SONUÇ. Kullandırma borcu doğuran sözleşmelerden doğan hak, çalışma- mızın başında belirtmiş olduğumuz üzere, hak sahibinin ölümüyle orta- dan kalkar, ölenin terekesi içinde bir değer olarak yer almaz ve miras- çılarına miras yolu ile intikal etmez. Xxxx sözleşmeleri de kullandırma borcu doğuran sözleşmelerdendir. Xxxxxxx genel hükümleri arasında yer alan 333. madde, kullandırma sözleşmelerine özgü bu ilkeye istis- na teşkil eder bir nitelik taşımaktadır. Bu hükme göre, kira sözleşmesi- nin kiracı tarafının ölümü söz konusu olduğunda, kira sözleşmesi sona ermemekte; tam tersine kiracının mirasçıları, kira sözleşmesine kiracı sıfatıyla devam edebilmektedirler. Xxxx sözleşmesini sona erdirmek iste- yen müteveffa kiracının mirasçıları ise; diledikleri takdirde feshi ihbar dönem ve sürelerine uymak suretiyle, mevcut kira sözleşmesini sonlan- dırabilmektedirler. Konut ve çatılı işyeri kiralarını düzenleyen hükümler arasında yer alan TBK madde 356’da da, kiracının ölümünün sözleşmeye etkisi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye baktığımızda bir kez daha temel ilke- den kopulduğunu ve kiracının ölümünün kira sözleşmesini sona erdir- mediğini görürüz. Konut ve çatılı işyeri kiracısı ölünce, kira sözleşmesi ortadan kalkmayıp devam edecek; konut kiralarında kiracı ile birlikte oturanlar, çatılı işyerlerinde ise, ölen işyeri kiracısının ortakları veya bu ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten mirasçıları, kira sözleşmesini kiracı sıfatıyla sürdüreceklerdir. TBK madde 356 düzenlemesi, bir özel intikal kuralı içerir. Özel intikal kuralı bulunduğunda, ölen kiracıya ait olan ve kira sözleşmesin- den doğan alacak hakkı, ona ait tereke değerleri içerisinde yer almaz. Mirasçılarına yani külli haleflerine intikal etmez. Ölen kiracıya ait olan kullanma hakkı, madde düzenlemesinde işaret edilen kişilere geçer. Konutlarda kiracı ile birlikte oturanların, çatılı işyerlerinde kiracının ortağı olanların ya da ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten miras- çılarının kiracı sıfatıyla mevcut kira sözleşmesine devam edebilmeleri için; ölen kiracının külli haleflerinin bu konudaki tavırlarına bakmak, ancak onlar kira sözleşmesine taraf olmak istemedikleri takdirdedir ki, bu imkanı TBK madde 356 düzenlemesinde adı belirtilenlere tanımak, bu hükmün bir özel intikal kuralını düzenlediği gerçeğinin göz ardı edil- mesi anlamına gelir.
Appears in 1 contract
Samples: Kira Sözleşmesi
SONUÇ. Kullandırma borcu Xxxx sözleşmesi, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerden biridir. Bu nitelikte bir sözleşme oluşu, sözleşmede çeşitli değişikliklerin gerçekleşmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Nitekim sözleşmenin ilerleyen dönemlerinde, tarafların ihtiyaçlarına göre çeşitli değişiklikler yaşanabilmektedir. Bu değişikliklerden biri de kira sözleşmesinin taraflarında görülen değişikliktir. Taraflar sözleşmeyi sona erdirmek yerine, kiracı ya da kiraya veren tarafın yerine üçüncü bir kişinin sözleşmeye dahil olmasını ve sözleşmenin devam ettirilmesini kararlaştırabilirler. Bu sayede sözleşmeden süresinden önce ayrılan taraf, fesih sebebiyle karşı tarafa tazminat ödemek zorunda kalmamaktadır. Bazen de tarafların iradesine gerek bulunmaksızın, kanun gereği taraf değişikliği gerçekleşebilmektedir. Tarafların iradesi sonucunda ya da kanun hükmü gereğince gerçekleşen taraf değişikliği, çeşitli sonuçları da