ÜRÜN KİRASI SÖZLEŞMELERİNDE TARAFLARIN ASLİ EDİMLERİ VE BUNLARIN İFASININ KUSURSUZ OLARAK İMKANSIZLAŞMASINA İLİŞKİN SONUÇLAR
ÜRÜN KİRASI SÖZLEŞMELERİNDE TARAFLARIN ASLİ EDİMLERİ VE BUNLARIN İFASININ KUSURSUZ OLARAK İMKANSIZLAŞMASINA İLİŞKİN SONUÇLAR
A. Xxxxx XXXXX*
ÖZET
Sözleşmeler hukukunda tarafların edimlerinin sonradan kusur olmaksızın imkânsız hâle gelmesi, birtakım hukuki sorunları da beraberinde getirir. Bu durum, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde daha da belirgin hâldedir.
Ürün kirası sözleşmesi yönünden kusursuz imkânsızlık ve hasar sorununun irde- lenmesi için, öncelikle tarafların edimlerinin tam ve doğru şekilde ortaya konularak, sözleşmenin alelâde kirâ sözleşmesinden ayırt edilmesi gerekmektedir. Bu aşamadan sonra, karakteristik edim hasarı ve karşı edim hasarının incelenmesi söz konusu ola- caktır.
Hasar sorunu, ürün kirâsı sözleşmelerinde tarafların aslî edimleri açısından birtakım özellikler göstermektedir. Özellikle kirâcının birden çok aslî ediminin bulun- ması, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler bakımından her zaman rastlanmayan bir durumdur. Bu durumun bir gereği olarak, karakteristik edimin ifasının imkânsız hale gelmesinin, kirâcının karşı edimi üzerindeki etkileri, bu sözleşme yönünden ha- sar sorununun kilit noktasıdır.
Xxxxxxx Xxxxxxxxx: ürün kirası sözleşmesi, kusursuz imkansızlık, kira sözleş- mesi, hasar, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme.
THE MAIN ACTS OF THE BODIES IN USUFRUCTUARY LEASE CONTRACTS AND THE SOLUTIONS OF IMPOSSIBILITY OF THESE ACTS WITHOUT FAULT
ABSTRACT
The fact that the acts of the parties in the law of contracts are impossible af- terwards without any flaws brings with it certain legal problems as well. This is even more pronounced in contracts that lend to both sides.
In order to investigate the problem of impossibility without fault and damage in terms of the product lease contract, first of all, the actions of the parties should be
* Yrd. Doç. Dr., Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi. e-posta: xxxxx.xxxxx@xxxxxxx.xxx.xx
Yayın Kuruluna Ulaştığı Tarih : 05/12/2016
Yayınlanmasının Uygun Görüldüğü Tarih: 24/01/2018
clearly and completely distinguished from the contractual contract of the contract. After this stage, the examination of the characteristic act damage and counter act damage will be the subject.
The damage problem has some characteristics in terms of the actual actions of the parties in the product rental contracts. Especially the presence of more than one principal actor in the league is a situation that is not always seen in terms of contracts that lend to both sides. As a condition of this situation, the effects on the oppression of the occupant, which makes the performance of the characteristic act impossible, is the key point of this contract problem of damage.
The damage problem has some characteristics in terms of the actual actions of the parties in the usufructuary lease contracts. Especially the presence of more than one principal actor in the league is a situation that is not always seen in terms of contracts that lend to both sides. As a condition of this situation, the effects on the oppression of the occupant, which makes the performance of the characteristic act impossible, is the key point of this contract problem of damage.
Keywords: usufructuary lease contract, objective impossibility, lease contract, risc, synallagmatic contract.
GİRİŞ
Ürün kirası sözleşmelerinin tam iki taraf borç yükleyen karakteri, dar ve teknik anlamda hasar sorununun, bu sözleşme yönünden ele alınmasını deyim yerindeyse zorunlu kılmaktadır. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde her iki tarafın da hem borçlu hem alacaklı olması durumu, bu tür sözleşme- lerin diğerlerine kıyasla daha dinamik ve karmaşık olduğunun göstergesidir. Dar ve teknik anlamda hasar sorunu ise; başlı başına karmaşık bir yapıyı bün- yesinde barındırır ve en kısa anlatımla, karakteristik edim alacaklısının, edim hasarıyla birlikte bir de karşı edim hasarına katlanması riskini gözler önüne serer. Biz bu incelemede, iki karmaşık yapının birleşerek ortaya çıkardığı so- nuçları, başka bir deyişle, hasar sorunun ürün kirası sözleşmeleri yönünden nasıl meydana geldiğini ve ne gibi sonuçlar doğurduğunu sistematik bir şekil- de aşağıda inceleyeceğiz.
I. Ürün Kirası Sözleşmesi Kavramı ve Xxxx Sözleşmesinden Farkları
Ürün kirası sözleşmesi, kiraya verenin ürün veren bir malın veya hakkın kullanımını, ürünlerin devşirilmesini; yani kiralananın işletilmesini kiracıya
bıraktığı, kiracının da bunun karşılığında bir kira bedeli ödemeyi borçlandığı sözleşmedir1.
