GİRİŞ. İnsanlar en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını karşılamak ve konut edinmek amacıyla, ekonomik güçlükler veya konut fiyatlarının yüksek olması nedeniyle henüz inşa edilmeyen, ortada var olmayan konutları önceden peşin veya taksitle ödeme yaparak satın almaya başlamıştır. Bu tür satışlar 4077 Sayılı mülga TKHK’da düzenlenmiş olan “Kampanyalı Satışlar” başlıklı 7. maddesi kapsamında değerlendirilmekte idi1. Ancak bu hükümlerin tüketicilere yeterince koruma sağlamaması ve çeşitli mağduriyetler yaşanması nedeniyle tüketicileri daha fazla koruma sağlayacak sıkı tedbirler gözetilmesi gerekmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren2 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu3 m. 40-46 hükümleri ile 27.11.2014 tarihinde yürürlüğe giren ön ödemeli konut satışı sözleşmelerinin usul ve esaslarını düzenleyen Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik4 hükümleri ile ön ödemeli konut satışı sözleşmesi ve ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi kavramları hukuk sistemimize dahil olmuştur. 6502 Sayılı Kanun’un 40. maddesinde ön ödemeli konut satış sözleşmeleri “tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin tarafları alıcı/tüketici ile satıcı/yüklenici olarak tabir ettiğimiz inşaat şirketi veya müteahhitlerdir. Tüketiciler bu sözleşmede ne sözleşmenin içeriğini anlayabilecek güce ne de satıcının kendisine sunduğu şartları değiştirebilme gücüne sahiptir, buna göre satıcıya karşı zayıf konumdadır5. Kanun koyucu zayıf taraf olan tüketiciyi koruma amacıyla 6502 Sayılı Kanun’un 45. maddesi ile ön ödemeli konut satış sözleşmelerinde tüketiciye herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeden dönme hakkı tanımıştır. Tüketiciye tanınan keyfi dönme hakkı doktrinde ciddi şekilde eleştirilmiş ve bu hakkın sınırlandırılması düşüncesi ile 684 sayılı Kanun Hükmünde Kararname6 m. 8 ile tüketici aleyhine değişiklikler düzenlenmiş ve daha sonra bu değişiklik hükmü 7074 sayılı Kanun7 ile 01.02.2018 tarihinde aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır. Dönme hakkına getirilen bu değişikliklerin KHK ile yapılması ve tüketiciyi koruma amacına aykırı olarak tüketicilerin aleyhine hususlar barındırması nedenleriyle ilgimizi çekmiş ve tarafımızca ön ödemeli konut satış sözleşmelerinde dönme hakkı ve sonuçları konusu seçilerek inceleme gereği duyu...
GİRİŞ. Kamu görevlileri ile idare arasında statü ilişkisi bulunmaktadır. Bu ilişkinin gereği olarak kamu görevlilerinin çalışmalarına, hak ve yükümlülüklerine ilişkin esasların belirlenmesi, idare tarafından tek taraflı olarak yapılmaktadır. Kural bu olmakla birlikte, bu statü ilişkisini esneten, kamu görevlilerini bu belirleme sü- recine dâhil eden çeşitli uygulamalar bulunmaktadır. Bizim statü ilişkisinden sapma olarak tanımladığımız uygulamalardan biri de toplu sözleşmedir. Kamu görevlilerinin bir şemsiye altında bir araya gelmek suretiyle oluştur- duğu sendikanın, idare ile kurduğu toplu sözleşme sayesinde, kamu görevlileri kendilerine ilişkin hususlarda belirleme yetkisine sahip olmaktadır. Bununla birlikte, toplu sözleşme ile her konuda düzenleme yapılmasına izin verilmesi statü ilişkisinin ortadan kaldırılması anlamına geleceğinden mümkün değildir. Nitekim Anayasa, toplu sözleşmenin sınırlarını mali ve sosyal haklar olarak belirlemiş; ne var ki hükümde mali ve sosyal hakların kapsamına nelerin girdi- ğine ilişkin bir belirleme yapmamıştır. Ülkemizde günümüze kadar yapılan toplu sözleşmelerde, yükseköğretim kurumlarının disiplin kurullarında, hakkında soruşturma yürütülenin üyesi olduğu sendika temsilcisinin bulunmasına ilişkin hükümlere yer verildiği gö- rülmektedir. Bu husus, toplu sözleşmelerde düzenlenmiş olsa da yükseköğretim mevzuatında yer almamaktadır. Hal böyleyken belirtilen hususun toplu sözleş- me ile kararlaştırılıp kararlaştırılamayacağına ilişkin bir belirsizlik bulunmakta- dır. Bahsettiğimiz belirsizlik, uygulamada çeşitli problemlere sebebiyet vermek- tedir. Öncelikle, yapılan düzenlemenin hukuken uygun olup olmadığı kısmı, önemli bir tartışma alanıdır. Ardından, toplu sözleşme içerisine kısaca eklenen ve belirlilikten uzak düzenlemenin, nasıl uygulanacağı önemli bir problemdir. Çalışmamız içerisinde, idarelerin bu belirsizlik nedeniyle yaşadığı problemlere yer verilmektedir. Hukuki belirlilikten uzak düzenleme, idarelerin farklı uygu- lamalarına sebebiyet vermektedir. Çalışmamızın konusu, yükseköğretim mevzuatında yer almamasına rağ- men toplu sözleşme hükmü gereği sendika temsilcisinin yükseköğretim kurum- larının disiplin kurulunda yer alıp almayacağıdır. Bu hususta değerlendirme yapabilmek için ilk kısımda toplu sözleşme kavramı incelenmiştir. Bu inceleme- de, öncelikle toplu sözleşmenin kavramsal çerçevesine bakılmış, ardından huku- ki niteliği tespit edilmiştir. Toplu sözleşmenin hukuki niteliği tespit edilirken, benzer bir kurum olan...