beraberinde getirmektedir. Bu sonuçlardan biri de mevcut teminat ilişkileri hakkındadır. Fakat hukukumuzda tüm taraf değişikliği hâllerinde ve her türlü teminat hakkında uygulanabilecek bir kural mevcut değildir. Değişikliğin sözleşmenin hangi tarafında gerçekleştiğine ve teminatın türüne ve kim tarafından sağlandığına göre sonuçlar değişmektedir. Tarafların iradesine bağlı olarak kiracının değişmesi TBK m. 323’te özel olarak düzenlenmiştir. Devir için kanunda ifade edilen şartların gerçekleşmesi hâlinde, sözleşmeyi devralan üçüncü kişi, kira ilişkisinde kiracının yerini alır ve kira ilişkisinden ve kanundan doğan hak, çalışma- mızın başında belirtmiş olduğumuz üzere, bütün hak sahibinin ölümüyle orta- dan kalkar, ölenin terekesi içinde bir değer olarak yer almaz ve miras- çılarına miras yolu ile intikal etmezborçlar üçüncü kişiye ait olur. Xxxx sözleşmeleri sözleşmesinde kiracının değişmesi durumunda, ilk kiracı ya da üçüncü kişiler tarafından sağlanan teminatlar hakkında TBK m. 198/II’nin kıyasen uygulanacağı kabul edilmektedir. Buna göre devreden kiracı tarafından sağlanmış, para, kıymetli evrak ve ipotek gibi ayni teminatlar devirden sonra da geçerliliklerini korur. Fakat kiraya veren lehine sağlanan teminat, kiracı tarafından değil de kullandırma borcu doğuran sözleşmelerdendirüçüncü bir kişi tarafından sağlanmışsa,teminatın geçerliliği, teminat sağlayanın yazılı rızasına bağlıdır. Xxxxxxx genel hükümleri arasında yer alan 333. maddeÜçüncü kişilerin devre rıza göstermemeleri hâlinde, kullandırma sözleşmelerine özgü bu ilkeye istis- na teşkil eder bir nitelik taşımaktadır. Bu hükme göre, kira sözleşmesi- nin kiracı tarafının ölümü söz konusu olduğunda, kira sözleşmesi sona ermemekte; tam tersine kiracının mirasçıları, kira sözleşmesine kiracı sıfatıyla devam edebilmektedirler. Xxxx sözleşmesini sona erdirmek iste- yen müteveffa kiracının mirasçıları ise; diledikleri takdirde feshi ihbar dönem ve sürelerine uymak suretiyle, mevcut kira sözleşmesini sonlan- dırabilmektedirler. Konut ve çatılı işyeri kiralarını düzenleyen hükümler arasında yer alan TBK madde 356’da da, kiracının ölümünün sözleşmeye etkisi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye baktığımızda bir kez daha temel ilke- den kopulduğunu ve kiracının ölümünün kira sözleşmesini sona erdir- mediğini görürüz. Konut ve çatılı işyeri kiracısı ölünce, kira sözleşmesi ortadan kalkmayıp devam edecek; konut kiralarında kiracı ile birlikte oturanlar, çatılı işyerlerinde ise, ölen işyeri kiracısının ortakları veya bu ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten mirasçıları, kira sözleşmesini kiracı sıfatıyla sürdüreceklerdir. TBK madde 356 düzenlemesi, bir özel intikal kuralı içerir. Özel intikal kuralı bulunduğunda, ölen kiracıya ait olan ve kira sözleşmesin- den doğan alacak hakkı, ona ait tereke değerleri içerisinde yer almaz. Mirasçılarına yani külli haleflerine intikal etmez. Ölen kiracıya ait olan kullanma hakkı, madde düzenlemesinde işaret edilen kişilere geçer. Konutlarda kiracı ile birlikte oturanların, çatılı işyerlerinde kiracının ortağı olanların ya da ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten miras- çılarının kiracı sıfatıyla mevcut kira sözleşmesine devam edebilmeleri için; ölen kiracının külli haleflerinin bu konudaki tavırlarına bakmak, ancak onlar kira sözleşmesine taraf olmak istemedikleri takdirdedir ki, bu imkanı TBK madde 356 düzenlemesinde adı belirtilenlere tanımak, bu hükmün bir özel intikal kuralını düzenlediği gerçeğinin göz ardı edil- mesi anlamına gelir.teminatlar
