DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Örnek Maddeleri

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. İmtiyaz sözleşmeleri Osmanlı döneminden beri ihtiyaç duyulan ve uygulanan sözleşmelerdir. Günümüzde de kamu ihtiyaçlarının giderek artması ve çeşitlenmesi, kamu hizmeti kavramının genişlemesi gibi nedenlerle imtiyaz sözleşmelerine olan ihtiyaç giderek artmakta ve dolayısıyla imtiyaz sözleşmelerinin kullanılması da artmaktadır. Zira sınırları hızla genişleyen kamu hizmeti kavramı doğrultunda ortaya çıkan kamu ihtiyaçlarının idarenin sınırlı maddi ve teknik imkanlarıyla karşılanması oldukça güçtür. Bu nedenle de idare bu kamu hizmetlerinin yürütülmesini özel kişilere devretmektedir. Her ne kadar kamu hizmetlerinin özel kişilere gördürülmesi konusunda birçok yöntem var ise de kanımca hem bu konudaki hukuki yapının yetersizliği hem de yargı kararlarının açtığı yol nedeniyle imtiyaz sözleşmeleri adeta bir şemsiye gibi bütün yöntemleri kapsamaktadır. Bunun, yani bu konudaki sözleşmelerinin neredeyse tamamının imtiyaz sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin olumsuz tarafı olduğu gibi olumlu tarafı da bulunmaktadır. Kamu hizmetinin üçüncü kişilerce yürütülmesinde üçüncü kişiye devredilecek hizmetin niteliğine göre değerlendirme yapılarak en uygun, en yüksek faydayı sağlayacak yöntemin seçilmesi yani sadece imtiyaz yöntemiyle bağlı kalınmaması daha yerinde olabilir. Tabiki bunun için öncelikle hukuki altyapının gereğince yapılması gerekmektedir. Zira bu altyapı doğru şekilde yapılmadığı taktirde geçmişte örnekleri görüldüğü üzere Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmekte ve yöntemlerin uygulanırlığı kalmamaktadır. Bir diğer açıdan bakarsak da bu türdeki bütün sözleşmelerin imtiyaz sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin bir anlamda hukuki öngörülebilirliği sağlayabileceği de söylenebilir. Zira bu durumda kamu hizmetlerinin özel kişilere gördürülmesinde tek bir usulün varlığıyla adeta pratikleşmek mümkün olabilir. Çünkü bu durumda tek bir sistem olduğundan usul benimsenir, hem idare hem de imtiyazcı haklarını ve yükümlülüklerini tam olarak kavrar, buna göre hareket eder. Her ne kadar idare imtiyaz sözleşmeleri ile kamu hizmetini özel kişilere devretse de hizmetin asıl sahibi olması sebebiyle sorumluluğunun devam edeceği aşikardır. Burada bana göre idarenin denetim yetkisi çok önemlidir. Zira bir kamu hizmetinin sunulmasındaki amaç idare açısından esasen kamu yararı sağlamaktır. İmtiyazcı ise kar sağlamayı amaçlamaktadır. İşte bu zıtlık karşısında idare denetim yetkisini yeterince kullanarak kamu hizmetinin imtiyazcı tarafından gereğince sağlanmasının takipçisi olmalı...
