KONDA
KONDA
Barometresi
TEMALAR
Adalet ve Hukuk Algısı
MAYIS 2016
(Bu rapor abonelerimizle yaptığımız sözleşmelere uygun olarak yayınlanmıştır.)
İÇİNDEKİLER
2. AYIN TEMASI: ADALET ve HUKUK ALGISI 5
2.5. Hükümetin Denetimine Dair Anlayış 26
2.6. Yargıda Tarafsızlık Algısı 32
2.7. Mahkemeleri Değerlendirme 36
2.8. Kanunsuzluğu Uygun Görme – Hangi Durumlarda Kanun Dışına Çıkılabilir 40
2.9. Hukuk Dışı Çözüm Arayışı 45
3.1. Araştırmanın Genel Tanımı 50
4.2. Adalet ve Hukuk Algısı 56
Bu rapora esas olan araştırma 7-8 Mayıs 2016 tarihlerinde 27 ilin merkez dahil 104 ilçesine bağlı 153 mahalle ve köyünde 2685 kişiyle hanelerinde yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilmiştir.
AYIN TEMASI: Adalet ve Hukuk Algısı
Bu ayın teması 6 yıl önce Mayıs’10 Barometresi kapsamındaki aylık temanın tekrarı niteliğinde ve toplumun adalet ve hukuk algısında nelerin değiştiğini ortaya koyuyor. Adaletin tanımı, yargının tanımı, hukukun üstünlüğü ve denetlenebilirlik, yargıda tarafsızlık ve kanun dışına çıkma başlıklarıyla ele aldığımız temada, temel olarak insanların hukukun üstünlüğünü ve hükümetin ve kanunların denetlenebilir olması gereğini savunduğu, ancak yargının özellikle zenginlere ve “iktidarın adamı olmaya” göre iltimas geçtiğine ve tarafsız davranmadığına ve mahkemeye gitme deneyiminin hukuka olan güvenini zayıflattığını ortaya koyuyor.
2010’dan 2016’ya olan değişime ilk yüzeysel bakış, toplumda son 6 yılda çok önemli, temelden bir değişim olmadığı izlenimini veriyor. Ancak, yakından analiz edildiğinde hem toplumsal dönüşümler, hem de adalet ve hukuk anlayışının toplumun stratejisi, “oyun planı” hakkında önemli ipuçları sağlıyor. Örneğin yalancı şahitlik, rüşvet, kaçak elektrik/su kullanımı ve namus meselesi gibi konularda kanun dışına çıkılabileceğini savunanlar azınlıkta olsa da 6 yıl içinde görünür şekilde azalmış ve namus meselesi sözkonusu olunca kanunu dikkate almayacağını söyleyenler yüzde 45’ten yüzde 28’e inmiş durumda. Daha önemlisi, kanunların anayasal denetime tabi olması ve hükümetin işlemlerinin yargının denetimine tabi olması yönünde zaten güçlü olan talep her toplumsal kümede daha da artmış durumda. Diğer bir yandan, işten atılma, komşunun rahatsız etmesi gibi durumlarda mahkemeye veya polise gideceğini, yani resmi kanallara başvuracağını belirtenlerde önemli artış olmasa da son 6 yıl içinde neredeyse 4,5 milyon kişinin daha mahkemeye işi düşmüş ve mahkeme deneyimi sonrasında hukukun üstünlüğüne inancı azalanlar, artanlardan daha fazla.
Toplumsal kümeler arasında en çok Kürtlerin ve Sünnilerin son 6 yılda dönüşümleri dikkat çekiyor. Kürtlerin 2010’da hukuk talebi çok daha zayıfken, artık Türklerin de önünde görünüyor ve bu durum, devletin Kürtlere yönelik çeşitli siyaset dışına atma stratejilerine karşı bir taktik olarak düşünülebilir.
Sünnilerin hukuk talebi ise Alevilere kıyasla biraz daha zayıfken, 6 yıl içinde daha güçlü hale gelmiş durumda ve en önemli etkenlerden biri, toplumun eğitim, gelir gibi temel demografik yapısındaki değişimlerin hukuk talebine yansıması gibi görünüyor.
2016 Barometre raporlarımız çeşitli soyut ve somut toplumsal temas alanlarına bakarak Türkiye’de bireylerin oyun planlarını ele aldı. Bu ayki Mayıs’16 Barometresi çerçevesinde ise gerek bireylerin doğrudan devlet ile temas alanının, gerekse geleneklerden ve yerleşmiş pratiklerden gelen ahlaki ve etik kurallara ek olarak bireyler arası ilişkilerin sınırlarını belirleyen hukuk üzerine eğiliyoruz.
Ancak, hukuktan bahsederken hukuku sadece kanunlar ya da bu kanunların uygulanışı olarak görmüyoruz. Daha bütünsel bir tanıma göre; hukuk kurallarının ortaya çıkması ve bu kuralların işletilmesi, siyasetten bağımsız olmayan bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Hem kanunları koyanların (yani siyasetçilerin) hem de kanunları uygulayanların (yani adalet bakanlıklarına mensup çeşitli derece ve rütbedeki memurların) dünya görüşleri, öncelikleri ve öngörüleri hukuku şekillendiriyor. Elbette ki bu sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, dünyadaki pek çok devletin vatandaşları için hukukun çelişkili bir doğası var. Bu noktada hukuk kurallarının katı, sabit ve değişmez olduklarına dair algı temel bir yanılsama olabilir. Ancak, hukukun ülkemizdeki ve dünyadaki uygulanış biçimlerine bakarsak gerek yönetenler için gerekse vatandaşlar için hukukun esneyebilen, zamana ve mekâna göre değişebilen bir doğası olduğunu görüyoruz. Eğer böyle olmasaydı kanunları koyanlar sürekli yeni kanunlar yazmak durumunda olmazdı ve evrensel – yani her zamanda ve mekânda aynı şekilde geçerli – hukuk kurallarının varlığından söz edebilirdik. İşte hukukun bu değişkenliğinden dolayı hukuk bireyler için her zaman adalet anlamına gelmiyor, bu iki tanım her zaman üst üste örtüşmüyor.
Hukuku, kanunların tebliği edildiği ve değişmez bir şekilde uygulandığı statik bir sistem olarak görmek yerine; kanun koyanlar, uygulayıcılar ve vatandaşlar tarafından hep birlikte şekillendirilen, son sözün/kararın mahkemelerde değişebildiği ve bireylerin
– ya kanunlara uymayarak ya da doğrudan karşı gelerek/reddederek – kanunları koyanlara meydan okuduğu dinamik bir sistem olarak görmek de mümkün. 20. yüzyıl düşünürlerinden Xxxxxx xx Xxxxxxx Gündelik Hayatın Keşfi (L'invention du quotidien) (1984) isimli eserinde gündelik hayatın ve toplumsal mekânın kanun koyanlar ile kanunlara uyması beklenenler arasındaki güç ilişkisi tarafından şekillendirdiğini iddia eder. Buna göre kanun koyanlar toplumu denetim altında tutmak için strateji geliştirdikçe, toplumdaki bireyler de bu kanunları bazen dönüştürmek, bazen de bu kanunlara doğrudan karşı gelmek suretiyle çeşitli başkaldırı taktikleri geliştirir.
Her türlü kanun maddesi bu stratejiler ve taktikler arasındaki gerilimin bir ürünü olarak değerlendirilebilir ve gelecekte de bu sözkonusu kanunların bu gerilimler neticesinde yeniden değişmesi ve dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir. De Xxxxxxx’xxx en önemli iddialarından biri de hukukun asla son sözü söylemeyecek olmasıdır, çünkü kanun her zaman vatandaşların taktiklerine maruz kalacaktır; ya
kanunlara uyulmayacaktır, ya kanunun bir boşluğu bulunacaktır ya da eski kanunun geçerliliği yeni kanun koyanlar tarafından tartışmaya açılacaktır.
Bu noktalardan yola çıkarak, toplum ve kanun koyanlar arasındaki gerilimin bir bakımdan doğal ve gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ancak, başka bir açıdan bu gerilimin toplumda ne şekilde memnuniyetsizlik yarattığını veya yaratabileceğini ölçmek araştırmacılar olarak bizim vazifemiz. Çünkü bahsettiğimiz gibi hukuk kurallarının konması-uygulanması bireylerde her zaman adaletin tesis edildiği/sağlandığı hissiyatını uyandırmıyor olabilir. Farklı toplumsal kitleler, devlet mekanizması ile olan ilişkilerindeki farklı tarihçelerinden ve deneyimlerinden dolayı hukukun adaleti sağlayıp sağlamadığı meselesine de farklı yaklaşabiliyorlar.
Bu ayki temada hukukla ilgili soruların çok büyük bir kısmı bundan tam altı yıl önce, Mayıs 2010’da, Mayıs’10 Barometresi için sorduklarımızın aynısı ve bulguların karşılaştırılmasına yüzeysel olarak bakıldığında önemli değişimler görülmüyor. Altı yıl önce olduğu gibi bu yıl da gerek uygulamalardaki gerekse tanımlamalardaki çeşitlilik ve farklılıklardan dolayı hukuk meselesine altı temel faktörü/ kıstası temel alarak eğiliyoruz.
Farklı faktörlere göre hukuk meselelerine toplumsal yaklaşım (2010-2016)
4,1 | ||
4,2 | ||
3,9 3,9 | ||
3,2 | ||
3,3 | ||
3,9 | ||
4,1 | ||
2,9 2,9 | ||
1,9 | ||
1,7 |
Faktör: Adaletin Anlamı Faktör: Yargının anlamı Faktör: Hukukun üstünlüğü Faktör: Denetlenebilirlik Faktör: Ayrımcılık
1
3 5
Faktör: Kanunun dışına çıkma
2010
2016
<<- Kesinlikle Yanlış
Kesinlikle doğru ->>
İlk bakışta hukuku ilgielendiren meselelerde toplumsal bir değişim gözlemlemesek de bu durum kronikleşmiş bazı sorunların toplum tarafından algılanmadığı anlamına gelmiyor. Örneğin, araştırmamızda görüştüğümüz kişilere “Suç yapanın yanına kâr kalıyor” önermesine ne kadar katıldıklarını sorduk ve neredeyse her iki kişiden biri
bu önermeye değişen derecelerde katıldığını, yani cezalandırılması gerekenlerin cezalandırılmadığını belirtiyor.
Suç Yapanın Yanına Kâr Kalıyor
9 | 21 | 23 | 36 | 11 |
%0 %50 %100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Suçun yapanın yanına kâr kalması örneğinde olduğu gibi, toplum bir bakıma hukuk sistemindeki eksiklikleri ve yanlış uygulamaların oldukça farkında görünüyor. Ancak başka bir açıdan bakıldığında adalete ve yargıya olan inancını da yitirmemiş. Xxxxx ilerleyen sayfalarda göreceğiniz üzere hukuk sistemine sahip çıkanların ve hukukun gerekliliğini vurgulayanların sayısı dikkate değer şekilde artmış. Elbette ki, aynen 2010 araştırmamızda olduğu gibi farklı mezhep, dindarlık seviyesi, etnik köken ve siyasi parti seçmenliği kıstaslarını temel aldığımızda farklı toplumsal kitlelerin farklı cevaplar verdiklerini görüyoruz. Yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere her on kişiden üçü suçun yapanın yanına kâr kalmadığını belirtiyor. Bu durum hukuk meselelerinin de toplumsal kutuplaşmaya kurban gidebileceğinin sinyalini veriyor. Ancak, belirttiğimiz üzere son altı yılda toplumsal olarak genel bir dönüşüm de yaşanmış.
İlk bakışta ortaya çıkan genel tablo pek fazla değişmemiş görünüyor. Yine de önermelere verilen “kesinlikle katılıyorum” ya da “kesinlikle katılmıyorum” cevaplarında önemli artışlar gözlemliyoruz. Başka bir deyişle, hukuk, yargı ve adalet konularında toplumun genel değerlendirmesi pek fazla değişmemiş görünse de, bazı toplumsal kesimlerin hukuk sistemine dair görüşlerinde keskin dönüşümler yaşayanlar var. Bu durumun en temel sebebi olarak Türkiye’nin son altı yıllık demografik değişimini görüyoruz.
Eğitim durumu
7 4
41
16
24
8
6 2
29
17
29
15
Mayıs 2010
Mayıs 2016
%0 %50 %100
Okuryazar değil Diplomasız okur İlkokul mezunu
İlköğretim / Ortaokul mezunu Xxxx mezunu Üniversite mezunu Yüksek lisans / Doktora
Mayıs 2010
Çalışma durumu
9
32
11
36
5 7
17
26
12
31
9
5
Mayıs 2016
% 0 % 50 % 100
Üst düzey çalışan Diğer çalışan Emekli Ev kadını Öğrenci İşsiz
Aylık hane geliri
5
32
34
21
5 2
3 12
44
23
17
Mayıs 2010
Mayıs 2016
%0 %50 %100
300 Tl ve altı 301 - 700 TL 701 - 1200 TL 1201 - 2000 TL 2001 - 3000 TL 3001 TL ve üstü
Mayıs 2010
Dindarlık
Mayıs 2016
2
34
54
10
3
22
63
11
%0 %50 %100
İnançsız İnançlı Dindar Sofu
33,9
14,1
10,8 4,2 8,0
20,5
8,4
37,7
18,2
9,3 7,5 1,0
18,9
7,4
Siyasi tercihler
Mayıs 2010
Mayıs 2016
% 0 % 50 % 100
Ak Parti CHP MHP HDP/BDP Diğer Kararsız Oy Kullanmaz
Eğitim grafiğine göre üniversite mezunlarının oranı 8 puandan 15 puana çıkarak neredeyse ikiye katlanmış, ilkokul mezunları 15 puan düşmüş ve lise mezunları 5 puan kadar artmış. Son altı yılda kendisini dindar olarak görenlerin oranı da neredeyse 10 puan
kadar artmış. Kısaca genel olarak birbiriyle zıt çalışan iki etken olan eğitim ve dindarlık seviyeleri ülkemizde birlikte artış göstermiş.
