Common use of SONUÇ Clause in Contracts

SONUÇ. TBK m. 512’ye göre, vekâlet veren ve vekilin her zaman tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilmeleri mümkündür. TBK m. 512’de tanınmış olan tek taraflı sona erdirme hakkı, fesih ve dönme haklarına benzemekle beraber, bazı yönlerden de farklı özellikler taşımaktadır. Vekâlet sözleşmesinde taraflara tanınan sona erdirme hakkı, kendine özgü bir sona erme sebebidir. TBK m. 000’xx xxxxxxxxxx xona erdirme hakkı, güven ilişkisinin önem taşıdığı vekâlet sözleşmeleri bakımından emredici nitelikte iken, güven ilişkisinin bu derece önem taşımadığı atipik vekâlet sözleşmelerinde tarafların sona erdirme hakkı bakımından düzenleme yapmaları mümkündür. Vekâlet sözleşmesi, tarafların sona erdirme beyanında bulunmasıyla ileriye etkili olarak sona ermektedir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, 270 Kayıhan/Ünlütepe, s. 177. tarafların ifa edilmiş edimlerini etkilememekte, ifa edilmemiş edimler ise ortadan kalkmaktadır. Sona erdirme tazminat borcu doğurmamakla birlikte, sözleşmeyi uygun olmayan zamanda sona erdiren taraf diğerinin bundan doğan zararını tazmin etmekle yükümlüdür (TBK m. 512/c. son). Uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazmini, kanundan doğan bir borçtur. İfaya olan menfaatin değil, menfi zararın tazmin edilmesi söz konusudur. Uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde, fesih beyanına muhatap olan özel bir zarara uğramış olması koşulu aranmamaktadır. Tipik vekâlet sözleşmelerinde uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazminine ilişkin TBK m. 512/c. son hükmü emredici nitelikte iken, atipik vekâlet sözleşmelerinde tazminata ilişkin taraflarca aksine düzenleme yapılması mümkündür. Atipik vekâlet sözleşmelerinde ise uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde olumlu zararın tazmini talep edilebilir. Kendine özgü iş görme sözleşmelerinde TBK m. 512 hükmünün uygulanması olanağı yoktur. Bu sözleşmelerde sona erme bakımından bir ihtilaf çıkması durumunda öncelikle tarafların iradeleri göz önünde bulundurulacak şekilde Türk Borçlar Kanunu’nun genel nitelikteki hükümleri uygulama alanı bulacak, bu hükümlerin ihtilafın çözülmesinde yeterli olmadığı hallerde bir kanun boşluğunun varlığını kabul etmek ve bu boşluğu TMK m. 1/f. II’de öngörülen esaslar çerçevesinde doldurmak gerekecektir. Avukatlık sözleşmesinde sona erdirmeye ilişkin olarak, haklı sebep kavramı ön plana çıkmaktadır. Sözleşmenin sona erdirilebilmesi için haklı bir sebebin bulunmasına gerek bulunmamakla birlikte, haklı bir sebebin bulunduğu hallerde, azil ve istifa, sözleşmeyi sona erdiren tarafı tazminat ödemekten genellikle kurtarmaktadır. Ölüm halinde tarafların açık bir irade beyanına gerek olmaksızın, vekâlet sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Vekâlet verenin ölümünden sonra bir iş görme borcunun ifa edilmesi için vekâlet verilmesi halinde, eğer hukuki işlem ölüme bağlı tasarruf niteliğinde (örneğin bağışlama) ise buna ilişkin şekli hükümlere uyulması, ölüm halinde yapılan sözleşme vekâlet sözleşme niteliğinde ise TBK’da düzenlenen vekâlet sözleşmesi kurallarına uygun bir sözleşme yapılması gerekmektedir. Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi ve tüzel kişiliğin sona ermesi de ölüme benzer şekilde vekâlet sözleşmesinin sona ermesine yol açmaktadır. Vekâlet verenin ya da vekilin ehliyetini kaybetmesi ilevekâlet sözleşmesi sona ermekle beraber, sözleşme ile aksi kararlaştırılmışsa veya işin niteliği gerektiriyorsa vekâlet sözleşmesi sona ermemektedir. Vekâlet verenin sınırlı ehliyetli ya da sınırlı ehliyetsiz duruma düşmesi halinde vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceği konusunda TBK m. 513’de her hangi bir düzenleme bulunmadığından vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceğinin genel hükümlere göre belirlenmesi gereklidir. Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmıyorsa taraflardan birinin iflası vekâlet sözleşmesini sona erdirmektedir. Taraflardan birinin iflası halinde sözleşmenin sona ermeyeceğinin kararlaştırılması durumunda, iflas edenin yerini iflas idaresi alacaktır. TBK m. 513/f. II hükmünün vekâlet verenin iflası halinde uygulanması mümkün değildir. TBK m. 514 hükmünün hem TBK m. 512 hem de m. 513’ün kapsamına giren durumlarda uygulanması gerekmektedir. TBK m. 514 hükmü, yalnız vekâlet sözleşmesi tarafları arasında bir sona erme sebebi olarak hükümlerini doğurmakta; vekâlet sözleşmesine bağlanan temsil yetkisinin sona ermesine TBK m. 40 vd. düzenlenen temsil yetkisine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Vekilin vekâlet sözleşmesi son bulmadan yaptığı işlemlerden vekâlet veren ve mirasçılarının sorumlu olması için vekilin iyi niyetle hareket etmesi şarttır.