GİRİŞ. (a) İşbu doküman, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği hükümleri uyarınca Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ (Turkcell) şebekesi ile İşletmeci şebekesi arasında tesis edilecek arabağlantıya ve ilgili diğer hizmetlere ilişkin Turkcell’in Referans Arabağlantı Teklifi’dir (RAT).
(b) Turkcell, arabağlantı sözleşmesinin uygulanması noktasında taraflarca mutabakata varılan durumlar ile Kurum tarafından yapılan düzenlemeler saklı olmak üzere, İşletmeciye işbu RAT’ta yer alan usul, esas ve ücretlerle arabağlantı sözleşmesi ve arabağlantı hizmeti sunmakla yükümlüdür.
(c) İlgili mevzuat ve/veya Kurum düzenlemeleri uyarınca, RAT’ta, ücretler ve ücretlerin uygulanmasına ilişkin hükümler haricinde değişiklik yapılması halinde; Turkcell İşletmeciye, aksi talep edilmediği takdirde ilgili değişikliğin arabağlantı sözleşmesi kapsamında 10 (on) iş gününü müteakiben uygulanmaya başlayacağı yönünde yazılı bildirimde bulunur. Söz konusu bildirim, Turkcell tarafından, değişikliğin yürürlüğe girmesini müteakip 3 (üç) iş günü içerisinde yapılır.
(ç) Arabağlantı sözleşmesinde, RAT’ta yer almayan hususlara ilişkin hükümler taraflar arasında yürütülecek ticari görüşmelerle belirlenir.
GİRİŞ. İşbu belge (aşağıda bahsedilen diğer tüm belgelerle birlikte) internet sitesinin kullanımına ve işbu internet sitesi yoluyla ürünlerin satın alınmasına dair hüküm ve koşulları belirler (aşağıda "Koşullar" olarak anılacaktır). müşteri internet sitesini kullanmadan önce Koşulları, Çerez Politikamızı ve Gizlilik Politikamızı (hepsi birlikte "Veri Gizliliği Politikası" olarak anılacaklardır) okumalıdır. Bu internet sitesini kullandığınızda veya internet sitesi üzerinden sipariş verdiğinizde siz değerli müşterimiz, işbu Koşullara ve Veri Gizliliği Politikasına uymak konusunda xxxx xxxx gösterdiğinizi kabul, beyan ve taahhüt etmektesiniz. Müşteri, tüm Koşulları ve Veri Gizliliği Politikasını kabul etmediği takdirde internet sitesini kullanmamalıdır. İşbu Koşullar ve Veri Gizliliği Politikası değiştirilebilir. Bunları düzenli olarak okumak müşterinin sorumluluğudur ve müşteri internet sitesini kullandığında veya sözleşmeyi oluşturduğunda (aşağıda açıklandığı şekilde) yürürlükte olan “Koşullar ve Veri Gizliliği Politikası” müşteri için geçerli olacaktır.
GİRİŞ. İşbu Referans IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi Teklifinde dikkate alınan hususlar şunlardır:
1.1.1. İşletmeci, Xxxxx tarafından bir elektronik haberleşme hizmeti yürütmek ve/veya elektronik haberleşme altyapısı kurmak ve/veya işletmek üzere yetkilendirilmiştir.
1.1.2. Türk Telekom, İlgili Mevzuat ve Kurum ile imzalamış olduğu elektronik haberleşme hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesi çerçevesinde Türkiye’de elektronik haberleşme hizmetlerini yürütmeye ve elektronik haberleşme altyapısı kurup işletmeye yetkilidir.
