konusunda etkili olduğu görülmektedir…” diyerek elektronik kelepçenin kadının korunmasındaki etkinliği dile getirilerek savunma yapılmıştır.
17.12.2019 tarihinde Adalet Bakanlığı tarafın- dan çıkarılan 154/1 sayılı Genelgeyle ve 01.01.2020 tarihinde içişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgelerle kadına yönelik şiddetle etkin bir mü- cadele yapılacağı ve elektronik kelepçe uygulama- sının yaygınlaştırılacağı belirtilmesine ve elektro- nik kelepçenin 2020 yılında 81 ilde uygulanacağı devlet yetkilileri tarafından söylenmesine rağmen halen pilot 15 ilde uygulanmaktadır.
Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetleri- nin her yıl arttığı, her gün medyada kadın cinaye- ti haberlerinin yayınlandığı ülkemizde elektronik kelepçe tedbirinin hayat kurtardığı bir gerçektir. Elektronik kelepçe uygulaması süresince tüm olaylara zamanında yetişildiği ve önlenemeyen şiddet vakasının şu ana kadar yaşanmadığı, bugü- ne kadar ölüm tehlikesi riski bulunan ve elektro- nik kelepçe uygulanan vakaların hiçbirinde şiddet riski gerçekleşmeyip kadınların hayatta kaldığı Çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının basına yansıyan açıklamalarında da sık sık belir- tilmektedir.
Ayrıca bir diğer sorun ise elektronik kelepçe uygulanan illerdeki elektronik kelepçe uygulama
28 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
sayısının çok az sayıda olmasıdır. Şu an kelepçe uygulanan toplam vaka sayısının 51 olduğu açık- lanmıştır. Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesi karşısında bu sa- yının oldukça yetersiz kaldığı ortadadır.
Uygulamada elektronik kelepçe tedbir kara- rı verilmesi ve infazı ile ilgili aile mahkemesi ha- kimlerinin, kolluk görevlilerinin mevzuat bilgi ek- sikliğinden kaynaklı tereddütlerinin bulunduğu gözlemlenmektedir. Bu konuda uygulayıcılara ve- rilecek eğitimlerin arttırılması elektronik kelepçe ile ilgili yasal mevzuatın tereddüde yer vermeye- cek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Biran evvel her ilde kadına şiddet vakalarında elektronik kelepçe uygulamasına başlanması ve elektronik kelepçe sayısının arttırılması, şiddet mağduru kadınların yaşam hakkının korunması ve şiddetin önlenmesi için zorunludur.
8 MART ’ 21 29
BÜTÜNCÜL POLİTİKALAR
Kapsamlı ve Koordineli Politikalar, Eşgüdümlü ve Çok Kuruluşlu Yaklaşım, İşbirliği
Av. Xxxxx XXXXX
Kadın Hakları Merkezi Üyesi
“K
adın hakları, insan haklarıdır.” söylemi, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın, toplumsal cinsiyet
eşitsizliğinin yalnızca özel alana dair bir mesele olmaktan çıkarılıp insan hakları meselesi olmasını ifade ederken, bunlarla mücadelenin kamusal bo- yutta ve hatta küresel çapta verilmesi gerekliliğini de ortaya koyar.
Taraf devletlerin kadının insan haklarının bü- tünüyle sağlanması için izleyeceği yöntemi kap- samlı biçimde tarif eden Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele- ye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) “Bütüncül Politikalar ve Veri Topla- ma” başlıklı II. Bölüm1 ’deki 7. maddesi şöyledir:
Madde 7 – Kapsamlı ve koordineli politikalar
1- Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her tür- lü şiddetin önlenmesi ve bu tür şiddet eylemleriyle mücadele edilmesine yönelik ilgili tüm tedbirleri içeren Devlet çapında etkili, kapsamlı ve birbi-
riyle koordineli politikaların benimsenip uygu- lanmasını mümkün kılacak, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacak ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mukabelede bulunulmasını temin edeceklerdir.
2- Taraflar ilgili tüm birim, kurum ve kuruluşlar arasında etkili bir işbirliği sağlanmak suretiyle, ve 1. fıkrada yer alan politikalarla, mağdurun haklarının, alınan tüm tedbirlerin merkezinde yer almasını temin edeceklerdir.
3- Bu fıkra uyarınca alınacak tedbirlere, yerine göre, hükümet kuruluşları, ulusal, bölgesel ve ye- rel parlamentolar ve yönetimler, ulusal insan hak- ları kurumları ve sivil toplum kuruluşları gibi, ilgili tüm aktörler müdahil olacaktır.
“Bütüncü Politikalar (Integrated Policies)” Söz- leşme’nin ‘’4P yapısı’’ 2 olarak adlandırılan temel- lerinden biri olduğundan, Sözleşme’nin tamamıy- la hayata geçirilebilmesi için yaşamsal önem arz eder. İstanbul Sözleşmesi’nin standartları ve te-
1 İstanbul Sözleşmesi’nin II. Bölümü, kadına yönelik şiddete bütüncül bir yanıt için temel gerekliliği ortaya koyar: Gerekli kurumsal, mali ve organizasyonel yapılarla hayata geçirilen devlet çapında etkili, kapsamlı ve birbiriyle koor- dineli politikalara duyulan ihtiyaç. GREVIO (İlk) Değerlendirme Raporu, 41. Paragraf.
2 Diğer sözleşmelere benzer biçimde, İstanbul Sözleşmesi “4P”yapısını izle- mektedir: Önleme (Prevention), Koruma (Protection), Kovuşturma (Pro- secution) ve Bütüncül Politikalar (integrated Policies). Sözleşmenin kadına yönelik şiddeti önlemede çizdiği yol haritası adeta bu 4 temelin üzerinde yükselir.
30 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
mel ilkeleri arasında sayılan “eşgüdümlü ve çok kuruluşlu yaklaşım” Sözleşme’de ilk olarak yuka- rıda yer verilen 7. maddede tarif edilir. 3
15 Ekim 2018 tarihli GREVIO Değerlendirme Raporu’nda 7. madde ile ilgili değerlendirmede kadına yönelik şiddete kapsamlı ve koordineli bir yanıt geliştirilmesinin başlangıç noktasının 1998 tarihli 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Ka- nun olduğu, onun yerini daha da kapsamlı hale gelerek alan 2012 tarihli 6284 sayılı Kanun’un bu anlamda çok önemli ilerleme sağladığı belirtilmiş- tir. Ancak, “şiddetin farklı görünümlerinin ele xxx- nabilmesi için odaklı ve geniş kapsamlı tedbirlere ihtiyaç olduğuna” dikkat çekilmiştir.
Raporda ulusal ve il eylem planlarının yapılma- sı, kapsamlı ve eşgüdümlü politikalar bakımından memnuniyetle karşılanmış ancak tıpkı Erken Evli- liklerle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nda yapıldığı gibi şiddetin diğer türleri ve “namus” kisvesi altın- da işlenen cinayetler ile bağlantılı meselelerin ele alınması için “odaklı” politikalara ihtiyaç duyuldu- ğu vurgulanmıştır. Gerçekten de hem Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Komi-
3 “Bu doğrultuda, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlar- la mücadelede rol oynayan tüm ilgili aktörler böylesine karmaşık, çok yönlü bir soruna etkili bir karşılık verebilmek için birbiriyle koordine olmalı ve iş birliği yapmalıdır. İstanbul Sözleşmesi (İ.S.) m.7/1 ve 18/2) (...) İyi uygulama örnekleri kolluk kuvvetleri, yargı birimleri, mağdur destek hizmetleri, çocuk koruma kurumları, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili ortakların kapsamlı
tesi’nin (CEDAW) Kadınlara Yönelik Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete İlişkin 35 sayılı Genel Tavsiye Kararı’nda (5. ve 6. Paragraflar) hem İs- tanbul Sözleşmesi’nde4 kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin her türünün tanınması, bunlarla ilgili önleyici ve koruyucu mekanizmalar geliştirilmesi ve cezasızlıkla mücadele edilmesi gerekliliğine bir çok hükümde yer verilmektedir. Oysa şiddet eylemlerinin teknoloji aracılıklı yer- lerde; örneğin internette sosyal medyada işlenen tipleri, ısrarlı takip ve intihar olarak kayıtlara ge- çen şüpheli kadın ölümleri ile ilgili “odaklı” politi- kalar halen üretilmemiştir.
GREVIO Raporu’nun 45. Paragrafında gözlem- lenen bir diğer husus kesişimsel ayrımcılığa ma- ruz kalan, “belli etnik gruplara mensup kadınlar, kırsalda yaşayan kadınlar, engelli kadınlar, şid- dete maruz kalan veya annelerine yönelik şiddete tanık olan çocuklar, lezbiyen kadınlar, kayıtlara geçmemiş göçmen kadınlar dahil göçmen ve mül- teci kadınlar” gibi dezavantajlı gruplar için benim- senmesi gereken ek tedbirlerin eksikliğidir.
Rapordaki 7. madde ile ilgili paragraflarda yu- karıdaki iki temel gereklilikten sonra, “önleme, ko- ruma, yargılama ve cezalandırma alanlarında tüm kamu kurumları arasında güçlü kurumlar arası işbirliği”, kadına yönelik şiddete koordineli yanıt
ve eşgüdümlü bir müdahale geliştirmek üzere güçlerini birleştirdiklerinde
daha iyi sonuçlar alındığını göstermektedir. (...) İstanbul Sözleşmesi ayrıca bu alanda sivil toplum kuruluşlarının çalışmasını ve değerli katkılarını ta- nırken, devletlerden bu kuruluşlarla etkili iş birliği gerçekleştirmesini talep etmektedir. (İ.S. m.9)” Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Kadına Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi konulu HELP modülü, Ulusal Adaptas- yon: Doç. Dr. Xxxxx Xxxxxx Xxxxx xxxx://xxxx.xxxxxxxxx.xxx.xxx.xxx/xxxxxx/ view.php?id=3380 (Erişim Tarihi 02.03.2021)
4 “Madde 3 – Tanımlar | Bu Sözleşme maksatlarıyla:
a “kadına karşı şiddetten”, kadınlara karşı bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık anlaşılacak ve bu terim, ister kamu ister özel yaşamda meydana gelsin, söz konusu eylemlerde bulunma tehdidi, zorlama veya özgürlüğün rastgele bir biçimde kısıtlanması da dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel, psiko- lojik veya ekonomik zarar ve acı verilmesi sonucunu doğuracak toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemleri olarak anlaşılacaktır; (...)”
8 MART ’ 21 31
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
alınabilmesi için daha fazla tedbir alınması gerekli olan bir husus olarak sayılmıştır.
“İşbirliği” Sözleşme’de bir çok maddede vur- gulanır: Sivil toplum ve sivil toplum kuruluşları ile etkili bir işbirliği yapılmasının kadınlara karşı şiddet uygulanmasıyla mücadelede önemli oldu- ğu söylenir (madde 9). Sözleşmenin uygulanması için önem arz eden “veri toplama ve araştırma”- dan toplanan verilerin, GREVIO’ya teslim edilmesi için uluslararası işbirliğinin sağlanması böylece uluslararası standartların belirlenmesi Sözleş- me’nin öngördüğü yükümlülükler arasındadır (madde 11).
Yerine göre ulusal insan hakları kuruluşları ve eşit haklar kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle de kadın örgütleriyle işbirliği yapılması farkındalığın ve anlayışın arttırılması için öngö- rülmüştür (madde 13). Yine, ikincil mağduriyet- lerin önlenmesi ve çeşitli kurumlara sevk halinde kapsamlı ve uygun biçimde vakıalarla ilgilenilmesi için görev yapacak profesyonel kadroların işbirli- ği ile ilgili de eğitilmesi Sözleşme’de altı çizilen bir diğer önemli gerekliliktir (madde 15). Kadına yö- nelik şiddetle mücadelede özel sektör ve medya ile de işbirliği yapılmasına ayrıca önem atfedilmiştir (madde 17). Sözleşmede göç ve iltica konusunda (madde 59) veya medeni hukuk ve ceza hukuku konularında (madde 66) işbirliği yapılması gibi bir çok hüküm yer almakla birlikte mevcut durumda, bunların neredeyse hiçbiri gerçek anlamda sağ- lanmış değildir. Gerek GREVIO raporlarında yer
verilen tespitlerde gerek uygulamada yaşanan aksaklıkların doğrudan sebebi olarak işbirliğinin eksikliği, yoğun biçimde hissedilmektedir.
7. maddede yer verilen etkili, kapsamlı ve bir- biriyle koordineli politikaların benimsenip uygu- lanmasını mümkün kılmak, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacak ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mukabelede bulunulmasını temin etmek; ilgili tüm birim, kurum ve kuruluşlar ara- sında etkili bir işbirliği sağlamak, sürece tüm ak- törleri müdahil etmek her şeyden önce bu derin şiddet ve ayrımcılık sorununa özgülenmiş bir Ba- kanlık bulunmasını gerektirir. Ancak, “Türkiye’de kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitli- ği konusunda politika üretecek, sorunlara çözüm getirecek Bakanlığın kaldırılmış olması, şiddetle mücadele için kurumlar ve kuruluşlar arası ko- ordinasyonun sağlıklı bir şekilde yapılandırılma- ması, İstanbul Sözleşmesi’nden kaynaklanan ta- ahhütlerin yerine getilmesinin önünde ne yazıkki engel oluşturmaya devam edecektir. Bilindiği gibi, 1990 yılında kurulan Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı 2011 yılında kaldırılmış yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulmuştur. 2018 yılında ise yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ola- rak yapılandırılması, kanımcı kadın sorunlarının gözardı edilmesine yol açacak niteliktedir. Oysa kadınlara yönelik ve aile içi şiddetle mücadele için kadın kuruluşlarının deneyimini dikkate alan ka- rarlı bir devlet politikasına ihtiyaç vardır. ”5
5 GREVİO Değerlendirme Raporu Hakkında, Xxxxx Xxxxxxx: xxxxx://xxxxx- xxxxxxx.xxx/xx-xxxxxxx/xxxxxxx/0000/00/XXXXXX-Xx%X0%0Xxxxxxxxx- me-Raporu-hakk%C4%B1nda-N.M.-yaz%C4%B1s%C4%B1.pdf
32 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Sözleşmenin “Koordinasyon Kurumu” başlıklı
10. maddesi de taraf devletlerin “her türlü şidde- ti önleme ve bunlarla mücadeleye yönelik politi- ka ve tedbirlerin koordinasyonu, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirmesinden sorumlu bir veya birden fazla kurumu belirleyecek veya ku- racağını” açıkça hüküm altına almıştır. GREVIO İlk Değerlendirme Raporu’nda bu yükümlülük için yetkilendirilen Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), “İstanbul Sözleşmesi dahil olmak üzere uluslararası sözleşmelerin uygulanmasının de- netlenmesi, belirli eylemlere yönelik tavsiyelerde bulunulması, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin ulusal eylem planları hazırlanması ve uygu- lanması ve bu alanda gerçekleştirilen eylemlerin genel koordinasyonunun sağlanmasından sorum- lu tutulmuştur.”
KSGM’nin sadece kadına yönelik şiddetle değil ayrımcılıkla da mücadele edeceği, kadın hakları- nın genel olarak geliştirilmesinden ve kadınlara yönelik sosyal hizmetlerin koordine edilmesinden sorumlu olduğuna ayrıca dikkat çekilmiştir.
Raporda, KSGM’nin:
“a. rolünün güçlendirilmesi ve genişletilmesi ve misyonunu yerine getirebilmesi için KSGM’ye gerekli yetki, yetkinlik, insan kaynağı ve finansal kaynak sağlanması,
b. Politikaların değerlendirilmesinde nesnelli- ği sağlamak adına parlamento ve sivil toplumla yakın istişare içerisinde politikaların izlenmesi ve değerlendirilmesi için ayrı birimlerin kurulması,
c. Özellikle şiddeti önlemek ve mağdurları des- teklemek için çalışan kadın STK’lar olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının; koordinasyon birimi- nin birer üyesi olarak dahil edilmesi ve istişare ve katılım süreçlerinin kurumsallaştırılması suretiyle politikaların koordinasyonu ve izlemesine katı- lımlarının arttırılması.”, sorumluluklarını yerine getirebilmesi için yapılması gerekenler olarak sa- yılmıştır.
KSGM’nin hazırladığı Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2018-2023)’nda6 ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinas- yon Planı (2020-2021)’nda7 gerek İstanbul Sözleş- mesi’nin, 6284 sayılı Yasa’nın uygulanması gerek koordinasyonun sağlanması ile ilgili taahhütler yer alıyorsa da güncel somut durum, bunların ka- ğıt üzerinde kaldığını açıkça göstermektedir.
İller bazında Valiliklerce yapılan koordinas- yon toplantıları da 01.01.2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il için “2020-2021 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı” kapsamında ve “Bakanlığımızın valiliklerin ve kol- luk birimlerinin görev ve sorumluğunda olan ko- nularda mevzuatta verilen görev ve sorumlulukla- rın gecikmeksizin uygulanması, alınan tedbirler- de etkinliğin ve kurumsal kapasitenin artırılması, koordinasyon ve işbirliğinin geliştirilmesi ayrıca
6 Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2018-2023): https:// xxx.xxxxxxxxxxxxx.xxx.xx/media/6315/kad%C4%B1n%C4%B1n-gue%- C3%A7lenmesi-strajesi-belgesi-ve-eylem-plan%C4%B1-2018-2023.pdf (Eri- şim Tarihi 02.03.2021)
7 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı (2020-2021) https:// xxx.xxxxxxxxxxxxx.xxx.xx/xxxxx/00000/xxxxxxxxxxxx-xxxxx-x00-0.xxx (Eri- şim Tarihi 02.03.2021)
8 MART ’ 21 33
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
toplumsal farkındalığın artırılması” amacıyla ya- yımlanan “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ge- nelgesi8” de kapsamlı ve koordineli politikaların üretilmesi ve uygulanması, eşgüdümlü ve çok kuruluşlu yaklaşımın benimsenmesi, işbirliği- nin sağlanması amaçlarının gerçekleştirilmesini sağlayabilmiş değildir. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleye karşı başvurulabilecek tüm mevzuatın uygulanmasıyla sağlanacak “önle- me, koruma ve kovuşturma”nın bu aksaklığı, ka- dın cinayetlerinin azalmaksızın devam etmesin- den 6284 sayılı Yasa’ya göre verilebilecek koruma kararlarının kapsam ve etkililiğine ve kadınların eşit koşullarda iş yaşamına katılabilmelerine ka- dar, yaşamın her alanında hissedilmeye devam etmektedir.
Kadının insan hakları mevzuatının adli ve idari mercilere başvurularda titizlikle uygulanışından başka, “bütüncül politikalar”ın hayata geçirilebil- mesinin ve sürüncemede kalmış tüm bu tekrar eden süreçlerin takibi için sivil toplumun, meslek örgütlerinin, hukuk uygulamasının özneleri ola- rak avukatların, idarelerin karar alma süreçlerine aktif katılımının, bilgi edinme özgürlüğünün ve karar alma toplantılarının açıklığının sağlanması9 için de çabalaması çare olabilir. Tüm bu çabalarla şeffaflık, açıklık ve hesap verebilirlik gibi ilkelerin hakim olduğu bir kamusal mücadele söz konusu
olabilecektir. Dolayısıyla bilgi edinme başvuruları dahil hukuki ve demokratik tüm araçların kulla- nılması sorumluluğunu da göz ardı etmemek ge- rekir.
8 İç İşleri Bakanlığı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi htt- ps://xxx.xxxxxxxx.xxx.xx/xxxxxxxx/xxxxxxxx.xxx.xx/xxxxxxXxxxxxxx/xxxxx- ler/2020/01/ Xxxxxx-Xxxxxxx-Siddetle-Mucadele.pdf (Erişim Tarihi 02.03.2021)
9 XXXX Xx Xxx, Günışığında Yönetim, Filiz Kitabevi İstanbul 2017, xx. 00-00
00 0 MART ’21
Adli Yardım Bürosuna
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun Uyarınca
TEDBİR KARARLARI RAPORU
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi
2020
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
SUNUŞ
Bu rapor, İstanbul Barosu Kadın Hakları Mer- kezi olarak Adli Yardım Bürolarına 6284 sayılı yasa kapsamında yapılan başvurular üzerine ve- rilmiş olan tedbir kararlarının incelenerek bir is- tatistik oluşturulması amacıyla düzenlenmiştir.
2019 yılında Adli Yardım Bürolarına toplam başvuru sayısı 13.795 olup, 12.101 başvuru ka- dınlar tarafından yapılmıştır. Başvuruların 2.842 adedi 6284 sayılı yasa kapsamında tedbir kararı alınması talepleridir. Rapor oluşturulurken 1.253 tedbir kararı incelenmiştir.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve kadın ci- nayetlerinin artarak devam ettiği gözlemlenmek- tedir. 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409,
2018’de 440, 2019 yılında da 474 kadın cinayeti işlenmiştir.
İstanbul Sözleşmesi’ne dayanılarak düzenle- nen 6284 sayılı Yasa kadınların yaşam hakkını gü- vence altına alan, şiddet mağdurunu koruyan ve şiddetin önlenmesi için tedbirler içeren en önemli yasadır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa-
nın etkin uygulanması, sözleşme ve yasaya karşı yürütülen haksız ve mesnetsiz saldırıların sonlan- dırılması ve uygulamada yaşanan sorunların aci- len giderilmesi kadına yönelik şiddetin azalmasını ve giderek şiddetin önlenmesini sağlayacaktır.
Tedbir kararlarının incelenmesi sonucunda haksız ve mesnetsiz olarak hedef alınan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın “şiddet mağdu- ru kadını” koruduğu sayısal veriler olarak ortaya çıkmıştır.
Kadına yönelik şiddet, insan hakları ihlalidir. Kadına yönelik şiddet toplumsal cinsiyet eşitsizli- ği ve kadına yönelik ayrımcılıktan kaynaklanmak- tadır.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği sağlanana ve kadına yönelik şiddet sona erene kadar mücadelemize devam edeceğiz.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi
36 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
İÇİNDEKİLER
2019 Yılında İstanbul Barosu Adli Yardım Merkezine 6284 Sayılı Kanun Kapsamında Yapılan Başvuru Sayısı
•
Rapor Kapsamında İncelenen Karar Sayısı
•
Tedbir Kararlarının Karar Verilme Süresi
•
Xxxxx tarafından Verilen Koruyucu Tedbir Kararları
•
Hakim Tarafından Verilen Önleyici Tedbir Kararları
•
Tedbir Kararlarının Kabul-Red Oranı
•
Tedbir Kararlarının Süresi
•
İncelenen Kararlarda Çocukların Durumu
•
Şiddet Mağduru ve Şiddet Faili Yakınlık Derecesi
•
Veriler
•
Sonuç
8 MART ’ 21 37
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
1. 2019 yılında İstanbul Barosu Adli Yardım Merkezine 6284 Sayılı Kanun Kapsamında Ya- pılan Başvuru Sayısı
Adli yardım, bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engellerin kaldırılması ve hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliğin sağlanması amacıyla maddi durumu nedeniyle avukatlık üc- reti ve yargılama giderlerini karşılama imkanı ol- mayan kişilerin adalete erişimini sağlamak üzere ücretsiz olarak verilen hizmettir.
Aile Hukuku ve kadına yönelik şiddet konusunda yapılan başvurularda İstanbul Barosu Kadın Hak- ları Merkezi tarafından düzenlenen, “Adli yardım ve kadın hakları meslek içi eğitimi” almış olan avu- katlar görevlendirilmektedir.
2019 Yılında İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosuna
Toplam başvuru sayısı: 13795
6284 sayılı Kanun
kapsamında yapılan başvuru: 2.842
İncelenen dosya sayısı: | 1253 |
Kadınlar tarafından yapılan başvuru: | 12.101 |
Bu rapor İstanbul Barosu’nun Beyoğlu Adli Yar- dım Merkezi, Bakırköy Adli Yardım Merkezi, Ga- ziosmanpaşa Adli Yardım Merkezi, Kartal Adli Yardım Merkezi ve Ümraniye Adli Yardım Mer- kezlerinde 6284 sayılı Yasa uyarınca alınan tedbir
kararları arasından 1.253 dosya incelenerek dü- zenlenmiştir.
2. Tedbir Kararlarının Karar Verilme Süresi
6284 sayılı kanunun 8. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmek- sizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.”
İncelenen 1253 tedbir kararlarından ;
• 393 kararın aynı gün,
• 481 kararın 1 gün sonra,
• 130 kararın 2 gün sonra,
• 117 kararın 3 gün sonra,
• 45 kararın 4 gün sonra,
• 20 kararın 5 gün sonra,
• 15 kararın 7 gün içinde,
• 40 kararın 7 günden fazla sürede verilmiş ol- duğu tespit edilmiştir.
