Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi
Sözleşme N° 2007TR16IPO001.3.06/SER/42
RAFİNERİ
Proje Adı |
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi |
Sözleşme Numarası |
2007TR16IPO001.3.06/SER/42 |
Proje Değeri |
€ 1.099.000,00 |
Başlangıç Tarihi |
Şubat 2017 |
Hedeflenen Son Tarih |
Aralık 2017 |
Sözleşme Makamı |
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Avrupa Birliği Yatırımları Dairesi Başkanlığı |
Daire Başkanı |
Xxxxxx Xxxx XXXXX |
Xxxxx |
Xxxxxxx Xxxxx Xxxxxxxxx, Xxxxxxxxxx Xxxxxxx Xx: 000, Xxxxxxx - Xxxxxx / XXXXXXX |
Telefon |
+ 00 000 000 00 00 |
Faks |
+ 90 312 474 03 52 |
Faydalanıcı |
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü |
Genel Müdür |
Xxxxxx Xxxxxxx XXXXXXXX |
Xxxxx |
Xxxxxxx Xxxxx Xxxxxxxxx, Xxxxxxxxxx Xxxxxxx Xx: 000, Xxxxxxx - Xxxxxx / XXXXXXX |
Telefon |
+ 00 000 000 00 00 |
Faks |
+ 90 312 419 21 92 |
Danışman |
NIRAS IC Sp. z o.o. |
Proje Direktörü |
Xxxxxxx Xxxxxxxxxxxxx |
Proje Yöneticisi |
Xxxx Xxxxxxxx-Xxxxxxxxx |
Adres |
xx. Xxxxxxxx 000, 00-000, Xxxxxx, Xxxxxx |
Telefon |
x00 00 000 00 00 |
Faks |
x00 00 000 00 00 |
Yardımcı Proje Direktörü |
Rast Mühendislik Hizmetleri Ltd.’yi temsilen Xxxxx Xxxxxxx |
Proje Takım Lideri |
Radim Misiacek |
Adres (Proje Xxxxx) |
XXX Xxxxxxx Xxxxx Xxxxxxxxx, Xxxxxxxxxx Xxxxxxx Xx: 000 Xxxxxxx Xxxxxx |
Telefon |
x00 000 000 00 00 |
Faks |
x00 000 000 0000 |
Raporlama Dönemi |
Uygulama Aşaması |
Raporlama Tarihi |
Aralık 2017 |
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'NIN
ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ (ÇED) ALANINDA KAPASİTESİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN TEKNİK YARDIM PROJESİ
Faaliyet 1.2.3
ÇEVRESEL ETKİLER VE ALINACAK ÖNLEMLER KILAVUZU – RAFİNERİLER
Proje Adı |
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi |
Sözleşme Numarası |
2007TR16IPO001.3.06/SER/42 |
Faydalanıcı |
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü |
Xxxxx |
Xxxxxxx Xxxxx Xxxxxxxxx, Xxxxxxxxxx Xxxxxxx Xx: 000, Xxxxxxx - Xxxxxx / XXXXXXX |
Telefon |
+ 00 000 000 00 00 |
Faks |
+ 90 312 419 21 92 |
Tarih |
Aralık 2017 |
Hazırlayan |
Xxxxx Xxxxxxx |
Kontrol Eden |
Radim Misiacek |
|
|
Bu yayın Avrupa Birliği’nin mali desteğiyle hazırlanmıştır.
Bu yayının içeriği Niras IC Sp. z o.o. sorumluluğu altındadır ve hiçbir şekilde AB Yatırımları Dairesi Başkanlığı ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtır şekilde ele alınamaz
V. SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI 5
VI. ÇED YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDAKİ YERİ 7
VII.2. Uluslararası Sözleşmeler (Türkiye'nin taraf olduğu) 11
VII.3. Avrupa Birliği Direktifleri 11
VIII.2. Seçilen alternatiflerin tanımı 14
IX. ETKİLER VE ALINACAK ÖNLEMLER 16
IX.1. Arazi Hazırlama ve İnşaat Aşaması 16
IX.3. İşletme Faaliyete Kapandıktan Sonra Olabilecek Etkiler ve Alınacak Önlemler 30
IX.4. İlgili etki belirleme yöntemleri 31
XII. UYGULAMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 37
EK-A: İYİ ÖRNEKLERİ İÇEREN ULUSLARARASI TECRÜBELER VE YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLER 38
I.ÖNSÖZ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 25 Kasım 2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’ni uygulamak için yetkili makam olup Yönetmelik Ek II kapsamında listelenen projeler için görevlerinin bir kısmını Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine devretmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, projelerin çevresel etkilerini ve bu etkilere azaltmak için gerekli önlemleri belirlemek üzere geçmişte belirli sektörler için kılavuzlar hazırlamış olup, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ÇED Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi kapsamında ÇED Yönetmeliği’nde yer alan tüm sektörler için kılavuzlar yerli ve yabancı teknik uzmanlar tarafından güncellenmiştir.
Yukarıda bahsi geçen proje kapsamında, aşağıdaki ana sektörler için toplam 42 adet kılavuz hazırlanmıştır;
Atık ve Kimya
Tarım ve Gıda
Sanayi
Petrol ve Metalik Madenler
Agrega ve Doğaltaş
Turizm ve Konut
Ulaşım ve Kıyı
Enerji
Bu kılavuzların genel amacı, çevresel etki değerlendirme çalışmalarının incelenmesine veya ÇED Raporlarının ve/veya Proje Tanıtım Dosyalarının hazırlanmasına dahil olan ilgili taraflara arazi hazırlık, inşaat, işletme ve kapatma aşamaları boyunca rafineri projelerinden kaynaklı çevresel etkileri ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi vermektir.
Bu kılavuz yasal olarak bağlayıcı bir belge olmayıp ve sadece tavsiye niteliğindedir.
II.KISALTMALAR VE TERİMLER
AB Avrupa Birliği
ADM Acil Durum Müdahale
MET Mevcut En İyi Teknik
CO Karbon monoksit
CO2 Karbon dioksit
ÇED Çevresel Etki Değerlendirme
İSG İş sağlığı ve Güvenliği
NO2 Azot dioksit
SO2 Kükürt Xxxxxxx
III.TEKNİK OLMAYAN ÖZET
Petrol rafinerileri, ham petrolün işlenerek fuel oil ve çeşitli endüstriyel ürünlere dönüştürüldüğü büyük çaplı tesislerdir. Rafinerilerin içerdiği çok sayıda dönüştürme prosesi aynı zamanda büyük miktarlarda enerji gerektiren prosesler olup, söz konusu prosesler yoğun miktarda enerji üretimini gerektirmektedir. Dolayısıyla rafineriler aynı zamanda enerji üretim süreçlerini de içeren enerji-yoğun tesislerdir.
Bir rafinerinin işletmeye alınmasıyla birlikte ortaya çıkabilecek olası etkiler; atık gaz oluşumu, yoğun miktarlarda atıksular ve katı atıklarla birlikte petrol ve kimyasalların depolanmasına bağlı olarak sağlık ve güvenlik risklerinin yönetilmesi önemlidir.
Bir rafineri tesisinde yer alan temel üniteler; proses fırınları, buhar kazanları, gaz yakma (flare) sistemleri, kükürt geri kazanım üniteleri, akışkan katalitik kraking (AKK) ünitesi, depolama tesisleri, yakıt/su ayırma ünitesi, baca sistemleri bulunmaktadır.
Ham petrolün kullanılabilir petrol ürünlerine dönüştürülmesi amaçlı arıtımı iki aşama ve bir dizi destekleyici işlemle tanımlanabilir. Birinci aşamada, ham petrolün tuzdan arındırılması ve müteakip damıtma işlemleri yer almaktadır. Hafif bileşenlerin ve naftanın daha fazla damıtılması metan ve etanın, rafineri yakıtı, LPG (propan ve bütan), benzin karıştırma bileşenleri ve petrokimya hammaddeleri olarak kullanılmak üzere geri kazanılması için gerçekleştirilir. Bu hafif ürün ayırımı her rafineride yapılır.
İkinci aşama üç farklı temel prosesten oluşur: birleştirme, kırma ve yeniden şekillendirme. Bu işlemler, hidrokarbon moleküllerinin moleküler yapısını daha küçük moleküllere bölerek, onları daha büyük moleküller oluşturmak üzere birleştirerek veya onları daha kaliteli moleküllere dönüştürerek değiştirir. Bu proseslerin amacı, damıtılmış kısımların bir kısmını pazarlanabilir petrol ürünlerine dönüştürmektir. Bu işlemlerden en basit olanı damıtma biriminden gelen girdiyi desülfürize eden ve katalitik olarak dönüştüren “hydroskimming” adlı prosestir.
En basit dönüştürme birimi, büyük hidrokarbon moleküllerinin yüksek sıcaklıkta daha küçük moleküllere dönüştüğü termal krakerdir. Termal krakerler hemen hemen her girdiyi işleyebilir, ancak nispeten az miktarda hafif ürün üretebilir. Geliştirilmiş bir tip termal kraker koklaştırıcıdır. Dönüşüm verimini ve ürün kalitesini arttırmak için akışkan katalitik kırma ve hidro-kraking işlemleri kullanılmaktadır.
Rafinerilerde en önemli çevresel sorun atmosfere olan kirletici salımlarla ilgilidir. Karbon, azot ve kükürt oksitleri, yanma kaynaklı partikül maddeler, uçucu organik karbonlar temel kirleticileri oluşturur. Rafinerilerde proses ve soğutma amaçlı yoğun su kullanımı ise suyun petrol ürünleriyle kirlenmesine neden olur. Su kirliliği açısından en yoğun faktörler, hidrokarbonlar, sülfitler, amonyak ve bazı metaller sayılabilir. Rafinerilerde açığa çıkan temel atıklar ise çamurlar, kullanılmış kimyasallar (asitler, aminler, katalizörler) ve evsel atıklardır.
Rafineriler çok sayıda çalışan istihdam eden tesisler olduğundan, bir rafineriyle birlikte çalışanların yerleşim ve altyapı ihtiyaçlarının yerel yönetim hizmetleri üzerinde getireceği ek yükler de rafinerinin planlanması aşamasında dikkate alınması gereklidir.
Bir rafinerinin işletmeye alınmasıyla, bulunduğu yöredeki ekonomik aktivitenin canlanması söz konusu olacak ve yöre halkı için inşaat ve işletme aşamalarında iş imkanlarının getirdiği olumlu etkiler ortaya çıkacaktır. Rafineriler, yüksek sayılarda istihdam sağlayan büyük projelerdir. Çalışanlar ve ailelerinin oluşturduğu nüfus düşünüldüğünde yeni bir rafineri ile birlikte yeni bir yerleşim oluşabilmekte ya da mevcut yerleşimler büyümektedir. Bu nedenle mevcut altyapı sistemleri üzerinde oluşan yük hesaba katılarak su temini, kanalizasyon, su ve atıksu arıtma, atık toplama-bertaraf hizmetlerinin yerel yönetimlerle koordinasyon içinde planlanması önem taşımaktadır.
IV.GİRİŞ
Kılavuzun Konusu (kullanma kılavuzu, hedef gruplar, hedef gruplarla ilgili yapı)
Bu teknik inceleme kılavuzu, ham petrol rafinerilerinin etkilerini en aza indirmek / önlemek için çevresel etkileri ve etki azaltma tedbirlerini ele almak üzere hazırlanmıştır.
Bu kılavuz, ÇED çalışmalarını geliştirmek ve bu faaliyetleri standartlaştırmak için ÇED sürecinde yer alan tüm ilgili tarafların kullanımına açıktır. Ayrıca, bu kılavuzların ana hedef grubu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı personelinin yanı sıra, ÇED sürecine dahil olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü temsilcileri, her bir proje için seçilen İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu üyeleri, proje sahipleri ve Yönetmeliğe göre ilgili dokümanların hazırlanmasına aktif olarak katılım gösteren danışmanlardır.
Bu kılavuzda, ham petrol rafinerisi projelerinin çevresel etkileri üç aşamada değerlendirilmektedir: inşaat, işletme ve kapatma. Kılavuz aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır:
Alt sektördeki projelerin tanımlanması
ÇED Yönetmeliği kapsamındaki yeri
İlgili Ulusal ve AB Mevzuatı
Proje Alternatifleri
Çevresel Etkiler ve Alınacak Önlemler
V.SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI
Bu kılavuz, rafinerilerin inşaat, işletme ve kapatma faaliyetleri ile ilgili çevresel etkilere odaklanmaktadır.
Dünya çapında petrol endüstrisi, ABD Pennsylvania’da 1861’de açılan sondaj kuyusundan çıkarılan petrolden gazyağı elde edilmesiyle başlamıştır. Türkiye’de ilk petrol rafinerisi olan Batman Rafinerisi 1955 yılında devreye alınmıştır. Türkiye'nin ilk rafinerisi (Boğaziçi Tasfiyehanesi) 1930 yılında kurulmuş, 1934 yılında kapanmıştır. Günümüzde işletme halinde olan İzmit, İzmir, Kırıkkale ve Batman rafinerilerinde yılda 28 milyon ton ham petrol işleme kapasitesi bulunmaktadır.