Önceki araştırmalarımızda tespit ettiğimiz bir başka bir gözlem ise orta sınıfların ise genel olarak toplumun daha alt ve daha üst sınıflarına oranla daha orta-yolcu oldukları, siyaseten en keskin (toplumun genelinden en farklı) görüşlere ise üst ve alt sınıfların sahip oldukları. Gelir sözkonusu olduğunda bir doğru/ters orantıdan ziyade bir çan eğrisinden bahsetmek daha uygun. Önceki sayfadaki grafiğe göre, orta sınıf bir taraftan (nominal gelir göz önünde bulundurulduğunda) genişlerken, üst-orta ve üst sınıflar da genişlemiş. Üst düzey çalışanlar (memur, özel sektör çalışanı, serbest meslek) ve öğrenciler neredeyse iki kat artmış, ev kadınlarının oranı ise 5 puan düşmüş.
Toplumsal kutuplaşma bireylerin hukuk sistemini nasıl değerlendirdikleri ve sistemden neler bekledikleri konularında oldukça belirleyici oluyor. Ancak, toplumsal kutuplaşmanın koordinatlarını verecek olan farklı eğitim durumu, dindarlık seviyesi, gelir düzeyi ve çalışma durumu kümeleri de sabit değiller ve birbirleriyle zıtlaştıklarını düşüneceğimiz bu kümeler nüfus içinde genişliyorlar. Bu toplumsal ve demografik dönüşümün bireylerin hukuk, adalet ve yargı meselelerine nasıl yaklaştıklarını etkilediğini düşünüyoruz. Özellikle din, mezhep ve siyasi parti tercihini temel alan analizlerimizde bu demografik değişimi de göz önünde bulundurmanızı tavsiye ediyoruz.
Görüştüğümüz kişilere adaletin kendileri için ne anlama geldiğini sorduk ve şu üç önerme hakkında ne düşündüklerini belirtmelerini istedik: “mazlumun hakkını aramak”, “herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa olsun eşit olması” ve “haklının haksızın ayırt edilmesi”. 2010 ve 2016 yıllarındaki cevapları gösteren aşağıdaki grafikten de anlaşıldığı gibi toplumun adaletin üç anlamı konusunda genel olarak fikir birliği içerisinde olduğunu belirtebiliriz.
4,02 | |||
4,27 | |||
4,20 | |||
4,26 | |||
4,07 | |||
4,13 |
Adaletin Tanımı
Haklının haksızın ayırt edilmesi
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa olsun eşit olması
Mazlumun hakkını korumak
1 3 5
2010 2016 <<- Kesinlikle Yanlış Kesinlikle doğru ->>
Ancak, geçen 6 yıl içerisinde verilen cevaplardaki keskinleşmeyi de gözden kaçırmamakta fayda var. Bu üç adalet tanımı ile ilgili önermelere verilen “kesinlikle yanlış”, “yanlış”, “ne doğru ne yanlış” cevap dağılımları küçük oranlarda olduğundan dolayı aşağıdaki grafiğe dâhil edilmemiştir.
Herkesin eşit olması
Haklının haksızın ayırt edilmesi
Adaletin Anlamı
Herkesin
eşit olması
2010
2016
Haklının haksızın ayırt edilmesi
2010
2016
Mazlumun hakkını korumak
2010
2016
32
56
24
64
39
53
20
67
39
54
29
65
Mazlumun hakkını korumak
%0 %50 %100
Doğru Kesinlikle Doğru
Son 6 yıllık zaman dilimi içerisinde önermelere toplamda katılanların oranında çok büyük değişiklikler olmamış, ancak “kesinlikle doğru” diyenlerin oranı önemli derecede artmış. Bu keskinleşmenin nedenlerini incelediğimizde ise etnik köken, mezhep ve siyasi tercihin en etkili üç faktör olduğunu gözlemliyoruz. Buna göre kişiler etnik kökenlerine, mezheplerine ve parti tercihlerine göre adaletin bazı anlamlarına daha çok katılıyorlar – başka bir deyişle daha çok vurgu yapıyorlar.
Aşağıdaki grafikte önermelere verilen cevapların etnik kökene göre dağılımını görüyoruz. Buna göre Xxxxxxx, adaletin farklı tanımlarına Türklere göre yüzde 5 ile yüzde 13 arasında değişen oranlarda daha fazla vurgu yapıyorlar. Ancak, en fazla adaletin eşitlik anlamını vurgulamışlar. Halbuki bu farklar 2010 yılında yüzde 1 puan ile 4 puan arasında değişmiş. Kısacası Türkler ve Kürtler arasındaki fark son altı yıl içerisinde açılmış.
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa oldun eşit olması
Haklının haksızın ayırt edilmesi
Haklının haksızın ayırt edilmesi
Kürt
Türk
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti,
fikri, dili, rengi ne olursa olsun eşit olması
Kürt
Türk
Mazlumun hakkını korumak
Kürt
Türk
31
56
36
54
36
56
49
46
38
54
43
49
Adalet ne ifade ediyor? / Etnik köken
Mazlumun hakkını aramak
%0 Doğru Kesinlikle Doğru
%50 %100
Mezhep üzerinden baktığımızda ise yine bir farklılaşma görüyoruz. Önermelere verilen cevaplar neticesinde ortaya çıkan temel yargılar değişmese de Aleviler ve Sünnilerin verdikleri “kesinlikle doğru” cevaplarında 8 puana varan ayrışmalar/keskinleşmeler mevcut. Ancak, 2010 yılıyla karşılaştırdığımızda Alevilerin de Sünnilerin de adaletin “mazlumun hakkını aramak” ve “haklının haksızın ayırt edilmesi” şeklindeki tanımlarına daha fazla katılır hale geldiklerini görüyoruz.
Burada en ilgi çekici bulgu ise adaletin eşitlik tanımına vurgu yapan önermeye “kesinlikle katılıyorum” diyen Alevilerin oranı hemen hemen aynı kaldığı halde, Sünniler arasında 2010 yılına kıyasla 11 puan kadar artmış olması. Böylelikle Aleviler ve Sünniler arasında 2016 yılında bu önermeye “kesinlikle katılıyorum” diyenlerin oranı eşitlenmiş.
Haklının haksızın
ayırt edilmesi
Adalet ne ifade ediyor? / Din, mezhep
Haklının haksızın ayırt edilmesi
Xxxxx Xxxxxxxx
48
43
Sünni Müslüman
54
39
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa olsun
eşit olması
Xxxxx Xxxxxxxx
52
39
Sünni Müslüman
55
39
Mazlumun hakkını korumak
Xxxxx Xxxxxxxx
46
40
Sünni Müslüman 58 32
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa oldun eşit
olması
Mazlumun
hakkını aramak
%0 Doğru Kesinlikle Doğru
%50 %100
Adaletin tanımına siyasi parti tercihi üzerinden baktığımızda ise yine son altı yılda meydana gelmiş önemli dönüşümlerle karşı karşıya kalıyoruz. İlk ve temel olarak gözümüze çarpan HDP’li seçmenin adaletin “eşitlik” tanımına yüzde 50’nin üzerinde “kesinlikle katılıyorum” diyen tek seçmen grubu olması. Ak Partili seçmenin en fazla katıldığı tanımlama “haklının haksızın ayırt edilmesi” olmuştur. CHP seçmeni ise yine HDP’lilere benzer şekilde en fazla “eşitlik” vurgusu yapmıştır.
2010 yılıyla karşılaştırdığımız zaman bütün seçmenler bazında neredeyse bütün tanımlamalar için “kesinlikle katılıyorum” deme oranlarında bir artış gözlemliyoruz. Bu noktada yine HDP seçmeni diğer seçmenlere göre ayrı düşüyor ve adalet “mazlumun hakkını aramaktır” ifadesine 2010 yılına kıyasla 6 puan daha az “kesinlikle katılıyorum” diyor. Diğer bütün parti seçmenleri ve adalet tanımları, Türkiye’deki genel eğilime uygun olarak keskinleşirken, HDP seçmeni için bu son altı yıl içinde daha az tercih edilir/daha az açıklayıcı hale gelmiş bir tanımlama oluyor.
Haklının haksızın ayırt edilmesi
35
40
50
55
35
57
45
50
40
54
Adalet sizin için ne ifade ediyor? / Siyasi tercih
Ak Parti
Haklının haksızın ayırt edilmesi
CHP MHP
HDP
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa olsun eşit olması
Ak Parti
CHP
MHP
HDP
Ak Parti
Mazlumun hakkını korumak
CHP
MHP
HDP
25
59
30
56
38
54
51
41
33
59
36
57
Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa oldun eşit olması
Mazlumun hakkını aramak
33
56
%0 %50 %100
Doğru Kesinlikle Doğru
Bu üç temel bulguya göre; adaletin bütün tanımlarına verilen ve toplumsal uzlaşma derecesinde desteğin arttığını, ancak bazı spesifik toplumsal kitlelerin verdiği desteğin daha yoğun olduğunu görüyoruz. Buna göre, Kürtler Türklere, Sünniler de Alevilere kıyasla“eşitlik” vurgularını önemli derecede arttırmışlar. Ak Parti seçmeni ve HDP seçmenleri 2010 yılına göre sırasıyla “eşitlik” vurgularını yüzde 14 ve 13 şeklinde arttırmışlar, ancak toplamda en fazla eşitlik vurgusu yapan HDP seçmeni olmuş.
Adaletin anlamına ek olarak, görüştüğümüz kişilere yargının kendileri için ne anlama geldiğini de sorduk ve okuduğumuz şu üç önermeye ne kadar katıldıklarını belirtmelerini istedik: “suçluların cezalandırıldığı yer”, “adaletin dağıtıldığı yer” ve “devletin vatandaşının kanunlara uymasını denetlediği yer”. Aşağıdaki grafikte bu soruya 2016 ve 2010 yıllarında verilen cevaplardan toplumun yargının üç anlamına da çok büyük oranlarda katıldığını iddia etmek mümkün.
Yargının Tanımı
3,89
3,90
Suçluların cezalandırıldığı yer
Adaletin dağıtıldığı yer
3,81
3,84
Devletin vatandaşlarının kanunlara uymasını denetlediği yer
3,88
1 3
3,89
2010 2016
<<- Kesinlikle Yanlış Kesinlikle doğru ->> 5
Ancak, yine adaletin tanımı ile ilgili olan önermelere verilen cevaplarda olduğu gibi, geçen 6 yıl içerisinde verilen cevaplardaki keskinleşmeyi de gözden kaçırmamakta fayda var.
:Adaletin dağıtıldığı yer
Suçluların cezalandırıldığı
Suçluların cezalandı- rıldığı yer
2010 5 11
72
12
2016
3
7
11
55
24
Adaletin dağıtıldığı yer
2016 2 10
11
55
22
Devletin va-
tandaşlarının kanunlara uy- masını de-
netlediği yer
2010 1 5 9
76
9
2016 2 7
10
62
19
yer
Yargı sizin için ne ifade ediyor?
2010 | 1 8 | 12 | 68 | 11 | ||||||
Devletin
vatandaşlarını n kanunlara
uymasını denetlediği yer
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi 6 yıllık zaman dilimi içerisinde önermelere toplamda katılanların genel oranında çok büyük değişiklikler olmamış, ancak, “kesinlikle doğru” diyenlerin oranı ikiye katlanarak artmış. Bu keskinleşmenin nedenlerini incelediğimizde ise adaletin tanımına verilen cevapların dağılımında olduğu gibi etnik köken, mezhep ve siyasi tercihin en etkili üç faktör olduğunu gözlemliyoruz. Buna göre kişiler etnik köken, mezhep ve siyasi tercih, kişilerin yargının anlamlarına katılarak ya da reddederek farklı vurgular yapmalarına neden oluyor.
Suçluların cezalandırıldığı
yer
Türk
Kürt
Türk
Yargı sizin için ne ifade ediyor? / Etnik köken
Adaletin dağıtıldığı yer
Devletin vatandaşlarının kanunlara uymasını
denetlediği yer
Suçluların cezalandı- rıldığı yer
2010 5 9
73
12
2016 3 7
11
55
24
2010 5
18
70
7
2016 4 7
12
49
28
Adaletin dağıtıldığı yer
2010 1 8
11
69
11
2016 2 10
12
56
21
2010 4
18
71
7
2016 3 10
9
52
26
Devletin
vatandaşla- rının kanunlara uymasını denetlediği yer
2010 1 6 8
76
10
2016
2 7
10
62
18
2010
3
12
80
5
2016 1 8
8
62
20
Kürt
Türk
Kürt
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Yukarıdaki grafikte dikkatimizi ilk çeken bulgu olarak son 6 yılda Türkler ve Kürtler arasında adaletin her tanımına “kesinlikle doğru” diyenlerin önemli derecede arttığını, Kürtlerde dörde katlayarak Türklerdeki oranı geçtiğini, toplumun en önemli iki etnik grubunun sözkonusu tanımları daha da vurguladığını görüyoruz.
Suçluların
cezalandırıldığı yer
Sünni
Alevi
Sünni
Yargı sizin için ne ifade ediyor? / Din, mezhep
Adaletin dağıtıldığı yer
Devletin vatandaşlarının kanunlara uymasını
denetlediği yer
2010 5 11
72
12
Suçluların cezalandı- rıldığı yer
2016 2 6 10
56
25
2010 1 11 19 56 13
2016 3 11
13
53
20
2010 1 8
12
69
11
Adaletin dağıtıldığı yer
2016 2 8
10
57
23
2010 1 13 19 55 13
2016 4
17
14
49
16
Devletin
vatandaşla- rının kanunlara uymasını denetlediği yer
2010 5 9
76
10
2016
1 6
9
64
19
2010
3 5
15
66
11
2016 3 7 14 60
16
Alevi
Sünni
Alevi
Müslüman Müslüman Müslüman Müslüman Müslüman Müslüman
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Mezhebe göre baktığımızda ise, yine bir önceki sayfada belirttiğimiz eğilimlerin bir benzerinin Aleviler ve Sünniler arasında da olduğunu gözlemliyoruz. 2010 yılına oranla bu iki grup içinde de yargının üç tanımı için “kesinlikle doğru” diyenlerin oranı oldukça artmış. Ancak, Sünnilerin altı yıl içindeki değişimleri Alevilerin değişimlerine göre çok daha belirgin olmuş.
