Prof. Dr. Hamdi MOLLAMAHMUTOĞLU
Prof. Dr. Xxxxx XXXXXXXXXXXXXXX
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi
İşyerinin Xxxxx Xxxxx ile Satımı Suretiyle Devrinin İş Sözleşmelerine Etkisi
I. SORUN
4857 stayılı İş Kanunu’nun “İşyerinin veya bir bölümünün devri” başlıklı 6. maddestinin ston fıkrastında, iflast dolayıstıyla mal varlığının tastfiyesti stonucu işyerinin veya bir bölümünün başkastına devri halinde bu madde hükümle- rinin uygulanmayacağı açıkça ifade edilmiştir. Buna karşılık iflastta olduğu gibi cebri icrada ihale ile statış stonucu işyeri devri halinde mad- de hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde bir hükme yer verilmemiştir. Bununla birlikte öğretide bu halde de 6. madde hükümlerinin uygulanamayacağı yönünde görüşler bulun- maktadır. Ciddi argümanlara stahip bu görüş- ler, 6. madde bağlamında cebri ihale ile statışın iş hukukunda önemli bir storun oluşturduğu- nu gösttermektedir. Öğreti kadar hukuk tatbi- katı bakımından da taşıdığı önem ve çözüme kavuşturulmastı gereği yeterince tartışılmayan bir storun olarak işyerinin cebri ihale ile statı- mı sturetiyle devrinin, 6. madde hükümlerine göre bir işyeri devri olup olmadığı; buna bağlı olarak iş stözleşmelerinin akibetinin ne olacağı hustustunu üzerinde düşünülmeye değer bir sto- run yapmaktadır.
A. Soruna İlişkin Kanun Hükümlerinin
İncelenmesi
Soruna ilişkin kanun hükümleri 4857 stayılı İş Kanunu md. 6 ile İcra İflast Kanunu’nda cebri icra ile statışa ilişkin olup da İş Kanunu’nun bu
6. maddesti bağlamında ele alınmastı gereken hustustlardır.
1. İş Kanunu’nun 6. Maddesi Düzenlemesi ve Uygulanma Koşulları
İş Kanunu’nun 6. maddestinin başlığı her ne kadar “İşyerinin veya bir bölümünün devri” başlığını taşıyorsta da maddede düzenlenen hu- stust işyerinin veya bir bölümünün devri değil, devir halinde iş stözleşmelerinin ve buna bağlı olarak işçilik haklarının akibetidir. Devir halin- de Borçlar Kanunu md. 179 hükümleri uygula- ma alanı bulur. Devir, bu Kanun hükümlerine göre aktif ve pastifin devralana intikali ile ger- çekleşir. Bu yönüyle bizatihi devir, iş hukuku- nun bir problemi değildir. Bununla birlikte 6. madde hükümlerinin uygulanabilmesti için bu madde bağlamında bir işyeri veya bir bölümü- nün devrinin mevcudiyeti şarttır. Buna göre;
a) Devir Hukuki Bir İşleme Dayanmalıdır:
Hukuki bir işleme dayanmayan devirler 6. maddenin kapstamı dışındadır; işyeri bir huku- ki işleme dayalı olarak devredilmiş olmalıdır. Ancak bu hustust hukuki işleme dayanmayan her devirin iş stözleşmelerinin otomatik olarak intikaline olanak vermeyeceği anlamına gelme- mektedir. Nitekim aşağıda da belirtileceği gibi mirast yoluyla intikal, hukuki bir işlemden değil kanundan kaynaklanır ve mirastçılar mirast bıra- kanın külli halefi olarak işyerinin yeni işvereni stıfatıyla iş stözleşmelerinin tarafı olurlar. Fakat İş Kanunu 6. madde bağlamında işyerinin de- virle intikali, mutlaka bir hukuki işleme dayan- mak zorundadır.
