BÖLÜM 5: SİGORTA SÖZLEŞMESİ- I
BÖLÜM 5: SİGORTA SÖZLEŞMESİ- I
1. TANIMI VE ŞEKLİ
1.1. Tanımı
Sigorta sözleşmesi, sigortacının sigorta güvencesini üzerine aldığı ve sigorta etxxxxxxx ise prim ödeme borcu altına girdiği her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. TTK.m.l401’de ise sigorta sözleşmesi şu şekilde tanımlanmıştır: “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir”.
Sigorta sözleşmesi, bir sigorta şirketi (sigortacı) ile sigorta ettirenin karşılıklı anlaşmasıyla kurulur. Uygulamada, sigorta sözleşmesi basılı teklifnamelerin sigorta ettiren tarafından imzalanması ve sigorta şirketinin poliçeyi hazırlayarak müşterisine vermesi ile işlerlik kazanmaktadır. Bu sözleşmeyle sigortacı, belirli konularda sigorta güvencesi sağlarken, sigorta ettiren ise sigortacıya prim ödemeyi kabul eder.
TTK.m.l401/2’ye göre, ruhsatsız bir şirket ile onun bu durumunu bilerek yapılan sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanununun 604 ve 605 inci maddeleri (kumar ve bahis hükümleri) uygulanır.
1.2. Sigorta Sözleşmesinin Şekli
Sigorta sözleşmesinin yapılması hiçbir şekle bağlı değildir[3]. Sigorta ilişkisinin doğması için sigortacı ile sigorta ettirenin sözleşmenin zorunlu unsurları üzerinde yazılı veya sözlü olarak anlaşmaları yeterlidir. Bütün sözleşmeler gibi sigorta sözleşmeleri de iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile meydana gelir. Ancak, yeni TTK.m. 1405/1 ‘de sigortacının susmasına sonuç bağlanmıştır. Buna göre “sigortacı ile sigorta sözleşmesi yapmak isteyen kişinin, sözleşmenin yapılması için verdiği teklifname, teklifiıame tarihinden itibaren otuz gün içinde reddedilmemişse sigorta sözleşmesi kurulmuş sayılır \ Benzer bir düzenleme, hayat sigortalarıyla sınırlı olarak Sigortacılık Kanunu’nda da yer almaktadır (SK.m.11/2). Buna göre, “hayat sigortalarına ilişkin sözleşmelerin yapılmasına dair teklifnamenin sigorta şirketine ulaştığı tarihten itibaren otuz gün içinde sigorta şirketi tarafından reddedilmemesi hâlinde sigorta sözleşmesi yapılmış olur”.
Sigorta sözleşmesinin geçerliliği açısından sigorta poliçesinin düzenlenip düzenlenmemesi önemli değildir. Ancak sözlü şekilde yapılan sigorta sözleşmelerinde ispat sorunu ile karşılaşılabilir. Bu durumda sigorta poliçesi, taraflar arasında bir sigorta sözleşmesinin bulunduğunu ispata yarar. Sigorta poliçesinin de bulunmadığı hâllerde ise ticarî defterler, tarafların beyanları gibi delillerden yararlanılarak sözleşmenin varlığı ispat edilebilir (TTK.m. 1424/3).
1.3. Sigorta Sözleşmesinin Düzenlenmesinde Uyulması Gereken Esaslar
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na göre, sigorta sözleşmelerinin düzenlenmesinde aşağıdaki kurallara uyulması gerekmektedir (SK.m. 11):
Sözleşme Koşullarının Genel Şartlara Uygun Olması: Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir. Ancak, sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine uygun olarak özel şartlar tesis edilebilir. Bu hususlar, sigorta sözleşmesi üzerinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açık olarak belirtilmelidir.