Appears in 1 contract

Samples: Vekâlet Sözleşmesi

SONUÇ. TBK m. 512’ye göreViyana Satım Sözleşmesi, vekâlet veren ve vekilin her zaman tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilmeleri 1 Ağustos 2011 tarihinden itibaren milletlerarası mal satım sözleşmeleri bakımından Türk hukuk düzeninin bir parçasını teşkil etmekte olup,artık Türk satım hukukunda yeni bir dönemin başladığını söylemek mümkündür. TBK m. 512’de tanınmış olan tek taraflı sona erdirme hakkıTürk hâkiminin, fesih ve dönme haklarına benzemekle beraberyabancılık unsuru taşıyan bir satım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa uygulanacak hukuku belirlerken, bazı yönlerden de farklı özellikler taşımaktadıröncelikle söz konusu uyuşmazlığın Viyana Satım Sözleşmesi kapsamına girip girmediğini tespit etmesi gerekmektedir. Vekâlet sözleşmesinde taraflara tanınan sona erdirme hakkıBu kapsamda öncelikle, kendine özgü bir sona erme sebebidirSözleşme’nin“Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmında yer alan 99-101. TBK m. 000’xx xxxxxxxxxx xona erdirme hakkımaddeleri uyarınca zaman bakımından uygulanıp uygulanmayacağının tespiti gerekir. Türk hâkimi önüne gelen davada, güven ilişkisinin önem taşıdığı vekâlet sözleşmeleri anlaşmanın zaman bakımından emredici nitelikte ikenuygulama şartlarının oluşmadığını tespit ederse, güven ilişkisinin bu derece önem taşımadığı atipik vekâlet sözleşmelerinde tarafların sona erdirme hakkı bakımından düzenleme yapmaları mümkündürMÖHUK’un 24’üncü maddesini uygulayarak somut uyuşmazlığa uygulanacak hukuku bulacaktır. Vekâlet sözleşmesi, tarafların sona erdirme beyanında bulunmasıyla ileriye etkili olarak sona ermektedir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, 270 Kayıhan/Ünlütepe, s. 177. tarafların ifa edilmiş edimlerini etkilememekte, ifa edilmemiş edimler ise ortadan kalkmaktadır. Sona erdirme tazminat borcu doğurmamakla Bununla birlikte, sözleşmeyi uygun olmayan zamanda sona erdiren taraf diğerinin bundan doğan zararını tazmin etmekle yükümlüdür Sözleşme’nin zaman bakımından uygulanabilir olduğunun tespiti tek başına yeterli olmadığından hem yer hem de konu bakımından uygulanabilirliğini de tespit etmek gerekmektedir. 183 Çalışkan, s.148. 184 Çalışkan, s.148. 185 Xxxxxx, m.50; Xxxxxxxxxxxx/Xxxxxx,s.62. Ancak daha önce de belirtildiği üzere,Sözleşme irade muhtariyetini temel almış olduğundan, Sözleşme’nin tüm şartlarının gerçekleşmesine rağmen taraflara Sözleşme hükümlerinin uygulanmayacağını kararlaştırma (TBK m. 512/c. sonoptingout) imkânı tanınmış olup bu bağlamda 6. madde, Sözleşme hükümlerinin emredici hukuk kuralı olmaktan ziyade yedek hukuk kuralı niteliğinde olduğunu göstermektedir. Viyana Satım Sözleşmesi’nin 7. maddesi gereği, Sözleşme’nin yorumlanmasında; Sözleşme’nin uluslararası niteliği, Sözleşme’nin yeknesak uygulanmasının sağlanması ve uluslararası ticarette dürüstlük kuralının gözetilmesi olmak üzere üç ilke esas alınmalıdır. Son olarak, Viyana Satım Sözleşmesi’ne konulabilecek çekinceler Sözleşme’nin 92-96’ıncı maddelerinde düzenlendiğinden, Sözleşme’nin uygulanabilirliği tespit edilirken bu hükümlerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Çalışkan, Xxxxx: Uluslararası Satım Hukukunda Kanunlar İhtilafi Meseleleri, İstanbul,2014. Xxxx, Xxxxxxx X.: International Sale of Goods (Xxxxxx 2009). Uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazminiBusiness Lawyer, kanundan doğan bir borçturVol. İfaya olan menfaatin değil64, menfi zararın tazmin edilmesi söz konusudur2009, <SSRN: xxxx://xxxx.xxx/xxxxxxxx=0000000>. Uygun olmayan zamanda sona erdirme halindeXxxxxxxxxx, fesih