Ürün kirası sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu'nun Dördüncü Bölümünün Üçüncü Ayrımında düzenlenmiştir. Ürün kirası sözleşmesinde, kira sözleş- mesinden farklı olarak, kiraya verenin zilyetliği devretme (teslim) borcunun karşısında kiracının zilyetliği devralma (teslim alma)2 borcu da bulunmakta- dır3. Bunun sebebi ise, kira sözleşmesinde kiracının işletme borcu olmamasına rağmen, ürün kirası sözleşmesinde kiracının işletme borcunun bulunmasıdır. Ürün kirasında kiracının kiralananı işletme borcu bulunduğuna göre, işletme borcunu yerine getirebilmesi için kiralananın zilyetliğini devralmalıdır. Yani, zilyetliği devretme, kiraya veren yönünden karakteristik edim olduğu kadar, zilyetliği devralma da kiracı yönünden karşı edimdir. Xxxx sözleşmesiyle ürün kirası sözleşmesi ayrımında göz önüne alınması gereken ölçü için şunu söy- leyebiliriz:
Tarafların edimleri iki kira türünü ayırma noktasında en belirleyici rolü taşır4. Ürün kirasından söz edilebilmesi için kiraya verenin kullanmaya izin verme ve tahsis yükümünün yanında, kiralananın verdiği ürünlerden de ya- rarlanmayı sağlama yükümü bulunmaktadır5. Buna karşın, kira sözleşmesinde
1 TANDOĞAN, Xxxxx, Özel Borç İlişkileri Cilt ½, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2010, s. 2, 3; CANSEL, Xxxx, İsviçre Hukuku, Fransız Hukuku ve Alman Medeni Kanunu ile Mukayeseli Olarak Türk Hukukunda Hasılat Kirası, Desen, Ankara, 1953, s. 4; ARKAN SERİM, Azra, Hasılat Kirasında Tarafların Hak ve Borçları, İstanbul, 2010; YAVUZ, Xxxxxx, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Vedat Kitapçılık, 14.Baskı, İstanbul, 2016, s. 697; XXXXXX, Xxxxxxxxxx, Xxxx Xxxxxx ve Uygulaması, Temel Yayınları, İstanbul, 2002, s. 163,164; HATEMİ, Xxxxxxx/XXXXXXX, Rona/ARPACI, Xxxxxxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, Xxxxx Xxxxxxxx, İstanbul, 1992, s. 255,256; ZEVKLİLER, Aydın, GÖKYAYLA, K. Emre, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 16. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara,2016, s. 189; ZEVKLİLER, Aydın/ERTAŞ, Şeref/ Havutçu, Ayşe/ AYDOĞDU, Xxxxx/ XXXXXXXXXX, Emre, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler ve Özel Borç İlişkileri Xxx Xxxxxxx, 2. Baskı, Barış Yayınevi, İzmir, 2013, s. 483; ALTAŞ, Xxxxxxx, Xxxxxxx ve Şirket Kirası, (BK m. 270-298) , Xxxxxx, Xxxxxx, 0000, s. 45.
2 Xxxx sözleşmesinde bahsettiğimiz üzere bize göre kiraya verenin teslim borcu yerine zilyetliğin devri borcu bulunmaktadır. Aynı şekilde ürün kirası sözleşmesinde de, teslim borcu yerine, kiraya verenin kiralananın zilyetliğini devri borcu denmesinin, kira sözleşmesinde ileri sürdüğümüz aynı gerekçelere dayanarak daha isabetli olacağını düşünüyoruz. Bundan dolayı biz, ürün kirası sözleşmesinde de, de teslim borcu yerine “ zilyetliğin devri borcu” ifadesini kullanıyoruz.
3 XXXXXXXX, Cilt ½ a.g.e. s. 111; XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 84.
4 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 22.
5 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 22.
kiracı kiralananı kullanma hakkına sahipken, ürün kirasında kiracı kiralananı kullanma ve işletme borcu altındadır6. Bu sebeple, eğer kiracının kiralananı işletme borcu varsa, burada ürün kirası sözleşmesi vardır.
Ürün kirası sözleşmeleri ile kira sözleşmelerinin edimleri yönünden ay- rımı konusunda, güncel bir konu olan ve uygulama bakımından da önem arz eden bir örnek, Alışveriş Merkezleri'ndeki (“AVM”) dükkânlara ilişkin kira sözleşmelerinin niteliğinin belirlenmesidir. Bu türden kira sözleşmelerinde genelde asgarî bir kira bedeli belirlenmekte, bunun yanında ciro üzerinden de bir belirli bir oran uyarınca bir bedel kararlaştırılarak, bu bedelin asgarî kira- dan fazla olması hâlinde, bunun kira bedeli olarak ödenmesi öngörülmektedir. Bu duruma ilişkin olarak doktrinde bir görüş, bu türden sözleşmelerin ürün kirası niteliğinde olduğunu savunmaktadır7. Bir diğer görüş ise, sözleşmede ciro üzerinden bir oran ile belirlenecek bedelin, asgarî kira bedelinin üzerinde olması halinde, bu bedelin kira bedeli olarak ödeneceğine ilişkin bir hükmün varlığının, tek başına ürün kirası sözleşmesinin varlığına işaret edemeyeceğini savunmaktadır8. Buna gerekçe olarak ise, işletme hakkının devredilmediği ve kiracının işletme borcunun bulunmadığı bir sözleşmenin ürün kirası sözleş- mesi olarak nitelenemeyeceği belirtilmektedir.9. Bu görüş uyarınca AVM'ler- de dükkânların belirli gün ve saatlerde açık tutulması zorunluluğu getiren hü- kümler bile, tek başına işletme yükümü olarak değerlendirilemez10. Çünkü bu kabil hükümler, AVM'nin canlılığının korunması amacıyla öngörülmektedir11. Bize göre de bu görüş isabetlidir. İşletme yükümlülüğü olmadan, ürün kira- sı sözleşmesinden söz edilemeyeceği hukuki gerçekliği karşısında, yalnızca sözleşmedeki ciro üzerinden bir oranla belirlenen bedelin, asgarî bedelden yüksek olması sonucu, bu söz konusu bedelin kira bedeli olacağına ilişkin sözleşme hükmü, işletme yükümlülüğünün varlığını ispatlamamaktadır.