Sigortalının Bilgilendirilmesi: Sigorta sözleşmesinin kurulması ve devamı sırasında sigortacının sigortalıya yeterli bilgiyi vermesi (sigortalıyı aydınlatması) gereklidir. Sigortacılık Kanunu’na göre, sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından, gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar bir yönetmelikle düzenlenir. Buna göre, sigorta sözleşmesinin müzakeresi, kurulması ve devamı sırasında, bilgilendirme yükümlülüğü gereği gibi yerine getirilmemiş veya sigortacı hakkında yanıltıcı bilgi verilmiş ya da yönetmelikte düzenlenen Bilgilendirme Formu gereği gibi teslim edilmemiş yahut Bilgilendirme Formunda yer alan bilgiler gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmiş ve bu hâllerden herhangi biri sigorta ettirenin kararma etkili olmuş ise, sigorta ettiren sigorta sözleşmesini feshedebileceği gibi, varsa uğradığı zararın tazminini de talep edebilir (BİY.m.7).
Sözleşmede Teminat Dışı Risklerin de Gösterilmesi: Uygulamada sigorta poliçelerinde genellikle teminata alınan riskler gösterilmekte, teminat dışı hâller için ise genel şartlara atıf yapılmakla yedirilmektedir. Bu durum, daha sonradan çeşitli uyuşmazlıklara sebebiyet verdiğinden, Sigortacılık Kanunu, sigorta sözleşmelerinde kapsam içine alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış risklerin de açıkça gösterilmesini şart koşmuştur. Ayrıca, Kanun, sözleşmede belirtilmemiş olan riskler için, teminat kapsamında sayılma yaptırımı getirmiştir. Böylece, sigorta teminatı kapsamının sözleşmede açık bir şekilde yazılması zorunlu kılınmıştır.
Sözleşmenin Duru Bir Dile Sahip Olması: Sigorta sözleşmelerinde sorun oluşturan hususlardan biri de, metinde kullanılan terimlerin çoğu kez sigortalı tarafından anlaşılamamasıdır. Sigortacılık Kanunu, bu konuda yerinde bir düzenleme getirerek sigorta sözleşmesinde yabancı kelimelere yer verilemeyeceğini, gerekli durumlarda ise yabancı kelimelerin karşılığı olarak Türk Dil Kurumu tarafından belirlenen kelimelerin kullanılmasının esas olduğunu hükme bağlamıştır.
1.4. Sigorta Poliçesi ve işlevi
Sigorta sözleşmesinin yapılması bakımından sigorta poliçesi, tarafların hak ve borçlarını gösteren ve sigortacı tarafından düzenlenip imzalanan sigorta ilişkisinin varlığını ispata yarayan bir belgedir . Sigorta sözleşmesi yapıldıktan sonra sigortacı, sigorta koşullarını içeren bir poliçe düzenleyerek sigorta ettirene vermek zorundadır. Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur (TTK.m. 1424). TTK.m. 1425’e göre, sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartlan içermeli, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenmelidir. Uygulamada, sigorta poliçeleri, bakanlıkça onanmış sigorta genel şartlarını içeren matbu ve kapsam olarak diğerleriyle aynı özellikleri taşıyan belgeler şeklinde düzenlenmektedir. Ancak, poliçenin ve zeyilnâmenin eklerinin içeriği teklifnameden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehtarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler TTK.m. 1425/2 gereğince geçersizdir.
Poliçede prim borcunun tahsiline ilişkin bir kayıt olmadığı sürece, poliçe makbuz hükmünde değildir . Bu bakımdan, sigorta ettirenin poliçenin kendisine teslim edilmiş olmasını delil göstererek ödeme iddiasında bulunması, bu tür bir kaydı içeren poliçeler (zorunlu trafik sigortası, otobüs zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası poliçeleri gibi) de söz konusu olur.
Poliçenin düzenlenmesinden sonra sigorta genel şartlarında bir değişiklik meydana gelirse, bu durum mevcut sigorta ilişkisini ne şekilde etkiler? Bu sorunun cevabı TTK.m. 1425/3’te sigortalıyı koruyacak şekilde hükme bağlanmıştır. Buna göre, “kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, genel şartlarda sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın lehine olan bir değişiklik hemen ve doğrudan uygulanır. Ancak, bu değişiklik ek prim alınmasını gerektiriyorsa, sigortacı değişiklikten itibaren sekiz gün içinde prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının sekiz gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme eski genel şartlarla devam eder”.
BÖLÜM 6: SİGORTA SÖZLEŞMESİ- II
1. Sigortacının Yükümlülükleri
1.1.Rizikoyu Taşıma Yükümlülüğü:
Aksine sözleşme yoksa sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.
Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.
1.2. Aydınlatma Yükümlülüğü:
“Sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından, gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.” düzenlemesi ile sigorta ettirenin bilgilendirilmesi hususu ilk defa pozitif hukukta yer almıştır.
TTK.m.1423 hükmünde yer alan bu düzenlemenin TTK.m.1452/3 hükmü uyarınca sigorta ettiren, sigortalı, lehtar aleyhine değiştirilmesi mümkün olmayıp, değiştirilmesi halinde kanun hükmü uygulanacaktır.
Tanım: Aydınlatma yükümlülüğü, sigortacı ve acentesinin sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı aydınlatma yükümlülüklerini ayrıca poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigorta ettirene yazılı olarak bildirmesidir.
Kapsam: Sigortacının, sözleşme ilişkisine girmek isteyen sigorta ettireni sözleşmeyle ilgili önemli konularda bilgilendirerek sağlıklı karar vermesini sağlamak amacını güden aydınlatma yükümlülüğü, sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi hakkındaki bilgi eksikliğini gidermeye yönelik olup, sigortacı objektif şekilde sigorta menfaatini ilgilendiren tüm maddi ve hukuki bilgileri aktarmalıdır.
Yükümlüsü ve Muhatabı: Bu yükümlülük sigortacı ve acentesine aittir, muhatabı ise sigorta ettirendir.
İfa Zamanı: Bu yükümlülük öncelikle sigorta sözleşmesinin kurulmasından öncesini kapsamaktadır. Uzun süreli sözleşmelerde tarafların sözleşmenin kurulmasından önce ve devamı sırasında aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Usulü: sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla aydınlatma yükümlülüğü kapsamındaki hususları sigorta ettirene yazılı olarak bildirir.
Yükümlülüğün İhlali ve Sonuçları: aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettirene, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etme hakkı tanınmıştır. Sigorta ettirenin bu sürede itiraz hakkını kullanmaması halinde sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur.
1.3. Poliçe Verme Yükümlülüğü:
Sigortacı sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür.
Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur.
Sigorta ettiren poliçesini kaybederse, gideri kendisine ait olmak üzere, yeni bir poliçe verilmesini sigortacıdan isteyebilir. Poliçenin verilmediği hâllerde, sözleşmenin ispatı genel hükümlere tabidir.
Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir.
Poliçenin ve zeyilnâmenin eklerinin içeriği teklifnameden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehtarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler geçersizdir.
Kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, genel şartlarda sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın lehine olan bir değişiklik hemen ve doğrudan uygulanır.
Ancak, bu değişiklik ek prim alınmasını gerektiriyorsa, sigortacı değişiklikten itibaren sekiz gün içinde prim farkı isteyebilir
1.4. Giderleri Ödeme Yükümlülüğü:
Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır.
Hükmün ikinci fıkrasında eksik sigorta varlığı halinde ise bu giderlerin sigorta bedeli ile sigorta değeri arasındaki oran dahilinde tenzil edilerek ödeneceği öngörülmektedir.
1.5. Tazminat Ödeme Yükümlülüğü:
Sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün doğumu şartları;
Rizikonun sigorta sözleşmesinin süresi içinde meydana gelmesi,
Gerçekleşen rizikonun sigorta teminatının kapsamına giren bir riziko olması,
Riziko ile zarar arasında uygun bir illiyet bağının varlığıdır.
Rizikonun ve dolayısıyla zararın sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmali neticesinde doğmuş olması halinde aksine sözleşme yoksa, sigortacının tazmin yükümlülüğü söz konusudur. Ancak belirtilen kişilerin rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep olmaları halinde sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez.
Aynen tazmine ilişkin sözleşme yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir.
Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve ihbardan kırk beş gün sonra muaccel olur.
Can sigortaları için bu süre on beş gündür.
Araştırmalar, yapılacak ihbardan başlayarak üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının veya bedelin en az yüzde ellisini avans olarak öder.
Tazminatın Ödenme Şekli: Sigorta sözleşmesinde sigortalıya yapılacak ödeme genellikle nakden tazmin şeklindedir.
