TİCARİ İŞLETME ENVANTERİNDE BULUNAN GEMİLER ÜZERİNDE KURULABİLECEK SÖZLEŞMEYE DAYALI REHİN TÜRLERİ
TİCARİ İŞLETME ENVANTERİNDE BULUNAN GEMİLER ÜZERİNDE KURULABİLECEK SÖZLEŞMEYE DAYALI REHİN TÜRLERİ
(Türk Medeni Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Hükümlerinin Gemi Rehni Bakımından Karşılaştırılması)
DOI: xxxxx://xxx.xxx/00.00000/xxxxxx.000000
Dr. Öğr. Üyesi Xxxxx XXXXXX*
Öz
Ticari işletme envaterinde gemi bulunması durumunda bu gemilerin nasıl rehnedilecekleri tescilli olup olmadıklarına göre belirlenir. Türk Ticaret Kanunu uyarınca tescilli gemilerin sözleşmeye dayalı rehni sadece gemi ipoteği ile sağlanır. Tescilli olmayan gemiler ise Türk Medeni Kanunu’nun teslime bağlı taşınır rehni hükümlerine göre zilyetliklerinin devri yoluyla rehnedilebi- lirler.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, tescilli ve tescilsiz gemilerin rehnedilmesine ilişkin bu keskin ayrıma istisna getirmektedir. Ticari işletmenin envanterinde gemi bulunması halinde bu gemiler ticari işletme rehninin konu- sunu oluşturabilecektir. İşletme envanterinde bulunan tescilsiz gemiler ise hem münferit olarak hem de işletmenin bütünü üzerinde kurulacak ticari işlemlerde taşınır rehni kapsamında rehnedilebilirler. Tescilli gemiler üzerinde münferiden ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması mümkün değildir. Buna karşın, ticari işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin, kurulduğu anda işletme envante- rinde bulunan tescilli gemileri de kapsar.
Xxxxxxx Xxxxxxxxx
Gemi, Ticari işletme, Xxxxx, İpotek, Taşınır rehni
* Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi (e-posta: xxxxx.xxxxxx@xxx.xxx.xx) ORCID: xxxxx://xxxxx.xxx/0000-0000-0000- 0756 (Makalenin Geliş Tarihi: 05.01.2020) (Makale Gönderilme Tarihi: 07.01.2020/ Makale Kabul Tarihi: 06.04.2020)
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 1, 2020, s. 1-55
TYPES OF PLEDGE BASED ON THE CONTRACT TO BE ESTABLISHED ON SHIPS IN COMMERCIAL ENTERPRISES INVENTORY
(Comparison of Turkish Civil Code, Turkish Commercial Code and Movable Pledge in Commercial Actions Code in terms of Ship Pledge)
Abstract
If there are ships in the commercial enterprise inventory, how these ships are pledged is determined by whether they are registered or not. The contractual pledge of registered ships pursuant to the Turkish Commercial Code is provided only with the hypothec of the ship. Unregistered ships can be pledged by the transfer of their possession according to the provisions of the Turkish Civil Code.
Movable Pledge in Commercial Actions Code exempts this sharp distinction concerning the pledge of registered and unregistered ships. If there are ships in the commercial enterprise inventory, the ships may also constitute the subject of the commercial operation pledge. Unregistered ships included in the commercial enterprise inventory may be pledged as movable pledges in commercial actions both individually and pledge to be established on the whole of the commercial enterprise. It is not possible to establish movable pledge in commercial actions on registered ships in individually. For all that, the pledge to be established on the whole of the commercial enterprise shall include the registered ships which are in the commercial enterprise inventory at the time of establishment.
Keywords
Ship, Commercial Enterprise, Pledge, Hypothec, Movable Pledge
GİRİŞ
Teminat hukukunun önemli bir kolunu oluşturan rehin, ayni bir hak sağlaması nedeniyle alacağın güvence altına alınmasında etkili bir yoldur. Bu özelliği nedeniyle rehin uygulamada sıklıkla tercih edilmektedir. Rehin, güvence altına aldığı asıl alacağa bağlı (fer’i) bir hak sağlar. Taşınır ve taşınmaz eşya üzerinde kurulacak rehinler farklı hüküm ve sonuçlara tabidir. Taşınır rehninde aleniyet kural olarak zilyetliğin devri ile sağlanırken, taşın- mazlar üzerinde kurulacak rehinde tercih edilen model sicil rehnidir. Huku- kumuzda rehne ilişkin temel düzenlemeler Türk Medeni Kanunu’nda yer alır. Öte yandan, bazı özel kanunlarda da rehne ilişkin düzenlemeler mev- cuttur.
Bir ticari işletmenin envanterinde bulunan gemiler, genellikle sahip oldukları yüksek ekonomik değer nedeniyle tacirin malvarlığının aktifinde önemli bir kalemdir. Dolayısıyla tacir borçlarına güvence olarak gemi/gemi- leri üzerinde rehin kurabilir. Hukuken taşınır eşya niteliğinde olan gemilerin zilyetliğin devri yoluyla rehnedilmesi hem rehin alacaklısı hem de rehin ve- ren bakımından işlevsel değildir. Bu nedenle Türk Ticaret Kanunu’nda gemi rehni özel olarak düzenlenmiş ve tescilli gemilerin yalnız gemi ipoteği yo- luyla rehnedilebileceği hükme bağlanmıştır. Gemi ipoteği, geminin zilyetli- ğinin rehin alacaklısına devredilmesine gerek olmadan aleniyetin sicil yo- luyla sağlandığı özel bir rehin türüdür. Gemilerin rehni konusunda Türk Ticaret Kanunu, Türk Medeni Kanunu’na göre özel kanun niteliğinde oldu- ğundan öncelikle uygulama alanı bulur. Sicile tescilli olmayan gemiler üze- rinde ise gemi ipoteği kurulması mümkün değildir. Bu gemilerin Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen teslimli taşınır rehni hükümlerine göre reh- nedilmesi gerekir.
Öte yandan hukukumuzda ticari işletmelerin rehni özel olarak düzen- lenmiştir. Geminin ticari amaçlarla kullanılması halinde genellikle ticari iş- letmenin koşulları sağlanmış olacağından bu rehin türü gemiler bakımından önem taşımaktadır. 1972-2017 yılları arasında uygulanan 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu1 tescilli gemileri kanun kapsamı dışında bırak- maktaydı (TİRK m. 3/III). 2017 yılında yürürlüğe giren 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu2 ise rehnedilmesi ancak özel bir sicile tescil ile olanaklı olan işletme envanterinde bulunan taşınırları kural olarak
1 RG., 21.07.1971, S. 13909. Bu Kanun 21.01.1972 tarihinde yürürlüğe girmiştir (TİRK m. 22).
2 RG., 20.10.2016, S. 29871. Bu Kanun 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir (TİTRK m. 20).
kapsam dışında bırakmıştır (TİTRK m. 8/III). Bu sebepledir ki, Ticari İş- lemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca tescilli gemiler üzerinde münfe- riden ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması mümkün değildir. Ancak, işlet- menin bütünü üzerinde kurulacak rehin, rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine özgülenen her türlü değeri kapsayacağından tescilli gemiler de işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin kapsamına girerler3.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu kapsamında işletmenin bütünü üzerinde kurulan rehin, rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine özgü- lenen her türlü değeri kapsayacak şekilde düzenlendiğinden hukukumuzda tescilli gemilerin yalnızca gemi ipoteği yoluyla rehnedilebileceği kuralına önemli bir istisna getirmiştir. Esasında her iki rehin türü de geminin zilyet- liğinin devrine gerek olmaksızın sicil üzerinden kurulabilen rehinler olsa da, aralarında gerek kuruluş gerekse, uygulanacak hükümler bakımından bir takım farklılıklar mevcuttur.
Sicile tescilli olmayan gemiler üzerinde ise hem münferit olarak hem de işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin kapsamında ticari işletme rehni kurulması olanaklıdır. Nitekim mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun yü- rürlükte olduğu dönemde de sicile tescilli olmayan gemiler aynı şekilde ticari işletme renhni kapsamında yer alabilmekteydi. Ayrıca bu gemiler üze- rinde teslime bağlı taşınır rehni kurulmasının önünde de herhangi bir engel yoktur. Tescilsiz gemi üzerinde kurulabilecek bir sicil rehni niteliğinde olan ticari işlemlerde taşınır rehni ile teslime bağlı taşınır rehni tamamen farklı rehin türleridir.
Bu çalışmada ticari işletme envanterinde bulunan gemiler üzerinde kurulacak sözleşmeye dayalı rehin türleri incelenmiş ve aynı gemi üzerinde kurulabilecek farklı rehin türleri değerlendirilmiştir. Karşılaştırma tescilsiz gemiler bakımından teslime bağlı taşınır rehni ve ticari işlemlerde taşınır rehni; tescilli gemiler bakımından ise gemi ipoteği ve ticari işlemlerde taşınır rehni arasında yapılmıştır. Gemiler üzerinde kanunen kurulan ipotekler ise çalışma kapsamına dahil edilmemiştir.
I. TÜRK MEDENİ KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE GEMİ REHNİ
Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkanı bulunmasa da bu Kanun bakımından gemi sayılır (TTK m. 931/I)
3 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. III-B-2 başlığı.
şeklinde tanımlanan gemiler, hukuki nitelikleri itibariyle birer taşınır eşya konumundadır (TTK m. 936). Taşınırların rehni4, Türk Medeni Kanunu’nun 939 ila 953. maddeleri arasında düzenlenmiş ve kanunların öngördüğü ayrık durumlar dışında taşınırların zilyetliğinin rehin alacaklısına devriyle rehne- dileceği (teslime bağlı taşınır rehni) belirtilmiştir (TMK m. 936/I). Huku- kumuzda, taşınır rehni konusunda kanunların öngördüğü istisnalara örnek olarak gemi ipoteği ve ticari işlemlerde taşınır rehni gösterilebilir5. Türk Ticaret Kanunu uyarınca tescilli gemilerin rehni yalnızca gemi ipoteği yo- luyla mümkündür (TTK m. 1014/I). Tescilli olmayanlar gemiler bakımından ise böyle bir zorunluluk yoktur. Bizatihi gemi ipoteği sicile dayalı bir rehin türü olduğundan tescilli olmayan gemiler bakımından gemi ipoteği kurula- bilmesi olanaklı da değildir. Yabancı gemi siciline tescilli Türk gemileri üzerinde de gemi ipoteği kurulamaz. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen gemi ipoteğine ilişkin düzenlemeler Türk Medeni Kanunu’nun taşınır rehni hükümlerinin gemiler hakkında uygulanma olanağını tamamen ortadan kaldırmamış, ancak önemli ölçüde sınırlandırmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun taşınır rehni hükümleri sadece tescilsiz gemiler6 ve yabancı gemi siciline tescilli Türk gemileri hakkında uygulama alanı bulur7.
Gemilerin nitelikleri ve kullanım amaçları göz önünde bulunduruldu- ğunda teslime bağlı rehnin işlevsel olmadığı anlaşılır. Geminin saklanması ve bakımı güç ve masraflı olduğundan geminin zilyetliğinin alacaklıya dev- redilmesi alacaklı bakımından genellikle tercih edilmez. Öte yandan, gemi- nin ticari faaliyetlerde kullanılıyor olması halinde, geminin zilyetliğini dev- reden rehin veren malik bu gemi ile kazanç sağlayamaz ve rehinle güvence altına alınan borcun ödenmesinde zorluk yaşar.
4 Kavram hakkında bkz. Acar, Xxxxx: Rehin Hukuku Dersleri, İstanbul 2015, s. 59; Xxxxxxxx, Xxxxxx: Xxxx Xxxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 832 vd; Xxxxxxx, M. Xxxxx/Xxxxxx, Özer/Xxxxx Xxxxxxx, Saibe: Xxxx Xxxxxx, 20. Baskı, İstanbul 2017, s. 1011-1012 vd; Sirmen, A. Lâle: Eşya Hukuku, 4. Baskı, Ankara 2016, s. 643 vd.
5 Diğer istisnalar ise, hava araçları ipoteği, maden cevheri rehni, kamuya açık yerlerin işletilmesinden doğan kamu borçları için bu yerlerdeki eşya üzerinde rehin, tarım kredi kooperatifleri ortaklarının ürünleri, hayvanları ve üretimleri ile ilgili makine ve araçları üzerinde rehindir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Oğuzman/Seliçi/Xxxxx Xxxxxxx, s. 1011-1012; Sirmen, Eşya, s. 643-645.
6 Bkz. Makaracı Başak, Aslı: Taşınır Rehni Sözleşmesi, İstanbul 2014, s. 34-35; Xxxxxx, Xxxxxxx/Xxxxxxxx, Ergon/Xxxxxxxxxx, Xxxxx: Xxxxx Xxxxxxxx Hukuku Temel Bilgiler, C. I, 14. Baskı, İstanbul 2016, s. 78.
7 Bkz. Kalpsüz, Xxxxxx: Xxxx Xxxxx, 5. Baskı, İstanbul 2004, s. 5.
A. Kuruluşu
Teslime bağlı taşınır rehninden söz edebilmek için öncelikle taraflar arasında geçerli bir rehin sözleşmesi yapılmalıdır8. Bu sözleşme rehin hakkı bakımından borçlandırıcı işlem niteliğindedir. Rehin sözleşmesi kural olarak şekle tabi değildir9.
Rehnin ayni sonuçlarını doğurabilmesi için geminin zilyetliğinin ala- caklıya veya güvenilir bir üçüncü kişiye10 bırakılması şarttır11. Başka bir ifade ile geminin zilyetliğinin devri, rehin bakımından kurucu niteliktedir12.
Taşınır rehninde rehin veren ve rehin alacaklısı kişiler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmemiştir13. Belirtelim ki, rehin verenin teslime bağlı taşınır rehni ile güvence altına alınan alacağın maliki olması da şart değildir14. Başkasının borcu için teslime bağlı taşınır rehni de kurulabilir15.
B. Kapsamı
Teslime bağlı taşınır rehni, taşınırı eklentileriyle birlikte kapsar (TMK
m. 947/I). Dolayısıyla gemi üzerinde teslime bağlı taşınır rehni kuruldu- ğunda geminin eklentileri de doğrudan rehnin kapsamında yer alır16. Rehin kurulduktan sonra eklenti haline gelen varlıkların da rehnin kapsamına gir- diği kabul edilmektedir17.
8 Rehin sözleşmesi, taşınır rehninin hukuki sebebi niteliğindedir. Bkz. Ergüne, Xxxxxx Xxxxxx: Hukukumuzda Taşınır Rehninin Özellikle Teslime Bağlı Taşınır Rehninin Kuruluşu, İstanbul 2002, s. 102. Taşınır rehni sözleşmesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Makaracı Xxxxx, s. 12 vd.
9 Rehin sözleşmesinin ölüme bağlı tasarruf niteliğinde olması halinde, sözleşmenin ölüme bağlı tasarruf için öngörülen şekide yapılması gerekir. Bkz. Xxxx, Xxxxx: Xxxxx Xxxxxx Xxxxxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 178-181; Makaracı Xxxxx, s. 150; Sirmen, Eşya, s. 651.
10 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Oğuzman/Seliçi/ Xxxxx Xxxxxxx, s. 1012-1016; Sirmen, Eşya, s. 651 ve 653; Acar, Xxxxx, s. 86.
11 Taşınır rehninin kazanılması için tasarruf işlemi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Acar, Rehin, s. 187-194.
12 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Cansel, Xxxx: Türk Menkul Rehni Hukuku, C.I, (TeslimŞartlı Menkul Rehni), Ankara 1967, s. 89; Xxxxxx, Rehnin Kuruluşu, s. 127; Acar, Xxxxx, s. 187.
13 Taşınır rehni sözleşmesinin tarafları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Makaracı Başak,
s. 14 vd.
14 Bkz. Acar, Rehin, s. 180.
15 Bkz. Akıntürk, s. 843; Acar, Rehin, s. 180.
16 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Acar, Rehin, s. 121.
17 Bkz. Acar, Rehin, s. 121.
Eklentiler rehin kapsamında sayıldığına göre taşınırın bütünleyici par- çaları da evleviyetle rehin kapsamında yer almalıdır18. Öte yandan, bütün- leyici parçanın yerel adetlere göre asıl şeyin unsuru olması ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe asıl şeyden ayrılmasına olanak bulunmaması da bu yorumu desteklemektedir.
C. Rehin Alacaklısının Hakları
Gemi üzerinde teslime bağlı taşınır rehni kurulduğunda, rehin hakkı devam ettiği sürece geminin zilyetliği rehin alacaklısında kalacağından19 rehinle güvence altına alınan alacak muaccel olmadan önce rehin hakkı sahi- bine inceleme ve denetleme hakları tanınmamıştır20. Geminin zilyetliğinin rehin alanda kaldığı süre boyunca rehin alan zilyetlik davalarından yarar- lanma21 ve rehin konusu geminin korunması ile bakımı için yaptığı masraf- ları talep etme hakkına sahiptir22.
Rehin alacaklısı, geminin korunması ve bakımı için yapılan masraflar için gemi üzerinde ödeme anına kadar hapis hakkını kullanabilir23. Hapis hakkının kullanılabilmesi için, geminin borçluya ait olup, onun rızasıyla zilyetliğinin rehin alacaklısında bulunması ve rehin konusu geminin alacak ile bağlantılı olması şarttır (TMK m. 950/I). Türk Medeni Kanunu’na göre kurulacak gemi rehni sözleşmeye dayalı bir rehin olduğundan rehin alacak- lısının geminin zilyetliğini borçlunun rızasıyla elinde bulundurması koşulu doğrudan gerçekleşmektedir. Bu noktada gemi ve alacak hakkındaki bağ- lantının tespiti önemlidir. Rehnin ticari bir ilişki nedeniyle doğmuş olması ve tarafların tacir olması halinde ise bu bağlantı var kabul edilir (TMK m. 950/II).
Ticari ilişki, ticaret hukukunda kullanılan bir ifade olmadığından bu fıkra kapsamında “ticari ilişki”den ne anlaşılması gerektiği açık değildir. Madde gerekçesinde “ticari ilişkilerden tacirler arasında doğan alacaklarda
18 Bkz. Acar, Rehin, s. 117-119, 188.
19 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Acar, Rehin, s. 85- 86.
20 Gemi ipoteği ve ticari işlemlerde taşınır rehninin sicil rehni niteliğinde olmaları nede- niyle rehin alacaklısı, rehinle güvence altına alınan alacağın muaceel olmasından önce de bir takım haklara sahiptir. Bu haklar konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. II-E-1ve III-F- 1 başlıkları.
21 Bkz. Sirmen, Eşya, s. 655.
22 Bkz. Oğuzman/Seliçi/Xxxxx Xxxxxxx, s. 1016-1018.
23 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Oğuzman/Seliçi/ Xxxxx Xxxxxxx, s. 1016-1018.
bu irtibat karine olarak varsayılmıştır24” cümlesine yer verilmiştir. Öğretide, ticari hayatta işlemlerin genellikle bireysel olarak ele alınamaması ve bir- birlerine girişik olmalarından ötürü bağlantı karinesine yer verildiği ileri sürülmüştür25. Bağlantı varsayımına ilişkin bu düzenlemenin uygulanabil- mesi için tanımı belirsiz olan ticari ilişki yerine, ilişkinin her iki tarafının tacir olması ve bu ilişkinin her iki taraf için de ayrı ayrı ticari iş niteliğinde olması aranmalıdır. Ticari iş, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen husus- larla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerdir (TTK m. 3). Her iki taraf tacir olmasına rağmen aradaki ilişkinin bir taraf için Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin II. fıkrasına göre ticari iş sayıldığı du- rumlarda bağlantı karinesi uygulanamaz26.