Konu bakımından mevcut olan ayrım; ürün kirası sözleşmesinin konu- su, kiracının bir mal veya hakkın kullanımıyla birlikte ürünlerinin toplanması iken, kira sözleşmesinin konusu bir malın kullanılmasının kiracıya bırakılma-
6 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 22.
7 ALTAŞ, Hasılat ve Şirket Kirası a.g.e. s. 240.
8 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 24.
9 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 24.
10 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 24.
11 XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 24.
sıdır12. Yani, konu yönünden bu iki sözleşmenin ayrımı, kiralananın işletilip işletilmemesi noktasındadır. Alt kiraya verme yetkisi içeren bir konut kirası sözleşmesinde, sözleşme kira sözleşmesidir. Çünkü alt kiradan elde edilen ge- lir, alt kiracının kendisi tarafından değil, üçüncü kişi tarafından kullanıldığı için semereye dönüşmeyen, kullanım çıkarı olan bir ivazdır13.
Kiralanan eşya yönünden de bir ayrım yapılabilir. Sözleşme konusu kira- lananın sadece kullanıma cevaz vermesi halinde kira sözleşmesinden söz edi- lir14. Ürün kirası sözleşmesinde ise kiralanan eşyanın kullanımı dışında ürün vermesi şarttır.
II. Ürün Kirası Sözleşmesinin Özellikleri
Ürün kirası sözleşmesi, tipik, rızaî, sürekli edimli ve tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2004 tarihinde ver- diği bir kararında, “ürün kirası sözleşmesinde ürünlerin toplanmasının kira- lananın kullanılmasına oranla daha büyük bir önem taşıdığını, ürünlerin toplanması edimi ile kira bedelinin nakit ya da ürünün belli bir oranı olarak da ödenebilmesinin, bu sözleşmeyi kendine özgü bir yapıya kavuşturduğu- nu” belirtmektedir15. Kanaatimizce Yargıtay, bu söz konusu kararında hukuki yönden isabetsiz bir nitelendirme yapmıştır. Belirtmek gerekir ki, ürün kirası sözleşmesinin tipik bir sözleşme olduğu gerçekliği karşısında, Yargıtay, ürün kirası sözleşmesini “kendine özgüye yapıya kavuşmuş bir sözleşme” olarak nitelendirmiştir. Bundan dolayı, niteleme de kanaatimizce isabetsizdir.
Yukarıda belirttiğimiz genel nitelikte özelliklerinin dışında ürün kirası sözleşmesinin başkaca birtakım özellikleri de vardır. Ürün kirası sözleşmesin- de kiralanan mutlaka ürün veren bir mal veya hak olmalıdır. Bununla birlikte her ürün veren bir mal veya hakkın üçüncü kişilere kullandırılması da ürün kirası sözleşmesinin varlığını göxxxxxxx00. Çünkü ürün veren bir mal veya hakkın varlığı hâlinde bile, ürün kirası sözleşmesinin mevcut olduğunun ka- bulü için, ürünün bir semere niteliğinde olması ve bizzat kiracı tarafından elde
12 XXXXXX, Xxxxxx (Çev: CANSEL,Xxxx),”Hasılat Kirasının Ölçüsü ve Muhtariyetinin Esası Olarak Kabul Edilen Bir İşletmeden İstifade”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 3, 1954, s. 233; XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 23.
13 XXXXX XXXXX,,a.g.e. s. 24.
14 XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 23.
15 YHGK. 14.04.2004 T. 2004/11-222 E. 2004/222 K., XXXXXX, Gülay, Teoride ve
Uygulamada Hasılat Kirası, Seçkin, Ankara, 2010, s. 49.
16 XXXXXX, a.g.e. s. 4.
edilmesi gerekir17. Ürünün semere niteliğinde olabilmesi de, ürünün, “aslın cevherini tüketmeden, yok etmeden elde edilebilmesine” bağlıdır18. O hâlde, her semere bir ürün olmakla birlikte, her ürün bir semere değildir. Her ne kadar ürün ve semere kavramları çoğunlukla alışılageldiği üzere birbirinin eş anlamlısı olarak kullanılsa da, ürünün semere niteliğinde olması için, ürün elde edilirken aslının cevherinin, özelliğinin yok olmaması gerekir.
Semere19, bilindiği üzere ikiye ayrılır. TMK m. 685/II hükmü de ayrımı bu şekilde hükme almıştır. O hâlde hem doğal semere hem de hukukî semere getiren eşya ürün kirası sözleşmesinin konusu olabilecektir20. Bundan dolayı, işletmelerin işletilmesi sonucu elde edilen kâr da hukukî semere olarak nite- lendirilmektedir21.
Haklar da TBK m. 357 uyarınca ürün kirası sözleşmesinin konusunu oluşturabilir. Ancak bu hakların da tıpkı eşya gibi ürün vermesi gerekir. Ürün kirası sözleşmesinde kiralanan hak olduğunda, bu hak işletilmek üzere kira- cıya terk edilir22. Ürün kirasına konu olabilecek haklara örnek olarak; deniz, göl ve kara hayvanlarının avlanmasına yönelik haklar için yapılan ürün kirası sözleşmeleri verilebilir23.