Tedbir kararlarının gecikmeksizin verilmesi yasa- nın emredici hükmüdür. Tedbir kararlarının aynı gün veya 1 gün içinde verilmesi şiddet mağduru- nun korunmasında en önemli unsurlardan birisi- dir.
38 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
tedbir kararı sayısı
3. HÂKİM TARAFINDAN VERİLEN KORUYUCU TEDBİR KARARLARI
MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirler- den birine, birkaçına veya uygun görülecek ben- zer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
Madde 4/1-a) İşyerinin değiştirilmesi.
İncelenen 1.253 tedbir kararının sadece 1 tanesin- de bu madde kapsamında tedbir mevcuttur.
Madde 4/1-b) Kişinin evli olması hâlinde müş- terek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri be- lirlenmesi.
İncelenen 1.253 tedbir kararında bu tedbire rast- lanmamıştır.
Madde 4/1-c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayı- lı Türk Medenî Kanunu’ndaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
İncelenen 1.253 tedbir kararında bu tedbire rast- lanmamıştır
Madde 4/1-ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlen- mesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağı- nın anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatıl- mış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
İncelenen 1.253 dosyadan sadece 1’inde bu mad- de kapsamında koruyucu tedbir kararı verildiği görülmüştür.
4- HÂKİM TARAFINDAN VERİLEN ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARLARI
6284 sayılı yasanın 5. maddesinde hâkim tarafın- dan verilebilecek tedbir kararları sayılı sınırlı ol- mamak üzere belirtilmiştir.
Madde 5/1 ; “Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçı- na veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâ- kim tarafından karar verilebilir.”
İncelenen tedbir kararlarında, kabul edilen 1.218 tane tedbir başvurusu sonucu verilen tedbir ka- rarlarına baktığımızda yasada 5/1 maddesinde sayılan tedbir kararlarını aynen vermekle yetinil- diği, bu tedbir kararlarına benzer herhangi farklı bir tedbir kararının bulunmadığı görülmüştür.
8 MART ’ 21 39
Tedbir Kararları Kaç Günde veriliyor
600
500 481
393
400
300
200
130
117
100
45
20
12
15
40
0
aynı gün 1 gün 2 gün 3 gün 4 gün 5 gün 6 gün 7 gün 7 günden
fazla
karar verilme gün sayısı
karar sayısı
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
6284 s.k. 5/1 Maddeye Göre Verilen Önleyici Tedbir Kararları
1400
1200
1000
800
600
400
200
0
5/1-a 5/1-b 5/1-c 5/1-ç 5/1-d 5/1-e 5/1-f 5/1-g 5/1-ğ 5/1-h 5/1-ı
kanun madde numarası
Xxxxx xxxxxxx | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 5/ 1-f | 5/ 1-g | 5/ 1-ğ | 5/ 1-h | 5/ 1-ı |
Karar sayısı | 1.165 | 313 | 975 | 27 | 450 | 456 | 910 | 227 | 51 | 150 | 28 |
Madde 5/1-a) Şiddet mağduruna yönelik ola- rak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması:
• İncelenen 1.253 dosyanın 1.165’inde 5/1-a mad- desine göre önleyici tedbir kararının verildiği görülmüştür.
• Bu veri incelenen kararların yaklaşık % 93 üne isabet etmektedir.
• Önleyici tedbir kararlarının Aile Mahkemele- rinde sıklıkla verildiği görülmektedir. Hatta bir- çok kararda sadece 5/1-a maddesinden tedbir verildiği tespit edilmiştir.
Madde 5/1-b) Müşterek konuttan veya bulun- duğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşte- rek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi :
• İncelenen 1.253 dosyadan 313’ünde 5/1-b maddesine göre tedbir kararının verildiği ve kararların yaklaşık %25’ inin uzaklaştırma ve müşterek konutun şiddet mağduruna tahsis edilmesine ilişkin olduğu görülmüştür.
Madde 5/1-c) Korunan kişilere, bu kişilerin bu- lundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşma- ması :
• İncelenen 1.253 dosyadan 975‘inde 5/1-c mad- desine göre tedbir kararının verildiği ve karar- ların yaklaşık %78 inin yaklaşmama kararı ol- duğu görülmüştür.
Yapılan inceleme sonucunda, “Yaklaşmama” ted- birinin uzaklaştırma tedbirinden fazla verildiği tespit edilmiştir.
Madde 5/1-ç) Çocuklarla ilgili daha önce veril- miş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırıl- ması:
• İncelenen 1.253 dosyanın 27’sinde 5/1-ç mad- desine göre karar verildiği görülmüştür. Bu maddeye göre verilen tedbir kararları çok az sayıda olup, kararların yüzde 2, 2 sini oluştur- duğu tespit edilmiştir.
Madde 5/1-d) Gerekli görülmesi hâlinde koru- nan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakın- larına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması:
40 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
• İncelenen 1.253 dosyanın 450’sinde 5/1-d mad- desine göre tedbir kararının verildiği görül- müştür.
• Bu maddeden tedbir kararı verilme oranı
%36’dır.
Madde 5/1-e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi
• İncelenen 1.253 dosyanın 456’sında 5/1-e mad- desine göre tedbir kararının verildiği görül- müştür.
• Bu maddeden tedbir kararı verilmesi oranı
%36 ‘dır.
Madde 5/1-f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıy- la veya sair surette rahatsız etmemesi.
• İncelenen 1.253 dosyadan 910’unda 5/1-f mad- desine göre tedbir kararının verildiği görül- müştür.
• Bu tedbir kararı incelenen kararların %73’ünü teşkil etmekte olup, en sık verilen kararlardan birisidir.
Madde 5/1- g) Bulundurulması veya taşınması- na kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
• İncelenen 1.253 dosyadan 227’sinde 5/1-g mad- desine göre tedbir kararının verildiği görül- müştür.
Madde 5/1-ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
• İncelenen 1.253 dosyadan 51’inde 5/1-ğ madde- sine göre tedbir kararının verildiği görülmüştür.
Madde 5/1-h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etki- sinde iken korunan kişilere ve bunların bulun- dukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, mua- yene ve tedavisinin sağlanması.
• İncelenen 1.253 dosyadan 150’sinde 5/1-h maddesine göre tedbir kararının verildiği gö- rülmüştür.
Madde 5/1-ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağ- lanması.
• İncelenen 1.253 dosyanın 28’inde 5/1-ı madde- sine göre tedbir kararının verildiği görülmüştür.
5. TEDBİR KARARLARININ KABUL – RED ORANI
• İncelenen 1.253 dosyadan 1.218 ‘inde tedbir ta- lebi kabul edilmiş,
35‘inde tedbir talepleri reddedilmiştir. Red karar- larına gerekçe olarak, “Yetkili mahkemeye gönder- me ve tedbir süresinin dolmadığı’’ gösterilmiştir.
Xxxxxx Xxxxxx; red; 35; 3%
kabul red
Tedbir Kararı; kabul; 1218; 97%
8 MART ’ 21 41
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 8/2: Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin an- laşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üze- rine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değişti- rilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
İncelenen 1.253 tedbir kararının kabul edilen 1.218’inde tedbir sürelerinin:
• 169’unda 1 ay
• 295 ‘inde 2 ay
5 ay
1%
4 ay
9%
6 ay
23%
3 ay
20%
Xxxxxx Xxxxxx
s2ü0regsüinz
0%
1 ay
17%
2 ay
30%
20 gün
1 ay
2 ay
3 ay
4 ay
5 ay
6 ay
süresiz
• 194’ünde 3 ay
• 94’ünde 4 ay
• 8’inde 5 ay
• 224’ünde 6 ay
karar sayısı
• Sadece 1 kararda 1 aydan az (20 gün) olduğu görülmüştür.
7- İNCELENEN KARARLARDA ÇOCUKLARIN DURUMU
• İncelenen 1.253 dosyanın 455’inde tarafların müşterek çocukları olduğu tespit edilmiştir.
• 29 kararda müşterek çocuk yoktur.
• 6284 sayılı Kanunun 5/3 maddesinde “Bu Ka- nunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koru- ma Kanununda yer alan koruyucu ve destek- leyici tedbirlere” hükmedilebileceği belirtilme- sine rağmen incelenen kararlarda bu konuda bir tedbire rastlanmamıştır.
• 27 kararda 5/1-ç maddesi gereği, ‘’Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğin- de yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması’’ yönünde tedbir kararı verilmiştir.
42 8 MART ’21
350
295
300
250
224
194
200
169
150
94
100
50
0
1
20 gün
8
1 ay
2 ay
3 ay 4 ay
Tedbir süresi
5 ay
6 ay
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
8- ŞİDDET MAĞDURU VE ŞİDDET FAİLİ YA- KINLIK DERECESİ
Mağdur-Fail Yakınlık Derecesi
• %4 oranında eski eşin, %2 oranında aile birey- lerinin şiddet uyguladığı,
• Şiddete uğrayan veya uğrama ihtimali bulunan kadınların %98 oranında ev içi şiddet mağdu-
1000
900
800
700
karar sayısı
600
500
400
300
200
100
0
920
38
21
15
8
Eş Eski Eş Xxxx Xxxxxx Partner Xxxxxx Xxx
ilişki derecesi
ru oldukları tespit edilmiştir.
İncelenen 1.253 dosyadan ilişki durumu tespit edilebilen 1.002 kararın;
• 920 tedbir kararında tarafların evli olduğu ,
• 38 tedbir kararında tarafların boşanmış eski eş olduğu ,
• 21 tedbir kararında tarafların aynı aileden ol- duğu (xxxx, abi,üvey baba, enişte,vs)
• 15 tedbir kararında ise tarafların eski veya de- vam eden ilişkisinin bulunduğu (ilişkileri ni- şanlı, eski nişanlı, dini nikahlı, sevgili, vs. ola- rak tanımlanmış ) tespit edilmiştir.
• Sadece 3 tedbir dosyasında taraflar arasında bir ilişki bulunmamaktadır.
• Kadına yönelik şiddetin yoğunlukla ev içinde uygulandığı ve %92 oranında eşi tarafından uygulandığı tespit edilmiştir.
İncelenen karar sayısı : 1253 TEDBİR KARARLARI
5/ 1-a | 5/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 0/ 0-x | 5/ 1-ğ | 5/ 1-h | 5/ 1-ı |
1.165 | 313 | 975 | 27 | 450 | 456 | 910 | 227 | 51 | 150 | 28 |
TEDBİR KARARLARININ SÜRESİ
20 gün | 1 AY | 2 AY | 3 AY | 4 AY | 5 AY | 6 AY | Süre yok | RED |
1 | 169 | 295 | 194 | 94 | 8 | 224 | 20 | 35 |
KARAR VERİLME SÜRESİ
Aynı gün | 1 Gün | 2 gün | 3 gün | 4 gün | 5 gün | 6 gün | 7 gün | 7 günden fazla |
8 MART ’ 21 43
Xxxxxx-Xxxx Xxxxxxxx (ilişki durumu tesbit edilen 1002 tedbir
kararında)
Aile Bireyi
2%
ilişki yok
0%
Eski Eş
4%
Partner
2%
Eş
92%
Eş Eski Eş Xxxx Xxxxxx Partner ilişki yok
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
393 | 481 | 130 | 117 | 45 | 20 | 12 | 15 | 40 |
FAİL- MAĞDUR YAKINLIK DERECESİ (1002
dosyada)
EŞ | AİLE BİREYİ | ESKİ EŞ | PARTNER | 3.KİŞİ |
920 | 21 | 38 | 15 | 8 |
SONUÇ;
• İncelenen 1.253 dosyanın % 92’ sinde şiddet mağ- duru kadın eşi tarafından şiddete uğramıştır.
• % 4 oranında kadının eski eşi tarafından şid- det uygulanmıştır.
• % 2 oranında diğer aile bireyleri şiddet uygula- mıştır.
• Yasada koruyucu ve önleyici tedbirlerin sa- yılı sınırlı olmadığı, benzer tedbir kararları- na da hükmedilebileceği açıkça belirtilmesine rağmen, incelenen tedbir kararlarının Yasa’da sayılı tedbir maddeleriyle sınırlı olduğu, olaya özgü farklı bir tedbir kararının verilmediği tes- pit edilmiştir.
• Koruyucu tedbir kararlarından olan “Aile ko- nutu şerhi “konulması ve ayrı yerleşim yeri be- lirlenmesine ilişkin koruyucu tedbir kararları- na rastlanmamıştır.
• Koruyucu tedbirlerden olan “ İşyeri değişikliği ve kimlik bilgilerinin değiştirilmesine” dair sa- dece 1 tedbir kararı verilmiştir.
• Şiddeti önlemeye yönelik önemli tedbirlerden
• Ev içi şiddetin %98 oranında olduğu tespit edilmiştir.
• En çok verilen tedbir kararı şiddet tehdidinde bulunmamaya yöneliktir.
• Müşterek konuttan uzaklaştırmayla ilgili veri- len tedbir kararları kamuoyunda dile getirildiği kadar fazla sayıda değildir. İncelenen dosyala- rın sadece % 25’ inde uzaklaştırma ve müşte- rek konutun şiddet mağduruna tahsisi kararı verilmiştir.
• İncelenen dosyalarda tedbir kararlarına aykı- rılıktan “zorlama hapsine” dair bir karara rast- lanmamıştır.
• Verilen tedbir kararlarının % 67 sinde tedbir süresi en fazla 3 aydır.
olan tedavi tedbiri ise en az verilen tedbirlerden olup incelenen dosyalarda %2 oranındadır.
Kadın Hakları İnsan Haklarıdır.
Kadına Yönelik Şiddet İnsan Hakları İhlalidir.
Şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanır.
Bir ülkede kadın erkek eşitliği, demokrasinin temel kriteridir.
Kadınların eşitsizliklerin kaldırılması ve şiddetin önlenmesi için mücadelesi aslında bir demokrasi mücadelesidir.
İSTANBUL BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ
44 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Raporu Hazırlayanlar;
Bu rapor, İstanbul Xxxxxx’xxx Xxxxxxx, Bakırköy, Gaziosmanpaşa, Kartal ve Ümraniye Adli Yardım Bürolarına 6284 sayılı yasa uyarınca yapılan baş- vurular sonucunda alınan tedbir kararlarına ilişkin
1.253 dosya incelenmek suretiyle hazırlanmıştır. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi üyeleri;
Av. Xxxxx Xxxxx, Av. Barboros Xxxxxx Xxxxx, Av. Xxxx Xxxxxx, Xx. Xxx Xxxxxxx, Xx. Xxxxxx Kıvıl- cımer, Av. Büşra Keşli, Av. Xxxx Xxxxx Köse, Av. Xxxxx Xxxx, Av. Xxxxx Xxxxx, Av. Xxxx Xxxxxxxx, Av. Xxxxx Xxxx Xxxx Xxxxx tarafından Adli Yardım bürolarındaki dosyalar incelenerek veriler top- lanmıştır.
Toplanan verilerin işlenmesi ve raporlanması Ka- dın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Xxxxxx Xxx Xxxxxxxxx tarafından yapılmış, İstanbul Baro- su Başkan Yardımcısı ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Xxxxx Xxxxxxx ve Kadın Hak- ları Merkezi Başkanı Av. Xxxxxx Xxxxxx tarafın- dan yayına hazırlanmıştır.
8 MART ’ 21 45
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN
UYGULANMAYAN MADDELERİNE İLİŞKİN TESPİTLERİMİZ
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Türkiye’nin 11.05.2011 tarihinde ilk imzacı- sı olduğu, 24Kasım 2012 tarihinde onayladığı ve Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Söz- leşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi)” hükümleri ye- terince uygulanmamakta ve taahhüt edilen konu- larda sorunların çözümüne yönelik adımlar atıl- mamaktadır. Anayasamızın 90. maddesi uyarınca bir kanun hükmünde olan bu sözleşmenin taraf devletlere yüklediği birçok görev bulunmaktadır.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi tara- fından yapılan bu çalışmada İstanbul Sözleşme- si’nin uygulanmayan maddelerine aşağıda yer ve- rilmiştir.
İstanbul Sözleşmesinin amacı; kadının ikinci sınıf yurttaş konumundan, baskıcı geleneklerden, dayatmacı cinsiyet rollerinden kurtarılarak bir birey olması ve sosyal hayatın her alanında var olabilmesinin sağlanmasıdır. Bunun gerçekleşe- bilmesi için de sosyal, ekonomik ve hukuki bütün mekanizmaların koordineli bir şekilde işler hale getirilmesinin gerekliliği ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda taraf devletlerin sözleşmede yer
alan hükümleri etkili bir biçimde uygulamaları zo- runludur. Kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir. Sözleşme etkin uygulanmadığı takdirde insan hak ihlallerinin önlenmesi mümkün olma- yacaktır.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ne ilk imza koyan devlet olup, sözleşme İstanbul’da imzaya açıldığı için de bu şehrin ismini almıştır. Sözleşme, Avrupa Konseyi’nde on ülke tarafından onaylanmasının ardından, 2014 yılında yürürlüğe girmiştir. Ancak ülkemizde 2011 yılında imzalanmasının ardından, sözleşme hükümleri doğrultusunda düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin: 2012 yılında 6284 sayılı “Ai- lenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Ön- lenmesine Dair Kanun” yürürlüğe girmiştir. İller- de Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) kurulmuş, bu merkezlerde uzman personel çalış- tırılmaya başlanmıştır. İl Emniyet Müdürlüklerin- de “Aile İçi Şiddetle Mücadele Şube Müdürlükleri’’ kurulmuş ve polis merkezlerinde de şiddet konu- sunda çalışan kolluk kuvvetleri oluşturulmuştur.
Valiliklerde, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücade- le İl Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Ko- misyonları’’ kurulmuştur. KSGM tarafından bir- çok kurum ve kuruluşun yer aldığı “ Kadına Yöne- lik Şiddeti İzleme Komitesi” kurulmuştur.
46 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Bütün bu girişimler ve kurumlara rağmen şid- det önlenememekte ve giderek artmaktadır. Bu- nun nedeni de sözleşmenin ve yasanın etkin bir şekilde uygulanmaması, sözleşme hükümlerinin tamamının uygulamaya geçirilmemesi ve far- kındalık yaratılmamasıdır. Özellikle son yıllarda Sözleşme ve 6284 sayılı yasa karşıtı söylemler yükselmekte, Devletin yetkili kişileri de “Sözleş- meden çekilebiliriz” şeklinde sözlerle bu zihniyeti cesaretlendirmektedir. Oysa yapılması gereken sözleşmeden çekilmek değil, sözleşmenin bü- tün hükümlerinin tam anlamıyla uygulanması ve bu konuda yapılması gereken tüm yasal ve diğer tedbirlerin alınmasıdır.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ola- rak yaptığımız değerlendirmede Sözleşmenin bazı hükümlerinin ise yeterince uygulanmadığını, bazı hükümlerin ise hiç uygulamasının olmadığını tes- pit ettik.
Sözleşmenin uygulanmasından sorumlu olan tüm kurum, kuruluş ve kişilerden talebi- miz, “İstanbul Sözleşmesinin Uygulanması” ve bir an önce taahhüt edilen tüm yükümlülükle- rin yerine getirilmesidir.
TESPİTLERİMİZ ŞU ŞEKİLDEDİR
Madde 6: Toplumsal cinsiyete duyarlı poli- tikalar:
“Taraf Devletler bu sözleşmeden kaynakla- nan yükümlülüklerin uygulanmasına ve sözleş- me hükümlerinin değerlendirilmesine toplumsal cinsiyet perspektifini dahil edeceğini ve kadın
erkek eşitliği ve kadınları güçlendiren politika- ların teşvik edeceğini ve etkili bir şekilde uygu- lanacağını taahhüt eder.”
-Ülkemizde eğitim başta olmak üzere uygulan- ması gereken toplumsal cinsiyete duyarlı ve ka- dınları güçlendiren politikalar oluşturulmamış, kadınların güçlendirilmesi yönünde yapılan bazı çalışmalar da yeterli olmamıştır. 1990 yılında kurulan Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığının 2011 yılında kaldırılıp, yerine Aile ve Sosyal Politi- kalar Bakanlığı kurulmasıyla, kadının birey olarak dikkate alınmasında ve sorunlarına çözüm üretil- mesinde aksaklıklar yaşanmaya başlamıştır. Cum- hurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise bakanlığın yapısı yeniden değiştirilmiş, Aile, Çalışma ve Sos- yal Hizmetler Bakanlığı olarak yapılandırılmıştır. Günümüzde devletin bir eşitlik ve kadın politika- sı belirleyecek, uygulayacak Kadın Bakanlığının kurulmasına ihtiyaç vardır.
Madde 9 : Hükümet dışı örgütler ve sivil top- lum:
“Xxxxx Xxxxxxxxx, ilgili hükümet dışı örgüt- lerin ve sivil toplumun kadına yönelik şiddetle mücadele alanında her düzeyde yaptıkları ça- lışmaları göz önüne alır, teşvik eder, destekler ve bu örgütlerle etkili işbirliği gerçekleştirir.”
-Ülkemizde devleti yöneten kadrolar bu işbir- liğinden yararlanma sorumluluklarını yerine ge- tirmemekte, ayrıca bu alanda çalışan baroların kadın hakları merkez ve komisyonlarının ve kadın kuruluşlarının çalışmalarını dikkate almamakta,
8 MART ’ 21 47
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
kuruluşların talepleri de yerine getirilmemekte- dir. Sadece çocuklarla ilgili davalarda baroların davaya katılmaları kabul edilmekte olup, kadın cinayetleri davalarında baroların ve kadın örgüt- lerinin davaya katılma talepleri reddedilmektedir.
Madde 11: Veri toplama ve inceleme :
“1. Xxxxx Xxxxxxxxx sözleşmenin amacı bakı- mından;
a. Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet vakalarına dair ayrıştırılmış istatistiksel verileri belirli aralıklarla toplamayı;
b. bu sözleşmenin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili yapılan araştırmaları, şiddetin temel nedenlerini ve sonuçlarını, şid- det vakalarını ve mahkumiyet oranlarını ek olarak bu sözleşmenin uygulanması için alınan tedbirlerin etkisini incelemek amacıyla destek- leyeceğini taahhüt eder.
2.Taraf devletler, bu sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin yaygınlığını ve şiddete olan eğilimleri değerlendirmek için dü- zenli aralıklarla nüfus esaslı araştırmalar yap- maya çaba gösterir.
3.Taraf devletler, uluslararası işbirliğini teş- vik etmek ve uluslararası düzeyde kıyaslama çalışmasını yapılmasını sağlamak üzere, bu madde uyarınca toplanan bilgileri 66. madde- sinde bahsedilen uzmanlara verir.
4. Taraf devletler, bu madde uyarınca top- lanan bilgilerin kamuya açık olmasını güvence altına alır.”
- Bu madde uyarınca devlet veri toplamakla yükümlü olduğu halde İçişleri Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından güncel bilgiler toplanmamakta, veri hususunda hesap verilebilir şekilde davranılmamakta, mev- cut veriler güncellenmemektedir. GREVIO Ra- porunda da şiddet olaylarına ilişkin ayrıntılı veri toplanmamış olmasının eksikliğine önemle dikkat çekilmiştir. Yaşanılan en büyük sorun, ayrıntılı ve- rilerin olmaması ve var olan verilerin de paylaşıl- mamasıdır.
Madde 12: Genel yükümlülükler
“1.Taraf Devletler kadınların daha aşağı düzeyde bir cins olduğu veya erkekler ile ka- dınlar için alışılagelmiş rollerin bulunduğu dü- şüncesine dayanan ön yargıları, örf ve adet- leri, gelenekleri ve her türlü uygulamaları yok etmek amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesi için gerekli tedbirleri alır.
2.Xxxxx Xxxxxxxxx, bu sözleşmenin kapsamı- na giren bütün şiddet biçimlerine karşı her ger- çek veya tüzel kişiyi korumak için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alır.
3. Bu madde uyarınca alınan her tedbir, be- lirli şartlar nedeniyle savunmasız bırakılan ki- şilerin özel ihtiyaçlarına işaret eder ve ihtiyaç- ları dikkate alır ve mağdurun insan haklarını merkeze koyar.
4. Taraf devletler, erkekler ve erkek çocukla- rı başta olmak üzere, toplumun tüm üyelerinin
48 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
işbu Sözleşme kapsamındaki tüm şiddet türleri- ni önlemek üzere aktif katkı sağlamasını teşvik etmek için gerekli tedbirleri alır.
5. Taraf devletler, kültür, örf ve adet, din, gelenek veya sözde “namus”un bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin bir gerekçesi olarak kabul edilmemesini güvence altına alır.