Rehin alacaklısı, rehinle güvence altına alınan alacağı muaccel olma- sına rağmen ödenmediği halde rehin konusu gemiyi paraya çevirterek elde edilen bedelden alacağını tahsil edebilir (TTK m. 946). Paraya çevirme işlemi kural olarak İcra ve İflâs Kanunu’nun 145 ila 147. maddeleri uyarınca yapılır. Öğretide, rehinle güvence altına alınan alacak muaccel olmadan önce tarafların anlaşarak rehin alacaklısının rehinli gemiyi kendisinin satarak ala- cağını tahsil etme konusunda da yetkilendirilebileceği kabul edilmektedir27.
Rehinle güvence altına alınan alacak henüz muaccel olmadan, ödenme- mesi halinde rehin konusu geminin mülkiyetinin rehin alacaklısına geçeceği hakkında yapılan anlaşmalar lex commissoria yasağı28 kapsamında geçer- sizdir (TMK m. 949). Bu anlaşmanın, rehinle güvence altına alınan alacak muaccel olduktan sonra yapılmasının ise önünde bir engel yoktur29.
D. Rehin Alacaklısının Yükümlülükleri
Rehin süresince geminin zilyetliği rehin alacaklısında kalacağı için, rehin alacaklısının uyması gereken bir takım yükümlülükler söz konusudur. İlk olarak, rehin alacaklısı rehin süresince geminin saklanması ve korunması için bütün önlemleri almalıdır. Rehin alacaklısı, geminin yok olması veya değerinin azalması yüzünden meydana gelen zararlardan sorumludur. Rehin
24 Bkz. TMK m. 950 Gerekçe.
25 Bkz. Xxxxxxx, Xxxxxx/Xxxxxx, Xxxxx: Sınırlı Xxxx Xxxxxx, İstanbul 1982, s. 522.
26 Bağlantı karinesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Çetiner, Bilgehan: Hapis Hakkı, İstanbul 2010, s. 91-94; Dinar, Cem: Türk Medeni Kanunu Kapsamında Hapis Hakkı, İstanbul 2016, s. 54-57.
27 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Oğuzman/Seliçi/ Xxxxx Xxxxxxx, s. 1020; Sirmen, Eşya, s. 655.
28 Kavram hakkında bkz. Acar, Rehin, s. 81-85.
29 Bu konuda bkz. II-E-2 başlığı.
alacaklısı söz konusu zararların gerçekleşmesinde kusurunun olmadığını ispat ederse sorumlu olmaz (TMK m. 945/I)30.
Rehin alacaklısı rehin süresi boyunca gemiyi kullanamaz ve gemi üzerinde tasarrufta bulunmaz31.
E. Sıra
Gemiler genellikle yüksek değeri haiz varlıklar oldukları için üzerle- rinde birden fazla taşınır rehni kurulabilir. Bu durumda rehinler arasındaki sıra ilişkisinin belirlenmesi rehin alacaklılarının hakları bakımından önem taşır32.
Taşınır rehnin geçerli olan öncelik ilkesi çerçevesince, bir taşınır üzerinde birden fazla rehnin varlığı halinde tarih bakımından daha önce kurulan rehin, daha sonra kurulanların önünde gelir (TMK m. 948/II). Dolayısıyla rehnin paraya çevrilmesi halinde ödeme öncelikle tarih sırasına göre daha eski olan rehnin alacaklısına yapılır (TMK 948/I). Öncelik ilkesi, taşınır üzerindeki ayni hak sahiplerinin anlaşması ile değiştirilebilir33.
F. Rehnin Sona Ermesi
Rehin asıl alacağa bağlı fer’i bir hak olduğundan, asıl alacağın sona ermesi rehin hakkını da kendiliğinden sona erdirir34. Asıl alacağın zaman- aşımına uğraması halinde borç sona ermeyip eksik borç haline geleceğinden, rehin hakkı sahibinin alacağını tahsil edememesi halinde geminin paraya çevrilmesini isteme hakkı devam eder35.
Bununla birlikte, rehin belirli bir süre için kurulmuşsa bu sürenin dol- ması ile36 bozucu şarta bağla olarak kurulması halinde bozucu şartın ger- çekleşmesi de rehnin sona ermesine neden olur.
Rehin alacaklısının hakkından vazgeçmesi37, rehin konusu geminin yok olması38 da rehni sona erdiren diğer nedenler arasında yer alır.
30 Bkz. Oğuzman/Seliçi/Xxxxx Xxxxxxx, s. 1018-1020.
31 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Oğuzman/Seliçi/ Xxxxx Xxxxxxx, s. 1018-1020.
32 Bkz. Oğuzman/Seliçi/Xxxxx Xxxxxxx, s. 1005; Sirmen, Eşya, s. 650.
33 Bkz. Oğuzman/Seliçi/Xxxxx Xxxxxxx, s. 1005.
34 Bkz. Cansel, s. 202; Acar, Xxxxx, s. 209.
35 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Cansel, s. 202; Acar, Xxxxx, s. 211.
36 Bkz. Acar, Rehin, s. 216.
37 Bkz. Cansel, s. 202; Acar, Xxxxx, s. 214.
Alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi, başka bir deyişle mülkiyet ve rehin hakkının aynı kişide birleşmesi de kural olarak rehni sona erdirir39. Ancak, rehnin temin ettiği alacağı kazanan kişinin kendi taşınırı üzerindeki rehnin devamında haklı bir menfaati varsa rehnin devam edebileceği kabul edilmektedir40.
Teslime bağlı taşınır rehni, geminin zilyetliğinin rehin alanda kalmasını öngördüğünden zilyetliğin kesin olarak kaybedilmesi de rehnin sona erme- sine neden olur (TMK m. 943/I)41. Alacaklının rızasıyla, geminin zilyet- liğinin rehin verenin hakimiyetinde bulunduğu sürece de rehin hakkı sona ermeyecek, ancak bu süre için askıda kalacaktır (TMK m. 943/II).
Rehnin alacağın son bulması, rehin alacaklısının hakkından vazgeç- mesi, rehin için öngörülen sürenin dolması, bozucu şartın gerçekleşmesi nedenleriyle sona erdiği durumlarda geminin zilyetliğinin rehin verene iade edilmesi gerekir42.
G. Bağlama Kütüğüne Kayıtlı Gemilerin Rehni
2009 yılında “Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hak- kında Kanun Hükmünde Kararname43”ye eklenen Ek 12. madde44 ile kurulan bağlama kütüğüne ilişkin temel düzenlemeler “Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği”nde45 yer almaktadır46. Anılan yönetmelik uyarınca, on sekiz grostonilatonun altında ve boyu iki buçuk metre ve üzerindeki; Milli Gemi Siciline veya Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilmemiş ticari gemi,
38 Bkz. Acar, Rehin, s. 214-15.
39 Bkz. Xxxxxx, 203; Acar, Xxxxx, s. 211-212.
40 Bkz. Oğuzman/Seliçi/Xxxxx Xxxxxxx, s. 1020-1021; Sirmen, Eşya, s. 658.
41 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Cansel, 206-207;
Acar, Rehin, s. 215.
42 Teslime bağlı taşınır rehni bakımından bu yönde olmak üzere bkz. Oğuzman/Seliçi/ Xxxxx Xxxxxxx, s. 1020-1022.
43 Bkz. RG., 18.08.1993, S. 21673.
44 Anılan madde 5897 sayılı “Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 1. maddesi ile KHK’ya eklenmiştir. Bkz. RG., 16.05.2009, S. 27230.
45 Bkz. RG., 25.09.2014, S. 29130.
46 Bağlama Kütüğü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Xxxxxx, Kerim: “Bağlama Kütüğü: Yasama Amacı, Uygulama Alanı ve Özel Hukuk Kurallarına Etkisi”, BATİDER 2009,
C. XXV, S. 4, s. 318 vd; Xxxxx, Xxxx: Türk Deniz Hukukunda Yeni Bir Düzenleme: Bağlama Kütüğü, Prof. Dr. Xxxxx Xxxxx’a Armağan, C. I, Ankara 2010, s. 63 vd.; Xxxxx, Xxxxxx: Yeni Bağlama Kütüğü Rejimi Üzerine Değerlendirmeler, AÜHFD 2015, C. LXIV, S. 1, s. 104 vd.
deniz ve iç su araçları ile boyu iki buçuk metre ve üzerindeki özel kullanıma mahsus gemi, deniz ve iç su araçlarının bağlama kütüğüne kaydedilmesi gerekir (Yön. m. 6/I, m. 9/I). Bağlama kütüğünün oluşturulmasındaki temel amaç, kayıtsız deniz ve iç su araçlarının kayıt altına alınmasıdır47.
Bağlama Kütüğü, hukuken bir sicil niteliğinde değildir48. Bu nedenle bağlama kütüğüne kaydedilen gemiler üzerinde gemi ipoteği kurulması mümkün olmaz. Yönetmeliğin “Kaydedilecek Takyidatlar” başlıklı 10. mad- desinde, rehnin de bağlama kütüğüne kaydedilecek hususlar arasında sayıl- mış olmasına rağmen, burada kastedilenin Türk Medeni Kanunu hükümle- rine kurulan teslime bağlı taşınır rehni olduğunun kabulü gerekir49. Yukarıda da belirtildiği şekilde taşınır rehni, zilyetliğin devri ile kurulmaktadır50. Dolayısıyla bağlama kütüğüne yapılacak kaydın rehnin kuruluşu bakımından herhangi bir etkisi bulunmamaktadır51. Bağlama Kütüğü’ne kaydedilmesi gerektiği halde kaydedilmemiş deniz ve iç su araçları üzerinde de teslime bağlı taşınır rehni kurulabilir52. Bununla birlikte Bağlama Kütüğü’ne kayıtlı bir geminin sonradan ihtiyari olarak Milli Gemi Sicili’ne tescili halinde bu gemi üzerinde gemi ipoteği kurulabilecektir53.
47 Bkz. Xxxxxx, Bağlama Kütüğü, s. 328-329; Demir, s. 110-111.
48 Bu yönde bkz. Xxxxxx, Bağlama Kütüğü, s. 343-344; Xxxxx, s. 120; Sözer, Xxxxxx: Deniz Ticareti Hukuku – I, Giriş-Gemi-Donatan ve Navlun Sözleşmeleri, 5. Xxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 105-106. Krş. Bağlama Kütüğü’nün sicil niteliğinde olduğu konusunda bkz. Algantürk Light, Didem: “Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği Hakkında Değerlendirmeler” İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2009, Y. VIII, S. 16, s. 51.
49 Bkz. Xxxxxx, Bağlama Kütüğü, s. 353; Xxxxx, s. 153. Aksoy ve Demir, mevcut düzen- lemeler karşısında bağlama kütüğüne kayıtlı araçlar üzerinde teslimsiz rehin kurulama- yacağını belirtmekle birlikte bu araçlar üzerinde teslimsiz rehne olanak sağlanmasının isabetli olacağını da belirtmektedirler. Bkz. Aksoy, s. 103-104; Xxxxx, s. 154; Seven, Vural: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na Göre Taşınır (Varlık) Rehni, 2. Baskı, İstanbul 2019, s. 65-66. Krş. Bağlama Kütüğü’ne kayıtlı araçlar üzerinde teslimsiz rehin kurulabileceği konusunda bkz. Algantürk Light, s. 52.
50 Bkz. I-A başlığı.
51 Bkz. Xxxxxx, Bağlama Kütüğü, s. 344; Sözer, s. 106.
52 Bkz. Demir, s. 154.
53 Bkz. Demir, s. 154-155. Xxxxx, Bağlama Kütüğü’ne kayıtlı geminin Milli Gemi Sicili’ne tescil edilmesi halinde Bağlama Kütüğü’ndeki kaydın silinmesini öngören Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği m. 20/I-d’nin 655 sayılı KHK’ya aykırı oldu- ğunu ileri sürmekte ve söz konusu geminin Bağlama Kütüğü’ndeki kaydı silinse de silinmesede de üzerinde gemi ipoteği kurulabileceğini belirtmektedir. Bkz. Demir, s.
155. Ayrıca bkz. Antalya, Gökhan/Acar, Xxxxx: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni, 2. Baskı, İstanbul 2017, s. 69; Xxxxx, Xxxxxx Xxxxxxx: 6750 Sayılı Kanuna Göre Rehne Konu Olabilecek Taşınırlar, Ankara 2017, s. 68
Mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu döneminde, Türk Ticaret Kanunu uyarınca gemi niteliğini haiz olmayan araçlar üzerinde ticari işletme rehni kurulması yoluyla sicil rehninin mümkün olduğu; ancak bu araçların bağ- lama kütüğüne tescilinin zorunlu hale getirilmesiyle bu yolun da kapatıldığı ileri sürülmüştü54. Günümüzde yürürlükte olan Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, işletme envanterinde bulunan ve rehni özel sicillerine kayda bağlı olan taşınır varlıkları kural olarak kapsam dışında bırakmıştır55. Rehin hakkında Bağlama Kütüğü’ne yapılacak kayıt, hak kazanımı bakımından etkili olmadığından, Bağlama Kütüğü’ne kayıtlı araçlar üzerinde münferiden ticari işlemlerde taşınır rehni kurulmasının önünde bir engel bulunmadığı düşüncesindeyiz56.
II. TÜRK TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE SÖZLEŞMEYE DAYALI GEMİ REHNİ – SÖZLEŞMEYE DAYALI GEMİ İPOTEĞİ
A. Genel Olarak
Gemiler hukuki niteliği itibariyle taşınır eşya olmalarına rağmen, üzer- lerindeki kurulacak ayni haklar bakımından Türk Ticaret Kanunu’nda özel düzenlemeler öngörülmüştür. Bu düzenlemelerden bir tanesi de gemilerin rehni konusundadır. Türk Ticaret Kanunu uyarınca sicile tescilli gemiler üzerinde rehin hakkı yalnızca gemi ipoteği57 yoluyla kurulabilir (TTK m. 1014/I, c. 3). Türk Ticaret Kanunu’nun bu düzenlemesi Türk Medeni Kanu- nu’nun 939 maddesinin ifadesi ile teslime bağlı taşınır rehni bakımından ayrık durum olarak değerlendirilmelidir58.
Aksini öngören kanun düzenlemeleri saklı olmakla birlikte, Türk Ticaret Kanunu’nun deniz ticaretine ilişkin hükümlerinin temel uygulama alanı ticaret gemileridir (TTK m. 935/I). Ticaret gemisi, “Suda ekonomik menfaat sağlama amacına tahsis edilen veya fiilen böyle bir amaç için kul- lanılan her gemi, kimin tarafından ve kimin adına veya hesabına kullanılırsa kullanılsın ticaret gemisi sayılır” şeklinde xxxxxxxxxxxxxxxx (XXX x. 000/
00 Xxx. Xxxxxx, Bağlama Kütüğü, s. 313-314 ve 354. Krş. Demir, s. 156-157. Kanımızca bu noktadaki tartışma TİTRK’in yürürlüğe girmesi ile birlikte sona ermiştir.
55 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. III-B-1 başlığı.
56 Krş. Seven, s. 66.
57 Gemi ipoteği kavramı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Xxxxxx, Xxxxx: “Gemi İpoteği Hükümlerinin Yasama Tarihçesi”, Prof. Dr. Xxxx Xxxxxxx’x Xxxxxxx, X. X, Xxxxxxxx 0000, s. 249-315.
58 Bkz. Yargıtay HGK., 10.02.1999, E: 1999/43, K:1999/67 (xxxxxxx.xxx.xx); 11. HD.,
19.06.1995, E: 1995/3110, K: 1995/3688 (xxxxxxx.xxx.xx).
II). Ancak gemi ipoteği sadece ticaret gemileri için öngörülmemiştir. Özel amaçlarla kullanılan gemiler, gezinti ve spor tekneleri, bilimsel amaçlarla kullanılan araştırma ve eğitim gemileri de tescil edilmiş olmak kaydıyla gemi ipoteğinin konusunu oluşturabilirler59.
On sekiz grostonilatodan büyük ticaret gemileri için tescil zorunlu- luktur (TTK. m. 957). Tescil, gemi siciline veya Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne yapılmış olabileceğinden60 bu gemiler üzerinde gemi ipoteği kuru- labilir. On sekiz grostonilatodan küçük bir ticaret gemisi üzerinde gemi ipoteği kurulabilmesi ise geminin sicile tescil ettirilmiş olmasına bağlıdır.
Münhasıran bir kamu hizmetine tahsis edilmiş gemiler ile donanmaya bağlı savaş gemileri üzerinde gemi ipoteği kurulamaz (TTK m. 935/II). Zira, bu gemilerin tescili söz konusu değildir (TTK m. 958).
Herhangi bir gemi siciline tescil edilmeyen gemiler Türk Medeni Kanunu’nun taşınır rehnine ilişkin hükümleri dairesinde zilyetliklerinin dev- redilmesi yoluyla rehnedilebilirler. Yabancı bir gemi siciline tabi gemiler üzerinde de gemi ipoteği kurulması mümkün değildir.
Gemi ipoteğinin yalnız tescilli gemiler üzerinde kurulabilmesinin istis- nası, geminin Türk Bayrağı çekme hakkına sahip olan kişiler tarafından yabancı bir ülkede iktisap edilip henüz gemi siciline yahut Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne tescil edilmemiş olması halinde gündeme gelir. Bu gemiler üzerinde bayrak şahadetnamesine şerh verilerek gemi ipoteği kurulabilir. Gemi tescil edildiğinde bu şerh sicile resen aktarılır (TTK m. 1015/V).
Gemi ipoteği, geminin zilyetliğinin devrine gerek olmaksızın sicile tescil ettirilmek suretiyle gemi üzerinde rehin hakkı kurulmasına olanak sağ- lar61. Gemilerin gerek saklama ve bakımlarının zorluğu, gerekse xxxxx xxxx- retinde kullanılmak suretiyle malike önemli ekonomik menfaat sağlama özelliği göz önünde bulundurulduğunda bu rehin yöntemi taraflar açısından geminin zilyetliğinin devredilerek rehnedilmesinden daha işlevseldir62.
B. Gemi İpoteğinin Kuruluşu
Gemi ipoteğinin kuruluşu, gemi maliki ve müstakbel ipotek alacaklısı arasında bir sözleşme yapılması ve bu sözleşmenin gemi siciline tescili edil- mesi olmak üzere iki aşamada gerçekleşir (TTK m. 1015/I).
59 Bkz. Kalpsüz, s. 88; Sözer, s. 149.
60 Bkz. Sözer, s. 147.
61 Bkz. Kalpsüz, s. 40; Sözer, s. 137.
62 Bkz. İzveren, Adil: Deniz Ticaret Hukuku, Ankara 1960; s. 65; Xxxx, Xxxx: Xxxxx Xxxxxxxx Xxxxxx I, Giriş-Gemi-Donatan ve Donatma İştiraki-Gemi Adamları, 2. Xxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 1778-179; Kalpsüz, s. 40; Sözer, s. 138.
İpoteğin kurulması için gerçekleştirilmesi gereken ilk aşama olan63 gemi maliki ile müstakbel ipotek alacaklısı arasında akdedilecek sözleşme borçlandırıcı işlem niteliğindedir. Söz konusu sözleşme ile malik gemisi üze- rinde müstakbel ipotek alacaklısı lehine Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemi ipoteği kurma taahhüdünde bulunur; müstakbel ipotek alacaklısı da bu konuda malike karşı kişisel bir talep hakkı kazanmış olur64. Sözleşme- nin geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki ipotek tesisini gerektiren bir alacağın geçerli ve mevcut veya en azından muhtemel olması gerekir65. Sözleşmenin şarta bağlı olarak yapılması mümkündür66. Şekil yönünden bu sözleşmenin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına ve imzaların noter tara- fından onaylanmasına bağlanmıştır67. Bununla birlikte, sözleşmenin gemi sicili yetkilisi huzurunda imzalanması halinde noter onayına ihtiyaç duyul- maz (TTK m. 1015/II).