Appears in 1 contract
Samples: Kira Sözleşmesi
SONUÇ. Kullandırma borcu doğuran sözleşmelerden doğan hakFinansal kiralama sözleşmesinin geçerli olarak hukuk düzeninde hüküm ve sonuçlarını doğurması için noter tarafından düzenleme şeklinde hazırlanması gerekmektedir. Aksi takdirde, çalışma- mızın başında belirtmiş olduğumuz üzerenoter tarafından hazırlanmaması veya imza tasdiki suretiyle onaylanma şeklinde bir finansal kiralama sözleşmesi geçersiz olacaktır. Ayrıca, hak sahibinin ölümüyle orta- dan kalkarsözleşmenin noter tarafından düzenlenmesinden sonra şerh veya kayıt işlemleri sözleşmenin geçerlilik unsurlarından olmayıp şerh ve kayıt ile finansal kiralama sözleşmelerinin aleniyeti sağlanmaktadır. 82 Noterler Birliği, ölenin terekesi içinde bir değer olarak yer almaz ve miras- çılarına miras yolu ile intikal etmez. Xxxx sözleşmeleri de kullandırma borcu doğuran sözleşmelerdendir. Xxxxxxx genel hükümleri arasında yer alan 333. madde, kullandırma sözleşmelerine özgü bu ilkeye istis- na teşkil eder bir nitelik taşımaktadır. Bu hükme göre, kira sözleşmesi- nin kiracı tarafının ölümü genelgede söz konusu olduğundahukuki sözleşmeyi bizzat düzenleyen, kira sözleşmesi sona ermemekte; tam tersine kiracının mirasçılarıiçeriğine herkesten daha ziyade vakıf bulunan, kira sözleşmesine kiracı sıfatıyla devam edebilmektedirler1512 sayılı Noterlik Kanununun 1. Xxxx sözleşmesini sona erdirmek iste- yen müteveffa kiracının mirasçıları ise; diledikleri takdirde feshi ihbar dönem maddesi gereğince görevlerinin temel amacı hukuki güvenliği sağlamak ve sürelerine uymak suretiyleanlaşmazlıkları önlemek olduğu belirtilen noterlerin, mevcut kira sözleşmesini sonlan- dırabilmektedirlerileride çıkması muhtemel uyuşmazlıkların önlenmesi bakımından yetkili mercilere bildirimde bulunulmasını uygun bulmuştur. Konut C.57 Sa.4 [99-133] Finansal Kiralama Sözleşmesinin Şekli ve çatılı işyeri kiralarını düzenleyen hükümler arasında yer alan TBK madde 356’da da… 131 Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere finansal kiralama sisteminin gereği gibi çalışması için zorunlu olan tescil/kayıt/şerh ve beyan işlemleri açısından aşağıdaki şekilde bir düzenlemenin getirilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir: Sözleşme, kiracının ölümünün sözleşmeye etkisi düzenlenmiştirnoterlikçe düzenleme şeklinde yapılır. Bu düzenlemeye baktığımızda bir kez daha temel ilke- den kopulduğunu Taşınmaz mallara ilişkin sözleşmeler taşınmazın bulunduğu tapu kütüğüne şerh edilir. Kendilerine mahsus özel sicilde kayıtları bulunan taşınır mallara dair sözleşmeler bu malların kayıtlı oldukları sicile şerh olunur ve kiracının ölümünün kira sözleşmesini sona erdir- mediğini görürüz. Konut ve çatılı işyeri kiracısı ölüncekiralayan, kira sözleşmesi ortadan kalkmayıp devam edecek; konut kiralarında kiracı ile birlikte oturanlar, çatılı işyerlerinde ise, ölen işyeri kiracısının ortakları veya bu ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten mirasçıları, kira sözleşmesini kiracı sıfatıyla sürdüreceklerdir. TBK madde 356 düzenlemesi, bir sözleşmeyi kaydedilmesi için ayrıca Finansal Kiralama Şirketleri Birliğinde tutulacak özel intikal kuralı içerirsicile bildirmek zorundadır. Özel intikal kuralı bulunduğundabir sicile