Kavram Örnek Maddeleri

Kavram. Sulh, çoğunlukla bir edayı haklı kılma gayesi taşımaktadır1. Bu bakımdan sulh sözleşmesi özü itibariyle maddî hukuk açısından bir borcu usul hukuku açısından ise bir davayı sona erdirir2. Sulh günlük hayat da barış ve uzlaşma manalarında kullanılmaktadır3. Hukukî açıdan bakıldığında ise sulh, tıpkı Mecellede de ifade edildiği gibi, iki tarafın anlaşarak aralarındaki nizayı (çekişmeyi) ortadan kaldırdıkları sözleş- medir4. Başka bir deyişle sulh, tarafların ortalama bir yolda birleşebilmek adına yaptıkları anlaşmadır5. Bugün kanunkoyucu sulhu niteliği ve hükümleri itibariyle düzenlememiştir. Bununla birlikte, bazı kanunlarda münferit çeşitli hallerde sulhtan bahsedilmiştir6. Kıta Avrupası hukuk sisteminde kanun koyu- cuların genel olarak sulhu tanımlama yoluna gittikleri görülmektedir. Gerçek- ten de, BGB”nin 779. paragrafında sulh şu şekilde ifade edilmiştir: “Sulh ta- rafların bir hukukî ilişki hakkındaki çekişme veya kuşkuyu karşılıklı fedakâr- lıklarla ortadan kaldırdıkları bir sözleşmedir.”. Fransız Medenî Kanununda da, sulh konusunda BGB § 779 hükmüne benzer bir tanıma yer verilmiştir7. Ancak Fransız Medenî Kanunu’nda, Alman Medenî Kanunu’ndan farklı ola- rak, doğması muhtemel ihtilâflarda sulhun kapsamına alınmıştır. Sulh, İsviçre hukuk sisteminde de geniş bir uygulama alanı bulmasına rağmen, İsviçre Borçlar Kanununda bu müesseseye yönelik kapsam ve unsurlar bakımından bir tanım kabul edilmiş değildir8. Özetle maddî hukuk bakımından sulh sözleşmesi iç hukukumuzda ayrıntıya girilmeden ele alınmaktadır. Buna karşılık sulh, Batı’da bilhassa iş hukukunda taraflara makul yarar ölçütü çerçevesinde bir güvence oluşturduğundan büyük 1 Xxx Xxxx, Xxxxxxx (Çev: Xxxxx XXXXX); Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C. 1-2, 2. Baskı, Ankara 1983, s. 425. 2 Aydoğdu, Xxxxx/Kahveci, Nalan; Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 2. Baskı, Ankara 2014, s. 35; Xxxxxxxx, Xxxx; Mahkeme Huzurunda Yapılan Sulhler, SBFD, C. 49, S. 1-2, Y. 1994, s. 335. 3 Türk Dil Kurumu Okul Sözlüğü, Ankara 2000, s. 884. 4 Bkz. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye, m. 1531. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Xxx Xxxxxx Xxxxxx; Xxxxxx’x Hükkâm Şerhu Mewcelleti’l Ahkâm, Xxxxxxx Xxxxx, C. 4, Xxxxxxxx (xxxxx xx- xxxx xxx), x. 0 xx. C.
Kavram. Disiplin, önceden yazılı olarak belirlenmiş ödev ve yasaklara uygun davranışı sağlamaya yönelik cezalandırma işlemidir. Disiplin suçu, “İş hayatında bir kimsenin disiplin mevzuatına aykırı davranışıdır.” Disiplin cezası ise, “Disiplin suçlarından birini işleyen kimseye davranışının ağırlık derecesine göre verilen cezadır.” 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, disiplin rejiminin genel amacı, “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamaktır.” Ancak cezaya konu edilen eylem ve durumlar incelendiğinde, kurulan sistemin iki ana amaca yönelik olduğu görülmektedir. Bunlardan birincisi; “Kamu kurumunda iç çalışma düzenini, memurun ihmâl (kayıtsızlık gösterme, düzensiz davranma), kusur ve kasıt yoluyla yaptığı eylemleri cezalandırarak korumak” ve “Görev ve yetkinin özel çıkar amacıyla kullanılmasını önlemek”; ikincisi ise “Memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmasını engellemektir.” Disiplin Hukukunda yayınlanmış eserlerin fazla olmaması, disiplin soruşturması yapanların ve karar vericilerin görevlerini zorlaştırmaktadır. Buna rağmen, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun soruşturmacılara verdiği yetkiler, belirli sınırlamalar dâhilinde kullanılarak, iyi bir disiplin soruşturması yapılması mümkündür. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinde disiplin cezasını gerektiren suçlar (fiil ve hâller) ile bu fiil ve hâller için öngörülen disiplin cezaları sayma suretiyle belirtilmiştir. Bu cezalar şunlardır; • Uyarma cezası, • Kınama cezası, • Aylıktan kesme cezası, • Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, • Devlet memurluğundan çıkarma cezası.
