Relation Between the Contract of Affreightment and the Bill of Leading
NAVLUN SÖZLEŞMESİ İLE KONİŞMENTO ARASINDAKİ İLİŞKİ
Relation Between the Contract of Affreightment and the Bill of Leading
Xxx Xxxxx XXXXXXXX*
ÖZET
Xxxxxxx hayatının en büyük aktörlerinden biri şüphesiz ki deniz yoluyla taşımacılık- tır. Deniz ticareti yoluyla taşımacılıkta ise en önemli sözleşmelerden biri navlun sözleşmesidir. Navlun sözleşmesi ile taraflardan biri (taşıyan) deniz yoluyla eşya taşımayı, diğer taraf (taşıtan) da bunun karşılığında bir ücret (navlun) ödemeyi taah- hüt eder. Navlun sözleşmesi kurulduktan sonra taşıyan tarafından tek taraflı olarak düzenlenen, eşyanın gemiye yükletildiğini veya teslim alındığını belirten, eşyanın taşınması ve gönderilene teslimi taahhüdünü içeren ve eşyayı temsil eden kıymetli evrak niteliğinde bir senet vardır ki o da konişmentodur. O halde konişmento, sadece navlun sözleşmesinin taraflarını oluşturan ve taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkiyi gösteren bir kıymetli evrak niteliğinde olan bir belge değildir. Konişmentonun en temel işlevi, onun eşyayı temsil eden bir kıymetli evrak olmasıdır. Taşıyan, konişmento ile yükletenden teslim aldığı eşyanın kapsamını da belirlemiş olur. Konişmento, bu kapsamda navlun sözleşmesinin koşullarını da içerir. Bu makale ile birlikte yukarıdaki temel açıklamalar ışığında öncelikli olarak navlun sözleşmesi, unsurları, tarafları ve ilgilileri, çeşitleri, hukuki niteliği ve akdedilmesi anlatılmıştır. Akabinde konişmento, nevileri ve düzenlenmesi ortaya konulmuştur. Nihayetinde, navlun sözleşmesi ile konişmento arasındaki ilişki detaylı bir şekilde açıklanmış ve değerlendirilmiştir.
Xxxxxxx Xxxxxxxxx: Türk Ticaret Kanunu, Konişmento, Navlun Sözleşmesi, Xxxxx Xxxxxxxx, Deniz Ticareti Hukuku, Deniz Yolu Taşımacılığı, Taşımacılık.
ABSTRACT
The carriage by sea is the most important agent of the commercial life. The contract of affreightment is also one of the most important contracts of carriage by sea. The party that is carrier accepts and undertakes to carry the goods and the other party that is charterer, accepts and undertakes to pay the charge (which is referred to “charter”) in consideration of carrying of goods whereby these mentioned contract of af- freightment. After the contract of affreightment, the bill of leading is unilaterallyset- tled by carrier. The bill of leading indicates that the goods are shipped to the vessel or the goods are received. The bill of leading includes also the undertaking of car-
187
riage of the goods and the delivery to the consignee. The goods are represented by the bill of leading which is also bill as valuable and commercial paper. In this re- gard, the bill of leading is not security which only indicates the relation between the carrier and charterer that are the parties of the contract of affreightment. The basic function of the bill of leading is that it is a valuable and commercial paper which represents the goods. The carrier determines also the scope of the goods which are received from the shipper. In this legal basis, the bill of leading states furthermore the clauses of the contract of affreightment. Regarding the mentioned information above, the contract of affreightment, elements, parties, concerned persons, varieties, legal qualification, signification are explained below. Subsequently; the bill of lead- ing, its species and arrangements are also introduced. Consequently, the relation between the contract of affreightment and the bill of leading are examined and clari- fied regarding the Article.
Key Words: Turkish Commercial Code, The Bill of Leading, The Contract of Af- freightment, Maritime Trade, Maritime Law, Maritime Transportation, Transporta- tion.
GİRİŞ
***
188
Günümüzde birçok şirket tarafından tercih edilen deniz taşımacılığı, re- kabetçi yapıya sahip birçok sektör için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu amaçla ülkemizde, deniz ticareti hukuku ile ilgili birçok hukuki düzenle- me1 meydana getirilmiştir2.
Öte yandan, deniz taşımacılığında en yaygın sözleşme tiplerinden biri olan navlun sözleşmesi, 6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1019. ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1138. maddelerinde düzenlenmiş- tir3. Buna göre, navlun sözleşmesi öyle bir akittir ki bununla taraflardan biri olan taşıyan deniz yoluyla eşya taşımayı, diğer taraf olan taşıtan da bunun karşılığında bir ücret (navlun) ödemeyi taahhüt eder. Navlun söz-
1 Ülkemizde deniz ticareti ile ilgili ilk kanun 1864 tarihli Ticaret-i Bahriye Kanunudur. Bu kanun 1807 tarihli Fransız Ticaret Kanunu 2. Kitabının bir tercümesidir. (ÇAĞA Xxxxx-KENDER Xxxxxxx, Deniz Ticareti Hukuku I, Xxxxx, Gemi, Xxxxtan ve Kaptan, Gözden Geçirilmiş 14. Bası, Arıkan Yayınevi, İstanbul 2005, s.29 vd.).
2 Ülkemizde milli ekonomiye katkı amacıyla denizciliğin gelişmesi için özellikle 1981 yılından itibaren denizcilik mevzuatında birçok düzenlemeler ve yenilikler yapılmıştır. (KENDER Rayegan-ÇETİNGİL Ergon, Deniz Ticareti Hukuku (Takip Hukuku ve Deniz Sigortaları ile Birlikte) Temel Bilgiler, 8. Basıdan 9. Tıpkı Baskı), Ekim 2007 İstanbul, s. 9.
3 “6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu”, kısaca “TTK” olarak ifade edilecektir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan “6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu” ise kısaca ”Yeni TTK” olarak ifade edilecektir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu, 13.01.2011 tarihinde kabul edilmiş olup 14.02.2011 tarihinde 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Çalışmamızın konusu esas itibarıyla Yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki ilgili düzenlemeleri içermektedir.
leşmeleri, esas itibarıyla Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 1138. ve 1245. maddelerinde düzenlenmiştir4. Her ne kadar navlunun kelime anlamla- rından biri “ücret” olsa da hem iş hayatının teamüllerinden dolayı ve hem de karada eşya taşımacılığından ayırt edilmesi için “navlun sözleşmesi” terimi kullanılır5.
Türk Ticaret Kanunu’nda “eşya taşıma navlun mukaveleleri” teriminin aksine Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” te- rimi kullanılmış ve böylelikle yerinde ve genel bir ifade tarzı benimsen- miştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda ayrıca gemi kira sözleşmeleri (Ye- ni TTK md. 11199 vd.), zaman çarteri sözleşmesi (Yeni TTK md.1131 vd.), navlun (denizde eşya taşıma) sözleşmesi (Yeni TTK md. 1138 vd.), deniz yoluyla yolcu taşıma sözleşmesi (Yeni TTK md. 1247) konularına ayrı başlıklar halinde değinilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus; zaman çarteri sözleşmesinin navlun sözleşmesinin bir çe- şidi olarak değil, ondan ayrı bir sözleşme tipi olarak düzenlenmesidir6. Aşağıda bu konu ana hatları ve mevcut tüm özellikleri ile ele alınmıştır.
Navlun sözleşmesi kurulduktan sonra taşıyan tarafından tek taraflı olarak düzenlenen, eşyanın gemiye yükletildiğini veya teslim alındığını belirten, eşyanın taşınması ve gönderilene teslimi taahhüdünü içeren, eşyayı temsil eden, kıymetli evrak niteliğinde bir senet vardır ki o da konişmentodur7. Konişmento, (bill of leading, connaissement) latince cognescere (tanı- mak) kelimesinden gelmektedir8. Buna göre eşyayı temsil eden bir kıy- metli evrak olan konişmento, sadece navlun sözleşmesinin taraflarını oluşturan taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkiyi gösteren bir belge değildir. Konişmento, gemi ile gerçekleştirilen her bir taşıma faaliyetini ve ilgili faaliyetleri (özellikle satım, sigorta sözleşmesi, terminal işletmeciliği ve bankacılık faaliyetlerini) kapsayan birbiriyle bağlantılı birçok sözleşmeyi barındıran bir ağdır9. Taşıyan, konişmento ile yükletenden teslim aldığı eşyanın kapsamını da belirlemiş olur. Konişmento, bu kapsamda navlun sözleşmesinin koşullarını içerir.
Navlun sözleşmesi ile konişmento arasındaki bu genel ilişkiyi ortaya koyduktan sonra; çalışmamızın devamında navlun sözleşmesi, konişmento ve navlun sözleşmesi ile konişmento arasındaki ilişki konula-
189
4 Navlun sözleşmeleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 1016 ve 1118. maddelerinde düzenlenmiştir.
5 KENDER-ÇETİNGİL s. 101.
6 KENDER-ÇETİNGİL s.101.
7 KENDER-ÇETİNGİL s.121.
8 TEKİL Fahiman, Navlun Mukaveleleri, İstanbul 1973, s.38.
9 YEŞİLOVA Ecehan, Konişmentonun İspat Kuvveti, Güncel Yayınevi, İzmir 2006, s.15.
190
rına kapsamlı bir şekilde değinilecek ve en sonunda sonuç kısmı ile ça- lışmamız tamamlanacaktır.
I. NAVLUN SÖZLEŞMESİ
A. Genel Olarak
Navlun sözleşmesi öyle bir akittir ki bununla taraflardan biri (taşıyan) deniz yoluyla eşya taşımayı, diğer taraf taşıtan da bunun karşılığında bir ücret (navlun) ödemeyi taahhüt eder10. Bu kapsamda navlun sözleşmesi, iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) bir akittir11. Navlun sözleşmesi- nin taraflarını esas itibarıyla taşıyan ve taşıtan oluşturur.
B. Unsurları
1. Eşya taşınması taahhüt edilmelidir
Sözleşmenin konusu taşınabilir maddi bir eşya olmalıdır12. İnsan, navlun sözleşmelerinin konusu dışındadır. Zaten insan (bir diğer ifadeyle yolcu taşımacılığı) ile ilgili hükümler, TTK md. 1127 vd ile Yeni TTK md.1247 vd.’da düzenlenmiştir13. Yolcu bagajları kavramı ise kural ola- rak navlun sözleşmesinin konusuna girmez14. Bunlar hakkında Yeni TTK md. 1250/f.2 hükümleri uygulanır15.
Taşıma konusu eşya nev’en veya ferden belirlenmiş olabilir. Burada eş- yadan maksat yalnızca ticari nitelikte olanlar değil, taşınması mümkün olan tüm maddi varlıklardır16. Navlun sözleşmesinin akdedildiği sırada taşınacak eşyanın mevcut olması gerekmez17. İleride elde edilecek eşya- lar da taşıma sözleşmesinin konusunu oluşturur. Taşıma taahhüdünün başka bir şahsa yapılmış olması yeterlidir18.
10 ÇAĞA Xxxxx, Navlun Sözleşmesi, İstanbul 1988, s.1.
11 Navlun sözleşmesi ivazlı ve iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Almanya’da ise kanunda bu konuda bir açıklık bulunmamaktadır. Doktrindeki baskın görüş navlun sözleşmesinin ivazlı bir akit olduğunu kabul eder. (ÇAĞA Xxxxx-KENDER Xxxxxxx, Deniz Ticareti Hukuku II, Navlun Sözleşmesi, 7. Basıdan Tıpkı 8. Xxxxx, s.4); DİKİCİ M. Xxxxx, Xxxxxxx Xxxxxx 0, Xxxxxx 2002.
12 KANER, İnci Deniz, Deniz Ticareti Hukuku II, Filiz Kitabevi, İstanbul 2009, s.2; ÇAĞA-KENDER II s.2.
13 Bu konuda bkz. CAN M., Xxxxx Xxxx ile Yolcu Taşıma Sözleşmesi, Ankara 2001 (XXXXXXXX Xxxxx, Denizcilik Hukuku, Ders Notları 2008-2009, İstanbul 2009, s.109’daki 261. Dipnottan naklen).
14 KENDER-ÇETİNGİL, s. 102.
15 Türk Ticaret Kanunu’nda yolcu bagajları ile ilgili hükümler 1127. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
16 ÇAĞA-KENDER II s.2.
17 KENDER-ÇETİNGİL s.102.
18 ÇAĞA-KENDER s.2.