6. Taraf devletler, kadınların güçlenmesi için program ve faaliyetleri arttırmak amacıyla ge- rekli tedbirleri alır.”
-Ülkemizde; eşitlik karşıtı zihniyetin kadının insan hakları kazanımlarına, İstanbul Sözleşme- si’ne ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik saldı- rılarına karşı devleti yönetenler tarafından yeterli önlemler alınmamakta ve bu söylemleri etkisiz kılacak açıklamalar yapılmamaktadır. Maddenin
4. fıkrasında öngörülen; gençlerin ve erkeklerin şiddetin önlenmesine aktif şekilde katılımlarını sağlamak yönünde çalışma yapılması yerine, ka- dına yönelik şiddeti önlemek için aktif olarak ara- ya giren kişilerin cezalandırılması için dava açıl- maktadır (Xxxxx Xxxxx olayında olduğu gibi). Bu durumun, kadına yönelik şiddete tanık olanların şiddeti önlemek yerine yerine görmezden gelme- lerine neden olacağından endişe edilmektedir.
Maddenin 6. fıkrası gereği kadınların güçlen- dirilmesi için gereken hiçbir destek verilmemek- te, kadının ekonomik ve sosyal olarak güçlenmesi için çalışmalar yapılmamaktadır. Devletin yüküm- lüğünü yerine getirmemesi, “toplumsal cinsiyet
eşitliği” konusunda bir politika oluşturmaması, eşitlik karşıtı zihniyetlerin cinsiyetçi söylemlerine ve eylemlerine duyarsız ve sessiz kalınmasına yol açmaktadır.
Madde 13: Farkındalığın arttırılması
“1. Taraf Devletler, uygun olan durumlarda bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şid- det biçimlerinin farklı tezahürlerinin, bunların çocuklar üzerindeki sonuçlarının ve şiddet bi- çimlerinin önlenmesi gerektiğinin toplum için- de anlaşılması ve bu konuda farkındalığın art- tırılması için, anlayışın arttırılması için, ulusal insan hakları kurumlarıyla ve eşitlik kurumla- rıyla, sivil toplumla ve hükümet dışı örgütlerle ve özellikle de kadın hakları örgütleriyle işbirli- ğini içeren, düzenli ve her düzeyde farkındalık arttırıcı kampanya ve programları düzenler ve teşvik eder.
2.Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut bilgi ve tedbirlerin toplum içerisinde geniş bir kapsamda yaygınlaştırılmasını güven- ce altına alır. ”
- Sözleşme şiddete karşı farkındalığın arttırıl- ması için bir düzenlemeye yer vermiş olmasına karşın, şiddete karşı farkındalığı arttırmak ama- cıyla etkin ve yaygın kampanya ve programlar yapılmamaktadır. Devleti yöneten kadrolar sivil toplumla özellikle de kadın hakları örgütleriyle işbirliğine gitmemekte, deneyimlerinden yarar- lanmamakta ve bu alanda ortak çalışmalar yap-
8 MART ’ 21 49
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
mamaktadır. Aksine siyasi temsilciler kadınları aşağılayan ve kadının ev içinde kalması gerektiği- ni ima eden sözleriyle toplumda kadına karşı ay- rımcılığın artmasına yol açmaktadır.
Madde 14: Eğitim
“1. Taraf Devletler, kadın erkek eşitliği, ka- lıplaştırılmayan toplumsal cinsiyet rollerini, karşılıklı saygıyı, kişiler arası ilişkilerde şid- detten kaçınma temelinde çatışma çözümünü, kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddet ve kişisel bütünlük hakkı meselelerinin resmi müfredat içerisinde ve eğitim sürecinin her düzeyinde öğ- rencilerin gelişim kapasitelerine uygun olarak öğretim materyallerinin içerisine dahil edilme- si için uygun olan durumlarda gerekli adımları atar.
2. Taraf Devletler, 1. fıkrada bahsedilen il- kelerin yaygın eğitim faaliyetlerinin yanı sıra, spor faaliyetleri, kültürel faaliyetler ve medya- da teşvik edilmesi için gerekli adımları atar.”
-Sözleşmede yer verilen eğitimin her düzeyin- de ve öğretim müfredatında ve materyallerinde toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki düzenle- menin aksine, anaokullarında, 4+4+4 eğitim sis- teminin her kademesinde ve üniversitelerde ders olarak okutulması gerekirken, müfredattan çıka- rılmış bulunmaktadır.
Şiddetin önlenmesinde en önemli etken, far- kındalık ve eğitimdir. 2015 yılında, Birleşmiş Mil- letler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine 2030 yılına kadar erişilmesi konusunda çalışmalar ya-
pılmasını kabul etmiş ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 193 ülke tarafından benimsemiştir. Belirlenen 17 hedef doğrultusunda ve özellikle 5 No.lı hedef olan “toplumsal cinsiyet eşitliği” ko- nusunda, Milli Eğitim Bakanlığı anaokulundan üniversitelere bu konuda bir dersin konulmasını zorunlu kılmıştır. Ancak 2020 yılında toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki dersler kaldırılmış- tır. Ülkemizde az sayıda üniversitede uluslararası sözleşmeleri ve İstanbul Sözleşmesini de içeren kadının insan hakları dersi de bulunmaktadır.
Madde 15: Profesyonel kadroların eğitilmesi
“1.Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme kapsamın- da yer alan şiddet eylemlerinin mağdurlarıyla veya failleriyle ilgilenen uzmanlara, bu tür bir şiddetin önlenmesi ve ortaya çıkarılması, kadın erkek eşitliği, mağdurların ihtiyaçları ve hak- larının yanı sıra, ikincil mağduriyetin nasıl ön- leneceği hakkında uygun eğitimi sağlar ve bu eğitimleri güçlendirir.
2.Xxxxx Xxxxxxxxx, bu sözleşme kapsamında- ki şiddet vakalarıyla ilgili başvuruların daha kapsamlı ve gerektiği gibi ele alınmasını sağla- mak üzere 1. fıkrada sözü edilen eğitimin, ku- rum ve kuruluşlar arasında koordineli işbirliği konusunda eğitimi de içermesini teşvik eder. ”
- Uzmanların eğitimine yeterince önem veril- mediği ve bu konuda çalışan kadın örgütleri ve barolarla işbirliğine gidilmediği için özellikle sağ- lık çalışanları ve çalışan kolluk kuvveti mağdur ile
50 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
iletişim kurarken gerekli özen ve dikkati göster- memekte ve ikincil mağduriyet yaratmaktadırlar.
Şiddetle mücadelede görevlendirilen kadrola- rın bu konuda yeterli eğitim almadıkları, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Ka- nun’u tam anlamıyla bilmedikleri görülmekte ve bu uzmanların eğitimi konusunda ciddi adımlar atılmamaktadır.
Madde 16: Önleyici müdahale ve tedavi programları
“1.Taraf Devletler, aile içi şiddet faillerinin daha fazla şiddet eyleminde bulunmalarını en- gellemek ve şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmek üzere kişiler arası ilişkilerinde şid- det içermeyen davranışı benimsemeleri için fa- illeri eğitmeyi hedefleyen programların oluştu- rulması ve desteklenmesi için gereken yasal ve diğer tedbirleri alır.
2.Taraf Devletler faillerin, özelliklede cinsel suç faillerinin yeniden suç işlemelerini önlemeyi hedefleyen tedavi programlarının oluşturulma- sı veya desteklenmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alır .
3.Xxxxx Xxxxxxxxx, 1. ve 2. fıkrada belirtilen tedbirlerin alınmasında, mağdurun güvenliği- nin, desteklenmesinin ve insan haklarının ön- celikli öneme sahip olmasını ve uygun durumda mağdurlara yönelik uzman destek hizmetle- riyle yakın işbirliği içerisinde bu programların oluşturulmasını ve uygulanmasını güvence al- tına alır.”
-Ülkemizde yasada yer alan önleyici tedbirle- rin uygulanmasında olaya özel yeterli özen gös- terilmemekte, şiddet uygulayanın zorunlu eğitime tabi tutulması ya da rehabilitasyona alınması gibi uygulamalarda bulunmamaktadır. Bu nedenle şiddet uygulayan şiddeti giderek arttırmakta ve şiddet son bulmamaktadır.
Madde 17: Özel sektör ve medyanın katılımı
“1.Xxxxx Xxxxxxxxx, ifade özgürlüğüne ve ba- ğımsızlığına saygı duyarak, özel sektörü, bilgi ve iletişim sektörünü ve medyayı politikaların hazırlık ve uygulama aşamalarına katılma- ya ve kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın onuruna saygıyı arttırmak amacıyla yönerge ve öz denetim standartlarını oluşturmaya teş- vik eder.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, özel sektör aktörleriyle işbirliği içinde, çocuklar, ebeveynler ve eğitim- cilerin içeriğinde zararlı olabilecek, cinsel ve şiddet unsuru bulunan bilgi ve iletişim ortam- larıyla başa çıkma becerilerini geliştirir ve ge- liştirilmesini teşvik eder. ”
- Özel sektör alanında her ne kadar birçok fir- ma çalışanlarına yönelik “toplumsal cinsiyet eşitli- ği” eğitimi verse de, Devleti yöneten kadrolar özel sektörle kadına yönelik şiddetin önlenmesi konu- sunda yeterince işbirliği gerçekleştirmemektedir. Özellikle medyanın dili, kadına bakış açısı, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini yayınlama bi- çimi konularında düzenlemeler yapılması zorunlu iken hiçbir yasal düzenleme yapılmamaktadır.
8 MART ’ 21 51
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Görsel medyada toplumsal cinsiyet eşitliği, ka- dının insan hakları, yasal ve uluslararası mevzuat konularına değinilen programlar yapılmamakta, kadınların bir meta şeklinde gösterildiği ve şidde- tin her türünün olduğu dizilerle toplumda farklı algılar yaratılmaktadır.
Madde 19: Bilgi
“Taraf Devletler, mağdurların mevcut destek hizmetleri ve yasal tedbirler hakkında anladık- ları dilde yeterli ve zamanında bilgi edinmele- rini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. ”
-Mağdurların bilgilendirilmesinde, özellikle de yabancı kadınlara kendi ana dillerinde bilgilendir- mede yetersiz kalınmakta, bu nedenle de mağdur yasal haklarını ve izlemesi gereken süreci öğrene- memektedir. Kolluk kuvvetleri çoğu kez kadınlara avukat atanması için baroyla irtibata geçmemek- te, kadınlara bu konuda bilgi vermemekte, kadın- lar da yasal haklarını yeterince bilmediklerinden avukat talep etmemektedirler.
Madde 20: Genel destek hizmetleri
“1.Taraf Devletler, mağdurların şiddet son- rası toparlanmalarını kolaylaştıracak hizmet- lere erişebilir olmasını sağlamak üzere gerek- li yasal veya diğer tedbirleri alır. Bu tedbirler, gerek duyulduğunda, yasal ve psikolojik danış- manlık, maddi yardım, konut sağlama, eğitim, öğretim ve iş bulmalarına yardım gibi hizmet- leri içermelidir.
2.Taraf Devletler, mağdurların sağlık ve sos- yal hizmetlere erişebilir olmasını ve hizmetler için yeterli kaynak ayrılmasını ve uzmanların mağdurlara yardımcı olmak ve uygun hizmet- le yönlendirmek üzere eğitim almalarını sağla- mak için gereken yasal ve diğer tedbirleri alır. ”
- Şiddet gören kadın/ mağdur şiddet sonrasın- da maddi yardım, konut ihtiyacı, eğitim, iş bulma konularında çok az destek alabilmektedir. Mülki amirlerin maddi destek konusunda imkanları var- ken bu imkan kadınlar için yeterince kullanılma- maktadır. Belediyeler ve Bakanlık yeterli sayıda sığınak açmamıştır. Şiddet mağdurlarını koruya- bilmek ve bu hayat tarzının bir kader olmadığını başka hayatında mümkün olduğunu gösterebil- mek için belediyelerle, sivil toplum örgütleriyle kolektif çalışmak gerekli iken az sayıda Belediye duyarlı davranmaktadır.
Ayrıca, kadınların en önemli özgürlüğü EKO- NOMİK ÖZGÜRLÜKTÜR.
Öncelikle bunun sağlanması için gerekli giri- şimler yapılmalıdır.
Örneğin, sığınma evindeki kadınlara da meslek edindirme kursları açılmalı ve sonrasında iş bu- lunmalıdır.Şiddete uğrayan kadının yaşadığı trav- ma nazara alındığında öncelikle psikolojik olarak desteklenmesi gereği ortaya çıkmaktadır. Bunun için yeterli personel istihdam edilerek mutlaka psikolojik destek ve tedavisi yapılmalıdır.
Ayrıca İŞKUR ile irtibata geçilerek şiddet mağ- duru kadınlara işe alınmada öncelik tanınması sağlanmalıdır.
52 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 23: Sığınaklar
“Taraf Devletler, mağdurlara ve özellikle de kadınlara ve çocuklarına, güvenli konaklama sağlayan ve inisiyatif kullanarak mağdurlara ulaşan, yeterli sayıda, uygun ve kolayca ulaşı- labilir sığınağın hazırlanmasını sağlamak üze- re gerekli yasal ve diğer tedbirleri alır. ”
- Belediye Kanunu’nun 14. maddesine göre
; “büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için sığınma evleri açmak zorundadır.” Ancak kadın sığınma evi sayısı, kanunda yer alan maddenin öngördüğüne kıyasla oldukça az ve sayıları yeterli olmayıp sığınakların birçoğunda fiziksel koşulları da yetersizdir. (örneğin: bir yatakta birden fazla kadının yattığı sığınma evleri vardır )
Bu sorunların çözümü için acilen tedbirler alın- malı, yeterli ve kadına her türlü fiziki, psikolojik ve maddi destek verxxxxxxxx kapasitede sığınma evleri açılmalı ve bu görevi yerine getirmeyen be- lediyeler hakkında da yasal işlem yapılmalıdır.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlı- ğı’nın Eylül 2019 verilerine göre Türkiye›de Ba- kanlığın Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü›ne bağlı 2717 kapasiteli 110, Göç İdaresi Genel Mü- dürlüğü›ne bağlı 42 kapasiteli 2, sivil toplum kuruluşlarına bağlı 20 kapasiteli 1 ve yerel yö- netimlere bağlı 703 kapasiteli 32 olmak üzere toplam 145 konukevi bulunmaktadır.
Kadın ve çocuk nüfusu düşünüldüğünde bu sayılar çok yetersiz kalmaktadır.
Madde 24: Telefon yardım hatları
“Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak arayanlara, gizlilik içerisinde ya da arayanın kimliğinin gizli kalmasına özen göstererek da- nışmanlık vermek için ülke çapında kesintisiz 7 gün 24 saat esasına göre faaliyet gösteren, üc- retsiz telefon hattı hizmeti sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.”
-Bakanlık tarafından kurulan ALO 183 hattı bu- lunmaktadır. Ancak bu hat, kadına yönelik şidde- te özel bir hat olmayıp, aranıldığında son derece mekanik bir yaklaşımla karşılaşılmaktadır. Büyük zorluklarla ve cesaretini toplayarak hattı arayan mağdurun bu yaklaşım karşısında cesareti kırıl- makta ve istediği yeterli bilgileri alamamaktadır.
Bu nedenle de İstanbul Sözleşmesi doğrultu- sunda YETERLİ DONANIMA SAHİP, YASALAR VE UYGULAMA KONUSUNDA EŤİTİM ALMIŞ ELE-
MANLARIN ÇALIŞTIŤI ve 7/24 hizmet veren bir ACİL YARDIM HATTI KURULMASI gerekmekte-
dir.
Madde 25 : Cinsel şiddet mağdurlarına yöne- lik yardım
“Xxxxx Xxxxxxxxx, mağdura yönelik tıbbi ve adli muayene, travma desteği ve danışmanlık sağlamak üzere yeterli sayıda, uygun ve kolay erişilebilir tecavüz kriz veya cinsel şiddet yön- lendirme merkezlerinin kurulması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.”
8 MART ’ 21 53
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
-Ülkemizde cinsel şiddete maruz kalan mağ- durlar için Tecavüz Kriz Merkezleri veya Cinsel Şiddet Yönlendirme Merkezleri bulunmamakta- dır. Mağdurun travma desteği ve danışmanlık hiz- metleri alabileceği bu tür merkezlerinin olmama- sı, mağdurların ikincil mağduriyet yaşamalarına neden olmaktadır.
Henüz kurulmamış olan bu merkezlerin derhal kurulması ve yeterli sayıda, eğitimli personel bu- lundurulması gerekmektedir.
Madde 27:Bildirme
“Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme kapsamına gi- ren şiddet eylemlerinin gerçekleşmesine tanık olan veya böyle bir eylemin gerçekleşebileceği- ne dair makul nedenleri olan veya olası başka şiddet eylemlerinin yaşanabileceğine inanan bir kişinin bunu yetkili makamlara veya ör- gütlere bildirmesini teşvik etmek üzere gerekli tedbirleri alır. ”
• Şiddete tanık olan herkesin bildirim yüküm- lülüğü olduğu halde çok uygulanmayan bir mad- de olarak kalmıştır. Toplumda şiddet konusunda farkındalık yaratılmadığından ve ihbar yükümlü- lüğü olduğu anlatılmadığından bu madde kadük kalmış bulunmaktadır.
Madde 32: Zorla evlendirmenin hukuki so- nuçları:
“Xxxxx Xxxxxxxxx, zorla evliliklerin mağdura aşırı maddi ve idari yük getirmeyecek şekilde yok sayılabilmesi, feshedilmesi ya da sonlandı- rılabilmesi için gereken yasal veya diğer tedbir- leri alır.”
• Bu konuda da bir yasal düzenleme yapılma- dığı gibi, aksine zorla evlendirmelerin önünü aça- cak yasal düzenlemeler yapılması gündeme geti- rilmektedir.
Madde 34: Takip
“Xxxxx Xxxxxxxxx, başka bir kişiye karşı mü- kerreren tehditkar davranışlara girişerek kişi- nin güvenliğinden endişe etmesine sebep olan kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. ”
-Israrlı takip olarak bilinen bu şiddet biçimi sa- dece 6284 sayılı yasada düzenlenmiş olup, tedbir kararı almak için yeterlidir. Ancak TCK’nda ısrarlı takip suç olarak yer almamaktadır. Oysa Sözleşme bu konuda yasal düzenleme yapılmasını zorunlu kılmıştır. Barolar ve kadın örgütleri ısrarlı takibin suç sayılmasını talep etmekte olup, Devleti yöne- ten kadrolar bu konuda herhangi bir yaklaşımda bulunmamaktadır.
Madde 36: Tecavüz dahil cinsel şiddet
“1.Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davra- nışların cezalandırılmasını sağlamak üzere ge- rekli yasal veya diğer tedbirleri alır.
• vücudun herhangi bir bölümüyle veya herhangi bir cisimle rızası olmadan başka bir kişinin vücuduna vajinal, anal veya oral yolla cinsel nitelikte girme,
• Rızası olmadan bir kişiye karşı diğer cinsel nitelikte eylemlerde bulunma,
54 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
• Rızası olmadan bir kişiye karşı üçüncü bir kişinin cinsel nitelikte eylemlerde bulunmasına sebep olma,
2. Rıza, çevreleyen koşullar bağlamında de- ğerlendirildiğinde kişilerin özgür iradelerinin sonucunda gönüllü olarak gösterilmiş olmalı- dır.
3. Xxxxx Xxxxxxxxx, 1. fıkranın hükümlerinin iç hukuk tarafından tanındığı biçimiyle eski veya şimdiki eşlere veya partnerlere karşı gerçekleş- tirilen eylemler için de geçerli olmasını sağla- mak üzere gereken bireylere yasal veya diğer tedbirleri alır. ”
- Hayatlarını birlikte sürdüren partnerlerden birisinin cinsel şiddet eylemine maruz kalması halinde şikayet mekanizmaları hızlı ve etkin işle- memekte, toplumda evli olmanın her türlü cinsel eyleme rıza gösterilmesini gerektirdiği şeklindeki düşünce hakim olduğundan ve bu düşünce tar- zının değiştirilmesi yönünde eğitimler yapılmadı- ğından evli kadın bu konuda şikayet hakkını kul- lanamamakta ve ikincil mağduriyet yaşamaktadır.
Madde 37 : Zorla yapılan evlilik
“1.Xxxxx Xxxxxxxxx, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlayan kasıtlı davranışların suç sa- yılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2.Xxxxx Xxxxxxxxx, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlamak amacıyla yaşadığı yerin dı- şında başka bir ülke ya da taraf ülkeye gitme- yi aldatıcı kasıtlı davranışların suç sayılmasını
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer ted- birleri alır.”
-Sözleşme taraf Devletlere zorla ve küçük yaşta evlendirilmenin önüne geçmek amacıyla tedbirler almayı ve yasal düzenlemeler yapma yükümlülüğü getirdiği halde, ülkemizde TCK 103. maddesinin değiştirilmesi ve tecavüz edenle evlendirmenin meşrulaştırılması (yasallaşması) gündeme getiril- mektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi ve çocuğun korunmasına yönelik hükümler içeren uluslarara- sı sözleşmeler yeterince özenle uygulanmamakta, çocuk yaşta evliliklerin ihbar mekanizması işletil- memekte ve ihbardan sonraki süreçte bu evlilikle- re engel olacak şekilde yönetilmemektedir.
Madde 40: Cinsel taciz
“Taraf Devletler, özellikle de endişe verici, düşmanca, haysiyet kırıcı, aşağılayıcı veya sal- dırganca bir ortam yaratarak bir insanın onu- runu zedelemek amacını taşıyan veya bu sonu- cu doğuran, cinsel nitelikteki her türlü isten- meyen sözlü veya sözlü olmayan veya fiziksel davranışın cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.”
-Cinsel taciz olaylarında soruşturma etkin bi- çimde yürütülmemekte, bu nedenle çoğunluk- la kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek ikincil mağduriyet yaratılmaktadır. Savcıların ve yargıçların “kadının beyanı esastır” ilkesini dik- xxxx almaları gerekirken, ispat mükellefiyeti iddia eden kadına yüklenmekte ve çoğunlukla işlenen suç cezasız kalmaktadır.
8 MART ’ 21 55
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 42 – Suçların kabul edilemez gerek- çeleri; sözde “namus” adına işlenen şuçlar da dâhil
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinden herhangi birinin gerçekleşmesini takiben başlatılan cezai işlem- lerde kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde “namus”un bu eylemlerin gerekçesi olarak ka- bul edilmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bunlar arasına, özel- likle, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davranış normlarını ve âdetlerini ihlal ettiği iddiaları da dâhildir.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, herhangi bir kişinin bir çocuğu 1. fıkrada bahsedilen eylemlerden her- hangi birini işlemeye tahrik etmiş olmasının söz konusu kişinin gerçekleştirilen eylemlerle ilgili cezai sorumluluğunu azaltmamasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Uygulamada bu madde hükmünün tam aksine tedbirler alınmakta, kadın cinayetlerinde haksız tahrik indirimleri de yapılmaktadır.
Bu uygulamaya derhal son verilmeli ve hakim- ler bu konuda sözleşme hükümlerini dikkate al- malı, aksine davrananlar hakkında cezai ve disip- lin işlemleri yapılmalıdır.
Madde 48: Zorunlu alternatif çatışma çözü- mü veya cezalandırma süreçlerinin yasaklan- ması
“1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin kapsa- mına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili ola-
rak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere, zorunlu alternatif çatışma çözüm süreç- lerini yasaklamak üzere gerekli yasal veya di- ğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bir para cezası emredildi- ği takdirde failin mağdura karşı mali yüküm- lülüklerini yerine getirip getirmeyeceğini göz önünde bulundurmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. ”
Bu hükme göre, UZLAŞTIRMA VE ARABULU- CULUK gibi alternatif çözümlerin asla düşünül- memesi gerektiği vurgulanmıştır.
- Sözleşmenin aksine ülkemizde tehdit, basit yaralama, hakaret gibi suçların kadına karşı da işlenmesi durumunda bu suçlar uzlaştırma kap- samına alınmıştır. Bu uygulama şiddet gören ka- dını kendisine şiddet uygulayan erkekle uzlaşmak için uzlaşmacıyla görüşmek zorunda bırakmakta ve ikincil bir mağduriyet yaşatılmaktadır. Uzlaştır- ma şiddet yaşayan kadını yine aynı evde , aynı kişi ile yaşamaya üstü kapalı olarak zorlamak demek- tir. Şiddetin sulh olarak bitmesi beklenirken tam tersi sonuçlar ortaya çıktığı, hukukçu olmayan uzlaştırmacıların şiddet içerikli dosyaları reddet- mek yerine uzlaştırmaya çalışarak fahiş hatalar yaptıkları ve kadını derin bir çaresizliğe mahkum ettikleri dosyalardan ve basına yansıyan haber- lerden görülmektedir. Merkezimiz tarafından bu uygulamadan vazgeçilmesi defalarca talep edil- mesine karşın bu yanlış uygulamaya devam edil- mektedir.
56 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Ayrıca, son günlerde AİLE HUKUKUNDA ARA- BULUCULUK konusu Adalet Bakanlığı tarafından ısrarla gündeme getirilmekte ve 3 Mart 2021 ta- rihinde açıklanan “İnsan Hakları Eylem Planında” da yer verilmektedir.