Petrol rafinerileri çeşitli ünitelerden oluşan birer komplekstir; rafinasyon, karmaşık bir hidrokarbonlar karışımından diğer bazı karmaşık hidrokarbonlar karışımları elde etme işlemidir. Proseslerde alevlenebilen gazlar ve sıvı ürünler elde edilirken yüksek sıcaklıklar ve yüksek basınçlar uygulanır; gerekli tüm teçhizatın sıcaklığa, basınca, korozyona, gerilime dayanıklılıkları uzmanların denetiminde kontrol altında tutulur. (Prof. Dr. Xxxxxx Xxxxxxxx, Ham Petrolden Petrokimyasallara El Kitabı)
Rafineriler; ham petrolün LPG, nafta, benzin, kerosen, motorin, baz yağ, ısıtma yağı, fuel oil, bitüm, asfalt, kükürt, parafin gibi çeşitli petrol bazlı ürünlere dönüştürüldüğü tesislerdir. Üretim sürecinde; petro-kimya endüstrisinde kullanılan propan/propilen karışımları, saf nafta ve aromatik yağlar gibi yan ürünler de elde edilir. Rafineriler, çok sayıda kimyasal üretim birimlerinden oluşan büyük komplekslerdir. Rafineri kompleksi içinde veya yakınındaki alanda, gelen ham petrolün ve nihai ürünlerin depolandığı çok sayıda tankın yerleştirildiği depolama tesisleri yer alır.
Bir rafineri kompleksi içindeki ana birimler; tuz giderim ünitesi, ham petrolü türevlerine ayıran atmosferik ve vakum distilasyon üniteleri, hidrojen kullanarak nafta içindeki kükürdü gideren hidrojenleme ünitesi, naftayı daha yüksek oktanlı ürünlere dönüştüren katalitik reformer, mazot gibi damıtılmış sıvılardaki kükürdü gideren hidrojenleme, daha hafif ve değerli ürünlere dönüştüren akışkan katalitik kırma ünitesi (AKK) ve hidro-kraking ünitesi, LPG ve keroseni oksidize eden meroks ünitesi, kostik yıkama ünitesi, koklaştırma ünitesi, benzin verimi ve oktan artırmayı sağlayan alkilasyon ünitesi, viskositeyi azaltan vis-kırma ünitesi gibi üretim birimlerinden oluşmaktadır. Bunların yanı sıra; soğutma kuleleri, buhar kazanları, kontrol vanaları, elektrik trafosu gibi altyapı sistemleri bulunur. Rafineri bünyesindeki arıtma tesisleri; yağ seperatörleri, çözünmüş hava flotasyonu (DAF) ünitesi ve aktif çamur gibi ileri arıtma teknolojileri içerir.
Rafineriler, çok yüksek miktarda buhar ve soğutma suyu kullandıkları için su-yoğunluklu sistemlerdir. Bu nedenle, rafineriler genellikle kıyı bölgelerinde inşa edilerek aynı zamanda ham petrolün ve nihai ürünlerin nakliyesi için liman olanaklarına sahip olurlar.
Rafinerilerde en önemli çevresel sorun atmosfere olan kirletici salımlarla ilgilidir. Karbon, azot ve kükürt oksitleri, yanma kaynaklı partikül maddeler, uçucu organik karbonlar temel kirleticileri oluşturur. Rafinerilerde proses ve soğutma amaçlı yoğun su kullanımı ise suyun petrol ürünleriyle kirlenmesine neden olur. Su kirliliği açısından en yoğun faktörler, hidrokarbonlar, sülfitler, amonyak ve bazı metaller sayılabilir. Rafinerilerde açığa çıkan temel atıklar ise çamurlar, kullanılmış kimyasallar (asitler, aminler, katalizörler) ve evsel atıklardır. (IPPC, Reference Document on Best Available Techniques for Mineral Oil and Gas Refineries)
Avrupa Birliği ülkeleri çapında rafineri endüstrisi, 2012 yılında kurulan AB Rafineri Forumu ile sektörün gelişimi ve çevre ve temiz enerji konularını da içeren sorunları hakkında tartışmak üzere bir araya gelmektedir. AB bünyesinde bir diğer girişim de 2010 yılında başlatılan “Fitness Check” (Uygunluk Testi) olarak adlandırılan, petrol endüstrisiyle ilgili mevzuatın amacına yönelik olarak uygunluğunu değerlendiren bir programdır. Bu program çerçevesinde 2013-2015 yılları arasında yürütülen bir etki değerlendirme çalışmasıyla rafineri sektörünü etkileyen politikaların uygulanmasını ve etkileşimlerini mercek altına alınmıştır. (EU Energy Policies: Refining Sector: xxxxx://xx.xxxxxx.xx/xxxxxx/xx/xxxxxx/xxx-xxx-xxx-xxxx/xxx-xxxxxxxx)
AB rafinerilerini etkileyen mevzuatın başında Yenilenebilir Enerji Direktifi yer almakta olup, direktifle beraber fosil yakıtların yerini almaya başlayan biyo-yakıtlar nedeniyle petrol ürünlerine talebin düşmesine neden olmuştur. Ancak buna karşılık AB dizel yakıt ithalatı artmış, biyodizel tüketim değerlerini aşmıştır. Emisyon Ticareti Direktifi rafineri sektörünü önemli derecede etkileyen bir başka direktiftir. Temiz ve Enerji Etkin Araçlar Direktifi, Yakıt Kalitesi Mevzuatı, Endüstriyel Emisyonlar Direktifi ve Hava Kalitesi Direktifi sektörü etkileyen diğer müktesebat bileşenleridir. Çevre direktifleri etkisiyle, AB çapında rafinerilerde SO2 üretim yoğunluğunun 2004-2012 arasında % 44 oranında düştüğü görülmektedir. Bunun temel nedeni, rafinerilerin baca gazındaki kükürdü ayırma konusundaki yatırımları ile ilişkilidir. Aynı şekilde 2004-2012 yılları arasında %29 oranında gözlenen NOx düşüşünün sebebi de yine söz konusu çevre direktifleridir. (EU Petroleum Refining Fitness Check: Impact of EU Legislation on Sectoral Economic Performance, JRC, 2015)
VI.ÇED YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDAKİ YERİ
ÇED Yönetmeliği kapsamındaki projeler Ek - 1 ve Ek - 2 listeleri altında yer alan faaliyetlerdir. Aşağıdaki projelere ÇED Raporu hazırlanması zorunludur:
a) Ek-1 listesinde yer alan projelere,
b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere,
c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi Ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere,
Ek-1 listesi altında yer alan projelerin eşik değerleri ÇED Direktifi ile uyumlaştırılmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ÇED incelemesinin yetkili makamıdır.
Ek-2 listesi altında yer alan projeler Seçme ve Eleme kriterine tabi tutulacaktır. 2014/24 sayılı Genelge ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ek-2'deki projelerin seçme ve eleme kriterine tabi tutulması için yetkisini Valiliklere devretmiştir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararı için yetkili kılınmıştır.
Aşağıda sunulan rafineri projeleri, Yönetmelik EK I'de listelenmiştir.
Kutu 1 – ÇED Yönetmeliği Ek I’de Rafineri Projeleri
Madde 1- Rafineriler:
a) Ham petrol rafinerileri,
b) 500 ton/gün üzeri taşkömürü ve bitümlü maddelerin gazlaştırılması ve sıvılaştırılması projeleri,
c) Doğalgaz sıvılaştırma ve gazlaştırma tesisleri
Ayrıca, aşağıdaki projeler ÇED Yönetmeliği Ek II'de listelenmiştir.
Kutu 2 - Yönetmelik Ek II'de Rafineri Projeleri
Madde 1- 50 - 500 ton/gün taş kömürü ve bitümlü maddelerin gazlaştırılması ve sıvılaştırılması
Şekil 2: Türkiye'deki ÇED Prosedürü Aşamaları
VII.İLGİLİ MEVZUAT
VII.1.Ulusal Mevzuat
ÇED süreci boyunca, sadece Çevre Kanunu (ikincil mevzuatı ile birlikte) değil aynı zamanda doğayı koruma, kültürel mirasın korunması, vb. gibi diğer mevzuatlar da dikkate alınacaktır. Buna ek olarak, ÇED Sürecinde, tasarım çalışmaları üzerinde etkisi olan rafinerilere özgü mevzuat da dikkate alınacaktır.
Ulusal mevzuatın listesi dinamik bir belgedir, dolayısıyla ÇED çalışmaları sırasında, bu mevzuatın güncellenmiş / revize edilmiş versiyonları dikkate alınacaktır.
Kanunlar
Çevre Kanunu
Milli Parklar Xxxxxx
Xxxxx Kanunu
Mera Kanunu
Kamulaştırma Kanunu
İş Kanunu
Su Ürünleri Kanunu
Yeraltı Suyu Kanunu
Kamu Sağlığı Yasası
Milli Parklar Kanunu
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu
Kıyı Kanunu
İmar Kanunu
Yaban Hayatının İyileştirilmesi ve Vahşi Yaşamın Korunması Kanunu
Belediye Kanunu
Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Turizm Teşvik Kanunu
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Ulusal Seferberlik Kanunu
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun
Türk Petrol Xxxxxx
Xxxxx Çevresinin Xxxxxx ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun
Petrol Piyasası Kanunu
Petrolün Boru Hatları ile Transit Geçişine Dair Kanun
Yönetmelikler
Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği
Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği
Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği
Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği
Atık Yönetimi Yönetmeliği
Av ve Yaban Hayvanlarının ve Yaşam Alanlarının Korunması, Zararlılarıyla Mücadele Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
Çevre Sağlığı Denetimi ve Denetçileri Hakkında Yönetmelik
Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği
Xxxxx Xxxx ve Xxxxxx Yönetmeliği
Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik
Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik”
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik
Nesli Tükenmekte Olan Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretin Uygulanması Konusundaki Yönetmelikler
Orman Kanunu'nun 16. Maddesinin Uygulama Yönetmeliği, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği
Orman Yangınlarının Önlenmesi ve Söndürülmesinde Görevlilerin Görecekleri İşler Hakkında Yönetmelik
Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği
Su Havzalarının Korunması ve Yönetim Planlarının Hazırlanması Hakkında Yönetmelik
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği
Su Ürünleri Yönetmeliği
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği
Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik
Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmelik
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Uygulama Yönetmeliği
Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmelik
Yeraltı Sularının Kirlenmeye ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü
Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği
Parlayıcı, Patlayıcı ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşyerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük
Petrol Piyasası Kanunu Uygulama Yönetmeliği
Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği
VII.2.Uluslararası Sözleşmeler (Türkiye'nin taraf olduğu)
20/2/1984 tarihli ve 18318 sayılı Resmî Xxxxxx’xx xxxxxxxxxxxx xxxxxxxxx xxxxx "Xxxxxx’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi" (BERN Sözleşmesi) uyarınca koruma altına alınmış alanlardan "Önemli Deniz Kaplumbağası Üreme Alanları"nda belirtilen I. ve II. Koruma Bölgeleri, "Akdeniz Foku Yaşama ve Üreme Alanları",
12/6/1981 tarih ve 17368 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi" (Barcelona Sözleşmesi) uyarınca korumaya alınan alanlar,
23/10/1988 tarihli ve 19968 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan "Akdeniz’de Özel Koruma Alanlarının Korunmasına Ait Protokol" gereği ülkemizde "Özel Koruma Alanı" olarak belirlenmiş alanlar,
13/9/1985 tarihli Cenova Bildirgesi gereği seçilmiş Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından yayımlanmış olan "Akdeniz’de Ortak Öneme Sahip 100 Kıyısal Tarihi Sit" listesinde yer alan alanlar,
Cenova Xxxxxxxxxxxx’xxx 00. xxxxxxxxxx xxx xxxx "Xxxxxxx’e Has Nesli Tehlikede Olan Deniz Türlerinin" yaşama ve beslenme ortamı olan kıyısal alanlar,
14/2/1983 tarihli ve 17959 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesi’nin 1. ve 2. maddeleri gereğince Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınan "Kültürel Miras" ve "Doğal Miras" statüsü verilen kültürel, tarihi ve doğal alanlar,
17/5/1994 tarihli ve 21937 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" (RAMSAR Sözleşmesi) uyarınca koruma altına alınmış alanlar.
27/7/2003 tarihli ve 25181 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avrupa Peyzaj Sözleşmesi.
VII.3.Avrupa Birliği Direktifleri
AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi (UÇES) (2007-2023) Türkiye’nin, AB’ye katılımı için bir ön koşul olan, AB çevre müktesebatına uyumun sağlanması ve mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması amacıyla ihtiyaç duyulacak teknik ve kurumsal altyapı, gerçekleştirilmesi zorunlu çevresel iyileştirmeler ve düzenlemelerin neler olacağına ilişkin detaylı bilgileri içermektedir. UÇES'in güncellenmesi çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bu kapsamdaki Avrupa Birliği Direktifleri aşağıda sunulmaktadır;
2014/52/EU sayılı ÇED Direktifi; Özel ve kamunun belirli projelerinin çevre üzerindeki etkilerine ilişkin Avrupa Parlamentosu ve Konseyinin Direktifi, çevre ile bağlantılı resmi veya özel projelerin insan, bitki, hayvan, toprak, hava, iklim, maddi varlıklar, kültürel miras üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkilerinin belirlenmesini ve değerlendirmesini gerektirmektedir.