Hemen belirtelim ki, Türk Ticaret Kanunu gemi ipoteği kurulması için yapılacak bu sözleşmenin tarafları hakkında kişi bakımından bir sınırlan- dırma getirmemiştir68. Lakin, gemi ipoteğinden bahsedebilmek için taraflar- dan birinin gemi maliki olması eşyanın doğası gereğidir. Öğretide, gerçekte malik olmamakla birlikte sicilde malik olarak görülen kimse ile yapılacak sözleşmenin, alacaklı iyi niyetli ise sicile güven ilkesi gereği69 gemi üzerinde ipotek hakkının kazanılmasına neden olur70. Öte yandan sicilde malik olarak gözükmeyen gerçek malik, sicildeki kaydı düzelttirmedikçe gemi ipoteği kuramaz71.
63 Bkz. Kalpsüz, s. 64.
64 Bkz. Sözer, s.142.
65 Bkz. Okay, s. 186; Kalpsüz, s. 65. Yazarlar, rehin sözleşmesinin geçerli olabilmesi için taraflar arasında mevcut veya muhtemel bir borç ilişkisinin varlığının gerektiğini belirt- mektedirler. Ancak, rehin alacağa bağımlı olup onu temin etmektedir ve borç ilişkisi ile bağlantısı da bu nedenledir. Dolayısıyla, rehin sözleşmesinin geçerli olabilmesi için “mevcut veya muhtemel bir borç ilişkisi” yerine “mevcut veya muhtemel bir alacağın” varlığının aranması daha isabetli olacaktır. Nitekim, ipoteğin güvence kapsamını düzenleyen TMK m. 851’de de borç ilişkisinden değil, alacaktan söz edilmektedir.
66 Bkz. Kalpsüz, s. 65.
67 Mehaz Alman Hukuku’nda bu anlaşmanın şekle tabi olmadığı ve öngörülen şeklin Türk Hukuku’na giriş süreci hakkında bilgi için bkz. Kalpsüz, s. 67 ve dn. 108.
68 Ticari işlemlerde taşınır rehninde ise rehin sözleşmesi ancak TİTRK’in öngördüğü taraflar arasında kurulabilir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. III-C başlığı.
69 Gemi sicili bakımından sicile güven ilkesi sınırlı olarak uygulama alanı bulur. İpotek hakkı, sicile güven ilkesinin uygulama alanı sınırları içerisinde yer alır (TTK m. 983/I).
70 Bkz. Okay, s. 186; Kalpsüz, s. 66; Sözer, s. 144.
71 Bkz. Okay, s. 186.
Taraflar arasında yapılacak bu sözleşme, gemi ipoteğinin kurulması bakımından yeterli değildir; ipoteğin gemi siciline tescil edilmesi de gerekir. Söz konusu tescil kurucu etkiyi haizdir72. Gemi ipoteğinin tescilinde sicile geçirilecek hususlar Türk Ticaret Kanunu’nun 1016. maddesinde belirtil- miştir73.
Gemi ipoteğine konu olan gemi, ticari bir işletmenin envanterinde yer alıyorsa gemi ipoteğinin ticari işlemlerde taşınır rehni işlemleri için kurul- muş özel bir sicil olan Rehinli Taşınır Sicili’ne de bildirilmesi gereklidir (Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği m. 13/4)74.
C. Kapsamı
Gemi ipoteğinin kapsamı hem Türk Medeni Kanunu’na atıf yapılarak hem de Türk Ticaret Kanunu’nun 1020 ila 1029 maddeleri arasında düzen- lenmiştir. Gemi ipoteğinin kapsamının belirlenmesinde Türk Medeni Kanu- nu’nun taşınmaz rehnine ilişkin 862 ve 863. maddeleri de uygulama alanı bulur (TTK m. 1020/I). Bunun yanında Türk Ticaret Kanunu’nun 1020 ila 1029 maddeleri uyarınca da ipotek kapsamına gemi, gemi payı, geminin bütünleyici parçaları, eklentileri, gemi yerine geçen satış veya kamulaştırma bedelleri ile tazminat istemleri ve sigorta tazminatı dahildir.
1. Gemi
Gemi ipoteğinin kapsamına girecek ilk husus tereddütsüz geminin ken- disidir. Bu nedenle ipotek tesis edilirken üzerinde ipotek kurulan geminin açıkça belirtilmesi zorunludur75. Aşağıda görüleceği üzere, ipotek kapsamına giren diğer hususlar esasında gemiye bağlı olarak belirlenmiştir.
Gemi üzerinde birden fazla kişinin paylı mülkiyet esaslarına göre bir- likte mülkiyeti söz konusu ise her paydaş kendi payı üzerinde de gemi ipoteği kurabilir. Bu durumda ipotek, geminin tamamını değil gemi payını kapsar76.
72 Bkz. İzveren, s. 68; Okay, s. 186; Kalpsüz, s. 69; Xxxxxx/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 80;
Sözer, s. 143.
73 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Kalpsüz, s. 73 vd.
74 Düzenlemede “gemi” ifadesi kullanılmış olmasına rağmen bunun “tescilli gemi olarak” anlaşılması gerektiği konusunda bkz. Xxxxxxxxx, Xxxx Xxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda Sicilli Taşınır Varlıkların Durumu ve Ticari İşletme Rehninin Bunlar Üzerindeki Etkileri, BATİDER, C. XXXIII, S. 2, 2017 s. 188.
75 Bkz. Kalpsüz, s. 87.
76 Bkz. Kalpsüz, s. 89-91.
Bütünleyici parçaların asıl şeyin hukuki kaderine bağlı olmalarının sonucu olarak geminin bütünleyici parçaları da ipoteğin kapsamındadır77. Sadece gemi ipoteği kurulurken gemide bulunanlar değil, sonradan gemiye eklenen bütünleyici parçalar da ipoteğin kapsamında yer alır78. Yalnız, bütünleyici parça alacaklı gemiye el koymadan önce gemiden sürekli olarak uzaklaştırılırsa ipotek kapsamından çıkar (TTK m. 1020/III). Esasında Türk Medeni Xxxxxx’xxx bütünleyici parça tanımı uyarınca (TMK m. 684/II) ipotek tesis edildikten sonra, bütünleyici parçanın asıl eşyadan ayrılmasının mümkün olmaması gerekir. Bu nedenle Sözer, Türk Ticaret Kanunu’nun 1020. maddesinin III. fıkrasının gemi ile bütünleyici parçaları arasındaki ilişkinin Türk Medeni Kanunu’nda öngörülen ilişki kadar sıkı olmadığını ortaya koyduğunu belirtmektedir79. Bütünleyici parçanın gemi ipoteği kap- sa-mından çıkarılması için, uzaklaştırmanın sürekli olması gerekir. Bu kapsamda tamir amacıyla bütünleyici parçanın gemiden uzaklaştırılması ha- linde bütünleyici parça ipotek kapsamından çıkmayacaktır80. Ayrılan bütün- leyici parça yerine yenisinin gemiye dahil edilmesi halinde ise gemi ipoteği bu yeni bütünleyici parçayı kapsar. Örneğin, eskiyen pervanenin gemiden ayrılıp yerine yenisinin takılması halinde eski pervane ipotek kapsamından çıkacak, yeni pervane ise ipotek kapsamına dahil olacaktır81. İpotekli gemi- nin bütünleyici parçalarının haczedilmeleri, bunların bütünleyici parça nite- liklerinin kaybına neden olmaz82.
Tıpkı bütünleyici parçalar gibi geminin eklentileri de gemi ipoteğinin kapsamı içinde yer alır. Sadece gemi ipoteği kurulurken gemide bulunanlar değil, sonradan gemiye eklenen eklentiler de ipoteğe dahildir. Gemi ipoteği kurulduğunda mevcut olan, ancak mülkiyeti malikten başka bir kişiye ait olan eklentiler, ipotek alacaklısının iyi niyetli olması halinde gemi ipoteği kapsamında yer alır. Öte yandan, sonradan eklenen eklentilerin mülkiyeti
77 Bkz. İzveren, s. 69; Okay, s. 189; Kalpsüz, s. 91; Xxxxxx/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 81;
Sözer, s. 152.
78 Bkz. Okay, s. 189; Akıncı, Xxxx: Türk Hukukunda Gemi İpoteği, Ankara 1958, s. 85;
Sözer, s. 154.
79 Bu konuda bkz. Sözer, s. 153. Xxxxx’x göre, TTK m. 1020/III’ün uygulanabilmesi için bütünleyici parçanın yalnız malikin veya kaptanın kişisel tercihi ile değil, teknik veya işletmesel nedenler dolayısıyla gemiden ayrılmış olması gerekir (Sözer, s. 153-154).
80 Bkz. Kalpsüz, s. 92-93; Sözer, s. 154.
81 Esasında TTK m. 1020/III hükmünün sadece bu ihtimalde uygulanması daha doğrudur. Zira, geminin bütünleyici parçasının gemiden ayrılıp yerini yenisinin almadığı durumda araç gemi özelliğini kaybeder. Krş. TTK m. 1020/III’ün uygulanma imkanının bulun- madığı konusunda bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 81.
82 Bkz. 12. HD., 27.09.2012, E: 2012/10586, K: 2012/28149 (xxxxxxx.xxx.xx).
geminin malikinden başka bir kişiye aitse, gemi üzerinde kurulan ipotek bu eklentileri kapsamayacaktır (TMK s. 862/III) 83. Taraflar anlaşarak gemiye sonradan eklenen eklentileri ipotek kapsamı dışında bırakabilirler. Ayrıca, eklentiler, alacaklı lehine gemiye el konulmadan önce normal bir işletmenin gereği olarak84 gemiden uzaklaştırılırsa gemi ipoteğinin kapsamından çıkarlar (TTK m. 1020/II).
2. Xxxx Xxxxxx
Üzerinde ipotek kurulan geminin kiraya verilmiş olması halinde kira bedeli de ipotek kapsamındadır. Gemi kira sözleşmeleri Türk Ticaret Kanunu’nun 1119 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Xxxxx ile diğer taraf kendi aralarındaki ilişkiyi “kira” olarak adlandırsalar dahi, bu ilişki Türk Ticaret Kanunu’nun 1119 ve devamı maddeleri kapsamına girmiyorsa hukuken gemi kirasından ve kira bedelinden söz edilemez (TBK m. 19)85. Bununla birlikte, Türk Ticaret Kanunu’nda gemi kira sözleşmeleri arasında
83 Bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 81. İsviçre Federal Mahkemesi, Türk öğretisinde tartışmalara neden olması bakımından önem taşıyan 1934 tarihli kararında mülkiyeti saklı tutularak bir taşınmaz eklentisi haline gelen şeyin, taşınmazın ipotek edilmesi halinde ipoteğin kapsamına girmeyeceğini kabul etmiştir (BGE 60 II 195, Karar hakkında bilgi için bkz. Sözer, s. 155). Yargıtay’da benzer bir uyuşmazlığa ilişkin kararında “ipotekli alacaklı üçüncü kişiye ait teferruat üzerinde rehin hakkı kazanamaz” ifadelerini kullanarak İsviçre Federal Mahkemesi ile benzer bir tutum sergilemiştir. Bkz. 19. HD., 01.06.2000, E: 2000/969, K: 2000/4282 (xxxxxxxxx.xxx). Öğretide bu konuya ilişkin tartışmalar için bkz: Xxxxxxxx, Seza: İpoteğin Kapsamı – Hükümleri ve Uygu- lamada Ortaya Çıkan Sorunlar, Ankara 1979, s. 22; Xxxxxx, İpotek, s. 84-85; Xxxxxen, s. 69; Kalpsüz, s. 94;Xxxx, Xxxxx/Xxxxxx, Xxxxxxx: Deniz Ticareti Hukuku I, Giriş- Gemi-Donatan ve Kaptan, 15. Xxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 117-118; Sözer, s. 155-158; Can, Mertol: Deniz Ticareti Hukuku, C. I, Ankara 2000, s. 126. TMK 862/III hükmünün uygulanabilmesi için eklentinin gemi maliki dışındaki malikinin iyi niyetli olmasının gerekip gerekmediği konusundaki tartışmalar için bkz. Okay, s. 189-191; Kalpsüz, s. 95-96; Sözer, s. 155-158.
84 Malikin veya kaptanın kişisel tercihleri ile eklentinin gemiden ayrılması, ipotek kapsamından çıkması için yeterli olmaz. Eklentinin ipotek kapsamından çıkabilmesinin için mutlaka objektif nedenlerle gemiden ayrılmış olması gerekir. Bu koşul 6762 sayılı TTK döneminde bütünleyici parçaların da gemi ipoteği kapsamından çıkarılması için aranmaktaydı. Kanun’un bu tercihi öğretide Sözer tarafından haklı olarak eleştirilmişti. Bkz. Sözer, Xxxxxx: Xxxxx Xxxxxxxx Xxxxxx, Gemi-Donatan-Taşıyan ve Deniz Ticareti Hukuku’nda Sorumluluk Rejimi, İstanbul 2011, s. 284-285. TTK ise söz konusu koşulu sadece eklentilerin ipotek kapsamından çıkarılması için aramaktadır. Teknolojik geliş- meler nedeniyle artık o eklentiye ihtiyaç duyulmaması; teknolojiden bağımsız olarak eklentinin eskimesi nedeniyle gemide bulunmasının artık bir fayda sağlamaması gibi nedenler eklentinin gemiden ayrılması için objektif nedenlere örnek olarak gösterilebilir.
85 Bu konuda bkz. Sözer, s. 158.
sayılmayan zaman çarteri sözleşmesinin hukuki niteliği dikkate alınırsa bu sözleşme kapsamında tahsil edilecek bedelin de kira bedeli kapsamında ka- bul edilmesi doğru olur. İpotek kapsamına girecek kira bedeli, rehnin paraya çevrilmesi için takibe başlandığı veya borçlunun iflâsına karar verildiği tarihten, geminin paraya çevrilmesi anına kadar geçecek süre içerisinde muaccel olacak kiralar için söz konusudur (TMK m. 863/III)86.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan navlunun da gemi ipoteği kapsamında yer alacağına87 ilişkin hüküm, Türk Ticaret Kanunu’na alınmadığı için günümüzde navlun, gemi ipoteği kapsamında değildir88.
4. Satış veya Kamulaştırma Bedelleri ile Tazminatlar
Üzerinde ipotek hakkı kurulan geminin satışı yahut kamulaştırılması halinde89 malike ödenen bedeller de rehin hakkı kapsamında sayılmıştır. Ayrıca gemiye verilen zarar dolayısıyla malikin üçüncü kişilere karşı olan tazminat talepleri de gemi ipoteğinin kapsamına dahildir (TTK m. 1020/IV). Yalnız geminin sigortanmış olduğu durumlarda üçüncü kişi tarafından gemiye zarar verilmesi halinde, tazminat hakkında sigortacının halefiyeti göz önünde bulundurulmalı; zarar sigortacı tarafından tazmin edilmiş ise üçüncü kişiye karşı ileri sürülebilecek tazminat hakkının kanunen sigortacıya geçe- ceği unutulmamalıdır (TTK m. 1472).
5. Sigorta Tazminatı
Gemi ipoteğinin kapsamına giren hususlarla ilgili olarak gemi maliki- nin menfaatinin kendisi tarafından veya onun lehine başkası tarafından (başkası lehine sigorta) sigortalanmış olması halinde sigorta tazminatı gemi ipoteğinin kapsamında yer alır90. Bu konu Türk Ticaret Kanunu’nun 1022 ila 1029. maddelerinde oldukça kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Lakin bu düzenlemelerin önemli bir bölümü Türk Ticaret Kanunu’nun Sigorta Hukuku kitabında yer alan 1456. maddesinde yer alan düzenlemenin tekrarı niteğindedir. 1456. maddede yer alan düzenlemeler gemi üzerinde yapılacak
86 Bkz. İzveren, s. 70; Sözer, s. 158-159.
87 6762 sayılı TTK döneminde bu konu için bkz. Okay, s. 191-192; Kalpsüz, s. 96-98.
88 Gemi ipoteği kapsamından çıkarılmasının gerekçesi olarak navlunun, geminin işletil- mesinden değil, yük taşıma taahhüdünün ifası karşısında talep edilebilecek bir ücret olması gösterilmiştir. Bkz. TTK m. 1020 Gerekçe.
89 Geminin kamulaştırılmasının pek rastlanan bir olay olmadığı konusunda bkz. Kender/ Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 81.
90 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Kalpsüz, s. 98-123; Xxxxxx/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 81-84; Sözer, s. 159-166.
sigortalar dahil tüm mal sigortaları bakımından uygulama alanı bulacağın- dan, Türk Ticaret Kanunu’nun Deniz Ticareti Kitabında sadece gemi ipote- ğine ilişkin 1456. maddeden farklılık taşıyan düzenlemelerin belirtilmesi kanun yapma tekniği bakımından daha doğru olurdu.
D. Gemi İpoteği ile Güvence Altına Alınan Alacaklar
Türk Ticaret Kanunu’nda gemi ipoteği ile güvence altına alınan ala- caklar Türk Medeni Kanunu’nun 875. maddesinin I. fıkrası ile 876. mad- delerine göre belirlenir (TTK m. 1018/I). Buna göre ipotek ile güvence altına alınan alacakların; asıl alacak, kararlaştırılmışsa anapara faizi, temerrüt faizi ve gemi ipoteği ile temin edilen asıl alacakla birlikte yan edimler (tali edalar) de öngörülmüşse bu yan edimler, sigortacıya yapılan ödemeler ile ihbar ve takip masrafları şeklinde sıralanması mümkündür.
Sigortacıya yapılan ödemelerden kasıt, gemi üzerinde yapılmış sigorta sözleşmesinde sigorta ettirenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde sigorta sözleşmesinin sona ermesini engellemek için ipotek alacaklısı tara- fından yapılan ödemelerdir. Sigortacı, ipotek alacaklısının yapacağı bu öde- meleri kabul etmekle yükümlüdür (TTK m. 1029).
E. İpotek Alacaklısının Hakları
Alacaklı gemi ipoteği ile alacağını güvence altına almaktadır. İpotek hakkı ayni bir haktır; alacaklıya ipotek konusu olan gemi üzerinde doğrudan doğruya, herkese karşı ileri sürülebilen mutlaklık sağlar. İpoteğin hükümleri esas olarak alacağın muaccel olması ile başlar. Ancak, gemi ipoteğinde ge- minin zilyetliğinin malikte kalmaya devam ediyor oluşu alacaklı bakımından bir risktir. Zira, gemi malik tarafından ticari faaliyetlerde kullanılmaya de- vam edilecektir. Bu faaliyetler sırasında çeşitli nedenlerle geminin değerinde azalmalar olabilir. Söz konusu riski güvence altına alabilmek için91, alacak- lıya alacağı muaccel olmadan önce de bir takım haklar sağlanmıştır.
1. Alacak Muaccel Olmadan Önce
Alacak muaccel olmadan önce geminin değerinde azalma meydana gelmesi nedeniyle ipoteğin sağladığı teminatın tehlikeye düşmesi halinde alacaklı, zararın nedenine göre değişen haklara sahiptir. Bu kapsamda ipotek kapsamına giren eklentinin kötüleşmesi veya normal bir işletmenin gerek-
91 Bkz. Kalpsüz, s. 137 vd; Sözer, s. 168-169.
lerine aykırı olarak gemiden uzaklaştırılması da geminin kötüleşmesi hük- mündedir92.
Öncelikle, geminin değerindeki azalma malikin kusuru olmaksızın objektif nedenlerden kaynaklamışsa, alacaklı, tehlikenin giderilmesi için malike uygun bir süre verebilir. Bu süre içinde tehlike malik tarafından giderilmezse alacaklı, o andan itibaren ipoteği paraya çevirme hakkını elde eder (TTK m. 1030/I). Alacaklı tarafından malike verilecek sürenin tehlike- nin çeşidine göre belirlenmesi ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine uygun şekilde kullanılması gerekir. Hemen belirtelim ki, malikin kusuru olmaksızın ortaya çıkan değer kayıplarında, ipotekli alacaklının yukarıdaki haklarını kullanabilmesi için zararı ipoteğin sağladığı teminatı tehlikeye düşürecek nitelikte olması gerekmektedir.