beyanına muhatap olan özel bir zarara uğramış olması koşulu aranmamaktadır. Tipik vekâlet sözleşmelerinde uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazminine ilişkin TBK m. 512/c. son hükmü emredici nitelikte ikenXxxxxxx Xxxxx: “CISG’ın Sözleşxxxxxxx Xxxxxx ve Niteliği Bakımından Uygulama Alanı”, atipik vekâlet sözleşmelerinde tazminata ilişkin taraflarca aksine düzenleme yapılması mümkündür. Atipik vekâlet sözleşmelerinde ise uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde olumlu zararın tazmini talep edilebilir. Kendine özgü iş görme sözleşmelerinde TBK m. 512 hükmünün uygulanması olanağı yoktur. Bu sözleşmelerde sona erme bakımından bir ihtilaf çıkması durumunda öncelikle tarafların iradeleri göz önünde bulundurulacak şekilde Galatasaray Hukuk Fakültesi Dergisi, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın (CISG) Türk Borçlar Kanunu’nun genel nitelikteki hükümleri uygulama alanı bulacakKanunu Çerçevesinde Değerlendirilmesi Sempozyumu Özel Sayısı, bu hükümlerin ihtilafın çözülmesinde yeterli olmadığı hallerde bir kanun boşluğunun varlığını kabul etmek ve bu boşluğu TMK m. 1/f. II’de öngörülen esaslar çerçevesinde doldurmak gerekecektir. Avukatlık sözleşmesinde sona erdirmeye ilişkin olarak2013/1, haklı sebep kavramı ön plana çıkmaktadır. Sözleşmenin sona erdirilebilmesi için haklı bir sebebin bulunmasına gerek bulunmamakla birlikte, haklı bir sebebin bulunduğu hallerde, azil ve istifa, sözleşmeyi sona erdiren tarafı tazminat ödemekten genellikle kurtarmaktadır. Ölüm halinde tarafların açık bir irade beyanına gerek olmaksızın, vekâlet sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Vekâlet verenin ölümünden sonra bir iş görme borcunun ifa edilmesi için vekâlet verilmesi halinde, eğer hukuki işlem ölüme bağlı tasarruf niteliğinde (örneğin bağışlama) ise buna ilişkin şekli hükümlere uyulması, ölüm halinde yapılan sözleşme vekâlet sözleşme niteliğinde ise TBK’da düzenlenen vekâlet sözleşmesi kurallarına uygun bir sözleşme yapılması gerekmektedir. Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi ve tüzel kişiliğin sona ermesi de ölüme benzer şekilde vekâlet sözleşmesinin sona ermesine yol açmaktadır. Vekâlet verenin ya da vekilin ehliyetini kaybetmesi ilevekâlet sözleşmesi sona ermekle beraber, sözleşme ile aksi kararlaştırılmışsa veya işin niteliği gerektiriyorsa vekâlet sözleşmesi sona ermemektedir. Vekâlet verenin sınırlı ehliyetli ya da sınırlı ehliyetsiz duruma düşmesi halinde vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceği konusunda TBK m. 513’de her hangi bir düzenleme bulunmadığından vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceğinin genel hükümlere göre belirlenmesi gereklidir. Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmıyorsa taraflardan birinin iflası vekâlet sözleşmesini sona erdirmektedir. Taraflardan birinin iflası halinde sözleşmenin sona ermeyeceğinin kararlaştırılması durumunda, iflas edenin yerini iflas idaresi alacaktır. TBK m. 513/f. II hükmünün vekâlet verenin iflası halinde uygulanması mümkün değildir. TBK m. 514 hükmünün hem TBK m. 512 hem de m. 513’ün kapsamına giren durumlarda uygulanması gerekmektedir. TBK m. 514 hükmü, yalnız vekâlet sözleşmesi tarafları arasında bir sona erme sebebi olarak hükümlerini doğurmakta; vekâlet sözleşmesine bağlanan temsil yetkisinin sona ermesine TBK m. 40 vd. düzenlenen temsil yetkisine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Vekilin vekâlet sözleşmesi son bulmadan yaptığı işlemlerden vekâlet veren ve mirasçılarının sorumlu olması için vekilin iyi niyetle hareket etmesi şarttırs.53-71.