kayıtlı olmayan taşınır mallara ilişkin sözleşmeler Finansal Kiralama Şirketleri Birliğinde tutulacak özel sicile kaydedilir. Sözleşmelerin Xxxxxxxx Kiralama Şirketleri Birliğince tutulacak özel sicile tesciline ilişkin usul ve esaslar Finansal Kiralama Şirketleri Birliğinin uygun görüşü alınmak suretiyle Kurumca belirlenir. Kayıt ve şerh hiçbir şekilde geçerlilik şartı olmayıp, ölen kiracıya ait olan kayıt ve kira sözleşmesin- den doğan alacak hakkışerhten sonra üçüncü kişilerin finansal kiralama konusu mal üzerinde aynî hak iktisapları kiralayana karşı ileri sürülemez. 132 BAŞTÜRK AÜHFD Yıl 2008 - Xxxxxx XXXXX, ona ait tereke değerleri içerisinde yer almazÖzellikle Taşınır Yatırım Mallarına İlişkin Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara 1990. Mirasçılarına yani külli haleflerine intikal etmez- Xxxxxx XXXXX, Xxxxxxxx Xxxxxxxx Sözleşmesi’nin Şekline ve Tesciline – veya Şerhine- İlişkin Olarak Finansal Kiralama Kanunu’nda Öngörülmüş Düzenleme ve Yarattığı Sorunlar, Leasing Dünyası EK, Fider Bülteni, S.6, Xxxx 2003. Ölen kiracıya ait olan kullanma hakkı(Bülten). - Xxxxx XXXXX, madde düzenlemesinde işaret edilen kişilere geçerGemilerle İlgili Finansal Xxxxxxxxxxxxxx Xxxxx Bazı Sorunlar, Prof.Dr.Xxxxx Xxxxxxxx’x Armağan, Ankara 1990. Konutlarda kiracı ile birlikte oturanların- Xxxxx XXXX – Xxxxxxx XXXXXX, çatılı işyerlerinde kiracının ortağı olanların ya da ortakların aynı meslek Deniz Ticareti Hukuku I, Beta Basım, İstanbul 2000. - Balca ÇELENER, Finansal Kiralama Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve sanatı yürüten miras- çılarının kiracı sıfatıyla mevcut kira sözleşmesine devam edebilmeleri için; ölen kiracının külli haleflerinin bu konudaki tavırlarına bakmakVergilendirilmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), ancak onlar kira sözleşmesine taraf olmak istemedikleri takdirdedir kiGalatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, bu imkanı TBK madde 356 düzenlemesinde adı belirtilenlere tanımak2002. - Güzide GÜRSOY, bu hükmün bir özel intikal kuralını düzenlediği gerçeğinin göz ardı edil- mesi anlamına gelir.Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003, xxx.xxx.xxx.xx (01.03.2008). - Xxxxxx XXXXXXX, Türk Özel Hukukunda Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi, Yetkin Yayınları, Ankara 1999. - Xxxxxx XXX, Xxxxxxxx Xxxxlama (Leasing), Beta Basım, İstanbul 2004. - Xxxxx XXXXXX, Karşılaştırmalı Hukuk ve Türk Hukukunda Finansal Kiralama, Kazancı Yayınları, İstanbul 1991. - Xxxxx XXXXXXX, Finansal Kiralama Kanunu’na Göre Finansal Kiralama (Leasing), Türkiye Bankalar Birliği Yayınları, Ankara 1988. - Xxxxx XXXXXXX – Xxxxx XXXXXXXX, Finansal Kiralama Kanunu’nun Uygulanmasında Ortaya Çıkan Bazı Önemli Sorunlar, BATİDER, C.XX, S.4, 2000. - Xxxxx XXXXXXX, Taşınmaz Finansal Kiralaması, Leasing Dünyası, FİDER Bülteni, Mart 2002, S.3. - Xxxxx XXXXXXX, Finansal Kiralama Kanununun Uygulamasında Ortaya Çıkan Sorunlar, Leasing Dünyası, FİDER Bülteni, S.16, Ağustos 2006. (Bülten). - Xxxxxxxx XXXXXXXXX, Açıklamalı ve İçtihatlı Finansal Kiralama Kanunu,
Appears in 1 contract
Samples: Finansal Kiralama Sözleşmesi
