Yaş Örnek Maddeleri

Yaş. İş kazasıyla meslek hastalığı halinde, hak sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim veya sağlık kurulu raporu ile ilk defa tespit edildiği tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.
Yaş. Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Yaş. Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir.
Yaş. 1) Hakem, gözlemci, mentör, hakem izleme görevlisi ve eğitimciler ile ilgili yaş hesaplanmalarında doğum tarihi; yıl, ay ve gün olarak alınır. 2) Yaş hesaplaması, 1 Xxxx tarihi esas alınarak, kadronun belirlendiği yıldan doğum yılının çıkartılması suretiyle hesaplanır. Yaş, hesaplanmasında yaşın tamamlanması dikkate alınır. Sezon içerisinde yaş sınırını aşanlar sezon sonuna kadar kadroda kalırlar. Sezon sonunda kadrolarını kaybederler. 3) Yaş uygulamasında, hakemliğe ilk başlanıldığı tarih itibariyle nüfus cüzdanında yazılı doğum tarihi geçerlidir. Daha sonra yapılacak yaş tashihleri dikkate alınmaz. 4) Tüm FIFA hakemleri o yılın Aralık ayı sonuna kadar kadrolarını korurlar. 5) İG veya klasmanlara ilk defa girecek gözlemcilerin, 1 Xxxx itibariyle 55 yaşından gün almamış olmaları şarttır. 6) Durumlarını belgelemek koşuluyla Milli Takımlarda oynamış futbolcular veya profesyonel liglerde en az iki sezon oynamış futbolcular veya amatör olarak en az on sezon oynamış futbolcular için hakemliğe giriş ve klasmanlar arası geçişlerde yaş sınırı dikkate alınmaz. Bu futbolcularda klasman terfilerinde hakemlik süresi şartı aranmaz. Sürelerin belirlenmesinde TFF kayıtları esastır. 7) Kadın futbolcular için hakemliğe giriş ve klasmanlar arası geçişlerdeki yaş kriterleri dikkate alınmaz.
Yaş. Cinsiyet Eğitim Üyelik psikolojisi Örgüt içi seviyesi İşinin türü Çalışma saatleri İş sözleş mesi
Yaş. Cinsiyet Eğitim Üyelik psikolojisi Örgüt içi seviyesi İşinin türü
Yaş. Madde 124.(88) - Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir. (TMK Md 11 ,126, 153, 336, 342,343, *14.6.1965 tarihli 3/3 Y İ B K Hukuk Bölümü Cilt 5 sayfa :309

Related to Yaş

  • Sorumluluk (1) Birleşme, bölünme veya tür değiştirme işlemlerine herhangi bir şekilde katılmış bulunan bütün kişiler şirketlere, ortaklara ve alacaklılara karşı kusurları ile verdikleri zararlardan sorumludurlar. Kurucuların sorumlulukları saklıdır. (2) (Mülga: 26/6/2012-6335/42 md.) (3) 202 ilâ 208, 555, 557, 560 ıncı madde hükümleri saklıdır. Bir sermaye şirketinin veya kooperatifin iflası hâlinde 556 ve 570 inci maddeler ile Kooperatifler Kanununun 98 inci maddesi kıyas yoluyla uygulanır.

  • YETKİLİ MAHKEME Bu poliçeden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle Sigorta Şirketi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, sigorta şirketi merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin ikametgahının bulunduğu veya hasarın ortaya çıktığı sigorta şirketi tarafından açılacak davalarda ise, davalının ikametgahının bulunduğu yerin ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemesidir.

  • Yetkili Mahkeme Bu poliçeden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle sigorta şirketi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, sigorta şirketi merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin ikametgahının bulunduğu veya hasarın ortaya çıktığı, sigorta şirketi tarafından açılacak davalarda ise, davalının ikametgahının bulunduğu yerin ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemesidir.

