SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI Örnek Maddeleri

SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Rüzgar türbinleri, rüzgardaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye, daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Rüzgar türbinleri hem karada hem de denizde yer alabilmektedir. Bir rüzgar türbini genel olarak kule, jeneratör, hız dönüştürücüleri (dişli kutusu), elektrik-elektronik elemanlar ve pervaneden oluşur. Rüzgârın kinetik enerjisi rotorda mekanik enerjiye çevrilir. Pervane milinin devir hareketi hızlandırılarak gövdedeki jeneratöre aktarılır. Jeneratörden elde edilen elektrik enerjisi aküler vasıtasıyla depolanarak veya doğrudan alıcılara ulaştırılır.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Su ürünleri projelerinin tasarım kriterleri, çalışma esasları, hijyen koşulları, uygulamaları, düzenleme ve denetlenmesi ilgili yönetmeliklerle düzenlenmekte olup, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğundadır. Su Ürünleri Yetiştiriciliği Yönetmeliği’nde belirtildiği üzere su ürünleri stoklarını korumak ve su ürünleri kaynaklarından ekonomik olarak yararlanmak üzere, su ürünleri ruhsat tezkereleri, sportif amaçla yapılacak avcılık, istihsal yerlerinin değiştirilmesi, avcılıkta patlayıcı ve zararlı maddelerin kullanılması, su ürünleri istihsal yerlerine dökülmesi yasak olan zararlı ve kirletici maddeleri, istihsal vasıtalarının vasıf, şartları ve bunların kullanılması, su ürünleri avcılığının düzenlenmesi, trol avcılığı, arızi olarak istihsal edilen su ürünleri, su ürünleri sağlığı, su ürünlerinden yapılacak mamül ve yarı mamül maddelerin üretimi, su ürünlerinin pazarlaması ile ilgili usul, esas, yasak, sınırlama, yükümlülük, tedbir, kontrol ve denetimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenmektir. Bu yönetmelik hükümleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütülmektedir. Su ürünleri işleme ve değerlendirme tesislerine çalışma izni verilmesi işlemleri, o tesisin bulunduğu ildeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce ve İl Müdürlüğü bünyesindeki Kontrol Şube Müdürlüğü’nce yürütülmektedir.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Pil ve/veya akü üretim tesislerinin çalışma esasları ve koşulları, uygulamaları, düzenleme ve denetlenmesi, ilgili yönetmeliklerle düzenlenmekte olup, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sorumluluğunda olan projelerdir. Pil ve Akümülatör ürünlerinin etiketlenmesi ve işaretlenmesi, üretilmesinde zararlı madde miktarının azaltılması, kullanıldıktan sonra atıklarının evsel ve diğer atıklardan ayrı olarak toplanması, taşınması, bertarafı ile ithalat, transit geçiş ve ihracatına ilişkin yasak, sınırlama ve yükümlülüklerin, alınacak önlemlerin, yapılacak denetimlerin ve tabi olunacak sorumlulukların düzenlenmesi, 31.08.2004 tarih ve 25569 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği” kapsamında ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetim ve sorumluluğundadır. Pil ve akümülatörlerin üretiminden başlayarak nihai bertarafına kadar; Çevresel açıdan belirli kriter, temel koşul ve özelliklere sahip pil ve akümülatörlerin üretiminin sağlanması, insan sağlığına ve çevreye zarar verecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesi, etiketleme ve işaretlemesi ile pil ve akümülatör ürünlerinin kalite kontrolü, ithalatının kontrolü ve içerdiği zararlı madde miktarının kontrolünün sağlanması, ithalat, ihracat ve transit geçişlerine ilişkin esasların belirlenmesi, gerekli teknik ve idari standartların sağlanması, zararlı madde içeren pil ve akümülatörlerin üretilmesinin, ihracatının, ithalatının ve satışının önlenmesi, atık pil ve akümülatörlerin geri kazanım veya nihai bertarafı için toplama sisteminin kurulmasına ve yönetim planının oluşturulmasına, yönelik prensip, politika ve programların belirlenmesine yönelik hukuki ve teknik esasları 31.08.2004 tarih ve 25569 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Pil Ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenmektedir. Pil ve/veya akü üretim tesisleri ile ilgili tanımlamalara, 31/08/2004 tarihli ve 25569 sayılı Atık Pil Ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği kapsamında aşağıdaki şekilde yer verilmiştir.