Kavram. TTK’nın 340. maddesi ile, anonim şirketlerde geçerli olan sözleşme özgürlü- ğüne önemli bir sınır getirilmiştir. Zira bu maddeye göre, esas sözleşme, anonim şir- ketlere ilişkin hükümlerden ancak Kanun’da açıkça izin verilmesi hâlinde sapabilmek- tedir. 6762 sayılı TTK’ya göre, Kanun’da açıkça yasaklanmayan her konu, kural olarak sözleşme ile düzenlenebilirken, Yeni TTK’da, anonim şirketlere ilişkin hükümler kural olarak emredici nitelikte kabul edildiğinden, anonim şirketlerde sözleşme özgürlüğü ilkesi yerine “emredici hükümler ilkesi”nin geçerli olduğu söylenebilir. Bu nedenle TTK’nın 340. maddesinin başlığının “emredici hükümler” değil, “emredici hükümler ilkesi” olması gerekirdi.
Kavram. Temerrüt, hukuk dilinde gecikme, karşı durma anlamına gelmektedir; kanun veya akte göre yapılması gerekeni zamanı gelince yapmamaktır.4 Borçlunun temerrüdü, borca aykırılığın diğer bir çeşididir ve BK m. 101-108’de düzenlenmiştir. Borcun ihlali, ifanın geciktirilmesinden ileri geldiği takdirde borçlunun temerrüdünden söz açılır. Borçlunun temer- rüdü, muaccel bir borç borçlusunun vadesinde veya vade yoksa alacaklının istemesine rağmen borcunu ödememesidir. Bazı yazarlar, borçlunun temerrüdünü tarif ederken temerrüdü bir sorumluluk kaynağı veya sebebi olarak algılamaktadır. Tarife göre “borçlu, ifa etmekten kaçınamayacağı, muaccel ve mümkün bir edimi zamanında yerine getirmediği için alacaklının ihtarına maruz kalırsa, bu suretle gerçekleşen sorum- luluk sebebine temerrüt denir”.5
Kavram. Çifte vergilendirmenin, vergi mükellefleri yönüyle vergilendirmede adalet ilkesine aykırı bulunup ortadan kaldırılması için iç hukuk önlemleri veya anlaşmalarla çözüme kavuşturulmak istenen bir sorunu ifade eden bir kavram olduğuna önceki başlıklar altında dikkat çekilmişti. Çifte vergilendirmeme185 ise vergi gelirlerinin ülkeler arasında adil biçimde paylaşılmasına engel oluşturmasının yanında, şirketlere sağladığı haksız rekabet avantajları ile yine vergi adaletini zedeleyen bir kavram olarak göze çarpmaktadır. Bu nedenle, uluslararası vergi dünyası çifte vergilendirme kadar çifte vergilendirmeme sorununun da sınır ötesi ekonomik faaliyetler önünde engel oluşturduğunu öngörmekte ve çözümleri için ÇVÖA’ları araç olarak düşünmektedir. Çifte vergilendirmemenin uluslararası boyutluluğu ön plandadır. Çifte vergilendirmemeyi aynı vergi konusunun aynı mükellef nezdinde her iki ülkede de hiç vergilendirilmemesi olarak tanımlamak mümkündür. Kavramın özellikle 2008 küresel finans krizinden sonra önemi artan ve tartışılmaya başlayan henüz yeni bir kavram olduğu söylenebilir. 183 Xxxxx Xxxxxx Xxxxxxxx Laguna, “Abuse and Aggressive Tax Planning: Between OECD and EU Initiatives-The Dividing Line between Intended and Unintended Double Non-Taxation”, World Tax Journal, IBFD, May 2017, s. 190. 184 S. Çevik, age., s. 141. 