  • Yüklenicinin Ceza Sorumluluğu 41.1. İş tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi, 4735 sayılı Kanunun 25 inci maddesinde belirtilen fiil veya davranışlardan, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan Yüklenici ile o işteki ortak veya vekilleri hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu kişiler hakkında bir cezaya hükmedilmesi halinde, 4735 sayılı Kanunun 27 nci maddesi hükmü uygulanır.

  • SONUÇ Anonim şirketlerde sermaye ile sınırlı sorumluluk nedeniyle mal- varlığının korunması esastır. Kanunlarımızda da malvarlığının korunmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bunlardan biri de borca batıklığa ilişkin düzenlemelerdir. Borca batıklık kısaca şirketin borçlarının mevcut ve alacakla- rından fazla olmasıdır. Borca batıklık kural olarak şirketin doğrudan doğruya iflası sebebidir. Bu önemli sonucu nedeniyle borca batıklığın tespiti de önem arz etmektedir. Anonim şirket yönetim kurulu borca batıklığa ilişkin işaretle- rin varlığı halinde kanuna göre ara bilanço düzenlemekle yükümlüdür. TTK borca batıklık halinde yönetim kuruluna iki esasa göre bilanço düzenleme yükümlülüğü getirmiştir. Buna göre yönetim kurulu hem işletmenin devamlı- lığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre bilan- ço düzenlemek zorundadır. Kanunda iki esasa göre bilanço düzenleme yü- kümlülüğü getirilmesine rağmen bu bilançoların farklı sonuçlar göstermesi halinde nasıl hareket edileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. İİK’da 2016 yılında yapılan değişiklikle açıkça aktiflerin muhtemel satış değer- leri esasına göre borca batıklığın tespit edilmesinden söz edilmiştir. Bu düzen- leme ile borca batıklığın tespitinde aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre düzenlenen bilançoya üstünlük tanınmıştır. İİK’da yapılan bu değişiklik- ten sonra TTK’da herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Yani TTK hükümle- rine göre yönetim kurulu hala her iki esasa göre bilanço düzenlemek zorun- dadır. İİK’da yapılan değişiklikten sonra yönetim kurulunun artık her iki esasa göre bilanço düzenlemekle yükümlü olmadığını söyleyemeyiz. TTK’daki em- redici hüküm gereği yönetim kurulu hala her iki esasa göre bilanço düzenle- mek zorundadır. Bununla birlikte 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ 15/09/2018 tarihli Resmî Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu tebliğin 12/4. Fıkrasında, yönetim organının hem işletmenin devamlılığı esa- sına hem de aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre çıkarılan ara bi- lanço üzerinden aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğine karar vermesi ve diğer tedbirleri almaması halinde şirketin iflası için mahkemeye başvuracağının düzenlendiği anlaşılmıştır. Kaldı ki işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenen bilançonun da şirketin iyileşme olanağı olup olmadı- ğını gösterdiğini söyleyebiliriz. Bu çerçevede aktiflerin muhtemel satış değer- leri esasına göre hazırlanan bilanço borca batıklık sonucunu göstermesine rağmen işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenen bilançonun borca batıklık sonucunu göstermemesi alacaklıları şirketle sıradan çekilme sözleş- mesi imzalamaya teşvik edebilir. Kanunumuzda borca batık haldeki şirketin iflasını önleyen istisnai bir düzenleme olarak sıradan çekilme sözleşmelerine yer verilmiştir. Sıradan çe- kilme sözleşmeleri borca batık haldeki şirketin iflastan kurtulabilmesi için şirkete özel bir imkân tanımakta, bu sayede şirket zaman kazanarak mali du- rumunu düzeltme imkanına sahip olmaktadır. Sıradan çekilme sözleşmesi borca batık haldeki şirket ile şirketin borca batıklığını izale edecek tutardaki şirket borçlarının alacaklıları arasında imza- lanır. Kanunda sözleşme için açıkça yazılı şekil öngörülmüştür. Bu şekil şartı- na uyulmaksızın yapılan sözleşme geçerli değildir. Sıradan çekilme sözleşmelerinin süre bakımından sınırlanması sözleş- menin niteliği gereği mümkün değildir. Kural olarak sözleşme imzalandıktan