Ülkemizde boşanma davalarının hemen tama- mında psikolojik, sosyal, ekonomik, fiziksel vb. şiddet vardır. Dolayısıyla aslında boşanma dava- sında kadın, aynı zamanda bir şiddet mağduru- dur.
Mağdur kadın, arabulucunun önünde kendi- sini mağdur eden erkekle konuşmak, onu dinle- mek zorunda bırakılacaktır. ARABULUCUNUN KADININ GÜVENLİŤİNİ ve kendi güvenliğini de TEMİN EDEBİLME İMKANI YOKTUR.
Bu gerçek ortadayken Aile Hukukunda ara- buluculuk düşünülmesi SÖZLEŞME HÜKÜMLE- RİNE aykırıdır.
Madde 49: Soruşturma, kovuşturma, usul hukuku ve koruyucu tedbirler - Genel yüküm- lülükler :
“1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşmenin kapsa- mına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili so- ruşturma ve yargılamaların usule aykırı bir gecikme olmaksızın görülmesini ve ceza dava- sının tüm aşamalarında mağdurun haklarının dikkate alınmasını sağlamak gereken yasal ve diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’de tanımla- nan suçların etkin biçimde soruşturulmasını ve kovuşturulmasını temin sağlamak üzere, temel
insan hakları ilkelerine uygun biçimde ve cin- siyetlendirilmiş şiddet anlayışını göz önünde bulundurarak gereken yasal ve diğer tedbirleri alır. ”
- Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında mağdura yaşadığı olay defalarca anlattırılmakta, yaşadığı travmayı hafifletmek yerine her defa- sında yeniden yaşamasına ve mağdur olmasına sebep olunmaktadır. İkincil mağduriyet yaratıl- makta, etkin bir soruşturma ve kovuşturma ya- pılmamaktadır.
Madde 56 : Koruma önlemleri
“1.Taraf Devletler, sorgulama ve hukuki iş- lemlerin tüm aşamasında mağdurların hakla- rını ve menfaatlerini, tanık durumunda olduk- larında özel ihtiyaçlarını da dahil ederek koru- mak için:
• mağdurların, ailelerinin ve tanıkların göz- dağından, misillemeden ve mağdur olma duru- munun tekrarlanmasından korunmalarını sağ- lamak;
• mağdurun, en azından kendisinin veya ai- lesinin tehlikede olabileceği durumlarda, failin kaçtığı veya geçici veya kesin olarak serbest bırakıldığı hakkında bilgilendirilmesini sağla- mak;
• iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında mağdurlara, hakları ve faydalanabile- cekleri hizmetler ve şikayetlerinin takibi, mas- raflar, sorgulama veya davaların genel pro-
8 MART ’ 21 57
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
sedürü ve onların prosedür içindeki rolleri, ek olarak davalarının sonuçları hakkında bilgi vermek;
• mağdurun iç hukuk kurallarının usulüne uygun olarak sesinin duyulmasını, kanıt temin etmesini ve kendi görüşlerini, ihtiyaçlarını ve kaygılarını doğrudan veya bir aracı vasıtasıyla sunmasını ve bunların dikkate alınmasını sağ- lamak;
• mağdurlara haklarının ve menfaatlerinin usule uygun olarak sunulması ve dikkate alın- ması için uygun destek hizmetleri sağlamak;
• mağdurun özel yaşantısı ve görüntüsünü korumak için tedbirlerin alınmasını sağlamak;
• mağdur ile failler arasında iletişimin mah- kemede ve kolluk kuvvetlerinin mevkiinde, mümkün olduğu ölçüde önlenmesini sağlamak;
• davaya taraf olarak katılan veya kanıt su- nan mağdurlara bağımsız ve yetkin çevirmen- ler sağlamak;
• iç hukuk kurallarına uygun biçimde, mağ- durun esastan mevcut ve uygun iletişim tekno- lojilerinden yararlanarak, mahkeme salonuna gitmeden veya en azından fail olduğu iddia edi- len kişinin mahkeme salonunda bulunmadığı bir ortamda ifade vermesini sağlamak;
2. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağduru ve tanığı olan bir çocuğa, çocuğun üstün yararı ilkesini dikkate alarak uygun du-
rumlarda özel koruma önlemleri sağlanacak- tır.”
Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması- na Dair Kanun ile yapılan düzenlemelerle yetkili- ler (kolluk, savcılık vb.) tarafından mağdura bilgi verilmediği, bu durumun şiddetin tekrarlanma riskini artırdığı, Sözleşmenin ön gördüğü koruma önlemlerinin gereğince yerine getirilmediği görül- mektedir. Mahkemelerde mağdur ile fail çoğu kez aynı salonda bulunmakta ve mağdur açısından ikincil bir mağduriyet yaratılmaktadır. Bakanlık tarafından AGO (Adli Görüşme Odası) açılması- na karşın özellikle ceza yargılamasında hakimler mağdurların ifadesini mahkeme salonunda alın- masını tercih etmekte, avukatlar tarafından de- falarca mağdurun AGO’da dinlenmesi talep edil- mesine karşın talepler reddedilmektedir. Pandemi koşullarına rağmen özellikle failin yakınları adli- yeye gelmekte, genelde saldırgan davranarak ve tehdit ederek mağduru korkutmakta ve tedirgin etmektedirler. Tanıkların adresleri bazen failin veya yakınlarının eline geçmekte ve tanıklar teh- dit edilerek sindirilmeye çalışılmaktadır. Kısacası Devlet koruma önlemlerini yerine getirmemekte, mağdurun, yakınlarının ve tanıkların hayatları tehlikeye atılmaktadır.
Madde 58: Zaman aşımı
“Taraf devletler, bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili yasal işlemlerin başlatılması için öngörülen za-
58 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
man aşımı süresinin, mağdurun reşit olmasın- dan sonra etkili bir dava sürecini başlatmaya olanak tanıyacak şekilde, yeterli bir süre de- vam etmesini ve suçun ağırlığıyla orantılı ola- rak sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. ”
-Ülkemizde bu yönde bir yasal düzenleme ya- pılmasına ihtiyaç vardır, mağdur ergin olduktan sonra şikayetçi olduğunda suçun zamanaşımına uğraması nedeniyle fail cezalandırılamamaktadır.
RAPORU HAZIRLAYANLAR
Av. Xxxxx Xxxxxxx Av. Xxxxxx Xxxxxx
Av. Xxxx Xxxxxx Xxxxxxx Av. Xxxxx Xxxxx
Av. Xxxxx Xxxxx
Av. Xxxxxx Xxxxxxxxxxxxxxx Av. Xxxx Xxxxxx
Av. Xxxxx Xxxxxxx Xxxx Av. Xxxxx Xxxxx Xxxx
8 MART ’ 21 59
Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Giriş
Avrupa Konseyi’ne üye Devletler ve bu sözleşmeyi imzalayan diğer Devletler;
İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunma- sına İlişkin Sözleşme’yi (Avrupa Antlaşmaları Serisi (ETS)- No. 5, 1950) ve Sözleşme’nin Protokol hü- kümlerini, Avrupa Sosyal Şartı’nı (ETS No. 35, 1961, 1996’da gözden geçirilmiş hali, ETS No. 163), İnsan Ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi Söz- lexxxxx’xx (XXX Xx. 000, 0000) xx Xxxxxx Xonseyi Ço- cukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’ni (ETS No. 201, 2007) hatırda tutarak;
Bakanlar Komitesi’nin Avrupa Konseyi üye ülke- lerine: Kadınların şiddete karşı korunmasına ilişkin Tavsiye Kararı’nı Rec (2002)5, toplumsal cinsiyet eşitliği standart ve mekanizmalarına ilişkin Tavsiye Kararı’nı Rec (2007)17, çatışmaların önlenmesi, çö- zümü ve barışın inşasında kadın ve erkeklerin rolle- rine ilişkin Tavsiye Kararı’nı Rec (2010) ve diğer ilgili tavsiye kararlarını hatırlatarak;
Kadına yönelik şiddet alanında önemli standart- ları oluşturan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin büyüyen içtihat hukuku külliyatını dikkate alarak;
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ni (1996), Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi (1996), Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldı-
rılması Uluslararası Sözleşmesi’ni (“CEDAW”, 1979) ve Sözleşme’ye Ek İhtiyari Protokol (1999) ile CEDAW Komitesi’nin kadına yönelik şiddete dair 19 No’lu Genel Tavsiye Kararı’nı, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi (1989) ve Sözleşme’ye Ek İhtiyari Protokolü (2000) ve Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’yi (2006) göz önünde tutarak;
Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nü (2002) göz önünde tutarak;
Uluslararası insancıl hukukun temel prensiplerini ve özellikle Savaş Zamanında Sivillerin Korunmasına Dair 4. Cenevre Sözleşmesi’ni (1949) ve Sözleşme’nin
1. ve 2. Ek Protokol Hükümleri’ni hatırda tutarak;
Kadınlara yönelik her türlü şiddeti ve aile içi şid- deti kınayarak;
Kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede önemli bir unsur olduğunu kabul ederek;
Kadına yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar ara- sındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir tezahürü olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler ta- rafından kadınlar üzerinde tahakküm kurulmasına ve kadınlara yönelik ayrımcılık yapılmasına yol açtığını ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğunu kabul ederek;
Cinsiyete dayalı şiddet gibi kadına yönelik şiddetin yapısal boyutunu ve bu şiddetin erkeklerle kıyaslan-
60 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
dığında kadınları zorla ikincil bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri oldu- ğunu kabul ederek;
Kadın ve kız çocuklarının çoğunlukla aile içi şid- det, cinsel istismar, tecavüz, zorla evlendirme, sözde “namus” adına işlenen suçlar ve cinsel organları dağ- lama gibi insan haklarını ciddi bir şekilde ihlal eden şiddetin pek çok boyutuna maruz kaldıklarını ve bu durumun kadın erkek eşitliğini sağlamanın önündeki en büyük engel olduğunu büyük endişeyle kabul ede- rek;
Sivil halkı, özellikle de yaygın ve sistematik teca- vüz ve cinsel şiddet şeklinde kadınları etkileyen silah- lı çatışmalarda süregelen insan hakları ihlallerini ve cinsiyete dayalı şiddetin çatışma sürecinde ve sonra- sında artması olasılığını kabul ederek;
Kadın ve kız çocuklarının cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma riskinin erkeklerden daha fazla olduğu- nu kabul ederek;
Aile içi şiddetin orantısız bir şekilde kadınları etki- lediğini ve erkeklerin de aile içi şiddet mağduru ola- bileceğini kabul ederek;
Çocukların aile içindeki şiddete tanık olmak da dâ- hil aile içi şiddet mağduru olduklarını kabul ederek;
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kalktığı bir Avrupa yaratmak arzusuyla;
Aşağıdaki şekilde anlaşmışlardır:
Bölüm 1 – Amaçlar, tanımlar, eşitlik ve ayrım gözetmeme, genel yükümlülükler
Madde 1 – Sözleşmenin Amaçları
1. Bu Sözleşmenin amaçları şunlardır:
a. kadınları her türlü şiddetten korumak ve
kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önle- mek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak;
b. kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın orta- dan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve ka- dınların güçlendirilmesi yoluyla da dahil ol- mak üzere, kadın ve erkek arasındaki somut eşitliği teşvik etmek;
c. kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağ- durlarını korumak ve bu kişilere destek ver- mek için kapsamlı bir çerçeveyi, politikaları ve tedbirleri tasarlamak;
d. kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti orta- dan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirli- ğini güçlendirmek;
e. kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti orta- dan kaldırmak üzere bütünsel bir yaklaşımı benimsemeye yönelik etkili bir işbirliği yap- maları için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamak.
2. Bu Sözleşme, hükümlerinin Taraf Devletler ta- rafından etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla özel bir izleme mekanizması kurar.
Madde 2 – Sözleşme’nin kapsamı
1. Bu Sözleşme, aile içi şiddet de dâhil olmak üzere orantısız bir şekilde kadınları etkileyen, kadına yöne- lik her türlü şiddet biçimi için geçerlidir.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’yi tüm aile içi şid- det mağdurlarına uygulamaya teşvik edilir. Taraf Dev- letler, bu Sözleşme hükümlerinin uygulanmasında cinsiyete dayalı şiddetin kadın mağdurlarını özellikle dikkate alır.
3. Bu Sözleşme barış zamanlarında ve silahlı çatış- ma durumlarında uygulanır.
8 MART ’ 21 61
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 3 – Tanımlar
Sözleşmenin amacı bakımından:
a. “Kadına yönelik şiddet” ister kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fizik- sel, cinsel, psikolojik ve ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgür- lükten yoksun bırakma anlamına gelir ve bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ay- rımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır.
b. “aile içi şiddet”, mağdur faille aynı haneyi paylaşsa da paylaşmasa da, aile veya hanede, eski veya şimdiki eşler ya da partnerler ara- sında meydana gelen her türlü fiziksel, cin- sel, psikolojik ve ekonomik şiddet anlamına gelir.
c. “toplumsal cinsiyet” toplum tarafından kadın ve erkeğe yüklenen ve sosyal olarak kurgula- nan roller, davranışlar ve eylemler anlamına gelir.
d. “kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddet” doğ- rudan kadınlara yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya orantısız bir şekilde kadınla- rı etkileyen şiddet anlamına gelir.
e. “mağdur”, a ve b bentlerinde belirlenen dav- ranışlara maruz kalan gerçek bir kişi anlamı- na gelir.
f. “kadın” ibaresi 18 yaş altı kız çocuklarını da kapsar.
Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrım gözet- meme
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, özel ve kamusal alanda herkesin, özellikle de kadınların, şiddetten uzak yaşama hakkı-
nı korumak ve bu hakkı sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, kadınlara karşı her türlü ayrım- cılığı kınar ve kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri ge- cikmeksizin alır ve bu kapsamda,
- kadın erkek eşitliği ilkesini kendi ulusal anaya- salarına ya da diğer uygun mevzuata dahil eder ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini güvence altına alır;
- kadınlara yönelik ayrımcılığı, ihtiyaç bulunması halinde, yaptırımlar uygulamak yoluyla yasak- lar;
- kadınlara yönelik ayrımcı yasa ve uygulamaları kaldırır.
3. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin hükümlerinin, özellikle de mağdurun haklarını korumaya yönelik tedbirlerin cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya siyasi olmayan görüş, ulusal veya sos- yal köken, ulusal azınlık ile ilişkilenme, mülkiyet, soy, cinsel yönelim, cinsel kimlik, yaş, sağlık durumu, sa- katlık, medeni hal, göçmen veya mülteci olma duru- mu ya da benzeri herhangi bir temelde ayrım gözet- meksizin uygulanmasını güvence altına alır.
4. Bu Sözleşme kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiye- te dayalı şiddetten koruyan özel önlemler ayrımcılık olarak kabul edilemez.
Madde 5 – Devlet yükümlülükleri ve gereken özeni gösterme sorumluluğu
1. Xxxxx Xxxxxxxxx kadına yönelik herhangi bir şid- det eylemiyle ilişkilenmekten kaçınır ve devlet adına hareket eden devlet yetkililerinin, görevlilerinin, or-
62 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
ganlarının, kurumlarının ve diğer aktörlerin bu yü- kümlülüğe uygun davranmalarını sağlar.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin kapsamında olup devlet dışı aktörler tarafından işlenen şiddet ey- lemlerini gereken özeni göstererek önlemek, soruş- turmak, cezalandırmak ve bu eylemlerden kaynaklı mağduriyet için tazminat sağlamak amacıyla gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 6 – Toplumsal cinsiyete duyarlı politi- kalar
Taraf Devletler bu Sözleşme’den kaynaklanan yükümlülüklerinin uygulamasına ve Sözleşme hü- kümlerinin etkisinin değerlendirilmesine toplumsal cinsiyet perspektifini dâhil edeceğini ve kadın erkek eşitliği ve kadınları güçlendiren politikalarını teşvik edeceğini ve etkili bir şekilde uygulayacağını taahhüt eder.
Bölüm II – Bütünsel politikalar ve veri toplama Madde 7 – Kapsayıcı ve eşgüdümlü politikalar
1. Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme’nin kapsamına gi- ren bütün şiddet biçimleriyle mücadele ve bu şidde- tin her biçiminin önlenmesi için, ilgili tüm tedbirleri kapsayacak şekilde ülke çapında etkili, kapsayıcı ve eşgüdümlü politikaların kabul edilmesi ve uygulan- ması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır ve kadına yönelik şiddete karşı bütüncül bir mücadele yürütür.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx 1. fıkrada bahsedilen politikala- rın, mağdurun haklarını bütün önlemlerin merkezine koyarak hayata geçirilmesini ve bu politikaların tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle etkili işbirliği içerisinde uygulanmasını sağlar.
3. Uygun olan durumda bu madde gereğince alına- cak tedbirlere hükümet organları, ulusal, bölgesel ve
yerel parlamentolar ve yetkililer, ulusal insan hakları kurumları ve sivil toplum örgütleri gibi tüm ilgili ak- törleri kapsar.
Madde 8 – Mali kaynaklar
Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin kapsamına giren şiddetin tüm biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin her biçiminin önlenmesine yönelik bütünleştirilmiş po- litika, önlem ve programların bunları yerine getiren hükümet dışı örgütleri ve sivil toplumu da dâhil ede- rek yeterli düzeyde hayata geçmesi için uygun mali kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis eder.
Madde 9 – Hükümet dışı örgütler ve sivil top- lum
Xxxxx Xxxxxxxxx, ilgili hükümet dışı örgütlerin ve sivil toplumun kadına yönelik şiddetle mücadele ala- nında her düzeyde yaptıkları çalışmaları göz önüne alır, teşvik eder, destekler ve bu örgütlerle etkili işbir- liği gerçekleştirir.
Madde 10 – Eşgüdümü sağlayan birim
1. Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme’nin kapsamına gi- ren bütün şiddet biçimleriyle mücadeleye ve şiddetin her biçiminin önlenmesine yönelik politika ve önlem- lerin eşgüdümünden, uygulanmasından, izlenmesin- den ve değerlendirilmesinden sorumlu bir ya da bir- den fazla resmi birim saptar ya da kurar. Bu birimler
11. maddede bahsedilen verilerin toplanması ve so- nuçların analiz edilip yayılmasında eşgüdümü sağlar.
2. Taraf Devletler, bu madde gereğince saptanan veya kurulan birimlerin 8. madde gereğince alınacak önlemlerin genel niteliği hakkında bilgi almalarını sağlar.
3. Taraf Devletler, bu madde gereğince saptanan veya kurulan organların Taraf ülkelerdeki meslektaş-
8 MART ’ 21 63
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
larıyla doğrudan haberleşmelerine ve ilişki kurmala- rına yardımcı olur.
Madde 11 – Veri toplama ve inceleme
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, Sözleşme’nin amacı bakımından:
a. sözleşme kapsamında yer alan her türlü şid- det vakalarına dair ilgili ayrıştırılmış istatis- tiksel verileri belirli aralıklarla toplamayı;
b. bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şid- det biçimleriyle ilgili yapılan araştırmaları; şiddetin temel nedenlerini ve sonuçlarını, şiddet vakalarını ve mahkûmiyet oranlarını, ek olarak bu Sözleşme’nin uygulanması için alınan tedbirlerin etkisini incelemek amacıy- la destekleyeceğini taahhüt eder.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin yaygınlığını ve şiddete olan eğilimleri değerlendirmek için düzenli aralıklarla nü- fus esaslı araştırmalar yapmaya çaba gösterir.
3. Xxxxx Xxxxxxxxx, uluslararası işbirliğini teşvik etmek ve uluslararası düzeyde kıyaslama çalışmasını yapılmasını sağlamak üzere, bu madde uyarınca top- lanan bilgileri bu Sözleşme’nin 66. maddesinde bah- sedilen uzmanlar grubuna verir.
4. Taraf Devletler, bu madde uyarınca toplanan bil- gilerin kamuya açık olmasını güvence altına alır.
Bölüm III – Önleme
Madde 12 – Genel Yükümlülükler
1. Taraf Devletler, kadınların aşağı bir cins olduğu veya erkekler ile kadınlar için alışılagelmiş rollerin bulunduğu düşüncesine dayanan önyargıları, örf ve adetleri, gelenekleri ve her türlü uygulamaları yok et- mek amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kül-
xxxxx davranış kalıplarının değiştirilmesi için gerekli tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin kapsamına gi- ren bütün şiddet biçimlerine karşı her gerçek ve tüzel kişiyi korumak için gereken yasal veya diğer tedbir- leri alır.
3. Bu madde gereğince alınan her tedbir belirli şartlar nedeniyle savunmasız bırakılan kişilerin özel ihtiyaçlarına işaret eder ve ihtiyaçları dikkate alır ve mağdurun insan haklarını merkeze koyar.
4. Taraf Devletler, tüm toplumu, özellikle erkekleri ve erkek çocukları bu Sözleşme kapsamına giren bü- tün şiddet biçimlerinin önlenmesine aktif bir şekilde katkıda bulunmaları için teşvik etmek amacıyla ge- rekli tedbirleri alır.
5. Taraf Devletler, kültür, örf ve adet, din, gelenek veya sözde ”namus”un bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin bir gerekçesi olarak kabul edilmemesini güvence altına alır.
6. Xxxxx Xxxxxxxxx, kadınların güçlenmesi için prog- ram ve faaliyetleri arttırmak amacıyla gerekli tedbir- leri alır.
Madde 13 – Farkındalığı arttırma
1. Taraf Devletler, uygun olan durumlarda bu Söz- leşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin farklı tezahürlerinin, bunların çocuklar üzerindeki sonuçlarının ve bu şiddet biçimlerinin önlenmesi gerektiğinin toplum içinde anlaşılması ve bu konu- da farkındalığın arttırılması için, ulusal insan hakları kurumlarıyla ve eşitlik kurumlarıyla, sivil toplumla ve hükümet dışı örgütlerle ve özellikle de kadın hakları örgütleriyle işbirliğini içeren, düzenli ve her düzeyde farkındalık arttırıcı kampanya ve programları düzen- ler ya da teşvik eder.
64 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerini önlemeye yönelik mevcut bil- gi ve tedbirlerin toplum içerisinde geniş bir kapsam- da yaygınlaştırılmasını güvence altına alır.
Madde 14 - Eğitim
1. Taraf Devletler, kadın erkek eşitliği, kalıplaştırıl- mayan toplumsal cinsiyet rollerini, karşılıklı saygıyı, kişiler arası ilişkilerde şiddetten kaçınma temelinde çatışma çözümünü, kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddet ve kişisel bütünlük hakkı meselelerinin resmi müfredat içerisinde ve eğitim sürecinin her düzeyin- de öğrencilerin gelişim kapasitelerine uygun olarak öğretim materyallerinin içerisine dâhil edilmesi için uygun olan durumlarda gerekli adımları atar.
2. Taraf Devletler, 1. fıkrada bahsedilen ilkelerin yaygın eğitim faaliyetlerinin yanı sıra spor faaliyetle- ri, kültürel faaliyetler, boş vakit faaliyetleri ve medya- da teşvik edilmesi için gerekli adımları atar.
Madde 15 – Uzmanların eğitimi
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinin mağdurlarıyla veya failleriy- le ilgilenen uzmanlara, bu tür bir şiddetin önlenmesi ve ortaya çıkarılması, kadın erkek eşitliği, mağdurla- rın hakları ve ihtiyaçlarının yanı sıra ikincil mağduri- yetin nasıl önleneceği hakkında uygun eğitimi sağlar veya bu eğitimleri güçlendirir.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme kapsamındaki şid- det vakalarıyla ilgili başvuruların daha kapsamlı ve gerektiği gibi ele alınmasını sağlamak üzere 1. fıkrada bahsedilen eğitimin şekilde kurumlar arası eşgüdüm- lü çok-taraflı işbirliği hakkında eğitimi içermesini teş- vik eder.
Madde 16 – Önleyici müdahale ve tedavi prog- ramları
1. Taraf Devletler, aile içi şiddet faillerinin daha fazla şiddet eyleminde bulunmalarını engellemek ve şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmek üzere kişiler arası ilişkilerinde şiddet içermeyen davranışı benimsemeleri için failleri eğitmeyi hedefleyen prog- ramların oluşturulması veya desteklenmesi için gere- ken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler faillerin, özellikle de cinsel suç faillerinin tekrar suç işlemelerini önlemeyi hedefle- yen tedavi programlarının oluşturulması veya des- teklenmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
3. Xxxxx Xxxxxxxxx, 1. ve 2. fıkrada belirtilen önlem- lerin alınmasında mağdurun güvenliğinin, desteklen- mesinin ve insan haklarının öncelikli öneme sahip olmasını ve uygun durumda mağdurlara yönelik uz- man destek hizmetleriyle yakın işbirliği içerisinde bu programların oluşturulmasını ve uygulanmasını gü- vence altına alır.
