T.C.
T.C.
XXXXX VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü
ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU
VE KURAKLIKLA MÜCADELE
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
.
T.C.
XXXXX VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü
ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU
VE KURAKLIKLA MÜCADELE
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
Ekim-2015
ÖNSÖZ
Çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklk, günümüzün snr tanmayan ve geleceğimizi tehdit eden en önemli çevresel sorunlarn başnda gelmektedir. Toprak, su, biyolojik çeşitlilik ve diğer hayati öneme sahip doğal varlklarn tahribi ve kayb başta Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülkede yoksulluğun ve açlğn artmasna, yaşam kalitesinin düşmesine ciddi ölçüde neden olmaktadr. Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun geleceğimizi tehdit eden bu sorunlarla mücadelenin güçlendirilmesi, etkilerinin önlenmesi veya en aza indirilmesi tüm ülkelerin ortak sorumluluğu ve amac olmaldr. Bu amaç doğrultusunda ortak eylemlerin oluşturulmasx 0000 Rio Konferans kararlar ve Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözlesmesi ile tüm ülkelerin gündemine girmiştir. Ülkemiz, çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklkla mücadele konularnda gerçekleştirdiği başarl çalşmalar ve elde edilen bilgi ve deneyimlerini diğer ülkelerle paylaşmaya ve bu alanda yürütülen uluslararas etkinliklere katk sağlamaya büyük önem vermektedir. Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansnn (COP 12) 00-00 Xxxx 0000 xxxxxxxxx xxxxxxxx Ankara’da düzenlenmesi bu bakmdan önemli bir frsat oluşturmaktadr.
Ülkemizde çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklk ve bunlarla mücadele konularnda ilgili kurum ve kuruluşlarn, bilim insanlarnn, uygulayclarn, araştrmaclarn ve halkn ortak terimleri benimsemesine ve kullanlmasna imkan sağlayc bir terimler sözlüğüne ihtiyaç vard. UNCCD’nin de üzerinde hassasiyetle durduğu bu eksikliğin giderilmesi amacyla, ağrlkl olarak, çölleşme, erozyon, toprak, bitki örtüsü, topoğrafya, kuraklk, biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliği gibi konularda evrensel tanmlarla da uyumlu ortak teknik terimler havuzu oluşturulmasna ve terim birlikteliğinin sağlanmasna imkan veren bu teknik sözlük hazrlanmştr.
Düşüncenin dili olan kelimelerin doğru alglanmas ve anlamlandrlmas, tüm ilgili kesimlerce ortak terimlerin kullanlmas ile mümkün olabilir.
Bu sözlükte yer alan terimlerin ve tanmlarnn belirlenmesinde uygun ulusal ve uluslararas kaynaklardan yararlanlmştr. Ulusal kaynaklar arasnda özellikle çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklkla doğrudan veya dolayl ilişkili olarak ülkemizde hazrlanmş olan sözlükler ile ulusal stratejiler ve eylem planlarnda, yasa ve yönetmeliklerde yer alan tanmlardan yararlanmaya öncelik verilmiştir. Uluslararas kaynaklar arasnda özellikle Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Teşkilat (UNCCD) ile diğer uluslararas kurumlar tarafndan çölleşme ve çölleşme ile mücadele ile doğrudan ilgili olarak hazrlanan ve bu alanda evrensel olarak kabul gören terimleri sağlayan sözlüklerden yararlanmaya birincil öncelik verilmiştir. Bunun yannda diğer uluslararas sözleşmelerle (İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi gibi) ile ilgili olarak uluslararas kurum ve kuruluşlarca hazrlanmş bulunan sözlüklerde yer alan uygun terimlerden yararlanlmaya da özen gösterilmiştir.
Çok sayda bilim kolunun inceleme alanna girmesi hasebiyle hazrlanan bu sözlük konuyla yakn ilgisi olan birçok bilim insannn görüş ve önerilerini de alarak daha da olgunlaştrlmştr.
Sözlükte toplam 2295 terim ve kavram için tanmlar yer almaktadr. Terimlerin bir bölümü için değişik kaynaklardan alnan birden fazla (iki veya üç) farkl tanmn verilmesi, bilgilerin daha tamamlayc olmas açsndan uygun görülmüştür. Sözlükte yer alan tüm terimlerin İngilizce karşlklar da verilmektedir.
Bilimsel dinamizmin gereği olarak, bu sözlükte baz eksiklikler ve/veya yetersizler olabilir. Yaplacak katklarla çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklkla ilintili daha birçok terimin, zamanla, bu sözlüğe kazandrlmas uygun ve mümkün olabilecektir.
Ülkemizde özellikle çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklkla ilgili hazrlanan bu ilk sözlüğün hazrlanmasnda katk sağlayan çalşma arkadaşlarma ve büyük katk sağlayan akademisyenlere sonsuz teşekkür ederim.
Eserin çevre, doğa, ekosistem, ekoloji, toprak ve kuraklk gibi konularla uğraşan değerli arkadaşlara faydal olmas en büyük dileğimdir.
Xxxxxx XXXX
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü
İÇİNDEKİLER
Sayfa
Önsöz ii
İçindekiler iv
Ksaltmalar v
1. Çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklkla ilgili terminoloji 1
A 3
B 33
C 60
Ç 63
D 80
E 97
F 120
G 126
H 137
I 149
İ 151
J 161
K 163
L 197
M 000
X 000
O 218
Ö 232
P 235
R 242
S 249
Ş 275
T 276
U 314
Ü 319
V 321
Y 324
Z 343
2. Dizin (Türkçe ve İngilizce) 345
3. Yararlanlan kaynaklar 448
Sra Türkçe
Ksaltmann tanmladğ terim
İngilizce
KISALTMALAR
No. 1 | ksaltma ABDG | Arazi Bozulumunun Dengelenmesi | ksaltma LNG |
2 | ABEG | Arazi Bozulumunun Ekonomisi Girişimi | ELD |
3 | ABEP | Alt bölgesel eylem program | SRAP |
4 | ABT | Alt bölgesel teşkilat | SRO |
5 | AFAD | Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlğ | DEMA |
6 | AKAKDO | Arazi kullanm-arazi kullanm değişikliği-ormanclk | LULUCF |
7 | AKS | Arazi kullanm sistemi | LUS |
8 | AMB | Arap Magreb Birliği | UMA |
9 | AÖSS | Arazi örtüsü snflama sistemi | LCCS |
10 | ARY | Afet risk yönetimi | DRM |
11 | BEEÖ | Bölgesel Ekonomik Entegrasyon Örgütü | REIO |
12 | XXXx | Xxxxxsel eylem plan | RAPl |
13 | XXXx | Xxxxxsel eylem program | RAPr |
14 | BIA | Bölgesel İşbirliği Ağlar | RCN |
15 | BİT | Bilgi ve iletişim teknolojisi | ICT |
16 | BKB | Bölgesel koordinasyon birimi | RGU |
17 | BKKS | Bitkilerin Korunmas için Küresel Strateji | GSPP |
18 | BM | Birleşmiş Milletler | UN |
19 | BMBÇS | Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi | UNCBD |
20 | BMÇK | Birleşmiş Milletler Çölleşme Konferans | UNCOD |
21 | BMÇKK | Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalknma Konferans | UNCED |
22 | BMÇMEP | Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Eylem Plan | UNPACD |
23 | BMÇMS | Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi | UNCCD |
24 | BMÇP | Birleşmiş Milletler Çevre Program | UNEP |
25 | BMESIK | Birleşmiş Milletler Ekonomi ve Sosyal İşler Konseyi | ECOSOC |
26 | BMİDS | İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi | UNFCCC |
27 | BT | Bölgesel teşkilat | RO |
28 | BTA | Bilim ve teknoloji ağ | STN |
29 | BTKOM | Bilim ve teknoloji komitesi | CST |
30 | BTKUR | Bilim ve teknoloji kurumlar | STI |
31 | BYMÜ | Brüt yeşil milli ürün | GGDP |
32 | CBS | Coğrafi bilgi sistemi | GIS |
33 | CILSS | Sahel Bölgesinde Kuraklk Kontrolu için Devletleraras Devaml Komitesi | CILSS |
34 | CO2 | Karbondioksit | CO2 |
35 | ÇABK | Çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklk | DLDD |
36 | ÇEM | Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü | ÇEM |
37 | ÇHMK | Çölleşme Üzerine Hükümetleraras Müzakere Komitesi | INCD |
38 | ÇMESEP | Türkiye Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem plan, 2014-2018 | NSAP |
39 | ÇMUSB | Türkiye Çölleşme ile Mücadele Ulusal Strateji Belgesi, 2013- 2023 | NSDC |
40 | ÇŞB | Çevre ve Şehircilik Bakanlğ | MoEU |
41 | ÇTÇA | Çok tarafl çevre anlaşmas | MEAs |
42 | DB | Dünya Bankas | IBRD |
43 | DKY | Doğal kaynak yönetimi | XXX |
00 | XXX | Xxxxxxx alan yönetimi | IAM |
45 | EE | Erozyon endeksi | EI |
46 | EFS | Entegre finans stratejisi | IFS |
47 | EGSÜ | Ekonomileri geçiş sürecinde olan ülkeler | CEIT |
48 | EH | Ekosistem hizmetleri | Ess |
49 | ENHY | Entegre nehir havzas yönetimi | IRBM |
50 | ESKY | Entegre su kaynaklar yönetimi | IWBM |
51 | ESÖ | Ekolojik hizmetler için ödemeler | PES |
52 | EYÇ | Entegre yatrm çerçevesi | IIF |
53 | FAO | Dünya Gda ve Tarm Teşkilat | FAO |
54 | GAKT | Güney Afrika Kalknma Topluluğu | SADC |
55 | GDO | Genetik yaps değiştirilmiş organizma | GMO |
56 | GEF | Küresel Çevre Fonu | GEF |
57 | GLADA | Kurak alanlarda arazi bozulumu küresel değerlendirilmesi | GLADA |
58 | GLASOD | İnsan kaynakl toprak bozulumunun küresel değerlendirilmesi projesi | GLASOD |
59 | GRID | Küresel Kaynaklar Bilgi Sistemi | GRID |
60 | GTHB | Gda Tarm ve Hayvanclk Bakanlğ | MoFAL |
61 | GVE | Geliştirilmiş vejetasyon indeksi | EVI |
62 | HIDS | Havza İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Geliştirilmesi Projesi | WMESEP |
63 | IFAD | Uluslararas Tarmsal Kalknma Fonu | IFAD |
64 | ISTRIC | Uluslaras Toprak Referans ve Bilgi Merkezi | ISTRIC |
65 | IUCN | Dünya Koruma Birliği | IUCN |
66 | İBP | İnsan ve Biyosfer Program | MAB |
67 | İD | İzleme ve değerlendirme | M&E |
68 | İKD | İklim değişikliği | CC |
69 | İP | İşlevsel program | OP |
70 | İRKY | İkili resmi kalknma yardm | BODA |
71 | İŞA | İşlevsel amaç | OO |
72 | KABBS | Küresel arazi bozulumu bilgi sistemi | GLADIS |
73 | KABÇ | Özellikle Kuraklk, Arazi Bozulumu, Çölleşme ile İlgili İzleme Sistemi | DLDD |
74 | KDK | Katyon değişme kapasitesi | CEC |
75 | KGl | Kapasite geliştirme | CD |
76 | KG | Konsolide göstergeler | CONS |
77 | KK | Kolaylaştrma Komitesi | FC |
78 | KM | Küresel mekanizma | GM |
79 | LADA | Kurak alanlarda arazi bozulumunun değerlendirmesi projesi | LADA |
80 | LANDAT | Uzaktan alglama konusunda çalşmakata olan en eski program. | LANDSAT |
81 | MED | Milenyum ekosistem değerlendirmesi | MEA |
82 | MERBIS | Mera Bilgi Sistemi Geliştirme Projesi | PISDP |
83 | MKH | Milenyum kalknma hedefleri | MDGs |
84 | MKP | Birleşmiş Milletler Kalknma Program | UNDP |
85 | NBV | Net birincil verimlilik | NPP |
86 | NDVI | Normalleştirilmiş fark vejetasyon indeksi (NDVI) | NDVI |
87 | NİÜ | Net ilkel üretim | NPP |
88 | OAÜAYG | Orta Asya Ülkeleri Arazi Yönetimi Girişimi | CACILM |
89 | OECD | Ekonomik İşbirliği ve Kalknma Teşkilat | OECD |
90 | OİG | Ortak irtibat grubu | JLG |
91 | OSB | Orman ve Su İşleri Bakanlğ | MoFWA |
92 | PGF | Proje geliştirme finansman | |
93 | PRAIS | BMÇMS Performans Gözden Geçirmesi ve Uygulamann Değerlendirilmesi Sistemi | PRAIS |
94 | ProDok | Proje doküman | ProDoc |
95 | REDD-plus | Ormanszlaşma ve Orman Bozulumundan Oluşan Emisyonlar Azaltmak | REDD-Plus |
96 | Rİ | Rio işaretleyici (Rio göstergeleri) | RM |
97 | RKY | Resmi kalknma yardm (dş yardm) | ODA |
98 | RÜTKD | Revize Üniversal Toprak Kayb Denklemi | RUSLE |
99 | SAY | Sürdürülebilir arazi yönetimi | SLM |
100 | SÇD | Stratejik çevresel değerlendirme | SEA |
101 | SKEY | Su kaynaklar entegre yönetimi | IWRM |
102 | SKK | Sürdürülebilir Kalknma Komisyonu | CSD |
103 | STK | Hükümet dş kuruluşlar (sivil toplum örgütü) | NGO |
104 | SUGGK | Sözleşme uygulamasnn gözden geçirme komitesi | CRIC |
105 | TED | Toplam ekonomik değer | TEV |
106 | TK | Taraflar Konferans | COP |
107 | TKM | Temiz Kalknma Mekanizmas | CDM |
108 | TPA | Tematik Program Ağ | TPN |
109 | TT | Temiz teknoloji | CT |
110 | UA | Uzaktan alglama | RS |
111 | UBS | Ulusal bilinçlendirme semineri | NAS |
112 | UÇMEP | Türkiye Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Program (2006) | DCNAP |
000 | XXXXX | Ulusal Erozyonla Mücadele Eylem Plan | NAPEC |
000 | XXX | Ulusal Eylem Plan | NAP |
115 | UHYS | Türkiye Ulusal Havza Yönetim Stratejisi, 2014-2023 | NSWM |
116 | UKO | Ulusal Koordinasyon Organ | NCB |
117 | UKÖD | Ulusal kapasite öz değerlendirmesi | NCSA |
118 | UON | Ulusal odak noktas | NFP |
119 | WHO | Dünya Sağlk Teşkilat | WHO |
120 | WOCAT | Dünya Koruma Yaklaşm ve Teknolojileri İnceleme Teşkilat | WOCAT |
121 | XXX | Xxxxxx alan endeksi | LAI |
122 | YKE | Yağş kullanm etkenliği | RUE |
123 | YKP | Yerel alan kalknma program | LADP |
1. Çölleşme / Arazi Bozulumu ve Kuraklkla Mücadele
Terimleri
No.
Terim
Türkçe/(İngilizce)
Tanm
A
1. A horizonu
(A horizon)
Bir mineral toprakta, solum denilen toprak katnn üstünde en yüksek organik madde birikmesinin, en yüksek biyolojik aktivitenin olduğu ve/veya alüminyum ve demir oksitlerle, silikat killerinin ykandğ yüzey horizonu.
2. AB horizonu
(AB horizon)
Öncelikli olarak A horizonu olmak üzere hem A hem de B horizonlarnn ortak özelliklerini gösteren mineral toprağn geçiş horizonu.
3. ABC profilli toprak
(ABC Soil)
A, B ve C horizonlarn içeren belirgin olarak gelişmiş bir profili bulunan toprak.
4. Abiotik
(Abiotic)
Yaşamn biyolojik aktivitesinin olmadğn ifade eder. Atmosfer gazlar, inorganik tuzlar, mineral toprak parçacklar ve su gibi ekosistemdeki faktörleri içerir. Bu ayn zamanda tuzluluk, nemlilik gibi organizma yaşamn etkileyen fiziksel ve kimyasal olaylarn tanmnda da kullanlr.
5. Abiyotik faktörler
(Abiotic factors)
Ekosistemlerdeki tüm fiziksel ve kimyasal etkenlerdir. İklime ait şk, scaklk, yağş, hava hareketleri ile litosfer tabakasna ait toprak, kayalar, gibi cansz doğal varlklarn hepsi abiyotik faktörler kapsamna girmektedir.
6. Absorbsiyon (bitki)
(Absorbtion)
Toprak çözeltisinde bulunan besin maddelerinin ozmos yoluyla toprak çözeltisinden kök kllarna doğru yukar çekilmesi.
7. AC profilli toprak(AC soil)
Sadece A ve C horizonlar olan, gelişmiş B horizonu bulunmayan bir profilli toprak.
8. Açk çallk
(Open scrub (open shrubland)
Toprak yüzeyini örtme derecesi 0,6’nn altnda olan çallk.
9. Açk havza
(Open watershed)
Sularn denize ulaştrabilen havzalar. Açk havzalar, akarsularn ky kesimlerde denize ulaştklar ve nemli iklim bölgelerinde görülür
10. Açk kanal
(Open channel)
Suyu serbest yüzle nakleden her çeşit kanal.
11. Açk sistemler (Open systems)
İşlevlerini yapabilmeleri için dş çevreden girdi sağlayan, çktlar üreten, dş kaynaklara bağml olan sistemlerdir. Örnek; orman, çayr, göl ekosistemleri.
12. Adaptasyon (Adaptation)
1) Doğal veya insan sistemlerinde yeni veya değişen bir ortama uyum sağlama.
2) Bir bireyde veya popülâsyonda daha iyi hayatta kalmasn ve gelişmesini sağlayan bir değişim. Değişim süreci, değişen yap veya fonksiyon.
13. Adezyon
(Adhesion)
Birbirine benzemeyen maddelerin birbirini çekmesi ve birleşmesi hali.
14. Adsorbsiyon (Adsorbtion)
Kat parçacklarn temas sathlarnda adezyon kuvvetinin tesisiyle fevkalade ince gaz ve sv tabakasnn absorbsiyon olayndan farkl olarak teşekkülü.
15. Aerobik organizma
(Aerobik organism)
Oksijenli ortamda çalşan, hetetrof organizmalar.
16. Afet
(Disaster, hazard)
Toplumun tamam veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayplar doğuran, normal hayat ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynakl olaylar.
17. Afet etkileri azaltm (afet riski azaltm)
(Disaster mitigation, disaster risk mitigation)
Fiziki tehditlerin (insanlarn oluşturduklar tehditler dahil) potansiyel olumsuz etkilerinin azaltlmas ve bu amaçla, söz konusu tehditlerin, bu tehditlere maruz kalmann ve tehditlere karş zafiyetlerin (krlganllklarn) azaltlmasna yönelik faaliyetlerin yürütülmesi.
18. Afet risk yönetimi
(Disaster risk management)
İnsanlarn güvenliğinin, refah ve yaşam kalitesinin iyeleştirilmesi için, afet riskinin anlaşlmas, önlenmesi, azaltlmasnn geliştirilmesine, afete hazr olmann, tepki vermenin ve zararlarnn tamirinin güçlendirilmesine yönelik stratejilerin, politikalarn ve tedbirlerin tasarlanmas, uygulanmas ve değerlendirilmesi süreçleri.
19. Afet riski (Disaster risk)
Bir toplum veya topluluğun normal işlevine yönelik tehdit oluşturan fiziki olaylar ile hassas sosyal koşullarn etkileşiminden kaynaklanan ve insan, ekonomi ve çevre üzerinde yaygn olumsuz etkiler oluşturan durumlarn ve önemli değişikliklerin belli bir zaman periyodu içinde meydana gelme olaslğ. Bu durum, acilen dş destekli tedbirlerin alnmasn gerektirir.
20. Afet yönetimi
(Disaster management)
Farkl kurumsal ve toplumsal seviyelerde afete hazr olmay, tepki göstermeyi ve üstesinden gelmeyi destekleyen ve güçlendiren stratejilerin, politikalarn ve tedbirlerin tasarm, uygulanmas ve değerlendirilmesi süreçleri.
21. Agregat
(toprak kümesi)
(Aggregate)
Xxxxx bağlayclarla bir araya gelen toprak parçacklarnn oluşturduğu toprak kümesi. Bunlar humus, demir oksit ve karbonatl bir çimento ile bağlanr.
22. Agregat parçalanmas
(Dispersion (soil detachment))
1) Yağmur damlalar veya dolu tanelerinin fiziksel etkisi sonucu toprak parçalarnn (agregatlarnn) kendilerini meydana getiren daha küçük parçalara ayrlmas.
2) Kayalarn fiziksel etkilerle küçük parçalar halinde ufalanmas. Bu olay özellikle dağlk kesimlerin dik yamaçlar boyunca meydana gelir. Dağlan kaya parçalar yerçekiminin etkisi ile yamaç boyunca hareket eder.
23. Agro- biyoçeşitlilik
(Agro- biodiversity)
Tarm sistemlerinde bulunan bitkilerin, böceklerin ve toprak biyotas'nn çeşitliliği.
24. Agro-ekoloji (tarm ekolojisi)
(Agro-ecology)
1) Ekolojinin, tarm ekosistemlerini inceleyip araştran dal. Tarm ekolojisi, tarm ekosistemlerini işleten insanlar da dahil olmak üzere bütün canllarla, ekosistemdeki doğal ve doğala yakn abiyotik faktörler arasnda madde ve enerji konularndaki karşlkl etkileşimi inceleyen bilim daldr.
2) Kültür bitkilerinin yetişme ortam koşullarn inceleyen ve araştran bilim dal.
25. Agro-ekosistem (tarm ekosistemi)
(Agro-ecosystem)
1) İnsanlar tarafndan, esas olarak gda ve gda dş değerli ürünlerin ve hizmetlerin üretilmesi amacyla yönetilen biyolojik doğal kaynak sistemi.
2) İnsanlar tarafndan yararlanlan ekosistemlerdir. Bu ekosistemlerde, yabani ve kültür bitkileri, doğal yaban hayatna ait hayvanlar ile evcil hayvanlar arasndaki karşlkl enerji ve maddesel etkileşimler insanlar tarafndan ayarlanr.
26. Agroforestry (tarm-ormanclk kombine sistemi)
(Agroforestry, agroforestry systems)
1) Ayn alanda tarmsal ürünler ve ağaçlarn beraberce kullanldğ, sosyal, ekonomik ve çevresel faydalar artrarak sağlayan sistemlerdir. Agroforestry sistemlerinde kullanlan ağaçlarn çoğunluğu çok amaçl olup, çeşitli sosyal, ekonomik ve çevresel yararlar sağlar. Bunlar arasnda, toprağ slah eden ve verimliliğini artran, meyve, hayvan yemi, tbbi ve aromatik ürünler, yapacak ve yakacak odun sağlayan, rüzgâr erozyonunu önleyen, gölgeleme, gibi hizmetleri sağlayan ağaç türleri yer alr.
2) Ayn arazide tarm ve ormanclk faaliyetlerinin bir arada yürütülmesi ve tarm ve ormanclk ürünlerinden beraber faydalanma.
27. Agroklimatoloji
(Agro- climatology)
İklimsel ve hidrolojik etmenler ile tarm, hayvanclk ve ormanclk arasndaki ilişkileri konu alan bilim dal, çalşma alan. Amac, iklim bilgilerinin tarmsal amaca yönelik olarak kullanlmas suretiyle tarmsal uygulamalarn iyileştirilmesi, ürün miktar ve kalitesinin artrlmasdr. Agroklimatoloji ve agrometeoroloji ayn amaç ve yöntemi kullanr. Ancak agrometeoroloji günlük scaklk, yağş ve rüzgâr kapsayan hava tahmini üzerinde yoğunlaşrken, agroklimatoloji uzun süreli planlamalarda ortalama verileri kullanr.
28. Agroloji
(Agrology)
Ürün verimliliği ile ilgili olarak topraklarn oluşum, yap, analiz snflandrma gibi özelliklerini inceleyen bilim dal.
29. Agronomi
(Agronomy)
Toprak yönetimi ve tarla bitkilerinin yetiştirilmesi ile ilgili ilkeleri, kurallar, bitki slah, üretim ve idaresi konularn inceleyip araştran bilim kolu.
30. Agronomik önlem
(Agronomic measure)
Bitki örtüsünü koruma ve geliştirme, münavebeli ürün yetiştirme ve uygun toprak işleme tekniklerinin kullanmna dayal toprak ve su koruma önlemleri.
31. Ağaç
(Tree)
1) Ormanlarda doğal olarak yetişen veya emekle yetiştirilen, en az 8 metre boy yapabilen, yaş ve çap ne olursa olsun kökü, gövdesi ve tepesi olan yerli veya yabanc (egzotik) kökenli odunsu bitkiler.
2) Belirgin bir ana gövdesi bulunan, bu gövdeden çkan dal ve sürgünlerin uzamasyla türüne göre ayrt edici bir tepe tac oluşturan, olgun yaşlarda 8 metre’nin üstünde boy yapabilen çok yllk odunsu bitki.
32. Ağaç kabuğu
(Bark)
Odunsu bitkilerin gövde ve köklerinin en dş tabakas. Kabuklu bitkiler arasnda ağaç ve ağaççklar, çallar, asmalar yer alr. Kabuk, vasküler (damarl) kambiyumun dşndaki dokularn tümünden oluşmakta olup, iç kabuk ve dş kabuk olarak iki tabakay kapsar.
33. Ağaç snr (ağaç yetişme snr)
(Tree line)
1) Ağaçlarn büyüme yeteneğini muhafaza edebildikleri habitatn snr. Ağaçlar, bu snrn ötesindeki çevresel koşullara (düşük scaklk, nem yetersizliği, gibi) dayanamazlar. Ağaç snr, ağaçlarn tepe çats kapallğ ile bir orman oluşturabildiği snr/hatt ifade xxxx xxxxx snr terimi ile karştrlmamaldr.
2) Ağaçlarn yetiştiği ortamn üstünden veya altndan geçen snr. Baz yerlerde kuraklk ve vejetasyon devresinin ksalmasna neden olan aşr soğuklar ağacn yetişmesini engeller. Ormann üst snr, Kuzey Anadolu dağlarnda 2400 x’xx, Xxxxxxxxx Xxxxxxx’xx xxx 0000 x’ye yükselir. Bu snrn üstünde ise alpin ot türleri yetişir.
3) Yüksek dağlk arazide yükseklere çkldkça, sert iklim koşullar (soğuk ve don, susuzluk, rüzgâr, radyasyon) nedeniyle ağaçlarn büyüyemediği ve yerini çal ve otlara braktğ alan. Bu snrn üstünde alpin kuşak (yüksek dağ kuşağ) yer alr.
34. Ağaç bozkr (ağaç stepi)
(Tree steppe)
Orman yetişme bölgelerinden bozkrlara geçiş kuşağnda teker teker yaylmş orman ağaçlarnn bulunduğu bozkr ksm.
35. Ağaççk
(Small tree, shrub)
Biyolojik yap olarak “çal” ve “ağaç” arasnda özellikler gösteren, yaklaşk 8 metre’ye kadar boylanabilen, toprak yüzeyine yakn yerlerden itibaren türüne göre bir veya daha fazla sayda ana gövdeye ve bunlarn oluşturduğu nispeten dağnk bir tepe tacna sahip odunsu bitki.
36. Ağaçlandrma
(Tree plantation establishment)
Bozuk orman alanlar veya orman rejimi dşndaki uygun alanlar üzerinde orman ağaç ve bitkilerinin dikimi, ekimi veya iyileştirilmesi faaliyetleriyle oluşturulan orman örtüsü. Ağaçlar genellikle ayn türe ait ve ayn yaşta olup, aralk mesafeleri düzenlidir. Ağaçlandrmann amac odun veya odun dş ürünlerin üretimi (üretim amaçl orman ağaçlandrmas) veya ekosistem hizmetlerinin sağlanmas (koruma amaçl orman ağaçlandrmalar).
37. Ağaçlk alan
(Woodland)
1) Orman olarak snflandrlmayan, 5 m’den yüksek ağaçlarn, % 5-10 orannda kapallk oluşturduğu, 0,5 hektardan geniş alanlar.
2) Ağaçlar ve ağaççklarn beraberce % 10 üzerinde kapallk oluşturduğu alan. Tarmsal ve kentsel kullanm sahalardaki bu çeşit alanlar ağaçlk alan tanmna girmemektedir.
38. Ağr metaller
(Heavy metals)
Zehirlenme ve potansiyel zehirleme ile ilişkili metaller ve yar metaller (arsenik, kadmiyum, krom, bakr, kurşun, cva, nikel, çinko gibi) grubu için kullanlan ad.
39. Ağr otlatma
(Heavy grazing)
Bir merann bir mevsimde ürettiği yem bitkilerinin yarsndan fazlasnn hayvanlara yedirilmesi
40. Ağr toprak
(Heavy soil)
İnce çapl toprak taneciklerinin ve özellikle kilin fazla olduğu toprak. Bu tip topraklar uygun olmayan nem koşullarnda fazla çeki gücüne ihtiyaç gösterirler ve bu nedenle de işlenmeleri güçtür. Havalanma ve drenaj sorunlar yaşanabilir.