Siyasi parti seçmenlerini temel alan bir sonraki grafikte ise her parti özelinde farklı değişimler gerçekleştiğini görüyoruz. Önermelere “kesinlikle doğru” ve “doğru” diyen, yani onaylayan Ak Partili seçmen oranı değişmemiş, ancak (HDP ile birlikte) “kesinlikle doğru” oranın en çok oranın arttığı iki partiden biri olmuş. HDP/BDP seçmenlerinde ise yine toplamda “kesinlikle doğru” ve “doğru” diyenlerin oranı çok fazla artmamış, ancak, önermelere “kesinlikle doğru” diyenlerin (oran olarak) en çok arttığı parti olmuş. CHP seçmeninde ise farklı bir eğilimi gözlemliyoruz, önermeleri toplamda “doğru” veya “kesinlikle doğru” bulanların sayısı azalmış ve “kesinlikle doğru” cevabı verenlerin oranı aynı kalmış. CHP’li seçmende genel olarak “yanlış” ve “kesinlikle yanlış” cevabını verenlerin oranı artmış.
MHP seçmeni ise kendi içinde ayrı iki uca gidenlerin en keskinleştiği parti olmuş. Yargı “suçluların cezalandırıldığı yer” önermesini doğru bulan MHP’lilerin oranı toplamda azalmış ve yanlış bulanların oranı da artmış. “Adaletin dağıtıldığı yer” önermesini yine genel olarak “doğru” bulanların sayısı son altı yılda azalmış, ancak “kesinlikle doğru” diyenlerin toplam MHP’li seçmen içindeki oranı yüzde 10 kadar artmış. Başka bir taraftan ise “yanlış” ya da “kesinlikle yanlış” cevabı verenlerin oranı iki kat kadar artmış. Son olarak “devletin vatandaşlarının kanunlara uymasını denetlediği yer” önermesini “doğru” bulanların oranı azalmış, ancak, “kesinlikle doğru” bulanların oranı artmış.
Adaletin dağıtıldığı yer
Suçluların cezalandırıldığı yer
Suçluların cezalandı- rıldığı yer
2010
2016
2010
2016
2010
2016
2010
2016
2010
4
3
5
4
4
3
8
7
10
12
11
9
76
12
57
31
70
13
55
15
16
14
18
8
10
22
14
70
59
63
6
4
12
10
44
73
26
7
10
Adaletin dağıtıldığı yer
2016
2010
2016
2010
4
6
15
16
12
13
55
68
53
8
14
28
57
13
9
19
7
Devletin
vatandaşla- rının kanunlara uymasını denetlediği
2016
2010
2016
2010
4
6
7
8
63
24
7
13
6
6
73
63
79
12
14
9
HDP/
CHP Ak Parti BDP
MHP
CHP Ak Parti
Yargı sizin için ne ifade ediyor? / Siyasi tercihler
2016 | 5 | 7 | 59 | 28 | ||
2010 | 8 | 10 | 66 | 15 |
H BD | 2016 | 4 | 19 | 9 | 43 | 26 | ||
i | ||||||||
art | 2010 | 4 | 9 | 78 | 9 |
yer | M | 2016 | 9 | 10 | 64 | 15 | ||||||||
P/ DP | 2010 | 4 | 20 | 71 | 4 | |||||||||
D | ||||||||||||||
H B | 2016 | 13 | 8 | 58 | 19 |
Devletin vatandaşlarının
kanunlara uymasını denetlediği
yer
DP/ P
HP
CHP Ak P
MHP
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
2010 yılındaki araştırmamızda ortaya attığımız temel iddialarımızdan biri Türkiye toplumunun genel olarak devletin her zaman hukuka uygun davrandığını düşünmemekle birlikte, kanunların kendisini masum olduğu takdirde koruyacağına dair bir inancı olduğu idi. 2016 yılında yinelediğimiz araştırmamızda yine benzer bir toplumsal yönelim gözlemledik. Hatta bu inançta olduklarını belirtenlerin oranı biraz artmış ve hukuk devleti ile ilgili aşağıda göreceğiniz önermelere “kesinlikle doğru” diyenler artmış. Ancak, bu altı yılda meydana gelen bir başka, belki de daha önemli olan mesele ise hukuk devleti ile ilgili önermelere katılmadıklarını ifade edenlerin oranlarındaki artış.
Hukuk devleti tanımı ve algısını ölçmek için görüştüğümüz kişilere şu dört önermeyi okuduk ve ne ölçüde katılıp katılmadıklarını belirtmelerini istedik: (1) “Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile bizi hukuk ve yargı bizi korur”, (2) “suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum”, (3) “devletin hiçbir kurumu veya memuru işlem ve eylemlerinde hukuk kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor” ve (4) “ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir”.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz?
3,31
3,46
3,56
3,54
2,82
2,92
3,16
3,14
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor.
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum.
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
1 3 5
2010 2016 <<- Kesinlikle yanlış Kesinlikle doğru ->>
Önceki grafik bu dört önermeye verilen bütün cevapların ortalamasını gösterirken, sonraki grafikte ise cevap oranları 2010 ve 2016 yılı kıyaslamasıyla birlikte verilmiştir. Buna göre ilk üç önerme için hem “kesinlikle katılıyorum” hem de “kesinlikle katılmıyorum” cevapları son 6 yılda artmış ve cevaplar biraz keskinleşmiştir. Ancak, “eşitlik” vurgusu yapan dördüncü önerme özelinde ise bu vurguya katılanlar artmış, katılmayanlar ise azalmıştır. Farklı demografik kitleler için benzer eğilimler olduğunu da peşinen belirtebiliriz.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor.
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
2010
4
26
24
41
4
2016 8 24 23 36 9
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları
çerçevesi dışına çıkmıyor
2010
7
37
26
27
3
2016
11
30
24
27
8
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
2010
3
16
15
57
10
Ülkemizde vatandaş ve
devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
2016 6
19
15
44
17
korur.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz?
2016 | 5 | 15 | 17 | 45 | 17 | |||
2010 | 5 | 25 | 14 | 47 | 9 |
Suç işlemedikçe kanunların ve
mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum.
Ülkemizde vatandaş ve
devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
2010 yılında devletin hukuk dışına çıkmadığına inanç ile dindarlık arasında düz, eğitim seviyesi ile ise ters bir orantı görmek mümkündü. 2016 yılında da bu eğilimi izlemek mümkün. Dindarlık seviyesi yükseldikçe devletin hukuk dışına çıkmadığına inanç artarken, eğitim seviyesi yükseldikçe bu konuda şüpheli yaklaşım oluşuyor. Burada sadece eğitim seviyesi üzerine grafiğe yer veriyoruz.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk kuralları
çerçevesi dışına çıkmıyor
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
Üniversite
11
28
26
29
7
Xxxx
9
25
23
34
8
Lise altı 6
21
23
39
10
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları
çerçevesi dışına çıkmıyor
Üniversite
17
35
27
18
4
Xxxx
12
32
24
23
9
8
Suç
işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
13
18
Lise altı
5 12
16
49
18
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk karşısında
eşittir.
Üniversite
10
21
14
38
18
Xxxx
7
21
14
43
15
Lise altı 5 17 15 46
17
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / Eğitim durumu
Lise altı | 8 | 28 | 23 | 33 | |||||||
Üniversite | 8 | 19 | 21 | 39 | |||||||
Lise | 5 | 17 | 18 | 42 | |||||||
Suç işlemedikçe kanunların ve
mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında
eşittir
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Yukarıdaki grafikte ortaya çıkan ilk önemli sonuç “eşitlik” vurgusunun, ilk üç önermeden farklı olarak, eğitim seviyesi farklı olan kitleleri, daha fazla birbirine yakınlaştırdığı. Öyle görünüyor ki, hukukta “vatandaş ve devletin hukuk karşısında eşit olması” farklı eğitim seviyelerinden gelen bireyler için eşit derecede tesis edilmiş. Ancak, “devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk dışına çıkmıyor” önermesine verilen cevaplarda eğitim düzeyi ile ortaya çıkan büyük bir ters orantı görüyoruz. Eğitim seviyesi yükseldikçe, bu önermeyi reddedenler artarken, eğitim seviyesi düştükçe onaylayanlar oranı artıyor.
Aşağıdaki iki grafik ise sırasıyla Türkler ile Kürtler ve Sünniler ve Aleviler arasındaki kırılımlara işaret ediyor.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk kuralları
çerçevesi dışına çıkmıyor
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
Türk
Kürt
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları
çerçevesi dışına çıkmıyor
Türk
Kürt
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
Türk
Kürt
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk karşısında eşittir.
Türk
Kürt
14
39
17
23
7
17
45
15
18
6
14
43
17
16
9
17
46
6
27
22
31
14
8
28
25
29
10
6
30
25
28
12
9
37
24
22
7
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / Etnik köken
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk karşısında eşittir
18
15
4
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Grafiklerde de göreceğiniz üzere 2010 yılında olduğu gibi, 2016 yılında da Kürtler Türklere kıyasla, Aleviler ise Sünnilere kıyasla devletin genel olarak hukuk dışına çıkmadığı iddiasına daha şüpheyle yaklaşıyor. Ancak, 2010 ve 2016 yılları karşılaştırıldığında belirtmemiz gereken başka bir önemli konu ilk üç önermeye verilen “kesinlikle hayır” ve “kesinlikle evet” cevaplarının gerek Türkler ve Kürtler gerekse Sünniler ve Aleviler için birlikte arttığı, cevaplardaki keskinleşmelerin birlikte hareket ettiği.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve
yargı bizi korur
Suç
işlemedikçe kanunların ve mahkemeler in beni
koruyacağın a
inanıyorum
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk
karşısında eşittir
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / Din, mezhep
Hata yapan resmi kurum veya
devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
Sünni Müslüman 7
22
24
37
9
Xxxxx Xxxxxxxx 17 32 17 24 10
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları
çerçevesi dışına çıkmıyor
Sünni Müslüman 10
30
25
28
8
Xxxxx Xxxxxxxx 18 33 16 22 11
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
Sünni Müslüman
4 14
17
47
18
Xxxxx Xxxxxxxx 11 23 14 39 14
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında
eşittir.
Sünni Müslüman
5 18
14
46
17
Xxxxx Xxxxxxxx 15 27 13 30 15
Kesinlikle Yanlış
Yanlış
% 0
Ne doğru Ne Yanlış
% 50
Doğru
% 100
Kesinlikle Doğru
Ak Parti seçmenlerinin bütün önermeleri diğer bütün parti seçmenlerine göre çok daha fazla onaylıyor. Her iki Ak Partiliden biri “hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk bizi korur” ve “devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor” önermelerini “doğru” ya da “kesinlikle doğru” buluyor. Her dört Ak Partiliden üçü ise “suç işlemedikçe kanunların beni koruyacağına inanıyorum” ve “ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir” önermelerini “doğru” ya da “kesinlikle doğru” buluyor.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı
buluyorsunuz?
3,53
3,23
2,73
3,91
3,23
3,76
3,07
3,31
2,96
3,38
2,79
2,37
2,64
2,42
2,81
2,93
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor.
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum.
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
Ak Parti CHP MHP HDP
1 3 5
<<- Kesinlikle yanlış Kesinlikle doğru ->>
Ancak, 2010-2016 yılları arasında karşılaştırma yaptığımızda her bir parti özelinde karşımıza oldukça şaşırtıcı sonuçlar çıkıyor. Aşağıdaki ilk grafikte Ak Partili’lerin son altı yıl içerisinde bu dört önermeye ne şekillerde farklı cevaplar verdiklerini görüyoruz. Bu grafiğe göre, Ak Parti seçmeni diğer seçmenlerin tersine, hukuk devleti vurgularını şiddetlendirmişlerdir.
bir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
2010
2
21
25
49
3
2016 4 15 20 46 15
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
2010
4
30
29
34
2
2016
6
24
22
36
11
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
2010
2 14
12
63
10
2016
2
8
13
54
24
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
2010
4
18
12
59
7
2016 3 12 12 52 21
Devletin hiç
korur
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / Ak Parti seçmeni
Suç
işlemedikçe kanunların ve mahkemeleri n beni
koruyacağın a inanıyorum
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk
karşısında eşittir
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
CHP seçmenine baktığımızda ise hukuk devletine olan inançlarını büyük oranda kaybettiklerini görüyoruz. Dört önermenin üçünde “kesinlikle yanlış” ve “yanlış” cevabı verenlerin toplam oranı artmış.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / CHP seçmeni
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
2010 3
32
23
36
7
2016 13 32 23 27 6
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
2010 6
50
18
22
4
2016
16
38
18
23
6
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
2010
1
18
14
54
12
2016
8
21
22
37
11
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
2010
4
32
14
37
13
2016 12 28 13 35 12
Suç
işlemedikçe kanunların ve mahkemeleri n beni
koruyacağına inanıyorum
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk
karşısında eşittir
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
MHP seçmeni ise oldukça ilginç bir tablo oluşturuyor. Bir taraftan “vatandaş ve devletin eşitliğine” ve “devlet memurlarının kanun dışına çıkmadığına” dair önermeler neredeyse hiç değişmeden sabit kalmış. Ancak, diğer iki önermeye baktığımız zaman MHP’li seçmen artık hukuk tarafından korunacağına daha az yürekten inanıyor diyebiliriz. “Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum” önermesine katılan MHP’liler son altı yılda 13 puan azalmış. “Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur” önermesine katılan MHP’liler yine benzer şekilde 10 yılda 10 puan düşmüş.
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve
yargı bizi korur
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / MHP seçmeni
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
2010 6
24
25
43
2
2016 10 29 26 29 6
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
2010
12
35
27
25
1
2016
11
33
32
18
5
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
2010
3
18
12
57
10
2016
5
19
21
40
14
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
2010
7
24
14
45
10
2016 7 24 15 43 12
Suç
işlemedikçe kanunların ve mahkemeler in beni
koruyacağın a inanıyorum
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk
karşısında eşittir
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına
Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve
yargı bizi
Hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile hukuk ve yargı bizi korur.
2010 12
23
25
36
4
2016 19 42 22 14 3
Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk
kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor
2010
19
46
20
14
2016
25
37
18
16
4
Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni
koruyacağına inanıyorum.
2010
12
23
25
36
4
2016
20
25
16
33
6
Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir.
