UYUŞMAZDIK MAHKEMESİ
UYUŞMAZDIK MAHKEMESİ
ÖZET: ASKİ ile Konut Kooperatifi ara sındaki özel sözleşme (protokol) abo
HUKUK BÖLÜMÜ
neliğinin ferdileştirilerek konut abo
ESAS NO : 1998/4
neliğine geçilmesine ilişkin bulunan
KARAR NO :1998/6
davanın, dayanağını ASKİ-Tarifeler Yö
netmeliğinden alan su aboneliği sözleş
meşinin tabi olduğu özel hukuk hüküm lerine göre adli yargı yerinde çözüm
lenmesinin gerektiği hk.
K A R A R
Davacı Vekili Davalı Vekili O L A Y
: 1) Xxxxxxx Xxxxx, 2) Xxxxx Xxxx
: Av. Xxxxx Xxxx
: ASKİ Genel Müdürlüğü
: Av. Neşe Engin
: S.S. Çamlıca Sakinleri Konut Kooperatifince Batı-
- ı sahibinin
kent Toplu Konut Alanında yaptırılan 12 Blok, 320 (85'i arsa/payına dü şen) konutluk Çamlıca Sitesinde, inşaatı tamamlanıp 1993 yılında fii len iskâna açılan 160 konutun içme suyu ihtiyacı, ASKİ'nin 680145 no'lu toplu konut abonesi olan adıgeçen Kooperatife ait şantiye sayacından giderilmiştir.
İnşaatı tamamlanan 8 Bloka ait site içi içme suyu şebekesi- nin kurulması üzerine ferdi aboneliğe geçilmesi için başvuran Site Yö netimine, ASKİ Genel Müdürlüğü Abone İşleri Dairesi Başkanlığınca veri len 29.1.1997 günlü, 0000-00-000 sayılı cevapta; su aboneliği devam et mekte olan ilgili kooperatif yönetiminin inşaat hesabı kestikten sonra ferdi aboneliğe geçileceği bildirilmiştir.
Daha sonra da, biriken su borcu nedeniyle 1996 yılında hakkıı da icra takibine geçilmiş bulunan kooperatifin bu borçlarını ödemediği gerekçe gösterilerek, ASKİ tarafından, bloklara su sevkeden xxx xxxx sökülmek suretiyle içme suyu kesilmiştir.
1) Davacılar, oturdukları konutları arsa sahibinde dıklarını; bu konutların Kooperatife ait olmadığı gibi, kendilerinin de Kooperatif üyesi olmadıklarını; bu nedenle, Kooperatif adına tahakkuk eden su borcuyla ilgilerinin bulunmadığını; nitekim, Kooperatifin su borcunu ödemediği nedeniyle içme suyunun kesilerek mağdur edilmeleri üzerine Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesince 4.3.1997 gün ve 1997/8 say ile, kendi konutlarıyla ilgili olarak içme suyu şebekesinin açılması ve kapatılmaması yolunda ihtiyati tedbir kararı verildiğini ileri sürerek, Kooperatif uhdesinde bulunmayan konutları için su aboneliğinin ferdileş tirilerek abonman sözleşmesi yapılmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerine 17.3.1997 tarihinde menfi tespit davası açmışlardır.
.1998/4
✓
-2-
ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 14.10.1997 gün ve 1997/173-
696 sayı ile, su aboneliğinin ferdileştirilmesi ve abonman sözleşmesi ya pılması hususlarının idari işlem niteliği taşıdığı; idari işlemlere kar şı açılan davada Mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle görevsiz lik kararı vermiş; bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
2) Davacılar tarafından, adli yargı yerine açılmış o derdest iken, bu kez, ferdi aboneliğe geçilmesi yolunda Site Yönetimin ce yapılan başvurunun reddine ilişkin 29.1.1997 günlü, 0000-00-000 sayı lı işlemin iptali ile su aboneliğinin ferdileştirilerek abonman sözleş mesi yapılmasının sağlanmasına karar verilmesi istemiyle idari yargı ye rine 14.4.1997 tarihinde dava açmışlardır.
ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ; 28.5.1997 gün ve 1997/274-714 sayı
ile, davalı idare ile Kooperatif arasındaki abonman sözleşmesi incelen diğinde, tarafların serbest iradelerine dayanan ve ticari nitelikte bir sözleşme olduğunun anlaşıldığı; kamu gücüne dayanmayan sözleşmedeki dava lı idarenin fesih yetkilerinin karşı taraftan fazla oluşunun, bu sözleş menin özel hukuk sözleşmesi niteliğini etkilemediği; olayda, xxxxx xxxxx lik işleminin yapılmamasının, özel hukuk hükümlerine göre akdedilen abon man sözleşmesinin uygulamasından kaynaklandığı anlaşıldığından davanın
adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davayı görev yö nünden reddetmiş; bu karar da, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacıların, yaklaşık olarak eş zamanlı dava açtıkları yargı yerlerinden en son görevsizlik kararını veren Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin kaydına 8.1.1997 tarihinde giren dilekçeleri üzerine, adli yargı dosyası anılan Hakimliğin 12.1.1988 günlü, 1997/173 sayılı yazı sı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiş olup, böylece adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Xxxxxx Xxxxx'xx Başkanlığında, Üyeler: X.Xxxxxx Xxxxxxxxxxx, M. Xxxxx Xxxx, Xxxxxx Xxxxxxxxx, Xxxxx Xxxxxxxxxxxx, Dr.Xxxx Xxxxx ve Xxxxxxxx Xxxx'xxx katılımlarıyla yapılan 9.2.1998 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa Yeğenoğlu1nun davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli ol duğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcı- larca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Xxxxxxx Xxxxx ile Da nıştay Savcısı Xxxxx Xxxxxxx'xx davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten son ra gereği görüşülüp düşünüldü:
1998/4 -3-
*
Dava, inşaat sahibi adına kayıtlı toplu konut su aboneliğinden fiilen su kullanan davacıların, mevcut aboneliğin ferdileştirilerek ken dileri ile ASKİ arasında konut aboneliği sözleşmesinin yapılmasına karar verilmesi isteminden ibarettir.
Olayda, konut kooperatifi tarafından inşa ettirilen sitede
1993 yılında fiilen iskana açılan 160 konutta oturan gerek arsa sahibin den daire satın alan gerekse kooperatif üyesi olanlar tarafından şantiye sayacından fiilen kullanılan içme suyu bedellerinin, ASKİ'nin toplu ko nut abonesi olan kooperatif adına tahakkuk ettirildiği ve tahsilat yapı lamaması üzerine kooperatif hakkında 1996 yılında icra takibine geçildi ği; davalı idarece, toplu konut aboneliğinin ferdileştirilmesi için, kooperatif yönetiminin inşaatı tamamlanmış ve içme suyu şebekesi kurul muş bloklara ilişkin inşaat hesabını kesmesi ve bu suretle toplu konut
aboneliğinin birikmiş su borcunun tahsil edilmesi gerektiğinin bildiril diği; Ankara 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin E.1997/39 sayılı dosyasında, sözkonusu 160 konut tarafından toplu konut aboneliğinden fiilen su kul lanıldığı hususunun tespit edilmesi üzerine kooperatif yönetimince, su bedeli, gecikme cezaları ve KDV toplamından oluşan fiili kullanım borç larının 160 konuttan hisselerine göre istenildiği; hisselerine göre yap
tıkları ödemeler kooperatif yönetimi tarafından ASKİ'ye yatırıldıktan sonra kendilerine ilişiksiz belgesi verilen konutlara, iskân ruhsatı i- çin ön müracaat belgelerini de ibraz etmeleri üzerine geçici konut abo nelikleri yapılarak su verildiği; ancak, davacıların da aralarında bu
lunduğu 17 konutun, hisselerine düşen ödemeleri yapmadığı ve bu nedenle de konut aboneliğine geçemediği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava ile ulaşılmak istenilen konut aboneliği söz
leşmesi yapılmasının, yine farklı bir abonelik türü olan "öz;el sözleşme (toplu konut) aboneliği"nin ferdileştirilmesinin bir sonucu olarak orta ya çıkması ve bu suretle dayanağını "su aboneliği sözleşmesi"nde bulan bir işlem niteliğini taşıması karşısında, uyuşmazlığın çözümü için, ko nunun yasal dayanağı incelenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması gerek li bulunmaktadır.
2560 sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdür lüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanunun Ek-5. maddesinde (5.6.1986 tarih ve 3305 sayılı Kanunun 3. maddesi ile gelen Ek-4. madde hükmü oluj madde numarası teselsül ettirilmiştir.), bu Kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağına işaret edilmek suretiyle Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi de bu Kanun kapsamına alınmış; anılan Yasanın 3305 sayılı Yasa ile değişik 23. maddesinde "Su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukur
. 1998/4 -4-
ların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılır. Bu tarifele rin tespitinde, yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğ rudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi mas rafları ve %İ0' dan aşağı olmayacak nispetinde bir kâr oranı esas alınır.
Tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esaslar bir yönetmelik ile belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Yasa hükmüne dayanılarak ASKİ tarafından çıkarılan Tarifeler Yönetmeliği ile, ASKİ Genel Müdürlüğü Kuruluş Yasasının 2. maddesinde belirlenen görev ve yetki alanı içerisindeki abonelere gö türdüğü her türlü hizmetin, güvence, bedel ve yaptırımları düzenlen miş; anılan Yönetmeliğin 5. maddesinde, ASKİ Genel Müdürlüğü ile bir hizmet sözleşmesi yapan gerçek ve tüzel kişiler olarak tanımlanan ve a)Su abonesi, b) Atıksu (kullanılmış su) abonesi olmak üzere 2 türde belirlenen abonelikler, 6. maddede, suyun kullanıldığı ve kirletildiği yerlere göre farklı uygulanan 9 grupta toplanmış olup, konut abonesi ile özel sözleşme (protokol) abonesi (toplu konut v.b. protokolle su verilen abonelikler) sözkonusu 9 grup arasında sayılmıştır. Yönetmeli ğin II. Bölümünde abonelik koşulları, tahakkuk ve tahsilat esasları;III Bölümünde su ve atıksu tarifesi esasları; IV. Bölümünde hizmetler ve
güvence tarifesi hususları düzenlenmiş ve V. Bölümünde çeşitli hükümle re yer verildikten sonra son hükümlere ilişkin VI. Bölümünde yer alan
75. maddede, bu Yönetmelik hükümlerinin tamamı veya bir bölümünün abo
ne sözleşmesi metni olarak kullanılacağına işaret edilmiştir.