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. 241 13. KAYNAKÇA 250 Şekil Sayfa Çizelge Sayfa Alımlarının İhale Usullerine Göre Dağılımı ………………….…………..… 44 6.1. Gerçekleştirilen İhalelerin Türü ve Sayısı …………………….. 76 Çizelge 6.2. Gerçekleştirilen İhalelerin Usulleri ve Sayısı ………………..... 77 Çizelge 7.1. . 2021 Yılına Ait 4734 sayılı Kanun Kapsamında Yapılan Kamu Çizelge 7.2. Yapım İşleri İhalelerinde Yeterliğin Belirlenmesi İçin İstenecek Çizelge 7.3. Xxxxx Xxxx Xxxxxxx ……………………………………….…..... 109 Çizelge 8.1. Zarf Açma ve Belge Kontrol Tutanağı ……………………….... 145 Çizelge 9.1. Yapım İşleri Geçici Kabul Teklif Belgesi …………………….. 163 Çizelge 9.2. Yapım İşleri Geçici Kabul Tutanağı …………………………… 165 Çizelge 9.3. Yapım İşleri Kesin Kabul Teklif Belgesi ……………………… 167 Çizelge 11.2 Kesin Teminat Mektubu 212
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. 53 KAYNAKLAR 60 XXXXX XXXXXXXX Akt. : Aktaran Ar-Ge : Araştırma ve Geliştirme Bkz. : Bakınız
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Başlangıçta, kapsamı çok geniş olarak yorumlanan kararname, daha sonra çıkarılan tebliğ ile hem kapsam daraltıldı hem de birçok tartışmalı konuya (damga vergisi hariç) cevap verilmiş oldu.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Bu çalışmamızda, arsa payı karşılığı inşaat işlemlerinin hukuki mahiyeti ile anılan işlemlerle ilgili olarak özellikle KDV uygulamasında ortaya çıkan bazı sorunlar ele alınmış ve tartışılmıştır. Çalışmamızın önceki bölümlerinde detaylı olarak açıklandığı ve değerlendirildiği üzere;
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Bu çalışmamızda, kiraladığı arsa üzerine inşa ettiği binayı belli bir süre kullandıktan sonra arsa sahibine devreden firmanın işlemleri ile arsa sahibinin işlemlerinin vergi kanunlarının uygulaması açısından değerlendirilmesi ele alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Gemi ve inşası tamamlandığında gemi olacak yapının hukuki niteliği ile gemi inşa sözleşmesi ve sözleşme taraflarının sorumluluklarının incelenmesi büyük önem arz etmektedir. Zira üç tarafı denizlerle çevrili ve önemli denizyollarının üzerinde bulunan ülkemizin gemi inşa alanına hem Devletin hem de özel sektörün yatırımı ve bu yönde yaşanan gelişmeler bu alanın hukuki yapısının irdelenmesini ve vasıflandırması ile temel kavram ve unsurlarının detaylı şekilde ortaya konmasını gerektirmektedir. Bilhassa Devlet tarafından yaptırılan gemi inşa faaliyetlerinin hızla devam etmesi, diğer yandan gemi inşa alanında yapılacak hukuki düzenlemelerin varlığı bu zorunluluğu ortaya koymaktadır. Buna rağmen Türk mevzuatında her ne kadar gemi ve inşa halindeki yapının hukuki nitelendirmesine yönelik hükümler mevcutsa da doğrudan gemi inşa sözleşmeleri başlığı altında bir düzenleme bulunmamaktadır. Çalışmamızda varılan sonuçlardan ilki, bu alandaki eksikliktir. Bu alanlara uygulanacak hukuki düzenlemelerin tespiti ise bu eksikliği gidermede önemli bir mesafe kat etmemizi sağlayacaktır. Gemi inşa, yan sanayi dallarıyla birlikte büyük bir istihdam alanı olmasının yanı sıra ihracata konu büyük montanlı iş ve işlemlerle ülkemizin milli gelirinin artırılmasında da önemli bir enstrümandır. Ayrıca idarenin gösterilen faaliyetlerin yürütülmesi ile tarafların uyması gereken usul ve esasları düzenleme ve denetleme yetki ve sorumluluğunun bulunması da bu alanda çalışma yapılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle tezde anılan hususlara yönelik hukuki altyapının detaylıca irdelenmesiyle ulaşılan tespitlere yer verilmiştir. Gemi inşa sanayinin ihracat dolayısıyla döviz getirdiği ve böylelikle milli ekonomiye katkı sağladığı bilinen bir gerçektir. Özellikle 2003 yılı ve sonrasında gemi inşa sanayi global anlamda deniz taşımacılığındaki gelişmelerden de payını almak suretiyle hızlı bir gelişim içerisine girmiş, yıllar içerisinde gemi sipariş kapasitesi ve gerçekleşen gemi inşa faaliyetiyle katlanarak artmıştır. Türkiye’nin önemli bir gemi ihracatçısı ülke konumuna geldiği söylenebilir. Bu gelişim karşısında bu alana ilişkin temel kavram ve unsurlar da hem doktrinde hem idari anlamda tartışılır hale gelmiştir. Örneğin gemi inşa teknolojisindeki gelişmeler, tekne şeklinde olmayan araçların da gemi sayılması ihtiyacını doğurduğundan TTK’da gemi tanımı değişime uğramış mülga düzenlemelerin aksine tekne ibaresi yerine araç ibaresi kullanılmıştır. Gemi ibaresinin kapsamının kanuni anlamda genişletil...