2010
13
38
19
25
6
2016 14 30 15 30 11
çıkmıyor
korur
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / HDP/BDP seçmeni
Suç
işlemedikçe kanunların ve mahkemeler in beni
koruyacağın a
Ülkemizde vatandaş ve devletin
kurumları hukuk
karşısında
eşittir
inanıyorum
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
HDP seçmenine baktığımız zaman ise 2010 yılına göre oldukça büyük değişimler gözlemliyoruz. Özellikle “hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk bizi yine korur” önermesine katılmama oranındaki artıştan hukuka olan
güvenlerini kaybettiklerini görüyoruz. Ayrıca, “suç işlemedikçe kanunların beni koruyacağına inanıyorum” ifadesine katılmayan HDP’li seçmenin oranı son altı yılda
10 puan artmış. Ancak, HDP’li seçmenin aynı zamanda “eşitlik” üzerine vurgu yaptığını da görüyoruz; bu önermeye “doğru” ya da “kesinlikle doğru” diyenlerin oranı da altı yılda 10 puan artmış.
2.5. Hükümetin Denetimine Dair Anlayış
Araştırmaya katılanlara hükümetin denetlenebilirliğine dair şu iki cümleyi okuduk: “Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur” ve “Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir”. Bu iki önermeye verilen cevaplardan son altı yılda hükümetin denetimine toplumsal desteğin arttığını görüyoruz.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı
3,87 | ||
4,14 | ||
3,83 | ||
3,97 |
buluyorsunuz?
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir
2010 2016 1 3 5
<<- Kesinlikle yanlış Kesinlikle doğru ->>
2010-2016 karışlaştırmasını oranlar üzerinde gösteren, sonraki sayfadaki grafiğe göre; “Kanunların anayasal denetimi olması doğrudur” önermesini destekleyenler 14 puan kadar artmıştır. “Hükümetin işlemlerinin yargının denetimine tabi olması gerekir” önermesini destekleyenlerin oranı ise sadece 3 puan artmış gibi görünmekle birlikte yüzde 82 seviyesine ulaşmıştır.
2010 | 4 | 16 | 65 | 14 | |||
2016 | 7 9 56 26 |
Kanunların anayasal denetiminin
olması doğrudur
Hükümetin işlemlerinin de
yargının denetimine tabi
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı
buluyorsunuız?
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur
2010
1 7
16
59
17
2016 12 7 61 29
Hükümetin
işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
1
2
Kesinlikle Yanlış
% 0
Yanlış
% 50
% 100
Ne doğru Ne Yanlış
Doğru
Kesinlikle Doğru
olması gerekir.
.
Hayat tarzlarına baktığımızda hükümetin denetimine ve kanunların anayasaya uygunluğuna en ağırlıklı olarak Modernlerin arka çıktıklarını görüyoruz. Ancak, her 4 Dindar Muhafazakârdan biri “kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur” önermesine ve yine her 5 Dindar Muhafazakârdan biri “hükümetin işlemlerinin yargı denetimine tabi olması gerekir” önermesine “kesinlikle doğru” cevabı veriyor. Anayasal denetimi hayat tarzı bakımından ele aldığımızda neredeyse toplumun bütün kesimlerinden genel destek geldiğini görüyoruz.
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuız? / Hayat tarzları
Kanunların anayasal denetiminin
olması doğrudur
Xxxxxx xxxxxxxxxxx
Geleneksel muhafazakar 2
Modern 114
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
Dindar muhafazakar 2
Geleneksel muhafazakar
2
Modern 3
34
51
6
6
25
57
10
6
20
59
11
8
36
58
27
62
8
24
61
10
14
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir.
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Farklı eğitim kırılımlarına baktığımızda yine toplumun neredeyse bütün kesimlerinin hükümetin denetimine ve kanunların anayasal uygunluğuna destek verdiklerini görüyoruz.
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / Eğitim durumu
Kanunların anayasal
denetiminin olması
doğrudur
Üniversite 13 3
54
39
Lise 12
7
60
31
Lise altı 13 9 63 25
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
Üniversite 3 9 6
49
34
Xxxx
2 6
8
56
27
Lise altı 2 6 11 58 23
Hükümetin işlemlerinin de
yargının denetimine tabi olması gerekir.
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Aşağıdaki iki grafikte ise sırasıyla etnik köken ve mezhep kırılımlarını 2010 yılı ile karşılaştırmalı olarak görüyoruz. Genel olarak hükümetin denetimine ve kanunların anayasal uygunluğuna toplumun bütün kesimleri destek veriyor ve bu destek geçtiğimiz son altı yıl içerisinde artmış. Ancak, Kürtler ve Aleviler desteklerini Türklere ve Sünnilere göre (oran olarak) daha fazla arttırmışlar.
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur.
2010 4 14
66
15
Kanunların anayasal
denetiminin olması
doğrudur
2016 2 7 9
56
26
2010
1 4
29
59
7
2016 2 7 10
59
22
2010 1 7
15
60
17
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
2016 2 7 9
56
26
2010 1
9
23
54
13
2016 2 7 10 59 22
Kürt
Türk
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuız? / Etnik köken
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir.
Kürt
Türk
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur.
2010 4 17
65
14
Kanunların anayasal
denetiminin olması
doğrudur
2016 12 7
62
28
2010
1 5
18
58
19
2016 1 4
57
38
2010 1 7
17
59
16
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
2016 2 7 9
57
25
2010
1 6
8
64
21
2016 2 4 7 52 34
Alevi
Sünni
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? / Din, mezhep
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir.
Alevi
Sünni
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Partiler bazında baktığımızda ise genel olarak Ak Partililer diğer partililere göre bir nebze az destek veriyorlar, ancak, yine de de yaklaşık her on Ak Partiliden sekizi ve fazlası her iki önermeye de destek veriyor.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz?
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur.
4,07
4,29
4,16
4,16
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir.
3,85
4,15
4,08
1 3 5
4,05
Ak Parti CHP MHP HDP
<<- Kesinlikle yanlış Kesinlikle doğru ->>
Kanunların anayasal
denetiminin olması
doğrudur.
n nin olması | 2010 | |||||
4 | 20 | 67 | 8 | |||
2016 | ||||||
1 4 | 7 | 64 | 25 | |||
n nin de ne tabi gerekir | 2010 | |||||
1 10 | 19 | 59 | 11 | |||
2016 | ||||||
3 | 8 | 11 | 57 | 21 | ||
Kanunları anayasal denetimi doğrudur
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? /Ak Parti seçmenleri
Hükümetin işlemlerinin de
yargının denetimine
tabi olması gerekir.
Hükümeti işlemleri yargının denetimi tutulması
Kesinlikle Yanlış
% 0
Yanlış
% 50
Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
% 100
Ak Partili’lerde hükümetin denetimine ve kanunların anayasal uygunluğuna destek son altı yılda gözle görülür şekilde artmış. CHP’lilerde de aynı şekilde artış sözkonusu. “Kanunların anayasal denetiminin olması gerekir” diyen Ak Partililer yüzde 75’ten yüzde 89’a, CHP’liler ise yüzde 75’ten yüzde 00’x xxxxxxxxx. “Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir” diyen Ak Partililer yüzde 70’ten yüzde 78’e, CHP’liler ise yüzde 83’ten yüzde 89’a gelmiştir.
Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? /CHP seçmenleri
Kanunların anayasal
denetiminin olması
doğrudur
2010
2016 12 3
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
2010
2016
36
53
4
2 6
25
58
11
5
37
58
22
63
10
5
Hükümetin işlemlerinin de
yargının denetimine tabi olması gerekir.
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
MHP’lilerde dikkati çeken en önemli detay olarak altı yıl önce her iki önermeye de “hayır” diyen ve azınlıkta olan grubun son altı yıl içinde giderek erimesi göze çarpıyor. Yine diğer partilerde olduğu gibi iki her iki önermeye gösterilen destek artmış. “Kanunların anayasal denetimi olması doğrudur” önermesini destekleyenler son altı yılda yüzde 90’a, “hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir” önermesini destekleyenler ise yüzde 88’e gelmiştir.
Kanunların anayasal denetiminin
Kanunların anayasal
denetiminin olması doğrudur
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
2010 1 12
10
54
23
2016 1 5 7
60
28
olması gerekir. olması doğrudur.
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? /MHP seçmenleri
2010 | 1 8 | 12 | 62 | 17 | |||
2016 | 1 3 7 | 60 | 30 |
Hükümetin işlemlerinin de
yargının denetimine tabi
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
HDP seçmeninde ise en büyük değişimleri görüyoruz. Bunun elbette ki bir nedeni HDP seçmeninin selefi addettiğimiz BDP ile aynı demografik profili oluşturmuyor olmasıdır. Ancak, yine de bir karşılaştırma yapmak gerekirse, Kürt ağırlıklı seçmen
arasında “kanunların anayasal denetimi doğrudur” diyenlerin oranı yüzde 60’tan yüzde 86’ya, “hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir” diyenlerin oranı da yüzde 74’ten yüzde 83’e gelmiştir.
Kanunların anayasal denetiminin
olması doğrudur.
Kanunların anayasal denetiminin
olması doğrudur
2010 3
16
21
50
10
Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi tutulması gerekir
2016 1 7
9
54
29
Hukuk konusunda okuyacağım cümleleri doğru mu yanlış mı buluyorsunuz? /HDP seçmenleri
2016 | 11 | 11 | 53 | 33 | ||||
2010 | 5 | 22 | 49 | 25 |
Hükümetin işlemlerinin de
yargının denetimine tabi olması gerekir.
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
2.6. Yargıda Tarafsızlık Algısı
Yargının tarafsız olarak algılanıp algılanmadığını ölçmek amacıyla 5 kıstası temel alarak sorular yönelttik. Buna göre görüştüğümüz kişilerden hâkimlerin, savcıların, polislerin işlemlerinde karşılarındakinin kadın-erkek, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, zengin- fakir ve iktidarın adamı olup olmadığına göre karar verdiklerini düşünüp düşünmediklerini belirtmelerini istedik. 2010 yılına göre gözlemlediğimiz en büyük fark zengin-fakir ayrımının toplumda diğer ayrımlara göre daha fazla negatif tepki tetiklediği oldu. Sünni-Alevi, Türk-Kürt farklılıklarının yargıda fark yarattığına inananların oranı ise 2010 yılına göre neredeyse hiç değişmemiş. İktidar adamı olup olmamak yargıda fark yaratıyor diyenler ise son altı yılda 12 puan kadar artmış. Kadın-erkek olmanın fark yarattığını söyleyenler toplamda çok artmış gibi görünmese de, “fark yaratmıyor” diyenler 7 puan düşmüş. Başka bir belirgin farklılık ise zengin-fakir olmak fark yaratıyor diyenler (yine “kesinlikle doğru” ve “doğru” diyenler) arasında olmuş ve yaklaşık 5 puan kadar düşmüş.
2016
16
36
19
21
8
2010
8
46
17
26
3
2016
14
33
19
26
8
İktidarın
Zengin Fakir Adamı
Sünni Alevi
Hakimler, savcılar, polisler işlemlerinde karşılarındakinin kim olduğuna göre farklı davranıyor mu?
2010 | 4 | 22 | 18 | 37 | 19 | ||||||||||||
2016 | 10 | 18 | 16 | 31 | 25 | ||||||||||||
2010 | 4 | 24 | 15 | 41 | 17 | ||||||||||||
2016 | 11 | 23 | 14 | 34 | 18 | ||||||||||||
2010 | 10 | 55 | 15 | 17 | 3 | ||||||||||||
2016 | 17 | 40 | 18 | 18 | 7 | ||||||||||||
2010 | 8 | 49 | 17 | 22 | 5 |
Kadın Erkek
Türk Kürt
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Buradaki çarpıcı verilerden biri kadın-erkek ayrımına dair. Toplumsal olarak kadın ve erkeklere yargı tarafından ayrımcılık yapıldığına dair algı oldukça artmış (ve olmadığına dair algı toplamda yaklaşık 12 puan azalmış), ancak, erkekler kadınlara göre bu konuda ayrımcılık yapıldığını daha fazla düşünüyorlar (erkeklerde bu oran yüzde 31,3, kadınlarda ise 26,4).
2010
2016
2010
2016
7
27
17
33
16
4
28
16
45
8
8
25
22
32
13
2
24
19
48
7
Kadın
"Hakimler, savcılar, polisler karşılarındakinin kadın-erkek olduğuna göre farklı işlem yapıyor"
Erkek
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Aleviler ise Sünni-Alevi ayrımı yapıldığını, Kürtler ise Türk-Kürt ayrımı yapıldığını daha fazla belirtiyorlar. Kürtlerde etnik kimliğe göre farklı işlem yapıldığını düşünenlerin oranı yüzde 30 ve üzeri bir oranda iken, Türklerde bu oran yüzde 25 civarında. Türklerde son altı yılda azalmışken, Kürtlerde herhangi bir değişiklik olmamış, hatta farklı davranıldığını belirtenler 5 puan artmış.
2010
10
52
16
21
2
2016
16
38
20
19
6
2010 1
38
20
24
17
2016
12
28
14
29
17
Türk
"Hakimler, savcılar, polisler karşılarındakinin Türk-Kürt olduğuna göre farklı işlem yapıyor"
Kürt
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Alevilerde mezhebe göre ayrımcılık yapıldığını belirtenlerin oranı yüzde 50’nin biraz üzerindeyken, Sünnilerde bu oran toplamda (toplam “kesinlikle doğru” ve “doğru” diyenlerin oranı) yüzde 20’yi geçmiyor. Ancak, son altı yılda ayrımcılık yapıldığını düşünenlerin oranı ne Sünnilerde ne de Alevilerde değişmiş. Hatta Sünnilerde bu oran düşmüş.
2010
10
57
15
16
2
2016
17
43
19
16
5
2010
9
23
17
35
17
2016
14
24
10
36
16
Sünni
"Hakimler, savcılar, polisler karşılarındakinin Alevi-Sünni olduğuna göre farklı işlem yapıyor"
Alevi
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
İktidarın adamı olup olmama konusunda ise yine Ak Partililer ve diğer partililer arasında bir ayrım söz konusu. Ak Partililerde bu konu hakkında ayrımcılık yapıldığını düşünenlerin oranı azalmış, hatta “kesinlikle yanlış” diyenlerin oranı 3 kat artmış. Diğer partilerde çok çarpıcı değişimlere rastlanmazken, ayrımcılık yapıldığı ifadesine CHP içinde “kesinlikle doğru” cevabı verenlerin 10 puan artması bu duruma bir istisna sayılabilir.