Appears in 1 contract

Samples: Vienna Sales Convention

SONUÇ. İnşaat sözleşmesi eser sözleşmesinin türü kabul edilir. Öyle ki, yüklenicinin yapı inşa etmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu sözleşmenin en temel unsurların- dan biri bedel ödemedir. İşletmeci Mühendis ve Hukukçular İçin Ortak Seminer, 3. basım, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 2001, s. 93; Xxxx, Borçlar Genel, s. 1289. 113 Xxxxxx, s. 224-225; Eren, Borçlar Genel, s. 1290; Ekmen, s. 124; Xxxx, İnşaat Sözleş- mesinin Sona Ermesi, s. 93. 114 Xxxxxxxxx, s. 490; Kaplan, s. 241; Xxxx, İnşaat Sözleşmesinin Sona Ermesi, s. 91. 115 Kırmızı, s. 532; Xxxxxx, s. 277. 116 Gönen, İnşaat Sözleşmesinde Xxxxx, s. 244; Xxxxxx, s. 323; Xxxx, İnşaat Sözleşme- sinin Sona Ermesi, s. 94. Bedel ödeme borcu sözleşmenin taraflarından olan iş sahibinin borcu kapsamındadır. İş sahibi bu borcu zamanında gereği gibi ifa etmelidir. Bedel ödeme borcunun zamanı taraflarca inşaat sözleşme- si kapsamında belirlenebilecektir. Tarafların sözleşmede ifa zamanını kararlaştırmamış olması halinde bedel ödeme borcunun ifa zamanını düzenleyen kanun hükmü devreye girer. Bedel ödeme borcunun ifa zamanı TBK m. 512’ye göre479’da düzenlenmiştir. Buna göre iş sahibinin bedel ödeme borcu, vekâlet veren ve vekilin her zaman yüklenicinin yapıyı teslim borcunu ifa ettiği anda muaccel olur. İş sahibinin bedel ödeme borcunun kanunda belirlenen ifa zama- nını belirleyen tek taraflı husus yapının teslimi değildir. Bununla birlikte ya- pının ayıplı teslim edilmesi, yapıda eksik işin söz konusu olması veya yüklenicinin yapının inşası sırasında bazı ek işler yapmış olması hal- leri de ifa zamanını etkileyen hususlardandır. Son olarak sözleşmeyi feshedebilmeleri mümkündür. TBK m. 512’de tanınmış olan tek taraflı ifa zamanını etkileyen hususlardan biri de sözleşmenin fesih bildirimi ile sona erdirme hakkı, fesih ve dönme haklarına benzemekle beraber, bazı yönlerden de farklı özellikler taşımaktadır. Vekâlet sözleşmesinde taraflara tanınan sona erdirme hakkı, kendine özgü bir sona erme sebebidir. TBK m. 000’xx xxxxxxxxxx xona erdirme hakkı, güven ilişkisinin önem taşıdığı vekâlet sözleşmeleri bakımından emredici nitelikte iken, güven ilişkisinin bu derece önem taşımadığı atipik vekâlet sözleşmelerinde tarafların sona erdirme hakkı bakımından düzenleme yapmaları mümkündür. Vekâlet sözleşmesi, tarafların sona erdirme beyanında bulunmasıyla ileriye etkili olarak sona ermektedir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, 270 Kayıhan/Ünlütepe, s. 177. tarafların ifa edilmiş edimlerini etkilememekte, ifa edilmemiş edimler ise ortadan kalkmaktadır. Sona erdirme tazminat borcu doğurmamakla birlikte, sözleşmeyi uygun olmayan zamanda sona erdiren taraf diğerinin bundan doğan zararını tazmin etmekle yükümlüdür (TBK m. 512/c. son). Uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazmini, kanundan doğan bir borçtur. İfaya olan menfaatin değil, menfi zararın tazmin edilmesi söz konusudur. Uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde, fesih beyanına muhatap olan özel bir zarara uğramış olması koşulu aranmamaktadır. Tipik vekâlet sözleşmelerinde uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazminine ilişkin TBK m. 512/c. son hükmü emredici nitelikte iken, atipik vekâlet sözleşmelerinde tazminata ilişkin taraflarca aksine düzenleme yapılması mümkündür. Atipik vekâlet sözleşmelerinde ise uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde olumlu zararın tazmini talep edilebilir. Kendine özgü iş görme sözleşmelerinde TBK m. 512 hükmünün uygulanması olanağı yokturer- mesidir. Bu sözleşmelerde halde fesih beyanı ile sözleşme sona erme bakımından bir ihtilaf çıkması durumunda öncelikle tarafların iradeleri göz önünde bulundurulacak şekilde Türk Borçlar Kanunu’nun genel nitelikteki hükümleri uygulama alanı bulacak, bu hükümlerin ihtilafın çözülmesinde yeterli olmadığı hallerde bir kanun boşluğunun varlığını kabul etmek erer ve bu boşluğu TMK m. 1/f. II’de öngörülen esaslar çerçevesinde doldurmak gerekecektir. Avukatlık sözleşmesinde sona erdirmeye yapının inşa edilen kısmına ilişkin olarak, haklı sebep kavramı ön plana çıkmaktadır. Sözleşmenin sona erdirilebilmesi için haklı bir sebebin bulunmasına gerek bulunmamakla birlikte, haklı bir sebebin bulunduğu hallerde, azil ve istifa, sözleşmeyi sona erdiren tarafı tazminat ödemekten genellikle kurtarmaktadır. Ölüm halinde tarafların açık bir irade beyanına gerek olmaksızın, vekâlet sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Vekâlet verenin ölümünden sonra bir iş görme borcunun ifa edilmesi için vekâlet verilmesi halinde, eğer hukuki işlem ölüme bağlı tasarruf niteliğinde (örneğin bağışlama) ise buna ilişkin şekli hükümlere uyulması, ölüm halinde yapılan sözleşme vekâlet sözleşme niteliğinde ise TBK’da düzenlenen vekâlet sözleşmesi kurallarına uygun bir sözleşme yapılması gerekmektedir. Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi ve tüzel kişiliğin sona ermesi de ölüme benzer şekilde vekâlet sözleşmesinin sona ermesine yol açmaktadır. Vekâlet verenin ya da vekilin ehliyetini kaybetmesi ilevekâlet sözleşmesi sona ermekle beraber, sözleşme ile aksi kararlaştırılmışsa veya işin niteliği gerektiriyorsa vekâlet sözleşmesi sona ermemektedir. Vekâlet verenin sınırlı ehliyetli ya da sınırlı ehliyetsiz duruma düşmesi halinde vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceği konusunda TBK m. 513’de her hangi bir düzenleme bulunmadığından vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceğinin genel hükümlere göre belirlenmesi gereklidir. Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmıyorsa taraflardan birinin iflası vekâlet sözleşmesini sona erdirmektedir. Taraflardan birinin iflası halinde sözleşmenin sona ermeyeceğinin kararlaştırılması durumunda, iflas edenin yerini iflas idaresi alacaktır. TBK m. 513/f. II hükmünün vekâlet verenin iflası halinde uygulanması mümkün değildir. TBK m. 514 hükmünün hem TBK m. 512 hem de m. 513’ün kapsamına giren durumlarda uygulanması gerekmektedir. TBK m. 514 hükmü, yalnız vekâlet sözleşmesi tarafları arasında bir sona erme sebebi olarak hükümlerini doğurmakta; vekâlet sözleşmesine bağlanan temsil yetkisinin sona ermesine TBK m. 40 vd. düzenlenen temsil yetkisine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Vekilin vekâlet sözleşmesi son bulmadan yaptığı işlemlerden vekâlet veren ve mirasçılarının sorumlu olması için vekilin iyi niyetle hareket etmesi şarttırbedel ödeme borcu muaccelliyet kesbeder.