41. Ahr hayvanclğ
(Stall feeding)
Ticari amaçla veya temel hayvansal ürünlerin temini amacyla ahrlarda beslenerek et, süt, yumurta gibi hayvansal maddelerin üretimine dayanan hayvanclk.
42. Ahşap Eşik
(Wooden check dam)
Oyuntu slah amaçl odun kullanlarak oluşturulan eşikler. Bu amaçla, 0.6 m derinliğinde, 2 m uzunluğunda ve 1 m genişliğinde temel kazs yaplp açlan çukur içine 13-16 cm çapnda 1.5 m. uzunluğunda ahşap 2 direk kenarlara yerleştirilir. 1 m uzunluğundaki direkler 50 cm aralklarla bu direklere 20’lik çivilerle çaklr ve sabitlenir. Oluşan yapnn içi toprak, taş ve moloz ile doldurulur ve skştrlr. Yapnn üstüne 2 m’lik iki direk tekrar kenarlara yerleştirilir ve çaklp üstüne tekrar 1 m uzunluğunda direkler 50 cm aralkla çaklr ve içi toprak, taş ve moloz doldurulup skştrlr. Bu işlemler her katta tekrar edilerek ahşap eşik, taban 1,5 m yüksekliği 1,6 m savak uzunluğu 4,5 m genişliği 1 m olacak şekilde tesis edilir.
43. Akaçlama- drenaj
(Drainage)
1) Doğal veya yapay tesisler araclğyla ihtiyaç fazlas yüzey veya toprak içi suyunun boşaltlmasna hizmet eden su taşma tesisleri sistemi.
2) Herhangi bir arazide yerüstü ve yeralt suyunun fazlasnn boşaltlmas.
3) Akarsu ve nehirler tarafndan bir sahada yüzeysel akşa geçen sularn oluşturduğu akarsu ağ şekli. Bu terim, drenaj ağ ve drenaj sistemi için de kullanlr. Akarsular, bulunduklar sahann eğim, ana materyalin geçirgenliği, yapsal özellikleri ve akarsu ağnn geçirdiği evrime göre çeşitli drenaj tipleri oluşturur.
44. Akarsu
(Stream)
Yağşlarla yeryüzüne düşen ve kaynaklardan çkp bir yatak içinde bir araya gelerek bir deniz veya göle dökülen sular. En küçüğüne dere, biraz büyüğüne ve devaml akş halinde olana çay, büyüklerine ise rmak veya nehir denir.
45. Akarsu akm azalmas
(Stream flow depletion)
Bir vadi veya belirli bir arazi alanna giren su miktar ile bu vadi ve araziden çkan su miktar arasndaki fark.
46. Akarsu gücü
(Stream power)
Akarsuyun sarf ettiği enerji orandr. Akarsu boyunca potansiyel (gizil) enerji, diğer enerji şekillerine, özellikle kinetik enerjiye dönüşür. Akarsuyun aşndrma ve taşma gücü; yataktan geçen su miktarna, akşkanlğ belirleyen su yoğunluğuna, suyun hzna, yatağn eğimine ve yatağn pürüzlülüğüne bağldr.
47. Akarsu ky erozyonu
(Stream bank erosion)
Çeşitli büyüklükteki akarsularn kylarnda meydana gelen ve akarsu yatağnn kylarnn oyularak yklmas ile bitişikteki arazilerin kaybna neden olan bir erozyon tipi.
48. Akarsu ky erozyonu kontrolü
(Stream bank erosion control)
Çeşitli büyüklükteki akarsularn kylarnda oluşan veya olas tahribatn, ky boyunca söğüt ve kavak gibi ağaçlarn dikilmesi, kazklar çaklp aralarnn çallarla örülmesi, çakl ve taş döşenmesi, blok taşlarn yerleştirilmesi ve benzeri önlemlerin uygulanmas suretiyle korunmas.
49. Akarsu ky orman tampon sistemi
(Riparian forest buffer system)
Akarsu kylarndaki erozyonu önlemek için oluşturulan orman şeridi.
50. Akarsu rejimi
(Stream regime)
Bir akarsuyun veya yatağnn, kararllklar bakmndan durumu. Akm karakteristikleri sonucu yatağ kararl bir duruma ulaşmşsa, o akarsu “rejim” halindedir. Rejim hali kat madde yükü, ancak tamamen etkin olan bir yatakta karşlaşlan bir yüktür. Yatağn etkinliğindeki herhangi bir azalma, ksmi bir hareketsizlik meydana getirir; limit halde ise yatak tamamen hareketsiz hale gelir.
51. Akarsu sediment verimi
(Sediment yield)
1) Akarsuyun drenaj alann terk ederek göl veya denize döküldüğü yerdeki toplam sediment miktardr. Bu miktar ton/yl olarak tanmlanr. Akarsu havzasnn sediment verimi ise ton/km2/yl olarak tanmlanr. Toplam sediment yükünü, akarsuyun yatağndaki yük ile akarsuda yüzer halde taşnan (ask materyali) yük oluşturur.
2) Bir akarsu ve sele, bir sahada erozyon sonucu karşan yük veya bir alanda akarsu veya sellere karşan malzeme miktar. Bu verim, arazinin eğim, bitki örtüsü ve erozyon durumuna ve özellikle ana materyalin taneli olmasna bağldr.
52. Akarsu sedimenti (akarsu tortulu)
(Fluvial sediment)
Akarsularn taşdğ maddelerden oluşan tortul, çökel. Akarsu çökelleri, akarsuyun taşdğ inorganik ve organik maddeler ile çözünmüş haldeki yükün birikmesiyle oluşur.
53. Akarsu yatağ
(Stream bed (stream channel))
Doğal veya yapay devaml veya kesikli olarak içinde akarsu bulunduran belirli su yolu veya iki su kütlesini birbirine bağlayan su yolu.
54. Akarsu yükü
(Stream load)
55. Akdeniz iklimi (Mediterranean climate)
Akarsuyun taşdğ çözünür ve kat haldeki yük. Bu yük miktar kg/gün, ton/gün, ton/ay, ton/yl olarak ifade edilir. Baz akarsular daha çok çözünür halde çeşitli karbonatlar ve tuzlar taşr bazlarnda ise mil, kum, kil, çakl boyutunda olan kat yük daha fazladr. Sularda yüzer halde taşnan yüke su yükü, akarsu yatağnn tabannda sürüklenerek taşnan kum ve çakl boyutundaki malzemelere ise yatak yükü denir.
Yazlar scak ve kurak, kşlar lk ve yağşl geçen bir iklim tipi. Thornhweit’in iklim snflamasna göre yar nemli mezotermal iklim snf içersine girer. Bu iklim Akdeniz çevresinde, Kaliforniya’nn güneyinde, Şilinin orta sahil kesiminde, Güney Afrika kysnda Cape Town civarnda, Avustralya’nn güney sahil bölümünde görülür. Türkiye’de ise kuzeyde Gelibolu yarmadasndan başlayarak Ege ve Akdeniz ky kesimi boyunca hüküm sürer.
56. Akll kullanm
(Wise use)
Ekosistemlerin doğal varlklarnn, insanlarn yarar için, sürdürülebilir kalknma çerçevesinde devamllklarn garanti altna alan bir anlayş ve uyum içinde kullanm.
57. Akm (debi)
(Discharge (rate of flow))
Bir akarsuyun (rmak, dere, kanal, gibi) birim enine kesitinden, birim zamanda geçen su miktar (2 m3/sn gibi).
58. Akm ölçer
(Meter, flow meter)
Debiyi (akm) veya geçen suyun miktarn ölçen bir alet.
59. Akm rejimi
(Flow regime)
Akarsu yatağndan bir ylda geçen su miktarnn değişimidir. Akarsu rejimini, iklim koşullar, topografya, özellikle eğim, jeolojik yap, taşlarn suyu geçirgenlik durumlar ile akarsuyu üzerindeki baraj gibi yaplar belirler.
60. Akş
(Runoff)
1) Bir araziye düşen yağşlarn araziyi aknt kanallar vastasyla terk eden bölümüdür. Toprağa nüfus edemeden araziyi terk eden yüzey akşna yüzeysel akş, akarsu yatağna erişmeden toprağa nüfuz edene taban suyu akş veya taban suyundan szma aknts denmektedir. Toprak ilminde yüzey akş, yalnzca yüzey akş ile kaybedilen suyu; jeoloji ve hidrolikte ise yüzeysel ve yüzey alt akşlarn beraber ifade etmektedir.
2) Belli bir sahaya düşen toplam yağşn doğal veya yapay yerüstü akarsularnda akan ksm.
3) Yağşn buharlaşmayan ve terleme yoluyla uzaklaşan ksm dşnda kalan ve toprak üstünde ve içinde akarak ana su gövdelerine (göl, deniz, gibi) ulaşan ksm.
61. Akş depolanmas
(Detention storage (runoff detention))
Yağş izleyen ksa süre içinde akarsulara akş yolunda veya akarsu sistemi içinde geçici olarak depolanan yağş miktar. Akş depolanmas, yüzeyde veya kanalda tutulan akş kapsarken, Çöküntü (depresyon) depolanmasn kapsamaz.
62. Akş sarfiyat
(Rate of runoff)
Bir yüzeyden birim zamanda akan su miktar
63. Aklimatizasyon
(Acclimatization)
Canllarn scaklk, nem gibi yabanc iklim koşullarna alşmalar süreci. Diğer toplumlara, beslenme koşullarna ve yerleşim şekillerine uyum sağlamas olay.
64. Aktif kök bölgesi
(Active root area)
Klcal köklerin en yoğun olduğu bölge
65. Aktif nüfus
(Active population)
Bir yerde çalşma gücüne sahip olan nüfus. 15-64 yaşlar arasndaki nüfus, faal veya aktif nüfus olarak kabul edilir.
66. Aktüel arazi bozulumu
(Actual land degradation)
Belli fiziki koşullar, bitki örtüsü ve kullanm şekli altndaki bir arazinin uygunluğu ve verimliliğinde, erozyon, tuzlanma, kirlenme ve aşr kullanm gibi nedenlerle meydana gelen azalma.
67. Akifer
(Aquifer)
1) Yer altnda, geçirimsiz bir tabaka üzerinde toplanan su haznesi.
2) Yer altnda, yeralt sularnn üzerinde toplandğ jeolojik yap
68. Akut yoksulluk
(Acute poverty)
Gelir veya hayati temel ihtiyaçlarn karşlanmasndaki yetersizlik. Gda, barnma, temiz su, tedavi, sağlk bilgisi ve eğitimle ilgili eksiklikler ve yetersizlikler akut yoksulluğa yol açmaktadr. Akut yoksulluk özellikle Afrika ve Güneydoğu Asya’nn birçok ülkesinde yaygndr.
69. Xxxx
(Area)
Bir proje, program veya girişim tarafndan hedeflenen toplam alan tanmlamakta olup genelde hektar olarak ifade edilir.
70. Alçak arazi (alçak alan)
(Lowland)
Çevresine göre nispeten düşük yükseltide ve düz arazi.
71. Alçtaş (jips)
(Gypsum)
Bünyesinde kalsiyum sülfat ve su taşyan kaya (CaSO42H2O). Kapal havzalarda çözünür haldeki kireçli ve kükürtlü maddelerin buharlaşmas sonucunda oluşur.
72. Alg
(Algae)
Fotosentez yaparak büyüyen, çoğunluğu tek hücreli mikroskobik geniş bir canl topluluğu. Baz algler çok hücreli olup deniz ve göllerde yaşar, bazlar nemli ağaç gövdelerinde ve toprak yüzeyinde bulunur.
73. Alkoyma (suyun toprakta alkonmas)
(Retention)
Bir drenaj alanna düşen yağş miktarnn yüzeysel akş halinde uzaklaşmasndan sonra arta kalan su olup, yağş ile yüzeysel akm arasndaki su miktardr.
74. Alnabilir besin
(Available nutrient)
1) Element ve bileşiklerin gelişmekte olan bitkiler tarafndan absorbe ve asimile edilmeye hazr (uygun) bölümü.
2) Toprakta bitkiler tarafndan kolaylkla absorbe edilen ve özümlenen bileşik veya element halindeki besin maddesi miktar.
75. Alkali toprak
(Alkali soil)
1) pH’ 8,5 veya daha fazla olan, yüksek düzeyde alkalilik veya %15’den yüksek değişebilir sodyum doygunluğu veya her ikisini birlikte gösteren toprak.
2) Ürün bitkilerinin gelişmelerini önleyecek miktarda alkali iyon (sodyum) içeren toprak.
76. Alkalin toprak
(Alkaline soil)
Kesin olarak tarif edildiğinde pH değeri 7’den büyük olan toprak. Pratik olarak pH değeri 7,5’den büyük olan topraktr. Bu terim genellikle yüzey katmanlar veya kök bölgesi için kullanlmakla birlikte buralardaki bir horizon veya bunlardan alnmş bir toprak örneği için de kullanlr.
77. Alüvyal
(Alluvial)
Akarsular tarafndan taşnp, belirli yerlerde yğşmş olan tortul materyaldir. Türkiye’nin birçok nehir ağz verimli ovalar alüvyal (kum, silt, kil) materyalden oluşur.
78. Alüvyon
(Alluvium)
Akan veya çekilmekte olan suyun etkisi ile çökelen birikinti malzemesi (tortul, sediment).
79. Alpin
(Alpine)
Ağaç yetişme snr üzerindeki yüksek dağ ve yayla alanlarnda yer alan ve soğuk iklimin hakim olduğu yöre.
80. Alpin kuşak
(Alpine zone)
Yerkürede orta ve alçak enlemlerdeki dağlarda ağaç yetişme snrnn üzerinde ağacn doğal halde yetişemediği, çoğunlukla otsularn yetiştiği yüksek dağ kuşağ. Yüksek enlemlerde bu kuşak deniz kysndan başlayabilir.
81. Alpin mera
(Alpine pasture (alpine meadow)
Ormann üst snrndan sonra alpin alanlarda yer alan meralardr. Rakmn fazla olmasndan dolay uç (ekstrem) şartlara sahiptir.
82. Alpin vejetasyon (alpin bitki örtüsü)
(Alpine vegetation)
Yerkürede orta ve alçak enlemlerdeki dağlarda ağaç yetişme snrnn üzerinde ağacn doğal halde yetişmediği kuşakta, çoğunluğunu otsularn ve bodur çallarn oluşturduğu bitki örtüsü.
83. Alt bölgesel eylem program (ABEP)
(Sub-regional action programme (SRAP))
Alt bölgede yer alan ülkelerle danşma ve işbirliği ile hazrlanan bu eylem programlar, ulusal eylem programlarnn geliştirilmesi ve uyumlaştrlmasnda katk sağlar. Alt bölgelere örnek olarak, Bat Afrika, Güney Afrika alt bölgeleri verilebilir.
84. Alt bölgesel teşkilat (ABT)
(Sub-regional organization (SRO))
Belli coğrafi veya jeopolitik snrlar içersinde yer alan ülkeler arasnda işbirliğini, politik ve ekonomik entegrasyonu ve diyalogu geliştirmek, küresel ve Uluslararas sözleşme ve programlarn uygulanmasn güçlendirmek amacyla tesis edilen, uluslararas statüye sahip kuruluştur.
85. Alt familya
(Sub-family)
Sistematikte familyadan önce gelen ve ondan daha küçük bir birlik.
86. Alt havza
(Sub-catchment (sub-watershed))
1) Bir havzay oluşturan küçük havzalardan her biri.
2) Havzann sularn denize boşaltan xxx xxxxxxxx bağl, daha küçük akarsular veya göllerin su toplama alandr.
87. Alt toprak
(Sub-soil)
1) Belirli horizonlar gösteren topraklar içinde B horizonunda, horizonlarn belirgin gelişmediği topraklarda yüzeydeki toprağn altnda yer alan, içinde köklerin normal olarak geliştiği tabaka. Alt toprak, yaklaşk 30-35 cm. derinlikten ana kayaya kadar olan derinliği içine almaktadr. Alt topraklar, özellikle hacm ağrlklar fazla ve bundan dolay da fiziksel özellikleri üst topraklara oranla daha olumsuzdur. Buna rağmen alt toprak, bitkinin büyümesi ve gelişmesi yönünden büyük önemi olan toprak katmandr.
2) Tarm alanlarnda toprağn pulluk katman altnda kalan ksm.
88. Alt toprak işleme
(Sub-soiling)
1) Yağşn toprağa nüfuzunu, köklerin yaylmasn ve havalanmay arttrmak için alt toprağn mekanik olarak gevşetilmesi veya parçalanmas olay.
2) Skşmş bulunan alt topraklar, özel bçak benzeri kesici ksmlar ile kran/yaran çizel, dipkazan ve/veya riper ad verilen aletlerle işleme yöntemi.
89. Alt toprak tarm
(Subsoil farming)
Erozyon sonucu yüzeye çkmş alt toprak üzerinde yaplan, genellikle düşük verim sağlayan tarm türü.
90. Alt tür
(Sub-species)
1) Biyolojik snflamada tür altnda yer alan bir taksonomik düzey.
2) Bir türün özellikle coğrafi veya ekolojik alt birimi.
91. Alternatif enerji kaynaklar
(Alternative energy sources)
Fosil yaktlar ve nükleer enerji dşnda, su, güneş rüzgâr, dalga, jeotermal ve biyolojik kaynaklardan enerji üretimi.
92. Altimetre
(Altimeter)
Hava basncna bağl olarak yükseltiyi ölçen alet.
93. Alüvyal toprak
(Alluvial soil)
1) Jeolojik olarak yakn zamanlarda depolanmş bulunan alüvyon formasyonunda gelişmekte olan ancak halen herhangi bir genetik horizon gelişmesi (toprak oluşum süreci) göstermeyen veya değişime uğramamş olan genç toprak.
2) Akarsuyun taşdğ ince malzemelerin akarsuyun yayldğ alanlarda birikmesi ile oluşmuş topraklar. Alüvyal topraklarn fiziksel ve kimyasal özellikleri ve devaml taşkna maruz kalma Alüvyal malzemenin ayrşmasn, toprağn yüzeyinden ykanan maddelerin altta birikmesini engeller. Ancak uzun müddet taşkna uğramayan alanlarda Alüvyal malzeme veya ana maddenin üzerinde sğ da olsa A horizonu oluşur. Alüvyal topraklarn fiziksel ve kimyasal özelliklerini, Alüvyal malzemenin kaynaklandğ yerlerdeki kayalarn fiziksel ve kimyasal özellikleri tayin eder. Genellikle drenajn iyi olduğu Alüvyal topraklar, besin maddeleri bakmndan zengin ve işlenmesi kolay olduğu için tarma uygundur.
94. Alüvyum
(Alluvium)
Akarsular tarafndan bir yerde yğlan veya akarsular içinde taşnan çakl, kum, silt, kil ve bunlarn her türlü karşmndan oluşan tüm aşnma ürünü materyaller için kullanlan genel bir terimdir.
95. Alüvyal çayr toprağ
(Alluvial meadow soil)
Genç Alüvyal birikintilerden oluşmuş yeralt suyu içindeki toprak. Taban suyu derinde olmadğ zaman buna “gley orman toprağ - Gleysol” denir.
96. Alüvyal koni (birikinti konisi)
(Alluvial cone)
1) Bir akarsuyun dik bir yamaçtan düzlüğe indiği yerlerde oluşan tabakal koni görünümlü tortullaşma.
2) Kat materyal yükü fazla olan akarsularn ova veya oluklara açldğ yerlerde oluşturduğu, yamaçlar fazla eğimli birikinti konisi.
97. Alüvyal taşkn ovas
(Alluvial flood plain)
Akarsu taşknlar ile oluşmuş geniş ovalk alanlar. Kurak dönemlerde kuru olan ovalar, taşkn döneminde sularla kaplanr. Sularn yayldğ alanlarda genellikle ince materyaller birikir. Bu ovalar, akarsu yatağnn çok geniş olduğu yerlerde veya suyun geniş alanlara yayldğ çukur yerlerde bulunur.
98. Alüvyal yelpaze
(Alluvial fan)
Dağlarn dik yamaçlarndan hzl akan suyun taşdğ taşlarn birden düzleşen bölgede yğlmalar.
99. Amaç
(Objective)
Bir projenin veya kuruluşun ulaşmay hedeflediği sonuçlarn kavramsal tanm. Amaçlar, proje uygulamalarnn veya kuruluşun hizmetlerine ilişkin politikalarn uygulanmas ile elde edilecek sonuçlar ifade eder. Amaçlar: misyon, vizyon ve temel değerlerle uyumlu, iddial, ama gerçekçi ve ulaşlabilir olmal, ulaşlmak istenen sonuçlar açk bir şekilde ifade etmeli, ancak bunlara nasl ulaşlacağn ayrntl olarak açklamamal, durum analizi sonuçlarna göre şekillenmeli, orta vadeli bir zaman dilimini kapsamal, önemli dşsal değişiklikler olmadğ sürece değiştirilmemelidir.
100. Xxx xxxxxx
(Main stream)
Bir havzadaki akarsuyun ikincil kollarnn birleşerek oluşturduğu en üst derecedeki akarsu.
101. Xxx xxxx (Parent rock)
Sert ya da gevşek yapda, toprak oluşturan kayalar. Toprağn altnda bulunan sfr derinlikten başlayarak birkaç yüz metreye kadar ulaşabilir. Toprak altnda bulunan veya jeolojik yapy oluşturan kum, çakl, volkan kumu ve tüfü gibi gevşek malzeme veya kireçtaş, mermer, granit, gnays gibi sert kayaç.
102. Xxx xxxx ayrşmas
(Weathering of parent material)
Dünya yüzeyinde ya da yüzeyin yaknnda bulunan kayalarda, atmosferik etkilerle oluşan tüm fiziksel ve kimyasal değişimler. Bu, toprak oluşumunun ilk aşamas olarak kabul edilir.
103. Ana sel deresi
(Main flood basin)
Bir su toplama havzasnn, sel derelerinin 3.00 m’den daha derin olan ksmndan birikinti konisine kadar (boğaz bölgesi dahil) olan bölümü. Ana sel deresi mecra slahnda, havzann en önemli bölümüdür. Dere havzasnn bu bölümünde alnacak önlemlerin türü, miktar ve boyutlar, yukar havzann karakteristikleri ile yakndan ilgilidir. Su toplama havzasnn genişliği, bitki örtüsü durumu, toprak, jeoloji, eğim, hidrolojik karakteristikleri boğaz bölgesinde slah çalşmas yaplp yaplmayacağ, çalşlacaksa yaplacak tesislerin niteliklerinin tayininde etken olur.
000. Xxxxxxxx xxxxxx
(Xxxxxxxx wind)
Yamaca doğru yükselen scak rüzgâr. Dağlar arasnda yer alan bir vadide aşr radyasyonla snan vadi tabanndan yamaçlara doğru yükselen scak hava lokal olarak snmaya neden olur. Buna vadi rüzgâr da denir.
105. Anahtar tür
(Keystone species)
1) Bir ekosistemden yok olmalar halinde, diğer tür popülasyonlar üzerinde ortalamadan daha yüksek bir değişime yol açacak tür veya toplumda diğer türlere nazaran orantsz derecede büyük etkiye sahip tür.
2) Yoksunluğu durumunun, ait olduğu toplumun ekolojik bileşimini (kompozisyonunu), yapsn veya işlevini, bol olarak bulunmas durumuna göre çok daha fazla etkilediği tür.
3) Bir topluluğun hayatiyetini sürdürmesinde önemli etkisi, belirleyici özelliği olan tür. Örneğin baz bitki türleri, gölgeleme yaparak ve diğer organizmalar besleyerek ortamda biyolojik açdan kritik bir rol oynarlar.
106. Andezit
(Andesite)
İsmini And dağlarndan alan, ince taneli, cams maddeli, plajyoklas, amfibolit ve mika içeren volkanik kökenli yüzey kayas. Ankara çevresinde bol bulunduğu için buna Ankara taş da denir. pH değeri 7 civarndadr.
107. Ani taşkn (ani sellenme)
(Flash flood)
Genellikle küçük bir saha üzerinde çok şiddetli bir yağş sonrasnda meydana gelen, ksa süreli, ani çkşl ve nispeten yüksek zirve sarfiyat olan taşkn. Bu sellerin taşdğ malzeme miktar fazladr. Türkiye’de doğal bitki örtüsünün yok edildiği fazla eğimli yerlerde, ilkbahar sonu ve yaz başlarnda meydana gelir. Ani sellenme bazen önemli can ve mal kayplarna neden olur.
108. Anz
(Stubble)
Ekinleri biçtikten sonra tarlada kalan sap ksmlar ve bunlarn bulunduğu tarla. Anz, yağşn özellikle eğimli arazilerde toprağa doğrudan doğruya düşmesini önlemekte, yağmur şiddetinin düşmesine neden olarak yüzey akş hzn düşürmekte, yağmur suyunun toprağa szmasn artrmakta ve erozyonun şiddetini azaltmaktadr.
109. Anz yakma.
(Stubble burning)
Üreticilerin hasat sonras tarlada kalan anz artklarndan kurtulmak için bunlar yakmas. Bu durum topraklarda humus ve nem kaybna ve erozyonun hzlanmasna neden olmaktadr.
110. Anormal
(Abnormal, anomaly)
Normalden önemli ölçüde sapan.
111. Antropik toprak
(Anthropic soil)
Doğal topraklarn insanlar tarafndan sürekli işlenmesi ve uygun olmayan kullanmlar sonucu oluşan toprak.
112. Antropojen bozkr
(Anthropogenic steppe)
İnsan etkisi ile ormanlarn tahrip edildiği yerleri istila eden ve o alanlarda yetişen bozkr bitkileri. Türkiye’de İç ve Doğu Anadolu bölgelerindeki alanlarn büyük bölümü, burada yetişen kurakçl ormanlarn tahrip edilmesiyle meydana gelmiş antropojen bozkrlarla kaplanmştr.
113. Antropojen ekosistemler
(Anthropogenic ecosystems)
İnsanlarn çeşitli etkileriyle tamamen değiştirilmiş doğa koşullarnn ve insan yaps varlklarn yer aldğ çevrelerden oluşan ekosistemlerdir. Kent ekosistemleri ve slah edilmiş bitkilerin yetiştirildiği yeşil alan ekosistemleri buna örnek olarak verilebilir.
114. Antropojen emisyon (insan kaynakl emisyon)
(Anthropogenic emission)
İnsan faaliyetleri ile ilişkili olarak oluşan sera gazlar, aerosollar ve sera gaz oluşturucu maddelerin meydana getirdiği salnmlardr (emisyonlardr). Bunlar, fosil yaktlarn yaklmas, ormanszlaşma, arazi kullanm değişiklikleri, hayvanclk, gübreleme, gibi faaliyetler nedeniyle oluşan net salnmlar kapsar.
115. Antropojen etkiler
(Anthropogenic influences, (anthropogenic impacts)
İnsanlarn doğal bir olay ve doğa üzerindeki uzun süreli etkisi. Örneğin aşr kesim, traşlama, aşr otlatma ve aşr yararlanma sonucunda ormanlarn tahrip olmas. Anadolu’daki antropojen bozkrlar bu şekilde ormanlarn insan etkisi ile tahribi sonucunda meydana gelmiştir.
116. Antropojen (insan kaynakl)
(Anthropogenic, human induced)
İnsan etkisi olan, insan etkisi ile oluşturulan.
117. Ara bağlantlar
(Inter-linkages)
Süreçlerin, faaliyetlerin veya uluslararas anlaşmalarn aralarndaki bağlantlar.
118. Arap Magreb Birliği
(Arab Magreb Union (UMA))
1989 ylnda kurulan ve Cezayir, Fas, Tunus, Libya ve Moritanya ülkelerini kapsayan Arab Magreb Birliği (AMB), diğer etkinlikleri yannda, Kuzey Afrika ülkelerine Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin uygulamalaryla ilgili yardm sağlayan bir alt bölgesel hükümetler aras kuruluşudur.
119. Arazi
(Land)
1) Toprak, bitki örtüsü ve diğer canllar kapsayan biyo-üretken karasal sistem ve sistem içinde işleyen ekolojik ve hidrolojik süreçler.
2) Toprak, iklim, topografya, ana materyal, hidroloji ve canllarn değişik oranda etkileri altnda bulunan yeryüzü parças.
120. Arazi bozulumu
(Land degradation)
1) İklimsel değişiklikler ile fiziksel, biyolojik, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel etmenler ve bunlar arasndaki karşlkl etkileşimler sonucunda, belirli zaman süreci içinde, ilgili arazideki (ekosistemdeki) potansiyel biyolojik varlklarn sürdürmekte olduklar ekonomik ve ekolojik işlevlerinde ve hizmetlerinde olan azalma, bozulma veya yok olmadr. “Çölleşme”, arazi bozulmas sürecinin ulaştğ son aşamadr.
2) Arazinin insan faaliyetlerinden kaynaklanan nedenlerle, doğal süreçlerle daha da şiddetlenen ve boyutlar iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kayb nedeniyle sklkla artan şekilde, biyolojik ve ekonomik üretkenlik kapasitesinin herhangi bir şekilde azalmas veya kaybedilmesi.
3) Doğal olaylar ve/veya insan faaliyetleri nedeniyle, tarm alanlarnn yan sra, bozkr, mera, maki/fundalk, ağaçlk ya da ormanlk alanlarda toprağn su ve rüzgâr erozyonuyla kaybedilmesi başta gelmek üzere, toprağn fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin bozulmas, bitki örtüsünün uzun süreli kayb ve bunlarn sonucunda arazinin ekolojik ve ekonomik verimliliğinin azalmas veya kaybdr.