2. Eşya taşıması deniz yoluyla yapılmalıdır
Kara, iç sular ve hava yolu ile ilgili taşımalar navlun sözleşmesinin konu- sunu oluşturmazlar19. Taşıma yükleme limanında başlar ve varma veya boşaltma limanında sona erer. Varma veya boşaltma limanı navlun söz- leşmesinde belirtilir. Ancak varma limanının navlun sözleşmesinde açık bir şekilde belirtilmemesi mümkündür. Bu durumda varma limanı, taşı- tan veya konişmento hamili tarafından sözleşme veya konişmentoda gös- terilmiş olan emir limanında (Port of Call) veya yolda bulunan gemiye telsizle bildirilmek suretiyle tayin edilir20.
Öte yandan, karma taşımanın mevcut olduğu durumlarda (bir taşıma içe- risinde kara, deniz ve hava yoluyla taşıma mevcutsa) seyrüseferin hâkim kısmının denizde geçmesi, yolculuğun deniz yolculuğu olarak nitelendi- rilmesi için yeterlidir21.
3. Taşıma işi gemi ile yapılmalıdır
Taşıma işinin gemi ile yapılması gerektiğinden, gemi niteliğine sahip olmayan su üzerinde yüzen cisimler ile yapılan bir taşıma sözleşmesi navlun sözleşmesinin konusu dışındadır.
Bunun yanında Türk Ticaret Kanunu md. 816 hükümleri gereği gemilerin deniz gemisi olması gerekir iken Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda bu kriter ile ilgili bazı önemli değişiklikler yapılmıştır. Yeni Türk Ticaret Kanu- nu’nun 931. maddesinde yerinde bir düzenleme yapılarak geminin suda hareket etmesi ve yüzme özelliğine sahip olması gerekli sayılmıştır22.
Burada ayrıca taşıma işinde kullanılacak geminin navlun sözleşmesinde gösterilmesinin zorunlu olmadığı da belirtilmelidir23. Taşıma işinde kul- lanılacak geminin navlun sözleşmesinde gösterilmesinin yararı, taşıtanın gemiyi önceden bilmesinde menfaatinin bulunmasıdır24.
191
19 Posta idaresi tarafından denizde yapılan taşımalar navlun sözleşmesi hakkındaki hükümlere tabi değildir. (Yeni TTK md. 1138/f.2 ve TTK md.1016/f.2); ÇAĞA s.1.
20 ÇAĞA- KENDER II s.1; ÇAĞA s.1.
21 TEKİL s.26; ATAERGİN, s.108; XXXXXX Xxxxxxx, Droit Maritime, II, 4. Bası, Paris 1950-1953,
s.138 (TEKİL s.26’dan naklen).
22 Ayrıca bkz. ‘‘Ancak iç su gemisiyle denizde yapılan taşımalarda da menfaatler dengesindeki benzerlik nedeniyle navlun sözleşmesinin uygulanması gerekir’’ (KENDER-ÇETİNGİL s.103).
23 ÇAĞA-KENDER II s.2-3; KANER s.2.
24 Geminin yaşı, nevi, sürati, tabiiyeti vb. özellikleri taşımanın güven içinde başarılması ve yükün sigorta ettirilmesi için önemlidir (ATAERGİN s.109).
192
4. Taşıyan eşyanın zilyetliğini elde etmiş olmalıdır
Zilyetlik taşıtanda kaldığı takdirde ortada bir navlun sözleşmesi yerine sadece bir taşıma akdi mevcuttur25. Taşıyan yükü teslim alarak onun vası- tasız zilyedi, kaptan da zilyet yardımcısı olur26. Alt taşımalarda ise vasıta- lı zilyetlik yeterlidir. Bundan dolayı sözleşmenin içeriğine bağlı olarak taşınan eşya, taşıyanın bakım ve muhafazası altındadır. Zira taşıyanın yüke özen borcu vardır ve taşıyan, eşyayı teslim aldığı hal ve nitelikte varma limanında gönderilene teslim etmekle yükümlüdür.
5. Taşıma işi bir ücret karşılığında yapılmalıdır
Navlun sözleşmesinde öngörülen taşıma işi bir ücret karşılığında yapıl- malıdır (Yeni TTK md. 1138). Bu nedenle ücretsiz olarak yapılan taşıma- lar, navlun sözleşmesi mahiyetinde sayılmayacaktır.
C. Navlun Sözleşmesinin Tarafları ve İlgilileri
Navlun sözleşmesinin tarafları, esas itibarıyla taşıyan ile taşıtandır. Fakat birçok halde navlun sözleşmesinden hak kazanan başka ilgililer de mev- cut olup söz konusu ilgililer, yükleten ile gönderilendir. Bu nedenle aşa- ğıda sırasıyla taşıyan, taşıtan, yükleten ve gönderilen kavramları açık- lanmıştır.
1.Taşıyan
Taşıyan, deniz yolu ile yük taşımayı taahhüt eden kimsedir27 28. Taşıyan, donatan veya gemi işletme müteahhidi29 de olabilir. Ayrıca denizde yük taşımayı taahhüt eden herhangi bir kimse de taşıyan sayılır.
Uluslararası metinlerden olan Lahey Kaideleri’nin 1-a maddesinde ve ayrıca Carriage of Goods by Sea Act (COGSA) 1971’de taşıyan, geniş kapsamlı olarak sadece “ship owner” kavramı ile ifade edilmiştir. Buna karşılık diğer bir uluslararası metin olan Hamburg Kuralları’nda “akdi taşıyan” ve “fiili taşıyan” olmak üzere iki ayrı taşıyan kavramına yer verilmiştir30. Akdi taşıyan, gönderen ile bizzat navlun sözleşmesi akde-
25 ÇAĞA-KENDER II s.3; ÇAĞA s.3.
26 ÇAĞA-KENDER II s.3; XXXXX s.3.
27 Kara ve hava taşıma hukuku terminolojisinde “taşıyıcı” ifadesi kullanılır (KANER s.3).
28 Eşya taşıma taahhüdü altında olan taşıyan bu tanım ile beraber (taşıma işleri) nakliye komisyoncusundan ayrılır. Zira komisyoncu bizzat eşya taşımayı değil hesabına taşıyan vasıtasıyla bir eşyayı taşımayı üstlenmektedir (İMREGÜN Oğuz, Ticaret Hukukunun Genel İlkeleri, İstanbul 1989, s.205) (ATAERGİN s.111’den naklen).
29 ATAERGİN, s.111; ÇAĞA-KENDER I s.120.
30 ATAERGİN s.113-114.
den veya adına navlun sözleşmesi akdedilen kişidir. Fiili taşıyan ise, bir taşımanın ifasının kısmen veya tamamen kendisine bırakılmış olduğu veya böyle bir ifa kendisine tevdi edilen kişidir. Fiili taşıyan, akdi taşı- yanın gönderenle akdettiği navlun sözleşmesinden doğan taşıma borcu- nun ifasında kullandığı yardımcı şahsıdır, akdi taşıyanın adamı olmama- sının nedeni de aralarında bulunduğu kabul edilen hizmet sözleşmesidir31.
Akdi taşıyanın donatan, gemi işletme müteahhidi veya çarterer olup ol- mamasının bir önemi yoktur. Önemli olan, deniz yolu ile taşıma taahhü- dünde bulunulmuş olunmasıdır.
Fiili taşıyan kavramı ise eşya taşıma alanına getirilen en önemli yenilik- lerdendir. Bu kavram, kısmen veya tamamen aynı yükün taşınmasını yüklenen birden fazla navlun sözleşmesi çerçevesinde ve birden fazla taşıyanın söz konusu olduğu hallerde, yük zararından dolayı tazminat talebinin kime yöneltileceği konusunda bir çözüm getirmiştir.
Akdi taşıyan ve fiili taşıyan kavramlarına hukukumuzda ilk kez (Ham- burg Kuralları ile uyumlu olarak) Yeni Türk Ticaret Kanunu ile değinil- miştir. Yeni Kanunumuzda “fiili taşıyıcı” ve “asıl taşıyıcı” kavramlarına kanunun 888. maddesinde yer verilmiştir. Anılan maddede, fiili taşıyıcı- nın kısmen veya tamamen taşıma işini yerine getirdiğine değinilmiş ve bu kişinin, eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin devam eden 3. fıkrasında, asıl taşıyıcı ile fiili taşıyıcının müteselsilen sorumlu oldukları da vurgulanmıştır. Yine bu sorumluluk kaydı da Yeni TTK ile getirilen önemli bir yeniliktir. Zira mevcut Türk Ticaret Kanunu’nun 796. maddesinde, birinci taşıyıcıdan sonra gelen taşıyıcıların (Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre fiili taşıyıcı veya taşıyı- cıların) taşıma işi ile ilgili doğacak tüm borçlarda önceki taşıyıcının (Ye- ni Türk Ticaret Kanunu’na göre asıl taşıyıcının) yerine geçeceği düzen- lenmiştir. Bu kapsamda, her iki taşıyıcının taşıma işinden doğan borçlar- da müteselsilen sorumlu olduklarına dair getirilen bu kayıt, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun hukukumuza kazandırdığı önemli yeniliklerdendir.
193
31 İSTANBULLU, A; Xxxxx Xxxxxxx Xxxx Xxxxxx Xxxxxxxxxxxx, Xxxxxx Xxxxxx Xxxx, Xxxxxxxx 0000, s. 23 (ATAERGİN s.114’den naklen).
194
2. Taşıtan
Navlun sözleşmesinde taşıyanın karşı tarafını teşkil eden ve navlun söz- leşmesini kendi adına akdeden kimsedir. Taşıtanın bizzat navlun sözleş- mesini imzalayan taraf olması şart değildir32. Bir kimse sözleşmeyi kendi adına ve fakat başkası hesabına akdetmişse hesabına sözleşme yapılan kimse taşıtan sıfatını kazanmaz. Sözleşmeyi akdeden bunu başkası nam ve hesabına yapmışsa taşıtan, nam ve hesabına akdedilen kimsedir33.
3. Yükleten
Navlun sözleşmesine dayanarak taşınacak malı gemiye getiren veya taşı- yana veya yetkili bir temsilcisine teslim eden kimsedir34. Yükleten yük üzerinde fiilen tasarruf sahibi olan kimsedir: eşyanın zilyedidir, zilyet yardımcısı değildir35. Yükleten ile taşıtan aynı şahıs olabilir, ama bu zo- runlu bir durum değildir. Yükletenin taşıtandan başka bir kimse olması durumunda yükleten taşıtanın bir çeşit temsilcisi durumundadır36.
Navlun sözleşmesi aracılığı ile yükleten lehine bir hak veya alacak doğ- maz37. Yükleten, daha sonra taşıyanla doğrudan akdi bir ilişki içine girer. Taşıyan veya kaptan tarafından eşyanın taşınacağı kendisine beyan ve taahhüt edilince “yükle ilgili şahıs” durumuna girer38 (Yeni TTK md. 1089).
Yükleme yapıldıktan sonra yükletene herhangi bir temsil ilişkisinden farklı olarak kanun tarafından bir takım hak ve sorumluluklar verilmiştir. Şöyle ki; taşıyan, eşyayı yükleten ile arasındaki anlaşmaya uygun olarak güverteye koyabilir (Yeni TTK md.1151). Ayrıca, yükleten eşyayı taşı- yan veya onun temsilcisi durumundaki kaptana teslim etikten sonra, eşya için konişmentonun düzenlenmesini talep edebilir (TTK md.1228/f.2). Konişmentonun düzenlenmesi ile birlikte, yükleten gönderileni tayin ve yükü geri alabilmek gibi tasarruf yetkilerine sahip olur. Böylelikle yükle- tenin göndermiş olduğu eşyalar, teminat altına alınmış olur.
Yükletenin navlun sözleşmesinin tarafı olmamasına rağmen yükün teslim edilmesi ile bir takım hak ve yükümlülüklere sahip olmasının nedeni,
32 ATAERGİN, s.114.
33 KANER s.4.
34 ÇAĞA-KENDER, II s.4; XXXXX s.4, ÇAĞA s.3.
35 KANER s.4.
36 KENDER-ÇETİNGİL s.104.
37 KANER s.5.
38 ÇAĞA-KENDER II s.4.
denizaşırı satışların arzettiği hukuki özelliktir39. Şöyle ki, deniz aşırı ta- şımalarda eşyanın bedeli çoğunlukla taşıma işi bittikten sonra ödenmek- tedir.