27 Haziran 2001 tarihli ve 2001/42/EC sayılı Stratejik Çevresel Değerlendirme Direktifi; plan ve programların çevre üzerindeki olası önemli etkilerinin değerlendirilmesi ve mümkün olan en az düzeye indirgenmesi veya ortadan kaldırılması konularının ele alındığı bir süreci belirlemektedir.
28 Xxxx 2003 tarihli 2003/4/EC sayılı Çevresel Bilgiye Erişim Direktifi; çevresel bilgiye erişim hakkı ile ilgili şartları ortaya koyarken, çevresel bilginin erişilebilir olması ve halka duyurulması ile ilgili konuları düzenlemektedir.
21 Mayıs 2008 tarihli ve2008/50/EC sayılı Hava Kalitesi Çerçeve Direktifi; ozon tabakasını incelten maddelerin azaltılması, uçucu organik bileşiklere (VOC) ilişkin emisyonlar ve yakıt kalitesi ile ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Hava Kalitesi Çerçeve Direktifi, tüm kirleticiler için ortak metotlar vasıtası ile hava kalitesinin değerlendirilmesine, izleme gereklilikleri ve metotlarına, temiz hava plan ve programlarına ilişkin kurallar getirmektedir.
23 Ekim 2000 tarihli ve 2000/60/EC sayılı Su Çerçeve Direktifi; bütünleşmiş havza yönetimi ve halkın karar alma süreçlerine katılımı esasına dayalı olarak, Avrupa Birliğindeki tüm su kütlelerinin kalite ve miktar açısından korunmasını ve iyileştirilmesini öngören temel yasal düzenlemedir.
19 Kasım 2008
tarihli ve2008/98/EC sayılı Atık Çerçeve Direktifi; atık
yönetimi hiyerarşisi tanımlayarak, atık yönetimi
stratejileri öncelikle atıkların oluşumunun kaynağında
önlenmesine odaklanmıştır. Bunun mümkün olmadığı hallerde,
atık malzemeler yeniden kullanılmalı, yeniden kullanılamıyorsa
geri dönüştürülmelidir. Geri dönüştürülmesi mümkün
olmayan atık malzemeler ise geri kazanım (örneğin enerji geri
kazanımı) amacıyla kullanılmalıdır. Atıkların yakma
tesislerinde veya düzenli depolama sahalarında güvenli şekilde
bertaraf edilmesi atık yönetimi hiyerarşisinde en son seçeneği
oluşturmaktadır. Atık başlığı altında Çerçeve Direktifin
yanı sıra, atıkların düzenli depolanması, atıkların taşınımı
ve özel atıklar (pil ve akümülatörler, ömrünü tamamlamış
araçlar, atık elektrikli ve elektronik eşyalar, ambalaj ve ambalaj
atıkları gibi) konularına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
30 Kasım 2009 tarihli ve2009/147/EC sayılı Kuş Direktifi ile 21 Mayıs 1992 tarihli ve 92/43/EEC sayılı Habitat Direktifi, korunan alanların (özellikle Natura 2000 alanlarının) belirlenmesine yönelik hükümleri ve tüm sektörlerdeki uygulamalarda göz önüne alınması gereken öncelikli koruma tedbirlerini içermektedir. Buna göre ekonomik ve rekreasyonel gereklilikleri dikkate alarak ekolojik, bilimsel ve kültürel gereklilikler ışığında kuş türlerinin nüfusunun korunmasına yönelik gerekli tedbirleri alınacaktır. Bu sektör altındaki diğer önemli konulardan biri ise, 29 Mayıs 1999 tarihli ve 99/22/EC sayılı Yabani Hayvanların Hayvanat Bahçelerinde Barındırılması Direktifidir.
24 Kasım 2010 tarihli ve 2010/75/EC sayılı Endüstriyel Emisyonlar Direktifi ile 9 Aralık 1996 tarihli ve 96/82/EC sayılı Tehlikeli Maddeler İçeren Büyük Kaza Risklerinin Kontrolüne İlişkin Direktif (SEVESO II); bütünleşmiş izin sistemi ile kirliliğin üretim sürecinde önlenmesi, üretim sonucu oluşan kirliliğin kontrolü, mevcut en iyi teknikler ve halkın katılımı hususlarını düzenleyen 2008/1/EC sayılı Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Direktifinin (IPPC) diğer 6 sektörel direktif ile yeniden şekillendirilerek tek direktif haline getirilmesini hedeflemiştir. Yapılan düzenlemeler sonucunda;2010/75/EC sayılı Endüstriyel Emisyonlar Direktifi ve 2001/80/EC sayılı Büyük Yakma Tesisleri Direktifi yürürlükte olan direktiflerdir. Bunların dışındaki diğer direktifler (Büyük Yakma Tesisleri Direktifi (2001/80/EC), Atık Yakma Direktifi (2000/76/EC), Solvent Emisyonları Direktifi (1999/13/EC), Titanyum Dioksit Sanayisinden Kaynaklanan Atıklara İlişkin üç Direktif (78/176/EEC, 82/883/EEC, 92/112/EEC)ise yürürlükten kaldırılmıştır.
20 Xxxx 2009 tarihli ve
1272/2008/EC sayılı Kimyasallar alandaki düzenleme; Madde ve
Karışımların Sınıflandırılması, Etiketlendirilmesi ve
Ambalajlanmasını içermektedir. Bu alandaki diğer bir düzenleme
ise; 18 Aralık 2006 tarihli ve 1907/2006/EC sayılı
REACH (Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve
Kısıtlanması) düzenlemesidir. Kimyasallar maddelerin ve
karışımların ithalatı ve ihracatı, kalıcı organik
kirleticilerin sınırlandırılması, deney hayvanları ile
biyosidal ürünlere ilişkin düzenlemelerdir.
25
Haziran 2002 tarihli ve2002/49/EC sayılı Çevresel Gürültü
Direktifi; çevresel gürültünün değerlendirilmesi ve yönetimine
ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Direktif kapsamında,
yerleşik nüfusu 250.000’den fazla olan yerleşim alanları, yılda
6 milyondan fazla aracın geçtiği xxx xxxx yolları, yılda 60.000
den fazla trenin geçtiği xxx xxxxx yolları, yılda 50.000 den
fazla hareketin gerçekleştiği hava alanları için stratejik
gürültü haritalarının hazırlanması ve gürültü eylem
planlarının oluşturulması gerekmektedir.
23 Nisan 2009 tarihli ve 406/2009/EC sayılı İklim değişikliğine yol açan sera gazlarına karşı çaba paylaşımı direktifi; sera gazlarının emisyonunun izlenmesi, emisyon ticareti sistemi ile emisyon ticareti sisteminin dışında kalan sektörlerden kaynaklanan xxxx xxxx emisyonlarının azaltılması, karbon yakalama ve depolaması, F-gazlarının kontrolü ve ozon tabakasının korunması ile ilgili AB düzenlemeleri bulunmaktadır. Bu kapsamda AB, 2020 yılına kadar xxxx xxxx emisyonlarını referans yıl olarak kabul ettiği 1990 yılındaki seviyeye göre %20 oranında ve 2030 yılında da 1990 yılına kıyasla %40 oranında azaltmayı hedeflemektedir.
VIII.ALTERNATİFLER
VIII.1.Giriş
Yatırımcı tarafından araştırılan çeşitli alternatiflerin incelenmesi ve sunulması, ÇED sürecinin önemli bir şartıdır. ÇED Yönetmeliği Ek-3 altında verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatı Bölüm 1.b (Yönetmelik Ek III), ÇED Raporunda, proje alanı ve teknolojisi ile ilgili alternatifler hakkında bilgi verilmesini istemektedir. Yatırımcı tarafından incelenen alternatiflerin ana hatları ve çevresel etkileri göz önünde bulundurularak bu seçimin yapılmasındaki başlıca sebeplerin kanıtı, ÇED Raporuna dahil edilmelidir.
Rafineri projelerinde; yer seçimi ve teknoloji alternatiflerin değerlendirilmesi en önemli unsurları oluşturmaktadır.
VIII.2.Seçilen alternatiflerin tanımı
Alternatif değerlendirme çalışmasının amacı, teknik/mühendislik, ekonomik, sosyal ve çevresel hususları/kriterleri, vb. dikkate alarak yer seçimi ve teknoloji seçeneklerini değerlendirmek ve karşılaştırmaktır. Buradaki her bir kriter, ilgili göstergelerle birlikte konuyla alakalı bir takım parametre (ya da alt kriter) ile ifade edilir. Bu tarz analizlerde bir puanlama yaklaşımı kullanmak yaygın bir yöntemdir ve genellikle her parametreye ve/veya her kritere bir değer (ağırlık) verilir (Bu çalışmalar Çok Kriterli Analiz yöntemi olarak da adlandırılır). Alternatiflerin tartışılmasında ve kıyaslanmasında “projenin gerçekleştirilmemesi” alternatifi mutlaka bulundurulmalıdır.
ÇED Raporlarında, yapılan çok kriterli analizin sonuçlarını bir matris formatıyla sunulması yaygın bir durumdur. Bu matris formatı, her bir alternatifin her bir seçim kriteri karşısında nasıl performans sergilediğini göstermektedir. Söz konusu matris özellikle kamuoyu görüşünün alınması konusunda fayda sağlamaktadır.
Bununla birlikte, ÇED Raporu için sadece matris yeterli değildir. Teknik olarak en iyisini seçmek için tanımlanan farklı seçenekleri/alternatifleri karşılaştırmak için kullanılan analizin bir özetini ÇED Raporu içinde bir alt bölümde sunmak tavsiye edilmektedir. Buna ek olarak, ÇED Raporuna eklenen veya başka bir yolla herhangi bir ilgili paydaşların kullanımına sunulan ayrı bir belgede yer alacak detaylı seçim analizine atıfta bulunulmalıdır. Seçilen alternatif özeti, ÇED Raporunu inceleyen kişilere seçim sürecini takip etmek için gerekli ana unsurları temin etmelidir; örneğin:
Projenin amaçlarının tanımı
Tercih edilen seçeneklerin seçimi için belirlenen temel kriterlerin tanımı (teknik, ekonomik, sosyal, çevresel ve sosyal kriterler)
Belirtilen kriterleri en iyi şekilde ifade eden parametrelerin tanımlanması
Her bir parametre ve ölçü birimi için göstergelerin tanımı; Seçilen göstergelerin değer biçme metodolojisi; Gösterge ağırlıkları (varsa)
Her bir kriter için (parametreleri toplamak amacıyla) ve her bir alternatif için (kriterleri toplamak amacıyla) Kriter ve Puanlama yönteminin ağırlıkları
Hassasiyet analizi (varsa) ve seçilen alternatif ile ilgili açıklamalar.
Aşağıda örnek nitelikte bir alternatif değerlendirme matrisi sunulmaktadır. Burada sunulan matris sadece yer seçimi konusunda örnek vermektedir. Projenin türüne göre karşılaştırmaya baz oluşturacak parametreler değiştirilebilir. Buradaki prensip, alternatiflerin parametreler bazında puanlanması ve nihai olarak puanlar bazında kıyaslanmasıdır.
Alternatif Yer Seçim Matrisi |
Yer Seçimi Alternatifi 1 |
Yer Seçimi Alternatifi 2 |
Yer Seçimi Alternatifi 3 |
|
Kullanıcılar |
Proje alanı ve etki alanındaki yerleşimler |
|
|
|
Ekosistem hizmetlerini kullananlar |
|
|
|
|
Sanayi ve diğer kullanıcılar |
|
|
|
|
Tasarım |
Rafineri alan ihtiyacı |
|
|
|
Rafineri prosesi |
|
|
|
|
Soğutma suyu temini ve deşarjı |
|
|
|
|
Nakliye olanakları |
|
|
|
|
Potansiyel Çevresel ve Sosyal Etkiler |
Jeoloji ve toprak kalitesi |
|
|
|
Yüzey suları kalitesi ve su bütçesi |
|
|
|
|
Yeraltı suyu kalitesi ve su bütçesi |
|
|
|
|
Ekoloji |
|
|
|
|
Peyzaj ve Görsellik |
|
|
|
|
Kültürel Miras |
|
|
|
|
Hava Kalitesi |
|
|
|
|
Gürültü ve Titreşim |
|
|
|
|
Arazi edinimi |
|
|
|
|
Yeniden yerleşim |
|
|
|
|
Halk sağlığı ve güvenliği |
|
|
|
|
Toplam Şema Masrafı |
|
|
|
|
Sıralama |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Açıklama |
Küçük |
Orta |
Büyük |
|
Olumlu |
1 |
2 |
3 |
|
Olumsuz |
1 |
2 |
3 |
IX.ETKİLER VE ALINACAK ÖNLEMLER
Bu bölüm, rafineri projelerinde inşaat, işletme ve kapatma aşamalarında meydana gelen çevresel etkileri ve bu etkileri azaltıcı önlemleri içermektedir.