1.1.3. İşbu Referans IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi Teklifi, Türk Telekom’un İlgili Mevzuat uyarınca erişim yükümlüsü olması nedeniyle, Tarafların hak ve yükümlülüklerini belirlemek için hazırlanmıştır.
1.1.4. İşbu Referans IP Seviyesinde Veri Akış Erişimi Teklifi, İlgili Mevzuat ve bu mevzuat uyarınca yapılan Kurum düzenlemelerine tabidir.
GİRİŞ. Kişisel verilerin korunması, Vechem Kimya San. Tic. A.Ş.’nin ( “Şirket”) en önemli öncelikleri arasında olup, bu hususta yürürlükte bulunan tüm mevzuata uygun davranmak için azami gayret gösterilmektedir. İşbu Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası (“Politika”) çerçevesinde Şirketimiz tarafından gerçekleştirilen kişisel veri işleme faaliyetlerinin yürütülmesinde benimsenen ilkeler ve Şirketimizin veri işleme faaliyetlerinin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda (“Kanun”) yer alan düzenlemelere uyumu bakımından benimsenen temel prensipler açıklanmakta ve böylelikle Şirketimiz, kişisel veri sahiplerini bilgilendirerek gerekli şeffaflığı sağlamaktadır. Bu kapsamdaki sorumluluğumuzun tam bilinci ile kişisel verileriniz işbu Politika kapsamında işlenmektedir. Vechem Kimya San. Tic. A.Ş. (“Şirket”) Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası doğrultusunda, kişisel verilerin korunmasına ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), sair mevzuat tarafından getirilmiş ilke, kurallara uymayı ve ilgili kişilerin haklarını korumayı taahhüt etmektedir. Bu amaçla, uygulanmak ve geliştirilmek üzere yazılı bir kişisel veri koruma politikası ve sistemi benimsemiştir. Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Korunması Politikası ile kişisel verilerin korunması ve işlenmesi konusunda Xxxxxx tarafından benimsenecek ve uygulamada dikkate alınacak ilkeler ortaya konulmaktadır. Politika, Şirket olarak kişisel verilerin korunması ve işlenmesi konusunda 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması(“KVK”) Kanunu’na uyum sağlamak amacıyla ilgili Şirket özelinde yürütülecek uyum faaliyetlerinin çerçevesini belirlemeyi ve koordinasyonu sağlamayı hedeflemektedir. Bu kapsamda amaç; faaliyetlerin hukuka uygunluk, dürüstlük ve şeffaflık ilkelerine uygun olarak yürütülmesinin sürdürülmesi ile şirketin kişisel verilerin yönetiminde kendi standartlarını oluşturması ve gerçekleştirmesinin sağlanması; organizasyonel hedef ve yükümlülüklerin belirlenmesi, desteklenmesi, kabul edilebilir risk seviyesiyle uyumlu olarak kontrol mekanizmalarının tesis edilmesi; kişisel verilerin korunması alanındaki uluslararası sözleşmeler, Anayasa, kanunlar, sözleşmeler ve meslek kuralları uyarınca tabi olduğu yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve bireylerin menfaatlerinin en iyi şekilde korunmasıdır.
GİRİŞ. T.C. Sağlık Bakanlığı (“İdare”) ile ADN PPP Sağlık Yatırım A.Ş. (“Şirket”) arasında 27/06/2013 tarihinde Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Yapılacak Olan Adana Şehir Hastanesine Ait Yapım İşleri ile Ürün ve Hizmetlerin Temin Edilmesi İşine Ait Sözleşme ve ekleri ("Proje Sözleşmesi") imzalanmış olup Proje Sözleşmesi uyarınca Şirket tarafından yürütülecek işletme ve bakım hizmetlerinin tümünün ya da bir kısmının ifası için alt yüklenicilik usulüyle bir üçüncü şahıs yüklenici tayin etme yetkisi Şirket’e tanınmış ve Şirket, ISS İşletme Hizmetleri A.Ş.’yi (“Hizmet Sağlayıcı”) alt yüklenici olarak tayin etmiştir. Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi için Hizmetin sunulması hususunda Pazar Testi sürecinin sonunda mevzuatı gereği Hizmeti yürüten ilgilinin önalım hakkı saklıdır. İlgilinin önalım hakkını kullanmaması durumunda ise söz konusu sözleşme Kazanan Katılımcı ile Hizmet Sağlayıcı arasında imzalanacaktır.