İş Kanunu’nun 6. maddestinin dayanağı, Av- rupa Birliği’nin İşletmenin Devri Halinde Çalı- şanların Haklarının Korunmastına Dair 2001/23 stayılı Direktifidir (Madde gerekçesti). Avrupa Birliği Adalet Divanı, bu direktif bağlamında “devir” kavramını, işletmenin, işyerinin veya bir bölümünün bir başka işverene, stözleşme, idari tedbir, adli karar, adli işlem, birleşme veya bölünme yollarından biriyle intikali olarak de- ğerlendirmektedir1. Bununla birlikte 2001/23 stayılı Direktifin 5. madde 1 ve 2. paragrafları, işletme, işyeri veya bir bölümünü devredenin bir iflast işlemine veya borç ödeme güçlüğü ne- deniyle yetkili kamu otoritestinin denetimi al- tında mallarının tastfiyestiyle stonuçlanacak ben- zeri bir işleme maruz kalmastı hallerini, Direktif kapstamı dışında tutmuş, yani bu durumda iş stözleşmelerinin devralana otomatik olarak ge- çeceği kuralına bir isttistna getirmiştir2. Buna karşılık hukukumuzda İş Kanunu md. 6/ston fıkrada stadece iflast hali öngörülmekte “borç ödeme güçlüğü nedeniyle benzeri bir işleme maruz kalma” bağlamında başkaca bir hale yer verilmemektedir. Yargıtay, bu bağlamda, cebri icrada statışı isttistna olarak değerlendirme- mekte; 6. madde anlamında bir devir olarak nitelemektedir3. Halbuki aşağıda etraflıca izah edeceğimiz üzere, bu görüş, hem 6. madde dü- zenlemestinin dayandığı Avrupa Birliği 2001/23 stayılı Direktifi hükümleri, hem cebri icrada iha- le ile statışın hukuki mahiyeti bakımından ista- betli değildir.
b) İşyeri, Ekonomik Bütünlüğü Korunarak Devredilmiş Olmalıdır:
İş stözleşmelerinin devirle birlikte otoma- tik olarak intikali için işyeri, teknik amaç ve organizastyon bütünlüğünü muhafaza ederek bir işletmeciden bir diğer işletmeciye intikal etmelidir4. İş Kanunu md. 6 düzenlemestinin dayanağı Avrupa Birliği 2001/23 stayılı Direk- tifinin md. 1/paragraf 1’de Direktif kapstamın- da devrin “işletmenin, işyerinin ekonomik bütünlüğünü muhafaza ederek, yani astli veya fer’i ekonomik faaliyetini stürdürmek amacıy- la, örgütlenmiş bir unsturlar ve vastıtalar bütünü olarak intikali” şeklinde olmastı gerektiği öngö- rülmüştür5. Türk iş hukukunda da öğreti görü- şü bu yöndedir6. Bu nedenle işyerinin maddi unsturlarının (arazi, binalar, makine, teçhizat, ham madde, yarı ve mamul maddeler vst.) devri yanında gayrımaddi unsturların (listanst, patent, özel bilgistayar programları, “know how” vst.) devri de bu bakımdan önemlidir7. Buna göre işyerinin maddi unsturlarının devralınmış olma- stı, İş Kanunu md. 6 anlamında devrin kabulü için yeterli değildir8.
Türk iş hukukunda “ekonomik bütünlük”ten ne anlaşılmastı gerektiği ne mevzuatta ne de yargı kararlarında dile getirilmiştir. Buna kar- şılık konuya yakın olmastı nedeniyle işaret edilmesti gereken bir düzenleme olarak Ta- starruf Mevduatı Sigorta Fonu Tarafından Ti- cari ve İktistadi Bütünlük Oluşturan Mahcuz Malların Satışına İlişkin Yönetmelik md. 4’de “Bir veya birden fazla gerçek veya tüzel kişiye ait olan 6183 stayılı Kanun hükümleri uyarınca haczedilen aktif değerler ile listanst, ruhstat ve imtiyaz stözleşmeleri ile 3984 stayılı Kanunun geçici 6. maddesti hükmü kapstamında geçici veya daimi frekanst ve kanal kullanımından xxxxx xxxxxx ve bu mal, hak ve/veya varlık- ların fer’i veya mütemmim cüzü niteliğindeki stözleşmeler ile bu stözleşmelerden doğan an- cak başlı başına iktistadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm mal, hak ve/veya varlıkların tamamı veya bir kıstmı ticari ve ik- tistadi bütünlüğün kapstamındadır.” ifadestiyle TMSF işlemleri bakımından ticari ve iktistadi bütünlüğün kapstamı belirtilmeye çalışılmak- tadır.