Bunun yanı sıra sigorta bedelinin poliçe, bono, çek tevdii ile ödenmesi ancak hak sahibinin alacaklı sıfatıyla kabulü üzerine mümkündür.
Ödeme Yeri: İfa yerini taraflar kararlaştırabilir, aksine anlaşma olmadığı takdirde ise alacaklının ikâmetgahında ifa edilecektir.
Tazminatın Ödenme Zamanı ve Sonuçları: sigortacının tazminat ödeme borcu en geç zarar sigortalarında ihbardan kırk beş gün sonra, can sigortalarında ise on beş gün sonra muaccel olacaktır.
Temerrüt halinde sigortalı tazminatın yanında sigortacının mütemerrit olduğu tarihten itibaren temerrüt faizi de isteyebilecektir.
2) Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri
2.1. Prim Ödeme Borcu:
Prim Borçlusu: Sigorta sözleşmelerinde kural olarak prim borçlusu sözleşmenin diğer tarafı sıfatıyla sigorta ettirendir.
Sigorta ettirenle sigortalının ayrı kişiler olduğu başkası lehine sigortada da prim borcunu ödeyecek olan sigorta ettirendir.
Prim Alacaklısı: sigorta himayesi sağlama borcunu üstüne alan sigorta şirketidir.
Sigortacı riziko gerçekleştiğinde ödemekle yükümlü olduğu tazminatı karşılamak üzere bu prime ihtiyaç duyar.
Sigortacı bu prim sayesinde ödeyeceği tazminat dışında yaptığı masrafları da karşılayabilir.
Prim Ödeme Borcunun Kapsamı: Sigorta ettiren sözleşmeyle kararlaştırılmış olan primi ödemekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesi yapılırken prim miktarının gösterilmesi gerekir. Gösterilmediği takdirde sözleşmenin esaslı unsurlarından olduğundan, yokluğu sözleşmenin geçersiz sayılmasına neden olabilir.
Prim Ödeme Yeri: Sigorta priminin sigorta ettirenin sözleşmede gösterilen adresinde ödenmesi öngörülmüş ve tarafların anlaşarak sigorta priminin sigortacının veya acentesinin ikametgahında ödeneceğine dair bir şartın poliçeye konması imkânını tanınmıştır.
Primin Ödenme Şekli: prim sadece para olarak ödenebilir, mal olarak ödenmesi mümkün değildir.
Prim borcunun peşin tahsili esastır.
Taraflar arasında taksitle ödemeye dair bir hüküm yoksa genel kural yani toptan ödeme söz konusu olur.
İlk taksidin nakden ödenmesi şartıyla sonraki primler için kambiyo senedi verilmesi mümkündür.
Primin Ödenme Zamanı: Primin ödeme zamanı sigorta poliçesinin sigortalıya teslimi anıdır.
Kara ve deniz taşıma sigortalarında prim borcu sözleşmenin kurulduğu anda muaccel olur. Bu tür sigortada poliçenin verilip verilmemesinin önemi yoktur.
Prim Borcunun Ödenmemesinin Sonuçları:
İlk Primin Ödenmemesi:
Xxxxxxx Xxxxxxxx Bakımından, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; aksi takdirde sigortacının sorumluluğu başlamayacaktır.
Temerrüt Bakımından, Sigorta ettiren prim borcunu eğer toptan ödenecekse tamamını, taksitle ödenecekse ilk taksidini poliçe teslim edildiği anda ödemediği takdirde temerrüde düşer.
Sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir.
Bu konuda sigorta ettirene bildirim yapılması aranmamaktadır.
Sonraki Primlerin Ödenmemesi:
Xxxxxxx Xxxxxxxx Bakımından, Primin taksitlendirilmesi kararlaştırılmışsa ve herhangi bir taksit zamanında ödenmemişse, ilk primin ödenmesiyle başlamış olan sigorta himayesi devam etmektedir.
Ancak sigortacı himayeye son vermek isterse sözleşmeyi feshedebilir. Fesih için verilen sürenin sonuna kadar sigorta himayesi devam eder.