Öte yandan, malikin gemiyi işletme tarzı nedeniyle93 gemide veya tesi- satında, ipoteğin sağladığı teminatı tehlikeye düşürecek veya ipotekli ala- caklının haklarının başkaca tehlikeye girmesinden kaygı duyulacak bir durum gerçekleşirse, alacaklı mahkemeye başvurarak geminin ihtiyaten hac- zine, gerekli görülürse geminin kaptandan başka bir yediemine bırakılmasına ve malikin ihtiyati haczin uygulanmaya başlamasından başlayarak bir aylık süre içerisinde gerekli önlemleri almasına karar verilmesini isteyebilir. İpotekli alacaklının bu hakkı, malikin gemiye üçüncü kişiler tarafından yapılan müdahale ve tahribatlara karşı gerekli önlemleri almaması halinde de geçerlidir. Ayrıca üçüncü kişinin fiilleri nedeniyle geminin, ipoteğin sağla- dığı teminatı tehlikeye düşürecek derecede kötüleşmesinden kaygı duyu- lursa, alacaklı, üçüncü kişi aleyhine bu fiilin önlenmesi davasını açabilir (TTK m. 1030/II).
2. Alacak Muaccel Olduktan Sonra
İpoteğin asıl işlevi güvence altına alınan alacağın muaccel olması ile ortaya çıkar. İpotekle güvence altına alınan alacak vadesi geldiğinde xxxx- diğinde gemi ipoteği de kendiliğinden sona erer94. Buna karşın, alacağın muaccel olmasına rağmen borçlu tarafından ifa edilmemesi halinde ipotekli
92 Bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 87.
93 “Gemide kaçak eşya taşınarak müsadere tehlikesinin arttırılması, kuru yük gemisinin maden cevheri naklinde kullanılması, Akdeniz limanları arasında çalışan geminin, kış mevsiminde Kuzey Buz Denizine sefere gönderilmesi, teknenin kasko sigortasının yeni- lenmemesi vs. ise, gemiyi işletme tarzı neticesi olarak ipoteğin sağladığı teminatın azalmasına misal teşkil eder.” Kalpsüz, s. 138.
94 Bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 88.
alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak alacağını tahsil etme imkanına sahiptir. Geminin paraya çevrilmesi, İcra ve İflâs Kanunu’nun taşınmazların paraya çevrilmesi hükümlerine göre gerçekleştirilir (TTK m. 1383).
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda ipotekle güvence altına alacağın muaccel olmasından önce geminin mülkiyetinin ipotekli alacaklıya bırakılmasını öngören sözleşmeler lex commissoria yasağı kapsamında ge- çersiz sayılmıştı (6762 sayılı TTK m. 917/I, m. 919). Bu düzenleme yürür- lükteki Türk Ticaret Kanunu’na alınmamakla birlikte Türk Ticaret Kanu- nu’nun, Türk Medeni Kanun ile olan ilişkisi (TTK m. 1) göz önünde tutu- larak lex commissoria yasağının devam ettiği söylenebilir (TMK m. 949)95. Alacağın muaccel olmasından sonra geminin mülkiyetinin ipotekli alacağına devredilmesine ilişkin anlaşmalar ise lex commissoria yasağı kapsamında değerlendirilemez96.
F. Sıra
Gemi üzerinde birden fazla ipotek kurulması mümkündür97. Böyle bir durumda bu ipoteklerin sıralarının belirlenmeleri ipotek alacaklılarının hak- ları bakımından büyük önemlidir. Gemi üzerinde birden fazla ipoteğin var- lığı halinde bunların sırası, Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz rehnine ilişkin hükümlerine göre belirlenir (TTK m. 1017). Söz konusu hükümler Türk Medeni Kanunu’nun 870 ila 872. maddeleridir. Bu maddeler ışığında gemi ipoteği bakımından sabit derece sisteminin benimsendiği sonucuna ulaşılmaktadır98.
G. Sona Ermesi
Gemi ipoteğini sona erdiren nedenler Türk Ticaret Kanunu’nun 1044 ila 1053. maddeleri arasında sayılmıştır. Her şeyden önce ipoteğin fer’i bir hak sağlaması nedeniyle ipotekle güvence altına alınan alacağın sona ermesi halinde ipotek kendiliğinden sona erer. İpotek alacaklısı tek taraflı olarak
95 Bu yönde bkz. Sözer, s. 170.
96 Bkz. Sirmen, Eşya, s. 654-655. Ayrıca bu konuda bkz. III-F-2-a başlığı. Hemen belir- telim ki, aşağıda görüleceği üzere ticari işlemlerde taşınır rehninde alacağın muaccel olması halinde, alacaklının üzerinde rehin kurulan taşınırın mülkiyetini kendisine dev- redilmesini isteme hakkı kanundan doğmaktadır (ex lege). Gemi ipoteğinde ise bu talep tarafların anlaşmasına bağlıdır.
97 Bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 84.
98 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Kalpsüz, s. 131-136; Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 84.
ipotek hakkından vazgeçerek de ipoteği sona erdirebilir. Bunun yanında gemi mülkiyetinin ipotekli alacaklıya devredilmesi halinde de ipotek sona erecektir.
Geminin ipotekli alacaklının onayı alınarak, Türk Bayrağı çekme hak- kını kaybetmesi nedeniyle sicilden terkin ettirilmesi99, tamir kabul etmez gemi haline gelmesi ve kurtarılamayacak şekilde batması nedeniyle sicilden terkin edilmesi; ipotek belirli bir süre için kurulmuşsa öngörülen sürenin dolması da ipoteği sona erdiren diğer nedenlerdendir. Öte yandan Türk Ticaret Xxxxxx’xxx 1052 ve 1053. madddeleri uyarınca mahkeme kararı ile de ipoteğin sona erdirilebilmesi olanaklıdır. Üzerinde ipotek kurulan gemi- nin müsadere edilmesi veya icra takibi sonucunda satılması100 da gemi ipo- teğini sona erdirir. Gemi ipoteğinin sona ermesi halinde ipoteğin sicilden terkini de zorunludur.
III. TİCARİ İŞLEMLERDE TAŞINIR REHNİ KANUNU HÜKÜMLERİ UYARINCA GEMİLERİN REHNİ
A. Genel Olarak
Kredi, ticaret hayatının vazgeçilmez bir olgusudur. Tacirin borçlarına karşılık teminat olarak gösterebileceği en önemli varlıklarından birisi şüp- hesiz ticari işletmesidir. Ancak, ticari işletme bünyesinde bulunan taşınır- ların Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre rehnedilmesi işlevsel değildir. Üretim aracı niteliğinde olan taşınırların zilyetliklerinin rehin alacaklısına devredilmesi durumunda, ticari işletmenin üretim faaliyetine devam etmesi, dolayısıyla tacirin borçlarını ödemesi güçleşir. Bu nedenle 1971 tarihli 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu (TİRK) ile ticari işletmenin taşınırları üzerinde de zilyetliğin devrine gerek olmaksızın, sicil aracılığıyla rehin hakkı kurulmasına olanak sağlayan özel bir rehin türü oluşturulmuştu. Lakin, Ticari İşletme Rehni Kanunu 2016 yılının sonuna kadar yürürlükte kalma- sına rağmen bu dönemde sadece 4927 adet ticari işletme rehni kurulabilmiş- ti101. Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun uygulama tarafından tercih edilmeme nedenleri dikkate alınarak, 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni
99 Gemi Türk Bayrağı çekme hakkını kaybettiği için sicilden terkin ettirilecekse ipotekli alacaklının onayı aranır. Bu onay alınamadığı takdirde geminin Türk Bayrağını çekme hakkını kaybettiği sicile kaydedilerek gemi terkin ettirilir. İpotek hakları ise devam eder. Bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 88-89.
100 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Atamer, Kerim: Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Deniz Hukukunda Cebrî İcra, İstanbul 2006, s. 352 vd.
101 Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu, E. 1/753,
K. 8, TBMM Yasama Dönemi 26, Yasama Yılı 1, Sıra Sayısı 418.
Kanunu102 (TİTRK) hazırlanmış ve 01 Xxxx 2017 tarihinde yürürlüğe gir- miştir. Söz konusu Kanun da, Ticari İşletme Rehni Kanunu gibi taşınırlar üzerinde zilyetliğin devrine gerek olmaksızın rehin kurulması olanağını sağ- lamaktadır103.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca rehin hakkı, “Taşınır varlığın türünden, rehin verenin104 veya rehinli alacaklının durumundan, rehinle güvence altına alınan borcun niteliğinden veya tarafların onu rehin hakkı olarak adlandırmasından bağımsız olarak bir borcun ödenmesini veya ifa edilmesini güvence altına almak amacıyla alacağın devrinde devralanın alacak hakkı da dâhil olmak üzere, taşınır varlık üzerinde zilyetliğin devrine gerek olmaksızın tesis edilen sınırlı ayni hakkı ifade eder” (TİTRK m. 2/I- ı)105. Kanun’da herhangi bir sınırlandırma olmadığı için tacirin/esnafın işletmesiyle ilgili olmayan borcuna teminat olarak da ticari işlemlerde taşınır rehni kurulabilir106.
B. Gemilerin Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Kapsamına Girip Girmediklerinin Tespiti
1. İşletmenin Malvarlığı Unsurlarının Münferiden Rehni
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun öngördüğü temel sistem, ticari işletmenin malvarlığı unsurlarının münferiden (ayrı ayrı) rehnedil-
102 Kanun’un adı konusunda eleştiriler için bkz. Göle, Xxxxx/Xxxxxxx, Xxxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanununun Ticaret Hukuku Açısından Değerlendirilmesi” BATİDER, C. XXXIII, S. 1, 2017, s. 11-12; Xxxxx, Zühtü: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Bakımından Taraflar”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 91-92; Kara, Burak: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Sona Ermesi, İstanbul 2018, s. 26-28; Xxxxxxx Xxxxx, Burcu: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni ve Rehin Alacaklısının Korunması, Ankara 2018, s. 39-40; Xxxxx, Ticari İşletme, s. 50; Xxxxxxx, Xxxxxx (Ülgen, Xxxxxxx/Xxxx, Xxxxxx/Xxxxx Xxxxx, N. Xxxxx): Ticari İşletme Hukuku, 6. Xxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 194-195.
103 TİTRK’in rehnedilecek varlık olarak merkezine ticari işletmeyi değil, taşınır varlıkları alması nedeniyle TİRK’in muadili olmadığı görüşü için bkz. Xxxx, s. 25.
104 Ticari işlemlerde taşınır rehninin borçlu olmayan üçüncü bir kişi tarafından, bir başka- sının borcu için kendi taşınır varlığı üzerinde de kurulabilmesinden hareketle, TİTRK’de “borçlu” yerine “rehin veren” ifadesinin kullanılmasının isabetli olduğu yönünde bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 195.
105 Tanıma yönelik eleştriler için bkz. Xxxxxxx, Xxxxx/Xxxxxxxx, Zafer/Xxxxxx Xxxxxxx, İdil/Xxxx Xxxxxxx, Bahar: Ticarî İşlemlerde Taşınır Rehni, Ankara 2019, s. 63-64.
106 Bkz. Xxxxx, Sabih: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Açısından Ticari İşlet- menin Rehni”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 143; Xxxxx, s. 92-93; TİTRK uygulamasında “ticari işlem” kavramına teknik bir anlam yüklenmemesi gerektiği yönünde bkz. Xxxx, s. 28-29 ve dn. 84.
mesidir. Bu yönüyle Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, mülga Ticari İşletme Kanunu’na göre önemli bir yenilik getirmiştir. Zira, Ticari İşletme Rehni Kanunu istisnalar dışında rehnin, işletmenin bütünü üzerinde kurul- masını öngören bir sistem içermekteydi. Yeni Kanun’da kural ticari işletme- nin malvarlığı unsurlarının münferiden rehnedilmesi olmakla birlikte, işlet- menin bütünü üzerinde rehin sözleşmesi kurulması da mümkündür107.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, işletmenin malvarlığı unsur- larının münferiden rehni suretiyle finansman sağlanmasını kolaylaştırmayı hedeflemekle birlikte, Kanun’un kapsamı işletmenin tüm malvarlığı unsur- ları üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulmasına olanak vermemek- tedir. Her şeyden önce, Kanun’un adında da anlaşılacağı üzere, kapsam taşı- nırlarla sınırlıdır; işletmenin malvarlığı unsurları arasında bulunan taşın- mazlar Kanun kapsamına girmezler. Taşınmazlar üzerinde rehin Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz rehninne ilişkin hükümleri uyarınca kuru- labilir108. Tapu kütüğüne herhangi bir nedenle tescil edilen taşınırlar da Kanun’un kapsamı dışında tutulmuştur (TİTRK m. 1/V). Sermaye piyasası araçları ile türev araçlara ilişkin finansal sözleşmeleri konu edinen rehin sözleşmeleri ile mevduat rehni de ticari işlemlerde taşınır rehninin konusuna girmez (TİTRK m. 1/IV). Kanun’da tescilli gemilerin kapsam dışında tutul- duğuna ilişkin ise açık bir düzenleme yoktur109.
Üzerlerinde Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca rehin hakkı kurulabilecek taşınırlar 5. maddenin I. fıkrasında sayılmıştır110. Bu
107 Bkz. III-B-2 başlığı.
108 TMK hükümleri uyarınca taşınmazlar üzerinde rehin hakkı tapu sicili üzerinden kurul- maktadır. Zilyetliğin devrini gerektirmeyen bir işlem olduğu için taşınmazların TİTRK kapsamı dışında bırakılmasının ticari işletmenin faaliyetleri üzerinde olumsuz bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
109 Krş. TİRK m. 3/III.
110 TİTRK m. 5/I: Rehin hakkı aşağıda belirtilen taşınır varlıklar üzerinde kurulabilir:
a) Alacaklar
b) Çok yıllık ürün veren ağaçlar
c) Fikri ve sınai mülkiyete konu haklar ç) Hammadde
d) Xxxxxx
e) Her türlü kazanç ve iratlar
f) Başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar
g) Kira gelirleri ğ) Kiracılık hakkı
h) Xxxxxx ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları, elektronik haberleşme cihazları dâhil her türlü elektronik cihaz gibi menkul işletme tesisatı
hüküm kapsamında, makine ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları dahil her türlü menkul işletme tesisatı Kanun kapsamında sayılmaktadır (TİTRK m. 5/I-h). Menkul işletme tesisatının rehin kapsamında sayıldığı mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu’nda, gemi ipoteğine ilişkin hükümler saklı tutularak tescilli gemiler ticari işletme rehni kapsamı dışında bırakıl- mışlardı (TİRK m. 3/III)111. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda ise gemi ipoteğinin saklı tutulduğuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamak- tadır. Mamafih, Xxxxxx İşlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 8. maddesinin III. fıkrasında ise “Diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinlerine ilişkin hükümler saklıdır. Bu taşınır varlıklar üzerinde Bu Kanun kapsamında Sicile tescil edilmek suretiyle rehin tesis edilemez” hükmü yer almaktadır112.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 8. maddesinin III. fıkrası göstermektedir ki, üzerinde rehin hakkı kurulması bakımından sicile tescili zorunlu olan taşınırlar üzerinde kural olarak ticari işlemlerde taşınır rehni kurulamaz113. Bu hüküm ticari işletme bünyesinde bulunan tescilli gemiler
ı) Sarf malzemesi
i) Stoklar
j) Tarımsal ürün
k) Ticaret unvanı ve/veya işletme adı
l) Ticari işletme veya esnaf işletmesi
m) Ticari plaka ve ticari hat
n) Ticari proje
o) Vagon
ö) Bu fıkrada sayılanlardan üçüncü kişiler zilyetliğindeki taşınır varlık, hak ve paylı mülkiyet hakları
p) Benzeri her türlü taşınır varlık ve hak
Kanun’un ilk halinde yapılan sayım sınırlı nitelikteyken; 7099 sayılı Kanun ile 5. mad- deye eklenen “p) Benzeri her türlü taşınır varlık ve hak” ifadesi ile sınırlı sayı ilkesi terk edilmiştir. Bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 213; Xxxxxxx/Kahraman/ Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 41 ve 65. TİTRK’in ilk halinde üzerinde rehin kurulabilecek varlıkların sınırlı sayı ilkesine göre belirlenmesine yönelik eleştiriler için bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 26-27; Xxxxx Xxxxxxx, Saibe: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanununa Göre Üzerinde Rehin Hakkı Kurulabilecek Ticari İşletmeler Dışındaki Varlıklar”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 58.
111 Bu konuda bkz. Xxxxxxx, Şaban: Ticari İşletme Rehni, İstanbul 1996, s. 32. Öte yan- dan, gemi ipoteği sadece tescilli gemilerin rehni için söz konusu olduğundan, tescilsiz gemiler Ticari İşletme Rehni Kanunu uyarınca rehnedilebilirlerdi.
112 Bu düzenlemenin doğrudan Kanun’un kapsamına ilişkin olması nedeniyle “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddede yer alması daha doğru olurdu.
113 Üzerlerinde rehnin kurulması bakımından bir sicile tescilin kurucu etkiyi haiz olmadığı malvarlığı unsurları üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulabileceği konusunda
üzerinde münferiden ticari işlemlerde taşınır rehni kurulmasını engeller. Zira, yukarıda belirtildiği üzere tescilli bir gemi üzerinde rehin kurulabil- mesinin yegane yolu gemi ipoteğidir ve gemi ipoteği açısından sicile tescil kurucudur. Öte yandan, tescilli olmayan gemiler üzerinde ise ticari işlem- lerde taşınır rehni hükümleri uyarınca rehin hakkı kurulmasına bir engel bulunmamaktadır114.
Özetle ticari işletmenin malvarlığı unsurlarının münferiden rehninde işletme envanterinde bulunan gemilerin rehin kapsamına girip girmeyeceği, geminin tescilli olup olmamasına göre belirlenecektir. Eğer gemi tescilli ise münferiden üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulamayacak115; gemi tescilli değilse kurulabilecektir (TİTRK m. 5/I-h). Bu noktada, hukukumuzda on sekiz grostonilatodan büyük gemilerin tescilinin zorunlu olduğu unutul- mamalıdır.
2. İşletmenin Bütünü Üzerinde Kurulacak Rehnin Kapsamı
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun öngördüğü temel sistem, malvarlığı unsurlarının münferiden rehni olmakla birlikte, bu Kanun uya- rınca işletmenin tamamı üzerinde rehin sözleşmesi kurulmasının önü tama- men kapatılmamış, ancak bir ön koşula116 bağlanmıştır. Bu koşul m. 5/I. fıkrasında sayılan varlıkların ayrı ayrı rehnedilmesinin teminat altına alına- cak borç tutarını karşılayamamasıdır (TİTRK m. 5/II). Dolayısıyla işletme- nin bütünü üzerinde rehin kurulması, işletmenin bütünün, kendisini oluşturan malvarlığı unsurlarının münferit değerleri toplamından yüksek bir değere sahip olmasına bağlıdır117. Bu düzenlemenin varlık nedeni münferit unsur- ların ekonomik değerinden yüksek bir değeri haiz olan bir işletmenin, düşük tutarlı bir borç için rehnedilmesinin önlenmesidir118.
bkz. Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 25; Helvacı (Ülgen/ Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 218; Xxxxxxxxx, s. 196-197.
114 Bkz. Antalya/Acar, s. 89-92; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 29.
115 Bkz. Arvas, s. 67-68.
116 Kanunda öngörülen düzenlemenin bir ön koşul niteliğinde olduğu yönünde bkz. Xxxxx, Xxxx/Xxxxxxx, Hamdi: Ticari İşletme Hukuku, 10. Baskı, İstanbul 2018, s. 60; Xxxxx, Sempozyum, s. 144; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 231.
117 Bkz. Xxx Xxxxxxxx, Başak: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Üzerine Bir İnce- leme, Ankara 2017, s. 32; Xxxxx, Sempozyum, s. 144; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 230.