121. Arazi Bozulumunun Ekonomisi Girişimi
(The Economics of Land Degradation Initiative (ELD))
Arazi ve arazi ekosistemlerinden elde edilen ekonomik yararlar ile ilgili küresel açdan değerli bilgiler ve veriler üzerinde, politika, bilim ve özel sektörden paydaş temsilcilerinin beraberce odaklanmasn ve çalşmasn sağlayan bir platformdur.
122. Xxxxx Xxxxxxxxxxx Dengelenmesi (ABDG)
(Land Degradation
1) Ekosistemden sağlanan hizmetleri desteklemek için gerekli olan sağlkl ve verimli arazi kaynaklar miktarnn belirlenmiş zamansal ve mekansal ölçekler dahilinde ayn kalmas veya artmasnn sağlanmas.
Neutralization (LDN)) | koşullarn oluşturmak. | |
123. | Arazi | 15.3.2020 itibariyle çölleşmeyle mücadele, çölleşmeden, kuraklktan ve |
Bozulumunun | sellerden olumsuz etkilenmiş araziler dahil olmak üzere bozulmuş arazi ve | |
Dengelenmesi | toprağn restorasyonu ve arazi bozulumunun dengeli olduğu bir dünyaya | |
Hedefi | erişmek için çaba harcanmas. | |
(Land Degradation | ||
Neutralization | ||
Target) | ||
124. | Arazi | Kaynaklarn tahsis edilebileceği farkl potansiyel arazi kullanmlarnn ve |
değerlendirme | belli amaçlarla kaynak kullanmlarnn arazi üzerindeki etkilerinin | |
(Land appraisal, | değerlendirilmesi. | |
land resource | ||
assessment) | ||
125. | Arazi drenaj | Toprağn suyla aşr doymasn, zararl miktarlardaki tuz birikmesini ve |
(Land drainage) | toprak yapsnn kötüleşmesini önlemek veya böyle durumlardan kurtulmak amacyla arazilerden fazla sularn uzaklaştrlmas. Bu işlem özellikle tarm | |
arazisinde yaplyorsa buna “tarm arazisi drenaj” da denilmektedir. | ||
126. | Arazi eğimi | Bir arazinin yüzeyinin yatayla yaptğ aç. |
(Land slope) | ||
127. | Arazi | Sadece karalar üzerinde bulunan ekosistemlerdir. Alt adet temel karasal |
ekosistemleri | ekosistem arasnda: tundralar, taygalar, lman kuşak yaprakl ormanlar, | |
(Land based | tropikal yağmur ormanlar, otluk alanlar ve çöller yer alr. | |
ecosystems) | ||
128. | Xxxxx etüdü | Yerel düzeyde bilgilerin, arazi incelemeleri, gözlemler, ölçmeler, çizimler ve |
(Field survey, | mülakatlar vastasyla toplanmas ve derlenmesi. |
2) Ekosistemlerden sağlanan hizmetleri sürdürmek için gerekli olan sağlkl ve verimli arazi kaynaklarnn miktarnn ayn kaldğ veya arttğ dünya
land survey)
129. Arazi slah
(Land reclamation)
Bataklk, taşlk, sazlk, tuzlanmş ve kurak arazileri slah ederek ürün yetiştirmeye ve yerleşime uygun hale getirme işlemi.
130. Arazi izleme sistemi (Türkiye’nin)
(Land monitoring system (of Turkey))
Orman ve Su İşleri Bakanlğnca hazrlanan, Avrupa Çevre Ajans standart snflandrmas ve metodolojisi doğrultusunda uydu görüntülerinin yorumlanmas ile elde edilen arazi örtüsü (0000-0000-0000) verileri, uydu görüntüleri ve bu verilerden hazrlanan istatistiki verilerin sunulduğu internet tabanl uygulamadr. Sistem konumsal ve istatistiki verileri içermektedir. PostgreSql veritaban üzerine kurulmuş, php ve html kodlama ile geliştirilmiştir. OSİB sunucularnda çalşan Sistem barndrdğ konumsal verileri OGC (Open Geospatial Consorsium) standartlarnda Mapping, WMS ve WFS olarak ArcGIS Server üzerinden servis etmektedir.
131. Arazi kabiliyet snflamas
(Land capability classification)
1) Toprak bozulmasna neden olmayacak şekilde arazinin en uygun kullanm şeklini belirlemek için kullanm ve koruma verilerini bir araya getirerek temel toprak etütlerine ve iklim koşullarna dayal yaplan plânlamalara yönelik arazi snflamas. Bu snflama, toprak koruma ve kullanma verilerinin birlikte değerlendirilerek nitelikleri bakanlk tarafndan belirlenen, arazi kullanma kabiliyet snflar da denilen I'den VIII’e kadar yaplan snflamadr.
2) Toprak çeşitlerinin, entansif kullanma karş kapasitelerine ve devaml kullanmlarnn sağlanmas için talep edilen muamelelere göre özel birimlere (ünitelere), alt snflara ve snflara ayrarak gruplanmas.
132. Arazi (tarla) kapasitesi
(Field capacity)
1) Bir toprağn su ile doygun hale geldikten 2-3 gün sonra ve serbest drenajn pratik olarak kesildiği anda toprakta kalmş suyun yüzde miktar. Toprak su potansiyeli -33 kPa’dadr.
2) Zemin içindeki gravite ile drene edilebilecek suyun alnmasndan ve aşağya doğru olan akmn durmasndan sonra zemin içinde kalan artk su. Yeralt suyu terimleri içinde kalc su terimi ile benzerdir. Ancak kalc su hacm cinsinden verildiği halde arazi kapasitesi ağrlk cinsinden ifade edilir.
133. Arazi kullanclar
(Land users)
Toprak, su, orman veya bunlarn kombinasyonlarnn kullanmna dayal ekonomik faaliyetlere sahip bireyler veya gruplar.
134. Arazi kullanm
kabiliyeti haritas
(Land use capability map)
1) Arazilerin, erozyon durumu, eğim derecesi, mevcut kullanma şekli ve diğer özellikleri ile ilgili bilgilerin dikkate alnmasyla hazrlanan ve kullanma kabiliyet snflar, alt snflan ve/veya birimlerine göre dağlmn gösteren harita. Bunlar ayrntl temel toprak haritalarnn yorumlanmasyla çizilebilirler.
2) Arazilerin potansiyel kullanmlarn belirlemek amacyla geliştirilen haritalardr. Bu amaçla farkl göstergelerden yararlanlmakta olup, bunlar arasnda en çok kullanlan beşi: xxx xxxx, toprak tipi, meyil, erozyon çeşidi ve derecesi ve bitki örtüsüdür. Bunlar daha bilimsel olarak, litoloji, edafiloji, topografya, meyil ve biyotik özellikler olarak ifade edilebilir. Potansiyel yararlanmalar hakknda bilgi sağlayan arazi kullanm kabiliyeti haritalar, aktüel kullanm gösteren arazi kullanm haritalar ile karştrlmamaldr.
135. Arazi kullanm
kstlamas
(Land-use restriction)
Araziden belli kullanmlarda yararlanamama veya araziyi belli bir süre kullanamama.
136. Xxxxx kullanm plan Uzun bir dönem içinde genel reform sağlanmasna en iyi bir şekilde hizmet
(Land-use plan)
etmek üzere arazi kullanmay ve bu kullanmann gerçekleşmesi için gereken usul ve yollar formüle eden gelişme planlar.
137. Arazi kullanm
planlamas
(Land use planning)
1) Her ölçekte plânlamaya temel oluşturmak üzere, toprağn ve diğer çevresel kaynaklarn bozulmasn önlemek için ekolojik, toplumsal ve ekonomik şartlar gözetilerek, sürdürülebilirlik ilkesine uygun, farkl arazi kullanm şekillerini oluşturmaya yönelik toprak ve su potansiyelinin belirlenip, sistematik olarak değerlendirilmesini ve birbirleri ile olan ilişkilerini ortaya koyan aklcl arazi kullanm plânlamas.
2) Arazinin uzun süre içindeki kullanm biçimini genel refah ve gelişmeye hizmet edecek şekilde sağlayacak ve bu çeşit kullanmlarn gerçekleştirilmesi için yöntem ve araçlar formüle edecek planlarn geliştirilmesi.
3) Uzun bir süreç içerisinde halk refahna etkisi dokunacak arazi kullanmnn ve araziden yararlanma şekillerinin gerçekleşmesi için yol gösteren planlar hazrlama işi.
138. Arazi kullanma
şekilleri
(Land use types)
1) Potansiyel arazi kullanmlarnn belirlenmesi için yerel, bölgesel veya ülkesel ihtiyaçlar gözetilerek tarmsal ve tarm dş arazi kullanm türlerinin belirlenmesi.
2) Arazinin hali hazr kuru tarm, sulu tarm, mera, orman, yerleşim yeri, terk ve benzeri kullanm şekilleri.
139. Arazi kullanm
(Land use)
1) Belli bir arazi parças üzerinde tarm, mera ve ormanclk açsndan uygulanmakta olan faaliyet çeşidi.
2) Arazi ile doğrudan ilişkisi olan, arazi kaynaklarnn kullanm veya onlar üzerinde etki yaratma ile alakal insan faaliyetleridir. Diğer bir tanma göre, arazi kullanm, bir arazinin hangi sosyal ve ekonomik amaçlarla yönetildiği ile ifade edilebilir (otlatma, odun istihsali, koruma, gibi). Belli bir arazi kullanm bir veya birçok arazi parças üzerinde yer alabileceği gibi, farl birçok arazi kullanm uygulamalarnn ayn bir arazi parças üzerinde uygulanmas da mümkündür.
140. Arazi kullanm-arazi Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryas tanmna göre AKAKDO: kullanm değişikliği- "insanlarn oluşturduğu arazi kullanmlar, arazi kullanm değişimleri ve
ormanclk (AKAKDO)
(Land use, land-use change and forestry (LULUCF))
ormanclk faaliyetleri sonucu oluşan sera gaz salmlarn ve bunlarn uzaklaştrlmasn kapsayan sera gaz envanteri sektörü"'dür. AKAKDO küresel karbon döngüsünü etkilemekte ve bu kapsamdaki faaliyetler, iklimi etkileyen atmosferdeki karbon dioksit miktarnn artmasna veya azalmasna neden olmaktadr.
141. Arazi kullanma
kabiliyeti
(Land use capability)
Arazinin, aşr erozyon ve verimlilik kaybna yol açmakszn, ürün yetiştirme veya başka kullanmlar için uygunluğu.
142. Arazi kullanma
kabiliyeti alt snf
(Land use capability sub-class)
Ayn önemde muhafaza problemleri bulunan arazi kabiliyet birimleri grubu.
143. Arazi kullanma
kabiliyet snflar
(Land use capability classes)
Arazi kullanma kabiliyeti (AKK) snflamasnda kullanlan en büyük snflar olup, arazilerin toprak işlemeli tarmda kullanlmalar srasnda söz konusu olacak erozyon riskinin derecesine göre ayrlrlar. Birinci snftan dördüncü snfa kadar olan araziler toprak işlemeli tarmda kullanlr, ancak artan riske sahiptirler. V-VII. snf araziler devaml bitki örtüsü altnda bulundurulmak zorundadr. VIII. snf arazilerden sadece milli park veya su toplama havzas olarak yararlanlr.
144. Arazi kullanma
kabiliyeti snflandrlmas
(Land use capacity classification)
Toprak etütlerinde haritalama ünitelerini ve arazi kullanma kabiliyetinin ünitelerini alt snflar, snflar ve genel ksmlar olarak snflandrma.
145. Arazi örtüsü
(Land cover)
Genellikle bitki örtüsü veya onun yoksunluğu cinsinden ifade edilen fiziki arazi örtüsü. Arazi kullanm ile ilişkili olmakla beraber eş anlaml değildir.
146. Arazi örtüsü değişimi
Arazinin insanlar tarafndan kullanm veya yönetimi neticesinde arazi örtüsünde meydana gelen değişikliklerdir. Arazi örtüsü değişikliği,
(Land cover change) evapotranspirasyon, sera gaz kaynaklar ve yutaklar veya iklim sisteminin diğer nitelikleri üzerinde etkiler oluşturur. Arazi değişikliği konusundaki
çalşmalar şu konular üzerine odaklanr: (i) değişmelerin nerede meydana geldiği; (ii) hangi arazi örtüsü tiplerinin değişmekte olduğu; (iii) meydana gelen değişiklik tipleri; (iv) arazi değişikliği oranlar ve miktarlar; (v) değişime neden olan nedenler ve etkenler. Tüm bu çalşmalarn nihai amac, meydana gelen değişiklik eğilimlerinin anlaşlmas, sonuçlarnn değerlendirilmesi ve yönetimi ve gelecekteki değişiklik senaryolarnn tanmlanmasdr.
147. Arazi örtüsü snflama sistemi (AÖSS)
(Land cover classification system (LCCS))
Birleşmiş Milletler Gda ve Tarm Teşkilat (FAO) tarafndan, belli kullanm ihtiyaçlarnn karşlanmas ve haritalama uygulamalar için geliştirilen, kapsaml, standart bir snflandrma sistemidir. Bu, mevcut snflandrmalar ve lejantlarla bağlantlar mümkün klan bir seri bağmsz teşhis kriterini kullanan bir sistemdir.
148. Arazi reformu
(Land reform)
1) Bir ülkede sosyal ve siyasi yönden arazi kullanm hakk, bölüşümü ve iyileştirilmesi yönünde meydana gelen değişme. Arazi reformu; arazi kiralama siteminin iyileştirilmesi, topraksz çiftçi ailelerine toprak verilmesi ve kullanma hakk tannmas, küçük tarm alanlarnn toplulaştrlmas, toprak
slah ve tarm alanlarnn amaç dş kullanmlarnn önlenmesi, gibi işlevleri kapsar.
2) Topraktan daha fazla ürün almak, tarm için harcanan emeğin daha verimli kullanlmasn sağlamak ve bazen topraksz olan köylülere toprak dağtmak için devlet tarafndan yaplan uygulama. Arazi reformunda bazen küçük birimler halindeki topraklar büyük parçalara, bazen de büyük toprak parçalar daha küçük işletme birimlerine dönüştürülür.
149. Xxxxx rehabilitasyonu
1) Baz zararl süreçler (sanayi faaliyetleri, doğal afetler, gibi) sonucu bozuluma uğramş belli bir arazinin daha önceki durumunun bir derecesine geri
(Land rehabilitation) döndürülmesi, iyi koşullarnn, işlevlerinin ve kapasitelerinin xxxx xxxxxlmas süreci. Madencilik, tarm, ormanclk ve benzeri alanlarda yürütülen birçok
proje ve kalknma amaçl faaliyetler de arazi bozulumuna neden olabilmektedir.
2) Bozulmuş bir ekosistem veya habitattaki belli ekosistem hizmetlerinin yeniden kazanlmas.
150. Arazi şekli
(Landform)
Dünya yüzeyi üzerinde, aşnma, birikme ve yer hareketleri sonucu oluşmuş plato, dağ ve tepelik gibi kendine özgü dağ şekli, özelliği.
151. Arazi snflamas
(Land classification)
1) Arazi birimlerinin, arazinin özelliklerine ya da belli amaçlar için uygunluğuna göre çeşitli kategorilere ayrlmas.
2) Baz özel kullanmlar için arazilerin nispi uygunluklarn göstermek amacyla arazi birimlerinin snflandrlmas.
152. Arazi tasarrufu
(arazi kullanm imtiyaz)
(Land tenure)
Belli bir alana girme ve bu alan kullanma hakkdr. Tasarruf hakk bir arazideki tüm kaynaklar için olmayp, sadece belli kaynaklarla snrl da olabilir. Tasarruf haklar, bireyler, topluluklar, hükümetler, tüzel kişiler veya firmalar tarafndan sahiplenmiş olunabilir.
153. Arazi tesviyesi (tarmsal arazi)
(Land leveling)
Sulama yaplacak arazilerde suyun toprağa homojen olarak uygulanmasn kolaylaştrmak amacyla tarla yüzeyinin düzleştirilmesi.
154. Arazi toplulaştrmas Arazilerin doğal ve yapay etkilerle bozulmasn ve parçalanmasn önlemek, parçalanmş arazilerde doğal özellikler, kullanm bütünlüğü ve mülkiyet
(Land consolidation) haklar gözetilerek birden fazla arazi parçasnn birleştirmesi suretiyle ekonomik, ekolojik ve toplumsal yönden daha işlevsel yeni parsellerin oluşturulmas ve bu parsellerin arazi özellikleri ve alan değerlendirilerek kullanm şekillerinin belirlenmesi, köy ve arazi gelişim hizmetlerinin sağlanmas.
155. Arazi üstü akm
(Overland flow)
Şiddetli ve ani sağanaklar sonucu arazi yüzeyini kaplarcasna oluşan akm. Bu akmn arazinin szma (infiltrasyon) kapasitesini aşmasna "szmay aşan akm (infiltration-excess overland)" denir. Toprak veya arazinin doyma noktasn aşmas ise "doygunluğu aşan akm (saturation overland flow)" olarak ifade edilir. Bu akm şekilleri toprak erozyonuna ve heyelanlara neden olur.
156. Arazi verimliliği
(Land productivity)
Tarmla ilgili olarak arazi verimliliği, ana ürünlerin sağladğ verim (ton/ha/yl, gibi) olarak tanmlanabilir
157. Arazi yetenek snflamas
(Land capability classification)
Bkz. Arazi kabiliyet snflamas.
158. Arazi yükselti kuşaklar
(Altitudinal zones)
Denizden yükseldikçe belirli yükselti kuşaklarnda iklime bağl olarak baz ekolojik karakteristikler kendini göstermekte ve ekolojik bakmdan birbirinden farkl olan yükselti kuşaklar ayrlmaktadr. Buna örnek olarak, aşağdan yukarya doğru; alçak bölge, tepelik, alçak dağlk, dağlk, yüksek dağlk, alçak alpin ve alpin kuşaklar gösterilebilir.
159. Arazi buharlaşmas
(Land evaporation)
Zemindeki buharlaşma ile yağşn bitkiler tarafndan tutulup buharlaşan ksmnn toplam.
160. Arazilerin fiziksel bozulumu
pulluk taban katman oluşumu, kabuklaşma, gibi). | ||
161. | Arberetum | Değişik ağaç ve ağaççk tür ve varyetelerinin (ligninli bitkiler) zengin bir |
(Arboreta) | koleksiyonunun oluşturulduğu, ilmi ve eğitim amaçlaryla kullanlan özel yerlerdir. Arberetum, zengin tür çeşitliliği itibariye, sadece bir veya birkaç | |
ağaç türünün kullanldğ ağaçlama sahalarndan farkldr. | ||
162. | Arclk | Balars kolonilerinin beslenmesi ve bakm ile ar ürünleri elde edilmesi |
(Bee-keeping, apiculture) | suretiyle zirai kazanç sağlanan meslektir. Bu işi yapanlara arc denir. Arclkta en çok bal üretimi hedeflenir. Bunun yannda balmumu, polen, ar sütü, ar zehiri ve propolis gibi ar ürünleri de elde edilebilir. Ar | |
kolonilerinin çoğaltlp pazarlanmas da bunlara ilave edilebilir. |
(Physical land degradation)
Özellikle topraklarn yapsna ve tipine uygun olmayan ekipmanlarla işlenmesi ve/veya yüksek tonajl tarm makineleri ve ekipmanlarnn toprağn tav koşullar dşndaki dönemlerde kullanlmas sonucu arzu edilmeyen fiziki yapnn oluşmas (kompaktlaşma, levhal strüktür oluşumu,
163. Artm (ormanclkta)
(Increment (in forestry))
1) Bir orman ağacnda (veya ağaççklarda) belirli sürede (bir ylda veya belirli zaman aralklarnda) meydana gelen biyokütle üretimi. Biyokütle oluşumu dallarda, gövdede, yapraklarda, kökte, kozalak ve meyvelerde meydana gelir. Mevcut hacim (veya canl biyokütle) anapara (kapital) ise, artm onun faizi olarak düşünülür.
2) Ormanda yllk olarak oluşan ve genellikle m3 olarak ifade edilen | ||
hacm/biyokütle miktar. | ||
164. | Aşağ alanlarda | Üst ve orta havza alanlarnda alnan toprak muhafaza ve benzeri tedbirlerinin |
etkiler | havzann aşağ alanlarnda yarattğ etkiler. | |
(Downstream | ||
effects) | ||
165. | Aşağ xxxxx | Xxxxxx havzasnda ana akarsuyun deniz veya göle döküldüğü alt bölümüdür. |
(Lower catchment) | ||
166. | Asalak | Bir organizmaya bağl olarak yaşayan ve yaşamlar için gerekli enerjiyi bu |
(Parasite) | organizmadan (konukçudan) onu öldürmeden ancak olumsuz etki oluşturarak alan canllardr. Bunlara parazit de denmektedir. | |
167. | Aşlama (bitki) | Canl bir bitki veya bitki parçasna başka bir bitki veya bitki parçasnn |
(Grafting (plant)) | birleştirilmesi, kaynaştrlmas. | |
168. | Asl | Akarsuda askda taşnan, çoğunlukla ince kumdan daha ince materyalden |
sedimentasyon | oluşan malzeme. | |
(asl tortul) | ||
(Suspended | ||
sediment) | ||
169. | Asimilasyon | 1) Başka bir yerden gelen toplumun, yeni yerindeki toplumla bütünleşerek |
(Özümleme) | ona uymas, benzeşmesi. Asimilasyon, yerli toplum ile gelen arasndaki | |
(Assimilation) | uzlaşma ve kaynaşma durumu belirler. | |
2) Bitkilerin, gdalarn meydana getirip, kullandklar metabolik işleme ait | ||
genel bir terim. Çoğu zaman fotosentezin eşdeğeri olarak kullanlr. | ||
170. | Asit depolanmas | Atmosferden kat, sv ve gaz halinde gelen, asidik özelliğe sahip bulunan |
(Acidic deposition) | kirletici maddelerin yeryüzünde birikmesi olay. |
171. Asit kaya
(Acid rock)
Ağrlğnn % 60'ndan fazlas silis veya silikat içeren ve çoğunlukla yer kabuğuna enjekte olan derinlik kayas. Ayrca bu kayalarn %10'dan fazlasnda serbest kuvars bulunur. Bunlara örnek olarak granit, granodiyarit ve riyolit verilebilir.
172. Asit toprak
(Acid soil)
1) Sulu çözeltisinde hidrojen ve alüminyum iyonlarn hidrosit iyonlarndan daha fazla oranda içeren toprak. Daha açk bir ifadeyle, pH değeri 7'den küçük olan topraklar.
2) Fazla yağştan dolay sudaki hidrojen iyonlarnn (H+) toprakta bulunan diğer katyonlarn yerini almas ve bu nedenle toprakta hidrojen iyon birikiminin artmas. Nemli bölgelerde topraklar genellikle asit reaksiyonu göstermekte olup, pH' 7'den küçüktür. Örnek olarak Karadeniz bölgesindeki asit reaksiyonlu topraklar verilebilir.
173. Asit yağmuru
(Acid rain)
Yağşn asit bileşimli şekilde düşmesi. Yaklan kömür, petrol gibi fosil yaktlardan havaya kükürt dioksit ve azot oksitler dahil olur. Bunlarn havadaki su ile birleşmesi sonucu oluşan yağmurun asitliği artar. Başka bir anlatmla, yağmur, kar, çğ şeklindeki yağş suyunun pH' 5,6’nn altndadr. Havadaki kükürt dioksit miktar bir m3''te 0,2 ppm'e ulaştğ srada oluşan asit yağşlar bitkiler için zararldr. Havadaki kükürt dioksitin 1 ppm'in üzerine yükselmesi insan için de zararldr. Asit yağşlar doğal ortamda önemli zararlar oluşturur. Toprakta hidrojen iyonunun artmas ile bakteri faaliyetleri azalr, alüminyum ve kurşun gibi ağr metaller serbest hale geçerek suyun kirlenmesine neden olur. Göl sularnda alüminyumun yükselmesi akuatik flora ve faunann ölmesine yol açar.
174. Asitleşme
(Acidification)
Organik madde miktarnn fazla olduğu topraklarda organik maddenin ayrşmasyla toprakta hidrojen iyon konsantrasyonunun artmas ile oluşan asitleşme. Orta kuşaktaki ormanlk alanlarda toprakta oluşan organik maddenin ayrşmasyla toprak asitleşir. Ayrca asit bir maddede, alkalilerce nötralize edilenden fazla hidrojen iyonlarnn bulunmas, başka bir anlatmla, hidrojen iyon konsantrasyonunun yüksekliği, toprakta H+iyonlarnn, OH- iyonlarndan fazla olmasna yol açarak asitleşmeye neden olur.
175. Aşnabilir
(Erodible)
Aşndrc kuvvetlerin etkileri altnda aşnmaya müsait anlamna gelir. Bir toprak aşnmaya az veya çok müsait olabilir.
176. Aşnlrlk
(Erosivity)
Aşndrc amillerle topraklarn aşnma potansiyelleri.
177. Aşr bazik kaya
(Ultrabasic rock, ultramafik rock)
%45'in altnda kuvars veya feldspat ile silis içeren, genellikle okyanus tabanlarna püskürmüş olan volkanik kaya. Bol miktarda demir magnezyum mineralleri, metalik oksitler, sülfitler ile oksit bileşimindeki mineral madde içeren bu kayalara örnek olarak gabro, peridotit-serpantin verilebilir.
178. Aşr drenaj
(Excessive drainage)
Suyun, toprakta ürün tüketimi için yeterli su brakmayacak ölçüde uzaklaşmas.
179. Aşr hayvan stoku
(Overstocking)
Belli bir mera veya otlak alan üzerine o alann bitki bileşenlerini olumuz etkileyecek aşr sayda otlak hayvanlarnn getirilmesi durumu.
180. Aşr snma
(Overheating, superheating)
Değişim olmakszn su gibi maddelerde scaklğn normal geçiş noktasnn üzerine yükselmesi. Suyun kaynatlmadan kaynama noktas üzerine çkmas gibi.
181. Aşr otlatma
(Overgrazing)
Bir merann bir mevsimde üretmiş olduğu otun yarsndan fazlasnn hayvanlar tarafndan tüketilmesine neden olan otlatma.
182. Aşr tarm (sömürücü tarm)
(Exhaustive farming)
1) Toprağ ksa bir periyot dahilinde yoran ve verimlilikten düşüren tarmsal faaliyet. Koruyucu tarmn karşt.
2) Bir sahada gübre kullanmakszn verim gücünün üzerinde tarm yaplmas. Bu durum topraktaki bitki besin maddelerinin giderek azalmasna ve bitkilerin verim gücünün düşmesine yol açar.
183. Aşr tüketim (aşr kullanma)
(Over- exploitation)
Doğadaki flora ve fauna türlerinin istihsalinin bunlarn üremelerinden fazla olmas durumu. Bu durum baz türlerin yok olmasna yol açabilir.
184. Atk
(Waste)
Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atlan veya terk edilen her türlü madde. Kat şekildeki atk maddelere kat atk denir. Toplumun huzuru ile çevrenin korunmas bakmndan, kat maddelerin düzenli bir şekilde bertaraf edilmesi gerekir.
185. Atk su
(Waste water)
Evsel, endüstriyel, tarmsal ve diğer kullanmlar sonucunda kirlenmiş veya özellikleri ksmen veya tamamen değişmiş sular.
186. Atmosfer
(Atmosphere)
Dünya yüzeyini 80 km yüksekliğe kadar saran gaz kütlesi. Bu hava kütlesinin bileşimi su buhar dşnda ana gazlar yönünden az çok ayndr. Atmosferde su buhar % 1 ile 3 arasnda değişim gösterir. Ayrca karbondioksit ve ozon konsantrasyonu da yerel olarak değişim gösterir. Yer yüzeyinden 80 km yüksekliğe kadar havann %79'u azot, %20’si oksijen, % 0.04 kadar karbondioksit ve geriye kalan eser gazlardan oluşur. Ayrca bu gaz kütlesi içinde su buhar, kat parçacklar, ozon, tuzlar ve amonyak da bulunur.
187. Av ve yaban hayat yönetimi
(Hunting and wildlife
Av ve yaban hayatnn sürdürülebilirliğinin sağlanmas hedefinden hareketle; av ve yaban hayvanlar ile yaşama alanlarnda gerekli araştrma, etüt ve envanter çalşmalarnn yaplmas, koruma ve geliştirme faaliyetlerinin belirlenmesi, faydalanmann düzenlenmesi de dahil; yönetim plânlarnn
management) | yaplmas, uygulanmas, denetlenmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi. | |
188. | Ayraç tür (anahtar tür) | Lezzeti, rastlanma oran ve diğer özellikleriyle, bir merann kullanlma derecesini ve durumunu tahmin etmeye yarayan otsu bitki türü. |
(Key species) | ||
189. | Ayrc erozyon (seçici erozyon) | Özellikle kumlu zeminlerde akan suyun kaba ve ağr taneleri geride brakarak daha ince ve hafif taneleri topraktan alp götürmesi olay. |
(Selective erosion) | ||
190. | Ayrşma | Kayalarn fiziksel ve kimyasal yollardan çözülmesi ve bu çözülme sonucu |
(Weathering)
içinde bulunan mineral maddelerin açğa çkmas. Ayrşma olaylarn önemli derecede scaklk, yağş ve bitki örtüsü belirler. Nitekim en fazla ayrşma, yağş ve scaklğn fazla olduğu tropikal bölgelerde, en az ayrşma ise kurak ve soğuk bölgelerde oluşur. Organik maddenin ayrşmas ile oluşan asitler, köklerin büyümesinden kaynaklanan hacm genişlemesi, kayalarn parçalanmas ve ayrşmas olaynda önemli rol oynarlar.