IX.1.Arazi Hazırlama ve İnşaat Aşaması
Arazi hazırlama işleri büyük miktarlarda hafriyat, kazı ve dolgu faaliyetlerini içermektedir. Bitkisel toprağın sıyrılması amacıyla söküm, taşıma, yükleme, boşaltma, depolama işlemleri uygulanır. Bu aşamada inşaat işlerine paralel olarak kimyasal ve yakıt depolama, atık depolama, saha trafiği gibi etkenler çeşitli etkilere neden olabilecektir.
IX.1.1.Toprak ve Jeoloji
Olası Etkiler
toprak erozyonu ve yağışlar sonucu toprak kaybı,
tesislerin kurulması üzere bitkisel üst toprak tabakasının sıyırılması ve geçici depolamasının uygun şartlarda yapılmaması nedeniyle, toprağın organik madde içeriğinin azalması,
tesviye, kazı ve dolgu işlemleri, iş makinelerinin çalışmaları ve sahadaki araç ve yaya trafiği nedeni ile toprağın sıkışması,
hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının açığa çıkması,
araç ve ekipmanların kullanımı ve bakımında kullanılan hidro-karbonların (yağlar, yağlayıcılar) ve yakıt ikmal işlemlerinde kullanılan yakıtların şantiye alanında kontrolsüz veya kazara dökülmesinin bir sonucu olarak kirletici maddelerin toprağa yayılması ve sızması;
atıkların ve kimyasal malzemelerinin tedbir almadan depolanmasından kaynaklanan sızıntı suyunun toprağa nüfuz etmesi
Etki Azaltıcı Tedbirler
sıyrılan bitkisel toprakların restorasyon ve peyzaj amaçlı olarak tekrar kullanılmak üzere geçici olarak diğer malzemelerden ayrı bir şekilde depolanması ve organik içeriğini koruma üzere korunması (sulama, vb.),
saha kullanım planı hazırlayarak iş makineleri, araçlar ve yayaların hareket edeceği alanların sınırlanarak toprakta sıkışmanın önlenmesi,
hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının öncelikle kaynağında azaltılması, ayrı toplanması, tekrar kullanılması ve geri kazanılması; tekrar kullanımlarının mümkün olmaması durumunda depolanarak bertaraf edilmesi,
drenaj sistemi oluşturularak sahadaki olası bir kirliliğin yağış yoluyla çevre alanlardaki toprak ve yüzey sularına yayılmasının önlenmesi,
erozyon ve sediman kontrolü amaçlı bir yönetim planı hazırlayarak toprak taşınımının önlenmesi
katı ve sıvı atıkların ve kimyasalların yönetmeliklere uygun olarak depolanarak kirlilik riskinin önlenmesi; saha içi atık yönetim planı ve tehlikeli madde yönetim planı hazırlanması;
sahada yakıt dolum faaliyetlerinden kaçınılması, kaçınılmaz durumlarda ise Acil Durum Hazırlık ve Müdahale Planı kapsamında sızdırmazlık tedbirlerinin ve dökülmelere karşı tedbirlerin alınması
IX.1.2.Gürültü ve titreşim
İnşaat faaliyetleri ve trafik kaynaklı gürültü etkisi geçici ve kısa süreli olacaktır.
Gürültü seviyelerinin değerlendirilmesi için inşaat faaliyetlerinin kümülatif gürültü seviyeleri, gürültü eşik değerleri ile birlikte değerlendirilmelidir.
Olası etkiler
Geçici trafik yükünden kaynaklanan gürültü,
İnşaat alanında inşaat makinelerinden kaynaklanan gürültü
Etki Azaltıcı Tedbirler
Proje alanı yakınındaki yerleşim yerlerinde gürültüye maruziyet dikkate alınarak makine ve ekipmanların bir plan dahilinde çalıştırılması (farklı konumlarda ve saatlerde)
iş makinelerinin düzenli bakımlarının sağlanması;
araçların hız limitlerine uymasının sağlanması;
proje alanı yakınındaki yerleşimlerden gelebilecek şikayetlerin alınması ve değerlendirilmesi;
gürültü değerlerinin özellikle yerleşimlerde inşaat boyunca izlenmesi ve limit aşımı durumunda ek tedbirler alınması
IX.1.3.Hava Kirliliği
Olası etkiler
toprak hafriyatı (toprak sıyırma, tesviye, kazı-dolgu) ve inşaat faaliyetleri kaynaklı toz emisyonları,
saha içinde toprak sıyrılan asfaltsız yüzeylerde araç trafiği kaynaklı toz emisyonları,
trafik araçları ve saha makine ve ekipmanından egzoz emisyonları
Etki Azaltıcı Önlemler
bitki örtüsü kaldırılmış alanlarda uygulanacak erozyon tedbirleri,
yağışsız günlerde yeterli sıklık ve miktarda ıslatma yapılarak toz bastırma tedbirleri,
tesis içi yolların iyileştirilerek (örneğin asfaltlama) tozumanın önlenmesi,
sahaya giriş-çıkış yapan araç trafiğinin minimize edilmesi,
kamyonlarla taşınan tozlu malzemelerin ıslatılması ve üzerinin örtülmesi
araçların egzoz sistemlerinin düzenli kontrolü ve bakımı,
araçların hız limitlerine uymalarının sağlanması,
araç ve ekipmanlarının düzenli bakımlarının yapılması,
erişim yolları dışında arazide araç kullanımının kısıtlanması,
gereksiz yüzey açmanın engellenmesi,
şantiyeden çıkmadan önce araç tekerlerinin yıkanması.
IX.1.4.Sosyal Çevre Üzerine Etkiler
Rafineriler büyük çaplı tesisler oldukları için hem inşaat, hem de işletme aşamalarında yüksek sayılarda işgücüne ihtiyaç duyulur. Söz konusu işgücünün ikame edilmesi önemli düzeyde altyapı ihtiyaçlarını da beraberinde getirecektir: su temini, kanalizasyon, atık toplama ve bertarafı, ulaşım, elektrik, vb.
Olası Etkiler
Belediye hizmetleri (su, kanalizasyon, atık yönetimi, toplu ulaşım, vb.) üzerinde baskı oluşması sonucu toplum sağlığını tehdit eden unsurların oluşması
Yerleşimler arası ulaşım yollarının geçici olarak bloke olması,
Trafik araçlarının yollarda ve ulaşım güzergahları üzerindeki binalarda tahribata neden olması,
İnşaat ve işletme aşamalarında gürültü ve titreşim ve hava kirliliğinden kaynaklı rahatsızlık ve hava yoluyla oluşan hastalıklar (astım, alerji vb.),
Yüksek hızlara imkân tanıyan iyileştirilmiş yollardan dolayı kaza riskinin artması / ya da daha akıcı ve güvenli yolların inşasından dolayı trafik kazalarındaki azalma
Etki Azaltıcı Önlemler
İlgili belediyelerle koordinasyon sağlanarak altyapı kapasitesinin arttırılmasına yönelik planlamaların yapılması
Toz emisyonlarının önlenmesi (Bkz. IX. 3 Hava Kirliliği)
Hava kalitesinin düzenli olarak izlenmesi (PM10, SO2, NO2)
Trafik kazalarının önlenmesi amacıyla Trafik Yönetim Planı hazırlanması (kullanılacak güzergahların belirlenmesi, araç hız limitleri, uyarıcı levhalar, halkın bilgilendirilmesi, vb.)
Patlatmaların bir plan dahilinde ve halkı bilgilendirerek yapılması,
Patlatma ve diğer titreşim kaynaklarından doğabilecek hasarların tazmin edilmesi,
İzleme sonuçlarına göre gürültü ve kirlilik azaltıcı önlemlerin gözden geçirilmesi ve gerekli hallerde yeni önlemlerin alınması
IX.1.5.Yüzey ve Yeraltı Suyuna Etkiler
Olası Etkiler
Boru ve tanklar yerleştirilmeden ve işletmeye alınmadan önce hidrolik testlerin uygulanması sırasında test sularının yüzey sularına deşarj edilmesi
inşaat aşamasında çalışan işgücü kaynaklı evsel atık suların yüzey sularına deşarjı,
beton karıştırma gibi işlerin yapıldığı alanlardan yüzeysel akış yoluyla yüzey sularının etkilenmesi
atıkların hatalı depolanması koşullarının toprak ve yeraltı suyunda kirlilik riski oluşması
kazı, depolama, nakliye gibi faaliyetlerde çevredeki dere yataklarına malzeme dökülmesi
kazara dökülmeden kaynaklı kirlilik
yağmursuyu ve erozyon yoluyla kirleticilerin ve sedimanların yüzey suyu kaynaklarına taşınması
yeraltı suyu çıkarma nedeniyle yeraltı suyu miktarında azalma, yeraltı suyu seviyesinde düşme
Etki Azaltıcı Önlemler
Yağmur suyunun kontamine olmadan drene edilmesi (çıplak zemin yüzeylerinde erozyonun önlenmesi, drenaj sistemlerinde sedimantasyonun önlenmesi, kirlenmiş sahaların yağışlara maruz kalmasının engellenmesi)
Havzadaki diğer kullanıcıların kullanımını riske sokmadan izin verilen su çıkarma oranları belirlenmesi ve su seviyesinin sürekli bazda izlenmesi;
Evsel nitelikli atıksuların arıtılması ve alıcı ortama deşarjının düzenli olarak izlemeye tabi tutulması
Beton tesislerinde çökeltme ve nötralizasyon gibi işlemlerin uygulanması ve sediman içeren yüzeysel akışın kontrol edilmesi (örneğin dinlendirme havuzları, drenaj hendekleri)
Saha içi Katı Atık Yönetimi ve Atıksu Yönetimi planlarının hazırlanması ve uygulanması
dere yataklarına malzeme dökülmemesi, dere yataklarına müdahale edilmemesi (Bkz: 2006/27 sayılı “Dere Yatakları ve Taşkınlar” ile ilgili Başbakanlık Genelgesi hükümleri)
kazara dökülme olması durumunda anında düzeltici önlem alınması, kirletici maddelerin suyollarına girmesinin önlenmesi (Tehlikeli Maddeler Yönetim Planı ve Acil Durum Müdahale Planı kapsamında ele alınmalı)
Kıyı alanlarında projelendirilen rafinerilerde, deniz kirliliğine karşı tedbirlerle birlikte su kalitesi, sediman ve biyota izlemeleri yapılmalıdır. İzleme sonuçlarına göre ek tedbirler alınmalı veya mevcut tedbirler arttırılmalıdır.
IX.1.6.Flora ve Fauna, Ekosistemler, Korunan Alanlar ve Peyzaj
Rafineriler, bulundukları yere göre hem deniz, hem de karasal ekosistemleri etkileyebilmektedir. İnşaat aşamasında üst toprak tabakasının sıyrılması, bitki örtüsünün temizlenmesi, morfoloji ve hidrolojideki değişimler, kazı ve dolgu faaliyetleri, inşaat trafiği gibi faaliyetlerden dolayı proje alanlarındaki habitat kaybolmaktadır. Ayrıca; emisyonlar, gürültü ve su kirliliği gibi nedenlerle çevredeki vahşi yaşam ortamları olumsuz etkilenebilmektedir.
Olası Etkiler
ormanlık ve diğer doğal yaşam alanlarının parçalanması,
nadir, tehdit altında veya nesli tükenmekte olan türlerin yuvalama yerlerinin ve/veya yüksek biyoçeşitliliğin/hassas yaşam alanlarının kaybedilmesi (karasal ve denizel)
Etki Azaltıcı Önlemler
rafineri tesisinin izdüşümünün minimize edilmesi
geçici yolların en aza indirilmesi
doğal ormanların korunması,
kesilen çalı ve ağaçların yaşam alanı oluşturduğu fauna bileşenlerinin izlenmesi,
nadir, tehdit altında veya nesli tükenmekte olan türlerin yuvalama yerlerinin saptanması, izlenmesi ve taşınması
türlerin üreme, yavrulama, kışlama gibi hassas mevsimlerinde veya günün bazı saatlerinde inşaat faaliyetlerinin önlenmesi veya bu dönemleri dikkate alarak programlanması
gürültü, araç trafiği, ışık gibi rahatsız edici unsurlarla ilgili olarak inşaat personelinin bilgilendirilmesi
araçların mümkün olduğunca dikkatli ve yavaş gitmeleri
Proje alanı ve yakın çevresinde tespit edilen ve CITES ve BERN Sözleşmeleriyle koruma altına alınan türler ve diğer yaban hayatı türlerinin, projeyle ilgili olarak hiçbir ticari kaygı güdülmesi, avlanması, ticaretinin yapılması, kasıtlı olarak öldürülmesi veya alıkonması, yumurtalarına zarar verilmesinin engellenmesi
Kuşların yuvalama mevsiminin başlangıcı öncesinde “kuş kovucu şerit” gibi yöntemlerle inşaat alanlarından uzaklaştırılması
Tosbağa gibi kısıtlı hareket özelliğine sahip fauna türleri olması durumunda, yakın bölgede tahrip olmamış benzer sahalara taşınması;
Erişim yollarının inşaatında habitatın parçalanmasını engellemek üzere, sürüngenler ve özellikle tosbağalar tarafından kullanılabilecek menfezler yapılması
Erişim yolları üzerine hız sınırı ve hayvan geçiş işaretleri yerleştirilmesi;
Çalışanların hassas türlerle ilgili bilgilendirilmesi
Yabancı türlerin ve istilacı türlerin yayılmasının saptanması durumunda, uygun bir imha programı geliştirilmesi
Kullanılmayan alanların aşamalı restorasyonunun yapılması
Ünitelerin etrafının çitle çevrilmesi
IX.1.7.Atıklar
Hazırlık ve inşaat aşamasındaki faaliyetler sonucunda; hafriyat atığı, çalışanlardan kaynaklanacak olan evsel nitelikli atıklar, kullanılamayacak duruma gelen inşaat araç ve gereçleri ile kullanılacak iş makinesi ve araçların bakım ve onarımı sırasında açığa çıkacak olan boş yağ tenekeleri, yağlı bezler, filtreler, vb. malzemelerden ibarettir.