Haklar konusunda özel bir duruma da kısaca değinmek gerekir. Fikrî ve sınaî hakların ürün kirasına konu olup olmayacağı hususu tartışılması lazım gelen bir konudur. Fikri ve sınai hakların düzenlendiği özel kanunî düzen- lemelerde, bu hakların kullanımıyla ilgili olan lisans sözleşmelerine ilişkin hükümler yer almaktadır24. Doktrinde, ARKAN SERİM’e göre, fikrî ve sınaî hakların kullanımına ilişkin bu özel hükümlerin varlığından dolayı, fikrî ve
17 XXXXXX, a.g.e. s. 4.
18 XXXXXXXX, Xxxxxxx Xxxxx,, Xxxx Xxxxxx (Teksir), Ankara, 1951, s. 12.
19 HATEMİ, Xxxxxxx/XXXXXXX, Xxxx, XXXXXX, Xxxxxxxxxx, Eşya Hukuku, Filiz, İstanbul, 1991, s.85: “Doğal semere, asıl eşyanın organik yapısı sonucu olarak belirli aralıklarla tekrarlanan ve ayrıldıkları zaman asıl eşyanın özüne zarar vermeyen şeylerdir. Hukukî semere ise, sermayenin bir sözleşme sonucu belirli aralıklarla getirdiği parasal gelirdir.”
20 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 3.
21 XXXXXXXX, x.x.x. Cilt ½ , s. 3-4; XXXXXX, a.g.e . s. 7; XXXXX, a.g.e. s. 699; ALTAŞ,
,Xxxxxxx ve Şirket Xxxxxx,, x.x.x, .x. 00, 00; XXXXX XXXXX, a.g.e.. s. 3.
22 XXXXXX, a.g.e. s. 25.
23 XXXXXXXX, Xxxx ½, a.g.e. s. 5-6; XXXXXX ,a.g.e . s. 25-31; XXXXX, a.g.e. s. 700; XXXXXX, ,a.g.e. s. 152.
24 TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, Vedat Kitapçılık, 5. Bası, İstanbul, 2012, s. 215 vd.
sınaî haklar, genel hüküm olan ürün kirası sözleşmelerine direkt olarak konu olamazlar25. Aksi görüşteki XXXXXX’xx göre ise, bu türden haklar, direkt ola- rak ürün kirası hükümlerine tâbi olurlar26. Bizim konu hakkındaki kanaatimiz ise, şu şekildedir:
Burada özel hüküm niteliğindeki lisans sözleşmelerine ilişkin hükümler uygulanmalıdır. Çünkü özel hükmün varlığı hâlinde, genel hüküm değil özel hükmün uygulanması gerekir. Fikrî ve sınaî haklara ilişkin özel hükümler bu- lunduğuna göre, genel hüküm olan ürün kirası sözleşmelerine direkt olarak konu olamamaları, lisans sözleşmelerine konu olmaları gerekir. Ancak, lisans sözleşmelerine ilişkin özel hükümlerde somut olaydaki konuya ilişkin hüküm olmaması hâlinde, genel hüküm olan ürün kirası sözleşmesine ilişkin hüküm- ler kıyasen uygulanabilir.
III. Ürün Kirası Sözleşmesinde Tarafların Edimlerinin Kusursuz İmkânsızlığı
A. Genel Olarak
Ürün kirası sözleşmesinde de hasar sorununu inceleyebilmek için önce tarafların asli edimlerinin incelenmesi gerekmektedir. Tarafların asli edimleri incelendikten sonra bu edimlerin kusursuz imkânsızlığı söz konusu olduğun- da, hasar sorunu kendisini gösterecektir.
Ürün kirası sözleşmesi de tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olduğundan, kusursuz imkânsızlığın söz konusu olması hâlinde, edim hasarı ve buna bağlı olarak da karşı edim hasarı ortaya çıkacaktır. Bundan dolayı, tıpkı kira sözleşmesinde olduğu gibi, ürün kirası sözleşmesinin de sinallagma- tik karakteri, sözleşmenin tarafları yönünden, hasar sorununun karşılıklı bir risk, bir tehlike teşkil ettiği gerçeğini böylece gözler önüne serer.
Bu karşılıklı riskin sonucunda da, ürün kirası sözleşmesinde kusursuz imkânsızlık sonucu ortaya çıkan hasar olgusu, sözleşmenin taraflarından biri- sine ait olarak onun malvarlığına olumsuz bir etkide bulunur. Aşağıdaki baş- lıklarda ürün kirası sözleşmelerinde kiraya verenin ve kiracının asli edimleri, hasar konusu yönünden incelenecektir.
25 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 7.
26 HATEMİ/SEROZAN/ARPACI , Borçlar Özel, a.g.e. s. 257.
X. Xxxxxx Xxxxxxx Edimi (Karakteristik Edim)
Türk Borçlar Kanunu m. 360 uyarınca kiraya verenin edimi, birlikte ki- ralanmış taşınır şeyler varsa bunlarla birlikte kiralananın zilyetliğini sözleş- menin amacına uygun biçimde kullanılmaya ve işletilmeye elverişli bir du- rumda kiracıya devretmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmaktır. Burada da tıpkı kira sözleşmesinde olduğu gibi, bu durumu sözleşme süresin- ce devam ettirme borcu da söz konusudur.
Kullanılmaya ve işletilmeye elverişli şekilde zilyetliğin devri borcu, ki- racının kiralananda işletme faaliyetini gerçekleştirmesini sağlayacak tüm mal- zeme, araç-gereç, ruhsat ve imtiyazların da teslim edilmesini kapsamaktadır27.