191. Ayrşmş kaya
(Weathered rock, decomposed rock)
Su, rüzgar ve diğer atmosferik etmenler nedeniyle zaman içinde parçalanmş ve ayrşmaya uğramş kaya.
192. Azaltlmş veya
sfr sürüm
(Reduced or zero tillage)
Çizel pulluk, kültivatör veya diğer toprak işleme ekipmanlar kullanarak toprağn mümkün olduğunca az işlenmesine dayal olan azaltlmş sürümde, kritik erozyon periyodunda toprak üzerinde % 15-30 orannda örtü artğ veya hektarda 560-1100 kg küçük taneli artk braklmas öngörülür.
193. Azonal topraklar
(Azonal soils)
Topografya, gençlik ve ana materyallerin özelliğinden dolay profili iyi gelişmemiş, çoğunlukla horizonlar olmayan genç topraklardr. Alüvyal ve kumullar üzerindeki horizonlaşmamş genç topraklar azonal topraklar kapsamndadr. Bu gruba giren başlca toprak gruplar arasnda; Alüvyal, kolüvyal, taşl topraklar ve regasoller yer almaktadr.
194. Azonal vejetasyon
(Azonal bitki örtüsü)
bitki toplumlardr. | ||
195. | Azot | Havada beşte dört orannda bulunan, rengi, tad ve kokusu olmayan, bitkisel |
(Nitrogen) | organik maddelerin oluşumunda başlca unsur olan gaz maddesi. | |
196. | Azot bağlama | Atmosferdeki azotun baz mavi, yeşil algler ve toprakta yaşayan azot |
(Nitrogen fixation) bağlayan bakteriler (azot bakterileri) tarafndan organik azot bileşikleri | ||
halinde bağlanmas. Toprakta bağmsz olarak yaşayan bakterilerin bazlar | ||
ve baklagil türü bitkilerin köklerindeki yumrularda bulunan diğer simbiotik | ||
bakteriler atmosferdeki azotu absorbe ederek organik azot bileşiklerine | ||
dönüştürür. | ||
197. | Azot bağlayan | Atmosferdeki azotu, köklerinde yumrular halinde bulunan bakteriler |
bitki | vastasyla azot içeren bileşiklere dönüştüren bitki. | |
(Nitrogen fixing- | ||
plant) | ||
198. | Azot bakterileri | Serbest haldeki azotu tutma (tespit etme) kabiliyetine sahip türleri kapsayan |
(Azotobacter) | bir bakteri cinsi. | |
199 | Azot döngüsü | Bitkiler aminoasit, protein sentezleyebilmek için azota ihtiyaç duyarlar. Ama |
(azot dolaşm) | hiçbir bitki havann serbest azotunu alamaz. Kökleriyle suda çözünmüş | |
olarak alabilirler. Hayvanlar ise yedikleri bitki ve canllardan alrlar. | ||
(Nitrogen cycle) | Atmosfer azotu, azot bağlayc bakteriler tarafndan ve şimşek, yldrm ve | |
yağmurlarn etkisiyle toprağa bağlanr. Toprağa bağlanan azot tuzlarnn bir | ||
bölümü denitrifikasyon bakterileri tarafndan azot gazna dönüştürülür. | ||
Böylece havadaki azot sabit kalr. Topraktaki azotun bir bölümü bitkiler | ||
tarafndan alnp, aminoasit, organik baz gibi azotlu bileşiklere dönüştürülür. |
(Azonal vegetation)
1) Ekstrem ve elverişsiz toprak (yüksek taban suyu, bataklk, kumul, tuzlu topraklar, gibi) ve lokal iklim özelliklerine sahip yetişme ortamlarnn bitki toplumlardr.
2) İklimin etkisinden çok, toprak özelliklerine bağl olarak yaylş gösteren
Bu azotlu bileşikleri bitki yiyen hayvanlara geçer. Azotlu bileşikler, bitki, hayvan artk ve ölüleri olarak toprağa karşr. Bitki, hayvan artklaryla ölülerindeki azotlu organik bileşikler, üre ve ürik asit, ayrştrclar tarafndan parçalannca NH3 ve H2S oluşur. Ayrştrclarn oluşturduğu NH3 gaz kemosentez yapan nitrit bakterileri tarafndan kimyasal enerji eldesinde kullanlnca nitrit asit (HNO2) oluşur. Nitrit asit, bir başka kemosentetik bakteri olan nitrat bakterisi tarafndan enerji eldesinde kullanlnca nitrat asit (HNO3) oluşur. Böylece azot, dolanmn tamamlamş olur.
200. Azot tutumu
(Nitrogen fixation)
Bkz. Azot bağlama.
B
201. B horizonu
(B horizon)
1) Genellikle A horizonunun altnda bulunan ve aşağdaki özelliklerin biri veya birkaç tarafndan karakterize edilen toprak katman: (i) silikat killerinin demir ve alüminyum oksitlerin ve humusun tek olarak ya da birlikte birikmiş olmas; (ii) blok ya da prizmatik yapnn (strüktürün) bulunmas.
2) Kil, demir, alüminyum, humus yönünden zengin, prizmatik veya sütunumsu yapda, hidroliz, redüksiyon veya oksidasyonla renk kazanmş özelliklere sahip olan toprağn alt kat. Bu kat, üst toprak katndan ykanan, taşnan çeşitli maddelerin birikmesiyle oluşur.
202. Bağl nem
(Relative humidity)
Bir hava kütlesinde belli bir scaklkta bulunan nem miktar ile ayn scaklkta havann doygun duruma gelebilmesi içim alabileceği nem miktar arasndaki oran. Bu oran yüzde olarak ifade edilir. Havann bağl nemi %70 denildiğinde doygunluk açğnn % 30 olduğu, doygun hale gelebilmesi için daha % 30 orannda nem almas gerektiği anlaşlr. Bağl nem miktar bitkiler ve buharlaşma açsndan son derece önemlidir. Bağl nem oran düştükçe bitkilerde terleme ve buharlaşma, dolaysyla kuraklk o derecede artar. Bağl nem % 100 olduğunda ise buharlaşma ve terleme durur. Bağl neme nispi nem de denir.
203. Bağlanmş su
(Bound water)
Toprak ve diğer kat maddelere skca bağlanmş su molekülleri. Bu su topraklarn kurumasyla kolayca uzaklaşmadğndan bitkiler için faydal değildir.
204. Bağlayc anlaşma
(Binding agreement)
Uluslararas hukukta bir sorumluluk oluşturan (gerektiren) bir belge (genellikle devletler için).
205. Bak
(Aspect, exposure)
Bir yamacn güneş şnlarna göre konumu, güneş şnlarn alma durumu. Bak, iklim özellikleri ve buna bağl olarak bitkilerin yetişmesi ve toprak oluşumu açsndan son derece önemlidir.
206. Bakir alanlar (yabanl alanlar)
(Wilderness)
1) İnsanlarn sürekli yerleşme ortam olmayan, doğal haliyle korunmaya çalşlan alanlar.
2) Genellikle ulaşlabilir olmayan, üretim amaçl kullanlmayan arazi.
207. Bakir orman
(Primary forest)
Başlangcndan beri gelişimine insanlar tarafndan kullanlmamş, insan eli değmeden yaşamn sürdürmüş ve sürdürmekte olan orman. Bu anlamda orman, dünyann çok az yerinde kalmştr. Türkiye’de de bakir orman parçalar çok az olup, ancak yol ve diğer ulaşm olanaklar bulunmayan yerlerde rastlanabilir.
208. Baklagiller
(Nitrogen fixing plant, Leguminosae)
Azot bakterileri vastasyla havadaki azotu köklerindeki yumrulara bağlayarak topraklarn azot yönünden zenginleşmesini ve azotun insan ve hayvanlara geçmesini sağlayan ve azot dolaşmnda önemli bir rol oynayan bitkilerdir. Fasulye, bakla, yonca, akasya gibi çok sayda türleri olan bitki familyas.
209. Bakteri
(Bacterium)
Klorofilin olmadğ tek hücreli organizma. Bakteriler haval veya havasz ortamlarda yaşayarak ayrştrma yapan önemli organizmalar arasndadr. Uygun ortamlardaki bakteriler tek ve çok hücreli mikroskobik canllardr. Coğrafi açdan bakterinin önemi, topraktaki organik maddeleri parçalayarak, enerji ve madde dolaşmn sağlamasdr. Örneğin baz bakteriler azot dolaşm ve azotun toprağa bağlanmasn sağlar. Bakteriler yararl ve zararl olarak gruplara ayrlr. Faydallar, antibiyotikler ile mayalanma dahil organik maddelerin ayrşmasn sağlar. Zarallar ise insan ve hayvanlarda hastalklara neden olur.
210. Balçk
(Loam)
1) Kum, silt (toz) ve kilin dengeli olarak bulunduğu toprak tekstür snf. Tnl toprak olarak da tanmlanr; % 7-27 kil, % 38-50 silt ve % 52'den az kum içerir.
2) Kum, silt ve kil miktarnn aşağ yukar eşit olduğu toprak bünyesi.
211. Baltalk orman
(Coppice forest)
Kök veya kütük sürgünlerinden oluşan ağaçlardan meydana gelen ve genellikle yakacak amaçl ve ince çapl odun üretimine yönelik olarak işletilen orman.
212. Baraj
(Dam)
Suyu biriktirme veya seviyesini yükseltmek veya yönünü çevirmek, oyuntu erozyonunu önlemek veya toprak, kaya veya diğer döküntüleri tutmak için oluşturulan sedde.
213. Baraj gölü
(Dam lake)
Sulama veya elektrik enerjisi üretimi veya hem sulama hem de elektrik üretimi amacyla bir akarsu önünde oluşturulan bir set (baraj) ile bu setin gerisinde oluşan göl.
214. Barkan
(kum tepeciği)
(Barchans)
Kumlarn birleşerek hilal şeklini oluşturduğu büyük ve geniş kumullardr. Rüzgarn tek yönden esmesi ile oluşurlar. Kayma-akma yüzeyi konkav tarafndadr. Kurak bölgelerde rüzgarlar tarafndan taşnan kumlarn birikmesiyle oluşan barkann rüzgar yönündeki ön ksm bask, arka ksm ise diktir. Dünya üzerindeki en büyük enine kumullar Çin’deki Taklamakan Çöxx’xxx (0000 xx xxxx, 000 xx xxx ve 337,000 km2 alana sahip) bulunmaktadr.
215. Barometre
(Barometer)
Hava basncn ölçen ve genellikle cam tüpe cva doldurulmas ile oluşturulmuş alet. Cam tüp içindeki cvann yüksekliği hava basncn belirler. Normal hava basnc 76 cm yüksekliğindeki bir cva tüpünün yaptğ basnca eşittir.
216. Başar hikayesi
(Success story)
Bir kişi veya kurum tarafndan bir başar, varlk veya ün kazanmnn anlatm olup, diğerlerinin de yararlanmas için paylaşlan deneyimlerdir.
217. Bask grubu
(Pressure group)
Belli amaç ve hedeflere ulaşmak için bir grubun diğer gruplar üzerine yaptğ bask.
218. Baskn türler
(Dominant species)
Bir ekosistem içinde, hem saylar hem de ekolojik işlevleri açsndan en önemli olan türler, egemen türler.
219. Baskya dayanm
(Impact resistance)
Bir canl varlğn veya bir ekosistemin değişikliğe uğramadan, dşardan gelen basklara dayanabilme yeteneği ve gücü.
220. Başlangç halindeki erozyon
(Incipient erosion)
Özellikle oluk erozyonu ile ilgili olarak, erozyonun ilk aşamalar.
221. Başlangçta tutulan
su
(Initial retention)
Yağş srasnda veya hemen sonra, szma veya yüzey akş şeklinde görülmeyen yağş ksm olup bitkiler tarafndan yakalanan su, çukurluk depolamas ve yağş srasndaki buharlaşmay içerir, yüzeyde tutulan suyu içermez.
222. Bataklk
(Swamp)
Yeralt suyu seviyesinin yüksek olduğu veya taşkna uğramş sahalarda suyun birikmesi ile meydana gelmiş, çoğu zaman içersinde durgun su bulunan, düz,
slak, ağaçsz, baz boylu ot, saz ve kamş gibi bitkilerinin yetiştiği alan.
223. Bayrak tür
(Flagship species, flag species)
Koruma bilinci ve eylemlerini teşvik etmede sembol veya slogan objesi olarak hizmet eden popüler, karizmatik türler.
224. Bazik
(Basic)
Kimyada baz' kapsayan veya baz tabiatnda olan, alkali, bazik, kalevi, pH değeri 7‘den yüksek olan.
225. Beklenen sonuçlar
(Expected results)
Bir proje veya programdan elde edilen veya elde edilmesi beklenen ürünler, sermaye mallar, hizmetleri şeklindeki sonuçlar.
226. Belirsizlik
(Uncertainty)
1) Bir değerin veya ilişkinin bilinmeme derecesidir. Belirsizlik bilgi yetersizliğinden, neyin bilindiği hakknda fikir ayrlğndan, veri hatalarndan, muğlak olarak belirlenen kavram veya terminolojiden veya benzeri nedenlerden kaynaklanabilir.
2) İleriye yönelik beklentilerin tahmin dş gelişme olaslğnn artmas, özel bir konu veya alanda olaslk ve değişimlerin bilinememesi. Belirsizlik, karar vericilerin üzerinde önemle durduğu konular arasndadr.
227. Besin
(Nutrient)
Bir organizmann hayatta kalmak ve gelişmek için yararlandğ gdalarn içindeki besleyici maddeler. Besinler, dokular geliştirmek ve onarmak, vücut süreçlerini düzenlemek ve enerji üretmek için yararlanrlar.
228. Besin ağ
(Food web)
1) Birçok besin zincirlerinin bir araya gelerek oluşturduklar karmaşk bir beslenme ilişkileri ağ veya dokusu.
2) Doğal ekosistemlerde besin tüketiminin gerçek şeklidir. Organizmalar besinlerini birçok farkl şekil ve düzeylerde alrlar ve böylece enerji geçişi serilerinden oluşan karmaşk bir doku meydana getirirler. Ekosistemlerde enerji sağlanmas için meydana getirilen bu durum "besin ağ" olarak isimlendirilir.
229. Besin alm
(Nutrient uptake)
Topraktan bitki besin maddesinin alnmas olay. Bunun için kök ve topraktaki besin maddeleri arasnda şu üç olayn meydana gelmesi gerekir; (i) kök intersepsiyonu; (ii) kütle alm ve (iii) difüzyon.
230. Besin döngüsü
(Nutrient cycle)
1) Bitki besin maddelerinin toprak, su, hayvanlar ve bitkiler arasnda gösterdiği sistemli dolaşmdr. Örneğin, yeşil bitkiler topraktan kökleriyle su ve besin maddelerini alr, bunlar yapraklarnda fotosentezle organik maddelere çevirir, bunlar da meyve, tohum ve yaprak olarak mikroorganizma ve hayvanlar tarafndan yenir, bunlarn atklaryla tekrar toprağa geçer. Böylece besin dolaşmn tamamlanmş olur.
231. Besin zinciri
beslendiğine dayanr. Beslenme zincirinin ilk halkasn, doğada ilk (primer) üretici olan yeşil bitkiler oluşturur. Bunu otoburlar, otoburlardan etoburlar, et ve ot oburlardan et ve ot yiyen insan dahil diğer canllar izler. Böylece bir beslenme seviyesinden diğerine madde ve enerji taşnr. Bir trofik seviyeden diğerine madde taşnmas % 10 civarnda olur. | ||
2) Besin alma ilişkileri bakmndan üreticiler, tüketiciler ve ayrştrclarn oluşturduğu bir zincirin halkalar şeklindeki doğrusal model. | ||
232. | Besleme yağmuru | Akş meydana getirmeyen, kurak ve yar kurak bölgelerde akş |
(Priming rain) | başlangcndan haftalarca veya aylarca önce meydana gelen yağş. | |
233. | Besleyici mineraller | Bitkilerin gelişmesi ve yaşamas için gerekli olan kimyasal besin maddeleri veya besleyici tuzlar (Ca, Mg, NH4, NO3 gibi). |
(Nutrients) | ||
234. | Bileşen (proje bileşeni) | Bir proje, program veya girişim içinde yer alan özel unsurlar. Bileşenlerle ilgili olarak, tanmlar, mantki çerçeve içindeki yerleri ve maliyet değerleri ile |
(Component, project component) | ilgili bilgiler genellikle proje dokümanlar içinde sağlanr. | |
235. | Bilgi paylaşm sistemi | Bir kurumun veya bir ağn (örneğin PRAIS portal) üyeleri arasnda bilginin yönetimi ve paylaşm için tasarlanan web tabanl sistem. |
(Knowledge- sharing system) | ||
236. | Bilgi toplama metodu | Lider kuruluş veya istatistik kurumu tarafndan gösterge ile ilgili bilginin toplanmasnda kullanlan metodu tanmlar. |
(Data collection method) |
(Food chain)
2) Elementlerin, kendi minerallerinden, sucul veya atmosferik kaynaklardan elde edildiği (ekstrakte edildiği) veya organik formlarndan xxxx xxxxxldğ, biyotik almn meydana geldiği iyonik forma dönüştürüldüğü ve sonunda atmosfer, su veya toprağa döndürüldüğü süreçler.
1) Organizmalarn bir beslenme seviyesinden diğerine gda halinde enerji ve karbon akm. Beslenme trofik seviyeleri, organizmalarn hangi kaynaktan
237. Bilgi ve iletişim
teknolojisi
(Information and communication technology (ICT))
Bilginin, radyo, televizyon, video, DVD, telefon, uydu sistemleri, bilgisayar gibi elektronik vastalarla iletişimi, depolanmas, üretilmesi, sunumu ve paylaşmnda kullanlan teknoloji formlar ile video konferans, email, blog gibi bu teknolojilerle ilgili ekipmanlar ve hizmetler.
238. Bilim insan
(Scientist)
Akademik veya politik perspektiflerden bilim ve teknoloji ile uğraşan bireyler olup, kamu veya kamu dş kuruluş çalşanlarn kapsamaktadr.
239. Bilim ve teknoloji ağ (BTA)
(Science and technology network (STN))
Bilim ve teknoloji ile uğraşan ve içinde ilgili kuruluşlarn yer aldğ ağlar.
240. Bilim ve teknoloji
komitesi (BTK)
(The Committee on Science and Technology (CST))
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi altnda oluşturulan ve Taraflar Konferansna çölleşme ve çölleşmeyle mücadele ile ilgili konularda bilimsel ve teknolojik bilgi ve tavsiyeleri sağlayan bir alt organdr.
241. Bilim ve teknoloji kurumlar
(Science and technology institutions (STIs))
Bilim ve teknoloji alannda çalşan ve araştrma, geliştirme, eğitim, bilimsel ve teknolojik destek ve benzeri konularda hizmet ve katklar sağlayan kurum ve kuruluşlar.
242. Birikinti konisi
(Debris cone)
1) Dağ ile vadinin birleştiği noktada, taşnma hznn azalmas ile oluşan toprak, kum, çakl ve kaya birikintileri. Bunlar, birikinti yelpazesine nazaran daha fazla eğime sahip yamaçlar üzerinde yatan malzemelerden oluşur.
2) Sel deresinin xxx xxxx ile birleştiği yerde eğimin azalmas sebebiyle sularn, toplanma mntkasndan alarak buraya kadar getirdiği taşnt materyalinin, ana derenin tabannda yelpaze şeklinde çökelmesi. Derenin taşdğ sediment miktar ne kadar çok olursa moloz konisi de o kadar dik olur. Taşnt konisinde genel olarak taban ve yüzey erozyonu görülmez. Ancak sediment ile yüklü sularn taşkn şeklinde su ve rusubat baskn söz konusudur.
243. Birikinti yelpazesi
(Dejection fan)
Akarsularn dağlarn eteklerinden düzlük alanlara açldklar yerlerde biriktirme şekli. Birikinti yelpazesinin kalnlğ ve yaylş alan akarsuyun gücüne, taşdğ maddenin boyutuna ve miktarna göre değişir. Kaba malzeme birikintileri çoğunlukla koni şeklinde oluşur. Buna karşn ince malzeme taşnmas ile oluşturulan yelpaze geniş olup, eğimi de azdr. Sel karakterinde akarsularn oluşturduğu birikinti koni ve yelpazeleri genellikle hem eğimli hem de kalndr.
244. Birikme
(Sedimentation)
1) Akarsular vastas ile orijinal yerlerinden aşndrlp, taşnan toprak materyalinin suyun hznn kesildiği yerlerde genellikle katmanlar halinde birikmesi olay.
2) Rüzgar, akarsu, dalga ve akntlar tarafndan mekanik olarak taşnan maddelerin birikmesi.
3) Sularda çözünür halde bulunan çeşitli bileşiklerin suyun buharlaşmas ile çökelmesi.
4) Su ortamlarnda yaşayan flora ve faunaya ait kalntlarn tortullarla birlikte birikmesi.
245. Birim su ihtiyac (bitki)
(Unit water requirement)
Birim ağrlkta kuru maddenin üretilmesi için bitkiler tarafndan kullanlan suyun miktar.
246. Birleşmiş Milletler
(BM)
(United Nations (UN))
24 Ekim 1945 tarihinde 51 ülkenin katlmasyla kurulmuş uluslararas bir örgüttür. Ana amaçlar: (1) uluslararas barş ve güvenliği, anlaşmazlklarn barşç çözümü ve ortak etkin önlemler yoluyla korumak; (2) ülkeler arasnda eşit haklara, halklarn kendi geleceklerini belirleme ilkelerine saygya dayal dostça ilişkileri geliştirmek; (3) uluslararas ekonomik, toplumsal, kültürel ve insancl sorunlar çözmede, rk, cins, dil, din ayrm gözetmeksizin, insan haklarnn geliştirilmesinde işbirliğini sağlamak; (4) ülkelerin bu amaçlarla gösterecekleri çabalar arasnda uyum sağlayan bir merkez olmak.
Birleşmiş Milletlerin aşağdaki ana organlar bulunmaktadr: (i) Genel kurul;
(ii) Güvenlik Konseyi; (iii) Ekonomik ve Sosyal Konsey; (iv) Vesayet Konseyi; (v) Uluslararas Adalet Divan. Bu ana organlar yannda çok sayda ihtisas kuruluşlar, bölgesel komisyonlar ve uluslararas örgütleri bulunmaktadr. Bunlarn başlcalar; Milletler Cemiyeti, BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), BM Sanayi ve Gelişme Örgütü (UNIDO), BM Ticaret ve Kalknma Konferans, BM Kalknma Program (UNDP), BM Gda ve Tarm Teşkilat (FAO), BM Çevre Program (UNEP).
247. Birleşmiş Milletler
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BMBCS)
(United Nations Convention on Conservation of Biological Diversity (UNCBD))
1992 ylnda imzalanan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, biyolojik çeşitliliğin korunmas, sürdürülebilir kullanm ile genetik kaynaklarn kullanmndan doğacak faydann adil şekilde paylaşm konularnda atlan önemli bir adm oluşturmaktadr. Sözleşme, biyolojik çeşitliliğin ve biyolojik kaynaklarn, etik, ekonomik yarar ve insanlarn geleceği açsndan korunmas gerektiğini kabul etmektedir. Bu şekilde, uluslararas toplum biyolojik çeşitliliğin korunmas konusunda, sektörel yaklaşm yerine ilk defa bütüncül bir yaklaşm sergilemiştir.
Sözleşme, Taraflara, biyolojik çeşitliliğin korunmas konusunun ulusal biyolojik çeşitlik stratejileri yoluyla karar verme mekanizmalarna dahil edilmesi yükümlülüğünü getirmektedir. Ayrca, Taraflarn, kamu bilincinin artrlmas amacyla araştrma ve eğitim programlar yürütmesini, bilgi değişimini desteklemesini, teşvik önlemleri almasn ve biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz etkileri olabilecek projeler için çevresel etki değerlendirmeleri yapmalarn gerektirmektedir.
Türkiye Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne 1996 ylnda taraf olmuştur. Sözleşme’ye 2012 yl itibariyle toplam 193 ülke taraftr.
248. Birleşmiş Milletler
Çevre Program (BMÇP)
(United Nations Environment Programme)
1972 ylnda tesis edilen Birleşmiş Milletler Çevre Program (UNEP), Birleşmiş Milletlerin çevre ile ilişkili faaliyetlerini koordine etmek suretiyle sürdürülebilir kalknmaya kak sağlayan bir kuruluştur.
249. Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalknma Konferans (UNCED)
(The United Nations Conference on Environment and Development (UNCED))
1992 ylnda düzenlenen ve Rio Yeryüzü Zirvesi olarak da bilinen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalknma Konferans (UNCED), çölleşme problemine, sürdürülebilir kalknmaya dikkati çeken, yeni bir entegre yaklaşm getirmiştir. Rio Zirvesi, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna, 1994 Haziranna kadar Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesini hazrlamas için bir Hükümetler aras Müzakere Komisyonu kurmasn tavsiye etmiştir.
250. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Eylem Plan (BMÇMEP)
20 Ağustos 1974'de Nairobi de toplanan Birleşmiş Milletler Çölleşme Konferans kapsaml bir Çölleşme ile Mücadele Eylem Plann (ÇMEP) kabul etmiştir. Bu rapor, 17 Ekim 1977 tarihinde Sosyal ve Ekonomik Konsey tarafndan Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna BMGK) sunulmuştur. BMGK’nun 1977 ylndaki üçüncü toplantsnda ÇMEP raporunu onaylanmş
(United Nations Plan of Action to Combat Desertification (PACD))
ve bu plan uygulamalarnn izlenmesi ve eşgüdümü görevi Birleşmiş Milletler Çevre Programna (UNEP) verilmiştir. Ayn gün alnan diğer bir kararla çölleşme ile mücadele çalşmalarnn izlenmesi sonuçlar hakknda bir raporun ilk kez 1978 ylnda ve bunu takiben her iki ylda bir Sosyal Xxxxxx araclğyla Genel Kurula sunulmasn talep edilmiştir.
251. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (BMÇMS)
(UN Convention to Combat Desertification (UNCCD))
1992 ylnda Rio'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalknma Konferans, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin (BMÇMS) hazrlanmasn tavsiye etmiştir. Konferansn kabul ettiği Gündem 21 altnda önerilen tek sözleşme olan BMÇMS Paris'te 17 Haziran 1994 tarihinde yaplan toplantda benimsenmiş ve 1996 Aralk aynda yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, iyi yönetişimin belkemiğini oluşturan katlmclk, işbirliği ve yerelleşme ilkeleri üzerine inşa edilmiştir. BMÇMS halen 180 üye ülkesi ile küresel ölçüde geniş bir kapsama ulaşmştr.
252. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin Uygulanmasn Güçlendirmek için On Yllk Stratejik Plan
(The 10-Year Strategic Plan and Framework to Enhance the Implementations of the Convention (2008-2018))
Taraflar Konferansnn 8. toplantsnda kabul edilen (3/COP.8 karar) Çölleşme ile Mücadele On Yllk Stratejik Plan ve Çerçevesi, Sözleşmenin temel zorluklarna dikkat çekme, yarattğ imkanlar ve finansman frsatlarndan yararlanma ve BMÇMS'nin tüm paydaşlar için ortak bir görüş ve rehber yaratma bakmndan son derece önemli bir frsat sağlamaktadr. Stratejik plan, aşağda özet halinde verilen vizyon, stratejik hedefler ve işlevsel amaçlar üzerine inşa edilmiştir.
Vizyon: Yoksulluğu azaltmak ve çevresel sürdürülebilirliği desteklemek amacyla etkilenmiş arazilerdeki kuraklk etkilerini azaltmak ve çölleşme ve arazi bozulumunu engelleyip geriye döndürmek için küresel bir ortaklk oluşturmaktr.
Stratejik hedefler: (1) Etkilenmiş nüfusun yaşam koşullarnn iyileştirilmesi;
(2) Etkilenmiş ekosistemlerin koşullarnn iyileştirilmesi; (3) BMÇMS’nin etkili bir şekilde uygulanmasnn sağlanmas suretiyle küresel faydalarn oluşturulmas; (4) Sözleşmenin uygulanmasn desteklemek için ulusal ve uluslararas aktörler arasnda etkili bir ortaklk oluşturularak kaynaklarn harekete geçirilmesi.