Madde 17 – Özel sektör ve medyanın katılımı
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, ifade özgürlüklerine ve bağım- sızlıklarına saygı duyarak, özel sektörü, bilgi ve ile- tişim sektörünü ve medyayı politikaların hazırlık ve uygulama aşamalarına katılmaya ve kadına yönelik şiddeti önlenmek ve kadın onuruna saygıyı arttırmak amacıyla yönerge ve öz-denetim standartlarını oluş- turmaya teşvik eder.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, özel sektör aktörleriyle işbirliği içinde, çocuklar, ebeveynler ve eğitimcilerin içeriğin- de zararlı olabilecek cinsel ya da şiddet unsuru bulu- nan bilgi ve iletişim ortamlarıyla başa çıkma becerile- rini geliştirir ve geliştirilmesini teşvik eder.
8 MART ’ 21 65
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Bölüm IV – Koruma ve destek Madde 18 – Genel yükümlülükler
1. Taraf Devletler, bütün mağdurları daha öte şid- det fiillerine karşı korumak için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 20. ve 22. mad- delerinde ayrıntısıyla sıralanan genel ve özel yardım hizmetlerine atıfta bulunmayı da kapsayacak şekilde, Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin mağdur ve tanıklarının korunması ve desteklenme- sinde, iç hukuk kuralları doğrultusunda, yargı, cum- huriyet savcıları, kolluk kuvvetleri, yerel ve ulusal yetkililer dahil ilgili devlet kuruluşları ve yanı sıra hü- kümet dışı örgütler ve ilgili diğer örgütler ve yapılar arasında etkili bir işbirliğinin oluşturulması için uy- gun mekanizmaların mevcudiyetini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
3. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu madde gereğince alınacak tedbirlerin:
- kadına yönelik şiddete ve aile içi şiddete dair cinsiyetlendirilmiş bir anlayışa dayanmasını ve mağdurun insan haklarına ve güvenliğine odaklanmasını;
- mağdurlar, failler, çocuklar ve onların toplum- sal çevreleri arasındaki ilişkiyi dikkate alan bü- tünleştirilmiş yaklaşıma dayanmasını;
- ikincil mağduriyetin önlenmesini hedeflemesini;
- şiddetin kadın mağdurlarının güçlenmesini ve ekonomik bağımsızlık kazanmalarını hedefle- mesini;
- uygun durumlarda, aynı tesiste çeşitli koruma ve destek hizmetlerinin bir arada sunulmasına olanak tanımasını;
- çocuk mağdurları dâhil ederek savunmasız ki- şilerin özel ihtiyaçlarına dikkat edilmesini ve bu ihtiyaçların onlar için ulaşılabilir olmasını güvence altına alır.
4. Hizmetlerin sağlanması, mağdurun şikâyette bulunmasına veya faile karşı tanıklık etmesine bağlı olamaz.
5. Xxxxx Xxxxxxxxx, kendi vatandaşlarına ve ulusla- rarası hukuk çerçevesindeki yükümlülükleri uyarınca korunma hakkına sahip olan diğer mağdurlara kon- solosluk hizmeti ve diğer koruma ve destek hizmetle- rini sağlamak üzere uygun tedbirleri.
Madde 19 – Bilgi
Xxxxx Xxxxxxxxx, mağdurların mevcut destek hiz- metleri ve yasal tedbirler hakkında anladıkları dilde yeterli ve zamanında bilgi edinmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 20 – Genel destek hizmetleri
1. Taraf Devletler, mağdurların şiddet sonrası to- parlanmalarını kolaylaştıracak hizmetlere erişebilir olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bu tedbirler, gerek duyulduğunda, hu- kuki ve psikolojik danışmanlık, maddi yardım, konut, eğitim, öğretim ve iş bulmalarına yardım gibi hizmet- leri içermelidir.
2. Taraf Devletler, mağdurların sağlık ve sosyal hizmetlere erişebilir olmasını ve hizmetler için yeter- li kaynak ayrılmasını ve uzmanların mağdurlara yar- dımcı olmak ve uygun hizmetle yönlendirmek üzere eğitim almalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 21 – Bireysel/ toplu şikâyette destek
Taraf Devletler, mağdurların bölgesel ve uluslara- rası bireysel/ toplu şikâyet mekanizmaları hakkında
66 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
bilgi sahibi ve bu mekanizmalara erişebilir olmalarını güvence altına alır. Taraf Devletler, bu tür şikâyetlerin sunumunda mağdurlara duyarlı ve bilgiye dayalı des- tek sağlanmasını teşvik eder.
Madde 22 – Uzman destek hizmetleri
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerine maruz kalmış her mağdura yeterli bir coğrafi dağılımla acil, kısa ve uzun dönem uzman destek hizmetlerini sağlamak veya bu hizmet- leri düzenlemek için gereken yasal veya diğer tedbir- leri alır.
2. Taraf Devletler, şiddet mağduru bütün kadınla- rın ve onların çocuklarının kadın uzmanların destek hizmetlerinden yararlanmalarını sağlar veya buna yönelik düzenlemeleri yapar.
Madde 23 – Sığınaklar
Xxxxx Xxxxxxxxx, mağdurlara, özellikle de kadınlara ve çocuklarına güvenli konaklama sağlayan ve inisi- yatif kullanarak mağdurlara ulaşan, yeterli sayıda, uygun ve kolayca ulaşılabilir sığınağın hazırlanmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 24 – Telefonla yardım hattı
Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak arayanlara, giz- lilik içerisinde ya da arayanın kimliğinin gizli kalma- sına gereken özeni göstererek danışmanlık vermek için ülke çapında, kesintisiz (7/24) çalışan, ücretsiz telefon destek hattı hizmeti sağlamak amacıyla gere- ken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 25 – Cinsel şiddet mağdurlarına yöne- lik yardım
Xxxxx Xxxxxxxxx, mağdurlara yönelik tıbbi ve adli muayene, travma desteği ve danışmanlık sağlamak
üzere, yeterli sayıda, uygun ve kolay erişilebilir teca- vüz kriz veya cinsel şiddet yönlendirme merkezleri- nin kurulması için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 26 – Çocuk tanıklar için koruma ve destek
1. Taraf Devletler, mağdurlara yönelik koruma ve yardım hizmetlerinin sağlanmasında bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin çocuk ta- nıklarının haklarına ve ihtiyaçlarına gereken özenin gösterilmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Bu madde uyarınca alınan tedbirler, bu Sözleş- me kapsamında yer alan her türlü şiddet biçiminin çocuk tanıklarının yaşlarına uygun psiko-sosyal da- nışmanlığı kapsar ve çocuğun yüksek yararı ilkesine gereken saygıyı gösterir.
Madde 27 – Bildirme
Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme kapsamına giren şid- det eylemlerinin gerçekleşmesine tanık olan veya böyle bir eylemin gerçekleşebileceğine dair makul nedenleri olan veya olası başka şiddet eylemlerinin yaşanabileceğine inanan bir kişinin bunu yetkili ma- kamlara veya örgütlere bildirmesini teşvik etmek üzere gerekli tedbirleri alır.
Madde 28 – Uzmanlar tarafından bildirme
Taraf Devletler, belirli meslek alanlarında iç hukuk tarafından düzenlenen gizlilik kurallarının, uygun du- rumda, bu Sözleşme kapsamına giren şiddet eylemle- rinin gerçekleştiği veya başka ciddi şiddet eylemleri- nin gerçekleşebileceği konusunda makul gerekçeleri olan uzmanların bunu yetkili makamlara veya örgüt- lere bildirmesine engel teşkil etmemesini sağlamak üzere gerekli tedbirleri alır.
8 MART ’ 21 67
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Bölüm V – Maddi hukuk
Madde 29 –Hukuk davaları ve başvuru yolları
1. Taraf Devletler mağdurların faile karşı yeterli hukuksal başvuru yollarına sahip olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, uluslararası hukukun genel il- kelerine uygun biçimde, mağdurlara, kendi yetkileri kapsamında gerekli önleyici ve koruyucu tedbirleri alma görevini yerine getirmeyen devlet makamları- na karşı yeterli hukuksal başvuru yollarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 30 – Tazminat
1. Taraf Devletler, mağdurların bu Sözleşme uya- rınca kabul edilen suçlar için faillerden tazminat ta- lep etme hakkına sahip olmalarını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Ciddi bedensel hasar gören ya da sağlıkları ciddi bir şekilde zarar gören ve uğradıkları zarar fail, sigor- ta ya da Devlete ait sağlık ve sosyal yardım hizmetleri gibi diğer kaynaklardan karşılanmayan kişilere Dev- let tarafından yeterli tazminat sağlanır. Bu hüküm, mağdurun güvenliği için gereken özen gösterildiği müddetçe, Taraf Devletlerin verdikleri tazminatı fail- den geri talep etmelerine engel teşkil etmez.
3. 2. fıkra uyarınca alınan tedbirler, tazminatın makul bir süre içerisinde verilmesini sağlamalıdır.
Madde 31 – Vesayet, ziyaret hakları ve güvenlik
1. Xxxxx Devletler, çocukların vesayeti ve ziyaret hakkının belirlenmesinde bu Sözleşme kapsamındaki şiddet vakalarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, herhangi bir ziyaret veya vesayet hakkının kullanılmasının mağdurun veya çocukların
haklarını ve güvenliğini tehlikeye düşürmemesi sağ- lamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
Madde 32 – Zorla evlendirmenin hukuki so- nuçları
Xxxxx Xxxxxxxxx, zorla evliliklerin mağdura aşırı maddi veya idari yük getirmeyecek şekilde yok sayı- labilmesi, feshedilmesi ya da sonlandırılabilmesi için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 33 – Psikolojik şiddet
Taraf Devletler, zorlama veya tehditle bir kişinin psikolojik bütünlüğünü ciddi bir şekilde bozan kasıtlı davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere ge- reken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 34 - Takip
Taraf Devletler, başka bir kişiye karşı mükerreren tehditkâr davranışlara girişerek kişinin güvenliğin- den endişe etmesine sebep olan kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 35 – Fiziksel Şiddet
Taraf Devletler, başka bir kişiye karşı kasıtlı olarak fiziksel şiddet eylemi uygulanmasının suç sayılması- nı sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 36 – Tecavüz dâhil cinsel şiddet
1. Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların cezalandırılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:
a. vücudun herhangi bir bölümüyle veya herhangi bir cisimle rızası olmadan başka bir kişinin vü- cuduna vajinal, anal veya oral yolla cinsel nite- likte girme;
68 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
b. rızası olmadan bir kişiye karşı diğer cinsel nite- likte eylemlerde bulunma;
c. rızası olmadan bir kişiye karşı üçüncü bir ki- şinin cinsel nitelikte eylemlerde bulunmasına sebep olma.
2. Rıza, çevreleyen koşullar bağlamında değerlen- dirildiğinde kişilerin özgür iradelerinin sonucunda gönüllü olarak gösterilmiş olmalıdır.
3. Xxxxx Xxxxxxxxx, 1. fıkranın hükümlerinin iç hu- kuk tarafından tanındığı biçimiyle eski veya şimdiki eşlere ya da partnerlere karşı gerçekleştirilen eylem- ler için de geçerli olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 37 – Zorla evlilik
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bir yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlayan kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağla- mak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bir yetişkini veya çocuğu evlili- ğe zorlamak amacıyla yaşadığı yerin dışında başka bir ülke ya da Taraf ülkeye gitmeyi aldatıcı kasıtlı davra- nışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 38 – Kadın sünneti
Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:
a. sağ dış dudak, iç dudaklar ya da klitorisin tü- münde ya da herhangi bir kısmında kesme, infibulasyon ya da herhangi bir şekilde sa- katlanma yaratan müdahalede bulunma;
b. bir kadını a bendinde listelenen herhangi bir eyleme maruz kalmaya zorlama veya bu ey- lemleri bir kadına yaptırma;
c. bir genç kızı a bendinde belirtilen eylemler- den herhangi birine zorla maruz bırakma ya da bunları bizzat kendisine yaptırtma.
Madde 39 – Zorunlu kürtaj ve zorunlu kısırlaş- tırma
Taraf Devletler, aşağıdaki kasıtlı davranışların suç sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:
a. bir kadına, bilgilendirmeden ve önceden onayı alınmadan kürtaj yapılması;
b. bir kadının üreme kapasitesini, kendisini usul hakkında bilgilendirmeden ve önceden onayı alınmadan sonlandıracak etkiye sahip cerrahi müdahalede bulunulması.
Madde 40 – Cinsel taciz
Taraf Devletler, özellikle de endişe verici, düş- manca, haysiyet kırıcı, aşağılayıcı veya saldırganca bir ortam yaratarak bir insanın onurunu zedelemek amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran, cinsel nite- likteki her türlü istenmeyen sözlü, sözsüz veya fizik- sel davranışın cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi olmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 41 – Yardım ve yataklık ve buna yeltenme
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin 33., 34., 35., 36., 37., 38. maddesinin a bendi ve 39. maddeleri uyarın- ca işlenen suçlarda kasıtlı olarak yardım ve yataklık yapılmasını bir suç olarak tanımlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin 35., 36., 37., 38. maddesinin a bendi ve 39. maddeleri uyarınca belir- lenen suçları kasıtlı olarak işlemeye yeltenmeyi bir suç olarak tanımlamak üzere gereken yasal veya di- ğer tedbirleri alır.
8 MART ’ 21 69
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 42 – Suçların kabul edilemez gerekçe- leri; sözde “namus” adına işlenen suçlar da dâhil
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamında yer alan şiddet eylemlerinden herhangi birinin gerçek- leşmesini takiben başlatılan cezai işlemlerde kültür, örf ve adet, gelenek veya sözde “namus”un bu eylem- lerin gerekçesi olarak kabul edilmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Bunlar arasına, özellikle, mağdurun, kültürel, dinî, toplumsal ya da geleneksel olarak kabul gören uygun davranış normlarını ve âdetlerini ihlal ettiği iddiaları da dâhil- dir.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, herhangi bir kişinin bir çocuğu
1. fıkrada bahsedilen eylemlerden herhangi birini işlemeye tahrik etmiş olmasının söz konusu kişinin gerçekleştirilen eylemlerle ilgili cezai sorumluluğunu azaltmamasını sağlamak üzere gereken yasal veya di- ğer tedbirleri alır.
Madde 43 – Cezayı gerektiren suçların uygu- lanması
Bu Sözleşme uyarınca tanımlanan suçlar, mağdur ile failin arasındaki ilişkinin niteliğine bakılmaksızın uygulanacaktır.
Madde 44 – Yargılama yetkisi
1. Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme uyarınca belirlenen herhangi bir suç:
a. topraklarında; veya
b. bayrakları bulunan gemilerde; veya
c. yasalarında kaydı bulunan uçaklarda; veya
d. vatandaşları tarafından; veya
e. daimi ikameti kendi topraklarında bulunan bir kişi tarafından
işlendiğinde yargılama yetkisine sahip olmak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme uyarınca kabul edi- len her suç, kendi vatandaşlarından herhangi birine veya daimi ikameti kendi topraklarında bulunan bir kişiye karşı işlendiğinde yargılama yetkisine sahip ol- mak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri almaya çaba gösterirler.
3. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin 36., 37., 38. ve
39. maddeleri uyarınca kabul edilen suçlar hakkında açılan kovuşturmalarda suçların işlendiği ülkede ce- zalandırılması koşulunun yargılama yetkisinin önüne geçmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya di- ğer tedbirleri alır.
4. Xxxxx Xxxxxxxxx, kovuşturmanın suçun mağduru- nun yapacağı bildirim ya da suçun işlendiği devletin beyanı üzerine başlatılması koşulunun bu Sözleş- me’nin 36., 37., 38. ve 39. maddeleri uyarınca kabul edilen suçlar hakkında açılan kovuşturmalarda 1. fıkranın d ve e bentleri ile ilgili yargılama yetkisinin önüne geçmemesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
5. Xxxxx Xxxxxxxxx, fail olduğu iddia edilen kişinin kendi ülkelerinde bulunduğu ve Taraf Devletlerin faili, kendi vatandaşı olduğu ülkeye geri vermemeleri du- rumlarında bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlar hakkında yargılama yetkisine sahip olmak üzere ge- reken yasal veya diğer tedbirleri alır.
6. Bu Sözleşme gereğince fail olduğu iddia edilen kişi üzerinde birden fazla Taraf Devletin yargılama yetkisini kullanmayı iddia ettiği durumda, Taraf Dev- letler, gerekirse, kovuşturma için en uygun yargılama- ya karar vermek amacıyla görüşürler.
7. Uluslararası hukukun genel kuralları saklı kal- mak kaydıyla, bu Sözleşme bir Taraf Devletin kendi iç hukukuna göre sahip olduğu herhangi bir cezai yargı- lama yetkisini dışlamaz.
70 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 45 - Yaptırımlar ve önlemler
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme uyarınca tanımla- nan suçların ciddiyetini dikkate alarak etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılmalarını sağla- mak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır. Bu yaptırımlar, ihtiyaç bulunması halinde, suçlunun ia- desine neden olabilen özgürlükten yoksun bırakmayı gerektiren kararları da içerir.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, faillere yönelik olarak:
- mahkûmların denetlenmesi ve izlenmesi;
- mağdurun güvenliğini de içerebilen çocuğun menfaati ilkesi başka bir yolla garanti altına xxx- namıyorsa velayet hakkının elinden alınması,
gibi diğer tedbirleri alabilir.
Madde 46 - Cezayı ağırlaştırıcı nedenler
Taraf Devletler, halihazırda suçun unsurlarından bir kısmını oluşturmuyorlarsa, aşağıdaki koşulların, ilgili iç hukuk kurallarına uygun biçimde, bu Sözleş- mede tanımlanan suçlar bağlamında verilecek ceza- yı ağırlaştırıcı nitelikteki koşullar olarak sayılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır:
a. bir suç iç hukuk tarafından tanınan eski veya şimdiki eş ya da partnere karşı ailenin bir ferdi, mağdurla evlilik dışı ilişki yaşayan veya kendi otoritesini kötüye kullanan bir kişi ta- rafından işlenmişse;
b. bir suç veya ilgili suçlar mükerreren işlen- mişse;
x. xxx, çeşitli şartlar nedeniyle savunmasız du- rumdaki bir kişiye karşı işlenmişse;
x. xxx, bir çocuğa karşı veya bir çocuğun önün- de işlenmişse;
e. suç, iki ya da daha fazla kişi tarafından birlik- te işlenmişse;
f. suç işlenmeden önce ya da suç esnasında aşı- rı düzeyde şiddet uygulanmışsa;
g. suç, silah kullanılarak veya silahla tehdit ede- rek işlenmişse;
h. suç mağdur için ağır fiziksel veya psikolojik hasarla sonuçlanmışsa;
i. fail, aynı nitelikteki suçlar nedeniyle daha öncesinde mahkum edilmişse.
Madde 47 – Diğer Xxxxx ülke tarafından onay- lanan cezalar
Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlarla ilgili cezaya karar verirken, bir başka Taraf Devlet tarafından verilen nihai cezaların dikkate alın- ması olanağını sağlamak üzere gereken yasal veya di- ğer tedbirleri alır.
Madde 48 – Zorunlu alternatif çatışma çözümü veya cezalandırma süreçlerinin yasaklanması
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin kapsamına gi- ren bütün şiddet biçimleriyle ilgili olarak, arabulu- culuk ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere zorunlu al- ternatif çatışma çözüm süreçlerini yasaklamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bir para cezası emredildiği tak- dirde failin mağdura karşı mâli yükümlülüklerini ye- rine getirip getiremeyeceğini göz önünde bulundur- mak üzere gereken yasal ve diğer tedbirleri alır.
Bölüm 6 – Soruşturma, kovuşturma, usul hu- kuku ve koruyucu önlemler
Madde 48 – Genel yükümlülükler
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’nin kapsamına gi- ren bütün şiddet biçimleriyle ilgili soruşturma ve yar-
8 MART ’ 21 71
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
gılamaların usule aykırı bir gecikme olmaksızın gö- rülmesini ve ceza davasının tüm aşamalarında mağ- durun haklarının dikkate alınmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, bu Sözleşme’de tanımlanan suç- ların etkili biçimde soruşturulmasını ve kovuşturul- masını sağlamak üzere, temel insan hakları ilkelerine uygun biçimde ve cinsiyetlendirilmiş şiddet anlayışı- nı göz önünde bulundurarak, gereken yasal veya di- ğer tedbirleri alır.
Madde 50 – Acil müdahale, önleme ve koruma
1. Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerine karşı, sorumlu kolluk kuv- vetlerinin mağdurlara yeterli ve acil koruma sunarak derhal ve gerektiği gibi müdahale etmelerini sağla- mak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler, sorumlu kolluk kuvvetlerinin bu Sözleşme kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin önlenmesi ve bunlara karşı koruma sağlanması için, önleyici operasyonel tedbirlerin alınması ve delillerin toplanması da dahil, anında ve gerektiği gibi müda- hale etmelerini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 51 – Risk değerlendirmesi ve risk yöne- timi
1. Taraf Devletler, tüm ilgili yetkililerin riski yönet- mek ve eğer gerekliyse eşgüdümlü koruma ve destek sağlamak için ölüm riskinin, durumun ciddiyetinin ve şiddetin tekrarlanması riskinin değerlendirilmesinin yapılmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen değerlen- dirmenin, usulüne uygun olarak bu Sözleşme kapsa-
mında yer alan şiddet eylemlerinin faillerinin ateşli silah taşıyor olmalarını veya ateşli silaha erişme im- kânlarını, soruşturmanın tüm aşamasında ve koruyu- cu önlemlerin uygulanması sırasında dikkate alarak gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 52–Acil durumlarda uzaklaştırma emirleri
Taraflar, yetkili makamlara, ani tehlike durumla- rında, aile içi şiddet faillerinin, mağdurun veya risk altındaki şahsın ikametgahını yeterli bir süre için terk etme emri verme ve faillerin mağdurun veya risk al- tındaki şahsın ikametgahına girmesini veya mağdurla veya risk altındaki şahısla temas etmesini yasaklama yetkisi verilmesini temin edecek yasal veya diğer ted- birleri alacaklardır. Bu madde uyarınca alınan tedbir- ler mağdurun veya risk altındaki kişinin güvenliğini ön planda tutar.
Madde 53 – Kısıtlama veya koruma kararları
1. Xxxxx Xxxxxxxxx bu Sözleşme’nin kapsamına gi- ren bütün şiddet biçimlerinin mağdurlarının uygun kısıtlama veya koruma kararlarından yararlanmasını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Taraf Devletler 1. fıkrada bahsedilen kısıtlama veya koruma kararlarının:
- acil koruma sağlamaya yönelik olmasını ve mağdura gereksiz mali veya idari külfet doğur- mamasını;
- belirli bir süre için ya da değiştirilene ya da kal- dırılana kadar geçerli olmasını;
- gerekli olduğunda hemen etki yaratacak şekil- de nizasız (ex parte) alınmasını;
- diğer yargı süreçlerini dikkate almaksızın ya da bunlara ek olarak alınmasını;
72 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
- daha sonra başlatılacak yargı süreçlerine dahil edilmesini
sağlamak üzere gereken yasal veya diğer ön- lemleri alır.
3. Taraf Devletler 1. fıkrada saptanan kısıtlama veya koruma emirlerinin ihlallerin etkili, orantılı ve caydırıcı cezai veya diğer yasal yaptırımlara tabi ol- masını sağlamak üzere gereken yasal veya diğer ted- birleri alır.
Madde 54 – Sorgulamalar ve kanıt
Taraf Devletler herhangi bir hukuk veya cezai da- vada mağdurun cinsel geçmişi ve davranışıyla ilgili var olan kanıtlara yalnızca davayla ilgili ve gerekliyse izin verilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
Madde 55 – Nizasız (ex parte) ve re’sen (ex of𝑓i- cio) yargılama
1. Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 35, 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili so- ruşturma ve kovuşturmaların, suçun kısmen ya da tamamen kendi topraklarında işlenmiş olması duru- munda, mağdurun ifadesine ya da şikayetine bağlı ol- mamasını ve mağdurun ifadesini ya da şikayetini geri çekmesi durumunda dahi devam edebilmesini sağlar.