Ticarî işletmeler yönünden işletmeye bağlı unsurların da kullanıma su- nulmasının gerekip gerekmediği doğru tespit edilmelidir. TTK m. 11/II, bazı malvarlığı unsurlarını sınırlı sayı niteliği olmadan saymış ve bunlar arasın- da; tesisat, kiracılık hakkı, ticaret unvanı ve diğer fikrî mülkiyet haklarını da zikretmiştir. Başka bir deyişle, maddede sayılan ve sayılmamış olsa da, sü- rekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurları işletmeye dâhil kabul edilmiştir. TTK m. 11/II uyarınca sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça ticari işletme devredilirken ya da başkaca hukukî işlemlere konu olurken, kendisini oluşturan maddi ve gayrı maddi malvarlığı unsurlarının unsurları tek tek tasar- ruf işlemlerine konu olmaksızın bir bütün hâlinde devredildiği veya başkaca hukukî işlemlere konu edildiği varsayılır. Bundan dolayı, bir ticarî işletme ki- raya verilirken, aksi bir hüküm sözleşmede yer almadıkça işletmeye bağlı tüm unsurların kiracının kullanımına ve işletmesine sunulması gerekmektedir28.
Bu borcun kapsamı, aynı zamanda sözleşmenin kira ya da ürün kirası sözleşmesi olup olmadığını ayırmada da belirleyicidir. Eğer kiraya verenin borcu kiralananın zilyetliğini sözleşmedeki amaca uygun şekilde devretme ve bu durumu sözleşme süresince devam ettirme ise kira sözleşmesi, kiraya verenin borcu kiralananın zilyetliğini sözleşmedeki amaca ve de işletilmeye uygun şekilde devretme ve bu durumu sözleşme süresince devam ettirme ise ürün kirası sözleşmesinin varlığından söz edilecektir29.
27 XXXXXX, a.g.e.. s. 57; XXXXXXXX, Cilt ½ ag.e. s. 110; XXXXX, Xxxxxxx ve Şirket Kirası
a.g.e. s. 99,100; XXXXXX, a.g.e. s. 167, 168; XXXXXX, a.g.e. s. 170.
28 XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 39.
29 XXXXX, Xxxxxxx ve Şirket Kirası a.g.e. s. 99; XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 36.
Y. 13. H.D. 23.05.1988 T. 1533 E. 2783 K. “Çırçır ve prese fabrikasının işletme ruhsatı olmadan demirbaşları ile kiraya verilmesi hasılat kirası değil, adi kiradır”, XXXXXX, a.g.e. s. 81, dn. 63.
Zilyetliğin devri borcunun ifa zamanı konusunda, tıpkı kirada olduğu gibi ürün kirasında da özel bir düzenleme mevcut değildir. Bu konuda söz- leşmede bir hüküm varsa o uygulanır. Eğer sözleşmede bu konuda bir hüküm yoksa TBK m. 90 genel düzenlemesi uyarınca zilyetliğin devri borcunun ye- rine getirilmesi gerekir.
Zilyetliğin devri borcunun zamanında yerine getirilmemesi durumunda, mevcut şartlara göre imkânsızlık veya borçlu temerrüdü hükümleri uygulana- caktır30.
Kiraya verenin kullanılmaya ve işletilmeye elverişli şekilde zilyetliğin devri dışındaki bir başka borcu da, kiralananı sözleşme süresince kullanıma ve işletilmeye elverişli şekilde bulundurma borcudur. Yani kiraya veren kul- lanılmaya ve işletilmeye elverişli şekilde zilyetliğin devri borcunu sözleşme süresince sağlamakla da yükümlüdür. Bu da ürün kirası sözleşmesinin sürekli edimli bir sözleşme olmasından kaynaklanır.
A. Kiracının Karşı Edimi
Ürün kirası sözleşmesinde kiracının birden fazla karşı edimi bulun- maktadır. Bunlar kiralananın zilyetliğini sözleşmede amaçlanan kullanıma ve işletmeye elverişli şekilde devralma31, kiralananı işletme ve kira bedelini ödemedir. Satış sözleşmesinde olduğu gibi burada da zilyetliği devralma borç kılınmıştır. Tam iki tarafa borç yükleyen tipik sözleşmelerde kural olarak para olan karşı edim32, ürün kirası sözleşmesinde kira bedelinin dışında, zilyetliği devralma ve işletme karşı edimleri olarak da vücut bulmuştur.
Her ne kadar kiracının zilyetliği devralma borcu Türk Borçlar Kanunu'nun ürün kirasını düzenleyen hükümlerinde kiracının borçları arasında sayılmamış olsa bile, kira sözleşmesinden farklı olarak kiracının ürün kirasında işletme borcu olduğu için, kiralananın zilyetliğini devralma borcunun da bulunduğu kabul edilmelidir33. Yani, ürün kirasında kiracı işletme borcunu ifa edebilmek için, aynı zamanda kiralananın zilyetliğini devralmalıdır. Bundan dolayıdır ki,
30 XXXXXXXX, a.g.e. s. 110; XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 38.
31 Tıpkı kira sözleşmesinde olduğu gibi ürün kirası yönünden de bu borç kanunda teslim borcu olarak anılsa da, biz, zilyetliğin teslimsiz devir şekillerini de kabul ederek söz konusu borç için teslim yerine zilyetliğin devri borcu ifadesini kullanıyoruz.
32 HATEMİ, Xxxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 13; HATEMİ, Xxxxxxx Borçlar Hukuku Özel Bölüm (İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ders Notları) İstanbul, 2013, s. 6.
33 XXXXXXXX, Cilt ½ a.g.e. s. 111; XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 84.
kiraya verenin zilyetliği devir edimine karşılık, kiracının zilyetliği devralma karşı edimi bulunmaktadır.
İşletme borcu ise, kiracının karşı edimi olarak TBK m. 364'te zikredil- miştir. Buna göre kiracı sözleşmedeki amaca uygun olarak kiralananı işlet- mekle ve özellikle ürün vermeye elverişli bir durumda bulundurmakla yü- kümlüdür. Kiracının işletme karşı edimi de, yine kiraya verenin zilyetliği devretme ediminin karşılığını oluşturur.