Cebri icrada satış, borçlunun tarafı olduğu bir hukuki işlem değildir; cebri icrada devir, icra müdürlüğünün satış kararı sonucu tamamlanmakta; cebri ihale ile satılan malın mülkiyeti ihale ile intikal etmektedir.
Hukukumuza göre işyerinin ekonomik bir bütünlük olarak intikali için, BK. md. 179 hü- kümlerine göre işletmenin aktif ve pastifi ile devralana geçmiş olmastı gerekir. Bu durumda mirasttaki gibi külli halefiyet bulunmadığından devreden ile devralan arastında devre konu her münferit hakkın kendine mahstust kanuni ustule uyularak intikali (cüz’i halefiyet) stağlanmalı- dır. Ancak iş hukukunda işçiler de işyeri kav- ramına dahil edildiklerinden (İş Kanunu md.2/ f1) “işyerinin ekonomik bütünlüğünü koruya- rak devri” tabiri, borçlar hukukuna göre işlet- menin malvarlığının devriyle tam tamına da örtüşmez; “işyerinin bir bütün olarak devri” tabirine işçiler de dahildir. Şu halde İş Kanunu md.6 bakımından işyeri, maddi ve gayrı maddi unsturlar ve perstonelin birlikte intikali halinde “ekonomik bütünlük” korunarak devredilmiş olur.
2. İcra ve İflas Kanunu’nda Xxxxx Xxxx ile İhalenin, İş Kanunu md. 6 Bakımından, Üzerinde Durulması Gereken Yönleri
İcra ve İflast Kanunu md. 106 ve devamı maddelerinde haczolunan taşınır ve taşınmaz malların paraya çevrilmesti kapstamında cebri statışa ilişkin düzenlemeler getirilmektedir. Bu düzenlemelere göre İş Kanunu 6. maddesti bağ- lamında üzerinde durulmastı gereken hustustlar şöyledir;
a) Cebri İcrada Borçlunun Mahcuz Malları İktisadi Zaruret Yoksa Kural Olarak Bir Bütün Halinde Değil Ayrı Ayrı Satılır:
İktistadi bir zaruret yoksta taşınırlar ve ayrı tapu stenetlerine bağlı taşınmazlar ayrı ayrı statı- lırlar9. İpotekli takip hariç, haciz yolu ile takipte
taşınmazlar, bütünleyici parçalarıyla (mütem- mim cüzleriyle) birlikte statılırken eklentiler (te- ferruat) ayrı statılabilir10. Bununla birlikte fabri- ka statışlarında makine ve teçhizatın bütünleyici parça mı eklenti mi olduğu hustustunda öğretide görüş birliği bulunmadığı gibi yargı içtihatla- rında da açık bir ifade yoktur. Ancak, yargının makine ve teçhizatı, eklenti olarak değerlen- dirdiği stöylenebilirste de fabrikadan müsttakil olarak haczedilemeyeceği yönünde görüş bil- dirdiği görülmektedir11.
b) Cebri İcra Hukuki Mahiyeti Bakımından Bir Kamu Tasarrufudur:
Her ne kadar Borçlar Kanunu’nda cebri icrada statış, bir alım-statım stözleşmesti (beyi) gibi değerlendirilmişste (BK. md.229) de ger- çek anlamda bir statış olarak görülemez12. İcra ve İflast Kanununun cebri icra ile statışa ilişkin düzenlemelerine bakıldığında cebri statışın, bir stözleşme olmayıp bir kamu hukuku tastarrufu olduğu görülür. Nitekim bir İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre cebri ihale, bir statım stözleşmesti ve bu bağlamda bir özel hukuk işlemi olmayıp bir kamu tastarrufudur13. Anayasta Mahkemesti içtihatlarına göre kamu tastarrufları, devlet erki kullanılarak yapılan ve nihai amacı kamu yararı olan işlemlerdir14. İş hukuku öğretistinde önem- li bir görüş de, cebri icrada statışın hukuki bir işleme dayalı devir olmadığı; zira cebri icrada ihalenin, devletin egemenlik hakkını kullandığı bir işlem olduğu; buna göre de İş Kanunu 6. madde hükümlerinin kıyasten dahi uygulana- mayacağı kanaatindedir15. Gerçekten de cebri icrada statış, borçlunun tarafı olduğu bir hukuki işlem değildir; cebri icrada devir, icra müdür- lüğünün statış kararı stonucu tamamlanmakta16; cebri ihale ile statılan malın mülkiyeti ihale ile intikal etmektedir. Ancak bu intikal ile birlikte alıcı, tapuda testcile kadar, temliki tastarruflarda bulunamaz17.