İşlevsel (Operasyonel) amaçlar: (1) Savunuculuk, bilinçlendirme ve eğitim (çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklkla ilgili konulara eğilerek ilgili uluslararas, ulusal ve yerel süreçleri ve aktörleri etkilemek); (2) Politik çerçeve (çölleşme/arazi bozulumuyla mücadele ve kuraklğn etkilerini hafifletme çözümlerinin yaygnlaştrlmasna imkan verecek ortamlarn yaratlmasna destek olmak); (3) Bilim, teknoloji ve bilgi (çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklğn etkilerini hafifletmeyle ilgili teknik ve bilimsel bilgi
konusunda küresel bir yetkili olmak; (4) Kapasite Geliştirme (kuraklğn etkilerini azaltmak ve çölleşme/arazi bozulmasn engelleyip geriye döndürmek için kapasite geliştirme ihtiyaçlarn tanmlamak ve ele almak);
(5) Finansman ve Teknoloji transferi (ulusal, iki tarafl ve çok tarafl finansman ve teknolojik kaynaklarn etkinliğini ve verimini artrmak için eşgüdümü ve hedef saptamasn geliştirmek ve harekete geçirmek).
253. Birleşmiş Milletler Çölleşme Konferans
(United Nations Conference on Desertification (UNCCD))
29 Ağustos-9 Eylül 1977 tarihlerinde Kenya’nn Nairobi şehrinde 94 ülke temsilcisinin katlmyla, çölleşme ile ilgili durumu ve sorunlar tartşmak ve değerlendirmek, çölleşme ile mücadelede işbirliği ve etkinliği artrmaya yönelik tedbirleri belirmek amacyla gerçekleştirilen toplant (konferans). Konferansn önemli sonuçlar arasnda, çölleşmenin, biyolojik verimlilik kriterlerine dayal tanmnn ve kapsaml bir Çölleşme ile Mücadele Eylem Plannn (ÇMEP) hazrlanmas hakknda geliştirilen raporun kabul etmesi yer almaktadr.
254. Birleşmiş Milletler Ekonomi ve Sosyal İşler Konseyi
(UN Economic and Social Council (ECOSOC))
Birleşmiş Milletlerin, ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim, sağlk, çevre ve ilgili diğer alanlarla ilgilenen ana organlarndan biri.
255 Birleşmiş Milletler
Gda ve Tarm Örgütü (FAO)
(Food and Agriculture Organization of the United Nations FAO)
Birleşmiş Milletlerin, açlkla mücadele, gda, tarm, ormanclk, balkçlk ve ilgili konulardaki faaliyetlerine önderlik eden ve bu amaçla gelişmekte ve gelişmiş ülkelerde hizmet sağlayan bir kuruluşudur. FAO tüm ülkelerin politikalar ve anlaşmalar eşit koşullarda beraberce müzakere edip geliştirmeleri için tarafsz bir forum oluşturan, ülkelere bilgi, eğitim ve teknik yardm ve tavsiyeler sağlayan, bu amaca yönelik projelerin hazrlanmas ve uygulanmasnda katk ve destek (hibe şeklinde) sağlayan bir kuruluştur. 1993 Ağustos ay itibariyle 194 ülke ile Avrupa Birliği FAO teşkilat üyesidir.
256. Birleşmiş Milletler Kalknma Program (BMKP)
(United Nations Development Programme. (UNDP))
1965 ylnda kurulan ve Birleşmiş Milletlerin bir küresel kalknma ağn oluşturan BMKP (UNDP), insanlara daha iyi bir yaşama kavuşmalar için yardm etmeye yönelik değişimi savunan ve ülkelerin bilgi, deneyim ve kaynaklara ulaşmlarn destekleyen bir kuruluştur. Halen 166 ülkede faal olan BMKP, bu ülkelere, küresel ve ulusal sorunlarla mücadelede kendi çözümlerini geliştirilmeleri ve yerel kapasiteleri geliştirmeleri konularnda destek sağlamaktadr.
257. Bitki
(Plant)
Merkezi sinir sistemi olmayan ve toprağa bağl olarak yaşayan canl organizma. Tipik bitki hücreleri, topraktan aldklar mineral maddeler ve su ile havadan aldklar karbondioksiti klorofil ve şk araclğyla şeker ve diğer karmaşk maddelerin üretiminde kullanr. Ancak baz bitkiler, örneğin mantar ve bakteriler bu özelliklere sahip değildir. Bitkiler doğada birincil (primer) üretici olup, kendi dşndaki tüm canllara enerji ve madde veren ana bir kaynaktr. Bitkiler olmakszn diğer canllar yaşayamaz.
258. Bitki besin maddesi
(Plant nutrient)
1) Bitkiler tarafndan bünyesine alnan, gelişmeleri için gerekli olan, dokularnn oluşmasn sağlayan maddeler.
2) Bitkilerin beslenmesi için kesinlikle gerekli olan maddeler. Bitki besin maddeleri ana (makro) ve ikincil (mikro) olarak ikiye ayrlr. Makro besin maddelerinin başlcalar; azot, fosfor, kükürt, potasyum, kalsiyum ve magnezyumdur. Bunlar bitkilerin en fazla ve bol miktarda kullandğ elementlerdir. Mikro besin maddelerinin başlcalar ise, manganez, çinko, bakr, iyot, molibden ve sodyumdur. Bunlar bitkiler tarafndan az miktarda kullanlr, ancak eksiklikleri bitki büyümesini önemli derecede engeller.
259. Bitki birliği
(Plant community)
1) Çevre faktörleri bakmndan tekdüze olan bir yerde, aralarnda karşlkl ilişkiler oluşturularak bir araya gelmiş bulunan tüm bitki türleri ve bireyleri.
2) Ekolojik koşullara göre bir yerde karşlkl ve dengeli bir etkileşim içindeki bitkilerin oluşturduğu topluluk. Bir veya birkaç türden oluşan bitki birlikleri ortamn özellikleri hakknda önemli bilgiler verir.
260. Bitki coğrafyas
(Plant geography)
Bitki ekolojisi, bitki topluluklarnn oluşumu ve dağlş üzerinde duran bir bilim dal.
261. Bitki formasyonu
(Plant formation)
1) Dünya üzerindeki bitki topluluklarnn ekoloji ve bitki coğrafyas bakmndan snflandrlmasnda kullanlan en büyük birimlerden biri olup, formasyon "tür bileşimi gözetilmeksizin, belirli ekolojik koşullara bağl olarak dünya yüzüne yaylmş bulunan ve benzer yaşam şekline sahip olan bitki toplumlar (herdemyeşil sert yaprakl çallar, çayrlar, makilikler gibi)" şeklinde tanmlanr.
2) Genel iklim tipi ve fiziksel yetişme ortam koşullarna bağl olarak benzer dş görünüm özellikleri taşyan en büyük coğrafik bitki topluluklardr (bozkrlar, savanlar, gibi).
262. Bitki iklimi
(Phytoclimate)
Orman ağaçlar gibi büyük ve geniş alanlar kaplayan bitkilerin etkisiyle meydana gelen özel iklim.
263. Bitki örtüsü
(Vegetation cover, vegetation)
1) Her hangi bir alan veya bölgede yaşayan ve ayrt edici özelliklere sahip bitki örtüsü ve/veya bitki topluluğu tipidir. Bir bölgede hangi bitki örtüsü tipinin oluşacağ ve bileşiminin (onu oluşturan bitki türlerinin) ne olacağ konusu şu etkenler tarafndan belirlenir: V = f (Cl, o, r, p, t…). (Ksaltmalar srasyla İklim, Organizmalar, Toprak ana materyali, Zaman). “Vejetasyon oluşum etkenleri” denilen bu faktörlerin özellikleri bilinirse, zaman içinde bir bölgede ortaya çkabilecek klimaks vejetasyon tipi de (ve klimaksa ulaşmadan öncedeki süksesyon evrelerinin hangi sray takip edeceği konusu da) önceden kestirilebilir
2) Bir yerde doğal olarak yetişen bitkilerin oluşturduğu topluluklar. Orman, bozkr, çayr, maki gibi. Bitkiler yetişebilmek için besin maddesi, su ve scaklğa ihtiyaç duyar. Bu özellikler bakmndan yeryüzündeki ortam şartlar büyük farkllklar gösterir. Baz yerlerde çok uygun özellikler bulunurken baz yerler son derece olumsuz şartlara sahiptir. Bu nedenle, yeryüzünde bitki örtüsü yönünden çok fakir alanlar olduğu gibi son derece zengin bölgeler de bulunmaktadr.
264. Bitki örtüsü oran
(Plant cover percentage)
Ağaç ve ağaççklarn tepe çatsndaki ve/veya alt tabakalardaki bitkilerin yaprak örtüsünün toprak yüzeyine yansyan toplam izdüşümlerinin, birim arazideki % oran. Arazi, bitki yaprak ve dokularyla “tam kapal” ise bitki örtüsü oran %100 olarak kabul edilir. Bitki örtüsü içinde ağaçlar, çallar, otlar, hatta yosunlar kendisini yanstr. Bitki örtüsü, biyokütle miktar ve ekosistem işlevlerinin etkinliği ile yakndan ilişkilidir. Özellikle hidrolojik süreçleri (infiltrasyon, yüzeysel akş, erozyon vb.) ve toprak özelliklerini açklama bakmndan bitki örtüsü önem taşr.
265. Bitki örtüsünün
yağş tutma kapasitesi
(Interception capacity of plant cover)
Bkz. İntersepsiyon kapasitesi.
266. Bitki sosyolojisi
(Plant sociology)
Bitkilerin hiyerarşik bir sisteme ve floristik bölgelere göre snflandrlmasn kapsayan bir çalşma alan.
267. Bitki su sarfiyat
(Plant water consumption)
Bitkilerin gelişme işlemi srasnda kullandklar su. Bu su bitki bünyesi içinde depo edilen ve yapraklar ve vücut yüzeyinden terleme ve diğer yollarla olan kayplar kapsar.
268. Bitki tepe örtüsü
(Canopy cover)
1) Ağaçlar, ağaççklar, çallar ve yüksek boylu diğer bitkilerin tepe çatlarnn toprak yüzeyini örtme yüzdesidir.
2) Toprak yüzeyinin, üzerindeki bitkinin örtüsü tarafndan örtülme yüzdesi. Bu oran % 100'ü geçemez.
269. Bitkilendirme
(Building vegetation cover, vegetating)
Bir arazi üzerinde doğal veya yapay yolla (ekim, dikim, rehabilitasyon uygulamalar ile) bitki örtüsünün (otsu veya odunsu) oluşturulmas veya zenginleştirilmesi.
270. Bitkilerin
Korunmas için Küresel Strateji (BKKS)
(Global Strategy for Plant Conservation (GSPP))
Mevcut ve devam etmekte olan bitki çeşitliliği kaybn durdurmak amacyla, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Altnc Taraflar Konferans tarafndan kabul edilmiş bulunan, sonuca yönelik, hedefe odakl strateji.
271. Bitkilerin yaşam
beraberliği
(Phytocoenosis)
Ekolojik istekleri benzer olan bitki türlerinin, aralarnda karşlkl etki ve ilişkiler kurarak meydana getirdikleri yaşam beraberliğini simgeleyen toplumlar.
272. Bitkisel önlemler
(toprak muhafaza)
(Vegetative measures for soil conservation)
Bitki örtüsü oluşturmak veya mevcut bitki örtüsünü geliştirmek suretiyle erozyonu durdurmay amaçlayan uygulamalar. Havzada yaplan ağaçlandrma, örtü geliştirme, otlandrma, mera slah çalşmalar, taban oyulmasnn olmadğ, fazla sediment taşmayan dere yataklarnn, yöreye uygun bitki türleri ile ağaçlandrlmas, otlu su yolu tesisi gibi çalşmalar bitkisel ve kültürel önlemler kapsamndadr. Dere yataklarnn bitki örtüsü ile tahkim edilmesine dönük önlemler yukar havzada teknik önlem alndğ halde yeterli görülmeyen veya yukar havzada teknik önlem alnamayan derelerin slah için kullanlabilir. Tarm alanlarnda yeşil gübreleme, bitki münavebesi, kontur tarm, şeritsel tarm vb faaliyetler.
273. Bitkisel rüzgar erozyonu kontrol yöntemleri
(Vegetative methods of wind erosion control)
Çapa bitkileri, sk yetişen bitkiler ve çallar ve ağaçlar gibi odunsu bitkiler yetiştirerek rüzgar erozyonunu kontrol etme yöntemleri.
274. Biyo-coğrafya
(Biogeography)
Organizmalarn coğrafi dağlş ile ilgili bilimsel çalşma.
275. Biyo-degredasyon
(canl bozundurma)
(Biodegradation)
Organik maddenin bakteriler araclğyla temel element ve bileşikler halinde parçalanmas olay. Organik artklarn çoğu biyo-degredasyona uğramaktadr.
276. Biyoekoloji
(Bio-ecology)
Bu terim "Popülasyon Ekolojisi'" ile eş anlamda kullanlmakta olup, belirli bir türün bireylerinden oluşan toplumlar ve çevreleri ile olan karşlkl ilişkilerini inceleyen bir ekoloji daldr.
277. Biyoenerji
(Bio-energy)
Bir yaşam mekanndaki organizmalarn veya artklarnn sahip olduğu kimyasal, enerjiye biyoenerji denir. Odun hammaddesinin yaklnca verdiği enerji, biyoenerji için tipik bir örnek oluşturur.
278. Biyofizik
(Biophysics)
Biyolojik yaplar ve süreçlerle ilgili çalşmalarda fizik metotlarn kullanan biyoloji dal.
279. Biyogenetik rezervler
(Biyogenetik koruma alanlar)
(Biogenetic reserves)
1) Soyu tükenmekte, ya da genetik çeşitliliği çok azalmakta olan tür ve tür toplumlarnn korunmas için uluslararas kriterlere göre ayrlmş koruma alanlardr.
2) Yasal bir statü ile korunmas güvence altna alnmş, bir veya birden çok nadir ve geleceği tehlikede olan yaşam ortamlaryla karakterize edilen ekosistemler veya ekosistemlerin belirli ksmlardr.
280. Biyo-güvenlik
(Biosafety)
1) İnsan, hayvan ve bitki sağlğ ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO'lar ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yaplmas.
2) Bitki genetik kaynaklarn, bitki, hayvan ve insan sağlğn veya çevreyi olumsuz olarak etkileyebilecek biyo teknoloji uygulamalar, transgenik bitkiler ile diğer organizmalarn ve özellikle mikroorganizmalarn çevreye salnmas konusunda gerçekleştirilecek güvenlik tedbirleri.
281. Biyo gösterge (canl gösterge)
(Bio-indicator)
Bir ortamda bulunuşlar, bolluklar, iyi gelişim göstermeleri, belirli koşullarda ortadan kaybolmalaryla, belirli yetişme ortam koşullar hakknda bir yargya varma olanağ sağlayan canl türlerdir. Örneğin, bir ortamn toprak reaksiyonu, tuzluluğu, nemliliği, şk, scaklk ve su ilişkileri veya hava kirliliği konusunda bir yargya varmay sağlayan bitki türleri vardr. Bu türler canl gösterge (biyo-indikatör) olarak nitelendirilir. Biyo-indikatörler, özellikle çevreye olan basklarn değerlendirilmesinde büyük bir önem taşmaktadr. Baz ekolojik basklara, örneğin havann SO2 ile kirlenmesine duyarl olan baz bitkiler, sararmak, gelişim anormalliği göstermek, hastalanmak, hatta ölerek bu duruma bir tepki gösterirler.
282. Biyogenesis
(Biogenesis)
Belli bir habitatta bitki ve hayvanlardan oluşan toplumun tasvirini kapsayan Biyo-coğrafya terimi.
283. Biyo jeomorfoloji
(Bio- geomorphology)
Canllar ile yüzey şekilleri arasndaki ilişkiyi inceleyen bilim dal. Jeomorfoloji ile biyoloji arasndaki ilişki iki açdan ele alnr: (i) Yüzey şekilleri ve jeomorfolojinin canllarn dağlş ve gelişimi üzerinde etkisi; (ii) Bitki, hayvan ve mikroorganizmalarn yüzey şekilleri üzerindeki etkisi ve buna bağl oluşan özel arazi şekilleri. Dağlk kesimlerdeki yükselti ve bak koşullarnn farkl bitki türlerinin yaylmas ve gelişmesi üzerinde önemli etkisi bulunmaktadr. Bunlarn tipik örneklerini ülkemizde görmek mümkündür.
284. Biyokapasite
(Bio-capacity)
Ekosistemlerin yararl biyolojik materyalleri üretme ve insanlar tarafndan yaratlan atk materyalleri absorbe etme kapasitesi. Bir arazinin biyo kapasitesi, aktüel fiziki alannn, haslat faktörü ve uygun eşdeğerlik (ekivalens) faktörü ile çarplmas suretiyle hesaplanr.
285. Biyokütle
(Biomass)
1) Yaşamakta olan veya yakn zaman kadar yaşamş olan organizmalardan meydana gelen biyolojik materyal. Genellikle bitkiler veya bitkisel materyallerden oluşmakta olup, ligninli biyokütle olarak tanmlanr. Bir enerji kaynağ olarak biokütleden, doğrudan yakma veya dolayl olarak biokütlenin farkl yöntemlerle (termal, kimyasal ve biyokimyasal) değişik biyo yakt formalarna dönüştürülmesi suretiyle yararlanlabilir.
2) Bir türe veya çeşitli türlerden oluşan bir topluma ait yaşayan organizmalarn herhangi bir dönemde sahip olduğu toplam ağrlk. Biyokütle ayn zamanda canl ağrlk anlamna da gelir. Yani herhangi bir yerin belli bir kesimindeki tüm bitkilerin canl ağrlğn kapsar. Bu bazen bitkisel ve hayvansal kütle olarak da ifade edilir.
3) Bir arazide birim alanda (veya bir su kütlesinde birim hacimde) yaşamlarn halen sürdüren canllar ile orada henüz yeni ölmüş canl kalntlarnn ve oradaki canllardan hasat edilen (veya avlanan) ürünlerin, ele alnan belirli bir zamanda mevcut olan toplam miktar. Biyokütle, genellikle kuru ağrlk olarak belirtilir ve o alanda üretilen “enerji” miktarnn (ekosistem verimliliğinin) bir ölçütü olarak kabul edilir.
286. Biyokütle yaktlar
(Biomass fuels)
Kendilerini üreten bitki örtüsü korunduğu veya yenilendiği sürece yenilenebilir olan enerji. Örneğin yakacak odun. Bunlarn fosil yaktlar yerine kullanlmas sera gaz salmlarnn azalmasn sağlar. Çünkü biyo yaktlar üreten bitkiler bunlarn yaklmas ile atmosferde oluşan karbon dioksiti tutmaktadrlar.
287. Biyolojik birikim
(Bio- accumulation)
Baz kirletici maddelerin yoğunluğunun, besin zincirinin birbirini izleyen halkalarnda giderek artmas olay.
288. Biyolojik çeşitliliğin korunmas
(Conservation of biodiversity, biodiversity conservation)
İnsanlarn genler, türler ve ekosistemlerle etkileşimlerinin yönetimi suretiyle bugünkü nesillere maksimum faydalar sağlarken, bunlarn gelecek nesillerin ihtiyaçlarn ve beklentilerini karşlama potansiyelini muhafaza etmektir.
289. Biyolojik çeşitlilik
(Biological diversity)
Diğerlerinin yan sra kara, deniz ve diğer su ekosistemleri ile bu ekosistemlerin bir parças olduğu ekolojik kompleksler de dahil olmak üzere tüm kaynaklardan canl organizmalar arasndaki farkllaşma anlamndadr; türlerin kendi içindeki ve türler arasndaki çeşitlilik ve ekosistem çeşitliliği de buna dahildir. Küresel ekonominin tahminen yüzde krk biyolojik ürünlere ve süreçlere dayaldr. Özellikle düşük verimli tarm bölgelerinde yaşayan yoksul halk büyük ölçüde doğal çevre kaynaklarnn genetik çeşitliliğine bağml bulunmaktadr.
290. Biyolojik çeşitlilik
kayb
(Biodiversity loss)
İnsanlar, yeryüzüne gelmelerinden ve hayvanlar avlamaya, yiyecek ve odun toplamaya başlamalarndan itibaren biyolojik çeşitlilik üzerinde etkiler oluşturmuşlardr. Özellikle son iki yüzyl içinde, insan nüfusundaki artş, doğal kaynaklarn aşr tüketimi ve çevrenin tahribat, küresel biyoçeşitlilikte çok ciddi ve devam eden azalmalara ve bozulmalara neden olmuştur. Bu durum sonucu türler sayca azalmakta veya kaybolmakta, ekosistemler tahribe uğramakta veya yok olmaktadr.
291. Biyolojik Çeşitlilik
Sözleşmesi (BÇS)
(UN Convention on Conservation of Biological Diversity (CBD))
1992 ylnda Rio’da düzenlenen Dünya Çevre ve Kalknma Zirvesinde kabul edilen kilit sözleşmelerden biri olup, biyolojik çeşitliliğin korunmas, bileşenlerinin sürdürülebilir kullanm, genetik kaynaklarn kullanm ile elde edilen yararlarn adil ve dengeli paylaşm hedefleri üzerine inşa edilmiştir. Taraflar konferans, yeryüzündeki ana biyomlar için çalşma programlar geliştirmiş olup, her program ilgili olduğu biyom için vizyon ve gelecekteki çalşmalara rehberlik sağlayacak temel ilkeleri sağlamaktadr. Bu programlar:
(i) tarmsal biyoçeşitlilik; (ii) kurak ve yar nemli alanlar biyoçeşitliliği; (iii) orman biyoçeşitliliği; (iv) iç sular biyoçeşitliliği için hazrlanmştr.
292. Biyolojik değişim
(metamorfoz)
(Metamorphosis)
1) Belirli özel bir işlevi görebilmek için canldaki ana organlardan birinin tipik şeklinin kaltsal olarak değişmesidir.
2) Kayaçlarn yüksek s ve basnç etkisi ile iç ve dş yaplarnda meydana gelen başkalaşm.
293. Biyolojik degredasyon (biyolojik bozulum)
(Biological degradation)
Mikroorganizmalar tarafndan organik maddelerin parçalanmas. Aerobik, yani serbest oksijen kullanan bakterilerin metabolizmas, parçalanmann oluşmasnda ana rolü üstlenir. Organik maddelerin parçalanmas ve ölümü, toprak ve suya besin maddeleri vererek bitkilerin büyümesini artrr, bu durum ise biyosferde hammaddenin yenilenmesini sağlar. Bitkisel maddelerin suda parçalanmas da sudaki oksijen ihtiyacnn azalmasna neden olur.
294. Biyolojik denge
(Biological equilibrium)
Bir toplum içinde iklim, toprak, topografya ve canllar arasnda dengenin oluşumu.
295. Biyolojik erozyon
(Biologic erosion)
Doğal hayvanlarn veya bitkilerin neden olduğu erozyon.
296. Biyolojik eşik değeri
(Swell range)
Canllarn normal olarak yaşamlarn devam ettirmeleri için belirli bir dozu, snr olan dş faktörlerin eşik derecesidir. Biyolojik eşik değer aşldğnda canllarn yaşamsal faaliyetleri önemli ölçüde sarslarak ortadan kalkmaya yüz tutar.
297. Biyolojik kaynaklar
(Biological resources)
Biyolojik kaynaklar, genetik kaynaklar, organizmalar veya parçalarn, popülasyonlar veya ekosistemlerin insanlk için halen ya da gelecekte kullanm imkân veya değeri olan diğer biyotik unsurlarn kapsar.
298. Biyolojik mücadele
(Biological combating)
Bitkide zararl, hastalk ve yabanc otlara karş diğer canl organizmalarn kullanlmasyla, zararl etmenin ekonomik zarar seviyesinin altnda tutulabilmesi için yaplan mücadele.
299. Biyolojik potansiyel
(Biological potential)
Dş faktörlerin etkileri dikkate alnmakszn bir canlnn üreme, yaşam gücü, rekabet, beslenme gibi yaşam aktiviteleri bakmndan sahip olduğu genetik özelliklerinin ve yeteneklerinin toplu halde ifadesidir.
300. Biyolojik saat
(Biological clock)
Organizmalarn zamana göre yaşamsal faaliyetlerini düzenlemesi. Hayvanlarn belli zamanlarda çiftleşmeleri, bitkilerin belli bir zaman geldiğinde yaşamsal faaliyetlerine (tomurcuklarn patlatarak vejetasyon dönemlerine) başlamalar.
301. Biyolojik üretim
(Biological production)
Bir ekosistem veya bir organizmann birim alanda, belli bir zamanda büyüme miktar. Bu miktar bir ylda bir hektar alanda kg olarak ifade edilir. Bazen bu bir günde cm2 alanda gr olarak da belirlenir.
302. Biyolojik verimlilik
(Biological productivity)
Bir ekosistemde belli bir zaman sürecinde meydan gelen üretimin miktar ve oran. Bu, tek bir organizma, bir popülasyon, tüm topluluklar ve ekosistemler için geçerli olabilir. Verimlilik birim alanda birim zamanda üretilen kuru madde veya enerji miktar olarak ifade edilebilir. Sulak alanlarda ise ölçme alan yerine hacm için uygulanr.
303. Biyolojik yap
(Biological structure)
Dere yataklarnda sürgün verme yeteneği yüksek canl bitkilerle yaplan enine yap.
304. Biyom
(Biome)
1) Sahip olduğu seçkin bitki örtüsü ile karakterize edilen ve yerel iklim koşullar tarafndan desteklenen bir yaşayan çevrenin (göknar orman veya mera alan gibi) ana parças, ana ekolojik birim.
2) Belli özellikte canllarn barndğ biyolojik birim. Bu birim, damgasn vuran ekolojik faktörlere göre isimlendirilir. Xxxxx koşullarna göre zonobiyomlar ayrt edilir. Bunlar; tropikal yağmur ormanlar, scak çöller, savan, bozkr, iğne yaprakl orman bölgeleri gibi.
305. Biyosfer
(Biosphere)
Dünya üzerinde hayatn olduğu veya canllarn yaşadğ hidrosfer, litosfer ve atmosferi kapsayan ortam. Bu ortam, geosfer yani taş kürenin üst bölümü ile atmosferin alt katn kapsar. Kara yüzeyinde flora ve fauna zeminin 3 m alt ile 30 m yukars arasnda bulunan kuşakta yer alr. Biyosfer deniz ve göllerde ise 200 m derinliğe kadar olan sahalar kapsar. Bitkiler besin maddelerinin bir bölümünü litosferdeki topraktan, bir bölümünü atmosferden, bir ksmn da hidrosferden alr. Bitki ayrştğnda ortaya çkan enerji ve karbon dioksit atmosfere, mineral maddeler toprağa ve suya karşr.
306. Biyosfer rezervi
(Biosphere reserve)
1) Bilim, eğitim ve ekolojik bakmdan dünya çapnda önem taşyan az rastlanan canl türleri ve yaşam mekan örneklerini barndran, doğal peyzajlara ait uluslararas bir koruma alan çeşididir.
2) UNESCO'nun İnsan ve Biyosfer (MAB) Program altnda tesis edilen ve koruma ile kalknma arasndaki ilişkiyi ortaya koymay amaçlayan koruma alanlar olup, küresel bir ağ vastasyla bağlanan bir biyolojik rezerv alanlar serisini oluştururlar.
307. Biyota
(Biota)
Belli bir alandaki tüm organizmalar (deniz biyotas, kara biyotas gibi).
308. Biyoteknik yöntemler
(Biotechnical methodologies)
Hedeflenen zararl türlere karş, tuzak ve tuzak sistemleri, feromonlar, cezp ediciler, uzaklaştrclar, böcek gelişme düzenleyicileri, beslenmeyi ve yumurtlamay engelleyiciler kullanlarak yaplan mücadele.
309. Biyo teknoloji
(Biotechnology)
1) Özgün bir kullanm amacyla ürünler veya süreçler meydana getirmek veya var olanlar değişime uğratmak üzere biyolojik sistemlerin, canl organizmalarn veya bunlarn türevlerinin kullanldğ her türlü teknolojik uygulama.
2) Mikroorganizma, doku kültürü yahut bu organizmalarn belirli ksmlarndan teknik amaçlarla yararlanmak için biyokimya, mikrobiyoloji ve mühendislik bilim dallarnn kombine olarak kullanldğ biyolojik ilkelere dayal teknoloji.
310. Biyotik
(Biotic)
1) Canllarla, yaşamla ilgili. Genellikle bir ekosistemdeki biyolojik bileşenleri içerir.
2) Yaşamn, özellikle popülasyonlarn ve ekosistemlerin tamam ile alakal, her bir yönü.
311. Biyotik çevre
(Biotical environment)
Bir ekosistemdeki üretici, tüketici ve ayrştrc olarak faaliyet gösteren tüm canllarn toplu olarak ifadesi.
312. Biyotik faktörler
(Biotic factors)
1) Canl çevreyi oluşturan bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar ve insanlar.
2) Organizmalarn yaşam faktörlerinde etkili olan özellikler. Orman tahribat, aşr hayvan otlatmas, regresif süksesyon ile bitkilerin gelmesi, bitkilerin kendi arasndaki rekabet biyotik faktörler kapsamndadr.
313. Biyotop (habitat)
(Biotope)
Bir canllar toplumunun, çevresinden oldukça keskin snrlarla ayrlabilen homojen özellikteki yaşam mekan. Bios yaşam, hayat tope yer (mekan) anlamnda olup, mekandaki canl ve cansz ortam arasndaki ilişkileri ve bu ortamdaki canl toplumun kendine özgü yetişme koşullarn kapsar. Habitatn en son alt bölümüdür. Biyotop çoğunlukla habitat ile eş anlaml olarak kullanlr. Ancak baz ülkelerde Biyotop ile habitat farkl kabul edilmekte ve habitat kapsamna belli bir tür veya popülasyon girerken, biyotop ise biyolojik toplumun tümünü kapsamaktadr.