Appears in 1 contract

Samples: Construction Contract

SONUÇ. TBK Navlun sözleşmesi ile konişmento arasındaki ilişki, esas itibariyle kendini navlun sözleşmesinin ve konişmentonun tarafları değiştiğinde göstermek- tedir. Buna göre taşıyan ile gönderilen arasındaki ilişkilerde esas alınması gereken belge konişmento147 iken, taşıtan ile taşıyan arasındaki ilişkilerde esas alınması gereken belge navlun sözleşmesidir. Konişmento gönderi- lenin hukuki durumunu teşkil eder (Yeni TTK md. 1237, TTK md.1110). Ancak taşıtan ile gönderilen aynı kişiler ise ve navlun sözleşmesi ile konişmento arasında değişik hükümler varsa navlun sözleşmesinin esas alınması gerekir. Nitekim bu husus Yargıtay 11. HD.’nin 06.05.1999 tarihli 1998/8975 E. ve 1999/3722 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Anı- lan kararda: “TTK m. 512’ye 1110 hükmüne göre, vekâlet veren taşıyan ile gönderilen arasın- daki hukuki ilişkilerde konişmento hükümlerinin esas alınacağı hükme bağlandıktan sonra, aynı maddenin son fıkrasında ise, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkilerin taşıma ( navlun ) sözleşmesi hükümlerine bağlı kalacağı açık bir şekilde belirlenmiştir. Taşıtan aynı zamanda gön- derilen durumunda ise ve vekilin taraflar arasında taşıma sözleşmesi düzenlen- dikten sonra bir de konişmento düzenlenirse ve bu iki düzenlemede deği- şik hükümler var ise böyle bir durumda TTK m. 1118 hükmü de dikkate alınarak, taraflar arasındaki ilişkinin aynı yasanın 1110/son fıkra hükmü uyarınca taşıma sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekecektir. Nitekim doktrinde de aynı düşünce hâkim bulunmaktadır.” denilerek taşıtanın aynı zamanda gönderilen olması durumunda konişmento ile navlun sözleşmesi kayıtları içerisinde birbirleriyle ters düşen hükümlerin olması halinde navlun sözleşmesinin esas alınması gerektiği hükme bağ- lanmıştır. Ayrıca navlun sözleşmesi ile veya navlun sözleşmesinden sonra konişmento düzenlendiği hallerde, aksi kararlaştırılmamışsa, konişmentodaki kayıtların taşıma sözleşmesindeki kayıtlar ile uyumlu olması gerekir. 146 KARAN s.164. 147 Bkz. Yargıtay 11. HD.’nin 13.06.1994 tarihli 1993/6121 E. sayılı ve 1994/4975 K. sayılı kararında: “Taşıyan ve gönderilen arasındaki ilişkilerde konişmento esas tutulur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1110/1. maddesi dikkate alındığında, konişmentonun taşıyıcı ile gönderileni bağlayacağı açıktır. Dava konusu yükle ilgili konişmentoda yazılı "Free in Liner out" deyiminin de, davacı ve davalı arasında bağlayıcı olacağı tartışmasızdır.” denilmiştir. Taşıyan, hile veya ağır kusuru bulunmadıkça konişmentonun nev’ine göre hak sahibi olduğu anlaşılan kimseye eşyayı teslim etmekle borcun- dan kurtulur. Konişmentonun yetkili hamili aynı zamanda taşıma sözleşmesinin tarafı değilse, bu kimse taşıma sözleşmesine dayanarak eşyanın kendisine tes- limini talep edemez. Taşıyan, bu kimseye karşı eşyanın konişmentoya konu edildiğini defi olarak her zaman tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilmeleri mümkündürileri sürebilir. TBK m. 512’de tanınmış olan tek taraflı sona erdirme hakkıAksi takdirde taşı- yan, fesih navlun sözleşmesi ile konişmento uyarınca teslimi talep olunan şey aynı olduğundan eşyayı kime teslim edeceğini bilemez ve dönme haklarına benzemekle beraberborcundan hiçbir suretle kurtulamaz. Kanun koyucu, bazı yönlerden de farklı özellikler taşımaktadırburada tercihini konişmento hamillerini korumak yönünde kullanmış ve konişmentonun ticari itibarını arttırmayı amaçlamıştır148. Vekâlet sözleşmesinde taraflara tanınan sona erdirme hakkıKonişmento, kendine özgü bir sona erme sebebidir. TBK m. 000’xx xxxxxxxxxx xona erdirme hakkı, güven ilişkisinin önem taşıdığı vekâlet sözleşmeleri bakımından emredici nitelikte iken, güven ilişkisinin bu derece önem taşımadığı atipik vekâlet sözleşmelerinde tarafların sona erdirme hakkı bakımından düzenleme yapmaları mümkündür. Vekâlet sözleşmesi, tarafların sona erdirme beyanında bulunmasıyla ileriye etkili olarak sona ermektedir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, 270 Kayıhan/Ünlütepe, s. 177. tarafların ifa edilmiş edimlerini etkilememekte, ifa