sonra sıradan çekilme, şirket borca batıklıktan kurtulana, borca batıklıktan kurtulamayarak iflas etmişse diğer tüm alacaklılar tatmin edilene kadar devam eder. Sıradan çekilme sözleşmelerinde sıradan çekilme süre bakımından sınır- lanamazken, sözleşmenin sağladığı erteleme etkisi süre bakımından sınırlana- bilir. Örneğin; şirketle sözleşme imzalanırken 5 yıl gibi bir süre belirlenip bu süre içinde şirketin borca batıklıktan kurtarılması, bu süre içinde borca batık- lıktan kurtarılamıyorsa şirketin iflasını istenmesi kararlaştırılabilir. Sıradan çekilme sözleşmeleri, şirketin borca batık olduğu öğrenildikten sonra borca batıklık sebebiyle iflasına karar verilene kadar her zaman yapılabi- lir. Bu kapsamda sözleşmenin mahkemeye iflas bildiriminden önce yapılması mümkün olduğu gibi mahkemeye iflas bildiriminde bulunulduktan sonra fakat iflas kararı verilmesinden önce yapılması da mümkündür. Sıradan çekilme sözleşmelerinin hukuki niteliği öğretide tartışmalıdır. Ağırlıklı olarak sıradan çekilme sözleşmelerinin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu ve/veya sui generis bir sözleşme olduğu üzerinde durulmaktadır. Öğ- retide, sıradan çekilme sözleşmelerinin sözleşmeye taraf olmayan alacaklılar lehine sonuçlar da doğurması sebebiyle üçüncü kişi lehine sözleşme olduğu savunulmaktadır. Ancak kanaatimizce, sıradan çekilme sözleşmeleri her ne kadar sözleşmeye taraf olmayan alacaklılar lehine de sonuçlar doğursa da bu husus sıradan çekilme sözleşmelerinin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu- nu söylemek için yeterli değildir. Sıradan çekilme sözleşmeleri kanunda öngö- rülen şekliyle kendine has özellikleri olan ve kendine has sonuçlar doğuran sözleşmelerdir. Bu haliyle sıradan çekilme sözleşmelerinin sui generis sözleş- melerden olduğunu söyleyebiliriz. Sıradan çekilme sözleşmesinin akdedilmesi ile sözleşmeye taraf olan alacaklı alacağından vazgeçmiş olmaz. Ayrıca borca batık haldeki şirketin borca batıklığı da sona ermez. Aynı zamanda sıradan çekilme sözleşmeleri şirket için doğrudan bir iyileştirme de sağlamaz. Yalnızca sözleşmenin akde- dilmesi ile şirket faaliyetlerine devam ederek mali durumunu düzeltme imkânı elde eder. Sözleşmenin içeriğini oluşturan sıradan çekilme etkisi de kendini şirketin iflası halinde gösterir. Şirketin alacaklıları ile sıradan çekilme sözleşmesi akdetmesi tek başına yeterli değildir. Sözleşme akdedilmesine rağmen şirketin, borca batık oldu- ğunu ve alacaklıları ile sıradan çekilme sözleşmesi imzaladığını mahkemeye bildirmesi gerekir. Yani sıradan çekilme sözleşmeleri mahkemeye bildirimde bulunmaya engel olmaz. Yönetim kurulunun mahkemeye bildirim yükümlü- lüğü onun devredilemez görev ve yetkilerindendir. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunu doğur- duğu gibi cezai sorumlulukları da doğar. Mahkemeye bildirimden sonra mahkeme öncelikle şirketin borca batık olup olmadığını inceler. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda şirketin borca batık olduğu tespit edilirse mahkeme sıradan çekilme sözleşmelerini inceler. Sıradan çekilme sözleşmelerinin gerçekliği, geçerliliği ve yerindeliği ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılır. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda söz- leşmenin gerçekliği, geçerliliği ve yerindeliği tespit edilirse mahkemece şirke- tin iflasına karar verilemez. Ancak sözleşmenin gerçekliği, geçerliliği ve yerin- deliği tespit edilememişse şirketin iflasına karar verilir. Mahkemenin sıradan çekilme sözleşmesinin gerçekliği, geçerliliği ve ye- rindeliğinin tespit edilememesi halinde sıradan çekilme sözleşmesine ilişkin talebin reddi kararı ara karar niteliğinde olduğundan bu karara karşı tek başı- na kanun yoluna gidilemez. Ancak iflasa ilişkin kararla birlikte kanun yoluna gidilebilir. Sıradan çekilme sözleşmesinin gerçekliği, geçerliliği ve yerindeliğinin tespit edilmesi halinde mahkemece talebin kabulüne ilişkin olarak verilen karar ise nihai karar olduğundan tek başına kanun yoluna götürülebilir.