118 Bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 230; Xxxxx, Ticari İşletme, s. 51. İşlet- menin bütünü üzerinde rehin kurulurken değer tespitinin zorunlu olmaması nedeniyle
“Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik119” ile ek bir koşul daha geti- rilmiş ve ticari işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulabilmesini alacağın belirli olması halinde, diğer taşınır varlıklardan biri ya da birden fazlasının alacak miktarının tamamına ek olarak beşte birinden fazlasını karşılıyorsa, işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulamayacağı düzenlenmiştir (Yön. m. 17/3). Normlar hiyerarşisi göz önüne alındığında, açıkça kanuna aykırı olan bu yönetmelik hükmünün geçersiz olduğu kabul edilmelidir120.
Ticari işletmenin malvarlığı unsurlarının değeri, Ticari İşlemlerde Ta- şınır Rehni Kanunu’nun 13. maddesinde öngörülen “Değer tespiti” hüküm- lerine göre belirlenmelidir121.
Rehnin işletmenin tamamı üzerinde kurulması halinde rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan her türlü taşınır varlık reh- nedilmiş sayılır. Bu varlıkların rehni diğer kanunlarca bir sicile tescilini gerektiriyorsa bu rehin ilgili sicillere bildirilir (TİTRK m. 5/2, c. 2; Yön. m. 17/I-II)122. Ticari işlemlerde taşınır rehninin kuruluşu bakımından Rehinli Taşınır Siciline tescil kurucu etkiyi haiz olduğundan123, işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde Rehinli Taşınır Siciline tescil anında işlet- menin faaliyetine tahsis edilmiş olan her türlü varlığın rehnedilmiş sayılacağı kabul edilmelidir124.
Ticari işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehinlerde, nelerin rehin kapsamında sayılacağı tartışılmıştır. Öğretide bir görüş işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş varlıkların nasıl tespit edileceğinin belirsiz olduğunu ve bu belirsizliğin sorunlara neden olabileceğine dikkat çekmektedir125. Başka bir
düşük tutarlı bir borç için işletmenin bütünü üzerinde rehin sözleşmesi kurulabilmesi tehlikesinin devam ettiği yönünde bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 32.
119 RG., 31.12.2016, S. 29935 (3. Mükerrer).
120 Bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 32-33; Göle/Xxxxxxx, s. 29; Xxxxx, Sempozyum, s. 144; Kara, s. 25.
121 Bkz. Arkan, Sempozyum, s. 144; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 93.
122 “Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanıl- ması Hakkında Yönetmelik”in ilk halinde işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde taşınmazların da rehin kapsamına gireceği düzenlenmişti. Daha sonra yapılan değişiklikle kanunun kapsamı ile uyumlu olarak “taşınmaz” ifadesi Yönetmelik kapsa- mından çıkarılmıştır. Bkz. RG., 22.05.2018, S. 30428.
123 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. III-D-2 başlığı.
124 Bkz. Karakuş Erbaş, s. 143; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 233-234.
125 Bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 30-31.
görüş ise, rehin kapsamına girecek olan malvarlığı unsurlarının rehnin ku- rulduğu sırada işlemetmenin faaliyetine tahsis edilmiş ve Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu 5. maddesinin I. fıkrasında sayılanlar olduğunu belirt- mektedir126. Bir diğer görüş ise “her türlü varlık” ifadesi nedeniyle rehin kapsamında girecek olan unsurların 5. maddenin I. fıkrasında sayılanlarla sınırlı olmayacağı yönündedir127. Rehin kapsamına girecek unsurların en- vanter defteri vasıtasıyla tespit edilebileceği ileri sürülmüş ise de128, envanter defterinin muhasebe odaklı olması nedeniyle bu yaklaşımın da sorunlar doğurabileceğine dikkat çekilmektedir129. Bizim de katıldığımız görüşe göre ise, işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde “işletmenin faali- yetine tahsis edilmiş her türlü varlık” ifadesinin kapsamı bütünlük ilkesi gözetilerek belirlenmeli ve bu kapsamda duran malvarlığı, işletme değeri, varsa kiracılık hakkı, ticaret unvanı, diğer fikri mülkiyet hakları ile sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı değerlerinden oluştuğu kabul edil- melidir (TTK m. 11/III)130. Müstakbel taşınır varlıklar ise rehin kurulduğu anda henüz işletmenin faaliyetine tahsis edilmemiş olduklarından rehin kap- samına girmezler131.
Buraya kadar yapılan açıklamalar Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Ka- nunu’nun 5. maddesinin II. ve 8. maddesinin III. fıkraları arasındaki uyum- suzluğu ortaya koymaktadır. İki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde şu sonuca varılmaktadır: İşletme kapsamında bulunan taşınırların münferiden rehnedilmesi ile borcun tamamının güvence altına alınabildiği durumlarda, tescilli gemiler üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulamayacaktır. Borcun taşınırların münferiden rehnedilmesi ile güvence altına alınamadığı
126 Bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 33; Xxxxxxxxx, s. 200; Xxxxx, Sempozyum, s. 149; Karakuş Erbaş, s. 144. Helvacı, işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehnin kapsamına TİTRK
m. 5/I’de sayılan ya da sayılanlara benzer olanların girdiği görüşündedir. Bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 233.
127 Bkz. Öz, Xxxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu”, xxxxx://xxxxx.xxx.xx/xxxxxxx/ 9728# (Erişim Tarihi: 30.11.2019).
128 Bkz. Antalya/Acar, s. 96; Xxxxx, Sempozyum, s. 150; Xxxxxx, Şafak/Yıldız, Enes M: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Çerçevesinde Ticari İşletme Rehninde “Rehinli Taşınır Sicili”nin Diğer Sicillerle İlişkisi Üzerine Değerlendirme”, BATİDER, C. XXXIV, S. 4, 2018, s. 76; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 94.
129 Bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 94; Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 94.
130 Bu yönde bkz. Antalya/Acar, s. 96; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 95; Xxxxxx/Xxxxxx, s. 77.
131 Bkz. Antalya/Acar, s. 87; Xxxxx, Sempozyum, s. 152; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 99.
hallerde ise, işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulabileceğidir. İşletmenin bütünü üzerinde kurulacak olan rehnin kapsamı rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş her türlü varlık olarak belirlendiğinden, işletme envanterinde bulunan tescilli gemiler de bu rehnin kapsamında yer alacaktır132. Esasında 5. maddenin II. fıkrasında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş her türlü varlık ifadesinin kapsamına taşınmazların da gireceği dü- şünülebilirse de133, adında da vurgulandığı üzere Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun kapsamı taşınır varlıklarla sınırlı tutulduğundan (TİTRK
m. 1)134 taşınmazlar rehnin kapsamında yer almayacakladır135. Tescilli ol- mayan gemilerin işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin kapsamında yer alacağı ise tereddütsüzdür.
Hemen belirtelim ki, tescilli gemileri rehin kapsamı dışında bırakan mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu’nun aksine, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca işletmenin bütünü üzerinde kurulacak olarak rehin, tescilli-tescilsiz ayrımı yapılmaksızın işletme envanterinde bulunan tüm gemileri de kapsayacağından rehnin kapsamı daha geniş olacaktır.
Gemi üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulmasında önem taşı- yan bir nokta da kurulacak rehnin kapsamına nelerin dahil olacağının tespi- tidir. Geminin bütünleyici parçaları rehin kapsamına dahildir (TİTRK m. 6/I). Türk Ticaret Kanunu’nun gemi ipoteğinde geminin bütünleyici parça- larının ipotek kapsamından çıkabileceğini öngören düzenleme (TTK m.
132 Bkz. Xxxxxx, X. Lâle: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Düzenleniş Biçimi, Niteliği ve Rehne Hakim Olan İlkeler”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 49; Göle/Xxxxxxx, s. 32; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 33-34; Xxxxxx/Xxxxxx, s. 79-80; Karakuş Erbaş, s. 50-51; Helvacı (Ülgen/ Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 233. Krş. Xxxxx, Oğuz/Xxxxxxxx, Xxxxxxxx: “Ticari İşlem- lerde Taşınır Rehni Kanunu Kapsamı Dışında Bırakılan Varlıklar” İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2017, C. 2017/II, S. 32, s. 153; Xxxxx, Sempoz- yum, s. 151. Arkan, görüşünün özel sicillerine kaydı gereken varlıklar üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulamayacağı olmakla birlikte, bu varlıklar üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulup kurulamayacağının açıklığa kavuşturulması gerektiğini de belirtmektedir. Bkz. Xxxxx, Sempozyum, s. 151, dn. 24. Bu yönde bkz. Xxxxxxxxx,
s. 200-201. İşletme envanterinde bulunan aynı gemi üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni ve gemi ipoteği kurulması halinde rehinler arasındaki sıra ilişkisi için bkz. III-E başlığı.
133 İşletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehinde taşınmazların da rehin kapsamında ola- cağı yönünde bkz. Seven, s. 100-103.
134 Bu yönde bkz. Xxxx, Xxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Bakımından Rehin Alanın ve Xxxxx Xxxxxxx Hak ve Yükümlülükleri”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempoz- yumu, Ankara 2018, s. 191.
135 Bkz. III-B-1 başlığı.
1020/III)136 gemi üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması halinde kural olarak geçerli olmayacaktır. Lakin, geminin bütünleyici parçasının değiştirilmesi halinde değiştirilen parçanın rehin kapsamından çıkıp, yerine eklenen yeni bütünleyici parçanın rehin kapsamına girdiğini kabul etmek gerekir.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda rehnedilen “şey”in eklen- tileri açıkça kararlaştırılmamışsa rehnin kapsamı dışında tutulmuştır (TİTRK
m. 6/II). İşletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehinlerde eklentilerin doğ- rudan rehin kapsamı içinde yer alıp almayacağı ise öğretide tartışmalıdır. Bir görüş, işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehinlerde eklentilerin ancak sözleşmede kararlaştırılmaları koşuluyla rehin kapsamında yer alacağını ileri sürmektedir137. Buna karşılık bir diğer görüş ise, işletmenin tamamı üzerinde kurulacak rehinlerde “işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş her türlü varlık” ifadesinin malvarlığı unsurlarının eklentilerini de kapsaması nedeniyle, açıkça kararlaştırılmamış olsa dahi eklentilerin rehin kapsamında yer alması gerektiği yönündedir138. Bu görüşün kabulü halinde, işletmenin bütünü üzerinde rehin tesis edilirken geminin eklentileri139 de rehin kapsamına dahil olur. İşletme envanterinde bulunan sicile tescilli olmayan gemilerin üzerinde ticari işletme rehni kurulması halinde ise geminin eklentilerinin rehin kap- samında sayılması, sözleşmede tarafların bu hususu kararlaştırmalarına bağ- lıdır.
Öte yandan, taşınır varlığın rehnedilmesi halinde faiz, sigorta gibi hu- kuki “getirileri”nin de taşınır varlıkla birlikte doğrudan rehin kapsamına gireceği belirtilmiştir (TİTRK m. 7/I). Bu hükümde sigorta ifadesinin yanlış kullanıldığına dikkat çekmek isteriz. Sigorta, sigorta ettiren ve sigortacı ara- sında kurulan bir sözleşmenin adıdır140 ve getiri olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Hükümde kastedilenin “sigorta tazminatı” olduğu düşünü- lürse yine isabetli bir sonuca varılamaz. Zira bir taşınır varlık üzerinde ger- çekleşebilecek riskleri güvence altına almak için yapılan bir sigorta sözleş-
136 Bu konuda bkz. II-C-1 başlığı.
137 Bkz. Arkan, Sempozyum, s. 154.
138 Bkz. Antalya/Acar, s. 99; Karakuş Erbaş, s. 175; Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 53-56.
139 Gemilerin eklentileri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Kender/Çetingil/Xxxxxxxxxx, s. 36-37; Sözer, s. 41-43.
140 Sigorta sözleşmesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Xxxxxx, Xxxxxxx: Xxxxxxx’xx Xxxxxx Xxxxxxx Xxxxxx, 00. Xxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 163 vd; Xxxxx, Xxxx/Xxxxxx, Xxxxxxxxx/Xxxxxxx, Xxxxxx: Xxxxxxx Xxxxxx, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 125 vd; Xxxxxxxxxx, Xxxxx/Şeker Öğüz, Zehra: Xxxxxxx Xxxxxx, İstanbul 2019 s. 49 vd.
mesinde, riskin gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği sigorta tazmi- natı zararın miktarı ile sınırlıdır. Zenginleşme yasağı olarak da adlandırılan bu ilke141 doğrultusunda sigorta tazminatını “getiri” olarak nitelemek yan- lıştır. Sigortalı gemi üzerinde rehin hakkı kurulmuşsa zarar gerçekleştiğinde sigorta tazminatı, sigortalı malın yerine geçeceğinden (ikame etkisi) ve sigortacı rehin alacaklısının iznini veya yazılı onayını almadan sigortalıya ödeme yapamayacağından (TTK m. 1456)142 Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 7. maddesinin I. fıkrasında yer alan “sigorta” kavramının hü- kümden çıkarılması yerinde bir tercih olacaktır.
Değerlendirmelerimiz göstermektedir ki, gemiler üzerinde ticari işlem- lerde taşınır rehni kurulması konusunda üç farklı olasılık ortaya çıkabilir:
1. Tescilli olmayan gemiler münferiden rehnedilebilirler.
2. Tescilli gemiler münferiden rehnedilemezler.
3. İşletmenin tamamı üzerinde kurulacak rehin tescilli olup olmadığına bakılmaksızın işletme envanterindeki tüm gemileri kapsar.
C. Taraflar
Ticari işletme rehninin uygulama alanının genişletilmesi düşüncesine yönelik olarak Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda rehin sözleşme- sine taraf olabileceklerin kapsamı mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu’na nazaran genişletilmiştir143. Ticari İşletme Rehni Kanunu döneminde rehin alacaklıları, tüzel kişiliği haiz ve sermaye şirketi olarak kurulmuş kredi müesseseleri kredili satış yapan gerçek ve tüzel kişiliği haiz müesseseler ve kooperatifler olarak sınırlandırılmıştı. Rehin veren ise, ticari işletme veya esnaf işletmesinin maliki olabiliyordu (TİRK m. 2).
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda ise rehin sözleşmesinin tarafı olabilecekler iki bent halinde sıralanmıştır. Yapılan bu sıralama sınırlı
141 Zenginleşme yasağı hakkında bkz. Kender, s. 307; Can, Mertol: Xxxx Xxxx Xxxxxxx Xxxxxx, X. X, Xxxxxx 0000, s. 39-40; Xxxxxxxxxx/Şeker Öğüz, s. 86.
142 Bu yönde bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 41; Xxxxx, Sempozyum, s. 152; Xxxxxxx/Kahraman/ Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 57. Rehinli Taşınır Sicili’nin TTK m. 1456/II hükmü uyarınca sigortacının iyi niyetini ortadan kaldırmayacağı, TTK m. 1456/II’nin uygulanabilmesi için rehnin varlığının sigortacıya bildirilmesi gerektiği hakkında bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 41; Xxxxx, X. Xxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninde Teminatın Taşınır Varlık Yönünden Kapsamı”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 185.
143 Aytaç’a göre “genişletme o denli yapılmıştır ki, kapsamda hemen hemen akla gelebile- cek tüm kesimler yer almaktadır.” Bkz. Aytaç, s. 88. Rehin sözleşmesinin tarafları hak- kında ayrıntılı bilgi için bkz. Seven, s. 114-121.
sayı144 niteliğinde olup, sayılanlar arasında olmayanların ticari işlemlerde taşınır rehninin tarafı olabilmeleri mümkün değildir. Ticari işlemlerde taşınır rehni, kredi kuruluşları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler145 ile (TİTRK m. 3/I-a) tacir ve/veya esnaflar arasında akdedilebilecektir (TİTRK m. 3/II-b). İlk bentte sayılanlar arasında ticari işlemlerde taşınır rehni kurulabilmesi kredi kuruluşlarının rehin alan; tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişi- lerin ise rehin veren konumunda olmasına bağlıdır (Yön. m. 10)146. İkinci bent ise ticari işlemlerde taşınır rehni sözleşmesinde tacir veya esnafın hem rehin veren hem de rehin alan konumunda bulunmasına olanak sağlar. Gö- rülüyor ki, iki tacir/esnaf arasındaki bir ödünç sözleşmesine ilişkin teminat olarak ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması olanaklı hale getirilmiştir147. Tacir sayılanlar, hukuken tacir ile aynı pozisyonda bulundukları için ticari işlemlerde taşınır rehni sözleşmesinin tarafı olabilecekken, tacir olmanın yükümlülüklerine tabi olup haklarından yararlanamayan tacir gibi sorumlu olanların rehin sözleşmesinin tarafı olması mümkün değildir148.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda rehnin münferit malvarlığı unsurları üzerinde kurulması ile işletmenin bütünü üzerinde kurulmasında taraf olabilecekler bakımından bir ayrım yapılmamıştır149. Envanterinde gemi bulunan bir ticari işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulabilmesi için tarafların yukarıda sayılan gruplardan birine dahil olması gerekmektedir. Oysa ki, Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulan gemi ipoteğinde taraflar ba- kımından böyle bir sınırlama yoktur.
Benzer şekilde tescilsiz bir gemi üzerinde Türk Medeni Kanunu hü- kümleri uyarınca kurulacak teslime bağlı taşınır rehninde de taraf olabile- cekler bakımından bir sınırlama söz konusu değildir.
144 Bkz. Aytaç, s. 90; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 195.
145 Söz konusu farklı ve çoklu kullanımın kanun yapma tekniğine uygun olmadığı ve kuralların uygulanması ile statülerin belirlenmesinde güçlük yarattığı konusunda bkz. Aytaç, s. 104.
146 Yönetmeliğin bu düzenlemesi ile Kanun’da olmayan bir sınırlamaya gidildiği ve bu sınırlamanın göz önüne alınmaması hakkında bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 13.
147 Ticari işletme rehninde tarafların bu şekilde genişletilmesinin sakıncaları konusunda bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 16-17.
148 Bkz. Arkan, Sempozyum, s. 145.
149 İşletmenin bütünü üzerinde kurulacak olan rehinlerde tarafların sınırlandırılması gerek- tiği konusunda bkz. Aytaç, s. 89.
D. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Kuruluşu
1. Rehin Sözleşmesinin Hazırlanması
Ticari işlemlerde taşınır rehninin kurulması kanuna uygun bir rehin sözleşmesinin hazırlanması ve bu rehin sözleşmesinin ticari işlemlerde taşı- nır rehinleri için kurulmuş özel bir sicil niteliğindeki “Rehinli Taşınır Sicili”ne tescili ile gerçekleşir (TİTRK m. 4/I). Ticari işlemlerde taşınır rehni bakımından tescil kurucu etkiyi haiz olduğundan, sadece rehin sözleşmesinin hazırlanması rehnin kurulduğu anlamına gelmez.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu’na göre hem rehin sözleşmesinin şekli, hem de tescili konusunda önemli yenilikler getirmiştir. Belirtmek gerekir ki, mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu uyarınca rehin sözleşmesinin geçerliliği noter tarafından150 düzenlenmesine bağlanmıştı (TİRK m. 4/I) Anılan düzenlemenin yerindeliği, Türk Ticaret Kanunu’nun ticari işletmenin noter onayına dahi gerek olmayan yazılı sözleşme ve bu sözleşmenin ticaret siciline tescili ile bir bütün olarak devredilmesine olanak sağlayan düzenlemesi (TTK m. 11/III) karşısında tartışmaya açık hale gelmişti151.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu sonraki tarihli özel bir kanun olarak söz konusu tartışmayı sonlandırmış152 ve ticari işletmenin devrine ilişkin düzenleme ile uyumlu olarak 153 rehin sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesinin şekil açısında yeterli olacağını öngörmüştür (TİTRK m. 4/II). Öte yandan, rehin sözleşmesinin elektronik ortamda kurulmasının da önü açılmış, ancak elektronik ortamda kurulacak rehin sözleşmelerinin ge- çerliliği güvenli elektronik imza kullanılmasına bağlanmıştır (TİTRK m. 4/ II-III). Rehin sözleşmesinin içeriğinde yer alması gereken hususlar ise Ka- nun ve Yönetmelik’te hükme bağlanmıştır (TİTRK m. 4/VI; Yön. m. 9)154.