185 Çifte vergilendirmeme terimi İngilizce dilinde “double nontaxation”, Almanca dilinde “doppelte nichtbesteurung”, Fransızca dilinde “non double imposition” sözcükleriyle ifade edilmektedir. Son 20 yılda yaşanan birtakım küresel ekonomik krizler neticesinde yüksek gelir kayıplarına uğrayan ülkeler, bunlara ÇUŞ’ların vergiden kaçınma ve vergi kaçırma çabaları da eklenince vergi gelirlerinde ciddi aşınmalarla karşı karşıya kalmışlardır. Dolayısıyla, uluslararası vergi dünyasını son yıllarda oldukça meşgul eden ve çifte vergilendirmeme olarak adlandırılan bu yeni kavram gündeme oturmuştur. Kavram esasında vergilendirilmesi gereken bir kazanç unsurunun hiçbir yerde gerektiği ölçüde vergilendirilmemesini de ifade etmektedir. Bununla birlikte, kavramın uluslararası kamuoyunda çifte vergilendirmeme olarak adlandırılmasının temel sebebinin, bu sorunun ÇVÖA’ların kapsamına girmesi ve genellikle iki ülke arasındaki anlaşmayla çözülmeye gayret edilmesi olduğu söylenebilir. Ayrıca, konunun uluslararası boyutunu vurgulamak amacıyla sınır ötesi vergi sorunlarının yaygın biçimde çözüm aracı olarak kullanıldığı ikili vergi anlaşmalarıyla ilişkilendirildiği de belirtil...
Kavram. İşyeri, iş hukukunun fiziki alan itibariyle uygulandığı birim olarak ifade edilebilir8. 6356 sayılı Kanun’da işyerinin bir tanımı yer almamaktadır. STİSK’nın 2’nci maddesinde ise işyeri kavramı konusunda 4857 sayılı İş Kanunu’na atıfta bulunulmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci maddesinde “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir” şeklinde işyeri kavramı tanımlanmıştır. 7 Bkz. Y9HD, T:28.04.2022, E: 2022/4292, K: 2022/5457.
Kavram. İşçinin geçici ve kusursuz olarak edimini yerine getirememesi ve/veya iş- verenin geçici ve kusursuz olarak işçinin iş görme edimini kabul etmesinin- mümkün olmaması nedeniyle, işverenin ifayı talep hakkının ve sözleşmeyi fesih yetkisinin ertelenmiş olması iş sözleşmesinin (iş ilişkisinin) askıya alınması2 sonucunu doğurur3. Ancak bu genel teorik tanımımızda, geçici ifa imkânsızlığı- nın borçlunun kusuruna dayanmaması gerektiği vurgulansa da ilerde görüle- 1 Xxxxxx Xxxxx, İş Akdinin Askıya Alınması ve Ücretsiz İzinler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt-9 Özel Sayı, 2007, s. 121 (Ücretsiz İzin); Xxxxx Xxx, Pro- fesyonel Sendika Yöneticisinin İşyerinden Ayrılırken İş Sözleşmesinin Askıya Alınması ve Sonuçları, SİCİL, Mart 2008, s. 91 (Sendika Yöneticisi). 2 Kelimenin tam anlamı için bkz. HarbanSingh K.S., Suspension of Work: An Overview, BuletinIngenieur, Eylül-Kasım 2004, S: 23, s. 24-25.
Kavram. Şartların sözleşme yapıldıktan sonra beklenmedik bir şekilde değişmesi, tek başına sözleşmenin bu şartlara uyarlanmasını gerektirmez. Bunun için ayrıca sözleşmenin ifa edilememesi veya ifasında aşırı bir güçlüğün ortaya çıkması ve bundan dolayı sözleşmeye aykırılığın ortaya çıkması gereklidir. Bu durumda, tarafların içinde bulunduğu şartları hiç dikkate almadan söz- leşmeyi akdedildiği şekliyle ifa etmelerini beklemek her zaman makul olma- yabilir3. Bundan dolayı bazı istisnai durumlarda sözleşmenin değişen şartla- ra uyarlanabilmesi önem arz etmektedir. Dolayısıyla ahde vefa prensibi (pacta sund servanda) bazı istisnaların uygulanabilmesine imkân oluşturur şekilde yorumlanarak tatbik edilmelidir. Geçici süre de olsa imkânsızlık derecesindeki hadiseler mücbir sebep (force majeure) olarak nitelendirilirken, imkânsızlık derecesine varmayan haller aşırı ifa güçlüğü (hardship) olarak isimlendirilmektedir. Ayrıca, aşırı ifa güçlüğünde tarafların sözleşme ile bağlı kalarak, borçlarını değişen şart- lara göre yeniden belirlemesi sonucu ortaya çıkarken, mücbir sebebin varlığı halinde sözleşmeden dönülmesi veya imkânsızlığın devamı süresince borçla- rın ifasının ertelenmesi söz konusu olacaktır4. Uluslararası ticarette kullanılan standart sözleşmelerde bu iki hukuki du- rum arasındaki fark gittikçe ortadan kalkmaktadır. Ayrıca, tarafların sözleş- me ile hangi hallerin mücbir sebep veya aşırı ifa güçlüğü olacağını belirle- 3 EREN, Xxxxxx, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, İstanbul, 2003, s. 437.