Doktrinde bir görüş işletme borcunun mutlak nitelikte olmadığını, ancak kiraya verenin zarara uğrama ihtimali bulunduğu durumlarda işletme borcu- nun mevcut sayılması gerektiğini savunmaktadır34. Ancak bu görüşe karşı AR- KAN SERİM; TBK m. 364'ün açık ifadesi gereği kiracının işletme borcunun mutlak bir borç olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir35. Bu bakımdan ARKAN SERİM’e göre kiracının işletme borcunun mutlak nitelik- te olmadığını savunan görüşün dayanağı olarak ileri sürülen kiraya verenin zarara uğramaması halinde tazminat talep edemeyeceği yönündeki sav da, ki- racının işletme borcunun olmamasından dolayı değil, sorumluluk hukukunun temel prensiplerinden zarar yoksa tazminatın da olmayacağı gerekçesiyledir36. Kiracının işletme borcu bakımından, biz de ARKAN SERİM’in bu görüşüne iştirak ediyoruz. Çünkü TBK m. 364, çok açık olarak kiracının işletme borcu olduğunu düzenlemiştir. Hatta kiracının işletme borcunun ürün kirası sözleş- mesini kira sözleşmesinden ayıran en önemli unsur olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bundan dolayı bize göre kiracının işletme borcunun mutlak olup olma- dığını tartışmaya gerek dahi yoktur. Ayrıca kanaatimizce duruma bir de başka açıdan; edimler arası karşılıklılık (sinallagma) yönünden bakabiliriz. Kiraya veren kullanma ve işletmeye elverişli şekilde zilyetliği devretme edimini yük- lendiğine göre, kiracı da işletme karşı edimini mutlak olarak yüklenmiştir.
Zilyetliği devralma ile işletme karşı edimleri, tam iki tarafa borç yükle- yen tipik sözleşmelerde kural olarak bir miktar para şeklinde belirlenen karşı edimin istisnalarındandır37. Gerçi aşağıda inceleyeceğimiz üzere ürün kirasın-
34 TUNÇOMAĞ, Kenan, Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt II, Sermet Matbaası, İstanbul, 1977, s. 740, 741; HATEMİ/SEROZAN/ARPACI, a.g.e. s. 265; XXXXXX, a.g.e. s. 175; XXXXX, Ayşe, “Hasılat Kirası Sözleşmesinin Ayırt Edici Unsurları ve Tâbi Olduğu Yasa Hükümleri” Prof. Dr. Xxxxxxx Xxxxxx’xx Armağan, Vedat, Cilt: 2, İstanbul, 2009, 1425, 1426.
35 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 86.
36 ARKAN SERİM, a.g.e. s. 86.
37 Bir diğer istisna ise, mal değişim sözleşmesindedir. Ancak mal değişim sözleşmesinde ürün
da kiracının bir karşı edimi de kira bedeli olan bir miktar paradır ancak, bunun yanında para dışında zilyetliği devralma ve işletme olarak iki karşı edim daha mevcuttur.
Kiracının bir karşı edimi de kira bedelidir. Ürün kirası sözleşmesi yö- nünden kira bedeli, kiracının sözleşmeye konu kiralananı kullanması ve işlet- mesi karşısında kiraya verene ödediği karşılıktır38.
Xxxx bedelinin kapsamının ne olduğu konusunda ise, durumun kira söz- leşmesi ile aynı olduğu kanaatindeyiz. Buna göre, kira bedeli, kural olarak yalnızca bir miktar para olabilir39. Para dışında ise ancak piyasada değer kaydı bulunan (altın gibi) şeyler kira bedeli olarak belirlenebilir40. Para ve piyasada değer kaydı bulunan şeyler dışında örneğin bir iş görme edimi ya da bir eşya- nın devri kira bedeli olarak belirlenirse, burada da ortada bir karma sözleşme- nin olduğunun kabul edilmesi gerekir41. Ayrıca kira bedelinin belirlenmesine ilişkin TBK m. 344 hükmü de kira bedelinin yalnızca para ya da piyasada de- ğer kaydı olan şeyler olarak belirlenmesi üzerine öngörülmüş bir hükümdür. Dolayısıyla bu sebepten dolayı da kira bedeli para ya da piyasada değer kaydı olan bir şeyden başkaca bir edim olarak belirlenemez42.
IV. Ürün Kirası Sözleşmesinde Hasar Sorunu
İncelememizde yeri geldikçe belirttiğimiz üzere, hasar sorunu, ancak ku- sursuz imkânsızlık halinde söz konusu olur. Kusursuz imkânsızlık meydana geldiğinde, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde TBK m. 136/II uyarın- ca borçlu borcundan kurtulur.
kirasından farklı olarak para karşı edimi hiç mevcut değildir.
38 XXXXXX, a.g.e. s. 106; XXXXX XXXXX, a.g.e. s. 91.
39 ; XXXXXXX, Xxxxx/ KAHVECİ, Nalan, Türk Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri,
2. Xxxxx, Xxxxx Xxxxxxxxx, Xxxxx, 0000, s. 455. EREN, Xxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 3. Baskı, Xxxxxx, Ankara, 2016, s. 454, Xxxx ise, “kira sözleşmelerinde kira bedelinin yalnızca para olarak belirlenebileceğini” belirtirken “ürün kirası sözleşmelerinde ise, kira bedelinin para yerine mal da olabileceğini” belirtmektedir.