4. Gönderilen
Gönderilen, varma limanına yükü teslim alma yetkisine haiz olan kimse- ye denir (Yeni TTK md. 850/f.2; 868/f.2; 871). Gönderilen bu yetkisini konişmentodan alır. Konişmento düzenlenmiş ise varma limanında yükün teslimini istemek hakkına sahip olan kimse konişmentonun meşru hami- lidir (TTK md.1118, TTK md. 686)40. Konişmentonun düzenlenmediği hallerde ise bu yetkisini üçüncü kişi lehine sözleşme sayılan navlun söz- leşmesi ile eşyayı teslim alma yetkisini kullanır (Yeni BK41 md. 129/f.2, BK md. 111/f.2); Yeni TTK md. 869, TTK md.791)42. Gönderilen taşıtan veya yükleten olabileceği gibi bunların dışında bir üçüncü kişi de olabilir.
Gönderilen, eşyayı teslim alarak navlun veya navlun ile ilgili tüm masraf- lar ile sürastarya paralarının borçlusu durumuna gelir43. Uygulamada gönderilen deniz aşırı alıcı, komisyoncu veya bir banka olarak ortaya çıkar.
Gönderilen ile taşıyan arasındaki ilişkide öncelikle konişmento esas tutu- lur44 (Yeni TTK md.1237). Fakat xxxxxx taşımaları ile ilgili olarak uygu- lamada konişmentoya genellikle “all other conditions as per charter party” (diğer tüm şartlar xxxxxx partide olduğu gibi) klozu konulduğundan özellikle teslim, navlun ödemesi ve sürastarya ücreti hakkında navlun sözleşmesi hükümleri geçerlidir45.
195
39 ÇAĞA-KENDER II s.4.
40 ÇAĞA-KENDER II s. 4; XXXXX s.5.
41 818 sayılı Borçlar Kanunu, bundan sonra kısaca “BK” olarak ifade edilecektir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Borçlar Kanunu (kısaca “BK”), 11.01.2011 tarihinde kabul edilmiş olup 04.02.2011 tarihinde 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Çalışmamızda esas itibarıyla Yeni Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olarak Yeni Borçlar Kanunu’na değinilecektir.
42 KANER s.5; TEKİL Fahiman, Xxxxx Xxxxxx, İstanbul 2001, s.231.
43 ÇAĞA-KENDER II s.6; ATAERGİN s.116-117; TEKİL Deniz Hukuku s.231.
44 Yargıtay 11. HD.’nin 26.02.1982 tarihli, 1982/448 E. ve 1982/783 K. sayılı kararında: “…TTK md.1110’a göre taşıyanla gönderilen arasındaki hukuki ilişkilerde konişmento esas tutulur…” denilmiştir (XXXXX Xxxxxx, Deniz Ticareti Hukuku ile İlgili –notlandırılmış- Yargıtay Kararları, İstanbul 2000, s. 167-169; Türk Ticaret Kanunu’nun 1110. maddesinde yazılı hususlar, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 1237. ve 1239. maddelerinde düzenlenmiş olup Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda eski düzenleme aynen korunmuştur.
45 ÇAĞA-KENDER II s. 6; ATAERGİN s.116-117; ÇAĞA s.5 ve 6.
196
D. Navlun Sözleşmesinin Çeşitleri
1. Xxxxxx Sözleşmesi-Kırkambar Sözleşmesi
Yeni TTK md. 1138’e göre navlun sözleşmeleri, temel olarak yolculuk çarteri ve kırkambar sözleşmesi olarak ikiye ayrılır. Bunun yanında, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun “Deniz Ticaret Sözleşmeleri” ana başlığı altın- da 1131. ve devamı maddelerinde “zaman çarteri sözleşmesi” de düzen- lenmiştir. Ancak, yolculuk ve zaman xxxxxx sözleşmeleri dışında başka navlun sözleşmesi türleri de uygulamada mevcuttur46. Bu nedenle diğer ilgili sözleşme türlerine yeni kanunumuzda yer verilmemesi, kanunun bu açıdan eksik düzenlemeler içermesine yol açmıştır.
a. Xxxxxx Sözleşmesi
Geminin tahsisi suretiyle eşya taşımasının taahhüt edildiği sözleşmeye denir. Gemi tahsisi xxxxxx sözleşmesinin esaslı bir unsurudur47. Xxxxxx sözleşmesi, taşıtana tahsis olunan yerin hacmine göre tam xxxxxx ve kısmi xxxxxx olarak ikiye ayrılmaktadır.
aa. Tam Xxxxxx Sözleşmesi
Geminin tamamının taşıtanın eşyalarına tahsis edilmesi ile eşya taşıması- nın taahhüt edildiği sözleşmeye denir.
ab. Kısmi Xxxxxx Sözleşmesi
Geminin belirli bir bölümünün taşıtanın eşyalarına tahsis edilerek eşya taşıması taahhüdünde bulunulmuşsa ortada kısmi xxxxxx sözleşmesi mev- cuttur. Bu sözleşme türü, günümüzde artık nadiren yapılmaktadır.
Sefer esası üzerinden yapılan çarterlere sefer çarteri (trip charter veya voyage charter) denir. Belirli bir süre için taşıtana tahsis edilerek yük taşınması taahhüt edilmişse zaman üzerine xxxxxx (time charter) sözleş- mesi mevcuttur. Burada gemiyi tutanın (çarterer) kaptan ve gemi adamla- rına karşı teknik olmayan ve fakat ticari alan ile sınırlı olan bir talimat yetkisi vardır48. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda zaman çarteri ayrı bir bölümde kanunun 1131. vd. maddelerinde düzenlenmiştir49. Bu düzenle-
46 KENDER Rayegan-ÜNAN Samim, “Eşya Taşıma (Navlun) Mukaveleleri” 40. Yılında Türk Ticaret Kanunu, İstanbul 1997, s. 281.
47 KANER’e göre xxxxxx sözleşmesinde yükü taşıyacak olan gemi ismen tayin edilen muayyen bir gemi olmalıdır. Karşı görüşte, bkz. ÇAĞA-KENDER II s.14.
48 ÇAĞA-KENDER II s.8.
49 Zaman çarteri sözleşmesinde gemiyi tahsis eden, bir ücret karşılığında donatılmış bir geminin belirli bir süre için ticari yönetimini de tahsis olunana bırakmayı üstlenir. Xxxxxxx teknik yönetimini elinde tutan tahsis edenin, geminin zilyedi sayılacağı yeni Kanunda belirtilmiştir.
me Türk Deniz Ticaret Hukuku uygulaması açısından önemli bir düzen- lemedir. Böylece zaman çarterinin kira sözleşmesi olmadığı ortaya ko- nulmuş olur50. Xxxx xxxxxxx ise zaman üzerinde çarterden farklıdır. Kira çarterinde yük taşınması taahhüt edilmeyip bir geminin zilyetliğinin devri ile geminin kullanılmasının başkasına (kiracı) bırakılması söz konusudur (Yeni TTK md.1119).
b. Kırkambar Sözleşmesi
Bir geminin tahsisi söz konusu olmaksızın parçalara ayrılmış belirli bir eşyanın deniz yoluyla bir yerden başka bir yere taşınması konusundaki sözleşmeye kırkambar sözleşmesi denir. Burada navlun sözleşmesinin konusu taşıma vasıtasına değil, doğrudan doğruya taşınacak eşyaya, baş- ka bir deyişle çeşitli mallar veya mal partilerine ilişkindir51. Kırkambar sözleşmesinde de yükü taşıyacak gemi tayin edilir.
Xxxxxx sözleşmesinde taşıyanın karşısında tek veya nadiren birkaç taşıtan ve kırkambarda ise çok sayıda taşıtan bulunmaktadır. Çarterde taşıtanın ihtiyaç ve arzuları ön planda iken, kırkambarda ise taşıtanın isteklerine neredeyse yer verilmez52.
2 Alt Taşıma- Asıl Taşıma Sözleşmeleri
Uygulamada navlun sözleşmesi ile ilgili ifa tarzına53 bağlı olarak yapılan bir ayrım da alt taşıma-asıl taşıma sözleşmeleridir.
Donatan veya gemi işletme müteahhidi olmayan bir kimsenin yük taşı- mayı taahhüt etmesi durumunda alt taşıma (navlun) sözleşmesi söz konu- sudur (Yeni TTK md.1177). Bu kimsenin yük taşıma taahhüdünü yerine getirebilmesi için taşıtan olarak donatan veya gemi işletme müteahhidi ile ayrıca bir navlun sözleşmesi yapması gerekir. Bu sözleşmeye ise asıl taşıma sözleşmesi denir. Burada tek bir taşıma işi ve iki sözleşme vardır. Asıl taşıma sözleşmesinde taşıtan, alt taşıma sözleşmesinde alt taşıyan olur. Alt taşıma sözleşmesinde karşı tarafa alt taşıtan denir.
Bu iki sözleşme birbirinden bağımsızdır54. Alt taşıtan ile asıl taşıyan ara- sında doğrudan doğruya bir hukuki ilişki yoktur. Ancak konişmentonun
197
Böylelikle yeni Kanunda teknik yönetim ticari yönetim ayrımı zımnen de olsa yapılmıştır (ATAERGİN, s.125, 321 sayılı dipnot).
50 XXXX Xxxxxx, Xxxxx Xxxxxxxx Xxxxxx Xxxxxx ve Xxxxx, Xxxxxx 0000, (Çeviren: XXXXXX Xxxxx) s.184-185.
51 ÇAĞA-KENDER II s.9.
52 ÇAĞA-KENDER II s.9.
53 KANER s.10.
198
alt taşıyan ile değil de asıl taşıyan tarafından düzenlenmesi durumunda alt taşıtan ile asıl taşıyan arasında hukuki bir ilişki mevcut olur55.
3. Karma (Aktarmalı) Taşıma Sözleşmeleri
Bir sözleşme içerisinde deniz, hava, kara taşıması ile ilgili düzenlemeler bulunuyorsa bu sözleşmeye karma taşıma sözleşmesi denir. Sözleşmenin tarafları, bu sözleşme ile birlikte daha ekonomik bir amaç elde ederler. Ayrıca ara nakliye komisyoncuları bertaraf edilmiş olunacağından, taşı- mada ciddi bir hız kazanılır.
E. Navlun Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
Navlun sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen, ivazlı ve rızai bir akittir. Aynı zamanda navlun sözleşmesi Yeni BK md. 129/f.2 (BK md.111/f.2) anlamında üçüncü şahıs lehine bir sözleşme olarak sayılmaktadır.
Navlun sözleşmesi hukuki niteliği itibariyle asla bir kira akdi değildir56. Ancak uygulamada yerinde olmayarak “kira akdi” olarak ifade edilmek- tedir. Nitekim Yeni BK md. 299 (BK md. 248) kapsamında bu ifadenin yerinde bir kullanım olmadığı ortadadır. Navlun sözleşmesinde ise bir tarafın diğer tarafa ücret karşılığında gemiyi terk etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Navlun sözleşmesi ile birlikte bir yük, bir yerden başka bir yere deniz yoluyla nakledilir ve gönderilene teslim edilir. Bu noktadan varılacağı üzere, navlun sözleşmesinde belli bir netice taahhüt edildiği için navlun sözleşmesi bir istisna akdidir. Nitekim Yeni BK md. 470’de (BK md. 355’de) istisna akdinde sözleşme sonucunda bir netice- nin sağlanması şartı koşulmuştur.
Alman Hukukunda navlun sözleşmesi bir istisna akti olarak kabul edil- mektedir57. İsviçre Hukukunda ise navlun sözleşmesi vekâletin bir nev’i
54 Bunun yanında alt taşıma sözleşmesi ile asıl taşıma sözleşmesini birbirinden bağımsız sözleşmeler olarak kabul etmeyen Yargıtay 11. H.D.’nin 08.07.1997 tarihli 1996/3328 E. ve 1996/5110 K. sayılı kararı doktrin tarafından haklı bir şekilde eleştirilmektedir. (bkz, bu karar hakkında değerlendirmeler için, KENDER Rayegan, Sigorta Hukuku Dergisi, Yıl:2 Sayı:2-3 s.127 vd.; ÇAĞA s.10; ÇAĞA-KENDER II s.11).
55 KENDER- ÇETİNGİL s.107.
56 Ayrıntılı bilgi için bkz. TEKİL s. 31.
57 WÜSTENDÖRFER X. Neuzeitliches Seehandelrechts, 2. Baskı, Tübingen 1950, s. 229; XXXXXXXX H.,Seehandelsrecht, München 1968, s. 327 (ÇAĞA- KENDER II s. 12’den naklen).
olarak sayılmaktadır58. Türk hukukunda navlun sözleşmesi bir istisna akti olarak kabul edilmiştir59.
F. Navlun Sözleşmesinin Akdi
Navlun sözleşmesinin akdi konusu, xxxxxx sözleşmesi ve kırkambar söz- leşmesi ana başlıkları altında incelenecektir.