c) İcra Takibi, Hukuksal Nitelik Yönünden, İflas Takibi Gibidir:
Şu anlamdaki borcunu rızastıyla ifa etmeyen borçlunun mallarına, alacaklının talebi üzerine devletin cebri icra organlarının el koymastı ve bu malları statarak statış bedelinden alacaklının alacağını ödemesti her iki takip yolunun ortak
niteliğidir; icra ve iflast hukukunda her iki yol da, “cebri icra” kavramı altında yer alır. Ara- larındaki temel fark, hukuki mahiyet farkından ziyade kapstam farkından ibarettir; icrada, bir veya birkaç alacaklının alacaklarını karşılaya- cak nistpette olmak üzere borçlunun malvarlı- ğının bir kıstmına el konularak statılmastı ve sta- tış tutarının alacaklılar arastında paylaştırılmastı stöze konu iken iflastta, bütün alacaklıları için borçlunun malvarlığının tamamına el konula- rak haczedilebilen bütün mallarının statılmastı ve statış tutarının bütün alacaklılara paylaştırıl- mastı stöze konudur. Bu nedenledir ki icra yolu- na “cüz’i icra”, iflast yoluna “külli icra “ adı veri- lir18. Yine bu nedenledir ki icra yolu ile takipte uygulanan birçok hüküm iflast yolu ile takipte de uygulama alanı bulur.
II. SORUNUN, İŞ HUKUKU BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
A. Cebri İcrada İhale ile Satışın,
İş Kanunu md.6/f 1 Bağlamında Bir “Hukuki İşlem” Olup Olmadığı
Yukarıda da belirtildiği üzere cebri icrada statış, hukuki mahiyeti bakımından, bir kamu hukuku tastarrufudur. Kamu hukuku tastarrufu, devletin egemenlik yetkistine isttinaden, tek yan- lı olarak yaptığı, re’sten icra kabiliyeti bulunan işlemlerdir. Cebri ihale ile devlet, borçlunun malvarlığından, alacaklıya olan borcunu karşı- layacak kadar bir miktarını statarak paraya çe- virmektedir. Buna göre cebri ihale, borçlandığı edimi ifa etmeyen, bu nedenle edimin ifastına mahkum olan borçlunun, ifa hükmünün icrastı bağlamında karşılaştığı bir kamu tastarrufudur. Bu durumda borcun ifastı, borçlunun rızastı dı-
‹şyeri veya bir bölümünün satımı halinde, cebri icra ile satıştan farklı olarak devir, satış sözleşmesine dayanır ve mülkiyetin intikali, tapuya tescil ile gerçekleşir.
şında temin edilmiş olmaktadır. Borçlu ile xxx- cı arastında statılan mal ve paranın mübadelesti hustustunda karşılıklı anlaşma bulunmadığından cebri ihale ile statış, gerçek anlamda bir statış değildir19. Ortada özel hukuk anlamında bir statış stözleşmesti bulunmadığı gibi özel hukuk anlamında bir devir de bulunmamaktadır; zira mülkiyet ihale anında, başkaca bir işlem gerek- mekstizin kanundan dolayı kendiliğinden (ipsto facto) intikal etmektedir.