Potansiyel Etki Azaltma Tedbirleri
Hafriyat atıklarından uygun olanlar saha içerisinde, örneğin zemin stabilizasyonunun sağlanması amacıyla dolgu çalışması gibi işlerde değerlendirilmelidir. Geri kalan hafriyat atıkları ise ilgili belediyenin izni alınan alanlara depolanarak bertaraf edilmelidir.
Diğer atıklar ilgili mevzuata göre sızdırmazlık şartları sağlanarak ayrı toplanmalı ve lisanslı şirketler tarafından taşınması ve geri kazanım ya da bertarafı için gerekli sözleşmeler yapılmalıdır.
IX.2.İşletme Aşaması
Bir rafineri tesisinde yer alan temel üniteler; proses fırınları, buhar kazanları, gaz yakma (flare) sistemleri, kükürt geri kazanım üniteleri, akışkan katalitik kraking (AKK) ünitesi, depolama tesisleri, yakıt/su ayırma ünitesi, baca sistemleri bulunmaktadır.
IX.2.1.Toprak ve Jeoloji
Olası etkiler
bitkisel üst toprak tabakasının geri kullanılmadığı durumlarda kalıcı toprak kaybı ve erozyon,
bakım amaçlı depolanan kimyasalların dökülmesi sızıntıların toprak bünyesine geçmesi
toprak sıkışması
Etki Azaltıcı Tedbirler
inşaat aşamasında uygulamaya alınan erozyon ve sediman kontrolü amaçlı yönetim planının işletme aşamasında sürdürülmesi (işletme aşamasına yönelik erozyon kontrol tedbirleri içerecek şekilde),
kimyasal depolama alanı ve atık depolama alanı koşullarının mevzuat çerçevesinde dökülme ve sızıntıları engelleyecek şekilde düzenlenmesi ve yönetimi,
kirletici ihtiva eden yüzeylerle temas eden yüzeysek akış suyunun ayrı bir drenaj sistemiyle toplanması
toprağın sıkışmasını önlemek üzere araç ve yaya trafiğinin belirlenen yollar dışına çıkmasının engellenmesi
IX.2.2.Gürültü ve Titreşim
Olası etkiler
Kompresör ve türbinler, pompalar, elektrikli motorlar, havalı soğutucular, üfürücüler (bloverler), fanlar ve ısıtıcılar gibi makine ve ekipman kaynaklı gürültü
Büyük miktarlarda buhar kaçakları kaynaklı gürültü
Acil durumlarda yüksek basınçtaki gazların gaz yakma bacasına iletilmesi veya atmosfere buhar salımı sırasında yüksek düzeyde gürültü
Etki Azaltıcı Tedbirler
ekipman seçiminde ses ve güç seviyesi daha düşük olanların tercih edilmesi;
fanlarda, motor egzoz sistemlerinde ve kompresörlerde susturucu kullanılması;
ses yayan ekipmanın akustik kaplama ise ses izolasyonu sağlanması;
mekanik ekipmanlarda titreşim yalıtımı yapılması;
makine ve araçların faaliyet dışında rölantide çalışmasının sınırlanması;
iş makinelerinin düzenli bakımı;
üst toprak örtüsü yığınlarının ses bariyeri olacak şekilde konumlandırılması;
rafineri ve yerleşimler arasında ağaçlandırma yapılarak ses bariyeri sağlanması.
IX.2.3.Hava Kirliliği
Olası Etkiler
Noktasal kaynaklı hava kirliliği aşağıdakileri içermektedir:
Enerji, buhar ve ısı üretmeye yönelik olarak kullanılan türbinler ve kazanlarda yakıt yakılması kaynaklı baca gazı emisyonları: CO, CO2, NOx, SOx, PM
Proses fırınları, buhar kazanları, gaz yakma (flare) sistemleri kaynaklı gaz emisyonları: NO, NO2, CO, CO2,
Akışkanlaştırılmış katalitik kraking (FCC) rejeneratörleri kaynaklı nitrojen peroksit (N2O) emisyonları
Proses fırınları, buhar kazanları, FCC rejenaratörleri kaynaklı partikül madde (PM)
Sülfür geri kazanım ünitesi (SRU) kaynaklı SO2
Depolama tesisleri, yakıt/su ayırma ünitesi, kaçak emisyonlar (vanalar, flanşlar, vb.), havalandırma sistemleri ve gaz yakma sistemleri kaynaklı uçucu organik bileşikler (UOB)
Borular, vanalar, bağlantı noktaları, flanş, conta, buhar tutucu, gaz iletim hatları, tanklar, yağ tutucular, hidro-karbonların doldurma ve boşaltım işlemleri, vb. sızıntı ve kaçaklar kontrolsüz gaz emisyonlarına neden olmaktadır. Rafineri proseslerine bağlı olarak kaçak gazlar; hidrojen, metan, uçucu organik bileşikler, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, sülfürik asit alkilasyonu sırasında açığa çıkan inorganik gazlar (NH3, CO, CO2, SO2 ve SO3), NOx, metil tersiyer bütil eter (MTBE), etil tersiyer bütil eter (ETBE), t-amilmetil eter (TAME), metanol, and etanol, vb.) ve hidroflorik asit (HF) ve H2S.
Etki Azaltıcı Önlemler
yan ürün olan H2S'i sülfüre dönüştürmek için amin yıkama sistemi ve sülfür geri kazanım ünitesi
Proseste ısıtma sistemleriyle ilgili alınabilecek tedbirler (fırın verimini arttırmaya yönelik olarak hava ön ısıtıcıların kullanılması; Sıcaklık ve baca gazı oksijen konsantrasyonu gibi değişkenlerin izlenmesi yoluyla fırın işlemlerinin ve yakma veriminin optimizasyonunun sağlanması, oksijen trim kontrol sistemi gibi yüksek termal verimliliğe ve kontrol sistemlerine sahip ısıtıcı tasarımları ve kullanımı, egzoz gazlarının yoğuşmasının önlenmesi, yüksek verimliliğe sahip pompa ve fan gibi makine ve ekipman kullanarak enerji tüketimi azaltımı, CO emisyonu azaltıcı iyi işletme ve bakım teknikleri, vb.)
Kaçak emisyonlara karşı proses ve enstrümantasyon diyagramının sistematik incelemesine dayalı olarak kaçak tespit ve onarım programı uygulanmalıdır. Bu program, kaçak uçucu organik bileşik emisyonlarının olabileceği ekipmanları tanımlamalı ve buhar tespit ekipmanıyla izlemeye tabi tutmalı, gerekliyse bakım ve değişim uygulamalıdır.
Petrol rafinerilerinde kullanılan gaz yakma ve tahliye işlemleri, arıza gibi özellikle rutin dışı durumlarda buharların güvenli bir şekilde salınmasını sağlamaya yönelik güvenlik tedbirleridir. Gaz yakıldığında kimyasal formu değişmektedir. Örneğin H2S gazı yakıldığında SO2 gazı açığa çıkacaktır. Hidrokarbonların yakılması ise CO2 ve su buharı oluşturmaktadır.
Rafinerilerde hidrokarbonların salımı acil durum bacalarından ve güvenlik vanalarından olmaktadır. Planlı çalıştırma ve kapatmalarda gaz gerikazanım sistemi kullanılmalıdır. Acil durum dışındaki salımlarda, proses bacalarındaki gaz fazlası geri kazanılmalı ya da kontrol edilmeli ve yakılacak gaz miktarı en aza indirilmelidir.
Gaz emisyonlarının izlenmesi, yer seviyesinde kirletici konsantrasyonları ve yıllık olarak salınan kirletici miktarını içermelidir. Gaz yakma sistemleri tesisin tasarımı aşamasında planlanmalı ve teknik olarak ve güvenlik açısından mümkünse alternatif geri kazanım yöntemleri tercih edilmelidir.
IX.2.4.Sosyal Çevre Üzerine Etkiler
Olası Etkiler
Arazi edinimi sonucunda olası yeniden yerleşim
Arazi edinimi nedeniyle tarım alanları, mera, yaylak gibi ekosistem hizmeti sağlayan alanların azalması nedeniyle geçim kaynaklarının zarara uğraması
Büyük endüstriyel kaza riskleri
Rafineri çalışanları nedeniyle dışarıdan gelen nüfusun yöre koşullarına uyumu ile ilgili sorunlar
Yoğun trafik artışı ve trafik bazlı kaza riskleri
Rafineriler, yangın ve patlama kaynaklı büyük kaza riskleri açısından çevredeki yerleşimler için önemli sağlık ve güvenlik tehlikesi oluştururlar. En önemli güvenlik tehditleri sıvı ve gaz formundaki maddelerin depolanması ve yüklenmesi/boşaltılması sırasında ortaya çıkmaktadır. Bulundurulan tehlikeli madde miktarı ve türüne bağlı olarak çalışanlar ve çevrede yaşayanlar yangın ve patlama riskine maruz kalabilmektedir. Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre ilgili bildirimler yapılmalı, risk değerlendirmesi çalışmaları yürütülmeli, Güvenlik Planları, Dahili ve Harici Acil Durum Planları hazırlanmalıdır.
Etki Azaltıcı Önlemler
Arazi edinim sürecinin bir planlama çerçevesinde ve halkın en az etkileneceği şekilde yapılması
Proje başlamadan önce yöre halkının geçim kaynaklarının belirlenmesi ve projeden etkilenebilecek unsurlara istinaden bir “geçim kaynakları yönetim planı” hazırlanması, gerekli durumlarda yöre halkının geçim kaynaklarının tazmin edilmesi
Coğrafi öncelik sırasına göre (proje alanının bulunduğu yöre öncelikli olmak üzere) istihdam politikaları uygulanması,
Bölgede yeni ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesinin teşvik edilmesi (sosyal sorumluluk projeleri, vb.)
Yeniden yerleşim içeren projelerde:
etkilenen halkın düzenli olarak bilgilendirilmesi
etkilenen halka adil ve yeterli imkanlar sağlanması, halkın sosyal ilişkilerini, ekonomik faaliyetlerini ve yaşam standartlarını devam ettirebilmesi için yeni yerleşim alanlarının uygun şekilde seçilmesi, geçim kaynaklarının yaratılması
oluşturulan yeni yerleşimlerde içme suyu ve kanalizasyon altyapısı için yeni tesisler kurulması
etkilenen halka geçim kaynaklarının sürdürülmesi amacıyla mesleki eğitimlerin verilmesi
rafineri çalışanlarının yöre/bölge halkına uyum konusunda etik kodlara tabi tutularak düzenli eğitimleri ve izlenmesi
yerel idarelerle koordinasyon içinde hazırlanacak Trafik Yönetim Planı uygulanarak trafik sorunlarının ve kaza risklerinin önlenmesi
Olumlu etkiler olarak, bir rafinerinin işletmeye alınmasıyla, bulunduğu yöredeki ekonomik aktivitenin canlanması söz konusu olacak ve yöre halkı için inşaat ve işletme aşamalarında iş imkanları ortaya çıkacaktır. Rafineriler, yüksek sayılarda istihdam sağlayan büyük projelerdir. Çalışanlar ve ailelerinin oluşturduğu nüfus düşünüldüğünde yeni bir rafineri ile birlikte yeni bir yerleşim oluşabilmekte ya da mevcut yerleşimler büyümektedir. Bu nedenle mevcut altyapı sistemleri üzerinde oluşan yük hesaba katılarak su temini, kanalizasyon, su ve atıksu arıtma, atık toplama-bertaraf hizmetlerinin yerel yönetimlerle koordinasyon içinde planlanması önem taşımaktadır.