1.Xxxxxx Sözleşmesi
Xxxxxx sözleşmesi, kanunen özel bir şekle tabi değildir60 ve bu nedenle yazılı veya sözlü bir şekilde yapılabilir.
Yazılı şekil öngörülmemesine rağmen adet olduğu üzere taraflar, ilerde bir uyuşmazlık çıkmasını önlemek için navlun sözleşmesini yazılı bir şekilde akdederler61. Bu yazılı belgeye charter party (xxxxxx parti) denilir.
Navlun sözleşmesinin akdinden sonra yük taşınmak üzere teslim edilince veya gemiye yüklenince yükletenin isteği üzerine bir de konişmento dü- zenlenir.
Xxxxxx parti ile konişmentonun birlikte düzenlendiği durumlarda taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkiler xxxxxx partiye, taşıyanla konişmento hamili gönderilen arasındaki ilişkiler ise konişmentoya tabi olur62. Konişmentoda xxxxxx partiye bir atıf yapılmış ise bu şart konişmentonun içeriğine dâhil edilir63.
2. Kırkambar Sözleşmesi
Kırkambar sözleşmesinin düzenlenmesi için Yeni Türk Ticaret Kanu- nu’nda ve Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir şekil şartı öngörülmemiştir.
199
58 XXXX-XXXXXXXXXXXXX, Art. 440 N. 20 vd. (ÇAĞA- KENDER II s. 12’den naklen).
59 ÇAĞA-KENDER II s.12-13; XXXXX s. 12; XXXXX Xxxxxxx, Deniz Hukukundaki Eşya Taşıma (Navlun) Mukavelelerinden Doğan Kanunlar İhtilafı, Ankara 1965, s.18; ÇAĞA s.11.
60 ÇAĞA-KENDER s.13; ÇAĞA s.13, ATAERGİN s.128; KANER s.13; GÖĞER s.22.
61 Taraflar navlun sözleşmesi hakkında bir belge verilmesini isterlerse bu belgeye charter party (xxxxxx parti) denilir. Bu belge bir ispat vasıtasıdır, kıymetli evrak değildir. Xxxxxx sözleşmesinin taraflarından her biri kendisine sözleşme ile ilgili bir belge verilmesini isteyebilir. (Yeni TTK md. 1017, TTK md.1017) (ÇAĞA-KENDER II s.14; XXXXX s.13; ATAERGİN s.129, GÖĞER s.23); Bunun yanında, xxxxxx parti sözleşme şartlarını gösteren bir belge olduğu için bu belge xxxxxx sözleşmesi karşılığında kullanılmaktadır. Misal, Hamburg Kuralları Art. 2, abs, 3, satz 1. (KANER s. 13); Karş. GÖĞER s.23.
62 Yeni TTK md. 1237/f.1 ve 2, 1239; TTK md.1110/c.1 ve son.
63 Ayrıntılı bilgi için bkz, EKŞİ N., Milletlerarası Deniz Ticareti Alanında Incorporation Yoluyla Yapılan Tahkim Anlaşmaları, İstanbul 2004.
200
Taşınacak yük taşıyan veya acentesine bildirilir ve onun tarafından keyfi- yet not edilir. Böylece sözleşme akdedilmiş olunur64.
Taşıyan çoğunlukla ilgililere “booking note”65 denilen bir belge verir fakat bu belge bir şekil şartı niteliğinde değildir. “Booking note” xxxxxx parti veya konişmento şartlarının özetini teşkil eder66, gemi sahibi ile kiracı veya broker arasında akdedilir ve çoğu zaman yükle ilgili lehine bir cayma hakkını içerir. Bu hakkın kullanılması için sözleşmelere belirli bir süre konulur. Sürenin sonunda cayma hakkı kullanılmamışsa akit kendi- liğinden yürürlüğe girer67. Belge, sözleşmenin varlığını ispata yarar.
Taşıyan, bazı durumlarda yükün gemiye yüklenmesi ile birlikte sadece geçici notlar yazabilir. Buna “provisional booking” denilir. Böylece provisional booking’in mevcut olduğu hallerde navlun sözleşmesi, varma limanında yükün teslimi üzerine konişmento düzenlenmesi ile kurulmuş olur68. Ayrıca yükün önceden not edilmeksizin teslimi halinde ispat xxxx- siyonunu, rıhtım makbuzu ve “mate’s receipt” isimli belgeler yerine geti- rir69.
Kırkambar sözleşmesi düzenli posta seferi yapan gemilerin tip navlun sözleşmesidir70. Buna göre bu gemiler belli bir tarife uyarınca sefer yapa- rak yüzlerce tacirin parça malını taşırlar. Yüzlerce tacir ile ayrı ayrı nav- lun sözleşmesinin yapılmasının uygulamada pek mümkün olmamasından ötürü kırkambar sözleşmesi, taşıyanların önceden tespit ve ilan ettikleri şartlarla ve kullanıla gelen, dolayısıyla ilgili taraflarca bilinen konişmento formüllerine göre akdolunur71. Bu şartlar dâhilinde söz konusu taşıma şartları sözleşmenin ayrılmaz bir parçası sayılır72. Bu nedenle buradaki konişmentoların şartları sadece taşıyanla gönderilen arasındaki ilişkileri değil, taşıyanla taşıtan arasındaki ilişkileri de düzenler. Bunun sonucu
64 XXXXXXXX s. 330; SCHLEGELBERGER-LIESECKE 556 N. 24 (ÇAĞA-KENDER II s.16’dan naklen).
65 “Booking note”un bir diğer ismi de “berth note”dur. Yük için gemide yer rezervasyonunu temin amacıyla ve aynı zamanda kiralama veya taşıma şartlarının bir özetini ihtiva eden ön akit karakterindedir. “Baltic and International Maritime Conference” tarafından “Conline Booking” aldı altında düzenlenmiştir. (TEKİL s. 37). Ayrıca bkz. ATAERGİN s.129; TEKİL Deniz Hukuku s.252-253.
66 TEKİL s.37.
67 TEKİL s.37.
68 ÇAĞA-KENDER II s.16; ÇAĞA s.15.
69 XXXXXX,Xxxx,: Seehanddelsrecht, Newyork, 1999, s. 273 (KANER s.13’den naklen).
70 ÇAĞA-KENDER II s.16; XXXXX s.14.
71 Konişmentoda yer xxxx xxxxx işlem şartlarının Türk Hukukunda sözleşmeye dahil olup olmadığı hakkında bkz. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU s. 225-257; KANER s.14.
72 ÇAĞA-KENDER II s.16-17.
olarak konişmento kırkambar sözleşmesi için de bir ispat belgesidir. Yü- kün not ettirilmesi sırasında varılan özel anlaşmalar muhakkak konişmentoya kaydedilmelidir. Aksi takdirde konişmento ile bunlar de- ğiştirilmiş sayılır73.
Yükün konişmentoda yazılı olduğu gibi teslim edildiğine dair olan kari- ne, kırkambar taşımalarında taşıyan ve taşıtan arasında da geçerlidir74 (Yeni TTK md. 1237, 1239/f.3; TTK 1110/f.2). Ayrıca Yeni TTK md. 0000’xx (XXX xx.0000’nın) emredici hükümlerinden taşıtan da yararla- nır.
II. KONİŞMENTO A.Genel Olarak
Konişmento deniz taşımasında kullanılan belgelerden biridir. Mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda konişmentonun tanımı yapılmamasına rağmen Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda konişmentonun tanımı yapılmıştır. Buna göre konişmentonun tanımı Yeni TTK md. 0000/x.0’x xxxx: “Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafın- dan teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren öyle bir senettir ki, taşıyan eşyayı, ancak bu senedin ibrazı karşılığında teslimle yükümlü- dür.” şeklindedir.
Bu belge, yükletenin talebi üzerine taşıyan veya onu temsilen kaptan (veya yetkili bir acente) tarafından tek taraflı olarak düzenlenen ve yükün taşınmak üzere teslim alındığı ikrarını ve varma limanında senedin hak sahibi görünen hamiline, senedin iadesi karşılığında aynen teslim edile- ceği taahhüdünü içeren kıymetli bir evraktır75.
Buna göre konişmento ile taşıyanın iki tane yükümlülüğü vardır. Birincisi yükün taşınmak üzere teslim alındığına dair bir beyan ve ikrarını, ikincisi ise yolculuk sonucunda varma limanında senedin yasal hamiline teslim taahhüdünü kapsamaktadır. Bu açıklamalar ile varılacağı üzere konişmento bir kıymetli evraktır; malı temsil eder ve taşıma devam eder- ken yük üzerinde temlik, terhin gibi tasarruflarda bulunmak imkânını verir76.
201
73 ÇAĞA-KENDER s.16-17; XXXXX s.15.
74 PRÜBMANN s. 331, bent c (ÇAĞA-KENDER II s.17’den naklen).
75 ÇAĞA-KENDER II s.65; ÇAĞA s. 65; XXXXXX Xxxx, Deniz Ticareti Hukuku, İstanbul 1961, s. 90; KENDER-ÇETİNGİL s.121; XXXXX s.37; ATAERGİN s.138; DEMİRKIRAN Xxxxx, Taşıyanın Konişmento İçeriğinden Sorumluluğu, İstanbul 2008, s. 9.
76 ÇAĞA-KENDER II s.65; KENDER-ÇETİNGİL s.121.
202
B. Nevileri ve Düzenlenmesi
1. Nevileri
Yeni TTK md. 1228/f.2’de iki tür konişmentonun tanımı yapılmıştır: Yükleme konişmentosu ve tesellüm konişmentosu.
a. Yükleme Konişmentosu
Yükün gemiye yüklenmesinden hemen sonra düzenlenen ve xxxxxx söz- leşmesinde en yaygın şekilde düzenlenen konişmentodur. Eski devirlerde sadece bu konişmento türünün var olmasından dolayı bilinen en eski konişmento türüdür77.
Bunun yanında yükleme konişmentosu, kırkambar taşımalarında bir zo- runluluktur. Ancak düzenli posta seferi yapan gemilerde önce tesellüm konişmentosu düzenlenir (Yeni TTK md. 1228/f.2, TTK md.1097/f.5). Tesellüm konişmentosuna daha sonra yükleme tarihi ve geminin adı şerh verilir. Ancak bu açıklama tarih belirtilerek taşıyan veya acentesi tarafın- dan imzalanmadıkça ve paraf edilmiş olmadıkça konişmento akreditif işlemlerinde kabul edilmemektedir78.
b. Tesellüm Konişmentosu
Yükün taşınmak üzere taşıyan tarafından teslim alınmasına müteakiben ve fakat yük henüz gemiye yüklenmeden önce düzenlenen konişmentodur79. Düzenli posta seferi yapan gemilerde de yükün taşıyan tarafından teslim alınmasını takiben bir konişmento düzenlenmesine im- kân vermek için kabul edilmiş bir nevidir. Ancak yükleme konişmentosunun hamili, malın yüklenip yüklenmediği ve yükleme za- manı konularında herhangi bir bilgiye sahip olmaz80. Daha sonra yükle- meyi takiben yükün ne zaman ve hangi gemiye yüklendiğine dair şerh verilmesiyle birlikte tesellüm konişmentosu, yükleme konişmentosu nite- liğini kazanmış olur81 (Yeni TTK md.1228/f.2, TTK md.1097/f.5).
Tesellüm konişmentosunun düzenlenebilmesi için yükün taşıyanın zilyet- liğine geçmesi şarttır. Bunun için vasıtalı zilyetlik yeterlidir82.
77 ÇAĞA-KENDER II s.66; ÇAĞA s.67; XXXXXX s.97.
78 PRÜBMAN s.639 (ÇAĞA-KENDER II s.67); ATAERGİN s.140.
79 ÇAĞA-KENDER II s.67; XXXXXX s.96; KENDER-ÇETİNGİL s.122; TEKİL s.40; ATAERGİN s.140.
80 KENDER-ÇETİNGİL s.122.
81 TEKİL s.256-257.
82 ÇAĞA-KENDER II s.67.
Bununla beraber tesellüm konişmentosu karşısında kredi temini de müm- kün değildir83.
c. Karma Taşıma Konişmentosu
Muhtelif taşıyanlar tarafından deniz, kara veya iç sularda değişik vasıta- larla yükün taşınması halinde taşımanın bütün safhaları için geçerli olmak üzere verilen konişmentodur84. Kural olarak ilk taşıyan tarafından düzen- lenir. Tüm taşıyanlar kural olarak taşımanın tüm safhaları için müteselsilen sorumludurlar.