2. Taraf Devletler, kendi iç hukuk kurallarının ön- gördüğü koşullara uygun biçimde, bu Sözleşme’de ka- bul edilen suçlarla ilgili yürütülen soruşturma ve yar- gılamalarda mağdurun kendi talebi doğrultusunda kamu kuruluşlarından ve hükümet dışı örgütlerden ve aile içi şiddet danışmanlarından yardım ve/ veya destek almasına olanak sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 56 – Koruma önlemleri
1. Taraf Devletler, sorgulama ve hukuki işlemlerin tüm aşamasında mağdurların haklarını ve menfaatle- rini, tanık durumunda olduklarında özel ihtiyaçlarını da dâhil ederek korumak için:
a. onların aynı zamanda ailelerinin ve tanıkla- rın, gözdağından, misillemeden ve mağdur olma durumunun tekrarlanmasından korun- malarını sağlamak;
b. mağdurun, en azından kendisinin veya aile- sinin tehlikede olabileceği durumlarda, failin kaçtığı ya da geçici veya kati olarak serbest bırakıldığı hakkında bilgilendirilmesini sağ- lamak;
c. iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında mağdurlara hakları ve faydalanabi- lecekleri hizmetler ve şikayetlerinin takibi, masraflar, sorgulama veya davaların genel prosedürü ve onların prosedür içindeki rol- leri, ek olarak davalarının sonuçları hakkında bilgi vermek;
x. xxxxxxxx, iç hukuk kurallarının usulüne uy- gun olarak sesinin duyulmasını, kanıt temin etmesini ve kendi görüşlerini, ihtiyaçlarını ve kaygılarını doğrudan veya bir aracıyla sunma- sını ve bunların dikkate alınmasını sağlamak;
e. mağdurlara haklarının ve menfaatlerinin usu- le uygun olarak sunulması ve dikkate alınması için uygun destek hizmeti sunmak;
f. mağdurun özel yaşantısı ve görüntüsünü ko- rumak için tedbirlerin alınmasını sağlamak;
g. mağdur ve failler arasındaki iletişimin mah- kemede ve kolluk kuvvetlerinin mevkiinde, mümkün olduğu ölçüde önlenmesini sağla- mak;
8 MART ’ 21 73
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
x. xxxxxx taraf olarak katılan ya da kanıt sunan mağdurlara bağımsız ve yetkin çevirmenler sağlamak;
i. iç hukuk kurallarına uygun biçimde, mağ- durun esasen mevcut ve uygun iletişim tek- nolojilerinden yararlanarak mahkeme salo- nuna gitmeden ya da en azından fail olduğu iddia edilen kişinin mahkeme salonunda bu- lunmadığı bir ortamda ifade vermesini sağla- mak
üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
2. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağduru ve tanığı olan bir çocuğa, çocuğun yararı ilkesini dik- xxxx alarak uygun durumlarda özel koruma önlemleri sağlanacaktır.
Madde 57 – Adli yardım
Taraf Devletler, mağdurların iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında hukuki yardım ve ücretsiz adli yardım alma hakkını temin eder.
Madde 58 – Zaman aşımı
Taraf Devletler, bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve 39. maddelerinde tanımlanan suçlarla ilgili yasal işlem- lerin başlatılması için öngörülen zaman aşımı süresi- nin, mağdurun reşit olmasından sonra etkili bir dava sürecini başlatmaya olanak tanıyacak şekilde, yeterli bir süre devam etmesini ve suçun ağırlığıyla orantılı sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Bölüm 7 – Göç ve sığınma Madde 59 – Oturma izni
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, ikametgâh durumu iç hukuk tarafından tanınan eş veya partnere bağlı olan mağ- durlara, evliliğin veya ilişkinin bozulması durumunda
özellikle zor koşullarda, başvuru üzerine, evliliğin ya da ilişkinin süresini dikkate almaksızın özerk otur- ma izninin verilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır. Özerk oturma izninin veril- mesine ve süresine ilişkin koşullar iç hukuk tarafın- dan belirlenir.
2. Taraf Devletler ikametgâh durumu iç hukuk ta- rafından tanınan eş veya partnere bağlı olan mağdur- ların ikametgah nedeniyle başlatılan sınır dışı işlem- lerini özerk oturma izni için başvurmalarına olanak sağlayacak şekilde durdurabilmelerini sağlamak üze- re gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
3. Taraf Devletler, aşağıdaki durumlardan biri veya her ikisi birden söz konusu olduğunda mağdurlara yenilenebilir oturma izni verir:
a. yetkili makam, mağdurların kişisel durumları- nın bir gereği olarak kalmalarının gerekli olduğunu uygun bulduğu taktirde;
b. yetkili makam, mağdurların soruşturma veya cezai işlemler sırasında yetkili makamlarla işbirliği içinde olmaları amacıyla kalmalarının gerekli olduğu- nu uygun bulduğu taktirde.
4. Xxxxx Xxxxxxxxx evlilik amacıyla başka bir ülkeye getirilen ve sonucunda daimi olarak yaşadıkları ülke- nin oturma iznini kaybeden zorla evlilik mağdurları- na, izinlerini geri alabilmelerini sağlamak üzere gere- ken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 60 – Cinsiyete dayalı sığınma talebi
1. Kadına yönelik cinsiyete dayalı şiddetin, Mülte- cilerin Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi 1A (2) mad- desi anlamında zulüm olarak ve tamamlayıcı/ ikincil korumayı gerektiren ciddi hasar biçimi olarak tanı- nabilmesini sağlamak üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
74 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
2. Taraf Devletler, Sözleşme’de tanımlanan tüm gerekçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde yorumlanmasını ve bu gerekçelerden herhangi biri ya da bir kaçı nedeniyle zulüm görme tehdidi söz konu- suysa başvuru sahiplerine, yürürlükteki ilgili araçlar- la mülteci statüsünün tanınmasını güvence altına alır.
3. Taraf Devletler sığınma başvurusu yapanlar için toplumsal cinsiyete duyarlı kabul usullerini ve destek hizmetlerini ve yanı sıra toplumsal cinsiyet yönerge- lerini ve mülteci statüsünün belirlenmesi ve uluslara- rası koruma için başvuruyu da kapsayan, toplumsal cinsiyete duyarlı sığınma usullerini geliştirmek için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
Madde 61 – Geri göndermeme
1. Taraf Devletler, uluslararası hukuk çerçevesin- deki yükümlülükleri uyarınca geri göndermeme ilke- sinin tanınması için gereken yasal veya diğer tedbir- leri alır.
2. Taraf Devletler statüsü ve ikametine bakılmak- sızın korumaya muhtaç kadına yönelik şiddet mağ- durlarının hayatlarının risk altında olabileceği ya da işkenceye veya insanlık dışı muameleye veya cezalan- dırılmaya maruz kalabilecekleri hiçbir ülkeye hiçbir durum altında iade edilmeyeceklerini güvence altına almak üzere gereken yasal veya diğer önlemleri alır.
Bölüm 8 – Uluslararası İşbirliği Madde 62- Genel ilkeler
1. Taraf Devletler bu Sözleşme’nin hükümleri uya- rınca, medeni ve cezai konulardaki işbirliğinin ilgili uluslararası ve bölgesel araçlarının uygulanması ve iç hukuk kuralları ile karşılıklı mevzuatlarına dayana- rak kararlaştırılan düzenlemeler vasıtasıyla aşağıda belirtilen amaçlar dâhilinde, mümkün olan en geniş kapsamda işbirliği yapar:
a. bu Sözleşme’nin kapsamına giren bütün şiddet biçimlerinin önlenmesi ve şiddete karşı mücadele edilmesi;
b. mağdurların korunması ve mağdurlara yardım sağlanması;
c. Sözleşme uyarınca kabul edilen suçlarla ilgili so- ruşturmalar ya da yargılamalar;
d. Koruma emirleri de dahil, Taraf Devletlerin yar- gı makamlarınca verilen hukuk ya da ceza kararları- nın uygulanması.
2. Xxxxx Xxxxxxxxx, Sözleşme uyarınca kabul edilen, ikamet ettikleri ülke haricinde başka bir Taraf Dev- letin topraklarında işlenen suçlardan mağdur olanla- rın, ikamet ettikleri devletin yetkili makamlarından önce şikâyette bulunmalarını sağlamak için gereken yasal veya diğer tedbirleri alır.
3. Bu sözleşmeye taraf bir başka Taraf Devlet tara- fından hukuk ya da ceza davalarında verilen kararla- rın uygulanması ya da suçluların iadesi ve suçla mü- cadelede anlaşma temelinde karşılıklı işbirliği yapan bir taraf Devlet, bu Sözleşmede tanımlanan suçlarla ilgili olarak hukuk ya da ceza davalarında verilen ka- rarların uygulanması ya da suçluların iadesi ve suçla mücadele konusunda henüz böyle bir anlaşma yap- madığı bir Taraf Devletten böyle bir işbirliği talebi aldığında, karşılıklı işbirliği için bu Sözleşmenin esas alınmasını dikkate alabilir.
4. Taraf Devletler, 18. maddenin 5. paragrafı uya- rınca mağdurların korunmasını kolaylaştırmak ama- cıyla üçüncü devletler ile ikili ve çok taraflı anlaşma- lar da dahil olmak üzere, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve şiddetle mücadeleyi üçüncü ülkelerin yararlandığı kalkınma amaçlı yardım prog- ramlarına, ihtiyaç bulunması halinde, entegre etmeye çalışır.
8 MART ’ 21 75
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Madde 63 – Risk altındaki kişilerle ilgili ted- birler
Bir Taraf Devletin, başka bir taraf ülke toprakların- da yaşayan bir kişinin bu Sözleşme’nin 36, 37, 38 ve
39. maddelerinde belirtilen bir şiddet eylemine her an maruz kalma riskinin olduğuna dair makul sebep- leri varsa, bilgisi olan bu Taraf Devletin gerekli koru- ma önlemlerinin alınmasını sağlamak amacıyla elin- deki bilgileri gecikmeden, bahsedilen kişinin sınırları içerisinde olduğu ülkeye iletmesi teşvik edilmektedir. Uygulanabildiği yerde, bu bilgi, risk altındaki kişinin yararı için mevcut koruma önlemleri hakkında ayrın- tılı bilgi içermelidir.
Madde 64 – Bilgi Edinme
1. Gerekli önlemlerin alınmasının talep edildiği Taraf Devlet, bu önlemlerin alınmasını talep eden Taraf Devleti bu madde altında yapılan eylemin nihai sonucu konusunda hızlı bir şekilde bilgilendirmelidir. Gerekli önlemlerin alınmasının talep edildiği Taraf Devlet, istenilen önlemlerin uygulanmasını imkânsız kılan ya da bu önlemlerin uygulanmasının gecikmesi muhtemel olduğu durumlarda da önlemlerin alınma- sını talep eden Taraf Devleti derhal bilgilendirmelidir.
2. Xxxxx Devlet, önceden talep olmadan, kendi iç hukuk sınırları içerisinde, kendi yaptığı soruşturma çerçevesinde edindiği bilgiyi, bu bilginin diğer Taraf Devlete bu Sözleşme uyarınca kabul edilen ve ceza gerektiren suçları önlemede, soruşturma başlatma ve yürütmede, bu tür ceza gerektiren suçların kovuştur- masında yardımcı olabileceğini düşündüğünde ya da kendi soruşturması kapsamında edindiği bu bilginin bu madde altında diğer Taraf Devlet tarafından işbir- liği talebine yol açacağını düşündüğünde, edindiği bilgiyi diğer ülkeye iletebilir.
3. 2. paragraf uyarınca konuyla ilgili herhangi bir bilgi alan Taraf Devlet, bu bilgileri, uygun görüldü- ğünde davanın açılması için ya da bu bilginin ilgili medeni ve cezai davalarda dikkate alınması için kendi ülkesindeki yetkili makamlarına ibraz etmelidir.
Madde 65 – Veri Koruma
Kişisel bilgiler, Taraf Devletlerin Kişisel Verilerin Otomatik İşlemden Geçirilme Sürecinde Bireylerin Korunması Hakkında Sözleşme (ETS No.108) altın- daki yükümlülüklerine uygun biçimde saklanmalı ve kullanılmalıdır.
Bölüm 9 – İzleme mekanizması
Madde 66 – Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete karşı uzman eylem grubu
1. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete kar- şı uzman eylem grubu (bundan sonra “GREVIO” olarak geçecek olan) Sözleşme’nin Taraf Devletlerce uygulanmasını izleyecektir.
2. GREVIO, cinsiyet ve coğrafi dağılım dengesine ek olarak çok disiplinli uzmanlık bilgileri de dikkate alınarak en az 10, en fazla 15 üyeden oluşur. Üyeleri, Taraflar Komitesi tarafından Taraf Devletlerce aday gösterilenler arasından, dört yıl boyunca bir kez ye- nilenebilir şekilde ve Taraf Devletlerin vatandaşları arasından seçilir.
3. İlk başta 10 üyenin seçimi, bu Sözleşme’nin yü- rürlüğe girmesini izleyen bir yıl içerisinde yapılır. Ek beş üyenin seçimi 25. onay veya katılımı takiben ya- pılır.
4. GREVIO üyelerinin seçimi aşağıdaki ilkelere bağlıdır:
a. üyeler, insan hakları, toplumsal cinsiyet eşit- liği, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet,
76 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
mağdurların korunması ve onlara yardımcı olma alanında yetkinliğe sahip olarak bilinen yüksek ahlaki karaktere sahip olan veya bu Sözleşme kapsamında belirlenen alanlarda profesyonel deneyimini göstermiş olan kişi- ler arasından şeffaf bir prosedür içerisinde seçilir;
b. GREVIO’nun (herhangi) iki üyesi aynı ülke- nin vatandaşı olamaz;
c. üyeler temel yasal sistemleri temsil etmeli- dirler;
d. üyeler kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet alanında ilgili aktör ve organları temsil etme- lidirler;
e. üyeler kendi şahsi sıfatlarıyla görev yapar- lar. Görevlerini yerine getirirken bağımsız ve tarafsızdırlar ve görevlerini etkili bir şekilde yerine getirmeye hazırdırlar.
5. GREVIO’nun üyelerinin seçim prosedürü, Söz- leşme’nin yürürlüğe girmesini takiben altı ay içeri- sinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından, Taraf Devletlerle istişare edildikten ve oybirliği sağ- landıktan sonra belirlenir.
6. GREVIO kendi iç tüzüğünü kendisi belirler.
7. GREVIO üyeleri ve 68. maddenin 9. ve 14. fık- ralarında düzenlendiği gibi ülke ziyaretleri gerçek- leştiren heyetlerin diğer üyeleri, Sözleşme’nin ek bölümünde kabul edilen imtiyaz ve muafiyetlerden yararlanırlar.
Madde 67 – Taraf Devlet Komitesi
1. Taraf Devlet Komitesi, Taraf Devletlerin Sözleş- me’deki temsilcilerinden oluşur.
2. Taraf Devlet Komitesi, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından toplanır. Komite’nin ilk toplantı- sı GREVIO üyelerini seçmek için Sözleşme’nin yürür- lüğe girmesini takiben 1 yıl içerisinde yapılır. Sonra- sında Komite, Taraf Devletlerin 0’xx 0’x, Xxxxx Xxxxxx Xxxxxxxx’nin Başkanı veya Genel Sekreter talep ettiği zaman toplanır.
3. Xxxxx Devlet Komitesi kendi iç tüzüğünü kendisi yapar.
Madde 68 – İç tüzük
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, GREVIO tarafından incelenmek üzere Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bu Sözleş- me hükümlerine etkililik kazandırmak için aldıkları hukuki ve diğer tedbirleri içeren GREVIO tarafından hazırlanan soru formuna dayanan raporu sunar.
2. GREVIO, 1. fıkra uyarınca sunulan raporu, Xxxxx Devlet’in ilgili temsilcileriyle birlikte inceler.
3. Sonraki değerlendirme usulleri, uzunluğuna GREVIO tarafından karar verilen dönemlere ayrılır. Her dönemin başında GREVIO, değerlendirme usulü- nün dayandığı belirli hükümleri seçer ve soru formu gönderir.
4. GREVIO izleme usulünü tamamlamak için uy- gun araçları tanımlar. GREVIO özellikle her değerlen- dirme süreci için, Xxxxx Xxxxxxxxx tarafından değer- lendirme usulünün uygulanmasının gerekçesi olarak hizmet edecek anketi kabul eder. Soru formu, tüm Ta- raf Devletler tarafından ele alınır. Xxxxx Xxxxxxxxx soru formuna ek olarak GREVIO’dan gelen daha başka bilgi talebine yanıt verir.
5. GREVIO, Sözleşme’nin uygulaması hakkında il- gili hükümet dışı örgütlerden ve sivil toplumdan ek olarak ulusal kurumlardan insan haklarının korun- ması amacıyla bilgi alabilir.
8 MART ’ 21 77
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
6. GREVIO Sözleşme’nin alanına giren diğer bölge- sel ve uluslararası belgelerden ve birimlerden alınan mevcut bilgilere gereken önemi gösterir.
7. Her değerlendirme dönemi için soru formu ka- bul edildiğinde GREVIO, mevcut verilere ve Sözleş- me’nin 11. maddesinde bahsedildiği gibi Taraf Dev- letlerdeki araştırmalara gereken önemi gösterir.
8. GREVIO, Sözleşme’nin uygulamasıyla ilgili Av- rupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Parlamenter Meclisi ve Avrupa Konseyi’nin diğer ilgili uzmanlaş- mış birimlerinden, ek olarak diğer uluslararası bel- gelere referansla kurulan birimlerden bilgi alabilir. Bu birimlere sunulan şikâyetler ve bunların çıktıları GREVIO’ya ulaştırılacaktır.
9. GREVIO, ulusal makamlarla işbirliği içerisinde ve bağımsız ulusal uzmanların yardımıyla, edinilen bilginin yetersiz olmasına veya 14. fıkranın öngördü- ğü durumlara bağlı olarak ülke ziyaretleri organize eder. GREVIO ziyaretler boyunca belirli alanlarda uz- manlaşmış kişiler tarafından desteklenebilir.
10. GREVIO Sözleşme hükümlerinin uygulanma- sına ait değerlendirmelere dayanan analizleri içeren bir rapor taslağı hazırlar, ek olarak taslağın öneri ve teklifleri, ilgili Taraf Devlet bakımından belirlenen sorunları ele alabilir. Değerlendirmeye tabii tutulan rapor taslağı, Taraf Devlete yorumlarını almak için iletilir. Raporun yayımlanmasında Taraf Devletin yo- rumları dikkate alınır.
11. Xxxxx Xxxxxxxxx tarafından gelen yorumlar ve alınan bilgilere dayanarak GREVIO, Taraf Devlet ta- rafından Sözleşme’nin hükümlerini uygulamak için alınan tedbirleri içeren kendi rapor ve elde ettiği so- nuçları yayınlar. Bu rapor ve varılan sonuçlar ilgili Ta- raf Devlete ve Taraf Devletler Komitesine gönderilir. Rapor ve GREVIO’nun vardığı sonuçlar, Taraf Devletin nihai yorumlarıyla birlikte, bunların kabulü sırasında yapıldığı gibi, kamuya açıklanır.
12. 1. ilâ 8. fıkraların hükümleri saklı kalmak üze- re, GREVIO’nun raporu ve vardığı sonuçlara dayana- rak Taraf Devletler Komitesi, Taraf Devlete yönelik
(a) GREVIO’nun vardığı sonuçların uygulanması için alınan tedbirlerle ilgili, eğer gerekliyse tedbirlerin uygulamalarıyla ilgili bilgilerin sunulması için bir za- man belirleyerek ve (b) Taraf Devlet ile Sözleşme’nin gerektiği şekilde uygulanması için işbirliğini geliştir- me amacıyla tavsiyeler yayınlar.
13. GREVIO, Sözleşme’yle ilgili ciddi ihlalleri önle- mek ya da boyutunu veya sayısını azaltmak için acil dikkat gerektiren sorunların var olduğu bir duruma işaret eden güvenilir bilgiler aldığında, kadına yöne- lik ciddi, büyük veya süreğen şiddet biçimlerinin ön- lenmesi için alınan tedbirlere ilişkin özel bir raporun acilen sunulmasını talep edebilir.
14. Xxxxxx Xxxxx Xxxxxx tarafından sunulan bilgiler göz önüne alınarak, ek olarak daha başka güvenilir bilgi bulunduğunda, GREVIO soruşturma yürütülme- si ve acilen GREVIO’ya raporlanması için bir veya bir- den fazla üyesini belirler. Gerekli bulunduğu takdirde ve Taraf Devlet’in rızasıyla soruşturma, Taraf Devlet’e ziyareti içerebilir.
15. 14. fıkrada belirtilen soruşturmada elde edilen bulgular incelendikten sonra GREVIO, bu bulguları il- gili Taraf Devlet’e ve ihtiyaç bulunması halinde Taraf Devletler Komitesi’ne ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne diğer yorum ve tavsiyelerle birlikte iletir.
Madde 69 – Genel tavsiyeler
GREVIO ihtiyaç bulunması halinde Sözleşme’nin uygulanması hakkında genel tavsiyeleri kabul eder.
Madde 70 – İzlemeye parlamenter katılım
1. Ulusal parlamentolar, Sözleşme’nin uygulanma- sı için alınan tedbirlerin izlenmesine katılmaları için davet edilebilir.
78 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
2. Xxxxx Xxxxxxxxx GREVIO’nun raporlarını kendi ulusal parlamentolarında sunabilir.
3. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Sözleş- me’nin uygulanmasını değerlendirmek için düzenli olarak davet edilir.
Bölüm 10 – Diğer uluslararası belgelerle olan ilişki
Madde 71 - Diğer uluslararası belgelerle olan ilişki
1. Bu Sözleşme, Sözleşme’ye Taraf Devletlerin ta- raf olduğu veya olacağı ve bu Sözleşme’nin hükmetti- ği meselelerdeki hükümleri içeren diğer uluslararası belgelerden kaynaklı yükümlülükleri etkilemez.
2. Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler, Sözleşme’nin hükümlerini tamamlamak veya güçlendirmek ya da somutlaştırılan ilkelerin uygulanmasını kolaylaştır- mak amacıyla bu Sözleşme’de değinilen meselelerde birbirleriyle iki ya da çok taraflı anlaşmalar yapabilir.
Bölüm 11 – Sözleşme’de değişiklikler Madde 72- Değişiklikler
1. Xxxxx Xxxxxx tarafından sunulan Sözleşme’deki her değişiklik önerisi, Avrupa Konseyi Genel Sekrete- ri’ne iletilir ve kendisi tarafından Avrupa Konseyi üye ülkelerine, her imzalayan Devlete, Taraf Devlete, Av- rupa Birliği’ne ve 75. madde hükümleri uyarınca bu Sözleşme’yi imzalamaya çağrılan her devlete ve 76. madde hükümleri uyarınca bu Sözleşme’yi kabul et- meye çağrılan her devlete yönlendirilir.
2. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi üyesi olmayan Sözleşme’nin Taraf Devletle- rinin görüşüne başvurduktan sonra değişiklik öneri- sini dikkate alır ve Avrupa Konseyi Statüsü’nün 20. maddesinin d fıkrasında öngörüldüğü gibi çoğunluğa göre değişikliği kabul eder.
3. 2.fıkra uyarınca Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen her değişiklik metni, kabul için Taraf Devletlere iletilir.
4. 2.fıkra uyarınca kabul edilen her değişiklik, tüm Taraf Devletlerin, Genel Sekreter’i değişikliği kabul et- tikleri hakkında bilgilendirdiği tarihten sonraki bir ay- lık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.
Bölüm 12 – Son hükümler Madde 73 – Sözleşme’nin etkileri
Bu Sözleşme’nin hükümleri, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadelede kişilere daha uygun haklar sağlayan iç hukuk hüküm- lerine ve yürürlükte olan veya yürürlüğe konabilecek olan bağlayıcı uluslararası belgelere halel getirmez.
Madde 74 - Uyuşmazlığın çözümü
1. Xxxxx Xxxxxxxxx, Sözleşme’nin uygulanması veya yorumlanması sırasında doğabilecek her uyuşmaz- lığı müzakere, uzlaşma, hakemlik gibi araçlarla veya karşılıklı anlaşmayla kabul edilen diğer barışçı çözüm yollarıyla çözmek için çaba göstereceklerdir.
2. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Taraf Dev- letlere, uyuşmazlık sırasında kullanmak için üzerinde mutabakata varmaları koşuluyla çözüm yöntemleri sağlayabilir.
Madde 75 – İmzalama ve yürürlüğe girme
1. Bu Sözleşme Avrupa Konseyi üyelerinin ve Söz- leşme’nin hazırlanmasına katılan üye olmayan ülke- lerin ve Avrupa Birliği’nin imzasına açıktır.
2. Bu Sözleşme kabule veya onaya tabidir. Kabul veya onay belgeleri Avrupa Konseyi Genel Sekrete- ri’ne verilir.
3. Bu Sözleşme 2. fıkranın hükümleri uyarınca, Sözleşme tarafından bağlı kılınma rızalarını açıkla-
8 MART ’ 21 79
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
yan en az sekizi Avrupa Konseyi üyesi olan on Devlet tarafından imzalanmasından sonraki üç aylık süre so- nunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.
4. 1.fıkrada bahsedilen, sonradan Sözleşme tara- fından bağlı kılınma rızasını açıklayan her devlet ve Avrupa Birliği açısından Sözleşme, kabul veya onay belgelerinin verildiği tarihten sonraki üç aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.