150 İşletmenin kayıtlı olduğu sicil çevresi dışındaki bir noter tarafından düzenlenen rehin sözleşmesinin geçersiz olacağı hakkında bkz. Xxxxx, X. Xxx: Bankacılık Uygulamasında Ticari İşletme Rehni, Ankara 2001, s. 37; Krş. Xxxxx, Şeref: “Ticari İşletme Rehni”, Prof. Dr. Xxxxx Xxxxxx Anısına Armağan, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi (DEÜHFD), C. VII, 2005, s. 40-41.
151 Bu tartışma hakkında bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 231.
152 Bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 231.
153 Bkz. Karakuş Erbaş, s. 74. Sözleşmenin şekli bakımından TTK m. 11 ve TİTRK m. 4 uyumlu olmakla birlikte, hazırlanan sözleşmelerin tescil edileceği siciller farklıdır.
154 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 19 vd.; Xxxxxxx/Kahraman/ Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 123 vd.; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 208 vd.
2. Tescil
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ile ticari işlemlerde taşınır rehnine ilişkin işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirileceği özel bir sicil (Rehinli Taşınır Sicili) kurularak (TİTRK m. 8)155, mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu döneminde geçerli olan rehin sözleşmelerinin ticaret siciline tescil edileceği kuralı terkedilmiştir.
Ticari işlemlerde taşınır rehninin kuruluşu, fiziki yahut güvenli elek- tronik imza kullanılarak elektronik ortamda akdedilen yazılı sözleşmenin Rehinli Taşınır Sicili’ne tescili ile tamamlanır. Ticari işlemlerde taşınır rehninin kuruluşu bakımından rehinli taşınır siciline yapılacak tescil kurucu etkiyi haizdir156. Fiziki ortamda hazırlanan yazılı sözleşmelerin Rehinli Ta- şınır Sicili’ne tescil edilebilmesi için imzaların noter tarafından onaylan- ması157 veya sözleşmenin sicil yetkilisinin huzurunda imzalanması şarttır (TİTRK m. 4/IV). Hemen belirtelim ki, fiziki ortamda hazırlanan sözleş- meler için öngörülen bu koşul rehin sözleşmesinin geçerliliğine değil, rehnin tesciline ilişkindir. İmzaya ilişkin bu koşulları taşımayan yazılı rehin sözleş- mesi diğer koşulları sağlaması halinde geçerli olacak158, fakat tescili ger- çekleşemeyeceği için ticari işlemlerde taşınır rehni kurulamayacaktır. Ancak elektronik ortamda akdedilen rehin sözleşmelerinin tescil edilmesi için güvenli elektronik imzanın kullanılması yeterlidir159.
Tescilin yapılabilmesi için rehin alacaklısı ve rehin veren sıfatına sahip kişiler yahut bunların temsil ve ilzama yetkili temsilcilerinin Rehinli Taşınır Sicili’ne birlikte başvurmaları gerekmektedir160 (RTSY m. 22). Buna karşılık
155 TİTRK x. 0/XX xxxxxxxx “Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği” hazırlanarak yürürlüğe girmiştir. Bkz. RG., 31.12.2016, S. 29935 (3. Mükerrer).
156 Bkz. Antaya/Acar, s. 54-55; Seven, s. 140; Xxxxxx, Xxxxxx Xxxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Kuruluşu”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 122; Poroy/Xxxxxxx, s. 63; Xxxxxxx, s. 156; Xxxxxxx/Kahraman/ Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 134; Helvacı (Ülgen, Xxxx, Xxxxx Xxxxx), s. 235.
157 Onaylama işleminin herhangi bir noter tarafından yapılabileceği konusunda bkz.
Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 208.
158 Bu yönde bkz. Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 120-121. Krş.
Antalya/Acar, s. 38 vd.
159 Bu düzenleme ile elektronik ortamda hazırlanan rehin sözleşmeleri için noterler süreçten tamamen çıkarılmıştır. İşlem hızı ve maliyeti bakımından olumlu olan bu yaklaşım, özellikle işletmenin bütünü üzerinde rehin sözleşmesi kurulduğu durumlarda işlem güvenliği açısından eleştiriye açıktır. Bkz. Göle/Xxxxxxx, s 19.
160 Bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 23; Seven, s. 138.
öğretide, tescil talebinin bir tasarruf işlemi niteliğinde olmasından161 hare- ketle taraflardan herhangi birinin başvuruda bulunmasını yeterli kabul eden görüş mevcuttur162. Bir diğer görüş ise, tasarruf yetkisi sahibi rehin verenin tek başına başvuruda bulunmasını yeterli sayılacağı noktasındadır163.
Tescil talebinin hangi sürede yapılacağı konusunda ise herhangi bir düzenleme yoktur164. Tarafların ve üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerinin165 korunabilmesi için rehin sözleşmesi akdedildikten sonra vakit geçirilmeden tescil talebinde bulunulmasıdoğru olur166. Kanun’da ve Yönetmelik’te tescile ilişkin bir sürenin öngörülmemiş olması hukuki boşluk niteliğindedir ve ticari işlemlerde taşınır rehninin uygulama alanının genişliği ile bu rehin için kurulan özel bir sicilin varlığı göz önünde tutulduğunda söz boşluğun en kısa sürede kapatılması önemli ve gereklidir.
İşletmenin bütünü üzerinde rehin kurulması halinde rehin kapsamında, rehni diğer kanunlarca bir sicile bildirilmesi gereken taşınırların varlığı ha- linde ilgili sicillere bildirim yapılır (TİTRK m. 5/II, c. 2). Öte yandan, ticari işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde bu rehnin ticaret siciline de bildirilmesi gerekir (TİTRK m. 5/II, c. 4) 167. Diğer sicillere ve ticaret
161 Krş. Ticari işlemlerde taşınır rehninde tasarruf işleminin imzaları Kanun’un öngördüğü şekilde atılmış olan rehin sözleşmesi olduğu konusunda bkz. Antalya/Acar, s. 46; s. 122; Xxxxxx, Sempozyum, s. 122.
162 Bkz. Antalya/Acar, s. 46; Xxxxxx, Sempozyum, s. 122.
163 Bkz. Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 133.
164 Ticari İşletme Rehni Kanunu’nda rehin sözleşmesinin akdedildiği tarihten itibaren on gün içinde tescil edilmesi gerektiği öngörülmüştü (TİRK m. 5/II). Kaldı ki, bu hüküm olmasaydı tescil merci ticaret sicili olarak belirlenmiş olduğundan, TTK’nın on beş günlük (TTK m. 30) tescil talebinde bulunma süresi uygulama alanı bulabilirdi. Ancak TİTRK, tescil merci olarak RTS’yi belirlediği için TTK m. 30’un burada uygulanması söz konusu olamayacaktır. Bu noktada Kanun’da süreye ilişkin bir düzenleme bulun- maması nedeniyle yönetmelik veya diğer düzenleyici işlemlerle hak düşürücü getirile- meyeceği konusunda bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 20.
165 TİRK döneminde tescil için öngörülen on günlük sürenin üçüncü kişileri korumak ve ticari işletme sahibinin daha önceden rehin sözleşmesi düzenlettirerek, çıkarının gerek- tirdiği zaman yaptıracağı tescil ile rehin sözleşmesine taraf olmayan alacaklıların zara- rına neden olmasını önlemek için getirildiği konusunda bkz. Kayıhan, s. 41; Xxxxx, Rehin, s. 39.
166 Bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 19-20. Tarafların rehin sözleşmesi akdettikten sonra diledikleri süre zarfında tescil için başvurabilecekleri konusunda bkz. Helvacı (Ülgen, Xxxx, Xxxxx Xxxxx), s. 237. Tescil talebi konusunda hakkaniyetli bir gecikmenin yaşanıp ya- şanmadığının TMK m. 2 hükmüne göre belirlenmesi gerektiği hakkında bkz. Karakuş Erbaş, s. 160.
167 Söz konusu bildirimlerin rehin hukukuna hakim olan “aleniyet ilkesi”nin uzantısı olduğu yönünde bkz. Seven, s. 109.
siciline yapılacak olan bu bildirimin ticari işlemlerde taşınır rehninin kuru- luşu bakımından herhangi bir etkisi yoktur168. İşletme envanterinde tescilli geminin bulunması halinde bu geminin Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca rehni, yalnızca işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulma- sına bağlı olduğundan söz konusu bildirim konumuz bakımından önem taşır. Bu bildirim doğrultusunda gemi siciline güvenen üçüncü kişilerin iyi niyetini ortadan kaldırmak adına rehnin gemi siciline işlenmesi doğru olacaktır. Anılan bildirimin mümkün olan en kısa süre içerisinde yapılması uygun olur. İşletme envanterinde bulunan tescilli olmayan gemiler üzerinde ticari işlem- lerde taşınır rehni kurulması halinde ise herhangi bir bildirim yükümlülü- ğünden söz edilemez.
E. Sıra
Ticari işletme envanterinde bulunan tescilsiz geminin yahut envante- rinde tescilli gemi bulunan ticari işletmenin bütünü üzerinde birden fazla rehnin söz konusu olması halinde Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu sıra bakımından taraflara alternatif sunmuştur. Bu rehin türünde kural iler- leme sistemi olmakla birlikte, taraflar anlaşarak sabit derece sistemini de tercih edebilirler (TİTRK m. 11/I; Yön. m. 24-26).
Taraflar öncelik sistemini benimsemişler veya sabit derece sistemini benimsemedikleri için öncelik sistemi kanunen uygulama alanı bulmuşsa, rehinler kuruluş tarihine göre sıralanır169. Sıralama yapılırken dikkate alın- ması gereken tarih, rehnin tescil tarihidir (Yön. m. 25)170. İlerleme sisteminin geçerli olduğu durumlarda, üst sırada yer alan rehinlerin sona ermesi halinde alt sırada yer alan rehinler kendiliğinden üst sıraya yükselir. Sabit derece sisteminin geçerli olduğu durumlarda ise, üst sırada yer alan rehnin boşal- ması halinde sözleşme ile171 ilerme hakkı sağlanmadıkça alttakiler doğrudan üst sıraya yükselemez ve malik boşalan üst derecede yeni bir rehin hakkı kurabilir172.
168 Ticari işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehne ilişkin ticaret siciline tescil koşulu- nun TTK m. 11/III ile uyumlu düzenlenmemesine yönelik eleştiri için bkz. Seven, s. 110-111.
169 Bkz. Antalya/Acar, s. 108; Seven, s. 38.
170 Bkz. Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 138.
171 Sabit derece sisteminde, boşalan dereceye ilerleme sözleşmesinin kendiliğinden ilerleme hakkı vermeyeceği, yalnızca boşalan dereceye ilerleyebilmek için talep hakkı verdiği konusunda bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 197; Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 142.
172 Bkz. Seven, s. 39.
Envanterinde tescilli gemi bulunan bir ticari işletmenin bütünü üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulduğunda, tescilli gemi üzerinde daha önceden kurulmuş gemi ipoteği mevcutsa ticari işlemlerde taşınır rehni gemi ipoteğinden sonraki sırada yer alır173.
Ticari işletmenin envanterinde tescilli olmayan gemi üzerinde zilyetli- ğinin devri yoluyla teslime bağlı taşınır rehni kurulmuşsa, sonradan işlet- menin bütünü üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması halinde, bu rehin zilyetliğin devri yoluyla kurulan rehinden sonra gelir174. İşletmenin bütünü üzerinde rehin kurulmasından sonra geminin zilyetliğinin devri suretiyle başka bir rehin kurulursa ticari işlemlerde taşınır rehni, zilyetliğin devri suretiyle kurulan rehinden önce gelecektir175.
F. Rehin Alacaklısının Hakları
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda rehin alacaklısına bir takım haklar tanınmıştır (TİTRK m. 12). Kanunda tanınan haklar yanında taraflar, sözleşme serbestisi çerçevesinde yeni haklar da öngörebilirler (TİTRK m. 12/I)176. Tıpkı gemi ipoteğinde olduğu gibi, ticari işlemlerde taşınır rehni de zilyetliğin devrini gerektirmeyen bir rehin türü olduğu için alacaklıya alacağın muaccel olmasından önce de bazı haklar sağlanmıştır. Bu nedenle rehin alacaklısının haklarını alacak muaccel olmadan önce ve sonra şeklinde ikiye ayırarak incelemek gerekir.
1. Alacak Muaccel Olmadan Önce
Envanterinde tescilli-tescilsiz ayrımı yapılmaksızın gemi bulunan bir ticari işletmenin bütünü üzerinde veya gemi tescilli değilse sadece o gemi üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması halinde rehin veren bir takım yükümlülüklere tabidir: Rehin veren, gemiyi rehin alacaklısının men- faatlerini gözeterek kullanmak zorundadır177. Rehin veren, rehin kurulduktan sonra gemiyi devrederse geminin devrini Rehinli Taşınır Sicili’ne kaydet- tirmekle yükümlüdür (TİTRK m. 12/VI)178. Hemen belirtelim ki, geminin mülkiyetinin devri konusunda, rehin alacaklısının onayına gerek yoktur179.
173 Bkz. Kırca, Çiğdem: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninde Sıra”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 171.
174 Bkz. Kırca, s. 172.
175 Bkz. Kırca, s. 172.
176 Bu konuda bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 192-193.
177 Bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 194-195.
178 Bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 196.
179 Bu durum TİTRK’in getirdiği yeniliklerden birisidir. TİRK döneminde rehin konusunun devrinde rehin alacaklısının onayı aranmaktaydı (TİRK m. 10/II).
Ancak rehin hakkı ayni nitelikli olduğundan, devralan kişi gemiyi rehin yükü ile devralmış olur. Sicile tescil yükümlülüğünün yerine getirilmemesi ha- linde, adli para cezası yaptırımının uygulanması da öngörülmüştür (TİTRK m. 16/I-ç).
Rehin alacaklısı, rehin veren veya üçüncü bir kişinin zilyetliğinde bu- lunan gemiyi denetleme hakkına sahiptir (TİTRK m. 12/IV)180. Şüphesiz re- hin alacaklısı bu hakkını iyi niyet kurallarına uygun olarak kullanmalıdır181. Örneğin geminin yapacağı seferi aksatacak şekilde denetim hakkı kullanıla- maz. Denetim hakkı kapsamında yapılan inceleme sonucu, zilyedin geminin değerini azaltan davranışlarda bulunduğu izlenimi söz konusu olursa rehin alacaklısı hakimden bu gibi davranışların yasaklanmasını isteyebilir. Ala- caklıya bu durumda gerekli önlemleri alması konusunda hakim tarafından yetki verilebileceği gibi, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu yetki olmaksızın kendisi de müdahale edebilir (TİTRK m. 12/II). Bununla birlikte rehin sözleşmesine rehin alacaklısının, hakim tarafından yetkilendirilmeye gerek olmadan doğrudan müdahale etmesine imkan tanıyan hükümler konu- labilir. Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik’te rehinli geminin değerinde bir azalma meydana geldiğinde rehin alacaklısının alacağı için başka bir güvence gösterilmesini veya geminin eski hale getirilmesini isteme hakları- nın bulunduğu belirtilmiştir. Henüz geminin değerinde bir azalma olmama- sına rağmen bu yönde bir tehlikenin mevcut olduğu durumlarda rehin ala- caklısının mahkemeden güvence gösterilmesini talep hakkı da vardır. Yeterli güvence hakim tarafından belirlenen süre içinde gösterilmediği takdirde, gü- vence eksiğini karşılayacak miktardaki alacağın muaccel olacağı öngörül- müştür (Yön. m. 27/II). Ayrıca, rehin veren, geminin değerini rehin alacak- lısı aleyhine azaltan tasarruflarından doğan zararları karşılamakla da yü- kümlüdür (TİTRK m. 12/V).
Geminin değerinin, zilyedin herhangi bir müdahalesi olmaksızın, örne- ğin denizdeki tehlikeler nedeniyle azalması halinde ise rehin alacaklısının başvurabileceği herhangi bir hak Kanun’da düzenlenmemiştir. Yönetmelikte ise, değer düşmesi zilyedin kusuru olmadan meydana gelmişse rehin alacak- lısının, ancak zilyedin zarardan ötürü aldığı tazminat miktarını aşmayacak ölçüde borçludan güvence vermesini veya kısmî ödeme yapmasını isteye- bileceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte rehin alacaklısı, değer düşmesinin
180 Bkz. Bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 195-196. Denetim hakkının daha ayrıntılı olarak düzen- lenmesi gerektiği konusunda bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 39.
181 Bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 198; Göle/Xxxxxxx, s. 43.
önlenmesi veya giderilmesi için gerekli önlemleri kendiliğinden de alabilir. Rehin alacaklısı, bu amaçla yaptığı harcama tutarı kadar rehinli taşınır varlık üzerinde tescile gerek olmaksızın ve tescil edilmiş olan diğer yüklerden önce gelen bir rehin hakkına sahip olur. Xxxxx, bu masraflardan kişisel olarak sorumlu değildir (Yön. m. 27/III).
Rehin veren hakkında, geminin değerinin korunabilmesi için geminin Kanun’daki düzenlemeler hilafına kullanılması ile rehin alacaklısına zarar verilme kastıyla tahrip ya da imha edilmesi hallerinde alacağını kısmen veya tamamen tahsil edemeyen rehinli alacaklıların şikayeti üzerine güvence altına alınan borç tutarının yarısını geçmemek üzere adli para cezası uygu- lanacağı düzenlenmiştir (TİTRK m. 16/I).
Taraflar, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, Kanun ve Yönetmelik’te sayılanlardan farklı hak ve yükümlülükler de öngörebilirler. (TİTRK m. 12/I).
2. Alacak Muaccel Olduktan Sonra
Alacak muaccel olduğu halde ödenmediğinde, rehin alacaklısının baş- vurabileceği haklar Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun “Temerrüt sonrası haklar” başlıklı 14. maddesinde ve Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönet- melik’in 29-41. maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümler uyarınca alacak muaccel olduktan sonra rehin alacaklısı,
- Rehinli taşınırın mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir.
- Alacağını 5411 sayılı Kanun uyarınca faaliyet gösteren varlık yöne- tim şirketlerine devredebilir.
- Zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda kiralama ve lisans hakkını kullanabilir.
- Genel hükümler çerçevesinde takip yapabilir.
a. Rehinli Taşınırın Mülkiyetinin Kendisine Devrini İsteme
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na göre, alacaklı birinci derece alacaklı ise, icra dairesinden182 İcra ve İflas Kanununun 24. maddesi uya-
182 Alacaklının mülkiyetin kendisine devir hakkının icra dairesi nezdinde kullanılmasına ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Yılmaz, Ejder: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na Göre Rehinli Alacaklının Alacağını Tahsil Etme Yolları”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 233-249.
rınca geminin mülkiyetinin devrini talep edebilir (TİTRK m. 14/I-a)183. Birinci derecede alacaklının mülkiyetin devri hakkını temerrüdün gerçekleş- mesinden itibaren yedi gün içerisinde184 kullanması gerekir (Yön m. 30/II). Yönetmelik uyarınca ise öncelik hakkına sahip alacaklının bir hafta185 içeri- sinde mülkiyetin devri talebinde bulunmaması halinde sonraki sırada bulu- nan rehin alacaklıları icra müdürlüğünden mülkiyetin devri talebinde buluna- bileceklerdir (Yön. m. 40). Görüldüğü üzere Kanun bu hakkı sadece birinci derecede alacaklıya tanınmış olsa da Yönetmelik bu hakkın kapsamını ge- nişletmiştir186.