314. Blok
(Block)
250 mm'den büyük çapta olan köşeli kaya bloklarndan oluşan parça.
000. Xxxx xxxxx
(Xxxx slumping)
Dik bir yamaç veya falez boyunca kayalarn bloklar halinde düşmesi veya bir kütlenin bütünüyle bulunduğu sahadan kayarak uzaklaşmas.
316. BMÇMS Bilgi Tabanl Etkileşimli Haritas
(UNCCD
Knowledge Base Interactive Map)
Taraf ülkeler tarafndan iki ylda bir BMÇM Sekretaryasna sunduklar raporlarda sağlanan bilgi tabanlar ve web sayfalarnn genel bir açklamasn sağlayan harita.
317. BMÇMS Sekretaryas
(Secretariat of the UNCCD)
Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansna, dokümanlarn hazrlanmas, toplantlarn düzenlenmesi dahil hizmetleri sağlama görevini yüklenen ve kurumsal olarak Birleşmiş Milletlere bağl olan, İdari Sekreter ve personeli.
318. Boğaz
(Gorge)
Yamaçlar dik, bazen kayalk olan derin ve dar nehir vadisi.
319. | Bonitet | Orman ekosisteminde yetişme ortamnn verimliliği. |
(Site quality site index) | ||
320. | Borç | Geri ödemesi gereken finansal transferler. |
(Loan) | ||
321. | Boşaltm | Bir drenaj sistemindeki belli bir noktadan birim zamanda geçen (boşaltlan) |
(Discharge)
suyun hacmi, örneğin saniyede m3 olarak ifade edilen akş, özellikle sv akş oran.
322. Boşaltma kanallar (su yollar)
yüksek maksimum yağşa göre hesap edilmektedir. | ||
323. | Botanik | Bitki bilimi. |
(Botany) | ||
324. | Botanik kompozisyon | Bir bitki birliği içinde onu oluşturan bitki türlerinin yüzde oranlar. |
(Botanical composition) | ||
325. | Boyuna kumul | Srtlar hakim rüzgar yönüne paralel olarak uzanan kumullar. |
(Longitudinal dune) | ||
326. | Boz esmer | İnce, orta derecede koyu renkli A1 horizonu ve grimsi kahverengi |
(Discharge channels)
Toprak koruma sistemi içerisinde; tesviye eğrilerine paralel tarm alanlarnda, terasl arazilerde, çevirme teraslarda ve sulanan sahalarda, yüzey akş sularn, erozyon olmayacak bir hzla, uygun bir boşaltma ayağna taşyan tesislerdir. Su yollarnn boyutlar genelde 10 ylda gelmesi muhtemel en
podsolik toprak
(Xxxx xxxxx podsolic soil)
A2
horizonunu, yüksek baz yüzdesine sahip olup önemli miktarda A2'den taşnmş bulunan silikat killerinin izlediği B horizonunu içeren bir zonal büyük toprak grubu.
327. Boz orman toprağ
(Gray forest soil, xxxx xxxx soil)
Açk renkli ağarmş bir A2 horizonu üzerindeki ince bir A1 horizonu, nispeten yüksek baz yüzdesine sahip olup, A2'den dikkati çekecek miktarda taşnmş silikat killerini içeren B horizonuna sahip topraklardan ibaret zonal bir büyük toprak grubu.
328. | Bozkr | 1) Tropik bölgeler dşndaki kurak-lman bölgeler içinde geniş alanlarda |
(Steppe) | yaylş gösteren, ağaçsz, özellikle ksa ot örtüsüne sahip çayr formasyonu. | |
2) Ağacn yetişmesi için yeterli yağşn olmadğ yerlerde kurak mevsimin başlamas ile yaşamsal faaliyetlerini tamamlayarak sararan ot topluluğu. İç Anadolu'da Tuz Gölü çevresinde ve Güneydoğu Anadolu'nun güney kesiminde görülen bozkrlar gibi. | ||
3) Yağşn ağaç yetişmesine yeterli olmadğ kurak ve yar kurak bölgelerde yer alan, çoğu otsu, yaz başndan itibaren sonbahar sonuna kadar çoğu yaşam döngüsünü tamamlayan bitki topluluğu. | ||
329. | Bozuk makilik | Franszcadan gelen bir terim olup, toprağn erozyonla aşr derecede kayba |
(Degraded maquis)
uğrayp kayalarn yüzeye çktğ, bozulmuş (degrade olmuş) makilikleri ifade eder. Bozuk makiliklere İspanya'da "Tomillares", Yunanistan'da "Phrygana" ad verilmektedir.
330. Bozuk orman
(Degraded forest)
İnsan faaliyetleri nedeniyle, o sahadaki doğal bir orman tipine nazaran, yap, işlev, tür bileşimi (kompozisyonu) veya verimlilik açsndan kayba ve bozuluma uğramş sekonder orman. Bozuk orman sahasndan ürün ve hizmetlerin sağlanmasnda azalma meydana gelmekte ve bu sahalar biyolojik çeşitliliğin sadece kstl bir bölümünü muhafaza edebilmektedir. Bozuk orman alanlarnn biyoçeşitliliği çoğunluğunu alt tabaka örtüsünde yer alan odun dş bileşenler oluşturmaktadr.
331. Bozuk orman rehabilitasyonu
degraded forest) | ||
332. | Bozulan alan | İnsanlarn neden olduğu süreçler nedeniyle doğal yap ve verimliliğinin bir |
(Degraded land) | bölümünü kaybetmiş alan. | |
333. | Böcek | Eklembacakllardan alt bacakl, çok kanatl ve vücutlar baş, göğüs ve karn |
(Insect) | olmak üzere eklemli üç parçadan meydana gelen hayvanlar. | |
334. | Böcek öldürücü (pestisit) | Hastalk ve zararllarn etkileri önleyen, azaltan veya yok eden kimyasal ve biyolojik bir etken (virüs, bakteri, dezenfektan, gibi). Söz konusu zararllar, |
(Rehabilitation of
Bozuk veya verimsiz orman alanlarnda mevcut türlerden gerekenlerin korunmas, aşlanmas, canlandrma kesimi, boşluk alanlara ormanlarda tabii olarak yetişen türlerin ekimi ve bu türlerin aşl veya aşsz fidanlarnn dikimi.
(Pesticides)
böcekler, bitki patojenleri, otlar, kuşlar, memeliler, balklar, nemotodlar ve mikroplar olabilir. Pestisitlerin bazlar sağladklar yararlar dşnda baz olumsuz etkilere (örneğin, insanlar üzerinde zehirleyici etkilere) de sahip olabilirler.
335. Bölge
(Region)
Bir veya daha fazla doğal özelliği veya insan faaliyetleri itibariyle çevresindeki sahadan ayrlan bir alan. Bölge ayrmnda, kültürel, ekonomik, morfolojik, doğal, fizyografik ve politik ölçütler kullanlr. Coğrafi bölge, iklim bölgesi, ekolojik bölge gibi. Bölge içinde yeryüzü şekilleri, iklim, gibi farkllklara dayal olarak alt bölgeler de ayrlabilir. Örneğin Göller Bölgesi Akdeniz bölgesi içinde bir alt bölgedir.
336. Bölgesel Ekler
(Regional Annexes)
BMÇMS'nin uygulanmas ile ilgili olarak mevcut beş adet bölgesel ek, Afrika, Asya, Latin Amerika ve Karayipler, Kuzey Akdeniz ve Orta ve Doğu Avrupa bölgelerini kapsamaktadr.
337. Bölgesel Ekonomik Entegrasyon Örgütü (BEEÖ)
(Regional Economic Integration Organization (REIO))
Belli bir bölgedeki bağmsz devletler tarafndan oluşturulan ve bu sözleşme ile düzenlenen konularda yetkili olan ve kendi usulleri uyarnca bu sözleşmeyi imzalamaya, onaylamaya, kabul etmeye ve uygun görmeye veya sözleşmeye katlmaya yetkilendirilmiş olan bir örgütü ifade eder.
338. Bölgesel eylem
plan (BEPl)
(Regional action plan (RAPl))
Bölge düzeyinde durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde hazrlanan plan.
339. Bölgesel eylem
program (BEP)
(Regional action programme (RAPr))
Etkilenen taraf ülkelerin istişare ve işbirliği ile ulusal programlarnn uyumlulaştrlmas ve verimliliğinin arttrlmasna katk sağlamak amacyla bölgesel düzeyde hazrlanan eylem programlardr. 10’uncu madde hükümleri, gereken değişikliklerle bölgesel programlara da uygulanacaktr. Bu işbirliği, snrlar ötesi doğal kaynaklarn sürdürülebilir yönetimi, bilimsel ve teknik işbirliği ve ilgili kurumlarn güçlendirilmesi için üzerinde mutabk kalnmş müşterek programlar da içerebilir.
340. Bölgesel gruplar
(Regional groups)
BMÇM kapsamnda, beş bölgesel grup tesis edilmiş olup, bu gruplar gündemdeki konular tartşma, büro üyelerini ve diğer elemanlar seçme görevlerini yürütürler. Bunlar, Afrika, Asya, Doğu Avrupa, Latin Amerika ve Karayipler (GRULAC), Bat Avrupa ve diğer gruplardr (WEOG).
341. | Bölgesel İşbirliği Ağlar (BIA) (Regional Cooperation | BMÇMS uygulamalar çerçevesinde belli konularda katk sağlamak amacyla, etkilenen ülkeler tarafndan bölgesel düzeyde tesis edilen işbirliği ağlardr. |
Networks (RCN)) | ||
342 | Bölgesel koordinasyon birimi | Taraf ülkeler tarafndan, bilgi toplama, tematik ağlar geliştirme, işbirliğini teşvik etme, ulusal, alt bölgesel ve bölgesel eylem planlarnn hazrlanmas, müzakeresi ve uygulanmas çalşmalarn destekleme ve koordine etme |
(Regional coordinating unit (RCU)) | amacyla tesis edilen mekanizmalar. | |
343. | Bölgesel teşkilat | Belli coğrafi veya jeopolitik snrlar içindeki devletler ve kuruluşlar arasnda |
(Regional organization (RO))
politik ve ekonomik entegrasyon ve diyaloğu, ayrca diğer bölgesel teşkilatlarla eşgüdüm ve işbirliğini güçlendirmek amacyla tesis edilen teşkilatlardr.
344. Brüt erozyon
(Gross erosion)
Bir havzada arazi yüzeyi ve kanallardan meydana gelen toplam erozyon.
345. Brüt yeşil milli
ürün (YBMG)
(Green Gross Domestic Product (GGDP))
Bir ülkenin geleneksel brüt milli gelir hesaplamalarnn, çevresel sonuçlarn da dikkate alnmas suretiyle belirlenmesine dayal bir ekonomik büyüme göstergesi. YMBG, biyolojik çeşitlilik kaybnn parasal değerlerinin hesaplanmas ve iklim değişikliğin maliyetlerinin dikkate alnmas suretiyle belirlenir.
346. Bugünkü net değer
(Net present value)
Bir projenin değişik yllarnda elde edilecek net faydalarn bugüne indirgenmiş değerleri toplam. Bir kaynağn kullanm ile elde edilen net faydalarn bugüne indirgenmiş değeri.
347. Buharlaşma
(Evaporation)
Yeryüzünden suyun scaklk etkisiyle buharlaşmasdr. Suyun atmosfere buhar halinde geçişini, havann scaklğ, hava içinde bulunan su buhar ve basnç durumu etkiler. Kuru havada scaklk artkça buharlaşma da artar, hava doygun hale geldiğinde buharlaşma durur. Hava basnc artkça buharlaşma artar. Rüzgar ve yükselti de buharlaşmay artrr. Havadaki su buhar, terleme ve buharlaşmay etkilediğinden bitkiler için son derece önemlidir.
348 Buharlaşma (bitkilerde terleme)
(Transpiration)
1) Bitkilerin kökleri ile aldklar suyu yapraklarndaki stomalarndan buhar halinde atmosfere vermeleridir. Bitki ile çevresindeki hava arasndaki nem açğnn yarattğ gerilim sonucunda bitki, çevresine su verir. Evaporasyon ve transpirasyonun birbirinden ayrlarak ölçülmesi zor olduğu için birleştirilerek evapotranspirasyon terimi kullanlmaktadr.
2) Suyun bitkiler tarafndan alnarak su buhar halinde atmosfere döndürülmesi süreci. Evapotranspirasyon ise transpirasyon (terleme) ve evaporasyonun (buharlaşma) her ikisi tarafndan beraberce atmosfere olan su kaybn ifade eder.
349. Buharlaşma potansiyeli (buharlaşma kapasitesi)
(Evaporation potential, evaporative capacity)
Mevcut atmosferik koşullar altnda, kimyasal olarak saf ve etrafn çeviren atmosfer scaklğndaki bir su yüzeyinden meydana gelen buharlaşma miktar.
350. Buharlaşma ve terleme
(Evapotranspiration)
1) Bir arazideki suyun belli zamanlarda yüzeyden buharlaşmas ve bitkilerin terleme suretiyle su kaybn kapsayan bileşik bir olaydr.
2) Suyun yüzeyden buharlaşmasna evaporasyon, bitki yüzeyinden olan buharlaşmaya ise transpirasyon denir. Evapotranspirasyon, bitki ve topraktan olan buharlaşmann tümünü ifade eder.
351. Buluş (yenilik, inovasyon)
(Innovation)
1) Bir değer artşn veya bir sorunun çözümünü yeni bir yolla sağlayan süreç. Bir ürün, fikir veya yaklaşmn yenilik olarak nitelendirilebilmesi için daha önce uygulanmamş olmas, amaca ulaşma açsndan yararl ve maliyet etken olmas, pilot uygulamalar neticesinde kantlanmş bulunmas gerekir. Yenilikler teknoloji, kalknma yaklaşmlar, kurumsal düzenleme, finansal araçlar veya mekanizmalar alanlarnda olabilir.
2) Belli bir alanda yenileşmeye, ilerlemeye yönelik olarak yaplan işlem ve değişiklik. Yeni buluş.
352. Bulut çatlamas
(Cloud burst)
Olağanüstü şiddette, ksa süreli ve genellikle küçük bir sahada meydana gelen yağmur sağanağ.
353. Buzul (glasye)
(Glacier)
Bir sahay kaplayan, kar ve yağşn erimeyi aştğ bölgelerde meydana gelen ve dağ ve vadilerin eğimine uygun olarak yavaş hareket eden buz kütlesi.
354. Buzul erozyonu
(Glacier erosion)
Yüksek dağlk arazideki derelerde, çeşitli zamanlarda oluşmuş ulunan buzullarn (glasyelerin) ksm ksm ve yavaş yavaş aşağlara doğru yürümesi srasnda beraberinde moren denilen çeşitli büyüklükte materyal kitlelerini sürüklemesi ile meydana gelen aşnma ve taşnma olay.
355. Büro (BMÇMS Bürosu)
(Bureau (Bureau of UNCCD)
Taraflar Konferansnn işlerini yürütmekten sorumlu yapdr. Üyeleri mevcut beş bölgesel grup tarafndan seçilir. Büro, bir başkan, 9 başkan yardmcs ile Bilim ve Teknoloji Komitesi Başkanndan oluşur.
356. Bütünsel yaklaşm (ekoloji)
(Holistic approach)
Doğadaki ilişkileri, etkileşimi ve insan faaliyetlerini tek tek ele almak yerine bir bütün olarak görmeyi amaçlayan yaklaşm şekli.
357. Büyük oyuntu
(Large gully)
Derinliği 4,5 m'den daha fazla olan oyuntu.
358. Büyük toprak gruplar
(Main soil groups)
Esasa ait temel karakterleri ayn olan topraklar içine alan grup. Örnek olarak çernozyem, gri kahverengi, podzolik ve podzol topraklar gösterilebilir.
359. Büyük yaşam kuşaklar (biyom)
(Major life zones)
Dünya üzerinde makro iklimlerin tropik, sub-tropik, serin lman, soğuk
lman, boreal (kutupsal) hüküm sürdüğü geniş coğrafi bölgelerde yaşayan, benzer ekolojik isteklere, toplum yapsna ve tür birleşimine sahip canllar toplumu veya yaşam birlikleri.
360. Büyüme (bitkilerde)
(Growth (in plants))
Bir bitkinin boyutunda geriye dönüştürülmesi mümkün olmayan artştr. Büyüme, hücrelerin bölünme suretiyle saylarnn artmas ve bunu takiben hücre boyutundaki artşla meydana gelir. Hücre bölündüğünde ana hücrenin yars boyutunda olacağ için kendi başna büyümeyi sağlayan bir olay olmayp, asl büyümeyi, bölünen hücrenin genişleyerek ana hücre boyutunu alma süreci sağlar.
361. Büyüme devresi
period) | ||
362. | Büyüme halkas, artm halkas | Ağaçlarda büyüme mevsimine dayanarak meydana gelen yllk büyüme miktarlarn gösteren halkalar. Bunlarn ağaç gövde ve dallarnn enine |
(Growth ring) | kesitlerinde görülmesi mümkündür. | |
363. | Büyüme mevsimi | Bitkilerin, scaklk ve yağş isteklerine bağl olarak belli bir yerdeki büyüme |
(Vegetation
Bitkilerin tomurcuklarn patlatmasndan yapraklarn dökerek yaşamsal faaliyetlerini tamamlamasna kadar geçen süre. Bu devre içinde bitkiler gelişimlerini sürdürür.
(Vegetation season, growing season)
dönemi. Orta kuşakta don olaylarnn sona ermesiyle başlar ve sonbaharda günlerin ksalmas ve soğuğun düşmesiyle sona erer. Büyüme mevsimi nemli ve scak bölgelerde yl boyu devam ederken, kuzey enlemlerde ve yüksek yerlerde 8-10 haftaya kadar düşebilir.
C
364. C horizonu
(C horizon)
Genel olarak biyolojik aktiviteden ve toprak oluşumu olaylarndan nispeten az etkilenmiş olan ve A ve B horizonlarna özgü tanmlama özelliklerinden yoksun bulunan bir horizon. Bu horizon, A ve B horizonlarnn oluştuğu materyale benzeyebilir veya benzemeyebilir.
365. CAM bitkileri
(CAM plants)
Karbondioksit tutumunu (fiksasyonunu), depoladğ suda yaparak kullanan kuraklğa dayankl sukulent bitkiler. Kurak ortamda yetişen ya da bu ortamlar seven kaktüs gibi gövdesinde su biriktiren bitkiler, gece scaklğn düşmesi ile stomalarn açarak karbondioksiti alr ve organik asitlerle birleştirir. Gündüz ise stomalarn kapatarak suyu tutarlar. Bünyesinde aldğ karbondioksiti fotosentezde kullanr.
366. Canl çevre öğeleri
(Biotic factors)
Bkz. Biyotik faktörler.
367. Canl çit
(Living hedge)
Özellikle tarla kenarlarnda ve fidanlklarda, rüzgâr zararlarna veya diğer müdahalelere engel olmak için sralar halinde dikilen ve genellikle yerden itibaren sk dal yapan bitkilerin oluşturduğu çit.
368. Canl materyal ile kumul stabilizasyonu
(Dune stabilization with live
material)
Otlandrma veya çallandrma ile kunul stabilizasyonu.
369. Canl organizma
(Living organism)
Mikroorganizma, steril organizma, virüs, virion ve viroidler de dâhil olmak üzere genetik materyali çoğaltabilen, aktarabilen herhangi bir biyolojik varlk.
370. Cansz materyal ile
kumul stabilizasyonu
(Dune stabilization with dead material)
Önlem alnacak kunul yüzeyini çal ile kapatma veya örme, perde oluşturma (kurma) ve kazklarla sahay küçük karelere bölme.
371. Cazibe sulamas
(Gravity irrigation)
Sulama suyunun tarla yüzüne dağtlmasnda sadece arazi eğiminden faydalanlarak yaplan sulama.
372. Cep teras
(Pocket terrace)
Cep teraslar, eğimin çok fazla (>%80) olduğu, diğer teras sistemlerinin uygulanamadğ, genellikle karstik, taşl arazilerde zeytin, Antep fstğ yetiştirildiği veya normal eğimde orman ağaçlandrmasnn yaplacağ ve ayn zamanda erozyonun önleneceği arazilerde kurulur. Cep teraslarda ağaç dipleri, çanak biçiminde açlarak, yüzey sulardan bitkinin daha çok yararlanmas sağlanr. Arazide taş bulunursa, açlan dolgu ksmlarnn önüne duvar örülür.
373. Coğrafi bölge
(Geographic area)
Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler itibariyle snrlar içinde benzerlik gösteren geniş alanlara coğrafi bölge denir.
374. Coğrafi bilgi sistemi (CBS)
(Geographic Information system (GIS))
1) Konumsal verilerin saysal olarak toplanmas ve analiz edilmesini sağlayan teknikleri ve metotlar kullanan, uydulardan alnan görüntülerin ve hava fotoğraflarnn bilgisayarda değerlendirilmesi ile ilgili bir çalşma alan. Coğrafi bilgi sistemi yardmclğ ile birçok coğrafi öğe değerlendirilerek uygulamaya yönelik şekilde ortaya konur. Örneğin, tarm alanlar belirlenerek buradaki ürün çeşitleri ve olas üretim değerleri, orman kaynaklarnn nitelikleri belirlenir, akarsu, göl ve denizlerin kirlilik durumu ortaya çkarlr, arazi bozulum durumu (erozyon, bitki örtüsü tahribat) saptanr.
2) Dünya üzerindeki karmaşk sosyal, ekonomik, çevresel gibi sorunlarn çözümüne yönelik mekâna/konuma dayal karar verme süreçlerinde kullanclara yardmc olmak üzere, büyük hacimli coğrafi verilerin toplanmas, depolanmas, işlenmesi, yönetimi, mekânsal analizi, sorgulamas ve sunulmas fonksiyonlarn yerine getiren donanm, yazlm, personel, coğrafi veri ve yöntemler bütünüdür. CBS, genel bir kavram olup; çeşitli kullanm alanlarna ve tematik konulara yönelik olarak geliştirilen CBS uygulamalar vardr. Bu CBS uygulamalar, Kent Bilgi Sistemi, Orman Bilgi Sistemi, Karayollar Bilgi Sistemi, Arazi Bilgi Sistemi, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi, Lojistik Bilgi Sistemi, İç Güvenlik Bilgi Sistemi, Araç İzleme Bilgi Sistemi, Trafik Bilgi Sistemi, Kampus Bilgi Sistemi, Deprem Bilgi Sistemi, Harita Bilgi Sistemi, gibi şekilde adlandrlr.
375. Coğrafi kuşak (coğrafi bölge)
dairesi ile yengeç dönencesi arasnda yer alan Kuzey Ilman Zonu (% 25.99); (iii) tropik daireler arasnda yer alan Çok Scak Bölge (%39.78); (iv) oğlak dönencesi ile Antarktik daire arasnda yer xxxx Xxxxx Ilman Zonu (%25.99); ve (v) Güney Antarktik dairesinin güneyinde yer xxxx Xxxxx Soğuk Zonu (% | ||
4.12)'dur. | ||
376. | CORINE Program | Çevre ile ilgili bilgilerin koordinasyonu anlamna gelen "Coordination of |
(CORINE | Information on the Environment" ifadesinin ksaltlmşdr. 1985 ylnda Avrupa Birliğinin girişimi ile tesis edilmiştir. Xxxxxx xxxx tabanlar ve birçok | |
Program) | program EEA tarafndan devralnmştr. Bunlardan biri 44 farkl snf | |
kullanarak gerçekleştirilen arazi örtüsü envanteri olup bu çalşma ürünü | ||
olarak üretilen 1:100000 ölçekli harita Avrupa alanlarnn büyük ksmn | ||
kapsamaktadr. Halen bu model kullanlarak: (i) toprak aşnm duyarllğ | ||
(erodibilite: ayn koşullar altndaki topraklarn erozyona karş nispi | ||
duyarllğ); (ii) aşndrc etken (Erosivity); (iii) topoğrafik durum ve (iv) | ||
bitki örtüsü göstergelerine dayal “Erozyon Risk Değerlendirmesi” | ||
çalşmalar yaplmaktadr. | ||
377. | Cüce çallar | Toprak yüzeyinden itibaren dallanan, gövde ve tepe ayrm olmayan, |
(Geographic zone)
Yeryüzünün, enlem derecelerine göre ve iklimsel farkllklar itibariyle ayrlan beş ana bölgesi olup, bunlar: (i) kuzey kutup dairesinin üstünde yer alan Soğuk Kuzey Zonu (yeryüzü alannn % 4.12'sin' kaplar); (ii) kuzey kutup
(Dwarf shrubs)
yetişkin yaşta ancak 0.5 m yüksekliğe kadar boy yapabilen bir gelişim formuna sahip odunsu bitkiler.
Ç
378. Çakl
(Gravel)
2 mm'den daha büyük, yuvarlak tanelerden oluşan, çimentolaşmamş taş parças.
379. Çal
(Shrub, scrub, xxxx)
Bkz. Ağaççk.
380. Çal demetli canl
eşik
(Live brush sill)
Sürgün verme özelliği olan türlerden hazrlanan kazklarn arkasna 20-30 cm çapl dal demetleri üst üste konarak yaplan eşik.
381. Çal demetli çit
(Brush fence, brush (barrier)
Çeşitli boydaki çallarla, kazklar aras mesafe 0,5 m şekilde, 1-2 m aralkl sralar halinde yaplan çit.
382. Çal demetli çit teras
(Brush fence terrace)
Çürük yamaçlarn stabil hale getirilmesinde kullanlan metotlardan biridir. Sralar arasndaki mesafe, örme çitte olduğu gibi, 1-2 metredir. Yalnz, örme söz konusu olmadğndan, iki kazk arasndaki mesafe biraz daha fazla olabilir. Çal demetleri tesisinde kazklar aras mesafe 0.50 m. olarak kabul edilebilir. Bölgeden sağlanan çeşitli boydaki çal ve çrplar toplanarak demetler haline getirilir. Çaklan kazklarn üst ksmna bir hendek açlarak demetler yerleştirilir. İklim şartlar uygun ise kazklar sürgün veren cinsten olmaldr. Kazk çakma ve demetlerin yerleştirilmeleri tamamlandktan sonra çal demetleri sralarnn alt ve üst ksmna yöreye uygun ve hemen kök yapabilen buğdaygil ve baklagil yem bitkileri ekilmelidir. Ayrca, sra aralarna da dikimi uygun fidanlarla ağaçlandrma yapmaldr.
383. Çal demetli teras
(çal demetli seki)
(Terrace enforced with brush bundles, brush terrace)
1) Bu teraslar meyilli, rüzgâr erozyonuna duyarl, ince kumlu yapda, ince materyalin taşndğ yamaçlarn stabil hale getirilmesinde kullanlr. Bu amaçla, yamaçta kaz tabanna ters meyil verilerek bir hendek açlr. Bu hendek içersine civardan temin edilen her türlü dallar demetler halinde uçlar toprak dşnda kalacak şekilde yatrlr. Daha sonra, bu terasn üzerine toprak çekilerek bir gradoni tipi terasa dönüştürülür, toprak skştrlarak % 35-40 meyil verilir. Daha sonra açlan çukurlara fidanlar dikilir.
2) Yamaçlarda rüzgâr erozyonuna karş demet halindeki çal ve dallarla yaplan ve daha sonra gradoni tipi terasa dönüştürülen seki.
384. Çal demetli toprak
eşik (çal demetli toprak sedde)
(Brush earth dam)
Ard ardna gelen 20 cm kalnlğnda çal ve 10 cm kalnlğnda toprak katlar ile yaplan sedde. Derenin toprak sedde yaplacağ yeri, çal demetleri uzunluğunda (0.60-0.70 m.), temel kazs gibi derin olmayacak fakat sadece mansaptan menbaya doğru %10 meyilli bir şekilde düzeltilir. Düzeltilen zemin üzerine çallar 20 cm yüksekliğinde dere akş istikametinde serilir. Dallarn kaln uçlar memba tarafna, ince uçlar mansap tarafna bakacak şekilde yerleştirilir. Üzerine 10 cm yüksekliğinde toprak serilerek iyice skştrlr, tekrar 20 cm. çal demeti serilir, yine 10 cm toprak serilerek skştrlr, istenen seviyeye kadar bu işlem tekrarlanarak en üst ksmdaki toprak skştrldktan sonra, orta ksmnda suyun akacağ yere taş kaplama yaplr. Ayrca diğer eşiklerde olduğu gibi seddenin menba taraf mutlaka toprakla doldurularak skştrlr.
385. Çal eşik
(Brush drop)
Oyuntu veya dere yatağ üzerine enine döşenen çal veya dallarn kazk veya telle bağlanp sağlamlaştrlmas ile inşa edilen ve düşü yüksekliği 0,5 m'yi aşmayan eşik.
386. Çal meralar
(Shrub pastures)
Hayvanlarn yem ihtiyacn karşlayan çallklar. Makilikler bunlara örnektir. Yazn yeşil kalan çallar hayvanlara yem temin eder.
387. Çallk
(Brushland)
1) Sk olarak bir araya gelmiş bulunan ksa boylu, çallaşmş ağaç toplumu veya ksa boylu çallar ile çallaşmş ağaçlarn birlikte oluşturduğu sk bir bitki toplumudur. Genellikle 2 m'ye kadar ksa boylu çallar tarafndan oluşturulur.