Madde 76 – Sözleşme’ye katılım
1. Sözleşme yürürlüğe girdikten sonra, Taraf Dev- letlerin Sözleşme’yi istişare etmelerinin ve oybirliği- nin sağlanmasının ardından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi’ne üye olmayan ve Sözleş- me’nin hazırlanmasına katılmamış olan herhangi bir devleti, Avrupa Konseyi Statüsü’nün 20. maddesinin d fıkrası gereğince oyçokluğuyla ve Bakanlar Komite- si’ne katılmaya yetkili Taraf Devlet temsilcilerinin oy- birliğiyle Sözleşme’yi kabul etmesi için davet edebilir.
2. Kabul eden her devlet açısından Sözleşme, ka- tılım belgesinin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne verilmesinden sonraki üç aylık süre sonunu takiben ayın ilk günü yürürlüğe girer.
Madde 77 – Ülkelerde uygulama
1. Her devlet veya Avrupa Birliği, imza sırasında veya kabul, onay veya katılım belgelerini verirken Sözleşme’nin uygulanacağı bölgeyi veya bölgeleri be- lirtebilir.
2. Herhangi bir Taraf Devlet, daha sonraki bir ta- rihte Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirimle, uluslararası ilişkilerinden sorumlu olduğu veya sorumluluğunu üstlendiği ve bildirimde belir- tilen ülkelerin dışındaki bölgelerde bu Sözleşme’yi uygulayacağını belirtebilir. Bu gibi bir ülke açısından
Sözleşme, böyle bir bildirimin Genel Sekreter tarafın- dan alınmasından sonraki üç aylık sürenin bittiği ayı takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.
3. Önceki iki fıkranın altında yapılan her bildirim, böyle bir bildirimde belirtilen her ülke açısından Av- rupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapılacak bir bildi- rimle geri çekilebilir. Geri çekilme, böyle bir bildiri- min Genel Sekreter tarafından alınmasından sonraki üç aylık sürenin bittiği ayı takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.
Madde 78 – Çekinceler
1. 2. ve 3. fıkralarda öngörülen istisnalar dışında, bu Sözleşme’nin hükümleri açısından hiçbir çekince konulamaz.
2. Her devlet veya Avrupa Birliği imza sırasında veya kabul, onay veya katılım belgelerini verirken Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bil- diriyle;
- 30. Madde’nin 2. fıkrası;
- 44. Madde’nin 1. fıkrasının e bendi ve 3. ve 4. fıkraları;
- Küçük suçlarla ilişkili olarak 35. Madde bağla- mında 55. Madde’nin 1. paragrafı
- 37., 38., ve 39. Madde’ler bağlamında 58. Madde;
- 59. Madde
hükümlerini uygulamama veya sadece özel vaka ya da durumlarda uygulama hakkını saklı tutacağını belirtebilir.
3. Her devlet veya Avrupa Birliği, imza sırasında veya kabul, onay veya katılım belgelerini verirken Av- rupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle,
33. ve 34. maddelerde bahsedilen davranışlar için ce-
80 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
zai yaptırımlar yerine cezai olmayan yaptırımlar sağ- lama hakkını saklı tutacağını belirtebilir.
4. Her Taraf Devlet yaptığı çekinceyi, Avrupa Kon- seyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle tümüy- le ya da kısmen geri çekebilir. Bu bildiri Genel Sekre- ter tarafından alındığı tarihte yürürlüğe girer.
Madde 79 – Geçerlilik ve çekincelerin gözden geçirilmesi
1. 78. maddenin 2. ve 3. fıkralarında bahsi geçen çekinceler, Sözleşme’nin ilgili Taraf Devlet açısından yürürlüğe girdiği günden itibaren 5 yıl boyunca ge- çerlidir. Ancak, söz konusu çekinceler aynı süreyle geçerli olacak şekilde yenilenebilir.
2. Çekincenin bitiş tarihinin 18 ay öncesinde Av- rupa Konseyi Genel Sekreterliği, ilgili Taraf Devlete bitiş tarihini bildirecektir. Bitiş tarihinden en geç üç ay önce Taraf Devlet, çekincesinin devam ettiğini, değiştirildiğini veya geri çekildiğini Genel Sekreter’e bildirir. İlgili Taraf Devletin böyle bir bildirimde bu- lunmaması durumunda Genel Sekreterlik, Xxxxx Xxx- let’i, çekincesinin otomatik olarak 6 aylık bir süreye uzatıldığı hakkında bilgilendirir. Taraf Devletin bu sü- renin bitimine kadar çekincesini devam ettirme veya değiştirme niyetini bildirmemesi durumunda çekince zaman aşımına uğrar.
3. Bir Taraf Devlet 78. maddenin 2. ve 3. paragrafı uyarınca çekince koyuyorsa, çekincenin yenilenme- sinden önce veya talep üzerine, çekincenin devam etmesini meşru kılan nedenleri içeren bir açıklamayı GREVIO’ya iletir.
Madde 80 – Fesih
1. Her Taraf Devlet istediği zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildiriyle bu Sözleş- me’yi feshedebilir.
2. Bu tür fesihler bildirinin Genel Sekreter tarafın- dan alınmasından sonraki üç aylık süre sonunu taki- ben ayın ilk günü yürürlüğe girer.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi üye devletlerine, işbu Sözleşmenin hazırlanmasına katılan üye olmayan devletlere, her imzacıya, herhan- gi bir Tarafa, Avrupa Birliği’ne işbu Sözleşmeye katıl- maya davet edilen herhangi bir Devlete:
a. Herhangi bir imza;
b. Herhangi bir kabul, onay, onama veya katılım belgesi teminatı;
c. 75. ve 76. Maddelere uygun olarak bu Sözleş- menin yürürlüğe gireceği herhangi bir tarih;
d. 72. Maddeye uygun olarak yapılan herhangi bir değişiklik ve yapılan değişikliğin yürürlü- ğe girme tarihi;
e. 78. Madde gereğince yapılan herhangi bir çe- kince veya çekincenin geri çekilmesi
f. 80. Maddenin hükümleri gereğince yapılan herhangi bir fesih;
g. İşbu Sözleşmeye yönelik herhangi bir eylem, bildirim veya haberleşmeyi bildirir.
Yukarıdaki hususları tasdiken, aşağıda imzaları bulunan usulünce yetkili kılınmış temsilciler, işbu Sözleşme’yi imzalamıştır.
İşbu Sözleşme, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstan- bul’da, her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere İngilizce ve Fransızca olarak, Avrupa Konseyi arşivlerinde muhafaza edilecek tek nüsha olarak im- zalanmıştır. Onaylı nüshaları Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından Avrupa Konseyi üyelerine, işbu Sözleşmenin hazırlanmasına katılmış üye olmayan
8 MART ’ 21 81
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
devletlere, Avrupa Birliği’ne ve bu Sözleşme’nin ha- zırlanmasına katılan üye olmayan devletlere, Avrupa Birliği’ne ve Sözleşme’ye katılmaya davet edilen her devlere gönderilir.
EK-İMTİYAZ VE MUAFİYETLER
(Madde 66)
1. Bu ek, Sözleşme’nin 66. maddesinde bahsedi- len GREVIO üyelerine ve ülke ziyaret heyetlerinin diğer üyelerine uygulanır. Bu ekin amacı bakımından “ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyeleri” terimi Söz- leşme’nin 68. maddesinin 9. parağrafında bahsedilen bağımsız ulusal uzmanları ve mütehassısları, Avrupa Konseyi personelini ve Avrupa Konseyi tarafından is- tihdam edilerek GREVIO’ya ülke ziyaretleri boyunca eşlik eden tercümanları kapsar.
2. GREVIO üyeleri ve ülke ziyareti heyetlerinin di- ğer üyeleri ülke ziyaretlerinin hazırlanması ve ger- çekleştirmesi ile ilgili görevlerine yerine getirirken veya bunların izleyen görevlerle ilişkili olarak yolcu- luk ederken aşağıdaki imtiyaz ve muafiyetlerden ya- rarlanır:
x. xxxxx tutuklama veya gözaltına alınmadan ve kişisel eşyalarının haczinden ve resmi yetkili sıfatıyla hareket ederken söyledikleri ya da yazdıkları ifadeler veya gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı yasal işlemlerden muafi- yet;
b. ikamet ettikleri ülkelerine giriş ve çıkışlarda ve görevlerine yerine getirdikleri ülkeye giriş ve çıkışlarda hareket serbestliği üzerindeki her türlü kısıtlamadan ve görevlerini yapar- ken ziyaret ettikleri veya geçtikleri ülkelerde yabancıların tabi oldukları kayıt işlemlerin- den muafiyet.
3. Görevlerinin yerine getirilmesiyle ilgili seyahat- leri sırasında, GREVIO üyeleri ve ülke ziyareti heyetle- rinin diğer üyeleri gümrük ve döviz denetim kontrol- lerinde yabancı hükümetlerin geçici resmi görevlisi olan temsilcilerine tanınan kolaylıklardan yararlanır- lar.
4. Sözleşme’nin uygulanmasının değerlendiril- mesiyle ilgili GREVIO üyeleri ve ülke ziyareti heyet- lerinin diğer üyeleri tarafından taşınan belgelerin, GREVIO’nun faaliyetiyle ilgili olduğu sürece, doku- nulmazlıkları ihlal edilemez. GREVIO’nun resmi ya- zışmalarıyla veya GREVIO üyelerinin ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üyelerinin resmi haberleşmeleri hiçbir engelleme veya sansüre tabi tutulamaz.
5. GREVIO ve ülke ziyareti heyetlerinin diğer üye- leri için tam bir konuşma özgürlüğü ve görevlerinin yerine getirilmesinde tam bir bağımsızlık temin et- mek amacıyla, söz konusu kişilerin görevleri sona er- miş olsa dahi, görevlerinin ifşası sırasındaki sözlü ve yazılı ifadeleri ve her türlü fiilleri bakımından yasal işlemlerden muaf tutulurlar.
6. İmtiyaz ve muafiyetler, bu ekin 1. paragrafında bahsedilen kişilere kendi şahsi çıkarları için değil gö- revlerinin GREVIO’nun çıkarları için yerine getirilme- sini güvence altına almak üzere tanınmıştır. Bu ekin
1. paragrafında bahsedilen kişilerin ayrıcalıklarının kaldırılması, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafın- dan, muafiyetin adaleti engelleyici olduğu kanaatine vardığı herhangi bir halde ve muafiyetin GREVIO’nun çıkarlarına halel getirmeden kaldırılabileceği haller- de yapılır.
82 8 MART ’21
AILENIN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞIDDETIN ÖNLENMESINE DAIR KANUN
Kanun Numarası : 6284 Kabul Tarihi : 08/03/2012
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Xxxxx Xxxxxxx ve Tanımlar Amaç, kapsam ve temel ilkeler
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; şiddete uğ- rayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan ka- dınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzen- lemektir.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında ve gereken hiz- metlerin sunulmasında aşağıdaki temel ilkelere uyulur:
a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Ön- lenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.
b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hiz- metlerin sunulmasında temel insan haklarına da- yalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet
ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izle- nir.
c) Xxxxxx mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilir.
ç) Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsi- yete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.
Tanımlar
MADDE 2 – (1) Bu Kanunda yer alan;
a) Bakanlık: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını,
b) Ev içi şiddet: Şiddet mağduru ve şiddet uygula- yanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hanede ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti,
c) Hâkim: Aile mahkemesi hâkimini,
ç) Kadına yönelik şiddet: Kadınlara, yalnızca ka- dın oldukları için uygulanan veya kadınları etki- leyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının in- san hakları ihlaline yol açan ve bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı,
8 MART ’ 21 83
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
d) Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çek- mesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, top- lumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı,
e) Şiddet mağduru: Bu Kanunda şiddet olarak ta- nımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilen- me tehlikesi bulunan kişileri,
f) Şiddet önleme ve izleme merkezleri: Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin et- kin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izle- me hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi gün yirmidört saat esası ile yürüten merkezleri,
g) Şiddet uygulayan: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişileri,
ğ) Tedbir kararı: Bu Kanun kapsamında, şiddet mağdurları ve şiddet uygulayanlar hakkında hâ- kim, kolluk görevlileri ve xxxxx xxxxxxx tarafından, istem üzerine veya resen verilecek tedbir kararla- rını,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Koruyucu ve Önleyici Tedbirlere İlişkin Hü- kümler
Xxxxx xxxx tarafından verilecek koruyucu ted- bir kararları
MADDE 3 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere xxxxx xxxx tarafından karar verilebilir:
a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuk- lara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uy- gun barınma yeri sağlanması.
b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardım- lar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapıl- ması.
c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi.
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması.
d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocuk- ları varsa çalışma yaşamına katılımını destekle- mek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı ya- şından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve bel- gelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birin- ci fıkranın (a) ve (ç) bentlerinde yer alan tedbirler,
84 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülkî amirin onayına sunar. Xxxxx xxxx tarafından kırksekiz saat içinde onaylanma- yan tedbirler kendiliğinden kalkar.
Xxxxx tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan kişilerle ilgili olarak aşağıdaki koruyucu tedbirler- den birine, birkaçına veya uygun görülecek ben- zer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:
a) İşyerinin değiştirilmesi.
b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâ- linde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı ola- rak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koru- ma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir ka- rarları
MADDE 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim ta- rafından karar verilebilir:
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdi- di, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içe- ren söz ve davranışlarda bulunmaması.
b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun ko- runan kişiye tahsis edilmesi.
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları ko- nuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şid- dete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kal- mak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyaları- na zarar vermemesi.
f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair su- rette rahatsız etmemesi.
g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.
ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma- ması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaş- maması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
8 MART ’ 21 85
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birin- ci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına su- nar. Xxxxx tarafından yirmidört saat içinde onay- lanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.
(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâ- kim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koru- ma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.
(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçi- mini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükme- dilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdu- runun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmede- bilir.
Suçlara ilişkin saklı tutulan hükümler
MADDE 6 – (1) Kişinin silah bulundurması, uyuş- turucu veya uyarıcı madde kullanmasının suç oluşturması dolayısıyla ya da fiilinin başka bir suç oluşturması nedeniyle;
a) Soruşturma ve kovuşturma evresinde koruma tedbirlerine veya denetimli serbestlik tedbirlerine,
b) Mahkûmiyet hâlinde ceza veya güvenlik ted- birlerinin infazına ve bu çerçevede uygulanabile- cek olan denetimli serbestlik tedbirlerine,
ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
İhbar
MADDE 7 – (1) Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. İhba- rı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uy- gulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür.
Tedbir kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik
MADDE 8 – (1) Tedbir kararı, ilgilinin talebi, Ba- kanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine verilir. Tedbir ka- rarları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâ- kiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.
(2) Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâller- de, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin sü- resinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbir- lerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir.
(3) Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şid- detin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde ge- ciktirilemez.
(4) Tedbir kararı, korunan kişiye ve şiddet uygu- layana tefhim veya tebliğ edilir. Tedbir talebinin reddine ilişkin karar ise sadece korunan kişiye tebliğ edilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâl-
86 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
lerde ilgili kolluk birimi tarafından verilen tedbir kararı şiddet uygulayana bir tutanakla derhâl teb- liğ edilir.
(5) Tedbir kararının tefhim ve tebliğ işlemlerinde, tedbir kararına aykırılık hâlinde şiddet uygulayan hakkında zorlama hapsinin uygulanacağı ihtarı yapılır.
(6) Gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliği- ni ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile ko- rumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgileri, tüm resmi kayıtlarda gizli tutulur. Yapıla- cak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilir. Bu bilgileri hukuka aykırı olarak başkasına veren, ifşa eden veya açıklayan kişi hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
(7) Talep hâlinde ilgililere kişisel eşya ve belgeleri- nin kolluk marifetiyle teslimi sağlanır.
İtiraz
MADDE 9 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre ve- rilen kararlara karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki haka içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilir.
(2) Xxxxx tarafından verilen tedbir kararlarına itiraz üzerine dosya, o yerde aile mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numa- ra olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkeme- sinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye hukuk mahkemesine, aile mahkemesi hâkimi ile asliye
hukuk mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye hukuk mahkemesine gecikmeksizin gönderilir.
(3) İtiraz mercii kararını bir haka içinde verir. İti- raz üzerine verilen kararlar kesindir.
Tedbir kararlarının bildirimi ve uygulanması
MADDE 10 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre alınan tedbir kararları, Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlükleri ile verilen kararın niteliğine göre Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluğa en seri vasıtalarla bildirilir.
(2) Bu Kanun kapsamında ilgili mercilere yapılan başvurular ile bu başvuruların kabul ya da red- dine ilişkin kararlar, başvuru yapılan merci tara- fından Bakanlığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine derhâl bildirilir.
(3) Korunan kişinin geçici koruma altına alınması- na ilişkin koruyucu tedbir kararı ile şiddet uygula- yan hakkında verilen önleyici tedbir kararlarının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu veya önleyici tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da tedbirin uygulanacağı yer kolluk birimi görevli ve yetkilidir.
(4) Tedbir kararının, kolluk amirince verilip uygu- landığı veya korunan kişinin kollukta bulunduğu hâllerde, kolluk birimleri tarafından kişi, Bakanlı- ğın ilgili il veya ilçe müdürlüklerine ivedilikle ulaş- tırılır; bunun mümkün olmaması hâlinde giderleri Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak üzere kendisine ve beraberindekilere geçici ola- rak barınma imkânı sağlanır.
8 MART ’ 21 87
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
(5) Tedbir kararının ilgililere tefhim veya tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez.
(6) Hakkında barınma yeri sağlanmasına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gö- zetim ve denetimi altında bulunan yerlere yerleş- tirilir. Barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâllerde korunan kişiler; mülkî amirin, acele hâllerde kol- luğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde geçici olarak barındırılabilir.
(7) İşyerinin değiştirilmesi yönündeki tedbir kara- rı, kişinin tabi olduğu ilgili mevzuat hükümlerine göre yetkili merci veya kişi tarafından yerine ge- tirilir.
Kolluk görevleri
MADDE 11 – (1) Kolluk görevleri, kolluğun mer- kez ve taşra teşkilâtında bu Kanunda belirtilen hizmetlerle ilgili olarak, çocuk ve kadının insan hakları ile kadın erkek eşitliği konusunda eğitim almış ve ilgili kolluk birimlerince belirlenmiş olan yeteri kadar personel tarafından yerine getirilir.
Teknik yöntemlerle takip
MADDE 12 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre ve- rilen tedbir kararlarının uygulanmasında hâkim kararı ile teknik araç ve yöntemler kullanılabilir. Ancak, bu suretle, kişilerin ses ve görüntüleri din- lenemez, izlenemez ve kayda alınamaz.
(2) Teknik araç ve yöntemlerle takibe ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Tedbir kararlarına aykırılık
MADDE 13 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâ- linde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbi- rin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hap- sine tabi tutulur.
(2) Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykı- rılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi on- beş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
(3) Zorlama hapsine ilişkin kararlar, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir. Bu kararlar Bakan- lığın ilgili il ve ilçe müdürlüklerine bildirilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Merkezlerin Kurulması, Destek Hizmetleri ve Kurumlararası Koordinasyon
Şiddet önleme ve izleme merkezlerinin kurul- ması
MADDE 14 – (1) Bakanlık, gerekli uzman perso- nelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanması- na yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildi- ği, çalışmalarını yedi gün yirmidört saat esasına göre yürüten, çalışma usul ve esasları yönetme- likle belirlenen, şiddet önleme ve izleme merkez- lerini kurar.
88 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
(2) Kurulan merkezlerde şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uy- gulanmasına yönelik izleme çalışmaları yapılır ve destek hizmetleri verilir.
Destek hizmetleri
MADDE 15 – (1) Bu Kanun kapsamında şiddetin önlenmesi ve verilen tedbir kararlarının etkin ola- rak uygulanmasının izlenmesi bakımından şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hizmetleri şunlardır:
a) Koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile zorla- ma hapsinin verilmesine ve uygulanmasına ilişkin veri toplayarak bilgi bankası oluşturmak, tedbir kararlarının sicilini tutmak.
b) Korunan kişiye verilen barınma, geçici maddi yardım, sağlık, adlî yardım hizmetleri ve diğer hiz- metleri koordine etmek.
c) Gerekli hâllerde tedbir kararlarının alınmasına ve uygulanmasına yönelik başvurularda bulun- mak.
ç) Bu Kanun kapsamındaki şiddetin sonlandı- rılmasına yönelik bireysel ve toplumsal ölçekte programlar hazırlamak ve uygulamak.
d) Bakanlık bünyesinde kurulan çağrı merkezinin bu Kanunun amacına uygun olarak yaygınlaştırıl- ması ve yapılan müracaatların izlenmesini sağla- mak.
e) Bu Kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırıl- ması için çalışan ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.
(2) Korunan kişilerle ilgili olarak şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hiz- metleri şunlardır:
a) Kişiye hakları, destek alabilecekleri kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda rehberlik etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak.
b) Verilen tedbir kararıyla ulaşılmak istenen ama- cın gerçekleşmesine yönelik önerilerde bulunmak ve yardımlar yapmak.
c) Tedbir kararlarının uygulanmasının sonuçlarını ve kişiler üzerindeki etkilerini izlemek.
ç) Psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümün- de yardım ve danışmanlık yapmak.
d) Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psi- kolojik durumu hakkında ayrıntılı sosyal araştır- ma raporu hazırlayıp sunmak.
e) İlgili merci tarafından istenilmesi hâlinde, ted- birlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üze- rindeki etkilerine dair rapor hazırlamak.
f) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardım- laşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümle- ri uyarınca maddi destek sağlanması konusunda gerekli rehberliği yapmak.
(3) Şiddet uygulayanla ilgili olarak şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hizmetleri şunlardır:
a) Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psi- kolojik durumu ile diğer kişiler ve toplum açısın- dan taşıdığı risk hakkında ayrıntılı sosyal araştır- ma raporu hazırlayıp sunmak.
b) İlgili makam veya merci tarafından istenilmesi hâlinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve
8 MART ’ 21 89
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor hazırla- mak.
c) Teşvik edici, aydınlatıcı ve yol gösterici mahi- yette olmak üzere kişinin;
1) Öfke kontrolü, stresle başa çıkma, şiddeti ön- lemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim ve reha- bilitasyon programlarına katılmasına,
2) Alkol, uyuşturucu, uçucu veya uyarıcı madde bağımlılığının ya da ruhsal bozukluğunun olması hâlinde, bir sağlık kuruluşunda muayene veya te- davi olmasına,
3) Meslek edindirme kurslarına katılmasına, yönelik faaliyetlerde bulunmak.
(4) Şiddet mağduru ile şiddet uygulayana yönelik hizmetler, zorunlu hâller dışında farklı birimlerde sunulur.
Kurumlararası koordinasyon ve eğitim
MADDE 16 – (1) Bu Kanun hükümlerinin yerine getirilmesinde kurumlararası koordinasyon Ba- kanlık tarafından gerçekleştirilir.
(2) Kamu kurum ve kuruluşları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, bu Kanunun uygulanmasıyla il- gili olarak kendi görev alanına giren konularda işbirliği ve yardımda bulunmak ve alınan tedbir kararlarını ivedilikle yerine getirmekle yükümlü- dür. Gerçek ve tüzel kişiler, bu Kanun kapsamın- da Bakanlık çalışmalarını desteklemek ve ortak çalışmalar yapmak üzere teşvik edilir.
(3) Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile ulu- sal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar, ayda en az doksan dakika
kadınların çalışma yaşamına katılımı, özellikle ka- dın ve çocukla ilgili olmak üzere şiddetle mücadele mekanizmaları ve benzeri politikalar konusunda Bakanlık tarafından hazırlanan ya da hazırlattı- rılan bilgilendirme materyallerini yayınlamak zo- rundadır. Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17.00-
22.00 saatleri arasında olmak üzere 08.00-22.00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim edilir. Bu saatler dışında yapılan yayınlar aylık doksan dakikalık süreye dâhil edil- mez. Bu süreler Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından denetlenir. Televizyon kuruluşları ve radyolarda yayınlanacak bilgilendirme materyal- leri, Bakanlık birimleri tarafından üniversiteler, ilgili meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşla- rının da görüşleri alınarak hazırlanır.
(4) Bu Kanunda öngörülen görevlerin yerine ge- tirilmesi sırasında kamu kurum ve kuruluşlarının personeli Bakanlık görevlilerine yardımcı olurlar.
(5) Tüm kamu kurum ve kuruluşları ile kamu ku- rumu niteliğindeki meslek kuruluşları, personel ve üyelerinin bu Kanunun etkin bir biçimde uygu- lanması amacıyla Bakanlığın hazırlayıp koordine edeceği, kadının insan hakları ile kadın erkek eşit- liği konusunda eğitim programlarına katılmasını sağlar.
(6) İlköğretim ve ortaöğretim müfredatına, kadı- nın insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusun- da eğitime yönelik dersler konulur.
