İnceleme Sonuçları Örnek Maddeleri

İnceleme Sonuçları. Yatırım komitemiz girişimi ana başlıklar altında değerlendirmiştir. İncelenen başlıklar aşağıda özetlenmiştir.
İnceleme Sonuçları. Saastech hizmet sektörleri için gerekli tüm teknolojik alt yapıyı sağlayarak, işletmelerin sipariş mekanizmasına sahip web sitesi, müşteriler için ayrı personeller için ayrı mobil uygulamalar, 120'den fazla özelliğe sahip CRM-Backend yönetim paneli, muhasebe, ödeme sistemleri ve personel takibi gibi bir işletmenin ihtiyacı olan bütün dijital özellikleri sunan bir yazılım şirketidir. Yazılım Kategorisinde yer almakta ve iş Modeli B2B, B2C, B2E ve B2G’dir. Toplam 10.020.000 TL (%20 Ek fonlama Dahil) fona ihtiyacı söz konusudur. Girişim şirketi, temizlik, tesis yönetimi, bakıcılık, nakliye, ustalık hizmetleri, güvenlik gibi servis ve hizmet sektörleri için gerekli tüm teknolojik alt yapıyı sağlayarak, işletmelerin online dünyaya hızlıca geçerek iş yapmasını olanak sağlamaktadır. Sipariş mekanizmasına sahip web sitesi, müşteriler için ayrı personeller için ayrı mobil uygulamalar, 120'den fazla özelliğe sahip CRM-Backend yönetim paneli, muhasebe, ödeme sistemleri ve personel takibi gibi bir işletmenin ihtiyacı olan özellikleri sunar. Girişim şirketinin yaptığı çalışmalar incelendiğinde temelleri, Türkiye'nin ilk temizlik hizmetleri platformu olan xxxxxxxxxxxxx.xxx'un başarısı üzerine atılmıştır. xxxxxxxxxxxxx.xxx, Türk Telekom, Yemeksepeti, BKM Express gibi büyük markalarla iş ortaklıkları yaparak milyonlarca kullanıcıya ulaşarak Türkiye genelinde yüz binlerce temizlik hizmeti gerçekleştirdi. Bu geçmiş deneyimlere dayanarak, işletmelerin operasyon süreçlerinin daha etkin bir şekilde yönetmek için ihtiyaç duyulan çözümleri sağlamak amacıyla SaaS ürünü olan Saastech geliştirilmiştir. Saastech, globalde temizlik, servis ve hizmet şirketleri için kapsamlı bir iş gücü yazılımı deneyimi sunarken, aynı zamanda global pazarda bu marka adıyla tanınmaktadır. Rekabet durumu incelendiğinde; Saastech, rakiplerinden ayrılan en büyük özelliği olan 10 xxxx xxxxx bir know-how'a sahip olması ve piyasadaki en güçlü yazılım çözümlerini sunmasıdır. Saastech, Suudi Arabistan'dan İsrail'e kadar 7 farklı ülkede hizmet verdiği için coğrafi farklılıkların getirdiği çeşitli ihtiyaçlara yönelik zengin çözümler sunarak, rakiplerinden çok daha kapsamlı bir hizmet sunmaktadır. Dünya genelinde bu sektörde popüler bir yükseliş trendi gözlenmektedir. Pazarda faaliyet gösteren 30 civarı şirket bulunmaktadır ve doğrudan aynı pazara xxxxxxxxx.xxx odaklanmış rakipler; Xxxxxxx Xxxx, Matic, Xxxxxx, Jobber, Zenmaid, Swept, Novagems’dir. IMF verilerine göre, hizmet sektörü 2021 yılında küresel GSYİH'nı...

Related to İnceleme Sonuçları

  • Sonuçlar (Yukarıdaki faaliyetler sonucunda elde edilecekler net olarak belirtilir.)