"Xxxxxxxx, savcılar, polisler iktidarı adamı olup olmadığına
2016 3
13
10
38
35
2010 3
14
14
28
41
2016 4 10
9
32
44
CHP
Ak Parti
göre farklı davranıyor"
2010 | 5 | 33 | 22 | 31 | 9 | |||||||||
2016 | 16 | 28 | 21 | 24 | 11 | |||||||||
2010 | 3 | 12 | 11 | 43 | 31 | |||||||||
2016 | 6 | 6 | 9 | 38 | 41 | |||||||||
2010 | 2 | 20 | 15 | 36 | 26 |
HDP
MHP
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
2.7. Mahkemeleri Değerlendirme
İnsanların hukuk ve adalet kavramı hakkındaki görüşlerinin yanısıra, gündelik hayatta, pratikte hukuk sistemiyle doğrudan ilişkileri olup olmadığını anlamak üzere, şimdiye kadar hiç mahkemeye işlerinin düşüp düşmediğini ve ne konumda düştüğünü ele aldık. Görüştüğümüz kişilerin yüzde 66’sı hiç gitmediğini, yüzde 34’ü bir şekilde mahkemeye işinin düştüğünü belirtti. İnsanlar mahkemeye en çok davacı, davalı veya şahit konumunda gitmişler.
Hiç gitmedim
Davacı Davalı Şahit Mağdur Sanık Görevli
İzleyici-refakatçi
Hiç mahkemeye işiniz düştü mü?
66
73
10 13
7 10
7 10
4
5
24
1
1
1 3
%0 %50 %100
Mayıs'10 Mayıs'16
Mayıs 2010 araştırmasında mahkemeye gitmiş olanların oranı yüzde 27 idi. Beş yıl içinde bu oranın yüzde 34’e çıkmış olması, bu süre zarfında yaklaşık 4,5 milyon kişinin daha mahkemeye işi düştüğüne, hukuk sistemi ile doğrudan bir ilişkisi olduğuna işaret ediyor.
Toplumda bazı demografik grupların mahkemeye çok daha fazla işi düşmüş görünüyor. Erkekler kadınlara kıyasla, çalışanlar çalışmayanlara kıyasla ve yüksek eğitimliler daha düşük eğitimlilere kıyasla mahkemeye daha sık gitmiş. Yaş arttıkça da gitmiş olanların oranı artıyor ama bu durumu yaş gruplarının temel özellikleri ile değil, birikimle açıklayabiliriz. Ancak, hem yaşça büyük olan hem de çalışma hayatından geçmiş olan emeklilerin yüzde 55’inin şimdiye kadar mahkemeye işinin düşmüş olması çarpıcı bir bulgu.
Gelir grupları arasında mahkemeye en fazla gitmiş olanlar en yüksek gelir ve en düşük gelir grubundakiler. Üstelik davacı olarak da en sık gitmiş olan iki grup olmaları, hukuk sistemi ile benzer şekilde ilişki kurduklarına işaret ediyor.
Modernler Muhafazakâr kümelere kıyasla, Türkler Kürtlere kıyasla, Alevilerse Sünnilere kıyasla, dinle ilişkisi daha zayıf olanlar, daha dindar olanlara kıyasla mahkemeye biraz daha yüksek oranlarda gitmişlerse de mahkemeye gitmekle hayat tarzı veya toplumsal ayrımlar arasında önemli bir ilişkiden söz etmek mümkün görünmüyor.
Mahkemeye işi düşenlerin oranı
34
23
44
24
33
42
32
33
41
43
28
42
41
39
55
39
52
20
15
38
38
33
35
41
36
33
33
38
47
28
35
36
Türkiye
Kadın Erkek
18 - 28 yaş
29 - 43 yaş
44+ yaş
Lise altı
Xxxx Xxxxxxxxxx
Çalışıyor Çalışmıyor
Devlet memuru
Özel sektör
İşçi Esnaf
Çiftçi, ziraatçı, hayvancı
Emekli Ev kadını Öğrenci
İşsiz
Modern Geleneksel muhafazakar Dindar muhafazakar
700 TL ve altı 701 - 1200 TL
1201 - 2000 TL
2001 - 3000 TL
3001 - 5000 TL
5001 TL ve üstü
Kır Kent Metropol
%0 %25
%50 %75
Mayıs’10 Barometresi araştırmasında sorup bu araştırmada tekrarladığımız bir soru, mahkemeye gitme deneyiminin, hukuk sistemine ve mahkemelere güveni arttırıp arttırmadığı yönünde oldu. Mayıs 2010’dan bu yana değişim görülmüyor: yüzde 24
güveninin arttığını, yüzde 35 azaldığını belirtiyor. Davalı olarak gitmiş olan kişilerin genel bakışında da temelde bir değişim görmesek de, aralarında “güvenim çok azaldı” diyenler yüzde 9’dan yüzde 19’a kadar çıkmış.
Mahkemeye davacı olarak gidenlerin bakışındaki değişim ise daha çarpıcı: 2010’da yüzde 53 “güvenim aynı kaldı” derken, bu ay bu oran 32’ye inmiş ve hem hukuk sistemine güveni artanlar hem de azalanlar, özellikle de “çok azalanlar” çoğalmış. Diğer bir deyişle davacı olanların hukuk sistemine karşı artık daha keskin görüşlere sahip olduğunu iddia edebiliriz.
2010
12
24
40
21
3
2016
9
26
40
23
1
2010
9
33
37
21
1
2016
19
24
36
17
4
2010 5
22
53
18
2
2016
14
26
32
24
4
Mahkemeye gitmiş
Mahkemeye gidiş sonrası hukuk sistemimize ve mahkemelere güveniniz artı mı azaldı mı?
Davacı olarak
Davalı olarak
% 0 % 50 % 100
Çok azaldı Azaldı Aynı kaldı Arttı Çok arttı
Mahkemeye gidip gitmemenin hukuk ve adalet algısına etki edip etmediğini inceleyecek olursak, nispeten küçük bir etki görülebiliyor. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, gitmiş olmak adaletin anlamı ve hükümetin, kanunların denetlenebilir olması konularında hiç fark yaratmazken, yargının anlamına, hukukun üstünlüğüne ve ayrımcılık yapılmasına bakışta az da olsa fark yaratıyor. Diğer bir deyişle, Mahkemeye bir şekilde gitmiş olanlar 1) mahkemelerin/yargının kanunlara uymanın denetlendiği, adaletin dağıtıldığı ve suçluların cezalandırıldığı yer olduğuna, 2) hukukun vatandaşları koruduğu ve vatandaşların hukuk karşısında eşit olduğuna ve
3) hakim, savcı ve polislerin karşısındakinin kim olduğuna bakmadan eşit davrandığına, ayrımcılık yapmadığına daha az inanıyorlar. Mahkemeye gitmiş olanlar rüşvet, kaçak elektrik veya yalancı şahitlik gibi durumlarda kanun dışına çıkılabileceğine de ortalamada gitmemiş olanlara kıyasla biraz daha fazla inanıyorlar. Dolayısıyla mahkemeye gitmiş ve hukuk sistemiyle temas etmiş olmakla, yargıya ve hukukun üstünlüğüne inanç arasında ters bir ilişki görülebiliyor.
4,2
4,2
4,1
4,1
3,9
3,8
3,3
3,2
2,9
3,0
1,7
1,8
Mahkemeye gitmenin hukuka bakışa etkisi
Adaletin Anlamı Denetlenebilirlik Yargının anlamı Hukukun üstünlüğü
Ayrımcılık Kanunun dışına çıkma
1 2 3 4 5 6
Mahkemeye gitmemiş Mahkemeye gitmiş
Mahkemeye gitmekle hukuk algısı arasındaki ilişkiye, başka bir şekilde, korelasyon üzerinden bakacak olursak, sistemle temas etmekle hukuka inancın azalması arasındaki ilişkiyi görebiliyoruz. Mahkemeye gitmekle hukukun üstünlüğü ve yargının anlamı arasında ters korelasyon, ayrımcılık ve kanun dışına çıkma arasında düz korelasyon görülüyor. Başka şekilde ifade edecek olursak, mahkemeye işi düşme olasılığı arttıkça, hukukun üstünlüğüne ve yargının adaletin dağıtılıp suçlunun cezalandırıldığı yer olduğuna olan inanç azalıyor ve aynı zamanda kişinin kim olduğuna göre ayrımcılık yapıldığına ve belli durumlarda kanun dışına çıkılabileceğine olan inanç artıyor. Ancak, eğer mahkeme deneyimi, kişinin sisteme olan güvenini arttırmışsa ters etki görüyor, hukuk algısının aksine olumlu yönde geliştiğini anlıyoruz.
2.8. Kanunsuzluğu Uygun Görme – Hangi Durumlarda Kanun Dışına Çıkılabilir
2,98 2,36 | |
1,96 1,70 | |
1,89 1,70 | |
1,94 1,79 |
"Hangi durumlarda kanun dışına çıkılabilir?"
Namus Meselesinde
İşlerimin hızlanması / çözülmesi için rüşvet alıp vermek
Ruhsatsız inşaat veya kaçak elektrik, su kullanımı
Xxxxxxx, arkadaşım için yalancı şahitlik
2010 2016
<<- Kesinlikle yanlış Kesinlikle doğru ->>
1 3 5
Namus meselelerinde
İşlerimin hızlanması / çözülmesi için
rüşvet alıp vermek
Hangi Durumlarda Kanun Dışına Çıkılabilir?
2016 | 52 | 36 | 4 | 5 | |||||
2010 | 27 | 60 | 7 | 6 |
Ruhsatsız inşaat veya kaçak elektrik, su kullanımı
Akrabam,
arkadaşım için yalancı şahitlik
Namus meselelerinde
2010
11
34
10
35
10
2016
36
26
12
17
9
İşlerin hızlanması
/çözülmesi için rüşvet alıp vermek
2010
28
58
7 7
2016
52
36
4
4 3
Ruhsatsız inşaat veya
kaçak elektrik, su kullanımı
2010
28
61
5 6
3
Akrabam,
arkadaşım için yalancı şahitlik
2016
48
37
6 6 3
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Toplumda hangi durumlarda kanun dışına çıkmanın meşru görüldüğünü anlamak amacıyla görüştüğümüz kişilere iki grafikte de göreceğiniz dört önermeyi okuduk. Buna göre toplum hiçbir meselede kanun dışına çıkılmasını onaylamıyor. Ama namus meselesi sözkonusu olunca kanun dışına çıkılmasını rüşvet alıp/vermek, kaçak elektrik kullanmak ve yalancı şahitlik gibi diğer hukuk dışı durumlara göre daha meşru görüyor. 2010 yılından bu yana her ne kadar genel yargı olarak “namus meselesinde kanun dışına çıkılabilir” önermesine verilen cevaplar “ne doğru ne yanlış”tan “yanlış” yönüne doğru ilerlemişse de, diğer üç önerme ile karşılaştırıldığında bu meselenin diğerlerine göre daha ayrı algılandığı ve değerlendirildiği ortaya çıkıyor.
Önermelere verilen cevapların tam dökümüne baktığımızda ise namus meselesinin ne denli ayrı algılandığı ve değerlendirildiği bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. “Arkadaşı için yalancı şahitlik yapmak” “yanlış” ya da “kesinlikle yanlış” diyenler yüzde 85’i, “ruhsatsız inşaat veya kaçak elektrik kullanımı” “yanlış” ya da “kesinlikle yanlış” diyenler yüzde 88’i ve “işlerimin hızlanması/çözülmesi için rüşvet alıp vermek” “yanlış” ya da “kesinlikle yanlış” diyenler yüzde 88’i bulmuşken, “namus meselesinde” hukuk dışına çıkmak “yanlış” ya da “kesinlikle yanlış” diyenler yüzde
62’de kalmaktadır. Elbette ki bir sonraki tabloda da göründüğü üzere toplumun değer yargılıları namus meselesinde 2010 yılına göre değişmiştir, ancak, 2016 yılına geldiğimizde kanun dışına çıkılabilir diyen yüzde 26’lık bir kitle hâlâ vardır.
O halde toplum için hukukun sınırlarını anlamaya yönelik ele aldığımız bu konu, hukuka bakışla toplumsal cinsiyet arasındaki ilişki hakkında fikir edinme fırsatı sağlıyor. Bu yüzden bölümün geri kalanında toplumda herkesi ilgilendiren bu ilişkiyi aile içi şiddete maruz kalınca verilen tepki, kişinin kadın veya erkek olmasına göre ayrımcılık ve namus meselesi sözkonusu olunca kanun dışına çıkılıp çıkılamayacağı konularında kadınların ve erkeklerin görüşleri arasındaki farklar üzerinden daha detaylı olarak inceliyoruz.
Önceki sayfalardan hatırlayacağınız üzere; kadınlarla erkekler hakim, savcı ve polislerin kadın-erkek ayrımcılığı yapması konusunda çok benzer görüşe sahipler. Ayrımcılık yapıldığını en çok genç kadınlar, üniversite eğitimli kadınlar ve “inançlı” kadınlar savunuyor. Ancak, erkeklerin gençleri yaşça büyüklere kıyasla, eğitimlileri eğitimsizlere kıyasla ve dinle ilişkisi zayıfları dindar olanlarına kıyasla ayrımcılık yapıldığı fikrini daha çok destekliyor. Burada ilginç olan, sofu erkeklerin sofu kadınlara kıyasla ve lise altı eğitimi olan erkeklerin lise altı eğitimi olan kadınlara göre ayrımcılık yapıldığı görüşünü daha fazla desteklemesi. Dolayısıyla kadınların bu konudaki farkındalıklarında dindarlığın ve (en az lise düzeyi) eğitimin etkili olduğunu iddia edebiliriz.