90 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Mali Hükümler Geçici maddi yardım yapılması
MADDE 17 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre geçici maddi yardım yapılmasına karar verilmesi hâlinde, onaltı yaşından büyükler için her yıl be- lirlenen aylık net asgari ücret tutarının otuzda bi- rine kadar günlük ödeme yapılır. Korunan kişinin birden fazla olması hâlinde, ilave her bir kişi için bu tutarın yüzde yirmisi oranında ayrıca ödeme yapılır. Ancak, ödenecek tutar hiçbir şekilde belir- lenen günlük ödeme tutarının bir buçuk katını ge- çemez. Korunan kişilere barınma yeri sağlanması hâlinde bu fıkrada belirlenen tutarlar yüzde elli oranında azaltılarak uygulanır.
(2) Bu ödemeler, Bakanlık bütçesine, geçici maddi yardımlar için konulan ödenekten karşılanır. Ya- pılan ödemeler, şiddet uygulayandan tebliğ tari- hinden itibaren bir ay içinde tahsil edilir. Bu şekil- de tahsil edilemeyenler 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tara- fından takip ve tahsil edilir.
(3) Korunan kişinin gerçeğe aykırı beyanda bu- lunduğunun tespiti hâlinde yapılan yardımlar, bu kişiden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Nafaka
MADDE 18 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre na- fakaya karar verilmesi hâlinde, kararın bir örneği, resen nafaka alacaklısının veya borçlusunun yer- leşim yeri icra müdürlüğüne gönderilir.
(2) Nafaka ödemekle yükümlü kılınan kişinin Sos- yal Güvenlik Kurumu ile bağlantısı olması duru- munda, korunan kişinin başvurusu aranmaksızın nafaka, ilgilinin aylık, maaş ya da ücretinden icra müdürlüğü tarafından tahsil edilir. İcra müdür- lüklerinin nafakanın tahsili işlemlerine ilişkin pos- ta giderleri Cumhuriyet başsavcılığının suçüstü ödeneğinden karşılanır.
Sağlık giderleri
MADDE 19 – (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişiler- den genel sağlık sigortalısı olmayan ve genel sağ- lık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamına da girmeyen veya genel sağlık sigor- tası prim borcu sebebiyle fiilen genel sağlık sigor- tasından yararlanamayan ya da diğer mevzuat hükümleri gereğince tedavi yardımından yarar- lanma hakkı bulunmayanlar; bu hâllerin devamı süresince, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin
(1) numaralı alt bendi kapsamında, gelir testine tabi tutulmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılır.
(2) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında önleyi- ci tedbir kararı verilen kişinin aynı zamanda re- habilitasyonunun veya tedavi edilmesinin gerek- li olduğuna karar verilmesi hâlinde, genel sağlık sigortası kapsamında karşılanmayan rehabilitas- yon hizmetlerine yönelik giderler ile rehabilitas- yon hizmetleri kapsamında verilmesi gereken di- ğer sağlık hizmetlerinin giderleri Bakanlık bütçe- sinin ilgili tertiplerinden karşılanır.
8 MART ’ 21 91
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
Harçlar ve masraflardan, vergilerden muafiyet ve davaya katılma
MADDE 20 – (1) Bu Kanun kapsamındaki başvu- rular ile verilen kararların icra ve infazı için ya- pılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz. Bu Kanunun 17 nci maddesi uyarınca yapılan ödemeler gelir vergisi ile veraset ve intikal vergi- sinden, bu ödemeler için düzenlenen kâğıtlar ise damga vergisinden müstesnadır.
(2) Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şid- det veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargı- ya katılabilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Kadrolar (1)
MADDE 21 – (1) Ekli listede yer alan kadrolar ih- das edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Ge- nel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.
Yönetmelik
MADDE 22 – (1) Bu Kanunun uygulanmasına iliş- kin usul ve esaslar altı ay içinde, Adalet, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının gö- rüşleri alınmak suretiyle Bakanlık tarafından ha- zırlanan yönetmeliklerle düzenlenir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler ve atıflar
MADDE 23 – (1) 14/1/1998 tarihli ve 4320 sayı- lı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
(2) Mevzuatta 4320 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 4320 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen ka- rarların uygulanmasına devam olunur.
Şiddet önleme ve izleme merkezlerinin faaliye- te geçmesi
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Kanunun 14 üncü maddesinde kurulması öngörülen şiddet önleme ve izleme merkezleri, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde Bakanlık tarafın- dan belirlenecek illerde pilot uygulama yapılmak üzere kurulur. Kuruluşları tamamlanıncaya kadar merkezlerin görevlerinin Bakanlığın hangi birim- lerince yürütüleceği Bakanlık tarafından belirle- nir.
Yürürlük
MADDE 24 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yü- rürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Kanun hükümlerini Bakanlar Ku- rulu yürütür.
92 8 MART ’21
6284 SAYILI AILENIN KORUNMASI VE KADINA KARŞI
ŞIDDETIN ÖNLENMESINE DAIR KANUNA ILIŞKIN
UYGULAMA YÖNETMELIŤI
18 Xxxx 2013 Resmî Gazete Sayı: 28532
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Xxxxxxx ve Tanımlar Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi ile şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişiler hakkında şid- detin önlenmesine yönelik tedbirler ile bu tedbir- lerin alınması ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 22 nci mad- desine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Aydınlatılmış rıza: Korunan kişinin kendisi hak- kında verilebilecek tedbir kararının anlayabilece- ği bir biçimde sebepleri, aşamaları ve sonuçları hakkında açıklama yapılarak bilgilendirilmesi ve özgür iradesi ile bu hususların tamamını anlayıp kabul ettiğine dair yazılı beyanını,
b) Bakanlık: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını,
c) Gecikmesinde sakınca bulunan hal: Kolluk ta- rafından yapılacak tahkikat ve risk değerlendiril- mesi sonucunda, derhal işlem yapılmadığı takdir- de, şiddet eyleminin önlenememesi, kişinin can güvenliği, hak ve hürriyetlerinin korunmasının tehlikeye girmesi, korunan kişinin zarar görme- si, şiddet eyleminin iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması, şiddet uygulayanın kaçması veya kimliğinin tespit edilememesi gibi ihtimallerin or- taya çıkması ve resen veya ilgilinin talebi üzerine mülki amirden ya da hâkimden karar almak için yeterince vakit bulunamaması halini,
ç) Geçici koruma: Hayati tehlikesi bulunan şiddet mağdurunun kolluk tarafından gerektiğinde her türlü teknik cihaz ve donanımlarla, yirmidört saat esasına göre kesintisiz olarak, şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişilerden gele- bilecek tehlikelerden korunması amacıyla yerine getirilen tedbiri,
d) Genel Müdürlük: Kadının Statüsü Genel Mü- dürlüğünü,
e) Hâkim: Aile mahkemesi hâkimini,
f) Hayati tehlike: Bir kimsenin ölümle sonuçla- nabilecek bir şiddet olayına maruz kalması ya da kalma ihtimalinin bulunması halini,
8 MART ’ 21 93
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
g) İhbar ve şikâyet: İhbar, üçüncü kişiler tarafın- dan ilgili makam veya mercilere olayın yazılı, söz- lü veya başka bir suretle bildirilmesini; şikâyet, şiddet mağdurunun şiddet veya şiddet tehlikesi halinde ilgili makam veya mercilere müracaat et- mesini,
ğ) Kanun: 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi- ne Dair Kanunu,
h) Kolluk: Polis, jandarma ve sahil güvenlik birim- lerini,
ı) Kolluk amiri: Hakkında tedbir kararı verilen ki- şilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da ted- birin uygulanacağı yerdeki Jandarma Genel Ko- mutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından atamalarındaki usule göre konu ile yetkili ve görevli kolluk birimi- nin komutanını/amirini,
i) Konukevi: Fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik veya sözlü istismara veya şiddete uğrayanların, şiddetten korunması, psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarının çözülmesi, güçlendirilmesi ve bu dö- nemde şiddet mağdurlarının varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarının da karşılanmak suretiyle ge- çici süreyle kalabilecekleri ve konukevi, sığınma- evi, kadın sığınağı, kadınevi, şefkatevi ve benzeri adlarla açılan yatılı sosyal hizmet kuruluşunu,
j) Korunan kişi: Tedbir kararı kapsamında koru- nan şiddet mağdurunu ve varsa beraberindeki çocukları, aile bireylerini ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurunu,
k) Koruyucu tedbir kararı: Kanun kapsamında be- lirtilen merciler tarafından korunan kişi hakkında olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek ted-
birlere ilişkin kararı,
l) Müdürlük: Aile ve Sosyal Politikalar il veya ilçe müdürlüğünü,
m) Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çek- mesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, top- lumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı,
n) Şiddet mağduru: Mütekabiliyet ilkesi çerçeve- sinde uyruğuna bakılmaksızın, Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğru- dan veya dolaylı olarak maruz kalan ya da kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişiyi,
o) Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM): Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici ted- birlerin etkin bir biçimde uygulanmasına yönelik güçlendirici ve destekleyici danışmanlık, rehber- lik, yönlendirme ve izleme hizmetlerinin verildiği, yeterli ve gerekli personelin görev yaptığı ve terci- hen kadın personelin istihdam edildiği, çalışmala- rın yedi gün yirmidört saat esasına göre yürütül- düğü merkezi,
ö) Şiddet uygulayan: Kanunda şiddet olarak ta- nımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişiyi,
p) Önleyici tedbir kararı: Kanunda belirtilen mer- ciler tarafından şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında, olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek tedbirlere ilişkin kararı,
94 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
r) Şikâyet mercileri: Kolluğu, xxxxx xxxxx, Cumhu- riyet başsavcılığını, hâkimi, Bakanlığın ilgili birim- lerini,
s) Tedbir kararı: Kanun kapsamında, şiddet mağ- duru ve şiddet uygulayan hakkında hâkim, xxxxx xxxx veya kolluk tarafından, talep veya ihbar üze- rine ya da resen verilecek kararı,
ş) Tek taraflı ısrarlı takip: Aralarında aile bağı veya ilişki bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, şiddet uygulayanın, şiddet mağduruna yönelik olarak, güvenliğinden endişe edecek şekilde fizi- ki veya psikolojik açıdan korku ve çaresizlik duy- gularına sebep olacak biçimde, içeriği ne olursa olsun fiili, sözlü, yazılı olarak ya da her türlü ile- tişim aracını kullanarak ve baskı altında tutacak her türlü tutum ve davranışı,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
İhbar ve Şikâyet İhbar ve şikâyet
MADDE 4 – (1) Kişinin, şiddete uğraması veya şiddete uğrama tehlikesi altında bulunması halin- de herkes durumu yazılı, sözlü veya başka bir su- retle ilgili makam ve mercilere ihbar edebilir. Şid- det veya şiddete uğrama tehlikesinden haberdar olan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ise durumu der- hal, şikâyet mercilerine bildirmek zorundadır.
(2) Şiddet mağduru, şiddet veya şiddete uğrama tehlikesine maruz kalması halinde durumu şikâ- yet mercilerine yazılı, sözlü veya başka bir şekilde bildirebilir.
(3) Şikâyet mercileri Kanun kapsamındaki görev- lerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlü- dür.
(4) Müdürlük veya ŞÖNİM’e yapılan şikâyet ve ihbarlar, bunlar tarafından olayın özelliğine göre, kolluğa, mülki amire, Cumhuriyet başsavcılığına veya hâkime gecikmeksizin bildirilir.
(5) Sözlü yapılan şikâyet ve ihbarlar derhal tuta- nağa geçirilir.
Yapılacak işlemler
MADDE 5 – (1) Kolluk, kendisine yapılan ihbar veya şikâyet üzerine genel hükümler doğrultu- sunda gerekli işlemleri yapar. Gecikmesinde sa- kınca bulunan hallerde Kanun kapsamında almış olduğu koruyucu ve önleyici tedbirleri onaylan- mak üzere tedbirin niteliğine göre mülki amire veya hâkime sunar. Kolluk, kendisine intikal eden her olay hakkında gecikmeksizin en seri vasıtalar- la ŞÖNİM’e bilgi verir.
(2) Cumhuriyet başsavcılığı, yapılan ihbar ve şikâ- yet üzerine evrakın bir örneğini ivedilikle olayın niteliğine göre uygulanabilecek olan koruyucu veya önleyici tedbir hakkında karar verilmek üze- re hâkime veya mülki amire gönderir.
(3) Mülki amire yapılan ihbar veya şikâyet üzerine Kanunun 3 üncü maddesinde belirtilen koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görüle- cek benzer tedbirlere karar verilebilir. Ayrıca mül- ki amir olayın niteliğine göre şikâyet veya ihbarı, kolluğa veya Cumhuriyet başsavcılığına bildirir.
(4) Hâkim veya xxxxx xxxx tarafından verilen ka- rarlar ivedilikle ŞÖNİM’e bildirilir.
8 MART ’ 21 95
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Tedbir Kararları
Xxxxx xxxx tarafından verilecek koruyucu ted- bir kararları
MADDE 6 – (1) Kanun kapsamında korunan ki- şilerle ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere delil veya belge aranmaksızın xxxxx xxxx tarafın- dan ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevli- lerinin başvurusu üzerine ya da resen karar ve- rilebilir:
a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuk- lara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uy- gun barınma yeri sağlanması,
b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardım- lar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapıl- ması,
c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi,
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması,
d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocuk- ları varsa çalışma yaşamına katılımını destekle- mek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı ya- şından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve bel- gelendirilmek şartıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanması.
Barınma yerinin sağlanması
MADDE 7 – (1) Hakkında barınma yeri sağlan- masına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında bulunan yerlerde; barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâl- lerde ise mülkî amirin, acele hâllerde kolluğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde güvenli nakli sağlanıncaya kadar geçici olarak barındırılır.
(2) Korunan kişi varsa beraberindeki çocukları ile birlikte ŞÖNİM tarafından Bakanlığa bağlı veya Bakanlığın denetimi altında bulunan barınma yerlerine güvenli nakli sağlanıncaya kadar, bede- li ödenerek ve geçici barınmanın sağlandığı yer kolluğu tarafından kişinin güvenliği sağlanarak sosyal tesis, yurt ve benzeri yerlerde geçici ola- rak barındırılır. Barınma ve iaşe giderleri, ŞÖNİM tarafından ödenir. Korunan kişinin yerleştirildiği yere ilişkin bilgi ŞÖNİM’e bildirilir. ŞÖNİM kişinin talebini de dikkate alarak uygun ilk kabul birimi veya konukevi hizmeti verilecek yeri belirler ve korunan kişinin buraya yerleştirilmesini sağlar.
(3) Korunan kişi ve beraberindeki çocukların ha- yati tehlikesinin bulunması halinde konukevi, ilk kabul birimi veya diğer tesislere güvenli bir şe- kilde yerleştirilmesine kolluk tarafından refakat edilir. ŞÖNİM tarafından il içi ve il dışı nakillerde ulaşım için araç tahsis edilir ve ulaşım giderleri ile korunan kişinin zorunlu giderleri karşılanır.
(4) Barınma yeri sağlanması tedbirinin kolluk amirince uygulandığı veya korunan kişinin kol- lukta bulunduğu hallerde, kolluk tarafından kişi ŞÖNİM’e ivedilikle ulaştırılır. Bunun mümkün ol- maması halinde barınma ve iaşe giderleri Bakan-
96 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
lık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak üzere kendisine ve beraberindekilere geçici barınma im- kânı, ikinci fıkrada belirtilen şekilde sağlanır.
(5) Mülki amirin veya kolluk amirinin kararı ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait barınma yer- lerine getirilen şiddet mağduru, başka herhangi bir karar veya onay aranmaksızın barınma yerine derhal kabul edilir.
(6) Resen hakkında barınma yeri sağlanması ted- birine karar verilen kişinin barınma yerinde kal- mak istememesi halinde aydınlatılmış rızası alına- rak kalmak istediği yere ŞÖNİM tarafından ulaştı- rılır. Kişinin hayati tehlikesinin bulunması halinde kolluk refakati talep edilir.
Geçici maddi yardım yapılması
MADDE 8 – (1) Korunan kişi hakkında Kanunun 17 nci maddesi uyarınca geçici maddi yardım ya- pılır.
(2) Tedbir kararı, ilgiliye tefhim veya tebliğ edilir ve yerine getirilmek üzere ŞÖNİM’e gönderilir.
(3) Geçici maddi yardım kararı ile on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari üc- ret tutarının otuzda birine kadar günlük ödeme yapılır. Korunan kişinin birden fazla olması hâlin- de, ilave her bir kişi için bu tutarın yüzde yirmisi oranında ayrıca ödeme yapılır. Ancak, ödenecek tutar hiçbir şekilde belirlenen günlük ödeme tu- tarının bir buçuk katını geçemez. Korunan kişi- lere barınma yeri sağlanması hâlinde bu fıkrada belirlenen tutarlar yüzde elli oranında azaltılarak uygulanır.
(4) Geçici maddi yardım, korunan kişinin kimlik numarası ve banka hesap numarası beyanına is- tinaden, kararın ŞÖNİM’e tebliğ edilmesini müte-
akiben hazırlanan bordro ile ödenir. Xxxxxx, her ayın onbeşinde ve otuzunda düzenlenerek tahak- kuk eden meblağ ilgililerin banka hesabına yatı- rılır. Aynı tedbir kararında birden fazla kişi hak- kında geçici maddi yardım yapılmasına dair karar verilmesi halinde bu kişiler aynı bordroda gösteri- lir ve ödemeler aynı banka hesap numarasına ya- pılır. Ödeme evrakına karar örneği eklenir. Geçici maddi yardıma dair ödemelere kararın geçerliliği süresince devam edilir. Geçici maddi yardım ya- pılmasının kaldırılmasına ya da değiştirilmesine karar verilmesi halinde kararın geçerli olduğu gün üzerinden hesaplanarak ödeme yapılır. Korunan kişiye elden ödeme yapılmaz.
(5) Geçici maddi yardımlar için yapılan ödemeler, Bakanlık bütçesine, geçici maddi yardımlar için konulan ödenekten karşılanır. Geçici maddi yar- dıma ilişkin ödemelerin xxxx xxxxx 42 nci maddede belirtilen esaslara göre yapılır.
(6) Diğer Kanunlara göre yapılan yardımlar, geçici maddi yardım yapılması tedbirine karar verilmesi- ne engel olmaz.
(7) Bu madde kapsamında yapılan ödemeler, gelir vergisi ile veraset ve intikal vergisinden, bu öde- meler için düzenlenen kâğıtlar ise damga vergi- sinden istisnadır.
Rehberlik ve danışmanlık hizmeti
MADDE 9 – (1) Korunan kişiye, kişinin psikolo- jik ve sosyo-ekonomik durumu değerlendirilerek, hakları, destek alabileceği kurumlar, meslek edin- dirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetler- de bulunmayı da kapsayacak şekilde iş bulma ve benzeri konularda gelişmesi ve uyum sağlaması, gerekli olan seçimleri, yorumları, planları yapma-
8 MART ’ 21 97
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
sı ve kararları vermesine yarayacak bilgi ve bece- rileri kazandırmak ve psikolojik destek sağlamak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içerisinde gerekli hizmetler verilir.
(2) Korunan kişinin hukuki rehberliğe ihtiyacı ol- ması halinde 48 inci madde ile düzenlenen dava- lara müdahil olmayı da içeren gerekli destek ve danışmanlık hizmeti verilir.
(3) Bu hizmetlerin yerine getirilmesinde koordi- nasyon ŞÖNİM tarafından sağlanır.
Geçici koruma altına alınma
MADDE 10 – (1) Xxxxx xxxx veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolxxx xxxxx tarafından, olayın niteliği, şikâyet ve ihbar göz önünde bulun- durularak şiddet mağdurunun hayati tehlikesinin bulunması halinde ilgilinin talebi üzerine veya re- sen geçici koruma altına alma tedbiri verilir.
(2) Geçici koruma altına alınma tedbir kararının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri, bulunduğu veya tedbirin uygulanacağı yerdeki kolluk görevli ve yetkilidir. Korunan kişi acil durumlarda hemen, diğer hallerde ise yirmidört saat öncesinden gide- ceği yere ilişkin olarak görevli ve yetkili kolluğa bilgi verir. Kolluk tarafından korunan kişinin gi- deceği yerdeki kolluk gecikmeksizin haberdar edi- lir ve tedbir kararı uygulanmaya devam olunur.
(3) Korunan kişinin ne şekilde koruma altına xxx- nacağı, şiddet mağduruna yönelik muhtemel teh- dit ve risk göz önüne alınarak şiddet mağduru ve şiddet uygulayanın durumunun değerlendirilmesi suretiyle 11/11/2008 tarihli ve 27051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Mahkemelerce Alınacak Tanık Koruma Tedbir-
lerine İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetme- likte yer alan fiziki koruma tedbirleri hâkim veya xxxxx xxxx tarafından, gecikmesinde sakınca bu- lunan hallerde kolluk tarafından belirlenir.
(4) Korunan kişiye, geçici koruma kararının kap- sam ve içeriği, şiddet veya şiddete uğrama tehli- kesinin varlığı halinde arayabileceği telefon nu- maraları, kolluğun sorumlulukları, hangi durum- larda kolluğa bilgi vermesi gerektiği, hangi kolluk biriminin geçici koruma hizmetinden sorumlu ol- duğu ve benzeri hususlar, kolluk tarafından açık- lanarak tutanağa geçirilir ve tebliğ edilir.
Kreş imkânı sağlanması
MADDE 11 – (1) Çocuk sahibi olan korunan kişi- nin çalışmaması halinde, çalışma yaşamına katılı- mını desteklemek üzere dört ay, çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari üc- ret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendiril- mek şartıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak üzere kreş imkânı sağlanması tedbiri verilir.
(2) Korunan kişi, çocuğun kamuya ait veya özel kreşe kaydedildiğine veya kreşe devam ettiğine dair belge ile aylık kreş bedelini gösterir belge- yi Müdürlüğe ibraz eder. Müdürlük birinci fıkra uyarınca gerekli işlemleri yerine getirir ve hizmetin alınması süresi üzerinden aylık olarak ödeme ya- par. Çocuk bir aydan daha kısa bir süre faydalan- mış ise hizmet aldığı gün üzerinden ödeme yapılır.
(3) Kreş bedelinin birinci fıkrada belirtilen tutar- dan az olması halinde belgedeki tutar, fazla olması halinde ise birinci fıkrada belirtilen tutar ödenir. Bu ödemeler Müdürlük tarafından kreşe yapılır.
98 8 MART ’21
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun
(4) Kreş imkânı sağlanmasına dair tedbirin suiis- timalinin öğrenilmesi halinde ödenen meblağ ko- runan kişiden tahsil edilir.
Xxxxx tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları
MADDE 12 – (1) Kanun kapsamında korunan ki- şilerle ilgili olarak hâkim tarafından, ilgilinin tale- bi, Bakanlık veya kolluk görevlilerinin ya da Cum- huriyet savcısının başvurusu üzerine veya resen, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaksızın aşağıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya olayın özelliğine göre mül- ki amir tarafından alınabilecek tedbirler de dâhil olmak üzere, uygun görülecek benzer tedbirlere karar verilebilir:
a) İş yerinin değiştirilmesi.
b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bu- lunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer ted- birlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlin- de ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanununa göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belge- lerinin değiştirilmesi.
İşyerinin değiştirilmesi
MADDE 13 – (1) Xxxxx tarafından, korunan kişi- nin tabî olduğu ilgili mevzuat hükümlerine göre, talebinin bulunması halinde veya onayı alınmak
suretiyle işyerinin bulunduğu il içinde ya da il dı- şında değiştirilmesine karar verilebilir.
(2) Karar hâkim tarafından, korunan kişi bakımın- dan en uygun koşullar göz önüne alınarak yerine getirilmek üzere korunan kişinin iş yerine tebliğ edilir.
(3) Karar yetkili kurum veya kişi tarafından yerine getirilir. İş yeri değiştirilmesine dair tedbir kara- rının kaldırılması halinde de karar işyerine tebliğ edilir.
Ayrı yerleşim yeri belirlenmesi
MADDE 14 – (1) Hâkim tarafından, korunan ki- şinin talebi üzerine kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yeri belirlenebilir.
(2) Hakkında ayrı yerleşim yeri belirlenmesine dair tedbir kararı verilen kişinin müracaatı üzeri- ne, nüfus müdürlüğü tarafından kişinin talebine uygun olarak adresle ilgili işlemler yerine getirilir.
Aile konutu şerhi
MADDE 15 – (1) Xxxxx tarafından, Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne, aile konutu şerhi konulması kararı verilebilir.
(2) Karar, hâkim tarafından ivedilikle yerine geti- rilmek üzere ilgili tapu sicil müdürlüğüne gönde- rilir.
Kimlik ve diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi
MADDE 16 – (1) Kimlik ve diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi tedbiri, hâkim tarafından, korunan kişinin hayati tehlikesinin bulunması ve bu tehli- kenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli ol-
8 MART ’ 21 99