2. Düzenlenmesi
a. Düzenlenmeyi talep hakkı
Konişmento düzenlenmesini talep hakkı, yükletene aittir (Yeni TTK md. 1228/f.2 ve 3, TTK md.1097/f.1). Konişmento düzenlenmesi ancak yük- letenin talebi halinde bir zorunluluk haline gelir. Yükletenin talebi yoksa konişmento düzenlenmesi yönünde Mevcut ve Yeni Türk Ticaret Kanunu açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır85. Bu hakkın kullanılması ile yükün tamamının teslim edilmiş veya yüklenmiş olması şartıyla konişmentonun hemen düzenlenmesi gerekir86. Yükleten, aksi kararlaştı- rılmış olmadıkça yükün bir kısmının teslim veya yüklenmiş olması üzeri- ne kısmi konişmento düzenlenmesini isteyemez. Ancak yük birden fazla gönderilen arasında taksim ediliyorsa, bu halde taşıyan, kısmi konişmento düzenleyebilir87.
b. Konişmentoyu Düzenleyecek Kişi
Konişmentoyu düzenlemeye zorunlu ve yetkili olan şahıs taşıyandır. Bu bakımdan taşıyanın donatan veya gemi işletme müteahhidi veyahut tali taşıyan olmasının bir önemi yoktur88. Deniz yolu ile eşya taşımayı taah- hüt eden her şahıs, konişmento düzenlemeye yetkilidir.
203
83 KENDER-ÇETİNGİL s.122-123; DEMİRKIRAN s.16.
84 AKINCI s.98; KENDER-ÇETİNGİL s.123.
85 ÇAĞA-KENDER II s.68; ÇAĞA s.68, karş. XXXXXXXXXX Xxxxx, Xxxxx Xxx Xxxxxx ve Xxxxx Xxx Xxxxxx ile Belgelenen Taşımalara İlişkin Bazı Sorunlar, Prof. Dr. Xxxxx Xxxx’xxx Anısına Armağan, İstanbul 2000, s. 651-676: Yazara göre, yükletenin konişmento düzenlenmesini talep edip etmeyeceği hususunun navlun sözleşmesi hükümlerine göre belirleneceği, navlun sözleşmesi ile konişmento düzenlenmeyeceğinin kararlaştırılmasına hukuken bir engel bulunmadığı görüşündedir. Ancak ÇAĞA-KENDER ise, taşıtanın, üçüncü kişi yükletenin taşıyanla arasındaki akdi ilişkiden (veya kanundan) doğan hakkını ortadan kaldıramayacağı görüşündedirler.
86 ÇAĞA-KENDER II s.67.
87 ÇAĞA-KENDER II s.67.
88 ÇAĞA-KENDER II s.69, ÇAĞA s.69, AKINCI s.94, DEMİRKIRAN s.12-13.
204
Konişmentoda taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile ticaret mer- kezinin gösterilmemiş olduğu veya açıkça anlaşılmadığı hâllerde, dona- tan taşıyan sayılır (Yeni TTK md.1238/f.2, TTK md.1099)89. Ancak Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 1238. maddesinin 2. fıkrasında bu durum ile ilgili olarak Türk Hukukunda ilk kez bir istisna düzenlenmiştir. Buna göre, konişmento hâmilinin açık isteminin bulunduğu halde, donatan taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanını ve ticaret merkezini bildi- rirse ve bunu belgelendirirse donatan taşıyan olarak sayılmayacaktır.
Kaptan veya taşıyanın bir başka temsilcisi (örneğin acentesi) tarafından düzenlenen konişmentoda taşıyanın adı ve soyadı, ticaret unvanı ile tica- ret merkezinin gösterilmemiş olduğu veya açıkça anlaşılmadığı hâllerde, temsilci de yukarıdaki hüküm uyarınca sorumlu tutulan donatan ile birlik- te taşıyan sayılır (Yeni TTK md. 1238/f.3)90. Yine ilgili hükümde Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilk kez bir istisnai durum düzenlenmiştir. Anılan istisnai hüküm ile konişmento hâmilinin açık istemi halinde, temsilci taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanını ve ticaret merkezini bildi- rirse ve bunu belgelendirirse kaptan veya taşıyanın temsilcisi taşıyan olarak kabul edilmeyecektir.
c. Konişmentonun Şekli
Yeni TTK md.1228 (TTK md.1097) uyarınca konişmento, taşıyanın tek taraflı bir borç senedi olup bu kapsamda yazılı şekilde bir irade beyanıdır. Bu sebeple Yeni BK md. 15 (BK md.14) uyarınca kural olarak taşıyanın veya temsilcisinin konişmento üzerinde ıslak imzası şarttır91. Bunun ya- nında Yeni BK md.15 uyarınca güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın tüm hukuki sonuçlarına haizdir. Bu nedenle, ıslak imza veya güvenli elektronik imza konişmentonun bir sıhhat şartıdır.
d. Konişmentonun Nüshaları
Yükleten Yeni TTK md.1228/f.2 (TTK md.1097/f.1) uyarınca konişmentonun birden fazla nüsha halinde düzenlenmesini isteyebilir. Uygulamada üç veya dört nüsha düzenlenmektedir92. Birden fazla nüsha- nın düzenlenmesinin nedenleri, nüshaların emniyet amacıyla gönderilene
89 KANER s.37-38.
90 Mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda bu halde dahi sadece donatan taşıyan olarak varsayılır (TTK md.1099).
91 Ancak kaptan kopyasında yükletenin imzası gereklidir (TTK 1097/f.3 ve Yeni TTK md. 1228/f.5). ( ÇAĞA-KENDER II s.70); ÇAĞA s. 71; KENDER-ÇETİNGİL s.124; ATAERGİN s.140; WAHL s.194-195.
92 ÇAĞA-KENDER II s.70; ÇAĞA s.71; AKINCI s.95.
çeşitli yollarla gönderilmesi ile henüz satılmamış olan malın çeşitli pazar- larda satılabilmesi olanağının arttırılmasıdır93.
Tüm nüshalar tek bir konişmento teşkil eder ve sadece bir hakkı oluştu- rurlar. Yük bir kere teslim olununca hepsi hükümsüz kalır94.
Konişmento nüshalarının içerik olarak aynı olması ve kaç nüsha olarak düzenlendiğinin her birine yazılması gerekir (Yeni TTK md.1228/f.4, TTK 1097/f.2).
Taşıyan, konişmentonun bir kopyasının yükleten tarafından imza edilerek kendisine verilmesini yükletenden isteyebilir (Yeni TTK md. 1228/f. 5, TTK md.1097/f.3). Uygulamada buna kaptan kopyası (captain’s bill of loading) denir. Gümrük muayenelerinin yapılmasını sağlayan kaptan kopyası, kaptana varma limanında ibraz olunan nüshayı kontrol edebil- mek imkânını da verir95.
3. Konişmentonun İçeriği
Yeni TTK md. 1229’da (TTK md. 1098’de) konişmentoya yazılacak olan hususlar gösterilmiştir. Bunların konişmentoya yazılmasını taşıyan ve yükleten talep edebilir. Buradaki yazılı hususların bazılarının yazılmama- sı her zaman konişmentonun hükümsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Nite- kim doktrinde96 de kabul edildiği üzere, bu unsurlardan biri veya birka- çının konişmentoda bulunmamasının (Yeni TTK md.1228/f.1 hükmü saklı kalmak kaydıyla) senedin hukuken konişmento sayılmasını engel- lemeyeceği Yeni TTK md.122/f.2’de açıkça düzenlenmiştir.
Konişmentonun asgari içeriği, onun bir kıymetli evrak olarak ifa edeceği fonksiyondan çıkarılarak belirlenmelidir97. Yükün teslim edilmesi hususu ile varma limanında teslim edileceği taahhüdü belgeden anlaşılmalıdır. Bu amaçla yük, yolculuk ve gideceği yer belirlenmiş olmalı ve belgenin kıymetli evrak niteliği98 anlaşılmalıdır. Belgede “konişmento”99 kelime- sinin bulunması gerekmemektedir.
205
93 ÇAĞA-KENDER II s.70; ÇAĞA s.71; AKINCI s.95.
94 ÇAĞA-KENDER II s.70; ÇAĞA s.71.
95 ÇAĞA-KENDER II s.71; ÇAĞA s.72; KENDER-ÇETİNGİL s.122.
96 ÇAĞA s.74; ÇAĞA-KENDER II s.73: Fakat ticari senetlerde durum farklıdır. (bkz. Yeni TTK md. 672, 777, 781; TTK md. 584, 689, 693); ATAERGİN s.141: Doktrinde sayılan hususlardan bazılarının eksikliğinin konişmentoyu geçersiz kılmayacağı Türk Hukukunda kabul edilmektedir.
97 ÇAĞA-KENDER II s.73; ÇAĞA s.74.
98 Bir senedin kıymetli evrak olup olmadığının belirlenmesi hakkında bkz. XXXXX, Art. 695 N. 247 vd. (ÇAĞA-KENDER II s.73; ÇAĞA s.75’den naklen).
206
Bu genel açıklamalardan sonra konişmentonun niteliği ve esaslı içeriği Yeni TTK md.1229 (TTK md.1098) uyarınca aşağıdaki gibidir:
a. Taşıyanın Adı
Bu kaydın bulunması zorunlu değildir. Bu yönde bir kayıt konişmento borçlusunun belirlenmesi için önem taşır. Taşıyanın adı konişmentoda belirtilmemişse ve Yeni TTK md.1238/f.2’deki yazılı şartlar sağlanıyorsa donatan, kaptan veya taşıyanın bir başka temsilcisi (örneğin acentesi) taşıyan sayılır.
Nitekim Yargıtay 11. HD.’nin 07.05.1991 tarihli 1989/7731 E. ve 1991/2986 K. sayılı kararında: “… Davacı vekilinin temyizi üzerine Dai- remizin 10.7.1987 gün ve 1987/2148–4158 sayılı ilamıyla TTK 1093 maddesi hükmünce konişmentoda taşıyanın ismi gösterilmediğinden do- natanın taşıyan sayılacağı, kaldı ki kaptanın yolculuğun değiştirilmesi ve fevkalade tamirler için donatandan talimat istemeye mecbur olduğu, TTK 994/2.maddesi uyarınca rota değişikliğinin donatanın talimatı ile yapıl- dığı hususunun ihtilafsız olduğu, geminin teknik idaresinin donatanda bulunduğu, gecikmede teknik bir kusur varsa bundan donatanın sorumlu olacağının tabii bulunmasına göre husumetin donatana yöneltilmesinde usulsüzlük olmadığından bahisle hüküm davacı yararına bozulmuştur.” denilerek donatanın taşıyan sayılabileceği hususuna değinilmiştir 100.
b. Kaptanın Adı
Konişmentolarda (özellikle de düzenli posta seferi yapan gemilerin konişmentolarında) çoğu zaman kaptanın adı yazılmaz. Oysaki kaptanın sorumluluğu Yeni TTK md. 1089 (TTK md. 972 ve 973) kapsamında özel bir önem arz ettiğinden konişmentolarda kaptanın adı ve soyadının bulunması kanaatimizce olası uyuşmazlıkların çözümü için gereklidir.
c. Geminin Adı ve Uyruğu
İkame şartı olmayan yükleme konişmentolarında gemi adı esaslı unsur- lardandır. Yükün başka bir gemiye aktarılması halinde, düzenli posta seferlerinde aynı işletmenin diğer bir gemisine aktarılması hariç olmak üzere, konişmento ikinci gemiye karşı (taşıyana) hüküm ifade etmez101.
99 ÇAĞA-KENDER II s.74.; ÇAĞA s.75.
100 Kazancı İçtihat Bankası; ayrıntılı bilgi için bkz.: ÇAĞA-KENDER II s.74, ÇAĞA s. 75, AKINCI s.100, KENDER-ÇETİNGİL s.124, TEKİL Deniz Hukuku s.232.
101 KENDER-ÇETİNGİL s.125; PRÜBMANN s.695 (ÇAĞA-KENDER II s.74; ÇAĞA s. 76). İkame şartlı konişmentolarda ise durum farklıdır.
Tesellüm konişmentosunda yükü taşıyacak olan geminin belirtilmesi gerekir.