IX.2.5.Yüzey ve Yeraltı Suyuna Etkiler
Olası Etkiler
Proses atıksuları
Kaza sonucu kimyasal sıvıların dökülmesi
yeraltı suyu çıkarılması durumunda miktarın azalması
işletme aşamasında çalışan işgücü kaynaklı evsel atıksu oluşumu
atıkların hatalı depolanması koşullarının toprak ve yeraltı suyunda kirlilik riski oluşması
Petrol rafinerilerinde oluşan atıksuların büyük kısmı “acı su” olarak adlandırılan ve yüksek miktarda kükürt içeren sulardan ve yağ ve kükürt içermeyen kısımdan oluşmaktadır. Kükürtlü sular; tuz giderme, vakumlu distilasyon, ön arıtma, hidro-kraking, katalitik kraking, koklaştırma ve termal kraking gibi ünitelerden kaynaklanır. Kükürtlü suların içerisinde hidrokarbonlar, H2S, NH3, organik kükürt bileşikleri (R-S-H merkaptanları), organik asitler ve fenol gibi kirleticiler bulunmaktadır.
H2S veya NH3 yoğun olan proses atıksuları kükürt arıtma ünitesinde arıtılır ve proseste tekrar kullanılmadan ya da nihai arıtmaya gönderilmeden önce kirleticilerden arındırılır.
Etki Azaltıcı Önlemler
Proses sıvılarının tekrar proseste kullanılabilmesi için yeterli kapasite bulundurulmalı ve yağlı atıksu drenaj sistemine proses suyu karışmasının engellenmelidir.
Atıksu havuzları ve tehlikeli madde depolama alanlarının tabanında uygun malzemeler kullanılarak geçirimsizlik sağlanmalı ve bu şekilde kirli suların toprak ve yeraltı suyuna karışması önlenmelidir.
Proses sularının yağmursularına karışması engellenmeli, atıksu havuzları ve tehlikeli madde depolama havuzları birbirinden ayrı tutulmalıdır.
Belirli atıksu hatlarına ilişkin özel yöntemler uygulanmalıdır (kostik soda atıksuyunun kostik oksidasyon sonrasında atıksu arıtma tesisine gönderilmesi, buhar kazanları ve soğutma suyu kulelerinden “blow down/blöf” sularının deşarj edilmeden önce soğutulması ve katkı maddeleri içeriyorsa deşarj öncesinde atıksu arıtma sistemine gönderilmesi, proses kaçaklarından kaynaklı ve hidrokarbon içeren atıksuların arıtma tesisinde arıtılması)
Kaza sonucu sıvıların dökülmesini önlemek ve kontrol altında tutmak için düzenli iç denetimler yapılmalı, depolama ve iletim sistemlerinde potansiyel sızıntı riski olan tüm noktalarda bakım programları uygulanmalı ve dökülmelere karşı acil müdahale planları ve prosedürleri hazır bulundurulmalıdır.
Dökülmelere karşı sıvı ürünlerin kullanıldığı alanlar geçirimsiz zeminli alanlarda yapılmalı, en küçük dökülmeler bile anında müdahale edilerek temizlenmelidir.
Evsel nitelikli atıksuların arıtılması ve alıcı ortama deşarjının düzenli olarak izlemeye tabi tutulması
Saha içi Katı Atık Yönetimi ve Atıksu Yönetimi planlarının hazırlanması ve uygulanması
Rafineri sektöründe atıksu arıtma teknikleri konsantre atıksu hatlarının kaynağında ayrılması ve arıtılmasını içermektedir. Tipik bir rafineride atıksu arıtma aşamaları aşağıda sıralanmaktadır:
Gres tutucular, yağ sıyırıcılar, birleştirilmiş plaka sistemleri, çözünmüş hava flotasyonu, vb.
Katıların ayrışması için filtrasyon
Dengeleme havuzu
Askıdaki katıların ayrılması için sedimantasyon (çöktürme) havuzu
Biyolojik arıtma (aerobik) ile BOİ azaltımı
Kimyasal veya biyolojik arıtma ile azot ve fosfor giderimi
Klorlama
Ayrıca bir rafinerideki üretim prosesine ve kullanılan maddelere göre atıksu arıtma yönetimi ek bileneler gerektirebilir: çeşitli ünitelerde sıyrılan uçucu organik bileşiklerin arıtma tesisinde arıtılması; ileri metal giderimi; inatçı organiklerin ve biyolojik çözünürlüğü olmayan Kimyasal Oksijen İhtiyacı’nın aktif karbon ya da kimyasal oksidasyon ile giderimi; ters ozmos, iyon değişimi, aktif karbon gibi yöntemlerle atıksu zehirlilik düzeyi azaltımı ve koku giderimi.
Rafineride su kullanımının olduğu bir başka proses ise boru ve ekipmanda sızıntıların saptanması için uygulanan hidrostatik testlerdir. Hidrostatik testlerde suya korozyon önleyici, oksijen tutucu ve boya gibi katkı maddeleri eklenmektedir. Hidrostatik suların yönetiminde dikkat edilmesi gereken tedbirler:
Aynı suyun çok sayıda test için kullanılması;
Suyun boru ve ekipman içinde kalma süresini kısaltarak korozyon önleyici ve diğer kimyasalların miktarının azaltması
Kimyasal kullanımı gerekliyse, en düşük toksisiteye ve biyolojik birikme potansiyeline sahip ve en yüksek biyolojik çözünürlüğü olan kimyasallar seçilmesi
Hidrostatik test sularının sığ deniz sularına dökülmesi kaçınılmalıdır. Eğer nihai olarak yüzey sularına dökmek kaçınılmazsa deşarj noktaları, deşarj debisi, kimyasalların suda yayılımı, çevresel riskler ve izleme gereksinimleri araştırılarak ayrıntılı bir deşarj planı yapılmalıdır.
IX.2.6.Flora ve Fauna, Ekosistemler, Korunan Alanlar ve Peyzaj
Olası Etkiler
Ham petrol, ürün ve kimyasal depolama alanları kaynaklı kirliliğin flora ve fauna üzerindeki etkileri
Yeni erişim yolları, üniteler ve altyapı nedeniyle habitat kaybı, parçalanması
Proses kaynaklı gaz emisyonu, gürültü ve titreşim, toprak ve yüzey suyu kirliliği nedeniyle türler ve ekosistemler üzerindeki etkiler
Taşıt trafiği artışı nedeniyle toz ve egzoz emisyonu ve gürültü nedeniyle türler ve ekosistemler üzerindeki etkiler
Buhar ve gaz salımı kaynaklı ışık kirliliğinin fauna hareketleri üzerinde olumsuz etkileri
Etki Azaltıcı Önlemler
Kara ve su yaşam alanları ile ilgili etkileri önlemek ve kontrol etmek üzere gerçekleştirilecek yönetim uygulamaları şunları içermektedir:
çitle çevrili özel alanlar ayrılarak toprak ve bitki örtüsünün korunacağı ve erişime izin verilmeyeceği zarar görebilecek flora türlerinin ve tehdit altındaki habitatların yerinde korunması
çalışanların eğitilerek rafineri alanında ve çevresindeki vahşi hayvanların avlanması ve toplanmasının yasaklanması
zarar görebilir fauna türleri için menfez geçişleri ve geçiş yolları yapılması
yüksek önceliğe ve koruma önemine sahip habitatlar ve türler tespit edilerek tür ve habitat bazında koruma tedbirleri uygulanması
inşaat aşamasında bitki örtüsü kaldırılan ancak üzerinde herhangi bir inşaat yapılmadan açık kalan alanların restorasyonu yapılarak erozyonun azaltılması, görsel etkilerin ve ekosistem üzerindeki etkilerin hafifletilmesi
peyzaj çalışmalarında yerel bitki türlerinin seçilmesine özen gösterilmesi, istilacı türlerden kaçınılması
çalışanların eğitilerek fauna türlerinin yakalanması, alıkonması ve öldürülmesi yasaklanmalı; türlerin üreme ve yaşama alanlarının tahribatı önlenmesi; üreme, kışlama dönemlerinde vahşi yaşama zarar verilmesinin önlenmesi, yumurtaların tahrip edilmesi veya alınması engellenmesi
deniz ekosistemlerinde tahribatın önlenmesi için sediman taşınımı ve birikiminin önlenmesi
dolgu işlemi yapıldığı durumlarda ağır metal içeren ve deniz suyunun mevcut kalitesini ve özelliklerini bozabilecek malzemelerin kullanılmaması,
kazara dökülmelerin raporlanarak deniz tabanında ve deniz suyundaki etkilerin giderilmesi için girişimlerin başlatılması, izlemelerin yapılması
iskele ve rıhtım gibi yapıların altında perfore beton modüller yerleştirilerek xxxxx xxxxx ve fauna türleri için ekolojik alanlar yaratılması
IX.2.7.Atıklar
Rafinerilerde atıkların en fazla oluştuğu üniteler; kraking, koklaştırma, çamur üretimi ve çamur arıtma, yağ seperatörleri ve atıksu arıtma sistemleridir.
Olası Etkiler
Etki azaltımında; atıkların kaynakta azaltılması ve önlenmesi esastır. Atıklar üretildikleri noktada ayrılmalı, mümkünse geri dönüşüme tabi tutulmalı, mevzuata uygun olarak bertarafı sağlanmalıdır. Tüm atıklar atık yağlar, ambalaj atıklar, vb. atık kodlarına göre sınıflandırılarak ve tehlikeli atık durumları belirtilerek atık miktarlarını kaydeden bir envanter tutulmalıdır.
Rafinerilerde açığa çıkan en önemli atıklar, katalizör artıklarıdır. Katalizör artıkları molibden, nikel, kobalt, platin, paladyum, vanadyum, demir, bakır ve silika veya alümin içerebilmektedir. Çok çeşitli katalizör artıkları olup fiziko-kimyasal özelliklerine göre bertarafına karar verilmelidir. Buradaki en önemli ayırıcı özellik tehlikeli atık özelliği ve geri kazanım değeri olması ile ilgilidir. Katalizör artıklarının yönetiminde önemli olan stratejiler, uzun ömürlü katalizörlerin kullanımı, uygun şartlarda depolanmasını sağlayarak ekzotermik reaksiyona girmelerinin önlenmesi ve kullanılmış katalizörleri üreticilerine ileterek yeniden kullanımlarının sağlanması veya geri dönüşüme tabi tutulmaları….
Rafinerilerde açığa çıkan diğer tehlikeli atıklar arasında; solventler, filtreler, artık tatlandırma maddeleri, CO2, H2S ve karbonil sülfit (COS) gideriminde kullanılan amin artıkları; aktif karbon filtreleri, yağ seperatörleri ve tuz gidericilerden çıkan yağlı çamur; tank dibi çamurları; işletme ve bakımda kullanılan çeşitli sıvılar.
Tüm proses atıklarının tehlikeli atık olma niteliği değerlendirildikten sonra ilgili mevzuata göre yönetimi yapılmalıdır. Eğer atığın kimyasal bileşenleri bilinmiyorsa, biyolojik olmayan arıtmadan kaynaklanan çamurlar edilmediği tehlikeli muamele görmelidir biyolojik arıtmadan kaynaklanan çamurlar genel olarak tehlikesiz olarak muamele görmelidir. Tehlikeli proses atıkları için sektöre özel bazı tedbirler aşağıda sıralanmaktadır:
Ham petrol tanklarının dibindeki ve tuz gideriminden kalan yağlı çamurların gecikmeli koklaştırma ünitesine göndererek hidrokarbon geri kazanımı
Vis-kırma (viskozite kırma) biriminde çok fazla kırma yapmayı engelleyerek depolama sırasında çok fazla çamur ve tortu oluşumunun engellenmesi
Yağlı atıksudan ve çamurdan yağın geri kazanımını maksimize edilmesi, yağın suya karışmasının en aza indirilmesi, (Yağın çamurdan alınması için gravite ile ayırma veya santrifüj separatör teknikleri kullanılabilir)
Nihai çamurlar toprak zenginleştirme amaçlı olarak kullanılabileceği gibi çimento tesislerinde veya yakma tesisinde yakılabilir. Herhangi bir işlemden geçirilemiyorsa Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak atık depolama tesisine gönderilmelidir.
Alkilasyonda kullanılan nötrleme çamuru kalsiyum florit, kalsiyum hidroksit, kalsiyum karbonat, magnezyum florit, magnezyum hidroksit ve magnezyum karbonat içerebilir. Bu maddeler demir-çelik endüstrisinde geri kazanıma tabi tutulabilir ya da depolama alanına gönderilmelidir.
IX.3.İşletme Faaliyete Kapandıktan Sonra Olabilecek Etkiler ve Alınacak Önlemler
Rafineri ömrünün dolması üzerine tesisin işletmeye kapatılması veya rehabilitasyonu sürecinde en önemli unsurlar; mevcut kirliliğin saptanması, tehlikeli atıkların saptanması, yangın ve patlama ve riski olan alanlar, asbestli malzemeler, ekipman veya kalıntıların saptanması ve söküm/değişim işlemlerinin söz konusu incelemelere dayalı bir plan dahilinde yapılmasıdır.
IX.3.1.Toprak ve Jeoloji
Rafinerilerde; tanklardan, depolama alanlarından, borulardan ve makine ve ekipmandan sızan veya doldurma ve boşaltma işlemleri sırasında kaza sonucu dökülen petrol, yağ ve kimyasalların neden olabileceği toprak kirliliği söz konusu olabilmektedir.