edilmemiş edimler ise ortadan kalkmaktadır. Sona erdirme tazminat borcu doğurmamakla birlikte, sözleşmeyi uygun olmayan zamanda sona erdiren taraf diğerinin bundan doğan zararını tazmin etmekle yükümlüdür (TBK m. 512/c. son). Uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazmini, kanundan doğan bir borçtur. İfaya olan menfaatin değil, menfi zararın tazmin edilmesi söz konusudur. Uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde, fesih beyanına muhatap olan özel bir zarara uğramış olması koşulu aranmamaktadır. Tipik vekâlet sözleşmelerinde uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazminine ilişkin TBK m. 512/c. son hükmü emredici nitelikte iken, atipik vekâlet sözleşmelerinde tazminata ilişkin taraflarca aksine düzenleme yapılması mümkündür. Atipik vekâlet sözleşmelerinde ise uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde olumlu zararın tazmini talep edilebilir. Kendine özgü iş görme sözleşmelerinde TBK m. 512 hükmünün uygulanması olanağı yokturnavlun sözleşmesinin ilk halini yansıtmaz. Bu sözleşmelerde sona erme bakımından nedenle konişmento navlun sözleşmesinin kendisi olmayıp, onu ispat eden bir ihtilaf çıkması durumunda öncelikle tarafların iradeleri göz önünde bulundurulacak şekilde Türk Borçlar Kanunu’nun genel nitelikteki hükümleri uygulama alanı bulacak, bu hükümlerin ihtilafın çözülmesinde yeterli olmadığı hallerde bir kanun boşluğunun varlığını kabul etmek ve bu boşluğu TMK m. 1/f. II’de öngörülen esaslar çerçevesinde doldurmak gerekecektirbelgedir. Avukatlık sözleşmesinde sona erdirmeye ilişkin Sonuç olarak, haklı sebep kavramı ön plana çıkmaktadırkonişmento metninden anlaşıldığı kadarıyla navlun söz- leşmesiyle ilgili her husus navlun sözleşmesinin tarafı olsun olmasın konişmento hamiline karşı ileri sürülebilir. Sözleşmenin sona erdirilebilmesi için haklı bir sebebin bulunmasına gerek bulunmamakla birlikte, haklı bir sebebin bulunduğu hallerde, azil ve istifa, sözleşmeyi sona erdiren tarafı tazminat ödemekten genellikle kurtarmaktadır217 148 ATAERGİN s.149. Ölüm halinde tarafların açık bir irade beyanına gerek olmaksızın, vekâlet sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedirBK : 818 sayılı Borçlar Kanunu bkz. Vekâlet verenin ölümünden sonra bir iş görme borcunun ifa edilmesi için vekâlet verilmesi halinde, eğer hukuki işlem ölüme bağlı tasarruf niteliğinde (örneğin bağışlama) ise buna ilişkin şekli hükümlere uyulması, ölüm halinde yapılan sözleşme vekâlet sözleşme niteliğinde ise TBK’da düzenlenen vekâlet sözleşmesi kurallarına uygun bir sözleşme yapılması gerekmektedir. Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi ve tüzel kişiliğin sona ermesi de ölüme benzer şekilde vekâlet sözleşmesinin sona ermesine yol açmaktadır. Vekâlet verenin ya da vekilin ehliyetini kaybetmesi ilevekâlet sözleşmesi sona ermekle beraber, sözleşme ile aksi kararlaştırılmışsa veya işin niteliği gerektiriyorsa vekâlet sözleşmesi sona ermemektedir. Vekâlet verenin sınırlı ehliyetli ya da sınırlı ehliyetsiz duruma düşmesi halinde vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceği konusunda TBK m. 513’de her hangi bir düzenleme bulunmadığından vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceğinin genel hükümlere göre belirlenmesi gereklidir. Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmıyorsa taraflardan birinin iflası vekâlet sözleşmesini sona erdirmektedir. Taraflardan birinin iflası halinde sözleşmenin sona ermeyeceğinin kararlaştırılması durumunda, iflas edenin yerini iflas idaresi alacaktır. TBK m. 513/f. II hükmünün vekâlet verenin iflası halinde uygulanması mümkün değildir. TBK m. 514 hükmünün hem TBK m. 512 hem de m. 513’ün kapsamına giren durumlarda uygulanması gerekmektedir. TBK m. 514 hükmü, yalnız vekâlet sözleşmesi tarafları arasında bir sona erme sebebi olarak hükümlerini doğurmakta; vekâlet sözleşmesine bağlanan temsil yetkisinin sona ermesine TBK m. 40 vd. düzenlenen temsil yetkisine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Vekilin vekâlet sözleşmesi son bulmadan yaptığı işlemlerden vekâlet veren ve mirasçılarının sorumlu olması için vekilin iyi niyetle hareket etmesi şarttır.: bakınız