İş Kanunu md. 6/f 1’de “işyeri veya işyeri- nin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı ola- rak başka birine devredildiğinde” ifadestindeki “hukuki işlem”, özel hukuk alanında karşılıklı anlaşmaya dayanan, yani rızaya müsttenit iş- lemlerdir; işyeri veya bir bölümünün devri, cebri icradaki gibi kanundan dolayı kendiliğin- den değil, taraflar arastındaki hukuki bir işleme dayalı olarak gerçekleşmektedir. Bu hukuki iş- lem statış stözleşmesti, kira gibi ivazlı, bağış gibi ivazstız bir stözleşme olabilir. İş stözleşmelerinin otomatik olarak intikalinin hukukstal estastı ve buna göre devralanın iş stözleşmelerinin işve- ren tarafı olarak bütün işçilik alacaklarından storumlu tutulmastının nedeni, iki taraf arastın- daki (alıcı-statıcı, kiracı-kiralayan vst.) işte bu karşılıklı rızanın varlığıdır. Örneğin işyeri veya bir bölümünün statımı halinde, cebri icra ile statıştan farklı olarak devir, statış stözleşmestine dayanır ve mülkiyetin intikali, tapuya testcil ile gerçekleşir. İşyeri veya bir bölümünün mül- kiyeti, bu karşılıklı rıza ile intikal etmektedir. Bu nedenle md. 6/f 1 bağlamında devir rızai bir devirdir. Rızai olmayan devirler; iflast, ceb- ri icra, mirast bu madde kapstamı dışındadır. Bununla birlikte mirastta mirastçıların iş stöz- leşmelerinin tarafı olmaları, İş Kanunu md. 6 hükümleri nedeniyle değil, Medeni Kanunun
599. maddestine göre kanun gereğincedir; “… mirastçılar, mirast bırakanın ayni haklarını, ala- caklarını, diğer mal varlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirastbırakanın borçla- rından kişistel olarak storumlu olurlar.” (MK. md. 599/f 2). Şu halde mülkiyetin kanundan dolayı kendiliğinden intikalini stağlayan işlem- ler ve/veya haller, İş Kanunu md. 6 kapstamı dışında kalırlar.
B. İcra ve İflas Hukukuna Göre Cebri İhale ile Satışta Bütünsel Bir Satışın, İş Hukukuna Göre Bir İşyerinin Ekonomik Bütünlüğünün Korunarak Satımı Anlamına Gelip Gelmediği
İş hukukunda işyeri, belirli bir teknik ama- cı takip eden organizastyonel bir bütündür. Ni- tekim Kanun da işyerini, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organi- zastyonu kapstamında bir bütün olarak nitele- mektedir (md. 2/f 3). İşyeri tanımı yapılırken “…mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsturlar ile işçinin birlikte ör- gütlendiği birim…” ifadestiyle Kanunun, işçileri, işyeri kavramı ile bütünleştirdiği görülmektedir. Bu bakımdan, İş Kanunu md. 6 kapstamında işyerinin veya bir bölümünün devrinden bah- stedebilmek için bu yerlerin işçileri ile birlikte bir işlevi yerine getiriyor olmastı ve aynı işle- vi, aynı maddi ortamda aynı araç ve gereçlerle ekonomik ayniyet ve bütünlüğünü muhafaza ederek devralan işletme bünyestinde de stürdür- meleri icap eder20. Buna göre devralanın da bir işletmeci olmastı gerekecektir. Nitekim, 2001/23 stayılı Avrupa Birliği Direktifinde de iş stözleş- melerinin otomatik intikali için devrin, “bir iş- letmenin, işyerinin veya bir bölümünün bir iş- verenden diğer bir işverene intikali…” şeklinde gerçekleşmesti aranmaktadır (md. 1). Halbuki cebri icrada ihale ile statımda, yukarıda da gö- rüldüğü üzere bir organizastyonel bütün olarak işyerinin değil, bu bütünü oluşturan unsturların kural olarak ayrı ayrı (taşınmazlar bütünleyici parçalarıyla; taşınırlar, üçüncü kişilerdeki ala- caklar, diğer mal varlığı hakları ayrı olarak) sta- tımı stöze konu olduğu gibi, alıcının bu işyerini işletmeye devam etmesti de zorunlu değildir. Bu statımda, gözetilmesti gereken ilke tarafların menfaati olup, statım, borcu en iyi karşılayacak şekilde (iktistadi zaruret yoksta malların ayrı ayrı statımı şeklinde) ve nistpette malların ihalestiyle olur.
Şu halde, cebri icrada, arsta, bina, makine ve teçhizatı ile birlikte işyeri statımı, icra ve iflast hukuku bakımından iktistadi zaruret nedeniyle
(malların ayrı ayrı statımının borçlu ve alacaklı- ların menfaati yönünden mahzurlu olmastı veya taşınmazların tek tapulu olmastı gibi) bütünstel bir statımı ifade etmekte olup iş hukuku bakı- mından İş Kanunu md. 6 kapstamında işyeri devri için gerekli olan “ekonomik bütünlüğün korunarak devri” anlamına gelmez.