GİRİŞ. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, arsa sahibinin, arsasına ait belirli payları yükleniciye devretme, yüklenicinin de bu pay karşılı- ğında arsa üzerinde bağımsız bölümler yapma ve bu bağımsız bölüm- lerden arsa sahibinin payına ait olan kısmı ona devretme borcu altı- na girdiği bir sözleşmedir. Sözleşmenin tarafları, arsa sahibi ile yükle- nicidir. Taraflardan arsa sahibi, kendisine ait bağımsız bölümlere isa- bet eden arsa payını kendi üzerinde bırakarak, yükleniciye ait bağım- sız bölümlerin arsa paylarını ona devretme; yüklenici ise, arsa üzerin- de bina yapma ve bağımsız bölümlerden arsa sahibine ait olanları ona devretme borcu altına girmektedir.1 Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleriyle ilgili olarak uygulama- da ortaya çıkan en önemli sorunlardan biri, yüklenicinin ilave işler veya ilave bağımsız bölümler yapmış olması halidir. Yüklenici, inşa- atı eksiksiz olarak tamamlayıp, sözleşme uyarınca yerine getirmekle yükümlü olduğu edimleri ifa etmesi yanında, sözleşmede öngörülme- yen bazı ilave işler veya ilave bağımsız bölümler yapmış olabilir. İla- ve işler veya ilave bağımsız bölümler, yüklenicinin, sözleşme uyarın- ca ifa etmekle yükümlü olduğu edimler dışındaki işler veya bağımsız bölümlerdir. * Dr., Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi.
1 Yavuz, Xxxxxx, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. Bası, İstanbul 2002, s. 505- 506; Xxxxx, Xxxxx, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, 2. Bası, İstanbul 2007, s. 1-2; Uygur, Xxxxxx, Açıklamalı-İçtihatlı İnşaat Hukuku, Arsa Payı Karşılığı (Kat Karşılığı) İnşaat Sözleşmeleri, 2. Cilt, Ankara 1998, s. 30 vd. Ayrıca bkz. Y. İBK, 30.09.1988, E. 1987/2, K. 1988/2 (RG, 20026, s. 30). Bir sözleşmenin tarafları, ilke olarak o sözleşmede kararlaştırmış oldukları edimleri, kararlaştırdıkları biçimde ifa etmekle yükümlü- dürler. Borçlu, ilke olarak borçlandığı edimden başka bir şey ifa ede- meyeceği gibi, alacaklı da bunu kabul etmek zorunda değildir. Aynı kural, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bakımından da geçerlidir. Yüklenici, arsa sahibinin rızası bulunmadıkça, sözleşmede öngörülen- lerin dışında ilave birtakım işler yapamayacağı gibi, imar durumunun uygun olduğu gerekçesiyle inşaat alanını yatay veya dikey olarak ge- nişletemez. Aksi halde, sözleşmenin ihlali söz konusu olur. Ancak ne var ki uygulamada, yüklenicilerin sözleşmede öngörülmeyen birtakım ilave işler yaptıklarına, özellikle imar durumunun imkan vermesi ha- linde bağımsız bölümlerin alanlarını genişlettiklerine veya sözleşme- de öngörülen...
GİRİŞ. Kılavuzun Konusu (kullanma kılavuzu, hedef gruplar, hedef gruplarla ilgili yapı)
GİRİŞ. (a) İşbu doküman, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği hükümleri uyarınca TT Mobil İletişim Hizmetleri AŞ (TT Mobil) şebekesi ile İşletmeci şebekesi arasında tesis edilecek arabağlantıya ve ilgili diğer hizmetlere ilişkin TT Mobil’in Referans Arabağlantı Teklifi’dir (RAT).
(b) TT Mobil, arabağlantı sözleşmesinin uygulanması noktasında taraflarca mutabakata varılan durumlar ile Kurum tarafından yapılan düzenlemeler saklı olmak üzere, İşletmeciye işbu RAT’ta yer alan usul, esas ve ücretlerle arabağlantı sözleşmesi ve arabağlantı hizmeti sunmakla yükümlüdür.
(c) İlgili mevzuat ve/veya Kurum düzenlemeleri uyarınca, RAT’ta, ücretler ve ücretlerin uygulanmasına ilişkin hükümler haricinde değişiklik yapılması halinde; TT Mobil İşletmeciye, aksi talep edilmediği takdirde ilgili değişikliğin arabağlantı sözleşmesi kapsamında 10 (on) iş gününü müteakiben uygulanmaya başlayacağı yönünde yazılı bildirimde bulunur. Söz konusu bildirim, TT Mobil tarafından, değişikliğin yürürlüğe girmesini müteakip 3 (üç) iş günü içerisinde yapılır.
(ç) Arabağlantı sözleşmesinde, RAT’ta yer almayan hususlara ilişkin hükümler taraflar arasında yürütülecek ticari görüşmelerle belirlenir.