Geminin uyruğunun gösterilmesinin önem teşkil ettiği bazı hallere rağ- men (özellikle xxxxx xxxxxx ve bazı siyasi sebepler çerçevesinde), gemi- nin uyruğu konişmentoda gösterilmemektedir. Bunun yanında, geminin uyruğunun tespiti kolaydır102.
d. Yükletenin Adı
Sadece emre düzenlenmiş olan bir konişmentoda yükletenin adı esaslı bir unsur teşkil eder. Aksi takdirde hamil teselsül eden cirolarla sıfatını bel- gelendiremez (Yeni TTK md.1228/f.3, TTK md.1101). Burada belirtil- mesi gereken bir husus da mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda konişmentonun sadece nama ve emre yazılı olduğu hususu düzenlenmiş- tir (TTK md. 1101). Oysaki Yeni TTK md. 1228/f.3’te konişmentonun nama, emre yazılı olmasını yanında açıkça hamiline yazılı olarak da dü- zenlenebileceği hükme bağlanmıştır.
e. Gönderilenin Adı
Konişmento emre yazılı olarak düzenlenmişse gönderilenin adının yazıl- ması bir zorunluluktur (Yeni TTK md. 1228/f.3, TTK md.1101/f.1). Aksi takdirde hamil teselsül eden cirolarla sıfatını belgelendiremez.
Ayrıca Yeni TTK md.1228/f.3 (TTK md.1101/f.1) uyarınca aksi kararlaş- tırılmış olmadıkça yükleten konişmentonun emre yazılı olarak düzenlen- mesini isteyebilir. Konişmentoda gönderilenin adı yazılmamışsa ve emre kaydı da bulunmuyorsa ortada hamiline yazılı bir konişmento vardır. Emre yazılı kaydı bulunmuyorsa ve sadece gönderilenin adı yazılmışsa konişmento nama yazılı bir konişmentodur.
Yeni TTK md.1228/f.3 (TTK md.1101/f.2) uyarınca gönderilen olarak taşıtan, yükleten, taşıyan veya kaptan gösterilebilir. Konişmentodaki “notify address” gönderileni ifade etmez, sadece kaptanın varma lima- nında hazırlık ihbarını kime yapacağını gösterir103.
f. Yükleme Limanı
Konişmentoda esaslı bir unsur olmayan ve fakat malın menşeinin ispatı bakımından özel bir önem teşkil eden yükleme limanı ile ilgili
207
102 ÇAĞA-KENDER II s.75.
103 ÇAĞA-KENDER II s.75; ÇAĞA s.76; XXXXX s.39.
208
konişmentoya daima kayıt konulur. Bu liman, çoğu zaman konişmentonun da düzenlendiği yerdir.
g. Boşaltma ve Emir Limanı
Boşaltma limanı, taşıyanın borcunun (yükü teslim borcu) ifa yeri olması bakımından önemlidir. Alman Federal Mahkemesinin içtihadına104 göre konişmentoda boşaltma limanının gösterilmesi bir şekil şartı değildir ve eğer boşaltma limanı konişmentoya yazılmışsa bu kaydın sonradan değiş- tirilmesi hukuken mümkündür. Bunun yanında konişmentoya talimatın alınacağı liman da yazılabilir105.
h. Yükün Miktarı (Ölçü, Sayı ve Tartısı), Markası, Haricen Belli Olan Hal ve Niteliği, Cinsi, Bildirilmiş Olması Halinde Kıymeti (Yeni TTK md.1229/f.1/bent a, TTK md. 1098/bent 8 ve 1114)
Taşınmak üzere tesellüm edilen veya gemiye yüklenen yükün konişmentoda belirlenmesi zorunludur, çünkü tesellüm ikrarı ve teslim taahhüdünün geçerli olabilmesi için tesellüm edildiğine dair ikrar ve varma limanındaki teslim taahhüdünün ne olduğunun beyan edilmesi lazımdır106.
Yükün kıymeti dışındaki kayıtların yazılmaması durumunda konişmento meydana gelmiş olmaz. Söz konusu tavsif yükün gemideki diğer yükler- den her zaman ayırt edilmesini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Yük, konişmentoda yazılı olduğu gibi tesellüm edilmiş sayılır (Yeni TTK md. 1237/f.2, 1239; TTK md.1110/f.2). Xxxxxx ispat bunu iddia edene dü- şer107.
Yükletenin konişmento düzenlenmesi yönünde beyanının yazılı olması ve bu beyanın yükleme başlamadan önce yapılması gerekir. Bu şartlara haiz bir beyandan sonra taşıyan; yükün miktarını, markasını ve haricen belli olan hal ve niteliğini konişmentoya yazmakla yükümlüdür108.
104 BGHZ 25, 254 (ÇAĞA-KENDER II s.76’dan naklen); ÇAĞA s.77.
105 ÇAĞA-KENDER II s.76; ÇAĞA s.77.
106 PAPPENHEIM M., s.252 (ÇAĞA-KENDER II s.76’dan naklen); ÇAĞA s.77; KENDER-ÇETİNGİL s.126; AKINCI s.103.
107 Taşıyan yükün belirlenmesinde yükletenin beyanını konişmentoya yazmakla yükümlü değildir. Ancak taşıyan yükle ilgili kayıtları kendi rızasıyla konişmentoya yazmışsa bu kayıtlar kendisi için bağlayıcıdır. Aksini iddia ediyorsa bu iddiasını kendisinin ispat etmesi gerekir (ÇAĞA- KENDER II s.76); ÇAĞA s.78.
108 ÇAĞA-KENDER II s.77; ATAERGİN s.142. Nitekim Yargıtay 11. HD.’nin 04.10.1993 tarihli 1992/7046 E. ve 1993/6187 K. sayılı kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir: “Yükleten tarafından gemiye yüklenen emtianın cinsi, ağırlığı, nitelikleri ile bununla ilgili fatura ve
Yükün markaları konusu da yükün ayırt edilmesini sağlamak üzere konan ve çoğu zaman harflerden veya rakamlarla harflerden oluşan işaretlerdir. Yükün markasının konişmentoya yazılması gerekir. Taşıyan yükletenin bu yöndeki beyanları ile bağlıdır.
Yükün haricen belli olan hal ve niteliği hususunda yükletenin bu yöndeki beyanlarının konişmentoya yazılması gerekir (Yeni TTK md.1229/f.1/bent a, 1239/f.1; TTK md.1098/bent 8, 1100/f.1). Taşıyan eşyanın dışından belli olan hâlini konişmentoda beyan etmeği ihmal eder- se, konişmentoda eşyanın dışından iyi hâlde olduğuna dair beyanda bulu- nulmuş sayılır (Yeni TTK md. 1239/f.2) Bunun yanında, mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda bu konuyla ilgili açık bir düzenleme mevcut değil- dir109.
Yükün cinsinin de konişmentoya yazılması gerekir (Yeni TTK md.1229/f.1/bent a, TTK md.1098/bent 8). Yükün cinsine dair kayıt, konişmentonun tedavül kabiliyetini ve resmi makamlara karşı ispat kuv- vetini arttırması bakımından taşıyan ve yükleten için önemlidir. Taşıyan yükletenin bu husustaki beyanları ile bağlı değildir110.
Konişmentoda yükün kıymeti hakkında bir kayıt ancak navlun sözleşme- sinde bu yönde bir kabul varsa zorunluluktur. Ancak kıymeti çok yüksek olan mallarda böyle bir anlaşma olmadan dahi iyi niyet kuralları çerçeve- sinde taşıyanın malın kıymetini yazmaya mecbur olduğunun kabul edil- mesi gerekmektedir.
i. Navluna Ait Şartlar
Bu şartlardan amaç gönderilenin navlun ödeyip ödemeyeceğine dair olan hükümlerdir. Konişmentoda bu yönde hiçbir kayıt bulunmazsa ve navlun sözleşmesine de bu yönde bir atıf yapılmamışsa gönderilen, yükü teslim almasına (Yeni TTK md. 1203; TTK md.1069) rağmen navlun ve tefer- ruatını ödemekle yükümlü olmaz111.
209
akreditif kayıtlarının taşıyana bildirilmiş olması ve bu kayıtların konişmentoya yazılmış bulunması halinde artık yükün değerinin tespiti ve bilinmesi mümkün olduğundan malın değerinin taşıyan tarafından bilindiği kabul edilir.” (Kazancı İçtihat Bankası).
109 Mevcut Türk Ticaret Kanunu uyarınca, konişmentoda bu hususta hiçbir kayıt yoksa bundan yükün haricen iyi durumda olduğuna dair bir sonuç çıkarılmaz. Yükün iyi bir durumda olduğunu TTK md.1061 uyarınca taşıyandan tazminat isteyen şahıs ispat etmek zorundadır.
110 ÇAĞA-KENDER II s.82; ÇAĞA s.82; ATAERGİN s.142.
111 ÇAĞA s.83; ÇAĞA-KENDER II s.82; XXXXXX s. 102; KENDER-ÇETİNGİL s.126; XXXXX s.42.
210
j. Konişmentonun Düzenleme Tarihi ve Yeri
Düzenleme yeri çoğunlukla yükleme limanıdır ve düzenleme tarihi de söz konusu mala ilişkin yüklemenin bittiği tarihtir. Konişmentonun düzenle- me yeri esaslı bir unsur değildir ve fakat bu husus konişmentonun hangi ülke kanunun şekil şartlarına uyması gerektiği konusunda önemlidir112.
k. Düzenlenen Nüshaların Sayısı
Konişmentoya düzenlenen nüsha adedinin yazılması bir gerekliliktir, çünkü bazı işlem ve tasarruflar için konişmentonun bütün nüshalarının elde bulunması kanuni bir zorunluluktur113. Konişmentonun kaç nüsha olarak düzenlendiğine dair bir kaydın bulunmadığı konişmentoların her biri ayrı ve bağımsız birer konişmento sayılmalıdır (Yeni TTK md. 743/f.2, TTK md.655/f.2 kıyasen)114.
l. İmza ve Pul
Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilmemiş olmakla beraber, konişmentonun taşıyan veya onu düzenleyen kimse tarafından imza edilmesi konişmentonun geçerliliği için bir şarttır. Ayrıca konişmento damga ver- gisine de tabidir115.
m. Sair Kayıtlar
Konişmentolarda Yeni TTK md. 1229’da (TTK md. 1098 ve 1114’de) öngörülen kayıtlardan başka yetkili mahkemeye, müşterek avarya hü- kümlerine, yükleme ve boşaltma ile taşıyanın sorumlu olmayacağına dair kayıtlara da yer verilebilir. Bu gibi şartlar genel işlem şartlarından oluşan standart konişmentolardan bir örnek alınarak hazırlanır. Ayrıca xxxxxx taşımalarında konişmentoda xxxxxx partiye yapılan atıf (“incorporation clause”) ile xxxxxx partideki hükümler konişmentonun içeriğine dâhil edilmiş sayılır116.
Bununla birlikte Yeni TTK md.1229’da mevcut Türk Ticaret Kanu- nu’nda düzenlenmeyen ve konişmento içeriğine dâhil edilebilecek olan
112 ÇAĞA s.83-84; ÇAĞA-KENDER II s.82; KENDER-ÇETİNGİL s.126; AKINCI s.102-103; KANER s.43.
113 Özellikle emre yazılı konişmentolarda yükleten ancak bütün nüshaları geri vermek şartıyla yükün kendisine iade ve teslimini isteyebilir. Ara limanda yükün teslimini istemek konişmento hamilinin ancak tüm nüshaları ibraz etmesi suretiyle mümkündür (TTK md.1108/f.1 ve 2, MK md. 939) (ÇAĞA s. 84; ÇAĞA-KENDER II s.83), KENDER-ÇETİNGİL s.127; XXXXX s.38 ve 43.
114 PAPPENHEİM s.235/not 4 (ÇAĞA s.84; ÇAĞA-KENDER II s.83’den naklen).
115 KENDER-ÇETİNGİL s.127.
116 KENDER-ÇETİNGİL s.127.
ek kayıtlar düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre; taşıyan veya onu temsi- len hareket eden kişinin imzası (Yeni TTK md.1229/f.1/bent k), navlun sözleşmesinde açıkça kararlaştırıldığı durumda eşyanın boşaltma lima- nında teslim olunacağı tarih ve süre (Yeni TTK md.1229/f.1/bent m), sorumluluk sınırlarını genişleten her şart (Yeni TTK md.1229/f.1/bent n) konişmento içerisine dâhil edilebilir.