Related to Kavram

  • Gizlilik 42.1. Yüklenici, işle bağlantılı olarak Kuruluş bünyesinde veya Kuruluşla işbirliği içerisindeki 3. şahıslarla gerçekleştirilen/yapılan işletme faaliyetleri ile birlikte, elde ettiği her türlü teknik/idari; iş, karar, görüşme, bilgi aktarımı, ortak tasarım, resim, proses, antlaşma, yöntem, iş planları, programlar, buluş, ar-ge ve prototip çalışmaları ve bunlarla sınırlı olmaksızın diğer benzeri nitelikteki her türlü bilgi paylaşımını, Kuruluş ve 3. şahısların hak ve yükümlülüklerini ihlal etmeyecek şekilde gizlilik, iyi niyet ve resmi mevzuat hükümleri çerçevesinde özel ve gizli tutacak; Sözleşmenin yerine getirilmesi amacı dışında hiçbir şekilde kullanmayacak, İdarenin önceden yazılı izni olmaksızın Sözleşmeye ait herhangi bir detayı ifşa etmeyecek veya yayınlamayacaktır. Türk yargı mercilerinin kararları saklı kalmak kaydıyla Sözleşmenin amaçları doğrultusunda herhangi bir ifşa veya yayınlama gerekliliği konusunda bir uyuşmazlık ortaya çıkarsa İdarenin bu konudaki kararı nihai olacaktır.

  • İhaleye katılamayacak olanlar Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde, Kalkınma Ajanslarınca sağlanan mali destekler kapsamında gerçekleştirilen ihalelere katılamazlar; Kamu ihalelerine katılmaktan geçici veya sürekli olarak yasaklanmış olanlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan ve organize suçlardan dolayı hükümlü bulunanlar, dolandırıcılık, yolsuzluk, bir suç örgütü içinde yer almak suçlarından veya başka bir yasadışı faaliyetten dolayı kesinleşmiş yargı kararı ile mahkûm olanlar, İlgili mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilenler. Sözleşme Makamının ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler. Sözleşme Makamının ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanlar.

  • Tekliflerin geçerlilik süresi Tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren en az. 60 takvim günü olmalıdır. Bu süreden daha kısa süreyle geçerli olduğu belirtilen teklif mektupları değerlendirmeye alınmayacaktır. İhtiyaç duyulması halinde Sözleşme Makamı, teklif geçerlilik süresinin en fazla 30 gün süre ile uzatılması yönünde istekliden talepte bulunacaktır. İstekli Sözleşme Makamının bu talebini kabul edebilir veya reddedebilir. Sözleşme Makamının teklif geçerlilik süresinin uzatılması talebini reddeden isteklinin geçici teminatı iade edilecektir. Talebi kabul eden istekliler, teklif ve sözleşme koşulları değiştirilmeksizin, söz konusu ihale için istenmişse geçici teminatını kabul edilen yeni teklif geçerlilik süresine ve her bakımdan geçici teminata ilişkin hükümlere uydurmak zorundadır. Bu konudaki istek ve cevaplar yazılı olarak yapılır, iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderilir veya imza karşılığı elden teslim edilir. Başarılı istekli sözleşmeye hak kazandığının kendisine bildirilmesinden itibaren takip eden 60 gün için teklifinin geçerliliğini sağlamalıdır. Bildirim tarihine bakılmaksızın 60 günlük ilk süreye 60 gün daha eklenir.