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Bu kılavuz, rafinerilerin inşaat, işletme ve kapatma faaliyetleri ile ilgili çevresel etkilere odaklanmaktadır. Dünya çapında petrol endüstrisi, ABD Pennsylvania’da 1861’de açılan sondaj kuyusundan çıkarılan petrolden gazyağı elde edilmesiyle başlamıştır. Türkiye’de ilk petrol rafinerisi olan Batman Rafinerisi 1955 yılında devreye alınmıştır. Türkiye'nin ilk rafinerisi (Boğaziçi Tasfiyehanesi) 1930 yılında kurulmuş, 1934 yılında kapanmıştır. Günümüzde işletme halinde olan İzmit, İzmir, Kırıkkale ve Batman rafinerilerinde yılda 28 milyon ton ham petrol işleme kapasitesi bulunmaktadır. Petrol rafinerileri çeşitli ünitelerden oluşan birer komplekstir; rafinasyon, karmaşık bir hidrokarbonlar karışımından diğer bazı karmaşık hidrokarbonlar karışımları elde etme işlemidir. Proseslerde alevlenebilen gazlar ve sıvı ürünler elde edilirken yüksek sıcaklıklar ve yüksek basınçlar uygulanır; gerekli tüm teçhizatın sıcaklığa, basınca, korozyona, gerilime dayanıklılıkları uzmanların denetiminde kontrol altında tutulur. (Prof. Dr. Xxxxxx Xxxxxxxx, Ham Petrolden Petrokimyasallara El Kitabı) Rafineriler; ham petrolün LPG, nafta, benzin, kerosen, motorin, baz yağ, ısıtma yağı, fuel oil, bitüm, asfalt, kükürt, parafin gibi çeşitli petrol bazlı ürünlere dönüştürüldüğü tesislerdir. Üretim sürecinde; petro-kimya endüstrisinde kullanılan propan/propilen karışımları, saf nafta ve aromatik yağlar gibi yan ürünler de elde edilir. Rafineriler, çok sayıda kimyasal üretim birimlerinden oluşan büyük komplekslerdir. Rafineri kompleksi içinde veya yakınındaki alanda, gelen ham petrolün ve nihai ürünlerin depolandığı çok sayıda tankın yerleştirildiği depolama tesisleri yer alır. Bir rafineri kompleksi içindeki ana birimler; tuz giderim ünitesi, ham petrolü türevlerine ayıran atmosferik ve vakum distilasyon üniteleri, hidrojen kullanarak nafta içindeki kükürdü gideren hidrojenleme ünitesi, naftayı daha yüksek oktanlı ürünlere dönüştüren katalitik reformer, mazot gibi damıtılmış sıvılardaki kükürdü gideren hidrojenleme, daha hafif ve değerli ürünlere dönüştüren akışkan katalitik kırma ünitesi (AKK) ve hidro-kraking ünitesi, LPG ve keroseni oksidize eden meroks ünitesi, kostik yıkama ünitesi, koklaştırma ünitesi, benzin verimi ve oktan artırmayı sağlayan alkilasyon ünitesi, viskositeyi azaltan vis-kırma ünitesi gibi üretim birimlerinden oluşmaktadır. Bunların yanı sıra; soğutma kuleleri, buhar kazanları, kontrol vanaları, elektrik trafosu gibi altyapı sistemleri bulunur. Rafineri bünyesindeki...
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Atık yakma tesisleri (AYT), çok geniş bir aralıktaki atık çeşitlerinin yüksek sıcaklıkta işlem gördüğü tesislerdir. Atık yakmanın amacı, atıkların hacmini ve kirletici özeliklerini azaltırken, yakma işlemi sırasında ortaya çıkan zararlı maddelerin konsantre edilmesi, uzaklaştırılması veya bertaraf edilmesidir. Atık yakma işlemi (özellikle karışık evsel atıklar) genel olarak elektrik ve buhar üretimi ile enerji geri kazanımı sağlanacak şekilde gerçekleştirilir. Atık yakma tesisleri, tasarım kriterleri Atıkların Yakılmasına İlişkin Yönetmelik (AYİY) kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenen atık bertaraf tesisi projeleridir. Tesise kabul edilecek atık türüne göre işletme koşulları, teknik altyapı (fırın, enerji geri kazanımı, baca gazı arıtma sistemi) ve teknik tasarım esasları değişmektedir. Bu kılavuz, atık yakma tesislerinin inşaat, işletme ve işletme sonrası dönemdeki çevresel etkilerine odaklanmıştır.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlas’ına göre Türkiye, yıllık toplam 2737 saatlik güneşlenme süresi ile yüksek bir potansiyele sahip bulunmaktadır. Türkiye'de bulunan 1644 Güneş Enerjisi Santrallerinin toplam kurulu gücü 1.362,60 MW'dır. Bu kılavuz, güneş santrallerinin inşaat ve işletme faaliyetleri ile ilgili çevresel etkilere odaklanmaktadır. Güneş santralleri temiz ve yenilenebilir enerji projeleridir. Fosil yakıt kullanımı yerine güneç enerjisinin kullanımı xxxx xxxx salımlarının azaltılmasına katkıda bulunmaktadır. Güneş enerjisinin verimli kullanımındaki tek kısıt gece enerji üretimi olmayışı ve yerküre üzerine düşen