SONUÇ. Kullandırma borcu doğuran sözleşmelerden doğan hakHer ne kadar Türk Borçlar Kanunu’nun 340. maddesi, çalışma- mızın başında belirtmiş olduğumuz kiraya veren ta- rafından kiracılara yapılacak olan dayatmaların önüne geçmeyi hedeflemesi nedeniyle isabetli bir hüküm ise de, rahatlıkla dolanılmaya müsaittir. Özellikle kiraya verenin, sadece tek bir kiracı ile sözleşme yapmış olduğu hallerde bu bağlantının tespiti oldukça güçtür. Bağlantılı sözleşmeye, kira sözleşmesinden farklı bir tarihin yazılmak suretiyle bu bağlantının koparılmak istenmesi, hük- mün dolanılmasına ilişkin olarak akla gelen ilk örnektir. Bunun yanı sıra söz- leşmenin kurulması aşamasında, bağlantılı sözleşme yapmak konusunda tale- bin kiracıdan geldiğine dair bir yazı alınması da uygulamada gündeme gelmesi mümkün olan yöntemlerdendir. Ne yazık ki, hüküm iyiniyetli olarak kaleme alınmış ise de, bu gibi uygulamalar ile etkisiz hale getirilmek istenmesi muh- temeldir. Bu nedenle söz konusu hükme ilişkin ihtilaflarda hâkimin geniş bir takdir yetkisinin bulunduğunun kabul edilmesi gerekir. Esasen yukarıda da ele aldığımız üzere Türk Borçlar Kanunu’nun 340. maddesinin şartları da oldukça yoruma açıktır. Uygulamada birçok uyuşmazlıkta yasağın şartlarının oluşup oluşmadığı tereddüt yaratacak niteliktedir. Kanaatimizce bu konuda yapılacak değerlendirmede hâkim her zaman hükmün amacını göz önünde bulundurmalı ve her şeyden önce kiraya veren tarafından kiracıya bir dayatmanın söz konusu olup olmadığını araştırmalıdır71. Bu da hiç şüphesiz yukarıda da ifade edildiği üzere, hak sahibinin ölümüyle orta- dan kalkarhâkime geniş takdir yetkisi tanınması zorunluluğunu beraberinde geti- recektir72. Bunun yanı sıra kiracının tacir ya da bir tüzel kişi olduğu işyeri kirala- malarında hükmün uygulanmasının sekiz yıl boyunca ertelenmiş olması da isabetsiz olmuştur. Her ne kadar kiracının tacir olduğu işyeri kiralarında, ölenin terekesi içinde kira- cıların korunma ihtiyaçlarının konut kiralamalarında olduğu kadar yoğun ol- madığı, bu nedenle de konut kiralamaları ile işyeri kiralamalarında farklı ko- ruma yöntemlerinin öngörülmesinin isabetli olacağı söylenebilir ise de, 340. madde açısından bu ayrımın yapılması anlamlı gözükmemektedir. Zira Türk Borçlar Kanunu’nun 340. maddesi kiracıya yapılan dayatmaların önlenmesine yöneliktir. Diğer bir değer olarak yer almaz ve miras- çılarına miras yolu ifade ile intikal etmezhükümde öngörülen korumanın devreye girmesi, ancak kiracıya bir dayatmanın mevcut olduğu hallerde söz konusu olacaktır. Xxxx sözleşmeleri de kullandırma borcu doğuran sözleşmelerdendir. Xxxxxxx genel hükümleri arasında yer alan 333. madde, kullandırma sözleşmelerine özgü bu ilkeye istis- na teşkil eder Dayatmanın olduğu bir nitelik taşımaktadırdurumda da kiracının tacir veya tüzel kişi olmasının ya da kiralanan yerin bir işyeri olmasının önemi olmasa gerekir. Bu hükme göre, kira sözleşmesi- nin kiracı tarafının ölümü nedenle de söz konusu olduğundahükmün yürürlüğünün ertelenmiş olması, kira sözleşmesi sona ermemekte; tam tersine kiracının mirasçıları, kira sözleşmesine kiracı sıfatıyla devam edebilmektedirler. Xxxx sözleşmesini sona erdirmek iste- yen müteveffa kiracının mirasçıları ise; diledikleri takdirde feshi ihbar dönem ve sürelerine uymak suretiyle, mevcut kira sözleşmesini sonlan- dırabilmektedirler. Konut ve çatılı işyeri kiralarını düzenleyen hükümler arasında yer alan TBK madde 356’da da, kiracının ölümünün sözleşmeye etkisi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye baktığımızda bir kez esasen kiraya verenler tarafından yapılacak olan dayatmalara sekiz yıl daha temel ilke- den kopulduğunu ve kiracının ölümünün