2) Olgunluk aşamasnda 0.5 ile 5 m arasnda boylanan çoğunlukla odunsu bitkilerden oluşan toplum. Maki ve garig birer çal toplumu olarak dikkate alnabilir.
388. Çamur
(Mud)
1) Killi ve balçk bünyede toprak ve materyallerin su ile doygun hale gelmesi:
2) Körfez, göl, lagün ve okyanuslarn derin kesimlerinde biriken sulu, killi veya milli pekişmemiş tortul.
389. Çamur akş (çamur seli)
(Mudflow)
1) Fazla miktarda su ihtiva etmek suretiyle akc hale gelen çeşitli tane büyüklüğünde ve homojen olmayan materyalin çoğunlukla eski bir mecray takiben akmas. Bu olaya, çamur seli, çamur çğ da denir.
2) Oldukça hzl çamur akm. Bu seller oyuntular ve akarsu vadilerini takip ederek oldukça uzak mesafelere uzanabilirler. Hzlar çamur çğlarna göre daha yavaş olup daha düşük meyilli yamaçlarda, örneğin yar kurak
bölgelerde yüzeyde engellerin bulunmadğ ve bitki örtüsü tarafndan korunmayan yerlerde görülürler. | ||
390. | Çamur taş | Çoğunlukla killi malzemeden oluşan, tabakalaşma göstermeyen sertleşmiş |
(Mud stone) | tortul kaya. | |
391. | Çamur yağmuru | Yağmur sularnn bulank ve çamur görünümlü yağmas. |
(Mud-rain) | ||
392. | Çayr | Taban suyunun nispeten yüksek olduğu yerlerde görülen, hayvan otlatma |
(Meadow, grassland) | ve/veya hayvan yemi üretimi amacyla kullanlan, çoğunlukla yllk ve çok yllk otsu bitkilerin yetiştiği, toprağ sürülmeyen araziler (dar anlamda). | |
393. | Çayr bozkr | Bozkrlara göre nemlilik koşullarnn biraz daha iyi olduğu, uzun boylu |
(Meadow steppe) | bozkr bitkileri ve çayr otlarndan oluşan otlak. | |
394. | Çayr stepleri | Ağaçsz, ksa boylu ve belirli derecede kuraklğa dayankl otlarn hakim |
(Grass steppe) | olduğu alanlar. Doğu Avrupa ve Sibirya stepleri, Kuzey Amerika'daki |
preriler, Doğu Arjantin'deki pampalar bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu steplerin çoğunda lös topraklar hakimdir.
395. Çayr toprağ
(Prairie soil)
Genellikle profilinde birkaç çeşit toprak bünyesi bulunan ve kalsiyum karbonat birikmesine uğramş, önemli bir horizonu olmayan, çernozyem topraklarna benzer ise de üst toprağ koyu kahverengi olan, rutubetli mutedil bölgelerde çayr örtüsü altnda gelişmiş toprak.
396. Çerçeve
(Framework)
Plan ve programlar için üst düzeyde ortak bir amaç ve istikamet oluşturan bir yap.
397. Çernozyem
(Chernozem)
1) Kaln siyah veya siyaha yakn renkli, organik maddece zengin, yüksek miktarda değişebilir kalsiyum içeren A horizonuna ve bunun altnda daha açk renkli A-C geçit horizonu ve daha altta kalsiyum karbonat biriktirme zonana sahip bulunan, serin yar nemli bir iklim koşulunda uzun ve orta boylu mera vejetasyonu altnda oluşan büyük toprak grubu.
2) Orta kuşağn yar nemli alanlarnda uzun boylu çayr vejetasyonu altnda gelişmiş toprak. Yeni toprak snflandrma sistemine göre yumuşak (Mollisol) toprak snfna dahil edilen bu topraklara ayn zamanda "kara
topraklar" da denir. Zengin çayr örtüsü altnda organik artklarn yavaş parçalanmasndan dolay üst toprak organik maddece zenginleşerek koyu renk almştr. Üst topraktan ykanan karbonatlar B horizonunun alt ve C horizonunun üst ksmnda birikmiştir. Besin maddesince zengin ve tarma uygun topraklardr.
398. Çeşitlilik
(Diversity)
Bir örnekteki değişik elemanlarn değişkenliği ve nispi bolluğu.
399. Çevirme hendeği
(saptrma hendeği)
(Diversion ditch, diversion channel)
1) Su toplama alanndan sel oyuntularna akan ve bunlarn büyümelerine yol açan yüzey akş sularn çevirip sel oyuntusuna girmesini engelleyen ve başka bir kanala aktlmasn sağlayan hendek. Bu hendekler, 2-4 dekar yağş alanna sahip oyuntularda başar ile kullanlmaktadr. Çevirme hendekleri, yalnzca oyuntuya gelen sular önlemek için kullanlmaz, fazla yüzeysel sularn ve sedimentin zararlarndan herhangi bir snaî tesisi veya tarm arazilerini korumak için de tesis edilirler. Ayrca, gelen sular toplayan dere veya boşaltma kanallarnn sular bir gölette toplanyorsa bu sulardan sulama suyu olarak da yararlanlabilir.
2) Alt meyillerdeki arazileri ve buralarda yürütülen çalşmalar korumak amacyla yüzeysel akş suyunu tutmak ve güvenli bir boşaltm yoluna aktarmak için, yamaç meyline dik (çapraz) olarak tesis edilen toprak kanal.
400. Çevirme teras
(Diversion terrace)
Bir teras sisteminden suyu saptrmak için veya baz amaçlarla suyu tabii mecrasndan çevirmek için inşa edilen bir teras tipi.
401. Çevre
(Environment)
1) Canllarn yaşamlar boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşlkl olarak etkileşim içinde bulunduklar biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam.
2) Bir organizmann veya organizmalar toplumunun yaşamas, gelişmesi ve evrimi üzerinde etkiye sahip faktörlerin yer aldğ biyotik ve abiyotik ortamn bütünü. Çevre, ölçek olarak mikrokobik'ten küresel boyuta kadar değişebilir. Çevre niteliklerine göre alt bölümlere de ayrlabilir. Örnek olarak denizsel, atmosferik, karasal çevrelerden (ortamlardan) bahsedilebilir. Yaşayan her canlnn kendi yaşam çevresine (ortamna) sahip olduğu düşünüldüğünde çevrelerin says saylamayacak kadar çoktur.
402. Çevre ahlak (çevre vicdan, çevre etiği)
(Environmental ethics)
Herkesin, yaşanabilir bir çevre yaratlmas ve bunun devam ettirilmesi için bizzat sorumlu olduğunun bilincine sahip olmas ve bu hususta vicdanen görevli ve zorunlu hissetmesidir.
403. Çevre bilinci (çevre vicdan)
(Environmental conscious)
Bireylerin veya toplumlarn çevreyle dengeli bir şekilde ilişkilerde bulunabilmesi için sahip olmalar gereken davranş, tutum ve düşünce şeklidir. Bunun temelinde, insanlarn çevreyi tahrip etmemesi gerektiğini anlayp kavramas yer almaktadr.
404. Çevre dostu teknik
(Environmentally friendly technique)
Çevreye zarar vermeyen veya en az zarar veren teknoloji yöntemi.
405. Çevre eğitimi
(Environmental education)
İnsanlara, doğal, teknik ve sosyal bir çevredeki her türlü davranş ve eylemlerinin sonuçlarn analiz edip, değerlendirilebilecek bilgiler verilmesini ve yetenekler kazandrlmasn sağlayacak öğretim ve eğitimdir. Bu eğitim ile çevre tahribatnn doğada ve insanlar üzerinde yapacağ etkilerin değerlendirilmesi ile ilgili değer yarglar, normlar ve bilinçlenmeyi sağlayacak bilgiler verilir.
406. Çevre hukuku
(Environmental law)
Etkili ve genel bir çevre korumay amaçlayan hukuksal önlemler ve düzenlemeler. Bunlar, kanun, tüzük yönetmelikler ile uluslararas anlaşmalar kapsar.
407. Çevre kirliliği
(Environmental pollution)
Çevrede meydana gelen ve canllarn sağlğn, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etki.
408. Çevre korunmas
(Environmental protection)
Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasn ve yok olmasn önlemeye, mevcut bozulmalar gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalşmalarn bütünü.
409. Çevre sorunlar
(Environmental problems)
Ekosistemler üzerinde insan müdahaleleri veya doğal etkenler nedeniyle meydana gelen ve ekosistemlerin işlevlerini zorlaştran, azaltan veya engelleyen etkiler.
410. Çevre yönetimi
(Environmental management)
1) İdarî, teknik, hukukî, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel araçlar kullanarak doğal ve yapay çevre unsurlarnn sürdürülebilir kullanmn ve gelişmesini sağlamak üzere yerel, bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde belirlenen politika ve stratejilerin uygulanmas.
2) Toprak, su ve hava gibi doğal kaynaklarn çevresel açdan kabul edilebilir uygulamalar yoluyla kullanlmas.
411. Çevresel açdan
sağlam yönetim
(Environmentally sound management)
Tehlikeli atklar ve diğer atklarn insan sağlğ ve çevre üzerinde yaratabileceği olumsuz etkilerin önlenmesini garanti altna alacak etkin ve uygulanabilir önlemlerin gerçekleştirilmesi.
412. Çevresel adalet
(Environmental justice)
Çevresel yasalarn, kurallarn ve politikalarn hazrlanmas, uygulanmas ve desteklenmesi süreçlerinde, tüm insanlarn, rk, renk, ulusal ve etnik köken veya gelir durumlar itibariyle farkllklarna baklmakszn, adil muamele görmeleri ve bu süreçlere yeterli şekilde dahil edilmeleridir. Çevresel adaletin sağlanmas, her bireyin çevre ve sağlkla ilgili tehditlere karş eşit korumadan yararlanabilmesine ve sağlkl bir çevreye sahip olmayla ilgili karar süreçlerine eşit katlabilmesine bağldr.
413. Çevresel bozulum
(Environmental degradation)
Çevrenin, hava, su, toprak gibi kaynaklarnn zarara uğramas ve azalmas, ekosistemlerin tahribat ve yaban hayatnn yok olmas gibi nedenlerle bozuluma uğramas, arzu edilmeyen değişikliklerin meydana gelmesidir.
414. Çevresel değer
(Environmental value)
Bir toplumun, estetik, rekreasyon olanaklar ve kaynaklar gibi çevresel mal ve hizmetlere atfettiği değerdir.
415. Çevresel döngü
(Environmental cycle)
Elementlerin, çevrenin farkl bölümlerinde (hava, su, toprak, organizma, gibi), farkl formlarda devaml olarak yer değiştirerek döndüğü bir doğal süreç. Örnekleri arasnda, karbon, azot ve fosfor döngüleri ile su döngüsünden bahsedilebilir.
416. Çevresel etki değerlendirmesi
(Environmental impact assessment)
1) Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için önlemlerin alnmas, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesi ve projelerin uygulanmalarnn izlenmesi ve kontrolü amacyla gerçekleştirilen çalşmalar.
2) Önerilen bir proje veya programn çevresel sonuçlarnn değerlendirilmesi ve alternatiflerinin analiz edilmesi süreci.
417. Çevresel gösterge
özellikler kazanmas dikkate alnarak çevrenin hangi yönden ne ölçüde değişmeye uğradğ ortaya çkarlr. Çevresel etki değerlendirmesinde bu göstergeler dikkate alnr. | ||
418. | Çevresel izleme | Belli aralklarla, belirli süre herhangi bir çevresel bileşenin denetlenmesi, |
(Environmental monitoring) | gözlenmesi veya korunmas. | |
419. | Çevresel maliyetler | Çevre ve ekosistemleri olumsuz yönde etkileme bedeli. |
(Environmental costs) | ||
420. | Çevresel nedenlerle göçenler | Mevcudiyetlerini ciddi şekilde tehdit eden ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen doğal veya insan kaynakl belirgin bir çevresel bozulma nedeniyle geleneksel yaşam alanlarn geçici veya devaml olarak terk eden insanlar. |
(Environmental refugees) | ||
421. | Çevresel yönetim | Bkz. Çevre yönetimi. |
(Environmental management) | ||
422. | Çğ | Bir yamaç üzerinde toplanan kar kütlesinin yeni yağan karlarla aşr |
(Environmental indicator)
Çevrede meydana gelen değişmeleri gösteren organizma veya fiziki faktörler. Çevresel değişmede bitki örtüsünün uğradğ tahribat veya değişim, hava bileşimindeki farkllaşma, topraklarn baz özelliklerini kaybetmesi veya baz
(Avalanche)
yüklenmesi (ağrlğnn artmas) veya yamaçla bağlantsnn zayflamas halinde, herhangi bir hareket gücü ile dengesini kaybederek dağ yamacndan aşağya doğru kaymas ve yuvarlanmas olaydr. Çğlar önlerine gelen engelleri tahrip eder, beraberinde toprak, taş ve ağaçlar söker ve götürür. Çğlar, kar çğ (snow avalanche), döküntü çğ (debris avalanche) ve kaya çğ (rock avalanche) olarak snflandrlr. Çğlar genellikle doğal dengenin bozulduğu alanlarda meydana gelir. Orman örtüsünün kaldrldğ yerlerde kar çğlar, yamaç arazilerde yol geçirilen yerlerde döküntü ve kaya çğlar meydana gelir.
423. Çğ erozyonu
(Avalanche erosion)
Yağşn kar şeklinde düştüğü dağlk yamaçlarda biriken kar tabakalarnn aşağya doğru hzla akmas esnasnda kat materyali yerlerinden koparp aşağxxxx xxxmas.
424. Çkt
(Outputs)
1) Kalknma faaliyetleri neticesinde meydana gelen ürünler, yatrm mallar ve hizmetlerdir. Bunlar, sonuçlarn elde edilmesi ile ilişkili faaliyetlerin meydana getirdiği değişiklikleri de kapsayabilirler.
2) Üretilen ürün ve hizmetlerin miktardr.
425. Çplak arazi (çplak xxxx)
(Bareland, denuded land)
Üzerindeki bitki örtüsünün, genellikle doğal ve insan kaynakl faktörlerin ortak etkisi ile büyük ölçüde veya tamamen yok olduğu arazi. Denuded, aşnma sonucu düzleşmiş arazi de denir
426. Çplak köklü fidan
(Bare-rooted seedling)
Köklerinin toprakl bir tüp veya kap içinde değil, çplak durumda olduğu fidanlar. Bu fidanlar, uyku durumunda olan kökleri faaliyete geçmeden mümkün olduğunca ksa zaman içinde dikilmeli ve o zamana kadar nemli durumda tutulmaldr.
427. Çplaklaşma
(Denudation)
Arzn kat maddelerinin yağmur, don, rüzgâr, akarsu ve diğer etkenler tesiri ile erozyona maruz kalmas ve böylece daha önce bitki örtüsüne sahip olan tabakalarn çplaklaşmas ve aşnma suretiyle derinliklerinin azalmas.
428. Çiçek
(Flower)
Bir bitkinin, üreme organlarn taşyan, göz alc renklerle bezenmiş ve genellikle hoş kokulu, sonradan meyve halini alan ksm.
429. Çiçek tozu
(Pollen)
Hücrelerin tetrad bölünmesi ile meydana gelen ve çiçek tozu keseleri içinde bulunan üreme vastalar.
430. Çiçeklenme
(Blossom)
Çiçekli bitkilerin vejetasyon dönemine başlamasyla tomurcuklarn patlayarak çiçeklenmesi.
431. Çiftçilik sistemi
(Farming system)
Bir çiftçi ailesinin, ürün seçimi, hayvanclk ve tarla dş faaliyetleri, gda tüketimi dahil üretim ve tüketim ile ilişkili kararlarnn tümü.
432. Çiftçi
(Farmer)
1) Mal sahibi, kirac, yarc veya ortakç olarak devaml veya en az bir üretim dönemi veya yetiştirme devresinde tarmsal üretim yapan müteşebbis.
2) Geçimini tarm ve hayvanclktan sağlayan nüfus, insan. Bu nüfus genellikle kendi geçimini sağlamaya yönelik üretimi yapar.
433. Çiftlik
(Farm)
Modern teknolojiler kullanlarak bol miktarda tarmsal ürün ve hayvanlarn yetiştirildiği ve işletme binalarnn bulunduğu büyük tarm alan.
434. Çiğ
(Dew)
Sabah veya akşam saatlerinde hava neminin üstü açk maddeler üzerinde yoğunlaşmas ile meydana gelen su damlacklar.
435. Çimentolaşma
(Cementation)
Taneli kayaçlarn demirli, silisli ve /veya kireçli bir madde ile birbirine yapşmas. Çimentolaşmayla miltaş, kum taş, konglemera ve puding gibi taşlar oluşur.
436. Çimlenme
(Germination)
Tohumun kabuğunu patlatarak uç verip gelişim sürecine başlamas.
437. Parmak erozyonu
(Rill erosion)
1) Yüzey sularnn oyucu gücü ile toprak yüzeyinde gözle görülebilen, eşyükselti (tesviye) eğrilerine paralel sürünle giderilebilen, (3-5) cm derinlikte oluklarn oluşmasna sebep olan su erozyonu.
2) Yamaçlarda ve tarm alanlarnn eğimli kesimlerinde yüzeysel akşa geçen sularn aşndrmas sonucu oluşan birbirine paralel olarak uzanan çizgisel yarntlar. Bu yarntlar kumlu ve milli eğimli yamaçlarda ve sürülen tarlalarda görülür. Yüzeysel akşa geçen sularn yamaçlardaki kumlu ve killi malzemeleri kolayca taşmas parmak erozyonunun (rillerin) oluşumunu sağlar. Yarntlarn uzunluğu bazen onlarca metreyi, derinliği 10 cm'yi bulur. Suyun kanalize olmasn sağlayan riller zamanla oyuntulara dönüşür.
3) Birkaç cm'den 30 cm'ye kadar derinlikte çok sayda küçük oyuntu kanallarnn oluştuğu bir erozyon süreci.
438. Çizgi ot ekimi
(Linear grass planting)
Eğimin çok dik ve yüzeysel taşnmann fazla olmadğ yamaçlarda tesviye eğrilerine paralel olarak 25-30 cm aralkla ve 4-5 cm derinlikte açlan çizgilere buğdaygil (Gramineae) veya baklagil (Leguminosae) bitkileri tohumlarnn ekilmesi.
439. Çoban
(Shepherd)
Krsal alanlarda koyun, keçi, sğr, manda gibi hayvanlar güdüp otlatan kimse.
440. Çoğaltma ve yaygnlaştrma potansiyeli
(Potential for replication and scaling up)
Yatrmlarn kamu kurumlar, donör kuruluşlar, özel sektör ve diğer paydaşlar tarafndan tekrarlanabilme ve yaygnlaştrlabilme düzeyi (potansiyeli).
441. Çok amaçl proje
(Multipurpose project)
İki veya daha fazla amaç için planlanan, hazrlanan ve uygulanan proje. Başlangçta bu amaçlardan sadece biri için tasarlanan ancak dolayl olarak diğer amaçlar için de yararlanlan projeye de çok amaçl proje denir.
442. Çok kurak (hiper kurak)
(Hyper arid)
Aşr derecede kuraklk.
(Very severe erosion) | ||
444. | Çok tarafl anlaşma | Üç veya daha fazla sayda bağmsz devletin taraf olduğu ve her bir tarafn diğer taraflara karş eşit sorumluluklar taşdğ bir anlaşma. |
(Multilateral agreement) | ||
445. | Çok tarafl çevre anlaşmas | Belli çevresel sorunlara karş alnacak tedbirler ve yürütülecek faaliyetlerle ilgili olarak çok sayda devletin üzerinde uzlaştklar anlaşmalar, sözleşmeler, |
443. Çok şiddetli erozyon
Toprağn, orijinal A ve/veya E horizonlarnn yahut eğer A ve/veya E horizonlar kalnlğ 20 cm' den daha az ise, en üstteki 20 cm'nin tamamn kaybettiği erozyon.
(Multilateral environmental agreement (MEAs))
protokoller ve kontratlardr. İkili ve çok tarafl anlaşmalar taraf ülkelere izleyecekleri yollar konusunda rehberlik sağlarlar.
446. Çok yllk bitki
(Perennial plants)
1) Yaşamlar iki yldan fazla olan bitkiler.
2) Kök ve gövdeleri kş toprak altnda canl olarak geçiren, her vejetasyon döneminde yeni sürgün vererek gelişen bitkiler.
447. Çok yllk daimi
(dikili) tarm alan
(Permanent crop land)
Arazi özelliklerine bağl kalmakszn, saylar, tür ve cinsine göre Bakanlkça belirlenecek asgari sayda meyve, asma, fndk, fstk, gül, çay ve benzeri çal, ağaç ve/veya ağaççk formunda, yöre ekolojisine uygun çok yllk bitkilerin dikili olduğu tarm araziler.
448. Çok yllk otsu bitkiler tarm alan
(Perennial fodder crop cultivation area)
Çok yllk otsu bitkilerin (yonca, korunga, şerbetçiotu vb.) ekilip büyütüldüğü tarm alanlar.
449. Çorak arazi (Krgbayr)
(Badland)
Çoğunlukla yumuşak jeolojik materyallerin ciddi erozyona uğramas sonucu oluşmuş karmaşk yarntlar, keskin çkntlar ve tepeler oluşturacak şekilde parçalanmş araziler. Kötü arazi anlamna gelir, buna Krgbayr denir. Çorak arazi aşr ve tuzlu maddelerden dolay bitkinin yetişmediği, ya da çok seyrek olduğu arazidir.
450. Çoraklaşma
(Salinization)
1) Toprağn tuzlulaşmas ve alkalileşmesi (topraklarn sodyum elementiyle zenginleşmesi sonrasnda pH değerinin 8.5'in ve değişebilir sodyum orann da %15'in üzerine çkmas.
2) Toprakta tuz birikmesi süreci.
451. Çöl
(Desert)
Yllk ortalama yağş miktarnn alçak ve orta enlemlerde 200 mm'nin altnda, günlük scaklk değişiminin yüksek olduğu, bitki örtüsü bakmndan son derece zayf kurak bölge. Bilimsel açdan çöl, drenaj sistemi, kayalarn ayrşma derecesi, ekolojik topluluklar ve potansiyel tarm ürünleri verimi gibi birçok ölçüte göre belirlenir. Çölün belirlenmesindeki en önemli faktör, nem açğndan dolay oluşan kuraklktr. Gerçek çöller çok scak ve kurak olduğundan bitki ve hayvan yaşam bakmndan fakirdir. Bitki örtüsünün zayf olmas rüzgâr faaliyetinin artmasna ve buna bağl olarak kumul hareketlerinin baskn olmasna neden olur. Kumullarn çoğu sabit olmayp rüzgârlarn etkisiyle devaml olarak yer değiştirir. Çöller scak ve soğuk çöller olarak ikiye ayrlr. Scak çöller sub tropikal bölgelerde ve orta kuşakta karalarn iç kesiminde yer almakta olup bunlarn en önemlileri; Afrika’da Büyük Sahra, Namibya, Asya'da Arabistan, Orta Asya’da Kzl kum, Karakum, Gobi, Amerika’da Colorado çölleri ve Avustralya’nn orta ve bat kesimlerindeki çöllerdir. Soğuk çöller yüksek enlemlerde kar ve buzullarla kapl alanlarda yer alrlar. Buralarda da yağş çok düşük olup, çoğunlukla liken, yosun gibi bitkiler yetişir.
452. Çöl iklimi
(Desert climate)
Tropikal ve Orta kuşakta yllk yağş miktar 200 mm'den az, yağş zaman belirsiz, günlük scaklk oynamalar çok fazla olan iklim.
453. Çöl kabuğu
(Desert crust)
Çöl bölgelerindeki arazi yüzeylerinde yer alan ve kalsiyum karbonat, jips ve diğer bağlayc bir materyalleri içeren sert bir katman.
454. Çöl kaldrm
(Desert pavement)
1) Toprağn ince zerreleri rüzgârla uzaklaştrldktan sonra yüzeyde kalan çakl, taş ve kayalardan oluşan kaba artk.
2) Scak çöllerde, aşnma sonucu xxx xxxxxn yüzeye çkmas veya ince materyallerin taşnmas sonucu kalan cilal ve yasslaşmş taş yğnlar. Çöllerdeki çakllar bazen kapilarite ile alt katlardan gelen veya üstten taşnan çeşitli tuzlarn birikmesi ile çimentolaşmaya uğrayarak birbirlerine bağlanr.
455. Çöl toprağ
(Desert soil, desertic soil)
1) Boşluklarca zengin, çok ince açk yüzey horizonunun genellikle kalkerli materyal tarafndan izlendiği bir zonal büyük toprak grubu. Kurak bölgelerde çok seyrek çal vejetasyonu altnda oluşmaktadr.
2) Alt taraftan genellikle kireçli maddelerle ve çok kez de geçirimsiz bir tabaka ile kesilmiş açk renkli üst toprağa sahip olan zonal bir toprak grubu. Ilmandan serine kadar kurak iklimlerde son derece seyrek çal örtüsü altnda gelişmiştir.
456. Çölleşme
(Desertification)
1) Kurak, yar kurak ve kurak alt nemli (arid sub tropik) alanlarda iklim değişimleri ve insan aktivitelerinin de dahil olduğu çeşitli etmenlerin sonucunda oluşan “Arazi Bozulumu”dur. Çölleşme arazi bozulumunun son safhas olup, çölleşen arazilerde biyolojik ve ekonomik verimliliklerde devaml bir kayp meydana gelmektedir.
2) İklimsel değişiklikler ile fiziksel, biyolojik, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel etmenlerin ve bunlar arasndaki karşlkl etkileşimlerin sonucunda, özellikle kurak, yar-kurak, kurakça-yar-nemli ve nemlice – yar-nemli alanlar ile kuraklk/nemlilik özellikleri ne olursa olsun Akdeniz iklim bölgelerinde oluşan arazi bozulmas ve ekolojik üretkenliğin azalmas sürecidir.
3) Arazi bozulumu sürecinin en son safhas olup, arazinin biyolojik ve ekonomik verimliliğinin devaml bir şekilde azalmas veya kayb olarak tanmlanr. Birçok insan yaşamlar için en azndan ksmen bu arazilerin verimliliğine bağml iken, söz konusu arazi bozulumu ve verimlilik kayb büyük ölçüde ayn insanlarn arazi kullanm uygulamalarndan kaynaklanmaktadr.
457. Çölleşme ile mücadele
(Desertification combating)
1) Kurak, yar-kurak ve kurak alt nemli bölgelerdeki arazilerin sürdürülebilirliğinin geliştirilmesi ve kullanmnn sağlanmas için arazi bozulumunun önlenmesi ve/veya azaltlmas, ksmen bozulmuş arazilerin iyileştirilmesi ve çölleşmiş alanlarn iyileştirilmesidir.
2) Kurak, yar-kurak ve az yağşl alanlarda sürdürülebilir kalknma için arazinin entegre olarak geliştirilmesinin bir parças olan ve (i).arazi bozulmasn önlemeye ve/veya azaltmaya; (ii) ksmen bozulmuş arazinin rehabilitasyonuna ve (iii).çölleşmiş arazinin xxxx xxxxxlmasna yönelik faaliyetleri içerir.
458. Çölleşme ile mücadele alt- bölgesel ve bölgesel eylem programlar
(Sub-regional and regional action programs for desertification combating)
Etkilenen taraf ülkeler, ulusal programlarnn uyumlulaştrlmas, tamamlanmas ve verimliliğinin arttrlmasna katk sağlayacak alt-bölgesel ve/veya bölgesel eylem programlarn istişare ve işbirliği içinde hazrlayacaklardr. 10’uncu madde hükümleri, gereken değişikliklerle alt- bölgesel ve bölgesel programlara uygulanacaktr. Bu işbirliği, snrlar ötesi doğal kaynaklarn sürdürülebilir yönetimi, bilimsel ve teknik işbirliği ve ilgili kurumlarn güçlendirilmesi için üzerinde mutabk kalnmş müşterek programlar da içerebilir.
459. Çölleşme ile mücadele sözleşmesi
(United Nations Convention to Combat Desertification)
Çölleşme, dünyadaki tüm ülkelerde ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda büyük bir sorun olarak karşmza çkmaktadr. Bu çerçevede, 1977 ylnda düzenlenen Birleşmiş Milletler Çölleşme Konferans’nda, “Çölleşme ile Mücadele Eylem Plan” kabul edilmiştir. 1994 ylnda Paris’te kabul edilen ve Özellikle Afrika’da Ciddi Kuraklk ve/veya Çölleşmeye Maruz Ülkelerde Çölleşme ile Mücadele için Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin amac, etkilenen ülkelerde sürdürülebilir kalknmann sağlanmasna katkda bulunmak üzere Gündem 21 ile uyumlu entegre bir yaklaşm çerçevesinde uluslararas işbirliği ve ortaklk düzenlemeleri ile desteklenen her düzeyde etkin eylemler yoluyla, özellikle Afrika’da olmak üzere ciddi kuraklk ve/veya çölleşmeye maruz ülkelerde, çölleşmeyle mücadele etmek ve kuraklğn etkilerini hafifletmektir. Bu amaca ulaşmak için, etkilenen alanlarda, ayn anda hem arazinin verimliliğini iyileştirerek, hem de arazi ve su kaynaklarnn rehabilitasyonunu, korunmasn ve sürdürülebilir yönetimini sağlayarak özellikle yerel topluluklar düzeyinde hayat şartlarnn iyileştirilmesi üzerinde odaklanan uzun dönemli stratejilerin uygulanmas gerekmektedir. Sözleşmeye 193 ülke ve Avrupa Birliği taraftr. Çölleşme ile etkili şekilde mücadele, iyi tanmlanmş, bütünlük arz eden uluslararas ve ulusal bir yaklaşmn geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu çerçevede Sözleşme, yaplmas gerekenleri aşağdaki şekilde sralamaktadr:
• Çölleşmeyle mücadele stratejilerinin, yoksulluğun ortadan kaldrlmasna ilişkin girişimlerle bütünleştirilmesi,
• Doğal kaynaklarn sürdürülebilir yönetimine ilişkin bütünleştirici bir yaklaşmn geliştirilmesi,
• Ulusal eylem planlarnn hazrlanmas, yaymlanmas ve uygulanmas,
• Uygun politikalarn teşvik edilmesi ve kurumsal çerçevelerin güçlendirilmesi,
• Pazarlama ve depolama da dahil olmak üzere, gda güvenlik sistemlerinin
oluşturulmas güçlendirilmesi,
• Uygun mali mekanizmalarn oluşturulmas.