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Görüldüğü gibi bu makalede aşırı ifa güçlüğü kavramı ve bunlara yükle- nen hukuki sonuçlar farklı milli hukuk sistemleri ve özellikle de Türk hu- kukçuları tarafından fazlaca dikkate alınmayan, UP ve ABHP çerçevesinde incelenmiştir. Bu incelemede dikkatimizi çeken hususlar ve bunlar ile alakalı değerlendirmelerimiz şu şekildedir: 1. Öncelikle, BKT’nda “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 137. maddenin, “İm- kânsızlık” genel başlığı altında düzenlenmesi, bu durumun bir imkânsızlık türü olduğu intibaını vermesi dolayısıyla, bize göre isabetli olmamıştır48. Yukarıda da ifade edildiği gibi, aşırı ifa güçlüğü, imkânsızlıktan, gerek şart- ları ve gerekse sonuçları açısından tamamen farklı bir kavramdır. UP’de aşırı ifa güçlüğü sözleşmenin ifasını düzenleyen 6. bölümünde (Performance), ABHP’de ise sözleşmenin muhtevası ve hükümlerini düzenleyen 6. bölü- münde (Contents and Effects) düzenlenmiştir. Bize göre de aşırı ifa güçlüğü maddesinin, BKT’nda, UP’deki ve ABHP’deki düzenlemelere paralel ola- rak, “Borç İlişkisinin Hükümleri” adlı ikinci bölümünün “Borçların İfası” başlıklı birinci bölümünün altında düzenlenmesi uygun olacaktır. 2. Tasarı metninin yazılış tarzı ile de alakalı kanımızca bazı problemler vardır. Bunlardan ilki, maddenin birinci fıkrasının çok uzun ve tek bir cümle olarak yazılmış olmasıdır. Bu şekliyle metin çok karışık ve yanlış anlaşılma- lara neden olabilecek niteliktedir49. Bunun yerine maddenin, BGB, UP ve ABHP’de benimsenen usulle, daha kısa cümle ve fıkralarla yazılmasında fayda olduğunu düşünmekteyiz. Tasarı metninin yazılış şeklini BGB, UP ve 48 ARAT, s.90.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Proje sonunda ortaya çıkan değişimler aşağıdaki gibi gruplandırılarak düzenlenmiştir.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ. Sınav sonucunda her pozisyon için ayrı ayrı puan sıralaması yapılacaktır. Sınavdan 70 (yetmiş) puan ve üzeri alan adaylar başarılı kabul edileceğinden en yüksek puandan başlamak kaydıyla başarı puanı sırasına göre atama yapılacaktır. Puan eşitliği halinde sırasıyla iş tecrübesi, programlama dili, yüksek lisans ve dil puanı dikkate alınmak suretiyle değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Sınavı kazanan adayların gerekli şartları taşımadığının sonradan anlaşılması, atanmaktan vazgeçmesi veya atandığı halde göreve başlamaması halinde atama yapılmak üzere; her pozisyon için asil aday sayısı kadar yedek aday belirlenecektir. Sınav sonuçları (xxx.xxxx.xxx.xx) adresinde ilan edilecek olup adaylara ayrıca tebligat yapılmayacaktır.