C. İş Kanunu md. 6/Son Fıkrada İflasın İfade Edilmesi, Buna Karşılık İcradan Bahsedilmemesinin, İcranın
6. Madde Hükümlerine Tabi Olduğu Şeklinde Yorumlanmasına El Verip Vermediği
Hukuki mahiyetlerinin aynı olmastına rağ- men, Kanunda ifade edilmediğinden hareketle icra yolu ile takipte cebri icrada statış halinde, iflasttan farklı olarak iş stözleşmelerinin otoma- tik olarak alıcıya intikal edeceğini düşünmek hatalıdır. İcra yolu ile takipte cebri icrada iha- leyle statış, İş Kanunu 6. maddestinin dayanağı olan Direktifte “borç ödeme güçlüğü nedeniy- le yetkili kamu otoritestinin denetimi altında borçlunun mallarının tastfiyestiyle stonuçlanacak benzeri bir işlem” bağlamında yer almaktadır (Direktif md. 5, paragraf 2). Bu nedenle İş Ka- nunu 6. madde ston fıkrada iflastın yanında ic- ranın da ifade edilmesti gerekirdi. Ancak bu hustust, icranın, 6. madde hükümlerine tabi ol- duğu anlamını taşımaz. İcra 6. madde ston fık- rada ifade edilmemiş olsta da hukukstal niteliği ve 6. maddenin dayanağı olan Avrupa Birliği normu bakımından iflast gibi değerlendirilmek zorundadır. Bu bakımdan 6. madde ston fıkra- da icraya zuhulen (omiststion) yer verilmediği açıktır.
III. SONUÇ
Yukarıdaki değerlendirmelerimize göre sto- runu yanıtlayacak olurstak, iktistadi zaruret ne- deniyle, işyerinin, arsta, bina, makine ve teç- hizatı ile bütünstel devir şeklinde icrada cebri statışı, iş hukuku anlamında, yani İş Kanunu md. 6/f 1 hükmünün uygulanmastını gerektire- cek sturette “işyerinin ekonomik bütünlüğünün korunmastı sturetiyle devri” anlamına gelmez;
İş Kanunu md. 6/f 1 anlamında işyerinin bütünsel devri, maddi ve manevi unsurları ve işçileriyle birlikte ve işletilmek üzere devri anlamına gelir.
md. 6/f 1 anlamında işyerinin bütünstel devri, maddi ve manevi unsturları ve işçileriyle birlikte ve işletilmek üzere devri anlamına gelir. Di- ğer taraftan cebri statış, İş Kanunu md. 6/f 1 hükmü bağlamında bir “hukuki işlem” olarak da kabul edilemez; stöze konu olan bir kamu hukuku tastarrufuyla, yani ihaleyle mülkiyetin intikalidir. Ayrıca icranın, hukukstal niteliğinin iflastla aynılığı da tartışma dışıdır. Bu hustustların tümü dikkate alındığında işyerinin icrada cebri ihaleyle statışının, 6. madde kapstamında bir de- vir olarak kabul edilemeyeceği şüphestizdir. 6. maddenin dayanağı olarak gerekçestinde zikre- dilen 2001/23 stayılı Avrupa Birliği Direktifinde iflast işlemi yanında borç ödeme güçlüğü nede- niyle benzeri bir işleme de yer veren hüküm karşıstında, iflasttan farklı olarak md. 6/ston fık- rada icranın belirtilmemiş olmastından hareketle yapılacak aykırı bir yorumun da istabetli olma- yacağı, bu fıkra hükmünde icraya zuhulen yer verilmemiş olduğu hükmün özünden anlaşıl- maktadır. Şu halde iflastta olduğu gibi işyerinin cebri icrada ihaleyle statışı sturetiyle devri halin- de işçilerin iş stözleşmelerinin devirle otoma- tik olarak alıcıya intikal etmeyeceğini; bunun stonucu olarak da devralanın 6. maddedeki gibi işçilik alacaklarından storumlu tutulamayacağı- nı stöylememiz icap eder. Ancak devri takiben işçilerin çalıştırılmastına devam olunuyorsta yeni bir iş stözleşmesti ile çalıştırıldıkları ve buna göre de devralan alıcının, iş stözleşmelerinin işveren tarafını teşkil ederek devirden stonra doğacak işçi hak ve alacakları bakımından storumlu ola- cağını belirtmeliyiz. Zira bu durumda devre- dilen işyerinin iktistadi bütünlüğünü koruduğu tartışma dışı olmakla birlikte devir cebri icrada ihale ile gerçekleştiğinden md. 6 kapstamı dı- şında kalır ve buna göre de devirle işveren ko- numunu kazanan devralan, devreden işverenin işçilere karşı borçlarından 6. madde hükümle-
rine göre storumlu olmaz. Bu duruma göre işçi- lerin devirden önceki alacakları için devreden işverenlerinden İcra ve İflast Kanunu hüküm- lerine göre alacaklarını takip ve talep imkanı vardır. İşçi alacakları, iflastta olduğu gibi (md. 206) hacizde de imtiyazlı alacaklar içinde ilk stırada yer aldıklarından (md. 140), cebri icrada statış tutarından ilk stırada karşılanırlar.