ASKİ, Anayasada belirtilen mahalli müşterek ihtiyaçları kar şılamak amacı doğrultusunda belediyelerce yerine getirilen kamu hizmet leri arasında yer alan su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere; büyükşehir belediyesine bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliği ni haiz olarak kanunla kurulmuş bir kamu kuruluşudur.
Böyle olmakla birlikte, bu kuruluşun kişilere sağladığı hiz mete ilişkin işlemlerinin yargısal denetimini yapacak yargı düzenini belirleyebilmek için, işlemin özel hukuk ilişkilerinden veya kamusal yetkilerin kullanılmasından doğup doğmadığına bakmak gerekir.
Su satışı işi, bir kamu hizmeti niteliğini taşımakta ise de; ASKİ bu hizmeti, yasanın belirlediği kâr oranından aşağı olmamak üzere kârlılık ve verimlilik ilkelerine ve özel hukuk kurallarına göre yürüt mek durumundadır. Abone ile ASKİ arasında yapılan abone sözleşmesi, daha çok tip sözleşme görünümündedir. Hizmetten yararlanan kişinin, sözleşmeyi idareyle birlikte düzenlemesi yerine katılımı sözkonusudur. Ancak bu durum, idare ile kişi arasında kurulan özel hukuk ilişkisini kamu hukuku ilişkisine dönüştürmez. Çünkü, birçok durumda hizmetin tekel niteliği ve çok kişiye götürülme zorunluluğu, işin, çoğunlukla
1998/4
tip sözleşmeler yoluyla ve kişilerin katılımı ile gerçekleşebilmesini olanaklı kılmaktadır.
Su bedeli ise, su satışı karşılığında maliyet-kâr hesabı göz-
önündeu tutularak yapılacak bir tarifeye ve abone sözleşmesine göre alınmakta; bu suretle, idare ile hizmetten yararlanan arasında sözleşme yoluyla alacak-borç ilişkisi doğmaktadır. Ödenmeyen su bedelinin tahsi li konusunda idareye 6183 sayılı Yasada olduğu gibi bir kamusal yetki ve ayrıcalık tanınmamış olduğundan, tahsilatın özel hukuk hükümlerine göre takibinin gerekeceği açıktır.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi 18.2.1985 günlü, E, 1984/9, K. 1985/4 sayılı kararında, karayollarından, köprülerden alınan geçiş pa rası, su, elektrik, havagazı, demiryolları, hava yolları, kimi hastane ücretleri gibi, ekonomik koşullara göre oluşturulan ve tesislerin bakı mını, idaresini ve yeni yatırımlar yapılmasını sağlamak için yapılan ödemeleri, belirli kamu hizmetleri karşılığında kişilerden alınan, re sim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerden ayrı jcabul etmiştir.
Bu kabule göre, vergi benzeri mali yükümlülükler, genellikle, bir kamu hizmeti karşılığında kamu gücüne dayanılarak tek taraflı yük- letilmekte ve harç ve resime göre, daha çok ücret görünümünde olmasına ve kanunla koyulmasına karşılık, anılan kararda sayılanların yanısıra, su ücretlerinin bu nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalara göre, hernekadar, ortada davacılarla ya pılmış bir abone sözleşmesi yok ise de, bunların mevcut abonelikten fiilen yararlanmış olmaları; diğer taraftan, konut aboneliği sözleşmesi yapılması işleminin, kooperatif yönetimi ile ASKİ arasındaki "özel söz leşme (toplu konut-protokol) aboneliği"nin ferdileştirilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkması ve esas itibariyle kamusal yetkilerin kul lanılmasıyla ilgili olmayıp dayanağını "su aboneliği sözleşmesi ^Tari feler Yönetmeliği)" hükümlerinde bulan bir özel hukuk işlemi niteliğini taşıması karşısında, davanın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı ye rince çözümlenmesi ve bu nedenle de Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.
r I
.1998/ 4 -6-
SONUg : Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın adli yargı yerin de görülmesi gerektiğine, bu nedenle Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi nin 14.10.1997 günlü, E.1997/173, K.1997/696 sayılı görevsizlik kararı nın kaldırılmasına, 9.2.1998 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Selçuk
vV
üye X.Xxxx
Bu 1... ;'
yayımı u y p
-rstc’de
Cask
Üy?e
Xxxxxxx-Xxx^oğlu
/ /
Üye Dr.Xxxx Xxxxx
Üye
Xxxxx Xxxxxxxxxxxx