Alacaklıya tanınan bu hakkın, temeli Roma Hukuku’na kadar dayanan ve teminat değerinin alacak değerinden yüksek olduğu hallerde rehin vereni koruma amacını güden “lex commissoria yasağı”nın ihlal edip etmediği öğretide tartışılmış ve üç farklı görüş ortaya çıkmıştır:
Görüşlerden ilkine göre, lex commissoria yasağına aykırı sözleşmelerin kesin geçersizlik yaptırımına tabi tutulması karşısında Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda böyle bir anlaşmanın geçerli olabileceğine ilişkin iradenin açık bir şekilde ortaya konulmaması Anayasa’nın 13. maddesine aykırılık teşkil eder. Bu gerekçe ile, rehinli alacaklının taşınırın mülkiyetinin kendisine devredilmesini istemesi mümkün değildir187. Belirtmek gerekir ki
183 Bu hakkın, alacaklıya tanınan seçimlik haklar arasında en önemlisi olduğu nitelemesi için bkz. Seven, s. 171. TİTRK’in ilk halinde ortaya çıkan, alacaklının diğer haklarını kullanabilmesi için rehinli taşınırın mülkiyetinin kendisine devrini istemesinin bir ön koşul olup olmadığı yönündeki tereddüt, 7099 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle TİTRK
m. 14/II’ye eklenen (ç) bendi ile giderilmiştir. Bu konuda bkz. Xxxx, Sempozyum, s.
197. Bu talep hakkının kanun kaynaklı bir ayni talep hakkı olduğu konusunda bkz. Gümüş, Xxxxxxx Xxxxx: “6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Bakımın- dan Temerrüt Sonrası Haklar, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 204.
184 Yedi günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda bkz. Yılmaz, s. 239; Xxxxx, s. 216. Yönetmelik ile düzenlenen bu sürenin Kanun’a ve medeni usul hukuku bakımından uygulanan “tasarruf ilkesi”ne aykırı olduğu hakkında bkz. Hasırcı, Hakan: “6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun İcra ve İflas Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi, BATİDER, C. XIII, S. 2, 2017, s. 231-232.
185 Sürenin m. 30/II’da yedi günlük, m. 40’da ise bir hafta olarak belirlenmesinin nedenini anlamak güçtür. Her iki sürenin “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönet- melik” uyarınca yeknesaklaştırılması gerektiği konusunda bkz. Yılmaz, s. 251.
186 İcra hukukunda geçerli olan “kanunilik ilkesi” karşısında, alacaklının rehinli taşınırın mülkiyetinin kendisine devrini isteme hakkına ilişkin olarak Yönetmelik ile TİTRK’den farklı koşulların getirilmesine yönelik eleştiriler için bkz. Seven, s. 187-188.
187 Bkz. Xxx Xxxxxxxx, s. 39-40, 43. “Bu düzenleme ile mülkiyet hakkının ölçüsüz sınır- landırılıp sınırlandırılmadığı Anayasa’ya aykırılık açısından dahi tartışma konusu yapılabilir” (Göle/Xxxxxxx, s. 46). Karakuş Erbaş, TİTRK m. 14/I-a hükmünün lex
bu görüş, Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik 9. maddesinin I. fıkrasının (ı) bendi mülga edilmeden önceki döneme aittir188. Anılan bent, rehin sözleş- mesi yapılırken (henüz rehinli alacak muaccek olmadan) sözleşmeye “te- merrüt durumunda mülkiyeti devralma kaydının kullanılacağı” şeklinde bir düzenlemenin eklenebileceği yönünde idi. Ancak belirtmek gerekir ki, rehin sözleşmesinin zorunlu içeriğini düzenleyen Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 4. maddesinin VI. fıkrasında, mülkiyetin devredilmesine ilişkin düzenleme sayılmamıştı. Dolayısıyla sözleşmeye hüküm konulmaması ha- linde de Kanun’a dayanarak rehinli taşınırın mülkiyetinin devrinin talep edilmesi mümkündü (TİTRK m. 14/I-a)189.
Diğer görüş ise, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda öngörülen bu düzenlemeyi lex commissoria yasağına aykırı bir düzenleme görünü- münde kabul etmekle birlikte, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun özel bir kanun olması sebebiyle, lex commissoria yasağının kanuni bir istisnası olarak değerlendirmektedir190. Bu noktada Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun m. 14 maddesinin I. fıkrasının a bendi şeklen lex commissoria yasağına aykırı olsa da, amaç itibariyle bir aykırılıktan söz edilemeyeceği de belirtilmektedir191.
Bizim de katıldığımız üçüncü görüşe göre ise, lex commissoria yasağı, alacak henüz muaccel olmadan önceki dönem için söz konusudur192. Alacak
commissoria yasağını açıkça “deldiği” ve bu hükmün rehin hukukunun ruhuna ve özellikle teminat ilkesine aykırı olduğu görüşünü ileri sürmüş ancak hükmün uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir değerlendirme yapmamıştır. Bkz. Karakuş Erbaş, s. 213-215.
188 Yönetmelik’in m. 9/I-ı bendinin mülga edilmesinden sonra TİTRK açısından lex commissoria yasağına aykırılıktan söz edilemeyeceği konusunda bkz. Xxxxx, Ticari İşletme, s. 67, dn. 1.
189 Bu yönde bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 45.
190 Bkz. Antalya/Acar, s. 225-226; Xxxxxx, s. 235; Xxxxxx/Xxxxxx, s. 44; Xxxxxxx/ Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 182. Öte yandan, lex commissoria yasağının amacından hareketle alacaklının alacağını aşacak bir yarar elde etmesinin lex commissoria yasağının ihlali olarak algılanması halinde ise TİTRK m. 14/I-a’nın lex commissoria yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği, zira TİTRK’nın öngördüğü sistemde kural olarak alacaklının alacağından fazlasını tahsil edemeyeceği de belirtilmektedir. Bkz. Antalya/Acar, s. 225-226; Xxxxx, s. 205; Xxxx, s. 87-88.
191 Bkz. Antalya/Acar, s. 225-226.
192 Bkz. Antalya/Acar, s. 149; Xxxxxx, s. 234; Xxxxxxx/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/ Xxxx Xxxxxxx, s. 170; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 245. Ayrıca bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Helvacı, İlhan: Türk Medeni Kanununa Göre Lex Commissoria (Mürtehinin Merhunu Xxxxxxxx) Xxxxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 100 vd.
muaccel olduktan sonra yapılan lex commissoria anlaşmaları ise geçer- lidir193. Kanun’un 14. maddesinde düzenlenen mülkiyetin devrini talep hakkı ise madde başlığından da anlaşılacağı üzere temerrüdün gerçekleştiği durum- lara ilişkindir ve lex commissoria yasağına aykırılık teşkil etmemektedir194. Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik’in ilk halinde yer alan, 9. maddenin (ı) bendinin lex commissoria yasağı kapsamına girdiğinde tereddüt yoktu. Nite- kim öğretide, sözleşmeye konulacak bu kaydın geçersiz sayılması gerektiği de haklı olarak belirtilmişti195. Kanun’un 14. maddesinde düzenlenen mülki- yetin devrini talep hakkı ise madde başlığından da anlaşılacağı üzere temer- rüdün gerçekleştiği durumlara ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği gibi alacak muaccel olduktan sonra yapılan lex commissoria anlaşmaları geçerli kabul edilmektedir196. Buradaki fark ise, hukuki işlemin nedeninin sözleşme değil kanun olmasıdır197. Öte yandan, öncelikle takip yoluna başvurulmaksızın doğrudan mülkiyetin rehin alacaklısına geçirilmesi ticari hayatın devamı bakımından bir tehdit olarak nitelendirilmektedir198.
Rehinli taşınırın değeri199, rehinli alacağın miktarından fazla ise rehin alacaklısı aradaki farkı icra dairesine ödeyerek mülkiyeti devralabilir (Yön. 38/II). Aradaki fark miktarından, diğer derecedeki alacaklılara karşı rehin alacaklısı ve rehin veren müteselsilen sorumludur (TİTRK m. 14/I-a son cümle). Bu düzenleme ile rehinli geminin değeri, rehinli alacaktan fazla ise alacaklının mülkiyeti devralması yoluyla oluşacak haksızlık engellenmiş- tir200. Öte yandan, rehinli alacağın değeri, rehinli taşınırın değerinden fazla ise rehin alacaklısı rehinli taşınırın eksper raporunda belirtilen tutarının onda
193 Bkz. Helvacı, s. 101; Sirmen, Eşya, s. 654-655.
194 Bkz. Seven, s. 171-172; Xxxxxxxx, Damla: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Teslime Bağlı Taşınır Rehninde Ayrılan Yönleri”, DEÜHFD 2017, C. XIX, S. 1, s. 146; Xxxxx, Ticari İşletme, s. 67, dn. 1; Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 245. Krş. Xxxxx, Xxxxxx: Ticari İşletme Hukuku, 11. Baskı, Ankara 2018, s. 83.
195 Bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 45.
196 TİTRK m. 14/I-a hükmü ile rehinli taşınırın mülkiyetinin rehinli alacaklıya devredilme- sine ticari işlemlerde taşınır rehni kurulmadan önce imkan tanınması, hakkın kaynağının kanun olmasının doğal sonucudur. Bu noktada TİTRK m. 14/I-a hükmünün, alacak muaccel olmadan önce yapılan lex commissoria sözleşmelerinden ayrılması gerektiği düşüncesindeyiz. Aksi bir yorum ise haklı olarak TİTRK m. 14/I-a hükmünün lex commissoria yasağının istisnası olarak değerlendirilmesine neden olur.
197 Bkz. Seven, s. 172.
198 Bkz. Göle/Xxxxxxx, s. 46.
199 Rehin sözleşmesi kapsamında geminin değeri taraflarca veya ekspertiz marifetiyle tespit edilebilir (TİTRK m. 13).
200 Bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 196-197.
dokuzunu alacağına mahsup ederek varlığın mülkiyetinin kendisine devrini talep edebilecek201 ve bu durumda mülkiyeti devralan rehinli alacaklının ve varsa diğer rehinli alacaklıların alacağı ile öncelik hakkı da belirtilerek rehin açığı belgesi düzenlenecektir (Yön m. 38/I)202.
Rehin alacaklısından mülkiyetin kendisine devrinin talebi gelmesi ha- linde, icra dairesi devri Rehinli Taşınır Siciline bildirilir. Mülkiyetinin devri talep edilen taşınır tescilli bir gemi ise, Rehinli Taşınır Sicili, Gemi Sicili’ne bildirimde bulunmalı ve geminin zilyetliğini rehin alacaklısına geçirilmeli- dir. Zilyetliğin rehin alacaklısına geçirilmesi, mülkiyetin devri bakımından kurucu etkiyi haizdir (TTK m. 1001/I).
b. Alacağın Varlık Yönetim Şirketlerine Devri
Rehin alacaklısına alacak muaccel olduktan sonra tanınan bir diğer hak, rehin ile güvence altına alınmış olan alacağı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu203 uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devretme hakkıdır204. Alacağın devri ile birlikte gemi üzerindeki rehin hakkı da aynı sırada kalmak koşuluyla varlık yönetim şirketine geçer (TİTRK m. 14/I-b). Ticari İşlemlerde Rehin Hakkının Kurulması ve Temerrüt Sonrası Hakların Kullanılması Hakkında Yönetmelik ile ise rehinli alacaklının alacağını yal- nız varlık yönetim şirketlerine değil üçüncü kişilere de devredileceği öngö- rülmüştür (m. 41). Yönetmelik ile alacağın devredebileceği kişilerin kanunda öngörülmeyen bir şekilde genişletilmesi öğretide eleştirilmiştir205. Lakin ge- nel hükümler çerçevesinde rehin alacaklısının, rehinle güvence altına alınan alacağını herhangi bir kişiye devredebilme olanağının bulunması karşısında, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun 14. maddesinin I. fıkrasının (b) bendinin rehin alacaklısının alacağını devir yetkisini sınırlandıran bir hüküm olarak değerlendirmek isabetli olmayacaktır. Bu düzenlemenin amacı alaca- ğın varlık yönetim şirketlerine de devredebileceğini teyit etmek olup, alaca- ğın varlık yönetim şirketi dışında kalan kişilere devredilebileceği de kabul edilmelidir206.
201 Bu olasılığa ilişkin bir örnek için bkz. Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 185.
202 Bkz. Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 185.
203 RG., 19.10.2005, S. 25983 (Mükerrer).
204 Bu konuda bkz. Xxxx, s. 90-92. Bu hakkı, her alacaklının mı yoksa taşınırın mülkiye- tinin devri talebinde olduğu gibi yalnızca ilk sırada bulunan alacaklının mı kullanabile- ceği konusunda tereddüt bulunduğuna ilişkin bkz. Antalya/Acar, s. 91.
205 Bkz. Yılmaz, s. 250-251; Xxxxx, Ticari İşletme, s. 67, dn. 3.
206 Bu yönde bkz. Seven, s. 196-197; Xxxxx, s. 222; Kara, s. 91; Helvacı (Ülgen/Kaya/ Xxxxx Xxxxx), s. 246.
Rehinle güvence altına alınan alacağın devri, Türk Borçlar Kanunu m. 183 ve devamındaki maddelerinde düzenlenen alacağın devri hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmelidir207.
c. Zilyetliğin Devrine Konu Olmayan Varlıklarda Kiralama ve Lisans Hakkının Kullanılması
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda alacak muaccel olduktan sonra alacaklıya tanınan bir başka hak ise rehinli varlık üzerinde kiralama ve lisans hakkının kullanılmasıdır (TİTRK m. 14/I-c). Fakat bu hakkın sadece zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklar üzerinde kullanılabileceği öngö- rüldüğünden tescilli ve tescilsiz gemiler üzerinde alacaklının kiralama hak- kını kullanması mümkün olmaz208. Zira, envanterinde gemi bulunan işlet- menin bütünü üzerinde kurulan rehinde de kiralama hakkının kullanılabil- mesi için geminin zilyetliğinin rehin alacaklısına devredilmesi gerekecektir.
Üzerinde kiralama ve lisans hakkı kullanılabilecek varlıklara örnek olarak, kiracılık hakkı, fikri mülkiyet hukuku kaynaklı haklar, ticaret unvanı veya işletme adı verilebilir209.
d. Genel Hükümlere Göre Takip Başlatma Hakkı
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda alacak muaccel olduktan sonra rehin alacaklısına tanınan son hak ise alacaklının genel hükümlere göre takip yapabilmesidir (TİTRK m. 14/I-ç). Bu düzenleme ile alacaklıya tanınan diğer seçimlik hakların, genel hükümler uyarınca takip yapılmasına engel olmayacağı210 teyit edilmiştir (Yön. m. 41/III)211.
G. Rehin Hakkının Sona Ermesi
Ticari işlemlerde taşınır rehni de diğer rehin türlerinde olduğu gibi alacaklıya fer’i bir hak sağladığından rehinle güvence altına alınan alacağın
207 Bkz. Karakuş Erbaş, s. 218.
208 Bkz. Xxxx, s. 92.
209 Bkz. Karakuş Erbaş, s. 220.
210 TİTRK m. 14’ün ilk halinde alacaklının genel hükümlere göre takip talep etme hakkı, ilk üç bentte sayılan seçimlik hakların kullanılması yoluyla alacağın tahsil edilememesi ko- şuluna bağlanmıştı. Bu koşul, 7099 sayılı “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile değiştirilmiş ve günümüzde yürürlükte olan halini almıştır. Yapılan değişikliğin anlam ve amacı için bkz. Yılmaz, s. 252-253.
211 Yapılacak olan takip hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Xxxxxx, s. 252 vd; Xxxx, s. 93 vd;
Şenocak/Kahraman/Xxxxxx Xxxxxxx/Xxxx Xxxxxxx, s. 151 vd.
sona ermesiyle rehin de son bulur212. Rehin alacaklısı alacağın son bulduğu tarihinden itibaren on beş gün içinde rehnin terkini için Rehinli Taşınır Sicili’ne başvurmalıdır213. Alacaklı, yabancı hukuka tabi ise bu süre otuz gündür. Terkin yükümlülüğünü yerine getirmeyen rehin alacaklısına rehin veren veya borçlunun talebi üzerine güvence alınan borç tutarının onda biri oranında idari para cezası uygulanır. Ayrıca bu durumda borcunu ödeyen ve bunu belgeleyen borçluya da rehnin terkini isteyebilme hakkı tanınmıştır (TİTRK m. 15)214.
Ticari işlemlerde taşınır rehninin belirli bir süre için kurulması da mümkün olduğundan, rehin sözleşmesinde belirtilen sürenin dolması da re- hin hakkını sona erdirir (Yön. m.21)215. Sürenin taraflarca uzatılması halinde ise tabiatıyla rehin hakkı devam edecektir216.
Üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulan geminin tamamen yok olması rehni sona erdiren bir diğer neden olarak sayılmıştır (Yön m.22)217. Ancak yok olan geminin yerine sigorta tazminatı gibi ikame bir değer geçi- yorsa rehin hakkı ikame değer üzerinden devam eder.
Xxxxxxx rehin alacaklısı, her zaman Rehinli Taşınır Sicili’nden rehni terkin ettirme hakkını da haizdir. Rehin alacaklısının bu hakkını kullanması da rehni sona erdirir (Yön. m. 22)218.
IV. TESPİTLER
Ticari işletme envanterinde bulunan gemiler üzerinde yukarıda açıkla- nan ilkeler çerçevesinde teslime bağlı taşınır rehni, gemi ipoteği ya da ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması mümkündür. Teslime bağlı taşını rehni ile gemi ipoteğinin konusunu oluşturacak gemiler birbirinden açık bir şekilde ayrılmıştır. Buna karşın ticari işlemlerde taşınır rehni hem teslime bağlı taşınır rehni ile hem de gemi ipoteği ile rehnedilebilecek gemiler üzerinde kurulabilir. Bir gemi üzerinde birden fazla kanun uyarınca rehin kurulma- sının mümkün olduğu durumda, rehinler arasındaki farklılıkların ortaya konması taraflara hangi rehin türünü tercih edecekleri konusunda yol göste-
212 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Xxxx, s. 40-59; Xxxxxx, Ecrin: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sözleşmesi, İstanbul 2018, s. 211-213.
213 Bu konuda bkz. Xxxx, Sempozyum, s. 198; Xxxx, s. 119.
214 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Seven, s. 217-218; Kara, s. 121-124.
215 Bkz. Xxxx, s. 74-76.
216 Bkz. Helvacı (Ülgen/Kaya/Xxxxx Xxxxx), s. 249-249.
217 Bkz. Baydak, s. 215.
218 Bkz. Xxxx, s. 64-66; Xxxxxx, s. 216.
ricidir. Bu saikle aşağıda aynı gemi üzerinde ticari işletme rehni ile teslime bağlı taşınır rehni veya gemi ipoteği kurulması halinde ortaya çıkan farklı- lıklar belirtilmiştir.
A. Ticari İşletme Envanterinde Bulunan Sicile Kayıtlı Olmayan Geminin Rehni
Bir ticari işletmenin envanterinde bulunan gemi tescil edilmemiş veya yabancı bir gemi siciline tescilli ise bu gemi üzerinde gemi ipoteği kurulması mümkün değildir. Söz konusu gemi teslimli taşınır rehni kurallarına göre rehnedilebilir. Ayrıca, sicile kayıtlı olmayan gemi Ticari İşlemlerde Taşınır Kanunu hükümleri uyarınca gerek münferiden gerekse de işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin kapsamında rehnedilebilir.
Sicile kayıtlı olmayan geminin teslime bağlı taşınır rehni ve ticari işlemlerde taşınır rehnine konu olması bakımından ortaya çıkan farklılıklar şöyledir:
1. Ticari işlemlerde taşınır rehni yalnızca Kanun’da belirtilen taraflar arasında kurulabilir, teslime bağlı taşınır rehnnin kurulması bakımından ise bu şekilde bir sınırlandırma söz konusu değildir.