  • SORUMLULUKLAR Kuruluşumuzun ilgili sermaye piyasası işlemlerine aracılık eden bölümlerinin görev ve sorumlulukları kurumun organizasyon yapısı çerçevesinde belirlenmiştir. Görev tanımları ve organizasyon yapıları kuruluşların iç iletişim kanallarında yayınlanmakta ve gerektiğinde güncellenmektedir.

  • KURULUŞ Aşağıda adları ve ikametgahları yazılı kurucular arasında Türk Ticaret Kanunu’nun Anonim Şirketlerin tedrici surette kurulmaları hakkındaki hükümlerine göre bir Anonim Şirket teşkil edilmiştir.

  • Yüklenicinin Ölümü, İflası, Ağır Hastalığı, Tutukluluğu veya Mahkumiyeti 24.1. Yüklenicinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluluğu veya özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkumiyeti hallerinde 4735 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre işlem tesis edilir. 24.2. Ortak girişim tarafından gerçekleştirilen işlerde, ortaklardan birinin ölümü, iflası, ağır hastalığı, tutukluğu veya özgürlüğü kısıtlayıcı bir cezaya mahkumiyeti hallerinde de 4735 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre işlem tesis edilir.

  • Kabulden sonraki hata ve ayıplardan sorumluluk 40.1. İdare, teslim edilen malda/işte hileli malzeme kullanılması veya malın teknik gereklerine uygun olarak imal edilmemiş olması veya malda/iste gizli ayıpların olması halinde, malın teknik şartnameye uygun başkan bir mal ile değiştirilmesi veya işin teknik şartnameye uygun hale getirilmesini Yükleniciden talep eder. Malın/işin İdare tarafından kabul edilmesi veya işin üretim aşamasında ya da teslim öncesi imalat aşamasında denetlenmiş olması veya işin kabul edilmiş olması yüklenicinin sözleşme hükümlerine uygun mal teslimi veya iş yapma hususundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. 40.2. Piyasa denetimi ve gözetimi konusunda yetkili kuruluşlar tarafından alım konusu malın veya malların piyasaya arzının yasaklanması, piyasadan toplanması veya ürünlerin güvenli hale getirilmesinin imkansız olduğunun tespit edilmesi durumlarında, yüklenici malı veya malları geri almak ve satış bedelini iade etmekle yükümlüdür. Ayrıca, bu mal veya malların kullanılmasından kaynaklanan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Yüklenici tarafından geri alınan malların piyasaya arz edilen yeni modellerle değiştirilmesinin talep edilmesi ve bu talebin İdare tarafından uygun görülmesi durumunda yeni model kabul edilebilir. Yeni model için ayrıca ek bir ödeme yapılmaz.

  • Tabiyeti Medeni durumu: Adres (telefon/faks/e-posta):