güneş ışınlarının yer, günün zamanı, yılın dönemi ve hava şartlarına bağlı olmasıdır. Güneş enerjisi teknolojileri temelde iki ana grupta ele alınmaktadır: Yarı iletken fotovoltaik güç sistemleri (güneş pilleri ya da PV olarak anılmakta) kullanarak güneş ışığını doğrudan elektriğe çeviren teknolojiler ve güneş enerjisinden önce ısı elde ederek elektrik üretimi yapan “konsantre/yoğunlaştırılmış güneş ısıl güç/termik güç sistemleri”. Güneş pilleri veya fotovoltaik araçlardan oluşan santraller “güneş paneli” olarak bilinirler. Güneş enerjisi santralleri düşük bakım ihtiyacına sahiptir ve kurulumu kolaydır. Güneş panelleri güneş ışınlarını elektrik enerjisine çevirmek için güneş ışığından gelen enerji parçacıklarını kullanarak silikon piller içindeki elektronları harekete geçirir. Yoğunlaştırılmış güneş enerjili güç̧ sistemleri ise, güneşten gelen enerjiyi çeşitli ayna düzenekleri kullanarak yüksek sıcaklıkta ısı enerjisine dönüştürürler. Yenilenebilir kaynaklara dayalı 1.000 kW kapasiteye kadar olan santrallerde elektrik üretimi lisans alma zorunluluğundan muaf bulunmaktadır. 2017 yılı ortasında toplamda 791 MWe toplam kurulu güç sağlayan 516 adet güneş santrali aktif olarak çalışmaktadır. Bu santrallerin 12’si lisanslı, 504’ü lisanstan muaftır. VI.ÇED YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDAKİ YERİ ÇED Yönetmeliği kapsamındaki projeler Ek - 1 ve Ek - 2 listeleri altında yer alan faaliyetlerdir. Aşağıdaki projelere ÇED Raporu hazırlanması zorunludur:
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Bu kılavuz, barajlar ve hidroelektrik santrallerin inşaat, işletme ve kapatma faaliyetleri ile ilgili çevresel etkilere odaklanmaktadır.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Ulaştırma projeleri dört farklı kategoride sınıflandırılabilir: karayolları, demiryolları, havalimanları ve limanlar. Bu kılavuz, karayollarının inşaat ve işletme faaliyetler ile ilgili çevresel etkilere odaklanmıştır. Karayolu projeleri, tasarım kriterleri Karayolları Genel Müdürlüğü (Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı) tarafından belirlenen altyapı projeleridir. Son 15 yılda Türkiye'de gerçekleşen büyük yatırımlar sayesinde birçok büyük karayolu projesi tamamlanmışken birkaçı da yakın gelecek için planlanmaktadır. V.1.(Alt) sektörün tanımı Yolların sınıflandırmaları, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri ile belirlenir. Ek I ve Ek II projeleri ile ilgili tanımlar aşağıda verilmiştir.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Asbest ya da diğer bir adıyla amyant, aslında Anadoluda oldukça kullanılan ve değişik isimlerle anılan kanserojen tarzda bir mineral türüdür. Bu mineral lifli yapıdadır. Kimyasal madde ve aşınma gibi olaylara karşı oldukça dayanıklıdır. Bu kanserojen madde, Anadoluda ceren toprağı, çelpek, çorak toprak, höllük ve ak toprak gibi isimlerle bilinmektedir. Asbest madenden çıkartılması, işlenmesi ve asbest içeren malzemelerin sökülmesi/bertarafı süreçlerinde çeşitli çevresel ve sağlık etkileri ile gündeme gelen bir mineraldir. Bu kılavuz, asbestin çıkartılması, işlenmesi ve sökülmesi kapsamında inşaat, işletme ve kapatma dönemi faaliyetleri ile ilgili çevresel etkilere odaklanmıştır.
SEKTÖRDEKİ PROJELERİN TANIMLANMASI. Ulaştırma projeleri dört farklı kategoride sınıflandırılabilir: karayolları, demiryolları, havalimanları ve kıyı yapıları. Bu kılavuz, kıyı yapıları kapsamında inşaat öncesi, inşaat, işletme ve işletme sonrası faaliyetler ile ilgili çevresel etkilere odaklanmıştır. Günümüz lojistik şartlarında bir ürünün hızlı, güvenilir ve uygun maliyetlerle taşınması en önemli kriterler olarak karşımıza çıkmaktadır. Deniz yolu taşımacılığı diğer seçenekler ile kıyaslandığında özellikle uzun mesafe taşımacılıkta en uygun çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle konteynir taşımacılığı lojistik sektöründe büyük önem taşımaktadır. Deniz taşımacılığının öneminin artması ve ile ülkemizde de son yıllarda yeni limanlar ve tersaneler hizmete alınmaya başlamıştır. Bu kılavuz kapsamında etkileri özetlenen kıyı yapıları, deniz taşımacılığının ana altyapısını oluşturmaktadır. Kıyı yapılarına ilişkin önemli tanımlar ve açıklamalar aşağıda özetlenmiştir. V.1.(Alt) sektörün tanımı