Rafineri alanı, proje öncesindeki durum ve çevre arazi kullanımları ve peyzaj özellikleri ile uyumlu olacak şekilde terk edilmelidir. Toprak kirliliği olan alanlarda toprak analizleri yapılarak tehlikeli atık niteliği saptandığı takdirde ilgili yönetmeliklere göre bertarafı ve kirlenen alanın temizlenmesi ve rehabilitasyonu sağlanmalıdır.
IX.3.2.Gürültü ve titreşim
Proje bileşenlerinin sökümü sırasında kazı işlemlerinde kullanılan makinelerden gelen gürültü
Söküm işlemleri ile ilgili araç trafiğinden kaynaklı gürültü
Söküm için kullanılan makinelerden gelen titreşim
Gürültü ve titreşim için etkiler ve tedbirler inşaat aşamasına benzer şekilde yönetilmelidir.
IX.3.3.Hava Kirliliği
toprak kaplı zeminlerin, rüzgâra ve/veya hizmetten çıkarma ile ilgili trafiğe maruz kalmasının bir sonucu olarak kaçak toz emisyonu
söküm işlemleri için kullanılan makinelerin neden olduğu kirleticilerin emisyonları
Toz emisyonlarının yaratacağı geçici sürede su püskürtme uygulanmalıdır.
Projenin büyüklüğüne bağlı olarak trafik kaynaklı emisyonların önemi değerlendirilmeli; bu bağlamda gerekli görüldüğü takdirde kapatma işlemleri bir trafik yönetim planı dahilinde uygulanmalıdır. Trafik yönetim planı; araç trafiğine ilişkin güzergah, zamanlama, hız limitleri, sürücü eğitimi, araç bakım standartları ve yakıt ikmal prosedürleri gibi konuları içermelidir.
IX.3.4.Atıklar
Beton uygulaması yapılan sahalarda Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında yıkıntı atıklarının sahadan uzaklaştırılması sağlanmalıdır. Asbestli malzeme ve tehlikeli madde içermesi olası olan ünitelerde ve boru hatlarında tetkikler yapılmalı; malzemelerin türüne göre atık özellikleri belirlenerek söküm ve bertaraf işlemlerinde uygun çevresel ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmalıdır.
Diğer atıklar “tehlikeli atık” nitelikleri olup olmadığına göre değerlendirilmeli ve ilgili mevzuat hükümleri uygulanmalıdır.
IX.3.5.Yüzey ve Yeraltı Suyuna Etkiler
Toprak kirliliğinde olduğu gibi topraktan yeraltı sularına sızmış olabilecek kirliliğin saptanması için analizler yapılmalı ve kirlilik saptanması üzerine yeraltı suyunun temizlenmesi için gerekli işlemler uygulanmalıdır. Yeraltı suyu kalitesi izlemeleri işletme faaliyete kapandıktan sonra da devam ettirilmelidir.
IX.4.İlgili etki belirleme yöntemleri
Su bütçesi hesaplamaları
Ekosistem Değerlendirme Raporu (Karasal ve Deniz Ekosistemleri)
Dalga modellemesi
Hava kalitesi modelleme
Akustik Rapor (Gürültü ve titreşim modelleme)
IX.5.Kaynak talepleri
Su tüketimi
Petrol rafinerilerinde yüksek miktarlarda su tüketimi söz konusudur. AB ülkelerindeki rafinerilerde işlenen her 1 milyon ton petrol için 0.1 ile 5 milyon ton arasında atıksu açığa çıkmaktadır.
Su ve buharın kullanıldığı temel üniteler; distilasyona yardımcı üniteler ve hidrokarbonların kırıldığı kraking üniteleri ve yıkama, temizleme, sıyırma gibi işlemlerin yapıldığı ünitelerdir. Tuz giderim ünitesi suyun en fazla kullanıldığı ve en fazla atıksuya neden olan birimdir. Su ve buhar ayrıca, tank ve baca yalıtım drenlerinde, temizleme işlemlerinde, kazanlar ve kojenerasyon (CHP) ünitelerinde buhar oluşturmak amacıyla ve soğutma sistemlerinde kullanılmaktadır.
Hammadde tüketimi
AB ülkelerindeki yılda 0,5 ile 20 milyon tonun üzerinde ham petrol işleme kapasiteye sahip çeşitli büyüklüklerde rafineriler bulunmaktadır. İşlenen her milyon ton ham petrol için 20,000 - 820,000 ton CO2, 60-700 ton NOx, 10 - 3,000 ton partikül madde, 30 - 6,000 ton SO2 ve 50 - 6,000 uçucu organik bileşikler açığa çıkmaktadır. Rafinerilerde işlenen her milyon ton ham petrol üretiminden 0.1 - 5 milyon ton atıksu ve 10 - 2,000 ton katı atık oluşmaktadır.
Enerji tüketimi
Rafineriler yoğun enerji tüketen tesislerdir. Bir rafineri içindeki her ayrı yakma tesisinin kapasitesi 10 – 200 MW aralığında değişmekte; toplam kurulu güç en büyük rafinerilerde 1500 MW düzeyine kadar çıkmaktadır. Yakma tesislerinde harcanan enerji 200 ton jul seviyelerinden başlayarak 17.000 ton jul üzerine çıkmaktadır.
X.İZLEME
ÇED Raporu’nda tanımlanan etkileri en aza indirmek için alınması gerekli önlemlerin uygulamasını sistemli bir şekilde takip etmek üzere projelerin arazi hazırlık, inşaat, işletme ve kapanış aşamalarında izleme çalışmalarının yürütülmesi büyük önem arz etmektedir. İzleme programları her bir projeye özgü olarak hazırlanmalı ve mümkün olduğunca ölçülebilir kriterlere (su analizi, arka plan gürültü ölçümü vb.) dayandırılmalıdır. Yürütülecek izleme çalışmalarında ÇED Raporu’nda önerilen önlemlerin yeterli kalmaması durumunda yatırımcı tarafından ilave tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Rafineri projelerinin inşaat aşamasında yukarıda anlatılan etki ve önlemler göz önünde bulundurularak aşağıdaki izleme çalışmalarının yürütülmesi beklenmektedir.
Rafineri projelerinin işletme aşamasında en önemli sürekli etkilerin yüzey suları ve yeraltı suları üzerindeki miktar ve kalite bozulması baskıları olmaktadır. Kapladıkları geniş alanlar nedeniyle ekosistemler ve türler üzerindeki etkileri de önemli ölçüde olmaktadır.
Rafineri projelerinin inşaat ve işletme aşamalarında kullanılmak üzere önerilen izleme matrisi aşağıda sunulmaktadır. İzleme çalışmalarının sıklığı ve izlenecek parametreler projenin karakteristiğine ve konumuna bağlı olacağından ÇED çalışmalarından elde edilecek bulgular doğrultusunda projeye özgü bir İzleme Programı hazırlanmalıdır.
Örnek İzleme Programı
Konu |
İzleme Yapılacak Yer |
İzlenecek Parametre |
İzleme Yöntemi |
İzleme Sıklığı |
İNŞAAT AŞAMASI |
||||
Tarihi, kültürel ve arkeolojik varlıklar |
Etki alanı içinde |
Buluntular ve rastlantısal buluntu prosedürünün uygulanması |
|
Kültür varlığına rastlanıldığında |
Bitkisel üst toprak |
Proje alanında |
Bitkisel toprağın sıyırılması ve geçici depolamasının uygun şartlarda yapılmaması |
|
Günlük |
Toprak erozyonu |
Proje alanında |
Azaltıcı önlemlerin uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilecektir. |
|
Günlük Yağmurlu ve rüzgarlı havalarda ertesi gün |
Toz (PM10) SO2, NO2 |
Proje alanında ve etki alanındaki yerleşimlerde |
Alıcı ortamda ortam toz (PM10) ölçümü yapılacaktır. |
|
3-6 aylık ve şikayet olması durumunda |
Evsel atık su |
Şantiye Binasında |
Atıksu toplama ve deşarj sistemi |
|
Sürekli |
hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkları |
Şantiye alanı ve çalışma alanında (yükleme-taşıma sırasında) |
hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının öncelikle kaynağında azaltılması, ayrı toplanması, tekrar kullanılması ve geri kazanılması; tekrar kullanımlarının mümkün olmaması durumunda depolanarak bertaraf edilmesi
|
|
Sürekli |
Gürültü ve titreşim |
Etki alanındaki yerleşimlerde |
Gürültü ve titreşim ölçümü |
|
6 ayda bir ve şikayet olması durumunda |
Yerel ve ekonomik aktivitelerin zarara uğramaması |
Etki alanındaki yerleşimlerde |
Arazi edinim prosedürü |
|
6 aylık ve şikayet olması durumunda |
Atıklar |
Proje alanı |
İlgili yönetmeliklere göre gerekli uygulamalar, kayıtlar, lisanslı taşıma araçları firmaları ve lisanslı bertaraf tesisleriyle sözleşmeler
|
|
Yıllık |
İş Sağlığı ve Güvenliği |
Proje alanı |
|
|
Günlük/ Haftalık/ Aylık |
Halkın Güvenliği |
Proje alanında ve Etki alanındaki yerleşimler |
|
|
Sürekli |
Toprak ve yeraltı suyu kirliliği |
Proje alanı ve çevresi |
Depolama alanlarından sızıntı ve dökülmeler
Sızıntı ve dökülme prosedürlerinin uygulanması
Kontamine toprağın tehlikeli atık olarak bertarafı |
|
Çevresel kaza sonucu suya karışma olduğunda
|
Deniz ekolojisi |
Proje ile bağlantılı tesisler olması durumunda
|
pH, BOİ, çözünmüş Oksijen, AKM, Koliformlar, amonyak azotu, fosfor, klorofil- a, nitrat, yağ̆ ve gres, serbest klor
Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği’ne göre |
|
inşaat dönemi süresince yılda 1 |
Konu |
İzleme Yapılacak Yer |
İzlenecek Parametre |
İzleme Yöntemi |
İzleme Sıklığı |
|
İŞLETME AŞAMASI |
|||||
Flora |
Tesis ve etki alanında |
Bitkisel toprağın yayılacağı alanların belirlenmesi ve peyzaj için alana uygun bitki türlerinin seçilmesi
Sıyırılan Bitkisel toprağın uygun bir şekilde ve uygun yerlere yayılması, uygun bitki türlerinin tesis dışındaki alanlara dikilmesi |
|
Yılda 1 kez
Hassas türler tespit edilmesi durumunda yılda iki kez
|
|
Fauna |
Tesis ve etki alanında |
Tesisler ve çevresindeki alanlara tekrar geri dönen fauna unsurlarının belirlenmesi |
|
Nisan - Mayıs-Eylül 1 kez, 2 gün saha çalışması
|
|
Evsel Nitelikli Sıvı Atıklar |
Deşarj noktası |
Oluşan atıksuların arıtıldıktan sonra deşarj standartlarına uygun olarak bertaraf edilmesi |
|
Aylık |
|
Emisyonlar |
Emisyon kaynaklarında |
NOx, SO2, CO, PM10 ve diğer gaz ölçümleri
|
|
Sürekli |
|
Toprak |
Rafineri çevresinde memba ve mansapta toprak zemin alanlarda, yakın çevrede varsa tarım alanı gibi hassas kullanım alanlarında |
TOX, TPH, Ag, As, Ba, Cd, Co, Cr, Cu, Hg, Ni, Pb, U, V, Zn |
|
6 aylık |
|
Yeraltı suyu seviyesi |
Kullanılan kuyularda ve gözlem kuyusunda |
Derinlik, su kalitesi parametreleri |
|
6 aylık |
|
Deniz suyu |
Proje ile bağlantılı tesisler olması durumunda
|
|
|
Yıllık |
|
Gürültü ve titreşim |
Etki alanındaki yerleşimlerde |
Gürültü ve titreşim seviyesi |
|
6 aylık |
|
Proses Atıkları |
Proje alanında |
İlgili yönetmeliklere göre gerekli uygulamalar, kayıtlar, lisanslı taşıma araçları firmaları ve lisanslı bertaraf tesisleriyle sözleşmeler
|
|
Yıllık
|
|
İş Sağlığı ve Güvenliği |
Proje alanında |
|
|
Günlük/Haftalık/Aylık/Yıllık |
XI.İLETİŞİM BİLGİLERİ
Petrol ve Metalik Madenler Şube Müdürlüğü
Endüstriyel Yatırımlar ÇED Dairesi Başkanlığı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı – ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü
Xxxxxxx Xxxxx Xxxxxxxxx Eskişehir Devlet Yolu (Dumlupınar Bulvarı) 0.xx No: 278 Çankaya/ANKARA
XII.UYGULAMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
Rafineri projeleri için yürütülen ÇED sürecinde kümülatif etkilerin incelenmesi büyük önem arz etmektedir. Halihazırda mevcut bulunan veya planlama aşamasında olan projelerin ortak etkilerinin çevre üzerinde oluşturacağı toplam yük hesaplanmalıdır.