  • Kabulden sonraki hata ve ayıplardan sorumluluk 40.1. İdare, teslim edilen malda/işte hileli malzeme kullanılması veya malın teknik gereklerine uygun olarak imal edilmemiş olması veya malda/iste gizli ayıpların olması halinde, malın teknik şartnameye uygun başkan bir mal ile değiştirilmesi veya işin teknik şartnameye uygun hale getirilmesini Yükleniciden talep eder. Malın/işin İdare tarafından kabul edilmesi veya işin üretim aşamasında ya da teslim öncesi imalat aşamasında denetlenmiş olması veya işin kabul edilmiş olması yüklenicinin sözleşme hükümlerine uygun mal teslimi veya iş yapma hususundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. 40.2. Piyasa denetimi ve gözetimi konusunda yetkili kuruluşlar tarafından alım konusu malın veya malların piyasaya arzının yasaklanması, piyasadan toplanması veya ürünlerin güvenli hale getirilmesinin imkansız olduğunun tespit edilmesi durumlarında, yüklenici malı veya malları geri almak ve satış bedelini iade etmekle yükümlüdür. Ayrıca, bu mal veya malların kullanılmasından kaynaklanan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Yüklenici tarafından geri alınan malların piyasaya arz edilen yeni modellerle değiştirilmesinin talep edilmesi ve bu talebin İdare tarafından uygun görülmesi durumunda yeni model kabul edilebilir. Yeni model için ayrıca ek bir ödeme yapılmaz.

  • Sözleşmede değişiklikler Toplam sözleşme tutarında yapılacak değişiklikler de dâhil olmak üzere, sözleşmedeki önemli maddi değişiklikler mutlaka bir zeyilname ile yapılmalıdır. Eğer Yükleniciden sözleşmede bir değişiklik talebi gelirse, Yüklenici bu talebini değişikliğin yürürlüğe girmesinin tasarlandığı tarihten en az 30 gün önce Sözleşme Makamı’na sunmalıdır. Yüklenicinin somut kanıtlarla desteklediği ve Sözleşme Makamı’nın da kabul ettiği değişiklik talepleri bu hükme tabi değildir.

  • Alt yüklenicilere ilişkin bilgiler ve sorumluluklar 15.1. Bu iste alt Yüklenici çalıştırılmayacak ve işlerin tamamı Yüklenicinin kendisi tarafından yapılacaktır.

  • Geçici teminat ve teminat olarak kabul edilecek değerler Sözleşme Makamı tarafından geçici teminat istendiği duyurulan ihale kapsamında istekliler teklif ettikleri bedelin %3’ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. Teklif edilen bedelin %3’ünden az oranda geçici teminat veren isteklilerin teklifleri değerlendirme dışı bırakılacaktır. İsteklinin ortak girişim olması halinde, toplam geçici teminat miktarı ortaklık oranına veya işin uzmanlık gerektiren kısımlarına verilen tekliflere bakılmaksızın ortaklardan biri veya birkaçı tarafından karşılanabilir. Geçici teminat olarak sunulan teminat mektuplarında geçerlilik tarihi belirtilmelidir. Bu tarih, teklif geçerlilik süresinin bitiminden itibaren otuz (30) günden az olmamak üzere isteklilerce belirlenir. Kabul edilebilir bir geçici teminat ile birlikte verilmeyen teklifler, Sözleşme Makamı tarafından istenilen katılma şartlarının sağlanamadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılacaktır. Teminat olarak kabul edilecek değerler aşağıda sayılmıştır; Tedavüldeki Türk Parası. Bankalar ve özel finans kurumları tarafından verilen teminat mektupları. İlgili mevzuatına göre Türkiyede faaliyette bulunmasına izin verilen yabancı bankaların düzenleyecekleri teminat mektupları ile Türkiye dışında faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kuruluşlarının kontrgarantisi üzerine Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların veya özel finans kurumlarının düzenleyecekleri teminat mektupları da teminat olarak kabul edilir. Teminatlar, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilir.