III. NAVLUN SÖZLEŞMESİ İLE KONİŞMENTO ARASINDAKİ İLİŞKİ
A.Genel Olarak
Çalışmamızda öncelikle navlun sözleşmesi ile konişmento kavramları ana hatlarıyla ortaya konulmuş ve söz konusu anlatım içerisinde bu iki ayrım arasındaki ilişkiye mümkün olduğunca yer verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca yukarıda açıkladığımız konuların kısa bir özeti aşağıda yapılmış olup bu sayede çalışmamızın konusunu oluşturan her iki kavram arasındaki ilişki, daha açık bir şekilde ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Buna göre deniz taşımacılığında en yaygın sözleşme tipi olan navlun sözleşmesinin bir tarafını teşkil eden taşıyan, bir ücret karşılığında eşyayı bakım ve muhafazası altına alma ve eşyayı gemi ile bir yerden başka bir yere taşıma borcu altındadır. Navlun sözleşmesinin diğer tarafını ise taşı- tan teşkil eder. Ancak navlun sözleşmesine dayanarak taşınacak malı gemiye getiren veya taşıyana (veya yetkili bir temsilcisine) teslim eden kimse yükletendir.
Navlun sözleşmesinin tarafı olmayan yükleten, taşıtanın temsilcisi duru- mundadır. Hukuki durumu navlun sözleşmesine bağlı olmayan yükletene karşı taşıyan, kaptan veya başka bir temsilcisi tarafından eşyanın taşına- cağı beyan ve taahhüt edilince, yükleten “yükle ilgili şahıs” konumunda olur. Ayrıca, yükleten taşınacak malı gemiye getirdiğinde veya taşıyana (veya yetkili bir temsilcisine) teslim ettiğinde, onun talebi halinde, taşı- yan veya temsilcisi konişmento düzenlemek mecburiyetindedir.
Konişmento, taşıyan veya temsilcisi tarafından tek taraflı olarak düzenle- nen ve yükün taşınmak üzere teslim alındığı ikrarını ve varma limanında senedin hak sahibi görünen hamiline, senedin iadesi karşılığında aynen teslim edileceği taahhüdünü içeren bir kıymetli evraktır117. Varma lima- nında senedin hak sahibi görünen hamili (gönderilen), taşınan eşyanın kendisine teslim edilmesine dair talep hakkına sahiptir. Gönderilen lehine
211
117 Yeni TTK md. 1228/f.1; TTK md.1107, 557.
212
konişmentodan doğan bu hakkın kaynağı, taşıyan ile yükleten arasında akdedilen ve üçüncü şahıs (gönderilen) lehine bir sözleşme teşkil eden “konişmento alıp verme sözleşmesi” dir118. Bu sözleşmenin akdedilmesi- nin sebebi ise navlun sözleşmesidir. Söz konusu iki sözleşme de birbirin- den tamamen bağımsız iki ayrı hukuki ilişki doğurmaktadır119. Bu neden- le navlun sözleşmesinin kanuna veya ahlaka aykırı bir amaçla akdedilme- si nedeniyle geçersiz olması halinde, taşıyanın üçüncü kişi konumundaki gönderilene konişmentodan doğan borcu bu durumdan hiçbir suretle etki- lenmeyecektir120.
Bunu yanında, kıymetli evrak niteliğinde bir belge olan konişmentoya soyutluk ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı da aydınlatılması gereken bir husustur121. Kıymetli evrak hukukunda geçerli olan soyutluk (mücer- retlik) ilkesi, kıymetli evrakın düzenlenmesine sebep olan hukuki ilişki- nin kıymetli evrakın kendisinden bağımsız olduğunu ve bu nedenle kıy- metli evrakın kendisine teşkil eden hukuki ilişkiden soyut olduğunu ifade eder122. Varlığı alt sözleşmeye (navlun sözleşmesine) bağlı olan ve bu nedenle tamamen soyut olmayan konişmentoda, kıymetli evrak hukukuna hâkim prensip olan soyutluk ilkesi geçerli değildir 123 124.
Konişmento, tüm bu açıklamalar ışığında, kambiyo senetlerinden farklı olarak “ihbari ve yarı illi kıymetli bir evrak”tır125.
Bu temel açıklamalardan sonra navlun sözleşme ile konişmento arasında- ki ilişki daha açık bir şekilde ortaya koyulabilir.
118 PAPPENHEIM s.304 (YEŞİLOVA Ecehan, Konişmentonun İspat Kuvveti, İzmir 2006, s.50).
119 XXXXXX Xxxxxxxxx, Die Beweiskraft des Konnosements Neuwied, Kriftel 1991, s.14 (YEŞİLOVA s.51-52).
120 ÇAĞA s.84-85; ÇAĞA-KENDER II s.85; YEŞİLOVA s.55.
121 Yargıtay 11. HD.’nin 13.03.1998 tarihli 1997/9447 E. ve 1998/1703 K. sayılı kararında: “…Bilindiği gibi taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki münasebetlerde konişmento esas tutulur ( TTK 1110 f. 1 ). Konişmento bu şekilde tek başına, taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki münasebetlerde esas olunca, temel ilişki olan navlun mukavelesinden ayrı bir varlığa sahip hale gelmektedir. Ancak bu bağımsızlığı hiçbir zaman bir ticari senetteki mücerretlik anlamında algılamamak gerekir. Konişmento, xxxxxx partiden farkı olarak kıymetli evraktır…” denilmiştir. (Kazancı İçtihat Bankası).
122 XXXXXXXX Xxxxxx, Kıymetli Evrak Hukuku, Ders Notları, Soru Örnekleri, İstanbul 2007, s.6
123 BAHTİYAR s.6
124 Gerçekten de, konişmentodan doğan borç ile eşyanın gemiye yüklenmesi birbirlerine sıkı bir şekilde bağlı olduğundan konişmentoda soyutluk ilkesi uygulamaz (YEŞİLOVA s.56).
125 XXXXX X., Xxxxxxxx Xxxxx Xxxxxx, Xxxxxx 0000, s.832 (ATAERGİN s. 149 ve YEŞİLOVA s.58), KENDER-ÇETİNGİL s.132; Konişmento navlun sözleşmesinden mücerret olmakla beraber, yükleme ve teslim vakıasına bağlıdır.; DEMİRKIRAN s.30.
B. Navlun Sözleşmesi ve Konişmento
Yeni BK md. 133/f.2 (BK md. 114/f.2) uyarınca navlun sözleşmesinden doğan teslim borcu için taşıyanın ayrıca konişmento tanzim etmesi, kural olarak ifa uğruna yapılmış bir edimdir126. Bu durumda ayrıca konişmento düzenlenmesi borcun yenilenmesi anlamına gelmemektedir127. Bu neden- le konişmentonun tanzimi taşıma sözleşmesinden doğan borcu sona er- dirmeyecek ve fakat konişmentonun etkisi yükün teslimi konişmentodan talep olunabildiği sürece donacaktır128. Bir başka anlatımla taşıma söz- leşmesine dayanılarak yapılan bir talep, konişmento düzenlendiği yolun- da bir defi ile karşılaşılabilir129.
Gönderilen, konişmentoya aktarılmamış hiçbir navlun sözleşmesi hük- müne dayanmak veya uymak zorunda değildir130.
Navlun sözleşmesi ile konişmento arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için kırkambar taşımalarında ve xxxxxx taşımalarında olmak üzere ikili bir ayrım yapılması gerekir.
1.Kırkambar Taşımalarında Navlun Sözleşmesi ile Konişmento Ara- sındaki İlişki
Konişmento, kırkambar taşımalarında içerdiği kayıt ve şartlarla kural olarak navlun sözleşmesinin içeriğini ispat eden bir belgedir131. Bunun yanında ayrı bir navlun sözleşmesinde ve özellikle “booking note”da başkaca hükümler yazılıysa bu takdirde konişmento ile önceki anlaşma- nın değiştirilmiş olduğu farz ve kabul edilir. Bu hususun aksinin ispatı onu iddia edene düşer132.
Kırkambar taşımalarında konişmento kural olarak navlun sözleşmesinin içeriğini de ispat133 134 eden bir belge olduğu için konişmento yalnızca
213
126 Kavram hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. XXXXXXX Xxxxx, ÖZ Xxxxxx, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2005, s. 218-219.
127 ATAERGİN s.148; YEŞİLOVA s.56.
128 ATAERGİN s.149; YEŞİLOVA s.56.
129 ATAERGİN s.149; XXXXX Xxxxx, Elektronik Xxxxxxxxxx, Xxxxxx 0000, s. 162; YEŞİLOVA s.55; DEMİRKIRAN s.28.
130 WÜSTENDÖRFER Xxxx, Neuzeitliches Seehandelsrecht 2. Auf. Tübingen 1950 s. 309 (YEŞİLOVA x.00’xxx xxxxxx).
000 XXXX x.00-00; ÇAĞA-KENDER s.83-83; ATEŞ s.72.
132 PRÜBMANN s.331 (ÇAĞA-KENDER s.84; ÇAĞA s.84-85).
133 Yargıtay 11. HD.’nin 06.07.1982 tarihli 1982/2838 E. ve 1982/3274 K. sayılı kararında taraflar arasında bir navlun sözleşmesi bulunmadığı cihetle TTK md.1110’e göre konişmentonun akdi ilişkiyi düzenleyen bir delil niteliğinde olduğu belirtilmiştir (AYBAY s.170-171). Kararda aynen: “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı şirketin davalı işletmeye çektiği 18.10.1980 tarihli telekste
214
taşıyan ile gönderilen arasında değil, bunun yanında taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkileri de düzenler135.
Yükün konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiğine dair karine, taşıyan ile taşıtan arasında geçerlidir. Bunun yanında konişmentonun yasal hamili olan taşıtan Yeni TTK md. 0000’xx (XXX xx.0000’nın) emredici hükümlerinden de yararlanır136.
2.Xxxxxx Taşımalarında Navlun Sözleşmesi ile Konişmento Arasın- daki İlişki
Xxxxxx taşımalarında konişmento, yalnızca taşıyan ile gönderilen arasın- daki ilişkilerde esas tutulur137 (Yeni TTK md. 1237 ve 1239; TTK md.1110/f.1). Taşıyanla taşıtan arasındaki ilişkiler ise navlun sözleşmesi hükümlerine bağlı kalır (Yeni TTK md.1237/f.2, TTK md.110/f.3).
Konişmentonun düzenlenmesi ile kural olarak138 navlun sözleşmesi de- ğiştirilmiş olmaz. Ancak xxxxxx parti hükümlerinde bu durum öngörül- müşse veya aynı zamanda yükleten olan taşıtan konişmentonun alınıp verilmesi sözleşmesi sırasında bunu taşıyanla kararlaştırmışsa navlun sözleşmesi değiştirilmiş olunur139.
Konişmentonun düzenlenmesi ile kural olarak navlun sözleşmesinin de-
ğiştirilmiş sayılmayacağı hakkında Hamburg İstinaf Mahkemesi’nin bir
navlun konusunda kesin bir anlaşmaya varılmadığı "takribi" kelimesi kullanılmak suretiyle fiyat sorulduğu ve ahiren davalının düzenlediği konişmentonun bir nüshasının davacıya teslim edildiği ve orada navlun ücretinin M3 üzerinden alınacağının yazılı bulunmasına ve kaldı ki taraflar arasında bir navlun sözleşmesi bulunmadığı cihetle TTK'nun 1110. maddesine göre konişmentonun akdi ilişkiyi düzenleyen bir delil niteliğinde olduğunun kabulü gerekmesine ve ayrıca davacı taraf hiçbir kaydı ihtirazi dermeyan etmeksizin konişmentoya dayanılarak hesap edilen navlun bedelini tam olarak ödemiş bulunmasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.” denilmiştir ( Kazancı İçtihat Bankası).
134 Yargıtay 11. HD.’nin 07.04.1983 tarihli 1983/1594 E. ve 1983/1772 K. sayılı kararında konişmentonun navlun sözleşmesinin içeriğini kanıtlayan bir belge olduğu belirtilerek: “Kırkambar taşımalarında konişmento, koşullar ile kural olarak aynı zamanda navlun sözleşmesinin içeriğini de kanıtlayan bir belgedir. Bu nedenle konişmento, yalnız taşıyanla gönderilen (TTK md. 1110/1) arasında değil, aynı zamanda, taşıyanla taşıtan arasındaki ilişkileri de düzenler (Prof. Dr. Xxxxx Xxxx "Deniz Ticaret Hukuku" İstanbul 1979, C. 2., S. 10 ).” denilmiştir (Kazancı İçtihat Bankası).
135 PRÜBMANN s.331: Ancak konişmentoda sadece taşıyanın imzası bulunduğundan tahkim veya yetki gibi Türk hukukunda yazılı şekle bağlı anlaşmalarla ilgili şartlar ne taşıtanı ne de gönderileni (konişmento hamilini) bağlar. (ÇAĞA s.84-84; ÇAĞA-KENDER II s.84; KENDER- ÜNAN s.303).
136 ÇAĞA s.85; ÇAĞA-KENDER II s.84.