Temerrüt Bakımından, izleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmez ise, sigortacı sigorta ettirene, noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla on günlük süre vererek borcunu yerine getirmesini, aksi hâlde, süre sonunda, sözleşmenin feshedilmiş sayılacağını ihtar eder.
Bu sürenin bitiminde borç ödenmemiş ise sigorta sözleşmesi feshedilmiş olur.
2.2. Beyan Yükümlülükleri:
Sözleşme Yapılmasında Beyan Yükümlülüğü:
Amacı ve Konusu: Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir.
Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.
Xxxxx Yükümlüsü, sigorta ettirendir; Muhatabı ise sigortacıdır.
Beyan Yükümlülüğünün İfa Zamanı: Sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünün ifa zamanı “sözleşmenin kurulması anı” olarak belirlenmiştir.
Yükümlülüğün sona erme anı ise sözleşmenin kurulmasından sonrasıdır.
Sigorta ettiren kendisinin icabıyla sigortacının kabulü arasındaki zaman sürecinde beyan konusu faktörlerde bir değişiklik olursa onu da beyanla yükümlüdür.
Beyan Usulü: Liste sistemine göre sigorta ettiren, sigortacının hazırladığı menfaat hakkında sigorta sözleşmesi açısından önemli olan sorulara gerçeğe uygun cevap vermekle bildirim yükümlülüğünü yerine getirmiş olur.
Bu sistem kapsamında listede yer almayan ve dolayısıyla sigorta ettiren tarafından cevaplandırılmayan hususlardan dolayı artık sorumluluk söz konusu olmaz.
Beyan Yükümlülüğünün İhlali ve Neticeleri:
İhlal, beyan yükümlüsü tarafından bilinen ya da bilinmesi kendisinden beklenen hallerin bildirilmemesi, eksik veya yanlış bildirilmesi ile gerçekleşir.
Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440’ıncı maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir.
Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır.
Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.
Sözleşme Süresi İçerisinde Beyan Yükümlülüğü:
Amacı ve Konusu: Sözleşmenin süresinde meydana gelen riziko ağırlaşmalarını sigortacıya bildirmek suretiyle onun riziko ve prim arasındaki bozulan dengeyi değerlendirilmesini sağlamak böylece ona, davranışlarını sözleşmenin değiştirilmesi veya sona erdirilmesi yönünden ayarlama imkânı vermek amaçlanmaktadır.
Sigorta ettiren kural olarak bir riziko ağırlaşmasının gerçekleştiğini yani tehlike durumunun tüm olarak sigortacı için uygun olmayan bir şekilde değişmesi sonucunu doğuran bir durumun meydana geldiğini sigortacıya ihbarla yükümlüdür.
Beyanın Şekli ve Süresi:
Sigorta ettirene yüklenmiş olan riziko ağırlaşması beyanı herhangi bir şekle bağlı değildir. Bu yüzden ihbar telefonla, şifahen yapılabilir.
Beyanda Bulunulmamasının Müeyyidesi:
Sigortacı, rizikonun gerçekleşmesinden önce, sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünü kasıtlı olarak ihlal ettiğini öğrenince, birinci fıkraya göre sözleşmeyi feshetse bile, değişikliğin meydana geldiği sigorta dönemine ait prime hak kazanır.
TTK.m.1445/5 ve TTK.m.1445/6 hükümleri uygulanır.
Sigorta Ettirenin Rizikoyu Ağırlaştırması ve Sigortacı Açısından Sonuçları:
Sigortacı sözleşmenin süresi içinde, rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaşması ihtimalini ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshetme veya prim farkı isteme hakkı bulunmaktadır.
Prim farkı talebinin sigorta ettiren tarafından on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme feshedilmiş sayılır.
Bir aylık kanuni süresi içinde kullanılmayan fesih ve prim farkını isteme hakkı düşer.
Riziko Gerçekleştiğinde Beyan Yükümlülüğü:
Riziko gerçekleştikten sonra bunu sigortacıya beyan yükümlülüğünün amacı sigortacının zararın tespiti ile gerektiğinde zararın azaltılması veya artmasının engellenmesi hususunda gereken tedbirleri alabilmesini sağlamaktır.