kira sözleşmesini sona erdir- mediğini görürüz. Konut ve çatılı işyeri kiracısı ölünce, kira sözleşmesi ortadan kalkmayıp devam edecek; konut kiralarında kiracı ile birlikte oturanlar, çatılı işyerlerinde ise, ölen işyeri kiracısının ortakları veya bu ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten mirasçıları, kira sözleşmesini kiracı sıfatıyla sürdüreceklerdir. TBK madde 356 düzenlemesi, bir özel intikal kuralı içerir. Özel intikal kuralı bulunduğunda, ölen kiracıya ait olan ve kira sözleşmesin- den doğan alacak hakkı, ona ait tereke değerleri içerisinde yer almaz. Mirasçılarına yani külli haleflerine intikal etmez. Ölen kiracıya ait olan kullanma hakkı, madde düzenlemesinde işaret edilen kişilere geçer. Konutlarda kiracı ile birlikte oturanların, çatılı işyerlerinde kiracının ortağı olanların ya da ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten miras- çılarının kiracı sıfatıyla mevcut kira sözleşmesine devam edebilmeleri için; ölen kiracının külli haleflerinin bu konudaki tavırlarına bakmak, ancak onlar kira sözleşmesine taraf olmak istemedikleri takdirdedir ki, bu imkanı TBK madde 356 düzenlemesinde adı belirtilenlere tanımak, bu hükmün bir özel intikal kuralını düzenlediği gerçeğinin göz ardı edil- mesi yumulacağı anlamına gelirgelmektedir.
Appears in 1 contract
Samples: Kira Sözleşmesi
SONUÇ. Kullandırma borcu doğuran sözleşmelerden doğan hakHukukumuzda 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu ile ticari işlet- melerin rehnine ilişkin özel bir rehin sisteminin benimsenmesinin temel nedeni, çalışma- mızın başında belirtmiş olduğumuz üzerebaşta üretim araçları olmak üzere ticari işletmenin envanterinde bulunan taşınırların zilyetliğinin devredilerek rehnedilmelerine alternatif yaratılmasıdır. Zira, hak sahibinin ölümüyle orta- dan kalkarişletme envanterindeki taşınırların zilyetliklerinin devri halinde, ölenin terekesi içinde işletmenin faaliyetine devam etmesi ya imkansız hale gelecek ya da önemli ölçüde zorlaşacaktır. 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu, gemi ipoteğine ilişkin hükümleri saklı tutarak, işletme envanterinde bulunan tes- cilli gemiler üzerine ticari işletme rehni kurulmasını engellemişti. Esasında bu yaklaşım, ticari işletme rehninin varoluş amacına uygundu. Gemi ipote- ğinde de geminin zilyetliğinin rehin alacaklısına devredilmesine gerek olma- dığından, işletme envanterindeki tescilli gemi rehnedildiğinde ticari işletme- nin faaliyetlerinde kullanılmayaya devam edilebiliyordu. 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, ticari işlemlerde taşınır rehni uygulamasını genişletmek amacıyla işletmenin bütünü yerine, işletme envanterinde bulunan varlıkların münferiden rehnine olanak sağla- yan bir değer sistem getirmiş ve sadece özel sicillerine tescil yoluyla üzerinde re- hin kurulabilen varlıkları kural olarak yer almaz ve miras- çılarına miras yolu ile intikal etmez. Xxxx sözleşmeleri de kullandırma borcu doğuran sözleşmelerdendir. Xxxxxxx genel hükümleri arasında yer alan 333. madde, kullandırma sözleşmelerine özgü bu ilkeye istis- na teşkil eder bir nitelik taşımaktadırKanun’un kapsamı dışında bırakmıştır. Bu hükme göre, kira sözleşmesi- nin kiracı tarafının ölümü çerçevede 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu dönemi ile uyumlu olarak tescilli gemiler üzerinde ticari işlemlerde taşınır rehni kurulması kural olarak söz konusu