137 ÇAĞA s.85; ÇAĞA-KENDER II s.84; ATEŞ s.73.
138 PRÜBMANN 663a, B 1 (ÇAPA-KENDER II s.84’den naklen).
139 Özellikle Yeni TTK md.1244 (TTK md.1117/f.2/bent 4) uyarınca xxxxxx partinin geçerli bulunan sorumsuzluk şartları hükümsüz hale gelmez (ÇAĞA s.85 ve 86, ÇAĞA-KENDER II s. 84).
kararı mevcuttur140. Karara göre asıl olan, bir xxxxxx parti ile tespit edilen navlun sözleşmesinin akdi sırasında tarafların bunu kısa bir süre sonra konişmento düzenlenmesi suretiyle değiştirmeyi arzu ve irade etmeleri- dir.
Konişmentonun ilk ve sonraki hamili olan taşıtanın taşıyan karşısına gönderilen sıfatıyla çıkması durumunda ilgili sözleşmede belirlenen hu- kuki durumda bir değişiklik olmayacaktır. Taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkiler yine navlun sözleşmesi hükümlerine bağlı olacaktır141. Bu halde Yeni TTK md. 0000’xxx (XXX xx.0000’nın) emredici hükümleri de uy- gulanmayacaktır, çünkü taşıtan Yeni TTK md.1245 (TTK md.1118) an- lamında üçüncü kişi değildir142.
Konişmento, yasal hamili yükleten veya taşıtan olsa dahi kıymetli evrak olma özelliğini korur. Yükün teslimi ancak konişmentonun ibrazı karşılı- ğında gerçekleşir.
Konişmentonun içeriği taşıyanla gönderilen durumunda bulunan taşıtan arasındaki ilişkilerde esas tutulmaz, görüldüğü üzere bu durumda Yeni TTK md. 1237/f.1 (TTK md.1110/f.1) hükmü uygulanmaz143. Fakat bu mutlak bir kaide değildir, zira Yeni TTK md. 0000/x.0’xxxx (XXX xx.0000/x.0’deki) karine hükmü konişmentodaki yüke dair kayıtlar ba- kımından da uygulama alanı bulur144.
C. Konişmentonun Emre, Nama ve Hamile Yazılı Olması Bakımın- dan Navlun Sözleşmesi İle Arasındaki İlişki
Konişmentoda değil de navlun sözleşmesinde yer alan hususlar kaideten sadece o sözleşmenin tarafı olan taşıtanı bağlar. Emre ve hamile yazılı konişmentolardaki hususların üçüncü kişi konişmento hamiline karşı yöneltilebilmesi, onun konişmentoyu iktisap ederken bilerek taşıyanın zararına hareket etmiş olmasına bağlıdır145. Buna karşılık taşıyan, Yeni BK md. 188 (BK md.167) hükmü uyarınca nama yazılı konişmentolarda
215
140 ÇAĞA s.85 ve 86; ÇAĞA-KENDER II s.84; ayrıntılı bilgi içi bkz. XXXXXX X.,Xxxxxxxxxxxx und Konnossement, Hansa 1969, 1538; DEMİRKIRAN s.29.
141 Alman, İngiliz, Fransız ve Belçika hukuk sistemlerinde de durum aynıdır, bkz. TRAPPE Xxxxx, 0000, 0000 xx. (ÇAĞA-KENDER II s.84).
142 ÇAĞA-KENDER II s.85.
143 ÇAĞA s.86; ÇAĞA-KENDER II s.85.
144 TTK md.1110/f.2’deki) karine hükmünün konişmentodaki yüke dair kayıtlar bakımından kıyasen uygulanması lazımdır. Çünkü taşıyanın tesellüm ikrarının hukuki sonuçlarını düzenleyen bu hükmün xxxxxx parti aksini söylemedikçe taşıtanla olan ilişkide de aynı suretle geçerli olması gerekir (PRÜBMANN s.85,ÇAĞA-KENDER II s.85’den naklen).
216
konişmentonun devrini öğrendiği zaman mevcut ve navlun sözleşmesin- den kaynaklanan tüm defileri hamile karşı ileri sürebilir146.
SONUÇ
Navlun sözleşmesi ile konişmento arasındaki ilişki, esas itibariyle kendini navlun sözleşmesinin ve konişmentonun tarafları değiştiğinde göstermek- tedir. Buna göre taşıyan ile gönderilen arasındaki ilişkilerde esas alınması gereken belge konişmento147 iken, taşıtan ile taşıyan arasındaki ilişkilerde esas alınması gereken belge navlun sözleşmesidir. Konişmento gönderi- lenin hukuki durumunu teşkil eder (Yeni TTK md. 1237, TTK md.1110).
Ancak taşıtan ile gönderilen aynı kişiler ise ve navlun sözleşmesi ile konişmento arasında değişik hükümler varsa navlun sözleşmesinin esas alınması gerekir. Nitekim bu husus Yargıtay 11. HD.’nin 06.05.1999 tarihli 1998/8975 E. ve 1999/3722 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Anı- lan kararda: “TTK m. 1110 hükmüne göre, taşıyan ile gönderilen arasın- daki hukuki ilişkilerde konişmento hükümlerinin esas alınacağı hükme bağlandıktan sonra, aynı maddenin son fıkrasında ise, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkilerin taşıma ( navlun ) sözleşmesi hükümlerine bağlı kalacağı açık bir şekilde belirlenmiştir. Taşıtan aynı zamanda gön- derilen durumunda ise ve taraflar arasında taşıma sözleşmesi düzenlen- dikten sonra bir de konişmento düzenlenirse ve bu iki düzenlemede deği- şik hükümler var ise böyle bir durumda TTK m. 1118 hükmü de dikkate alınarak, taraflar arasındaki ilişkinin aynı yasanın 1110/son fıkra hükmü uyarınca taşıma sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekecektir. Nitekim doktrinde de aynı düşünce hâkim bulunmaktadır.” denilerek taşıtanın aynı zamanda gönderilen olması durumunda konişmento ile navlun sözleşmesi kayıtları içerisinde birbirleriyle ters düşen hükümlerin olması halinde navlun sözleşmesinin esas alınması gerektiği hükme bağ- lanmıştır.
Ayrıca navlun sözleşmesi ile veya navlun sözleşmesinden sonra konişmento düzenlendiği hallerde, aksi kararlaştırılmamışsa, konişmentodaki kayıtların taşıma sözleşmesindeki kayıtlar ile uyumlu olması gerekir.
146 KARAN s.164.
147 Bkz. Yargıtay 11. HD.’nin 13.06.1994 tarihli 1993/6121 E. sayılı ve 1994/4975 K. sayılı kararında: “Taşıyan ve gönderilen arasındaki ilişkilerde konişmento esas tutulur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1110/1. maddesi dikkate alındığında, konişmentonun taşıyıcı ile gönderileni bağlayacağı açıktır. Dava konusu yükle ilgili konişmentoda yazılı "Free in Liner out" deyiminin de, davacı ve davalı arasında bağlayıcı olacağı tartışmasızdır.” denilmiştir.
Taşıyan, hile veya ağır kusuru bulunmadıkça konişmentonun nev’ine göre hak sahibi olduğu anlaşılan kimseye eşyayı teslim etmekle borcun- dan kurtulur.
Konişmentonun yetkili hamili aynı zamanda taşıma sözleşmesinin tarafı değilse, bu kimse taşıma sözleşmesine dayanarak eşyanın kendisine tes- limini talep edemez. Taşıyan, bu kimseye karşı eşyanın konişmentoya konu edildiğini defi olarak her zaman ileri sürebilir. Aksi takdirde taşı- yan, navlun sözleşmesi ile konişmento uyarınca teslimi talep olunan şey aynı olduğundan eşyayı kime teslim edeceğini bilemez ve borcundan hiçbir suretle kurtulamaz. Kanun koyucu, burada tercihini konişmento hamillerini korumak yönünde kullanmış ve konişmentonun ticari itibarını arttırmayı amaçlamıştır148.
Konişmento, navlun sözleşmesinin ilk halini yansıtmaz. Bu nedenle konişmento navlun sözleşmesinin kendisi olmayıp, onu ispat eden bir belgedir.
Sonuç olarak, konişmento metninden anlaşıldığı kadarıyla navlun söz- leşmesiyle ilgili her husus navlun sözleşmesinin tarafı olsun olmasın konişmento hamiline karşı ileri sürülebilir.
***
217
148 ATAERGİN s.149.
KISALTMALAR
BK : 818 sayılı Borçlar Kanunu
bkz. : bakınız
COGSA : Carriage of Goods by Sea Act
E. : Esas
f. : fıkra
HD. : Hukuk Dairesi
K. : Karar
md. : madde
MK : 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
s. : sayfa
TTK : 6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu
vd. : ve devamı
Yeni BK : 6098 sayılı Borçlar Kanunu
218 Yeni TTK : 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
KAYNAKLAR
XXXXXX Xxxx, Deniz Ticari Hukuku, Navlun Mukaveleleri, İstanbul 1961
ATAERGİN V. Xxxxx, Denizcilik Hukuku, Ders Notları 2008–2009, İstanbul 2009
ATEŞ Ebru, Taşıyanın Sorumluluğunu Düzenleyen “Konişmentolu Taşımalar Hak- kında Bazı Kuralların Birleştirilmesine Dair 1924 Brüksel (Lahey) Konvansiyo- nu’nun” Türk Hukukuna Etkisi, 1924 Lahey Kuralları, İstanbul 2008
XXXXX Xxxxxx, Deniz Ticareti Hukuku ile İlgili –notlandırılmış- Yargıtay Karar- ları, İstanbul 2000
XXXXXXXX Xxxxxx, Kıymetli Evrak Hukuku, Ders Notları Soru Örnekleri, Göz- den Geçirilmiş 5. Bası, İstanbul 2007
ÇAĞA Xxxxx, Deniz Ticareti Hukuku II, Navlun Sözleşmesi, 4. Bası, İstanbul 1988
ÇAĞA Xxxxx-KENDER Xxxxxxx, Deniz Ticaret Hukuku I, Xxxxx, Gemi, Donatan ve Kaptan, Gözden Geçirilmiş 14. Bası, İstanbul 2005
ÇAĞA Xxxxx-KENDER Xxxxxxx, Deniz Ticaret Hukuku II, Navlun Sözleşmesi, 7. Basıdan Tıpkı 8. Bası, İstanbul 2006
DEMİRKIRAN H. Xxxxx, Taşıyanın Konişmento İçeriğinden Sorumluluğu, İstan- bul 2008
DİKİCİ M. Fatih, Ticaret Hukuku-2, Ankara 2002
EKŞİ Nuran., Milletlerarası Deniz Ticareti Alanında Incorporation Yoluyla Yapılan Tahkim Anlaşmaları, İstanbul 2004
XXXXX Xxxxxxx, Deniz Hukukundaki Eşya Taşıma (Navlun) Mukavelelerinden Doğan Kanunlar İhtilafı, Ankara 1965
KANER İnci Deniz, Deniz Ticaret Hukuku II, “Navlun Sözleşmeleri”, İstanbul 2009
XXXXX Xxxxx, Elektronik Konişmento, Ankara 2004
XXXXXX Xxxxxxx-ÜNAN Samim, “Eşya Taşıma (Navlun) Mukaveleleri”, 40. Yılında Türk Ticaret Kanunu, İstanbul 1997
KENDER Rayegan - ÇETİNGİL Ergon, Deniz Ticareti Hukuku (Takip Hukuku ve Deniz Sigortaları İle Birlikte), Temel Bilgiler, 8. Basıdan 9. Tıpkı Basım, İstanbul 2007
KOCAYUSUFPAŞAOĞLU Xxxxx, Borçlar Hukukuna Giriş, Hukuki İşlem, Söz- leşme, KOCAYUSUFPAŞAOĞLU/HATEMİ/SEROZAN/ARPACI, Borçlar Huku-
ku Genel Bölüm, Birinci Cilt, Yeniden Genişletilmiş Tamamlanmış 4 üncü Bası,
İstanbul 2008
XXXXXXX M. Xxxxx- XX X. Xxxxxx, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2005
Kazancı İçtihat Bankası
TEKİL Fahiman, Navlun Mukaveleleri, İstanbul 1973
TEKİL Fahiman, Xxxxx Xxxxxx, İstanbul 2001
XXXX Xxxxxx (Çeviren: XXXXXX Xxxxx), Xxxxx Xxxxxxx Xxxxxx, Nazari ve Xxxxx, Ankara 1948
YEŞİLOVA Ecehan, Konişmentonun İspat Kuvveti, İzmir 2006
219