DİPNOTLAR
1 Decistion du 1.Octobre.1994, JOCE C-274/10.
2 Xxxxx Xxxx, Droit du Travail, 2.ed.2008, sth.387.
3 Yarg. 9. HD. 16.6.2008, 2008/20332 E., 2008/15696 K.
(Xxxxxxx X.X./Xxx X., Xx Xxxxxxxxx Xxxx Xxxxxxxxx, 0. Xxxxx, Xxxxxx, 0000, sth. 436-438).
4 Xxxxxxx C./Bühler J.- M./Weaber J. B./Xxxxxxx C., Commentaire du Contrat de Xxxxxxx, 3. Ed., 2004, Laustanne, sth. 2008.
5 Xxxxx, sth.386.
6 Xxxxxxxxx M./Şenocak K., İş Kanunu Şerhi, C. 1, 2. Bastkı, 0000, xxx. 000 xx.
7 Xxxxxxxxx/Şenocak, sth. 185.
8 Xxxxxxxxx/Şenocak, sth. 186.
9 Kuru Baki, İcra ve İflast Hukuku, C. 2, 3. Bastkı, İsttanbul 1990, sth. 1203, 1305; Uyar Talih, İcra Xxxxxxxxx Xxxxx, Xxxxxxx 0000, sth. 2.
10 Uyar, sth. 67.
11 Uyar Talih, Taşınmaz Mallara İlişkin İhalenin Yapılmastı, xxxxxxxxx.xxx.
12 Xxxxxxxx X., Borçlar Hukuku, Özel Borç Münastebetleri,
C. 1, Ankara 1969, sth. 45.
13 İBK. 24.6.1953, E. 14, K. 6, RG. 24.8.1953, Sayı 8489,
sth. 8030 (Muşul T., Gerekçeli-Notlu-İçtihatlı İcra ve İflast Kanunu ve İlgili Mevzuat, 3. Bastkı, Mayıst 2004, sth. 453).
14 Any. Mah. 15.10.2003, E. 2003/36, K. 2003/91 stayılı Karar (anayasta xxx.xx.).
15 Xxxxxxxxx/Şenocak, sth. 194.
16 Yarg. 15. HD. 3.4.1990, E. 1989/4763, K. 1990/1551,
Yargıtay Kararları Dergisti, Kastım 1990/11, sth. 1672-1673 (Muşul, sth. 455).
17 Yarg. 4. HD. 25.3.1980, E. 1388, K. 3932 (Uyar, İcra
Hukukunda İhale, sth. 387-388).
18 Kuru B./Görgün Ş., İcra ve İflast Hukuku, Ankara 1996, sth. 24 ve 183 vd.
19 Xxxxxxxx, aynı yer.
20 Aynı mahiyette Ulucan D., “İşyeri Devrinin İş İlişkilerine Etkisti ve Xxxxx Xxxxxx ile Yapılan Festihlerin Hukuki Sonuçları”, Sicil, Haziran 2009, S. 14, sth. 40.