olduğundaolmayacaktır. Öte yandan, kira sözleşmesi sona ermemekte; tam tersine kiracının mirasçılarıgüvence altına alınan alacak tutarının işletme envanterinde bulunan varlıkların münferiden rehni ile güvence altına alınamadığı hallerde, kira sözleşmesine kiracı sıfatıyla devam edebilmektedirler6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu uyarınca işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulmasına da imkan tanınmıştır. Xxxx sözleşmesini sona erdirmek iste- yen müteveffa kiracının mirasçıları ise; diledikleri takdirde feshi ihbar dönem İşletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehin, kuruluşu anında işletmenin faaliyetine özgülenmiş tüm değerleri kapsayacağından tescilli gemiler de işletme kapsamında rehnedilmiş sayılacaktır. Gemi ipoteği ve sürelerine uymak suretiyle, mevcut kira sözleşmesini sonlan- dırabilmektedirler. Konut ve çatılı işyeri kiralarını düzenleyen hükümler arasında yer alan TBK madde 356’da ticari işlemlerde taşınır rehni özlerinde birer sicil rehni olsalar da, kiracının ölümünün sözleşmeye etkisi düzenlenmiştirher iki rehin türü arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Bu düzenlemeye baktığımızda Tescilli bir kez geminin genellikle bir ticari işletme bünyesinde faaliyet göstereceği gözetildiğinde günümüzde bu gemilerin rehni konusunda ikili bir sistem ortaya çıkmıştır. Fakat, ticari işletmenin bütünü üzerinde rehin kurulmadığı durumlarda gemi ipoteği tescilli gemilerin rehnine ilişkin tek yöntem olma özelliğini de korumaktadır. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nun bu tercihinin nedenini anlamak zordur ve bu tercih Kanun’un maddeleri arasın- daki uyumsuzluğun göstergesidir. Kanımızca gerek münferiden gerekse işletmenin bütünü üzerinde kurulacak rehinler için gemi ipoteğinin saklı tutulması daha temel ilke- den kopulduğunu ve kiracının ölümünün kira sözleşmesini sona erdir- mediğini görürüzuygun bir tercih olurdu. Konut ve çatılı işyeri kiracısı ölünce, kira sözleşmesi ortadan kalkmayıp devam edecek; konut kiralarında kiracı ile birlikte oturanlar, çatılı işyerlerinde ise, ölen işyeri kiracısının ortakları veya bu ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten mirasçıları, kira sözleşmesini kiracı sıfatıyla sürdüreceklerdir. TBK madde 356 düzenlemesi, bir özel intikal kuralı içerir. Özel intikal kuralı bulunduğunda, ölen kiracıya ait olan ve kira sözleşmesin- den doğan alacak hakkı, ona ait tereke değerleri içerisinde yer almaz. Mirasçılarına yani külli haleflerine intikal etmez. Ölen kiracıya ait olan kullanma hakkı, madde düzenlemesinde işaret edilen kişilere geçer. Konutlarda kiracı ile birlikte oturanların, çatılı işyerlerinde kiracının ortağı olanların ya da ortakların aynı meslek ve sanatı yürüten miras- çılarının kiracı sıfatıyla mevcut kira sözleşmesine devam edebilmeleri için; ölen kiracının külli haleflerinin bu konudaki tavırlarına bakmak, ancak onlar kira sözleşmesine taraf olmak istemedikleri takdirdedir kiTescilsiz gemiler üzerinde gemi ipoteği kurulması mümkün olmadığın- dan, bu imkanı TBK madde 356 düzenlemesinde adı belirtilenlere tanımak, bu hükmün gemilerin ticari işlemlerde taşınır rehnine konu olabilmesi ise işlet- menin faaliyetinin devamı bakımından olumlu bir özel intikal kuralını düzenlediği gerçeğinin göz ardı edil- mesi anlamına gelirdüzenleme olma özelliğini korumaktadır.
Appears in 1 contract
Samples: Gemi Rehni Sözleşmesi