  • SONUÇ Çalışmamızın konusunu oluşturan TBK m. 582/2 hükmü, asıl borçlunun yanılması veya ehliyetsizliği sebebiyle geçersiz olan yahut zamanaşımına uğramış bir asıl borç için şahsi teminat gösterilmesi durumunu ele alan bir düzenlemedir. Bu hüküm ilk bakışta, kefalet sözleşmesine hakim olan temel ilkelerden fer’ilik ilkesine istisna getiren ve yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle geçersiz olan asıl borcu teminat altına alan bir kefalet sözleşmesinin geçersiz olacağını bildiği halde bu borca şahsi teminat gösteren bir kimsenin “garanti veren” olarak değerlendirilmesi gerektiğini düzenleyen bir hüküm gibi görünmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanununda, TBK m. 582/2 hükmünün karşılığı olan m. 485/3 hükmü, esas itibariyle kefalet sözleşmesine ilişkin olmayıp garanti sözleşmesine ilişkin bir düzenleme getirmekteydi. eBK m. 485/3 hükmü uyarınca, asıl borçlunun yanılma yahut ehliyetsizliğini bilerek şahsi teminat veren kimsenin, geçersizlik sebebine rağmen ifada bulunması, sözleşmeyi “muteber” hale getirmekteydi. Bu bakımdan eBK m. 485/3 hükmüyle amaçlananın, yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle geçersiz olan bir asıl borcun yerine getirileceğine ilişkin garanti sözleşmesi yapan kimseye özel bir korunma imkanı tanımak ve onu kefalet sözleşmesi bakımından geçerli olan ehliyet ve şekil kurallarının kapsamına dahil etmek olduğu söylenebilmekteydi. Böylece, kefile benzer bir konumda olduğu düşüncesi ile hareket eden kimseye, bu kanaati ile uyumlu bir koruma sağlanmaktaydı. Buna karşılık, TBK m. 582/2 hükmünü, garanti sözleşmeleri için kefalete ilişkin geçerlilik koşullarının uygulanmasını sağlayan bir hüküm olarak değerlendirmek, gerçek kişiler tarafından verilecek her türlü şahsi teminatın kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşullarına tabi olacağı düzenlemesini getiren TBK m. 603 hükmü karşısında anlamlı ve isabetli bir değerlendirme olmamaktadır. Zira bu hükümle, daha evvel Yargıtay kararları yoluyla desteklenen kefalete ilişkin koruyucu hükümlerin uygulama alanının genişletilmesi fikri, yasal bir dayanak kazanmıştır101. Bu bakımdan TBK m. 582/2 hükmü değerlendirilirken ehliyetsizlik ve yanılma noktalarında bağımsız olarak şahsi teminat sorumluluğu üstlenen kişi bakımından sorumluluğun bağımsız yönünün asıl borcun geçersizliğinin ileri sürülmesiyle ortaya çıkacağının, asıl borçlunun geçersizliği ileri sürmediği durumda ise teminat gösteren kişinin kefil sıfatıyla sorumlu olacağının ve böylece halefiyet imkanından da yararlanacağının kabulü isabetli olacaktır. Bu bakımdan TBK m. 582/2, eBK m. 485/3’ten ayrılarak asıl borçtaki yanılma veya ehliyetsizlik durumunda kefalet sözleşmesinin “muteber” olup olmadığından bahsetmemiş, bu halde de kefalet sözleşmesine ilişkin kuralların uygulanacağını hüküm altına 101 ÇINAR, 2020, s. 423. almıştır. Ayrıca eBK m. 485/3 hükmünden farklı biçimde, TBK m. 582/2 hükmü zamanaşımı hususunu da hükmün kapsamına dahil etmiştir. Burada önem arz eden husus, TBK m. 582/2 hükmünün getiriliş amacının esasen bazı yönlerden garanti, bazı yönlerden ise kefalet sözleşmesi biçiminde ortaya çıkan karma tipli sözleşmelerin temelinde şahsi teminat veren kişinin “kefil olma niyetinin” olduğunun unutulmaması ve bu sebeple bu sözleşmelerin kefalet sözleşmesine ilişkin hükümler çerçevesinde ele alınması gerektiğidir. Böylelikle TBK m. 582/2 hükmü ile kefilin veya garanti verenin bağımsız şahsi teminat sorumluluğunun da sınırları TBK m. 603 hükmü aşılmadan çizilmiş olacaktır. Fikrimizce, öğretideki genel eğilimin ve Yargıtay’ın görüşünün aksine, TBK m. 603 hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde TBK m. 582/2 hükmünün, geçerli olmayan bir asıl borcun ifa edilmesini tekeffül ederek kefaletten daha ağır bir sorumluluk üstlenen kişiler bakımından önemli bir koruma getirmediği açıkça görülmektedir. Bu anlamda TBK m. 582/2 hükmünün, kişisel teminat veren kimsenin, asıl borcun geçerli olarak varlığını sürdürdüğü dönemde kefil sıfatıyla sorumlu olacağı; buna karşılık asıl borcun geçersiz hale geldiği dönemde ise garanti veren olarak halefiyet imkanından yararlanması mümkün olmayan bir kişisel teminat borçlusu olarak değerlendirilebileceği genel bir duruma işaret ettiğinin kabul edilmesi isabetli olacaktır. TBK m. 582/2 hükmü uygulanırken, şahsi teminat veren kişinin teminat sorumluluğunu üstlendiği esnada, asıl borç ile ilgili geçersizlik sebebinin farkında olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Zaten baştan itibaren tipik bir kefalet sözleşmesi olarak yapılmış olan bir kefalet sözleşmesinde, bu sözleşmenin dayandığı asıl borç ilişkisinde borçlunun yanılma ya da ehliyetsizliğinin sonradan öğrenilmesi, sözleşmenin garanti sözleşmesine dönüşmesine sebep olmayacaktır; zira bu halde fer’ilik ilkesi gereğince kefilin sorumluluğu da ortadan kalkar. Teminat veren, asıl borçlunun yanılmasını veya ehliyetsizliğini bilmeden yahut bilmesine rağmen iptal hakkının kullanılması bozucu koşuluna veya yasal temsilcinin onay vermesi geciktirici koşuluna bağlı olarak kefil olmuşsa, bu halde TBK m. 582/2 hükmünün uygulama alanı bulması söz konusu değildir. Zira bu takdirde gerçek bir kefalet sözleşmesi akdedilmiş olacak ve iptal hakkının kullanılması yahut yasal temsilcinin onay vermemesi üzerine fer’ilik ilkesi gereğince zaten kefilin sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır.

