Alıcı. Ödeme işlemine konu fonun ulaşması istenen gerçek veya tüzel kişiyi,
Alıcı. Gayrimenkul ile birlikte bu gayrimenkule ilişkin her türlü hakkı satın alan,
Alıcı. (Değişik-Yürürlük:25.08.2011) Mesleki faaliyeti çerçevesinde hareket eden ve sigorta sözleşmesi kapsamında sigortalı tarafından gönderilen mal ve/veya verilen hizmetlerin bedellerinin ödenmesinden sorumlu olan gerçek/tüzel kişiyi,
Examples of Alıcı in a sentence
Alıcı, satış bedelini belirtmeksizin, malı alacağını kesin olarak bildirmişse satış, ifa yeri ve zamanındaki ortalama piyasa fiyatı üzerinden yapılmış sayılır.
Alıcı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü satılanın korunması için gerekli önlemleri almaksızın onu satıcıya geri gönderemez.
Alıcı bir veya daha çok ön ödemede temerrüde düşerse satıcı, ancak vadesi gelmiş olan ödemeleri isteyebilir.
Alıcı, satıcının taksitle satıştan doğan alacağı ile kendisinin satıcıdan olan alacağını takas etme hakkından önceden feragat edemez.
Alıcı, satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu biçimde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı devralmakla yükümlüdür.
More Definitions of Alıcı
Alıcı. Ödeme işlemine konu fonun ulaşması istenen İşyeri
Alıcı. Deepin anonimleştirilmiş veri marketine lisans bedeli karşılığında üye olarak ve belli bir ücret karşılığında Veri Ürünleri satın alıp kullanan tüzel veya gerçek kişi
Alıcı. Menkul kıymet almayı ve vadesinde geri satmayı kabul eden tarafı,
Alıcı. Platform üzerinde Satıcı tarafından verilen ilanlarla satışa arz edilen mal ve/veya hizmetleri satın alan gerçek veya tüzel kişi Üye’yi ifade eder.
Alıcı. Websitesi üzerinde "Satıcı" tarafından verilen ilanlarla satışa arz edilen mal ve/veya hizmetleri satın alan gerçek veya tüzel kişi "Üye"yi ifade eder.
Alıcı. Bir mal veya hizmeti edinen, kullanan, menfaat sağlayan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi,
Alıcı. [•] Faks: [•] From: HSBC Bank A.Ş. Tarih: [•] Ref.: [•] İlgi: Faiz Opsiyon İşlem Dekontu