Kadınlar
13
32
22
25
8
Erkekler
16
33
17
27
7
Lise altı
15
35
25
20
5
Xxxx
10
28
18
34
10
Üniversite
10
29
15
31
16
Lise altı
17
34
19
25
6
Xxxx
16
35
14
28
7
Üniversite
13
28
17
31
10
İnançlı 7
29
21
32
12
Dindar
14
34
23
23
6
Sofu
19
38
20
17
5
İnançlı
15
31
15
32
7
Dindar
17
34
17
25
7
Sofu
16
35
20
23
6
Erkek
Kadın
Hâkimler, savcılar, polisler karşılarındakilerin KADIN MI ERKEK Mİ OLDUĞUNA GÖRE farklı davranıyor
Erkek
Kadın
% 0 % 50 % 100
Kesinlikle Yanlış Yanlış Ne Doğru Ne Yanlış Doğru Kesinlikle Doğru
Bir sonraki grafikte ise “aile içi şiddete maruz kaldığınızda hangi çözüm yoluna başvurursunuz” sorusuna verilen cevapları görüyoruz. Buna göre genelde kadınlar polis/jandarmaya (erkeklere oranla yüzde 12 farkla) daha çok başvuracaklarını belirtirken, erkekler ise (kadınlara oranla yüzde 7 farkla) aile büyüklerine başvuracağını belirtiyor. Yaş kırılımlarına baktığımızda kadınlarda “hayat böyle” seçeneğini dile getirenlerin üç katına çıktığını görüyoruz. Genç erkekler daha çok aile büyüklerine başvuracaklarını belirtirken, daha yaşlı erkekler daha çok mahkemeye başvuracaklarını belirtiyorlar. Eğitim kırılımlarına baktığımızda ise kadınların eğitimi arttıkça mahkemeye başvuracakların sayısının arttığını, eğitim seviyesi düştükçe aile büyüklerine başvuracaklarını belirtenlerin ve hayat böyle
diyenlerin oranı artıyor. Dindarlık seviyesi üzerinden kadın-erkek farklarına baktığımızda ise ilk olarak erkeklerde dindarlık seviyesinin önemli farklar üretmediğini görüyoruz. Yalnızca, dindarlık seviyesi arttıkça mahkemeye gideceğini berliten erkeklerin oranı yüzde 5 kadar artıyor, buna ek olarak aile büyüklerine başvuracağını belirtenlerin oranı da yüzde 4 civarına artıyor. Kadınlarda dindarlık seviyesi kırılımları ise daha anlamlı farklar yaratıyor. Buna göre; kadınlarda dindarlık seviyesi arttıkça mahkemeye ve polis/jandarmaya başvuracağını belirtenlerin oranı azalıyor. Aile büyüklerine gideceğini belirtenlerin oranı (yüzde 7), hayat böyle diyenlerin oranı ise (yüzde 5) artıyor.
Aile içi şiddete maruz kaldığınızda hangi çözüm yoluna
Kadınlar
Erkekler
21
20
41
28
3
29
35
8
7
8
18 - 28 yaş
29 - 43 yaş
44+ yaş
24
19
22
44
25
42
39
30
28
3
2
4 3
7
9
18 - 28 yaş
29 - 43 yaş
13
30
38
8
11
21
30
36
8
6
Xxxx
23
48
23
3 3
İnançlı Dindar
Sofu
25
20
20
44
21
41
39
31
28
3 7
2 6
1 12
İnançlı
Dindar Sofu
17
20
22
33
28
30
32
36
36
8 9
8 8
5 7
Kadın
Erkek
Kadın
44+ yaş | 24 | 29 | 32 | 7 | 8 | |||
Lise altı | 19 | 39 | 31 | 2 | 9 |
başvurursunuz?
Erkek
Kadın
Erkek
Üniversite | 28 | 40 | 22 | 4 5 | |||||||
Lise altı | 17 | 30 | 36 | 8 | 9 | ||||||
Lise | 17 | 30 | 37 | 9 | 7 | ||||||
Üniversite | 31 | 28 | 30 | 5 | 7 |
% 0 % 50 % 100
Mahkeme Polis / Jandarma Aile büyükleri Bilek gücü Hayat böyle
İnsanların hukuk ve adalet algılarını ele alırken, bu algılarının gündelik hayat pratiklerine nasıl yansıdığını anlamak için, bazı anlaşmazlık durumlarında hukuk sistemine başvurup başvurmayacaklarını anlamayı da hedefledik. “Aşağıdaki durumlarda anlaşma yolları kapandığında, çözüm için hangi yolu tercih edersiniz?” sorusunu sorduk ve işten atılma, komşu tarafında rahatsız edilme ve aile içi şiddet durumlarını ele aldık.
İşten haksız yere atılması durumunda her 4 kişinin 3’ü mahkemeye başvuracağını belirtiyor ve bu durum 2010’dan bu yana değişmemiş. Yüzde 9 kadar da polise veya jandarmaya başvuracağını belirten bulunuyor. Xxxxxxxxxx kendini, eşini veya çocuğunu rahatsız etmesi durumunda verilen tepki biraz farklı: ancak yüzde 22 mahkemeye gideceğini, yüzde 45 polise veya jandarmaya gideceğini belirtiyor. Böylesi bir durumda aile büyüklerine (yüzde 18) veya bilek gücüne, yani şiddete (yüzde 10) başvuracağını belirtenler işten atılmaya kıyasla oldukça daha yüksek. Bu senaryodaki tepkiler de 2010’dan bu yana pek değişmemiş. Aile için şiddete maruz kalması durumunda yine toplumun yarısından fazlası mahkemeye veya polise başvuracak olsa da, bu durumda aile büyüklerine başvurma oranı oldukça yüksek: yüzde 32.
Aşağıdaki durumlarda anlaşma yolları kapandığında, çözüm için hangi yolu tercih edersiniz?
İşten haksız yere atıldığınızda
72,1
9,7 5,3 2,9 10,1
72,6
9,1 4,23,4 10,7
Mahkeme
Polis / Jandarma
Aile büyükleri
Bilek gücü
Hayat böyle
Mayıs'10
Mayıs'16
Komşunuz sizi/eşinizi/çocuğunuzu rahatsız ederse
19,7
43,4
19,8
11,9 5,3
21,9
44,8
17,8
9,7 5,8
Mayıs'10
Mayıs'16
Mahkeme Polis / Jandarma Aile büyükleri Bilek gücü Hayat böyle
Mayıs'16
Aile içi şiddete maruz kaldığınızda
20,6 | 35,2 | 31,5 | 5,2 | 7,4 |
% 0 % 50 % 100
Mahkeme Polis / Jandarma Aile büyükleri Bilek gücü Hayat böyle
Toplumun anlaşmazlık çözme yolu olarak mahkemeye gitmeyi en çok işten haksız yere atılmakla ilişkilendirdiğini anlıyoruz. Dolayısıyla bu senaryoda farklı toplumsal kümelerin farklı tepkileri mahkemelere ve hukuka bakışları hakkında ipuçları sağlayabilir. İlk olarak çalışan ve dolayısıyla işten atılma olasılığı, gerçek bir olasılık olanların tepkilerini inceleyelim.
Çalışma durumu | İşten haksız yere atıldığınızda | |||||
Mahkeme | Polis / Jandarma | Aile büyükleri | Bilek gücü | Hayat böyle | Toplam | |
Devlet memuru | 91 | 5 | 1 | 1 | 2 | 100 |
Özel sektör | 81 | 10 | 2 | 2 | 5 | 100 |
İşçi | 74 | 9 | 2 | 5 | 10 | 100 |
Esnaf | 69 | 8 | 6 | 6 | 11 | 100 |
Çiftçi, ziraatçı | 62 | 15 | 7 | 7 | 9 | 100 |
Çalışıyor, diğer | 70 | 6 | 4 | 3 | 17 | 100 |
Emekli | 81 | 9 | 2 | 2 | 7 | 100 |
Ev kadını | 70 | 9 | 6 | 1 | 14 | 100 |
Öğrenci | 65 | 10 | 6 | 9 | 11 | 100 |
İşsiz | 61 | 10 | 4 | 6 | 20 | 100 |
Türkiye | 73 | 9 | 4 | 3 | 11 | 100 |
Devlet memurlarının yüzde 91’i ve özel sektör çalışanlarının yüzde 81’i işten haksız yere atılmaları durumunda mahkemeye gideceğini belirtmiş. Halbuki bu oran işçiler arasında yüzde 74, esnaf arasında yüzde 69 ve çiftçiler arasında yüzde 62 ile daha düşük. Nitekim memurlar ve özel sektördekilerin “hayat böyle” diyerek durumu kabullenme oranları da diğer üç gruba kıyasla oldukça daha düşük. İşsizler ise daha da kaderci denebilir: Beş işsizin 3’ü mahkemeye gideceğini, 1’i durumu kabulleneceğini belirtmiş. Yukarıdaki tabloda aynı zamanda esnafın, çiftçilerin, kısmen işçilerin ve özellikle öğrencilerin “bilek gücüne başvururum” cevabını ülke genelinin neredeyse iki katı oranında söylemiş olmaları dikkat çekiyor.
İşten haksız yere atılma senaryosunda gençlerin, erkeklerin ve özellikle genç bekar erkeklerin bilek gücüne başvurmaya, lise altı eğitimi olanların “hayat böyle” diyerek kabullenmeye ve Kürtler’in aile büyüklerine danışmaya daha meyilli olması gibi bazı
küçük farklılıklar görülebiliyor. Ancak, başka bölümlerde de gördüğümüz gibi gelir seviyesinin anlaşmasızlığın nasıl çözüleceği üzerindeki etkisi oldukça net görülüyor. Her ne kadar tüm gelir gruplarındaki en baskın tepki mahkemeye gitmek olsa da , alt gelir grupları biraz daha kaderci davranarak “hayat böyle” demeye ve sorunu aile büyükleri ile çözmeye daha meyilli.
Türkiye
İşten haksız yere atıldığınızda hangi yolu tercih edersiniz?
700 TL ve altı 701 - 1200 TL
1201 - 2000 TL
2001 - 3000 TL
3001 - 5000 TL
5001 TL ve üstü
73
9 4 3 11
64
10
11 1
15
69
10
8 3 11
71
9 4 4
12
77
8 3 3 9
80
7 3 3 7
74
10 1 4
11
% 0 % 50
Mahkeme Polis / Jandarma Aile büyükleri Bilek gücü
Hayat böyle
% 100
Gelir grupları arasındaki bu farkı biraz daha ayrıntılı inceleyerek 2010’daki duruma baktığımızda en alt ve en üst gelir gruplarında mahkemeye gidecek olanların o zamandan bu yana ciddi biçimde artarak diğer gelir gruplarındakilerine yaklaştığını görüyoruz. 2010-2016 arasında gelirlerin nominal olarak artmakla kalmayıp aynı zamanda en alt iki gelir grubunda yer alanların yüzde 37’den yüzde 15’e düştüğünü bu noktada hatırlatmakta fayda var. Dolayısıyla gelir, tercih edilen çözümle oldukça ilişkili olsa da zaman içinde gelir grupları birbirlerine biraz daha yaklaşmış ve mahkemeye gitmek hepsinde tek tercih haline gelmiş denebilir.
Türkiye
İşten haksız yere atıldığınızda hangi yolu tercih edersiniz? (Mayıs 2010)
72
10 5 3 10
44
15
18
4
70
72
77
9
6
11
19
3 12
5 3 9
9
4 3
7
86
72
8 0 5
7 2 2 2
15
300 TL ve altı 301 - 700 TL
701 - 1200 TL
1201 - 2000 TL
2001 - 3000 TL
3001 TL ve üstü
% 0
% 50
% 100
Xxxxxxxxx Xxxxxx, jandarmaya Aile Büyükleri Bilek Gücü ile Çözerim Bir şey Yapmam Hayat Böyle
Komşunun rahatsız etmesine dayalı senaryoda farklı dinamikler sözkonusu olduğunu görüyoruz. Bu senaryoda insanlar en çok polise/jandarmaya, ve ardından genelde mahkemeye gideceklerini söylüyorlar ama aile büyüklerine danışmak, bilek gücüne başvurmak gibi diğer cevaplardaki farkların, kümelerin yaklaşımlarını ve karakterlerini anlamak konusunda daha açıklayıcı olduğu görünüyor.
Gelir en açıklayıcı demografik özelliklerden biri: gelir düştükçe bir yandan aile büyüklerine danışmak ve kadercilik artıyor, diğer yandan hem mahkemeye gitmek hem de bilek gücüne danışmak azalıyor. Ancak, 2010 yılında komşu tacizi durumunda aile büyüklerine danışmakla gelir arasındaki ilişki çok daha barizmiş. 2010’den en alt gelir grubunun yüzde 37’sine karşılık, en üst gelir grubunun ancak yüzde 3’ü aile büyüklerine işaret ederken, bu ayki araştırmada en alt gelir grubunda yüzde 28’e karşılık en üst gelir grubunda yüzde 13 aile büyüklerine işaret ediyor. Bu durum aile büyüklerine danışan toplumsal kümelerin 6 yıl içinde daha müreffeh gruplara entegre olduğuna işaret edebileceği gibi, üst gelir gruplarının hukuk sistemi dışında çözüm aramaya yönelmelerine de işaret ediyor olabilir.
Komşunun rahatsız etmesine verilecek olan tepkilere diğer demografik özellikler üzerinden bakacak olursak, kırsal kesimde ve Dİndar Muhafazakârlar arasında aile büyüklerine danışanların daha fazla olduğu görülüyor. Ayrıca HDP'lilerin yüzde 32'si ve Kürtlerin yüzde 25'i de aile büyüklerine işaret ediyor. Erkekler, gençler, dine daha uzak olanlar ise bilek gücüne daha fazla başvuruyor. Esnafın 19'u yani beşte biri, MHP'lilerin 20'si, bekar erkeklerin 22'si komşunun tacizi durumunda şiddete başvuracağını belirtiyor. CHP'liler, örtünmeyenler, üst düzey çalışanlar ve üniversite mezunları ise başkalarına kıyasla devlet kurumlarına gitmeye çok daha meyilli.
2010'dan bu yana olan değişimlerde birkaç önemli nokta var: Esnafta polise gitmede artış, mahkemeye gitmede düşüş var (7 puan). HDP'lilerde aile büyüklerine gitme yüzde 49'dan 32'ye düşmüş gibi görünüyor ama BDP'liler Mayıs 2010'da 4,2 ile çok daha küçük ve çekirdek nitelikte, yani profili farkı bir toplumsal gruptu.