ÇED Raporu, projenin gerçekleştirildiği alan çevresindeki diğer benzer etkilere sahip tesislerin özellikleri ve kapasiteleri dikkate alınarak nihai bir değerlendirme yapılması tavsiye edilmektedir. Gerekli durumlarda, modelleme çalışmaları yürütülerek toplam etki değerlendirilmeli, projenin toplam içindeki payına bakılarak gerekliyse alınması gerekli tedbirler arttırılmalıdır.
XIII.KAYNAKLAR
International Finance Corporation, Environmental, Health, and Safety Guidelines for Petroleum Refining, November 2016
EBRD, Summary of Environment and Social Impacts for Activates Associated with Petroleum Refining and the Storage of Petroleum Products
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Petrol Rafinasyonu Sektörel Xxxx Xxxxxxxx, 2016
Petrol Rafinerileri için MET Kılavuzu, 2012
BAT Reference Document for the Refining of Mineral Oil and Gas
Prof. Dr. Xxxxxx Xxxxxxxx, Ham Petrolden Petrokimyasallara El Kitabı
EU Energy Policies: Refining Sector: xxxxx://xx.xxxxxx.xx/xxxxxx/xx/xxxxxx/xxx-xxx-xxx-xxxx/xxx-xxxxxxxx
EU Petroleum Refining Fitness Check: Impact of EU Legislation on Sectoral Economic Performance, JRC, 2015
EK-A: İYİ ÖRNEKLERİ İÇEREN ULUSLARARASI TECRÜBELER VE YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLER
Örnek 1: Hava Kirleticilerin azaltılması için birleşik SNOX tekniği
SNOX tesisi; SO2, NOX ve partikül maddelerin yanıcı baca gazından ayrıştırılması için tasarlanmıştır. Tesis, öncelikli olarak tozdan arındırma aşamasına dayandırılmaktadır, sonrasında ise katalitik prosesler gerçekleşmektedir. Kükürt bileşikler, ticari sınıf konsantre sülfürik asit olarak geri kazanılmakta ve NOX N2’ye indirgenmektedir.
İlave olarak gerekli olan tek malzeme, NOX arındırma için kullanılan amonyaktır. Bununla birlikte, asitli sis kontrol ünitesi için küçük miktarlardaki silikon yağı dışında doğalgaz ve suya ihtiyaç duyulmaktadır. Proses, satışa hazır %94-95 oranında saf sülfürik asit (H2SO4) üretmektedir. Sistem, 400-420°C derecede SO2’nin SO3’e oksidasyonu için bir katalitik konvertör kullanmaktadır. Bu sıcaklık düzeyi, proses ile uyumlu, 380°C derecede faaliyet gösteren bir DeNOX kullanımına olanak tanımaktadır. Reaktör derecelerinin ayrışma sıcaklığının (350°C) üzerinde olmasından ötürü amonyum sülfat çökelti riski olmadan yüksek NH3 bağından NOX ayrıştırılabilmektedir ve bütün NH3 bağları, SO2/SO3 oksitleyicisinde imha edilmektedir.
Proses, atıksu veya herhangi bir diğer atık oluşumuna neden olmamakta ve NOX kontrolü için amonyak dışında herhangi bir kimyasal kullanmamaktadır. Tozun arındırılması H2SO4 üretim aşaması için gereklidir. SO2/SO3 konvertörün devamlı olarak temizlenme ihtiyacını ortadan kaldırmak ve ürün kalitesinin muhafazası için %99.9 hassasiyetinde toz giderme uygulamaları gerekmektedir.
Şekil 1: Gela rafinerinde SNOX proses şeması
(Downshot boiler = Tavan kazanı, Air preheaters = Hava Ön Isıtıcıları, Dust precipitators = Toz filtreleri, Boiler flue gas fans = Kazan baca gazı fanları, New dust precipitator = Yeni toz filtresi, New flue gas fan = Yeni baca xxxx xxxx, Gas-gas heat exchanger = Gaz-gaz eşanjörü, Gas heater = Gaz ısıtıcısı, NH3 injection grid = NH3 enjeksiyon ızgarası, SCR deNOx reactor = SRC deNOX reaktörü, SO2 – SO3 reactor = SO2 – SO3 reaktörü, WSA sulphuric acid condenser = WSA sülfürik asit kondenseri, Air fan = Hava fanı, Droplet guard = Damlacık mahfazası, Stack = Baca, Acid cooling system = Asit soğutma sistemi, Air cooler/boiler = Havalı soğutucu/kazan, Excess air to stack = Bacaya giden hava fazlalığı)
Şekilde 1’de gösterildiği üzere asit kondenserinden (240 ile 100 °C arasında çalışır, SO3 hidratlar ve çıkan asitli ürünü yoğunlaştırır) çıkan ısı, ön ısıtmalı yanma havasında birinci aşama olarak kullanılmaktadır. Dönüştürme prosesi sırasında üretilmiş kazanılan ısı yeterli düzeyde olup yakıttaki (petrol veya kömür) sülfür içeriği %2 – 3 olduğunda enerji talebini karşılayabilmektedir. İşletim sırasında dikkat edilmesi gereken toz ile ilgili alanlar HTEP, SO2/SO3 konventörü ve asit film kondenserinden (borosilikat cam borulardan imal edilmiştir) oluşmaktadır. Kondenserde asit sisi (aerosol) oluşumu, SNOX tesislerinin işletimi için önem arz eden patentli heterojen çekirdeklenme kontrolü tarafından engellenmektedir.
Edinilen çevresel faydalar
Aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
%94 - 98 oranında SO2 ve SO3, %90 - 96 oranında NOX ile neredeyse tüm partikül maddenin tasfiyesi;
proses, yüksek SO2 konsantrasyonlu baca gazını arındırabilmekte;
NOX ile birlikte yüksek oranda SO2 arındırma ve parçacıkların tasfiyesi;
düşük düzeylerde tali çevresel etkiler; hammadde gerekmemektedir (NOx kontrolü için sadece amonyak tüketilmekte), atıksu veya atık üretimi yok;
soğutma suyu tüketimi yok;
prosesin yan ürünü olarak meydana gelen satışa hazır ticari sınıf H2SO4 üretimi;
yüksek düzeyde ısı kazanımı.
Çapraz-medya etkileri
Elektrik tüketimi, 1 milyon Nm3/s birimi için yaklaşık 10 MWe’lik kurulu güce tekabül etmektedir.
İşletim verileri
Gela’da SNOX birimi, baca gazını üç adet petrol kok ateşleme kazanında (3 x 380 t/s YB buharı üretme kapasiteli) arıtmakta olup yüksek kükürtlü hammaddeye dayanan partikül arıtma prosesinden ötürü 6900 – 13 200 arası memba SO2 konsantrasyonu ile (%6.7 v/v nem ile %5 O2 doyum oranı) 1 milyon Nm3/s için tasarlanmıştır. SCR bölmesini çalıştırmak için kullanılan amonyak enjeksiyon oranı yaklaşık 200 kg/s’dir. H2SO4 üretimi (%95 H2SO4 konsantrasyonu) %5.5’lik sülfür petrokok içeren 13 t/s düzeylerine erişmektedir.
Schwechat’taki SNOX birimi, baca gazını, yakıtı Sülfür Geri Kazanım Birimi’nden (SRU) edinilen artık gaz ile birlikte termal parçalayıcıdan edinilen ağır artıklar ile sağlanan merkezi CHP tesisinde arıtmaktadır.
Uygulanabilirlik
2008 yılının Mayıs ayında, Gela rafineri SNOX tesisinin (yıllık planlı duraksamalar dahil) ortalama %96 oranında kullanılabilirlik ile işletildiği ve devreye alınışından bu yana performansında hiçbir azalma olmadığı kaydedilmiştir. Schwechat rafineri SNOX tesisi, faaliyet göstermeye Ekim 2007 tarihinde başlamış ve en az altı yıllık devir ömrü için tasarlanmıştır.
Örnek tesisler
AGIP Rafineri – Gela, İtalya (1999); OMV Rafineri – Schwechat, Avusturya (2007); NEFO Elektrik Santralı – Nordjyllandsvaerket, Danimarka (2005).
Örnek 2: Yeni yüksek dönüştürme teknikleri
Artık iyileştirme, yüksek kükürtlü akaryakıta (HSFO) yönelik talebin devamlı olarak azalmasından ve daha büyük hacimli ve kaliteli orta petrol sıvılarına yönelik büyük talepten ötürü rafineler için büyük önem arz etmektedir. Artık iyileştirme için mevcut teknoloji seçenekleri, gerek atmosferik (AR) gerekse de vakum artık (VR) olsun işlenecek beslemenin zorluğu, metal muhtevası ve istenen dönüştürme düzeyine göre değişiklik göstermektedir. Aşağıdaki tablo, artık dönüştürme ve/veya değerleme bakımından yakın geçmişte iyileştirmelere tabi olmuş yukarıda bahsi geçen prosesleri özetlemektedir.
Tablo 2: Çeşitli dönüştürme tekniklerinde yakın geçmişte yapılan iyileştirme örnekleri
Tekniklerin İsimleri |
Tekniğin Tanımı |
Avantajı |
Mahzurları |
Çözücü Asfalt Ayırma |
Molekül ağırlığa göre ayrıştırma |
Artığı asfaltı ayrıştırılmış petrolden ayırır |
Arıtma sonrası yüksek seviyeler |
FCC iyileştirme |
Daha iyi katalizörler daha ağır/geniş ölçekli hammaddeler |
|
|
Artık FCC/Derin CC |
Akışkanlaştırılmış proses, iki aşamalı rejeneratör |
Düşük maliyetli |
|
Gecikmeli Kok Ünitesi |
Alçak basınçlı düşük geri dönüşüm, düşük kok süreci |
Geniş kapsamlı esneklilik ve yüksek oranda daha hafif maddeye dönüştürme |
Çok fazla su tüketimi; koku adil fiyattan satış zorlaşıyor ve yüksek yatırım maliyeti |
IGCC/Gazlaştırma |
|
Atığın sentez gazına değerlemesi |
|
Sirkülasyonlu Akışkan Yatak Kazanı (CFB) |
Düşük emisyonlu kok değerlemesi |
Muhtemel birleşik üretim |
Katı madde taşıma |
Atmosferik artık DS |
Optimize edilmiş katalizör kombinasyonu |
|
Yüksek yatırım ve İşletim maliyeti |
Vakum artık DS |
Daha yüksek ppH2 |
|
Yüksek yatırım ve İşletim maliyeti |
Çamurlu HC |
Dağılım fazlı katalizör ve yükselen sıcaklık |
Seçici dönüşüm, minimum artık |
|
Artık HC/köpürmeli yatak HC |
Sabit yatak+HT katalizörü |
Metal, sülfür, CCR oranlarını azaltır, yüksek oranda distilat üretir |
|
Isıl parçalama |
Fırın içerisinde ani ısı uygulaması ve ısıtma bölgesinde belli bir süre boyunca parçalama işlemi |
Viskozite oranını azaltır, düşük yatırım maliyeti gerektirir |
Arıtma sonrası yüksek seviyeler, düşük oranda hafif maddeye dönüştürme |
Termal GO/derin termal dönüştürme |
Geri karıştırma için özelleştirilmiş daha düşük iç sıcaklık |
Seçici parçalama, daha düşük yatırım maliyeti |
|
CC – Katalitik Parçalayıcı, FCC – Akışkan Yatak Katalitik Parçalayıcı veya Akışkan Katalitik Parçalayıcı, IGCC – Gazlaştırma Üniteli Kombine Çevrim, DS – Çözülmüş Katı Madde, HC – Hidrokraking, GO – Gazyağı, HT – Yüksek Sıcaklık, CCR – Konradson Karbon Değeri
Örnek 3: İkincil hammadde olarak kullanılan dış atıkların tasfiyesi ve değerlemesine yönelik teknikler
Xxxxxxxxx, kendi artıklarının yönetimi dışında dış atıkların değerlemesi bakımından giderek daha fazla rol oynamaktadır. Bazı atıklar, aşağıda şekilde AB rafinelerinde kısmen besleme stoku olarak kullanılmaktadır:
Atık yağın yeniden rafine edilmesi – petrolü geri dönüştüren nihai kullanıcılar arasındaki en büyük grubu, oto tamirhaneleri, büyük çaplı yağlayıcı tüketicileri (ör. demir fabrikası, madenler, elektrik santralleri, elektrik dağıtım ağları) ve büyük çaplı nakliye filoları oluşturmaktadır.
Atık kauçuğun asfalt gruplarına geri dönüştürülmesi – AB kapsamında kullanılmış tekerleklerin hacmi oldukça fazladır. Bazı proseslerde tekerlekler, toz haline getirilmekte ve daha sonra asfalt grupları ile karıştırılmaktadır.
Rafinelerde hidrojenleştirilmiş atık yağ – yeniden uyarlanmış kükürt arındırma birimleri kullanılarak hayvan ve bitki yağının (atık) geri dönüştürüldüğü örnek uygulamalar vardır: ör. 2011’de faaliyete geçen yılda Cepsa (İspanya) 100 000 m3 üretim yapmayı planlamaktadır. Yağ hidrojenleştirilip daha sonra dizel benzin grupları ile karıştırılmaktadır.
Kaynak: Mineral Yağ ve Gazın Rafine Edilmesi – BREF (2015)