Kanaatimizce nasıl kira sözleşmeleri için kira bedeli mal olarak belirlendiğinde bir atipik sözleşmeden bahsediyorsak (ki yazarın kendisi de konuya böyle yaklaşmaktadır) ürün kirası için de aynı düşüncenin, yaklaşımın olması gerekir. Oysa ürün kirası sözleşmelerinde kira bedeli yönünden yazarın görüşü, kira sözleşmeleri yönünden kira bedeline ilişkin görüşüyle tam zıtlık içermektedir.
40 DOĞAN, Xxxxx, Konut ve Çatılı İşyeri Xxxx Sözleşmelerinin Xxxx Xxxxxx, Adalet Yayınları, Ankara, 2011, s. 9.
41 XXXXX, a.g.e. s. 9.
42 Xxxx bedelinin kapsamı konusunda daha geniş açıklamalar için bkz. XXXXX, X. Xxxxx, “Kullandırma Sözleşmelerinde Hasar” Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2015, s. 97.
Ürün kirası sözleşmesi de tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden ol- duğundan karakteristik edim kiraya verenin kusuru olmadan imkânsızlaşırsa, karakteristik edimi ifa borcu sona erer. Karşı edim yönünden de, karakteristik edimi ifa borcu ortadan kalktığı için karşı edimi ifa borcu da ortadan kalkar. Daha önce ifa edilmiş ise de, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istenir. Bu durumda kiracı edim hasarına kiraya veren de karşı edim hasarına katlanmak durumunda kalır. Ancak TBK m. 136/II son cümle, borcun ifasın- dan önce hasarın alacaklıya kanun ya da sözleşme hükmüyle geçtiği durum- ları saklı tutmuştur. Ürün kirası sözleşmesinde üç karşı edim bulunduğuna göre, TBK m. 136/II'den doğan bu sonuçları üç karşı edim yönünden ayrı ayrı inceleyeceğiz.
Xxxx bedeli yönünden; TBK m. 136/II uyarınca kiracının karşı edim olan kira bedeli ödeme borcu ortadan kalkar. Edim hasarına kiracı, karşı edim hasa- rına da kiraya veren katlanır. Yani, kiracı kiralananı kullanamaz, kiraya veren de kira bedelinden mahrum kalır. Ancak TBK m. 136/II son cümledeki istisna durumu mevcutsa, yani örneğin sözleşmeyle borcun ifasından önce hasar ala- caklıya (karakteristik edim alacaklısına yani; kiracıya) yüklenmişse, o halde kiracı karakteristik edim ortadan kalkmasına rağmen karşı edim olan kira be- delini ifa etmek durumundadır. Yani sonuç olarak; hasar kiracıya (alacaklıya; karakteristik edim alacaklısına) aittir.
Diğer karşı edimler olan zilyetliği devralma ve işletme borcu bakımın- dan ise şunları söyleyebiliriz:
Karakteristik edim olan “sözleşmedeki amaca uygun kullanılma ve işle- tilmek üzere kiralananın zilyetliğinin devri borcunun ifası” imkânsızlaştıysa, karşı edim olan kiralananın zilyetliğini devralma borcu hiç doğmaz. Çünkü zilyetliği devretme borcu ortadan kalktığına göre, zilyetliği devralma borcu- nun doğması mümkün değildir. O halde zilyetliği devralma borcu yönünden karşı edim hasarı hiç meydana gelmez43.
Karakteristik ediminin ifasının imkânsızlaşmasının kiracının işletme kar- şı edimi üzerinde de etkisi aynı şekildedir. Zilyetliğin devri edimi imkânsızlık nedeniyle ortadan kalktığına göre, zilyetliğinin devredilmesi artık söz konusu olmayan kiralananın işletilmesi karşı edimi de ortadan kalkmıştır. O halde işletme borcu yönünden karşı edim hasarı hiç meydana gelmez44.
43 CİHAN, a.g.e. s. 114.
44 CİHAN, a.g.e. s. 114.
O halde ürün kirası sözleşmesi yönünden hasar sorunu için şu genel so- nuca varabiliriz:
Zilyetliği devralma ve işletme karşı edimlerinin, TBK m. 136/II son cümle uyarınca borcun ifasından önce kanun ya da sözleşmeyle alacaklıya (karakteristik edim alacaklısına; kiracıya) yüklenmesi mümkün değildir45. Çünkü bu karşı edimler kiralanana fizikî yönden bağımlı durumdadırlar. Söz konusu fizikî bağımlılık, karakteristik edimin imkânsızlık sebebiyle ortadan kalkması hâlinde, bu karşı edimlerin hiç doğmamalarına sebep olur. Doğma- yan karşı edimin hasarı da söz konusu olamaz. Başka bir deyişle; bu durumda TBK m. 136/II son cümle uyarınca kanun hükmü ya da taraflarca karşı edim hasarının ifadan önce alacaklıya (karakteristik edim alacaklısına; kiracıya) yüklenmesi mümkün değildir. Çünkü meydana gelmeyen hasarın yüklenmesi söz olamaz46. O halde, edim hasarı karakteristik edim alacaklısı olan kiracıda- dır. Karşı edim hasarı ise hiç doğmamıştır.
Xxxx bedeli karşı edimi yönünden ise, karakteristik edimi ifa borcu imkânsızlık nedeniyle ortadan kalktığında, kira bedelini ifa karşı edimi de TBK m. 136/II uyarınca ortadan kalkar. Yani edim hasarı, karakteristik edim alacaklısı kiracıya, karşı edim hasarı da karşı edim alacaklısı kiraya verene ait olur. Ancak TBK m 136/II son cümle uyarınca karşı edim hasarı kiracıya yüklenebilir. Böyle bir durumda zaten edim hasarına katlanmak durumunda kalan kiracı, bununla birlikte karşı edim hasarına da katlanır.47 Yani, hasar kiracıya ait olur.