  • Tekliflerin mülkiyeti Sözleşme Makamı, bu ihale süreci sırasında alınan tüm tekliflerin mülkiyet haklarına sahiptir. Sonuç olarak, teklif sahiplerinin tekliflerini geri alma hakları yoktur. Değerlendirme Komitesince, tekliflerin alınması ve açılmasında aşağıda yer alan usul uygulanır; Değerlendirme Komitesince bu Şartnamede belirtilen ihale saatine kadar kaç teklif verilmiş olduğu bir tutanakla tespit edilerek, hazır bulunanlara duyurulur ve hemen ihaleye başlanır. Değerlendirme Komitesi teklif zarflarını alınış sırasına göre inceler. Bu incelemede, zarfın üzerinde isteklinin adı, soyadı veya ticaret unvanı, tebligata esas açık adresi, teklifin hangi işe ait olduğu, ihaleyi yapan Sözleşme Makamının açık adresi ve zarfın yapıştırılan yerinin istekli tarafından imzalanıp, mühürlenmesi veya kaşelenmesi hususlarına bakılır. Bu hususlara uygun olmayan zarflar bir tutanakla belirlenerek değerlendirmeye alınmaz. Mal alımı ve yapım işi ihalelerinde, zarflar isteklilerle birlikte hazır bulunanlar önünde alınış sırasına göre açılır. İsteklilerin belgelerinin eksik olup olmadığı ve teklif mektubu ile geçici teminatlarının usulüne uygun olup olmadığı kontrol edilir. Belgeleri eksik veya teklif mektubu ile geçici teminatı usulüne uygun olmayan istekliler tutanakla tespit edilir. İstekliler ve teklif fiyatları açıklanarak tutanağa bağlanır. Hizmet alımı ihalelerinde ise, sadece teknik teklif zarfları açılır ve yukarıda belirtilen hususlar açısından incelenir. Teknik değerlendirme aşamasında eşik puana ulaşamayan teklifler kabul edilmeyeceği için, mali teklif zarfları, teknik değerlendirme tamamlanana kadar açılmaz.

  • İş ahlakı / davranış kuralları (1) Yüklenici, gerek mesleğine ilişkin iş ahlakı ve/veya davranış kurallarına gerekse doğru muhakeme ve takdir yetkisine uygun olarak, Sözleşme Makamı’na karşı her zaman bağlılıkla, tarafsızlıkla ve sadık bir uzman olarak hareket edecek, Sözleşme Makamını zor duruma düşürecek tutum ve davranışlardan kaçınacaktır. Aksi durumda Sözleşme Makamı, Yüklenicinin sözleşme altında tahakkuk etmiş hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmeyi feshedebilir.

  • YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN ÜCRETLERİ MADDE 15

  • İsteklilerden tekliflerine açıklık getirilmesinin istenilmesi Değerlendirme Komitesinin talebi üzerine Sözleşme Makamı, tekliflerin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde yararlanmak üzere net olmayan hususlarla ilgili isteklilerden tekliflerini açıklamalarını isteyebilir. Bu açıklama, hiçbir şekilde teklif fiyatında değişiklik yapılması veya ihale dosyasında yer alan şartlara uygun olmayan tekliflerin uygun hale getirilmesi amacıyla istenilemez ve bu sonucu doğuracak şekilde kullanılamaz. Sözleşme Makamının açıklama talebi ve isteklinin bu talebe vereceği cevaplar yazılı olacaktır. Değerlendirme Komitesinin kararı üzerine Sözleşme Makamı, gerekçelerini net bir şekilde belirterek, verilmiş olan bütün teklifleri reddetmekte ve ihaleyi iptal etmekte serbesttir. Sözleşme Makamı bütün tekliflerin reddedilmesi nedeniyle herhangi bir yükümlülük altına girmez. İptal, aşağıdaki durumlarda gerçekleşebilir: Teklif sürecinin başarısız olması, örn. Nitelik açısından ve mali açıdan değerli bir teklif gelmemesi ya da hiçbir teklif gelmemesi; Projenin ekonomik ya da teknik verilerinin temelden değişmesi; Teknik açıdan yeterli olan tüm tekliflerin sözleşme için ayrılan azami bütçeyi aşması (Sözleşme Makamının tekliflerin mali kaynakları aşması halinde aşan tutarı kendi ödemek istemesi durumu hariç); Süreçte bazı usulsüzlükler meydana gelmesi, özelikle bunların adil rekabeti engellemesi; İstisnai haller ya da mücbir sebeplerin, sözleşmenin normal şekilde ifasını imkânsız kılması. İhalenin iptal edilmesi halinde bu durum bütün isteklilere derhal bildirilir. İhale sürecinin iptal edilmesi durumunda, Sözleşme Makamı, tüm teklif sahiplerine durumu bildirecektir. Şayet ihale süreci, herhangi bir teklifin dış zarfı açılmadan iptal edilirse, açılmamış haldeki mühürlü zarflar, teklif sahiplerine iade edilecektir.