  • Avans verilmesi şartları ve miktarı 13.1. Bu iş için avans verilmeyecektir.

  • DELİL SÖZLEŞMESİ Taraflar, işbu Sözleşme hükümlerinden veya uygulamalarından doğabilecek tüm ihtilaflarda, Bankanın müstenitli olsun veya olmasın defter ve kayıtları ile Müşterinin işbu sözleşmede veya eklerinde belirtilen veya Müşterinin yazılı olarak bildirmiş olduğu faks numarasından, e-mail adresinden, KEP adresinden ve GSM numarasından göndermiş olduğu iletilerin Banka bilgisayarına ulaşan hali dahil tüm bilgisayar kayıtları, Banka tarafından tutulmuş olan ses ve görüntü kayıtları, belgeler, mikrofilm, mikrofiş vs. bankanın tüm kayıtları ile Müşterinin usulüne uygun tutulmuş defterlerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu 193. madde gereğince kesin delil teşkil ettiğini, kabul ve beyan ederler.

  • Teminat olarak kabul edilecek değerler 27.1. Teminat olarak kabul edilecek değerler aşağıda sayılmıştır: a)Tedavüldeki Türk Parası. b)Geçici teminat ve kesin teminat mektuplan. c)Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet İç Borçlanma Senetleri ve bu senetler yerine düzenlenen belgeler. 27.2. 27.1. maddesinin (c) bendinde belirtilen senetler ve bu senetler yerine düzenlenen belgelerden nominal değere faiz dahil edilerek ihraç edilenler, anaparaya tekabül eden satış değeri üzerinden teminat olarak kabul edilir. 27.3. İlgili mevzuatına göre Türkiye'de faaliyette bulunmasına izin verilen yabancı bankaların düzenleyecekleri teminat mektupları ile Türkiye dışında faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kuruluşlarının kontrgarantisi üzerine Türkiye'de faaliyette bulunan bankaların 21.1 maddesinin (b) bendi kapsamında düzenleyecekleri teminat mektupları da teminat olarak kabul edilir. 27.4. Teminat mektubunun kapsam ve şeklinin, Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenen esaslara ve standart formlara uygun olması gerekir. Bu esaslara ve standart formlara aykırı olarak düzenlenmiş teminat mektupları geçerli kabul edilmez. 27.5. Teminatlar, teminat olarak kabul edilen diğer değerlerle değiştirilebilir. 27.6. Her ne suretle olursa olsun, İdarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.

  • Sigortanın Başlangıcı ve Sonu Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00'de başlar ve öğleyin saat 12.00'de sona erer.