Appears in 1 contract

Samples: Navlun Sözleşmesi

SONUÇ. TBK m. 512’ye göre, vekâlet veren ve vekilin her zaman tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilmeleri mümkündürNoterlik Kanununa eklenen 61/A maddesiyle 01.01.2023 tarihinden itibaren noterlere de taşınmaz satış sözleşmesi yapma yetkisi verilmiştir. TBK m. 512’de Noterlere tanınmış olan tek taraflı sona erdirme hakkıyetki, fesih ve dönme haklarına benzemekle berabermünhasır bir nitelik taşımamaktadır; taşınmaz satış sözleşmelerini düzenleme hususunda tapu müdürünün veya tapu müdürlüğü görevlilerinin yetkisi –noterlerin yanında– hâlâ devam etmektedir. Taşınmaz satış sözleşmeleri, bazı yönlerden de farklı özellikler taşımaktadırilgililerin yahut yetkili temsilcilerinin fiilen noter huzurunda hazır bulunmak suretiyle ıslak imza ile yapacakları işlemlerdendir. Vekâlet sözleşmesinde taraflara tanınan sona erdirme hakkıİlgilerinin aynı anda resmî memur huzurunda bulunması kuralını yumuşatan tapu müdürlüklerine özgü düzenlemelerin, kendine özgü bir sona erme sebebidir. TBK m. 000’xx xxxxxxxxxx xona erdirme hakkı, güven ilişkisinin önem taşıdığı vekâlet sözleşmeleri bakımından emredici nitelikte iken, güven ilişkisinin noterlerin yapacağı işlemlerde –bu derece önem taşımadığı atipik vekâlet sözleşmelerinde tarafların sona erdirme hakkı bakımından düzenleme yapmaları mümkündür. Vekâlet sözleşmesi, tarafların sona erdirme beyanında bulunmasıyla ileriye etkili olarak sona ermektedir. Sözleşmenin sona erdirilmesi, 270 Kayıhan/Ünlütepe, s. 177. tarafların ifa edilmiş edimlerini etkilememekte, ifa edilmemiş edimler ise ortadan kalkmaktadır. Sona erdirme tazminat borcu doğurmamakla birlikte, sözleşmeyi uygun olmayan zamanda sona erdiren taraf diğerinin bundan doğan zararını tazmin etmekle yükümlüdür (TBK m. 512/c. son). Uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazmini, kanundan doğan bir borçtur. İfaya olan menfaatin değil, menfi zararın tazmin edilmesi söz konusudur. Uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde, fesih beyanına muhatap olan özel bir zarara uğramış olması koşulu aranmamaktadır. Tipik vekâlet sözleşmelerinde uygun olmayan zamanda uğranılan zararın tazminine ilişkin TBK m. 512/c. son hükmü emredici nitelikte iken, atipik vekâlet sözleşmelerinde tazminata ilişkin taraflarca aksine düzenleme yapılması mümkündür. Atipik vekâlet sözleşmelerinde ise uygun olmayan zamanda sona erdirme halinde olumlu zararın tazmini talep edilebilir. Kendine özgü iş görme sözleşmelerinde TBK m. 512 hükmünün uygulanması olanağı yoktur. Bu sözleşmelerde sona erme bakımından bir ihtilaf çıkması durumunda öncelikle tarafların iradeleri göz önünde bulundurulacak şekilde Türk Borçlar Kanunu’nun genel nitelikteki hükümleri uygulama alanı bulacak, bu hükümlerin ihtilafın çözülmesinde yeterli olmadığı hallerde bir kanun boşluğunun varlığını kabul etmek ve bu boşluğu TMK m. 1/f. II’de öngörülen esaslar çerçevesinde doldurmak gerekecektir. Avukatlık sözleşmesinde sona erdirmeye ilişkin olarak, haklı sebep kavramı ön plana çıkmaktadır. Sözleşmenin sona erdirilebilmesi için haklı bir sebebin bulunmasına gerek bulunmamakla birlikte, haklı bir sebebin bulunduğu hallerde, azil ve istifa, sözleşmeyi sona erdiren tarafı tazminat ödemekten genellikle kurtarmaktadır. Ölüm halinde tarafların açık bir irade beyanına gerek olmaksızın, vekâlet sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Vekâlet verenin ölümünden sonra bir iş görme borcunun ifa edilmesi için vekâlet verilmesi halinde, eğer hukuki işlem ölüme bağlı tasarruf niteliğinde (örneğin bağışlama) ise buna ilişkin şekli hükümlere uyulması, ölüm halinde yapılan sözleşme vekâlet sözleşme niteliğinde ise TBK’da düzenlenen vekâlet sözleşmesi kurallarına uygun bir sözleşme yapılması gerekmektedir. Kişi hakkında gaiplik kararı verilmesi ve tüzel kişiliğin sona ermesi de ölüme benzer şekilde vekâlet sözleşmesinin sona ermesine yol açmaktadır. Vekâlet verenin ya da vekilin ehliyetini kaybetmesi ilevekâlet sözleşmesi sona ermekle beraber, sözleşme ile aksi kararlaştırılmışsa veya işin niteliği gerektiriyorsa vekâlet sözleşmesi sona ermemektedir. Vekâlet verenin sınırlı ehliyetli ya da sınırlı ehliyetsiz duruma düşmesi halinde vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceği konusunda TBK m. 513’de her hangi bir düzenleme bulunmadığından vekâlet sözleşmesinin sona erip ermeyeceğinin genel hükümlere göre belirlenmesi gereklidir. Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmıyorsa taraflardan birinin iflası vekâlet sözleşmesini sona erdirmektedir. Taraflardan birinin iflası halinde sözleşmenin sona ermeyeceğinin kararlaştırılması durumunda, iflas edenin yerini iflas idaresi alacaktır. TBK m. 513/f. II hükmünün vekâlet verenin iflası halinde hususta ileride düzenlemeye yapılıncaya kadar– kıyasen dahi uygulanması mümkün değildir. Noterlik Kanunu m. 61/A hükmünde, noterlerin yer itibarıyla yetkisine ilişkin olarak herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Taşınmaz satış sözleşmesinin taşınmazın bulunduğu yer noterliğince düzenlenmesi yönünde herhangi bir gereklilik bulunmamaktadır. Taşınmaz satış sözleşmesi, mülkiyetin nakli sürecinde sadece borçlandırıcı işlem safhasına ilişkin olduğu hâlde kanun koyucu, tapu uygulamasının etkisiyle Noterlik Kanunu m. 61/A hükmünde borçlandırıcı işlem ile tasarruf işlemini iç içe geçmiş şekilde kurgulamış; satış sözleşmesinin içinde tek taraflı tasarruf işlemi olan tescil talebinin de yer alacağını öngörmüştür. Bu düzenleme biçimi, medenî hukukumuzun temel taşlarından olan borçlandırıcı işlem-tasarruf işlemi ayrımı ile uyumlu değildir. Tapu memurunun resmî bir fiili olan tescil, tasarruf işleminin tamamlayıcı unsurudur. Tapu müdürlüğü, noter tarafından satış sözleşmesi düzenlenmiş olsa bile hukuka aykırı tescil taleplerini tapu kütüğüne işlemek zorunda değildir. Tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan dolayı Devletin sorumluluğuna (TMK m. 1007) benzer bir sorumluluk rejimi, taşınmaz satış sözleşmelerini yapmakla yetkilendirilen noterler için de getirilmiştir. Noterlik Kanununun 162. maddesine eklenen ikinci fıkrayla, taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlenmesinden dolayı oluşan zarardan noterler de kusursuz olarak sorumlu tutulmuştur. Ancak bu düzenleme biçimi eleştiriye açıktır. Taşınmaz satış sözleşmesinin noterler tarafından da yapılabilmesi imkânının getirilmiş olması, TMK m. 1007 ve NK m. 162/f. I hükümlerinde öngörülen sorumluluk rejimlerinden ayrılmayı gerektirmemekteydi. Noterlerin hukuki sorumluluğu, haksız fiillerden doğan borç ilişkilerine ait esaslara tabidir (TBK m. 514 hükmünün hem 49 vd.). Taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlenmesinden dolayı oluşan zarardan noterlerin hukuki sorumluluğu asli (birincil) niteliktedir. Aynı zarardan çeşitli sebeplerle sorumlu olan Devlet, noter ve diğer sorumlular hakkında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır (TBK m. 512 hem de 61-62). Notere karşı açılacak olan davalarda yetkili mahkeme, tescil işleminin gerçekleştirildiği tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesidir (NK m. 513’ün kapsamına giren durumlarda uygulanması gerekmektedir162/f. II). TBK Anılan yetki kuralının düzenleniş biçimi gözetildiğinde, kesin bir yetki kuralı olduğu söylenebilir. Sözü edilen davalarda görevli mahkeme ise malvarlığı haklarından doğan davalarda genel görevli yargı yeri konumunda bulunan asliye hukuk mahkemeleridir (HMK m. 514 hükmü, yalnız vekâlet sözleşmesi tarafları arasında bir sona erme sebebi olarak hükümlerini doğurmakta; vekâlet sözleşmesine bağlanan temsil yetkisinin sona ermesine TBK m. 40 vd. düzenlenen temsil yetkisine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Vekilin vekâlet sözleşmesi son bulmadan yaptığı işlemlerden vekâlet veren ve mirasçılarının sorumlu olması için vekilin iyi niyetle hareket etmesi şarttır2).

Appears in 1 contract

Samples: Real Estate Sales Contract