Banka’nın Esas Sözleşmesinde Yapılan Değişiklikler. Banka’nın Esas Sözleşmesi’nde yapılan değişiklikler, işbu Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin devamı süresince Müşteri’nin bu Sözleşme’den doğan sorumluluğunu etkilemeyeceği gibi bu gibi değişiklikler tek başına, Müşteri’yi sorumluluk ve borçlarından ibra edici nitelikte değildir.
Banka’nın Esas Sözleşmesinde Yapılan Değişiklikler. 2019 yılı hesap dönemi içinde Bankanın Esas Sözleşmesinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. 2019 yılına yüksek seviyede belirsizlik ile başlayan küresel ekonomi, ABD-Çin ticaret anlaşmazlıklarının çözümüne yönelik olumlu gelişmeler, Brexit sürecine ilişkin belirsizliklerin azalması ve gelişmiş ülke merkez bankalarının büyümeyi destekleyici yönde para politakalarını izlenmesi ile yıl içinde iktisadi faaliyetin toparlanma sürecine girmesi sağlanmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde petrol fiyatındaki artışa bağlı olarak 2019 yılında küresel manşet enflasyon oranları yükselmiş, ancak talebin zayıf seyretmesi nedeniyle arz düşüklüğünün etkisi ve jeopolitik sorunlardan dolayı yukarı yönlü olan baskılar dengelenmiştir. 2020 yılında ise ABD ve Euro Bölgesi işgücü piyasalarındaki sıkılaşmanın ve ücret artışlarının çekirdek enflasyonu artırma olasılığı bulunmaktadır. Ek olarak, ABD-Çin arasındaki ticaret anlaşması ve Brexit belirsizliğinin azalması emtia fiyatları kanalıyla manşet enflasyonu, büyüme kanalıyla ise çekirdek enflasyonu yukarı yönlü etklieyebilecek unsurlar olarak ...🖉 Bu ekonomik çerçevede esnek bilançosu ile gelişmeleri dikkatle izleyerek ihtiyatlı büyüme stratejisini sürdürecektir 🖉 görülmektedir. ABD Merkez Bankası (FED), 2018’deki beklentilerin değişmesiyle 2019 yılında 3 defa faiz indirimine gitmiştir. Bunun yanında bilanço küçültme programını Eylül ayında sonlandırıp kısa vadeli bono alımlar ile birlikte tekrardan bilançosunu genişletmeye başlamıştır. Bu durum yılın son bölümünde küresel risk iştahının toparlanmasında önemli ölçüde katkı yapmıştır. Avrupa Merkez Bankası (ECB), 2019 yılında ortaya çıkan olumsuz gelişmeler nedeniyle parasal sıkılaştırma adımlarından vazgeçip, Eylül ayındaki toplantısında faiz oranlarında tekrar bir indirime gitmesinin ardından varlık alım programlarını yeniden başlatmıştır. Türkiye ekonomisi ise, 2019 yılına girdiğinde, 2018 yılında yaşamış olduğu finansal dalgalanma nedeniyle bir dengelenme sürecinde bulunuyordu. Yıl içerisinde enflasyon görünümündeki ve beklentilerindeki iyileşme, ülke risk priminin gerilemesi ve bunların sonucu olarak politika faizindeki indirimleri ile yurt içi fonlama koşullarında iyileşmeler yaşanmış, ticari ve tüketici kredi faizleri belirgin olarak azalmıştır. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren tüketici kredilerindeki ivmelenmeyle birlikte kredi kanalının büyümeye katkısı belirginleşmiştir. Tüketim harcamaları tarafında yılın ikinci yarısında belirgin bir güçlenme eğ...