Türkiye Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’ni 15 Ekim 1994 tarihinde imzalamş, onaylanmas hakknda karar 16 Mays 1998 tarihinde Resmi Gazete’de yaynlanarak yürürlüğe girmiştir. Sözleşme’nin Kuzey Akdeniz Uygulama Ekinde (Ek-4) yer alan ülkemiz, bölgedeki diğer ülkelerle yakn işbirliği içerisinde hareket etmeye ve bölgesel düzeydeki program ve projelere katlmaya ve destek sağlamaya özen göstermektedir.
460. Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi On Yllk Stratejik Plan
(The 10-year Strategic Plan and Framework to Enhance the Implementations of the Convention)
Bkz. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin uygulanmasn güçlendirmek için On Yllk Stratejik Plan.
461. Çölleşme ile mücadele ulusal eylem plan (çölleşme ile mücadele ulusal eylem program)
(National action plan for desertification combating, national action program for desertification combating)
Ulusal eylem programlar/planlar (UEP) sözleşmenin uygulanmas bakmndan kilit öneme sahip dokümanlar olup, katlmc bir süreç içinde paydaşlarn katlm ve katklaryla hazrlanrlar. Ulusal eylem planlar, bölgesel eylem planlar (BEP) ve alt bölgesel eylem planlar (ABEP) tarafndan desteklenirler. Etkilenen gelişmekte olan ülke taraflar ile bölgesel uygulama eki çerçevesinde olsun olmasn ulusal bir eylem program hazrlama niyetini Daimi Sekretarya’ya yazl olarak bildirmiş olan diğer etkilenen ülke Taraflar, BMÇMS'nin 5’inci maddesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirirlerken, çölleşme ile mücadele ve kuraklğn etkilerini hafifletme stratejisinin merkezi unsuru olarak konuyla ilgili mevcut başarl plan ve programlar ile alt-bölgesel ve bölgesel eylem programlarn mümkün olduğunca kullanarak ve bunlar esas alarak ulusal eylem programlarn hazrlayacak, açklayacak ve uygulayacaklardr. Bu nevi programlar, saha faaliyetlerinden çkarlan derslere ve araştrma sonuçlarna dayanarak sürekli bir katlmc süreç içerisinde güncelleştirilecektir. Ulusal
eylem programlarnn hazrlanmas, sürdürülebilir kalknmaya yönelik ulusal politikalarn geliştirilmesi ile ilgili diğer çabalarla karşlkl olarak yakndan ilişkilendirilecektir.
Ulusal eylem programlarnn amac, çölleşmeye katkda bulunan faktörleri ve çölleşmeyle mücadele ve kuraklğn etkilerini hafifletmek için gereken pratik önlemleri tanmlamaktr. Ulusal eylem program hükümetin, yerel topluluklarn ve arazi kullanclarnn rollerini belirleyecek, mevcut ve gerekli olan kaynaklar belirtecektir. Bu programlar, diğer hususlarn yan sra; çölleşmeyle mücadele ve kuraklğn etkilerini hafifletmeye yönelik uzun dönemli stratejileri içerecek, uygulamaya ağrlk verecek ve sürdürülebilir kalknmaya yönelik ulusal politikalarla entegre edilecektir.
462. Çölleşme tehdidi
(Threat of desertification)
Çölleşme/arazi bozulumu zamanmzn en büyük çevresel sorunlarnn başnda yer alan ve küresel refah için tehdit oluşturan bir süreçtir. Karalar yer yüzeyinde14.9 milyar ha bir alan kaplamakta olup, UNEP tarafndan yürütülen bir çalşmaya göre bu alann 6.1 milyar hektar kurak alanlarda yer almakta, bunun da 1 milyar hektar doğal olarak çok kurak (hiper arid) çöl koşullarn taşmaktadr. Kurak alanlarn geri kalan ksm ise ya çöl haline dönüşmüştür ya da çölleşme tehdidi altnda bulunmaktadr. Dünya nüfusunun dörtte biri kurak alanlarda yaşamakta olup yaşamlar için bu alanlara bağmldr.
463. Çölleşme Üzerine
Hükümetler aras Müzakere Komitesi (ÇHMK)
(Intergovernmenta l Negotiating Committee on Desertification (INCD))
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 47/188 sayl karar ile 1993 ylnda kurulmuş bir alt organ olup Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi ile ilgili konular görüşme görevini yüklenmiştir. Komite, 10 toplant gerçekleştirmiş ve Taraflar Konferansnn ilk toplantsn (COP-1) hazrlamştr. Çalşmalarnx 0000 yl Ağustosunda tamamlamştr.
464. Çölleşme, arazi
bozulumu ve kuraklk (ÇABK)
(Desertification, land degradation and drought (DLDD)
Çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklğn ortak etkilerinin özeti.
465. Çölleşme-arazi
bozulumu- kuraklğ ksmen kapsayan izleme sistemi
(Monitoring system partially covering desertification, land degradation and drought)
Özellikle çölleşme, arazi bozulumu ve kuraklk (ÇABK) süreçlerinin izlemesi için tasarlanmamş olan, ancak gerçekleştirdikleri ölçme, bilgi toplama ve bilgi işlem çalşmalarndan ÇABK süreçlerinin izlenmesinde de yararlanlabilen diğer izleme sistemleridir (çevresel izleme sistemi, meteorolojik izleme sistemi, gibi).
466. Çölleşme-arazi
bozulumu-kuraklk izleme sistemi
(Monitoring system specifically dedicated to desertification, land degradation and drought)
Özellikle çölleşme/arazi bozulumu ve kuraklk (ÇABK) süreçlerini devaml ve sistematik olarak izlemek üzere oluşturulan bir sistem olup bu süreçlerin çevresel ve sosyoekonomik yönlerinin (toprak ve su kaynaklar, arazi bozulumu, su ktlğ ve kuraklk durumu ve olaylar, etkilenen topluluklar üzerindeki sosyo-ekonomik etkiler, sosyo-ekonomik etkenler ve basklar, gibi) gözlenmesi ve izlenmesi çalşmalarn entegre eder. Sistem bunlara ilave olarak, ÇABK ile ilgili programlar ve politika tedbirleri hakkndaki bilgilerin toplanmas ve değerlendirilmesini de kapsayabilir.
467. Çölleşmeden etkilenen topluluklar
(Communities affected by desertification)
Kurak alanlar yeryüzü karasal alannn yaklaşk % 00–00’ini kaplamakta olup, bu alanlarda 2 milyardan fazla bir insan nüfusu yaşamaktadr. Bu nüfusun % 1-6's çöl alanlarnda, 1 milyar kadar da çölleşme tehdidi altndaki alanlarda yaşamaktadr.
468. Çölleşmeyi durdurma, çölleşme sürecini geri döndürme
(Reversing of desertification)
Çölleşme sürecinin durdurulmas ve geriye döndürülmesi baz temel politik müdahaleleri ve yönetim yaklaşmlarn gerektirmektedir. Geleceğe yönelik senaryo değerlendirmeleri, çölleşme meseleleri ve sorunlarnn üstesinden gelmek için ekosistem yönetimi yaklaşm ve uygulamalarnda önemli değişiklikler ve geliştirmeler yaplmas ihtiyacn ortaya koymaktadr. BMÇMS'nde vurgulandğ üzere, bu uygulamalar yerel, ulusal ve küresel düzeylerde, paydaşlarn aktif katlmyla gerçekleştirilmelidir. Sözleşmenin son bölümünde belirtildiği üzere, kaliteli ve yeterli bilginin üretimi ve bu bilgiye ulaşm imkânnn sağlanmas, söz konusu uygulamalar için uygun ortam şartlarnn oluşmasna önemli katk sağlayacaktr.
469. | Çözelti (süspansiyon) (Suspension) | Parçalanmş, dağlmş parçacklarn (zerrelerin) su benzeri ortamlarda yüzmesi durumu. Çözelti, akarsularn süspanse yükü içerisine de girer. |
470. | Çözülme (Weathering) | Bkz. Ayrşma. |
471. | Çukur | 1) Genel olarak batma, skşma veya alçalma sonucu oluşmuş, çevresine göre |
(Depression)
alçakta bulunan alan. Bu alanlar, genellikle tektonik yönden aktif alanlarda faylar boyunca sahann çökmesi veya epirojenetik hareketlerle alçalma sonucu meydana gelir. Bu çöküntü alanlarnn bir bölümü kapal birer havza halindedir.
2) Kimyasal kökenli kayalarn çözünmesi sonucu oluşan çukurluk. Karstik arazilerdeki dolin ve polye ile jipsli arazideki küçük çukurluklar gibi.
3) Meteoroloji veya klimatolojide atmosfer basncnn çevresine göre düşük olduğu bölge.
472. Çürüme
(Decomposition)
Ölü organik maddenin esas olarak mikroplar tarafndan inorganik maddeye dönüştürülmesine yol açan ekolojik süreç.
D
473. D horizonu
(D horizon)
C horizonunun, bu yoksa B horizonunun altnda bulunan ve ufalanmas ile asl toprağ meydana getirmiş ana materyale benzeyen herhangi bir kat.
474. Dağ
(Mountain)
Yer kabuğu üzerinde çevresine göre önemli bir yüksekliğe sahip olan alan. Dağlar çevresine göre; iklim, akarsu ağ, toprak, bitki ve hayvanlar üzerinde ayr ortam koşullar oluşturur. Her 100 m yükseklik artş, yatay yönde yaklaşk 100 km kuzeye gidilmişçesine ortam koşullarnda değişmelere neden olur. Alçak enlemlerdeki yüksek dağlar yüksek enlemlerin ortam koşullarn adeta bünyesinde toplar. Örneğin, Kuzey Anadolu dağlarnn 1500 m'den yüksek kesimlerinde Sibirya'daki tayga ormanlar yetişir. Dağlar sadece fiziki yönden değil, sosyal ve ekonomik yönlerden de ayr bir ortam oluşturur. Dağlarda yaşayan insanlarn yerleşmeleri, geçim kaynaklar, kültürel özellikleri farkldr.
475. Dağ çayr
(Mountain meadow)
Dağlarda özellikle ormann üst snrnda alpin kökenli çayrlarn hakim olduğu otlak alan.
476. Dağ çölü
(Mountain desert)
Çok kurak bölgelerde dağlk yerlerdeki inişli çkşl yüksek bölge çölü.
477. Dağ eteği ovas
(Piedmont)
Dağlarn eteklerinde akarsularn oluşturduğu birikinti yelpazeleri üzerinde yer alan düzlük. Bu ovalar, geniş tektonik çöküntülerin kenarlarnda, ova ile dağlarn etekleri arasnda yer alr. Akarsularn taşdğ ince malzemelerin eteklerde birikerek geniş ve çok eğimli bir yüzey oluşturmas ile meydana gelir.
478. Dağ iklimi
(Mountain climate)
Deniz yüzünden yüksek yerlerde çeşitli özellikler ile beliren bir iklim tipi.
479. Dağ xxxxx
(Mountain pasture, mountain meadow)
Dağlk alanlardaki otsu türlerden oluşmuş meralar.
480. Dağ ormanlar
(Montane forests)
Dağlk bölgelerdeki ormanlar. Dağlar, alçak yerlere göre ayr bir ortam oluşturduğu için bulunduğu iklim bölgesinden farkl ekolojik özellikte ormann yetişmesini sağlar. Örneğin Toros dağlarndaki sedir ormanlar Toroslarn belli bir yükseklikten sonra oluşturduğu ortam şartlarnn bir eseridir.
481. Dağ sras
(Mountain range, orographic range)
Dağlarn birden çok sralar halinde uzanmas ve geniş bir dağ kuşağ oluşturmas. Böyle dağlar, yüzlerce ve binlerce km uzunluğunda ve onlarca km genişlikte olabilir.
482. Dağ sistemleri
(Mountain systems)
Geniş platolar hariç, yüksek rakmdaki (2500 m'nin üstünde) alanlar ile dik orta yükseklikteki (ekvator bölgesinde 1000 m'den başlayan, kuzeydeki yüksek enlemlerde alpin yaşam zonlarnn kutupsal yaşam zonlar ile deniz seviyesinde birleştiği yerlere kadar alçalan) alanlar.
483. Dağ yamac
(Mountain skirt, slope)
Dağn eteğinden doruk boyuna kadar uzanan eğimli yer.
484. Dağlma
(Dispersion)
Bkz. Agregat parçalanmas.
485. Dağlk arazi
(Mountainous land)
Çevresine göre rakm birdenbire yükselen yeryüzü kabarklarna dağ denildiği gibi, belli bir yükseltinin üzerindeki dağlarn çok yer kapladğ yöreler dağlk arazi olarak tanmlanr. Dağlk arazide yerine göre geniş vadi tabanlar, ovalar, yaylalar ve çukurluklar bulunabilir.
486. Dahili erozyon
(Internal erosion)
Çplak topraklar üzerinde yağmur damlalarnn darbe tesiri sonucu toprak parçacklarnn toprağn çatlak ve delikleri içersine taşnmas.
487. Daimi mera
(Permanent pasture)
Çok yllk veya tabii olarak tohumlanan yllk mera otlarndan veya her ikisinden oluşan, uzun süre toprak işlemesi yaplmadan kalan otlatma arazisi.
488. Daimi ürünler
(Permanent crops)
Genellikle odunsu (ağaç, ağaççk, çal) bitkilerden oluşan ve belirli yl aralklaryla bir rotasyona tabi tutulmadan uzun yllar ürün veren tarm bitkileri (otlaklar hariç).
489. Daimi yeşil bitki
(herdemyeşil bitki)
(Evergreen plant)
Yapraklar uzun süre dökülmeden yeşil kalan bitkiler. Daimi yeşil ağaçlar, iklim, toprak ve yükselti koşullarna göre farkl ortamlarda bulunur. Bu ağaçlarn bazlar, fotosentez ve büyüme mevsiminin ksa olduğu yüksek enlemlerde ve dağlarda bulunur. Buradaki ağaçlar iğne yaprakl ve reçinelidir. Scak ve nemli bölgelerde ise besin maddelerinin ksa sürede sağlanmas ve fotosentezin yl boyunca devam etmesi daimi yeşil bitkilerin yetişmesini sağlar. Herdemyeşil bitkiler dökülen yapraklarnn yerine devaml olarak yaprak oluşturur.
490. Dalgal düzlük (peneplen)
(Undulating land, peneplain)
Uzun süre aşnmalardan, ypranmalardan, yontulmalardan sonra yüksek yerleri önemli ölçüde düzleşmiş, her yeri düzce, dalgalca şekil almş yerler.
491 Damla
(Drip, drop)
1) Bitki örtüsünde tutulan veya yoğunlaşan çiğden düşen su damlalar.
2) Svlardan meydana gelen küçük, yuvarlaks parça.
492. Damla erozyonu
(Rain drop erosion (splash erosion))
1) Düşen yağmur tanesinin darbe tesiri ile toprağn sçramas nedeniyle meydana gelen erozyon şekli.
2) Yağmur damlalarnn büyüklüğü ve miktarna bağl olarak taşmakta olduklar enerjinin etkisi ile yüzey topraklarn oluşturan agregatlar parçalayp ince taneleri sçratmak suretiyle neden olduklar su erozyonu tipi.
493. Damlama sulama
(damla sulama)
sarfiyatnda önemli ekonomi sağlayan bir yöntemdir. | ||
494. | Dar tabanl teras | Dar bir yüzeye ve aynaya sahip olan bir toprak muhafaza teras. |
(Narrow-based terrace) | ||
495. | Dazkr | Yar bozkr, yar çöl özelliği gösteren bitki örtüsü alan. |
(Semi steppe, semi-desert land) |
(Drip irrigation)
Kök bölgesine yerleştirilen ve üzerinde belli aralklarla delikleri bulunan hortumlarla yaplan sulama. İstenilen basnç altnda sevk edilen su deliklerden kök bölgesine damlayarak o ksm slatmaktadr. Sulama suyu
496. Deflasyon
(Deflation)
1) Gevşek toprak materyalinin rüzgar tarafndan tamamen taşnmas sonucunda ana materyal ya da kayann atmosfer etkilerine tamamen açk hale gelmesi olay.
2) Rüzgarn etkisi ile kum ve mil gibi gevşek ve ince materyalin taşnmas ve buna bağl olarak yüzeyin alçalmas veya erozyona uğramas. Bu aşnma, kum ve mil orannn fazla olduğu eski akarsu yataklar veya göl depolarnn olduğu yerlerde görülür. Örneğin Konya-Karapnar civarndaki rüzgar erozyonuna malzeme veren deflasyon sahas, ince göl depolardr.
497. Degredasyon
(Degradation)
1) Erozyonla yüzeyin düzleşmesi veya alçalmas.
2) Ekolojik denge açsndan bozulma.
3) Arazinin veriminin düşmesi.
498. Değerlendirme
(Evaluation)
Devam eden veya tamamlanmş bir projenin, programn veya politikann tasarm, uygulama ve sonuçlarnn, amaçlarn gerçekleşmesi, etki ve sürdürülebilirlik bakmlarndan belirlenmesi için sistematik ve objektif olarak değerlendirmesidir. Bir değerlendirmenin dayandrlacağ bilgilerin güvenilir ve yararl olmas, elde edilen öğretilerin ve kazanlan derslerin karar verme süreçlerine entegrasyonunu sağlamaldr.
499. Değişebilir sodyum yüzdesi (DSY)
(Exchangeable sodium percentage (ESP))
1) Toprakta değişebilir ana katyonlar arasndaki sodyum oran. Değişebilir sodyum yüzdesi toprağn baz özelliklerini belirtmesi yönünden önemlidir. Çünkü topraktaki sodyum bolluğu, su ile temasa geçen toprağn reaksiyonunu etkiler. Sodyum iyonunun elektriki yüklenme ile taşnmas toprakta iyon hareketliliğini artrr. Toprak su ile doygun hale geldiğinde sodyum hzla çözünür hale geçer. Toprak suyu ile yağş suyu arasnda kuvvetli bir konsantrasyon gradyan oluşur. Yağmur suyundan tuzlu suya geçiş osmosisi artrr. Toprak parçacklar dağlr ve bu durum erozyonun artmasna yardmc olur.
2) Bir değişim kompleksinde absorbe edilmiş bulunan değişebilir sodyum iyonlarnn değişim kapasitesine yüzde oran olup aşağdaki gibi ifade edilir:
DSY = Değişebilir Na+ (me/100 gr toprak) Katyon değişim kapasitesi (me/100 gr toprak)
500. Değiştirilmiş doğal
orman
(Modified natural forests)
Doğal yolla gençleşen yerli türlerden oluşan ve insan faaliyetlerinin izlerinin olduğu yerlerde görülen değişime uğramş orman.
501. Dekalsifikasyon
(Decalcification)
Toprağn solum katnda (A+B horizonu) bulunan kalsiyum karbonatn yağş sular ile ykanarak topraktan uzaklaşmas. Nemli iklim bölgelerindeki toprak oluşum sürecinde dekalsifikasyon hakimdir. Karbonatl bileşikler suyun taşma etkisi ile topraktan uzaklaşr, bu nedenle toprak asit reaksiyon gösterir.
502. Dekar
(Decare)
Değeri 1000 m2 olan alan ölçüsü. Halk dilinde dönüm de denir.
503. Deklarasyon
(Declaration)
Bir toplant sonunda yaynlanan, ulaşlmak istenen amaçlar ve beklentileri belirten resmi beyan. Sunumlar çoğunlukla üst düzey temsilciler tarafndan yaplan deklarasyonlar bağlayclğa sahip değildir.
504. Delegasyon
(Delegation)
Bir toplantya ayn ülkeden veya kurumdan katlan delegelerin oluşturduğu ekip.
505. Delta
(Delta)
1) Akarsularn göl veya denize döküldükleri yerlerde taşdklar ince malzemelerin birikmesiyle oluşmuş üçgen şeklinde düzgün alan. Deltann şeklini ve büyüklüğünü su alt topografyas ve taşnan malzeme miktar tayin eder. Suyun sğ olduğu ve akarsuyun bol miktarda alüvyon biriktirdiği sahalarda yüzlerce km2 saha kaplayan deltalar oluşur. Kta sahanlğnn derin, akntlarn bulunduğu ve alüvyon yükünün fazla olmadğ ky kesimlerinde delta oluşumu zayftr.
2) Bir akarsuyun daha durgun bir su kitlesine kavuştuğu yerde, büyük ölçüde su yüzeyi altnda oluşan ve genellikle Delta harfine benzeyen alüvyal çöküntü.
506. Demir peni
(Iron pan)
İçersinde esas çimentolayc madde olarak demir oksit bulunan sertleşmiş toprak horizonu.
507. Demografi
(Demography)
İnsan topluluklarnn istatistik karakteriyle ilgilenen sosyoloji ve antropoloji dal. Özellikle toplam nüfus, nüfus yoğunluğu, doğum ve ölüm oranlar, göçler, evlilikler, gibi olaylar inceleyen bilim dal.
508. Demografik faktörler
(Demographic factors)
Bir popülasyonun istatistiki olarak ifade edilen sosyoekonomik özellikleridir (yaş, cinsiyet, eğitim, gelir düzeyi, medeni durum, iş, din, doğum oran, ölüm oran, ortalama aile fert says, ortalama evlilik yaş, gibi). Nüfus saym, toplum üyelerinin her biri ile ilgili demografik faktörlere ait bilgilerin toplanmasdr.
509. Dendrokrinoloji
(Dendrochrynology)
Herhangi bir yerin kendine has ekolojik özelliklerini belirlemek amacyla ağaçlardaki büyüme halkalar üzerinde yaplan çalşma. Bu çalşma ile ağacn fotosentez ve karbon tutumu (fiksasyonu) sonucuna dayanan büyüme miktar ölçülür. Bu veriler geçmiş yllardaki iklim özelliklerinin ortaya çkarlmasnda da kullanlr. Dendroekolojik çalşmalar; paleoekoloji, coğrafya, jeoloji, arkeoloji, hidroloji, ormanclk, biyoloji gibi birçok alanda kullanlr.
510. Dendroloji
(Dendrology)
Botaniğin, ağaç şeklindeki bitkileri inceleyip araştran dal.
511. Denge eğimi
(Stable grade, poised grade)
Akarsuyun tabannda fazla bir değişiklik yapmadan ve bir dereceye kadar taban aşndrmadan akmasn sağlayan eğim.
512. Denge profili
(Equilibrium profile)
Akarsuyun, döküldüğü göl veya deniz seviyesine göre almş olduğu profil. Bu profil çok uzun bir zaman sonucunda meydana gelir. Bu dengenin oluştuğu profilde aşnma olaylar pek görülmez.
513. Denitrifikasyon
(Denitrification)
Toprakta bakteriler tarafndan parçalanan nitratlarn serbest azot şeklinde açğa çkmas ve bunun sonucu olarak toprak verimliliğinin azalmas. Bu olay, su altnda kalan aneorobik koşullarda meydana gelir.
514. Deniz iklimi
(Maritime climate)
Rutubet durumuna yardm eden ve ayn zamanda scaklk ve scaklk değişim silsilesi üzerinde bir mutedilleşme tesirine sahip olan okyanuslara yakn kara parçalarnn karakteristik iklim tipi.
515. Denizden yükseklik
(Elevation)
Yeryüzünün belli bir noktasnn deniz seviyesinden dikine uzaklğ.
516. Depolanma
(Deposition)
Akarsular, buzullar ve rüzgarlar tarafndan taşnan çeşitli boyuttaki malzemelerin birikmesi. Birikmenin olabilmesi için taşyc amillerin hznn kesilmesi, yükün artmas ve akarsularda suyun yaylarak hzn kaybetmesi gereklidir.
517. Dere
(Creek)
1) Küçük bir havzann sularn boşaltan doğal bir drenaj kanal görevi yapan küçük akarsu yatağ. Bir ksm devaml akşl olup diğer bir ksm ise yaz aylarnda kurumaktadr.
2) Çoğu zaman suyun devaml ve türbülansl şekilde aktğ sğ yatakl küçük akarsu.
518. Derecelendirilmiş tortullar
(Graded sediments)
Çimentolaşmş, yani gevşek halde bulunan tortullardaki tanelerin boyutlarna göre gruplandrlmas, tabakalardaki tortullarn tane boyutlarna göre dizilimi. Tanelerin uluslararas snflandrmasnda aşağdaki ölçütler kullanlr.
Tanenin ad Tane boyutu Çakl, taş (gravel, stone) > 200 mm
Kaba kum (coarse sand) 0.2 - 2 mm
İnce kum (fine sand) 0.02 - 0.2 mm
Mil (silt) < 0.002 mm
Kil (clay)
519. | Derecik | Küçük dere |
(Mini creek) | ||
520. | Derin sürüm | Toprağn normal pulluk derinliğinin daha altnda, genellikle bir taban taş |
(Deep ploughing) | veya kil katn parçalayarak yaplan toprak işlemesi. | |
521. | Destekleyici ekosistem hizmetleri | Diğer tüm ekosistem hizmetlerinin üretilmesi için gerekli olan ekosistem hizmetleri. Bunlara örnek olarak, biyokütle üretimi, atmosferik oksijen üretimi, toprak oluşumu ve muhafazas, besin döngüsü, su döngüsü ve habitat |
(Supporting services) | temini verilebilir. | |
522. | Destekleyici sistemler | Yeryüzünde yaşam için aşağdaki koşullarn devamn sağlayan hizmetlerdir; (i) toprak gelişmesi (toprak muhafazas ve oluşumu); (ii) primer üretim; (iii) |
(Supporting systems) | gda döngüsü. | |
523. | Devaml otlatma | Bütün bir mevsim boyunca aralk vermeksizin otlatma. |
(Permanent grazing) |
524. Devaml rüzgarlar
yüksek basnç merkezinden ekvatora doğru esen alize rüzgarlar ve orta | ||
enlemlere doğru esen bat rüzgarlar verilebilir. | ||
525. | Devaml şeritler | Dik arazilerde kritik eğimlerin kontrolü gibi özel amaçlarla şeritler üzerinde |
üzerinde ekim | devaml çayr bitkilerinin yetiştirilmesi süreci. Bu şeritler ürün rotasyonu | |
(Permanent | dşnda tutulmaktadr. | |
stripping) | ||
526. | Dş bükey eğim | Eğim açsnn yokuş aşağ arttğ ve yüzey akşnn aşağya doğru giderek |
(Convex slope) | hzlandğ eğim. | |
527. | Dş püskürük | Yeryüzüne püskürmüş olan magmann katlaşmasyla oluşan kayalar. |
kayalar | Bunlarn başlcalar; bazalt, andezit, volkan külü ve tüfleridir. | |
(Effusive rocks) | ||
528. | Dşarda koruma | 1) Germplazm kaynaklarnn (tohum, polen, sperm, bireysel organizma, gibi) |
(ex-itu | orijinal habitatlar veya doğal ortamlar dşnda bir yerde muhafazasna dayal | |
conservation) | bir yöntem. | |
(Ex-situ conservation) | 2) Biyolojik çeşitlilik unsurlarnn kendi orijinal habitatlar veya doğal yaşam ortamlar dşnda canl olarak muhafazas. | |
529. | Dşsal maliyet | Üretilmekte olan mal ve hizmetlerin pazar fiyatna dahil edilmeyen bir |
(Planetary winds)
Atmosfer dolaşmna bağl olarak yl boyunca sürekli olarak belli yönlerden enlemler boyunca esen rüzgarlar. Bu rüzgarlara örnek olarak, sub tropikal
(External cost)
maliyeti. Diğer bir deyişle, ona neden olan kişi veya kurum tarafndan yüklenilmeyen maliyet (örneğin çevrede meydana getirilen bir kirliliğin temizlenmesi maliyeti gibi).
530. Dşsallk
(Externality)
Bir eylemin, onu gerçekleştiren kurum dşndaki bir kişi ve kurumu olumlu veya olumsuz etkilemesi, ancak bu nedenle eylem sahibi kurumun pazar tarafndan bir mükafat veya cezaya maruz braklmamas durumudur. Dşsallklar olumlu veya olumsuz olabilir.
531. Difüzyon (besin
maddesi hareketi)
(Diffusion (nutrient)
Birikme (konsantrasyon) gradyan boyunca toprakta besin maddelerinin hareketi.