2. Teslime bağlı taşınır rehni geminin zilyetliğinin rehin alacaklısına devri ile kurulurken, ticari işlemlerde taşınır rehninde geminin zilyetliğinin devrine gerek yoktur. Rehin, Rehinli Taşınır Sicili’ne yapılacak bir tescil ile kurulacak ve geminin zilyetliği malikte kalmaya devam edecektir. Esasında gemilerin zilyetliğin devriyle rehnedilmesi rehnin tarafları bakımından iş- levsel olmaz. Zira bu durumda rehin alacaklısı rehin süresi boyunca gemiyi saklama yükümlülüğüne katlanacak, rehin veren ise işletmesinde gemiyi kullanamayacaktır. Rehin alacaklısının denizcilik sektöründe faaliyet göste- ren bir kişi olması halinde dahi, rehin süresi boyunca gemiyi kullanması mümkün olmayacağından zilyetliğin devri rehin alacaklısına herhangi bir fayda sağlamayacaktır. Bu nedenle ticari işlemlerde taşınır rehninin kurul- masına ilişkin koşulların varlığı halinde teslime bağlı taşınır rehni yerine bu rehin türünün seçilmesi taraflara büyük kolaylık sağlar.
3. Teslime bağlı taşınır rehnin kurulması konusunda tarafların şekle tabi olmayan bir anlaşma yapmaları ve geminin zilyetliğini rehin alacaklısına devredilmesi yeterli iken, ticari işlemlerde taşınır rehni sözleşmesi Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda öngörülen şekle uyularak yapılmalı ve Rehinli Taşınır Sicili’ne tescil edilmelidir.
4. Teslime bağlı taşınır rehninde geminin zilyetliğinin rehin alacak- lısına devredilmesi, rehnin kuruluşundan itibaren rehin alacaklısının bazı
yükümlülüklere katlanmasına neden olur. Ticari işlemlerde taşınır rehninde ise zilyetlik rehin verende kaldığı için, rehin veren bir takım yükümlülüklere tabi tutulmuştur.
5. Gemi üzerinde kurulan teslime bağlı taşınır rehni geminin eklentile- rini de kapsar. Buna rağmen gemi üzerinde kurulan ticari işlemlerde taşınır rehninin geminin eklentilerini kapsaması tarafların anlaşmasına bağlıdır.
6. Gemi üzerinde birden fazla teslime bağlı taşınır rehni kurulması halinde sıra öncelik ilkesine göre belirlenir. Bir gemi üzerinde birden fazla ticari işlemlerde taşınır rehninin varlığında da kural sıranın öncelik ilkesine göre belirlenmesi olmakla birlikte taraflar anlaşarak sabit derece sistemini de tercih edebilirler.
7. Rehinle güvence altında alınan alacak muaccel olduğu halde xxxx- memişse, teslime bağlı taşınır rehni alacaklısının geminin mülkiyetinin ken- disine devredilmesi talebi taraflar arasında bir anlaşmanın varlığına bağlıdır. Ticari işlemlerde taşınır rehninde ise bu hak kanundan doğmaktadır.
8. Teslime bağlı taşınır rehni, rehnin paraya çevrilmesi dışında bir nedenle sona erdiğinde kural olarak rehin alacaklısının geminin zilyetliğini malike iade etmesi gerekir. Ticari işlemlerde taşınır rehninin son bulmasında ise rehin alacaklısı rehni Rehinli Taşınır Sicili’nden terkin ettirmekle yü- kümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde idari para cezası uygulanır. Ayrıca ticari işlemlerde taşınır rehninde borcunu ödeyen rehin verenin, rehni bizzat terkin ettirme hakkı da bulunmaktadır.
9. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda hüküm bulunmayan hallerde, Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz rehnine ilişkin hükümleri ticari işletme rehni bakımından uygulama alanı bulur. Dolayısıyla Ticari İşlem- lerde Taşınır Rehni Kanunu’nda hüküm bulunmayan hallerde teslime bağlı taşınır rehni kuralları uygulanamaz.
B. Ticari İşletme Envanterinde Bulunan Sicile Kayıtlı Olan Bir Geminin Rehni
Hukukumuzda ticari işletmenin envanterinde bulunan sicile kayıtlı bir geminin rehni kural olarak gemi ipoteği ile sağlanır. Ancak ticari işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin işletme envanterinde bulunan tescilli gemi- leri de kapsar. Hemen belirtelim ki, ticari işletme envanterinde bulunan sicile kayıtlı bir gemi üzerinde münferit olarak ticari işlemlerde taşınır rehni kurulamaz.
Sicile kayıtlı bir gemi üzerinde tesis edilecek gemi ipoteği ve ticari işlemlerde taşınır rehni arasındaki farklar ise şu şekildedir:
1. Ticari işlemlerde taşınır rehni yalnızca Kanun’da belirtilen taraflar arasında kurulabilir, teslime bağlı taşınır rehnnin kurulması bakımından ise böyle bir sınırlandırma söz konusu değildir.
2. Gemi ipoteği de ticari işlemlerde taşınır rehni de birer sicil rehnidir. Dolayısıyla her iki rehin türünde de geminin zilyetliğinin alacaklıya devrine gerek yoktur. İki rehnin kuruluşu arasındaki fark rehin sözleşmesinin şekli konusundadır. Ticari işlemlerde taşınır rehni sözleşmesinin güvenli elektro- nik imza kullanılarak elektronik ortamda yapılması mümkün iken, bu olanak gemi ipoteği bakımından tanınmamıştır. Gemi ipoteğine ilişkin sözleşme yazılı olarak yapılmalı ve imzalar noterce onaylanmalıdır Sözleşmenin gemi sicil müdürlüğünde yapılması halinde ise noter onayına ihtiyaç kalmaya- caktır.
3. Ticari işletme envanterinde bulunan gemi üzerinde gemi ipoteği kurulması halinde ipoteğin Rehinli Taşınır Sicili’ne, ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması halinde rehnin geminin tescilli olduğu gemi siciline bildiril- mesi gerekir.
4. Gemi ipoteği geminin eklentilerini de kapsar. Buna karşın işletmenin bütünü üzerinde kurulan ticari işlemlerde taşınır rehninin tescilli geminin eklentilerini kapsayıp kapsamayacağı tartışmalıdır.
5. Gemi üzerinde birden fazla gemi ipoteği kurulması halinde araların- daki sıra sabit derece sistemine göre belirlenir. İşletmenin bütünü üzerinde birden fazla ticari işlemlerde taşınır rehninin varlığında ise kural sıranın öncelik ilkesine göre belirlenmesidir. Öte yandan, taraflar anlaşarak sabit derece sistemini de tercih edebilirler.
6. Gemi ipoteğinde, ipotekle güvence altına alınan alacak muaccel olmadan önce ipoteğin sağladığı teminat tehlikeye düşerse ipotek alacaklısı doğrudan malike müdahale edip, tehlikenin giderilmesi için uygun bir süre verebilir. Ticari işlemlerde taşınır rehninde ise rehin alacaklısı alacak muac- cel olmadan önceki haklarını gecikmesinde sakınca bulunan haller hariç olmak üzere hakim tarafından verilecek yetki ile kullanabilir. Rehin sözleş- mesinde doğrudan müdahaleye olanak sağlayan hükümler konulması halinde ise hakim tarafından yetkilendirmeye gerek kalmaz.
7. Gemi ipoteğinde, ipotekle güvence altına alınan alacak muaccel ol- duğu halde ödenmemişse, ipotek alacaklısının geminin mülkiyetinin kendi- sine devredilmesi talebi taraflar arasında bir anlaşmanın varlığına bağlıdır. Ticari işlemlerde taşınır rehninde ise bu hak kanundan doğar.
8. Gemi ipoteğinin sona ermesi halinde rehnin sicilden terkin edilmesi gerekir. Aynı yükümlülük ticari işlemlerde taşınır rehninin son bulmasında
da geçerli olmakla birlikte, ticari işlemlerde taşınır rehni alacaklısının bu yükümlülüğe uymaması halinde rehinle güvence altına alınan alacak tutarı- nın onda biri oranın idari para cezasına çarptırılacağı da düzenlenmiştir. Ayrıca ticari işlemlerde taşınır rehninde borcunu ödeyen rehin verenin, rehni bizzat terkin ettirme hakkı da bulunmaktadır.
9. Gemi ipoteği Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği için mutlak ticari iş niteliğindedir. Aynı gerekçeyle gemi ipoteğinden kaynaklanan uyuş- mazlıklar mutlak ticari dava konusunu oluşturur. Ticari işlemlerde taşınır rehninde ise taraflardan birinin tacir olmaması yahut tacir olduğu halde reh- nin ticari işletmesini ilgilendirmemesi halinde, rehin bir sözleşme ilişkisine dayandığı için Türk Ticaret Kanunu’nun 3 ve 19. maddelerine göre her iki taraf için de ticari iş sayılacak ancak, rehne ilişkin uyuşmazlıklar ticari da- vaya vücut vermeyecektir.
SONUÇ
Hukukumuzda 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu ile ticari işlet- melerin rehnine ilişkin özel bir rehin sisteminin benimsenmesinin temel nedeni, başta üretim araçları olmak üzere ticari işletmenin envanterinde bulunan taşınırların zilyetliğinin devredilerek rehnedilmelerine alternatif yaratılmasıdır. Zira, işletme envanterindeki taşınırların zilyetliklerinin devri halinde, işletmenin faaliyetine devam etmesi ya imkansız hale gelecek ya da önemli ölçüde zorlaşacaktır. 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu, gemi ipoteğine ilişkin hükümleri saklı tutarak, işletme envanterinde bulunan tes- cilli gemiler üzerine ticari işletme rehni kurulmasını engellemişti. Esasında bu yaklaşım, ticari işletme rehninin varoluş amacına uygundu. Gemi ipote- ğinde de geminin zilyetliğinin rehin alacaklısına devredilmesine gerek olma- dığından, işletme envanterindeki tescilli gemi rehnedildiğinde ticari işletme- nin faaliyetlerinde kullanılmayaya devam edilebiliyordu.
6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, ticari işlemlerde taşınır rehni uygulamasını genişletmek amacıyla işletmenin bütünü yerine, işletme envanterinde bulunan varlıkların münferiden rehnine olanak sağla- yan bir sistem getirmiş ve sadece özel sicillerine tescil yoluyla üzerinde re- hin kurulabilen varlıkları kural olarak Kanun’un kapsamı dışında bırakmıştır. Bu çerçevede 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu dönemi ile uyumlu olarak tescilli gemiler üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması kural olarak söz konusu olmayacaktır.
Öte yandan, güvence altına alınan alacak tutarının işletme envanterinde bulunan varlıkların münferiden rehni ile güvence altına alınamadığı hallerde,
6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulmasına da imkan tanınmıştır. İşletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin, kuruluşu anında işletmenin faaliyetine özgülenmiş tüm değerleri kapsayacağından tescilli gemiler de işletme kapsamında rehnedilmiş sayılacaktır.
Gemi ipoteği ve ticari işlemlerde taşınır rehni özlerinde birer sicil rehni olsalar da, her iki rehin türü arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Tescilli bir geminin genellikle bir ticari işletme bünyesinde faaliyet göstereceği gözetildiğinde günümüzde bu gemilerin rehni konusunda ikili bir sistem ortaya çıkmıştır. Fakat, ticari işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulmadığı durumlarda gemi ipoteği tescilli gemilerin rehnine ilişkin tek yöntem olma özelliğini de korumaktadır. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun bu tercihinin nedenini anlamak zordur ve bu tercih Kanun’un maddeleri arasın- daki uyumsuzluğun göstergesidir. Kanımızca gerek münferiden gerekse işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehinler için gemi ipoteğinin saklı tutulması daha uygun bir tercih olurdu.
Tescilsiz gemiler üzerinde gemi ipoteği kurulması mümkün olmadığın- dan, bu gemilerin ticari işlemlerde taşınır rehnine konu olabilmesi ise işlet- menin faaliyetinin devamı bakımından olumlu bir düzenleme olma özelliğini korumaktadır.
KAYNAKÇA
Acar, Xxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Bakımından Rehin Alanın ve Xxxxx Xxxxxxx Hak ve Yükümlülükleri”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 191-198 (Anılış: Sempozyum).
Acar, Xxxxx: Rehin Hukuku Dersleri, İstanbul 2015 (Anılış: Rehin).
Akıncı, Xxxx: Türk Hukukunda Gemi İpoteği, Ankara 1958.
Akıntürk, Xxxxxx: Eşya Hukuku, İstanbul 2009.
Aksoy, Xxxx: Türk Deniz Hukukunda Yeni Bir Düzenleme: Bağlama Kütüğü, Prof. Dr. Xxxxx Xxxxx’a Armağan, C. I, Ankara 2010, s. 63-141.
Algantürk Light, Didem: “Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği Hakkında Değerlendirmeler” İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2009, Y. VIII, S. 16, s. 49-64.
Antalya, Gökhan/Acar, Xxxxx: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni, 2. Baskı, İstanbul 2017.
Xxxxx, Sabih: Ticari İşletme Hukuku, 24. Baskı, Ankara 2018 (Anılış: Ticari İşletme).
Xxxxx, Sabih: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Açısından Ticari İşletmenin Rehni”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 141-157 (Anılış: Sempozyum).
Xxxxx, Xxxxxx Xxxxxxx: 6750 Sayılı Kanuna Göre Rehne Konu Olabilecek Taşınırlar, Ankara 2017.
Xxxxxx, Xxxxx: “Gemi İpoteği Hükümlerinin Yasama Tarihçesi”, Prof. Dr. Xxxx Xxxxxxx’x Xxxxxxx, X. X, Xxxxxxxx 0000, s. 249-315 (Anılış: Gemi İpoteği).
Xxxxxx, Kerim: “Bağlama Kütüğü: Yasama Amacı, Uygulama Alanı ve Özel Hukuk Kurallarına Etkisi”, BATİDER 2009, C. XXV, S. 4, s. 297-368 (Anılış: Bağlama Kütüğü).
Atamer, Kerim: Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Deniz Hukukunda Cebrî İcra, İstanbul 2006 (Anılış: Cebri İcra).
Xxxxx, Xxxx/Xxxxxx, Xxxxxxxxx/Xxxxxxx, Xxxxxx: Xxxxxxx Xxxxxx, 2.
Baskı, Ankara 2019.
Xxxxx, Zühtü: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Bakımından Taraflar”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 85-116.
Xxxxxx, Ecrin: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sözleşmesi, İstanbul 2018.
Can, Mertol: Xxxx Xxxx Xxxxxxx Xxxxxx, X. X, Xxxxxx 0000.
Can, Mertol: Deniz Ticareti Hukuku, C. I, Ankara 2000.
Caner, Oğuz/Xxxxxxxx, Xxxxxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Kapsamı Dışında Bırakılan Varlıklar” İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2017, C. 2017/II, S. 32, s. 137- 160.
Cansel, Xxxx: Türk Menkul Rehni Hukuku, C. I, (TeslimŞartlı Xxxxxx Xxxxx), Ankara 1967.
Çağa, Xxxxx/Xxxxxx, Xxxxxxx: Deniz Ticareti Hukuku I, Giriş-Gemi- Donatan ve Kaptan, 15. Baskı, İstanbul 2009.
Çetiner, Bilgehan: Hapis Hakkı, İstanbul 2010.
Xxxxx, Xxxxxx: Yeni Bağlama Kütüğü Rejimi Üzerine Değerlendirmeler, AÜHFD 2015, C. LXIV, S. 1, s. 103-169.
Dinar, Cem: Türk Medeni Kanunu Kapsamında Hapis Hakkı, İstanbul 2016.
Xxxxxx, Mehmet Serkan: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Kuruluşu,” Ticari İşlemlerde Taşınır Xxxxx Xxxxxxxxxx, Ankara 2018, s. 117-124 (Anılış: Sempozyum).
Ergüne, Xxxxxx Xxxxxx: Hukukumuzda Taşınır Rehninin Özellikle Teslime Bağlı Taşınır Rehninin Kuruluşu, İstanbul 2002 (Anılış: Rehnin Kuruluşu).
Xxxxx, Şeref: “Ticari İşletme Rehni”, Prof. Dr. Xxxxx Xxxxxx Anısına Armağan, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi (DEÜHFD), C. VII, 2005, s. 39-50.
Xxxxx, X. Xxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninde Teminatın Taşınır Varlık Yönünden Kapsamı”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 181-189 (Anılış: Sempozyum).
Xxxxx, X. Xxx: Bankacılık Uygulamasında Ticari İşletme Rehni, Ankara 2001 (Anılış: Rehin).
Göle, Xxxxx/Xxxxxxx, Xxxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanununun Ticaret Hukuku Açısından Değerlendirilmesi” BATİDER, C. XXXIII, S. 1, 2017, s. 5-51.
Gümüş, Xxxxxxx Xxxxx: “6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Bakımından Temerrüt Sonrası Haklar, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 199-225.
Gürpınar, Damla: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Teslime Bağlı Taşınır Rehninde Ayrılan Yönleri”, DEÜHFD 2017, C. XIX, S. 1, s. 111-159.
Hasırcı, Hakan: “6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun İcra ve İflas Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi, BATİDER, C. XIII, S. 2, 2017, s. 207-269.
Xxxxxxxxx, Xxxx Xxxxx: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda Sicilli Taşınır Varlıkların Durumu ve Ticari İşletme Rehninin Bunlar Üzerindeki Etkileri, BATİDER, C. XXXIII, S. 2, 2017, s. 177-204.
Helvacı, İlhan: Türk Medeni Kanununa Göre Lex Commissoria (Mürtehinin Merhunu Xxxxxxxx) Xxxxxx, Xxxxxxxx 0000.
İzveren, Adil: Deniz Ticaret Hukuku, Ankara 1960.
Kalpsüz, Xxxxxx: Xxxx Xxxxx, 5. Baskı, İstanbul 2004.
Kara, Burak: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninin Sona Ermesi, İstanbul 2018.
Karakuş Erbaş, Burcu: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni ve Rehin Alacaklısının Korunması, Ankara 2018.
Xxxxx, Xxxxxx: Ticari İşletme Hukuku, 11. Baskı, Ankara 2018.
Xxxxxxx, Şaban: Ticari İşletme Rehni, İstanbul 1996.
Xxxxxx, Xxxxxxx: Xxxxxxx’xx Xxxxxx Xxxxxxx Xxxxxx, 00. Xxxxx, Xxxxxxxx 2016.
Xxxxxx, Xxxxxxx/Çetingil, Ergon/Xxxxxxxxxx, Xxxxx: Xxxxx Xxxxxxxx Hukuku Temel Bilgiler, C. I, 14. Baskı, İstanbul 2016.
Kırca, Çiğdem: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehninde Sıra”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Sempozyumu, Ankara 2018, s. 159-179.
Köprülü, Xxxxxx/Xxxxxx, Xxxxx: Sınırlı Xxxx Xxxxxx, İstanbul 1982. Makaracı Başak, Aslı: Taşınır Rehni Sözleşmesi, İstanbul 2014.
Xxxxxx, Şafak/Yıldız, Enes M.: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Çerçevesinde Ticari İşletme Rehninde “Rehinli Taşınır Sicili”nin Diğer Sicillerle İlişkisi Üzerine Değerlendirme”, BATİDER, C. XXXIV, S. 4, 2018, s. 37-90.
Xxxxxxx, X. Xxxxx/Xxxxxx, Özer/Xxxxx Xxxxxxx, Xxxxx: Xxxx Xxxxxx,
20. Baskı, İstanbul 2017.
Okay, Xxxx: Deniz Ticareti Hukuku I, Giriş-Gemi-Donatan ve Donatma İştiraki-Gemi Adamları, 2. Baskı, İstanbul 1965.
Xxxxx Xxxxxxx, Saibe: “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanununa Göre Üzerinde Rehin Hakkı Kurulabilecek Ticari İşletmeler Dışındaki
Varlıklar”, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Xxxxxxxxxx, Xxxxxx 0000, x. 00-00.