Rapor boyunca Türkiye’de hukuk meselesine altı kıstası temel alarak eğildik: adaletin anlamı, yargının anlamı, hukukun üstünlüğü, denetlenebilirlik, hukuk uygulamalarında ayrımcılık ve kanun dışına çıkma eğilimi. Bu farklı kıstasları birlikte değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan en önemli bulgu, araştırmayı ilk yaptığımız 2010 yılı ve yinelediğimiz 2016 yılları arasında toplumsal kitlelerin dönüştüğü ve hukuk taleplerini eskisine göre çok daha fazla vurguladıkları oluyor. Bu bağlamda iki spesifik toplumsal kitlenin dönüşümü üzerine durmalıyız.
Birincisi; Kürtler. 2010 yılında Türklere göre hukuka çok daha az inandıklarını belirtip hukuk talebinde çok daha az bulunurken, geçen zaman dilimi içerisinde Türkleri yakalamışlar ve hatta geçmişler. Hatırlatmak gerekirse bir önceki bölümde Kürtlerin, Türklere oranla gerek hükümete, gerekse siyasal partilere çok daha az güvendiklerini belirtmiştik. Buna göre, Kürtler, kendileri için geride kalan en meşru alanda taleplerini dile getirmeye çalışıyor olmalılar. Aynı hukuk bölümünün en başında da iddia ettiğimiz gibi, Kürtler için hukuk talebine vurgu yapmak, devletin Kürtlere yönelik çeşitli siyaset dışına atma stratejilerine karşı bir taktik olarak düşünülebilir.
İkincisi; Aleviler değil, Sünniler. 2010 yılına göre Alevilere göre hukuka daha az inandıklarını belirtip hukuk talebinde daha az bulunan bu grup da aradaki farkı kapatmış ve hatta bazı özel durumlarda Alevileri geçmiştir. Bu durumu da giriş bölümünde bahsettiğimiz demografik değişimle açıklamak mümkün olmalıdır. Her iki grupta da hem eğitim hem de hane gelirlerinde büyük artışlar olmuştur. Ancak, Sünniler Alevilerin gerisinden gelip çok daha büyük oranlarda dönüşüm yaşamışlardır. Yine giriş bölümünde bahsettiğimiz üzere hukuk talebi eğitim düzeyi ile ters olarak gelişmektedir. Bu nedenle de Sünnilerin taleplerindeki değişimler bu pencereden değerlendirilmelidir.
Hukuk bölümü öncesinde ele aldığımız bölümlerden biri toplumsal siyasete ve özellikle güncel anayasada laiklik ve başkanlık sistemi tartışmalarına değiniyordu. Buna göre toplum, kabaca anayasada laiklik konusunda uzlaşı içinde olduğunu ve başkanlık için henüz ikna olmadığını ifade ediyordu. Araştırmada dikkatimizi çeken en önemli bulgular da hükümetin denetlenebilirliğine ve kanunların anayasal denetimine toplumun tüm kesimlerinin yüksek oranda destek verdiği ve bu desteğin araştırmayı ilk kez gerçekleştirdiğimiz 2010 yılından beri arttığı oldu.
Son olarak, 2010 yılından bu yana daha çok vatandaşın mahkemelere davalı, davacı, şahit olarak gittiğini ve bu kesimde hukuka olan güvenin büyük oranda azaldığını belirtmek gerekiyor. Halihazırda toplumun genelinde devletin vatandaşını koruduğu inancı kutuplaşmış ancak genel olarak azalmış. Hâkimlerin, savcıların ve polislerin işlemlerinde karşılarındaki insanın kim olduğuna göre farklı davrandığı inancı iyice yerleşmiş, ancak en belirgin fark olarak zengin-fakir ayrımı yapıldığı konusunda toplum neredeyse hemfikir.
3.1. Araştırmanın Genel Tanımı
Bu raporun dayanağı olan araştırmalar, KONDA Barometresi aboneleri için, KONDA Araştırma ve Danışmanlık A.Ş. tarafından gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın saha çalışması 7-8 Mayıs 2016 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Bu rapor, Türkiye’deki 18 yaş üstü yetişkin nüfusun, saha çalışmasının yapıldığı günlerdeki siyasal eğilimlerini, tercihleri ve profillerini yansıtmaktadır.
Araştırma, Türkiye’nin 18 yaş üstü yetişkin nüfusunu temsil edecek deneklerin tercihlerindeki eğilim ve değişimleri belirlemek ve izlemek için tasarlanmış ve uygulanmıştır. Araştırmanın bulgularının hata payı, yüzde 95 güven aralığında +/- 1,7, yüzde 99 güven aralığında yüzde +/- 2,3’dür.
Örneklem, ADNKS (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi) verilerine dayalı mahalle ve köylerin nüfus büyüklükleri ve eğitim seviyeleri verileri ile 12 Haziran 2011 Genel seçimlerinin mahalle ve köy sonuçları katmanlandırılarak hazırlanmıştır.
Yerleşim yerleri önce kır/kent/metropol olarak ayrıştırılmış ve 12 bölge esas alınarak örneklem tespit edilmiştir.
Araştırma kapsamında, 27 ilin merkez dahil 104 ilçesine bağlı 153 mahalle ve köyünde 2685 kişiyle hanelerinde yüzyüze görüşülmüştür.
Gidilen il | 27 |
Gidilen ilçe | 104 |
Gidilen mahalle/köy | 153 |
Görüşülen denek | 2685 |
Her bir mahallede gerçekleştirilen 18 anket için yaş ve cinsiyet kotası uygulanmıştır.
Yaş grubu | Kadın | Erkek |
18-28 yaş | 3 denek | 3 denek |
29-44 yaş | 3 denek | 3 denek |
44 yaş ve üstü | 3 denek | 3 denek |
Düzey 1 (12 bölge) | Gidilen iller | |
1 | İstanbul | İstanbul |
2 | Batı Marmara | Balıkesir, Edirne |
3 | Ege | Denizli, İzmir, Kütahya, Xxxx |
0 | Xxxx Xxxxxxx | Xxxxx, Xxxxxxxxx, Xxxxxxx |
5 | Xxxx Xxxxxxx | Xxxxxx, Xxxxx |
0 | Xxxxxxx | Xxxxx, Xxxxxxx, Xxxxx, Xxxxxx |
7 | Orta Xxxxxxx | Xxxxxxx, Xxxxx |
0 | Xxxx Xxxxxxxxx | Xxxxxx, Xxxxx |
9 | Doğu Karadeniz | Trabzon |
10 | Kuzeydoğu Anadolu | Erzincan |
11 | Ortadoğu Anadolu | Malatya, Van |
12 | Güneydoğu Anadolu | Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa |
Görüşülen deneklerin bölgelere ve yerleşim yerleri türüne göre dağılımı aşağıdaki tablodadır.
Anketin yapıldığı bölge | Kır | Kent | Metropol | Toplam | |
1 | İstanbul | 21,6 | 21,6 | ||
2 | Batı Marmara | 2,0 | 3,2 | 5,2 | |
3 | Ege | 4,1 | 5,4 | 5,4 | 14,8 |
4 | Doğu Marmara | 1,3 | 2,7 | 4,7 | 8,7 |
5 | Batı Anadolu | 0,7 | 9,6 | 10,3 | |
6 | Akdeniz | 3,3 | 2,6 | 5,6 | 11,5 |
7 | Orta Anadolu | 1,1 | 1,2 | 1,6 | 3,9 |
8 | BatıKaradeniz | 2,6 | 3,4 | 5,9 | |
9 | Doğu Karadeniz | 1,3 | 2,0 | 3,4 | |
10 | Kuzeydoğu Anadolu | 1,3 | 1,3 | ||
11 | Ortadoğu Anadolu | 1,3 | 2,7 | 4,1 | |
12 | Güneydoğu Anadolu | 2,0 | 3,4 | 4,0 | 9,4 |
Toplam | 21,1 | 26,5 | 52,4 | 100,0 |
Cinsiyet | Yüzde |
Kadın | 47,7 |
Erkek | 52,3 |
Toplam | 100,0 |
Yaş | Yüzde |
18 - 28 yaş | 26,4 |
29 - 43 yaş | 35,7 |
44+ yaş | 37,9 |
Toplam | 100,0 |
Eğitim durumu | Yüzde |
Okuryazar değil | 5,7 |
Diplomasız okur | 2,0 |
İlkokul mezunu | 29,5 |
İlköğretim / Ortaokul mezunu | 17,5 |
Lise mezunu | 28,5 |
Üniversite mezunu | 15,4 |
Yüksek lisans / Doktora | 1,3 |
Toplam | 100,0 |
Anne eğitim durumu | Yüzde |
Okuryazar değil | 38,1 |
Diplomasız okur | 5,4 |
İlkokul mezunu | 40,5 |
İlköğretim / Ortaokul mezunu | 8,3 |
Lise mezunu | 6,2 |
Üniversite mezunu | 1,4 |
Yüksek lisans | ,1 |
Doktora | ,1 |
Toplam | 100,0 |
Baba eğitim durumu | Yüzde |
Okuryazar değil | 21,5 |
Diplomasız okur | 5,5 |
İlkokul mezunu | 43,2 |
İlköğretim / Ortaokul mezunu | 14,2 |
Lise mezunu | 10,8 |
Üniversite mezunu | 4,3 |
Yüksek lisans | ,4 |
Doktora | ,0 |
Toplam | 100,0 |
Doğum yeri (bölge) | Yüzde |
İstanbul | 7,7 |
Batı Marmara | 5,2 |
Ege | 13,2 |
Doğu Marmara | 6,8 |
Batı Anadolu | 7,7 |
Akdeniz | 10,8 |
Orta Anadolu | 7,1 |
Batı Karadeniz | 9,1 |
Doğu Karadeniz | 6,6 |
Kuzeydoğu Anadolu | 4,0 |
Ortadoğu Anadolu | 5,7 |
Güneydoğu Anadolu | 12,9 |
Yurtdışı | 1,0 |
Toplam | 100,0 |
Hayat tarzı kümesi | Yüzde |
Modern | 25,6 |
Geleneksel muhafazakâr | 50,7 |
Dindar muhafazakâr | 23,8 |
Toplam | 100,0 |
Çalışma durumu | Yüzde |
Devlet memuru | 5,3 |
Özel sektör | 8,5 |
İşçi | 10,0 |
Esnaf | 7,6 |
Xxxxxx / iş adamı | ,8 |
Serbest meslek sahibi | 2,2 |
Çiftçi, ziraatçı, hayvancı | 4,1 |
Çalışıyor, diğer | 4,4 |
Emekli | 12,3 |
Ev kadını | 30,9 |
Öğrenci | 9,0 |
İşsiz | 4,1 |
Çalışamaz halde | ,8 |
Toplam | 100,0 |
Örtünme durumu | Yüzde |
Örtünmüyor | 28,3 |
Başörtüsü | 48,4 |
Türban | 9,3 |
Çarşaf | ,6 |
Bekar erkek | 13,5 |
Toplam | 100,0 |
Etnik köken | Yüzde |
Türk | 80,0 |
Kürt | 13,7 |
Zaza | ,9 |
Arap | 2,9 |
Diğer | 2,6 |
Toplam | 100,0 |
Din / mezhep | Yüzde |
Sünni Müslüman | 89,7 |
Xxxxx Xxxxxxxx | 8,3 |
Diğer | 2,1 |
Toplam | 100,0 |
Dindarlık | Yüzde |
İnançsız | 3,2 |
İnançlı | 22,3 |
Dindar | 63,2 |
Sofu | 11,3 |
Toplam | 100,0 |
Haber seyrettiği TV kanalı | Yüzde |
İzlemiyorum | 3,8 |
A Haber | 4,8 |
ATV | 12,4 |
CNNTürk | 2,2 |
Fox TV | 16,7 |
Habertürk | 1,8 |
Halk TV | 2,6 |
İMÇ | 2,0 |
Kanal 7 | 2,0 |
Kanal D | 7,7 |
Kanaltürk | ,1 |
NTV | 2,7 |
Roj/Nuçe/Sterk | ,5 |
Samanyolu | ,1 |
Show TV | 4,7 |
Star | 4,5 |
TRT | 10,7 |
Ulusal | 1,2 |
Yerel kanallar | 6,2 |
Diğer kanallar | 14,9 |
Toplam | 100,0 |
Aylık hane geliri | Yüzde |
700 TL ve altı | 3,9 |
701 - 1200 TL | 11,6 |
1201 - 2000 TL | 44,2 |
2001 - 3000 TL | 23,2 |
3001 - 5000 TL | 13,4 |
5001 TL ve üstü | 3,8 |
Toplam | 100,0 |
Oturulan evin tipi | Yüzde |
Gecekodu/dış sıvasız apartman | 3,5 |
Müstakil, geleneksel ev | 39,5 |
Apartman | 51,4 |
Site içinde | 5,1 |
Çok lüks bina, villa | ,4 |
Toplam | 100,0 |
ADALETİN ANLAMI: Mazlumun hakkını aramak | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 1,6 |
Yanlış | 4,4 |
Ne doğru Ne Yanlış | 5,8 |
Doğru | 55,9 |
Kesinlikle Doğru | 32,2 |
Toplam | 100,0 |
ADALETİN ANLAMI:Herkesin dini, kökeni, cinsiyeti, fikri, dili, rengi ne olursa olsun eşit olması | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 1,3 |
Yanlış | 2,4 |
Ne doğru Ne Yanlış | 3,7 |
Doğru | 54,0 |
Kesinlikle Doğru | 38,6 |
Toplam | 100,0 |
ADALETİN ANLAMI: Haklının haksızın ayırt edilmesi | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 1,1 |
Yanlış | 2,4 |
Ne doğru Ne Yanlış | 4,4 |
Doğru | 53,2 |
Kesinlikle Doğru | 38,9 |
Toplam | 100,0 |
ÇÖZÜM YOLU: İşten haksız yere atıldığınızda | Yüzde |
Mahkeme | 72,1 |
Polis / Jandarma | 9,7 |
Aile büyükleri | 5,3 |
Bilek gücü | 2,9 |
Hayat böyle | 10,1 |
Toplam | 100 |
ÇÖZÜM YOLU: Komşunuz sizi/eşinizi/çocuğunuzu rahatsız ederse | Yüzde |
Mahkeme | 19,7 |
Polis / Jandarma | 43,4 |
Aile büyükleri | 19,8 |
Bilek gücü | 11,9 |
Hayat böyle | 5,3 |
Toplam | 100 |
ÇÖZÜM YOLU: Aile içi şiddete maruz kaldığınızda | Yüzde |
Mahkeme | 20,6 |
Polis / Jandarma | 35,2 |
Aile büyükleri | 31,5 |
Bilek gücü | 5,2 |
Hayat böyle | 7,4 |
Toplam | 100,0 |
ADALETİN ANLAMI: Mazlumun hakkını aramak | Yüzde |
Mahkeme | 1,6 |
Polis / Jandarma | 4,4 |
Aile büyükleri | 5,8 |
Bilek gücü | 55,9 |
Hayat böyle | 32,2 |
Toplam | 100,0 |
Hâkimler, savcılar, polisler karşılarındakilerin KADIN MI ERKEK Mİ OLDUĞUNA GÖRE göre farklı davranıyor işlem yapıyor, karar veriyor mu? | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 14,5 |
Yanlış | 32,7 |
Ne doğru Ne Yanlış | 19,3 |
Doğru | 26,0 |
Kesinlikle Doğru | 7,6 |
Toplam | 100,0 |