Böylece sigortacı zararı azaltıcı, genişlemesine engel olacak tedbirleri alabilecek, rizikonun sigorta ettirenin kastından meydana gelip gelmediğini tespit edip, hasarın meydana gelişine ilişkin delilleri toplayarak bunların hem bir savunma vasıtası olarak, hem de zararın tespitinde kullanılabilecek, sadece tedavi masrafları için üçüncü şahısa rücu edebilecektir.
2.3. Bilgi Verme ve Araştırma Yapılmasına İzin Verme Yükümlülüğü:
Sigorta ettiren meydana gelen zararın riziko niteliği taşıyan bir olay sonucu olduğu ve riziko ile hasar arasındaki illiyet bağının bulunduğu hususunda sigortacıya genel nitelikte bir kanaat verecek nitelikteki belgeleri tevdi etmekle bu yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılmalıdır.
Sigortacının talebi üzerine sigorta ettiren bu belgeleri en kısa süre içinde tevdi etmek zorundadır.
Sigorta ettiren bu yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır.
2.4. Zararı Önleme, Azaltma ve Sigortacının Rücu Haklarını Koruma Yükümlülüğü
Bu yükümlülük ile sigorta ettirenin zararın büyüyüp gelişmesine ilgisiz kalmasını önlemek amaçlanmaktadır.
Bu nedenle sigorta ettiren sigortacının zararı azaltıcı, genişlemesine engel olacak önlemleri almasını, rizikonun sigorta ettirenin kastıyla meydana gelip gelmediğini tespit etmesini, zararın gerçekleşmesi ve miktarına ilişkin delilleri toplayarak bu delilleri sigortalıya karşı bir savunma vasıtası olarak ileri sürmesini veya olayda sorumluluğu sabit olan üçüncü kişiye rücu etmesini sağlamak durumundadır.
Bu yükümlülüğün ifasında sigorta ettirene ancak makul düzeyde bir yükümlülük getirilebilecek olup sigortalının daha büyük zararlar doğuracak şekilde önlem alması kendisinden istenemeyecektir.
Sigorta Sözleşmesinin Süresinin Bitmesi: Sigorta sözleşmesi poliçede gösterilen sürenin bitimiyle kendiliğinden sona erecektir.
Rizikonun Gerçekleşmesi veya Sigorta Konusunun Ortadan Kalkması: Rizikonun sigorta süresi içinde gerçekleşmesi halinde tam hasar varsa sözleşme sona erer. Kısmi hasar halinde kalan kısım için sözleşme kural olarak devam eder.
Tarafların Anlaşması: Bütün sözleşme ilişkilerinde olduğu gibi sigorta sözleşmelerine taraflar anlaşarak son verebilirler.
Sigortacının İflası: TTK.m.1418 hükmü uyarınca sigortacının iflası halinde sigorta sözleşmesi sona erer.
3. Sigorta Sözleşmesinin Sona Ermesi
Taraflardan Birinin Fesih Hakkını Kullanması:
Sigortacının fesih hakkını kullanabileceği haller;
Sigorta ettirenin prim ödeme borcunu kanun ve sözleşme hükümlerine uygun olarak ifa etmemesi ,
Sigorta ettiren beyan yükümlülüklerini yerine getirmemesi,
Kısmi hasar hali,
Xxxxxxx ettirenin fesih hakkını kullanabileceği haller;
Sigortacının acze düşmesi,
Sigortacının sorumluluğu başlamadan önce sigorta ettiren poliçede kararlaştırılmış olan prim miktarının yarısını ödeyerek sözleşmeden cayabilir.
Menfaat Sahibinin Değişmesi: Sigorta edilen menfaatin sahibinin değişmesi hâlinde, aksine sözleşme yoksa sigorta ilişkisi sona erer.
4) Zamanaşımı
Sigorta sözleşmesinden doğan her türlü talep hakkı iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Zamanaşımı süresinin başlangıcı alacağın muaccel hale gelmesidir.
Sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Altı yıllık bu zamanaşımı süresinin başlangıcı rizikonun gerçekleştiği tarihtir.
Sorumluluk sigortalarına ilişkin sigortacıya yöneltilecek tazminat talepleri açısından on yıllık zamanaşımı süresi getirilmiştir.
11