SONUÇ:
İşletme yükümlülüğü olmadan, ürün kirası sözleşmesinden söz edile- meyeceği hukuki gerçekliği karşısında, yalnızca sözleşmedeki ciro üzerinden bir oranla belirlenen bedelin, asgari bedelden yüksek olması sonucu, bu söz konusu bedelin kira bedeli olacağına ilişkin sözleşme hükmü, işletme yüküm- lülüğünün varlığını ispattan yoksundur.
Yargıtay'ın ürün kirası sözleşmesini “kendine özgüye yapıya kavuşmuş bir sözleşme” olarak nitelendirmesi isabetsizdir.
Her semere bir ürün olmakla birlikte, her ürün bir semere değildir. Her ne kadar ürün ve semere kavramları çoğunlukla alışılageldiği üzere birbirinin
45 CİHAN, a.g.e. s. 114.
46 CİHAN, a.g.e. s. 114.
47 CİHAN, a.g.e. s. 114.
eş anlamlısı olarak kullanılsa da, ürünün semere niteliğinde olması için, ürün elde edilirken aslının cevherinin, özelliğinin yok olmaması gerekir.
Zilyetliği devralma ile işletme karşı edimleri, tam iki tarafa borç yükle- yen tipik sözleşmelerde kural olarak bir miktar para şeklinde belirlenen kar- şı edimin istisnalarındandır. Buna göre, kira bedeli, kural olarak yalnızca bir miktar para olabilir, aksi halde atipik karma bir sözleşmenin varlığından söz etmek gerekir. O halde zilyetliği devralma borcu yönünden karşı edim hasarı hiç meydana gelmez.
Zilyetliği devralma ve işletme karşı edimlerinin, TBK m. 136/II son cümle uyarınca borcun ifasından önce kanun ya da sözleşmeyle alacaklıya (karakteristik edim alacaklısına; kiracıya) yüklenmesi söz konusu olamaya- caktır.
KAYNAKÇA
XXXXX, Xxxxxxx, Xxxxxxx ve Şirket Kirası, (BK m. 270-298), Yetkin, Ankara, 2009.
ARPACI, Xxxxxxxxxx, Xxxx Xxxxxx ve Uygulaması, Temel Yayınları, İstanbul, 2002.
ARKAN SERİM, Azra, Hasılat Kirasında Tarafların Hak ve Borçları, Beşir, İstanbul, 2010.
AYDOĞDU, Xxxxx/KAHVECİ, Nalan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 2. Xxxxx, Xxxxx, Xxxxx, 0000.
CANSEL, Xxxx, İsviçre Hukuku, Fransız Hukuku ve Alman Medeni Kanunu ile Mukayeseli Olarak Türk Hukukunda Türk Hukukunda Hasılat Kirası, Ankara, 1953.
XXXXX, X. Xxxxx, Kullandırma Sözleşmelerinde Hasar, Vedat, İstanbul, 2015.
XXXXX, Xxxxx, Konut ve Çatılı İşyeri Xxxx Sözleşmelerinin Xxxx Xxxxxx,
Adalet, Ankara, 2011.
EREN, Xxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 3. Baskı, Yetkin, Ankara,
2016.
HATEMİ, Xxxxxxx/XXXXXXX, Xxxx/ARPACI, Xxxxxxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, Xxxxx Xxxxxxxx, İstanbul, 1992.
HATEMİ, Xxxxxxx/XXXXXXX, Xxxx/ARPACI, Xxxxxxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, Xxxxx Xxxxxxxx, İstanbul, 1992.
HATEMİ, Xxxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Bölüm, Filiz, İstanbul, 1999. HATEMİ, Xxxxxxx, Borçlar Hukuku Özel Bölüm (İstanbul Ticaret
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ders Notları) İstanbul, 2013.
HATEMİ, Xxxxxxx/XXXXXXX, Xxxx, XXXXXX, Xxxxxxxxxx, Eşya Hukuku, Filiz, İstanbul, 1991.
XXXXXXXX, Xxxxxxx Xxxxx, Xxxx Xxxxxx, (Teksir) Ankara, 1951. XXXXXX, Gülay, Teoride ve Uygulamada Hasılat Kirası, Seçkin, Ankara,
2010.
XXXXX, Xxxx, “Hasılat Kirası Sözleşmesinin Ayırt Edici Unsurları ve Tabî Olduğu Yasa Hükümleri”, Prof. Dr. Xxxxxxx XXXXXX’XX Armağan, Cilt II, Vedat, İstanbul, 2009.
XXXXXXXX, Xxxxx, Xxxx Xxxx İlişkileri, Cilt ½, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2010.
TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, 5. Xxxxx, Xxxxx, Xxxxxxxx, 0000. TUNÇOMAĞ, Kenan, Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt II,
Sermet Matbaası, İstanbul, 1977
XXXXXX, Xxxxxx, “Hasılat Kirasının Ölçüsü ve Muhtariyetinin Esası Olarak Kabul Edilen Bir İşletmeden İstifade” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 3, 1954.
XXXXX, Xxxxxx, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 14. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2016.
ZEVKLİLER, Xxxxx/GÖKYAYLA, X. Emre, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 16. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2016.
ZEVKLİLER, Aydın/ERTAŞ, Şeref/HAVUTÇU, Ayşe/AYDOĞDU, Xxxxx/ XXXXXXXXXX, Emre, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler ve Özel Borç İlişkileri Xxx Xxxxxxx, 2. Baskı, Barış Yayınevi, İzmir, 2013.