Hâkimler, savcılar, polisler karşılarındakilerin TÜRK MÜ KÜRT MÜ OLDUĞUNA GÖRE göre farklı davranıyor işlem yapıyor, karar veriyor mu? | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 15,8 |
Yanlış | 36,3 |
Ne doğru Ne Yanlış | 18,9 |
Doğru | 21,0 |
Kesinlikle Doğru | 7,9 |
Toplam | 100,0 |
Hâkimler, savcılar, polisler karşılarındakilerin SÜNNİ Mİ ALEVİ Mİ OLDUĞUNA GÖRE göre farklı davranıyor işlem yapıyor, karar veriyor mu? | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 15,8 |
Yanlış | 36,3 |
Ne doğru Ne Yanlış | 18,9 |
Doğru | 21,0 |
Kesinlikle Doğru | 7,9 |
Toplam | 100,0 |
Hâkimler, savcılar, polisler karşılarındakilerin ZENGİN Mİ FAKİR Mİ OLDUĞUNA GÖRE farklı davranıyor işlem yapıyor, karar veriyor mu? | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 11,1 |
Yanlış | 22,6 |
Ne doğru Ne Yanlış | 14,3 |
Doğru | 33,7 |
Kesinlikle Doğru | 18,3 |
Toplam | 100,0 |
Hâkimler, savcılar, polisler karşılarındakilerin İKTİDARIN ADAMI OLUP OLMADIĞINA GÖRE farklı davranıyor işlem yapıyor, karar veriyor mu? | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 10,2 |
Yanlış | 18,2 |
Ne doğru Ne Yanlış | 15,9 |
Doğru | 31,0 |
Kesinlikle Doğru | 24,8 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Hükümetin işlemlerinin de yargının denetimine tabi olması gerekir. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 2,1 |
Yanlış | 6,7 |
Ne doğru Ne Yanlış | 9,2 |
Doğru | 55,8 |
Kesinlikle Doğru | 26,1 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Kanunların anayasal denetiminin olması doğrudur. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | ,8 |
Yanlış | 2,5 |
Ne doğru Ne Yanlış | 7,3 |
Doğru | 60,6 |
Kesinlikle Doğru | 28,8 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Ülkemizde vatandaş ve devletin kurumları hukuk karşısında eşittir. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 6,4 |
Yanlış | 18,7 |
Ne doğru Ne Yanlış | 14,5 |
Doğru | 43,9 |
Kesinlikle Doğru | 16,5 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanıyorum. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 5,3 |
Yanlış | 15,0 |
Ne doğru Ne Yanlış | 17,3 |
Doğru | 45,5 |
Kesinlikle Doğru | 16,9 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Devletin hiç bir kurumu veya memuru hukuk kuralları çerçevesi dışına çıkmıyor. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 10,6 |
Yanlış | 30,2 |
Ne doğru Ne Yanlış | 23,9 |
Doğru | 27,5 |
Kesinlikle Doğru | 7,9 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Suç, yapanın yanına kâr kalıyor. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 9,0 |
Yanlış | 21,2 |
Ne doğru Ne Yanlış | 22,5 |
Doğru | 35,9 |
Kesinlikle Doğru | 11,3 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Hata yapan resmi kurum veya devlet memuru olsa bile hukuk ve yargı bizi korur. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 8,0 |
Yanlış | 23,5 |
Ne doğru Ne Yanlış | 23,5 |
Doğru | 35,9 |
Kesinlikle Doğru | 9,1 |
Toplam | 100,0 |
HUKUK-Kadın cinayeti davalarında mahkemeler erkeklerden yana tavır alıyor, taraflı davranıyor. | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 13,0 |
Yanlış | 25,9 |
Ne doğru Ne Yanlış | 22,2 |
Doğru | 27,0 |
Kesinlikle Doğru | 11,9 |
Toplam | 100,0 |
YARGININ ANLAMI:Devletin vatandaşlarının kanunlara uymasını denetlediği yer | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 13,0 |
Yanlış | 25,9 |
Ne doğru Ne Yanlış | 22,2 |
Doğru | 27,0 |
Kesinlikle Doğru | 11,9 |
Toplam | 100,0 |
YARGININ ANLAMI:Adaletin dağıtıldığı yer | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 2,3 |
Yanlış | 9,8 |
Ne doğru Ne Yanlış | 11,0 |
Doğru | 55,2 |
Kesinlikle Doğru | 21,6 |
Toplam | 100,0 |
YARGININ ANLAMI: Suçluların cezalandırıldığı yer | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 2,8 |
Yanlış | 7,1 |
Ne doğru Ne Yanlış | 11,4 |
Doğru | 54,6 |
Kesinlikle Doğru | 24,1 |
Toplam | 100,0 |
KANUN DIŞINA ÇIKILABİLİR- Akrabam, arkadaşım için yalancı şahitlik | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 48,1 |
Yanlış | 36,8 |
Ne doğru Ne Yanlış | 5,9 |
Doğru | 6,5 |
Kesinlikle Doğru | 2,6 |
Toplam | 100,0 |
KANUN DIŞINA ÇIKILABİLİR- Ruhsatsız inşaat veya kaçak elektrik, su kullanımı | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 51,8 |
Yanlış | 36,4 |
Ne doğru Ne Yanlış | 4,4 |
Doğru | 4,7 |
Kesinlikle Doğru | 2,7 |
Toplam | 100,0 |
KANUN DIŞINA ÇIKILABİLİR- İşlerimin hızlanması / çözülmesi için rüşvet alıp vermek | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 52,5 |
Yanlış | 35,6 |
Ne doğru Ne Yanlış | 4,4 |
Doğru | 4,3 |
Kesinlikle Doğru | 3,2 |
Toplam | 100,0 |
KANUN DIŞINA ÇIKILABİLİR- Namus meselelerinde | Yüzde |
Kesinlikle Yanlış | 36,4 |
Yanlış | 25,7 |
Ne doğru Ne Yanlış | 11,9 |
Doğru | 17,4 |
Kesinlikle Doğru | 8,7 |
Toplam | 100,0 |
Hiç mahkemeye işiniz düştü mü? | Yüzde |
Hiç gitmedim | 65,5 |
Davacı | 13,3 |
Davalı | 9,6 |
Şahit | 9,6 |
Mağdur | 5,4 |
Sanık | 3,9 |
Görevli | ,9 |
İzleyici-refakatçi | 3,2 |
Bu mahkemeye gidiş sonrası hukuk sistemimize ve mahkemelere güveniniz artı mı azaldı mı? | Yüzde |
Çok azaldı | 9,1 |
Azaldı | 17,8 |
Aynı kaldı | 55,1 |
Arttı | 15,7 |
Çok arttı | 2,3 |
Toplam | 100,0 |
Barometre raporlarında yer alan tüm bulgular, araştırmaların saha çalışmalarında görüşülen kişilerle yüz yüze yapılan anketlerde sorulan sorulara dayandırılmaktadır. Bazı sorular ve cevap seçenekleri sonrasında kısaltılarak veya basitleştirilerek, raporda gündelik dilde kullanılan terimlerle ifade edilmektedir. Örneğin kendini ne kadar dindar gördüğüne dair soruya cevaben “İnançlı ama dinin gereklerini pek yerine getiremeyen biri” için, raporda kısaca “inançlı” ifadesi kullanılmaktadır. Bu bölüm hem Xxxxxxxxx raporunu eline ilk defa alanlar için, hem de terimlerle ilgili açıklamaya ihtiyaç duyanlar için hazırlanmıştır. İlk tabloda terimler ve açıklamaları, daha sonraki tablolarda bu terimlerin kaynağı olan soru ve cevap metinleri yer almaktadır.
Terim | Açıklama |
Xxxxx Xxxxxxxx: | Kendi din / mezhebini Alevi Müslüman olarak tanımlayan kişi |
Alt orta sınıf: | Kişi başı geliri ortadaki yüzde 60’lık kesimde olan ama otomobili olmayan kesim |
Alt sınıf: | Kişi başı geliri en düşük olan yüzde 20’lik kesim |
Arap: | Kendi etnik kökenini Arap olan tanımlayan kişi |
Başörtülü: | Kendisi veya erkekse eşinin başörtüsü ile örtündüğünü belirten kişi |
Çarşaf: | Kendisi veya erkekse eşinin çarşafla örtündüğünü belirten kişi |
Dindar: | Dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan dindar biri |
Dindar muhafazakâr: | Kendi hayat tarzını dindar muhafazakâr olarak tanımlayan kişi |
Geleneksel muhafazakâr: | Kendi hayat tarzını geleneksel muhafazakâr olarak tanımlayan kişi |
İdeolojik: | Siyasi görüşüme en yakın parti o, diyen kişi |
İnançlı: | İnançlı ama dinin gereklerini pek yerine getiremeyen biri |
İnançsız: | Dinin gereklerine pek inanmayan biri |
Kent: | Nüfusun 4000'in üstünde olan yerleşim yerleri (idari tanımdan farklıdır) |
Kır: | Nüfusun 4000'in altında olan yerleşim yerleri (idari tanımdan farklıdır) |
Kürt: | Kendi etnik kökenini Kürt olan tanımlayan kişi |
Liderci: | Liderine, başkanına güveniyorum, beğeniyorum, diyen kişi |
Metropol: | Nüfusu en yüksek 15 şehrin bütünleşik şehir merkezi sınırlarındaki yerleşim yerleri (idari tanımdan farklıdır) |
Modern: | Kendi hayat tarzını modern olarak tanımlayan kişi |
Örtünmeyenler: | Kendisi veya erkekse eşinin örtünmediğini belirten kişi |
Partisiz: | Bu partilerden hiçbirisi beni temsil etmiyor, diyen kişi |
Sofu: | Dinin tüm gereklerini tam yerine getiren dindar biri |
Son Dakikacı: | Seçim dönemlerinde partilerin çalışmalarına bakarak karar veriyorum, diyen kişi |
Sünni Müslüman: | Kendi din / mezhebini Sünni Müslüman olarak tanımlayan kişi |
Taraftar: | Ben / biz hep o partiye oy veririm, diyen kişi |
Türbanlı: | Kendisi veya erkekse eşinin türbanla örtündüğünü belirten kişi |
Türk: | Kendi etnik kökenini Türk olan tanımlayan kişi |
Üst sınıf: | Kişi başı geliri en yüksek olan yüzde 20’lik kesim |
Yeni orta sınıf: | Kişi başı geliri ortadaki yüzde 60’lık kesimde olan ve otomobili olan kesim |
Zaza: | Kendi etnik kökenini Zaza olan tanımlayan kişi |
Çoklu ilişkisellik/mütekabiliyet analizi (ÇMA) (Multiple Correspondence Analysis) | Nominal-kategorik veriler arasında bulunan ilişkilerin yapısını ve aralarındaki olası örüntüleri iki boyutlu bir düzlemde göstemeye yarayan bir veri analizi tekniğidir. Mütekabiliyet Analizinin (MA) ikiden fazla değişkenli, büyük veri setlerine uygulanması ihtiyacına karşılık verir. ÇMA, 60'lı yıllarda matematikçi ve dilbilimci Xxxx-Xxxx Xxxxxxxx'xxx çalışmaları ile şekillenmiş, 80'lerde hakkındaki araştırmaların İngilizceye çevrilmeye başlanması ve Fransız sosyolog Xxxxxx Xxxxxxxx'xxx makalelerinde bu yönteme yer vermesi ile bu alandaki çalışma ve yayınlar hızla artmıştır. |
5.1. Terimlerin Kaynağı Olan Soru ve Veriler
Kendinizi, hayat tarzı bakımından aşağıda sayacağım üç gruptan hangisinde sayarsınız? |
Modern |
Geleneksel muhafazakâr |
Dindar muhafazakâr |
Eşiniz veya siz, sokağa çıkarken başınızı örtüyor musunuz? Nasıl örtüyorsunuz? |
Örtünmüyor |
Başörtüsü |
Türban |
Çarşaf |
Bekâr erkek |
Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, ama değişik etnik kökenlerden olabiliriz; Siz kendinizi, kimliğinizi ne olarak biliyorsunuz veya hissediyorsunuz? |
Türk |
Kürt |
Zaza |
Arap |
Diğer |
Kendinizi ait hissettiğiniz dininiz ve mezhebiniz nedir? |
Sünni Müslüman |
Xxxxx Xxxxxxxx |
Diğer |
Dindarlık açısından kendinizi aşağıda okuyacaklarımdan hangisiyle tarif edersiniz? |
Dinin gereklerine pek inanmayan biri |
İnançlı ama dinin gereklerini pek yerine getiremeyen biri |
Dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan dindar biri |
Dinin tüm gereklerini tam yerine getiren dindar biri |
Genel olarak sandıktaki oy tercihinizi sayacağım sebeplerden hangisi etkiliyor, hangisi belirliyor? |
Ben/biz hep o partiye oy veririz. |
Siyasi görüşüme en yakın parti o. |
Liderine, başkanına güveniyorum, beğeniyorum. |
Bu partilerden hiçbirisi beni temsil etmiyor. |
Seçim döneminde partilerin çalışmalarına bakarak karar veriyorum. |
Toplam |
Yerleşim Kodu (Örneklemden gelen veri) |
Kır |
Kent |
Metropol |
Ekonomik sınıflar (Hanedeki kişi sayısı, hane geliri ve otomobil sahipliği kullanılarak hesaplanıyor) |
Alt sınıf |
Alt orta sınıf |
Yeni orta sınıf |
Üst sınıf |